10.01.2017 Views

YeniBeykoz - Ocak 2017

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

www.yenibeykoz.com<br />

OCAK <strong>2017</strong><br />

5<br />

Beykozlu Şehitlerimizin<br />

Adları Okullarda Yaşıyor<br />

Nizameddin ALKAN<br />

VAHYİN VE AKLIN IŞIĞINDA<br />

CİHAD KAVRAMI<br />

Beykoz Kaymakamlığı, Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Beykoz Belediyesi<br />

tarafından düzenlenen programla 15 Temmuz Gecesi’nin Beykozlu Şehidi<br />

İsmail Kefal ve Şehit Astsubay Ömer Halidemir’in isimleri okullara verildi.<br />

Beykoz Kaymakamlığı, Beykoz İlçe<br />

Milli Eğitim Müdürlüğü ve Beykoz Belediyesi<br />

tarafından düzenlenen programla,<br />

15 Temmuz Gecesi’nin Beykozlu<br />

Şehitlerinden İsmail Kefal’in ismi Çubuklu<br />

İlkokulu’na, Ömer Halisdemir’in<br />

adı ise Şahinkaya Mesleki ve Anadolu<br />

Teknik Lisesi’ne verildi.<br />

15 Temmuz ruhunu ayakta tutmak ve<br />

Beykoz’un şehitlerinin isimlerini yaşatmak<br />

için şehitlerin oturduğu mahallelerdeki<br />

okul isimlerinin şehit i-<br />

simleriyle değiştirilmesi amacıyla yapılan<br />

okullardaki törenlere protokol ü-<br />

yelerinin yanısıra, okul müdürleri, öğretmenler,<br />

öğrenciler ve Beykozlu şehitlerin<br />

aileleri katıldı.<br />

Başkan Yücel Çelikbilek, okulların yeni<br />

adına şehitlerimizin adının verilmesinden<br />

dolayı duyduğu memnuniyetini<br />

dile getirerek, vatana millete hayırlı<br />

olmasını diledi.<br />

Kaymakam Ahmet Katırcı, “Bu memleket,<br />

15 Temmuz gibi bir geceyi yaşadı.<br />

Ancak, Türk milletinin ülkesine sahip<br />

çıkmayı düstur edinmiş insanların<br />

varlığı sayesinde darbe girişimini atlattık.<br />

15 Temmuz, bu milletin bölünmesine<br />

yönelik bir işgal hareketiydi.<br />

Ancak Çanakkale ve Kurtuluş savaşı<br />

ruhuyla insanlarımız sokağa çıktı ve<br />

olayı zafere dönüştürdü. 15 Temmuz<br />

ruhunu unutmayalım. Bu anlamda şehitlerimiz<br />

ve onların emaneti aileleri<br />

başımızın tacı. Bizim görevimiz, şehitlerimizin<br />

hatıralarını yaşatmaktır. Şehitlerimizi<br />

rahmetle anıyoruz. Ruhları<br />

şad olsun. İsimleri okullarımızda yaşasın.”diye<br />

konuştu.<br />

Programlarda 15 Temmuz demokrasi<br />

şehitlerimizin ve o geceye dair yaşanan<br />

olayların fotoğraflarının yer aldığı<br />

sergi gezildi.<br />

ÖmerHalisdemir Mesleki ve Anadolu<br />

Teknik Lisesi’nde, okulun mehter takımı<br />

sahne alırken, 12. sınıf öğrencisi<br />

Görkem Yılmaz, Şehit Ömer Halisde-<br />

AK Gençlikten Mekke'nin Fethinin<br />

1387. Yıl Dönümü Anma Programı<br />

Mekke'nin fethinin 1387. yıl dönümü AK Parti Beykoz gençlik Kolları'nın düzenlediği<br />

