13.07.2015 Views

aralık 2010 - TED Alanya Koleji

aralık 2010 - TED Alanya Koleji

aralık 2010 - TED Alanya Koleji

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

BUNUBİR DE BENDEN DUYASINİS<strong>TED</strong>İM…<strong>TED</strong> ALANYA KOLEJİİLKÖĞRETİM 8.SINIF ÖĞRENCİLERİTÜRKÇE DERSİ PROJE ÜRÜNLERİULUSUMUZUN YÜZ AKI OLMUŞKİŞİLERE MEKTUPLARProje Sorumlusu ve Son Okumacı (Redaktör):DENİZ İLMAK<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> TDE Öğretmeni<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> YayımıAralık <strong>2010</strong>-<strong>Alanya</strong>0


SUNUŞ…Öğrenmek ve yaratmak, birbirini en iyi tamamlayan eylemlerdir. Söz konusu şey sözcüklerolunca da bu iki sözcük, öğrenmek ve yaratmak, birbirlerine sevgi ile mutluluk kadaryakışıyorlar…İyi öğrenmiş insan, mutlaka öğrendiği şeye dair bir ürün yaratmaya meyleder. Bu, içindeyaşadığımız varlıklar ve eylemler evrenindeki belki de en güzel neden-sonuç bağlantısıdır…<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> ailesinin değerli bireyleri,Şimdi okumakta olduğunuz bu mektup antolojisinin öyküsü, doğaya ve bizi kuşatan evrenedair öz bilgiyi en doğru biçimde öğrenen gençlerin, bu kazanımı somut bir ürünedönüştürmelerinin öyküsüdür. Buna “bilginin kaslara intikali” diyelim dilerseniz…<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>, bilgiyi kaslara intikal ettirmeyi ilke edinmiş yenilikçi bir eğitimkurumudur. Bununla birlikte biz, ülkemizin en köklü özel öğretim kurumu olarak var olanen güçlü eğitim geleneğinden filizlenmiş bir değer olduğumuzun da bilincindeyiz.<strong>TED</strong>’li olmanın bir ayrıcalık olduğunu, en çok <strong>TED</strong>’in yeni kuşaktan evlatları böylesi ürünleryarattığında duyumsayınız; çünkü ürünler ve somutlaşmış davranışlar, bizim evrendebırakacağımız yegane izlerdir… Ben, şimdi bu duyguların etkisi altındayım. <strong>TED</strong>’li olmanınnasıl bir ayrıcalık olduğunu ve aynı zamanda bize nasıl bir sorumluluk yüklediğini şimdi çokdaha iyi anlıyorum. Diliyorum ki öğrencilerimiz sanatın, bilimin, sporun sınırsız ufuklarındadaha nice ürünler verirler, öğrendiklerini yaşama aktarırlar.Ailemizin tüm bireyleri ufkumuzun, düşlerimizin, sorumluluklarımızın Oba’daki yerleşkeduvarlarımızla sınırlı olmadığını bilirler. Biz, duvarın dışındaki <strong>Alanya</strong>’yı, Türkiye’yi hattadurmaksızın devinen gezegenimizi umursayan ve hesaba katan bir eğitim anlayışınınparçalarıyız. Böyle oluşumuz, öğrenci ürünlerine ilişkin dileğimin <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> çatısıaltında gerçekleşeceğine dair güçlü bir ipucu yaratıyor...Bu ürünü oluşturanlara ve tabii ürünü doğuran “Bunu bir de benden duyasın istedim…” afişbaşlıklı mektup yazma kampanyasını gerçekleştirenlere içtenlikle teşekkür ediyorum.Halûk ÇELİK<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> Genel Koordinatörü1


BU ÜRÜN HAKKINDA…“Mektup türü öldü artık!” diyorlar; desinler, siz inanmayın!.. Roman, öykü, şiir türleri gibimektup türü de teknolojinin tetiklediği tüm değişim ve gelişimlere karşın, hatta bubaşkalaşımdan güç alarak varlığını sürdürüyor. Tabii yeni giysileriyle…Elbette bilhassa “özel mektuplar” eskisi kadar yer tutmuyor yaşantımızda. Daha çokelektronik postayla, kısa telefon iletileriyle eşe dosta ulaştırdığımız duygular, düşünceler,haberler, narin kağıt zarfları boşaltalı beri daha az mektup yazıyoruz ve bir mektup almanınmutluluğunu da daha az yaşıyoruz; fakat öte yandan iş mektupları ve resmi mektuplar,yaşamımız biraz daha ticarileştiğinden beri belki eskisinden daha çok çıkıyor karşımıza.Yani mektup, dört başı mamur yaşıyor…Mademki resmi mektuplar ve iş mektupları yaşıyor, mademki bizim şimdi özel mektuplarında yaşadığını kanıtlamak gibi özel bir sorumluluğumuz var ve mademki mektup türü,elektronik ileti ve kısa telefon iletisi (SMS) için de temel oluşturan bir tür, o halde gençkuşağa mektubun ne olduğunu-ne olmadığını iyi öğretmek gerek. Sadece genç kuşağa mı?“Hayır!” elbette; biz de mektup yazmayı yeniden öğrenmeli, mektubun işlevini yenidenkeşfetmeliyiz belki… İşte bu gereksinimden ötürü “Bunu bir de benden duyasın istedim!”afiş başlıklı projeyi yaşama aktardık…“Bir de benden duy…” Yani sevgimizi, şükranımızı bir kez de biz duyuralım diledik…Türk toplumunun yüz akı olmuş sanat, bilim, spor, kültür insanlarına, daha önce belkiyüzlerce kez işittikleri şeyi bir kez de biz söyleyelim istedik:Sizi çok seviyoruz, sizinle aynı ulusun bireyi olmaktan kıvanç duyuyoruz, sizi önemsiyoruz…Fakat niye? Kaynağında ne var bu sevginin? Şükran duygumuzun bu boyutunu da görünürkılmak istedik mektuplarımızla…Bu amaçla “beklentilerimizi” kattık işin içine… Bizi aydınlatanlara, kıvanç kaynağımızolanlara, bundan sonra kendilerinden ne beklediğimizi de iletelim istedik…Yanıt alıp almayacağımızı bilmeden, üstelik bunu fazla da önemsemeden yazdıkmektuplarımızı…2


Bu antolojide yer alan mektuplar, yazıldıkları tarihlerin kronolojik dizimine göre sıralandı.<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> 8.sınıf öğrencilerinin yazdıkları mektuplardan yola çıkarak genç kuşağınşimdiki idolleri hakkında fikir edinebilecek olmamız, dikkate değer bir başka ayrıntı…Gençlerimiz, çocuklarımız kimleri örnek alıp idolleştiriyorlar;Kimin hangi özelliğinden etkileniyorlar;Çocuklarımız, kahramanlaştırdığı kişilerden neler bekliyorlar?..Bu durum, ciddi sosyolojik araştırmalarla daha derinlenmeli belki de. Bizimki, öyle birbilimsel irdelemeye girişmek isteyenler için romantik bir başlangıç adımı olsun……Bir başka açı: Hayallerimiz, <strong>Alanya</strong>’nın çok ötesine geçti… Bu önemliydi; <strong>Alanya</strong>’nın ötesinidüşlemek ve oraya gerçekten erişebilmek… Ünlülere seslenmek… Bu arada, yapacağımızyarı hayal yarı gerçek bu tanışma yolcuğunda bir yandan da <strong>Alanya</strong>’yı ve <strong>Alanya</strong>’yıaydınlatan <strong>TED</strong> kültürünü tanıtmak… Bu “sınır ötesi hayal ayrıntısı” çok önemliydi bizimiçin… Düşümüzün bize yüklediği sorumlulukla yürüttük bu projeyi…Son olarak;Anadil dersinde böyle bir etkinliği gerçekleştirmemize olanak tanıyan eğitsel yaklaşımıayakta alkışlamak gerekli… Bu bakımdan, tüm iyi ve yaratıcı düşünceleri önemseyen,bunlara gelişim olanağı sunan Türk Eğitim Derneği kültür ve geleneğini, bu ürününyaratıcıları olarak biz de ayakta alkışlıyoruz…Değerli bir fikri önemseyerek onu projeye, sonrasında bir kampanyaya ve son olarak daelinizdeki kitaba dönüştüren desteklerinden ötürü <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> yönetimine yürektenteşekkür ediyoruz…Bu ürünü, bugüne dek sayısız mektubu ellerden gönüllere eriştiren ve bu yıl kuruluşunun170. Yılını kutlayan Posta teşkilatımıza da ithaf ediyoruz…Okurların beğeneceğini umarak, en iyi dileklerimizle…Deniz İLMAKMektup yazanlar, projeye katkı koyanlarve <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> Türkçe-Sosyal Bilimler Bölümü öğretmenleri adına3


8-A SINIFIÖĞRENCİLERİNDEN MEKTUPLAR:(Mektupların sıralanmasında ürünlerin teslim tarihleri dikkate alınmıştır.)Levent Türkeli (Zülfü Livaneli’ye mektup…)Onur Sandal (Mesut Özil’e mektup…)Cemre Arık (Ayşe Arman’a mektup…)Taha Sevim (Cenk Çalışır’a mektup…)Begüm Temizci (Ümit İbrahim Kantarcılar’a mektup…)Özgün Özdeş (Sunay Akın’a mektup…)Batuhan Avcu (Dr. Mehmet Öz’e mektup…)Melis Karaca (Ali Kırca’ya mektup…)Sevban S. Müderisler (A. Süreyya Durna’ya mektup…)Berkay Tecer (Tanju Çolak’a mektup…)Nevra Çetinkaya (Işıl Alben’e mektup…)A.Tunahan Tok (Cem Yılmaz’a mektup…)İrem Özkan (Sunay Akın’a mektup…)Emre Artan (Mesut Özil’e mektup…)Ü.Buğra Alan (Cem Yılmaz’a mektup…)Ezgi Kaleciklioğlu (Canan Tan’a mektup…)Erencan Tolay (Mesut Özil’e mektup…)4


Sevgili Zülfü Livaneli,Sizi ilk tanıdığımda ne yaptığınızı, hangi meslekle meşgulolduğunuzu anlayamamıştım. Televizyondaydınız... Şiir okuyordunuz... Sonraşarkı söylemeye başladınız... Şaşırdım...Birkaç gün sonraysa okulumun kütüphanesinde kitabınızı gördümve buradan da yazar olduğunu anladım... Sizin hakkınızda araştırma yaptım...Siz, bunca işin altından nasıl kalkıyorsunuz; hep merak ettim. Buişleri basitçe yapsaydınız anlardım; ama her birini o kadar iyi başarıyorsunuz ki...Anlayabildiğim bir şey var: Siz, bir sanatçısınız... İşte bu yüzden sizi çokseviyorum! Ben de birçok yurttaş gibi sizi örnek alıyorum... Farkında olmadanbenim hayatıma yön veriyorsunuz...Benim hayatıma yön verişinizle ilgili olarak şunu açıklamalıyım: Enbaşta azimli ve yılmaz olmayı öğreniyorum sizden. Türkçe öğretmenim "Yaşamöyküsüne dikkat et!" dediğinde anladım ki yaşamınız hep savaşmakla geçmiş...Kötülükle, gerilikle, geri kalmışlıkla savaşmışsınız hep... Türkçe dersindebaşladığımız mektup projesinde de işte bu yüzden size mektup yazmayı seçtim."Bunu bir de benden duyasınız istedim": Sizi çok seviyorum... Sizi çok seviyoruzSevgili Livaneli...Bu projede bir de yeni beklenti dile getirmem gerekiyor. Projededim diye soğuk bakmayın lütfen, bu ödev olmasa da size yazmak isterdim.Duymanızı isterdim ki sizden yeniden ülke yönetimine katılmanızı bekliyoruz.Annem, babam, ben, birçok arkadaşım, birçok öğretmenim... Çok incindiğinizi,düş kırıklığı yaşadığınızı, bunları yine yaşayabileceğinizi biliyoruz ama sizibekliyoruz. Etrafınızı gerçekten değiştirmek için bunu yapmanızı bekliyoruzsizden...Ve sizi çok seviyoruz... Sesiniz hiç kısılmasın Sevgili Zülfü Livaneli...Saygılarımla Levent Türkeli,<strong>Alanya</strong>'dan...5


Sevgili Mesut Özil,Ben, <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> 8.sınıf öğrencisi Onur Sandal. Bu mektubuyazmamın sebebi sana olan hayranlığım.Seni üç yıldır takip ediyorum; maçlarını kaçırmadan izlemeyeçalışıyorum. İlk defa 2007 yılında Werder Bremen forması altında ŞampiyonlarLigi'nde izledim. Sana olan hayranlığım da o maçlardan sonra oluştu.Bundan sonra senin Bundesliga maçlarını izlemeye başladım.Bundesliga maçlarında çok iyi performans gösteriyordun. Dünya da seni yavaşyavaş tanımaya başlamıştı. Daha çok gençtin ama yeteneğin apaçık ortadaydı.2008 yılında performansını iyice arttırdın ve lig maçlarında çok güzel oynadın…<strong>2010</strong> yılındaki Dünya Kupası'nda artık gerçek bir yıldızdın ve artıktüm dünya, sana derin hayranlık duyuyor...Dünya Kupası'nın ardından Real Madrid'den çok güzel bir teklifaldın ve sen de her futbolcunun yapacağını yaptın yani bu teklifi kabul ettin.Burada da çok iyi bir performans sergiliyorsun. Hele Real Madrid formasıylaAtletico Madrid'e karşı oynadığın futbol ve frikik golün müthişti. Artık hiç kimseen ufak bir kuşku duymuyor: Sen, dünyanın en iyi futbolcularından birisin.Önünde daha çok uzun yıllar var... Kısa zaman içinde dünyanın bir numaralıfutbolcusu olacağına da yürekten inanıyorum. Dahası, ben bunu şimdidenbiliyorum…Uzun yıllar sonrasını düşündüğümde “Futbolculuğu bıraktıktan sonra dafutbolla ilgilenmeni, gelecek kuşaklar için futbol okulları açmanı, özellikleseninle aynı rüyayı paylaşan gurbetçi çocuklarından olağanüstü yetenekteolanlara umut olmanı çok isterim. Kendi adıma değil tabii, seninle aynı atalarınçocuğu olan tüm gençler ve çocuklar adına dilerim bunu…Öte yandan, futbol fanatiklerinin yorumlarına kulak asmamanı diliyorumsenden. Lütfen, senin Alman milli takımı formasını seçmenden sonra bizimgazetelerimizde ve televizyonlarımızda yapılan acımasız eleştirileri unut. Onlar,son derece duygusal şeylerdi ve biliyoruz ki senin yerinde olsaydı, futboloynayan her on Türk’ten yedisi aynı şeyi yapardı. Hatta en acımasız futbol6


fanatikleri bile… Sen, duygularını inkâr etmedin; ama bununla birlikte zekice birtercih yaptın… Şimdi bulunduğun yer ve bizim de seni milletçe alkışlamamızkanıtlıyor ki sen en doğru olanı yaptın…Gelecekte de doğru olan şeyler yapacağından kuşkumuz yok…Başarılarının devamını diliyorum. Umarım bu performansını devamettirirsin ve umarım benim mektubumu okumaya vaktin olur. Okursan ve banayanıt yazarsan çok mutlu olacağım…Sana daima sağlık ve mutluluk diliyorum. Her şey düşlediğin gibiolsun Sevgili Kahramanım…SevgilerimleOnur SANDAL,<strong>Alanya</strong>-Antalya / Türkiye7


