İTÜ DENARK SİRİUS
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
ARAŞTIRMA
olmasının yanı sıra tek olmasıyla da
ünlenen, Karadeniz Holding tarafından
hayata geçirilmiş bir proje olan, yüzer
enerji santralleri olarak nitelendirdiğimiz,
herhangi bir kurulum riski gerektirmeden
üzerindeki yüksek voltajlı
trafolardan aktarım şebekelerine direkt
olarak elektrik sağlamaya hazır, hızlı
birer güç kaynağı olan enerji gemilerinde
çalışmaktır. Bu gemilerde çalışırken
hem denizden tam anlamıyla kopmamış
hem de geminin gittiği ülke ya
da şehirde kara hayatımıza kaldığımız
yerden devam edebilmek gibi bir şansa
sahip oluyoruz. Güverte bölümünün bu
gemilerde hizmet saydıramaması sebebiyle
makine bölümünün tercih edebileceği
bir alan olan enerji gemileri,
Karadeniz Holding’in deyimiyle birçok
ülkenin geleceğini değiştirecek bir tasarıma
sahip.
Hukuk okuma hayali ya da hukuk
alanına ilgisi olanları da es geçmek olmaz.
Güverte bölümü denizcilik sektöründe
alanında uzman bir avukat olma
şansına sahip. Bunun için çeşitli yollar
mevcut. İsterseniz önce hukuk bölümüne
geçiş yapabileceğiniz bir ön lisans
programını bitirip, ardından lisans
programınızı tamamlarsınız; isterseniz
de güverte bölümünden mezun olduktan
sonra bir hukuk fakültesine girmek
için yeniden üniversite sınavına girerek
lisans programına kayıt yaptırabilirsiniz.
Mezun olduktan sonra ise ‘Avukat
Kaptan’ ünvanınız ile özel deniz davalarına
bakabilirsiniz. Sadece avukat ya
da denizci olanlarla kıyaslandığında
daha zor bir alan olması sebebiyle sürekli
tercih edilmeyen bir seçenek olduğu
için bu alanda açığımız bulunmaktadır.
Güzel bir kaptanlık deneyiminden
sonra denizden kopmamak adına yapılabilecek
güzel bir meslek alanı demek
mümkün. Aynı zamanda deniz hukuku
alanında akademik bir kariyer yapma
şansınız da mevcut. Bu konuyla ilgili
değerlendirebileceğimiz en güzel örnek
Gündüz Aybay olabilir.
Gündüz Aybay; Yüksek Denizcilik
Okulu, 1953 yılı, Güverte bölümü
mezunudur. 10 yıl ticaret gemilerinde
çalıştıktan sonra uzak yol kaptanı oldu.
1963 yılında bu görevinden ayrılıp,
Yüksek Denizcilik Okulu’nda öğretim
üyesi olarak çalışmaya başladı. 1964
yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’nden mezun oldu. Aramızdan
ayrıldığı 27 Eylül 2001 tarihine
kadar, deniz hukuku alanında aralıksız
avukatlık yaptı. Aynı zaman kesitinde,
İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik
Fakültesi, İstanbul Üniversitesi Deniz
Bilimleri Enstitüsü ile İşletme İktisadı
Enstitüsü ve Deniz Harp Okulu’nda
öğretim görevlisi olarak, çeşitli denizcilik
ve hukuk konularında dersler verdi.
Bugün denizcilik ve deniz hukuku
alanlarında ülkemizin önde gelen çok
sayıda uzmanının yetişmesine katkıda
bulundu.
Türk Uzak Yol Gemi Kaptanları
Derneği ile İstanbul Teknik Üniversitesi
Denizcilik Fakültesi Mezunları
Derneği’nde başkanlık görevi yaptı.
Aybay Hukuk Araştırmaları Vakfı ve
Deniz Hukuku Derneği’nde kurucu üye
ve yönetim kurulu üyesi olarak çalıştı.
Denizcilik, deniz hukuku, Türk boğazları
alanlarında bilimsel, tarihi ve kültürel
amaçlı 10’dan fazla kitabı, 100’den
fazla yayımlanmış makale ve incelemesi
vardır.
“Türk boğazlarıyla ilgili sorunlar
üzerinde uzun zamandır çalışıyorum.
Bu çok yönlü, karmaşık ve
devingen konuyu irdelerken çok
ihtiyatlı ve kuşkucu olmak gerektiğini
gözlemlerimle ve düştüğüm
yanılgılarla öğrendim.”
Gündüz Aybay
Anlaşılacağı üzere tercih edilen
bir diğer çalışma alanımız ise akademisyenliktir.
Denizde kazandığı tecrübelerden
sonra bu tecrübeleri gelecek
nesillere birinci ağızdan anlatmak, onların
daha donanımlı birer denizci olup
kendilerini geliştirmesini hedeflemek
ve onlardan sonra gelecek nesillere ise
bırakılacak bir miras oluşturmak hedefiyle
gelen akademisyen adaylarını,
deyim yerindeyse çıraklarının tecrübe
edinmesi ve başka tecrübelerden yararlanacak
olması açısından oldukça
değerli ve büyük birer kaynak olarak
görebiliriz.
Denizcilik sektörünün tercih edilmesinin
akla gelebilecek ilk sebeplerinden
birisi, genel olarak meslek hayatında
gemi yaşamı sebebiyle yüklü
sayılabilecek bir miktarda alınan maaş
diyebiliriz. Alınan maaşlar gemi tipine,
sefer bölgelerine ve taşınan yüke bağlı
olarak değişebilirken, karada çalışma
süresinde genellikle sabit kalmakla
birlikte kıyaslanınca bir miktar düşük
kalmaktadır. Enspektörlük gibi alanlarda
alınan maaşlarda çok denilebilecek
farklar yokken, kalan birçok alanda
maaş farkları fazla olabiliyor. Bunun
temel sebebi olarak denizde genellikle
dolar bazında maaş alırken, karada
Türk Lirası olarak maaş alıyor olmamız
gösterilebilir.
Gördüğünüz gibi makine ve güverte
bölümleri mezunları gemide olduğu
gibi kara yaşantısında da yer yer denk
konumlarda ve işlerde çalışabilirken,
yer yer kendilerine özgü bölümlerde
çalışmaktadır. İki bölümün gemide iç
içe ve birbirleriyle uyum içerisinde çalışması
kara yaşamında da söz konusudur.
Makine bölümü endüstrinin yer aldığı
neredeyse her alanda kolaylıkla iş
bulabilmekte ve gerek aldıkları eğitimle
gerekse makine dairesinde zor kabul
edilebilecek çalışma şartları altında,
zaman zaman önemli ve acil kararlar
verebilecek potansiyelde olmaları gibi
konular göz önüne alınınca, bir makine
mühendisine göre daha donanımlı
olması sonucu seçilen değil, seçen taraf
olmakta ve buna bağlı olarak tercih
edebilecekleri sektör sayısı da artış göstermektedir.
Güverte bölümünü sadece basit bir
yöneticilik, bir aracı sevk eden meslek
grubu olarak değerlendirmek büyük bir
yanılgıdır. Altında yatan diğer eğitimler,
insanlarla ve çevre ile olan bağlantıları,
tüm kurum ve kuruluşlarla olan
ilişki ve hassasiyet, cesaret, özgüvenin
yanı sıra bölüme başlandığı anda aşılanan
hiyerarşi ve disiplin anlayışı ile
beraber zaman yönetimi gibi konuları
da hesaba katacak olursak güverte bölümünün
de karada çalışabileceği geniş
bir alan olduğunu görebiliriz.
@itudenark 25