10.01.2017 Views

YeniBeykoz - Ocak 2017

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

8 OCAK <strong>2017</strong> www.yenibeykoz.com<br />

Adalet Sistemimize Arabuluculuk Sistemi Geliyor<br />

Hukuk sistemimizin en önemli problemlerinden biri de mahkemelerin iş yükü sebebiyle davaların bazen yıllarca sürmesi. Yargının<br />

yükünü azaltarak adaletin gecikmesini azda olsa önleyecek bir uygulama ile tanışıyoruz. Yakında hayatımıza girecek olan arabuluculuk<br />

sistemini Av. Aslan Ural ile görüştük.<br />

Şeyma Nur TENK/ <strong>YeniBeykoz</strong><br />

-Merhabalar Aslan Bey. Öncelikle bizleri<br />

kabul ettiğiniz için çok teşekkür e-<br />

diyoruz. Bu günkü gündemimiz arabuluculuk.Aslan<br />

Bey, arabuluculuk ülkemizin<br />

gündemine yeni girmiş bir<br />

kavram ve kurum, televizyonlarda tanıtım<br />

amaçlı kamu spotlarında görüyoruz.<br />

Bize arabuluculuktan bahseder<br />

misiniz?<br />

-Aslında bu kavram ve kurum geleneğimizde<br />

olan bir uygulamadır.Anadolu’da<br />

bir uyuşmazlık olduğu zaman<br />

önce güvenilir, toplumda tarafsızlığını<br />

kanıtlamış bir akil kişinin önüne gidilerek<br />

çözüm yolu arama geleneğinin<br />

modern zamanlardaki adı arabuluculuktur.<br />

Tabi ki gelenekte uygulanan<br />

sistem ile arabuluculuk sistemi birebir<br />

aynı değildir, fakat temel mantık aynıdır.Arabuluculuk<br />

barışın dilini kullanarak<br />

gelecek inşa etmektir. Bu sistemde<br />

olabilecek en yüksek oranda tarafların<br />

memnuniyeti esastır. Oysa Mahkeme<br />

sonuçları bilindiği üzere taraflardan en<br />

az birinin veya her iki tarafın memnuniyetsizliğini<br />

içerir.<br />

- Çok ilginç bir yaklaşım, nasıl yani<br />

mahkemeler adalet verme konusunda<br />

yetersiz mi kalıyorlar?<br />

-Efendim burada sözüm yanlış anlaşılmasın,<br />

ben bir resim çekmekteyim,<br />

demem o ki hâkimlerimizin önlerine<br />

gelen vakıalara ellerindeki tüm imkânları<br />

kullanarak vermiş oldukları en<br />

adil olan hükümler bile tarafları tatmin<br />

etmeyebilir. Maalesef her iki tarafı aynı<br />

anda mahkemede mutlu etmek<br />

mümkün değildir.<br />

-Peki, arabuluculuk tarafları tatmin<br />

eden bir sistem mi?<br />

-Arabuluculuk tarafların bir üçüncü<br />

kişinin yardımıyla; ancak kendi inisiyatifleri<br />

ile aralarındaki uyuşmazlığı<br />

çözme işidir. Yani uyuşmazlığı yaratan<br />

taraflar, uyuşmazlığı sonlandırmak ve<br />

çözüme katkıda bulunma aşamasında<br />

etkin bir şekilde işin içindedirler. Burası<br />

çok önemlidir, uzlaşmaya, anlaşmaya<br />

giden yolda taraflar aktif rol oynarlar,<br />

kendi gerçek ihtiyaç ve çıkarları<br />

hususunda zihinleri ve vicdanları devreye<br />

girer,bunun oluşmasında arabulucu<br />

bir arı hassasiyeti ile çalışır. Sonuca<br />

hep beraber iradi, gönüllü olarak gidilir.<br />

Bu muhteşem bir durumdur, taraflar<br />

arasındaki barışın inşası ancak<br />

tarafların gerçek ihtiyaç ve çıkarlarının<br />

birbirine uyumu ile oluşur. Yani<br />

kararı taraflar özgürce verir.Bu sebeple<br />

tarafların her istediği karşılanmaz,<br />

ama taraflar ortak bir tatmin noktasında<br />

buluşur.<br />

-Anlattığınız şey çok muhteşem bir<br />

sistem, fakat ortada birbiri ile çekişen,<br />

çatışan iki taraf var ve siz onların olayı<br />

