14.01.2013 Views

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ...

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ...

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ...

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

T.C.<br />

<strong>SÜLEYMAN</strong> <strong>DEMİREL</strong> <strong>ÜNİVERSİTESİ</strong><br />

<strong>FEN</strong> <strong>BİLİMLERİ</strong> ENSTİTÜSÜ<br />

İKLİM DEĞİŞİMİNİN SU KAYNAKLARI<br />

ÜZERİNE ETKİSİ<br />

Hasan Gürhan ÜSTÜN<br />

Danışman: Prof. Dr. M. Erol KESKİN<br />

DOKTORA TEZİ<br />

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİMDALI<br />

ISPARTA – 2008


İÇİNDEKİLER<br />

Sayfa<br />

İÇİNDEKİLER………………………………………………………………………..i<br />

ÖZET……………………………………………..……………………………….....iv<br />

ABSTRACT………………………………………………………………………......v<br />

TEŞEKKÜR……………………………………………………………………….....vi<br />

ŞEKİLLER DİZİNİ…………………………………………………………………vii<br />

ÇİZELGELER DİZİNİ……………………………………………………………….x<br />

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ……..………………………….……….xi<br />

1. GİRİŞ………………………………………………………………………...…….1<br />

2. KAYNAK ÖZETLERİ………………………………………………………….....4<br />

2.1. İklim Değişimi, Sıcaklık ve Yağış Modellemeleri…………………………........4<br />

2.2. Akış Modellemeleri………………………………………………………….....10<br />

2.3. Göl Hidrolojik Bilânçosu ve Buharlaşma………………………………………14<br />

3. MATERYAL VE YÖNTEM………………………………...…………………...21<br />

3.1. Işıklı Gölü……………………………………………...………………….……21<br />

3.1.1. Coğrafi Konum…………………………………………………………….…21<br />

3.1.2. Gölden Yararlanma Şekilleri…………………………………………….…...22<br />

3.1.3. Çevresel Su Kaynakları…………………………………………………….…24<br />

3.1.4. Büyük Menderes Nehri ve Güzergahı…………………………………….…..24<br />

3.1.5. Küfi Çayı…………………………………………………………………...…26<br />

3.1.6. Toprak Kaynakları ve Sulama………………………………………….….…26<br />

3.1.7. Yeraltı Su Kaynakları ve Kirlilik Durumu………………………................…28<br />

3.2. Modellemeler……………………………………………………………...……29<br />

i


3.2.1. ARMA Modeli……………………………………….……………….………29<br />

3.2.2. Hibrid Model…………………………………………………….……………31<br />

3.2.3. İklim Değişimi…………………………………………………….………….32<br />

3.2.3.1. Sera Etkisi………………………………………………...………………...35<br />

3.2.3.2. İklim Değişiminin Etkileri…………………………………….................…36<br />

3.2.3.3. İklim Değişimi ve Su Kaynakları……………………………….….........…40<br />

3.2.3.4. İklim Değişimiyle İlgili Kuruluşlar ve Faaliyetleri…………….………..…49<br />

4. ARAŞTIRMA BULGULARI…………………………………………………….57<br />

4.1. İklim Değişimi Etkisi Altında Işıklı Gölü Hidrolojik Bilançosu………….……57<br />

4.1.1. Aylık Sıcaklıkların Modellenmesi…………………….…………………..….59<br />

4.1.1.1. İstasyon Bilgisi………………………………………………………….….59<br />

4.1.1.2. Hibrid Model..................................................................................................60<br />

4.1.2. Göl Seviyesi………………………………………………………………..…65<br />

4.1.3. Girdi Terimleri……………………………………………………………..…70<br />

4.1.3.1. Yüzeysel Akışlar……………………………………………………...…….70<br />

4.1.3.2. Yağış…………………………………………………………………..……82<br />

4.1.3.3. Pompaj ile Tahliye……………………………………………………….…84<br />

4.1.4. Çıktı Terimleri…………………………………………………………….….87<br />

4.1.4.1. Yüzeysel Akışlar……………………………………………………………87<br />

4.1.4.2. Sulama………………………………………………………………………90<br />

4.1.4.3. Buharlaşma…………………………………………………………………92<br />

4.1.5. Göl Bilançosu…………………………………………………………………94<br />

4.2. Göl İşletme Modeli……………………………………………………………102<br />

5. TARTIŞMA VE SONUÇ…………………………………...………………..…104<br />

ii


5.1. Bundan Sonra Yapılacak Çalışmalar………………………………………….107<br />

6. KAYNAKLAR……………………………………………….…………………109<br />

ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………….……………….117<br />

iii


ÖZET<br />

Doktora Tezi<br />

İKLİM DEĞİŞİMİNİN SU KAYNAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ<br />

Hasan Gürhan ÜSTÜN<br />

Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü<br />

İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı<br />

Juri: Prof. Dr. Bülent TOPKAYA<br />

Prof. Dr. M. Erol KESKİN (Danışman)<br />

Prof. Dr. S. Nilay KESKİN<br />

Doç. Dr. Recep BAKIŞ<br />

Yrd. Doç. Dr. Mesut ÇİMEN<br />

İklim değişiminin su kaynaklarına etkisini araştırmak amacıyla Işıklı Gölü üzerinde<br />

bir durum çalışması yapılmıştır. Çalışmanın amacı iklim değişiminin incelenen göle<br />

etkisini izlemek ve bu etki altında gölün hidrolojik bilânçosunu çıkararak bir işletme<br />

modeli oluşturmaktır. Kurulan modelde ileriye yönelik üç yıllık dönem tahmin<br />

dönemi olarak incelenmiştir. Önce sıcaklık verileri Fourier serileri ve ARMA<br />

(Autoregressive Moving Average) modelini içinde barındıran Hibrid model<br />

kullanılarak modellenmiştir. Gölün beslenim ve boşalım kaynakları belirlenerek göle<br />

olan yüzeysel akışlar modellenip ileriye yönelik üç yıllık dönem için tahmin<br />

edilmiştir. Yağış ve buharlaşma verileri modellendikten sonra tahminler iklim<br />

değişiminin sıcaklık artışları ve yağış miktarında düşüşler getireceği göz önünde<br />

bulundurularak yapılmıştır. Bu modellere dayanarak göl bilânçosu oluşturulmuş ve<br />

göl işletme modeli kurulmuştur.<br />

Yapılan model çalışmaları sonucunda iklim değişiminin Işıklı Gölü üzerinde<br />

olumsuz etkileri olacağı ve ileriye yönelik üç yıllık dönemde sulanması planlanan<br />

tarım arazileri için yeterli suyun havzada biriktirilemeyeceği belirlenmiştir.<br />

Anahtar Kelimeler: İklim değişimi, su kaynakları, sera etkisi, Işıklı Gölü, akışların<br />

modellenmesi, hidrolojik bilânço, işletme modeli.<br />

2008, 117 sayfa<br />

iv


ABSTRACT<br />

Ph.D. Thesis<br />

CLIMATE CHANGE EFFECTS ON WATER RESOURCES<br />

Hasan Gürhan ÜSTÜN<br />

Süleyman Demirel University Graduate School of Applied and Natural Sciences<br />

Department of Civil Engineering<br />

Thesis Committee: Prof. Dr. Bülent TOPKAYA<br />

Prof. Dr. M. Erol KESKİN (Supervisor)<br />

Prof. Dr. S. Nilay KESKİN<br />

Assoc. Prof. Dr. Recep BAKIŞ<br />

Asst. Prof. Dr. Mesut ÇİMEN<br />

To analyse the climate change effects on water resources a case study is made on<br />

Işıklı Lake. The aim of this study is to investigate the effects of climate change on<br />

this lake and to set a hydrological balance and operating model under this effect. The<br />

three years forward period in the constituted model is analysed as forecasting period.<br />

Temperature data is modelled firstfully by using Hybrid Model that is formed by<br />

ARMA and Fourier Series. The input and output parameters are determined, and the<br />

run off to the lake is modelled and forecasted for the three years forward period.<br />

After the precipitation and evaporation data are modelled, the forecasts are made on<br />

the basis of climate change will cause higher temperatures and lower precipitation<br />

amount. According to these models a water balance is set and lake operating model is<br />

constituted.<br />

According to model results it is seen that climate change will affect Işıklı Lake<br />

negatively and it is impossible to store the required amount of water in lake reservoir<br />

for the projected irrigation activities for the three years forward period under current<br />

conditions.<br />

Key Words: Climate change, water resources, greenhouse effect, Işıklı Lake,<br />

modelling the run off, hydrological balance, operating model.<br />

2008, 117 pages<br />

v


TEŞEKKÜR<br />

Küresel anlamda önem arzeden ve bir o kadar da güncel bir konu olan iklim değişimi<br />

ve su kaynaklarına etkileri bu çalışmada tüm yönleriyle incelenip ülkemizdeki bir su<br />

kaynağında durum çalışması yapılmıştır.<br />

Tezde emeği geçen tüm kişi ve kuruluşlara teşekkür etmekle beraber aşağıda<br />

sayacağım kişilere teşekkürü ayrıca bir borç bilirim.<br />

Değerli tez danışmanım Sayın Prof. Dr. M. Erol Keskin, çalışmanın sonuca<br />

ulaştırılmasında ve karşılaşılan güçlüklerin aşılmasında yön gösterici olmuştur.<br />

Aileme tez çalışması süresince verdikleri destekten ötürü teşekkür ederim.<br />

vi<br />

Hasan Gürhan ÜSTÜN<br />

ISPARTA, 2008


ŞEKİLLER DİZİNİ<br />

Şekil 3.1 Işıklı Gölü’nden bir görünüm ………………………………….…………22<br />

Şekil 3.2 Işıklı Gölü ……………………………………………..………….………23<br />

Şekil 3.3 Büyük Menderes nehri güzergahı ….…………………….…………….…25<br />

Şekil 3.4 2020-2080 yılları için yaz aylarındaki sıcaklık değişimi …..…………..…34<br />

Şekil 3.5 Sera etkisinin şematik gösterimi …………………………….……..……..36<br />

Şekil 3.6 Avrupa ülkelerinde kişi başına düşen yıllık tatlı su miktarı, 2001 ….……42<br />

Şekil 3.7 Su kaynakları potansiyelinin % 20'sinden fazlasını kullanan ülkelerde<br />

iklim değişiminden dolayı su kaynaklarında meydana gelen değişim …..….44<br />

Şekil 3.8 Küresel olarak 1961–1990 yılları akışları temel alınarak 2050 yılı için<br />

yapılan ortalama yıllık akış değişim tahminleri (mm/yıl) …………………..45<br />

Şekil 3.9 2080 yılında deniz seviyesindeki yükselmeye karşı halen uygulanan<br />

koruma yöntemlerinin devamı halinde risk altındaki insan sayısı ve kıyı<br />

alanları ……………………………………………………………………....47<br />

Şekil 3.10 Avrupa Birliği ülkelerinin mevcut ve tahmin edilen sera gazı salımları ..53<br />

Şekil 3.11 Küresel ortalama sıcaklık değişimleri …………………….….…………55<br />

Şekil 3.12 Küresel ortalama yağış değişimleri ……………………….…………….56<br />

Şekil 4.1 Hibrid modelle tahmin edilen ve gözlenen değerlerin 1964-2006 yılları<br />

için dağılımı ……………………………….…………………….………….63<br />

Şekil 4.2 Hibrid modelle modellenen ve gözlenen değerlerin 2004-2006 yılı için<br />

karşılaştırılması ……………………………………………………………..64<br />

Şekil 4.3 Fourier Serileri ile 2007-2009 dönemi için tahmin edilen sıcaklık<br />

değerleri……………………………………………………………………..64<br />

Şekil 4.4 Göl seviye-alan-hacim değişimi ……………………………….…………66<br />

Şekil 4.5 Ölçülmüş göl seviye değişimleri …………………………………………67<br />

Şekil 4.6 2003-2007 dönemi su seviyesi ……………………………………………68<br />

Şekil 4.7 1959-1980 yılları arası modellenen göl seviye salınımı ………………….69<br />

vii


Şekil 4.8 2007-2009 dönemi için tahmin edilen göl seviyeleri …………………….70<br />

Şekil 4.9 Küfi Çayı’nın son üç yılı tahmin edilen akım eğrisi ………...……………72<br />

Şekil 4.10 Küfi Çayı gözlenen ve modellenen akım çiftleri ………………..………73<br />

Şekil 4.11 Küfi Çayı gözlenen ve modellenen akım eğrileri (1959-2006) …………73<br />

Şekil 4.12 Büyük Menderes Nehri’nin son üç yılı tahmin edilen akım eğrisi …...…74<br />

Şekil 4.13 Büyük Menderes Nehri gözlenen ve modellenen akım çiftleri …………75<br />

Şekil 4.14 Büyük Menderes Nehri gözlenen ve modellenen akım eğrileri (1959-<br />

2006) …………………………………………………………………….….76<br />

Şekil 4.15 Akçay’ın gözlenen akım eğrisi ………………………………………….76<br />

Şekil 4.16 Işıklı Pınarı’nın son üç yılı tahmin edilen akım eğrisi …………………..78<br />

Şekil 4.17 Işıklı Pınarı gözlenen ve modellenen akım çiftleri ………………….…..79<br />

Şekil 4.18 Işıklı Pınarı gözlenen ve modellenen akım eğrileri (1959-2006) ……….79<br />

Şekil 4.19 Yuvaköy Kaynağı’nın gözlenen akım eğrisi ……………………………80<br />

Şekil 4.20 Yapağlı Kaynakları’nın gözlenen akım eğrisi …………………………..81<br />

Şekil 4.21 Gökgöl Kaynakları’nın gözlenen akım eğrisi ………………………...…81<br />

Şekil 4.22 Son üç yılı tahmin edilen yağış yüksekliği eğrisi ……………………….83<br />

Şekil 4.23 Son üç yılı tahmin edilen yağış hacim eğrisi ……………………………83<br />

Şekil 4.24 Süngüllü Pompa İstasyonu’nun son üç yılı tahmin edilen pompaj eğrisi .85<br />

Şekil 4.25 Irgıllı Pompa İstasyonu’nun son üç yılı tahmin edilen pompaj eğrisi …..87<br />

Şekil 4.26 Büyük Menderes Nehri-çıkış’ın son üç yılı tahmin edilen akım eğrisi …88<br />

Şekil 4.27 Büyük Menderes Nehri çıkışı gözlenen ve modellenen akım çiftleri …...89<br />

Şekil 4.28 Büyük Menderes Nehri çıkışı gözlenen ve modellenen akım eğrileri<br />

(1959-2006) …………………………………………………………………90<br />

Şekil 4.29 Baklan Ovası Sulaması’nın son üç yılı planlanan hacim eğrisi …………91<br />

Şekil 4.30 Gümüşsu Pompaj Sulaması’nın son üç yılı planlanan hacim eğrisi ….…92<br />

viii


Şekil 4.31 Son üç yılı tahmin edilen buharlaşma yüksekliği eğrisi ………………...93<br />

Şekil 4.32 Son üç yılı tahmin edilen buharlaşma hacim eğrisi ……………………..94<br />

Şekil 4.33 Beslenim-boşalım büyüklükleri ………………………………..………..99<br />

Şekil 4.34 Göl beslenim grupları …………………………………………..…….…99<br />

Şekil 4.35 Göl boşalım grupları …………………………………………………...100<br />

Şekil 4.36 Beslenim-boşalım dengesi …………………………………………..…101<br />

Şekil 4.37 Hesaplanan ve ölçülen hacim farkları …………………………….……101<br />

ix


ÇİZELGELER DİZİNİ<br />

Çizelge 3.1 Işıklı Gölü sulama projesi karakteristikleri ………………..…..…….…23<br />

Çizelge 3.2 Yeraltı suyu tahsisleri ………………………………………………….26<br />

Çizelge 3.3 Sulanabilir tarım arazisi ……………………………………….……….27<br />

Çizelge 3.4 İl genelinde aktif depolama hacmi ……………………………………..27<br />

Çizelge 3.5 Türkiye’deki sera gazları salımları ……………………………...……..53<br />

Çizelge 4.1 Hava sıcaklığı verilerinin bazı parametreleri …………………………..60<br />

Çizelge 4.2 Artık model eklenmiş ve eklenmemiş Hibrid Model .............................62<br />

Çizelge 4.3 Küfi Çayı istatistik parametreleri ………………………………………71<br />

Çizelge 4.4 Büyük Menderes Nehri istatistik parametreleri ………………………..74<br />

Çizelge 4.5 Işıklı Pınarı istatistik parametreleri ……………………………………77<br />

Çizelge 4.6 Yağış verileri istatistik parametreleri …………………………………..82<br />

Çizelge 4.7 Büyük Menderes Nehri-çıkış istatistik parametreleri ………………….88<br />

Çizelge 4.8 Sulama verileri istatistik parametreleri ………………………………...90<br />

Çizelge 4.9 Buharlaşma verileri istatistik parametreleri …………………………....93<br />

Çizelge 4.10 Göl beslenim değerleri …………………………………………….….95<br />

Çizelge 4.11 Göl boşalım değerleri ………………………………………………...97<br />

x


a0<br />

SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ<br />

Fourier Serisi Analizi sabiti<br />

a1, b1, a2, b2, ak, bk Faz katsayıları<br />

Ak<br />

Serinin genliği<br />

AOGCM Atmosphere Ocean General Circulation Model<br />

AR(2) 2. dereceden otoregresif model<br />

ARMA Autoregressive Moving Average<br />

ARMA(1,1) 1. dereceden otoregresif hareketli ortalama model<br />

b0<br />

B∆t<br />

CH4<br />

CO2<br />

Eğim katsayısı<br />

Taban suyu beslenimi<br />

Metan<br />

Karbondioksit<br />

Cov Kovaryans<br />

CRLE Complementary Relationship Lake Evaporation<br />

EEA European Environment Agency<br />

E∆t<br />

f Frekans<br />

Buharlaşma kayıplarının zamana bağlı değişimi<br />

FARIMA Fractionally Differenced Autoregressive Integrated Moving<br />

Average<br />

GCM General Circulation Model<br />

GHG Greenhouse gases<br />

GOS Global Observing System<br />

ha Hektar<br />

HadCM2 Hadley Centre Circulation Model 2<br />

xi


HadCM3 Hadley Centre Circulation Model 3<br />

HFCs<br />

Hidroflorokarbon<br />

hm 3 Hektometreküp<br />

IMO International Meteorological Organization<br />

IPCC Intergovermental Panel on Climate Change<br />

k ω’nin harmonikliği<br />

KHGM Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü<br />

km Kilometre<br />

km 2 Kilometrekare<br />

kV Kilovolt<br />

kW Kilowat<br />

K∆t<br />

m Metre<br />

m 3 Metreküp<br />

Taban suyu kaçakları<br />

m 3 /s Metreküp/saniye<br />

m 3 /saat Metreküp/saat<br />

Max Maximum<br />

Min Minimum<br />

mm Milimetre<br />

mm/yıl Milimetre/yıl<br />

MOS Model Output Statistics<br />

n Gözlem sayısı<br />

N2O Nitrooksit<br />

OECD Organisation for Economic Co-operation and Development<br />

xii


P Olasılık fonksiyonu<br />

p, q ARMA model dereceleri<br />

PFCs<br />

P∆t<br />

Perflorokarbon<br />

Yağıştaki zamana bağlı değişim<br />

R 2 Belirginlik katsayısı<br />

RE Bağıl hata<br />

rk<br />

n elemanlı örnekten elde edilen k-aralıklı otokorelasyon<br />

katsayısı<br />

RMSE Root mean square error<br />

RSE Artık standart hata<br />

R∆t<br />

Akıştaki zamana bağlı değişim<br />

S Tahmin edilen sıcaklıkların standart sapması<br />

t<br />

g<br />

S Gözlenen sıcaklıkların standart sapması<br />

t<br />

o<br />

SF6<br />

Sülfür Hekzaflorid<br />

Sul. Dönen Sulamadan dönen<br />

Sün. P. Süngüllü Pompaj<br />

S∆t<br />

Enerji ve sulama-içmeye verilen su miktarı<br />

t Zaman serisi sıra numarası<br />

Tf<br />

Fourier model sonuçları<br />

T Tahmin edilen hava sıcaklığı<br />

g<br />

i<br />

T Tahmin edilen ortalama hava sıcaklığı<br />

g<br />

m<br />

Th<br />

Ti<br />

Hibrid model sonuçları<br />

Tahmin edilen sıcaklık<br />

xiii


tn<br />

n zaman anı<br />

T Gözlenen hava sıcaklığı<br />

o<br />

i<br />

T o<br />

m<br />

Gözlenen ortalama hava sıcaklığı<br />

UKCIP98 United Kingdom Climate Impacts Programme<br />

UN United Nations<br />

UNCED United Nations Conference on Environment and Development<br />

UNEP United Nations Environment Programme<br />

UNFCCC United Nations Framework Convention on Climate Change<br />

UNFCCC HGK UNFCCC Hükümetlerarası Görüşme Komitesi<br />

WHO World Health Organization<br />

WMO World Meteorological Organization<br />

Xi, Xn<br />

Sürecin i. ve n. rasgele değişkeni<br />

Y. Kay. Yuvaköy Kaynağı<br />

yi<br />

εi<br />

Zaman serisinin i.’nci yıldaki değeri<br />

Rasgele değişken<br />

ω Fourier frekansı<br />

φp, θq<br />

ρk<br />

σx<br />

(∆V)∆t<br />

0 C Celsius<br />

Zaman serisinin regresyon katsayıları<br />

k-aralıklı otokorelasyon katsayısı istatistiği<br />

Standart sapma istatistiği<br />

Göl su hacmindeki zamana bağlı değişim<br />

xiv


1. GİRİŞ<br />

Su canlıların vazgeçilmez ihtiyaçlarının başında gelir. Bu yüzden insanoğlu için her<br />

zaman önemini korumuştur. Su ile insanoğlunun doğrudan etkilendiği iklim<br />

birbiriyle yakın ilişki içinde olmuş, bazı yıllar belirli yöreler kuraklık yaşarken bazen<br />

de yağışlı dönemler geçirmiştir. Su kaynaklarının iklim ile yoğun bir etkileşimi söz<br />

konusudur. İklimin yağışlı dönemlerinde su kaynakları artış gösterip, kurak<br />

dönemlerinde ise azalma göstermektedir.<br />

Endüstrileşme dönemiyle birlikte özellikle 1900’lü yıllardan sonra yaşanan hava, su<br />

ve toprak kirliliği yerkürede geri dönülmesi güç tahribatlar yapmıştır. Su kaynakları<br />

doğrudan kirlenmekle birlikte dolaylı olarak da birçok etkiye maruz kalmıştır. Fosil<br />

yakıtlarının kullanılması sonucu havaya karışan sera gazları güneşin yerküreyi<br />

ısıtması sonrasında ısıyı atmosferde hapsetmiş ve küresel bir ısınmaya sebep<br />

olmuştur. Su kaynakları bu ısınmadan yağışların azalması, buzulların erimesi gibi<br />

birçok yönden etkilenmektedir.<br />

Fosil yakıtlarının en önemlisi CO2 (Karbondioksit) olup iklim değişimi<br />

modellemeleri bu gazın atmosferdeki artış oranı tahminlerine dayandırılarak<br />

yapılmaktadır. Bu çalışmaların sonucunda dünyayı bir ısınmanın beklediği<br />

görülmektedir. Yerküre daha önce de buzul çağları gibi iklim değişimleri geçirmiş<br />

olmakla beraber bu değişimler insan etkisinden ve kirlilikten uzak olmuştur.<br />

Geçirdiğimiz iklim değişiminin farkı kirlenmeye dayalı bir değişim olup sonuçlarını<br />

önceden kestirmek zordur.<br />

İklim değişiminin etkileri sadece su kaynakları üzerine olmayıp tarıma, ekonomiye,<br />

ekosisteme, insan sağlığına geniş çaplı etkileri olması beklenmektedir. Tarımda iklim<br />

değişiminin sıcaklık artışı ve yağış azalışı sonucu ortaya çıkan olumsuz etkilerini<br />

azaltmak için gelişmiş sulama teknikleriyle beraber verimli arazi kullanımını da<br />

yaygınlaştırmak gerekmektedir. Daha önce bu konuda yapılan çalışmalar acil<br />

önlemler alınması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır.<br />

1


Ekonomik olarak 3. dünya ülkeleri ve gelişmekte olan ülkeler iklim değişiminden<br />

gelişmiş ülkelere göre daha fazla etkilenecektir. Uluslar arası kuruluşların bu konuyu<br />

da gözetmeleri gerekmektedir. İnsan sağlığı açısından da artması olası hastalıklar en<br />

çok zaten açlıkla kıvranan 3. dünya ülkelerini vuracaktır.<br />

Dünya ekosistemi belli bir denge konumundadır. İnsanoğlunun faaliyetleri sonucu<br />

iklimde yaşanan değişme bu denge konumunu olumsuz biçimde etkileyecektir. Bazı<br />

bitkiler ve hayvanlar artan sıcaklık ve kuraklık sonucunda soylarının tükenmesi<br />

tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceklerdir. Hayvanlar daha sulak ve sıcaklığın az<br />

olduğu yörelere göç edeceklerdir.<br />

Bu çalışmada iklim değişiminin ülkemize olan etkilerine de değinilip su kaynaklarına<br />

olan etkisi tatlı su, deniz suyu ve buzullara olmak üzere ayrı ayrı incelenecektir.<br />

Özellikle buzulların hızla erimesi deniz seviyesine yakın seviyede kurulan yerleşim<br />

bölgeleri ve ekosistem için tehlikeler arz etmektedir. Bu tür yerleşim bölgeleri ek<br />

önlemler almak için daha çok harcama yapmak zorundadırlar.<br />

İklim değişiminin önemi kavrandıktan sonra uluslar arası boyutta önlem alma konusu<br />

gündeme gelmiştir. İklim ve çevre konularında hâlihazırda çeşitli çalışmalar ve<br />

araştırmalar yapmakta olan resmi ve resmi olmayan kuruluşlar bu konuda da geniş<br />

çalışmalar yapmışlardır. Bu kuruluşların amacı uluslar arası alanda bir toplum bilinci<br />

oluşturarak iklim değişiminin hızını azaltmaktır. Ülkelerin altına imza attıkları<br />

anlaşmalarla özellikle CO2 gazı salımını azaltmaya yönelik tedbirler alınmıştır.<br />

Bütün ülkelerin bu tür anlaşmalara taraf olması beklenmektedir.<br />

Bu çalışmanın amacı iklim değişiminin su kaynaklarına olan etkisini incelemektir.<br />

İklim değişiminin su kaynaklarına etkisi ile ilgili literatürde değişik çalışmalar vardır,<br />

bu çalışmada ise iklim değişiminin Işıklı Gölü üzerine etkisi bir durum çalışması<br />

olarak ele alınmıştır. Bu tezin bir amacı da bölgedeki sulama projelerine önümüzdeki<br />

üç yıllık dönem içinde yeterli suyun verilip verilemeyeceğinin tahmin edilmesidir.<br />

Tahminler kısa dönemler için daha etkili olduğu için üç yıllık bir dönem seçilmiştir.<br />

Sıcaklık artışı iklim değişiminin ilk etkisi olarak ortaya çıktığından atmosfer sıcaklık<br />

2


modelleri incelenecektir. Işıklı yapay gölünün hidrolojik bilânçosu çıkartılarak iklim<br />

değişiminden ne yönde etkilendiği anlaşılmaya çalışılacaktır. Öncelikle gölün çevre<br />

su kaynakları tanıtıldıktan sonra beslenim ve boşalım parametreleri uygun<br />

modelleme teknikleriyle modellenip ileriye yönelik bilânço tahminlerinde<br />

kullanılacaktır. Son yıllarda göl buharlaşma değerlerinin bir artış içinde olduğu<br />

görülmüştür. Daha önce yapılmış olan sıcaklık modellemesi sonucu gözlenen<br />

sıcaklıktaki artış buharlaşma miktarındaki artışı açıklamaktadır. Yüzeysel akışların<br />

modeller kullanılarak ileriye yönelik tahminleri yapılacaktır. Yağış ve buharlaşma<br />

değerleri ise iklim değişiminin etkileri göz önünde bulundurularak tahmin<br />

edilecektir. Çalışmanın son kısmında ise beslenim ve boşalım dengesi kurularak<br />

2007–2009 dönemi için iklim değişimi etkisi altında su bütçesi belirlenerek bir<br />

işletme modeli oluşturulacaktır. Bu modelde sulamaya verilebilecek su miktarı<br />

belirlenecektir. Bu çalışmada izlenen yol diğer göller için de uygulanabilir.<br />

3


2. KAYNAK ÖZETLERİ<br />

İklim değişiminin su kaynaklarına etkisi birçok çalışmada ele alınmıştır. Çalışmalar<br />

yağış, akış, sıcaklık modellemeleri ile göller üzerinde yoğunlaşmıştır.<br />

Modelleme su kaynakları yönetiminde su bütçesi hesaplarında sıklıkla başvurulan bir<br />

yöntemdir. İçme, sulama ve enerji ihtiyacının karşılanmasında kullanılan doğal ve<br />

yapay göllerin gelecekteki su bütçelerinin oluşturulmasında modellemelerden<br />

yararlanılır. Doğa olaylarında matematiksel olarak ifade edilebilip değişkenlerinin<br />

değerleri bilinip kesin sonuca varılan olaylara deterministik olaylar denir. Örneğin<br />

hız ile zamanın çarpımı alınan yolu verir. Sonucu önceden bilinemeyen doğa olayları<br />

da vardır. Örneğin, gelecek yıl hava sıcaklığı ve yağışın ne olacağı gibi.<br />

Deterministik denklemlerle açıklanamayan olayların gelecekteki davranışlarını<br />

açıklamak için olasılık ve istatistik tabanlı yaklaşımlardan yararlanılmalıdır (Bayazıt<br />

ve Oğuz, 1985).<br />

2.1. İklim Değişimi, Sıcaklık ve Yağış Modellemeleri<br />

Bu çalışmada sıcaklık modellemeleri yapılmış, yağış verileri ise iklim değişimini<br />

yansıtacak şekilde gözönünde bulundurulmuştur. Hava sıcaklığı ve yağış<br />

modellemeleri yerkürenin bütünü gözönünde bulundurularak GCM (General<br />

Circulation Model) adıyla bir çok çalışmada ele alınmıştır. İleriye yönelik yapılan bu<br />

iklim değişikliği modellerinden yerkürenin iklimi tahmin edilmeye çalışılmıştır.<br />

Bunlardan bir tanesi Kanada’da kuzey British Columbia bölgesinde farklı iki iklim<br />

bölgesinin olası bir iklim değişikliğinden ne yönde etkileneceği üzerinde olmuştur<br />

(Loukas vd., 2002). Çalışmada Kanada iklim modelleme merkezinin GCM modeli<br />

kullanılmıştır. Havza akışı da bir havza modeli yardımıyla hesaplanmıştır. Bu model<br />

havzayı yükseklik bantlarına ayırmıştır. Buzul dağılımı gibi meteorolojik bilgiler<br />

yüksekliğe göre model tarafından dağıtılmıştır. Sıcaklığa bağlı olarak da yağışın o<br />

yükseklik bandında yağmur mu kar mı olduğu belirlenmiştir. Çalışmada kullanılan<br />

havza modeli doksanın üzerinde parametreye sahiptir. Bunlardan onsekizi kullanıcı<br />

tarafından belirlenmekte, diğerleri sabit olarak alınmaktadır. Parametrelere duyarlılık<br />

4


analizi ve Monte Carlo simulasyonu uygulanmıştır. Çalışmada kullanılan GCM<br />

modeli geniş ölçekli değişkenleri gözönüne aldığı için başarılı sonuçlar alınmıştır.<br />

Bunlardan bazıları ağaç örtüsü ve yoğunluğu, bulut örtüsü ve radyasyon enerjisi<br />

değişimi, yağış şiddeti değişimi, ormanlık ve açık alanlardaki kar örtüsü değişimi,<br />

buzul erimesi değişimi, buharlaşma-terleme değişimi, sıcaklık ve CO2 yoğunluğu<br />

değişimidir. Çalışmada kullanılan GCM modeli 2100 yılı için 2,7 0 C (Celcius)<br />

sıcaklık artışı ve % 4 yağış artışı öngörmektedir. Simulasyon akışları yağmur, kar<br />

erimesi, kışın kar üstüne yağmur yağması, bahar yağmuru ve kar erimesi olayları,<br />

buzul erimesi katkısıyla yaz akışları olmak üzere beş başlık altında incelenmiştir.<br />

Sonuçlar bu iki havza için gelecekteki iklimin daha sıcak ve yağışlı olduğunu<br />

göstermiştir. Çalışmada kullanılan havzalardan biri olan Upper Campbell havzasında<br />

yağışın artacağı, kar yağışının azalacağı, kar erimesinden kaynaklanan akışın<br />

azalacağı, taşkınların büyüklük ve frekansının artacağı sonucuna ulaşılmıştır.<br />

Illecillewaet havzasında ise sıcaklık, yağış ve akışın artacağı, kar erimesi kaynaklı<br />

akışın azalacağı tahminlerine ulaşılmıştır. Karın ana taşkın yapıcı mekanizma olacağı<br />

tahmin edildiğinden taşkınların frekans ve büyüklüğünün azalacağı tahmin edilmiştir.<br />

Yu vd. (2002), iklim değişiminin güney Tayvan’da su kaynakları üzerine etkisini<br />

incelemişlerdir. Çalışmalar için Kao-Pen Creek havzası seçilmiştir. Havza alanı<br />

3.256,85 km 2 (Kilometrekare) olup ana akım uzunluğu 171 km’dir. Ortalama günlük<br />

sıcaklık, yağış, aylık yağışlı günler ve günlük yağışların geçiş olasılıkları gibi<br />

meteorolojik değişkenlerin zaman serileri eğilimlerinin belirlenmesi amacıyla Mann-<br />

Kendall metoduna tabi tutulmuştur. Bu metodla yılın bütün aylarına ait eğilimler<br />

çıkarılmıştır. Bulunan eğilimlerle sürekli yağış-akış modeli kullanılarak akış<br />

tahminleri yapılmıştır. Sıcaklık modellemesinde birinci dereceden otoregresif model<br />

kullanılmıştır. Günlük yağış miktarının tahmininde geliştirilmiş bir Weibull dağılım<br />

fonksiyonu kullanılmıştır. Yağış-akış simulasyonu için İsveç Meteoroloji ve<br />

Hidroloji Enstitüsü tarafından geliştirilen bir hidrolojik model kullanılmıştır. Tahmin<br />

sonuçlarına göre sıcaklıkların arttığı, akışların ise yağışlı mevsimde artıp kurak<br />

mevsimde azaldığı görülmüştür.<br />

5


İklim değişiminin Çin’deki etkileri üzerine yapılan bir çalışmada büyük ölçekli ve<br />

yarı-dağılımlı bir aylık su bütçesi modeli geliştirilmiştir (Guo vd., 2002). Topoğrafik<br />

