atilim_299

Recommendations

Info

22 RÖPORTAJ Atılım Gazeteci Necmettin Salaz: Çıkış ulusal kongrede ↘ ↘ Güney Kürdistan’da referandum ve sonrasında yaşanan gelişmeleri değerlendiren gazeteci yazar Necmettin Salaz, “Halk umutsuz. Yeniden moral kazandıracak olan Kürdistan Ulusal Kongresi’ni toplamak olacaktır” dedi. SÜLEYMANİYE - Mesut Barzani, 2013 yılından bu yana “seçimsiz” bir şekilde elinde tuttuğu başkanlık yetkilerini devretti. Yetki devri ile birlikte başkanlık sistemi ortadan kalkarken, Güney Kürdistan yönetiminin Irak merkezi hükümeti ile yaptığı anlaşma bir bir hayata geçiriliyor. En son sınır kapılarının devri tamamlandı. Sırada havalimanları var. Peşmergenin geleceğinin ne olacağı belirsiz. ETHA editörü Arzu Demir, yaşananları Süleymaniye’de yaşayan gazeteci Necmettin Salaz’a sordu. Bugün Türk basınında da sınır kapılarının devredildiğine dair haberler genişçe yer aldı. Somut durum nedir? Sınır kapılarında ya da havalimanlarında durumun ne olduğuna dair tek tek bakma zamanı geçti artık. Gerçek şu ki; yönetim Irak yönetimine teslim edildi. Gelişmeler de bir anlaşma bütünü olarak ele alınmalı. Bu anlaşmanın içinde neler olduğunu önümüzdeki günlerde daha net göreceğiz. Referandum öncesinde bedellerinin çok ağır olacağını anlatmaya çalıştık. “Uyumuş bir düşmanı uyandırıyorsunuz. Dostunuz yok. Dost zannettikleriniz de zaten fırsat kollayan düşmanlar” dedik. Referandum yapmak, bağımsızlık ilan etmek bir ulusun hakkıdır. Ancak öncesinde bazı çalışmalar yapılmalıydı. Yapılmadı. Referandum zamansızdı. Sizin bu gördüğünüzü Güney Kürdistan’daki iktidar güçleri göremediler mi? Birilerine güvendiler. Güvendiklerinden biri de Türk devletiydi, özellikle Erdoğan’dı. Erdoğan ile 50 yıllık petrol anlaşması yapılmıştı. Ancak biz, Türk devletinin ikiyüzlü bir politika izlediğini defalarca söyledik. Bölge yönetiminin bu kadar kendilerine güvenmeleri, perde arkasında bazı görüşmelerin olduğunu gösteriyor. İkincisi, ABD’ye de önce çok güvendiler. ABD, referanduma bir gün kala çok ciddi bir heyet gönderdi, “Kendinizi yalnız bulursunuz, biz referandumu desteklemiyoruz” dedi. Güney yönetimi, iktidarını sürdürebilmek için bağımsızlık tartışması başlatacaktı. Goran Hareketi’nde belli bir büyüme var. İslamcılar bölgenin her yerinde belli bir büyüme sağlıyorlar. KDP eksiliyordu. Barzani, 2013’den bu yana seçimle gelmemiş bir başkan pozisyonundaydı. Dostlarına güvendi ancak o dostların da dost olmadığını Sayın Barzani’nin dışında herkes biliyordu. BU OPERASYON AYNI ZAMANDA ERDOĞAN’A YAPILDI Referandum yerine ne olmalıydı? Halkların bir arada yaşamasının yolunu bulmalıyız. Arap halkıyla son derece iyi ilişkiler içine girmiştik. Süleymaniye, Bağdatlıların tatil merkezi olmuştu. Ancak şimdi bu durum ortadan kalktı. Çünkü bir taraf sömürgeci, bir taraf sömürge durumuna düştü. Şu an işgal