YeniBeykoz - Ocak 2017
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
www.yenibeykoz.com<br />
Beykozlu Öğrenciler<br />
Teröre Karşı Yürüdü<br />
OCAK <strong>2017</strong><br />
Mehmet BAKIR<br />
Eğitimci Gözüyle<br />
Birlik ve Beraberliğimiz<br />
9<br />
Beykoz'da öğrenciler terörü protesto için yürüyüş gerçekleştirdi.<br />
İlçe Gençlik ve Spor Müdürlüğü ile Eğitim<br />
Bir Sen ve Türk Eğitim Sen organizasyonuyla<br />
çok sayıda kişi Beykoz<br />
Meydanında toplandı. Öğrenciler, "Şehitler<br />
ölmez, vatan bölünmez" şeklinde<br />
slogan atarak 15 Temmuz Şehitler<br />
Meydanına yürüdü.<br />
Burada konuşan Eğitim Bir Sen Beykoz<br />
Şube Başkanı Mehmet Sarımurat,<br />
terör örgütlerinin ve onların arkasındaki<br />
güçlerin milletin güçlü iradesi<br />
karşısında yok olacağının aşikar olduğunu<br />
vurgulayarak, "Milletimiz müsterih<br />
olsun. İnsanlık düşmanı terörist<br />
yenilecek. Aziz Türk milleti ve devleti<br />
muzaffer olacaktır. Millete kastetmeye<br />
kalkışan teröristler ya yok olacak<br />
ya da adalete hesap verecektir. Biz<br />
Beykozlu eğitimciler olarak, acımızın<br />
ortak olduğunu ve bu derin acıyı paylaştığımızı,<br />
yüreğimizde hissettiğimizi<br />
özellikle ifade ediyoruz. 15 Temmuz'da<br />
milletimize ve onun iradesine karşı<br />
yapılan FETÖ darbe girişiminde ortaya<br />
koyduğumuz milli şuuru sonuna kadar<br />
devam ettireceğiz." şeklinde konuştu.<br />
Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek<br />
de "15 Temmuz'u hiçbir zaman<br />
unutmayacağız. Unutturmak isteyenlere<br />
hiç iyi gözle bakmayacağız. Çünkü<br />
her milletin tarihinde çok anlamlı günler<br />
vardır. Bizim tarihimizde çok şanlı<br />
fetih günleri vardır ama 15 Temmuz bir<br />
milletin var olma mücadelesindeki çok<br />
Prof. Dr. İsmail Yüksek<br />
Rektörlüğe Atandı<br />
Beykoz Trabzonlular Dernek Başkanı ve Bilim ve Sanayi Bakanlığı Baş Danışmanı<br />
Prof. Dr. İsmail Yüksek, Antalya Uluslarası Üniversitesi Rektörlüğü'ne a-<br />
tandı.<br />
Prof. İsmail Yüksek, daha önce Yıldız<br />
Teknik Üniversitesi Rektörlüğü'nden,<br />
atamalarda usulsüzlük yaptığı iddiasıyla<br />
başlatılan soruşturma kapsamında,<br />
görevden uzaklaştırılmış, FETÖ<br />
dönemine denk gelen uzaklaştırma<br />
nedeniyle hakkında çeşitli spekilasyonlar<br />
üretilmişti.<br />
"Ülkemizin birlik ve beraberliğini tehdit<br />
eden ve sadece kendi ajandasına<br />
hizmet eden bu vatan hainlerinin tüm<br />
çabaları, Türk Milletinin sağlam iradesi<br />
karşısında bertaraf olacaktır. Konunun<br />
esası, Türkiye Cumhuriyeti’nin<br />
varlığına, bütünlüğüne ve birliğine<br />
kasteden malum yapı tarafından bir<br />
kez daha tekrarlanan hain, sinsi ve<br />
şerefsizce bir girişimdir." şeklinde a-<br />
çıklamasıyla FETÖ’ye lanet okuyan<br />
Prof. İsmail Yüksek'in; Antalya Uluslarası<br />
Üniversitesi'ndeki görevine başladığı<br />
bildirildi.<br />
Vehbi Koç Vakfı’ndan Beykoz’a Model Okul<br />
anlamlı bir gündür. Bizlere bu duyguyu<br />
yaşatan Beykozlulara teşekkür ediyorum."<br />
dedi.<br />
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden<br />
yapılan açıklamada, Erdoğan’ın, Antalya<br />
UluslararasıÜniversitesi Rektörlüğüne,<br />
Anayasa’nın 130’uncu ve 2547<br />
Sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun<br />
Beykoz’da deprem riski nedeniyle yıkılıp<br />