Sevgili Ayşe Arman,Hayatı bir televizyona benzetiyorum. Kanalları ne kadardeğiştirirsen değiştir, hep aynı haberi sunan küçük bir kutuya... Fakat ne zamansizin programınıza rastlasam o an adeta hayatın en güzel koyunda demiratıyorum… Çünkü siz, her şeye farklı bakıyorsunuz ve her an farklı birdüşünceyle kendinizi hatırlatmayı, yeniliğe öncü olmayı beceriyorsunuz. Siz,harika bir gazeteci ve harika bir idolsünüz…Ben 8. sınıfa gidiyorum… Hayallerin büyüdüğü, rüyalarınsa artıkbirer masal olmaktan çıktığı bir yaştayım. Fakat üzgün bir genç kız değilim asla;rüya gibi bir hayata ve farklı düşüncelere sahibim. İyi de bir gün televizyonumbozulursa ya da Ayşe Arman'ın programının yayınlandığı kanalı çekmezse... Ah,ne yaparım?.. Yine bir yolunu bulup 'Ben buradayım!' der misiniz o zamanhayranlarınıza?Bir yandan da yazılarınızı takip ediyorum uzun süredir. Kendimdenmutlaka bir şeyler buluyorum her yazınızda. Bunun nedeni sanırım sizinkinebenzer düşlerimin olması. Fakat siz hayallerinizi gerçekleştirdiniz benimkiler isehenüz gerçekleştirilmeyi bekliyor: Mesela dünyayı dolaşmak istiyorum… Farklışeyler tanımak, yeni kültürler görmek, bugüne dek tatmadığım yemeklerintadına bakmak istiyorum...Aslında galiba “kalabalıkların içinde ama kalabalığa benzememiş”ve kalabalığın değerlerinden kopmamış “herkesten farklı, apayrı biri” olmakistiyorum… Her şeye farklı bakmayı ve yeni fikirler edinmek istiyorum...Sizi öyle çok seviyorum ki… Sizin bilinmezleri keşfetmeyolculuğunuza çıktığınız gibi ben de kendi yolumda yürümek istiyorum...Sevgili Ayşe Arman,Söyler misiniz ne yapmalıyım ben? Neye yaslanmalıyım ve hangiduygudan kaçınmalıyım?..Ne kadar uzun sürerse sürsün yanıtınızı merakla bekleyeceğim…Sevgilerle, saygıyla…Cemre...<strong>Alanya</strong>8


Sevgili Cenk Bey,İlk kitabınız “Satranç Cinayetleri”ni okudum. Buraya kadarı olağanbir şey; ama bilmelisiniz ki ben, kitapları bitirmek için pek acelecidavranmamama rağmen sizin kitabınızı üç günde hemen okuyarak bitirdim. Bu,benim için bir rekor. Bu, bizim ortak rekorumuz, ne de olsa sizin sayenizdekırdım bu rekoru…Gerçekten de ilk defa bu kadar güzel bir polisiye kitap okudum.Daha önce okuduğum kitaplar meğerse çok basit ve sıkıcı polisiyelermiş. Sizinkitabınızı okuduktan sonra bir de şunu düşündüm: Anneler, babalar,öğretmenler, çok okumasını istedikleri çocuklarına sizin yazdığınız gibisürükleyici kitaplar önermeli. Bu kadar beğendiğim bir kitabın sizin ilk kitabınızolması çok şaşırtıcı. Öte yandan sizin gelecekteki başarınızın da habercisi…Biliyor musunuz, aslında benim bu kitabı almamın gizli nedeniismindeki “Satranç” kelimesi idi. Satranca ilgi duyarım ve iyi oynarım. Kitabı,okul ile bir gezi yaptığımız sırada aldım. Gezi bittikten sonra kitabınızı okumayabaşladım. Kitabınızı diğer kitaplardan ayıran en büyük özellik, girişten bitime heradımının sürükleyici olması... Diğer kitaplarda genelde ilk kısımları sıkıcıbulurum; bana hızlı çekim filmler gibi gelirler… Böyle olunca da okuma iştahımkursağımda kalır. Tabii aynı zamanda polisiye kitaplarını sevdiğim için bu kitabıaldım. Kitapta en çok hoşuma giden karakter “Ercan”... Hem iyi satrançoynuyor hem de fiziksel olarak güçlü biri; ama her karakterin kendine has tarzıolduğu için hepsi birbirinden güzel. Kitabı, arkadaşlarımın fısıltılarını bileduymayacak kadar yoğunlaşarak okudum. O kadar sürükleyici bir kitap kikendimi kitabınızın içine düşmüş gibi hissettim…Değerli Cenk Bey,Diğer kitabınız “Zehr-i Katil”in adını duydum. Okumak için günsayıyorum, hele bir sınavlar azalsın… Polisiye kitapları yazdığınız için sizinyazacağınız her kitabı okumaya kararlıyım. Sizden, bir okurunuz olarak, harikakitaplarınızın sonunun gelmemesini diliyorum. Satranç Cinayetleri gibi başkakitaplar da yazmanızı bekliyorum. Gerçekten ilk defa böyle bir kitap okudum.Beni çok mutlu ettiniz; umarım siz de çok mutlu olursunuz …Hayranınız Taha,<strong>Alanya</strong>…9


Ümit İbrahim Kantarcılar,Merhaba ben Begüm 14 yaşındayım ve <strong>Alanya</strong>’da yaşıyorum.Öğretmenimiz bir ünlüye mektup yazacağımızı söylediğinde çok sevinmiştim .Kaç kişinin eline bu fırsat geçebilir ki?Ablam ve ben seni çok beğeniyoruz. İşini çok iyi yapıyorsun.Tiyatroya çok önem veriyorsun bu çok güzel bir şey çünkütoplumumuzda tiyatro artık çok önemli değil. Öğrenimi tiyatro olup dizilerdeoynayan çok oyuncu yok. Bu da senin farkın…Hayalinin “tiyatro okulu açmak” olması ne güzel… Ancak şöyle debir durum var: <strong>Alanya</strong>’yı az çok biliyorsundur, sen de Antalyalısın… <strong>Alanya</strong>’yatiyatro bakımından ne yazık ki fazla ürün gelmiyor… Aslında ülkemizde <strong>Alanya</strong>gibi küçük yerleşim yerlerine iyi tiyatrolar gelmemekte ve bu önemli bir sorun.Herhangi birisine <strong>Alanya</strong> da yaşıyorum dediğimiz zaman “Oh ne güzel, hep tatilyap!” diyorlar ancak ünlü tiyatro oyuncularının tercih ettiği yerler olamıyoruz neyazık ki... Buna çok üzülüyorum... Öğrenci olduğumuz için sürekli Antalya‘yagidip tiyatro izleme gibi bir fırsatımız olmuyor…Okulda bende tiyatro kulübündeydim. Bir sene boyunca bir gösteriiçin çalıştık ve sene sonunda “Seviyeni Belirleyen Sanattır” adlı oyunumuzusergiledik. Çok zevkliydi. Tiyatroyu çok seviyorum...Senden şöyle bir isteğim var;Mustafa Alabora, Müjdat Gezen gibi çok değerli insanlardan dersaldın ve hala Ali Poyrazoğlu’yla çalışıyorsun. Ayrıca kendine ait bir stand-upgösterin var. <strong>Alanya</strong>’da da stand-up gösterinin olmasını isterim. AliPoyrazoğlu’nun da tiyatrolarının <strong>Alanya</strong>‘ ya gelmesini dilerim. Umarım sen,ustaları ikna edebilirsin… Hem bunun için acele etmene gerek yok, başarılarlasüslenecek upuzun bir ömür seni bekliyor…Yolun her zaman açık olsun… Alkışlarla yücel daima…Sevgilerle…Begüm Temizci,<strong>Alanya</strong>10


Sevgili Sunay Akın,Ben <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>'nden Özgün Özdeş... Size bu mektubu yazmanedenim, Türkçe dersinde yürüttüğümüz “Bunu bir de benden duyasınistedim!” temalı projemiz… Ulusumuzun yüz akı olmuş kişilere erişmeyeçalışıyoruz. Ben de bu projede, size yazacağım bir mektupla yer almak istedim…Adınızı ilk kez <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>'ndeki konferansta duydum. Siziizledikten sonra birazcık utandım; adınızı çok daha önce öğrenmem gerekirdidiye düşündüm. Farkında değilsiniz tabii; ama o etkinlikte beni kendinize hayranbıraktınız. Ondan sonra kitaplarınız olduğunu öğrendim. Hepsi birbirindengüzel… Belki de ilk defa, ilaç arar gibi adıyla şiir kitabı aradım… Sizin kitaplarınızıaradım…Televizyon programı yapmaya başladığınızda çok sevindim.İmkanım oldukça da sizi izliyorum. Ne güzel tartışıyorsunuz; kavga etmeden,düşmanlaşmadan dostlarınızla… Siz önemli konularda saklı kalmış detaylaradikkat çekerek yaratıcılığınızı sergileyip yaratıcılığımızı geliştiriyorsunuz. Ülkedesizin gibi bilgili ve hayatı anlamış birkaç kişi olduğunu bilmek beni çok mutluediyor. “Eğer siz bu ülkede yetiştiyseniz ben de bu ülkede bir yere varabilirim,ülkem daha da güzelleşebilir…” diye umutlanıyorum…Şiirimizin büyük ustası,Mektubumu bitirmeden sizden bir ricam olacak. O ünlü oyuncakmüzenizin bir gezgin ayağını, diyelim ki bir “gezgin oyuncakçı otobüsü” yaratırmısınız? Böylece <strong>Alanya</strong>'da ve diğer şehirlerde de şube açmış gibi olursunuz.Don Kişot gibi, uzak şehirlerin oyuncaksız dünyalarına da savaş açmışolursunuz… Sizin bu hayalinize destek olacak zenginler nasılsa vardırülkemizde…Dilerim mektubum size ulaşır ve bana cevap verirsiniz…Size sağlık ve esenlik diliyorum. Saygılarımla, selamlarımla…Özgün Özdeş,<strong>Alanya</strong>11


Sevgili Doktor Mehmet Öz,Öncelikle size doktorluğunuzdan, insan yaşamına çok incedokunuşunuzdan dolayı hayran olduğumu belirtmek isterim. Bu hayranlığım,sizin dünya çapında ünlü bir doktor oluşunuz ve başarınızın tüm dünyadabilinmesi ile kat kat arttırıyor.Sizin Türkiye’de büyüyüp, Amerika'da okuyup başarılı bir Türkdoktoru oluşunuz takdire değer bir durumdur. Sizin başarınızı devamlı takipediyorum ve hayranlıkla izliyorum. Özellikle karşılıksız olarak Türk halkınınsağlığı ile ilgili girişimleriniz, sağlık problemleri olanların tedavi prosedürlerinionlara karşılıksız olarak aktarmanız bizim için büyük bir kazanımdır. Ben,ilköğretim 8.sınıf öğrencisi olarak bu emeklerinizi fark edebiliyorsam eğer,umuyorum ki büyüklerim çok çok daha olumlu şeyler düşünüyorlardır siziniçin…Değerli Mehmet Öz,Başarılı tedavilerinizi Türkiye'de devam ettirmenizi ve devamlıolarak halkımızın sağlık problemlerini birinci elden tedavi etmenizi gönüldendiliyorum. Hatta açık söylemeliyim ki tıpkı bir zamanlar Hasan Ali Yücel’in eğitimsistemimizi baştan yaratması gibi şimdi sizin de sağlık sistemimizi baştan sonayenilemenizi hayal ediyorum…Sizin Türkiye'ye dönüşünüz ve yurdunuza yerleşmeniz bizim başarılıbirçok vatandaşımızın ülkemize gelip çalışmalarını sürdürmelerine örnekolacaktır; ama belki de siz orada en doğrusunu yapıyorsunuzdur. Öyleyse,benim davetimi boş verin ve lütfen Amerika’da ulusumuzu, Atatürk’ünçocuklarını iyi temsil edin…Sizi daima Türk halkının sağlığıyla ilgilenir görmek dileğiyle…Hayranınız Batuhan Avcu,<strong>Alanya</strong>-Antalya / Türkiye12


The PeopleSuba District is predominantly inhabited by the Abasuba, aBantu-speaking people believed to have originally migratedfrom Central Africa centuries ago. The name ‘Suba’ means‘the people who are always wandering’. As a result ofassimilation and intermarriage with the Luo, a Nilotic groupthat is predominant in the larger Nyanza region, the Subaculture has come under pressure and the language was listedin UNESCO’s Red Book of Endangered Languages in 2003.12Benta Ochieng’ holding Nile perchThe rock art, however, pre-dates these migrations and isthought to be the work of ancestral hunter-gatherer people,sometimes known as Twa. Nonetheless, the Abasuba longago embraced the art as part of their own heritage.The Abasuba community is divided into 14 clans, each havingdifferent ritual responsibilities, such as rain-making or ritualcleansing. In Abasuba culture, male circumcision is importantand only those circumcised were allowed to go to war or toenter sacred sites.The majority of Abasuba make their living along the shore from fishing; the catch isconsumed locally and also exported to major towns in Kenya and also to Europe. Furtherinland they are agriculturalists; Suba District is well known for its fruit production, especiallyoranges and bananas. Living along the water, with a developed system of water transport,the Abasuba people are highly mobile and often move throughout the Lake Victoria region,engaging in fishing and trade.Despite its remote location, Suba is changing and adapting to modern technologies. Ironsheetroofs are replacing the traditional thatch, which is more difficult to maintain and forwhich it is increasingly difficult to find sufficient grass. While television and mobile phonesare common in Suba District, many places along the mainland shoreline can still only bereached by boat.


Sayın Ahmet Süreyya Durna,Türkiye’de pek çok şair vardır, hepsi de özel insanlardır mutlaka. Sizise gerçekten çok beğendim şairlerden birisisiniz. Şiirleriniz beni o kadar çoketkiliyor ki bazen sıkılmadan tekrar tekrar okuyorum. Ben de bazen sizin gibiolmak istiyorum, gerçekten yaptığınız işleri ustalıkla yapıyorsunuz...Sizden şiirin bütün inceliklerini öğrenmek isterim…Şiirlerinizden en çok beğendiğim Anadolu Aşkı; çünkü bu şiir benimiç dünyamı yansıtıyor. Ben genelde çok mutsuz olduğumda okurum şiirlerinizive öyle zamanlarda sizin yazdığınız şiirler beni gerçekten rahatlatıyor… Mutluoluyorum birden… Eğer bana sorsalar “En sevdiğin şair kim?” diye, “Elbettehepsini seviyorum ve okuyorum” derim ama sizin adınızı ve Cahit Sıtkı'yı daözellikle söylerim…Keşke sizi tanıma şansı bulabilsem…Şiirlerinizi sizin ağzınızdan duymak isterdim… Sizdeki şiir ufkununhiç bir zaman sönmeyeceğini biliyorum… Şiirlerinizi okumaya devamedeceğim…Size daima sağlık ve başarı dilerim…Saygılarımla…Sevban Müderisler,<strong>Alanya</strong>…14


Unutulmaz Yıldız, Sevgili Tanju Çolak,Futbol tutkumun kaçıncı yaşımda oluştuğunu hatırlamıyorum;bildiğim tel bir şey var ki o da futbol sevgimin bana babamın genlerinden gelmişolduğu. Babam gençliğinde çok iyi bir futbolcuymuş. Hatta devam etseymiş sizingibi bir menajer veya antrenör olacağını söyler hep…Babam fanatik Galatasaraylıdır. Bana küçükken Galatasaray'ınşampiyonluk hikayelerini anlatırdı. Bu hikayelerle büyüdüm hep.Şampiyonluklarda sizin de eşsiz katkılarınız olduğunu yaptığım araştırmalardaöğrendim. Futbolu sadece sevmekle kalmayıp, geçmişiyle ve anılarıyla futboltarihimizi de öğrenmeye çalışıyorum. Öğrendim ki Türkiye’de futbol takımlarısizin yarattığınız büyük başarıları çok zor buluyor. İşte örnekleri: BugününBeşiktaş’ı ve yine bugünün Galatasaray’ı… Çok büyük bütçelere rağmen ortadasadece hayal kırıklığı var, Avrupa karnesi bile yok takımlarımızın. Bırakın sizinelde ettiğiniz başarıları, neredeyse tek galibiyete hasret kaldık…Sizin bir maçınızı internet üzerinden izledim. Hem azimli, hemhırslı, hem de gerektiği yerde ağırbaşlı, gerektiği yerde de yırtıcı oynamaözelliklerini bir tek sizde buluyorum. Hele hiç unutamadığım gollerinizi, golsayılarınızı ve gol krallıklarınızı defalarca okudum izledim arşivlerden... Futboltarihimizde Türkiye’ye altın ayakkabı getiren tek futbolcu olmanız unutulmaz birşey. Benim kuşağım da bu efsanenin farkında…Değerli Tanju Abi,Zamanınızı daha fazla almamak için mektubuma burada sonveriyorum. Bilmenizi isterim ki tüm kalbimle sizi örnek alıyorum… Hep sizin gibibir futbolcu olmak isterim… Bu arada, yolunuz <strong>Alanya</strong>’ya düşerse lütfenokulumu ziyaret edin. Sizi misafir etmekten ve sizinle futbol konuşmaktanbüyük onur duyacağız…Sizi seven ve her zaman örnek alanBerkay Tecer,<strong>Alanya</strong>15