çalışmalar için coğrafi bilgi sistemleri kullanılmıştır. Model parametreleri havza<br />

karakteristiklerine regresyon ve optimizasyon metodlarıyla bağlanmıştır. Model<br />

parametreleri her hücre için ayrı ayrı tahmin edilmiştir. Farklı GCM tahminleri için<br />

Çin’in hidroloji ve su kaynaklarının küresel ısınmaya duyarlılığı araştırılmıştır.<br />

Önerilen modeller su kaynakları durumlarını ve akışın büyüklük ve zamanını<br />

belirlemede yeterli olmuştur. Çalışma sonuçlarına göre iklim değişimi mevcut<br />

hidrolojik çevrim ve Çin’deki su kaynakları üzerine önemli etkilere sahiptir. Önerilen<br />

yarı-dağılımlı ve büyük ölçekli su bütçe modeli aylık akışın şiddet ve zamanlamasını<br />

oluşturmada başarılıdır. Akış ve zemin nemliliği gibi hidrolojik değişkenler yağışa<br />

sıcaklıktan olduğundan daha hassastır. Yarı kurak ve yarı nemli bölgeler Çin’in<br />

nemli bölgelerine göre iklim değişimine daha duyarlıdır. İklim değişimi mevcut su<br />

kaynakları yönetim uygulamalarına ek belirsizlik getirmiş olur. Şu andaki planlanmış<br />

su kaynakları sistemleri iklim değişiminin olası etkilerini gözönüne almamaktadır ve<br />

2030 yılına kadar artan su ihtiyacını karşılamakta yeterli olmayabilir. Çin’deki su<br />

kaynakları planları gözden geçirilmelidir. Birleştirilmiş su kaynakları yönetimi<br />

değişime adaptasyon potansiyelini güçlendirecektir.<br />

Lenten ve Moosa (2003), Avustralya’daki uzun vadeli iklim değişimini amprik bir<br />

yaklaşımla tahmin etmişlerdir. Model 1901-1998 yılları arasında geniş bir veri<br />

aralığında geliştirilmiştir. Çalışılan noktalarda sıcaklığın yukarı eğilimli olduğu<br />

görülmüştür. Çoğu iklim değişikliği değerlendirme çalışmalarında uzun yılların<br />

ortalaması düşünülür. Arnell (2003) tarafından yapılan çalışmada ise etkiler yıllık<br />

bazda değerlendirilmiştir. İngiltere’deki altı havzada aylık ortalama akışların<br />

tahmininde yöntem olarak UKCIP98 (United Kingdom Climate Impacts Programme)<br />

iklim değişimi senaryoları ve doğrulanmış bir hidrolojik model kullanılmıştır. İnsan<br />

kaynaklı iklim değişimi doğal birkaç on yıllık değişimden farklı olarak akış üzerine<br />

kışın artan yazın ise azalan bir etki yapar. 2050’li yıllarda bu değişimin açıkca ortaya<br />

çıkacağı tahmin edilmiştir. Bu iki etki süperpozisyon yapıldığında nehir akımlarının<br />

artacağı tahmin edilmiştir. Werritty (2002)’ye göre son zamanlardaki İskoçya’daki<br />

iklim değişikliği ileriye yönelik kararlar alan su kaynakları yöneticilerini zor<br />

6


durumda bırakmıştır. Makalesinde, bu belirsiz durumla karşı karşıya kalan<br />

yöneticileri desteklemek için iki strateji geliştirmiştir. Birincisi 60’lı yıllardan bu<br />

yana yağış ve akış eğilim analizi yapmaktır. İkincisi ise GCM kullanarak yağış ve<br />

sıcaklık verilerinden yağış-akış modeline girdi sağlamaktır. Çalışmada daha önceden<br />

yapılan tahminleri de incelemiştir. Muzik (2002), atmosferde iki katına çıkan CO2<br />

miktarının Alberta Kanada’daki Rocky dağları doğu eteklerinde orta ölçekli<br />

havzalarda taşkın frekans ve büyüklüklerini nasıl etkileyeceği konusunu incelemiştir.<br />

Çalışmada yöntem olarak GCM sonuçlarının yöresel ölçekte yeterli yaklaşıklıkta<br />

sonuç verememesinden dolayı taşkınlara birinci dereceden etkisi olan yağış<br />

yoğunluğunda birinci dereceden bir analiz yürütülmüştür. 6-48 saatlik taşkın yapma<br />

özelliği olan yağışların yağış yüksekliğinin Gumbel dağılımının standart sapması ve<br />

ortalamasında % 25’lik bir artış ve sadece standart sapmasında % 50’lik bir artış<br />

olmak üzere iki senaryo seçilmiştir. Taşkın frekans eğrileri Monte Carlo simulasyon<br />

yöntemi ile türetilmiştir. Her iki senaryoda bugünkü değerler karşılaştırıldığında<br />

senaryo 1 taşkın açısından daha kritik bulunmuştur. Senaryo 1’de ortalama yıllık<br />

taşkın sayısının % 80, 100 yıllık taşkın sayısının % 41 artacağı tahmin edilmiştir.<br />

Hava sıcaklığı atmosferdeki CO2 oranına bağlı olarak son yüzyılda artış göstermiştir<br />

ve yapılan modellemelerde önümüzdeki dönemde de artacağı öngörülmektedir. Hava<br />

sıcaklığı, su sıcaklığı ve yağış modeli geliştirilmesi sırasında modelin mevsimsel<br />

sıcaklık farklarını yansıtması önemli bir noktadır. Woolhiser ve Pegram (1979) yağış<br />

verilerini Fourier Serileri ile modelleyerek mevsimsel salınımları simüle<br />

edebilmişlerdir. Fourier serisi katsayılarının maximum benzeşim tahminlerini elde<br />

edecek yöntemler geliştirmişlerdir. Çalışmalar Birleşik Devletler’deki dört istasyon<br />

üzerinde yapılmıştır. Bulunan sonuçlar benzeşim oranı testinde yeterli yaklaşıklık<br />

sağlamıştır.<br />

Diğer taraftan Cluis (1972), su sıcaklığının hava sıcaklığıyla ilgisini otoregresif<br />

model kullanarak ifade etmiştir. Stokastik yöntemler günlük yağış, sıcaklık ve<br />

atmosfer radyasyonunun modellenmesinde kullanılmıştır (Richardson, 1981).<br />

7


Sıcaklık ve yağış modellemeleri kirlenme modellemelerinde kullanılmaktadır.<br />

Günlük ortalama sıcaklık ve günlük yağış verilerine gereksinim duyan noktasal<br />

kaynaklı olmayan kirlenme simülasyonlarında kullanmak için üç stokastik hava<br />

modeli geliştirilmiştir (Pickering vd., 1988). Birinci modelde yağış ve sıcaklık ayrı<br />

ayrı tahmin edilmiştir. İkinci model birincinin aynısı olmakla beraber farklı bir yağış<br />

dağılımı içermektedir. Üçüncü model ise yağış ve sıcaklığın birbirine bağımlı olaylar<br />

olduğu varsayımıyla yapılmıştır. Üç hava istasyonu verileri kullanılarak model<br />

doğrulama analizi yapılmıştır.<br />

Bir zaman serisinin ardışık anlarda aldığı değerler arasında istatistik bir bağımlılık<br />

bulunması halinde stokastik bir süreçten bahsedilir. Caissie vd. (2001), küçük bir<br />

akımdaki günlük maximum su sıcaklıklarını hava sıcaklıklarını kullanarak<br />

modellemişlerdir. Günlük maximum su sıcaklığı balık popülasyonunda dağılım ve<br />

büyüme oranlarını etkiler. Uzun dönemli yıllık bileşen Fourier Serileri ve Sinüs<br />

fonksiyonunun birleşimi ile, hatalar ikinci dereceden Markov modeli kullanılarak<br />

modellenmiştir. 1,48 ile 1,62 arasında değişen RMSE (Root Mean Square Error) ile<br />

regresyon modeline göre daha iyi bir sonuç elde etmişlerdir. Kullanılan regresyon<br />

modeli lojistik tip fonksiyonu ile ifade edilmiştir.<br />

Mohseni vd. (1998), parametreleri stabil olan bir çeşit lojistik fonksiyon<br />

kullanmışlardır. Haftalık akış sıcaklıklarını tahmin edebilmek için haftalık hava<br />

sıcaklıklarının dört parametreli nonlineer fonksiyonu kullanılmıştır. Sıcaklık depo<br />

etkilerini gözönüne alabilmek için regresyon fonksiyonu sıcak mevsim ve soğuk<br />

mevsim için ayrı ayrı geliştirilmiştir. Akış sıcaklığı için geliştirilen regresyon<br />

fonksiyonları 584 istasyonun üç yıllık verilerinden yararlanılarak geliştirilmiştir.<br />

Hava sıcaklıkları ise en yakın 197 istasyondan sağlanmıştır. Modelin belirginlik<br />

katsayısı 0,93 olarak hesaplanmıştır.<br />

Çok değişkenli istatistik tabanlı metodlar uzun vadeli aylık sıcaklık tahminlerinde<br />

kullanılmıştır (Nicholls, 1980; Norton, 1985). Bruhn vd. (1979), otoregresif model<br />

kullanarak hava sıcaklığını günlük olarak modellemiştir. Hava sıcaklığı, buharlaşma<br />

ve zemin nemi ile bütünleşik çevresel bir model geliştirilmiştir (Jones vd., 1972).<br />

8


Yüzeysel rüzgar, yağış olasılığı, maximum sıcaklık, bulut miktarı, donmuş yağışın<br />

koşullu olasılığı MOS (Model Output Statistics) ve regresyon yöntemiyle tahmin<br />

edilmiştir (Glahn ve Lowry, 1972). MOS yöntemi nümerik hava tahmin sonuçlarının<br />

gerçek verilerle karşılaştırılıp model sonuçlarının düzeltilmesinde ya da farklı<br />

değişkenlerin tahmininde kullanılan bir yöntemdir. Çalışmada elde edilen tahminler<br />

Ulusal Hava Hizmetleri’nin resmi tahminleriyle karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak<br />

MOS yönteminin hava tahmininde yeterli yaklaşıklıkta sonuç veren bir yöntem<br />

olduğu anlaşılmıştır. CO2 gazının iki kat artması esasına göre genel bir GCM’den<br />

yöresel bir lokasyonun yağış değeri yapay sinir ağları yöntemiyle elde edilmiştir<br />

(Crane ve Hewitson, 1998). Çalışmada GENESIS iklim modelinin ikinci versiyonu<br />

kullanılmıştır. Elde edilen veriler gözlenmiş değerlerle uyum sağlamıştır. Analizler<br />

havzada bahar ve yaz ayları yağışlarında % 32’lik bir artış tahmin etmiştir. Murphy<br />

(1999), GCM’den yerel sonuçlara ulaşma işleminde istatistik ve dinamik yöntemleri<br />

karşılaştırmıştır. Çalışmada Avrupa çapındaki 976 istasyonun 1983-1994 yılları arası<br />

sıcaklık ve yağış verilerinden yararlanılmıştır. İstatistik yöntem yaz sıcaklık<br />

tahminlerinde daha iyi sonuçlar verirken dinamik yöntem kış yağışlarında daha<br />

yaklaşık sonuçlar vermiştir. Clark ve Hay (2004), akım tahminlerinde orta vadeli<br />

nümerik hava tahmin yönteminin kullanılabilirliğini incelemişlerdir. Çalışmada kırk<br />

yıllık sekiz gün süreli atmosferik tahminlerden yararlanılmıştır. Tahminlerin istasyon<br />

bazında indirgenmesi için MOS yönteminden yararlanılmıştır. Bu yöntem ülke<br />

bazında maximum ve minimum sıcaklık tahminlerinde ilerleme olmasını sağlamıştır.<br />

Yağış tahminlerinde ise ilerleme daha az olmuştur. Bu yöntem sadece Birleşik<br />

Devletler’in kuzeydoğusundaki tahminlerde bir iyileştirme sağlamıştır. Bu yöntem<br />

kar erimesi ağırlıklı nedenli akım tahminlerinde iyileştirme sağlamakla beraber aynı<br />

etkiyi yağmur ağırlıklı nedenli akım tahminlerinde gösterememiştir. Antolik (2000),<br />

ulusal hava kurumunun istatistik kantitatif yağış tahmin yöntemlerini incelemiştir.<br />

Bu tahmin sistemi grid modeli çıktılarına MOS yöntemi uygulamaktadır.<br />

Nemec ve Schaake (1982), iklim değişiminin yarı-kurak ve yağışlı havzalara olan<br />

etkilerini incelemişlerdir. Çalışmalarında US NWS Nehir Tahmin Modeli ve<br />

Sacramento hidrolojik modelini kullanmışlardır. Yarı kurak bir havzada % 10’luk bir<br />

9


yağış düşüşü ve sıcaklıkta 1–2 derecelik bir yükselmenin akışta % 40 ila % 70’lik bir<br />

düşüşe sebep olacağını göstermişlerdir.<br />

Xu (1999), GCM modellerindeki mevcut yetersizlikleri inceleyerek bazı sonuçlara<br />

ulaşmıştır. Bu çalışmaya göre küresel iklim modellerinde büyük ölçekli çalışmaların<br />

bölgesel modellere göre daha anlamlı sonuçlar verebildiği belirlenmiştir. İklim<br />

değişimi senaryolarında daha geliştirilmiş yöntemlere ihtiyaç duyulmaktadır.<br />

Hidrolojik süreç ve etkileşimlerinin daha iyi anlaşılması makro ölçekli hidrolojik<br />

modellerin gelişmesinde temel teşkil edecektir. Simülasyon kapasiteleri mevcut veri<br />

tabanını aşmış olduğundan daha çok güvenilir veriye ihtiyaç vardır.<br />

Xu (2000), iklim değişiminin alanları 6 ila 1.293 km 2 arasında değişen İsveç'teki 25<br />

havzanın akış rejimlerine olan etkisini incelemiştir. Sıcaklığın 1, 2 ve 4 0 C arttığı;<br />

yağışın değişmediği, % 10 ve % 20 artıp azaldığı onbeş değişik iklim değişimi<br />

senaryosuna verilen hidrolojik cevaplar aylık su dengesi modeliyle simüle edilmiştir.<br />

Simülasyonlarda bölgedeki kar yoğunluğunda azalma gözlenmiştir. Mevsimsel<br />

buharlaşma dağılımı değişmekle beraber yıllık toplam buharlaşma miktarı<br />

maksimum % 23’te kalmıştır. Yıllık ortalama kar yağışı eşdeğeri su miktarı değişimi<br />

% 76 ve ortalama yıllık akış değişimi % 52 artış olarak elde edilmiştir. Yıl içindeki<br />

akış dağılımları değişmiş ve artırılmış sıcaklıklarla birlikte artan buharlaşma fazla<br />

yağışı dengelemiştir.<br />

2.2. Akış Modellemeleri<br />

Bu çalışmada akış verileri ARMA (Autoregressive Moving Average) modelleriyle<br />

modellenmiştir. Daha bir çok başka model olmasına rağmen tahmin periyodu üç<br />

yıllık kısa bir dönemi kapsadığından bu model tercih edilmiştir. Akış ya da yağış-<br />

akış bütünleşik verileri gerek istatistik gerekse nümerik modellerle ifade<br />

edilmişlerdir. Akış rejiminin bölgesel ve değişken olması tek ve çok değişkenli<br />

sentetik metodlardan bütünleşik modellere geçişe neden olmuştur (Montanari vd.,<br />

1997). Stokastik modellerin aynı anda kısa ve uzun vadeli değişiklikleri<br />

yansıtamaması bu yöntemin bir dezavantajı olarak değerlendirilebilir. Bu çalışmada<br />

10


ARMA modellerinin değişik bir türü olan FARIMA (Fractionally Differenced<br />

Autoregressive Integrated Moving Average) modeli kullanılmıştır. Bu model kısa ve<br />

uzun dönemli eğilimleri karakterize edebilir. Uzun sentetik serilerin elde edilmesinde<br />

kullanılabilir. Çalışmada İtalya’daki Maggiore Gölü günlük ve aylık giriş akımları<br />

modellenmiştir. Kavramsal tabanlı, parametrik olmayan ve günlük tahmin<br />

metodlarına dayalı yöntemler geliştirilmiştir (Treiber ve Plate, 1977; Schneider ve<br />

Schultz, 1982). Yağışlı ve kuru günleri gözönünde bulundurarak günlük yağış için<br />

olasılık modeli geliştirilmiştir (Kottegoda ve Horder, 1980). Transfer fonksiyonu<br />

kullanarak yağıştan akışa geçmişlerdir. Model parametreleri ve havza<br />

karakteristikleri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Bavaria’da Danube ve Isar<br />

nehirlerinin birleşim noktasında yapılan bir jeomorfolojik çalışmada her iki nehrin<br />

günlük akımlarının uzun süreli değerlerine ihtiyaç duyulmuştur (Kron vd., 1990).<br />

Her iki nehirde eş zamanlı korele edilmiş akımları türeten bir model geliştirilmiştir.<br />

Seksen beş yıllık veriler üzerine kurulan model kalibre edildikten sonra tarihi<br />

kayıtların istatistik özelliklerinin türetildiği yapay akım serileri oluşturulmuştur.<br />

Model performansı yirmi adet yüz yıllık türetilen serilerle kontrol edilmiştir. Sentetik<br />

akım dizilerinin elde edilmesinde olasılık yoğunluk fonksiyonlarının kernel<br />

tahminleri kullanılmıştır (Sharma vd., 1997). Akım çok değişkenli bir olasılık<br />

yoğunluk fonksiyonu olarak karakterize edilmiş zamana bağlı bir Markov işlemi<br />

olarak düşünülmüştür. Kernel yöntemleri bu çok değişkenli yoğunluk fonksiyonunu<br />

tahmin etmek için kullanılmıştır. Koşullu yoğunluk fonksiyonunun tekrar<br />

örneklenmesiyle simulasyon yapılmıştır. Bu fonksiyon temelde çok değişkenli<br />

olasılık yoğunluk fonksiyonunun kernel tahmininden elde edilmiştir. Bu aslında<br />

akımın parametrik olmayan elde edilme şeklidir. Bu yöntemle parametrik olmayan<br />

metodların stokastik hidrolojide kullanılan konvansiyonel metodlara göre daha esnek<br />

olduğu gösterilmiştir. Bu yöntemin uygulaması Utah’daki Beaver nehrinde<br />

yapılmıştır.<br />

Sentetik modellerle ilgili olarak Matalas (1967) matematiksel olarak değerlendirme<br />

yapmış, Green (1973) sentetik modelleri günlük akım tahminlerinde kullanmıştır.<br />

İngiltere’deki bütün nehirler için ortak bir günlük akım modeli kurmaya çalışmıştır.<br />

Yöntem beş günlük ortalama akım logaritmalarının doğrusal enterpolasyonuna<br />

11


dayanır. Beş günlük model günlük verilerin uzun dönemli istatistik karakteristiklerini<br />

ihtiva etmekle beraber hidrograf şekli gibi kısa dönemli karakteristikleri<br />

enterpolasyon modeliyle temsil edilmiştir. Stokastik hata terimi enterpole edilmiş<br />

günlük akımlara süperpoze edilmiştir. Bu terim, günlük zaman serilerinin<br />

deterministik olmayan bileşenini temsil eder. Bewdley-Sewern’deki nehir akışı<br />

gözlenmiş verileri ve sentetik veri oluşturulmasında kullanılmıştır. Yöntem daha<br />

sonra ise farklı karakterdeki iki nehir üzerinde uygulanmıştır. Stedinger vd. (1985)<br />

yıllık akım tahmini için stokastik ve ayrıştırma yöntemlerini kullanmıştır. Dalphin<br />

(1987), aylık akımlar için Markov-weibull modelini kullanmıştır. Koch (1985),<br />

fiziksel prensiplere bağlı stokastik akım modelleri üzerinde çalışmıştır. Bierkens ve<br />

Puente (1990), noktasal yağmur işlem bazlı analitik olarak türetilmiş akış modelleri<br />

üzerinde çalışmıştır.<br />

Akış modellemelerinde istatistik bir yöntem olarak ARMA modellerinden<br />

faydalanılabilir. Verilerde periyodiklik saptanırsa düşük dereceli periyodik ARMA<br />

modelleri hidrolojik zaman serilerini modellemede kullanılabilir (Tao ve Delleur,<br />

1976). ARMA modelinde yüksek dereceden periyodiklik Rasmussen vd. (1996)<br />

tarafından incelenmiştir. Rezervuar işletmesi için günlük akış tahmin modelleri Hsu<br />

vd. (1995) tarafından çalışılmıştır. Çalışmada kullanılan modelde yağış tahminleri ve<br />

ilk koşullardan yola çıkarak dolaysız akış, taban akışı ve buharlaşma tariflenerek akış<br />

tahminlerine geçilmiştir. Model parametreleri Gauss-Newton algoritmasına göre<br />

belirlenmiştir. Model performansı beş değişik hata ölçüm yöntemi ile test edilmiştir.<br />

Sonuçlar, yağış tahminlerinin % 60’ı aşan doğrulukla yapıldığı takdirde akış model<br />

hatasının % 30’un altında kaldığını göstermiştir. Bu sonuç günlük rezervuar<br />

operasyonlarında yeterli bir yaklaşıklık olarak kabul edilebilir. Akış<br />

modellemelerinde nonlineer dinamik model kullanılmıştır (Islam ve Sivakumar,<br />

2002). Danimarka’daki Lindenborg havzasındaki 1 Ocak 1975 ile 31 Aralık 1993<br />

arasında 15 yıllık günlük akış verisi değişik teknikler kullanılarak çalışılmıştır.<br />

Öncelikle akış davranışı hakkında ön bilgi edinmek için otokorelasyon fonksiyonu ve<br />

Fourier üs spekturumu kullanılmıştır. Daha sonra korelasyon integral analizi, yanlış<br />

en yakın komşu algoritması ve nonlineer tahmin metodu ile daha kapsamlı inceleme<br />

yapılmıştır. Bütün bu metodlar faz-uzay düşüncesinden hareket etmektedir. Bu,<br />

12


serilerin dinamiğinin belirlenmesi için tek değişkenli akış serilerinin çok değişkenli<br />

faz-uzay olarak incelenmesidir. Sonuç olarak korelasyon katsayısı 0,99 ve verimlilik<br />

katsayısı 0,98 elde edilmiştir. Yağış-akış modellemelerinde transfer fonksiyonu<br />

kullanılarak da çalışmalar yapılmıştır (Camarasa ve Tilford, 2002). Bu çalışmada<br />

yağış-akış transfer fonksiyonun İspanya’daki mevsimlik akışlara uygulaması<br />

yapılmıştır. Akış simulasyonları iki küçük havza olan Carraixet ve Poyo havzalarında<br />

denenmiştir. Birbirine çok yakın havzalar olmalarına rağmen jeolojik özellikleri<br />

farklıdır. Akış simulasyonları yağışın havza tepkisinde baskın olduğunu göstermiştir.<br />

Modelin ölçüm tertibatı olmayan diğer istasyonlara da uygulanabilmesi için çalışma<br />

yapılmıştır. Bu uygulama ölçme yapılan havzanın yağışa çabuk tepki gösteren bir<br />

havza olması durumunda sonuç vermiştir.<br />

Nehir akışının gelecekte alacağı değerlerin tahmininde, yağış-akış ilişkisinde, taşkın<br />

tahminlerinde yapay sinir ağları da kullanılabilir (Kang vd., 1993; Campolo vd.,<br />

1999). French vd. (1992) yağışı tahmin edebilmek için üç seviyeli network<br />

kurmuşlardır. Sisteme eğitim için öğrenme kümeleri verilmiştir. Bu işlemin ardından<br />

model yağış tahminlerinde yeterli yaklaşıklık sağlamıştır. Karunanithi vd. (1994)<br />

Mich’deki Huron nehri akımını sinir ağları yöntemiyle tahmin etmişlerdir. Model,<br />

sıklıkla kullanılan analitik nonlineer üslü modellerle karşılaştırılarak yeterli<br />

yaklaşıklık sağlanmıştır. Lorrai ve Sechi (1995), yağış-akış çevriminde gizlenmiş iki<br />

seviyeli ve sigmoid fonksiyonlu sinir ağı kullanmışlardır. Nehir akış tahmini Sardinia<br />

Araxisi havzasında yapılmıştır. Otuz yıllık veri öğrenme periyodu olması açısından<br />

üç adet onar yıllık periyotlara bölünmüştür. Sonuçlar yeterli yaklaşıklığı sağlamıştır.<br />

Smith ve Eli (1995), 5x5 gridlik havza üzerinde stokastik olarak türetilmiş yağış<br />

paternlerinden akışı tahmin etmeye çalışmışlardır. Program pik debiyi verecek<br />

şekilde geçmiş verilerle eğitilmiştir. Minns ve Hall (1996), yapay sinir ağında<br />

modeldeki saklı katman sayısı arttıkça model performansının arttığını<br />

gözlemlemişlerdir. İngiltere’de taşkına maruz iki havzada yapay sinir ağları yağış-<br />

akış ilişkisi içinde denenmiştir (Dawson ve Wilby, 1998). Az miktarda kalibrasyon<br />

veri seti verilmesine rağmen Amber ve Mole nehirleri için güvenilir modeller<br />

kurulabilmiştir. Kurulan model ile geleneksel taşkın tahminleri arasında<br />

13


karşılaştırmalar yapılmıştır. Amber nehri için sonuçlar yeterli yaklaşıklığı<br />

sağlamıştır.<br />

Awwad vd. (1994) Kore’deki Han Irmağı havzasında çok lokasyonlu akım tahmin<br />

modeli üzerinde çalışmışlardır. Tahmin çalışmaları için nehir üzerinde onyedi nokta<br />

gözönünde bulundurulmuştur. Her nokta için lineer stokastik bir model<br />

geliştirilmiştir, en uygun tahminler Kalman filtresi yardımıyla seçilmiştir. Veriler<br />

yetersiz olduğu için doğrulama periyodu aynı dönem üzerinden yapılmıştır. Modeller<br />

yeterli yakınsaklığı sağlamasına rağmen ani değişikliklere tam olarak cevap<br />

verememiştir.<br />

Hidrolojik modeller bunların üzerine yapılan yorumlarla su kaynakları karar<br />

mekanizmalarını etkilediğinden büyük önem arzetmektedir. Ne var ki modellerin<br />

birbiri arasında çok tutarlı olduğu söylenemez. Bunun en büyük sebeplerinden biri<br />

modellerde gereğinden fazla parametre kullanılmasıdır. Perrin vd. (2001), yaptıkları<br />

çalışmada az parametreli modellerin de çok sayıda parametreli modeller kadar<br />

başarılı sonuçlar verdiklerini göstermiş olup, yağış akış modellerinde serbest<br />

parametrelerin 3 ila 5 arasında sınırlandırılması gerektiği sonucuna varmışlardır.<br />

Shamir vd. (2006) Amerikan nehirleri alt havzalarında Ulusal Hava Servisi hidrolojik<br />

model ve akış tahminlerini değerlendirmişlerdir. Altı saatlik akış tahminleri beş<br />

günlük gecikme zamanına kadar incelenmiştir. Hidrolojik modelin günlük akış ve<br />

taşkın debisi üretme kabiliyeti incelenmiştir. Sonuçlar kurulan modellerin gözlenen<br />

akımları iyi temsil ettiğini ve akış aralıklarının yukarı havza düzenlemelerinden<br />

etkilenmediğini göstermiştir.<br />

2.3. Göl Hidrolojik Bilânçosu ve Buharlaşma<br />

Göllerin su dengesi ve hidrolojik bilançosu da iklim değişiminden doğrudan<br />

etkilenmektedir. Bu çalışmada modellenen göl beslenim ve boşalım büyüklükleri<br />

birleştirilerek göl bilançosu oluşturulmuştur. Gleick (1986), küresel iklim<br />

değişiminin bölgesel hidrolojik etkilerini değerlendirme yöntemlerini incelemiştir.<br />

Geliştirilmiş su bütçesi modellerinin hidrolojik etkileri değerlendirmede en etkili<br />

14


metod olduğu sonucuna varmıştır. GCM sonuçlarını su bütçesi modellemesiyle<br />

desteklemiştir. Arnell (1998), iklim değişiminin İngiltere’deki su kaynakları<br />

kullanımına ve yönetimine etkisini incelemiştir. Bu kapsamda nehir akışları,<br />

yeraltısuyu deşarjı ve nehir suyu kalitesi incelenmiştir. Kullanılan iklim değişim<br />

senaryolarına göre güney İngiltere’de akışın ve yer altı suyu deşarjının azalacağı,<br />

nitrat konsantrasyonu ve çözülmüş oksijen içeriğiyle tanımlanan su kalitesinin ise<br />

düşeceği tahmin edilmiştir. Kuzey İngiltere’de ise özellikle kış ayı nehir akış<br />

ortalamalarının artacağı tahmin edilmiştir. Taşkın riskinin ise artacağı tahmin<br />

edilmiştir.<br />

Cohen (1986), CO2 sebepli iklim değişiminin büyük göl havzalarındaki su<br />

kaynaklarına etkisini araştırmıştır. Büyük göl havza beslenimlerini belirlemek için<br />

iki ayrı modelden yararlanılmıştır. Yüzeyden beslenim ve buharlaşma Thornthwaite<br />

su dengesi modeli ve kütle transfer yaklaşımı metoduyla tahmin edilmiştir. Rüzgar<br />

hızlarının aynı kalması ve bugünkünden düşük olması öngörüsüyle iki farklı iklim<br />

senaryosu üretilmiştir. Bunlara ek olarak üçüncü bir senaryo ise rüzgar hızlarını<br />

kullanan GFDL (Geophysical Fluid Dynamics Lab) modelinden çıkarılmıştır. Bütün<br />

senaryolara göre net havza besleniminde bir düşüş gözlenmiştir. Net havza beslenim<br />

miktarında normal rüzgar hızı senaryosuna göre % 28,9 ve azalan rüzgar hızı<br />

senaryosuna göre % 11,7 oranında bir düşüş gözlenmiştir. Buchberger (1995), göl<br />

seviyesinin frekans analizini yapmıştır. Yapılan çalışmada Erie gölü üzerindeki üç<br />

ölçüm istasyonunun sonuçları kullanılmıştır. Göl baz su seviyesinin AR(1) modeline<br />

uyduğu, taşkın seviye değerlerinin ise normal dağıldığı gözlenmiştir. Büyük göllerin<br />

otokorelasyon katsayılarının 0,5 ile 0,7 arasında değiştiği görülmektedir. Yapılan<br />

modellemede baz su seviyesi düşükse geleneksel frekans analizi yöntemlerinin yakın<br />

dönem taşkın riskini olduğundan fazla olarak tahmin ettiği, baz su seviyesi yüksekse<br />

olduğundan düşük tahmin ettiği görülmüştür. Yapılan modellemeler sahil şeridi<br />

yakın dönem göl taşkın risk hesaplama ve sigortalama faaliyetlerinde<br />

kullanılmaktadır. Rezervuar işletmesinde bulanık mantıkla modelleme de<br />

yapılabilmektedir (Shrestha vd., 1996). Yapılan durum çalışmasında Oklahoma’daki<br />

Tenkiller Gölü ele alınmıştır. İşlem kuralları sulama ihtiyaçları, taşkın koruma<br />

faaliyetleri, çevresel etkiler, mansap akış düzenlemesi parametreleri üzerine<br />

15


kurulmuştur. Sonuç olarak modelin kurulmasının kolay ve kısa zaman aldığı,<br />

kurulması için sadece bir eğitim veri setine ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Bu<br />

yöntemle kurulan model sonuçları giriş verilerindeki değişikliklerde fazla bir skalada<br />

oynamamaktadır, modelin stabil olduğu söylenebilir.<br />

Bou-Zeid ve El-Fadel (2002), iklim değişikliğinin Orta Doğu’daki su kaynakları<br />

üzerine etkisini incelemişlerdir. Bu bölge için sıcaklık ve yağış bazında yapılmış<br />

ileriye dönük farklı GCM sonuçları karşılaştırılmıştır. Lübnan için yapılan durum<br />

çalışmasında yağış azalması olmamasına rağmen sıcaklığın 0,6 ila 2,1 0 C<br />

azalmasının su bütçe dengesini etkileyeceği ve su kaynaklarında azalmaya sebep<br />

olacağı anlaşılmıştır. 2020 yılı için mevcut su kaynaklarının % 15 azalacağı ve<br />

tarımsal su ihtiyacının % 6 artacağı tahmin edilmiştir. Adaptasyon önlemleri olarak<br />

kış akışının fazlasının kullanması, atık suyun geri kazanımı, deniz suyu tuzunun<br />

giderilmesi, bulutların gümüş iyot kristalleriyle desteklenmesiyle yağmur artırımı,<br />

denizaltı tatlı su kaynaklarının kullanılması sıralanmıştır. Magnolia Gölü’nün su<br />

bütçesi ve dikey geçirimliliği Watson vd. (2001) tarafından incelenmiştir. Yapılan<br />

çalışmada incelenen göl karstik zemin koşullarına sahip olduğundan göl tabanından<br />

yarı geçirimli zemin ile akifer sistemine su aktarımı olmaktadır. Göle yüzeysel akış<br />

olarak bir giriş ve bir de çıkış mevcut olup yaklaşık iki yıllık verilerle çalışma<br />

yapılmıştır. Buharlaşma ve göl aynasına doğrudan yağış parametreleri gözönünde<br />

bulundurulmuştur. Bütçeleme hesaplarında yüzeysel akifer girdi ve çıktıları göl<br />

çevresindeki kuyu ölçümleri yardımıyla hesaplanmıştır. Dolaysız yüzey akışı ise<br />

yağmur şiddetinin belli bir eşik değeri aştığı anlarda formüller yardımıyla amprik<br />

olarak hesaplanmıştır. Bütçeleme hesapları neticesinde gölden Florida akifer<br />

sistemine katılan su 2,88 m/yıl olarak hesaplanmıştır.<br />

Gibson (2002), sığ arktik göllerde durağan olmayan izotop kütle dengesini<br />

kullanarak kısa dönemli buharlaşma ve su bütçesi karşılaştırmaları yapmıştır.<br />

Oksijen ve hidrojen atomlarının izotopik izleri buharlaşma tahminlerinde<br />

kullanılmaktadır. Gölden akış ve buharlaşmaları tahmin etmek için çeşitli izotop<br />

kütle denge modelleri denenmiştir. Jones vd. (2001), kapalı havzası olan 3 volkanik<br />

göl seviyelerini ve iklim değişimlerini modellemişlerdir. Keilambete, Gnotuk ve<br />

