19.01.2022 Views

İTÜ DENARK SİRİUS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

RÖPORTAJ

disliğinin gelecekteki ihtiyacı olan büyük veri analizi,

kodlama, sistem ve süreç tasarlama, risk yönetimi gibi

bilgi ve becerilerin kazanılması için ders müfredatlarında

dönüşüm ve eklentiler yapılması gerekmektedir.

Zira, biz denizci olmak üzere yetiştiriliyorduk ama siz

hem denizci ve hem de ‘‘pi tipi mühendisler’’ olmak

zorundasınız.

Deniz Ticareti ve Deniz Ulaştırması Genel

Müdürlüğü ve Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar

ve Yardımcılıkları görevlerinden kısaca bahseder

misiniz? Bu süre zarfında ne tür faaliyetlerde

bulundunuz?

Ben fakültemizde öğretim üyesi ve Simülatörler

Merkezi Direktörü olarak çalışırken, 2004 yılında

Ankara’da Denizcilik Müsteşarlığı’nın Deniz Ticareti,

sonrasında da Deniz Ulaştırması Genel Müdürlüğü

görevlerini yürüttüm. O tarihlere kadar denizcilik

idaremizde çalışan denizci sayısı çok azdı. Gemilerimiz

ülkemizde yeterince denetlenmiyor ve yurtdışında

tutuluyorlardı. Siyasi otoritenin güverte, makine ve

gemi inşa meslek alanlarından 150 civarında uzmanı

denizcilik idaresinin çeşitli pozisyonlarında istihdam

etmesiyle, bu seferberlikte ben de üzerime düşen görevi

yapmak üzere bürokrasi hayatına yönlenmiş oldum.

Hep beraber çalışarak 2007 yılında ülkemizi Paris Mutabakat

Zaptı kriterlerine göre “beyaz liste” statüsüne

yükselttik, yani kara listeden çıktık. Ülkemizin çevresini

‘‘Otomatik Tanımlama Sistemi’’ ile donattık ve

arama kurtarma faaliyetlerinin can damarı olan COS-

PAS SARSAT sistemine dahil olduk. Deniz kirliliği

ile mücadele için takip-tahmin sistemleri ve Türk Boğazlar

Bölgesi ile İzmit, İzmir ve Mersin körfezlerinde

Gemi Trafik Hizmetleri (VTS) sistemleri kurduk. Gemi

adamları belgelerini özellikli cüzdanlar haline getirdik

ve yeterlik sınav sistemlerini online, yani çevrimiçi

hale getirdik. Uluslararası Denizcilik Örgütü IMO’da

icra organı olan konseye seçildik, Türkiye olarak artık

sadece dinleyen değil, kağıt sunan ve yöneten ülkeler

arasına girmiş olduk. Tabii ki bunları bakan, müsteşar,

armatör, gemi adamı, işletmeci, genel müdür, uzman,

liman başkanı ve denet memuru pozisyonlarında çalışan

tüm denizciler olarak birlikte başardık.

Ulaştırma Bakanlığı’ndaki müsteşar vekilliği ve

yardımcılığı görevimde ise görev alanım genişledi.

Karayollarından sivil havacılığa, demiryollarından bilgi

teknolojileri ve haberleşmeye, metro inşası gibi raylı

sistemlerden akıllı ulaşım alt yapılarına kadar pek çok

alanda görev yaptım.

Sizlerin arasından bir kesim de karada ve denizde

özel firmalarda görev yapacak ama bir kısmınız da benim

gibi kamuda çalışma tercihini kullanacaktır. Tabii

kamu görevleri özel sektördeki gibi kazancı önceleyen

görevlerden değildir. Bu alanda çalışacakların egoları,

kişisel kazanç yerine bulundukları pozisyonların unvan,

yetki ve sorumlulukları tarafından beslenmelidir.

Bununla birlikte bu görevler, sektörde üretilen mal ve

hizmetleri düzenleyici ve denetleyici rolü sebebiyle tarafsız

ve demokrat kişiliği gerektirir.

Dünyada Çin’den sonra en çok gemi adamı

yetiştiren ülkelerden birisiyiz ve 1.5 milyon

gemi adamına daha ihtiyaç var. Sizce ülke olarak

bu durumu nasıl kendi avantajımıza kullanabiliriz?

Dünyada en fazla gemi adamı ihraç eden ülkeler

sırasıyla Çin, Filipinler, Endonezya, Rusya, Hindistan

ve Ukrayna’dır. Türkiye’de ise sicile kayıtlı 180 bin

gemi adamı var. Yeterlik belgelerini denize çıkmak

üzere hazır tutanları aktif kabul edersek bunların sayısı

da yaklaşık 110 bin kişidir. 2018 sonu itibarı ile son

beş yılda aktif olan güverte sınıfı 9 bin ve makine sınıfı

5 bin olmak üzere toplam 14 bin uzak yol zabitanı

mevcut. Tayfa sınıfında ise toplam 75 bin yeterlik var.

Liselerden ve MYO’lardan mezunlara verilen 3000 GT

ve 3000KW ile sınırlı yeterliklerde ise maalesef bire sekiz

arz fazlası var. Tonaj ya da makine gücü ile sınırlı

olan bu yeterliklerin dünya ölçeğinde pazarlanabilir değeri

de zaten çok düşük. Aslında uzak yol sınıfı gemi

zabitlerimizin yabancı filolarda çalışmasıyla ilgili bir

sorun görünmüyor. İTÜ Denizcilik Fakültesi mezunlarının

da dahil olduğu bu sınıf genellikle Türk sahipli

gemilerin talebini karşılıyor. “MajorOil” şirketlerin yükünü

taşıyan yabancı gemilerdeki yükselme sürelerinin

uzunluğu ve çok uluslu personel ile çalışma zorlukları

sebebiyle uzak yol sınıfı zabitler genellikle Türk sahipli

gemileri tercih ediyor. Yabancı filolarda Türk zabit olmayınca

tayfa da gidemiyor. Çünkü tayfanın yolunu zabit

açar. Zaten maalesef Türk tayfalar 1,5 aylık kurslarla

yetiştirildiğinden, İngilizceleri de hiç olmadığından

yabancı filolar için çok niteliksiz olarak kabul ediliyor.

Ülkemizde 46 meslek lisesinin denizcilik bölümlerinde

20 bin öğrenci öğrenim görüyor. Biz bu gücü, hiç kullanamayacak

oldukları çok sınırlı zabitan yeterliklerine

yönlendirerek heba ediyoruz. Oysa bu okullar nitelikli

tayfa yetiştirebilir ve mezunlar tayfa olarak aylık 1500-

2000 dolar ücret elde edebilirler.

@itudenark 33

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!