13.03.2017 Views

KOAH Bülteni 2010 Sayı 2

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

DEĞERLENDİRME<br />

<strong>KOAH</strong> BÜLTENİ<br />

I S S N : 1 3 0 8 - 6 7 2 3<br />

S AY I : 2<br />

w w w . s o l u n u m . o r g . t r<br />

• <strong>KOAH</strong>: Sorunlar ve<br />

Beklentiler (Bölüm 2)<br />

• <strong>KOAH</strong> Değerlendirme<br />

Testi’nin (CAT) Türkçe<br />

Tercümesi Yayımlandı<br />

• Hasta Röportajı<br />

• <strong>KOAH</strong> Çalışma Grubunun <strong>2010</strong> Yılı<br />

Faaliyetleri<br />

• Bir <strong>KOAH</strong> Hastası<br />

• Literatür Özetleri<br />

Editörler: Mecit Süerdem | Hakan Günen<br />

K O A H B Ü L T E N İ 2 0<strong>KOAH</strong> 1 0 BÜLTENİ ( 2 ) | 1


I S S N : 1 3 0 8 - 6 7 2 3<br />

S AY I : 2<br />

w w w . s o l u n u m . o r g . t r<br />

K O A H B Ü L T E N İ 2 0 1 0 ( 2 )<br />

DEĞERLENDİRME DERLEME<br />

Prof. Dr. Türkan Tatlıcıoğlu<br />

<strong>KOAH</strong>: Sorunlar ve<br />

Beklentiler (Bölüm 2)<br />

<strong>KOAH</strong> BÜLTENİ<br />

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (<strong>KOAH</strong>), dünya genelinde en önemli hastalık ve ölüm nedenlerinden<br />

biridir. Toplumlarda oldukça yaygın görülen bir hastalık olup, prevalansının tüm dünyada giderek arttığı<br />

yönünde görüş birliği vardır. Hastalık hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri<br />

üzerinde önemli yük oluşturmaktadır ve önümüzdeki yıllarda da oluşturmaya devam edeceği tahmin<br />

edilmektedir. Tüm dünyada sağlık sistemlerinin başlıca ilgi odağı olmasına ve son yıllarda tanımdan<br />

tedaviye önemli gelişmeler ile yeni yaklaşımların ortaya çıkmış olmasına rağmen henüz tam anlaşıldığı<br />

söylenemez. <strong>KOAH</strong>’ın patogenezi ile fizyopatolojisi hâlâ tam bilinmemektedir; sigara dışında risk<br />

faktörleri konusunda bilgilerimiz yetersizdir; mevcut tedaviler semptomatik olup, nasıl tanı konulacağı<br />

ve tedavi edileceği tartışmaları devam etmektedir. <strong>KOAH</strong>’ın daha iyi anlaşılması, tanısı ve tedavi<br />

edilmesine ilişkin sorunlar, geleceğe yönelik gereksinimler ve beklentiler nelerdir?<br />

Editörler<br />

Mecit Süerdem<br />

Hakan Günen<br />

www.solunum.org.tr<br />

<strong>KOAH</strong> Çalışma Grubu Yayınıdır<br />

İmtiyaz Sahibi: Mecit Süerdem<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Hakan Günen<br />

Yayın İdare Merkezi: Şerafeddin Cad.<br />

Hekimoğlu İş Merkezi,<br />

K:2/209, Karatay, Konya<br />

Tel: (0332) 353 15 51<br />

Yayın Türü: Ulusal Süreli Yayın<br />

Yayına Hazırlayan<br />

Tomtom Mah. Camcı Fevzi Sok. No: 32 Beyoğlu, İstanbul<br />

Tel: (0212) 293 23 00 Faks: (0212) 293 23 01<br />

www.probiz.com.tr<br />

Baskı<br />

Golden Print 100. Yıl Mahallesi Matbaacılar Sitesi<br />

1. Cadde No: 88 Bağcılar 34204 İstanbul<br />

t: +90 212 629 0024 - f: +90 212 329 2013<br />

bilgi@goldenmedya.com.tr<br />

<strong>KOAH</strong> BÜLTENİ<br />

• <strong>KOAH</strong>: Sorunlar ve<br />

Beklentiler (Bölüm 2)<br />

• <strong>KOAH</strong> Değerlendirme<br />

Testi’nin (CAT) Türkçe<br />

Tercümesi Yayımlandı<br />

• Hasta Röportajı<br />

• <strong>KOAH</strong> Çalışma Grubunun <strong>2010</strong> Yılı<br />

Faaliyetleri<br />

• Bir <strong>KOAH</strong> Hastası<br />

• Literatür Özetleri<br />

Editörler: Mecit Süerdem | Hakan Günen<br />

<strong>KOAH</strong> <strong>Bülteni</strong>, <strong>2010</strong>(2)<br />

<strong>KOAH</strong>’ın birincil önlenmesinde haklı olarak tütün kontrolüne<br />

odaklanılmış; Avrupa ve Kuzey Amerika’da bu konuda ilerlemeler<br />

de elde edilmiştir. Tütün kullanımının esas yükü Çin,<br />

Hindistan ve Güneydoğu Asya’nın gelişmekte olan ekonomilerinde<br />

izlenmektedir. Bu bölgelerde tütün firmaları üzerinde devlet<br />

sponsorluğunun bulunması, ulusal sağlığı iyileştirme amacı<br />

ile tezat oluşturmaktadır. GOLD <strong>KOAH</strong> tanımında, hava akımı<br />

obstrüksiyonunun gelişiminde tütün dışında zararlı maddelerin<br />

inhalasyonunun da önemi vurgulanmaktadır. Tütün, <strong>KOAH</strong> oluşumunda<br />

rol oynayan zararlı maddelerden en sık tüketileni ise<br />

de, Güney Amerika ve özellikle güney Çin’e ait kanıtlar, kötü<br />

havalandırılan ortamlarda biyokütle yakıtlara, özellikle odun<br />

dumanına olan maruziyetin anlamlı derecelerde hava akımı obstrüksiyonuna<br />

neden olabildiği yönündedir. Özellikle biyokütle<br />

yakıt maruziyetinin sürece dahil olduğu durumlarda önlem<br />

gereği vardır. Çin’de yapılan çalışmada gösterildiği gibi, en<br />

basitinden daha iyi havalandırmanın sağlanması bile, <strong>KOAH</strong><br />

hasta sayısı üzerinde etkili olabilmektedir ve bu türden uzun<br />

soluklu yatırımların son derece maliyet etkin olacağı düşünülmekte,<br />

bu yaklaşımları yaygınlaştıran çalışmalara ivedilikle<br />

gereksinim duyulmaktadır.<br />

<strong>KOAH</strong>’ta ikincil önlem sigaranın bıraktırılması olup, halen<br />

<strong>KOAH</strong>’ın ilerlemesini yavaşlatan en önemli hatta yegâne tedavi<br />