16


Bullenmerri gölleri Avustralya’nın batı Viktorya kesiminde yeralmaktadır ve<br />

seviyeleri ilk ölçümün yapıldığı 1841 yılından beri düşmektedir. Yöntem olarak<br />

klasik su bütçesi dengelemesini kullanmışlardır. Göllerin iklim değişimine duyarlı<br />

olduğu sonucuna varmışlardır. Yağış-buharlaşma oranı düştükçe göl seviyesinin de<br />

bununla orantılı olarak düştüğünü, çevre tarımsal arazi kullanımının yer altı su<br />

seviyesine etkisinin göl seviyesini etkilemediğini gözlemlemişlerdir.<br />

Türkiye’nin ikinci büyük gölü olan Tuz Gölü üzerinde yapılan bir çalışmada su<br />

bütçesi için ortalamadan toplam ayrılma modeli önerilmiş ve bu model göl havzası<br />

içindeki yağış, akış, buharlaşma, göl seviyesi kayıtlarına uygulanmıştır (Kadıoğlu<br />

vd., 1999). Göl seviyesi verilerinden göl seviyesinin 1944-1968 yılları arasında sabit<br />

bir ortalama etrafında salınım yaptığı, 1968-1993 yılları arasında ise değişik<br />

ortalamalar etrafında salınıma geçtiği görülmüştür. İkinci periyotta göl seviyesinin<br />

daha yüksek ve değişik ortalamalar etrafında salınıma geçmesinin en önemli<br />

sebebinin 1974 sonrası yağışlarda meydana gelen yükseliş olduğu tespit edilmiştir.<br />

Tate vd. (2004) girdileri göl aynasına yağış ve yüzeysel akışlar, çıktıları ise göl<br />

aynasından olan buharlaşma olarak düzenleyerek yetmiş altı yıllık bir dönem için<br />

Viktorya Gölü’nün yıllık su bütçesi modelini oluşturmuştur. Akışları havzaya düşen<br />

yağışların bir fonksiyonu olarak düzenleyerek iklim değişiminin etkilerini modele<br />

uygulamak için UK Hadley Centre’in HadCM3 GCM modelini kullanmışlardır.<br />

İleriye yönelik yağış ve buharlaşma değerleri böylelikle modele yansıtılmıştır.<br />

Yapılan modellemeler sonucunda 2030’lu yıllarda göl seviyesinde bir düşüş, 2080’li<br />

yıllarda da bir yükselme beklenmektedir. Bu çalışmada göl bütçesi oluşturulurken<br />

makaledeki girdi ve çıktı terimlerinden yararlanılmıştır.<br />

ISBA (Zemin-bitki-atmosfer transfer nümerik modeli) MODCOU adında bir<br />

hidrolojik modelle birleştirilerek Rhone Havzası’nın (86.000 km 2 ) 1981-1994 yılları<br />

arasında bir nehir akış ve su bütçesi simulasyonu yapılmıştır (Etchevers vd., 2001).<br />

Havzada kar yoğunluğunun fazla olması nedeniyle ayrıntılı çok katmanlı kar modeli<br />

orijinal modele eklenmiştir. Modeller 1.000 km 2 ’den büyük havzalarda küçük<br />

havzalara göre daha yaklaşık sonuçlar vermiştir.<br />

17


Buharlaşma özellikle sığ göllerden su kaybının önemli bir sebebidir. Göl hidrolojik<br />

bilançosunun incelenmesinde buharlaşma değerleri gözönüne alınmalıdır. Göllerde<br />

buharlaşma enerjiye, kütle-enerji transfer mekanizmasına, derinliğe ve yüzey alanına<br />

bağlıdır (Abtew, 2001). Bu çalışmanın yapıldığı Okeechobee gölü alt tropik güney<br />

Florida’dır ve Birleşik Devletler’in tamamen tatlı su ihtiva eden en büyük ikinci<br />

gölüdür. 1993-1997 meteorolojik verilere göre yıllık ortalama buharlaşma yüksekliği<br />

132 cm’dir. Yedi buharlaşma tahmin yöntemi denenmiştir. Bunlar tava metodu,<br />

enerji dengesi, kütle ve momentum transferi metodu, su bütçesi metodu olarak<br />

gruplandırılabilir. Göl ve rezervuarlarda buharlaşma tava buharlaşması vasıtasıyla<br />

belirlenir. Gerçek buharlaşma değeri tava buharlaşmasını mevsim yer ve tava şekline<br />

bağlı tava katsayısıyla azaltmak suretiyle belirlenir. Mustonen ve McGuinness<br />

(1968), nemli bir bölgede buharlaşma miktarının tahmin etmişlerdir. Tava<br />

buharlaşma verileri gerçek buharlaşmayı tam temsil etmemesine rağmen hala<br />

kullanılmaktadır. Nemlilik ve güneş ışığı süresini gözönünde bulunduran modellerin<br />

daha iyi sonuç verdiği görülmüştür (Morton, 1983). Kuzey Amerika ve Afrika’daki<br />

on göl üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda sıcaklık, nemlilik ve güneş ışığı<br />

süresini gözönünde bulunduran CRLE (Complementary Relationship Lake<br />

Evaporation) modelinin geleneksel tava buharlaşma yöntemine göre daha iyi sonuç<br />

verdiği gözlenmiştir.<br />

Göller hidrolojik çevrimin bir parçası olarak hidrolojik ve meteorolojik etkenlere<br />

tepki gösterirler. Göl seviyesi değişimleri genel olarak seviyenin ölçülmesi suretiyle<br />

tespit edilen hacim değişimi ya da yağış, buharlaşma, akış verilerini kullanmak<br />

suretiyle hesaplanan hacim değişimi olmak üzere iki şekilde bulunur. Wiche ve<br />

Wecchia (1995) bu iki yöntemi karşılaştırmışlardır. Harrison vd. (1993); Qin vd.<br />

(1998) buharlaşma ve yağışa bağlı göl alanı ve seviye ilişkilerini geçmiş iklimleri<br />

tahmin etmede kullanmışlardır. Rezervuar sistemlerinde girdi akışı büyük önem<br />

taşımaktadır ve genelde girdi terimleri içinde en büyük orana sahiptir. Bu<br />

parametrenin kesin olarak belirlenememesi işletme çalışmalarında sıkıntıya sebep<br />

olmaktadır. Xu vd. (1997), rezervuara olan girdi akışı belirsizliğinin işletme riskine<br />

olan etkisi üzerinde çalışmışlardır. Rezervuar işletme riskini belirlemek için stokastik<br />

hidrolojik teknik kullanılmıştır. Rezervuar işletmesi için geliştirilen stokastik<br />

18


simulasyon modelinde üç bileşen bulunur. Bunlar; akım için sentetik model,<br />

sediment transfer modeli, rezervuar işletmesi simulasyon modelidir. Simulasyon<br />

değişik işletme modelleri için tekrarlanmıştır. Yapılan 100 yıllık simulasyonlarda<br />

sediment birikmesi nedeniyle taşımacılığın risk faktörünün büyük olduğu<br />

görülmüştür.<br />

Vassiljev vd. (1995) tarafından yapılan çalışmada Viljandi Gölü’nün 1940-1990<br />

yılları arası seviyesi simüle edilmiştir. Havza akışı çift katmanlı zemin, tek katmanlı<br />

kar örtüsü ve bitki örtüsü düşünülerek tek boyutlu hidrolojik modelle simüle<br />

edilmiştir. Çıktı terimleri göl seviyesinin bir fonksiyonu olarak modellenmiştir. Göl<br />

seviyesi ve akış simulasyonları gözlenmiş değerlerle % 78 ve % 87 oranında uyuşma<br />

sağlamıştır. Bu simulasyon iklim değişiminin göl su bütçesine etkisini göstermesi<br />

bakımından sonuca ulaşmıştır. Vassiljev (1998), göl seviyesinin yağış<br />

değişikliklerine verdiği cevapları incelemiştir. Üç Kuzey Avrupa gölünde yapılan<br />

simulasyonlar, gölün yağış azalmasından yağış artmasına göre daha çok etkilendiğini<br />

ortaya koymuştur. Yağış artışı çıkan akımla deşarj edilebilmesine rağmen, yağış<br />

azalışı göl seviyesine daha çok etki etmektedir. Qin ve Huang (1998), Çin’de Tibet<br />

Platosu’nda bulunan Qinghai Gölü’nün su bütçesini, havza ve göl sıcaklık modelleri<br />

yardımıyla simüle etmişlerdir. Göl su seviyesinin sıcaklık ve yağışa aynı oranda<br />

bağlı olduğu görülmüştür. Atmosferdeki CO2 miktarının ikiye katlanma esasına göre<br />

dört GCM sonucu çalışmanın yapıldığı bölgede daha sıcak ve daha nemli iklim<br />

koşullarına işaret etmektedir. Havzadaki toplam akışın artacağı tahmin edilmiştir.<br />

Yağışlarla birlikte sıcaklığın da artması sonucu göl seviyesi değişimi tahmin<br />

edilememektedir. Barber ve Finney (2000), iç Alaska’daki iki gölde hidrolojik<br />

modeller kurarak 12.500 yıllık yağış ve göl seviye tahminlerinde bulunmuşlardır.<br />

Vassijev vd. (1998), Bysjön Gölü’nün geçmiş tarih dönemleri içindeki seviyesini<br />

tahmin etmeye çalışmışlardır. Gölün yedi metre seviye düşüşüyle kapalı göl haline<br />

geldiği sanılmaktadır.<br />

İncelenen literatür çalışmasından da anlaşıldığı üzere; iklim değişiminin su<br />

kaynakları üzerine olan etkileri farklı araştırıcılar tarafından irdelenmiştir. Bu<br />

bağlamda, çalışma alanı olarak ele alınan Işıklı Gölü’nün iklim değişimi etkisi<br />

19


altındaki davranışı irdelenecek, ve göl işletme planı oluşturulacaktır. Bu amaçla; ilk<br />

önce ileriye yönelik sıcaklık, yağış ve akış modelleri geliştirilecektir. Elde edilen<br />

modeller yardımıyla ileriye yönelik tahminler yapılacaktır. Çıkan sonuçlar<br />

çalışmanın yukarıda belirtilen amacına uygun olarak değerlendirilecektir.<br />

Daha önce de iklim değişiminin çeşitli su kaynaklarına olan etkileri incelenmiş<br />

olmakla birlikte, bu çalışma Işıklı Gölü için bu konuda bir ilktir. Daha önce işletme<br />

çalışmaları bu göl için mevcut verilerle yapılmıştır, bu çalışmada ise işletme<br />

çalışması mevcut verilerden ileriye yönelik tahmin modelleri geliştirilerek<br />

yapılmıştır. Başka bir yenilik de sıcaklık verilerinin önce Fourier Serileri sonra da<br />

hatalarının ARMA modelleri yardımıyla modellenmesidir. Bu yönteme Hibrid Model<br />

adı verilmiştir. Bu konuda literatür kısmında verilen bir çalışma olmasına rağmen<br />

Caissie vd. (2001), bu yöntem de yeni sayılabilir. Hibrid model Fourier Serilerine<br />

göre daha iyi bir yaklaşım sağlamaktadır. Bu modeller Işıklı Gölü’ne tatbik edilerek<br />

tezin uygulamaya yönelik bir çalışma olmasını sağlamıştır. Böylece de iklim<br />

değişiminin işletme çalışmalarında nasıl hesaba katılacağı gösterilmiştir. Bu da bir<br />

ihtiyaca cevap vermektedir. Hava sıcaklığının önümüzdeki 80 yılda sürekli bir artış<br />

eğilimi içinde olacağı düşünülürse bundan sonra işletme çalışmaları tezde gösterilen<br />

yöntemlerle ileriye doğru yapılmalıdır. Böylelikle iklim değişiminin etkileri çeşitli<br />

yatırımcı kurumlar tarafından hesaba katılmış olcağından daha verimli yatırımların<br />

yapılmasının önü açılabilir. Tezde 3 yıllık tahmin çalışması yapılmıştır. Tahminlerin<br />

sağlıklı olması bakımından bu süre fazla uzun tutulmamıştır. Eldeki verilerin her<br />

sene güncellenmesi suretiyle bu çalışma tekrarlanabilir.<br />

20


3. MATERYAL VE YÖNTEM<br />

Bu bölümde durum çalışmasının yapılacağı Işıklı Gölü ve çevresel su kaynakları<br />

incelenecektir. Göl bütçeleme çalışmasında kullanılacak modellemeler ve iklim<br />

değişiminin su kaynaklarına, tarıma, ekonomiye, ekosisteme ve sağlığa olan etkileri<br />

de incelenecektir. Ayrıca uluslar arası organizasyonların iklim değişimi konusundaki<br />

çalışmaları ele alınacaktır.<br />

3.1. Işıklı Gölü<br />

Işıklı Gölü tezde durum çalışması olarak ele alınmıştır. Bu bölümde gölün coğrafi<br />

konumu, çevresel su ve toprak kaynakları gibi göl ile ilgili bilgiler verilecektir.<br />

3.1.1. Coğrafi Konum<br />

İklim değişiminin su kaynaklarına etkisi gözönünde bulundurularak hidrolojik<br />

bilanço çalışmasının yapılacağı Işıklı Gölü, Denizli İli’ne bağlı Çivril ilçe merkezinin<br />

yaklaşık 10 km güney doğusunda yer almaktadır. Bu göl dar ve derin bir yataktan<br />

gelen Küfi çayının ovaya açıldığı yerleri alüvyonla doldurması, bu şeklinde suların<br />

arka tarafta birikmesi ile meydana gelmiştir. Şekil 3.1’de Işıklı Gölü’nden bir<br />

görünüm verilmektedir.<br />

Işıklı Gölü’nün içinde bulunduğu Denizli İli, Ege Bölgesi’nde 28° 30' ve 29° 30'<br />

doğu boylamları ile 37° 12' ve 38° 12' kuzey enlemleri arasında yer almakta ve<br />

11.177 km 2 ’lik bir yüzölçümüne sahiptir. İl topraklarının yaklaşık % 28'ini ovalar, %<br />

25'ini yaylalar ve platolar, % 47'sini de dağlar kaplar. İlde deniz seviyesinden<br />

yükseklik kademeler halinde artarak Sarayköy'de 170 m, şehir merkezinde 354 m,<br />

Çameli'de 1.350 metreye ulaşır.<br />

Denizli İli’nde genellikle Ege Bölgesi’nin ılıman iklimi egemendir, yine de rakım<br />

yükseldikçe iklim sertleşir. Yaz aylarında ısı 40 °C’ye kadar yükselirken kış<br />

aylarında ise -10 °C’ye kadar düşer. Yağışlı gün sayısı ortalama 80 gündür ve yağış<br />

21


genellikle kış aylarında görülür. Kış aylarında yüksek rakımlı bölgelerde yoğun kar<br />

yağışı görülür. Dağların Ege Denizi’ne dik konumda olması nedeniyle deniz<br />

rüzgarlarının etkisi altındadır. Son nüfus sayımına göre ilin nüfusu 816.572’dir.<br />

Şekil 3.1. Işıklı Gölü’nden bir görünüm<br />

3.1.2. Gölden Yararlanma Şekilleri<br />

Zamanla sulama suyuna olan ihtiyacın artması ile 1953 yılında DSİ tarafından gölün<br />

çevresi seddelenmiş ve göl bir baraj gölü haline getirilmiştir. Işıklı Baraj gölü (Şekil<br />

3.2) sayesinde gölün çevresindeki ilçe ve köyler, taşkınlardan korunmakta ve göl<br />

suları, yaz mevsiminde önce Baklan ovasında bulunan tarım arazilerinin sonra da<br />

Adıgüzel barajı vasıtası ile Sarayköy, Gölemezli, Nazilli, Aydın, Söke Ovalarında<br />

bulunan tarım arazilerinin sulanmasında kullanılmaktadır.<br />

22


Işıklı Kaynağı<br />

Küfi Çayı<br />

07-003<br />

07-004<br />

IŞIKLI<br />

GÖLÜ<br />

Şekil 3.2. Işıklı Gölü<br />

Işıklı baraj gölü, Ramsey sözleşmesiyle A grubu sulak alanlardan sayılmıştır ve tatlı<br />

bir su kaynağıdır. Turna ve sazan balığının doğal olarak ürediği, bir çok kuş cinsinin<br />

barındığı bu gölde kara avcılığı büyük bir önem arz etmektedir.<br />

Işıklı gölü oldukça sığ olup, geniş sazlıklarla kaplıdır. Gölün yüzey alanı sazlık<br />

kesimle birlikte 65,86 km 2 ’yi bulur. Gölün tabanından en derin kısmı 814 m<br />

kotundadır. En derin yeri 8 m’dir. Işıklı Gölü sulama projesi karakteristikleri Çizelge<br />

3.1’de verilmiştir.<br />

07-053<br />

Irgıllı Pompa İstasyonu<br />

Yuvaköy Kaynağı<br />

Gümüşsu Pompa İstasyonu<br />

Akçay<br />

Süngüllü Pompa İstasyonu<br />

6 4<br />

Gökgöl Kaynağı<br />

Çizelge 3.1. Işıklı Gölü sulama projesi karakteristikleri<br />

Karakteristik Değer<br />

Yağış Alanı 2.957 km 2<br />

Yıllık Ortalama Su 424,905 hm 3<br />

Regülasyon Oranı % 61<br />

Tipi Toprak Dolgu<br />

Yüksekliği 8,00 m<br />

Max Su Kotu ve Hacmi 821,00 m – 237,797 hm 3<br />

Min İşletme Kotu ve Hacmi 817,00 m – 25,869 hm 3<br />

Aktif Hacim 217,3 hm 3<br />

Dolusavak Proje Debisi 120 m 3 /sn<br />

23<br />

Yapağlı Kaynağı<br />

07-010<br />

Büyük Menderes Nehri<br />

N<br />

Dinar


3.1.3. Çevresel Su Kaynakları<br />

Işıklı Gölü’nü barındıran Denizli İli su kaynakları bakımından oldukça zengindir.<br />

Doğal göller; Acıgöl (Çardak Gölü), Beylerli (Çaltı) Gölü, Karagöl, Süleymaniye<br />

Gölü, Işıklı Gölü, Kartal Gölü’dür. Akarsular; Büyük Menderes, Banaz Çayı,<br />

Çürüksu Çayı, Akçay (Bozdoğan Çayı), Dalaman (Gireniz) Çayı, Küfi Çayı, Hamam<br />

Çayı, Gökpınar Çayı, Yenidere Çayı, Derbent Çayı’dır. Hizmette olan baraj ve<br />

göletler; Adıgüzel Barajı, Işıklı Baraj Gölü, Gökpınar Barajı, Tavas Göleti, Eşen<br />

Göleti, Buldan Barajı, Tavas-Aydoğdu Göleti, Tavas-Gökçeler Göleti, Tavas-<br />

Yahşiler Göleti, Tavas Kayapınar Göleti, Çal Bahadırlar Göleti, Çal Kabalar Göleti,<br />

Çivril-Bozdağ Göleti, Denizli Merkez Gözler Göleti, Çardak Söğüt Göleti, Çardak<br />

Hayriye Göleti, Buldan Boğazçiftlik Göleti, Sarımahmutlu Göleti, Güney Köyleri<br />

Göleti, Kale Karagöl Göleti’dir. Yapılmakta olan baraj ve göletler; Yenidere Barajı,<br />

Cindere Barajı, Çardak-Beylerli Göleti’dir. Yeraltı suları ve kaynakları; Vali<br />

Çeşmesi (Cankurtaran), Kocapınar (Honaz), Değirmenönü (Yeşilköy), Kestane<br />

Deresi ( Buldan, Gümüşsü, Işıklı), Gürpınar (Çivril), Güney Suyu, Akgöz Pınarı<br />

(Işıklı), Göz adini taşıyan sular (Honaz), Kırkpınar (Karahisar-Tavas)’dır.<br />

1960-1970 yılları arasında il merkezinde akmakta olan Yenimahalle semtinde<br />

Akpınar (Eğitim Fakültesi batısı), Benli Pınarı (Eğitim Fakültesi doğusu), Mutassıp<br />

Pınarı (Kıbrıs Şehitleri Caddesi) ayrıca Kuşpınar, Başpınar (Askeri Gazino'nun<br />

kuzeybatısı), Fındık Suyu (Çamlık-Atış Poligonu arası), Kozpınar (Zeytinköy batısı)<br />

gibi kaynakların büyük bölümü kent içme suyu şebekesine alınmıştır.<br />

3.1.4. Büyük Menderes Nehri ve Güzergahı<br />

Çalışmanın konusu olan Işıklı Gölü’nü besleyen en büyük su kaynaklarından biri<br />

Büyük Menderes Nehri’dir. Ege Bölgesi’nin en büyük akarsuyu olan Büyük<br />

Menderes Nehri’nin başlangıç noktasından Ege Denizi’ne döküldüğü noktaya kadar<br />

olan toplam uzunluğu 529 km (Kilometre)’dir. Denizli ili içindeki uzunluğu 194<br />

km’dir. Nehrin başlangıç noktası, Afyon’a bağlı Dinar ilçesinin doğusundaki kireç<br />

taşı dikliklerinden doğan ve Karapınar suyu ile beslenen kaynaktır. Başka bir kolu,<br />

24


Sandıklı Ovası’nı çevreleyen yüksek dağlardan inen Hamam Çayı’dır. Dinar ovasına<br />

indikten sonra, burada "Düden" adını alan kaynama suları ile beslenerek Başpınar<br />

ovası boyunca uzanır. Kaynaklar nedeni ile sürekli akım bulunmaktadır. Karaçay<br />

Dereleri de bu çaya katılır. Başpınar Ovası sonunda, Kabaklı regülatörü vasıtası ile<br />

Irgıllı Ovası’na su verilir. Daha sonra, bir kısmı sazlık ve bataklık olan Gökgöl'e<br />

ulaşır. Bu bölüm Gökgöl Kaynağı olarak görülebilir (Bkz. Şekil 3.2).<br />

Gökgöl’de pompa ile su terfi ettirilerek Gümüşsu kasabası arazileri sulanır. Temiz su<br />

kaynakları olan Gümüşsu, Gökgöl’den de beslenir. Gökgöl gölünde evsel ve sanayi<br />

atıkları adeta filtre edilerek atık miktarında azalma meydana gelir. Gökgöl’ün<br />

çıkışında nehre Gümüşsu kasabası içinden geçen "Homa Suyu" (Akçay) katılır ve<br />

nehir sonra Işıklı Gölü’ne ulaşır. Nehir, Çivril Ovası’nda Küfi çayıyla birlikte Işıklı<br />

Gölü’nü oluşturur. Çıkışta ise B.Menderes nehri devam eder ve nehir suyu Baklan<br />

ovasının sulanmasında kullanılır.<br />

İkinci büyük kol da, Murat Dağları’ndan çıkan Banaz Çayıdır. Banaz Çayı, Uşak<br />

çevresindeki bir çok derelerle zenginleşir. Bunlardan Kazancı Deresi ve Dokuzsele<br />

Çayı önemlidir. Bu akarsular güneye doğru akar ve Adıgüzel barajına gelir. Birleşen<br />

tüm akarsular Denizli’ye doğru yol alır. Buradan Çürüksu Deresi, Sarıçay ve<br />

Gökpınar Dereleri Aksu Çayına karışarak Sarayköy yakınlarında Büyük Menderes<br />

Nehri’ne katılır. Şekil 3.3’te güzergah görülmektedir.<br />

Büyük Menderes Nehri<br />

Şekil 3.3. Büyük Menderes nehri güzergahı<br />

25<br />

Işıklı Gölü


Nehir, Aydın ilinin sınırları içinde batıya doğru Buharkent ilçesine doğru yol alır.<br />

Kuyucak yakınlarında, Karacasu’dan gelen Dandalas Çayı nehre karışır.<br />

Bozdoğan’da Kemer Barajını dolduran Akçay, Nazilli yakınlarında ve Çine’den<br />

gelen Çine Çayı da nehir sularını besleyen akarsulardır. Sonunda Söke ovasından<br />

geçerek Akköy yakınlarından Ege Denizi’ne dökülür.<br />

3.1.5. Küfi Çayı<br />

Küfi Çayı Işıklı Gölü’nü besleyen önemli bir su kaynağıdır. Küfi Çayı Sandıklı’nın<br />

kuzey ve doğusunda yükselen dağlardan kaynağını alıp, Çapak köyü sınırları içinde<br />

Çivril topraklarına ulaşır. Buradan itibaren dar ve derin bir boğaza girmektedir. Küfi<br />

çayı, eskiden Çivril yakınlarından geçip Karayahşiler çayırlığı denen yerde Büyük<br />

Menderes nehrine kavuşurken şimdi açılan bir kanalla Işıklı suyu ile birleşerek göle<br />

dökülmektedir. Küfi Çayı’nda taşkın olayları sık meydana gelmektedir. Yazın sürekli<br />

akım bulunmamaktadır.<br />

3.1.6. Toprak Kaynakları ve Sulama<br />

Işıklı Gölü’nün yeraldığı Denizli İli’nin toplam yüzölçümü 1.117.710 ha<br />

(Hektar)’dır. 422.559 ha. tarım arazisinin projeli olarak 237.934 ha.'lık kısmı<br />

sulanabilir durumdadır. Mevcut durumda, 150.375 ha.’ı (% 35,59) sulanmaktadır.<br />

Sulama için ihtiyaç duyulan yerüstü ve yer altı suyu yıllık yaklaşık 1.500 hm 3<br />

(Hektometreküp)’tür. İçme suyu olarak kullanılan, sulama ve sanayiye harcanan yer<br />

altı suyu miktarı Çizelge 3.2’de verilmiştir.<br />

Çizelge 3.2. Yeraltı suyu tahsisleri<br />

Yeraltı suyu<br />

Tahsisleri (hm 3 )<br />

İçmesuyu 55,713<br />

Sulama (Koop) 109,396<br />

Sulama (Belgeli) 23,807<br />

Sanayi 7,780<br />

Toplam 196,696<br />

26


Projeli olarak 45.704 ha. tarım arazisi inşa halindedir. 41.315 ha. tarım arazisinin<br />

etüd ve proje çalışmaları sürdürülmektedir (Çizelge 3.3). İlde çayır-mera sınıfı arazi<br />

118.726 ha., orman-fundalık sınıfı arazi 602.347 ha., alanı kaplamaktadır.<br />

Çizelge 3.3. Sulanabilir tarım arazisi<br />

Durumu<br />

Etüd-Plan-<br />

DSİ<br />

Topraksu<br />

Yerüstü (ha) Yeraltı (ha) (ha)<br />

Halk<br />

Sul. (ha)<br />

KHGM<br />

(ha)<br />

Toplam<br />

Proje 38.890 2.425 0 0 0 41.315<br />

İnşa 35.303 5.295 5.106 0 0 45.704<br />

İşletme 81.866 19.934 11.000 18.175 19.400 150.375<br />

Toplam 156.059 27.654 16.106 18.175 19.400 237.934<br />

İl içinde Büyük Menderes ve Dalaman Çayı olmak üzere iki önemli akarsu<br />

bulunmaktadır. B.Menderes Nehrinin 1.806 hm 3 ve Dalaman çayının 1.382 hm 3<br />

olmak üzere il çıkışında akarsuların toplam yıllık ortalama akımı 3.188 hm 3 ’tür.<br />

B.Menderes Nehri üzerinde bulunan Işıklı gölünde depolanan 217,30 hm 3 aktif<br />

hacim ile Baklan Ovası’nda bulunan tarım arazileri sulanmakta, Adıgüzel barajında<br />

depolanan 821,60 hm 3 aktif hacim önce enerjisi alındıktan sonra Sarayköy-<br />

Pamukkale Ovası Sulaması içinde bulunan tarım arazileri ve Ege Denizi’ne<br />

döküldüğü noktaya kadar da Aydın ilinde bulunan tarım arazileri sulanmaktadır. İl<br />

genelinde aktif depolama hacmi değerleri Çizelge 3.4’te verilmiştir.<br />

Çizelge 3.4. İl genelinde aktif depolama hacmi<br />

Aktif Depolama<br />

Hacimleri (hm 3 )<br />

İşletme 1.067,120<br />

İnşa 108,900<br />

Proje 54,150<br />

Toplam 1.230,170<br />

B.Menderes Nehri kollarından Çürüksu çayından alınan alınan su ile Çürüksu<br />

ovasında bulunan tarım arazileri sulanmakta ve ayrıca Çürüksu çayının yan kolu olan<br />

Gökpınar çayı üzerine bulunan Gökpınar barajında depolanan 26,55 milyon m 3 aktif<br />

27


hacim ise yine Çürüksu ovası sulamasında kullanılmaktadır. Ayrıca, Gökpınar<br />

barajında depolanan su, ileride Denizli kenti için içme ve kullanma suyu rezervi<br />

olarak değerlendirilecektir. Dalaman çayında alınan su ile Acıpayam ovasında<br />

bulunan tarım arazileri sulanmaktadır.<br />

3.1.7. Yeraltı Su Kaynakları ve Kirlilik Durumu<br />

Işıklı Gölü’nün yeraldığı Denizli İli’nin Çivril İlçesi’ndeki Akdağ ve yakın çevresi<br />

Çivril’in yeraltı suları bakımından en zengin kesimini oluşturur. Akdağ’ı havza<br />

tabanından ayıran sınır boyunca yer alan başlıca kaynaklar Akgöz pınar, Yuvaköy<br />

kaynakları, Gökgöl kaynakları olarak sıralanabilir. Bunların dışında Bozdağ’ın<br />

dibinden çıkan Bekdaş pınarı da önemli bir kaynağı oluşturur. Bu pınar Dazkırı’dan<br />

batan sularla beslenir.<br />

Doğal dengenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması yönünde yaşam ortamları<br />

içerisinde önemli ve farklı bir statüye sahip olan sulak alanlar, başta su kuşları olmak<br />

üzere, çok zengin ve karakteristik bitki ve hayvan topluluklarının yaşam ortamı<br />

olmasının yanı sıra; bulundukları bölgenin su rejimini düzenleyen, çevresindeki<br />

tarım alanlarını sulayan, balıkçılık, avcılık ve bilimsel araştırmalara imkan sağlayan<br />

ülkemizin en önemli ekosistemlerindendir.<br />

Ülkemizdeki sulak alanlarını ve su kuşlarını tehdit eden başlıca sorunlar; tarımsal ve<br />

yerleşim amaçlı kurutmalar, kanalizasyon ve endüstriyel atık suları, tarım ilaçları ve<br />

gübrelerin bilinçsiz kullanımından oluşmaktadır.<br />

Işıklı gölü havzasında, Küfi çayından gelen önemli bir kirlilik bulunmamaktadır.<br />

Kirliliğin ana sebebi, B.Menderes Nehri başlangıç noktasından itibaren oluşan evsel<br />

kanalizasyon atıkları ile iki adet sanayi tesisinin atık sularıdır. Göldeki kirlilik<br />

durumu yakından takip edilmelidir.<br />

28


3.2. Modellemeler<br />

Sıcaklık, akış ve yağış modellemelerinde Fourier serileri ve ARMA modeli sık<br />

kullanılan yöntemlerdendir. Bu çalışmada sıcaklık verileri modellenirken otoregresif<br />

modelle Fourier serileri birleştirilerek Hibrid model oluşturulmuştur. Veriler Fourier<br />

serileri ile modellenirken hata terimleri ARMA modeliyle modellenmiştir.<br />

3.2.1. ARMA Modeli<br />

Bir stokastik sürecin X değişkeni X0, X1, X2, …….. olarak ifade edilebilir. Bu<br />

değerler ∆t zaman aralığıyla t0, t1, t2, …….. zaman noktalarında ya da ∆s aralıkla s0,<br />

s1, s2, …..... noktalarında ölçülmüştür. Bu değerler bir çok süreçte birbirine<br />

bağımlıdır.<br />

Bir sürecin rasgele bir X değişkeninin sonlu m durumda bulunması olasıdır. Eğer<br />

sürecin t0, t1, …....tn anlarında X0 = x0, X1 = x1, ….....Xn = xn değerleri biliniyorsa<br />

sürecin tn+1 anında j durumunda bulunma olasılığı P(Xn+1 = j | X0 = x0, X1 = x1,<br />

…....Xn = xn) şartlı olasılığı şeklinde yazılabilir. Eğer bu olasılık P(Xn+1 = j | Xn = xn)<br />

koşullu olasılığına P(Xn+1 = j | X0 = x0, X1 = x1, ....Xn = xn) = P(Xn+1 = j | Xn = xn)<br />

şeklinde eşitse, herhangi bir tn+1 anında sürecin rasgele değişkeninin değeri istatistik<br />

olarak sadece bir önceki yani tn anındaki değere bağlıdır (Bayazıt, 1996). Bu,<br />

tn-1, tn-2,….. anlarındaki durumların tn+1 anını doğrudan etkilemediği anlamındadır.<br />

Rasgele değişkenin ( ∆t ) zaman aralığıyla izlenmesi durumunda (X1, X2, ……., Xi,<br />

……....) zaman serisi elde edilir. Stokastik bir sürece sahip olan bir zaman serisinden<br />

alınan bir örnek için olasılık yoğunluk fonksiyonu ve X değerlerinin parametrelerinin<br />

belirlenmesi istatistiksel analiz açısından yeterli değildir. Buna ek olarak işlemin iç<br />

bağımlılığı da araştırılmalıdır. Bir zaman serisinde ardışık anlardaki değerler<br />

arasındaki iç bağımlılık otokorelasyon katsayılarıyla ifade edilebilir. Eğer aralarında<br />

k∆t kadar zaman aralığı olan Xi ve Xi+k değişkenleri iki farklı rasgele değişken olarak<br />

kabul edilirse, bunlar arasındaki korelasyon katsayısı k-aralıklı otokorelasyon<br />

katsayısı, ρk olarak adlandırılır (Eşitlik 3.1).<br />

29


( , )<br />

Cov +<br />

X i X i k<br />

ρ k = (3.1)<br />

2<br />

σ<br />

x<br />

Cov(Xi , Xi+k) terimlerin k aralığına göre kovaryansını, σx 2 standart sapma<br />

istatistiğini, k aralık sayısını gösterir. ρk, n elemanlı bir örnekten Eşitlik 3.2 ile<br />

tahmin edilebilir (Bayazıt, 1996).<br />

r<br />

k<br />

n−k<br />

( − )( )<br />

∑ xi<br />

xm<br />

xi+<br />

k − xm<br />

i=<br />

1<br />

=<br />

k = 1,2,… (3.2)<br />

n<br />

2<br />

∑( x − x )<br />

i=<br />

1<br />

i<br />

m<br />

rk n elemanlı örnekten elde edilen k-aralıklı otokorelasyon katsayısını, xi serinin i.<br />

terimini, xm serinin ortalamasını gösterir. Zaman serileri bileşenlerine ayrılarak<br />

incelenebilir. Eğilim veya sıçrama, ortalama ve standart sapma gibi işlem<br />

parametrelerinin zamanla değiştiğini gösterir. Sıçrama, kısa bir zaman aralığında ani<br />

bir artış ya da azalışı ifade eder. Periyodik bileşenden söz edebilmek için işlemin<br />

parametrelerinin T periyoduyla değişmesi gerekir. Parametreler Fourier Serileri ile<br />

ifade edilebilir. İç bağımlı bileşen, zaman serisinin Xi değişkeninin Xi-1, Xi-2....<br />

değişkenleriyle ardışık anlardaki bağımlılığını istatistik olarak ifade eder. Rasgele<br />

bağımsız bileşen ise yukarıdaki bileşenler çıktından sonra kalan bileşendir.<br />