Sevgili Işıl Alben,Akdeniz’in koynundan sıcacık bir “Merhaba” gönderiyorum size…Adım Nevra... Ben 13 yaşımdayım. Antalya'nın <strong>Alanya</strong> ilçesinde yaşıyorum ve<strong>Alanya</strong> Belediye Spor Kulübü’nün alt yapısında Basketbol oynuyorum…Övünerek söylüyorum ki fanatik Galatasaraylıyım. Basketboloynamaya 3 yıl önce başladım. Geçen sene Anadolu Şampiyonası’na kadargelmemize rağmen bizden daha güçlü takımlara yenildik. Yaz boyu, sabahakşam hiç durmadan çalıştık. Bu sene daha iyi yerlere geleceğimize inanıyoruz…Minik takımımız ve yıldız takımımız iyi yerlerde olduğu için "NURİKOÇ" adlı hocamız takımımızı <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>nde burslu olarak okutmayabaşladı. Yani biz takım olarak aynı okuldayız; şanslıyız ki <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> bizeve spora kucak açtı… Şimdi hem <strong>Alanya</strong> Belediyesi’ni adına hem de okulumuzutemsil ediyoruz…Siz harika bir insan ve harika bir yıldız olarak belki bu sözleriyüzlerce kişiden duymuşsundur: Bunu, bir de benden duyasınız istedim; Ben desizin gibi guard'ım ve sizi örnek alıyorum kendime… Ben de büyüyünce seningibi olmak istiyorum ve Galatasaray gibi bir takımda oynamak istiyorum; bununiçin de çok çalışıyorum. Ben de sizin gibi milli oyuncu olmayı düşlüyorum. Kolayolmayacağını biliyorum aslında. Kim bilir ne zorlukları aşarak geldiniz odüzeye?... Yine de bilmek istiyorum; kendime nasıl bir yol çizmeliyim?Önümdeki en büyük engel ne, nelere hazırlıklı olmalıyım?..Gelecekte bir gün <strong>Alanya</strong>'da maçınız olursa sizinle ve takımarkadaşlarınla tanışmak isterim. Bu bir rüya benim için… Dilerim siz de bundansonraki yaşamınızda rüyalarınıza kavuşursunuz…Çok sevildiğinizi daima bilmeniz dileğiyle ve sevgilerimle…Nevra Çetinkaya,<strong>Alanya</strong>16


Sevgili Cem Yılmaz,Ben, sizi çok seven ve örnek alan bir hayranınızım. Sizi ilk kez“Opet” reklamında görmüştüm. Hani şu “Kara Şimşekli reklam”… O zamandanberi sizi çok seviyorum…Bence siz Türkiye’de tiyatro sanatını en iyi uygulayanlardanbirisiniz. Yaptığınız kaliteli espirilerle ve olaylara farklı bakışınızla insanlarıgüldürüyorsunuz. Sizin üldürme becerinizin tek kelimeyle olağanüstü zekanızınyansıması. Size gülebilenler de bu nedenle zeki insanlar. Bu nedenle sizi TürkMilleti’nin IQ testi olarak görüyorum. Sizi anlayamayanlara üzülüyorum,acıyorum…Görmüşsünüzdür mutlaka; birçok sitede, hatta birçok kitaptasizden esinlenerek “Cem Yılmaz Esprileri” diye bölümler oluşturulmuş. Bu sizinne kadar büyük bir komedyen olduğunuzu kanıtlar. Eski kuşaklar İsmailDümbüllü’yü anlatıyor ya, demek ki biz de gelecekte sizden söz edeceğiz. Tabiisiz de yaşıyor olacaksınız sağlık içinde…Geçenlerde tüluat (yoksa “stand-up” mı diyeyim) gösterilerineyeniden başlayacağınızı duydum ve çok sevindim. Umarım doğrudur… Hele birde televizyondan canlı tüluat deneseniz, eminim izlenme rekorları kırarsınız.Milli maçı solamazsanız, yayın masrafınızı ben karşılarım valla…Uzatmayayım; söylemek istediğimi söyledim nasılsa…En derin saygılarımla…A.Tunahan Tok,<strong>Alanya</strong>17


Sevgili Sunay Akın,Sözlerime, size olan hayranlığımı belirterek başlamalıyım; çünkü şuanda benim için en büyük ve belirgin olan şey bu… Sizi "Yaşamdan Dakikalar"programından beri tanıyorum. Okulumuza geldikten sonra daha çok tanıdımsizi. Yine de insan bir şairi çok tanıdığını düşünmemeli; Türkçe öğretmenimSavaşkan İlmak, “Ozanlar, değiştikçe yaşayan, yaşadıkça değişen, yaşamı vedeğişimi olay mahallinde inceleyen ayrıntı mühendisleridir…” diyor.Değişimin ortasında olmak ve değişen şeyleri teker tekerseyretmek hem çok heyecan verici hem de ürkütücü olsa gerek. Madem ki herşey değişiyor, o zaman “bir şeylerin kalıcı olabileceği hayaline kapılmak” nekötü…Sözlerinizi çok beğeniyorum… Düşüncelerinizi, konuşma tarzınızıda… Ne güzel anlatıyorsunuz yaşamı… Hiçbir iddiam veya idealim yok; ama bende sizin sözlerinizden ilham alarak başka sözler, yeni şiirler yazıyorum. Bazılarıtaklit, bazıları nazire… Böyle yapmak iyi midir, bilmiyorum? Belki de şimdiliksadece okumalıyım… Daha çok okumalıyım, öğretmenimin dediği gibi…Sizinle ilgili olarak en çok yaşam felsefenizin kaynağını merak ediyorum. Kutsalkitaplar olabilir mi? Çok güçlü ve etkileyici söylüyorsunuz söyleyeceğiniz şeyi…Peki, Karadeniz kültürü olabilir mi? En hüzünlü şeylere bile ince bir gülüşiliştiriyorsunuz…Dilerim <strong>Alanya</strong>'ya tekrar gelirsiniz… Sevgiyle başladığımmektubumu, sizin en sevdiğim sözünüzle bitireceğim: "Ama bir gün öyle birgiderim ki; kaybedeceğim hiçbir şey olmaz…"Lütfen gitmeyin hiç… Sizinki hep gelişler olsun, uzaktan…Sevgiyle öpüyorum ellerinizden…İrem Özkan,<strong>Alanya</strong>…18


Sevgili Mesut Abi,Sana yazacaklarımı kim bilir kaç kere duymuşsundur; ama bunlarıbir kere de benden duymanı istedim… Uzaktan, hiç tanımadığın bir hayranındangelen bu mektup, umarım senin için de anlamlıdır…Senin hayranınım Sevgili Mesut Abi… Seni ilk defa ALMANYA-AVUSTRALYA maçında izledim. Canlı izleyemedim tabii, televizyondan… 4-0kazanmıştınız. Özelliklede 3 golde topu aut çizgisine nerdeyse son 5-10 santimkala çevirip asist yapışın unutulmazdı. Böyle sayısız hareketini aklıma yazdım.Bazıları sana kızıyorlar; onları duygusal buluyorum. Bilmelisin kiben senin sayende Almanya milli takımı da destekliyorum. Türkiye’yle beraberAlmanya benim ikinci favori milli takımım.Sen, futbolunla ve kişiliğinle örnek aldığım kişisin. Real Madrid’etranfer olman da en az Alman milli takımında oynaman kadar gurur verici birolaydı. Çoğu kimse seni Guti’nin, hatta Zidan’ın veliahtı sayıyor. Dünyanın en iyitakımlarından birinde Türk geleneklerinden doğmuş futbolcusu olman seni eşsizyapıyor. Ben, şimdi 8.sınıfa giden bir gencim; umarım senin yaşına geldiğimdeben de başarılı olurum. Aslında sana sormak istediğim şey de bu: Başarı sencene? Ne yapmak gerekiyor bir işte başarılı olmak için? Ve Real Madrid gibi büyükbir takımda oynamak nasıl bir duygu?..Birkaç gün önce Barcelona maçınızı izledim; tabii ben ve ailem,arkadaşlarım hep Real Madrid’i ve seni destekledik. Senin adının yazılı olduğuReal Madrid formasıyla seyrettim maçı. Kötü de oynamadınız ama şans bu.Gelecek maçta ödeşirsiniz, önemli değil. Senin önünde daha çok büyük maçlarolacak.Kendine iyi bak ve takımdaki herkese ve tabiî ki en fazla da sana iyidavranan arkadaşına Türkiye’den selam söyle… Sana gelecek maçlarındabaşarılar dilerim. Tanrı seni korusun ve asla sakatlanma…Sevgiyle…Hayranın Emre Artan,<strong>Alanya</strong>’dan…19


Sevgili Cem Abi,Esprilerini ve filmlerini beğenerek takip ediyorum hattaizlemediğim eski sahne gösterilerini bile bir yolunu bulup izliyorum. Birarkadaşım “Cem Yılmaz’a meraklı olduğun kadar belgesellere meraklı olsaydınevde oturup Doktor Öz!” olurdun diyor bana… Kafama takılan bir şey var:Annemin bana sürekli söylediği cümle ‘’Oku adam ol, kimseyi kendinegüldürme!’’ Bu cümleyi belki hatırlarsın bir yerde okumuştum, aynı cümleyibabanın da sana dürttüğünü söylemiştin galiba; acaba ben de büyüyünce seningibi olabilir miyim umudunu oluşturuyor bende… Şaka bir yana, güldüreninsanların bize büyük iyilik yaptığını düşünüyorum. Sana da bu yüzden teşekkürediyorum…Bu mektubu da teşekkür etmek için yazıyorum sana. Hanimarangoz olmak isteyenler bir çocuk mobilyacıda çırak olarak başlar işe ve adımadım ilerler ya, işte ben de adım adım ilerleyerek komedyen olmak istiyorumanneme inat. Yazık aslında; ona sorarsam doktor, mühendis olmalıyım… Belkitüm esprilerini anlayacak yaşta değilim (ilköğretim 8.sınıf öğrencisiyim) amasenin çocuk kalmış yanını görebildiğim için bayılıyorum sana. Sanki bizim sınıfınöğrencisi gibisin sen. Zaten ağabeylerimizi, babalarımızı senin kadarkonuşmuyoruz Cem Abi… Demek ki karizma dediğimiz şey yarı yarıya espriymiş.Sen, tartışmasız genç kuşağın en karizmatik bulduğu kişisin. En azından bizimsınıf için böyle. Mesela savaş çıksa, Kurtuluş Savaşı ya da 120 filmindeki gibifalan, biz senin arkanda her cepheye gideriz. Her dediğini yaparız.Ben, sadık bir izleyicin olarak G.O.R.A’da ulaştığın komedi başarısını birinsanın ulaşabileceği en yüksek yerler içinde görüyorum. Tabii yüz bin kişidenduymuşsundur sen bunları; ama ben hiç söyleyememiştim sana. İçimdekalmasın Cem Abi, söylüyorum işte…Sevgili Güldüren Adam,Sahne gösterilerindeki o zeka dolu esprilerinle oyunculuğunukarşılaştırıyorum bazen; sanki sahnede olmak daha zor. Sense sahnede dahabaşarılısın. Umarım bir gün, bir fırsatını bulup seni bir kere sahnedeizleyebilirim. Bir de çok merak ediyorum: Küçükken gerçekten jaguarınız varmıydı?..Saygılarımla, selamlarımla…Buğra Alan,<strong>Alanya</strong>20


Sevgili Canan Tan,Ben Ezgi, <strong>Alanya</strong>’dan sevgiler gönderiyorum. Önce bu mektubuneden size yazdığımı açıklamak isterim. Bilin ki bu mektubu size olanhayranlığımın somutlaşması olarak ve Türk edebiyatına kattığınız eşsiz renk içinteşekkür etmek amacıyla yazmaktayım... Bunları sayısız defa duymuşsunuzdur;ama bir kez de ben söylemek istedim. Türkçe dersinde gerçekleştirdiğimiz birkampanya bu… Öğretmenimiz “Ulusumuzun yüz akı olmuş birine mektup yazıpteşekkür edeceğiz” deyince ben hemen sizi düşündüm…Dilerim mektubum elinize geçer ve sonuna kadar okursunuz.Ne zaman kitapçıya gitsem gözlerim raflarda sizin kitaplarınızıarıyorum. Elimi gezdiriyorum, karıştırıyorum belki yeni bir kitap çıkmıştır diyefakat tüm kitaplarınızı okuduğumu anlıyorum o anda…Siz, o kadar romantik ve içten yazıyorsunuz ki bitirdikten sonra okitabı okuyan insanların gözlerinin dolmaması imkansız...Kendi bedenini ve ruhunu, kitaptaki cümlelerle birleştiriyorsun.Böylece kurduğun cümleler ne sıkıcı oluyor ne de saçma. Tersine hem çok akıcıoluyor hem de çok anlamlı… Bence bunun tek sebebi kendini yeterince fazlaifade edebilmen. Ayrıca kitaplarınızdaki kahramanların yerine rahatlıklakendinizi koyup empati kurabiliyorsunuz…Konuştuğum bazı arkadaşlarım sizin aşk kitaplarınızı sıkıcıbuluyorlar; ama anlayamıyorlar galiba… Bu yüzden ben bir okurunuz olarak sizeaşk kitaplarından çok fantastik kitaplar yazmanızı öneririm. O zaman eleştirilerdeğişir… Ya da boş verin, aşk konusunda derinleşin iyice. Gelecekte kitaplar sizi“aşkın ince mühendisi” olarak yazar belki de…Ülkemiz sizin gibi bir yazara sahip olduğu için çok şanslı. Gerçiülkemizdeki derin cahillik aşılır gibi değil; ama ne yapalım, burada doğmuşuz vesiz de bu uğurda bir savaşçısınız… Size her zaman kuvvet ve başarı dilerim…Sevgiler, saygılar, selamlar gönderiyorum size…Ezgi,<strong>Alanya</strong>21


Sevgili Mesut Özil,Ben de herkes gibi sizi çok beğenerek izliyorum. Senin futbolungerçekten şahane…Real Madrid’e transfer olduğun için senin adına mutluyum; çünküReal Madrid gibi büyük bir takıma transfer olman kariyerinde yeni bir başlangıçoldu. Orada kendini gösterme şansın daha fazla. Daha büyük hangi takım varsaçok yakında senin peşine düşecek.Şimdi Ronaldo, Kaka, Ramos gibi futbolcularla bir arada olmakmüthiş bir duygu olmalı. Futbolcu olmayı hayal eden kaç kişi seni kıskanıyordurkim bilir? Ben seni kıskanmıyorum, seninle gurur duyuyorum; yine de bukonuda benim kafama takılan bir soru var: Nasıl oluyor da bu kadar alçakgönüllü olabiliyorsun? Böyle büyük bir futbolcu olmana rağmen hava atmayıdeğil de daha çok çalışmayı seçiyorsun, bu özelliğinin kaynağında ne var? Ailekültürün mü yoksa başka bir şey mi?..Keşke yanıtını bilsem… Belki de ileride senin hayatını anlatan birfilm yapılır. Umarım Fatih Akın yapar senin filmini. O da Almanya’da büyümüşbir Türk…Neyse, daha çok zamanını almak istemem. Belki biraz sonraantrenmana gidersin. Kendine iyi bak Mesut Abi. Sana her zaman bol şans vesağlık diliyorum.Sevgilerimle, selamlarımla…Erencan,<strong>Alanya</strong>-Antalya / Türkiye22