sigaranın bıraktırılmasıdır. Ancak uygulanan sigara bıraktırma<br />

stratejilerinin uzun sürede başarıları sınırlı olup, daha etkili sigara<br />

bırakma tedavilerine gereksinim vardır. Nikotin preparatları<br />

ve bupropiona ilaveten vareniklin ve rimonabant yakın dönemde<br />

kullanıma giren ve ümit veren ilaçlardır. Sağlıklı sigara içici-<br />

2 | <strong>KOAH</strong> BÜLTENİ


DERLEME<br />

DEĞERLENDİRME<br />

lerde, vareniklinin hem standart önerilere hem<br />

de bupropiona üstünlüğünü gösteren veriler<br />

mevcuttur. İlacın <strong>KOAH</strong>’ta kullanımının yaygınlaşmasıyla<br />

elde edilecek veriler merakla beklenmektedir.<br />

<strong>KOAH</strong>’ın günümüzdeki tedavisi tatminkâr<br />

olmaktan uzaktır. Günümüz <strong>KOAH</strong> tedavisinde,<br />

uzun etkili bronkodilatörlerin, inhale steroidlerin<br />

(İS) <strong>KOAH</strong> tedavisinin ana bileşenleri<br />

olarak uygulamaya girmesi önemli gelişmelerdir.<br />

Bu tedavi yaklaşımları ile semptomlar<br />

kontrol altına alınabilmekte, egzersiz toleransı<br />

artmakta, alevlenmeler önlenebilmekte<br />

ve daha kaliteli bir yaşam sağlanabilmektedir.<br />

Ancak bu ilaçlarla hastalığı modifiye<br />

etme becerisinin ya da sağkalımın değerlendirildiği<br />

kapsamlı çalışmalara gereksinim vardır.<br />

Bu amaç ile planlanan ve yakında sonuçlarını<br />

aldığımız önemli iki çalışma TORCH ve<br />

UPLIFT çalışmalarıdır: Temel amacı, üç yıllık<br />

sürede orta-ağır <strong>KOAH</strong>’ta İS’lerin sağkalıma<br />

etkilerini araştırmak olan TORCH, tüm<br />

nedenlere bağlı ölümleri azaltmada amacına<br />

ulaşamazken, kombinasyon tedavisinin alevlenmeleri<br />

%25 azalttığı bir kez daha gösterilmiştir.<br />

Çalışmanın içeriği konusunda oldukça<br />

fazla eleştiri yapılmıştır. Tartışmalı olan bir<br />

konu, İS içeren tedaviyi alan tüm hastalarda<br />

yan etki olarak pnömoni sayısındaki belirgin<br />

artıştır. Bu etki, bu çalışma ve önceye ait<br />

İS/uzun etkili beta-agonist ile alevlenmelerde<br />

azalmanın gösterildiği İS çalışmaları ile tezat<br />

oluşturmaktadır. İS alanlarda pnömoni artış<br />

nedeni yoğun olarak araştırılmaktadır.<br />

Bundan sonraki çalışmalarda yan etki profillerinin<br />

araştırılması büyük önem taşımaktadır.<br />

Temel amacı dört yıllık sürede tiotropiumun<br />

yıllık FEV 1 kaybına etkisini araştırmak olan<br />

UPLIFT ile ise, FEV 1 yıllık kaybına anlamlı<br />

istatistiki etki saptanamamış ama alevlenmelerde<br />

ve yaşam kalitesinde iyileşmeler gösterilmiştir.<br />

İnhale steroidlerin <strong>KOAH</strong>’ta etkilerine<br />

yönelik tartışmalar halen sürmekte olup,<br />

orta-şiddetli <strong>KOAH</strong> hastalarında 12 aydan<br />

uzun süreli yedi randomize, plasebo kontrollü<br />

İS çalışmasının verilerini kapsayan ISEEC<br />

çalışmasının sonuçları ile daha da şiddetlenmiş<br />

bulunmaktadır. Bu çalışma, İS’nin sigarayı<br />

bırakmış olanlarda, halen sigara içenlere<br />

göre akciğer fonksiyonlarını iyileştirmede<br />

daha etkili ve kadınların erkeklere göre daha<br />

büyük İS cevapları olduğunu göstermiştir.<br />

Ancak altı aylık tedavi sonrasında İS ile FEV 1<br />

düşüşüne etki saptanamamıştır.<br />

Oksijen (O 2 ) tedavisi ile ilgili bilgilerimiz<br />

1970’lerdeki çalışmalara dayanmaktadır.<br />

Hipoksemik hastalarda uzun süreli oksijen tedavisinin<br />

yaygın kullanımı sağkalımı uzatmıştır.<br />

<strong>KOAH</strong> tedavisinde önemine rağmen etki mekanizmaları,<br />

endikasyonları, hasta odaklı sonuçlara<br />

etkisi konusunda bilgilerimiz yetersizdir. Ayrıca<br />

farklı fenotiplerin O 2 tedavisine yanıtları farklı<br />

olabilir. Bu tedaviden yarar görebilecek fenotiplerin<br />

saptanmasında yarar vardır. Geniş çapta<br />

kullanılmasına rağmen intermitant kısa süreli O 2<br />

tedavisinin kriterleri ise henüz kesinleşmemiştir.<br />

Pulmoner rehabilitasyon (PR), tedavinin<br />

tamamlanması durumunda semptomları azaltabilmekte,<br />

egzersiz performansını artırabilmekte,<br />

yaşam kalitesini iyileştirebilmekte ve hastane<br />

başvurularını azaltabilmektedir. Ancak bu yararlar<br />

zaman içinde azalma eğilimindedir.<br />

Gelecekteki araştırmaların odak noktası, PR’ye<br />

ait yararların idamesinin nasıl sağlanacağı ve<br />

diğer farmakolojik ajanlarla olduğu gibi, PR’nin<br />

de <strong>KOAH</strong>’ta sağkalımı uzatıp uzatmayacağının<br />

araştırılması olmalıdır.<br />

Çoğu <strong>KOAH</strong> hastası elimizdeki bu tedavi<br />

seçeneklerinden ve pulmoner rehabilitasyondan<br />

yararlansa da son evre hastaların yaşam<br />

kaliteleri oldukça kötüdür. Bu durum AVAC gibi<br />

bazı cerrahi girişimlerin geliştirilmesine yol<br />

açmıştır. AVAC ile akciğer parankiminin amfizemli<br />

bölgelerinin selektif çıkarılmasının akciğer<br />

elastik geri çekilim gücünü artırdığı, hava akımı<br />

obstrüksiyonunu ve dinamik hiperenflasyonu<br />

azalttığı ve böylece egzersiz toleransını artırdığı<br />

ileri sürülmüştür. Ancak bu sonuçların her<br />

zaman elde edilip edilmediği tartışmalıdır.<br />

Sadece akciğer fonksiyonlarında iyileşme ile<br />

birlikte nefes darlığı ve yaşam kalitesinde iyileşme<br />

olduğu konusunda görüş birliği vardır. Bu<br />

cerrahinin uzun dönem sonuçları konusunda ise<br />

çok az şey bilinmektedir.<br />

<strong>KOAH</strong> BÜLTENİ | 3


DEĞERLENDİRME DERLEME<br />

<strong>KOAH</strong> alevlenmeleri hastanın iyilik halinin ve<br />

mortalitenin önemli belirleyicileri olup,<br />

<strong>KOAH</strong>’ta artan sağlıkla ilgili harcamaların büyük<br />

kısmını oluşturmaktadır. Alevlenme tedavisi son<br />

yirmi yıllık dönemde çok az değişiklik göstermiştir;<br />

bu durumun tek istisnası invazif olmayan<br />

ventilasyon olup, solunum yetmezliği olanlarda<br />

önemli yararlar sağlamıştır. Alevlenmelerin<br />

önlenmesi ve tedavisinde güncel farmakolojik<br />

tedavilerin etkisi yeterli değildir ve yeni tedavilere<br />

gereksinim vardır. Alevlenmeleri önlemenin<br />

odak noktası, influenza ya da pnömokoksik<br />

pnömoni gibi bakteriyel veya viral enfeksiyonlara<br />

yakalanma olasılığını azaltmaktır. Semptom<br />

azaltılmasına yönelik geliştirilmiş ilaçlar olan<br />

beta-agonistler ve antikolinerjikler gibi bronkodilatörler<br />

de <strong>KOAH</strong> alevlenme sıklığını azaltmaktadır.<br />

Yine aynı yararın kortikosteroidler için<br />

de geçerli olduğunu gösteren çok sayıda veri<br />

mevcuttur. Beta-agonistlerle aynı inhalerde<br />

kombinasyon durumunda bu etki daha da belirginleşmektedir.<br />

Uzun etkili antikolinerjik olan<br />

tiotropium koluna randomize edilen bireylerin<br />

kombinasyon tedavisi ile karşılaştırmasında,<br />