bir programla kutlandı.<br />

AK Parti Beykoz İlçe Gençlik Kolları tarafından<br />

organize edilen Mekke'nin<br />

Fethini anma programında Kur'an-ı<br />

Kerim tilaveti için Mahmut Polat, Neyzen<br />

Lokman Öztürk, Semazen ekibi,<br />

Dursun Ali Erzincanlı ve Ömer Döngeloğlu<br />

sahne aldılar.<br />

Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür<br />

Merkezi'nde düzenlenen programa<br />

Beykoz Belediye Başkan Yardımcısı<br />

Salim Öztürk, Başkan Yardımcısı<br />

Muharrem Kaşıtoğlu, Belediye Meclis<br />

üyesi Abdullah Yümsel, AK Parti Beykoz<br />

Gençlik Kolları Başkanı Mehmet<br />

Güler, partililer ve vatandaşlar katıldı.<br />

İlçe Gençlik Kolları Başkanı Mehmet<br />

Güler teşekkür konuşmasında;<br />

"Fethi konuşmak bizim işimiz değil, bu<br />

işi çok daha iyi bilen o dönemi aynı bu<br />

dönem gibi benimseyen anlatabilecek<br />

hocalarımız var. Bizler Başkomutanımız<br />

Recep Tayyip Erdoğan ile aynı dönemin<br />

insanlarıyız ve gelecek nesillere<br />

de biz onu anlatacağız. Çünkü onun<br />

derdi başka. Onun derdi İslam'ı yeniden<br />

dünyada hak ettiği yerlere getirmektir."<br />

dedi.<br />

Gençlik Kolları Başkanı Mehmet<br />

Güler'in ardından Mahmut Polat'ın eşsiz<br />

sesiyle okunan Kur'an-ı Kerim tilaveti<br />

esnasında Beykoz Belediye Başkanı<br />

Yücel Çelikbilek programa katıldı.<br />

Mahmut Polat tilaveti bitirdikten muazzam<br />

bir dua ile bitirdi. Duanın ardından<br />

Beykoz Belediye Başkanı Yücel<br />

Çelikbilek katılımcılara hitap etti. Çelikbilek,<br />

"Mekke'nin fethi İslam tarihinde<br />

dönüm noktalarından bir tanesi<br />

olmuştur. Bu kutlu gece de burada olan<br />

herkese çok teşekkür ediyorum. Böyle<br />

anma gecelerinin yapılması Mekke gibi<br />

mukaddes bir şehrin fethinin unutulmadığının<br />

gösterilmesi ve unutulmaması<br />

gerekiyor. Peygamber Efendimizin,<br />

o dönem bu fethi gerçekleştirmek<br />

için ne zorluklara katladığını tahmin<br />

bile edemeyiz. Savaşın nasıl zorlu bir<br />

şey olduğunu yaşamadığımız için bilemiyoruz.<br />

Güçlü iman olduğu müddetçe<br />

Müslümanların galip geleceğinden hiçbir<br />

zaman şüpheniz olmasın" dedi.<br />

mir’in biyografisini asker kıyafetiyle<br />

okudu.<br />

Başkan Çelikbilek'ten sonra anma<br />

programı ney ve semazen gösterisiyle<br />

devam etti.Semazen gösterisinden<br />

sonra Şair Dursun Ali Erzincanlı sahne<br />

aldı. Mekke'nin fethini anma programına<br />

katılım gösteren misafirlere şiirler<br />

okuyan Erzincanlı, en son 15 Temmuz<br />

darbe girişiminin simge isimlerinden<br />

Şehit Astsubay Ömer Halisdemir için<br />

yazdığı '30 Kuş' şiirini okudu. Salonda<br />

herkes büyük bir alkış ve tezahürat ile<br />

duygularını gösterdi.<br />

Yaklaşık iki saat süren programda ise<br />

sahneye en son Ömer Döngeloğlu geldi.<br />

Döngeloğlu, günümüzde yaşanan o-<br />

layları şu cümlelerle özetledi.<br />

Döngeloğlu, "Bakın Osmanlı İmparatorluğu<br />

zamanında nasıl II. Abdülhamid,<br />

dünyaya meydan okumuş ve dik duruşuyla<br />

zalimleri korkutmuşsa bugünün<br />

Abdülhamid'i de Recep Tayyip<br />

Erdoğan'dır. Bu ülke neler gördü? Biraz<br />

tarih kitaplarını açtığınızda şaşırıp kalacaksınız.<br />

Bin yıllık medeniyetimiz öyle<br />

olaylara şahit oldu ki... Fatih Sultan<br />

Mehmet, İstanbul'u fethettiğinde korkudan<br />