8-B SINIFIÖĞRENCİLERİNDEN MEKTUPLAR:(Mektupların sıralanmasında ürünlerin teslim tarihleri dikkate alınmıştır.)Enes Eryılmaz (Arda Turan’a mektup…)Kaan Demirkaya (Ata Demirer’e mektup…)İrem Gül Sönmez (Hulki Çakıcı’ya mektup…)Gökberk Çiçek (Fatih Terim’e mektup…)Hilal Küçükyağlıoğlu (Müjdat Gezen’e mektup)Uğur Deniz Balcı (Acun Ilıcalı’ya mektup…)Cansu Çiftçi (Elif Şafak’a mektup…)Gani Ünlü (Arda Turan’a mektup…)R. Berkay Taşpınar (Uğur Dündar’a mektup…)Ufuk Avcı (Metin Akpınar’a mektup…)Melis Oğuz (Metin Uca’ya mektup…)Merve Alkan (Pelin Karahan’a mektup…)İbrahim Can Ceylan (Nihat Kahveci’ye mektup…)N.Deniz Murabıt (Cem Yılmaz’a mektup…)Billur Cosun (Kerem Tunçeri’ye mektup…)Ahmet Birer (Cem Yılmaz’a mektup…)Serbay Sürmeli (Acun Ilıcalı’ya mektup…)23


Sevgili Arda Turan,Benim adım Enes… Bu mektubu size <strong>Alanya</strong>'dan gönderiyorum.Ben büyük bir Galatasaray hayranıyım. Siz de benim en sevdiğim futbolcusunuz.Galatasaray ve Türk milli takımı için çok büyük katkılar yaptınız. Futbolhayatınızın başarılı, önemli bir sağlık problemi geçirmemiş olaraktamamlamanızı dilerim. Futbolu Galatasaray'da bırakırsanız çok sevinirim.İki ay önce bir rahatsızlıktan dolayı futbola ara verdiniz. Size buhastalığınızdan ötürü geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu haberi duyuncaçok üzüldüm. Almanya'ya tedavi için gitmiştiniz. Orada tedavi olduğunuz doktorçok iyi bir doktordu ve sizi en iyi şekilde tedavi etmişti. Bu sayede yakın birzamanda sahalara eski formunuzda geri dönebileceksiniz. Siz olmadanGalatasaray ve milli takım iyi maçlar çıkaramadı. Ayrıca Fenerbahçe derbisindeoynayamadınız. Bu sizin için çok üzücü olmalı. O maçta Galatasaray'ın size çokihtiyacı vardı. Ama hastalığınız yüzünden o maçta oynayamadınız. Keşke ohastalığınız olmasaydı. Eğer siz oynasaydınız o maçta Galatasaray'ınkazanacağına emindim. Ayrıca milli takımımızın Almanya ile yaptığı maçta dayoktunuz. O maçta siz ve başka önemli oyuncularımız olmadığından dolayıkaybettik. Ama milli takımımız o maça tam kadro çıksaydı eminim ki kazanırdık.Umarım mektubum elinize geçer; buna nasıl sevinirimbilemezsiniz... Sizi, en yakın zamanda yine eski formunuzda sahada görmekisterim. Aslında, sizi benim kadar çok seven sayısız genç varken sizden,anlayışınıza sığınarak, başka bir şey daha istiyorum: Lütfen biyografinizi yazın...Biz Arda Turan'ın nasıl Arda Turan olduğunu çok merak ediyoruz.Arkadaşlarımla bir kampanya başlatıp hem televizyon kanallarına (meselaTRT'ye) hem de gazetelere, sizin biyografinizi yapıp halka sunmaları yönündeistekte bulunacağız. Bunun bir sebebi var: Siz genç yıldızlar içinde en dikkatçekici olanısınız. Bunun için de futbol oynamak dışında da katkınız olabilirtoplumumuza. Şu günlerde böyle bir katkı ne kadar önemli, bir düşünün...Size tekrardan geçmiş olsun diyorum ve mektubumu buradanoktalıyorum.Sevgilerle,Enes... <strong>Alanya</strong>...24


Sevgili Ata Demirer,Sizin oyunculuk serüveninizi hayranlıkla izliyorum. Bence çok komikve sempatiksiniz…Son filminizi -Eyvah Eyvah'ı- da çok beğendim ve büyük bir zevkleizledim. Filimdeki karakteri çok başarılı canlandırmışsınız. Son zamanlardaizlediğim en komik filmlerden biriydi bu ve belki yüzlerce kez duyduğunuz bubeğeni sözcüklerini şimdi bir de benden duymanızı istedim…Sizi bu başarınızdan dolayı tebrik ediyorum. Esprileriniz çok kalitelive seviyeli. ''Son Osmanlı'' filminizde de başarılıydınız, aslında izleyip debeğenmediğim bir performansınızı anımsamıyorum ki… Hem düşündürüp hemde güldürüyorsunuz bizi her seferinde. Sizin gibi seviyeli komedyenler, bizgençler için hayatın güzelliğini anımsatan en iyi örnekler içinde bence…Reyting amaçlı filimler yapmadığınız için size ayrıca teşekkürediyorum. Bundan sonra yapmak istediğiniz projelerin de bu filmler kadarbaşarılı olmasını yürekten diliyorum…Ve bir dileğim daha var sizden: Lütfen sanat yaşamınızda bir kezolsun Nasrettin Hoca’yı oynayın… Sizin de içinde yer aldığınız gülmecegeleneğinin o ölümsüz halkasını çocuklar çok sever sizin sayenizde…Başarılarınızın sizi de Nasrettin Hoca gibi ölümsüz kılmasını dilerim.Saygılarımla, sevgilerimle…Kaan Demirkaya,<strong>Alanya</strong>…25


Sevgili Hulki Çakıcı,Gönül rahatlığıyla söylüyorum ve çok iyi biliyorum ki Türkçedersinde yürüttüğümüz “Bunu bir de benden duyasın istedim!” başlıklı projedesize yazmayı seçerek yaşamımdaki en doğru işlerden birini yaptım… Diğerarkadaşlarım, mektup yazıp hayranlık bildirmek için ünü tüm Türkiye’yeyayılmış kişiler aradılar belki de; ama ben, hem en yakınımda hem de Türkiye'deeğitime katkı koymuş bir “kahramanı” seçmek istedim. Öte yandan ününüz tümyurda yayılmış olmasa da, aslında bunu fazlasıyla hak eden bir kahramansınızbenim gözümde…Siz, bildiğim en güzel yaşam örneklerinden birisiniz; çünkü şu ankikonumunuza belki de çok büyük sorunların üstesinden gelerek, çok zorluengelleri aşarak geldiniz. Şimdi ise hem kendi zorlu mesleğinizin doruklarındageziniyor hem de bir eğitim yuvasını yönetiyorsunuz. Tüm bunları yaparkenmutlaka yoruluyorsunuzdur; fakat eminim ki kendi müthiş yorgunluğunuzlabizim zorluk çekmeden yaşama atılmamıza yol açıyorsunuz. Açtığınız yol,Ata’mızın ışıklı yolundan başka bir yol değil; ne mutlu size!Aslında tüm bunları siz de biliyorsunuz; fakat “Bunu bir de bendenduyasınız istedim!”… Dilerim, bunların çevrenizdeki minik yürekleri dolduranönemli bilgiler olduğunu öğrenmek size mutluluk verir. Lütfen unutmayın:Yollarına ışıklı meşaleler yaktığınız çocuklarınız, aynı yoldan sizin düşlerinizeulaşacaklar… O zaman siz de ölümsüz bir kahraman olacaksınız…Yaşamınızın aynı güzellikler içinde sürmesini, sağlık ve mutluluklarenklenmesini diliyorum… Tüm <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> gençleri adına…Sevgilerimle,İrem Gül Sönmez…<strong>Alanya</strong>26


Sevgili Fatih Hocam,Ben Antalya-<strong>Alanya</strong>'dan Gökberk; sizin hayranlarınızdan biriyim.<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> Özel İlköğretim Okulu’nda öğrenciyim. Bize tattırdığınızbaşarılardan sonra sizi herkes çok seviyor. Keşke Dünya Kupasına da bizi sizgötürmüş olsaydınız. Yine de Türkiye'ye şimdiye dek en güzel antrenörlükörneklerini gösterdiniz, bu yüzden size teşekkür ediyorum…Bence siz Türk futboluna uzak kalmamalısınız. Sizin gibi birantrenörün A Milli futbol takımımızı bırakması Türkiye için çok büyük bir kayıp.Sizin bize kazandırdığınız başarılar ve kupaları unutmadık ama lütfen bizi yarıyolda bırakmayın. Artık antrenörlüğü bıraktınız ama hiç değilsedüşüncelerinizle, desteğinizle futbol dünyamızın içinde etkin olarak bulunun.Fatih Hocam, uzakta olsanız, uzun zamandır göze görünmeseniz desizi unutmadık ve asla unutmayacağız; Türkiye sizi çok seviyor vebaşardıklarınızla daima gurur duyuyor...Sevgilerimle Gökberk,<strong>Alanya</strong>…27


Sevgili Müjdat Gezen,Oturuşunuzla, kalkışınızla, konuşmanızla, davranışlarınızla TürkiyeCumhuriyeti’nin tüm yurttaşlarına örnek bir kişi olduğunuzu düşünüyorum vebuna gönülden inanıyorum… Aslında en çok düşünce tarzınıza bayılıyorum vebunu da kendime örnek alıyorum…Sahneye ilk kez 1953 yılında Hırka-i Şerif İlköğretim Okulu'nda birpiyeste çıktığınızı öğrendim. Aynı yıl Doğan Kardeş çocuk dergisinde şiirlerinizinyayımlandığını da duydum.Küçük yaşta sanatla ilgilenmeniz gerçekten örnek alınması gerekenbir davranış. Ben de tiyatroyla ilgileniyorum. Geçtiğimiz 2 yıl okulumuzuntiyatro kulübündeydim ve 3 piyeste rol aldım. Bunların yanında Türkiyegenelinde düzenlenen ‘’Destination Imagination‘’ afiş başlıklı İngilizce anlıkçözümleme ve tiyatro içerikli yarışmada, içinde benim de bulunduğum 7 kişilikgurubumuzla Türkiye birincisi olduk. Dünya finallerine Amerika’nın Knoxvilleeyaletinde katıldık. Bu arada ben <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>nde 8.sınıf öğrencisiyim,Adım Hilal Küçükyağlıoğlu. <strong>Alanya</strong>’da yaşıyorum… Şu an, şu saniye sizinletanıştıysam eğer bundan ötürü memnun oldum, şeref duydum…Gerek oynadığınız filmler, diziler olsun gerek yazdığınız şiirler olsun,hepsi birbirinden başarılı ve hepsi birbirinden hayat kokulu… Sizin hakkınızdaküçük bir araştırma yaptığımda 74 adet şiirden oluşan "Şiirim geldi bırakın beni"isimli bir albümünüzün olduğunu ve albümde sizinle birlikte Savaş Dinçel,Mustafa Alabora, Perran Kutman, Ali Poyrazoğlu, Rutkay Aziz ve Sunay Akın gibiustaların yer aldığını öğrendim. İlk işim o albümü arşivimde bulundurmakolacak. İçinden birkaç şiiri okudum ve gerçekten çok beğendim… Dedim ya“hayatın kokusu” var şiirlerinizde… Biraz yaseminli, biraz küf kokulu, birazekmek ve biraz da geçmiş kokulu şiirler; eşsizdi her biri…Sanat üzerine yaptığınız yorumlar ve röportajlar, konusu ne olursaolsun seçtiğiniz sözcükler gerçekten çok dahice. Türkiye gibi sözlerindeğiştirilerek insanlara aksedildiği bir ülkede sözcükleri böyle düzgün seçmekçok önemli bir hüner… Bunların yanında her zaman söylediklerinizin arkasındadurmanız, bence en çok övülecek yanınız. Böyleleri çok azaldı çünkü… Bırakınbir elin parmaklarını, bir elde işaret parmağı kadar belki… Bir siz… Başka?...28


Müjdat Gezen Sanat Merkezi’ni yakından takip ediyorum. Buradansizinle ilgili haberlere ve yapmış olduğunuz etkinliklere daha çabukulaşabiliyorum. Yapacağınız etkinlikleri de yakından takip ediyorum. Eğerkatılabilecek durumdaysam katılmaya gayret gösteriyorum. Ve en önemlisibirkaç yıl sonra açmış olduğunuz sanat merkezinde tiyatro eğitimi almayıdüşlüyorum… Kim bilir, belki birkaç yıl sonra yeniden yazarım size ve belkisizinle tanışma şansı bulurum…Bitirmeden, biraz çokbilmişlik etmeliyim:Türkiye’nin sizin gibi önemli değerlere ihtiyacı var. Görüşlerinirahat ve doğru sözcüklerle dile getiren, sanata ve bilime önem veren…İnsanların beğenerek ve takdir ederek izlediği, okuduğu bir kişiliksiziniz…Ve tam bitirirken çokbilmişlikten arınıp sizi tüm kalbimle, tümsaflığımla, tüm bilgisizliğimle ve yani tüm gerçek insanlığımla selamlıyorum…Sağlık, esenlik, üretkenlik içinde nice yıllar sizin olsun!Sevgilerimle,Hilal Küçükyağlıoğlu29


Sayın Acun Ilıcalı,Ben Uğur Deniz Balcı; <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>'nde 8. Sınıf öğrencisiyim.Bu mektubu size Türkçe dersinde yürüttüğümüz “Bunu bir de benden duyasınistedim!'' temalı proje kapsamında yazıyorum…Size seslenmeyi seçmemin sebebi, sizin inanılmaz sunuculukyeteneğiniz... Sunduğunuz yarışma programlarının büyük bir hayranıyım.Özellikle Survivor'a bayılıyorum, her ne kadar birinci Hakan ya da Gizemolamasa da… Survivor’ın yeni sezon bölümlerini sabırsızlıkla bekliyorum.“Yetenek Sizsiniz Türkiye” ve “Yok Böyle Dans”ı da seviyorum; ama doğal olarakders çalışma saatlerime denk düşen bölümleri çok takip edemiyorum…Sevgili kahramanım,Buraya kadar anlattıklarım, zaten tüm hayranlarınızın size her günyüzlerce defa söylediği şeyler. Ben de onları söyleyenler gibi kendi hayatınınrenkleriyle eğlenmeyi seven biriyim. Milyonlarca yaşıtım gibi de sınav koşusuiçinde debelenen biriyim. İlgi duyduğum programların sayısına -onların tümünezaman ayırdığıma- bakıp azıcık başarısız biri olduğuma kanaat getirebilirsiniz;ama affınıza sığınarak belirtmeliyim ki ben SBS’de 500 tam puan alarak <strong>Alanya</strong>birincilerinden biri oldum… Türkiye’de 500’den daha yüksek bir puanalınamadığı için, Türkiye birincisi olduğum da söylenebilir…Lütfen bu hususu yanlış anlamayın, övünülecek yanımın hayattankopmak olduğunu söylemeye çalışıyorum. Hayattan kopmayınca da zaten biryerde sizinle kesişiyor insanın yolu…Sunucu olarak ülkemizi çok iyi noktalara eriştirdiğinizidüşünüyorum. Bunda eğitiminiz ve yabancı dil biliyor olmanız gibi hususlarınyanı sıra kariyeriniz sürece attığınız doğru adımların ve biraz da “adam gibiadam” olmanın etkisi vardır bence. Tıp bitiren her doktorun ya da hukuk bitirenher avukatın iş hayatında aynı yerde olmayacağı gibi, siz de eline mikrofon almışyüzlerce meslektaşınızdan başka bir yerdesiniz, başka bir meslek diliyaratmışsınız…31


Dilerim, günün birinde uluslar arası çapta yayınlanan bir programsunarsınız ve tüm dünya, sizin yeteneğinize tanık olur. Neden olmasın?Mesut’un Real Madrid’de harikalar yaratması gibi umarım siz detelevizyonculuk tarihimizde bir ilki başarır ve mesela bir MTV yayınında yarışmasunarsınız…“Gerçekçi ol, imkansızı düşle!” diyen kimdi hatırlamıyorum; amaiçimizde imkansızı düşleyecek bir tek kişi varsa onun Acun Ilıcalı olabileceğinibiliyorum…Tanrı size her zaman sağlık, enerji ve yaratıcılık versin…Sevgilerimle…Uğur Deniz Balcı,<strong>Alanya</strong>32