başladı. Barzani’ye yapılmış bu operasyon, aynı zamanda bir Erdoğan operasyonudur. Bunu, önümüzdeki günlerde tarih bize kanıtlayacak. İlginç bir yorum yapıyorsunuz. Bu, nasıl aynı zamanda Erdoğan’a karşı bir operasyon olabilir? Erdoğan’ın etrafını daraltmayı ve para musluğunu kapatmayı amaçladılar. Erdoğan’ın ABD ile ilişkileri gergin ve Kasım ayında Rıza Zarraf’ın mahkemesi var. Yargılamanın Erdoğan ailesine uzanacağı biliniyor. Erdoğan ile ilişkileri daha da gerilecek olan Amerika tedbirler alıyor. Bu söylediğimi birkaç hafta sonra biraz daha iyi hissetmeye başlayacağız. Buradan ne kadar petrolün Türkiye’ye gittiği belli değil. Erdoğan’ın örtülü ödeneği Kürtlerin sırtından karşılanıyordu. ABD, bu kaynağı kesmiş oldu. Türkiye’de petrol fiyatlarında ciddi tırmanışlar başlayacak. Çünkü Irak, Türk devletine Güney Kürdistan yönetiminin verdiği fiyattan vermeyecektir. Sınır kapılarında sadece nöbet tutmayacaklar, gümrük de koyacaklar. Türkiyeli iş adamları buraya neredeyse vergisiz giriyorlardı. Ancak artık böyle olmaz. Belki Irak şimdi yapmaz ama ABD bir süre sonra buradaki Türk askeri güçlerinin varlığını da tartışma konusu yapacaktır. Özetle, bu sadece bir Barzani operasyonu değil aynı zamanda bir Erdoğan operasyonu olarak da görülmelidir. Barzani yetkilerini devrediyor. Bu kadar yaşanan sorunun, krizin sorumlusu. Adeta ortaya sis bombası attı ve çekildi. Bu yetki devrini nasıl değerlendiriyorsun? Barzani’nin başkanlığı aslında 4 yıl önce bitmişti. Başkanlık sistemi de lağvedildi. Barzani, kendisinden sonra bir başkan da istemedi. Burada da ince bir siyasi taktik var. “Ben bölgenin tek başkanı oldum, şimdi de bir danışma merci olarak devam ederim” gibi bir hesap içinde. Aslında Meclis “Seçim yapıyoruz” kararı çıkarabilirdi. Bu son yıkımdan sonra Barzani herhangi bir seçime gitmek istemez. Bu durumda aslında zaman kazanmış mı oluyorlar? Evet, kendisine başka bir sıfat bularak süre kazanmayı düşünüyor. Şimdilik köşesine çekilmiş durumda. Meclis’in açılıp da bunları tartıştığı gün bizi bir şey çok korkuttu. Bir kardeş kavgasından çok korktuk. Neyse ki atlatıldı, umut ediyorum ki hava daha da gerilmez. Artık bundan sonra hükümetin de bir esprisi kalmadı. Eskiden Kerkük vardı, havaalanları, gümrükler vardı. Yönetimin bir ekonomisi vardı. Artık bunlar yok. Batı müdahale edip de Irak’tan maaşlar gelirse ancak burası ayakta durur. Yoksa burayı bir sefalet dönemi bekliyor. Irak hükümeti, peşmergeyi de istiyor. Peşmerge yönetimini alıp, sayıyı düşürmeyi ve tüm bölgeye dağıtmayı planlıyor. Güney Kürdistan’da da peşmergeden boşalan yere Irak Arap askerini yerleştirecek. Bunun adı nedir? Yeniden sömürge olmadık mı? Ne yazık ki evet. Kimin eliyle? Kendi projemizle. KÜRT ULUSAL KONGRESİNİ TOPLAMA ZAMANI Yeni siyasi ve sosyal durum, yeni siyasi güçleri açığa çıkartabilir mi? Halk, Başûrê Kürdistan’da şu