RÖPORTAJ Zihni Topel ZEYTİNBURNU’NUN DEĞERİ BİLİNMİYOR Toptan örme kumaş satışında yılların birikimini barındıran Meteks Tekstil’den Zihni Topel ile Zeytinburnu’nu, sektörü ve geleceği konuştuk. Topel, Zeytinburnu’nun değerinin bilinmediği görüşünde. Daha ileri gidebilmek için ise markalaşmanın şart olduğunu belirtiyor. 62 ZEYTİNBURNU I EKİM 2017
RÖPORTAJ Temelleri Mehmet Topel tarafından 1991 yılında atılan Mateks, 26 yıllık birikimiyle sektörde fark yaratan firmalar arasında. Şu anda ikinci kuşak tarafından idare edilen firmanın yönetiminde üç kardeş bulunuyor. Biz de onlardan Zihni Topel ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Topel; Mateks, Zeytinburnu ve sektörün geleceği ile ilgili görüşlerini dile getirdi. Öncelikle Meteks ile başlayalım, şirketin geçmişi ne zamana dayanıyor? Meteks’in temelleri babamız Mehmet Topel tarafından, 1991 yılında atıldı. Ondan önce de bir 10 yıl kadar yine tekstil sektöründe yürüttüğümüz ortaklığımız vardı. Babam Mahmutpaşa’dan Zeytinburnu’na geçiş yapmış 1980’lerin başlarında. Buraya ilk tekstile getirenlerden biri babamdır. Bizim de çocukluğumuz burada geçti, Zeytinburnu’nda tekstilin gelişimine canlı şahitlik yaptık. 2012 yılında anonim şirketimizi kurduk ama halen babamın kurduğu şahıs şirketi de varlığını sürdürüyor. Şu anda işleri üç kardeş devam ettiriyoruz. Babamız başımızın tacıdır hâlâ; onun gölgesi, duası yeter. Biz onun ışığı altında devam ettirdik 26 yıldır işlerimizi. Sizin sektöre girip işlerle ilgilenmeye başlamanız nasıl oldu? Ben İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü’nden mezun oldum. Üniversiteyi bitirir bitirmez de gözümü burada açtım. Kardeşlerimle birlikte işleri yavaş yavaş devraldık, aramızda uyumlu bir çalışma ve işbölümü var. Ben finansla ilgileniyorum, kardeşlerimden biri müşterilerle, diğeri de üreticilerle ilgileniyor. Bizde kimse kimsenin işine karışmaz. Ne onlar finansa karışır, ne de ben onların işlerine. Zaten Türkiye’nin en büyük sorunlarından, ortaklıkların yürümemesinin en büyük nedenlerinden biri bu ayrımın yapılamıyor oluşu. “Zeytinburnu’nun gelişimine tanıklık ettik” dediniz. Biraz bu gelişimden bahseder misiniz? Babam Mahmutpaşa’dan buraya ilk geldiğinde Zeytinburnu’nda tekstil falan yoktu; ilk gelen tekstilcilerden oldu. Laleli, Merter, Yenibosna, Güneşli gibi yerler çok sonradan oluştu; bunlar içinde Zeytinburnu en eski tekstil bölgesidir. Bu tamamen Allah’ın ikramı; yer, zaman ve koşulların bir araya gelişiyle piyango buraya vurdu. Ama Zeytinburnu’nda bu piyangonun değeri bilinmiyor maalesef. “Değeri bilinmiyor” derken neyi kastediyorsunuz? Zeytinburnu’nda çarpık bir yapılaşma var. Burada “T” şeklinde iki tane cadde var, onların çevresini gelişi güzel doldurdular. Tekstilci tamamen kendi haline bırakılmış vaziyette. Çok ciddi bir araç sorunumuz var; çözüldü mü? Çözülmedi. Tır giremez, kamyon girmez, o girmez, bu girmez… Günü kurtarıyoruz hep. Mesele yalnızca Zeytinburnu da değil. Türkiye Cumhuriyet’inde herkesin odaklandığı şey istihdam değil mi? Bir kişiyi daha nasıl çalıştırabiliriz diye düşünmüyor muyuz? Son dönemde de en çok istihdamı inşaat sektöründe yapıyoruz. Ama inşaat kesinlikle geçicidir; bugün var, yarın kapının önüne koyuverirler adamı. Ama tekstil öyle değil. Dünyanın nüfusu 8 milyara dayanmış, tekstil açısından herkesin gözü Türkiye’de. Buna rağmen maliyetten dolayı Özbekistan’a, Mısır’a, Afrika’ya yönelebiliyor alıcı. Demek ki bir kriz var, bir sıkıntı var. Ama tabii yalnızca burada değil, Avrupa’da da sıkıntı var. Milyon adetlere varan siparişlerin alındığı dönem bitti, rakamlar çok ciddi düştü. Ne zaman başladı düşüş? Başlangıç 2001 krizidir. Her ne kadar o dönemden bu yana çok ciddi büyümeler, EKİM 2017 I ZEYTİNBURNU 63