Sevgili Elif Şafak,Ben <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> 8-B sınıfından Cansu Çiftçi… Bu mektubuTürkçe dersinde gerçekleştirdiğimiz "Bunu birde benden duyasın istedim…"temalı proje kapsamında yazıyorum; ama dürüst olmalıyım, öyle bir projeolmasa da size yazmak istiyordum… Bir zarfın içine gömülü de olsa, sesimi,duygumu size gönderebileceğim diye çok mutluyum.İşinizi çok iyi yapıyorsunuz. Siz, sadece sözcükleri iyi sıraladığınıziçin değil, içinden çıktığınız topluma korkusuzca ayna tuttuğunuz için de çok iyibir yazarsınız. Böylelikle yarattığınız kitapları beğenerek okuyorum. Özellikle"Aşk" adlı kitabınız bana göre çok iyiydi ve zaten hak ettiği övgüleri aldı.Bugün Türkiye’de sizin kadar ünlü birçok yazar var gibiyse deaslında siz, çağdaşlarınızın tümünden yeteneklisiniz. İnanıyorum ki sizedebiyatın başka türlerinde de başarılı olabilirsiniz. Sanki, yarın bir şiir kitabıçıkarabilirmişsiniz, “İşte dizi böyle olur!” diyerek harika bir senaryoyaratabilirmişsiniz ya da Mina Ungan’ı kıskandıracak gezi yazıları kalemealabilirmişsiniz gibi hissediyorum…Sevgili kahramanım,Ben, bir okurunuz olarak başka türlerde de ürünler vermenizi çokisterim… Düşlediğim şey günün birinde gerçek olur belki… Kim bilir…Sonsuz sevgiyle, selamla…Cansu Çiftçi,<strong>Alanya</strong>33


Sevgili Arda Turan,Bu gazetelerde, televizyonlarda, internette ve her yerde sizinle ilgilio kadar çok haber var ki…Ne yazık ki bu haberlerin büyük çoğunluğu seni üzecek türden, olumsuzhaberler. Kendimi senin yerine koyuyorum… Cennetle cehennem bir aradagibi… Hem en güzel olana sahipsin hem de en üzücü şeyler başına geliyor…Manşetler de aynı kötü dünyanın yankılarıyla dolu: “Arda turansakatlandı…”, “Arda Turan aldatılıyor!” gibi onlarca manşet… Hepsinde senvarsın… Cennetin ve cehennemin, gazeteleri de dolduruyor özetle…Senden bir küçüğün, bir kardeşin ve bir hayranın olarak şunuistiyorum: Lütfen üzülme, güçlü ol… Sizi sevenler, sizinle ilgili abuk subukhaberlere değer verenlerin on kat, yüz kat fazlası… Bizi ilgilendiren şey seninfutbolun... Özel hayatını sen istediğin zaman, istediğin kadar paylaşırsın bizimle.Hepsi bu kadar…Galatasaraylı olup olmamak önemli değil, her takımdan taraftarlarsana hayranlık besliyor. Sen Türkiye’nin Arda’sısın…Lütfen iyi ve mutlu ol daima…Sevgiyle…Gani Ünlü,<strong>Alanya</strong>34


Çok değerli büyüğüm Uğur Dündar,Kim bilir kaç kişi size yazıp “idolümsünüz” demiştir. Kim bilir benkaçıncıyım; ama olsun, Türkçe dersimizde “Bunu bir de benden duyasınistedim…” temalı projeyi başlattığımızda aklıma hemen siz geldiniz… Gerisiönemli değil…Sizi örnek alarak doğruyu savunuyorum. Siz tarafsızlığınızla, doğruyerlerde akıl ve mantık çerçevesindeki sitemleriniz ve uyarılarınızla bizlerebugüne dek en doğru yolu gösterdiniz. Ekibinizle birlikte halkın nabzını tutarakbize ve devlete, halkın durumunu anlattınız… Birçok insan için gerçeklerigösteren biricik temiz pencere oldunuz. Sizin camınız hiçbir zaman kirlenmedi,siz “menfaatlerinizi, müstevlilerin siyasi emelleriyle bir saymadınız”… Devletbüyüklerine “Bakın, halkınız ne durumda!” diye gösterdiğiniz zamanlar da oldu,sahtekârlıkları ortaya çıkardığınız zamanlar da…İnsan, niçin sadece para için diğer yüzlerce insanın hayatıylaoynuyor ki? Neden cahillik tavan yaparken öğretmenlerimiz, maaşları yetmiyordiye bir dersten öbürüne koşuyor ve buna rağmen evine bir lokma ekmeği zorgötürüyor? En kültürlülerin sevgili öğretmenlerimiz olması gerekirken birçoköğretmenimiz tiyatroya gidecek para ve vakit bulamıyor, neden?.. Türkiye bukadar hızlı gelişirken yoksulluk neden böyle yüksek bir hızla artıyor?Eğer soru sormak bir sanatsa siz, tanıdığım en iyi sanatçılardanbirisiniz; çünkü demin sıraladığım soruları, soru tümceleri içine almadan öyleustaca soruyorsunuz ki… Hayran olmamak elde değil… Sizi örnek almamaksasadece “uykudur, gaflettir, aymazlıktır”… Kim bilir kaç kere duydunuz bunları;olsun, ben hiç söylememiştim size…Siz, benim için doğruya açılan bir pencere oldunuz her zaman.Umarım ki bir ilköğretim 8.sınıf öğrencisinin yazdığı bu sıradan mektubu dikkatealırsınız ve kendinize hep iyi bakarsınız… Bizim için iyi bakın kendinize; hepsağlıklı, hep mutlu olun… Biliyorum çok meşgulsünüzdür, cevap yazamazsanızbu çok da önemli değil…Tüm ekibinize ve size saygılarımı, selamlarımı ve sevgilerimigönderiyorum. Ellerinizden öpüyorum...Recep Berkay Taşpınar,<strong>Alanya</strong>…35


Saygıdeğer Metin AKPINAR,Sizi küçüklüğümden beri tanıyorum ve severek izliyorum. Hattadiyebilirim ki aileden biriymişsiniz, söz gelimi büyük amcammışsınız gibikendime yakın buluyorum sizi. Bu nedenle “Sizin hayranınızım...” Dememyeterli olmayacak… Size duyduğum sevgi, hayranlıktan çok daha fazla bir şey…İlk başta Türkçe Öğretmenlerim Savaşkan Bey’e ve Deniz Hanım’asizin huzurunuzda teşekkür etmeliyim. Onlar, unutulmaya yüz tutan mektuptürünü canlandırmak için ulusumuzun yüz akı olmuş kişilere birer mektupyazmamızı istediler. Ben de hemen sizi düşündüm.Projemizin tema başlığı “Bunu bir de benden duyasın istedim…”Tabii ki siz, benim söyleyeceklerimi şimdiye kadar sayısız defa duymuşsunuzdur.Girdiğiniz her ortamda övgüyle ağırlanmışsınızdır; ama ben bunları hiçsöylemedim size… Şimdi sıra bende…Sizin gibi saygıdeğer bir kişiye mektup yazmak heyecan verici…Öncelikle yaklaşan yeni yılın size bolca sağlık ve yeni başarılar getirmesinidilerim…Sizin gibi sanatını en iyi şekilde sergileyen bir tiyatrocu ile bir kezolsun görüşmek ve konuşmak isterdim. Keşke <strong>Alanya</strong>’da sahneleyeceğiniz biroyun ya da burada çekeceğiniz bir film olsa… Hayır, bu düşünce çok bencilceoldu; aslında “keşke sizin gibi değerli sanatçılar, belli zamanlarda Anadolu’dakikentleri, kasabaları gezse; okullara gitse, dersler verse…” Tıpkı Cumhuriyet’in ilkyıllarındaki gibi… Ne güzel olur ve bizim kuşağımız bundan ne kadar etkilenir!..Sevgili Büyük Usta,Hayaller bir yana, bilmelisiniz ki ben sizin rol aldığınız filmlerinçoğunu ve dizilerinizi izledim. Dizileriniz derken, biraz da eski video kayıtlarını,kabarelerinizi söylüyorum. Tüm bunlar içinde Kemal Sunal, Halit Akçatepe veZeki Alasya ile çektiğiniz film bence bir doruk noktasıydı. Orada, tüm Türkulusunun yüreğini ısıtan bir sıcaklık yakaladınız. O film, asla değeriniyitirmeyecek bir klasik; dede, baba ve torun birlikte izleyip gülüyor çünkü…Bu arada, size olan hayranlığımı anlatırken kendimi tanıtmayı unuttum.Ben Ufuk Avcı… Sekizinci sınıfa gidiyorum. <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>'nde okuyorum… Vebaşta da dediğim gibi size yönelik olarak, hayranlıktan çok daha derin duygular36


esliyorum… Belki bu duygularımda Papatyam dizisinde yarattığınız sevimliadamın da rolü vardır… Fakat aslında siz her rolde sevimlisiniz.Türk ulusuna güzel değerleri öğrettiğiniz ve tüm kuşaklarınyüreklerini ısıttığınız için size sonsuz teşekkürler…Sonsuz saygılarımla ve yürekten sevgilerimle…Hayranınız Ufuk Avcı,<strong>Alanya</strong>37


Sevgili Metin Uca,Size söyleyeceklerim var: Belki bu söyleyeceklerimi başkalarındanyüzlerce kez duymuş olabilirsiniz; ama bir de benden duyasınız istedim… Bunlarısize e-mail olarak da gönderebilirdim fakat mektup yazmak istedim; çünkü artıkneredeyse hiçkimse mektupla haberleşmiyor. İnsanlık böyle bir erken vedayahenüz hazır değil…Neyse… Ben kendimi bildim bileli siz Passaparola’yı sunuyorsunuz.Ben ve ailem sizin bilginizi ve sunuculuğunuzu çok beğeniyoruz. Yarışmadayarışmacılar soruyu yanlış yanıtlayınca sizin doğru yanıtı söylemekle yetinmeyipyarışmacının verdiği yanıtın anlamını da açıklamanız, beni adeta büyülüyor.Nasıl oluyor da bu kadar bilgili olabiliyorsunuz… Daha önemlisi, bu kadarbilgiliyken bir de bu kadar çağdaş ve yüreklisinizBen -ve çevremdeki birçok kişi de- sizi çok başarılı buluyoruz. Bencesunuculuğu uzun yıllar devam ettirmelisiniz. Bu arada söylemeyi unuttum, benMelis Oğuz… <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> 8-B sınıfı öğrencisiyim. Okuduğum okulabasketbol bursu ile geldim ve çağdaş bir eğitim alıyorum. İleride basketbolcuolmak istiyorum. Bu mektubu size yazmama Türkçe öğretmenlerimiz vesileoldu. İyi ki böyle bir şeye kalkıştık. Biliyorum çok yoğunsunuz; fakat sanırım yinede bir mektup okuyacak kadar zamanınız vardır. Başta da dediğim gibi“insanlığın mektuba bu kadar erken veda etmemesi gerekiyor”… Siz nedersiniz?..Sevgilerimle…Melis Oğuz,<strong>Alanya</strong>…38


Sevgili Pelin Abla,Yıllardır hep sizinle bir gün tanışabilme hayali kurmuşumdur.Türkçeöğretmenimin bizden istediği ''bir de benden duy istedim'' isimli etkinlik banasizinle tanışmasam da en azından böyle bir iletişim kurma fırsatı tanıdı.Ne kadarmutluyum bilemezsiniz .Bu performans etkinliğimi uygularken aklıma gelen ilk kişi sizdiniz :)Çünkü sizi gerçekten çok seviyorum… Benim için ablam kadar değerlisiniz.Kuzenlerime, size mektup yazacağımı söyledim. Herkes bir ağızdan “Bizden debahset, Pelin’i çok sevdiğimizi mutlaka söyle…” dediler…Ben, <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>'nde 8. sınıf öğrencisiyim. Aslında derslerdeçok başarılı olduğum söylenemez. Ne kadar çalışsam da en iyi olamıyorum.Şarkı söylemek ve dans etmek konusun da ise tam tersi, kendimi çok iyihissediyorum… Siz de böyle miydiniz?..Ayrıca amatörce gitar çalıyorum. Hafta da bir saat gitar dersialıyorum. <strong>Alanya</strong> gibi bir tatil cennetinde yaşadığım için kendimi şanslıhissediyorum. Çünkü yüzmeyi ve plaj voleybolu oynamayı çok seviyorum. Enbüyük hayalim ise bir gün senin gibi kamera karşısına geçmek...Güzelliğinizin yanın da güler yüzlü, tatlı ve sempatik olmanızarkadaşlarım tarafından da beğeniliyor Bu durum, sizi şımartmıyor. Bize öyle birolumsuz değişimi hissettirmiyorsunuz ve galiba bu kadar sevilmenizin asıl sırrıda bu…Dizilerde gösterdiğiniz üstün başarı da ayrı bir konu tabii. KavakYelleri’ni mümkün oldukça izlemeye çalışıyorum. Burada canlandırdığınız Aslıkarakteri gerçekten çok dikkat çekici ve böylece siz de çok başarılısınız. Bizgençleri olumlu yönde etkilediğiniz için size ayrıca teşekkür ederim…Hep merak ediyorum: Kamera karşısında çalışmak nasıl bir duygu?Sette gününüz nasıl geçiyor? Set araları kendinize zaman ayırabiliyor musunuz?Ünlü bir kişi olarak hep göz önündesiniz, özel hayatınız bundan ne derecede39


etkileniliyor?.. O kadar çok şey var ki size soracağım… Bunca şeyi merak etmem,sizi bu kadar sevmemden kaynaklanıyor…Keşke cevaplarınızı öğrenebilseydim…Cevaplarınızı öğrenemesem de sizin aynı doğrultuda devametmenizi ve çağdaş Türk kızlarına hep örnek olmanızı dilerim…Sizi çok seviyorum, lütfen kendinize iyi bakın…Başarılarınızın devamını diliyorum...Merve Alkan,<strong>Alanya</strong>…40


Sevgili Nihat Kahveci,Benim adım İbrahim ve Antalya'nın <strong>Alanya</strong> ilçesinde yaşıyorum.<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> 8.sınıf öğrencisiyim…Sizin oyun stilinizi seviyorum bir de Beşiktaşlı olmanızı... Ben despor yapıyorum. Genellikle futbol ve basketbol oynuyorum. Futbolda sizebenzeyen özelliklerim olmasını çok isterdim doğrusu. Özellikle frikik vuruşlarınızinanılmaz; ben de öyle olmak istersem ne yapmalıyım? “İşin sırrı çok çalışmak”diyorlar ama daha açık söylemiyorlar; ne yapmak lazım tam olarak? Günde kaçsaat, hangi adelelere yüklenerek, nasıl çalışmak lazım?..Sizin Beşiktaş'a dönmenize çok sevindim çünkü koyu Beşiktaş'lıtaraftar olarak düşünüyorum ki Beşiktaş, sizin gibi tecrübeli futbolculara ihtiyaçduyuyor. Tecrübe olmadan olmuyor yani. Euro 2008 maçlarında tecrübenoksanlıklarından adeta öldük öldük dirildik, neredeyse bütün maçları son andaçevirdik… Özellikle Çek Cumhuriyeti maçı, bu açıdan unutulmazdı. İki sıfıröndelerdi, üstelik maçın bitimine on beş dakika vardı ve sonra… Üç gol bulduk…Üçüncü golü attığınızda herkes sokaklara döküldü… Burada, <strong>Alanya</strong>’daolmalıydınız…Son olarak söylemeliyim ki Türkiye sizin gibi iyi, dürüst, karaktersahibi bir futbolcu yetiştirdiği için şanslı. İnşallah gelecek nesillerde de sizin gibiçok yetenekli futbolcular çıkar ve umarım siz, futbolu bıraktıktan sonrakihayatınızda Avrupa’daki bağlantılarınızı da kullanarak öğrencilerine küçükAvrupa deneyimleri yaşatan bir futbol okulu açarsınınız. Bunu, bildiğimkadarıyla Avrupa’da oynamış futbolcularımızın hiçbirisi yapmadı. Siz öncüolursunuz belki de…Saygılarımla;önce sağlık, sonra da başarı ve “şampiyonluk” dileklerimle...İbrahim Can Ceylan,<strong>Alanya</strong>41