titreyenler o öldükten sonra<br />

kutlama yaptılar. Bugün Recep Tayyip<br />

Erdoğan'a tuzak kurmaya kalkan ülkeler<br />

o gün Fatih Sultan Mehmet Han'ın<br />

ölümünü kutladılar." şeklinde konuştu.<br />

AK Parti Beykoz İlçe Gençlik Kolları tarafından<br />

hazırlanan programın çıkışında<br />

katılımcılara kırmızı gül hediye edildi.<br />

Cihad ne demek, cihad niçin ve hangi<br />

durumlarda nasıl yapılmalı, cihadı nasıl<br />

anlamalıyız, İslam’da cihad nasıl olmalı<br />

ve en büyük cihad nedir?<br />

Cihad Arapça’da C.H.D. kökünden türemiş<br />

bir kelimedir. Kelimenin ifade<br />

ettiği temel manâ herhangi bir konuda<br />

ceht ve gayret göstermektir. Cihad,<br />

cidal ve kıtal birbirine yakın kavramlardırfakat<br />

aralarında çok bariz farklar<br />

vardır. Kıtalde savaş, katletme ve<br />

öldürme vardır. Cidal, rakibe üstün<br />

gelme rakibi alt etme, maddi menfaat<br />

elde etmeve düşmana galebe çalma<br />

mücadelesidir. Cihad ise “insanların<br />

dünya ve ahiret saadetini temin için<br />

cehd gücünü ve kuvvetini ilahi Kelimetullah<br />

yolunda sarf etmek” manasına<br />

gelir. Fakat, cihad'da bir şart vardır<br />

ki onu cidal ve kıtaldan net biçimde<br />

ayırır; Bu fark da cihad “fisebilillah”<br />

yapılır yani cihad sadece allah için yapılır;<br />

“Savaş ve cidal” ancak bu durumda<br />

“cihad” olurlar. Bu manada<br />

Kerim kitabımız Kuran'da; Ey inanıp<br />

güvenenler! Acıklı azaptan kurtaracak<br />

bir ticareti size göstereyim mi?<br />

(Saf suresi 10) O ticaret, Allah’a ve elçisine<br />

tam güvenmeniz Allah yolunda<br />

mallarınızı ve canlarınızı ortaya koyarak<br />

mücadele (cihad) etmenizdir. Bilseniz<br />

sizin için hayırlı olan budur. (Saf<br />

Sûresi,11) Demek ki cihad'ta asıl gaye,<br />

cehd ve gayretin yalnızca Allah için<br />

olması, sırf Allah rızasını esas alması,<br />

ve bunu inandığı değeri olan imanı<br />

uğruna yapmasıdır. Cihad başkalarının<br />

ülkelerini istila ederek onları esaret<br />

altına almak öldürüp cehenneme<br />

göndermek için değil. Bilakis insanların<br />

huzuru,refahı, beldelerin imarı, ve<br />

insanları dünyevi ve uhrevi sıkıntılardan<br />

kurtarmak için yapılır. Bu anlamda<br />

cihad insanları kurtarmanın diğer<br />

adıdır.<br />

O halde cihad sadece savaş zamanlarında<br />

değil,sulh ve barış zamanlarında<br />

da olur. Müminlere mali destek sağlamak,<br />

insanlara iman hakikatlerini anlatmak<br />

onları ebedi felaketten ve helak<br />

olmaktan kurtaracak eylemleri<br />

yapmak, Hakkı ve hakikati söylemek,<br />

Savaşta olan müminlere askeri mali<br />

ve sıhhi destek sağlamak cihad olduğu<br />

gibi, sulh zamanlarında da,alimler<br />

ilmiyle zenginler malıyla Allah yolunda<br />

O'nun rızası doğrultusunda cehd ve<br />

gayret sarf etmesi de büyük bir cihattır.<br />

Harbe iştirak etmek cihad olduğu<br />

gibi, insanların iman şerefine<br />

kavuşmaları ve müminlerin günah ve<br />

isyandan kurtulmaları için bir şeyler<br />

yapmak, bu hususta kafa yormak,<br />

mesai harcamak da cihattır. Kerim kitabımız<br />

Kuran, Müslümanlara hangi<br />

şartlarda cihadın farz olduğunu şu şekilde<br />

açıklıyor.! Eğer düşman size saldırır,sizin<br />

yurtlarınızı basar, sizi hicrete<br />

zorlar, can, mal ve din ve namus<br />

güvenliğinizi tehdit ederse, bu durum;<br />