ARMA (p,q) modeli Eşitlik 3.3 ile tanımlanabilir.<br />

= φ y + φ y + ... + φ y + ε i −θ<br />

1ε<br />

i−1<br />

−θ<br />

2 ε i−2<br />

− .... −θ<br />

q ε i q<br />

yi 1 i−1<br />

2 i−2<br />

p i−<br />

p<br />

−<br />

30<br />

(3.3)<br />

Bu eşitlikte; yi zaman serisinin i.’nci yıldaki değerini; φp ve θq regresyon<br />

katsayılarını; εi rasgele değişkeni; p ve q modelin derecelerini gösterir (Bayazıt,<br />

1996).<br />

Modelleme sonucunda RE (Bağıl hata) ve R 2 (Belirginlik katsayısı) değerleri Eşitlik<br />

3.4 ve Eşitlik 3.5 ile hesaplanabilir.


n<br />

i<br />

i<br />

nT<br />

o<br />

i<br />

g<br />

⎛ ⎞<br />

∑ ⎜T<br />

o<br />

− T ⎟<br />

i<br />

RE = ⎝ ⎠<br />

= 1 (3.4)<br />

T<br />

g<br />

, tahmin edilen hava sıcaklığını;<br />

i<br />

sayısını gösterir. Diğer taraftan,<br />

T<br />

o<br />

,<br />

i<br />

⎡ n ⎛⎛<br />

⎞ ⎛<br />

⎢ ∑ ⎜⎜T<br />

⎟ ⎜<br />

⎢ = ⎝⎝<br />

o<br />

− T o T<br />

⎠ ⎝<br />

= i i m g<br />

i<br />

R<br />

2 1<br />

⎢ ⎛ ⎞<br />

⎢ ⎜ ⎟<br />

⎢ ⎜<br />

n S<br />

t<br />

S<br />

t ⎟<br />

⎣ ⎝ o g ⎠<br />

T<br />

o<br />

, gözlenen hava sıcaklığını; n, gözlem<br />

i<br />

⎞⎞<br />

⎤<br />

− ⎟⎟<br />

⎥<br />

m ⎠⎠<br />

⎥<br />

⎥<br />

⎥<br />

⎥⎦<br />

g<br />

2<br />

T<br />

31<br />

(3.5)<br />

T<br />

g<br />

, n yukarıda tanımlanmıştır. T o , gözlenen ortalama hava sıcaklığını;<br />

i<br />

m<br />

T<br />

g<br />

, tahmin edilen ortalama hava sıcaklığını;<br />

m<br />

sapmasını; son olarak<br />

S<br />

t<br />

, gözlenen sıcaklıkların standart<br />

o<br />

S<br />

t<br />

, tahmin edilen sıcaklıkların standart sapmasını gösterir.<br />

g<br />

R 2 , regresyon modeli tarafından açıklanan bağımlı değişkendeki varyasyon oranıdır.<br />

0 ile 1 arasında değerler alır. 1’e yakın değerler iyi bir model uyumunun ifadesidir.<br />

3.2.2. Hibrid Model<br />

Hibrid modellemede zaman serilerini modellemek için Fourier serileri, hataları<br />

modellemek için ARMA kullanılmıştır. Aylık ortalama sıcaklıkları modellemek için<br />

Fourier Serileri Analizi yapılmıştır, burada Eşitlik 3.6 kullanılabilir.<br />

Ti = a0 + b0t + a1Cos(ωt) + b1Sin(ωt) + a2Cos(2ωt) + b2Sin(2ωt) + … +<br />

akCos(kωt) + bkSin(kωt) (3.6)


Burada; Ti, tahmin edilen sıcaklığı; a0, Fourier Serisi Analizi sabitini; b0, eğim<br />

katsayısını; t, zaman serisi sıra numarasını; a1, b1, a2, b2, ak, bk faz katsayılarını; ω,<br />

Fourier frekansını; k, ω’nin harmonikliğini gösterir (DeLurgio, 1998). Bu eşitlikte ω<br />

Eşitlik 3.7 ile hesaplanabilir.<br />

ω = 2πf / n (3.7)<br />

Burada; ω, Fourier frekansını; f, frekansı; n, periyot sayısını gösterir. İlk önce sabit<br />

ve eğim katsayısı olan a0 ve b0 değerleri hesaplanır. Daha sonra, k değerinin<br />

anlamlılık düzeyi için Ak / RSE hesaplanır. Ak, serinin genliğini; RSE, artık standart<br />

hatayı gösterir. RSE, gerçek ve beklenen değerlerin farklarının karelerinin toplamının<br />

terim sayısına bölümünün kareköküdür. Ak değeri Eşitlik 3.8’deki gibi<br />

hesaplanabilir.<br />

A = a + b<br />

(3.8)<br />

k<br />

2<br />

k<br />

2<br />

k<br />

Eğer (Ak / RSE) > 0,5 ise test edilen k değeri anlamlıdır (DeLurgio, 1998).<br />

3.2.3. İklim Değişimi<br />

Işıklı Gölü su bütçesi tahminlerinde kullanılan modellemelerde iklim değişiminin<br />

etkileri göz önünde bulundurulmuştur. İklim değişiminin su kaynaklarına çok önemli<br />

etkileri olmaktadır. Su, nesiller boyunca canlılar için önemini korumuştur. İnsanoğlu<br />

yaşamı süresince suya hep yakın olmak istemiş, büyük medeniyetler suyun<br />

çevresinde şekillenmiştir. Su kaynakları konusunda günümüzde bazı ülkeler<br />

diğerlerine göre daha avantajlı konumdadırlar. Su ve iklim birbirinden ayrılamaz iki<br />

kavramdır. Suyun hidrolojik çevrimi iklim koşullarıyla sıkı bir ilişki içerisindedir.<br />

İklim durağan bir kavram olmayıp dünyanın var oluşundan beri sürekli değiştiği<br />

tahmin edilmektedir. Son yüzyıllardaki iklim değişiklikleri ise gözlemlenerek kayıt<br />

altına alınabilmiştir.<br />

32


Yerküre halen bir iklim değişimi süreci yaşamaktadır. Son yüzyılda atmosferdeki<br />

CO2 oranı % 20 artış göstermiştir. Bu artışın bir sonucu olarak, yıllık ortalama<br />

küresel hava sıcaklığının 2050 yılında yaklaşık 1 0 C, 2100 yılında da 3 0 C artacağı<br />

tahmin edilmektedir. Bu tahminler küresel veya bölgesel iklim değişimi<br />

simulasyonları yapabilen GCM (Genel Çevrim Modeli) programları kullanılarak<br />

yapılmıştır. GCM’ler büyük ölçekli işlemleri matematik formüller; kütlenin,<br />

enerjinin, momentumun korunumu kanunlarına göre süper bilgisayarlar yardımıyla<br />

yaparlar. Buna rağmen bu uzun zaman almaktadır. GCM modellerinin doğruluğu şu<br />

andaki iklimin geçmiş veriler kullanılarak modellenip kalibrasyon yapılmasıyla<br />

sınanabilir. Bu modeller küresel analizlerde bölgesel analizlere göre daha iyi<br />

sonuçlar vermektedirler.<br />

Şekil 3.4’te Avrupa için 2020 ve 2080 yılları civarındaki yaz aylarındaki sıcaklık<br />

değişiminin bölge bazında grafiği görülmektedir. Şeklin sol yarısı beş değişik GCM<br />

modelinin ortalamasını göstermektedir. Şeklin sağ tarafı ise modellerin verdiği<br />

sonuçlardan en büyüğü ile en küçüğünün farkıdır. Grafikten de görüleceği üzere<br />

bütçeleme çalışmasının yapılacağı bölgede 2020 yılında ortalama 1,5 0 C ve 2080<br />

yılında ortalama 3,5 0 C’lik bir sıcaklık artışı tahmin edilmektedir.<br />

33


Şekil 3.4. 2020-2080 yılları için yaz aylarındaki sıcaklık değişimi (Hulme ve<br />

Carter’dan, 2000)<br />

İklim değişiminin kademeli olarak on yıllar içinde olması beklenmesine karşın az da<br />

olsa aniden oluşması olasılığı da vardır, bu ani değişim okyanus akıntılarındaki ani<br />

değişimler sonucu ortaya çıkabilir.<br />

İklim değişiminin tüm olumsuz etkilerine karşın bazı bölgesel olumlu etkileri de<br />

olabilecektir. Bazı bölgelerde ortalama sıcaklığın artmasına bağlı olarak ısınma<br />

maliyetleri kısmen düşebilir. Kanada, İskandinavya, Kuzey Japonya’da tarım yağış<br />

artışlarına bağlı olarak gelişebilir.<br />

Ortalama Fark<br />

34


Yerkürenin iklimi geçmişte sürekli olarak değişikliklere uğramıştır. Bu değişiklikler<br />

doğru tespit edilebilirse gelecekteki değişimler de tahmin edilebilir. Son buzul çağı<br />

bundan yaklaşık 13.000 yıl önce sona ermiştir. Hızlı bir ısınmadan sonra, bundan<br />

yaklaşık 11.000 yıl önce ani bir soğuma olmuştur. Bu soğuma, eriyen buzullardan<br />

gelen suların tetiklediği okyanus akımlarındaki ani değişiklik sebebiyle olmuş<br />

olabilir. Sıcaklıklar sadece birkaç yıl içinde büyük ölçüde düşmüş olabilir. Zemin<br />

tabakalarındaki polenler ve diğer kanıtlar Avrupa ve Kuzey Amerika’da büyük<br />

ölçekli ekolojik kesintilerin olmuş olabileceğini gösterir.<br />

Daha yakın zamanda, 1450’lerde başlayan ve 1800’lü yılların sonlarında biten daha<br />

küçük ve daha yavaş geçişli bir soğuma periyodu olmuştur. Tarihi kayıtlar en soğuk<br />

dönemlerin 1600’lü yılların ortaları ve sonları ve 1800’lü yılların başları ve sonları<br />

olduğunu gösterir. Bu döneme küçük buzul çağı da denir.<br />

Volkanlardan çıkan toz da bölgesel olarak kısa soğuma dönemlerine sebep olabilir.<br />

1991’de Filipinlerdeki Mt. Pinatubo volkan püskürmesinde çıkan toz yıllarca süren<br />

kısmi bir soğumaya sebep olmuştur. 1815 Nisan’ında Endonezya’daki Tambora<br />

volkan püskürmesini takiben 2 yıl içerisinde sıcaklık ortalama 1 ila 2,5 0 C düşmüştür<br />

(U.S. Global Change Research Information Office, 2006).<br />

3.2.3.1. Sera Etkisi<br />

Küresel ısınmanın en büyük sebebi olarak atmosferdeki sera gazlarının artması<br />

olarak görülmektedir. Atmosfer kısa dalga boylu radyasyonu geçirir, uzun dalga<br />

boylu radyasyonu emer. Yeryüzü tarafından yayılan uzun dalga boylu radyasyon<br />

atmosferdeki gazlar tarafından tutularak yeryüzü ısınır (Şekil 3.5).<br />

35


Şekil 3.5. Sera etkisinin şematik gösterimi (Anonim, 2006 a)<br />

Atmosferdeki CO2 ve sera etkisini oluşturan diğer gazların oranı son zamanlarda<br />

artmıştır. Bu gazlar CH4 (metan), N2O (nitrooksit), HFCs (hidroflorokarbon), PFCs<br />

(perflorokarbon), SF6 (sülfür hekzaflorid)'dir. Fosil yakıtlarının kullanımı bu artışta<br />

en büyük pay sahibidir. Bu artış atmosferde daha fazla ısının tutulmasına yol açarak<br />

küresel ısınmaya sebep olmuştur. Bazı uluslar arası kuruluşlar ülkelerin CO2 ve diğer<br />

sera gazlarının emisyonunun (salım) azaltılması için ülkelere baskı yapmaktadır. Bu<br />

yüksek emisyonlar şimdi durdurulsa bile olumlu etkilerini görmek zaman alacaktır<br />

(Kundzewicz ve Somlyody, 1997). Küresel ısınmaya sebep olan sera gazı salımlarını<br />

azaltmak kadar karbon tutucu işlevi olan ormanları çoğaltmak da çözüme yardımcı<br />

olacaktır.<br />

3.2.3.2. İklim Değişiminin Etkileri<br />

İklim değişimi etkilerini tarımdan sağlığa, ekonomiden su kaynaklarına birçok<br />

alanlarda doğrudan ve dolaylı olmak üzere gösterecektir. Kısa zamanda ortaya çıkan<br />

etkiler olabildiği gibi uzun yıllar sonrasında ancak hissedilebilecek ekolojik etkileri<br />

de olabilecektir.<br />

36


İnsanoğlunun en eski uğraşılarından biri olan tarım, sıcaklık ve yağışların en önemli<br />

iki bileşenini oluşturduğu iklimden en çok etkilenen öğelerin başında gelir. Olası bir<br />

küresel iklim değişiminin kademeli ve on yıllar içinde olması beklenmektedir.<br />

Çiftçilerin böyle bir durumda ektiklerini iklime göre ayarlayabilme imkânları her<br />

zaman vardır. Tarım yapılan bölgeler, ürünlerin bölgelere göre dağılımları ve sulama<br />

sistemleri değişecektir. İklimde ani bir değişim gerçekleşirse ABD gibi büyük<br />

ekonomileri olan ülkelere ekonomik etkisi aynı oranda büyük olur. Kısa bir süre<br />

içerisinde büyük bir yatırım gerekecektir. Özellikle belirsizlik planlamayı güç<br />

kıldığından tarım ve su sistemleri kısa süreler içerisinde geliştirilemeyebilir.<br />

Atmosferdeki CO2’nin bu yüzyılın ortalarında ikiye katlanması esasına göre 112<br />

bölge ve 18 ülke için 3 GCM modellemesi ile yıllık ortalama küresel sıcaklığın 4,5<br />

0 C artırılmasıyla yapılan çalışmada çiftçilerin ekim zamanı değişikliği ve tohum<br />

çeşitliliği değişikliği gibi değişik adaptasyon pratikleri geliştireceği düşünülerek bir<br />

GCM modellemesinde küresel gıda üretiminin değişmeyeceği, iki GCM<br />

modellemesinde ise sırasıyla % 2 ve % 6 azalacağı öngörülmüştür (Rosensweig ve<br />

Parry, 1994). Gelişmekte olan ülkeler iklim değişiminin tarıma olumsuz etkisinden<br />

gelişmiş ülkelere göre daha fazla etkilenecektir. Gelişmiş ülkelerin üretiminin<br />

artarken, gelişmekte olan ülkelerin üretiminin azalacağı tahmin edilmektedir.<br />

Amerika’nın Missouri, Iowa, Nebraska ve Kansas bölgelerinde yapılan ve MINK<br />

olarak adlandırılan bir çalışmaya göre 1,2 derecelik bir sıcaklık artışı için en iyi<br />

senaryoya göre mahsul % 3,3 veya 500 milyon $/yıl düşecek, bitkiler %15 daha fazla<br />

suya ihtiyaç duyacak, çiftçiler daha verimli sulama sistemlerine adapte olacaklar,<br />

tarıma dayalı bölgesel endüstriler yılda 410 milyon $ zarar edecek; en kötü<br />

senaryoya göre ise mahsul % 17,1 veya 2,7 milyar $/yıl düşecek, bitkiler % 23 daha<br />

fazla suya ihtiyaç duyacak, çiftçiler % 3–4 daha fazla enerji kullanacak, tarıma dayalı<br />

bölgesel endüstriler yılda 1,4 milyar $ zarar edecektir (Rosenberg ve Crosson, 1990).<br />

Olası bir iklim değişiminden gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler gelişmiş ülkelere<br />

göre ekonomik açıdan daha çok etkilenirler. Gelişmemiş ülkeler ekonomik sınıra<br />

daha yakın yaşarlar ve değişikliklere adaptasyon kapasiteleri sınırlıdır. Doğal<br />

37


afetlerden daha çok etkilenirler. Örneğin 1993’teki Mississippi taşkınıyla Bangladeş<br />

gibi gelişmekte olan ülkelerdeki taşkınlar karşılaştırılırsa Mississippi taşkını daha<br />

büyük olmasına rağmen daha az insan ölmüştür, kısa sürede ülkenin diğer<br />

yerlerinden yardımlar gitmiştir, gıda fiyatları çok etkilenmemiştir. Gelişmekte olan<br />

ülkelerdeki benzer taşkınlar ise on binlerce insanın ölümüne, gıda temininde<br />

zorluklara, hastalıklara, yıllarca süren ekonomik zorluklara sebep olmuştur.<br />

Gelişmemiş ülkelerde tarımsal pratikler, barınma gibi geleneksel yaşam belirli bir<br />

iklim tipine daha çok bağlıdır. Nüfusun yoğun olduğu Çin ve Hindistan gibi bazı<br />

ülkelerin gelecek yüzyılda daha refah duruma gelerek iklim değişimine daha iyi<br />

uyum sağlayabilmeleri beklenmektedir. Ülkemizde gerekli önlemlerin alınması<br />

kaydıyla iklim değişimine herhangi bir adaptasyon sorunu beklenmemektedir. İklim<br />

değişiminin tarıma, ekosisteme, sağlığa, su kaynaklarına etkisi aynı zamanda<br />

ekonomik etki olarak düşünülmelidir. İnsanın içinde yaşadığı ekosistem dengesi<br />

bozulunca dünya ekonomisi de doğrudan etkilenecektir.<br />

İklimin hayvanları ve bitkileri etkilediği bilinmektedir. Canlıların vücudu dış<br />

dünyayla sürekli etkileşim halinde olduğundan iklim değişiminden de<br />

etkilenmişlerdir. İklim değişiminin hızlı olması doğal ekosisteme etkisini artırır.<br />

Hayvanların kolaylıkla yer değiştirebilmesine karşın bitkiler sadece bir nesilden<br />

diğerine yer değiştirebilir. Eğer iklim yavaşça ısınırsa ağaçlar ve bitkiler kuzeye<br />

kayarlar. Ormanlar yavaş ve küçük ölçekli sıcaklık değişimlerine uyum<br />

sağlayabilmelerine rağmen eğer iklim değişimi beklenenden daha hızlı gelişecek<br />

olursa tahrip olabilirler. Lovelock (2006) dünyayı canlı bir varlığa benzetip; iklim<br />

değişiminin etkilerinin yüz bin yıl kadar sürebileceğini; yüzyılın sonlarına doğru<br />

sıcaklığın ılıman bölgelerde 8, tropik bölgelerde 5 0 C yükseleceğini; daha yüzyıl<br />

bitmeden hayatın sadece iklimin daha elverişli olacağı Kuzey Kutup bölgesinde<br />

devam edeceğini öngörmüştür.<br />

Mercan resifleri (kayalıkları) deniz balık türlerinin üçte ikisini besler, fırtınaları<br />

önler. Mercan resifleri iklim değişiminden birkaç şekilde etkilenebilir. Birincisi<br />

mercan resifleri sınırlı bir sıcaklıkta gelişebildiklerinden sıcaklık artarsa onlara<br />

rengini veren ve besinini oluşturan algleri üzerinden atarak beyazlayabilirler.<br />

38


Yiyecek kaynaklarının gitmesiyle birkaç ay içinde ölebilirler. İkinci olarak eğer daha<br />

sıcak bir dünyada fırtınalar artarsa mercan resifleri fiziksel olarak kırılabilirler, çünkü<br />

dalga hareketlerinden etkilenirler. Üçüncü olarak deniz seviyesi yükselmesi miktar<br />

ve hızına bağlı olarak mercan resifleri etkilenir. Şu anda tahmin edilen seviye<br />

yükselmesinin ise mercan kayalıklarına olumlu etki yapacağı düşünülmektedir.<br />

Tropikal kıyılardaki mangrov bataklıkları Florida, Hindistan, Avustralya, Afrika ve<br />

diğer tropik ve alt tropik bölgelerdeki gelgit kıyılarında bulunur. Bu bitkiler geniş bir<br />

tür çeşitliliğine habitat oluşturur. Kıyıları erozyona karşı korur. Birçok kıyısal tropik<br />

balıklar barınma, beslenme ve üreme yeri için bu bitkilere ihtiyaç duyarlar. Tropikal<br />

bitki ekosistemi her yıl belli bir yükselmeyi tolere edebilir. Deniz duvarları gibi<br />

klasik yöntemler de besin dolaşımını bozacağından ekosistemi korumak için<br />

uygulanamazlar. Olası bir iklim değişimi kısa ve uzun vadede ekosistem üzerinde<br />

büyük tahribatlar yapacaktır. Besin zincirinde kırılmalar olduğu takdirde bazı türlerin<br />

soyu tehlikeye girebilir.<br />

İklim değişiminin ülkemize de olumsuz etkileri olacaktır. Öncelikle sıcaklık<br />

artışından dolayı ülkemizin özellikle iç kısımları kısmi olarak çölleşecektir. Yoğun<br />

güneş ışınlarından dolayı cilt hastalıklarında artış gözlenecektir. Şiddetli yağışlardan<br />

dolayı su baskınları sık görülecektir. Deniz seviyesi yükselmesinden gerek tarım<br />

bölgeleri gerekse kıyı yerleşim bölgeleri olumsuz etkilenecektir. Keza 2005 yılında<br />

Balkanlar’da iklimin dengesinin bozulması sonucunda ortalama sıcaklıklardan çok<br />

düşük sıcaklıklar gözlenmiştir (Anonim, 2006 b). Türkiye’de yakın tarihteki iklim<br />

değişimine bakılacak olursa son 35-40 yıllık dönemde, özellikle hava kirliliğinin,<br />

hızlı nüfus artışının ve yoğun bir yapılaşmanın yaşandığı büyük kentlerde, genel<br />

olarak gece sıcaklıklarında bir ısınma, gündüz sıcaklıklarında bir soğuma ve günlük<br />

sıcaklık genişliğinde ise bir azalma eğilimi gözlenmektedir (Türkeş vd., 1996).<br />

WHO’nun (World Health Organization) 16–18 Haziran 1999’da Londra’da “Çevre<br />

ve Sağlık Üzerine Üçüncü Bakanlar Konferansı” bildirgesinde iklim değişiminin<br />

sağlık üzerindeki etkileri aşağıdaki maddeler halinde sıralanmıştır:<br />

39


"39. Küresel iklim sistemi ve stratosferdeki ozonun insan üzerinde meydana<br />

getirdiği değişimlerin bir dizi tehlikeli sağlık riskleri oluşturduğunun ve ekonomik<br />

kalkınmayı, sosyal ve politik sürekliliği potansiyel olarak tehdit ettiğinin farkındayız.<br />

Ulusal eylem, bu çerçevesel değişimleri mümkün olduğu kadar azaltabilmek ve<br />

önleyebilmek için, Avrupa’da nüfusun iklim değişimine ve artan ultraviole<br />

radyasyonuna ve gelecek on-yıllarda önemli sağlık risklerine en az maruz kalınması<br />

için bütün ülkeler tarafından acilen istenmektedir."(Anonim, 1999 s.10–11).<br />

Görüldüğü gibi WHO konunun önemine binaen UN (United Nations) nezdinde bütün<br />

ülkeleri iklim değişimi ve ozon tabakası incelmesi konularında ortak hareket etmeye<br />

çağırmaktadır. Havaların ısınmasıyla birlikte sivrisineklerden yayılan hastalıkların<br />

artacağı bilinmektedir. Bazı kuzey bölgelerinde ise zemin buzunun çözülmesiyle<br />

zararlı böcekler ve hastalıklar ortaya çıkabilecektir. Hava sıcaklığının aşırı düşük ya<br />

da yüksek olduğu durumlarda insan sağlığına doğrudan bir etki olarak güneş<br />

çarpması ya da soğuk ısırması vakalarıyla karşılaşılabilir. İklim değişiminin etkisiyle<br />

kalp ve solunum yolu rahatsızlıkları artacaktır. Sıcak hava dalgaları ani ölümler ve<br />

psikolojik rahatsızlıkları körükleyecektir. Sıcak hava ve su kaynaklarındaki azalma<br />

kolera gibi bulaşıcı hastalık salgınlarına neden olabilecektir.<br />

3.2.3.3. İklim Değişimi ve Su Kaynakları<br />

İklim değişiminin en önemli etkilerinden biri de su kaynaklarına olan etkisi olacaktır.<br />

Yerkürenin farklı kısımları bu değişimden farklı oranlarda etkilenecektir. Etkileri<br />

hissedilmeye başlanan iklim değişiminin akış değişiklikleri, buzulların erimesi,<br />

akışların zamanlamasının değişmesi gibi belirtileri sadece bölgesel sıcaklık ve yağış<br />

değişimleriyle açıklanamazlar.<br />

Kıyıya yakın tatlı su kaynakları olası bir deniz seviyesi yükselmesinden olumsuz<br />

olarak etkilenecektir. Sağanak yağışların genel olarak artacağı düşünülürse seller<br />

artacaktır ve yeraltı ve yerüstü kaynaklarının bölgesel ve mevsimsel dağılımları<br />

değişecektir.<br />

EEA (European Environment Agency)’nin 2005 yılı raporunda yer alan 2001 yılında<br />

Avrupa ülkelerinde kişi başına düşen yıllık tatlı su miktarı Şekil 3.6’da<br />

40


görülmektedir. Merkezi Kopenhag'da bulunan EEA; politika yapıcılara ve kamuya<br />

zamanında, odaklanmış, konuyla ilgili ve güvenilir bilgiler sunarak Avrupa'nın çevre<br />

dokusunda anlamlı ve ölçülebilir iyileşme sağlamayı amaçlamaktadır. Görevinin bir<br />

parçası olarak EEA, beş yılda bir Avrupa Çevresi'nin durumunun kapsamlı bir<br />

incelemesini sağlamaktadır. Türkiye sanılanın aksine tatlı su kaynakları bakımından<br />

çok zengin bir ülke değildir. Ülkemiz 3.419 m 3 (Metreküp)/kişi/yıl ile Avrupa<br />

ülkeleri arasında orta sıralarda yer almaktadır. İklim değişiminin de bu değerleri<br />

aşağıya doğru çekeceği yapılan model çalışmalarından anlaşılmıştır. Bu yüzden<br />

kullanılabilir tatlı su kaynakları yönetimi politikalarımız süratle yenilenmeli ve<br />

geliştirilmelidir.<br />

41


Malta<br />

Güney Kıbrıs<br />

Danimarka<br />

Çek Cumhuriyeti<br />

Belçika<br />

Romanya<br />

Polonya<br />

Almanya<br />

İspanya<br />

İngiltere<br />

İtalya<br />

Fransa<br />

Türkiye<br />

Lüksemburg<br />

Yunanistan<br />

Litvanya<br />

Portekiz<br />

Hollanda<br />

Slovenya<br />

Avusturya<br />

İrlanda<br />

Macaristan<br />

Letonya<br />

Slovakya<br />

Estonya<br />

Fillandiya<br />

İsveç<br />

Bulgaristan<br />

Norveç<br />

İzlanda<br />

Kişi Başına Düşen Mevcut Yıllık Tatlı Su Miktarı, 2001<br />

0 5000 10000 15000 20000 25000 30000<br />

42<br />

>1 700 m3/kişi/yıl<br />


organizmalardan başlayarak çok hücrelilere doğru zincirleme bir etki yapacak ve<br />

ekosistemlerin yapısı değişecektir.<br />

Yüzey ve yeraltı akışları ileriye dönük tahminlerde bölgesel yağışların değişimden<br />

doğrudan etkilenmektedir. Çoğu bölgede pik akış bahardan kışa doğru kaymaktadır.<br />

Birçok küçük buzul eriyip kaybolacaktır. Su kalitesi, artan sıcaklıklarla beraber<br />

azalacaktır. Bu konuda yağışın artacağı bölgeler diğerlerine göre daha şanslıdır.<br />

Taşkın büyüklük ve sıklıkları hemen hemen bütün bölgelerde artacaktır. İklim<br />

değişikliği belirsizlik anlamında su kaynakları yönetimini zorlaştırmaktadır. Su<br />

kaynakları yönetimi bölgesel olduğu kadar ülke çapında politikalarla da<br />

belirlenmelidir.<br />

İklim değişimi nüfus artışının su kaynaklarına olan olumsuz etkisini artıracaktır.<br />

Şekil 3.7’de iklim ve nüfus değişiminin su kaynaklarına olan etkisi görülebilir.<br />

Grafiğe göre Türkiye ile birlikte batı ve Kuzeybatı Avrupa su kaynakları iklim ve<br />

nüfus değişiminden olumsuz olarak etkilenecektir.<br />

43


Şekil 3.7. Su kaynakları potansiyelinin % 20'sinden fazlasını kullanan ülkelerde<br />

iklim değişiminden dolayı su kaynaklarında meydana gelen değişim (Boğaziçi<br />

Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden, 2006)<br />

İklim değişiminin su kaynaklarına tüm bu olumsuz etkileri insanoğlunu bu yüzyılda<br />

su kaynaklarını korumaya, etkin kullanmaya ve geliştirmeye yöneltecektir. Bitki<br />

44


örtüleri geliştirilip su kaynaklarının kirlenme sebepleri tespit edilerek azaltılmaya<br />

çalışılmalıdır.<br />

150<br />

Şekil 3.8. Küresel olarak 1961–1990 yılları akışları temel alınarak 2050 yılı için<br />

yapılan ortalama yıllık akış değişim tahminleri (mm/yıl) (Arnell’den, 1999)<br />

Tahminlerin AOGCM (Atmosphere Ocean General Circulation Model) kullanılarak<br />

atmosferde yıllık % 1 CO2 artışı senaryosuna göre yapıldığı çalışmada Şekil 3.8’deki<br />

gösterim AOGCM’nin HadCM2 (Hadley Centre Circulation Model 2), alttaki<br />

gösterim HadCM3 sürümüyle modellenmiş olup gösterimlerden de görüleceği üzere<br />

genel olarak kuzey paralellerinde ve güneydoğu Asya’da akışların artması, diğer<br />

bölgelerde ise farklı derecelerde akışların azalması öngörülmekte ve Türkiye<br />

akışların azalacağı bölgelere girmektedir. Akışlar yağışlara bağlı olduğundan akış<br />

değerleri eğilimlerini yağış olarak da düşünmemiz mümkündür.<br />

45


Dalgalar ve rüzgârlar okyanus yüzey seviyesini devamlı surette aşağı ve yukarı<br />

hareket ettirirler. Bu seviye uzun bir zaman içinde ortalama olarak ölçülür. Deniz<br />

seviyesi okyanus tabanının jeolojik hareketler sonucu çökmesi ya da yükselmesi<br />

veya insanoğlunun büyük ölçüde petrolü yeryüzüne çıkarmasıyla değişebilir.<br />

Hava sıcaklığı arttıkça okyanuslar da ısınarak az bir miktar genleşir. Olası bir iklim<br />

değişiminde deniz seviyesi buzulların erimesi dolayısıyla da yükselecektir. Şekil<br />

3.9’da risk altındaki bölgeler görülmektedir.<br />

Küresel ısınma dolayısıyla deniz seviyesi 20. yüzyıl'da yıllık ortalama 1–2 mm<br />

(Milimetre) artmış olup; 2025’e kadar 0,03 ila 0,14 m (Metre), 2050’ye kadar 0,05<br />

ila 0,32 m, 2100’e kadar 0,09 ila 0,88 m artması tahmin edilmektedir (Anonim,<br />

2001). IPCC (Intergovermental Panel on Climate Change); WMO (World<br />

Meteorological Organization) ve UNEP (United Nations Environment Programme)<br />

tarafından iklim değişimi konusunda çalışmak üzere kurulan bir kuruluştur.<br />

Kayıtlara göre sıcaklıklar 1998, 2002, 2003 ve 2004'te mevsim normallerinin çok<br />

üzerinde seyretmiştir. Yalnızca 2003 yazında Alp buzullarının yüzde onu erimiş olup<br />

bu hızla giderse, 2050'ye kadar İsviçre'deki buzulların dörtte üçü erimiş olacaktır ve<br />

Avrupa 5.000 yıldır bu ölçekte iklim değişimi görmemiştir (Anonim, 2005 a).<br />

46


47<br />

Şekil 3.9. 2080 yılında deniz seviyesindeki yükselmeye karşı halen uygulanan koruma yöntemlerinin devamı halinde risk altındaki insan<br />

sayısı ve kıyı alanları (Anonim, 2006 c)<br />

47


Eğer sıcaklık artışı yüksek ve uzun süreli olursa buzullar eriyebilir. Bu da deniz<br />

seviyesinin yükselmesiyle sonuçlanabilir. Fakat bu yine de kesin bir sonuç değildir.<br />

Daha sıcak bir iklimde daha fazla yağış olur. Kutup bölgelerinde bu yağış kar yağışı<br />

olarak düşer. Bu da buzul miktarını çoğaltıp deniz seviyesini düşürebilir.<br />

Küresel ısınmanın deniz seviyesini yükseltmesi durumunda alçak yerleşim yerlerinde<br />

kalıcı taşkınlar ve artan fırtına zararları meydana gelecektir. Kalıcı taşkınlar kıyı<br />

ekosistemini tahrip edecektir. Venedik gibi kıyı yerleşim alanları zarar görecektir.<br />

Hollanda gibi bazı kara parçaları deniz seviyesinin altında olan gelişmiş ülkeler su<br />

setleri ve fırtına setleri gibi yapılar yaparak hasarı azaltabilirler. Bangladeş gibi<br />

gelişmekte olan ülkeler ise can ve mal kaybına uğrayabilirler. Deniz seviyesinden 2,4<br />

m. yükseklikte 1.200 küçük adadan oluşan Maldiv adaları 330.000 nüfusuyla deniz<br />

seviyesi yükselmesinden ilk etkilenecek kara parçalarının başında gelir.<br />

Uzun vadede deniz seviyesi yükselmeye devam ederse gelişmiş ülkeler büyük<br />

maliyetlerle karşı karşıya kalacaklardır. Dünyanın birçok büyük şehri kıyı<br />

şeritlerindedir ve şehri başka bir yere taşımak yerine setler yaparak korunmak tercih<br />

edilirse katastropik taşkınlara karşı savunmasız kalınacaktır.<br />

Deniz seviyesi yükselmesi kadar deniz suyunun ısınması da denizde yaşayan birçok<br />

canlı için olumsuz olacaktır. Balık toplulukları oşinografik ve çevresel değişiklikleri<br />

göstermede önemli bir işlev görür (Francour vd., 1994). Üç yanı denizlerle çevrili<br />