alevlenme oranları benzer bulunmakla beraber,<br />

çalışmayı bırakma oranları kombinasyon tedavisi<br />

alanlardan daha fazla bulunmuştur.<br />

Kanada’dan bir çalışmada, bütün hastalar tiotropium<br />

kullanmışlar, ancak en iyi sağlık durumu<br />

ve en düşük hastane yatış oranları tiotropium,<br />

salmeterol ve inhale kortikosteroidi beraber<br />

kullanan hastalarda bulunmuştur. Alevlenmeler,<br />

inflamasyonun devam ettiğini gösterir. Bu<br />

nedenle daha etkili antiinflamatuarlar sadece<br />

tedavi etmeyip alevlenmeleri önleyecektir. Etki<br />

olasılığına sahip bazı antiinflamatuarlar klinik<br />

gelişim aşamasındadır.<br />

Alevlenmelerde antimikrobik ajanların rolü de<br />

halen tartışmalıdır. Alevlenmelerde sadece klinik<br />

özelliklere bakıp virüs ve bakteri enfeksiyonu<br />

ayrımı yapmak zordur. Bu nedenle acilen tanısal<br />

yaklaşımlara gereksinim vardır. Kullanılması<br />

gereken antibiyotiğin tipi de halen tartışmalıdır.<br />

Profilaktik antibiyotiklerin <strong>KOAH</strong> tedavisindeki<br />

yerleri tekrar gözden geçirilmekte olup, önemli<br />

gibi gözükmektedir. Alevlenmelerde bir önemli<br />

husus da, gelecek alevlenmelerin tahmini, prognozlarının<br />

ve sonuçlarının tahmini konusunda<br />

belirteçlere olan gereksinimdir.<br />

Uzun etkili inhale beta-agonistler, antikolinerjikler<br />

ve steroidler pek çok semptomatik<br />

hastada tedavi başarısı sağlamış olsa da, dikkatler<br />

giderek artan şekilde <strong>KOAH</strong>’ın diğer hastalıklarla<br />

olan yakın ilişkisine yönelmiştir. Bu<br />

nedenle <strong>KOAH</strong>’ın güncel tedavisinde, sadece<br />

akciğerdeki hastalığa yönelik değil, sistemik<br />

etkiler ve ilişkide olduğu komorbiditelerin<br />

önlenmesine ve tedavisine yönelik stratejilere<br />

de gereksinim vardır. Statin tedavisi gibi çoklu<br />

etkileri olan tedaviler, öngörülen kardiyovasküler<br />

yararlarının çok ötesinde, <strong>KOAH</strong> hastaları<br />

için de yararlı olabilirler. Şu aşamada, bu duruma<br />

kanıt olarak statin alan hastaların <strong>KOAH</strong><br />

nedeniyle ölmeleri veya hastaneye yatırılmalarının,<br />

almayan hastalara oranla daha az olası<br />

olduğu yönündeki tekrarlanabilir gözlemlere<br />

dayanan büyük oranda epidemiyolojik bir etkiden<br />

bahsedebiliriz. Statinlerin pleotropik antiinflamatuar<br />

özellikleri bunu çekici bir hipotez<br />

haline dö-nüştürmektedir; ama bu hipotezi<br />

doğrudan test ederek bu ajanların yararlı etkilerini<br />

gösteren bir klinik çalışma verisi henüz<br />

elimizde bulunmamaktadır. <strong>KOAH</strong>’ta statinle<br />

tedavi olasılığının açılması için prospektif ve<br />

randomize klinik çalışmalara gereksinim vardır.<br />

Bu konuyu araştıracak çalışmalar planlanmaktadır.<br />

Yine <strong>KOAH</strong>’lı hastalarda İS kullanımı, sistemik<br />

inflamasyonu yansıtan CRP düzeyini azaltmaktadır.<br />

CRP ise kardiyovasküler hastalıkların<br />

(KVH) önemli göstergesidir. Bu durumda İS kullanımının<br />

KVH’nın önlenmesinde yeri olabileceği<br />

hipotezi gündeme gelmiştir. <strong>KOAH</strong>’ta<br />

Euroscop çalışmasının post-hoc analizi (2007),<br />

hafif dereceli <strong>KOAH</strong> hastalarında uzun süreli İS<br />

kullanımının iskemik kalp hastalığı insidansını<br />

azalttığını düşündürmektedir. Bu ilgi çekici bir<br />

bulgudur ve İS’nin <strong>KOAH</strong>’ta sistemik inflamasyonu<br />

azaltabileceğini gösteren daha önceki<br />

çalışmalar ve diğer retrospektif veri tabanlı<br />

çalışmalar tarafından desteklenmektedir.<br />

Ancak bu konuya ilişkin daha fazla prospektif<br />

çalışmaya gereksinim vardır. <strong>KOAH</strong>’ta KVH<br />

dışında diğer komorbiditelerin önlenmesine ve<br />

tedavisine yönelik stratejilerin mutlaka <strong>KOAH</strong><br />

4 | <strong>KOAH</strong> BÜLTENİ


DERLEME<br />

DEĞERLENDİRME<br />

tedavisine implante edilmesi gereklidir.<br />

Dolayısıyla <strong>KOAH</strong> bugün metabolik sendrom,<br />

kanser ve KVH’nın da aralarında bulunduğu<br />

“sigara nedenli sistemik inflamatuar sendrom’’<br />

kapsamında görülebilir.<br />

<strong>KOAH</strong>’ta yeni tedavi stratejileri klinik öncesi<br />

ve klinik araştırma evrelerindedir. Ancak<br />

<strong>KOAH</strong> için ilaç geliştirirken karşılaşılan pek çok<br />

sorun vardır. Erken dönem ilaç testleri için<br />

<strong>KOAH</strong> hayvan modellerinin yeterli olmaması,<br />

klinik araştırmalarda <strong>KOAH</strong> için ilaçların en iyi<br />

nasıl test edileceğine ait yöntemlerde belirsizlikler<br />

olması, çoğu hastada <strong>KOAH</strong> ile birlikte<br />

başka hastalıkların da bulunması ve tedavi<br />

etkinliğini değerlendiren belirteçler konusunda<br />

yeterli bilgiye sahip olmamamız bu konuda<br />

en önemli sorunlardır.<br />

<strong>KOAH</strong>’ta altta yatan patobiyolojiyi ve onun<br />

değişik klinik belirtilerini daha iyi anlamaya çalışırken<br />

ve de tedavinin yararlarını değerlendirirken<br />

yeni ve etkin belirteçlerin bulunup doğrulanmasına<br />

gereksinim vardır. Bu belirteçlerin yararlı<br />

olabilmeleri için hastalığın ortaya çıkışı, şiddeti,<br />

progresyonu ve alevlenmelere olan yatkınlığını<br />

ortaya çıkarabilmeleri ve kullanımlarının basit,<br />

ucuz olması gerekmektedir. Buna yönelik çabalarla<br />

potansiyel olarak değerli olabilecek çok<br />

sayıda aday belirteç bulunmasına rağmen, henüz<br />

hiçbir şekilde güvenilir, tekrarlanabilir ve prediktif<br />

bir kan ya da balgam belirteçi geliştirilememiştir.<br />

Hastalığın çok bileşenli doğası nedeniyle<br />

morbidite ve mortaliteye ait farklı öngörüleri<br />

olan bu belirteçlerin, gelecekte tümör evrelemesine<br />

benzer şekilde bir arada değerlendirilmesi<br />

daha uygun bir yaklaşım olarak gözükmektedir.<br />

SONUÇ<br />

Son yıllarda, <strong>KOAH</strong> hastalarını karakterize edebilme ve tedavi edebilme konusunda önemli<br />

gelişmelere tanık olduk. Bu hastalar günümüzde daha iyi tanımlanmakta ve daha iyi tedavi<br />

edilmektedir. Ancak henüz hastalığın patogenezi ve fizyopatolojisi, sigara dışında risk<br />

faktörleri konusunda bilgilerimiz yetersizdir; nasıl tanı konulacağı ve tedavi edileceği<br />

tartışmaları halen devam etmektedir. Mevcut tedaviler semptomatik olup, tatminkâr<br />

olmaktan uzaktır. Yeni hedeflere yönelik farmakolojik tedavilerin geliştirilmesi yanında,<br />

mevcut ilaçlarla hastalığı modifiye etme becerisinin ya da sağkalımın değerlendirildiği<br />

kapsamlı çalışmalara da gerek vardır. <strong>KOAH</strong>’ı daha iyi anlamaya çalışırken ve tedavi<br />

yaklaşımlarının yararlarını değerlendirirken, hastalığın çok bileşenli doğasına yönelik ve<br />