çözmek için gönüllü olarak bir araya<br />

gelip sürece katılacağını söylediniz, bu<br />

uygulamada zor bir konu gibi duruyor,<br />

nasıl olacak?<br />

-Evet,can alıcı soru budur, sistemi anlattığımız<br />

zaman çoğunluğun tepkisi<br />

bu oluyor, sistem ideal fakat uygulanabilir<br />

mi? Doğrudur insanlar genelde<br />

çatışma durumunda anlaşmak için el<br />

uzatanın zayıf düşeceğini, güçsüz taraf<br />

olduğu anlayışı hâkimdir. Bu düşünce<br />

sadece bize özgü bir şey değil<br />

tüm dünyada böyledir. Arabuluculuk<br />

sisteminin ilk uygulandığı Amerika olsun,<br />

İngiltere olsun diğer Avrupa ülkelerinde<br />

hukuk sistemi ve idare insanları<br />

mahkemeye gelmeden bir arabulucuya<br />

giderek ilk önce bir anlaşma<br />

sağlamaları hususunda yöntemler geliştirmiş<br />

ve geliştirmektedirler. Örnek<br />

vermek gerekirse İngiltere’de arabuluculuk<br />

sistemi ilk önce zorunlu olmayıp<br />

gönüllü olduğu vakit bir yılda arabulucuya<br />

gidip anlaşan insanların sayısı<br />

30.000 kişi iken, bu durum zorunlu<br />

olarak arabulucuya gidildikten sonra<br />

anlaşanların bir yıldaki sayısı 170.000<br />

kişiye ulaşmıştır. Bu da gösteriyor ki<br />

aslında insanlara barış yapmaları için<br />

bir masanın başına oturtmak gerekiyor.<br />

Tarafların hâkimin önüne gitmeden<br />

önce arabulucunun önünde anlaşmayı<br />

bir kez olsun denemesi gerektiği,<br />

sonuçta anlaşmak zorunlu olmadıkları,<br />

fakat denendiği zaman çoğunluğun<br />

anlaştığı ortaya çıkmıştır. Bu<br />

muhteşem bir sonuçtur. Ülkemizde de<br />

<strong>Ocak</strong> <strong>2017</strong> tarihinde itibaren zorunlu<br />

arabuluculuk sadece tarafları işçi ile<br />

işveren olan davalar için olacak, daha<br />

sonra ise ümit ederim diğer konularda<br />

da olur. Bu çok önemli, ben herkesin<br />

mahkeme salonuna girmeden önce<br />

her konuda tüm taraflarını arabuluculuk<br />

masasına oturup bir deneme yapması<br />

gerektiği inancındayım. Bu egzersizin<br />

bir kültür oluşturacağını ve bu<br />

kültürün de toplum barışına büyük<br />

katkı sağlayacağını düşünüyorum.<br />

-Arabuluculuk sisteminin getirdiği<br />

faydaları mahkeme ile kıyaslar<br />

mısınız?<br />

-Her şeyden önce taraflar uyuşmazlık<br />

çözüm sürecine doğrudan doğruya<br />

katılırlar ve özellikle sonucun elde e-<br />

dilmesinde egemendirler. Mahkemede<br />

ise bu yoktur, hâkim tarafların<br />

sunduğu deliller ışığında bir yargı faaliyeti<br />

yapar ve karar verir.<br />

Uyuşmazlık çözüm sürecinde gizlilik<br />

ilkesi geçerli olduğu için, taraflar arasındaki<br />

ilişkiler zarar görmeden gelecekte<br />

de ilişkilerine devam edebilirler.<br />

Mahkemede taraflar aralarındaki çekişme<br />

nedeniyle her şey ortaya dökülür<br />

ve aralarındaki husumet alenilik<br />

kazanarak derinleşir. Arabuluculukta<br />

gizlilik ilkesi çok önemlidir. Gizlilik ilkesinin<br />

ihlali hapis cezasını gerektirir,<br />

arabuluculuk sürecine dâhil olan herkes<br />

bu kapsamdadır.<br />

Arabuluculuk daha az giderle ve daha<br />

seri bir şekilde çözüme kavuşur, bir<br />

gün, bir hafta veya bir ay içinde her şey<br />

çözüme kavuşur. Mahkemede yıllarca<br />

süren davalar sonucunda çok ciddi<br />

maliyetlere katlanmak zorunda kalınır.<br />