ülkemiz de iklim değişiminin deniz canlılarına olan etkisinden büyük ölçüde<br />

etkilenecektir. Akdeniz’de yaşayan ve Karadeniz ve Marmara’da 20 yıl önce nadir<br />

görülen Sardalya, Kupes ve Salpa gibi balıkların bu denizlerde sıkça görülmeye<br />

başlanması hatta İğneada gibi Batı Karadeniz’de avcılığına başlanması deniz suyu<br />

sıcaklığının artışıyla ilişkilendirilmekte olup; yine Thallossoma pavo (Gün balığı)<br />

türü balıkların artık Marmara Denizi’nde de görülebilmesi, dağılımının Akdeniz’in<br />

güneyinden daha kuzeye çıkması küresel ısınmasın etkileriyle açıklanmaktadır (Türk<br />

Deniz Araştırmaları Vakfı, 2006).<br />

48


3.2.3.4. İklim Değişimiyle İlgili Kuruluşlar ve Faaliyetleri<br />

İklim değişiminin küresel bir olgu olması ona karşı alınacak önlemlerin ve yapılacak<br />

işbirliğinin de küresel olmasını gerektirir. Bu nedenle uluslar arası alanda birçok<br />

kuruluş iklim değişimiyle ilgili çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalarda amaç<br />

çevreye gösterilecek hassasiyetin uluslararası düzeyde ele alınıp yaptırımların da<br />

uluslararası düzeyde olması yolundadır.<br />

1873 yılında Viyana’da kurulan IMO (International Meteorological Organization)<br />

devletlerarası bir kuruluş olan WMO’nun kurulmasına olanak sağlamıştır. WMO<br />

Birleşmiş Milletlerin uzmanlaşmış bir kuruluşudur. WMO’nun görevleri arasında<br />

dünya çapında meteorolojik, hidrolojik ve ilgili jeofizik gözlemlerin yapılmasının<br />

sağlanması, standardizasyonun sağlanması, verilerin karşılıklı dağıtımı ve bunların<br />

hava olaylarından en çok etkilenen sosyo-ekonomik sektör olan tarım, su<br />

kaynaklarının yönetimi, havacılık ve deniz ticaretinde kullanılmasının sağlanması<br />

vardır. WMO, GOS (Global Observing System) sayesinde atmosferi ve okyanus<br />

yüzeyini hava analiz, tahmin, tavsiye ve uyarı yapmak için izler (Anonim, 2004).<br />

Dünya Meteoroloji Teşkilatı Sözleşmesi, 11 Ekim 1947 tarihinde Washington’da<br />

aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 42 ülke tarafından imzalanarak kabul edilmiştir.<br />

Merkezi Cenevre'de bulunan Dünya Meteoroloji Teşkilatı’na ülkemiz 31 Mayıs 1949<br />

tarihinde üye olmuştur.<br />

IPCC (Hükümetler Arası İklim Değişimi Paneli), WMO (Dünya Meteoroloji Örgütü)<br />

ve UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) tarafından iklim değişimi konusunda<br />

çalışmak üzere kurulan bir kuruluştur. WHO’da iklim değişikliğinin sağlık<br />

üzerindeki etkisini izlemekte olup zaman zaman bildirgeler yayınlamaktadır.<br />

UNFCCC (United Nations Framework Convention on Climate Change) Birleşmiş<br />

Milletler nezdinde hayata geçirilmiş bir iklim değişikliği çerçeve sözleşmesidir.<br />

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nün eşgüdümünde 1991 ve 1992<br />

yıllarında gerçekleştirilen UNCED’e (BM Çevre ve Kalkınma Konferansı) hazırlık<br />

çalışmalarında; Türkiye’nin, UNFCCC’ye kendi koşullarını, özellikle gelişme<br />

49


düzeyini, kalkınma hedeflerini, tüketim modelini dikkate alarak taraf olması ve<br />

ülkelerin yükümlülüklerinin; gelişmişlik düzeylerine, salım düzeylerine ve<br />

sorumluluklarına göre saptanması gerektiği belirtilmiştir (Türkeş vd., 1992).<br />

UNFCCC’ye Gelişmiş ülke olarak üyelik Türkiye’nin çıkarlarına ters düşmektedir.<br />

Ülkemiz enerji ihtiyacı gereği CO2 salım oranı yüksek olan yerli linyitlerin<br />

kullanılması Türkiye’nin UNFCCC’ye gelişmekte olan bir ülke olarak taraf olma<br />

isteğini zorunlu kılar.<br />

UNFCCC HGK’nin (UNFCC Hükümetlerarası Görüşme Komitesi) Mayıs 1992 New<br />

York toplantısındaki görüşmeler sonucunda; Türkiye, hem OECD (Organisation for<br />

Economic Co-operation and Development) ve ekonomileri geçiş sürecindeki Orta ve<br />

Doğu Avrupa ülkeleriyle birlikte Ek I listesine, hem de OECD ülkeleriyle birlikte Ek<br />

II’ ye alınmıştır (Türkeş, 1995). Ek II’ deki OECD ülkeleri gelişmekte olan ülkelere<br />

finansal ve teknoloji anlamında destek sağlayacaktır. Ek I’de 1992 yılında OECD’ye<br />

üye ülkeler; Rusya Federasyonu ve bazı Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri gibi<br />

ekonomileri geçiş halinde olan ülkeler yer almaktadır. Ek II’de ise Ek I’deki OECD<br />

ülkeleri yer almaktadır. Ek II, Ek I dışı gruba destek sağlayacaktır. Ek I dışı grup<br />

olarak adlandırılan grupta ise gelişmekte olan ülkeler yer almaktadır.<br />

Türkiye; UNFCCC’nin eklerinde gelişmiş ülkeler arasında değerlendirildiğinden ve<br />

bu koşullar altında özellikle enerji ilişkili CO2 ve öteki sera gazı salımlarını 2000<br />

yılına kadar 1990 düzeyine indirme ve gelişme yolundaki ülkelere mali ve teknolojik<br />

yardım vb. konulardaki yükümlülüklerini yerine getiremeyeceği gerekçesiyle<br />

UNFCCC’yi 1992 Rio zirvesinde imzalamamış ve taraf olmamıştır.<br />

Lahey Konferansı’nda, Türkiye’nin Ek II’den çıkarak UNFCCC’ye bir Ek I ülkesi<br />

olarak taraf olma isteği, 29 Ekim–6 Kasım 2001 tarihlerinde Fas’ın Marakeş<br />

kentinde yapılan 7. Taraflar Konferansında kabul edilmiştir. FCCC/SBI/2001/L.8<br />

numaralı kararda; tarafların eşitlik temelinde ve ortak ama farklılaştırılmış<br />

sorumlulukları ve bunu karşılayan olanaklarına uygun olarak, insanoğlunun bugünkü<br />

ve gelecek kuşaklarının yararı için iklim sistemini korumak zorunda oldukları<br />

açıklanmış ve Türkiye Ek I’deki diğer ülkelerden farklı bazı özel koşulları kabul<br />

50


etmeye çağrılmıştır. Türkiye’nin UNFCCC’ye taraflığı 24 Şubat 2004’te onaylanmış<br />

olup, 24 Mayıs 2004 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye'nin Sözleşmeye taraf<br />

oluşu ile birlikte her yıl sunmakla yükümlü olduğu Sera Gazı Emisyon Ulusal<br />

Envanteri, ilk olarak 15 Nisan 2006 tarihinde UNFCCC sekretaryasına sunulmuştur.<br />

11 Aralık 1997’de Japonya’da Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen Kyoto<br />

Protokolü, sera gazı salımlarını 2008–2012 yılları arasında 1990’lardaki seviyenin<br />

yaklaşık % 5 altına indirmeye yönelik maddeler içerir. Protokol 16 Şubat 2005’te<br />

yürürlüğe girmiştir. Kyoto Protokolü'nün amacı protokolün 2. maddesinin 1.<br />

fıkrasında açıklanmıştır:<br />

"Madde2.<br />

1. Ek 1'de yer alan bütün Taraflar, sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek amacıyla<br />

Madde 3'e uygun olarak sayısallaştırılmış emisyon sınırlaması ve indirimini yerine<br />

getirmek amacıyla:<br />

(a) Aşağıdaki ulusal koşullara uygun olarak politika ve önlemler uygulayacak<br />

ve/veya geliştirecektir:<br />

(i) Ulusal Ekonominin ilgili sektörlerindeki enerji etkinliğinin iyileştirilmesi;<br />

(ii) İlgili uluslararası çevre antlaşmaları kapsamındaki taahhütler ile sürdürülebilir<br />

orman düzenleme uygulamaları, ağaç dikimi ve ağaç takviyesine/desteğine ilişkin<br />

teşvikler dikkate alınarak Montreal Protokolü ile düzenlenen sera gazlarına ilişkin<br />

rezervlerin korunması ve iyileştirilmesi;<br />

(iii) İklim değişikliğine ilişkin yaklaşımlar ışığında sürdürülebilir tarımsal<br />

yöntemlerin yaygınlaştırılması;<br />

(iv) Yeni ve yenilenebilir enerji çeşitleri, karbondioksit tecrit/ayırma teknolojileri ve<br />

gelişmiş ve yenilikçi çevresel bakımdan sağlam teknolojiler üzerinde araştırma<br />

yapmak, teşvik etmek, geliştirmek ve kullanımının artmasını sağlamak;<br />

(v) Kongrenin amacına aykırı çalışan ve sera gazı yayan sektörlere yapılan mali<br />

teşvikler, vergi ve harç istisnaları ile ekonomik yardımları veya ilgili piyasa<br />

aksaklıklarını aşamalı olarak kaldırmak veya tasfiye etmek;<br />

(vi) Montreal Protokolü ile düzenlenmemiş bulunan sera gazının<br />

emisyonunu/yayılmasını sınırlandıran veya azaltan politika veya önlemleri teşvik<br />

etmeyi amaçlayan ilgili sektörlerdeki uygun reformların teşviki;<br />

(vii) Nakliye sektöründe, Montreal Protokolü tarafından düzenlenmeyen sera gazı<br />

emisyonu/yayımının sınırlandırılması ve/veya azaltılmasına ilişkin önlemler;<br />

(viii) Atık idaresi ile birlikte üretim, nakliye ve enerji dağıtımının iyileştirilmesi ve<br />

kullanılması yoluyla metan emisyonunun/yayımının sınırlandırılması ve/veya<br />

azaltılması."(Anonim, 1997 s.1–2).<br />

51


Protokol; sera gazı emisyonlarını tarım, orman, enerji gibi alanlarla bütünleştirerek<br />

sürdürülebilir kalkınmayı sağlayarak azaltmaya çalışmaktadır. Protokolün ana amacı<br />

sera gazı atmosfer yoğunluklarının insanoğlu için tehlike sınırlarının altında<br />

tutulmasıdır (Anonim, 2002).<br />

Özellikle gelişmiş ülkeler açısından emisyon oranlarını düşürmek çok kolay<br />

olmayacağından Kyoto Mekanizmaları adı altında ülkeler arasında işbirliğini<br />

güçlendirici bazı esneklikler düşünülerek Ortak Hareket adı altında eğer bir Ek 1<br />

ülkesi diğer bir Ek 1 ülkesinde emisyonu ya da atmosferdeki karbonu azaltıcı bir<br />

proje yaparsa kendi emisyon hedefinden bu miktarın düşülmesi; Temiz Kalkınma adı<br />

altında eğer bir Ek 1 ülkesi Ek 1 dışındaki bir üye ülkede bir yatırım projesi ya da<br />

ağaçlandırma gerçekleştirirse bunun o ülkenin hedefinden düşülmesi; Salım Ticareti<br />

adı altında Ek 1'deki üye ülkelerin kendi aralarında, satan ülkenin kendi hedefini<br />

tutturmuş olması şartıyla belli yüzdelerde emisyon miktarı alıp satabilmesi<br />

kararlaştırılmıştır (Karakaya ve Özçağ, 2003). Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik<br />

sürecinde Kyoto Protokolü’ne taraf olması beklenmektedir.<br />

Türkiye’nin sera gazları salımları Çizelge 3.5’te görülmektedir. Veriler 1990–1997<br />

yıllarını kapsamaktadır. Emisyonlar sürekli bir artış eğilimine sahip olup seragazları<br />

içinde en büyük paya CO2 gazı sahiptir. Türkiye’nin 1990 yılı seragazı emisyonu<br />

toplamı, CO 2 eşdeğeri olarak 200,7 milyon ton iken, 1997 yılında bu miktar 271,2<br />

milyon tona çıkmıştır. Türkiye’nin 2008–2012 yılları arasındaki toplam seragazı<br />

salımlarını, 1990 yılında gerçekleşen 200,7 milyon ton miktarının % 5 altına çekmesi<br />

gerekmektedir.<br />

52


Çizelge 3.5. Türkiye’deki sera gazları salımları (Karakaya ve Özçağ’dan, 2003)<br />

SERAGAZLARI<br />

Doğrudan<br />

Seragazları (Bin<br />

Ton)<br />

YILLAR<br />

1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997<br />

200.723 207.42 214.972 225.911 222.506 241.805 262.49 271.176<br />

CO 2 (%) 89 88 88 88 89 87 88 89<br />

CH 4 (%) 11 11 10 10 10 10 10 9<br />

N2O (%)<br />

Yakıt Kaynaklı<br />

1 1 2 2 1 3 2 2<br />

Seragazları (Bin<br />

Ton)<br />

146.736 150.552 156.086 162.849 161.115 172.934 186.352 195.513<br />

CO 2 (%) 97,3 97,3 97,3 97,5 97,6 97,8 98 98<br />

CH 4 (%) 2,1 2,1 2,1 2,0 1,8 1,5 1,5 1,5<br />

N 2O (%) 0,6 0,6 0,6 0,6 0,6 0,5 0,5 0,5<br />

15 Avrupa Birliği üye ülkesinin mevcut ve tahmin edilen seragazı salımları Şekil<br />

3.10’da görülmektedir. 1990 yılında temel değer olarak 100 alınmıştır. Bu değerler<br />

2008–2012 yılları arası için Kyoto Protokolü hedefleriyle kıyaslanarak<br />

karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Grafikten de anlaşılacağı üzere şu andaki mevcut<br />

durumla hedeflenen durum arasında olumsuz yönde bir fark olmasına karşın yakın<br />

zamanda hayata geçirilen Kyoto mekanizmaları sayesinde bu farkın kapanacağı<br />

öngörülebilir.<br />

GHG emisyonları<br />

(baz alınan değer= 100)<br />

100<br />

90<br />

80<br />

1990<br />

1995<br />

2000<br />

EU-15 trendi EU-15 hedef (Kyoto)<br />

EU-15 şu andaki durum öngörüleriyle EU-15 Kyoto mekanizmaları dahil hedef<br />

EU-15 ek durum öngörüleriyle …....EU Target 15 path 2010 2010 hedef yolu<br />

Şekil 3.10. Avrupa Birliği ülkelerinin mevcut ve tahmin edilen sera gazı salımları<br />

(Anonim, 2005 a)<br />

53<br />

98,3<br />

2005<br />

98.4<br />

2010<br />

93,2<br />

94,5<br />

92,0


Seragazı salımını azaltmanın en etkili yolu yenilenebilir enerji kaynakları yoluyla<br />

enerji üretmektir. Güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik<br />

enerji, bio yakıt ve atıklardan elde edilen enerji bu tür enerjidendir. Şekil 3.11 ve<br />

Şekil 3.12’de 1961-1990 yılları baz alınarak yapılmış küresel ortalama sıcaklık ve<br />

yağış değişimleri görülmektedir. Modeller sera gazları emisyon oranları senaryosuna<br />

göre yapılmıştır. A2 grafikleri B2 grafiklerine göre nüfus artışının daha fazla olacağı<br />

öngörülerek çizilmişlerdir. Grafiklerin üzerinde modellemelerde kullanılan<br />

programlar belirtilmiştir. Emisyon senaryolu modellerin büyük bir kısmında 21.<br />

yüzyılın ortalarında atmosferdeki CO2 gazının bugünkü oranının iki katına çıkacağı<br />

öngörülmüştür. Grafiklerden de görüleceği üzere yüzyılın sonlarına doğru<br />

sıcaklıkların ortalama üç derece, yağışların ise ortalama yüzde dört oranında artması<br />

beklenmektedir.<br />

54


Sıcaklık Değişimi 0 C<br />

Sıcaklık Değişimi 0 C<br />

Şekil 3.11. Küresel ortalama sıcaklık değişimleri (Anonim, 2001)<br />

Yıl<br />

Yıl<br />

55


Yağış Değişimi % Yağış Değişimi %<br />

Yıl<br />

Yıl<br />

Şekil 3.12. Küresel ortalama yağış değişimleri (Anonim, 2001)<br />

56


4. ARAŞTIRMA BULGULARI<br />

Bu bölümde iklim değişiminin neden olduğu atmosferik ve hidrolojik değişiklikler<br />

etkisi altında durum çalışması yapılan Işıklı Gölü’nün davranışı incelenecektir.<br />

4.1. İklim Değişimi Etkisi Altında Işıklı Gölü Hidrolojik Bilançosu<br />

Küresel iklim değişimi su kaynakları ve dolayısıyla su kaynakları yönetimine olan<br />

gereklilik ve önemi bir kat daha artırmıştır. Sınırlı kaynakların etkin bir biçimde<br />

kullanılması ve geliştirilmesi gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmış bulunmaktadır.<br />

Yerküremizdeki suların çok küçük bir oranının tatlı su kaynakları olması ve bu<br />

kaynakların geri dönülmesi güç bir biçimde kirletilmesi su kaynaklarının korunması<br />

ve etkin olarak kullanılmasını gerektirmektedir. Küresel iklim değişiminin özellikle<br />

dünya nüfusunun yoğun olarak yaşadığı bölgelerde sıcaklık artışı ve yağış azalışı<br />

biçiminde etkili olacağı düşünülürse dünyayı bekleyen felaketin büyüklüğü gözler<br />

önüne serilmiş olur.<br />

Özellikle sulama suyu, enerji, içme suyu temini amaçlı kullanılan göllerde su<br />

kaynakları yönetimi çerçevesinde mutlaka ileriye yönelik hidrolojik bilanço<br />

çalışmaları yapılarak suyun ne kadarının ne amaçla kullanılacağı önceden<br />

planlanmalıdır. Sulama suyu temin amaçlı yararlanılan bir gölde gelecekte sulanması<br />

düşünülen arazilerin büyüklüğü, enerji elde etme amaçlı kullanılan bir gölde<br />

sanayileşmeye bağlı olarak gelecekteki enerji ihtiyacı, içme suyu temin amaçlı<br />

yararlanılan bir gölde nüfus artışına bağlı olarak gelecekteki içme suyu ihtiyacı<br />

dikkate alınmalıdır. Bilanço süreleri gölün kullanım amacı ve büyüklüğüne göre bir<br />

ila on yıl arasında olabilir. Daha uzun süreli bilançolar yapılabilirse de bu<br />

tahminlerin güven aralığı istenilen düzeyde olmayacaktır, bu yüzden sulama suyu<br />

amaçlı kullanılan küçük göllerde üç yıllık hidrolojik bilançolar yeterli olacaktır. Işıklı<br />

Gölü sulama suyu temini açısından bölgede önem arzetmektedir. Bu gölün işletmesi<br />

DSİ (Devlet Su İşleri) tarafından yapılmaktadır. Özellikle 1992’den sonra devreye<br />

giren Baklan Ovası Sulamasıyla birlikte gölün önemi daha da artmıştır.<br />

57


Bu bölümde Işıklı Gölü’nün iklim değişimi etkisi altında hidrolojik bilançosu<br />

çıkarılacaktır. İklim değişiminin su kaynaklarına doğrudan etkileri olan sıcaklıktaki<br />

artış ve yağıştaki azalma ileriye yönelik bilanço tahmininde gözönünde<br />

bulundurulacaktır.<br />

Hidrolojik bilançonun göle giren su ve gölden çıkan su olmak üzere iki ana bileşeni<br />

vardır. Bu iki terimin farkı depolama hacmi olarak adlandırılır. Girdi terimleri içinde<br />

göle olan yüzeysel ve yüzeyaltı akışları, göl yüzeyine olan doğrudan yağış, ve göl<br />

tabanından yeraltı suyu beslenmesi olarak incelenebilir. Çıktı terimleri ise; göl<br />

yüzeyinden buharlaşma, varsa savak boşalımları, kontrollü olarak sulama ve içmeye<br />

verilen sular, ve yer altı suyuna doğru hareket eden kaçaklar olarak incelenebilir.<br />

Göl su bütçeleme çalışmasında depolama hacmindeki değişim Eşitlik 4.1 ile<br />

bulunabilir.<br />

(∆V)∆t = P∆t + R∆t – E∆t + B∆t - K∆t - S∆t (4.1)<br />

(∆V)∆t, göl su hacmindeki zamana bağlı değişimi; P∆t, yağıştaki zamana bağlı<br />

değişimi; R∆t, akıştaki zamana bağlı değişimi; E∆t, buharlaşma kayıplarının zamana<br />

bağlı değişimini; B∆t, yüzeyaltı akıştan beslenimi; K∆t, yeraltına sızmayı; S∆t, enerji<br />

ve sulama-içmeye verilen suyu ifade eder. Son üç terim olan taban suyu beslenim ve<br />

kaçakları, enerji ve sulama-içmeye verilen su bileşenleri her gölde olmayabilir ya da<br />

olsa bile kesin değerleri özellikle taban suyu beslenim ve kaçakları için bilinemez.<br />

Böyle durumlarda bu terimler ihmal edilerek sonuçların değerlendirmesi yoluna<br />

gidilebilir.<br />

Işıklı Gölünde girdi terimleri olarak yüzeysel akışlar, göl aynasına düşen yağış,<br />

pompajla göle verilen su alınacaktır. Çıktı terimleri olarak ise gölden Büyük<br />

Menderes nehrini teşkil etmesi amaçlı bırakılan su, sulamaya verilen su ve<br />

buharlaşma kayıpları alınacaktır.<br />

58


Üç senelik ileriye dönük bir göl su bilançosu oluşturmak için 1959 yılından bu yana<br />

gözlenen göle giriş ve çıkış verileri değerlendirilerek istatistiksel olarak anlamlı<br />

hareketler gösterenler 2007, 2008, ve 2009 yılları için modellenmişlerdir.<br />

Modellemelerde iklim değişimin sıcaklık artışı yoluyla buharlaşmaya ve yağışa<br />

etkileri gözönünde bulundurulmuştur.<br />

4.1.1. Aylık Sıcaklıkların Modellenmesi<br />

İklim değişiminin ilk etkisi sıcaklık artışı şeklinde ortaya çıkmaktadır. Göl su bütçesi<br />

analizlerinde buharlaşmayı etkilediği için önemli parametrelerden biridir. Bu<br />

bölümde aylık ortalama sıcaklıklar modellenerek sıcaklığın nasıl bir seyir izlediği,<br />

sıcaklık değişim eğiliminin buharlaşma ve akım verileriyle ilgisi belirlenmeye<br />

çalışılacaktır. Çalışmanın yapılacağı Işıklı Gölü’nde buharlaşma miktarının son<br />

yıllarda arttığı yapılan ölçümler neticesinde belirlenmiştir. Aylık sıcaklıkların<br />

modellenmesinde Hibrid model ( ARMA ve Fourier Serileri modeli ) kullanılmıştır.<br />

Modelleme işlemi, 4.1.1.2. bölümünde detaylı olarak verilmiştir.<br />

4.1.1.1. İstasyon Bilgisi<br />

Çalışmada 1964-2006 yılları arası 43 yıllık aylık ortalama hava sıcaklıkları kayıtları<br />

kullanılmıştır. Veriler Güney ilçesindeki DMİ’ce işletilmekte olan 17824 no’lu<br />

“Güney” istasyonundan alınmıştır. İstasyon, 29° 04' doğu boylamı - 38° 09' kuzey<br />

enlemi koordinatlarında olup 806 m. rakıma sahiptir.<br />

Aylık ortalama sıcaklık verilerinden çıkarılan istatistik parametreler Çizelge 4.1’de<br />

görülebilir. Sıcaklıklar ortalaması 13,7 0 C olarak hesaplanmıştır. 7,7 0 C’lik bir<br />

standart sapma yaz ve kış ayları arasında yüksek sıcaklık farkları olduğunu gösterir.<br />

Gözlenen 43 yılda maximum aylık ortalama sıcaklık 30,3 0 C olarak Temmuz<br />

1970’de kaydedilmiştir. Minimum aylık ortalama sıcaklık ise -0,8 0 C olarak Ocak<br />

2000’de kaydedilmiştir.<br />

59


Çizelge 4.1. Hava sıcaklığı verilerinin bazı parametreleri<br />

Parametreler Değerler ( 0 C)<br />

Ortalama 13,7<br />

Standart Sapma 7,7<br />

Çarpıklık 0,0<br />

Max (Maximum) 30,3<br />

Min (Minimum) -0,8<br />

4.1.1.2. Hibrid Model<br />

Fourier Serisi oluşturabilmek için Bölüm 3.2.1.’de anlatılan işlemler gereği ilk olarak<br />

k = 2 test edilmiş ve Ak / RSE oranı 0,3 olarak hesaplanmıştır. Bu değer 0,5’ten<br />

büyük olmadığı için 2 değeri k için anlamlı bulunmamıştır. 1 değeri k için test<br />

edilmiş ve Ak / RSE 6,0 olarak bulunmuştur. Bu değer 0,5’ten büyük olduğu için k<br />

değeri 1 olarak belirlenmiştir. Bu da sadece a1 ve b1 katsayılarının anlamlı olup<br />

yeterli yaklaşımı sağladığını gösterir. a1 ve b1 katsayılarının yer alması yeterlidir, bu<br />

katsayılar doğrusal olmayan regresyon yaklaşımıyla hesaplanmıştır (Bkz. Eşitlik<br />

3.6). Bu modeldeki gibi bir çok durumda iki ya da daha fazla rasgele değişkenin aynı<br />

gözlemde birbirinden bağımsız değer almadığı görülür, bu değişkenler arasında bir<br />

bağlantının varlığını gösterir. Bu bağlantı değişkenlerin birbirleriyle ya da başka<br />

değişkenlerle etkileşiminin bir sonucudur. Değişken her gözlemde diğer gözönünde<br />

bulundurulamayan değişkenlerin etkileriyle farklı değerler alabilir.<br />

Hava sıcaklığı komşu havzalarda yapılan ölçümlerde her zaman aynı değeri almaz.<br />

Bu durumlarda değişkenler arasında bir eşitlik bulunması pratik olarak faydalıdır.<br />

Bilinen bir yada birkaç değişkenin değerinden bilinmeyen bir değişkenin değeri<br />

bulunabilir. Gözlemlenen değerle tahmin edilen değer arasındaki farka artık denir.<br />

Artık değerin hangi sınırlar arasında kalacağı belli bir olasılıkla tahmin edilebilir.<br />

Regresyon analizinin amacı incelenen değişkenler arasında bir ilişkinin varlığını<br />

belirlemektir, böyle bir ilişki varsa bunu ifade eden bir eşitliği oluşturmak, ve bu<br />

eşitliği kullanarak güven aralık tahminlerini hesaplamaktır.<br />

60


Regresyon modelinin kuruluşu başlangıcında, modelin tipi hakkında bir öngörü<br />

yapılır. Regresyon analizi basit, çok değişkenli doğrusal, ve doğrusal olmayan<br />

şeklinde sınıflandırılabilir. Basit regresyon modelleri iki değişkenin doğrusal ilişkiye<br />

sahip olduğu kabulüne göre yapılır. Çok değişkenli doğrusal regresyon modelinde<br />

değişken sayısı ikiden fazladır. İki veya daha fazla değişken arasındaki ilişki<br />

doğrusal değilse bu tipi önceden seçilen bir doğrusal olmayan regresyonla ifade<br />

edilebilir. Bu çalışmada doğrusal olmayan regresyon modeli uygulanmıştır.<br />

Aylık ortalama sıcaklıklar için Eşitlik 3.6’dan elde edilen Eşitlik 4.2’deki model<br />

geliştirilmiştir.<br />

Ti = 13,415+0,00112t-8,233Cos(0,5236t)-6,663Sin(0,5236t) (4.2)<br />

Fourier modeli 1964-2006 yılları arası 43 yıl için geliştirilmiştir. RE için 0,046 ve R 2<br />

için 0,947 değerine ulaşılmıştır (Çizelge 4.2). Sonuçlar kabul edilebilir olmasına<br />

rağmen modelin daha da geliştirilmesi için artık değerlerin ARMA ile modellemesi<br />

yapılmıştır.<br />

1964-2006 yılları arasındaki aylık ortalama sıcaklık artık değerleri Xi-Xm, (Xi-<br />

Xm)x(X(i+1)-Xm), (Xi-Xm) 2 , (Xi-Xm)x(X(i+2)-Xm), (Xi-Xm)x(X(i+3)-Xm), (Xi-Xm)x(X(i+4)-<br />

Xm), (Xi-Xm)x(X(i+5)-Xm) değerlerini hesaplamak için kullanılmışlardır. Daha sonra<br />

da φ2,1, φ3,1, φ3,2, φ4,1, φ4,2, φ4,3 değerleri otokorelasyon katsayısının hesabında<br />

kullanılmak üzere hesaplanmıştır. Bu işlemden sonra rk ve φk,k katsayıları<br />

bulunmuştur. Model ARMA(1,1) (1. dereceden otoregresif hareketli ortalama model)<br />

olarak seçilmiştir. Bu modelin ifadesi Eşitlik 4.3’te verilmiştir.<br />

Ti = φ1 T(i-1) + εi - θ1 εi-1 (4.3)<br />

Ti, i’nci aydaki ortalama hava sıcaklığını; T(i-1), (i-1)’nci aydaki ortalama hava<br />

sıcaklığını; εi, i’nci aydaki ortalama hava sıcaklığı tahmininin hatasını; εi-1, (i-1)'nci<br />

aydaki ortalama hava sıcaklığı tahmininin hatasını; φ1 ve θ1 model katsayılarını<br />

gösterir (Bayazıt, 1996).<br />

61


ARMA(1,1) modelinde φ1, θ1, Eşitlik 4.4 ve Eşitlik 4.5 ile hesaplanabilir (Bayazıt,<br />

1996).<br />

ρ<br />

1<br />

( 1 − φ θ )( φ − θ )<br />

1 1<br />

2<br />

1<br />

1<br />

1<br />

1<br />

1<br />

= (4.4)<br />

1 + θ − 2 φ θ<br />

ρ = φ ρ<br />

(4.5)<br />

2<br />

1<br />

1<br />

Verilerden φ1 model katsayısı 0,57; θ1 model katsayısı ise 0,33 olarak hesaplanmıştır.<br />

Oluşturulan artık modeli Eşitlik 4.6’da verilmiştir,<br />

Ti = 0,57 T(i-1) + εi - 0,33 εi-1 (4.6)<br />

Daha önce kurulan Fourier modelini geliştirmek için bulunan değerler bu yöntemle<br />

bulunan değerlere eklenmiştir. R 2 değerlendirme ölçütünde daha iyi sonuca<br />

ulaşılmıştır (Çizelge 4.2).<br />

Çizelge 4.2. Artık model eklenmemiş ve eklenmiş Hibrid Model<br />

Tf Th<br />

RE 0,046 0,086<br />

R2 0,947 0,951<br />

Tf, Fourier model sonuçlarını; Th ise hibrid model sonuçlarını gösterir. Şekil 4.1’deki<br />

dağılım grafiği 1964-2006 yılları için tahmin edilen ve gözlenen değer çiftlerini<br />

gösterir, değer çiftleri 45° ’lik düz çizgi etrafında yoğunlaşmışlardır. Bu durum da<br />

modelin uygun sonuçlar verdiği anlamına gelmektedir.<br />

62


.<br />

Tahmin Edilen Sıcaklık (ºC)<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

0 5 10 15 20 25 30<br />

Gözlenen Sıcaklık (ºC)<br />

Şekil 4.1. Hibrid modelle tahmin edilen ve gözlenen değerlerin 1964-2006 yılları için<br />

dağılımı<br />

Regresyon denklemi Eşitlik 4.7’de verilmiştir.<br />

y = 0 , 024 + 0,<br />

999 x<br />

(4.7)<br />

Aynı zamanda, model çıktıları ve ölçülen değerlere ait zaman serisi Şekil 4.2’de<br />

verilmiştir. Şekil 4.2’den de görüldüğü üzere, modellenen ve ölçülen değerler<br />

birbirine yakındır.<br />

63


Sıcaklık (ºC) .<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

Modellenen<br />

Gözlenen<br />

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35<br />

Şekil 4.2. Hibrid modelle modellenen ve gözlenen değerlerin 2004-2006 yılı için<br />

karşılaştırılması<br />

Eşitlik 4.2’de verilen Fourier Modeli yardımıyla 2007-2009 dönemi sıcaklıkları<br />

tahmin edilmiştir. Bu denklemden görülebileceği gibi (t teriminin katsayısı 0’dan<br />

büyüktür) modellenen 43 yıllık dönemde sıcaklık artış eğilimindedir. 2007-2009<br />

dönemi için tahmin edilen sıcaklık değerleri Şekil 4.3’te verilmiştir.<br />

Sıcaklık (ºC) .<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

Tahmin<br />

64<br />

Ay<br />

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35<br />

Şekil 4.3. Fourier Serileri ile 2007-2009 dönemi için tahmin edilen sıcaklık değerleri<br />

Ay


İncelenen 43 yıllık dönemde ortalama yıllık hava sıcaklığı 13,7 0 C iken, tahmin<br />

edilen 2007-2009 döneminde ortalama yıllık hava sıcaklığı 14,0 0 C olmuştur. Bu da<br />

% 2,25 oranında artışa karşılık gelmektedir. İklim değişiminin etkisiyle artış eğilimi<br />

gösteren sıcaklıklar buharlaşma miktarının da artmasının bir nedeni olarak kabul<br />

edilebilir.<br />

4.1.2. Göl Seviyesi<br />

Hidrolojik bilançonun önemli bir kontrol parametresi göl seviyesidir. Göl seviyesine<br />

bağlı olarak göl alanı ve hacmi değerine ulaşılır. Göl geometrisinin bir sonucu olan<br />

seviye hacim tablosu dönüştürülüp göl alanı eğrisi de eklenerek Işıklı Gölü için Şekil<br />