yeniden yapılan birçok okul arasında<br />
yer alan Beykoz Ziya Ünsel Ortaokulu,<br />
Vehbi Koç Vakfı tarafından<br />
yeniden inşa ediliyor. Boğaziçi öngörünüm<br />
nedeniyle birkaç yıldır ruhsat<br />
çalışmaları devam eden okul yıkıldı,<br />
kısa süre içinde ise yeniden inşasının<br />
başlaması bekleniyor. Okulun yapımını<br />
ise Vehbi Koç Vakfı üstleniyor.<br />
Beykoz’a bir model okul kazandıracakları<br />
için Koç Grubu’na ve Vehbi Koç<br />
Vakfı idarecilerine teşekkür eden Belediye<br />
Başkanı Yücel Çelikbilek, eğitim<br />
alanında ilçeye ciddi kazanımlar sağladıklarını<br />
ve birçok okulu yenileyerek<br />
olası riskleri ortadan kaldırmayı a-<br />
maçladıklarını kaydetti. Vehbi Koç<br />
Vakfı’nın yapımını üstlendiği okulun<br />
uluslararası bir dizayn ve eğitim sistemiyle<br />
Beykoz’un çocuklarını geleceğe<br />
hazırlayacağını söyleyen Çelikbilek, ilçenin<br />
geleceğine yatırım yapan herkese<br />
vatandaşlar adına müteşekkir<br />
olduğunu dile getirdi.<br />
Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım<br />
Bozbay ise okulda proje stüdyosundan<br />
teknoloji tasarıma, modern diller sınıfından<br />
konferans salonu ve dans odasına<br />
kadar birçok bölüm olacağını<br />
kaydederek; “Bu okul Türkiye’de bir<br />
devlet okulu olarak ilk kez kuruluyor.<br />
Beykoz’da eğitim istatistiklerini değiştireceğini<br />
düşündüğümüz okulumuzun<br />
ruhsatlandırma anlamında bütün<br />
işlemleri tamamlandı. Bazı giderilmesi<br />
gereken eksiklikler var, onların<br />
da sonuçlanmasının ardından inşaatın<br />
başlayacağını düşünüyoruz. Bu vesile<br />
ile Vehbi Koç Vakfı’na Beykoz halkı a-<br />
Konuşmaların ardından İstiklal Marşı<br />
söylendi.<br />
13’üncü maddeleri uyarınca mütevelli<br />
heyetinin teklifi ve Yükseköğretim<br />
Kurulu’nun olumlu görüşü üzerine,<br />
Prof. Dr. İsmail Yüksek’i atadığı bildirildi.<br />
dına teşekkürlerimi ifade ediyorum”<br />
şeklinde konuştu.<br />
Vehbi Koç Vakfı Model Okul Projesi,<br />
21. yüzyılda ihtiyaç duyulan becerilerin<br />
geliştirilebileceği öğrenme ortamlarının<br />
unsurlarını sorgulayan ve ilköğretimin<br />
ikinci kademesi (5-8. sınıf)<br />
için model ortaya koymayı hedefliyor.<br />
İnşasının ardından Milli Eğitim Bakanlığı’na<br />
devredilecek olan model okulun,<br />
eğitim sistemine ve bağışçılara örnek<br />
olması hedefleniyor.<br />
Sevgili dostlar; birlik ve beraberliğimizin<br />
temeli olan toplumsal dayanışma,<br />
toplumun bütün kurum ve<br />
kuruluşlarıyla ortak değerlerde birleşerek;<br />
tıpkı vücudumuzun organları<br />
gibi birlikte hareket etmesidir.<br />
Bu durumun tersi ise toplumsal ayrışmaya<br />
sebep olur.<br />
Üzülerek ifade etmemiz gerekiyor<br />
ki; özellikle son dönemlerde siyasi,<br />
dini ve iktisadi alanlar başta olmak<br />
üzere, birçok alanda insanımızın<br />
gruplaşmaya başladığını gözlemliyoruz.<br />
Sormadan edemiyoruz: Bu<br />
cennet vatanımızın mert, dürüst ve<br />
alınteri sevdalısı güzel insanları nasıl<br />
oldu da birbirine düşürüldü?<br />
Balkan ve I. Dünya Harbi'nde, Kurtuluş<br />
Savaşı'nda omuz omuza mücadele<br />
veren insanların torunları;<br />
bugünlerde birbirlerine karşı niçin<br />
düşmanlık besliyorlar? Açlıktan ve<br />
susuzluktan kıvrandığı halde, elindeki<br />
rengi solmuş su matarasını yaralı<br />
arkadaşının ağzına uzatan, bir<br />