Arabuluculukta tarafların haklılığından<br />

ziyade aralarındaki menfaatler dengesinin<br />

tekrar kurulması gözetilir; bir<br />

başka ifadeyle, geçmişi değil geleceği<br />

gözeten bir anlayış hâkimdir. Mahkeme<br />

sadece geçmişteki olay üzerinden<br />

yola çıkar ve geçmişin oluşturduğu yıkımları<br />

tamir etmek ister.<br />

Arabuluculuğa her iki tarafın da tatmin<br />

edilmesini amaçlayan bir anlayış olan<br />

kazan kazan prensibi egemendir. Daha<br />

esnek ve daha ılımlı bir süreç olması<br />

dolayısıyla daha yaratıcı çözümler ortaya<br />

konulabilir, uyuşmazlık konusu,<br />

uzman kişilerce incelenebilir ve değerlendirilebilir.<br />

Arabulucu açmazların<br />

aşılmasını sağlayarak çıkarların ve ihtiyaçların<br />

dengelenmesine yardımcı<br />

olur, taraflar arasında empati kurulmasını,<br />

dolayısıyla her birinin diğerinin<br />

talebini anlamasını sağlar, önerilerde<br />

bulunur fakat nihai kararı taraflar verir.<br />

Mahkemede ise taleple bağlılık ilkesi<br />

vardır. Yani hâkim siz neyi istiyorsanız<br />

o konuda bir yargı faaliyeti gerçekleştirir,<br />

bunun dışına çıkamaz, yani esnek<br />

değildir, öneride bulunamaz, dar bir a-<br />

landa çalışarak hüküm kurmaya çalışır.<br />

-Anlatımlarınızdan anlaşıldığı kadarı ile<br />

eğer bu sistem ülkemizde yaygınlaşırsa<br />

mahkemelerin yükü çok ciddi manada<br />

azalacağa benziyor.<br />

-Haklısınız, adalet mekanizmasının en<br />

büyük sıkıntısı iş yükünün sürekli artması<br />

ve hâkimlerimizin yüzlerce dosyaya<br />

bakmak zorunda kalmalarıdır.<br />

Örnek vermek gerekirse yılbaşından<br />

sonra zorunlu arabuluculuğun uygulanacağı<br />

iş ve işveren uyuşmazlıkları<br />

ile ilgili olarak yılda yaklaşık 600.000<br />

adet dava açılmaktadır.Bu sayı ülkemizde<br />

açılan dava toplamındaki payı<br />

yaklaşık %30 lar civarındadır.İş dava<br />

dosyaların %20 sinin arabulucu önünde<br />

anlaşılarak çözüldüğü anda çok büyük<br />

bir iş yükü mahkemelerin sırtından<br />

kalkacaktır. Bunun diğer alanlarda da<br />

yaygınlaştığını düşündüğünüz zaman,<br />

mahkemelerimiz o zaman çok rahatlayacak<br />

ve daha az dosyaya daha fazla<br />

vakit ayıracaklardır. Bu da mahkemelerimizde<br />

iş kalitesini yükseltecektir.<br />

-Bir arabulucu olarak son ne demek<br />

istersiniz.<br />

-Avukatlık mesleğini yaparken benim<br />

için her zaman birinci adım tarafları<br />

uzlaştırmak olmuştur, mahkemeye<br />

gitmeden sorunları çözüme bağlamak<br />

kişisel olarak da tercihimdi. Arabuluculuk<br />

bu tercihlerle birebir örtüşen bir<br />

seçenek oldu bu nedenle Arabuluculuk<br />

sisteminin ülkemizde hukuki bir zemin<br />

bulmasına, insanlar zaman ve para kazandırması<br />

açısından çok mutlu olduğumu<br />

belirtmeliyim. Milletimiz ilk adımı<br />

zor atar, fakat çabuk öğrenir öğrenerek<br />

ileriye doğru gider.<br />

Zaman içerisinde insanımız arabuluculuk<br />

sisteminin kendisine zaman ve<br />

maddi kazanç olarak geri dönüşünü<br />

görecek ve hızla bu sistem yaygınlaşacaktır.<br />

Boğaz’ın İlk Hisarı<br />

Anadolu Hisarı’nın adı zikredildiğinde akıllara ilk olarak Yıldırım Bayezid’in<br />

yaptırdığı bu görkemli yapı gelir.Sultan Bayezid’in ikinci İstanbul kuşatması için<br />