özellikle sistemik etkilerin hedeflendiği yeni paradigmalara da gereksinim vardır. Çok sayıda<br />

hastanın uzun süreli izlemleri ile ilaç geliştirilebilen bir hastalıkta klasik paradigmaların<br />

kullanılması sorun yaratmaktadır. Gelecekteki araştırmaların odağı, <strong>KOAH</strong>’ın hücresel ve<br />

moleküler zeminini tam anlayabilmek ve bunun hastalığın fizyopatolojisini nasıl etkilediğini<br />

saptamak olmalıdır. Ancak bu bilgiler ışığında yeni tedaviler geliştirilebileceğini ve böylece<br />

hızla büyüyen bu sağlık sorununun neden olduğu erken morbidite ve mortalitenin<br />

önlenebileceğini umuyoruz.<br />

<strong>KOAH</strong> BÜLTENİ | 5


DEĞERLENDİRME <strong>KOAH</strong><br />

Değerlendirme<br />

Testi–CAT<br />

Prof. Dr. Mecit Süerdem<br />

<strong>KOAH</strong> Değerlendirme<br />

Testi’nin (CAT) Türkçe<br />

Tercümesi Yayımlandı<br />

<strong>KOAH</strong> yaşam kalitesi değerlendirme anketleri St George’s<br />

Respiratory Questionnaire (SGRQ), Chronic Respiratory<br />

Disease Questionnaire (CRQ) ve COPD Clinical Questionnaire<br />

(CCQ) zaman alıcıdır ve oldukça kompleks soruları içermektedir.<br />

Dolayısıyla bu testler günlük pratikte kullanılmayıp sadece<br />

klinik araştırmalar ile sınırlı kullanım alanları bulmaktadır. <strong>KOAH</strong><br />

Değerlendirme Testi olarak isimlendirilen COPD Assessment<br />

Test (CAT); <strong>KOAH</strong>’lı hastaların hastalık semptomlarını ölçmeyi<br />

amaçlayan basit, kolay anlaşılabilir ve kısa zamanda tamamlanabilecek<br />

yeni bir testtir. Bu test altı ülkeden (ABD, Fransa,<br />

İspanya, Almanya, Belçika, Hollanda) 1503 hasta ile çalışılarak,<br />

21 soru havuzundan 8 soru belirlenecek şekilde geliştirildi.<br />

Testin geliştirilmesinden amaçlanan <strong>KOAH</strong> hastalarında sağlık<br />

durumunu kısa sürede ortaya koyabilecek basit bir teste duyulan<br />

ihtiyaçtı. CAT validasyonu ilk kez European Respiratory<br />

Society 19. Yıllık Kongresi içinde sunuldu ve aynı tarihte<br />

European Respiratory Journal’da yayınlandı (Jones PW,<br />

Harding G, Berry P, et al. Eur Respir J 2009;34:648-654).<br />

Türkiye’de ise CAT testinin ilk tercümesi <strong>KOAH</strong> <strong>Bülteni</strong> 2009<br />

sayı 2’de yayınlandı.<br />

Testin Türkçe versiyonu için 2 farklı öneri oluşturuldu ve bunlar<br />

değişik bölgelerde hastalarda test edildi ve hastaların sorular<br />

hakkındaki yorumları alındı. <strong>2010</strong> Nisan ayı içinde çevirilerin<br />

uygunluk onayı geldi ve dil validasyonu gerçekleşti. Çeviri sürecinin<br />

tamamlanması ile <strong>2010</strong> Ağustos ayı içinde uluslararası sitede<br />

(http://www.catestonline.org/) Türkçe çevirisi de yer aldı.<br />

Elde edilen CAT skorları kişiye özel skorlardır ve dolayısıyla bu<br />

skorlar üzerinden semptom ve hastalığın progresyonu, değişik<br />

tedavilere verilen yanıtlar ve alevlenmeler değerlendirilebilir.<br />

6 | <strong>KOAH</strong> BÜLTENİ


DEĞERLENDİRME <strong>KOAH</strong><br />

Değerlendirme<br />

Testi–CAT<br />

Adınız:<br />

Bugünün Tarihi:<br />

<strong>KOAH</strong>’ınız ne durumda? <strong>KOAH</strong> Değerlendirme Testini<br />

uygulayın<br />

Bu anket, <strong>KOAH</strong>'ın sağlığınıza ve günlük yaşamınıza olan etkisinin değerlendirilmesinde size ve sağlık çalışanına<br />

yardımcı olacaktır. Cevaplarınız ve test puanınız, siz ve sağlık çalışanınız tarafından hastalığınızın tedavisinde<br />

gelişme sağlamak ve bundan en fazla faydayı elde etmeniz için kullanılabilir.<br />

Aşağıdaki her madde için, şu andaki durumunuzu en iyi tanımlayan kutuya (X) işareti koyun. Her soru için sadece bir<br />

cevap seçtiğinizden emin olun.<br />

Örnek: Çok mutluyum<br />

0 1 2 3 4 5<br />

Çok kederliyim<br />

SKOR<br />

Hiç öksürmüyorum 0 1 2 3 4 5<br />

Sürekli öksürüyorum<br />

Akciğerlerimde hiç balgam<br />

yok<br />

0 1 2 3 4 5<br />

Akciğerlerim tamamen<br />

balgam dolu<br />

Göğsümde hiç<br />

tıkanma/daralma<br />

hissetmiyorum<br />

0 1 2 3 4 5<br />

Göğsümde çok daralma var<br />

Yokuş veya bir kat<br />

merdiven çıktığımda<br />

nefesim daralmıyor<br />

0 1 2 3 4 5<br />

Yokuş veya bir kat merdiven<br />

çıktığımda nefesim çok<br />

daralıyor<br />

Evdeki hareketlerimde hiç<br />

zorlanmıyorum<br />

0 1 2 3 4 5<br />

Evdeki hareketlerimde çok<br />

zorlanıyorum<br />

Akciğerlerimin durumuna<br />

rağmen evimden dışarı<br />

çıkmaya çekinmiyorum<br />

0 1 2 3 4 5<br />

Akciğerlerimin durumu<br />

nedeniyle evimden dışarı<br />

çıkmaya çekiniyorum<br />

Rahat uyuyorum<br />

0 1 2 3 4 5<br />

Akciğerlerimin durumu<br />

nedeniyle rahat<br />

uyuyamıyorum<br />

Kendimi çok güçlü/enerjik<br />

hissediyorum<br />

0 1 2 3 4 5<br />

Kendimi hiç güçlü/enerjik<br />

hissetmiyorum<br />

<strong>KOAH</strong> Değerlendirme Testi ve CAT logosu, GlaxoSmithKline<br />

şirketler grubunun ticari markalarıdır.<br />

© 2009 GlaxoSmithKline. Bütün hakları saklıdır.<br />

TOPLAM SKOR<br />

<strong>KOAH</strong> BÜLTENİ | 7


SÖYLEŞİ<br />

Prof. Dr. Hakan Günen<br />

Hasta Röportajı<br />

Necati Kıran, 53 yaşında, erkek hasta, taksi şoförü, evli, 2 çocuklu, CAT skoru: 29, FEV 1<br />

:%33. On yıldır<br />

<strong>KOAH</strong> teşhisi ile tedavi gördüğünü ifade ediyor. Son 5 yıldır şikâyetlerinin iyice arttığını belirtti.<br />