lokma ekmeğini paylaşan; istiklâli<br />
için yeri geldiğinde gözünü karartan<br />
ama yokluğu ve fakirliği görmezden<br />
gelerek kenetlenen yüzbinlerin evlatları<br />
bu hallere mi düşmeliydi? Bir<br />
toplu iğneye, teneke yağını geçtik<br />
bir paket yağa, bir kundura bağına<br />
ya da 70 sente muhtaç olduğumuz<br />
günleri ne çabuk unuttuk? Milli şairimiz<br />
Mehmet Akif Ersoy'un dizelere<br />
döktüğü gibi: “Girmeden bir millete<br />
tefrika, düşman giremez, / Toplu<br />
vurdukça gönüller, onu top sindiremez.<br />
/ Sen, ben desin efrat, aradan<br />
vahdeti kaldır. / Milletler için,<br />
işte kıyamet o zamandır.”<br />
Bizim gibi 7'den 70'e İstiklâl Savaşı<br />
mücadelesine girişen ve bunu kazanan<br />
milletlerin sayısı çok değildir.<br />
Peki, böylesine kenetlenen bir ecdadın<br />
çocukları, devletlerine nasıl<br />
baş kaldırıyor? Karakollara, okullara,<br />
kamu kuruluşlarına hatta köprülere,<br />
Meclisine ve Cumhurbaşkanına<br />
nasıl baskın düzenleyebiliyor?<br />
Polisini, jandarmasını ve masum<br />
halkını yani bizleri ve bu vatanın<br />
gerçek sahiplerini nasıl arkadan vurabiliyor?<br />
Meslektaşımız Songül Dündar'ın i-<br />
fade ettiği gibi: “Gök kubbe olmadan;<br />
/ Ay olmaz, / Yıldız olmaz,<br />
/ Güneş olmaz. / Rahmet dediğimiz<br />
yağmur olmaz. / Toprağın üretimi<br />
ve insan olmaz.” Yani, birlik ve beraberlik<br />
“gök kubbe” gibidir. Özetle,<br />
birlik ve beraberlik olmadan vatan<br />
olmaz, bayrak olmaz, özgürlük olmaz;<br />
halk ve millet hiç olmaz... Oysa,<br />
ne güzel bir temennidir; “Allah, birlik<br />
ve beraberliğimizi bozmasın!” diye<br />
ağızlardan inci gibi dökülüveren o<br />
güzelim söz.<br />
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyorlar<br />
ki: “Size birlik halinde bulunmanızı<br />
tavsiye eder(ken), ayrılıp<br />
dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı<br />
isterim. Zira şeytan; yalnız başına<br />
yaşayan insana yakın olup, beraber<br />
bulunan(lar)dan uzaktır. Kim Cennet'in<br />
tâ ortasında yaşamak isterse,<br />
toplu halde bulunmaya baksın.”<br />
(Tirmizi, Fiten 7)<br />
Sosyal bir varlık olan insan, yaşadıklarından<br />
ve çevresinden etkilenir.<br />
Bu etki pozitif ise insana yarar<br />
sağlar ama negatifse zarar verir.<br />
Toplumlar da bireylerden oluştuğuna<br />
göre; aynı etkileşim toplumlara<br />
da yararlı ya da zararlı şekilde yansır.<br />
Bu çerçevede, bir toplumda birlik<br />
ve beraberliğin daimi olabilmesi için<br />
Hz. Mevlana üç olmazsa olmazdan<br />
bahseder; 1.) Ara bozucu kişilere asla<br />
aldanmamak. 2.) Fertlerin dayanışma<br />
ve yardımlaşma içinde olması<br />
3.) Fertlerin birbirini anlamaya çalışması.<br />
Topluma yön veren insanlar, başlarını<br />
elleri arasına alarak iyice düşünmelidir.<br />
Bu toplumun, bu milletin<br />
eğitiminden, sağlığından, canından,<br />
malından, namusundan ve özgürlüğünden,<br />
kısacası her alandaki<br />
gelişiminden ve kalkınmasından<br />
sorumlu olanlar; yani yöneticilerimiz,<br />
bürokratlarımız, memurlarımız,<br />
işçilerimiz ve herkes düşünmelidir.<br />
Bir türlü istediğimiz, arzu ve umut<br />
ettiğimiz, beklediğimiz ya da hedeflediğimiz<br />
birlik ve beraberlik ruhu ile<br />
toplumsal dayanışmayı neden sağlayamıyoruz?<br />
Hiç mi vicdanımız sızlamıyor?<br />
Her birey, her kurum, her kesim;<br />