anda kendi geleceğine, ülkesinin geleceğine dair umutsuz. Bu umudu yaratacak bir tek enerji var; Kürt Ulusal Kongresi. Çok ciddi biçimde toplanır ve bütün yapılar buna dahil olursa, önüne çalışmalar koyarsa, bu Kürdistan halkının moralini toparlayacaktır. Bu olanlardan sonra KDP, ulusal kongreye dahil olur mu? Barzani’nin son söylediği “Anlaşıldı ki Kürt halkının tek dostu, kendisi ve dağlardır” sözünü önemsiyorum. Umut ediyorum ki bunu gerçekten anlamıştır. Sayın Barzani’nin bu sözünün ardından Türk devleti ile ilişkilerini kesip, pratikte kanıtlaması lazım. Eğer Sayın Barzani, kendini bu hale getirenlerle ilişkisini kesip, gerçek anlamda dostları ile buluşursa, Kürt Ulusal Kongresi’ne de katılırsa, bu moral bozukluğundan kurtuluşu getirebilir. Süreci yıpratıcı bir şekilde devam ettirmemeliyiz. İçine düşülmüş çok ciddi yanlışlar var ancak kimseye “hain” dememek lazım. Siyasi partilerin siyasi hataları vardır, halklarına özeleştiri yapmak durumundadırlar. Bizim işimiz şimdi ulusal birliği sağlamaktır. Bu son gelişmeler, PKK’nin durumunu nasıl etkiler? Bugün yaşanan durumun benzeri geçmişte de defalarca oldu. KDP ve Yekiti arasındaki savaş döneminde, Irak’la savaş döneminde de PKK, bir güç olarak burada var oldu. PKK’nin buraya dair hiçbir olumsuz etkisi bugüne kadar olmadı. Bundan sonra da olmaz. PKK, buraya yakın dağlık alanda kampları olan Kürdistani bir harekettir. Kürt halkının özgürlüğü için 40 yıldır savaşan bir örgüttür. Burada ne zaman Kürt halkı bir saldırı ile karşı karşıya kalsa, sokaklarda gerilla görmeye başlarız; Şengal’de, Maxmur’da olduğu gibi. KDP ya da Yekiti’nin alanlarından biri tehdit altındaysa, gerilla birkaç saatte dağdan iner ve savunma hattı oluşturur. Yöneticilerinin açıklamalarında görüyoruz, “Kürt halkı hangi parçada olursa olsun, bir tehdit altında ise orada savunma alırız” diyorlar. PKK, 40 yıldır NATO’nın saldırılarına rağmen yerindedir. Bu son gelişmelerden de etkileneceğini sanmıyorum. Irak’ın, Türkiye’nin PKK ile başetme şansları yok.
Atılım Sömürgeciliğin Kürdistan çıkmazı POLİTİKA 23 ҉҉SİNAN BORAN Faşist Saray iktidarı, bağımsızlık referandumunun ardından Haşdi Şabi’nin Kerkük işgaliyle başlayan Güney Kürdistan saldırısını sevinçle karşıladı. Birkaç ay öncesine değin Saray katında türlü aşağılamaların hedefinde tutulmuş Irak Başbakanı İbadi, Erdoğan için birden bire “aziz dostum” oluverdi. Ne de olsa, Güney Kürdistan yönetiminin bağımsızlık referandumu adımı karşısında, Erdoğan’ın savaş tehdidi ile İbadi’nin işgal girişimi, yani Kürt düşmanı bu iki sömürgeci çizgi hızla buluşmuştu. Şimdi, Kerkük’ten Musul’a ve Maxmur’dan Şengal’e Başûr’un kritik noktaları, sınır kapıları ve havalimanları gitgide Bağdat’ın kontrolüne geçerken, savaş ganimetinden gözleri kamaşan sömürgeci yağmacıların havasındalar. Ve tabii asıl dertleri Başûr’da Kürtlerin