Doktor Hakan Günen: Necati Bey hastalığınız ilk defa nasıl başladı<br />

anlatabilir misiniz?<br />

Necati Kıran: Teşhis konulmadan önce de uzun süredir öksürük<br />

ve balgam şikayetlerim vardı. Hatta aile efradı ile bu konuda<br />

yıllar boyu ev içinde tartışmalarımız oluyordu. Evde bulunanlar<br />

ve yakın akrabalarım benim bu durumuma üzülüyor ve<br />

rahatsız oluyorlardı. Daha sonra bu şikâyetlerime uzun süren<br />

öksürük krizleri ve nefes darlığının eklenmesi üzerine doktora<br />

gittim. Bir müddet müzmin bronşit mi astım mı karar verilemedi.<br />

Daha sonra <strong>KOAH</strong><br />

olduğum söylenerek tedavi<br />

önerilerinde bulundular.<br />

Doktor Hakan Günen: Peki<br />

tedavilerinizden fayda gördünüz<br />

mü? Tüm söylenenleri<br />

yerine getirdiniz mi?<br />

Necati Kıran: Bana bir<br />

takım nefes açıcı ilaçlar verdiler<br />

ama bunları düzenli<br />

kullandığımı söyleyemem.<br />

Daha çok şikâyetlerim arttığında<br />

kullanıyordum ve<br />

sonra bırakıyordum. Bir de<br />

özellikle sigarayı bırakmam<br />

konusunda tavsiyelerde<br />

bulunmalarına rağmen hastalığım<br />

başladıktan sonra 7-<br />

8 sene daha içmeye devam<br />

ettim. Sonra 4 yıl bıraktım<br />

ama kilo alınca tekrar başladım.<br />

Halen sigara içmeye<br />

devam ediyorum.<br />

8 | <strong>KOAH</strong> BÜLTENİ


SÖYLEŞİ<br />

Doktor Hakan Günen: Ne kadar süredir ve<br />

günde kaç paket sigara içiyorsunuz?<br />

Necati Kıran: Yaklaşık 40 yıldır günde 2 paket<br />

sigara içiyorum.<br />

Doktor Hakan Günen: <strong>KOAH</strong> sizin hayatınızı<br />

nasıl etkiliyor?<br />

Necati Kıran: Son 5 yılda çok daha belirgin<br />

olmak üzere ev içi ve ev dışı yaşamımda ciddi<br />

kısıtlamalar meydana gelmeye başladı. Birçok<br />

defalar nefes darlığı nedeni ile acile başvurmak<br />

zorunda kaldım. Evin içinde bazen eğilip kalkmalar<br />

veya ağır bazı eşyaları taşımamda problem<br />

yaşıyorum. Yemek yerken dahi zorlandığım<br />

zamanlar oluyor. Bir de uyku düzenim bayağı<br />

bozuldu. Nefes darlığı ile sık sık uyanıyorum ve<br />

sabahları kalktığımda kendimi yorgun ve halsiz<br />

hissediyorum. Evin dışına çıktığım zaman çok<br />

daha kötü oluyor. Eskiden bazı günler aralıksız<br />

24 saat taksi şoförlüğü yapardım. Şimdi artık<br />

çok zorlanarak 2-3 saatten fazla çalışamıyorum.<br />

Eve gelip istirahat etme ihtiyacım oluyor veya<br />

arabayı kenara çekerek dinleniyorum.<br />

Doktor Hakan Günen: Araba kullanırken zorlanıyor<br />

musunuz?<br />

Necati Kıran: Tabii haliyle bazen nefes darlığım<br />

ve yorgunluğum dolayısı ile arabayı kullanmam<br />

esnasında da zorlandığım oluyor.<br />

Doktor Hakan Günen: Bundan sonraki tedavileriniz<br />

hakkında ne düşünüyorsunuz?<br />

Necati Kıran: Sigarayı mutlaka bir an önce<br />

bırakmam gerektiğini artık biliyorum. Bugüne<br />

kadar hep ihmal ettiğim aşılarımı yaptıracağım.<br />

Bir de ilaçlarımı düzenli kullanmam gerektiğini<br />

ve doktor kontrollerine düzenli gelmemi zaten<br />

siz de özellikle söylüyorsunuz.<br />

Doktor Hakan Günen: Hiç keşke dediğiniz oluyor<br />

mu?<br />

Necati Kıran: Evet keşke hiç sigaraya başlamasaymışım<br />

diye çok söylüyorum. Ayrıca üzüldüğüm<br />

başka bir konu da iki çocuğum da<br />

benim gibi sigara içiyor. Bu duruma çok üzülüyorum.<br />

Bundan sorumlu olduğumu düşünüyorum.<br />

İnşallah sigarayı bırakarak onlara da<br />

örnek olmaya çalışacağım.<br />

Doktor Hakan Günen: Necati Bey bu röportaj<br />

için size çok teşekkür ediyorum.<br />

<strong>2010</strong> Akciğer Yılı Hakkında<br />

<strong>2010</strong> Akciğer Yılı, akciğer sağlığının öneminin daha fazla bilincine varılmasını, akciğer<br />

hastalıklarının önlenmesi ve tedavisi için sosyal ve politik destek sağlamayı ve akciğer<br />

hastalıklarına yönelik araştırma ve geliştirme çalışmaları için kamusal ve özel fonların artırılmasını<br />

desteklemeyi amaçlayan, çok yönlü bir kampanyadır.<br />

Bu kampanya, akciğerlerin çok uzun süredir kamusal söylemde ihmal edildiği düşünülerek, akciğer sağlığı<br />

savunusu yapmak isteyen kesimlerin ortak girişimi olarak başlatılmıştır.<br />

<strong>2010</strong> Akciğer Yılı konusunda daha fazla bilgi için lütfen www.<strong>2010</strong>yearofthelung.org sitesini ziyaret edin.<br />

<strong>KOAH</strong> BÜLTENİ | 9


<strong>2010</strong> YILI<br />

FAALİYETLERİ<br />

Prof. Dr. Hakan Günen<br />

<strong>KOAH</strong> Çalışma Grubunun<br />

<strong>2010</strong> Yılı Faaliyetleri<br />

<strong>2010</strong> yılının Derneğimizin 40. kuruluş yıldönümü olması ve<br />

Dünya Sağlık Örgütünün de bu yılı Dünya Akciğer Sağlığı Yılı<br />

olarak ilan etmesinden dolayı her zamanki faaliyetlerimizin ivmesini<br />

<strong>2010</strong> yılında daha da artırarak devam ettik. Başta <strong>KOAH</strong><br />

olmak üzere solunum yollarından köken alan hastalıklardaki artışa<br />

bağlı olarak dünya genelinde meydana gelen ölümlerin yaklaşık<br />

olarak %20’sinden göğüs hastalıkları sorumlu tutulmaktadır.<br />

<strong>KOAH</strong> ise tek başına tüm ölümlerin %5-6’sından sorumludur ve<br />