yaptığı hazırlıkların bir parçasıdır.<br />

Oğuzhan YILDIZ / <strong>YeniBeykoz</strong><br />

Amaç, kuşatma sırasında düşman<br />

bandıralı gemiler tarafından yapılacak<br />

askeri yardımlara ivedilikle müdahale<br />

etmektir. Bu strateji kapsamında tıpkı<br />

Rumeli Hisarı gibi boğazın en dar yerine<br />

inşa edilmeye karar verilir. Dîvân-ı<br />

Hümâyun'da alınan bu kararın ardından<br />

1393 yılında yapılmaya başlanan<br />

hisar 2 yıl gibi kısa bir zamanda inşa<br />

edilmiştir (1395). Bu hisar, Osmanlı kayıtlarına<br />

"Güzelce Hisar" olarak geçmiş<br />

zamanla mahallenin ismiyle anılmaya<br />

başlanmıştır. Günümüzde, açık<br />

hava müzesi işlevi görmektedir.<br />

Bu tarih kokan mahallenin tarihi ve<br />

turistik öğeleri hisarla sınırlı değildir.<br />

Bölgede bulunan Küçüksu Kasrı da<br />

gerek deniz yolculuğu yapanlara, gerekse<br />

de karşı kıyılardan Hisar Semalarına<br />

bakanlara göz kırpar. Küçüksu,<br />

padişah I.Mahmut’un boğazda en fazla<br />

sevdiği yerlerden biri olmuştur. Sadrazam<br />

Divitdar Mehmet Emin Paşa,<br />

padişahın bu yöreyi çok sevdiğini<br />

farkedince kendisine bu yörede bir<br />

kasır yapılmasını teklif etmiş ve olumlu<br />

cevap alınca da, kasrın yapılması i-<br />

çin gerekli emirleri vermiştir. Aradan<br />

geçen süre zarfında çok kez tadilattan<br />

geçen Küçüksu Kasrı son olarak 1839<br />

yılında yıkılmış ve 1861 yılında Sultan<br />

Abdülmecid’in emriyle bugünkü özgün<br />

halini almıştır. Zaman içinde bölge tarihi<br />

değerinin yanı sıra turistik olarak<br />

da önem kazanmıştır. Anadolu Hisarının<br />

tam ortasından geçen, şarkılarda<br />

söylendiği gibi akarak boğaza kavuşan<br />

Göksü Deresi zamanın o eski kayıkçı<br />

tablolarını oluşturmaktadır. Yaz akşamları<br />

Göksu Deresin’de kürek çekerek<br />

mehtaba bakanları izlemek dahi<br />

bölgeye aşık olmanız için kafidir.Geçmişte<br />

genellikle üst zümrenin dinlenme<br />

yeri olarak tercih ettiği Anadolu<br />

hisarı, o günden bugüne sanayi faaliyetlerine<br />

kucak açmamıştır.Özellikle<br />

bölge insanlarının sosyal yapısıda<br />

Anadolu Hisarı’nın mütevazi bir truzim<br />

mahallesi olmasına etkendir. Bölgedeki<br />

ekonomik kalkınımların bir çoğunu<br />