Cem Abi,Ben, Deniz Murabıt... <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> 8.sınıf öğrencisiyim.Şu yağmurlu kış günü oturup size yazmamdan daa anlaşılacağı gibi koyu birhayranınızım. Öyle ki şimdi size ne yazacağımı düşünürken bile gülümsüyorum,hava ısınıyor sanki…Türkçe dersinde öğretmenimiz “Ulusumuzun yüzünü ağartankişilerden birini seçip ona mektup yazacaksınız” dediğinde hemen siz aklımageldiniz. Ulusun yüzünü ağartmak bence ulusun yüzünü güldürmektir… Tersi dekarartmak oluyor… Madem ki bu ulusun yüzünü en çok siz güldürüyorsunuz, ozaman bu ulusun yüzünü en çok ağartan da sizsiniz…Sizin stand-uplarınızı -doğru mu yazdım bilmiyorum, yani ulaşabildiğimvideo kayıtlarınızı- her zaman ilgiyle izliyorum ve sizi, doğaçlama başarınızdandolayı çok beğeniyorum. Annemle babama da izlettirmeye çalışıyorum; amagenelde “İşim var!” deyip sıyrılıyorlar. Annem bazen izliyordu fakat babam hiçizlemiyordu. Babam çok nadir güler, güldüğünde de öyle kahkahalarla gülmez.Bir gün babam bilgisayar kahkaha atıyordu. Ne olduğunu anlayamadık önce;baktığımızda bilgisayardan CMYLMZ’ı izlediğini gördük annemle. Babamı hiç bukadar gülerken görmemiştim. Meğer gülünce ne güzel bir adam oluyormuş…Neyse, konumuz babamın güzelliği değil…Sizin o değerli dakikalarınızı çalmak istemiyorum ve mektubumuburada noktalıyorum. Babamı, annemi, beni güldürüp de “yüzümüzüağarttığınız için” size sonsuz teşekkür ederim. Allah da sizi güldürsün, mutluetsin…Saygılarımla, en iyi dileklerimle ve selamlarımla…N.Deniz Murabıt,<strong>Alanya</strong>42


Sevgili Kerem Tunçeri,Ben, <strong>Alanya</strong>'dan Billur Cosun... Burada <strong>Alanya</strong> Belediye Spor’dabasketbolcuyum. İlköğretim 8.sınıfta okuyorum. Bin kere, yüz bin kereduyduğunuz hikayedir: Hayranınızım!… Hep sizin maçlarınızı izliyorum. Herhareketinizi çok seviyorum ve her oyununuzu beğeniyorum…Benim mevkiim uzun 3-4 oynuyorum ve takımın blokçuoyuncusuyum. Maçlarda hem senin hem de bütün takımın her pozisyonunutakip ediyorum. Nasıl pas verildiğinizi, pota diplerini, top sürmelerinizi veözelliklede savunmalarınızı dikkatle izliyorum; çünkü ben de uzakta uzağasizden bir şeyler kapmak istiyorum. İstanbul’da yaşamayıp da Anadolu’dabasketbol aşığı olmak kolay değil yani. Uzaktan uzağa aşk gibi; yine dehocalarımın emeğini, burayı İstanbul’a dönüştürme çabalarını insanüstübuluyorum. Bir de sizin varlığınız tabii… Bu da çok olağanüstü…Bu benim basketbolda 3. yılım ve antrenörlerim doğru yoldayürüdüğümü söylüyorlar. Ben bu sporu çok severek yapıyorum ve inanın bukadar sevmemde en çok sizin payınız var; çünkü sizi örnek alıyorum… Dilerimbir gün sizinle karşılaşırım. O zaman iyi basketbolcu olmak için ilk yapmamgerekeni soracağım size. Aslında bu mektupta da sormak isterim; amazamanınız olup yanıtlar mısınız, bilemiyorum…Neyse, başka zaman…Şimdilik sevgilerimi ve en iyi dileklerimi gönderiyorum size.Billur Cosun,<strong>Alanya</strong>44


Sevgili Cem Yılmaz,Ben ilköğretim 8.sınıf öğrencisiyim. Sadece benim sizi izlediğim sonbirkaç yıldır değil, aslında bütün sanat yaşamınız boyunca ülkemizin gururuolduğunuzu düşünüyorum. Bizi mutlu ettiniz ve bu, en güzel haliyle devamediyor…Bence filmleriniz başta olmak üzere tüm ürünleriniz övgüye değer.Zaten hak ettiğiniz övgüleri, gittiğiniz her yerde alıyorsunuzdur. Ben, sadecekendi düşüncelerimi iletmek istedim. İçimde kalmasın…G.O.R.A’yı, A.R.O.G’u, YAHŞİ BATI'yı izledim; her birini çok başarılıbuldum. Sonra düşündüm: Bir şeyin iyi olması için illa karmaşık olması mı lazım?Demek ki hayır! Sizin filmleriniz gösteriyor ki yalın ve anlaşılır bir şey de çok iyiolabiliyormuş. Bir kitap, bir film, bir karikatür, bir espri, bir adam… Sizharikasınız Cem Abi!Elli bin kişi söylemiştir size, olsun bir de ben söyleyeyim: Siz,televizyonun en parlak yıldızısınız. Televizyon programlarında başkalarınıgörünce -isterse bu kişi her kutunun içinden çıkan Acun Ilıcalı olsun- artık hiçdikkatimi çekmiyor; ama siz... Sizi görünce televizyona kilitleniyorum. Bununiçin siz herkesten çok seviliyorsunuz. Bunun için ben de sizi tüm yıldızlardandaha çok beğeniyorum…Sizi düşündükçe bir de hayal kuruyorum:Lütfen kendi biyografinizi filmleştirin. Hayranlarınız, hep merakediyorlar; Cem Yılmaz’ın filmlerindeki hangi bölümler kendi yaşamından izlertaşıyor? Bizi bu sıkıntıdan kurtarın be Cem Abi…Şansınızın hep açık olmasını diliyorum….<strong>Alanya</strong>’dan sevgiler, selamlar…Ahmet Birer…45


Sayın Acun Ilıcalı,Ben Serbay Sürmeli… Antalya’nın <strong>Alanya</strong> ilçesinde yaşıyorum ve<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>’nde okuyorum. 8.sınıf öğrencisiyim. Bu mektubu sizeduygularımı iletmek için yazdım. Elektronik posta da yazabilirdim; ama hemTürkçe öğretmenim böyle istediği için hem de mektup türü ölmesin diye böyleyazıyorum. Sizin için öyle güzel duygular besliyorum, size o kadar hayranım kianlatamam…Sizin yaptığınız tüm programları izlediğimi söyleyebilirim. Onlarıizlerken ailemle birlikte ne kadar mutlu olduğumu görmeliydiniz. Sanırımailelerle çocukları bir araya getiren sihirli bir iş yapıyorsunuz…Çok başarılı bir program sunucusunuz. Özellikle “Survivor”yarışmasını çok seviyorum. Umarım en kısa zamanda Survivor’ı tekrarbaşlatırsınız.“Yetenek Sizsiniz-Türkiye” programını da ülkemizdeki yetenekleriortaya çıkardığı için çok seviyorum. Keşke ülkemizi yönetenler, bu ülkedekiyetenekli gençlerin yüzlercesini ortaya çıkardığınız için size 19 Mayıs’ta özelgençlik ödülü verseler. Adını bile düşündüm bu ödülün: Gençliğin ŞükranÖdülü…Eğer kimse akıl etmezse üzülmeyin siz. Benim gönlümde öyle birödülü çoktan aldınız bile…Nazar değmesin size, enerjiniz hiç tükenmesin.<strong>Alanya</strong>’dan sevgilerle…Serbay Sürmeli46


8-C SINIFIÖĞRENCİLERİNDEN MEKTUPLAR:(Mektupların sıralanmasında ürünlerin teslim tarihleri dikkate alınmıştır.)Nuran Çakır (Müjdat Gezen’e mektup…)Damla Gizem Baş (Elvan Abeylegesse’ye mektup…)Alişah Özcan (Şafak Sezer’e mektup…)Erva Yaman (Beren Saat’e mektup…)Tolga Parlan (Aziz Yıldırım’a mektup…)Öykü Üzümcü (Gülten Dayıoğlu’na mektup…)Enver Demirağ (Acun Ilıcalı’ya mektup…)Kayra Aydın (Muammer Sun’a mektup…)Rasih Ünlü (Dr. Mehmet Öz’e mektup…)Selman H. Müderisler (Cem Yılmaz’a mektup…)Berkay Aydinç (Ata Demirer’e mektup…)Anıl Baha Akar (Tuncay Şanlı’ya mektup…)Kerem Alan (Mehmet Okur’a mektup…)Pelinsu Kılınç (Acun Ilıcalı’ya mektup…)Almıla Kahveci (Neslihan Darnel’e mektup…)47


Sayın Müjdat Gezen,Sizi pek tanımıyordum eskiden; ama annem hep bahsederdi.Filmlerinizi onunla izleyince sizi ben de tanıdım. Gerçekten de unutulmayacakfilmlerde, unutulmayacak kişilerle oynamışsınız. Ne mutlu size ve ne mutlu sizingibi bir sanatçıya sahip olan Türk ulusuna… Geçenlerde bir televizyonun haberbülteninde izledim sizi. Bir ilimizde tiyatro okulu açıyordunuz. Okulunbahçesindeki büyük Atatürk heykelinin açılışını da yapmıştınız. Daha doğrusu birpartimizin lideri açmıştı o heykeli. Sonra sizin Atatürk'le ilgili konuşmanız... Çokama çok etkilendim. Anneme sordum. Annemin sizin hakkınızda söyledikleri,benim de size olan sevgi ve saygımı arttırdı. Siz gerçek bir Cumhuriyet çocuğuve apaçık Cumhuriyet aşığısınız… Bu bakımdan biz gençlere örneksiniz…Besbelli, savunduklarınızdan asla vazgeçmiyorsunuz. Öleceğinizi,öldürüleceğinizi bilseniz bile... Atatürk gibi… Ben de kendime sizi örnekalıyorum… Sizin davranışlarınızdan çıkarıyorum ki Atatürk'e verdiğimiz sözleridilden değil, yaptıklarımızla yerine getirdiğimizi göstermeliyiz…Tiyatromuzun sevgili ulu çınarı,Sizden bir isteğim olacak. Ben <strong>Alanya</strong>' da yaşıyorum. Yaşadığımşehir yabancılar için bir cennet; ama ben tiyatroya çok gidemiyorum, “Bu nasılbir cennet?” diye geçiriyorum içimden. Hem yabancılara kendi sanatımızıöğretemiyor olmamız da cabası… Türkiye'deki tiyatrocuları da çok iyibilmiyorum. Bazıları televizyon dizilerinde oynuyor, onları tiyatrocu saymamakmı lazım bilmiyorum. Gerçi onları da annemden öğreniyorum… Ara sıraAnadolu'ya turne yapsanız ne harika olur... Sizden bunu istiyorum ama isteğimiburada bırakmayacağım. <strong>Alanya</strong>’daki otel sahiplerine de mektup yazıp sizin gibideğerli sanatçıları <strong>Alanya</strong>’ya, otellere davet etmelerini isteyeceğim. Böyleceülkemize, ulusumuza olan kültürel borçlarını ödemiş ve sizi dünyalılara tanıtmışolurlar. Siz, <strong>Alanya</strong>’ya gelen ikinci-üçüncü sınıf müzisyenlerden veanimatörlerden kat kat değerli bir iş yapıyorsunuz. Tabii onların mesleklerine desaygı duyuyorum ama yine de adil olmak lazım...Biliyor musunuz, <strong>Alanya</strong>'da konservatuvar açıldı. Umarım bu başkabir davet nedeni olur ve sizi burada ağırlamak bizlere nasip olur…En içten saygılarımla, selamlarımla…Nuran Çakır,<strong>Alanya</strong>48


Sevgili Elvan,Sen, Sadece Türk atletizmi değil, Türk sporu için de mükemmelibaşardın... Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda küçük umutlarımızı tarihi başarıyadönüştürerek 10.000 metrede ülkemize altın madalyayı getirdiğin, geçmiştenbugüne emekleyen atletizm sporumuz için toplamdaki dördüncü madalyayıkazandırdığın için sana hayran olmamak elde değil.Şimdi hepimiz seninle gurur duyuyor ve sana bir kez daha sonsuzteşekkür ediyoruz. Ama yetmez. Elvan Abeylegesse, 28 Temmuz<strong>2010</strong> Barcelona’da kazandığı altın madalyayla sadece bizleri onurlandırmadıaynı zamanda Türk Bayrağımızla stadyumda şeref turu atarak milli gururumuzoldun.Çok değil sadece üç sene önce aynı şampiyonada 10.000 metremüsabakasında ikinci olarak gümüş madalya kazandığın zaman da seninlegururlanmıştık, tek fark ise o zaman tribünlerde Türk Bayrağı bulunmadığı içinşeref turu atamamıştın ve bu bize buruk bir sevinç yaşatmıştı. Belki de o senekimse böyle bir sonuca ihtimal vermemişti ama karşıdaki ElvanAbeylegesse'ydi. Eğer Türk atletizminde değişen yüksek beklentiler ve artaninanç varsa bunun mimarı, hedefe tırnaklarıyla kazıyarak ulaşan genç Elvan,yani sensin… Bugün ellerindeki bayraklarını tribünlerde sana ulaştırmak içinbekleyen vatandaşlarımız varsa, hepsi sana yürekten inandıkları içindirŞayet ben bir senarist olsaydım, şimdiden seni ve Türk sporundabıraktığın başarılı izleri takip ederdim. Kim bilir belki gelecekte senin anılarladolu hayatını konu alan filmin, madalyaların kadar önemli bir yapıt olur veatletizme gönül veren küçük sporcularımıza ışık tutar. Senin gibi sporda başarılıolmuş, toplum önünde yaşayan insanların belki bir kampanya ile spora gönülverip, faaliyete geçiremeyen, bir şekilde durumu yeterli olamayıp başlangıçyapamayan insanları ateşleyecek birkaç çalışma yapmak sizce de güzel bir fikirdeğil mi?.. Bunlar, Türkiye’ye armağan ettiğiniz madalyalar kadar değerli veunutulmaz şeyler olur…Teşekkürler Elvan Abeylegesse... Sporseverlerin ve benimgönlümün başrolünde yer aldığın için…Sevgilerimle,Damla Gizem BAŞ,<strong>Alanya</strong>49


Sevgili Şafak SEZER;Mektubumun başında öncelikle kendimi tanıtmak isterim. Ben <strong>TED</strong><strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>’nden 8.sınıf öğrencisi Alişah ÖZCAN… Bu mektubu size göndermenedenim bir hayranınız olmam ve bir de Türkçe bölümümüzün “Mektup” temalıprojesidir. Türkiye sizi 1993'te "Bir Düğün Masalı" adlı tiyatro oyunuyla tanıdı;fakat bundan önce de küçük tiyatrolarda oynadığınızı hepimiz biliyoruz. Ben sizi2003'te herkesi güldüren “Hababam Sınıfı Merhaba” ile tanıdım, güzel filmdi.Siz çok başarılı bir oyuncusunuz bunu tüm dünya ve tüm Türkiyebiliyor. Benim merak ettiğim ve size özellikle sormak istediğim bir sorum var:Film veya dizi çekerken karşınıza çıkan zorluklar neler? Türkiye’ninhep sanatçılar için elverişsiz bir ülke olduğu söylenir; yolun başında bunu siz deyaşadınız mı?Bunu size soruyorum; çünkü vereceğiniz yanıt gelecekte sanatçıolmayı düşleyen yaşıtlarım için bir yol haritası çıkarmaya çalışıyorum. Yanıtverirseniz bir hayranınızı çok mutlu etmiş olursunuz. Tabii umarım karşılaştığınızzorlukları nasıl aştığınızı da anlatırsınız…Sizi çok seviyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum…Sevgiler...Alişah ÖZCAN,<strong>Alanya</strong>50