dünyada en önemli 4. Türkiye’de ise en önemli 3. ölüm nedenidir.<br />

Tüm bunlara rağmen <strong>KOAH</strong> hastalığının az biliniyor olması<br />

her aşamada bu hastalıkla mücadeleyi sınırlayan en önemli<br />

neden olarak ortaya çıkmaktadır. Biz de bu yılki faaliyetlerimizi<br />

Dünya Akciğer Sağlığı Yılı anlayışına uygun olacak şekilde halkımızı<br />

<strong>KOAH</strong> hastalığı konusunda bilgilendirme ve bilinçlendirme<br />

yönünde genişlettik. Uzmanlara ve uzmanlık öğrencilerine yönelik<br />

olarak her yıl yoğun şekilde düzenlediğimiz bölgesel ve ulusal<br />

toplantı, seminer, sempozyum ve kongrelerimize ek olarak<br />

bu yıl halka yönelik medya çalışmalarına ağırlık verdik. Bölgesel<br />

ve ulusal televizyon ve radyo konuşmaları, çeşitli büyük merkez-<br />

Türkiye Solunum<br />

Araştırmaları Derneği<br />

<strong>KOAH</strong> Broşürü<br />

dağıtımına<br />

başlandı<br />

10 | <strong>KOAH</strong> BÜLTENİ


<strong>2010</strong> YILI<br />

FAALİYETLERİ<br />

lerde <strong>KOAH</strong> konusunda bilgilendirici el ilanları<br />

dağıtılması, posterler ve afişler asılması, ulusal<br />

gazetelere belli aralıklarla vermiş olduğumuz<br />

gazete ilanları ve en son 2 ay süre ile günde 4<br />

kez ulusal bir televizyon kanalında yayınlanacak<br />

olan <strong>KOAH</strong> vinyeti çalışmalarımız halka yönelik<br />

faaliyetlerimiz arasında en önemlileri olarak<br />

sayılabilir. Tüm bu faaliyetlere ek olarak<br />

RTÜK’e yaptığımız başvurunun olumlu neticelendiği<br />

haberini yakın zamanda almış bulunuyoruz.<br />

Bu başvuru ile derneğimiz tarafından<br />

hazırlanan ve RTÜK’ün de onayından geçen bir<br />

<strong>KOAH</strong> vinyetinin ulusal kanallarda yayınlanması<br />

hakkını elde etmiş bulunuyoruz. Şu anda birçok<br />

televizyon kanalı ile görüşmelerimiz devam<br />

etmektedir. Türkiye tütün ve alkol piyasası<br />

denetleme kurumuna (TAPDK) <strong>KOAH</strong> konusunda<br />

bazı sloganların sigara paketlerine yerleştirilmesi<br />

ile ilgili başvurumuzu bir dosya ile<br />

yaptık. Yapmış olduğumuz başvuru halen incelenme<br />

aşamasında olup bu girişimin sigaranın<br />

en önemli ve en yıkıcı sonucu olarak ortaya<br />

çıkan <strong>KOAH</strong> hastalığının özellikle hedef kitleye<br />

anlatılması açısından çok önemli olduğunu<br />

düşünüyoruz. <strong>2010</strong> yılında belirgin şekilde<br />

artan <strong>KOAH</strong> Çalışma Grubu faaliyetlerimizin<br />

önümüzdeki yıllarda da aynı hızda devam<br />

etmesi için elimizden gelen her çabayı harcayacağımızı<br />

açık şekilde ifade etmek isteriz. Bu<br />

faaliyetlere destek olmak isteyen herkesi<br />

<strong>KOAH</strong> Çalışma Grubumuz bünyesinde görmekten<br />

mutluluk duyacağız.<br />

<strong>KOAH</strong> BÜLTENİ | 11


BİR <strong>KOAH</strong><br />

HASTASI<br />

Prof. Dr. Türkân Tatlıcıoğlu<br />

Sorularla Olgu Sunumu<br />

71 yaşında, erkek hasta<br />

ŞİKÂYETİ<br />

Eforla nefes darlığı, öksürük.<br />

ÖYKÜSÜ<br />

Yaklaşık 10 yıldır önceleri yokuş, merdiven çıkarken daha sonraları<br />

düz yolda da yürürken oluşan nefes darlığı mevcut. Bir yıldan beri<br />

günlük aktivitelerinin oldukça sınırlandığını, alışveriş, yürüyüş, ev işi<br />

yapamadığını ifade ediyor. Daha çok kış aylarında da öksürük ve<br />

mukoid çok az balgam tarif ediyor. Son 1 yılda 2 kez öksürük ve balgam,<br />

nefes darlığında artış ile hastaneye başvuruyor. Kırk yıl günde<br />

1-1,5 paket sigara içmiş, 15 yıldır içmiyor.<br />

MUAYENE BULGULARI<br />

• Ekspiryumda uzama<br />

• Solunum sesleri hafiflemiş<br />

Solunum fonksiyon test değerleri:<br />

Aktüel Beklenenin İlaç Beklenenin Değişiklik<br />

%’si sonrası %si %si<br />

FEV 1<br />

, L 1.03 31 1.09 33 6<br />

FVC, L 1.94 45 1.98 46 2<br />

FEV 1<br />

/FVC,% 53 55<br />

TLC, L 9.37 142<br />

RV/TLC, % 75 214<br />

DL CO<br />

, mL/dak/mmHg 10 40<br />

YANITLAR: 1. a; 2. b; 3. c<br />

SORULAR<br />

1. Olası ventilasyon bozukluğu hangisidir?<br />

a. Obstrüktif<br />

b. Restriktif<br />

c. Obstrüktif+Restriktif<br />

2. Olası tanı hangisidir?<br />

a. Astım<br />

b. <strong>KOAH</strong><br />

c. Akciğer fibrozisi<br />

3. Klinik olarak stabil olan ve arteriyel kan gazları ile PaO 2<br />

62 mmHg<br />

saptanan hastada en uygun farmakolojik tedavi aşağıdakilerden<br />

hangisidir?<br />

a. Tiotropium (1x1) + Formoterol (2x1) + Uzun süreli oksijen tedavisi<br />

b. Tiotropium (1x1) + Salmeterol (2x1) + Teofilin (2x1)<br />

c. Tiotropium (1x1) + Formoterol (2x1) + Budesonid (2x1)<br />

d. Salmeterol (2x1) +Tiotropium (1x1) + Uzun süreli oksijen tedavisi<br />

12 | <strong>KOAH</strong> BÜLTENİ


LİTERATÜR<br />

ÖZETLERİ<br />

<strong>KOAH</strong>'TA GÜNDE BİR KEZ<br />

KULLANILAN BRONKODİLATÖRLER<br />

Tiotropiuma karşı indakaterol<br />

Once Daily Bronchodilators For Chronic Obstructive<br />

Pulmonary Disease; Indacaterol Versus Tiotropium<br />

Donohue JF, Fogarty C, Lötvall J, Mahler DA,<br />

Worth H, Yorgancioglu A, Iqbal A, Swales J, Owen<br />

R, Higgins M, Kramer B; INHANCE Study<br />

Investigators<br />

Am J Respir Crit Care Med <strong>2010</strong>;182:155-162<br />

İndakaterol, kronik obstrüktif akciğer hastalığı<br />

(<strong>KOAH</strong>) olan hastalarda günde bir kez kullanılması<br />

planlanan uzun etkili bir inhaler beta 2<br />

agonisttir.<br />

Güncel rehberler, semptomatik orta ciddi <strong>KOAH</strong>’ı<br />

olan olgularda düzenli uzun etkili inhaler bronkodilatör<br />

kullanımını tavsiye ederken, tekrarlayan alevlenmelerle<br />

seyreden ciddi hastalığı olanlara ise<br />

inhaler kortikosteroid eklenmesini önermektedir.<br />

Mevcut kullanılan uzun etkili inhaler bronkodilatörler<br />

ise, günde bir kez kullanılan inhaler tiotropium<br />

ve günde iki kez kullanılan uzun etkili beta 2<br />

agonistler<br />

olan formoterol ve salmeterolden oluşmaktadır.<br />

Günde bir kez kullanılan indakaterolün geliştirilmesi,<br />

farklı etki mekanizmalarına sahip günde iki kez<br />

kullanılan bronkodilatörlerin etkileriyle karşılaştırma<br />

fırsatını sağlayacaktır.<br />

İndakaterol daha önce bronkodilatör etkisi ve<br />

güvenilirliği açısından 4 haftaya kadar olan erken<br />