federe ulusal statülerini olabildiğince budamak. Saray güdümlü sömürgeci Türk ordu birlikleri, Rusya’yla anlaşma sonucunda İdlib’e çıktı. Diktatör Erdoğan, Afrin’i önce kuşatıp nefessiz bırakmayı, ardından doğrudan işgal etmeyi planladıklarını açıkça dile getirmeye başladı. Rojava devrimini durdurmak ve Kuzey Suriye Federasyonu’nun statü kazanmasını engellemek, geçen yıl Cerablus işgalinde dolaysız ifadesini bulduğu üzere, sömürgeci faşizmin başlıca hedefi haline geldi. Faşist politik İslamcı şef, Kuzey Kürdistan’da yeni savaş teknolojisine ve tam donanımlı paralı askerlerine çok güveniyordu. “Nisan’a kadar bitireceğiz” nakaratı, Saray sözcülerinin ağızlarından düşmüyordu. Sömürgeci zulüm makinası, Bakur’un direngen kentlerini yerle bir etmekle kalmadı, dağını taşını bombaladı, ormanlarını yaktı. Kitlesel tutuklama terörü yetmedi, köylüler SİHA’larla vuruldu, Kürtçe tabelalar kayyumlu belediyelerce silindi. Kürtlere işkence Muğla’da olduğu gibi ayan beyan sokağa yayıldı. Ölçüsüz faşist yalan ve demagojiyle, aşağılık ırkçı propaganda sağanağıyla, İslamı şovenist bilinç zehirlenmesini rezilce alet edişiyle Saray diktatörlüğü, Türk halk yığınlarını bu sömürgeci saldırganlığa arkalamak istedi. Kürt mevsimlik işçilerine, Kürt cenazelerine ırkçı saldırılar birbirini izledi. Varyos Yayıncılık adına İmtiyaz Sahibi ve Yazıişleri Müdürü: Şengül Güneş Bali Yönetim Yeri: Aksaray Mah. Müezzin Sok. İlhan Apt. No: 12/1 D:7 Aksaray/İSTANBUL Tel: (0212) 529 15 94 Faks: (0212) 529 06 75 e-mail: atilimgazetesi@gmail.com Yayın Türü: Yaygın Süreli Peki ya sonuç? Sonuç şu ki, artık Türk burjuva devleti “beka sorunu”nu tarihinde hiç olmadığı kadar yakın ve derin hissediyor. “Nisan’a kadar bitireceğiz” nakaratı, gerillanın aylara yayılan amansız ve sayısız vuruşlarıyla tuzla buz oldu. Devasa askeri birlikler, SİHA’lar, güdümlü füzeler, yeni termal kameralar Kürt özgürlük gerillasının iradesini kıramadı. MİT’in PKK liderliğine dönük suikast girişiminin Süleymaniye’de tam bir fiyaskoya dönüşmesi, faşist Saray rejimini siyaseten cidden hırpaladı. Bir yandan Kuzey Suriye Federasyonu’nda gerçekleşen komün seçimleri ve hazırlanan federasyon seçimleri, diğer yandan DSG’nin Rakka zaferi ve Deyrez Zor hamlesi, Rojava devrimine yeni bir itilim kazandırdı. PYD’nin siyasi iradesi emperyalist kurtlar sofrasını daha fazla zorlarken, Türk sömürgeciliğinin Suriye’deki siyasi inisiyatifi zayıfladı. Başûr’da Kürt halkı, en güçlü şekilde dile getirdiği bağımsızlık arzusunun Türk, Arap ve Fars sömürgecilikleriyle uzlaşma veya emperyalistlerle işbirliği yolundan asla hayat bulamayacağı gerçeğini deneyimledi. Haşdi Şabi’nin saldırısı karşısında, sınıf çıkarlarını ulusal çıkarların üstünde görenlerin ihaneti ile KDP ve YNK’nin direnmekten nasıl kaçtıklarını, halka nasıl sırtlarını döndüklerini gördü. Yenilginin güncel kaotik