22.05.2021 Views

KOYU MUHABBET 1. DÖNEM MAYIS 2021

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Yıldız Ramazanoğlu

Mehmet Güncüm

Asım’a göre

emperyalizme

ve her

türlü haksızlığa

karşı durabilmek,

incelikli

estetik

ve adalet dolu bir Türkiye

kurabilmekle mümkündü.

Bunun için yeni bir zihinsel

yapılanma gerekiyordu.

Bu da; ilimle, irfanla, mizahla,

sanatla ve sağlam

bir siyasetle mümkündü

ve emek iman ve çaba istiyordu

kısaca.

Peki gençlerle bu kadar

güzel bir iletişimi nasıl

kurabildi; yargılamadan

dinleyerek, her türlü dertleriyle

bire bir ilgilenerek,

kendilerini değerli hissettirerek.

Vefatından sonra

Valide-i Atik Camii'ndeki

buluşmada bir delikanlı

onun için en özel kişi olduğumu

sanıyordum demiş.

Şaşırmıyoruz çünkü

yaptı, her birimizin kusurlarını

zaaflarını görmezden

gelerek, içimizdeki karmaşaya

aldırmadan iyi olan ne

görüyorsa o parçamızla rabıtaya

geçti. Her esere her

yeteneğe değer atfetti ve

kendimizi özel ve kıymetli

hissetmemize yol açtı.

Küçük kızımı Kartal Anadolu

İmam Hatip’e başladığında

feraha çıkaran,

sanatla, klasik metinlerle,

resim atölyesiyle buluşturan

edebiyat öğretmeni.

Okulda sakin sesiyle duruşuyla

okuma eylemleriyle

bir devrim yarattığını,

kütüphaneyi kız erkek

herkese eşitçe açtırıp herkesi

ihya ettiğini hatırlıyorum.

Gençlerin sadece

kariyere, para kazanmaya

odaklanarak çöp gibi sürüklenmesine

razı olmadı,

içlerindeki atıl yetenekleri,

kavrayış zenginliklerini

Etrafındaki herkes gibi

bizim de hayatımızdan

bir Asım Abi geçti. Asım

Gültekin 2009 yılında

Üsküdar İmam Hatip

Lisesi'nde "Dil ve Anlatım"

dersimize girerdi.

O’nun okulu ders işlediği

Kütüphaneydi. Öğretmenler

odası da sınıfı

da kütüphaneydi. Okulun

son dönemlerindeki son

sınavları Asım Hocam

yine Kütüphanede yaptı

ve bize de dedi ki: "Bir tek

soru soracağım ama en az

üç sayfa olacak." Bir soru

olmasına sevindik ama

en az 3 sayfa olmasına

üzüldük tabi. Soru şuydu;

"Bu zamana kadar benden

öğrendiniz üç şeyi

yazın." dedi. "Birbirinizin

yazdıklarına bakmak

yok." dedi. Başladık yazmaya.

Hiç unutmuyorum,

bu sözüm de sakın yanlış

rek yazıyorum,

sınıfta

Amasyalı bir

kardeşimiz

vardı. Aynen

şu cümleyi

yazmıştı:

"Hocam ben Amasya'dan

İstanbul’a yeni gelmiştim.

Kendime öz güvenim

hiç yoktu. Sizi gördüm,

tanıdım. Amasyalı olduğunuzu

duydum. Kendi

kendime; Amasyalılardan

da bir şey olabiliyormuş,

deyip özgüvenim arttı."

dedi. Tabi Hocamın buna

çok güldüğünü hatırlıyorum.

Hocam ile okuldan

sonra da bağımız kopmadı

yani Hocamız bizi

bırakmadı. Yol gösterdi.

Öncü oldu. Tabi bizden

istediği 'benden öğrendiğiniz

bir şeyi en az üç

sayfa yazma' sorusunu

şimdi daha iyi anlıyorum.

aynısını biz yetişkinlere de

harekete geçirdi.

anlaşılmasın tenzih ede-

Rahmet olsun.

Mehmet Nuri Yardım

Coşkun akan nehir gibiydi

Asım Hoca. Nerede boşluk

varsa oraya doğru akar,

mevcut eksiği hemen doldururdu.

Meselâ mizah

alanında İslami camianın

eksiği mi var, başkaları bu

noksanlığı eleştiredursun

Asım çabucak kolları sıvar,

ekibi toplar ve mizah

dergisini çıkarırdı. Onun

unutulmayacak bir hizmeti

de Cafcaf’tı. Camiamızın

bu seçkin ve seviyeli mizah

dergisinin iyi bir takipçisi

oldu. 40 küsur çizeri bir

araya getirmek kolay değildi

ama Asım bunu başarmıştı.

Çağrı Cebeci’nin

“Nereden çıktı bu mizah

dergisi fikri?” sorusuna,

“Yıllardır nitelikli, entelektüel,

dini ve temel değerleri

ile kavgalı olmayan bir

mizah dergisi özlemi içerisindeydim.

Baktım kimse

böyle bir dergi çıkarmaya

çalışmıyor, ben çıkarayım

dedim.” cevabını vermişti.

10

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!