faz çalışmalarıyla değerlendirilmişti. Yirmi altı haftalık<br />

bu çalışmanın birincil amacı ise 12 haftalık tedaviden<br />

sonra günde bir kez kullanılan 150 veya 300<br />

mcg indakaterolün 24 saatlik dozdan sonra ölçülen<br />

FEV 1<br />

düzeyi üzerindeki etkisini plasebo ile karşılaştırmaktır.<br />

İkincil amaçları ise FEV 1<br />

üzerinde en az<br />

tiotropium kadar etkin, güvenilir ve tolere edilebilir<br />

olduğunu göstermektir.<br />

Çalışmaya 40 yaşından büyük, 20 paket-yıl veya<br />

daha fazla sigara öyküsü olan, orta ciddi <strong>KOAH</strong>’lı<br />

hastalar dahil edildi. Çalışma iki aşamada gerçekleştirildi.<br />

Birinci aşamada, hastalar, günde tek doz<br />

75/150/300 mcg veya 600 mcg indakaterol, günde<br />

iki kez 12 mcg formoterol veya plasebo, tamamı çift<br />

kör veya günde bir kez açık etiketli (körleme yapılmadan)<br />

18 mcg tiotropium alacak şekilde randomize<br />

edildiler. Bağımsız bir komite 150 ve 300 mcg indakaterol<br />

dozlarının güvenilirliklerini elde edilen verilere<br />

göre belirledi. İkinci aşamayı ise iki seçilmiş dozda<br />

indakaterol, tiotropium ve plasebodan oluşan dört<br />

tedavi grubu oluşturdu.<br />

Hastalara her vizitte spirometre yapıldı. Nefes darlıkları<br />

geçişli dispne indeksi (TDI) ile değerlendirildi.<br />

Hastalara semptomlarını, albuterol kullanımlarını,<br />

tepe akım hızlarını (PEF) ve ilaç yan etkilerini kaydetmeleri<br />

için günlük kartlar verildi. <strong>KOAH</strong> alevlenmesi<br />

tanımı; birbirini izleyen üç gün boyunca nefes darlığı,<br />

öksürük, balgam pürülansı ve miktarında artma ile<br />

hışıltılı solunum semptomlarından bir veya birkaçının<br />

başlaması veya kötüleşmesi, tedavinin artırılması (sistemik<br />

steroid, antibiyotik, oksijen gibi) ve/veya acil<br />

poliklinik başvurusu veya hospitalize edilmesi olarak<br />

yapıldı. Yan etkiler ve ciddi yan etkiler kaydedildi.<br />

Vital bulgularla birlikte, düzeltilmiş QT aralığını içeren<br />

EKG’ler, serum potasyum değerinde düşme ve<br />

kan glukoz değerinde artış durumları değerlendirildi.<br />

İlk aşamaya alınan 2059 hastanın 1683’ü ikinci aşamaya<br />

da alındı. Toplam 1291 (%77) hasta çalışmayı<br />

tamamladı (indakaterol 150 mcg %77; indakaterol<br />

300 mcg %82; tiotropium %79 ve plasebo %69).<br />

Hastalardan indakaterol 150 mcg, indakaterol 300<br />

mcg, tiotropium ve plasebo alanlardan sırasıyla 96,<br />

102, 103, 107’si ek olarak spirometrik ölçümlerle karşılaştırıldı.<br />

On ikinci haftada, plaseboya karşı her iki<br />

indakaterol dozuyla 180 mL ve tiotropium ile 140 mL<br />

artış sağlandı. Bu değerler klinik olarak önemli olan<br />

önceden belirlenmiş 120 mL’lik değerin üstündeydi.<br />

İndakaterol ve tiotropiumun plaseboya üstünlükleri<br />

her altgrup için birbirine yakın bulundu (p


LİTERATÜR<br />

ÖZETLERİ<br />

tanırken, tiotropiumla bu etki izlenmedi. İlk <strong>KOAH</strong><br />

alevlenmesi süresi analiz edildiğinde 150 mcg indakaterol<br />

ile azalmış risk gösterildi (risk oranı 0.69 (%95<br />

Cl, 0,51-0.94); p=0.019). Rakamsal olarak plasebo ile<br />

kıyaslandığında indakaterol 300 mcg ile bu oran 0.74<br />

bulunurken (%95 Cl, 0.55-1.01), p=0.054) ve tiotropium<br />

ile 0,76 (%95 Cl, 0.56-1.03); p=0.080) bulundu.<br />

Benzer olarak, alevlenme sayıları plaseboya göre<br />

indakaterol 150 mg ile daha az [oran 0.67 (%95 Cl,<br />

0.46-0.99); p=0.044)] izlenirken, indakaterol 300 mcg<br />

ve tiotropium ile belirgin düşüş gözlemlenmedi.<br />

Alevlenme oranları her yıl için indakaterol 300 mcg,<br />

indakaterol 150 mcg, tiotropium ve plasebo için sırasıyla<br />

0.50; 0.53; 0.53; 0.72 olarak bulundu.<br />

Çalışma sırasında üç hasta vefat ederken, ölümlerin<br />

hiçbiri çalışmadaki tedavilerle ilişkili bulunmadı. Yan<br />

etki olarak öksürük oranı tedavi grupları arasında farklılık<br />

göstermedi. Bunun dışında araştırmacılar klinik vizitlerinde<br />

hastalara ilaç verildikten sonraki 5 dakika içinde<br />

öksürük olup olmadığını sordular. Öksürük sayıları vizit<br />

başına indakaterol 150 ve 300 mcg ile %16.6 ve %21.3,<br />

tiotropium ile %0.8 ve plasebo ile %2.4 oranında saptandı.<br />

Bu öksürüğün tipik olarak inhalasyonla birlikte 15<br />

sn içinde başlayıp; ortalama 6 sn kadar sürdüğü gözlendi.<br />

İlaç kullanımına bağlı ortaya çıkan öksürükler<br />

bronkospazm veya çalışmaya devam etmeme ile ilişkili<br />

bulunmadı. Diğer yan etkiler bakımından gruplar arasında<br />

önemli bir farklılık bulunmadı.<br />

Çalışmanın ikinci aşaması plasebo ile karşılaştırıldığında,<br />

indakaterolün bronkodilatör etkinliği doğrulanmıştır.<br />

İndakaterolün FEV 1<br />

üzerindeki 24 saatlik<br />

doz sonrası etkisi istatistiksel ve klinik olarak anlamlı<br />

bulunarak bu ajanın günde tek doz kullanımının<br />

uygun olduğu gösterilmiştir (12 haftada plasebodan<br />

180 mL fazla). Kabul edilen bir bronkodilatör olan<br />

tiotropiumdan fazla olarak indakaterol ile FEV 1<br />

‘de<br />

sağlanan 40-50 mL fark, tiotropiumun geçmişte<br />

beta 2<br />

agonist gibi günde iki kezden fazla uygulanması<br />

ile sağlanan değere benzerdir. <strong>KOAH</strong>’ta akciğer<br />

fonksiyonunun en düşük olduğu ve hastaların<br />

en fazla kısıtlandığı sabah periyodunda indakaterol<br />

ile sağlanacak FEV 1<br />

’deki ek düzelmenin potansiyel<br />

faydasının olacağı düşünülmektedir. İndakaterol<br />

bronkodilatör etkisini, yaş, inhale kortikosteroid kullanımı<br />

ve sigara durumuna göre altgruplara ayrılmış<br />

hastalarda da sürdürmeye devam etmiştir.<br />

İndakaterolün başlangıç dozundaki hızlı etkisi, hastaların<br />

acil semptomatik rahatlama hissetmesine<br />

yardımcı olabilir. Genellikle bir yıl ve daha uzun<br />

süreli çalışmalarda alevlenmeler üzerinde olan etkilere<br />

değinilirken kısmen kısa süreli sayılabilecek bu<br />

çalışmada da indakaterolün 150 mcg dozu ile plasebodan<br />

istatistiksel olarak anlamlı şekilde ilk alevlenmeye<br />

kadar geçen süre ve alevlenme şiddetinde iyileşme<br />

gözlenmiştir. İndakaterol 300 mcg dozu ve<br />

tiotropium alevlenme sayılarının azalmasına olumlu<br />

etki yapmıştır. Çalışmanın alevlenme ile ilgili olan<br />