ortamında, Kürdistan’ın diğer parçalarında olduğu gibi Başûr halkı nezdinde de ulusal demokratik özlemleri gerçekleştirmenin yegane alternatifi olarak devrimci mücadele yolu belirginleşmeye başladı. Bu, aynı dönemde Rojhilat’ta kolberlerin art arda katledilmesinden sonra patlayan halk öfkesi de Kürdistan’ın tüm sömürgecilerini telaşlandıran diğer bir başkaldırı işareti oldu. Hızla artmaya devam eden dış borç stoku, büyüyen dış ticaret açığı, yeniden tırmanışa geçen döviz kuru, durgunluğa sürüklenen konut piyasası ve inşaat sektörü, artan vergi ve zamlar, emekçilerin hayatlarına dolaysızca etki eden sonuçlar ürettikçe, Erdoğan’ın ve AKP’nin ırkçı-şoven ideolojik manipülasyon hamlelerinin maddi temeli de aşınma tehlikesiyle yüz yüze geldi. Öte yandan, seçim sevdalısı pozları Almanya/Frankfurt: avrupaatilim@hotmail.com İngiltere: Ali Akgül atilimuk@hotmail.com Tel: 00447956078533 İsviçre: S. Göl, isvicre_atilim@hotmail.com Fransa: Cemal Öztürk, 45 Rue Lavoisier, 77000 Melun -Paris fransaatilim@hotmail.com Hesap No: Postaçeki: Serdal Işık 05145562 Türkiye Abonelik: 100 TL (1 yıl) takınmaktan ve “milletin sandıktaki iradesi” lafını gevelemekten vazgeçmeyen faşist diktatör için seçimin ancak onun tekçi diktatörlüğünü pekiştirmeye hizmet ettiği ölçüde anlam taşıdığı çoktan açığa çıktı. 7 Haziran 2015 seçim sonuçlarını iptal eden, 1 Kasım 2015 seçimlerini de bombalı katliamlarla kazanan, ardından Kürdistan’ın seçilmiş belediye başkanlarını tutuklatıp belediyeleri kayyumla ele geçiren Erdoğan iktidarı, 16 Nisan referandumunda ancak hileyle sonuç alabildiği bir seviyeye kadar irtifa kaybetti. Ve işin ucu, 16 Nisan yenilgisinin siyasi faturasının çıkarıldığı AKP’li “seçilmiş” belediye başkanlarının zorlamayla istifalarına vardıkça, Saray rejimi saflarındaki iç huzursuzluklar da dışa vurdu. Evet, artık Türk burjuva devleti “beka sorunu”nu tarihinde hiç olmadığı kadar yakın ve derin hissediyor. Üstelik “beka sorunu”na, zaten sorunun kaynağı olan ırkçı sömürgeci saldırganlığı daha da tırmandırmanın ötesinde hiçbir çözüm getiremiyor. Bir başka ifadeyle, tarihin Kürdistan’ın ulusal özgürleşme saatinin hızla dönmeye başladığı bir döneminden geçiliyor. Elbette Kürt halkımız için gelgitlerle, ulusal çapta politik parçalılığın dezavantajlarıyla, büyüyen bedellerle beraber hızlanan bir dönüş bu. Ve ama Kürt ulusal statüsünün gelişimini olgunlaştıran, sömürgeci Türk burjuva rejiminin politik çaresizliğini kesinkes derinleştiren bir dönüş... Diktatör Erdoğan ve Saray kulları çıkmazdalar! Bakur’da ne yapsalar gerillayı yenilgiye uğratamadıklarından, Rojava’da devrimci gelişmeyi halen frenleyemediklerinden, Başûr’da bölgeyi düzenleyici bir politik aktör pozisyonu alacak kudrete sahip olmadıklarından dolayı çıkmazdalar. Ama tam da aynı nedenle, üstelik emperyalistlerle sürtüşmelerinin artması