04.02.2021 Views

EpilepsiVePsikoloji

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

EPİLEPSİ ve PSİKOLOJİ

Epilepsililerde en çok karşılaşılan sorunların başında psikolojik olarak epilepsililere

verdiği zarar akla gelir. Buradaki sorun, nöbetin anlık olmasıdır.

Diğer rahatsızlıklarda, hastalık süreklilik gösterirken, epilepsili olan kişilerin sağlıklı

olarak hayatına devam etmesine karşın; bir anda fenalaşarak elini ayağını vurması

veya kasması; fenalaşıp; bir anda ağızdan köpük gelmesi gibi sürekliliği olmayan

durumlar, bir anda karşımızdaki kişilerin etkilenmesine neden olacaktır.

Nöbet esnasında, bu gibi anlık olaylar, epilepsiyi bilmeyen kişilerde şaşkınlık, korku

gibi durumları yaratır. Dolayısıyla, farklı tepkiler verebilirler. Bu nedenle bazı kişiler

epilepsilinin yanına gelmeye çekineceği gibi, epilepsili olan kişi de ‘nöbet gelirse fark

etmesinler’ düşüncesiyle toplumun içine girmek istemeyebilir’ Bu durum da

epilepsililerin genellikle toplumdan soyutlanmasına neden olur...

EPİLEPSİLİLERİN VE/YA YAKINLARININ HASTALIĞINI

ÖĞRENDİĞİ ANKİ DURUMU

Kabullenememek

Umutsuzluk

Belirsizlik

Korku

İnkâr

Kendinden çok, toplumsal açıdan çekinceler


EPİLEPSİLİLERİN ÜLKEMİZDEKİ DURUMU

Ülkemizde işsizlikte 1. sırada epilepsili kişiler vardır.

Psikatrik bozukluklarının en fazla olduğu grup, epilepsili çocuklar ve epilepsili

ergenlerdir.

Epilepsi nöbeti geçirenlerin, geçirmeyenlere göre, 4 kat fazla depresyon

durumu gözlemlenmektedir.

Epilepsililerde yaşam boyu depresyon %8,5, iken, genel toplumda ortalama

4,9 oranındadır.

Dünyada ve ülkemizde intiharların en fazla olduğu rahatsızlıktır.

Engel derecesi saptanamayan tek hastalık olmasından dolayı, ne engelli, ne

de engelsiz kotasında kendilerine yer bulamıyorlar.

Tabi bu etkenlere, epilepsilinin kendisini toplumdan soyutlamasına eklenince, birçok

olumsuz durum ile karşı karşıya kalabiliyoruz.


EPİLEPSİLİLERİN KİŞİSEL DURUMU

Nöbetlerini söylemeleri durumunda çevrenin acıyarak yaklaşması ve/ya

kendisini dışlaması,

Yaşının ilerlemesine karşın, hala kendiişlerini kendisinin hiçbir işini kendisinin

yapamadığını düşünmesi,

Yakınlarının sürekli kontrol altında olduğunu bildiği için, kendisini sevdiklerine

karşı yük hissetmesi,

Epilepsili olduğunu söylediği anda iş, evlilik, arkadaşlık, sosyal ortam gibi

noktalardan hemen dışlanması,

Sürekli otokontrol halinde yaşaması.

Durumları, psikolojik açıdan oldukça büyük yaralar almasına neden olur...


EPİLEPSİLİLERİN PSİKOLOJİK DURUMU

Epilepsilinin kendisini kabuğunun içine çekmesi bazı nedenlere dayanır. Bunlar:

Kalabalığın içinde nöbet geçirme korkusu,

Hastalıktan korkma,

İşe girememe sorunu,

Okula devam edememesi ve/ya devam ettirilmemesi,

Mahalle baskısı ile karşılaşma (özellikle anneanne, babaanne hastalığını

söylememesini tembih etmesi) korkusu,

Epilepsili olduğunu söylemesi durumunda çevresindeki arkadaşlarını

kaybetme korkusu,

Araç kullanamama,

Eğitim seviyesin daha düşük olmaları,

Beraber yaşadığı kişiyi kaybedip; yalnız kalma korkusu,

Anne olamama ve olursa çocuğunu düşürme korkusu,

Hamile iken ilaç kullanım sonucu, çocukta yan etki olması korkusu ile ilacı

habersiz bırakmaya kalkışmak,

Erkeklerde askerlik için gerekli teşhisin konulamaması,

Bağımlılık,

Kısıtlılık,

Kaygı (sürekli bir şey olacak mı korkusu),

Sürekli kontrol altında olduğunu, takip edildiğini hissetmesi.