Sevgili Beren Saat,Aslında size mektup yazmak hiç aklıma gelmemişti; hep internetyoluyla ulaşmaya çalışıyordum çünkü... Tabi, Türkçe öğretmenlerimiz böyle birproje verince doğrusu çok sevindim...Bana bu fikri kazandırdıkları için çok mutlu oldum, minnet duydum.Toplumumuzun -herkes değil tabii ki- size yaklaşım biçiminibeğenmediğimi itiraf etmek isterim. Sonuçta sizin mesleğiniz oyunculuk veişinizi yapıyorsunuz. Ben hem bir genç kız olarak hem de hayranlarınızdan biriolarak sizin çabanızı anlıyorum ve sizi sonuna kadar destekliyorum. Büyük birhayranınız olarak kalacağım, bundan da gurur duyuyorum. Siz, gayet başarılı birsanatçımızsınız ve rol aldığınız son dizideki performansınızla da çok iyisiniz.Doğrusu, size duyduğum hayranlığı ve sevgiyi anlatmaya kelimeler yetmez. Sizi,ilk defa ''Aşk-ı Memnu'' dizisinde tanıdım ve o zamandan bu yana hayranınızım,oyunculuk performansınızı da yine çok beğeniyorum. Gazetede röportajınızıokudum ve sorularımızı (aklımda kalan soruları) yanıtladığınız için teşekkürederim, bunu da bir köşeye eklemek istedim…Sizden bekleneni hakkıyla, başarıyla yerine getirdiğinizidüşünüyorum. Ülke dışında olan herhangi bir film veya sanat festivallerinde deülkemizi yine başarıyla temsil edeceğinizi de biliyorum. Sizden istediğim tek şey-aslında yüz binlerce hayranınızla eş zamanlı olarak istediğim bir şeydir sanırımbu- başarınızı hep sürdürmeniz ve hep mutlu olmanız... Lütfen hep güçlü olunve hep “yüreğinizin götürdüğü yere gidin”…Unutmayın lütfen; sizin kendi geleceğinize yaptığınız yürekliyolculuk, Anadolu’daki yüzlerce genç kızın da kaderini belirleyecek. Biz, ya hepbirlikte kazanacağız ya da hep birlikte yenik düşüp pes edeceğiz…Sözlerime burada nokta koymak istiyorum. Umarım bir günyolunuz <strong>Alanya</strong>'ya düşer… Sizinle tanışmayı öyle çok istiyorum ki…Hep sevgiyle, mutlulukla kalın...HayranlarınızdanErva…<strong>Alanya</strong>’dan…51


Sayın Aziz Yıldırım,Ben bir Fenerbahçeliyim. Şimdi ilköğretim 8.sınıf öğrencisiyim; amayaşamdaki en önemli kartvizitimin her zaman Fenerbahçeliliğim olacağınainanıyorum…Böyle düşünüyorum; çünkü geçenlerde kulübümüzün İstanbul’dakitesislerini gezdim. Kulübümüze sizin kazandırdığınız tesisler, takımımızaattırdığınız dev adımlar beni çok etkiledi. Özellikle de futbol, basketbol, voleybolve atletizm branşlarında yaptığınız yatırımlar, Fenerbahçe’mize başarı veşampiyonluklar olarak geri döndü, dönüyor, dönecek… Şükrü Saraçoğlu Stadı’nıTürkiye’nin kıvanç kaynağına dönüştürmeniz unutulmaz bir yapıttır. Dünyanınmerak ettiği maçları Fenerbahçe taraftarının bu stattan rahatlıkla, modernçizgide izleyebilmesine olanak yarattığınız için size tüm Fenerbahçe taraftarlarıolarak teşekkür borçluyuz.Stadyum, Fenerium, reklam gelirleri ve şirketleşme sayesindeFenerbahçe’mizin çok daha büyük çaplı projelerine kaynak sağlamanız çok akılcıbir hareket tarzıydı. Bu sayede maddi olarak rakiplerimizin çok önüne geçmişolduk. Varlığınız, bizim için büyük şans… Tabii rakiplerimiz için aynı orandaşanssızlık; ama şaka bir yana, onlar da sizden sportif cesaret ve girişimcilikkonusunda çok şey öğrenmeliler…Ayrıca 100. yılımızda 920 kupa ve madalyayla bir sezonda en çokkupa ve madalya alan takım olarak adımızı rekorlar kitabına sokmanız 100.yılında şampiyon olmayı başaramayan ezeli rakiplerimiz karşısında bizi oldukçagururlandırdı. Lütfen, büyük Fenerbahçe taraftarının bu gerçeklerin farkındaolarak sizin varlığınızı şükranla karşıladığını biliniz. Ben, bunu özellikle yaşıtlarımve özellikle <strong>Alanya</strong>lı genç Fenerbahçeliler adına size arz etmek isterim…Fakat bunca kıvanca, başarıya, onura rağmen spor kulübümüzünkalbi olan futbol takımımızın Avrupa’da halen bir çeyrek finalle yetiniyor olması,biliyoruz ki sizi, bizden daha çok üzüyor. Ben bunun nedenini, lütfen küstahlıksaymayınız, altyapıya ve altyapıdan gelen futbolculara yabancı hocalartarafından yeterli önem verilmemesine bağlıyorum. Sizin de böyledüşündüğünüzü tahmin ediyorum ve bu konuda gerekli girişimleri yapacağınızainanıyorum. Bizi, bu görkemli tesisler kadar gururlandıracak tek şey kaldı: Kupa52


ya da madalya değil bu… İçimizden çıkacak bir yıldız… Nasıl bir yatırım yapmaklazım, bilmiyoruz tabii; ama siz, nasılsa bunun yolunu bulacaksınız… Ve o büyüyıldız, bizi yeniden Lefter gibi ayaklandıracak…Bu bir düş mü? Belki… Ama sonuç olarak bence Fenerbahçe’mizdoğru yolda ilerliyor ve gelecekte çok daha büyük başarılara ulaşacak. Sizi tümkalbimle destekliyor ve başarılarınızın devamını diliyorum…Ellerinizden saygıyla öpüyorum.Tolga Parlan,<strong>Alanya</strong>…53


Sevgili Gülten Dayıoğlu,Ben <strong>Alanya</strong>'dan Öykü Üzümcü…Türkçe dersinde gerçekleştirdiğimiz mektup yazma çalışmalarınıfırsat sayarak size yazıyorum…Ben kitap okuma alışkanlığını küçükken kazanmıştım ve hala kitapokumayı çok seviyorum. Okuduğum ilk kitaplardan biri Fadiş’ti. Sizin eserinizolan bu kitap, beni gerçekten çok etkilemişti ve okuduktan sonra da elimdendilimden hiç düşmemişti. Söylemek istediğim asıl şey şu ki sizin eserlerinizehayranlığım Fadiş’le başladı.Bugün on dört yaşındayım ve sizin kitaplarınızı hala aynı hayranlıklaokuyorum. Birkaç yıl önce yine sizin eseriniz olan Mo'nun Gizemi'ni okumuştumve çok beğenmiştim. Bu nedenle serinin ikinci kitabı olan Mo'nun Gizemi-OTRAN'ı da okudum. İki kitap da kesinlikle harikaydı…Benim bir kız kardeşim var, o da benim gibi kitap okumayı seviyorama henüz sevdiği bir yazar yok. Ben ona sizin kitaplarınızı öneriyorum. Busıralar Kırmızı Bisiklet‘i okuyor. İlk başlarda isteksiz başlamıştı çünkü benimkitap zevkimi pek beğenmiyor; ancak okumaya başlayınca kendini kitabakaptırdı. Bu kitabı bitirince ona Fadiş’i önereceğim. Düşünsenize, sizin yazdığınızbir kitap ve yarattığınız kahramanlar, sizden kilometrelerce uzaktaki iki kızkardeşin hayatını derinden değiştiriyor. Düşünüyorsunuz, biliyorsunuz tabii;ama bunu bir de benden duyasınız istedim. Türkçe dersindeki projemin adı dazaten bu: Bunu bir de benden duyasın istedim!Keşke, düşündüklerimi sizin kadar etkileyici anlatabilseydim. Kimbilir, belki bir gün, ben de kendi öykü üslubumu geliştirebilirim ve o zaman dahaiyi anlatabilirim… Keşke sizin, okurlarınızla ve sizden yazarlık -ya da hiç olmazsagerçek okurluk- öğrenmek isteyen hayranlarınıza açık bir okulunuz olsa. Böylebir ilk yaratsanız keşke…Yinelemek isterim ki sizi çok başarılı buluyorum. Bununnedenlerinden biri, okurlarınızın size verdiği değer kadar sizin de onlara değervermeniz. İmza günleri ve söyleşilerinizde okurlarınızla buluşmak hem sizi hem55


de okurlarınızı çok mutlu ediyor. Benim düşümü, bunun bir adım sonrası olarakdeğerlendirin lütfen…Büyüklüğünüz önünde saygıyla eğiliyorum ve sadık bir okurunuzolarak başarılarınızın devamını diliyorum…Sevgiyle, saygıyla…Öykü Üzümcü,<strong>Alanya</strong>56


Sevgili Acun Abi,Ben, seni tanıyan ve sana hayranlık besleyen milyonlarcaizleyiciden biriyim; sıradanım yani. 8.sınıf öğrencisi Enver Demirağ olduğumusöylediğimde ailem, öğretmenlerim, arkadaşlarım için sıradan olmaktan çıkarımama senin için hala sıradan biriyim… Olsun!Televizyon'da yayınlanan pek çok projeni ilgiyle izledim, izliyorumda… Yaptığın işler bir yana, kişiliğini, hayata bakışını, çalışkanlığını, azmini,insarlarla kurduğun sihirli diyologu çok örnek alınası bulduğumu tümiçtenliğimle söylemek istiyorum…Yüzlerce, binlerce kez duyduğun bu sözleri bir de ben söyleyeyim istedim;çünkü çok önem verdiğim bir projenin adı bu: Bunu bir de benden duyasınistedim!Sana Acun Abi diyorum çünkü; bu samimiyeti aslında sen bizlereaşıladın, seni ailemizden biri gibi kabullendik biz…Sosyal projelere verdiğin önemi, yaptığın kampanyaları,ünlülerietrafında birer ışık halkası gibi toplayıp projeleri dalga dalga yaydığını ve ihtiyacıolan insanlarla bizlerin,yardımseverlerin arasında kurduğun bu sevgi köprüsüiçin sana kendim ve bunu kalbinden geçiren pek çok birey adına teşekkürediyorum. Umarım seninle karşılaşma fırsatı bulurum. Hele bir deFenerbahçe’nin bir maçını birlikte izleyebilirsek, en büyük rüyam gerçekleşmişolacak…Sevgilerle,Enver Demirağ…<strong>Alanya</strong>57


Sayın Muammer SUN,Ben Kayra AYDIN, <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> 8.sınıf öğrencisiyim. Okulunorkestrasında bateri çalıyor, hafta sonu okulun gitar kursuna kalıyor ve evdekendim piyano çalmaya çalışıyorum. Şu ana kadar piyano üzerinde tamanlamıyla sadece Bach Pachabel’in Canon şarkısını çalabiliyorum…Geçenlerde bir gün müzik dersinde sınıfın çok üstünde sorularsorup dersi sabote ettiğimi söyleyen öğretmenime sorduğum soru “Nasılsadece notaları okuyup akorları da basabiliyorsunuz?” idi ama öğretmenim;“Teneffüste anlatayım, o armoniye girer.” dedi. Ben de teneffüste yanındakaldım. Bana önce sizin kitabınız olan solfej kitabını verdi, bu kitabı çalışırsanarmonide daha az zorlanırsın dedi. Ben hala kitabınızı çalışıyorum, armoniyiöğrenmek için sabırsızlanıyorum… Solfej çalışırken piyano çalışımı dageliştiriyorum. İzninizle aynı soruyu size de yöneltmek istiyorum: “Nasıl sadecenotaları okuyup akorları da basabilirim? Bu açıdan gelişmenin en tutarlı yolunedir?” Bu sorumun cevabını eğer bana iletebilirseniz dünyalar benim olacak!Türkçe dersinde doğan bu mektup yazma projesi benim için büyükbir fırsat oldu; çünkü bu mektubun size ulaşacağını ve bu sayede belki yolumumüzik alanına çevirebileceğimi, sizin gibi büyük bir müzik insanı ile satırlarüzerinde de olsa tanışabileceğimi düşünüyorum. Eğer vaktiniz olursa tabii…En içten saygılarımla, esenlik dileklerimle…Kayra Aydın,<strong>Alanya</strong>…58


Sayın Doktor Mehmet Öz,Ben bir ilköğretim öğrencisiyim; yaşıma rağmen sizin insansağlığına ilişkin buluşlarınızı ve uygulamalarınızı hayranlıkla takip ediyorum.Doğrusu, bir doktorun nasıl bu kadar yenilikçi olabildiğini merak ediyorum. Buişin bir sırrı olmalı…Sizi övüyor gibi miyim? Hayır, övgü değil bu; zaten tüm dünya böyledüşünüyor. Beni öteki insanlardan daha çok etkileyen şey sizde ortaya çıkankarışım: İnsanlara yararı olabilecek buluşlar, televizyonu kullanma biçiminiz,gazetelerde yer aldığınızda ortaya çıkan görüntü ve etki, magazin ve bilimdergilerinde aynı ışıltıyla yer alıyor olmanız… Müthiş…Değerli kahramanım,Türkçe dersinde ulusumuzun yüz akı olmuş kişilere mektup yazıp,onlara sevgimizi, saygımızı bir kez de biz söyleyelim istedik. Bu nedenle sizeyazıyorum… Ama aslında bu proje bir bahane; çünkü ben size seslenip buduygularımı iletmeyi zaten çok ama çok istiyordum…Bir gün sizinle tanışmayı da çok isterim. Herkesten çok sizinletanışmak isterim ben… Ve umarım insanları sağlıklı olmaya davet edenprogramlarınız hep sürer, siz de hep sağlıklı olursunuz…Düşünüyorum ki iyi ve sağlıklı olursanız, binlerce insan da iyi vesağlıklı olur. Tanrı mutlaka sizi çok seviyordur…Sonsuz saygılarımla ve selamlarımla…Rasih Ünlü,<strong>Alanya</strong>59


Sevgili Cem Yılmaz,“Senin gibi biri olmak istiyorum, buna çabalıyorum…” diyen kaçhayranın olmuştur kim bilir? Siz onların kaçını ciddiye aldınız peki?.. Bu önemlideğil aslında… Mektubumun sana ulaşması ve senin bunları okuman da -bunudeli gibi istiyor olsam da- önemli değil. Önemli olan seni çok beğenmem… Buönemli…Cem Abi,Senin gibi olmayı hayal ediyorum. Oyuncu olmak, ünlü olmak değilsöylemek istediğim şey… Ben, yaşadığım her dakika senin gibi pozitif olmakistiyorum. Etrafımdaki insanları mutlu etmek için bazen seni taklit ediyorum; netuhaf, uzaktan uzağa mutlu ediyorsun arkadaşlarımı…Senden öğrendiğim hareketleri, tarzları, tipleri sunuyorum.Arkadaşlar bu yüzden çok seviyorlar beni. Bu da çok tuhaf; beni değil, seniseviyorlar aslında… Bizim grupta yakışıklı, tembel, tilki, uyuz, alıngan, komikbaşka tipler de var. Hayat böyle bir şey zaten… Cem Abi, “Tilki” sinsilik yapıyor;bir o telden çalıyor, bir bu telden… “Yakışıklı”, tüm tenefüslerde kızlarla…“Tembel”in, notları çok düşük; çalışsa da çalışmasa da rahat… Bense komiğim;arkadaşlara senin esprilerini aktarıyorum sadece… Anlayacağın, gölgen veyahayalin bile yetiyor...Hayali bile mutluluk yaratmaya yeten adam… Hayali bile beni faklıkılan adam; sen çok yaşa!.. Hep mutlu ol, sağlıklı ol her zaman…Sevgiler sana…Selman Müderisler,<strong>Alanya</strong>60