pahasına, en “çılgın macera”ya bile girebilecek, en gözü dönmüş haliyle saldırılara pekala imza atabilecek durumdalar. Tüm bu vurgulananlardan çıkaracağımız temel sonuç, sömürgeci saldırı ve katliamların, savaş tehditleri ve işgal girişimlerinin gündemin baş köşesinde olmayı sürdüreceği bir dönemde olduğumuzdur. Basıldığı Yer: Gün Matbaacılık Adres: Sefaköy Telsizler Mevki Beşyol Mah. Akasya Sok. No: 23/6 Küçükçekmece/İST. Tel: (0212) 580 63 75 Bu dönemde Kürdistanlı komünistler, Rojava’da veya Başûr’da işgalci saldırganlığa karşı ulusal savunma savaşında mevzilenmekte, Bakur’da faşist sömürgeciliğe karşı ulusal devrimci mücadeleyi büyütmek için öne atılmakta, Kürdistan’ın proleter öncüleri olarak dövüşmekte duraksamayacaklardır. Türkiyeli komünistler ise Saray iktidarının bölgesel saldırganlığına barikat olma, sömürgeciliğin gerçeklerini bıkıp usanmadan emekçi yığınlara açıklama, Kürt ulusal demokratik haklarının meşruluğunu açıkça savunma, ırkçı faşist güruhların karşısında kararlılıkla durma sorumluluklarını tereddütsüzce yerine getireceklerdir. Kürdistan çıkmazının Erdoğan’ın başında bulunduğu faşist sömürgeciliğin yıkılışına dönüşmesi, hiç kuşkusuz, yalnızca halklarımızın birleşik direnişi ve savaşımının örgütlenip büyütülmesiyle olanaklı olacaktır. 1 Kasım Dünya Kobanê Günü kutlandı KOBANÊ - 2014 yılında, IŞİD çetelerinin kuşatması altındayken Kobanê ile dayanışmak için ilan edilen “1 Kasım Dünya Kobanê Günü” Kobanê’de kutlandı. “İnsanlığın Direniş Başkenti Kobanê” şiarıyla düzenlenen etkinliğe binlerce kişi katıldı. MLKP Rojava, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü’ne ilişkin “1 Kasım Dünya Kobanê Günü kutlu olsun! Şan olsun Kobanê direnişine ve onu zafere taşıyanlara” başlıklı açıklama yaptı. Açıklamada şöyle denildi: “Kobanê, zulme, faşizme, sömürgeciliğe, gericiliğe karşı verilmiş bir yanıttır. Kobanê direnişi, özgür ve direnen kadının, AKP-DAİŞ çetelerine, onların erkek egemen zihniyetlerine vurulmuş en büyük darbedir. Kobanê direnişi, ezilenlerin özgür, eşit bir bölge ve dünya isteğinin adıdır. Kobanê direnişi, şehitlerimizin bizlere armağanıdır. Kobanê direnişi, Arin Mirkanların, Paramazların, Saryaların, Alişerlerin, Alganların, Diyar Bagokların, Cudi Amedlerin bizlere bıraktığı özgürlük meşalesidir.”
Page 1 and 2: HABERDE OBJEKTİF • YORUMDA DEVR
Page 3 and 4: Atılım EKİM DEVRİMİ 03 ‘Devr
Page 5 and 6: Atılım EKİM DEVRİMİ 05 İDEOLO
Page 7 and 8: Atılım EKİM DEVRİMİ Ekim Devri
Page 9 and 10: Atılım EKİM DEVRİMİ 09 bütün
Page 11 and 12: Atılım 7 Kasım 1917 ↘ ↘ 7 Ka
Page 13 and 14: Atılım EKİM DEVRİMİ 13 dünyay
Page 15 and 16: Atılım DÜNYA İspanyol devleti K
Page 17 and 18: Atılım POLİTİKA 17 BÜYÜTEÇ Z
Page 19 and 20: Atılım HABER ESP Genel Başkanı
Page 21: Atılım HABER 21 ‘Gazetecinin ka

atilim_299

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?