Göksu Deresi’ni çehreleyen ve<br />

boğaza pralel olarak uzanmış kafeler<br />

oluşturur. Hisarlılar bu faaliyetlerin<br />

haricinde kah boğazda balık tutarak,<br />

kah dereyi çehreleyen otantik mekanlarda<br />

içeceklerini yudumlayarak<br />

vakitlerini değerlendir.<br />

Göksü deresi’nin sırtlarına doğru uzanan<br />

sokaklarda , nostaljik bir mimariyle<br />

yapılmış şirin evler mahalle olgusunun<br />

ilk günkü gibi devam ettiğine<br />

dair en canlı kanıttır. Size derin bir<br />

Osmanlı havası solutturacak arnavut<br />

kaldırımlarında yürüken şehirden e-<br />

peyce koptuğunuzu günlük hayatın<br />

kargaşasından fazlasıyla uzaklaştığını<br />

hissedebilirsiniz.Öyleki padişah<br />

I. Mahmutun sık sık Payitaht’tan çıkıp<br />

bu bölgeyi uğrak yeri yaptığı söylenir.<br />

Anadolu Hisarındaki turistik güzellikler<br />

ve boğaza konuçlanan yalılar ataerkil<br />

bir popülasyonuda beraberinde getirmiştir.<br />

Cumhuriyet döneminde yaygın<br />

olan “İstanbul Beyefendisi” sıfatını<br />

Anadolu Hisarı’nın eskilerinde fazlasıyla<br />

görebilirsiniz.Özellikle kıyı kesimlerinde<br />

az sayıda nüfus sürkilasyonu<br />

olduğu için kıyı bölgesi sakinlerinin<br />

pek çoğu asırlardır bölgede ikamet<br />

eden ailelerin torunlarıdır.<br />

Bütün bunların yanında mahallenin iç<br />

kesimlerine doğru tırmanıldığında<br />

bölge bölge yoğunlaşan Suriye ve Afgan<br />

uyruklu insanlar göze çarpar. A-<br />

nadolu Hisarının sessiz atmosferinden<br />

etkilenmiş olacaklar ki burada yaşayan<br />

işçiler bulunur. Zamanla bu mahalleye<br />

intibak edip edemeyecekleri<br />

tartışmalı bir husus olsa da hızlı artan<br />

sayıları bir kültür yozlaşmasını da beraberinde<br />

getirebilir.<br />

Turizm, tarih ve doğa olgularını, bulunduğu<br />

jeopolitik konuma borçlu o-<br />

lan Anadolu Hisarı Tarih meraklıları i-<br />

çin tam anlamıyla bir zaman makinası,<br />

doğa meraklıları içinse bir tabiat harikasıdır.İstanbul’un<br />

bâkir kalmayı başaran<br />

nâdir mahallerinden olan Anadolu<br />

Hisarına kendinizi yoğun iş hayatınızdan<br />

kurtarıp ruhunuza tabiri caizse<br />

reset atmak için tercih etmenizi ö-<br />

neririm .

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!