4.4’te verilmiştir.<br />

65


66<br />

Şekil 4.4. Göl seviye-alan-hacim değişimi<br />

Seviye (m)<br />

814,00<br />

814,40<br />

814,80<br />

815,20<br />

815,60<br />

816,00<br />

816,40<br />

816,80<br />

817,20<br />

817,60<br />

818,00<br />

818,40<br />

818,80<br />

819,20<br />

819,60<br />

820,00<br />

820,40<br />

820,80<br />

821,20<br />

821,60<br />

822,00<br />

0<br />

0<br />

10<br />

50<br />

66<br />

20<br />

100<br />

Alan (km²) .<br />

30<br />

150<br />

40<br />

200<br />

.<br />

Hacim (hm³)<br />

50<br />

250<br />

60<br />

300<br />

Alan<br />

Hacim<br />

70<br />

350


Şekil 4.4’te görüldüğü gibi göl seviyesi 814 m. kotundan başlayıp 822 m. kotuna<br />

kadar çıkmaktadır. Bu kotta göl alanı yaklaşık 65 km 2 , göl hacmi ise 302 hm 3 ’ tür.<br />

Gölün minimum işletme kotu olan 817 m.’de 26 hm 3 , maximum işletme kotu olan<br />

821 m.’de 238 hm 3 hacim miktarı hesaplanmıştır. Gölün geometrik yapısına bağlı<br />

olarak hacim eğrisi seviyeye bağlı olarak çoğalarak artan, alan eğrisi ise azalarak<br />

artan bir geometri göstermektedir. Göl seviyesi 1980 yılından başlayarak Şekil 4.5’te<br />

aylık olarak verilmiştir.<br />

Seviye (m) .<br />

822<br />

821<br />

820<br />

819<br />

818<br />

817<br />

816<br />

815<br />

814<br />

1980 1983 1986 1989 1992 1995 1998 2001 2004 2007<br />

Yıl<br />

Şekil 4.5. Ölçülmüş göl seviye değişimleri<br />

Şekil 4.5’te eğriye birinci dereceden ve altıncı dereceden iki yaklaşım çizgisi<br />

eklenmiştir. Lineer olan birinci yaklaşım çizgisinden anlaşılacağı üzere göl ortalama<br />

yaklaşık 819 m. seviyesinde işletilmektedir. Bu değer, 817 ve 821 m. olan minimum<br />

ve maximum işletme kotlarının ortalamasıdır. İkinci yaklaşım eğrisine bakılarak da<br />

anlaşılabileceği gibi göl su seviyesi 1980 yılından 1995 yılına kadar düşüş eğilimi<br />

göstermiş, daha sonrasında bir yükseliş eğilimine girerek 2000 yılına kadar<br />

yükselişini sürdürmüştür. 2001 ve 2002 yıllarında ani bir düşüşten sonra daha önceki<br />

yükseliş eğilimi seviyesine dönmüş, 2003’te pik yaparak tekrar düşüş eğilimine<br />

girmiştir. Bu seviye düşüş ve yükselmeleri tamamen kontrol altında olup, o yıl<br />

yüzeysel akışla gelen suya, yağışlara, buharlaşmaya ve sulamaya bırakılan suya<br />

bağlıdır. Kısacası, göl su seviyesi o seneki iklim şartlarına ve sulama alanı<br />

67


üyüklüğüne bağlıdır denilebilir. Yıllık su seviyesi salınımlarının daha iyi görülmesi<br />

için Şekil 4.6 verilmiştir. Su seviyesi periyodu oniki ay olan bir zaman diliminde<br />

salınmaktadır. Yaz aylarında yapılan sulamalar, azalan yağışlar ve buharlaşmanın da<br />

etkisiyle Ekim-Kasım aylarında en düşük değerini alan su seviyesi bahar yağışlarıyla<br />

birlikte Mayıs-Haziran aylarında pik yapmaktadır.<br />

Seviye (m) .<br />

822<br />

821<br />

820<br />

819<br />

818<br />

817<br />

816<br />

815<br />

2003 2004 2005 2006 2007<br />

Şekil 4.6. 2003-2007 dönemi su seviyesi<br />

Göl seviye takibi genelde iki yöntemle yapılır. Bunlar yıllık su hacmi (su bütçesi)<br />

modeli ve ikincisi ise yağış, akış ve buharlaşmayı temel alan mevsimsel su kütlesi<br />

denge eşitlik uygulamalarıdır (Kadıoğlu vd., 1999). Birinci modelde daha az veriye<br />

ihtiyaç olması bir avantajdır. Zira ikinci modelde ileriye yönelik yağış, akış,<br />

buharlaşma modelleri kurup tahmin yapabilmek için geriye dönük uzun yıllar bu<br />

değişkenlere ait verilere ihtiyaç vardır. Bu çalışmada ikinci yöntem kullanılarak su<br />

bütçesinin bir dinamik dengesi üzerinde çalışılacaktır. Dinamik denge kararlı ve<br />

kararsız olarak ikiye ayrılabilir. Kararsız dinamik dengede sistem dış şartların<br />

etkisine cevap olarak yeni bir denge durumuna atlar.<br />

1959-1980 yılları arası göl seviyesi, eldeki 1980-2006 yılları arası göl seviyeleri<br />

kullanılarak Fourier Serisi yöntemiyle modellenmiştir. Model denklemi Eşitlik<br />

4.8’de verilmiştir. Yıllar arasında herhangi bir azalma ya da artmanın olmadığı kabul<br />

edilerek çizilen yıllık seviye salınımları Şekil 4.7’de verilmiştir.<br />

68<br />

Yıl


Seviye (m) .<br />

T=819,254-0,00220t-1,047Cos(0,5236t)+0,616Sin(0,5236t) (4.8)<br />

821,0<br />

820,5<br />

820,0<br />

819,5<br />

819,0<br />

818,5<br />

818,0<br />

817,5<br />

817,0<br />

Oc Şub Mart Nis May Haz Tem Ağst Eylül Ekim Kas Ar<br />

Şekil 4.7. 1959-1980 yılları arası modellenen göl seviye salınımı<br />

Son 4 senenin ölçülen seviye değişimleri belirgin bir azalma gösterdiğinden Fourier<br />

Serisi yöntemi bu 4 senenin verileri kullanılarak yapılmıştır. Yapılan ileriye yönelik<br />

tahmin çalışmasında Eşitlik 4.9 elde edilmiştir. Serinin ikinci teriminin eksi işaretli<br />

olması azalan bir eğilimin varlığını gösterir.<br />

69<br />

Ay<br />

T = 819,320 - 0,00801t - 1,066Cos(0,5236t) + 0,511Sin(0,5236t) +<br />

0,288Cos(1,0472t) + 0,063Sin(1,0472t) (4.9)<br />

Bu denklem kullanılarak, 2007-2009 yılları seviye tahminleri Şekil 4.8’de<br />

verilmiştir. Bu seviyeler yağış ve buharlaşma miktarlarının bulunmasında<br />

kullanılacaktır.


Seviye (m) .<br />

822<br />

821<br />

820<br />

819<br />

818<br />

817<br />

816<br />

Modellenen<br />

Gözlenen<br />

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010<br />

Şekil 4.8. 2007-2009 dönemi için tahmin edilen göl seviyeleri<br />

Grafikte 2007 yılının ilk 4 ayı gerçek değerler alınarak tahminlerin doğruluğu<br />

artırılmaya çalışılmıştır.<br />

4.1.3. Girdi Terimleri<br />

Girdi terimleri yüzeysel akışlar, yağış ve pompaj olarak gruplandırılabilir. Yüzeysel<br />

akışlar, akarsuları ve pınarları içine alır. Yağış miktarı yağış yüksekliğiyle göl<br />

alanının çarpılmasıyla bulunmuştur. Gölden sızan suların, arazi sularının göle pompa<br />

istasyonları vasıtasıyla tahliye edilmesi de bir girdi terimini oluşturur. Bu terimlerden<br />

istatistiksel olarak anlamlı hareketler gösterenler modellenip değişik yöntemlerle<br />

2007-2009 yılları için tahminler yapılmıştır.<br />

4.1.3.1. Yüzeysel Akışlar<br />

Işıklı Gölü'nü temel olarak Büyük Menderes, Küfi Çayı, Akçay beslemektedir (Bkz.<br />

Şekil 3.2). Bu akışlara değişik noktalardan yüzeysel akışa geçen küçük debili yeraltı<br />

su kaynakları da katılarak akışı desteklemektedirler. Bu kaynaklar arasında elde<br />

ölçüm sonuçları olan ve değerlendirmeye alınacak olanlar Işıklı Pınarı, Yuvaköy,<br />

Yapağlı Kaynakları, Gökgöl Kaynakları'dır. Yapılan istatistiksel çalışmalar<br />

neticesinde incelenen 48 yıllık geçmiş dönemde göle giren yüzeysel akışlar<br />

70<br />

Yıl


ortalaması 418,236 hm 3 iken, aynı değer 2007-2009 döneminde 223,908 hm 3<br />

olmuştur. Bu da % 46,46 oranında azalmaya tekabül etmektedir.<br />

Küfi Çayı:<br />

Küfi Çayı Işıklı Gölü'nü besleyen temel yüzeysel akışlardandır. Küfi Çayı üzerinde<br />

DSİ'ce işletilmekte olan "07-003 Küfi Çayı-Işıklı Köprüsü" istasyonu vardır (Bkz.<br />

Şekil 3.2). Bu istasyon Çivril-Işıklı yolu üzerinde Çivril'den 10 km mesafede Işıklı<br />

köprüsündedir. İstasyon 29° 48' doğu boylamı - 38° 20' kuzey enlemi<br />

koordinatlarındadır. İstasyon 07-12-1958 yılında kurulmuştur, deniz seviyesinden<br />

yüksekliği yaklaşık 837 m.'dir. İstasyonun seviye ölçeği limnigraftır. Bu istasyonda<br />

1959 yılının Ekim ayından 1999 yılının Ekim ayına kadar mevcut rasatlar<br />

kullanılmıştır (Anonim, 2005 b). 1983 su yılındaki rasatlar mevcut değildir. Verilerin<br />

istatistiki parametreleri Çizelge 4.3’te verilmiştir.<br />

Çizelge 4.3. Küfi Çayı istatistik parametreleri<br />

Parametreler Değerler (hm 3 )<br />

Ortalama 82,357<br />

Standart Sapma 62,136<br />

Çarpıklık 1,354<br />

Max 291,480<br />

Min 6,423<br />

Su yılı, bir önceki yılın Ekim ayıyla başlar yine Ekim ayında sona erer. Eksik<br />

rasatların sebebi personel yetersizliğidir. Eksik yılların verileri veri tamamlama<br />

yöntemleriyle tamamlanmıştır. Bu istasyonun yıllık toplam akımları Şekil 4.9’da<br />

görülebilir.<br />

71


Akım (hm³) .<br />

350<br />

300<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Şekil 4.9. Küfi Çayı’nın son üç yılı tahmin edilen akım eğrisi<br />

Bütün yılların ortalaması alındığında Küfi Çayı'nın yıllık ortalama 82,357 hm 3 'lük bir<br />

kaynak olduğu görülür. Akış verisi yıllara göre artış ve azalışlar göstermektedir. Bu<br />

istasyon verilerinin modellemesinde AR (2) modelinden yararlanılmıştır. AR (2)<br />

model denklemi Eşitlik 4.10’daki gibi yazılabilir (Bayazıt, 1996).<br />

72<br />

Yıl<br />

Ti = φ1 T(i-1) + φ2 T(i-2) + εi (4.10)<br />

Denklemdeki terimler daha önce açıklanmıştır. φ1 ve φ2 için Eşitlik 4.11 ve Eşitlik<br />

4.12 yazılabilir (Bayazıt, 1996).<br />

ρ1<br />

− ρ1<br />

ρ 2<br />

φ1<br />

= (4.11)�<br />

2<br />

1 − ρ<br />

1<br />

ρ 2 − ρ1<br />

φ 2 = (4.12)<br />

2<br />

1 − ρ<br />

1<br />

2<br />

Küfi Çayı akım değerlerinin modellenmesi sonucu Eşitlik 4.13’e ulaşılmıştır.<br />

Ti = 0,31 T(i-1) + 0,27 T(i-2) + εi (4.13)


Denkleme göre herhangi bir yılın akım değeri kendisinden bir önceki ve iki önceki<br />

akım değerlerine bağlıdır. Modelin RE değeri 0,1 olarak bulunmuştur. Gözlenen ve<br />

modellenen akım çiftleri Şekil 4.10’da verilmiştir.<br />

.<br />

Modellenen Akım (hm³)<br />

300<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

0 50 100 150 200 250 300<br />

Gözlenen Akım (hm³)<br />

Şekil 4.10. Küfi Çayı gözlenen ve modellenen akım çiftleri<br />

1959-2006 arası 48 yılın gözlenen ve modellenen akım değerleri Şekil 4.11’de<br />

verilmiştir.<br />

. Akım (hm³)<br />

350<br />

300<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35 37 39 41 43 45 47<br />

Şekil 4.11. Küfi Çayı gözlenen ve modellenen akım eğrileri (1959-2006)<br />

73<br />

Yıl<br />

Modellenen<br />

Gözlenen


Büyük Menderes Nehri:<br />

Büyük Menderes Nehri, Işıklı Gölü'nü besleyen diğer büyük bir kaynaktır. Dinar'da<br />

yeryüzüne çıkan bu kaynak başka kaynaklarla da beslenerek Işıklı Gölü'ne<br />

ulaşmakta, gölden ise regülatör çıkışıyla akışına devam etmektedir. Suyun yüzeye<br />

çıkış noktası Dinar olduğu için Dinar Suyu olarak da adlandırılmaktadır (Bkz. Şekil<br />

3.2). Bu yüzeysel akışın debisi DSİ tarafından işletilmekte olan "07-010 Dinar Suyu -<br />

Irgıllı Sulama Kanalı" istasyonu ile ölçülmektedir. İstasyon, Dinar-Homa yolunun 9.<br />

km'sinde Ergilli Regülatörü'nün 300 m. mansabında, 30° 06' doğu boylamı - 38° 07'<br />

kuzey enlemi koordinatlarındadır. Deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 841 m.'dir.<br />

İstasyon 01.01.1960 yılında işletmeye alınmış olup 1999 yılına kadar olan rasatlar<br />

kullanılmıştır (Anonim, 2005 b). 1974 ve 1975 su yılı rasatları eksiktir. Bazı istatistik<br />

değerler Çizelge 4.4’te verilmiştir.<br />

Çizelge 4.4. Büyük Menderes Nehri istatistik parametreleri<br />

Parametreler Değerler (hm 3 )<br />

Ortalama 69,071<br />

Standart Sapma 35,253<br />

Çarpıklık 0,972<br />

Max 174,630<br />

Min 9,867<br />

Yıllık toplam akımlar Şekil 4.12’de görülmektedir.<br />

. Akım (hm³)<br />

200<br />

180<br />

160<br />

140<br />

120<br />

100<br />

80<br />

60<br />

40<br />

20<br />

0<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Şekil 4.12. Büyük Menderes Nehri’nin son üç yılı tahmin edilen akım eğrisi<br />

74<br />

Yıl


Ortalama yıllık akım değeri 69,071 hm 3 olarak tespit edilmiştir. Akım değerleri<br />

1965-1970 yılları arasında 100 hm 3 'ün üstünde seyretmesine rağmen son yıllarda 50<br />

hm 3 'lerin altına kadar düşmüştür. Verilerin modellenmesinde ARMA(1,1) modeli<br />

kullanılmıştır. Gözlenen veriler kullanılarak kurulan modelin denklemi Eşitlik<br />

4.14’te verilmiştir.<br />

Ti = 0,80 T(i-1) + εi - 0,10 εi-1 (4.14)<br />

Gözlenen ve modellenen akım çiftleri Şekil 4.13’te görülmektedir.<br />

.<br />

Modellenen Akım (hm³)<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

0 50 100 150 200<br />

Gözlenen Akım (hm³)<br />

Şekil 4.13. Büyük Menderes Nehri gözlenen ve modellenen akım çiftleri<br />

Gözlenen ve modellenen değerlerin yıllara göre grafiği ise Şekil 4.14’te<br />

görülmektedir.<br />

75


.<br />

Akım (hm³)<br />

200<br />

180<br />

160<br />

140<br />

120<br />

100<br />

80<br />

60<br />

40<br />

20<br />

0<br />

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35 37 39 41 43 45 47<br />

Yıl<br />

76<br />

Modellenen<br />

Gözlenen<br />

Şekil 4.14. Büyük Menderes Nehri gözlenen ve modellenen akım eğrileri (1959-<br />

2006)<br />

Akçay:<br />

Akçay; üzerinde sürekli bir istasyon olmayan, ortalama yıllık akışı 6,289 hm 3 olan<br />

küçük bir yüzeysel akıştır (Bkz. Şekil 3.2). Yaz aylarında genelde kurudur. 1983,<br />

1992 yılları arasında 10 yıllık bir sürede akım değerleri ölçülmüştür (Şekil 4.15).<br />

. Akım (hm³)<br />

25,00<br />

20,00<br />

15,00<br />

10,00<br />

5,00<br />

0,00<br />

1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992<br />

Yıl<br />

Şekil 4.15. Akçay’ın gözlenen akım eğrisi


Akçay, Büyük Menderes'e katılarak Işıklı Gölü'ne karışır. Yapılacak bütçeleme<br />

çalışmasında 1959 ve 2009 yılları arası inceleneceğinden, akım verisi olmayan<br />

yıllarda debisi ortalama yıllık akım değeri alınmıştır.<br />

Işıklı Pınarı:<br />

Işıklı Pınarı, Küfi Çayı'na katılarak Işıklı Gölü'ne karışmaktadır. Küfi Çayı'na<br />

karışmadan önce DSİ tarafından işletilmekte olan "07-053 Işıklı Pınarı - Tahliye<br />

Kanalı" istasyonu ile debisi ölçülmektedir (Bkz. Şekil 3.2). Çivril'e 10 km mesafede<br />

Işıklı Pınarı tahliye kanalında, 29° 51' doğu boylamı - 38° 19' kuzey enlemi<br />

koordinatlarındadır. İstasyon 22.11.1963 tarihinde kurulmuş olup seviye ölçeği<br />

limnigraftır. Deniz seviyesinden yüksekliği yaklaşık 829 m.'dir. Bazı akış<br />

istatistikleri Çizelge 4.5’te verilmiştir.<br />

Çizelge 4.5. Işıklı Pınarı istatistik parametreleri<br />

Parametreler Değerler (hm 3 )<br />

Ortalama 111,136<br />

Standart<br />

Sapma 58,390<br />

Çarpıklık 0,747<br />

Max 232,000<br />

Min 45,948<br />

İstasyon verileri 1983 - 1990 yılları arasında kesintilidir (Anonim, 2005 b). Bu<br />

yıllardaki veriler istasyon harici yapılan muhtelif ölçümlerden yararlanılarak<br />

tamamlanmıştır. Verilerden elde edilen eğri Şekil 4.16'da görülmektedir.<br />

77


.<br />

Akım (hm³)<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Yıl<br />

Şekil 4.16. Işıklı Pınarı’nın son üç yılı tahmin edilen akım eğrisi<br />

1971 yılından beri yıllık toplam akımın çoğunlukla 50 ila 100 hm 3 civarında<br />

seyrettiği görülebilir. Ortalama yıllık akım değeri 111,136 hm 3 olarak hesaplanmıştır.<br />

Verilerin modellenmesinde AR(2) (2. dereceden otoregresif model) kullanılmıştır.<br />

Gözlenen veriler kullanılarak kurulan modelin denklemi Eşitlik 4.15’de verilmiştir.<br />

Ti = 0,75 T(i-1) + 0,03 T(i-2) + εi (4.15)<br />

Gözlenen ve modellenen akım çiftleri Şekil 4.17’de görülmektedir.<br />

78


.<br />

Modellenen Akım (hm³)<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

0 50 100 150 200 250<br />

Gözlenen Akım (hm³)<br />

Şekil 4.17. Işıklı Pınarı gözlenen ve modellenen akım çiftleri<br />

Gözlenen ve modellenen akımların yıllara göre grafiği ise Şekil 4.18’de<br />

görülmektedir.<br />

.<br />

Akım (hm³)<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35 37 39 41 43 45 47<br />

Yıl<br />

Şekil 4.18. Işıklı Pınarı gözlenen ve modellenen akım eğrileri (1959-2006)<br />

Yuvaköy Kaynağı:<br />

79<br />

Modellenen<br />

Gözlenen<br />

Yuvaköy Kaynağı'da Büyük Menderes'e katıldıktan sonra Işıklı Gölü'ne<br />

karışmaktadır (Bkz. Şekil 3.2). Akış üzerinde herhangi bir istasyon kurulu değildir.


Elde 1974, 1975, 1977-1979 yılları arasında yapılan beş senelik veriler mevcuttur<br />

(Şekil 4.19). Bu verilerden yola çıkarak yıllık toplam akımların ortalaması 32,406<br />

hm 3 olarak bulunmuştur.<br />

.<br />

Akım (hm³)<br />

60<br />

50<br />

40<br />

30<br />

20<br />

10<br />

0<br />

1974 1975 1976 1977 1978 1979<br />

Yıl<br />

Şekil 4.19. Yuvaköy Kaynağı’nın gözlenen akım eğrisi<br />

Mevcut yıllık verilerin ortalaması eksik yılların ve 2007-2009 tahmin yıllarının akım<br />

değeri olarak alınmıştır.<br />

Yapağlı Kaynakları:<br />

4 No’lu noktada muhtelif zamanlarda ölçüm sonuçları mevcuttur (Bkz. Şekil 3.2). Bu<br />

ölçümlerden 07-010 no'lu istasyon ölçümleri aritmetik olarak çıkarılırsa Yapağlı<br />

Kaynakları'nın yaklaşık değeri bulunabilir. 4 no'lu noktada 1985-1988 yılları<br />

arasında 4 yıllık veri mevcuttur (Şekil 4.20). Bu yıllara karşılık gelen yıllık akımlar<br />

07-010 istasyonu için belirlenmiştir. Daha sonra aritmetik çıkarma işlemi yapılmıştır.<br />

Ortalama yıllık toplam akım 8,172 hm 3 olarak bulunmuştur. Bu değer veri olmayan<br />

diğer yıllar için akım değeri olarak kabul edilmiştir.<br />

80


.<br />

Akım (hm³)<br />

14<br />

12<br />

10<br />

8<br />

6<br />

4<br />

2<br />

0<br />

1985 1986 1987 1988<br />

Yıl<br />

Şekil 4.20. Yapağlı Kaynakları’nın gözlenen akım eğrisi<br />

Gökgöl Kaynakları:<br />

Gökgöl, Büyük Menderes'in Işıklı Gölü'ne girmeden önce beslediği doğal, göllenme<br />

şeklinde bir depolama hacmidir. Sığ, sazlık bir yapısı vardır. Gökgöl göllenmesinden<br />

sonra Büyük Menderes Işıklı Gölü'ne doğru akışını devam ettirir. Gökgöl<br />

Kaynakları'da, Gökgöl'ü besledikten sonra akışını Işıklı Gölü'ne doğru devam ettirir.<br />

Gökgöl Kaynakları'nın debisini belirlemek için 6 numaralı kesitte muhtelif<br />

zamanlarda yapılan ölçümlerden yararlanılmıştır. Mevcut rasatlar 1983-1991 yılları<br />

arasını kapsamaktadır (Şekil 4.21).<br />

.<br />

Akım (hm³)<br />

120<br />

100<br />

80<br />

60<br />

40<br />

20<br />

0<br />

1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991<br />

Şekil 4.21. Gökgöl Kaynakları’nın gözlenen akım eğrisi<br />

81<br />

Yıl


Bu 9 yılın ortalama yıllık akışı 72,564 hm 3 olarak hesaplanmıştır. Bu değer veri<br />

olmayan diğer yıllar için akım değeri olarak alınmıştır.<br />

4.1.3.2. Yağış<br />

Yağış, hidrolojik çevrimin en önemli ayaklarından biridir. Göl yüzeyine düşen yağış<br />

doğrudan bir girdi terimi olarak düşünülmelidir. Yağışın uzun vadede de yüzeysel<br />

akışı ve yeraltı akışını destekleyerek göl su seviyesine katkı yaptığı bilinmektedir. Bu<br />

çalışmada yağışın sadece göl yüzeyine olan doğrudan katkısı gözönüne alınacaktır.<br />

İstasyon değerleri kar yağışını da içerdiğinden yağış, yağmur ve kar yağışı olarak her<br />

ikisi birlikte alınmış olur. Yağış için DSİ'nin 07-016 numaralı "Işıklı Gölü<br />

Regülatörü" istasyonu verilerinden yararlanılmıştır. İstasyonun açılış tarihi<br />

03.06.1962 olup, 29° 52' doğu boylamı - 38° 14' kuzey enlemi koordinatlarıdadır.<br />

Yaklaşık rakımı 825 m.'dir. 1959 yılından 1962 yılının ortasına kadar olan yağış<br />

değerleri için yapılan istasyon arayışında bölgeyi temsil edebilecek olan en yakın<br />

istasyon olarak yine DSİ tarafından işletilmekte olan 17237 numaralı "Denizli"<br />

istasyonu kullanılmıştır. Bazı yağış istatistikleri Çizelge 4.6’da görülmektedir.<br />

Çizelge 4.6. Yağış verileri istatistik parametreleri<br />

Parametreler Değerler (mm)<br />

Ortalama 445,3<br />

Standart<br />

Sapma 85,3<br />

Çarpıklık 0,5<br />

Max 681,6<br />

Min 263,3<br />

İstasyon yağış değerleri mm. cinsinden Şekil 4.22’de görülmektedir.<br />

82


.<br />

Yağış Yüksekliği (mm)<br />

800<br />

700<br />

600<br />

500<br />

400<br />

300<br />

200<br />

100<br />

0<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Yıl<br />

Şekil 4.22. Son üç yılı tahmin edilen yağış yüksekliği eğrisi<br />

Yağışların ortalama değeri 445,3 mm.'dir. Bu değer Türkiye ortalamasının biraz<br />

altındadır. Yağış yüksekliğinin hacme dönüştürülmesinde aylık ortalama yağış<br />

yüksekliği o aya karşılık gelen göl yüzey alanıyla çarpılmıştır. Aylık ortalamalardan<br />

yıllık hacim toplamına geçilmiştir (Şekil 4.23).<br />

.<br />

Yağış Hacmi (hm³)<br />

45<br />

40<br />

35<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Yıl<br />

Şekil 4.23. Son üç yılı tahmin edilen yağış hacim eğrisi<br />

Ortalama yıllık yağış hacmi 23,497 hm 3 'tür. Yağışların 2007-2009 yılları için ARMA<br />

modellemesinde otokorelasyon katsayıları belirlenen anlam bölgesinin altında kaldığı<br />

için bu model kullanılmamıştır. Ülkemizde yağışların yıllık 0,5 mm. azalacağı<br />

83


tahmini gözönünde bulundurularak modellemeler yapılmıştır. Bu tahmin 2050 yılı<br />

için yapılan ortalama yıllık akış değişimlerinden çıkarılmıştır (Bkz. Şekil 3.8).<br />

İncelenen 48 yıllık dönem için göle olan ortalama yıllık yağış katkısı 23,497 hm 3<br />

iken, 2007-2009 dönemi için yapılan tahminlerde bu değer 20,481 hm 3 olmuştur.<br />

Göle olan yağış katkısı % 12,84 oranında azalmıştır.<br />

4.1.3.3. Pompaj ile Tahliye<br />

Işıklı Gölü’nde gölden sızan sular ile çevre sularını göle kazandırmak amacıyla<br />

pompaj ile tahliye yapılmaktadır.<br />

Süngüllü Pompa İstasyonu:<br />

Işıklı Baraj Gölü taşkın tesisleri içerisinde bulunan pompa istasyonu, Çivril’e 30 km.,<br />

Çivril-Dinar karayoluna 5 km., Süngüllü Köyü’ne de 2,5 km. mesafede olup göl<br />

kenarındadır (Bkz. Şekil 3.2).<br />

Pompa istasyonu, Işıklı Baraj Gölü’nden sızan sular ile çevre sularını göle tahliye<br />

ederek yaklaşık 800 ha. alanın drenajını sağlamakta ve sulamada kullanılan göl<br />

suyuna tahliye ettiği suyla katkıda bulunmaktadır.<br />

1962 yılında dizel motorlu pompalarla çalışmaya başlayan tesis 1979 yılında<br />

elektrikle çalışır hale dönüştürülmüştür. Bütün yıl boyunca çalıştırılan pompalar<br />

seddeye paralel inşa edilmiş bulunan 6.300 m. uzunluğundaki sedde tahliye<br />

kanalında toplanan drenaj sularını 4,5 m. yüksekliğe pompalayarak sedde üzerinden<br />

göle boşaltmaktadır.<br />

Tesise enerji 31,5 kV (Kilovolt)’luk Gümüşsu grubu köy birliği enerji nakil hattından<br />

2+275 km. uzunluğunda bir hatla alınmaktadır. Pompa istasyonunun kurulu gücü<br />

70,5 kW (Kilowat) olup 3 ünite halinde tesis edilmiştir. Tahliye kapasitesi 2.090<br />

m 3 /saat olup drenaj alanı 800 ha.’dır.<br />

84


İstasyon pompaj verilerinden 1990-2005 yılları arası veriler ve 1979-2006 yılları<br />

arası 129.129.840 m 3 su basıldığı bilgisi mevcuttur. Buradan yola çıkarak toplam<br />

basılan su miktarı mevcut veriler çıkarıldıktan sonra diğer yıllara eşit olarak<br />

dağıtılmıştır. Veriler gözlem süresince istatistik olarak anlamlı hareketler<br />

göstermediğinden 2007-2009 yılları arası ve elektrikli sisteme geçmeden önceki<br />

yıllar için veriler ortalamalardan gidilerek tahmin edilmiştir. Şekil 4.24’te mevcut<br />

veriler ve tahmin görülmektedir.<br />

.<br />

Pompaj Hacmi (hm³)<br />

7,00<br />

6,00<br />

5,00<br />

4,00<br />

3,00<br />

2,00<br />

1,00<br />

0,00<br />

1979 1982 1985 1988 1991 1994 1997 2000 2003 2006 2009<br />

Şekil 4.24. Süngüllü Pompa İstasyonu’nun son üç yılı tahmin edilen pompaj eğrisi<br />

Irgıllı Pompa İstasyonu:<br />

Işıklı Baraj Gölü taşkın tesisleri içerisinde bulunan pompa istasyonu, Çivril’e 25 km.,<br />

Irgıllı Kasabası’na 5 km. uzaklıkta ve Irgıllı sedde tahliyesi üzerindedir (Bkz. Şekil<br />

3.2).<br />

Arazinin kanal ile göl arasındaki kot itibarıyla en düşük noktaya inşa edilmiş bulunan<br />

pompa istasyonu, Işıklı Baraj Gölü’nden sızan ve arazide toplanan yağmur suları ile<br />

sulama mevsimindeki sulama kanallarının tahliye sularını göle atmak suretiyle 1.700<br />

ha. sahayı ekime elverişli hale getirmekte ve ayrıca göle pompaladığı suyla sulamada<br />

kullanılan göl suyuna katkıda bulunmaktadır. Pompa çalışmadığı zamanlarda ekili<br />

85<br />

Yıl


alanlar su altında kalmaktadır. 1964 yılında dizel motorlu pompalarla çalışmaya<br />

başlamış bulunan tesis 1979 yılında elektrikle çalışır hale dönüştürülmüştür.<br />

Bütün yıl boyunca çalıştırılan pompalar seddeye paralel olarak inşa edilmiş bulunan<br />

8.500 m. uzunluğundaki sedde tahliye kanalında toplanan suları 4,5 m. yükseğe<br />

pompalayarak sedde üzerinden göle tahliye etmektedir. Pompa istasyonuna enerji,<br />

31,5 kV’luk Gümüşsu köy grubu enerji nakil hattından 2.390 m. uzunluğunda bir<br />

hatla alınmaktadır. İstasyonun kurulu gücü 147 kW olup 3 ünite halinde<br />

düzenlenmiştir. Su pompalama kapasitesi 4.500 m 3 /saat olup drenaj alanı 1.700<br />

ha.’dır.<br />

İstasyonun pompaj verilerinden 1990-2005 yılları arası mevcut olup, bu yılların<br />

bazılarında istasyon hiç çalıştırılmamıştır, yani pompolanan su miktarı 0’dır. Bunun<br />

sebebi 1994 yılından sonra bir sedde tahliyesinin açılarak Büyük Menderes’e<br />

bağlanmasıdır. Bu yıldan sonra pompa sadece yaz aylarında çalıştırılmıştır. Veriler<br />

gözlem süresince istatistik olarak anlamlı hareketler göstermediğinden 1990 yılından<br />

önceki yıllar mevcut verilerin ortalamasına eşit olarak alınmıştır. 2007-2009 yılları<br />

tahmini için ise tahliye kanalından dolayı pompanın çalıştırılmaya ihtiyaç<br />

duyulmayacağı düşünülmüştür, yani pompaj değerleri 0 olarak alınmıştır. Şekil<br />

4.25’te 1990 yılından bu yana pompaj değerleri verilmiştir.<br />

86


.<br />

Pompaj Hacmi (hm³)<br />

4,50<br />

4,00<br />

3,50<br />

3,00<br />

2,50<br />

2,00<br />

1,50<br />

1,00<br />

0,50<br />

0,00<br />

1990 1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 2006 2008<br />

Yıl<br />

Şekil 4.25. Irgıllı Pompa İstasyonu’nun son üç yılı tahmin edilen pompaj eğrisi<br />

Pompaj değerlerinin gittikçe azalan bir seyir izlediği görülebilir.<br />

4.1.4. Çıktı Terimleri<br />

Çıktı terimleri yüzeysel akışlar, buharlaşma, sulama olarak sınıflandırılabilir.<br />