yani dayanışma içinde yer alması<br />
lüzumlu olan herkes, karşısındakini<br />
öteki olmaktan çıkararak kendinden<br />
kabul etmelidir. Herkesi olduğu<br />
gibi kabul edip benimsersek; diğeri<br />
dediklerimizi değişmeye veya iki<br />
yüzlü davranmaya zorlamamış oluruz.<br />
Unutmayalım ki, aynı safta olması<br />
gerekenler; birey ya da kurum<br />
olarak birbirlerini rakip değil dost o-<br />
larak görmedikçe; birbirlerinin eksikliğinin<br />
değil yanyana olmanın<br />
herkesi güçlü kılacağını kavramadıkça;<br />
dayanışma ruhu ile birlik ve<br />
beraberlik, çok uzaklardaki ama<br />
varılması gereken bir hedef olarak<br />
kalmaya mahkumdur.<br />
Kendimizce ama elimizi vicdanımıza<br />
koyarak iyice düşünelim: Yapılan<br />
işler ve yürütülen faaliyetler kimler<br />
adınadır veya sonuçları itibarıyla<br />
kimlere faydası olmaktadır? Bu tür<br />
işlere girişenler; “Şan ya da şöhret<br />
olmak için mi; bulundukları konumu<br />
kaybetmemek için mi; yoksa<br />
iktidar yani söz sahibi olmak için mi<br />
hareket ediyorlar?” Birey olarak ö-<br />
zelde kendimiz ve ailemiz için olsa<br />
da her ne yapıyorsak genelde vatanımız<br />
ve milletimiz için yapmalıyız.<br />
Her ne pahasına olursa olsun geleceğimiz<br />
için toparlanmaya, asgari<br />
müşterekte birleşmeye, birlik ve<br />
beraberlik içinde yaşamaya mecburuz.<br />
Çünkü içinde bulunduğumuz<br />
durum bencil davranmaya, kutuplaşmaya,<br />
inatlaşmaya ve “boş ver”<br />
vurdum duymazlığına uygun değil.<br />
Çoğumuzun küçücük çocuğu veya<br />
yeğeni ya da akrabası var. Yaşı henüz<br />
8-10 veya az eksik, biraz fazla<br />
olmuş fark etmiyor. Okullarında arkadaşlarıyla<br />
ne hayaller kuruyorlar<br />
biliyor musunuz? Minicik yüreklerinde,<br />
sorgulayan gözlerin eşlik ettiği<br />
kopan fırtınaları görebiliyor<br />
musunuz? Onlar daha büyüyecekler<br />
ama umutları onlarla birlikte büyüyebilecek<br />
mi? Ya da onlara sağlıklı,<br />
mutlu ve huzurlu şekilde büyüyebilecekleri;<br />
evlenip çoluk çocuğa<br />
karışacakları, hayallerini ve u-<br />
mutlarını gerçeğe dönüştürebilecekleri<br />
bir ortam sağlayabiliyor<br />
muyuz?<br />
Sevgili dostlar; ister bir tane, ister<br />
2-3 tane vaya daha fazla çocuğumuz<br />
olsun ya da olmasın; bu güzelim<br />
ülkede yaşayan çocukların da<br />
diğer ülke çocuklarının da iyi bir geleceğe<br />
sahip olma hakları var. Hem<br />
bizim çocuklarımız hem tüm dünya<br />
çocukları, hatta insanoğlu her şeyin<br />
en iyisine ve en güzeline layıktır.<br />
Aslında aynı gemideyiz ve gemimizi<br />
fırtınalardan kurtarıp sağ salim şekilde<br />
güzellikler ile refah ve huzur<br />
denizine kavuşturmak durumundayız.<br />
Kıymetli dostlar; unutmayalım ki<br />
başka Türkiye yok, başka dünya<br />
yok! O halde bizler, neyi bölüşemiyoruz<br />
ki? Bir olalım, birlik olalım;<br />
ayrılığa ve gayrılığa düşmeyelim.<br />
Son tahlilde Cumhurbaşkanımız<br />
Recep Tayyip Erdoğan'ın ifaade ettiği<br />
gibi;başaramayacaklar, milletimizi<br />
bölemeyecekler, bayrağımızı<br />
indiremeyecekler, vatanımızı parçalayamayacaklar,<br />
devletimizi yıkamayacaklar<br />
ve ezanlarımızı susturamayacaklar.<br />
Bu ülkeye diz çöktüremeyecekler,<br />
bu halka boyunduruk<br />
vuramayacaklar. Bin yıldır<br />
yürüdüğümüz bu yoldan bizi geri<br />
döndüremeyecekler ve ülkemizi<br />
hedeflerinden asla vazgeçiremeyecekler.