ayağı çok güçlü olmadığı için indakaterolün alevlenmeler<br />

üzerindeki etkisine yönelik daha uzun süreli<br />

çalışmalara ihtiyaç vardır.<br />

Sonuç olarak, günde tek doz indakaterol 12 haftalık<br />

tedavi sonunda 24 saatlik doz sonrası bronkodilatasyon<br />

etkisi plaseboyla karşılaştırıldığında klinik ve<br />

istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulunmuştur.<br />

FEV 1<br />

düzeyi üzerindeki etkisi tiotropiuma<br />

yakın bulunmuştur. Bu yeni bronkodilatörün, bronkodilatasyon<br />

ve diğer klinik parametreler açısından en<br />

az tiotropium kadar etkin olduğu gösterilmiştir.<br />

<strong>KOAH</strong>’TA GÖRÜLEN<br />

KARDİYOvASKÜLER OLAYLAR:<br />

TORCH ÇALIŞMASININ SONUÇLARI<br />

Cardiovascular events in patients with COPD:<br />

TORCH Study Results<br />

Calverley PMA, Anderson JA, Celli B, Ferguson<br />

GT, Jenkins C, et al.<br />

Thorax <strong>2010</strong>;65:719-725<br />

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığının (<strong>KOAH</strong>) çok<br />

sık olarak görüldüğü ve <strong>KOAH</strong>’lı hastaların birçoğunda<br />

da kardiyovasküler problemler olduğu artık<br />

iyi bilinmektedir. <strong>KOAH</strong>’la görülen kardiyovasküler<br />

hastalıklar sigara içiminden bağımsız olarak<br />

<strong>KOAH</strong>’lı hastaların mortalite ve morbiditesine<br />

başta erken evreler olmak üzere önemli katkı<br />

yaparlar. Yakın zamanda yapılan bazı çalışmaların<br />

sonuçları <strong>KOAH</strong>’ta uzun süreyle uzun etkili bronkodilatör<br />

kullanımının kardiyovasküler hadiseleri arttırabileceği<br />

yönünde ön bilgiler vermiştir. Tüm<br />

bunlara rağmen sigara bırakma dışındaki <strong>KOAH</strong><br />

tedavilerinin kardiyovasküler olayları nasıl etkilediği<br />

yönünde elimizde yeterli oranda prospektif<br />

çalışma verisi yoktur. Üç yıllık prospektif bir çalışma<br />

olan TORCH’ta uzun etkili bir beta 2<br />

agonist<br />

olan salmeterolün veya flutikazon+salmeterol<br />

kombinasyonunun plasebo ile karşılaştırmalarında<br />

kardiyovasküler mortalite üzerine olumsuz etkileri-<br />

14 | <strong>KOAH</strong> BÜLTENİ


LİTERATÜR<br />

ÖZETLERİ<br />

nin olmadığı analiz sonuçları daha önce yayınlanmıştı.<br />

Bu yapılan genişletilmiş post-hoc analizde<br />

ise TORCH çalışmasında görülen istenmeyen kardiyovasküler<br />

yan etkiler (AE) değerlendirilmiş, aynı<br />

zamanda da kardiyovasküler AE’lere yol açabilecek<br />

faktörler incelenmiştir.<br />

TORCH çalışmasında görülen tüm kardiyovasküler<br />

AE’lerin toplam veri içerisinden çıkarılmasını<br />

takiben ciddi AE’ler ayrıca değerlendirilmiştir.<br />

AE’nin ciddi olup olmadığına ise 1) ölüm 2) ölüme<br />

yol açabilecek ciddi risk varlığı 3) hastaneye yatırma<br />

gereksinimi veya hastanede yatma süresinin<br />

uzaması ve 4) araştırmacının herhangi bir olayın<br />

ciddi olduğu yönünde görüş bildirmesi durumlarının<br />

herhangi birinin olması ile karar verilmiştir. Üç<br />

yıllık çalışma boyunca bağımsız bir kurul tüm ciddi<br />

AE’leri 6 ayda bir ayrıca değerlendirmiştir. Çalışma<br />

verilerinin analizinde tüm çalışma kollarında görülen<br />

AE ve ciddi AE oranları birbirine yakın bulunmuştur.<br />

AE oranları %17-20 aralığında iken ciddi<br />

AE oranları %10-12 olarak gerçekleşmiştir. Bin<br />

hasta/yıl başına görülen kardiyovasküler AE oranları<br />

bakımından değerlendirildiğinde plasebo grubundaki<br />

AE oranı binde 142 iken, flutikazon+salmeterol<br />

grubunda bu oran binde 110 olarak<br />

bulunmuştur. Üç yıl boyunca herhangi bir AE gelişme<br />

oranı kombinasyon grubunda en düşük<br />

(%20.8) olurken, plasebo grubunda %24.2, salmeterol<br />

grubunda %22.7 ve flutikazon grubunda<br />

%24.3 bulunmuştur. Ciddi AE bakımından ise<br />

gene kombinasyon grubundaki oran en düşük olarak<br />

gerçekleşmiştir (%12.5). Diğer gruplardaki<br />

ciddi AE oranları ise sırasıyla %15.4, %13.6 ve<br />

%14.7 olmuştur. Gruplar arasındaki iskemik kardiyovasküler<br />

AE oranı %9-11 arasında değişirken<br />

gruplar arasında fark saptanmamıştır. Felç geçirme<br />

oranları da gene %2-3 arasında olurken değişik<br />

tedavi grupları arasında fark görülmemiştir.<br />

Kardiyovasküler AE gelişmesi riski ile spirometrik<br />

değerler, cinsiyet ve halen sigara içme durumu<br />

arasında ilişki saptanmazken, geçmişte MI geçirilmesi<br />

ile ilişkili bulunmuştur. Bağımsız komite tüm<br />

çalışma boyunca görülen 882 ölümün (%14)<br />

239’unu kardiyovasküler kökenli olarak değerlendirmiştir.<br />

Tedavi grupları arasında ölüm oranları<br />

bakımından fark saptanmamıştır.<br />

TORCH çalışmasını sadece akciğerleri ilgilendiren<br />

bir çalışma olarak görmek yanlıştır. Bu çalışmada<br />

ayrıca <strong>KOAH</strong>’ın birçok sistemik komplikasyonları<br />

da değerlendirilmiştir. Yakın zamana kadar<br />

<strong>KOAH</strong>’lı hastalar üzerinde gösterilememiş bile<br />

olsa beta 2<br />

agonistleri ve antimuskarinik ajanların<br />

kardiyovasküler sistem üzerinde olumsuz etkilerinin<br />

olabileceği bilinmekte idi. Bu etkilerin <strong>KOAH</strong><br />

hastalarında gösterilememesinin en önemli nedeni<br />

kardiyoloji çalışmalarının aksine <strong>KOAH</strong> çalışmalarının<br />

genelde kısa süreli olması idi (0.05). Ciddi AE oranları ise<br />

tüm tedavi kollarında toplam AE’lerin yaklaşık yarısı<br />

olarak gerçekleşmiş ve gruplar arasında fark<br />

bulunmamıştır. Bu tip olayların ortaya çıkmasını<br />

öngörmede tek etkili faktör olarak sadece daha<br />

önce MI geçirilmiş olması önemli bulunmuştur.<br />

Yaş, solunum fonksiyonları veya sigara içme<br />

durumlarının kardiyovasküler AE ile ilişkisi gösterilememiştir.<br />

Sonuçta <strong>KOAH</strong>’lı hastalarda kardiyovasküler<br />

AE ortaya çıkmasında plasebo ile karşılaştırıldığında<br />

uzun etkili bir beta 2<br />

agonist olan salmeterolün<br />

olumsuz etkisinin olmadığı görülürken, flutikazon+salmeterol<br />

kullanan hastalarda bu tip<br />

AE’lerle daha az sıklıkla karşılaşıldığı ön bilgileri<br />

elde edilmiştir.<br />

<strong>KOAH</strong> BÜLTENİ | 15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!