Yüzeysel akışla çıkış Büyük Menderes Nehri'nin devamı niteliğindedir. Gölden alt<br />

havza sulamaları için su bırakılmaktadır. Buharlaşma parametresi ihmal<br />

edilemeyecek bir bilanço bileşenidir. Özellikle sığ göllerde buharlaşma miktarı derin<br />

olan göllere göre daha fazladır. Işıklı Gölü'nü de bu sınıfta sayabiliriz. Sulama<br />

başlığında Baklan ve Gümüşsu Pompaj sulamaları incelenecektir. İstasyonlardan<br />

derlenen veriler iklim değişimi etkisi altında modellenerek ileriye yönelik tahminler<br />

yapılmıştır.<br />

4.1.4.1. Yüzeysel Akışlar<br />

Bu başlıkta Büyük Menderes'in devamı niteliğinde gölden çıkan su miktarı<br />

değerlendirilip modellenecektir.<br />

87


Büyük Menderes Nehri-çıkış:<br />

Işıklı Gölü regülatör çıkışından Büyük Menderes’in devamı niteliğindeki su yatağa<br />

bırakılır. Bırakılan suyun miktarı “07-004 Işıklı Gölü – Regülatör Çıkışı” istasyonu<br />

ile ölçülmektedir (Bkz. Şekil 3.2). İstasyon, Çivril – Işıklı - Dinar yolunun 21.<br />

km’sinde regülatör mansabında, 29° 48' doğu boylamı - 38° 13' kuzey enlemi<br />

koordinatlarındadır. 01.03.1959 yılında kurulan istasyonun seviye ölçeği limnigraf<br />

olup, 814 m. rakıma sahiptir. Bazı veri istatistikleri Çizelge 4.7’de verilmiştir.<br />

Çizelge 4.7. Büyük Menderes Nehri-çıkış istatistik parametreleri<br />

Parametreler Değerler (hm 3 )<br />

Ortalama 351,018<br />

Standart Sapma 217,117<br />

Çarpıklık 0,956<br />

Max 1.011,800<br />

Min 31,568<br />

İstasyon verileri eğrisi Şekil 4.26’da verilmiştir.<br />

. Akım (hm³)<br />

1.200<br />

1.000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Yıl<br />

Şekil 4.26. Büyük Menderes Nehri-çıkış’ın son üç yılı tahmin edilen akım eğrisi<br />

Bırakılan suyun ortalama yıllık miktarı 351,018 hm 3 olup azalan bir eğilim<br />

göstermiştir. Verilerin modellenmesinde akım verilerinin modellenmesinde uygun<br />

88


ir model olan AR(2) modeli kullanılmıştır. Gözlenen veriler kullanılarak kurulan<br />

modelin denklemi Eşitlik 4.16’da verilmiştir.<br />

Ti = 0,37 T(i-1) + 0,37 T(i-2) + εi (4.16)<br />

Gözlenen ve modellenen akım çiftlerinin grafiği Şekil 4.27’de görülmektedir.<br />

.<br />

Modellenen Akım (hm³)<br />

1.200<br />

1.000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

0 200 400 600 800 1.000 1.200<br />

Gözlenen Akım (hm³)<br />

Şekil 4.27. Büyük Menderes Nehri çıkışı gözlenen ve modellenen akım çiftleri<br />

Gözlenen ve modellenen akımların yıllara göre grafiği ise Şekil 4.28’de<br />

görülmektedir.<br />

89


. Akım (hm³)<br />

1.200<br />

1.000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

1 3 5 7 9 11 13 15 17 19 21 23 25 27 29 31 33 35 37 39 41 43 45 47<br />

Yıl<br />

90<br />

Modellenen<br />

Gözlenen<br />

Şekil 4.28. Büyük Menderes Nehri çıkışı gözlenen ve modellenen akım eğrileri<br />

(1959-2006)<br />

4.1.4.2. Sulama<br />

Gölden sulama yaz aylarında yapılmaktadır. Sulama miktarının büyük çoğunluğunu<br />

Baklan Ovası'na gönderilen sular oluşturur.<br />

Baklan Ovası Sulaması:<br />

Sulama suyu kullanım etkinliğinin mevcut ve gelecek kuşakların gıda ve lif<br />

taleplerini istenen düzeyde karşılaması oldukça zordur (Koç, 2005). Bu durum<br />

dikkate alınarak gölden etkin sulama yapılmalıdır. Baklan Ovası Sulaması yıllar<br />

içinde yapılan projelerle geliştirilmiş olup, her geçen yıl daha fazla sulama suyu<br />

verimli arazilere ulaştırılmaktadır. Verilerin bazı istatistik parametreleri Çizelge<br />

4.8’de verilmiştir.<br />

Çizelge 4.8. Sulama verileri istatistik parametreleri<br />

Parametreler Değerler (hm 3 )<br />

Ortalama 83,853<br />

Standart Sapma 35,081<br />

Çarpıklık -0,463<br />

Max 126,316<br />

Min 27,024


1992 yılından itibaren Baklan Ovası Sulaması’na verilen sular 07-004 istasyonundan<br />

bağımsız olarak ölçülmeye başlandığı için hidrolojik bilanço dengesinde ayrı bir çıktı<br />

olarak yer alacaktır (Şekil 4.29). Verilerin ileriye yönelik tahmininde ise geliştirilen<br />

projeler çerçevesinde artan tarım yapılabilen arazi alanı sonucu sulama ihtiyacı<br />

gözönünde bulundurulmuştur.<br />

.<br />

Akım (hm³)<br />

300,00<br />

250,00<br />

200,00<br />

150,00<br />

100,00<br />

50,00<br />

0,00<br />

1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 2006 2008<br />

Şekil 4.29. Baklan Ovası Sulaması’nın son üç yılı planlanan hacim eğrisi<br />

Bırakılan ortalama yıllık su miktarı 83,853 hm 3 olup, giderek artan sulama<br />

ihtiyacıyla birlikte bırakılan su da artmıştır.<br />

Gümüşsu Pompaj Sulaması:<br />

Gümüşsu sulaması çerçevesinde Gökgöl’den su alan Gümüşsu pompa istasyonu<br />

1992’den bu yana çalıştırılmaktadır (Bkz. Şekil 3.2). Yıllık toplam pompaj değerleri<br />

Şekil 4.30’da verilmiştir. 2007 yılı ve sonrası tahminleri için pompaj değerleri<br />

azalmış olan son 4 yılın verilerinden yararlanılmıştır.<br />

91<br />

Yıl


.<br />

Pompaj Hacmi (hm³)<br />

12,00<br />

10,00<br />

8,00<br />

6,00<br />

4,00<br />

2,00<br />

0,00<br />

1992 1994 1996 1998 2000 2002 2004 2006 2008<br />

Yıl<br />

Şekil 4.30. Gümüşsu Pompaj Sulaması’nın son üç yılı planlanan hacim eğrisi<br />

4.1.4.3. Buharlaşma<br />

Göl yüzeyinden buharlaşma suretiyle kaybedilen su ihmal edilemeyecek bir<br />

miktardır. Küçük rezervuarların hacim oranına göre büyük olan yüzey alanı yüksek<br />

buharlaşma kayıplarına yol açmaktadır (Koç, 2003). Özellikle Haziran, Temmuz,<br />

Ağustos gibi yaz aylarında en yüksek seviyelerine ulaşan buharlaşma miktarı kış<br />

aylarında ise en az düzeye iner.<br />

Buharlaşma verileri DSİ’ye ait 07-016 numaralı ‘Işıklı Gölü Regülatörü’<br />

istasyonundan alınmıştır. 03.06.1962 tarihinde işletmeye açılan istasyon 29° 52' doğu<br />

boylamı - 38° 14' kuzey enlemi koordinatlarında olup 825 m. rakıma sahiptir.<br />

Buharlaşma değerlerinin ölçülmesinde A sınıfı tava kullanılmıştır. Yıllık toplam<br />

buharlaşma yükseklikleri mm. cinsinden Şekil 4.31’de verilmiştir.<br />

92


.<br />

Buharlaşma Yüksekliği (mm)<br />

2.200<br />

2.000<br />

1.800<br />

1.600<br />

1.400<br />

1.200<br />

1.000<br />

800<br />

600<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Yıl<br />

Şekil 4.31. Son üç yılı tahmin edilen buharlaşma yüksekliği eğrisi<br />

Burada dikkat edilmesi gereken nokta buharlaşma yüksekliği yağış yüksekliğinden<br />

daha fazladır. Yağışla kazanılan su buharlaşma ile fazlasıyla kaybedilmiştir.<br />

Ortalama yıllık buharlaşma yüksekliği 1.429,9 mm.’dir. Buharlaşma yüksekliği 1992<br />

yılındaki 1.014,2 mm. seviyesi ile yakaladığı çıkış eğilimini halen sürdürmektedir.<br />

Buharlaşma yüksekliğinden su hacmine geçerken buharlaşma yüksekliği değerleri<br />

0,7 göl buharlaşma katsayısı ve o aya karşılık gelen göl alanı ile çarpılmıştır. Bazı<br />

veri parametreleri Çizelge 4.9’da verilmiştir.<br />

Çizelge 4.9. Buharlaşma verileri istatistik parametreleri<br />

Parametreler Değerler (mm)<br />

Ortalama 1.429,9<br />

Standart Sapma 181,6<br />

Çarpıklık -0,4<br />

Max 1.787,5<br />

Min 1.014,2<br />

Buharlaşma değerlerinin ileriye dönük tahmininde iklim değişimi nedeniyle sıcaklık<br />

değerlerinin artacağı, ve dolayısıyla buharlaşma değerlerinin de artacağı kabul<br />

edilmiştir. Yıllık buharlaşma hacimleri Şekil 4.32’de verilmiştir.<br />

93


.<br />

Buharlaşma Hacmi (hm³)<br />

75<br />

70<br />

65<br />

60<br />

55<br />

50<br />

45<br />

40<br />

35<br />

30<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Yıl<br />

Şekil 4.32. Son üç yılı tahmin edilen buharlaşma hacim eğrisi<br />

Ortalama yıllık buharlaşma değeri 55,413 hm 3 ’tür. Yıllık buharlaşma miktarı 33,782<br />

hm 3 ile en düşük değerini 1993 yılında, 69,880 hm 3 ile en yüksek değerini 2006<br />

yılında almıştır. Gölden olan yıllık ortalama buharlaşma miktarı incelenen 48 yıllık<br />

dönem için 55,413 hm 3 iken, 2007-2009 dönemi için 71,544 hm 3 olmuştur. Bu da %<br />

29,11 oranında artışa karşıklık gelmektedir.<br />

4.1.5. Göl Bilançosu<br />

Göl bilançosunu oluşturan terimler arasında araziden yüzeysel akışı ve taban<br />

kaynakları ile beslenimi; tabandan su kaçakları ile boşalımı gözönünde bulundurmak<br />

gerekir. Bunları net olarak ölçmek olası olmadığından, hesaplar sonucunda<br />

belirlenemeyen beslenimler belirlenemeyen boşalımlardan fazladır ya da tersini<br />

söylemek suretiyle bir değerlendirmeye gidilecektir.<br />

Girdi ve çıktı su kaynaklarının verilerinin değerlendirilmesinden sonra verinin<br />

cinsine göre ayrı ayrı modellenip grafikleri çizilmiştir. Çizelge 4.10’da girdi<br />

değerleri verilmiştir. 2003-2006 yılları arasındaki veriler henüz resmi olarak<br />

kesinleşmemiş verilerdir. Çizelge 4.10’da Süngüllü ve Irgıllı pompa istasyonlarının<br />

kalın çizgi ile belirtilen yıldan itibaren daha önceki yıllarının verileri ortalamaya<br />

alınmamıştır. Ortalamalara 2007-2009 tahmin dönemi alınmamıştır.<br />

94


Çizelge 4.10. Göl beslenim değerleri<br />

Küfi<br />

Çayı<br />

Büyük<br />

Menderes<br />

Işıklı<br />

Pınarı Yağış<br />

Y.<br />

Kay.<br />

Yapağlı<br />

Kay. Akçay<br />

95<br />

Gökgöl<br />

Kay.<br />

Sün.<br />

P.<br />

Irgıllı<br />

P.<br />

Sul.<br />

Dönen<br />

(07-<br />

026)<br />

Sul.<br />

Dönen<br />

(07-<br />

054)<br />

(hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 )<br />

1959 83,755 49,435 156,320 22,596 32,406 8,172 6,289 72,564 0,000 0,000 4,681 1,969<br />

1960 87,070 44,080 195,927 30,539 32,406 8,172 6,289 72,564 0,000 0,000 4,681 1,969<br />

1961 88,960 61,770 231,230 30,022 32,406 8,172 6,289 72,564 0,000 0,000 4,681 1,969<br />

1962 108,950 74,160 165,570 34,664 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 0,000 4,681 1,969<br />

1963 291,480 122,980 182,655 38,656 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 0,000 4,681 1,969<br />

1964 78,350 70,970 156,670 23,546 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 4,681 1,969<br />

1965 197,340 122,620 188,330 27,248 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 4,681 1,969<br />

1966 154,350 147,700 222,000 26,509 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 4,681 1,969<br />

1967 83,120 120,970 188,360 21,563 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 5,891 1,867<br />

1968 226,780 135,870 231,900 28,036 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 5,714 1,708<br />

1969 236,370 174,630 232,000 33,620 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 6,571 1,792<br />

1970 124,510 126,680 165,500 23,676 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 7,304 2,508<br />

1971 76,960 96,130 96,720 23,561 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 4,748 3,632<br />

1972 36,090 56,790 68,430 22,238 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 3,868 2,838<br />

1973 43,390 49,955 89,470 20,965 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 2,470 3,444<br />

1974 37,620 50,440 76,690 18,398 24,568 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 2,345 3,768<br />

1975 34,740 48,665 48,420 25,025 24,275 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 4,681 4,194<br />

1976 107,240 61,620 88,030 26,578 32,406 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 4,681 3,162<br />

1977 30,770 41,980 81,980 14,755 26,376 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 4,681 4,598<br />

1978 145,440 51,810 191,630 29,558 50,290 8,172 6,289 72,564 2,633 1,214 4,681 4,360<br />

1979 76,660 67,320 157,650 24,519 36,521 8,172 6,289 72,564 4,388 1,214 4,681 4,804<br />

1980 103,160 109,260 167,180 28,990 32,406 8,172 6,289 72,564 4,388 1,214 5,118 4,646<br />

1981 125,540 90,740 92,620 23,566 32,406 8,172 6,289 72,564 4,388 1,214 6,406 5,610<br />

1982 80,040 86,020 81,390 22,965 32,406 8,172 6,289 72,564 4,388 1,214 4,370 4,470<br />

1983 114,515 68,740 50,385 23,631 32,406 8,172 9,261 79,354 4,388 1,214 5,676 5,220<br />

1984 122,900 98,750 122,597 24,502 32,406 8,172 5,651 61,288 4,388 1,214 6,358 3,788<br />

1985 60,740 63,360 94,307 19,608 32,406 12,863 5,184 84,183 4,388 1,214 5,544 5,370<br />

1986 44,010 46,560 77,862 21,428 32,406 3,668 4,178 101,018 4,388 1,214 4,952 5,318<br />

1987 84,585 51,944 85,446 21,734 32,406 8,172 7,976 86,355 4,388 1,214 5,997 4,170<br />

1988 71,249 61,944 66,565 20,407 32,406 7,986 20,171 78,177 4,388 1,214 5,614 4,170<br />

1989 22,466 34,746 47,977 14,809 32,406 8,172 2,399 37,537 4,388 1,214 4,259 3,515<br />

1990 6,423 16,533 45,948 11,210 32,406 8,172 2,626 65,458 3,412 4,056 3,435 3,616<br />

1991 15,195 27,296 55,330 21,795 32,406 8,172 2,035 59,704 1,331 3,185 3,014 3,430<br />

1992 19,366 9,867 51,789 14,926 32,406 8,172 3,408 72,564 2,978 2,562 7,030 4,477<br />

1993 28,575 23,758 53,671 14,236 32,406 8,172 6,289 72,564 2,750 2,656 2,356 3,444<br />

1994 6,923 22,734 57,348 19,982 32,406 8,172 6,289 72,564 2,864 0,000 1,987 4,025<br />

1995 34,674 42,206 78,620 22,438 32,406 8,172 6,289 72,564 4,680 0,000 3,620 4,170<br />

1996 49,590 50,823 72,140 20,779 32,406 8,172 6,289 72,564 5,299 0,000 3,558 4,170<br />

1997 8,735 44,405 48,000 24,204 32,406 8,172 6,289 72,564 4,060 0,000 3,496 4,170<br />

1998 101,671 70,204 85,202 31,674 32,406 8,172 6,289 72,564 5,705 0,260 4,681 4,170<br />

1999 121,902 68,865 113,931 23,562 32,406 8,172 6,289 72,564 6,005 2,528 4,681 4,170<br />

2000 100,550 42,350 91,975 23,777 32,406 8,172 6,289 72,564 3,836 2,324 4,681 4,170<br />

2001 70,650 62,210 49,693 22,073 32,406 8,172 6,289 72,564 2,395 0,000 4,681 4,170<br />

2002 80,540 76,629 124,858 23,106 32,406 8,172 6,289 72,564 5,999 1,484 4,681 4,170<br />

2003 31,965 76,216 103,773 25,430 32,406 8,172 6,289 72,564 5,888 0,363 4,681 4,170<br />

2004 71,210 82,682 99,499 19,523 32,406 8,172 6,289 72,564 6,437 0,000 4,681 4,170<br />

2005 10,174 54,291 51,498 19,227 32,406 8,172 6,289 72,564 2,998 0,000 4,681 4,170<br />

2006 15,866 55,712 49,432 21,980 32,406 8,172 6,289 72,564 2,674 0,000 4,681 4,170<br />

2007 7,786 43,312 38,558 21,317 32,406 8,172 6,289 72,564 2,836 0,000 4,681 4,170<br />

2008 6,806 34,533 30,357 20,528 32,406 8,172 6,289 72,564 2,755 0,000 4,681 4,170<br />

2009 4,279 27,533 23,890 19,598 32,406 8,172 6,289 72,564 2,796 0,000 4,681 4,170<br />

Ort. 82,357 69,071 111,136 23,497 32,406 8,172 6,289 72,564 3,629 1,185 4,681 3,619


Çizelge 4.11’de ise çıktı ve sonuç değerleri verilmiştir. Baklan ve Gümüşsu<br />

sulamaları başladıkları tarihten itibaren ortalamaya dahil edilmiştir. Göl seviye<br />

ölçüm değerleri 1980 yılından itibaren mevcut olduğu için hacimdeki değişme ve<br />

fark ortalamalarına bu yıldan sonraki değerler dahil edilmiştir. Ortalamalara 2007-<br />

2009 tahmin dönemi alınmamıştır.<br />

96


Çizelge 4.11. Göl boşalım değerleri<br />

Büyük<br />

Menderes<br />

çıkış<br />

Baklan<br />

Sulama Buharlaşma<br />

Gümüşsu<br />

P. Giren Su Çıkan Su<br />

97<br />

Hacimdeki<br />

Değişme<br />

(Hesaplanan)<br />

Hacimdeki<br />

Değişme<br />

(Ölçülen) Fark<br />

(hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 ) (hm 3 )<br />

1959 393,750 0,000 56,983 0,000 438,186 450,733 -12,547 0,000 12,547<br />

1960 379,500 0,000 55,887 0,000 483,696 435,387 48,309 0,000 -48,309<br />

1961 439,600 0,000 55,339 0,000 538,063 494,939 43,123 0,000 -43,123<br />

1962 443,500 0,000 53,411 0,000 512,057 496,911 15,146 0,000 -15,146<br />

1963 1.011,800 0,000 48,354 0,000 764,484 1.060,154 -295,669 0,000 295,669<br />

1964 345,600 0,000 65,153 0,000 459,463 410,753 48,711 0,000 -48,711<br />

1965 790,600 0,000 63,094 0,000 665,464 853,694 -188,230 0,000 188,230<br />

1966 687,100 0,000 63,857 0,000 680,486 750,957 -70,471 0,000 70,471<br />

1967 529,400 0,000 59,648 0,000 545,048 589,048 -44,000 0,000 44,000<br />

1968 664,100 0,000 59,417 0,000 753,285 723,517 29,768 0,000 -29,768<br />

1969 837,300 0,000 57,031 0,000 808,260 894,331 -86,072 0,000 86,072<br />

1970 599,600 0,000 59,867 0,000 573,455 659,467 -86,012 0,000 86,012<br />

1971 423,700 0,000 55,760 0,000 425,028 479,460 -54,432 0,000 54,432<br />

1972 284,910 0,000 54,532 0,000 313,531 339,442 -25,911 0,000 25,911<br />

1973 253,570 0,000 57,120 0,000 332,971 310,690 22,281 0,000 -22,281<br />

1974 242,110 0,000 59,649 0,000 304,700 301,759 2,941 0,000 -2,941<br />

1975 216,620 0,000 56,948 0,000 280,871 273,568 7,304 0,000 -7,304<br />

1976 374,010 0,000 52,765 0,000 414,588 426,775 -12,187 0,000 12,187<br />

1977 308,810 0,000 58,794 0,000 296,011 367,604 -71,593 0,000 71,593<br />

1978 401,920 0,000 59,313 0,000 568,640 461,233 107,407 0,000 -107,407<br />

1979 493,400 0,000 59,600 0,000 464,781 553,000 -88,219 -10,377 77,842<br />

1980 561,500 0,000 55,970 0,000 543,386 617,470 -74,084 18,679 92,763<br />

1981 529,800 0,000 59,238 0,000 469,514 589,038 -119,524 12,139 131,663<br />

1982 493,000 0,000 52,634 0,000 404,288 545,634 -141,347 -68,025 73,322<br />

1983 255,400 0,000 49,460 0,000 402,962 304,860 98,102 78,859 -19,243<br />

1984 649,600 0,000 56,408 0,000 492,013 706,008 -213,995 -76,006 137,989<br />

1985 358,900 0,000 52,196 0,000 389,166 411,096 -21,930 -2,038 19,892<br />

1986 251,950 0,000 51,308 0,000 347,002 303,258 43,744 20,307 -23,437<br />

1987 347,214 0,000 44,376 0,000 394,386 391,590 2,795 -5,189 -7,984<br />

1988 297,340 0,000 41,306 0,000 374,290 338,646 35,644 -13,895 -49,539<br />

1989 173,992 0,000 41,461 0,000 213,888 215,453 -1,566 39,838 41,404<br />

1990 180,183 0,000 40,375 0,000 203,295 220,558 -17,263 -39,838 -22,575<br />

1991 147,564 0,000 38,076 0,000 232,893 185,640 47,253 25,829 -21,424<br />

1992 115,216 27,024 34,594 7,228 229,545 184,061 45,484 -23,791 -69,275<br />

1993 108,820 39,709 33,782 10,714 250,877 193,025 57,852 -2,446 -60,298<br />

1994 102,167 38,040 47,920 8,971 235,294 197,097 38,197 19,492 -18,705<br />

1995 146,689 35,192 55,407 5,341 309,838 242,629 67,210 42,547 -24,663<br />

1996 179,530 61,300 61,285 5,430 325,790 307,544 18,246 39,708 21,462<br />

1997 113,848 88,874 58,051 5,253 256,501 266,025 -9,524 -25,659 -16,135<br />

1998 322,740 100,110 63,581 4,995 422,997 491,427 -68,430 -38,436 29,994<br />

1999 310,550 107,141 66,279 4,586 465,075 488,556 -23,481 29,313 52,794<br />

2000 216,662 115,668 55,591 5,272 393,092 393,192 -0,100 -15,822 -15,722<br />

2001 65,886 122,143 58,885 5,195 335,303 252,110 83,194 0,000 -83,194<br />

2002 306,100 80,313 62,470 2,819 440,897 451,702 -10,805 -4,151 6,654<br />

2003 221,000 89,837 65,554 2,724 371,917 379,114 -7,198 9,858 17,056<br />

2004 188,120 102,897 66,450 3,169 407,633 360,636 46,997 -14,009 -61,006<br />

2005 52,643 126,316 64,762 3,674 266,470 247,395 19,075 -8,302 -27,377<br />

2006 31,568 123,238 69,880 4,629 273,944 229,315 44,630 15,047 -29,583<br />

2007 31,192 260,629 71,312 3,549 242,089 366,682 -124,592 0,000 124,592<br />

2008 23,252 265,842 71,480 3,549 223,259 364,123 -140,863 0,000 140,863<br />

2009 20,168 271,158 71,839 3,549 206,376 366,714 -160,338 0,000 160,338<br />

Ort. 351,018 83,853 55,413 5,333 418,236 434,302 -2,253 0,519 2,772


“Hacimdeki Hesaplanan Değişme” göle giren su miktarından gölden çıkan su<br />

miktarını çıkarmak suretiyle bulunmuştur. “Hacimdeki Ölçülen Değişme” terimi ise<br />

o yıl ölçülen seviyeler yardımıyla seviye hacim tablosundan hesaplanmıştır. “Fark”<br />

kolonu “Hacimdeki Ölçülen Değişme” teriminden “Hacimdeki Hesaplanan<br />

Değişme” teriminin çıkarılmasıyla bulunmuştur. Fark kolonunun pozitif olduğu yıllar<br />

ölçülen hacim değişimi hesaplanan hacim değişiminden daha fazladır. Bu durum,<br />

ölçülen hacim değişimi baz alınırsa ölçülemeyen bir beslenime işaret eder. Farkın<br />

negatif çıkması, yani hesaplanan hacim değişiminin fazla olması durumunda ise<br />

gölden ölçülemeyen bir su kaybı söz konusudur. Bu da taban boşalımlarını<br />

düşündürür. Fark sütunu incelendiğinde bazı yıllarda ölçülemeyen beslenimlerin,<br />

bazı yıllarda da ölçülemeyen boşalımların olduğu görülür. Sütun ortalaması<br />

alındığında 2,772 hm 3 değerinin bulunması ölçülemeyen beslenimlerin toplamda<br />

daha fazla olduğunu gösterir. Herhangi bir yılda fark sütunundaki değerin pozitif<br />

çıkması o yılda ölçülemeyen beslenim olduğunu göstermekle birlikte anlamı daha da<br />

geliştirilirse ölçülemeyen beslenimlerin ölçülemeyen boşalımlardan daha fazla<br />

olduğunu gösterir. Bunun tersi durumda da ölçülemeyen boşalımlar ölçülemeyen<br />

beslenimlerden daha fazladır. Işıklı Gölü’nün Akdağ eteklerinden çıkan kaynaklarla<br />

beslendiği ve aynı kaynakların göl tabanında da bulunabileceği gözönünde<br />

bulundurulursa ölçülemeyen beslenimlerin ölçülemeyen boşalımlardan daha fazla<br />

olması olağan bir sonuçtur.<br />

Hesaplanan ve ölçülen hacim değişimlerinin sebebi birçok sebebe bağlanabilir.<br />

Bunlardan en önemlisi göle giren yüzeysel akışların ve gölden sulamaya verilen su<br />

miktarının ölçümlerindeki hatalardır. Diğer terimlerin ölçümlerinde de mutlaka<br />

hatalar yapılmış olabilir, ama diğer terimlerin bilançoya katkısı yüksek düzeyde<br />

olmadığı için bunlar ihmal edilebilir.<br />

Kaynaklar ve boşalım değerleri Şekil 4.33’te verilmiştir.<br />

98


Hacim (hm³) .<br />

400<br />

350<br />

300<br />

250<br />

200<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

Küfi Ç.<br />

B. Menderes<br />

Işıklı P.<br />

Yağış<br />

Yuvaköy K.<br />

Yapağlı K.<br />

Akçay<br />

Gökgöl K.<br />

Kaynak<br />

Şekil 4.33. Beslenim-boşalım büyüklükleri<br />

Göl beslenim kaynakları yüzeysel akış, yağış ve pompaj şeklinde gruplandırılarak<br />

logaritmik olarak Şekil 4.34’te verilmiştir. Buna göre gölün en büyük beslenim<br />

kaynağı yüzeysel akışlardır. Bunu yağış ve pompaj değerleri takip etmektedir.<br />

.<br />

Hacim (hm³)<br />

1.000<br />

100<br />

10<br />

1<br />

Yüzeysel Akış<br />

Yağış<br />

Pompaj<br />

99<br />

Süng. P.<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Şekil 4.34. Göl beslenim grupları<br />

Yıl<br />

Irgıllı P.<br />

Sul. Dön. 26<br />

Sul. Dön. 54<br />

B. Mend. Ç.<br />

Baklan Sul.<br />

Buharlaşma<br />

Gümüşsu P.


Şekil 4.34’te diğer ileriye yönelik tahmin içeren şekiller gibi 2007-2009 dönemi<br />

tahmin değerleri, ayrı bir şekil olarak değil de 1959’dan itibaren devam eden mevcut<br />

verilerin sonuna eklenmiştir. Böylece tek şekilde hem mevcut veriler hem de tahmin<br />

değerleri karşılaştırmalı olarak görülebilmektedir. Boşalım terimleri Şekil 4.35’teki<br />

gibi seyretmektedir.<br />

.<br />

Hacim (hm³)<br />

1200<br />

1000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Şekil 4.35. Göl boşalım grupları<br />

100<br />

Yıl<br />

Sulama<br />

Buharlaşma<br />

Göldeki boşalım miktarında sulamanın payının daha büyük olduğu açık bir şekilde<br />

görülmektedir.<br />

Beslenim-boşalım dengesi Şekil 4.36’da verilmiştir. Beslenim ve boşalımın birbirine<br />

yakın seyrettiği görülebilir. Çizelge 4.11’deki Hacimdeki Değişme (Hesaplanan)<br />

sütun ortalamasının eksi işaretli bir sayı çıkması gölde ölçülemeyen bir beslenim<br />

fazlasının olduğunu göstermektedir. Bu da Işıklı Gölü için beklenen bir sonuçtur.<br />

Göl, kaynaklar bakımından zengin bir jeolojik yapı üzerinde bulunmaktadır.


.<br />

Hacim (hm³)<br />

1.200<br />

1.000<br />

800<br />

600<br />

400<br />

200<br />

0<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

Şekil 4.36. Beslenim-boşalım dengesi<br />

101<br />

Yıl<br />

Giren Su<br />

Çıkan Su<br />

Yıllara göre hesaplanan ve ölçülen ortalama hacim farkları bulunmuştur (Bkz. Eşitlik<br />

4.1). Bulunan değerler Şekil 4.37’de görülebilir.<br />

.<br />

Hacim Farkı (hm³)<br />

150<br />

100<br />

50<br />

0<br />

-50<br />

1959 1964 1969 1974 1979 1984 1989 1994 1999 2004 2009<br />

-100<br />

-150<br />

-200<br />

-250<br />

-300<br />

-350<br />

Yıl<br />

Şekil 4.37. Hesaplanan ve ölçülen hacim farkları<br />

Hesaplanan<br />

Ölçülen


Göl seviyesi ve hacmi yapay göllerde sulama suyu çekimine bağlı olarak ihtiyaca<br />

göre düzenlendiğinden istatistik olarak tahmin edilemez. Bu yüzden 1980 yılı öncesi<br />

hacimdeki değişme sıfır olarak kabul edilmiştir. Şekil 4.37’den hesaplanan ve<br />

ölçülen hacim değişimi izlenebilir.<br />

4.2. Göl İşletme Modeli<br />

Her yılın fark terimlerinin giren sulara oranları ortalaması % 12 olarak bulunmuştur.<br />

Bu sonuç, Işıklı Göl’ü işletmesinde her yıl ortalama % 12’lik bir belirsizlik anlamına<br />

gelir. Sulama bütçelerinde bu durum gözönüne alınmalıdır.<br />

İşletme modelinde belirlenemeyen beslenim ya da boşalım değeri olan fark sütunu<br />

gözönüne alınmalıdır. Ortalama 2,772 hm 3 olan bu değer çok büyük bir değer<br />

olmayıp ihmal de edilebilir.<br />

Işıklı Gölü’nün doğal beslenim kaynakları akış ve yağıştır. Doğal boşalımı ise<br />

buharlaşmadır. Belirlenemeyen beslenim olan 2,772 hm 3 /yıl olan miktarı, pompa<br />

istasyonlarının göle yaptığı tahliyeyi, sulamadan dönen su miktarını da beslenimlere<br />

ekleyebiliriz. Tüm bu parametreler gözönüne alındığında mevcut seviyeyi koruyarak<br />

oluşturulacak Işıklı Gölü yıllık işletme modeli Eşitlik 4.17’deki gibi ifade edilebilir.<br />

Burada Işıklı-Baklan sulama projesine su temini işletme modelinde önemli olduğu<br />

için sulamaya verilebilecek su miktarı eşitliğin sol yanına çekilerek bu büyüklük<br />

üzerinden değerlendirmeye gidilmiştir.<br />

Sulamaya verilebilecek su miktarı = Yağış + Akış + Pompaj + Sulamadan<br />

dönen – Buharlaşma – Hidrolojik bilanço farkı (4.17)<br />

1959 yılından beri mevcut verilerin ortalamalarından gitmek suretiyle yıllık ortalama<br />

beslenim 418,236 hm 3 bulunur. Bu değer gölün girdi miktarıdır. Doğal boşalım olan<br />

buharlaşma değeri ise 48 yıllık verilerden ortalama olarak 55,413 hm 3 /yıl olarak elde<br />

edilir. Beslenim-boşalım farkı 362,823 hm 3 /yıl olarak bulunur. Bu, mevcut göl su<br />

seviyesinin son 4 yılın eğilimine uygun olarak azalarak seyretmesi koşuluyla yıllık<br />

102


ortalama 362,823 hm 3 suyun sulama amaçlı olarak gölden çekilebileceği anlamına<br />

gelmektedir (Bkz. Şekil 4.8). 2007-2009 sulama dönemi için göl girdilerinden<br />

alınması planlanan su miktarı Baklan projeli sulaması için 260,629 hm 3 /yıl’dır.<br />

Gümüşsu pompaj sulaması ortalama çıktısı ise 5,333 hm 3 ’tür. Bu iki değer toplanıp<br />

362,823 hm 3 miktarından çıkarılırsa 96,861 hm 3 su Büyük Menderes çıkışından alt<br />

havza sulamaları için verilebilir. Ortalamalara göre işletme modeli kurulduğunda bir<br />

sorun gözükmemektedir, fakat mühendislik yaklaşımı açısından bu tip kaynak<br />

kullanan projelerde kaynağın ortalaması değil en kötü yani minimum değeri ya da<br />

istatistiki modelleri kullanmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. İklim değişiminin<br />

sıcaklık artışı ve yağış miktarındaki azalmaya dayalı etkisi altında ARMA<br />

modellemeleri kurularak yapılan girdi çıktı senaryolarında ise 2007-2009 yılları için<br />

Çizelge 4.10 ve Çizelge 4.11’ deki değerler elde edilir. Yağış ve buharlaşma<br />

değerlerinin hesaplanmasında kullanılan göl seviyesine (Bkz. Şekil 4.8) bağlı göl<br />

alanının modeldeki gibi değiştiği kabul edilerek yapılan işletme modellemesinde<br />