Sayın Ata Demirer,Sizi son üç yıldır çok severek ve saygı duyarak takip ediyorum veçok daha uzun zamanlar aynı duygularla takip edeceğimi düşünüyorum. Ben deokulda sizin gibi davranmaya yani sizin kadar komik olmaya çalışıyorum. Bunukendi çapımda başarabildiğime de inanıyorum. Tabii sizin, farkında olmadan,benim hayatımı etkilediğinizi kabul etmeliyim…Sizi ilk kez “Tek Kişilik Dev Kadro” adlı gösterinizde tanıdım ve ogösterideki performansınızdan çok etkilendim. O günden beri sizi takipediyorum ve içimde bir gün sizinle tanışma, sizin kadar komik olma arzusunubüyütüyorum. Belki bir gün bu arzu gerçek olacak veya içimde daima beniateşleyen bir hayal olarak kalacak. İşte bu durum da sizin, farkında olmadanbenim hayatımı etkilediğinizin bir kanıtı. Hayatta çok az insandan bu kadaretkilendim…Öyle ya da böyle, ben rüyamın gerçek olmasını çok istiyorum.Komedyenlik bence dünyada yapılmış ve yapılacak işlerin en önemlisi… Ya daiddiamı biraz küçülteyim: En önemli işlerden birisidir komedyenlik… Böyleyken,sizi sadece televizyon ekranından izleyip “A, çok komik bir insan!” deyipgeçenleri hoş görmüyorum. Siz, çok derin ve çok ayrıntılı, zengin bir hayatınsimgesisiniz aynı zamanda… Bu gerçeğin herkesçe anlaşılmasını çok istiyorum;çünkü bu anlaşınca size duyduğum hayranlığı da daha iyi anlayabilir çevremdekiinsanlar…Yani sizin yaptığınız iş de benim yazdığım bu şey de çok ciddi.Anlamak gerekli bunu…Okuyacağınızdan emin olamasam da size yine yazmak isterim… Ohalde bir dahaki hayal mektubunda görüşmek üzere sevgili kahramanım…Sonsuz saygılarımla…Berkay Aydinç,<strong>Alanya</strong>61


Merhaba Tuncay Abi,Senin sayısız hayranlarından biriyim maçlarını heyecanla izliyorumfakat Fenerbahçe’den ayrılışından beri maçlarını fazla izleyemedim. Arada millitakımın maçları oluyor; ama yine de Süperlig'deki gibi fazla izleyemiyorum seninmaçlarını. Bu, benim için çok büyük bir kayıp…Arada bir olsa da izlediğim maçlarında görüyorum ki aslında hiçdeğişmemişsin, hâlâ çok iyi bir şekilde oynuyorsun. Hatta daha da iyioynuyorsun… İleride senin gibi başarılı bir futbolcu olmayı çok isterim, aslındafutbolu seven herkes senin gibi olmayı hayal eder diye düşünüyorum.Kariyerinin başarılarla dolu olduğunu herkes bilir. Seni demektubumla çok oyalamak istemem ve bu yüzden mektubumusonlandıracağım; fakat mektubumu bitirmeden önce senden bir isteğim olacakeğer İngiltere liginden sana hayal ettiğin gibi iyi bir teklif gelmezse veFenerbahçe ile bir transfer görüşmen olursa lütfen biraz da beni, bizi,taraftarları düşünerek karar ver… Lütfen sana olan hasretimizi bitir…Sevgilerimle ve saygılarımla…Anıl Baha AKAR,<strong>Alanya</strong>62


Sevgili Mehmet OKUR,Öncelikle sizi çok beğendiğimi ve sizin ulusumuza tattırdığınızkıvancın ortağı olduğumu söylemeliyim.Basketbol oynayışınızı beğeniyorum. “On İki Dev Adam”dan biriolmanız ve ülkemizi NBA'de temsil etmeniz benim için de çok önemli bir sevinçkaynağı. Bununla birlikte ben de okulda basketbolu zevkle oynuyorum.Antrenmanlara katılıyorum ve basketbol takımındayım. Sizin, farkında olmadanyarattığınız bir etki bu. Sizi sevdiğim, örnek aldığım için basketbol oynuyorum…Sağolsun, basketbol koçumuz da bizleri iyi eğitiyor. Haftada üç günokul sonrası antrenman yapıyoruz. Bu az, biliyorum; ama bu çalışmamız biziokullararası basketbol maçlarında birinci yapam diye umuyoruz. Olmasa da cansağolsun; aylarca eğlenmek, maç coşkusu yaşamak yeter bize…Geleceği düşünerek kendimi eleştirdiğim de oluyor: Biliyorum kikondisyonum biraz zayıf ama onu da uzun mesafeli koşular yaparakgeliştirmeye uğraşıyorum. Siz 14-15 yaşındaki basketbolculara ne önerirsiniz?Bir püf noktası var mı bunun? Yanıt yazarsanız bunu okul gazetemizle tümbasketbol sever arkadaşlarıma duyuracağım…Türkiye’den, <strong>Alanya</strong>’dan sonsuz selamlarla, sevgilerle…Kerem Alan,<strong>Alanya</strong>63


Sevgili Acun Ilıcalı,Daha önce birçok hayran mektubu, mailleri almışsınızdır; ama benyine de yazıp hem şansımı denemek hem de kendi duygularımı size iletmekistedim... Öncellikle size bunları söylemem çok anlamsız veya sıkıcı gelebilir yada en kötüsü bu mektup eline geçmeyebilir: Her şey, programlarınızda olduğugibi “şansa bağlı”…Diğer hayranların gibi "Acun! Acun! Seni çok beğeniyoruz, çokseviyoruz!.." gibi sıradan şeyler söylemektense daha gerçekçi şeyler söylemekistiyorum. Şimdi... Survivor'ı ele alalım; açıkcası orada yarışmacılar acı çekerkensizin acıma duygunuzu kontrol edip oyunu durdurmamanız, soğukkanlı olmanızsüper bir şey... Emin olun, herkes sizin gibi yapamaz. Survivor’dakisoğukkanlılığınızı televizyonda izlerken çok etkilendim…Bir de “Var mısın, Yok musun?” var tabii; bu konuda söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum! Tek kelimeyle mükemmel bir program! SanırımTürkiye'de en popüler yarışma programlarından birincisi odur. Programagetirdiğiniz ünlüler, reytingleri tavana çıkarmıştır zaten. Kutular açılırkenkisabrınız da çok dikkat çekiciydi. Sanki böyle işler için doğmuş gibisiniz.Yapmak için doğduğunuz işi böyle güzel yapıyor olmanız ne güzel.Zor bir hayatın üstesinden gelip inancınızla, değiştirmediğiniz yaşamgörüşünüzle, inkar etmediğiniz kökeninizle buraya erişmeniz tüm insanlar içinbir ders niteliğinde… Sizi televizyonda her gördüğümde bu yönlerinizialkışlıyorum. Yaşça sizden 20-25 yıl küçüğüm ama birinin yanına ışınlanmammümkün olsaydı sizin yanınıza ışınlanır, asistanınız olurdum…Ve “Yetenek Sizsiniz”… Emin olun sizin yaptığınız en mükemmelprogramlardan biri… Topluma verdiği ışıkla, umutla da en birincisi… Yalnızorada kendimce bulduğum bir sorun var: Bence bir yaş sınırı olmalı... Neyseukalalık etmeyeyim sizin önünüzde…Evet, özetleyince şimdi size sıradan ve duymaya çok alıştığınız bircümleyi söyleyeceğim; ama bunu yapmamın bir nedeni daha var: Mektuptürünün ölmediğini, ölmemesi gerektiğini kanıtlamak için Türkçe öğretmenimin64


ehberliğinde, milletimizin yüz akı olmuş değerli kişilere mektup yazıp “Bunu birde benden duyasın istedim…” diyoruz. Projemizin adı bu: Bunu bir de bendenduyasın istedim… Öğretmenim de Erzurum kökenli olunca, zaten hayranıolduğum Acun Ilıcalı’ya yazmamdan daha doğal ne olabilir ki…Yazdım işte… Ve yüzbinlerce kere duyduğunuz bir şeyi size bir deben söyledim… Sizi çok seviyorum ve her geçen gün daha başarılı olmanızıdiliyorum Sevgili Acun Abiciğim…<strong>Alanya</strong>’dan kocaman, kalp dolusu selamlar,Pelinsu Kılınç…65


Sevgili Neslihan Darnel,Ben Almıla… 14 yaşındayım… Voleybol oynuyorum ve ilerde sizingibi bir voleybolcu olmak istiyorum. İnşallah bu hayalim gerçekleşir ve ben desizin gibi başarılı bir voleybolcu olurum. Ama daha önemlisi “sizin kadarsevilmek”…Ben <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> öğrencisiyim. Biliyor musunuz, okulumuzdayaklaşık 500 öğrenci var. Bu 500 öğrenci arasından voleybol oynayacak 12 kişiçıkmaması imkansız; yakında bir takım kurulmasını bekliyoruz… Takımıkurmaları için elimizden geleni de yapıyoruz...Ben <strong>Alanya</strong>’da yaşıyorum. Yazları burada plaj voleybolu oluyor vedünyaca ünlü voleybolcular <strong>Alanya</strong>’ya geliyor. Maçlarını izliyorum, çok keyifalıyorum. Ayrıca plaj voleybolu hakkında da bilgi ediniyorum…Voleybol hayatınızdaki başarılarınız beni çok etkiledi ve etkilemeyedevam ediyor. Yurt dışındaki tecrübeleriniz ve Türkiye’deki başarılarınız benimaçımdan gerçekten çok etkileyici. Maçlarınızı izlerken de ayrı bir keyif alıyorumzaten. Gerçekten maç içinde tek başınıza rakiplerinize çok zor anlar yaşatabilenbir voleybolcusunuz. Ben de sizin gibi olmak için kendimi eğiteceğim.Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda milli takım olarakaldığınız ve yendiğiniz güçlü takımlar, sizin için takım olarak çok zor bir dönemdisanırım. Ama altıncılık da Türk halkı için son derece gurur verici bir derece…Mektubumu bitirmeden önce sizden bir ricam olacak. Lütfenokulumuzu ziyaret edin veya ‘’ <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> öğrencilerine… ‘’ yazılı, imzalıbir posterinizi gönderin. Voleybol tutkunu arkadaşlarım adına söz veriyorum,fotoğrafınızı okulun en iyi görünen yerine astıracağız. Bu sayede okulumdavoleybola ilginin artacağını hatta bir voleybol takımı bile kurulacağınısanıyorum… Şimdiden teşekkür ediyor, voleybol hayatınızda başarılarınızındevamını diliyorum. Ailenizle birlikte mutluluklar dilerim size…Saygılarımla, selamlarımla…Almıla,<strong>Alanya</strong>’dan…66


Sevgili okurumuz,antolojide yer alan mektupları buraya kadar sabırla okuduğunuz içinsize teşekkür ediyoruz.7 Aralık <strong>2010</strong> günü, okuduğunuz bu mektupları soğuk birer projekaralaması olmaktan çıkardık; önce boş beyaz kağıtlara elle yazıpzarfa koyduk. Ve sonraa… Postaya verdik…İşte o zaman deyim yerindeyse mektuplarımızı “gerçeğedönüştürdük”… <strong>Alanya</strong> Merkez Postanesi’ndeki o an görülmeyedeğerdi. Eski, harika, romantik bir gelenek canlandı...O anı da sizinle paylaşmak istiyoruz şimdi:67


Önce… 8.Sınıf öğrencileri adına Sevgili Hilal Küçükyağlıoğlu,“Bunu bir de benden duyasın istedim…” afiş başlıklı projemizibasına tanıtan ve aynı zamanda Posta teşkilatımızın 170.Kuruluşyılını kutlayan bildiriyi seslendirdi:Sayın Kurum Yöneticisi,Değerli çalışanlar ve Sayın Basın Mensupları,Bugün burada bulunmamızın iki önemli nedeni var:Birincisi; posta teşkilatımızın 170. yılını kutlamak için buradayız. Bugüne kadar bizim anne vebabalarımızın, dedelerimizin, ninelerimizin hatta onların dedelerinin ve ninelerinin bile hayallerini,sevinçlerini umutlarını, haberlerini taşıdı posta teşkilatımız. Zaman içinde adı değişti; ama görevi veönemi asla değişmedi. Çanakkale’den Bitlis’e giden mektubu, Kore’den Samsun’a gelen telgrafıKıbrıs’tan <strong>Alanya</strong>’ya ulaşan zafer haberini hep bu teşkilat taşıdı. Milletimiz var oldukça o da varoldu. Nice 170 yıllara diyoruz. Ve biliyoruz ki posta teşkilatımızın hür ve bağımsız varlığı milletimizinde hürriyetinin sembolüdür.Burada bulunuşumuzun ikinci nedeni; okulumuzda gerçekleştirdiğimiz bir kampanya: “Bunu Bir deBenden Duyasın İstedim…” Kampanyamızın afiş başlığı bu…Milletimizin yüz akı olmuş saygın bilim, sanat, spor ve kültür insanlarına mektuplarla ulaşmayıhayal ettik. Hayallerimizi <strong>Alanya</strong>’nın dışına taşırdık. O değerli insanlara belki yüzlerce kezduydukları övgüleri bir kez de biz söyledik. Çok duymuş olabilirler; ama olsun. Bunu biz hiçsöylememiştik. Ayrıca onlara ödevlerini anımsattık. Milletimizin duyduğu sevgi ve saygının onlarayeni sorumluluklar ve ödevler yüklediğini de yazdık. Tüm bunları mektup zarflarına sığdırdık.Biz, mektup türünün öldüğünü söyleyenlere inanmıyoruz…Biliyoruz ki İnsanoğlunun duygusallığı, romantizmi var oldukça mektup da var olacak…<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>’nde bize çağdaş iletişim olanaklarından bilinçli bir şekilde yararlanmanın yollarıöğretiliyor. Ve biz biliyoruz ki mektup bilgisi, chat, elektronik posta, SMS gibi bugüne özgü yazılıhaberleşme yollarının temelini oluşturuyor. Mektubu doğru, verimli, bilinçli ve estetik kullanırsakdemin saydığım türleri de doğru kullanabiliriz…Bu kampanya boyunca bizi destekleyen okulumuza ve bugün bizi içtenlikle ağırlayan postateşkilatımıza teşekkür ediyoruz. Bizi yüreklendiren kampanya koordinatörümüz ve bu mektuplarıkitaplaştırarak emeğimizi ölümsüz kılan öğretmenimiz Sayın Deniz İlmak’a da yürektenteşekkürlerimiz sunuyoruz…Mektuplarımıza yanıt alır mıyız, bilemeyiz… Zaten işin bu tarafını çok da önemsemiyoruz. Bizim içinönemli olan mektubun yaşadığını ilan etmekti ve biz şimdi bunu başardığımızı düşünüyoruz…Bilgilerinize, saygılarımızla…Seslendiren: Hilal Küçükyağlıoğlu,<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> 8.Sınıf Öğrencisi68


O anın fotoğrafları…69


Basın, anlamlı projemize duyarsız kalmadı; girişimimizin sonadımında gazete sayfalarındaydık…Yaptığımız şey hayranlıkuyandırdı…72


Veee…Ulusumuzun yüz akı olmuşbilim, sanat, spor ve kültür insanlarınınkendilerini örnek alan <strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong> öğrencilerineyazdıklarıyanıtlar…73


Aralık-<strong>2010</strong><strong>Alanya</strong>©Bu derlemede yer alan mektuplar,<strong>TED</strong> <strong>Alanya</strong> <strong>Koleji</strong>’nin izni olmadan ve kaynak gösterilmedenkısmen ya da bütün olarakalıntılanamazlar-yayılanamazlar!______________________________________________________________Bu antolojide yer alan görseller “www.resimmotoru.com” sitesinin özgür paylaşım koleksiyonundan alıntılanmıştır.82

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!