savaşı zorunlu meşru ve mecbur kılar.<br />

Kerim kitabımız Kur’ana göre, düşmana<br />

karşı verilecek savaşın gerekçesinin<br />

makul ve haklı olması gerekir.<br />

Esasen “istila”, “sömürü” ve “tecavüz”<br />

için yapılan savaşları tanımayan İslam;Kerim<br />

kitabımız Kuran'da. (Ey<br />

Muhammed) Allah yolunda savaş!<br />

Sen ancak kendi yaptığından sorumlusun.<br />

Müminleri de savaşa teşvik et.<br />

Umulur ki, Allah kâfirlerin gücünü kırar.<br />

Hiç şüphesiz ki Allah kuvvet ve<br />

kudretçe çok daha güçlü, ve cezası<br />

daha çetindir.(Nisa suresi 84)<br />

İslam Müslümanların can ve mal güvenliğini<br />

sağlamak, hak ve hürriyetlerini<br />

korumak, İslam’a ve İslam ülkelerine<br />

yönelik saldırıları önlemek a-<br />

macıyla başvurulacağını hükme bağlamış<br />

ve meşru gördüğü bu savaşı da<br />

diğerlerinden ayırmak için ona cihad<br />

adını vermiştir. İslami cihad,savaş halinde<br />

bile, insanî değerlere itibar eder.<br />

Savaş anında, dehşet ve vahşeti sergileyen<br />

şiddet ve hiddeti mutedil hale<br />

getirir. Savaşta bile ölçüyü kaçırmamayı<br />

bir temel prensip olarak kabul<br />

eder.<br />

İslami cihad,aşırı ve haddi aşan tavırlara<br />

karşı belli müeyyideler koymuştur.Bu<br />

nedenle, İslamın cihad anlayışında<br />

ve İslam hukukunda saldırıya<br />

ancak misli ile mukabele edilir; aşırı<br />

gidilmez hukukun dışına çıkılmaz. E-<br />

ğer hukukun dışına çıkılırsa o durumda<br />

savaş suçu işlenmiş olur ve işleyenler<br />

ağır cezalar öderler. Yüce kitabımız<br />

Kur’an-ı Kerim, düşmanla yapılan<br />

yüz yüze savaşta bile, aşırı gidilmesini<br />

yasaklar. Bu husus, şu ayet-i<br />

kerimeler ile beyan edilmektedir.<br />

Allah yolunda, sizinle savaşanlarla<br />

savaşın, ama haksız saldırı yapmayın.<br />

Allah, haksız saldırı yapanları sevmez.<br />

Onlarla savaşın ki fitne (savaş ateşi)<br />

yok olsun ve Allah’ın koyduğu düzen<br />

hâkim olsun. Savaşa son verirlerse,<br />

yanlış yapanlardan başkasına düşmanlık<br />

edilmez. (Bakara 293) Dün cahiliye<br />

Arapları kız çocuklarını diri diri<br />

toprağa gömüyordu, bugün ise,sözde<br />

medeni dünyanın gözü önünde, kız<br />

erkek kadın yaşlı çocuk ayırt etmeksizin,<br />

varil bombaları ve kitle imha silahlarıyla<br />

yüz yılların medeniyeti yıkılıyor,<br />

ve o medeniyetin varisleri top<br />

yekün o medeniyetin enkazına gömülüyor.<br />

Yüce dinimiz İslam, bir canın<br />

ne kadar aziz, ve insanlık değerlerinin<br />

ne kadar ulvi olduğunu, Allah Kerim<br />

kitabımız Kuran'da şöyle emri ferman<br />

buyuruyor.! "Hâlbuki Âdemoğullarına<br />

çok değer verdik; karada ve denizde<br />

taşıttık; onlara temiz ve lezzetli nimetler<br />

verdik; yarattığımız akıllı varlıkların<br />

çoğundan da üstün kıldık".<br />

İsra,70 ) buyurarak dil, din ve ırk ayrımı<br />

yapmadan onun diğer canlılar arasındaki<br />

müstesna konumuna dikkat<br />

çekmiş, kâfir bile olsa bir insanın canının,<br />

malının ve ırzının haram olduğunu<br />

belirtmiş, insanların temel haklarını<br />

koruma altına almıştır. Ve yine<br />

insan öldürmenin ne denli kötü bir iş<br />

olduğunu farklı ayet-i kerimelerinde<br />

ifade etmiş, getirdiği adalet-i mahza<br />

ilkesine göre haksız yere bir kimsenin<br />

öldürmesini bütün insanların öldürülmesine<br />

