13.07.2015 Views

okul öncesi eğitim kurumlarındaki yabancı dil eğitimine ilişkin anne ...

okul öncesi eğitim kurumlarındaki yabancı dil eğitimine ilişkin anne ...

okul öncesi eğitim kurumlarındaki yabancı dil eğitimine ilişkin anne ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

16 Abide GÜNGÖR AYTAR, Ayşe Dilek ÖĞRETİRBir gelişim alanının kritik dönemi içinde, çocuğun çevre etkisine duyarlılığı artar vebazı çevre etkileri belli dönemlerde, diğer dönemlerden olduğundan daha çok kalıcıizler bırakır. Çocuklukta ilk altı yaş fiziksel, zihinsel, kişilik gelişiminde olduğu kadar<strong>dil</strong> gelişimi açısından da kritik bir dönem olarak ele alınmaktadır. Bu yaşlar, özellikleçocuğun kendi ana <strong>dil</strong>ini tüm kuralları ile öğrenmesi ve kullanması yönünden kritik birönem taşımaktadır. Çocukta <strong>dil</strong> gelişiminin en hızlı olduğu dönem bir-dört yaşları olupsekiz-on yaşlarına kadar bir <strong>dil</strong>i iyi bir şekilde öğrenmemiş çocuğun, ilerde ne kadarçaba gösterirse göstersin <strong>dil</strong>indeki bozukluklardan kolay kurtulamayacağına dikkatçekilmektedir (Oğuzkan ve Oral, 1989). Ayrıca sağlıklı bir kişilik ve benlik gelişimindede, ana<strong>dil</strong>i önemli bir etkendir.Erken çocukluk döneminde çocuklar ana<strong>dil</strong>lerini öğrenirken, <strong>dil</strong>in yapısını vekurallarını birlikte öğrenmektedirler. Çevresinde gördüğü her nesnenin bir adıolduğunu, duygu ve düşüncelerin <strong>dil</strong> ile anlatıldığını çocuklar bu dönemde öğrenirler.Ana<strong>dil</strong>inde zengin bir sözcük hazinesi ile <strong>okul</strong>a başlayan çocuklar, <strong>eğitim</strong> <strong>dil</strong>ini dahakolay öğrenmekte ve buna bağlı olarak okuma- yazma becerileri kazanmada da dahabaşarılı olmaktadırlar. Almanya ve Türkiye’de yaşayan beş-altı yaş grubu Türkçocuklarının okuma olgunluğu ile <strong>dil</strong> gelişimi arasındaki ilişkiyi incelediği”çalışmasında, <strong>dil</strong> puanı yüksek olan bir çocuğun okuma olgunluğu düzeyinin de yüksekolduğunu saptamıştır. Ayrıca, Almanya’daki iki <strong>dil</strong>li Türk çocuklarının okumaolgunluğu düzeyinin Türkiye’deki tek <strong>dil</strong>li Türk çocuklarının okuma olgunluğudüzeyinden daha düşük olduğu görülmüştür. Dolayısıyla <strong>dil</strong> gelişimi ile okumaolgunluğu arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmuştur (Temel ve Yazıcı, 2000).Köksal (2000)’ın belirttiği gibi “bir toplumun dünyaya açılması, kendi ekinselkimliğini sağlam ve tutarlı biçimde kendi ana <strong>dil</strong>iyle oluşturmaktan geçer. Busağlandıktan sonra, ayrıca <strong>yabancı</strong> <strong>dil</strong> bilmenin yararı büyüktür.” Yabancı <strong>dil</strong> bilmeninönemi tartışılamaz; ancak öncelikle ana<strong>dil</strong>ini iyi bilen, çevresini ve dünyayı ana<strong>dil</strong>iyledoğru algılayan bir kimsenin <strong>yabancı</strong> <strong>dil</strong> öğrenmesi, bildiği konulara değişik açıdanbakabilmesini, ana<strong>dil</strong>inin işleyişini daha bilinçli bir biçimde öğrenmesini, dolayısıyla,onu daha etkin ve yaratıcı biçimde kullanmasını sağlayacaktır (Köksal, 2000).Türkiye’deki duruma ve gelişmelere bakıldığında, 1953’ten sonra <strong>yabancı</strong> <strong>dil</strong>in veöğreniminin bir araç olmaktan çıkarak, ön amaç durumuna gelmeye başladığı(Sinanoğlu, 2002), dolayısıyla <strong>yabancı</strong> <strong>dil</strong>lerin öğretilmesinde sürekli büyük sorunlaryaşanmakta olduğu görülmektedir. Öncelikle hangi yaşta bu <strong>eğitim</strong>e başlanması, dahasonra verilen <strong>eğitim</strong> programının içeriğinin nasıl olması ve bu içeriğin hangi yöntemlerkullanılarak saptanması gerektiği gibi birçok sorunun yanıtı ne yazık ki <strong>anne</strong>-babalar veöğretmenler tarafından bilinmemektedir. İşte tüm bu sorulara genel yanıtlarınbulunabilmesi için, bu inceleme ile <strong>okul</strong> <strong>öncesi</strong> <strong>eğitim</strong> <strong>kurumlarındaki</strong> çocukların <strong>anne</strong>babalarıve öğretmenlerinin <strong>yabancı</strong> <strong>dil</strong> <strong>eğitim</strong>ine <strong>ilişkin</strong> görüşlerinin belirlenmesiamaçlanmıştır.Araştırma YöntemiBu araştırmada, <strong>okul</strong> <strong>öncesi</strong> <strong>eğitim</strong> kurumlarında verilen <strong>yabancı</strong> <strong>dil</strong> <strong>eğitim</strong>ine<strong>ilişkin</strong> <strong>anne</strong> baba ve öğretmen görüşlerini bazı değişkenlere göre incelenmesi için,2003–2004 öğretim yılında Ankara ili Çankaya ilçesindeki <strong>yabancı</strong> <strong>dil</strong> <strong>eğitim</strong>i verentüm <strong>okul</strong> <strong>öncesi</strong> <strong>eğitim</strong> kurumlarına devam eden çocukların <strong>anne</strong>-babası veMart 2008 Cilt:16 No:1Kastamonu Eğitim Dergisi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!