13.07.2015 Views

İstanbul İmgeleri - Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi

İstanbul İmgeleri - Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi

İstanbul İmgeleri - Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Varlık <strong>ve</strong>rgisinin doğuya sürdüğü Yahudiler o saatlere döndüler kaderlerinin izinden.Memleketten buraya izini sürdüğü kağnısının Sultanahmet Parkı’nın ortasında döşündenvurdu biri, yoldan çıkanları, kötü yola düşenleri analarına babalarına teslim etti yetim kalplipolisler. Adamın biri yol ortasında kalpten öldü; insanlar en çok kalpten öldüler. Kendiniyokuşa süren Cağaloğlu tanelendi, kestaneler kendini döktü, ıhlamur ağaçları kokularınıtazeledi, çınarların gövdesi geçen yıldan en kazanıp genişledi, ağaç adını bilmeyenlerinyazarken söylerken sayamadıkları kışın yaprak dökmeyenleri dahil bütün ağaçlar adsızlığayapraklandı <strong>ve</strong> kırtasiyeciler çizgili çizgisiz kareli defter açtılar, pergeline, gönyesine, eylülünders kitaplarının arasında bakır çalığı güz yaprakları uçuşmaya başladı.Her yaşın kalbi erken yaşta kırılmış kırgınları, hüzün erken geldi bu yıl diye yazdılar kenarlarıkalp kilitli süslü günlüklerine. Mehtap ut, kanun, tambur, keman seslerini karşı kıyılara taşıdı.Sandal sefaları uzaklaşan seslerle geçmişte kalırken markası yenilenmiş irili ufaklı radyolarınsesi biraz daha açıldı. Mektepliler matine saatlerinde sinema önlerinde, muhallebicilerde,bozacılarda, pastanelerde, daha sonra kafelerde, publarda, hikâyelerinden çok hayallerininolduğu toy yaşların şarkılarını, hislerini, korkularını, yanlış <strong>ve</strong> doğrularını içlerindengeçirdiler <strong>ve</strong> içlerinden bazılarının gençliği bir hastalık gibi geçecekti, öyle de geçti. Ömürboyu sürecekleri sandıkları şeyler yalnızca birkaç aylarını aldı. Hiç istemedikleri kadarbüyüttü onları anaları babaları, hayat; çok kişi istediği gibi bir insan olamadı.Eylülü eylülün sesiyle bildi, mendili kan sesleriyle; tahtaya kaldırılan çocukların geçemediğiderslerde önü kesilen şiirlerin kanı mor aktı deftere. Hep fazla mesaiye kalan tamirciçıraklarıyla çeyizi yarım düzen o<strong>ve</strong>rlokçu kızın hayallerini üst üste kesime sokan tekstilatölyelerinin öğle sıcağından, sesi sonuna kadar açık radyolardan yükselen istekparçalarından, tarihini niyet tutanlardan, evinde oturup programa telefonla bağlananlarınseslerinin boğumlarında farkına varamadıkları umutsuzluklarından, yarışmaya katılıp dakazandıkları armağanların düşük ayar hayallerinden geçti de tünellerine daldığı Kapalıçarşı’ınkapalı kutularını, ışık körü kuyumcu vitrinlerini, takılacağı parmağın hasretini çekenyüzüklerle koluna yürüyeceği bileği bekleyen bileziklerini, kolu kopuk vitrin mankenlerinintaş kesilmiş hüznünü, ağa düşen kadınları, fabrikada tütün saranları, Cibali Tütün Fabrikası’nı<strong>ve</strong> Cibali Karakolu’nu, karakoldaki aynaları <strong>ve</strong> kız kolundaki damgaları, babasız evleri, avareyılları, arkadaş ıslıklarını, Meserret Oteli’ni Şah Kah<strong>ve</strong>si’ni tanıdı.12

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!