denk tutmuştur. İnsana<br />

verilen bu değerdendir ki savaş gibi<br />

insana ait birçok temel hakkın çiğnendiği<br />

bir durumu tasvip etmemiş,<br />

sulhun, barışın önemine dikkat çekmiştir.<br />

Bununla ilgili Kerim kitabımız<br />

Kur'ân’da: “Ey iman edenler! Hepiniz<br />

toptan barış ve selamete girin de şeytanın<br />

adımlarını izlemeyin. Çünkü o,<br />

sizin aranızı açan belli bir düşmandır.”<br />

(BAKARA Suresi 208.) buyrulurken<br />

savaş esnasında barış teklif edildiğinde<br />

hemen buna uyulmasıyla ilgili emri<br />

de şöyledir: Ne var ki, sizinle arasında<br />

anlaşma bulunan bir topluma sığınanlar,<br />

ya da sizinle veya kendi toplumlarıyla<br />

savaşma (fikrinden) içleri<br />

daralarak size başvuranlar hariç. Eğer<br />

Allah isteseydi, onları sizin başınıza<br />

musallat eder ve onlar da sizinle savaşırlardı.<br />

Ama onlar sizi bırakır, size<br />

karşı savaşmaz ve size barış teklif e-<br />

derlerse, o zaman onlara zarar vermenize<br />

Allah razı olmaz. (NİSÂ Suresi<br />

90) Yani bu kelime bize sulhu, barışı,<br />

esenliği hatırlatmaktadır.<br />

Allah Resulü (s.a.s.)’in hayatı boyunca<br />

uygulamalarına baktığımızda,O’nun<br />

hep barış taraftarı olduğu görülecektir.<br />

Savaş yapmadan Mekke’yi fethetmesi,<br />

bütün ümitlerin boşa çıkarıldığı,<br />

Kabe’yi tavaf yapmalarının engellendiği<br />

ve anlaşma metninde aleyhlerine<br />

gibi gözüken maddelerin bulunduğu<br />

bir anlaşma olan Hudeybiye müsalahasını<br />

yapması, Medine’ye hicret eder<br />

etmez Medine’deki müşrik, Yahudi,<br />

Hıristiyan ve farklı gruplarla anlaşmalar<br />

yapması, Mekke’de bulunduğu<br />

sürece herhangi bir fiilî çatışmaya<br />

girmemesi, O Rahmet peygamberi<br />

yüce insanın diklenmeden dik duruşu,meseleleri<br />

tebliğ ve anlaşarak çözmeye<br />

çalışması O'nun savaş taraftarı<br />

olmadığını gösteren örneklerden sadece<br />

bir kaçıdır.<br />

İslam hoşgörüyü, barışı istemekle beraber,<br />

tabiatında güzel huylarının yanında<br />

bencillik, tamahkârlık, tahrip<br />

gibi kötü hasletleri de bulunduran insanoğlunun<br />

her zaman hakkı gözetemeyerek<br />

başkalarının hukukuna gireceğini<br />

de göz önünde bulundurmuş,<br />

ve böyle bir durumda meşru müdafaa<br />

hakkı doğacağından,savaşla ilgili hükümler<br />

de getirmiştir. Ve bununla savaşı<br />

meşru ve adil bir temele oturtmak<br />

istemiştir. Kısaca İslâm’da sulhun,<br />

güvenliğin, esenliğin, huzurun e-<br />

sas alındığı, bununla birlikte meşru<br />

müdafaa ve bir insanlık realitesi olan<br />

savaşın ise arızî (ikinci planda, gerektiğinde<br />

yapılan) bir durum olduğu da<br />

bir gerçektir. Nitekim Allah Resul'ünün<br />

yaptığı savaşlara bakıldığında<br />

hemen hemen hepsinin müdafa harbi<br />

olduğu görülür. Yani savaş def-i şer<br />

kabilinden istisnai bir durum olarak<br />

karşımıza çıkar.<br />

Hasılı kelam netice'i meram cihad; İnsanların<br />

huzur ve refahı, saadet ve<br />

selameti, Müslümanların İslâm’ı hakkıyla<br />

yaşayabilmeleri için Allah’ile Eş<br />

refi mahlukat olan,insan arasındaki<br />

engellerin aşılması ve İlahi emrin tatbiki<br />

için,can ile, mal ile, ilim ile, maddeten<br />

ve manen yapılan mücahede<br />

mücadele ve say'ü gayretin adıdır<br />

CİHAD... Dualarımla....

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!