2007-2008-2009 yılları için sırasıyla 124,592; 140,863; 160,338 hm 3 ’lük açıklar<br />

verilmektedir. 2006 yılı sonunda 87,901 hm 3 olan göl rezervuar hacminden ya da<br />

daha makul düşünmek gerekirse min. işletme kotu üstü hacminden bu açıkları<br />

karşılayabilmek mümkün değildir, zira min. işletme kotu seviyesi olan 817 m.<br />

kotunda 26 hm 3 olan su miktarı ile 2006 yılı sonu su seviyesine karşılık gelen su<br />

hacmi olan 87,901 hm 3 su miktarı arasında yalnızca 61,901 hm 3 su vardır.<br />

103


5. TARTIŞMA VE SONUÇ<br />

İklim insanoğlunun faaliyetlerini doğrudan etkileyen bir sistemdir. İnsanlar<br />

hayatlarını açık bir sistem olan atmosferle birebir ilişki halinde geçirirler. İklim<br />

durağan bir etki olmayıp devamlı surette değişen, gelişen fiziksel ve kimyasal bir<br />

olaylar dizisidir. Bu çalışmada “İklim değişiminin su kaynakları üzerine etkisi”<br />

incelenmiştir. İklim, çok sıcak devirlerden buzul çağlarına kadar değişik biçimlere<br />

sahip olmuştur. Günümüzde ise küresel bir ısınmaya sahne olmaktadır. Küresel<br />

ısınma sanayileşme ve fosil yakıtları artıklarından özellikle CO2 gazının<br />

atmosferdeki yoğunluğunun artması sonucu ortaya çıkmaktadır.<br />

İklim değişiminin insanoğlunun en temel etkinliklerinden biri olan tarıma büyük<br />

darbeler vuracağı tahmin edilmektedir. Bu konuda yapılmış durum çalışmaları ilgili<br />

konu başlığında verilmiştir. Tarım tekniklerinin süratle gözden geçirilip geliştirilmesi<br />

uğranabilecek zararı azaltmaya yardımcı olacaktır.<br />

Doğal ekosistem de olası bir iklim değişiminden doğrudan etkilenecek sistemlerin<br />

başında yeralır. Bitki ve hayvan toplulukları aşırı sıcak ve yağış azalmalarından<br />

olumsuz etkilenecektir. Bazı türlerin soyunun tükeneceği söylenebilir. Deniz canlıları<br />

için besin kaynağı ve barınak yeri olan mercan resifleri hızla yokolacaktır. Tropikal<br />

ekosistem de zengin tür çeşitliliğini kaybedebilir.<br />

Ülkemiz de iklim değişiminden olumsuz etkilenecek ülkeler arasındadır. Sıcaklık<br />

artışından dolayı ülkemizin özellikle iç kısımları kısmi olarak çölleşecektir. Deniz<br />

seviyesi yükselmesinden gerek tarım bölgeleri gerekse kıyı yerleşim bölgeleri<br />

olumsuz etkilenecektir.<br />

İklim değişiminin diğer bir etkisi su kaynakları üzerinedir. İklim değişimi sonucu<br />

akışların azalacağı bölgelerde tatlı su kaynaklarının miktar olarak azalması<br />

beklenmeli, su kaynakları yönetimi çerçevesinde konuya gereken önem verilmelidir.<br />

Sıcaklıkların artmasıyla buzullardaki süregelen erimenin hızlanarak devam etmesi ve<br />

deniz seviyesi yükselmesiyle birlikte kıyı şeritlerinde yaşayan insan nüfusunun<br />

104


etkileneceği beklenmektedir. Deniz seviyesinden daha alçak yerleşim bölgeleri<br />

gerekli hazırlıkları yapmalıdırlar.<br />

Tüm bu yerkürenin hemen tamamını etkileyen olumsuz değişiklikler karşısında<br />

Birleşmiş Milletler, Avrupa Çevre Ajansı gibi uluslar arası kuruluşlar harekete<br />

geçerek bünyelerinde iklim değişimi birimleri kurmuşlardır. Bu kuruluşlar ülkeleri<br />

iklim değişimi konusunda duyarlı olmaya çağırıp uluslar arası kurallara uyulmadığı<br />

takdirde yaptırım gücüne sahip olmaya çalışmaktadırlar.<br />

Son yüz yılda atmosferdeki CO2 oranı % 20’lik bir artış göstermiştir. Bu artışın bir<br />

sonucu olarak yıllık ortalama hava sıcaklığının da 2050 yılına kadar 1 0 C, 2100 yılına<br />

kadar da 3 0 C’lik bir artış göstereceği tahmin edilmektedir. Bu tahminler GCM<br />

(Genel Dolaşım Modeli) adı verilen programlarla yapılmaktadır. Hava sıcaklığında<br />

beklenen bu artışın iklim dengelerini bozacağı ve dünya ekolojisine ve ekonomisine<br />

olumsuz etkiler yapacağı tahmin edilmektedir.<br />

İklim değişiminin ilk ve doğrudan etkisi hava sıcaklığının artması şeklinde ortaya<br />

çıkacaktır. Hava sıcaklıkları modellenip ileriye yönelik tahminler yapıldığında<br />

buharlaşma miktarındaki artışın nedeninin hava sıcaklığı olduğu sonucuna ulaşılır.<br />

Hava sıcaklığı modellemeleri, özellikle sulamada kullanılan göller gibi su kaynakları<br />

için su bütçesi çalışmalarında ihtiyaç duyulan bir işlemdir. Bu konu su kaynakları<br />

yönetiminde önemli bir yer tutmaktadır. Bütçeleme çalışmalarında gelecekteki su<br />

giriş çıkışlarını tahmin etmek için buharlaşma değeri doğrudan modellenebileceği<br />

gibi buharlaşma verileri mevcut değilse hava sıcaklığı modellenip buradan<br />

buharlaşma değerlerine de geçilebilir. Bu tahminler istatistik yöntemlerle<br />

yapılmaktadır.<br />

Belirli zaman aralıklarıyla yapılan ölçümlerle elde edilen veriler zaman serileri<br />

olarak adlandırılabilirler. Bu çalışmada zaman serilerine otoregresif modeller<br />

uygulanmıştır.<br />

105


Çalışmada daha sonra iklim değişiminin etkisi altında hidrolojik bilançosu yapılacak<br />

olan Işıklı Gölü’nün bağlı olduğu Denizli ili su kaynakları incelenerek Işıklı su<br />

biriktirme havzasının daha iyi anlaşılabilmesi amaçlanmıştır. Denizli, inceleme<br />

konusu olan Işıklı Gölü’nünde üzerinde kurulduğu Büyük Menderes ve Dalaman<br />

Çayı olmak üzere iki önemli akarsu sistemine sahiptir. B.Menderes Nehri üzerinde<br />

bulunan Işıklı gölünde depolanan 217,30 milyon m3 aktif hacim ile Baklan<br />

Ovası’nda bulunan tarım arazileri sulanmakta, Adıgüzel barajında depolanan 821,60<br />

milyon m3 aktif hacim önce enerjisi alındıktan sonra Sarayköy-Pamukkale Ovası<br />

Sulaması içinde bulunan tarım arazileri ve Ege Denizi’ne döküldüğü noktaya kadar<br />

da Aydın ilinde bulunan tarım arazileri sulanmaktadır. İl, su kaynakları açısından<br />

yeterli denilebilecek kaynaklara sahiptir.<br />

Işıklı Gölü’nün bütçeleme çalışmasında önce hava sıcaklığının eğilimini belirlemek<br />

için ARMA ve Fourier serilerinin birlikte kullanıldığı hibrid modelleme ile sıcaklık<br />

verileri modellenmiştir. Sıcaklığın artan eğilimde olduğu görülmüş ve bu model<br />

yeterli yakınsaklık sağlamıştır.<br />

Işıklı Gölü seviye-alan-hacim ilişkisi incelenerek veriler grafikleştirilmiştir. Göle<br />

giren ve çıkan bütün su miktarlarından istatistik olarak anlamlı hareketler gösterenler<br />

modellenmiştir. Modelleme çalışmalarında ARMA, Fourier serilerinden<br />

yararlanılmıştır.<br />

Göle giren ve çıkan akım verilerinden Küfi Çayı akımı AR (2) modeliyle, B.<br />

Menderes Nehri akımı ARMA (1,1) modeliyle, Işıklı Pınarı akımı AR (2) modeliyle,<br />

B. Menderes Nehri çıkış akımı AR (2) modeliyle modellenmiştir. Bu modellerle<br />

birlikte tahmin edilen sulama, pompaj, yağış ve buharlaşma değerleri de gözönüne<br />

alınmıştır.<br />

Modelleme sonuçlarına göre, 2007-2009 tahmin döneminde; verilerin<br />

değerlendirildiği 1959-2006 (sıcaklık için 1964-2006) dönemine göre sıcaklığın %<br />

2,25 arttığı, buharlaşmanın % 29,11 arttığı, yağışın % 12,84 azaldığı, kaynaklar dahil<br />

göle olan yüzeysel akışın ise % 46,46 azaldığı görülmüştür. Bu sonuçlar kısaca<br />

106


sıcaklığın artması, yağışın azalması ve bunlara bağlı olan parametrelerin de bu<br />

sonuçlar parelelinde değişmesi şeklinde açıklanabilir. Bu değişimler iklim<br />

değişiminin etkilerini açıkça göstermektedir. 2006 yılı sonunda gölde 87,901 hm 3 su<br />

varken yapılan işletme çalışmasına göre 2007 yılı sonunda 124,592 hm 3 açık<br />

verilmektedir. Bu değerler işletme çalışmasının bir sonucu olup gerçekte yapılan<br />

işletmede göl suyunun tamamı kullanılamayacağı için sulamaya verilmesi planlanan<br />

su yeterli ölçüde verilemeyecektir. Yörenin en büyük sulama projesi olan Baklan<br />

Ovası sulama projesi mevcut durumda bırakılmalı daha fazla alanın sulanmasına<br />

yönelik tesis yapımları durdurulmalıdır. Sulama projeleri yapılmadan önce su temini<br />

çalışmalarında iklim değişimi etkilerinin gözönünde bulundurulması gerekir.<br />

Bu tezde iklim değişiminin etkisini gözönüne alarak ileriye yönelik işletme çalışması<br />

yapılması Işıklı Gölü’ne ilk olarak uygulanmıştır. Yine yeni bir konu olan<br />

sıcaklıkların hibrid modelle; yani önce Fourier Serisi ile modellenmesi ve hataların<br />

ARMA modeliyle modellenmesi uygulanmıştır. Bu çalışmalar iklim değişiminin<br />

yatırım projelerinin planlamasına nasıl uygulanacağını göstermektedir. Önümüzdeki<br />

uzun dönemde yıllık ortalama hava sıcaklığının artış eğilimi içinde olacağı gözönüne<br />

alınırsa iklim değişiminin su kaynaklarına, dolayısıyla ilgili yatırım projelerine<br />

etkisinin planlama aşamasında dikkate alınmasında gereklilik vardır. Sulama<br />

projelerinin sürdürülebilirliği ve kısıntılı sulama yapılmaması için tesis projelerinin<br />

daha planlama aşamasında iklim değişiminin su kaynaklarına olan etkileri gözönüne<br />

alınmalıdır. Bu etkiler dikkate alınmadan mevcut verilerle planlanan tesislerin<br />

verimli çalışamayacağı açıktır. Tarım alanlarının sulanması ve içme-kullanma<br />

sularının tahsisinde stratejik karar verme aşamasında iklim değişiminin su kaynakları<br />

üzerine etkileri gözetilmelidir. Havza bazında planlamalar yapılmalıdır.<br />

5.1. Bundan Sonra Yapılacak Çalışmalar<br />

İklim değişiminin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için su kaynakları yönetimi<br />

çerçevesinde gerekli önlemlerin ivedilikle alınması gerekmektedir. Bu önlemler<br />

dahilinde ilk olarak havza bazında geçmişten günümüze mevcut verilerin<br />

modellenmesiyle bir su bütçesi yapılmalıdır. Sağlıklı ve yeterli verilerin doğru<br />

107


projeler anlamına geldiği düşünülürse meteoroloji ve akım gözlem istasyonlarının<br />

sayısı artırılmalıdır. Havzanın iklim değişiminden nasıl etkileneceği modellenip, su<br />

kaynaklarıyla ilgili yapılacak içme, sulama, enerji projelerinde ileriye yönelik<br />

tahminlerden yararlanmalıdır. Sanayileşme ve nüfus artışının sonucu olan su kirliliği<br />

ile etkin olarak mücadele edilmelidir.<br />

108


6. KAYNAKLAR<br />

Abtew, W., 2001. Evaporation Estimation for Lake Okeechobee in South Florida.<br />

Journal of Irrigation and Drainage Engineering, 127(3), 140-147.<br />

Anonim, 1997. Kyoto Protocol to the United Nations Framework Convention on<br />

Climate Change. UN, 20p., Kyoto.<br />

Anonim, 1999. Declaration - Third Ministerial Conference on Environment and<br />

Health. WHO, 21p., London.<br />

Anonim, 2001. Climate Change 2001 : Synthesis Report. IPCC Cambridge<br />

University Press, 397p., Cambridge.<br />

Anonim, 2002. A Guide To the Climate Change Convention and Its Kyoto Protocol.<br />

UNFCCC Climate Change Secretariat, 2002, 40p., Bonn.<br />

Anonim, 2004. Sustainable Development in the Information Age. World<br />

Meteorological Organization Annual Report. WMO, 2004 No:980, 88p.,<br />

Geneva.<br />

Anonim, 2005 a. The European Environment – State and Outlook 2005. State of<br />

Environment Report No:1. EEA, 576p., Copenhagen.<br />

Anonim, 2005 b. Akım Gözlem Yıllığı (1959-2005). DSİ yayını, 818s., Ankara.<br />

Anonim, 2006 a. T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Meteoroloji İşleri Genel<br />

Müdürlüğü. İnternet Sitesi. http://www.meteor.gov.tr/2006/arastirma/arast<br />

irma.aspx?subPg=101&Ext=htm. Erişim Tarihi: 15.08.2006.<br />

Anonim, 2006 b. Statement on the Status of the Global Climate in 2005. WMO<br />

No:998. WMO, 12p., Geneva.<br />

Anonim, 2006 c. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma<br />

Enstitüsü. İnternet Sitesi. http://www.koeri.boun.edu.tr/meteoroloji/<br />

nedir2.htm. Erişim Tarihi: 15.08.2006.<br />

Antolik, M.S., 2000. An Overview of the National Weather Service’s Centralized<br />

Statistical Quantitative Precipitation Forecasts. J. Hydrol., 239(1-4), 306–337.<br />

Arnell, N.W., 1998. Climate Change and Water Resources in Britain. Climatic<br />

Change, 39(1), 83-110.<br />

Arnell, N.W., 1999. Climate Change and Global Water Resources. Global<br />

Environmental Change, 9, 31–49.<br />

109


Arnell, N.W., 2003. Relative Effects of Multi-Decadal Climatic Variability and<br />

Changes in the Mean and Variability of Climate Due to Global Warming:<br />

Future Streamflows in Britain. Journal of Hydrology, 270, 195-213.<br />

Awwad, H.M., Valdes J.B., Restrepo, P.J., 1994. Streamflow Forecasting for Han<br />

River Basin, Korea. Journal of Water Resources Planning and Management,<br />

120(5), 651-673.<br />

Barber, V.A., Finney, B.P., 2000. Late Quaternary Pleoclimatic Reconstructions for<br />

Interior Alaska Based on Palaeolake-Level Data and Hydrological Models. J.<br />

Paleolimnol., 24, 29-41.<br />

Bayazıt, M., 1996. İnşaat Mühendisliğinde Olasılık Yöntemleri. İstanbul Teknik<br />

Üniversitesi Rektörlüğü, No:1573, 236s. İstanbul.<br />

Bayazıt, M., Oğuz, B., 1985. Mühendisler için İstatistik. Birsen Yayınevi, 211s.<br />

İstanbul.<br />

Bierkens, M.F.P., Puente, C.E., 1990. Analytically Derived Runoff Models Based on<br />

Rainfall Point Processes. Water Resour. Res., 26(11), 2653–2659.<br />

Bou-Zeid, E., El-Fadel, M., 2002. Climate Change and Water Resources in Lebanon<br />

and the Middle East. Journal of Water Resources Planning and Management,<br />

128(5), 343-355.<br />

Bruhn, J.A., Fry, W.E., Fick, G.W., 1979. Weather: A Stochastic Simulation Model<br />

of Daily Weather. Users Manual Mimeo, Dept. of Plant Pathology Cornell<br />

Univ., 79-1, Ithaca, N.Y.<br />

Buchberger, S.G., 1995. Conditional Frequency Analysis of Autocorrelated Lake<br />

Levels. Journal of Water Resources Planning and Management, 121(2), 158-<br />

170.<br />

Caissie, D., El-Jabi, N., Satish, M.G., 2001. Modelling of Maximum Daily Water<br />

Temperatures in a Small Stream Using Air Temperatures. Journal of<br />

Hydrology, 251, 14-28.<br />

Camarasa, A.M., Tilford, K.A., 2002. Rainfall-Runoff Modelling of Ephemeral<br />

Streams in the Valencia Region (Eastern Spain). Hydrological Processes, 16,<br />

3329-3344.<br />

Campolo, M., Andreussi, P., Soldati, A., 1999. River Flood Forecasting with a<br />

Neural Network Model. Water Resources Research, 35, 1191-1197.<br />

Clark, M.P., Hay, L.E., 2004. Use of Medium-range Numerical Weather Prediction<br />

Model Output to Produce Forecasts of Streamflow. J. Hydrometeor., 5, 15–<br />

32.<br />

110


Cluis, D., 1972. Relationship Between Stream Water Temperature and Ambient Air<br />

Temperature-A Simple Autoregressive Model For Mean Daily Stream Water<br />

Temperature Fluctuations. Nordic Hydrology, 3(2), 65-71.<br />

Cohen, S.J., 1986. Impacts of CO2-induced Climatic Change on Water Resources in<br />

the Great Lakes Basin. Climate Change, 8, 135-153.<br />

Crane, R.G., Hewitson, B.C., 1998. Doubled CO2 Precipitation Changes for the<br />

Susquehanna Basin: Downscaling from the Genesis GCM. Int. J. Climatol.,<br />

18, 65–76.<br />

Dalphin, R.J., 1987. Markov-weibull Model of Monthly Streamflow. J. Water<br />

Resour. Plng. and Mgmt., ASCE, 113(1), 53–69.<br />

Dawson, C.W., Wilby, R.E., 1998. An Artificial Neural Network Approach to<br />

Rainfall-Runoff Modelling. Hydrological Sciences Journal, 43, 47-66.<br />

DeLurgio, S.A., 1998. Forecasting Principles and Applications. Irwin McGraw-Hill,<br />

802p. New York.<br />

Etchevers, P., Golaz, C., Habets, F., 2001. Simulation of the Water Budget and the<br />

River Flows of the Rhone Basin from 1981 to 1994. Journal of Hydrology,<br />

244, 60-85.<br />

Francour, P., Bouduresque, C.F., Hamelin, J.G., Hamelin-Vivien, M.L., Quignard,<br />

J.P., 1994. Are the Mediterranean Waters Becoming Warmer? Information<br />

From Biological Indicators. Marine Pollution Bulletin, 28(9), 523-526.<br />

French, M.N., Krajewski, W.F., Cuykendall, R.R., 1992. Rainfall Forecasting in<br />

Space and Time Using a Neural Network. Journal of Hydrology 137, 1-31.<br />

Gibson, J.J., 2002. Short-Term Evaporation and Water Budget Comparisons in<br />

Shallow Arctic Lakes Using Non-Steady Isotope Mass Balance. Journal of<br />

Hydrology, 264, 242-261.<br />

Glahn, H.R., Lowry, D.A., 1972. The Use Of Model Output Statistics (MOS) in<br />

Objective Weather Forecasting. J. Appl. Meteor., 11, 1203–1211.<br />

Gleick, P.H., 1986. Methods for Evaluating the Regional Hydrologic Impacts of<br />

Global Climatic Change. Journal of Hydrology, 88, 97-116.<br />

Green, N.M.D., 1973. A Synthetic Model for Daily Streamflow. J. Hydro., 20(4),<br />

351–364.<br />

Guo, S., Wang, J., Xiong, L., Ying, A., Li, D., 2002. A Macro-Scale and Semi-<br />

Distributed Monthly Water Balance Model to Predict Climate Change<br />

Impacts in China. Journal of Hydrology, 268, 1-15.<br />

111


Harrison, S.P., Prentice, I.C., Guiot, J., 1993. Climatic Controls on Holocene Lake-<br />

Level Changes in Europe. Clim. Dyn., 8, 189-200.<br />

Hsu, N.S., Kuo, J.T., Chu, W., Lin, Y.J., 1995. Proposed Daily Streamflow-<br />

Forecasting Model for Reservoir Operation. Journal of Water Resources<br />

Planning and Management, 121(2), 132-143.<br />

Hulme, M., Carter, T.R., 2000. The Changing Climate of Europe. Assessment of the<br />

Potential Effects of Climate Change in Europe. In: The Europe ACACIA<br />

Project. (Parry, M.L.,-ed.), The Jackson Environment Institute, University of<br />

East Anglia, pp.350, Norwick, UK.<br />

Islam, M.N., Sivakumar, B., 2002. Characterization and Prediction of Runoff<br />

Dynamics: A Nonlinear Dynamical View. Advances in Water Resources,<br />

25(2), 179-190.<br />

Jones, J.W., Colwick, R.F., Threadgill, E.D., 1972. A Simulated Environmental<br />

Model for Temperature, Evaporation, and Soil Moisture. Transactions of the<br />

ASAE, 15(2), 366-372.<br />

Jones, R.N., McMahon, T.A., Bowler, J.M., 2001. Modelling Historical Lake Levels<br />

and Recent Climate Change at Three Closed Lakes, Western Victoria,<br />

Australia (C.1840-1990). Journal of Hydrology, 246, 158-179.<br />

Kadıoğlu, M., Şen, Z., Batur, E., 1999. Cumulative Departures Model for Lake-<br />

Water Fluctuations. Journal of Hydrologic Engineering, 4(3), 245-250.<br />

Kang, K.W., Park, C.Y., Kim, J.H., 1993. Neural Network and its Application to<br />

Rainfall-Runoff Forecasting. Korean Journal of Hydrosciences, 4, 1-9.<br />

Karakaya, E., Özçağ, M., 2003. Türkiye Açısından Kyoto Protokolü’nün<br />

Değerlendirilmesi ve Ayrıştırma (Decomposition) Yöntemi ile CO2<br />

Emisyonu Belirleyicilerinin Analizi. VII. ODTÜ Ekonomi Konferansı, 6-9<br />

Eylül 2003, Ankara.<br />

Karunanithi, N., Grenney, W.J., Whitley, D., Bovee, K., 1994. Neural Networks for<br />

River Flow Prediction. Journal of Computing in Civil Engineering, 8, 201-<br />

220.<br />

Koch, R.W., 1985. A Stochastic Streamflow Model Based on Physical Principles.<br />

Water Resour. Res., 21(4), 545–553.<br />

Koç, C., 2003. I. Ulusal Su Mühendisliği Sempozyumu. 22-26 Eylül 2003,<br />

Gümüldür, İzmir.<br />

Koç, C., 2005. Irrigation and Drainage Systems Research and Development in the<br />

XXI. Century. International Symposium Water for Development Worldwide,<br />

58-73, 7-11 September 2005, İstanbul, Turkey.<br />

112


Kottegoda, N.T., Horder, M.A., 1980. Daily Flow Model Based on Rainfall<br />

Occurrences Using Pulses and a Transfer Function. J. Hydro., 47(3–4), 215–<br />

234.<br />

Kron, W., Plate, E.J., Ihringer, J., 1990. A Model for the Generation of Simultaneous<br />

Daily Discharges of Two Rivers at Their Point of Confluence. Stochastic<br />

Hydro. Hydr., 4(4), 255–276.<br />

Kundzewicz, Z.W., Somlyody, L., 1997. Climatic Change Impact on Water<br />

Resources in a System Perspective. Water Resources Management, 11, 407-<br />

435.<br />

Lenten, L.J.A., Moosa, I.A., 2003. An Empirical Investigation into Long-Term<br />

Climate Change in Australia. Environmental Modelling & Software, 18, 59-<br />

70.<br />

Lorrai, M., Sechi, G.M., 1995. Neural Nets for Modelling Rainfall-Runoff<br />

Transformations. Water Resources Management, 9, 299-313.<br />

Loukas, A., Vasiliades, L., Dalezios, N.R., 2002. Potential Climate Change Impacts<br />

on Flood Producing Mechanisms in Southern British Columbia, Canada<br />

Using the CGCMA1 Simulation Results. Journal of Hydrology, 259, 163-<br />

188.<br />

Lovelock, J., 2006. The Earth is About to Catch a Morbid Fewer That May Last as<br />

Long as 100.000 Years. The Independent, 16 Ocak 2006.<br />

Matalas, N.C., 1967. Mathematical Assessment of Synthetic Hydrology. Water<br />

Resour. Res., 3(4), 937–945.<br />

Minns, A.W., Hall, M.J., 1996. Artificial Neural Networks as Rainfall-Runoff<br />

Models. Hydrological Sciences Journal, 41, 399-417.<br />

Mohseni, O., Stefan, H.G., Erickson, T.R., 1998. A Nonlinear Regression Model for<br />

Weekly Stream Temperatures. Water Resources Research, 34(10), 2685-<br />

2692.<br />

Montanari, A., Rosso, R., Taqqu, M.S., 1997. Fractionally Differenced ARIMA<br />

Models Applied to Hydrologic Time Series: Identification, Estimation, and<br />

Simulation. Water Resour. Res., 33(5), 1035–1044.<br />

Morton, F.I., 1983. Operational Estimates for Lake Evaporation. J. Hydrol., 66, 77-<br />

100.<br />

Murphy, J., 1999. An Evaluation of Statistical and Dynamical Techniques for<br />

Downscaling Local Climate. J. Climate, 12, 2256–2284.<br />

113


Mustonen, S.E., McGuinness, J.L., 1968. Estimating Evaporation in Humid Region.<br />

USDA-ARS, Tech. Bull., 1389, U.S. Dept. of Agriculture, Washington, D.C.<br />

Muzik, I., 2002. A first-order analysis of the climate change effect on flood<br />

frequencies in a subalpine watershed by means of a hydrological rainfallrunoff<br />

model. Journal of Hydrology, 267, 65-73.<br />

Nemec, J., Schaake, J., 1982. Sensitivity of Water-Resource Systems to Climate<br />

Variation. Hydrol. Sci. J., 27(3), 327-343.<br />

Nicholls, C., 1980. Long-Range Weather Forecasting: Value, Status, and Prospects.<br />

Rev. Geophys. Space Phys., 18, 771–788.<br />

Norton, D.A., 1985. A Multivariate Technique for Estimating New Zealand<br />

Temperature Normals. Wea. Climate, 5, 64–74.<br />

Perrin, C., Michel, C., Andreassian, V., 2001. Does a Large Number of Parameters<br />

Enhance Model Performance? Comparative Assessment of Common<br />

Catchment Model Structures on 429 Catchments, Journal of Hydrology, 242,<br />

275-301.<br />

Pickering, N.B., Stedinger, J.R., Haith, D.A., 1988. Weather Input for Nonpoint-<br />

Source Pollution Models. Journal of Irrigation and Drainage Engineering,<br />

114(4), 674-690.<br />

Qin, B.Q., Harrison, S.P., Kutzbach, J.E., 1998. Evaluation of Modelled Regional<br />

Water Balance Using Lake Status Data- A Comparison of 6 Ka Simulations<br />

with the NCAR CCM. Quat. Sci. Rev., 17, 535-548.<br />

Qin, B.Q., Huang, Q., 1998. Evaluation of the Climate Change Impacts on the Inland<br />

Lake-A Case Study of Lake Qinghai, China. Clim. Change, 39, 695-714.<br />

Rasmussen, P.F., Salas, J.D., Fagherazzi, L., Rassam, J.-C., Bobee, B., 1996.<br />

Estimation and Validation of Contemporaneous PARMA Models for Stream<br />

Flow Simulation. Water Resour. Res., 32 (10), 3151-3160.<br />

Richardson, C.W., 1981. Stochastic Generation of Daily Precipitation, Temperature,<br />

and Solar Radiation. Wat. Resour. Res., 17(1), 182-190.<br />

Rosenberg, N.J., Crosson, P.R., 1990. Processes for Identifying Regional Influences<br />

of the Responses to Increasing Atmospheric CO2 and Climate Change: The<br />

Mink Project an Overview. Resources for the Future and US Department of<br />

Energy, s35, Washington, DC.<br />

Rosenzweig, C., Parry, M.L., 1994. Potential Impact of Climate Change on World<br />

Food Supply. Nature, 367, 133-138.<br />

114


Schneider, K., Schultz, G.A., 1982. A multisite Data Generation Model for Daily<br />

Discharge. Proc., Exeter Symp.: Optimal Allocation of Water Resour., IAHS<br />

Publ., 135, 69–78, Exeter, U.K.<br />

Shamir, E., Carpenter, T.M., Fickenscher, P., Georgakakos, K.P., 2006. Evaluation<br />

of the National Weather Service Operational Hydrologic Model and Forecasts<br />

for the American River Basin. Journal of Hydrologic Engineering, 11(5),<br />

392-407.<br />

Sharma, A., Tarboton, D.G., Lall, U., 1997. Streamflow Simulation: A<br />

Nonparametric Approach. Water Resour. Res., 33(2), 291–308.<br />

Shrestha, B.P., Duckstein, L., Stakhiv, E.Z., 1996. Fuzzy-Rule Based Modeling of<br />

Reservoir Operation. Journal of Water Resources Planning and Management,<br />

122(4), 262-269.<br />

Smith, J., Eli, R.N., 1995. Neural-network Models of Rainfall-Runoff Process.<br />

Journal of Water Resources Planning and Management, 121, 499-509.<br />

Stedinger, J.R., Lettenmaier, D.P., Vogel, R.M., 1985. Multisite ARMA(1,1) and<br />

Disaggregation Models for Annual Streamflow Generation. Water Resour.<br />

Res., 21(4), 497–509.<br />

Tao, P.C., Delleur, J.W., 1976. Seasonal and Nonseasonal ARMA Models in<br />

Hydrology. ASCE J. Hydrol. Div., 102 (HY10), 1541-1559.<br />

Tate, E., Sutcliffe, J., Conway, D., Farquharson, F., 2004. Water Balance of Lake<br />

Victoria: Update to 2000 and Climate Change Modelling to 2100.<br />

Hydological Sciences Journal, 49, 563-574.<br />

Treiber, B., Plate, E.J., 1977. A Stochastic Model for the Simulation of Daily Flows.<br />

Hydro. Sci. Bull., 22(1), 175–192.<br />

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, 2006. İnternet Sitesi. http://www.tudav.org/<br />

kureselis.htm. Erişim Tarihi: 15.08.2006.<br />

Türkeş, M. 1995. İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Türkiye, Çevre ve<br />

Mühendis, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, 9, 16-20, Ankara.<br />

Türkeş, M., Sümer, U.M., Kılıç, G., 1992. Atmosferin Korunması ve İklim<br />

Değişikliği. UİKG/AKİD Çalışma Grubu Raporu, Devlet Meteoroloji İşleri<br />

Genel Müdürlüğü, 110s, Ankara.<br />

Türkeş, M., Sümer, U.M., Kılıç, G., 1996. Observed Changes in Maximum and<br />

Minimum Temperatures in Turkey. Int. J. Climatol., 16, 463-477.<br />

U.S. Global Change Research Information Office, 2006. İnternet Sitesi.<br />

http://www.gcrio.org/gwcc/booklet2.html. Erişim Tarihi: 15.08.2006.<br />

115


Vassiljev, J., 1998. The Simulated Response of Lakes to Changes in Annual and<br />

Seasonal Precipitation: Implications for Holocene Lake-level Changes In<br />

Northern Europe. Clim. Dyn., 14, 791-801.<br />

Vassiljev, J., Harrison, S.P., Guiot, J., 1998. Simulating the Holocene Lake-Level<br />

Record of Lake Bysjön, Southern Sweden. Quaternary Research, 49(1), 62-<br />

71.<br />

Vassiljev, J., Harrison, S.P., Haxeltine, A., 1995. Recent Lake-level and Outflow<br />

Variations at Lake Viljandi, Estonia: Validation of a Coupled Lake-<br />

Catchment Modelling Scheme for Climate Change Studies. J. Hydrol., 170,<br />

63-77.<br />

Watson, B.J., Motz, L.H., Annable, M.D., 2001. Water Budget and Vertical<br />

Conductance for Magnolia Lake. Journal of Hydrologic Engineering, 6(3),<br />

208-216.<br />

Werritty, A., 2002. Living with Uncertainty: Climate Change, River Flows and<br />

Water Resource Management in Scotland. The Science of the Total<br />

Environment, 294, 29-40.<br />

Wiche, G.J., Vecchia, A.V., 1995. Lake-level Frequency Analysis for Devils Lake,<br />

North Dakota. U.S. Geological Survey Open-File Rep., 95-123.<br />

Woolhiser, D.A., Pegram, G.G.S., 1979. Maximum Likelihood Estimation of Fourier<br />

Coefficients to Describe Seasonal Variations of Parameters in Stochastic<br />

Daily Precipitation Models. J. Appl. Meteor., 18(1), 34-42.<br />

Xu, C., 1999. Climate Change and Hydrologic Models: A Review of Existing Gaps<br />

and Recent Research Developments. Water Resources Management, 13, 369-<br />

382.<br />

Xu, C., 2000. Modelling the Effects of Climate Change on Water Resources in<br />

Central Sweden. Water Resources Management, 14, 177-189.<br />

Xu, Z.X., Ito, K., Liao, S., Wang, L., 1997. Incorporating Inflow Uncertainty into<br />

Risk Assessment for Reservoir Operation. Environmental Research and Risk<br />

Assessment, 11(5), 433–448.<br />

Yu, P.S., Yang, T.C., Wu, C.K., 2002. Impact of Climate Change on Water<br />

Resources in Southern Taiwan. Journal of Hydrology, 260, 161-175.<br />

116


Adı Soyadı : Hasan Gürhan ÜSTÜN<br />

Doğum Yeri ve Yılı : Denizli - 1976<br />

Medeni Hali : Bekar<br />

Yabancı Dili : İngilizce<br />

Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl)<br />

ÖZGEÇMİŞ<br />

Lise : Denizli Anadolu Lisesi 1987 – 1995<br />

Lisans : İTÜ İnşaat Mühendisliği 1995 – 1999<br />

Yüksek Lisans : İTÜ İnşaat Mühendisliği 1999 – 2001<br />

Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl:<br />

Soyak Uluslararası İnşaat A.Ş. 2000 – 2002<br />

Devlet Su İşleri 2002 – 2007<br />

Yayınları (SCI ve diğer makaleler)<br />

1- “Işıklı Gölü Su Bütçesi” Sulak Alanlar Konferansı 10-12 Temmuz 2008 Kayseri<br />

(Bildiri tam metin teslimi: 15 Nisan 2008).<br />

117

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!