Ocak 2020

İLİM VE OKUL
fikriyat
Genelde ortaokul ve lise, kimi yerde yükseköğretim gören öğrencilerin birçoğu, gördükleri
eğitimin normal yaşamda ne işe yarayacağını düşünür, bir cevap bulamaz ve eğitimden
uzaklaşırlar. Örnek vermek gerekirse bir lise öğrencisi matematik dersinde gördüğü integral
konusunu işlerken, içinden “bu bilgiler benim normal hayatta ne işime yarayacak, bu konu
üzerine yoğunlaşmayan bir dal üzerinde ilerlemek istiyorsam neden gideceğim dal üzerinde
durmayıp alanım dışındaki bilgiler ile kendimi yoruyorum?” diye düşünebilir.
Ama işin aslı öyle değildir.
Okullar, ilim yuvasıdır. Orada gördüğünüz dersleri size vermelerindeki amaç, fiziğe, matematiğe,
kimyaya yoğunlaşıp fenni ilimler üzerinde kalifiye insanlar yetiştirmektir. Aynı şekilde
edebiyat, coğrafya ve tarih gibi sosyal bilimler alanında, sanat konusunda sizi ileriye hazırlamaktır.
Ülkemizde, hatta dünyamızda her şey ilim veya sanata bağlıdır. Dünya ilim ve sanat üzerinde
döner.
Okullardaki amaçta budur. Öğrenci bu düşünceye yoğunlaşırsa kendisi ile birlikte ülkesini de
ileriye taşır. Fakat böyle düşünmeye devam eden öğrenci ise büyük ihtimal işçi sınıfını oluşturacaktır.
Ülke yönetimine bu şekilde düşünen insanlar getirilirse, ilim ve sanata bağlı olan öğrenciler
haklı olarak ülkeden uzaklaşmak isteyecektir. Herkes değer gördüğü yerde bulunmak
ister. Beyin göçü ilerledikçe ülke üçüncü dünya ülkelerinin arasında yer almaya mahkûmdur.
Halil