Epilepsililerin yukarıdaki gibi korku ve çekinceleri vardır... Ailenin ve çevresinin

yaklaşımı olumlu olması durumunda, bu sorunları yenerken; ailenin ve mahalle

baskısının olduğu yerlerde, epilepsili bu sorunların çoğunu yaşar.


EPİLEPSİLİNİN TOPLUMSAL DURUMU

Toplumsal olarak, epilepsi hakkında yeterince bilgi sahibi olmamamız, mahalle

baskısı, bilgiden çok yorumların bulunduğu ortamlarda sorunlar artarken, bilinçli ve

eğitimli toplumun olduğu yerlerde; sorunlar en alt noktaya kadar indirgenebiliyor.

Karşılaşılabilen toplumsal sorunlara bakalım:

Epilepsi ile ilgili halkın yeterince bilgili olmamasından dolayı,

Toplumdan dışlama,

‘Fenalaşır da; başıma kalır’ düşüncesi,

Epilepsilinin bir anlık fenalaşmadan dolayı, çevre bulunanların nöbetten

korkmaları, çekinmeleri,

İşe engelli alımı yapılırken, ‘fenalaşıp; başıma kalır’ fikriyle, hep en son tercihte

olmaları,

Hâlâ cin çarpması ve/ya bulaşıcı zannedenler olması,

Epilepsilinin çocuk sahibi olamayacağı gibi yanlış bir düşünce,

İlk yardımda yanlış davranışlar

gibi durumlarla karşılaşabiliyoruz.


MOR GÜN (PURPLE DAY) NEDİR?

Dünya çapında yaşanılan psikolojik sorunlar; Kanada’da morgün olarak adlandırıldı..

Bizim rengimiz mor. Lavanta çiçeğinin eskiden yalnızlığı simgelemiş olması,

bu rengin duygusallığı temsil etmesi ve bazı kültürlerde, günümüzde de hâlâ

yalnızlığı ifade etmesinden dolayı bu renk seçilmiş.

Anlık olarak yaşanan nöbetlerin, çevrede şaşkınlık, korku gibi yarattığı

durumlar ve verdiği tepkiler; dünya çapında epilepsililerin birçoğunun yalnızlık

hissettiğini, bundan dolayı kendilerini toplumdan izole edilme hissine karşılık

geliyordu; mor renk....

Senelerdir Şubatın ikinci pazartesisinde gerçekleşen Dünya Epilepsi

Günümüze, 2008 yılında bir de ‘‘Mor Gün’’ eklendi.

2008 yılında Kanada’da 10 yaşında Cassidy Megan, epilepsi hastalığının diğer

hastalıklardan farklı olmadığını ifade etmek istedi. Çünkü birçok toplumda

epilepsililer izole ediliyordu. 26 Martta Purple Day ile dünyada Farkındalık

Gününü kabul edildi.

2008 yılında Kanada’da başlayan Epilepsi Farkındalık Günü, yani Mor Günü

bizlerde, mor kıyafetler giyerek destekliyoruz.

Dünya çapında epilepsililerin birçoğunun yalnızlık hissettiğini, bundan dolayı

kendilerini toplumdan izole edilme hissine karşılık geliyordu; mor renk....

Sevgiyle kalın…

Ebru ÖZTÜRK

Eski Epilepsi Hastaları Derneği Kurucusu&Başkan Yardımcısı

Eski Epilepsi Hasta ve Yakınları Derneği Kurucusu&Başkanı

Eski Türkiye Sakatlar Derneği Kadın Kolları Başkanı

Epilepsi ve Yaşam Platformu Kurucusu&Başkanı

İstanbul İşçi Sendikası Engelliler Sorumlusu


Öncü Kadın Engelliler Komisyonu Kurucu Üyesi

Ulusal Strateji Merkezi Sağlık Komisyonu Üyesi

İlk Elektronik İktisadi ve İdari Bilimler Sözlüğü’nün Girişimcisi

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!