13.04.2017 Views

Toraks Bülteni - Haziran 2013

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

şiddetin uygulayıcısı mıdır? İnsan cennette<br />

gerçekten iyi iken dünyaya indikten<br />

sonra mı kötülük baş göstermiştir?<br />

Kabil insanın dünyadaki öyküsünün en<br />

başında kardeşini neden öldürmüştür?<br />

Bu ve benzeri sorular uzun yıllardır<br />

tartışma konusudur. Bu sorulara kesin<br />

cevaplar vermek mümkün değilse<br />

de, kesin olan şey şiddetin varlığı ve<br />

giderek daha çok insanın buna maruz<br />

kalıyor olmasıdır. Şiddet bu topluma<br />

yabancı bir olgu değildir. Şiddet gezegene<br />

yabancı bir olgu da değildir. Şiddet<br />

insan doğasının bir parçası olarak<br />

görülmektedir. Şiddete iten unsurlar<br />

nelerdir? İnsan doğasının ikili<br />

yapısı birçok edebi yapıta esin<br />

kaynağı oluşturur. Bunların birçoğu<br />

sinemaya da uyarlanmıştır:<br />

Dr. Jekyll ve Mr. Hyde, Hulk<br />

ve Bruce Banner, Frankenstein,<br />

zombi ya da vampir öyküleri<br />

hep bu ikiliğe gönderme yaparlar.<br />

Şiddeti bir konu olarak kullanan<br />

film sayısı sayılamayacak<br />

kadar çoktur. Quentin Tarantino,<br />

Stanley Kubrick, Martin<br />

Scorsese ve Oliver Stone filmlerinde<br />

şiddetin estetize edildiğine<br />

tanık oluruz. Sinemada izlenen<br />

görüntü kişilerin örnek aldığı<br />

bir algıya dönüşebileceği gibi,<br />

toplumda var olan bir algının<br />

sunulması şeklinde de meydana<br />

gelebilir. Şiddet öğesi içeren<br />

birçok film olmasına karşın bazıları<br />

diğerlerinden daha çok<br />

etki bırakmıştır: A Clockwork<br />

Orange, Full Metal Jacket, Taxi<br />

Driver, Natural Born Killers,<br />

Seven, Goodfellas, Pulp Fiction,<br />

V for Vendetta vd. Bunlar arasında<br />

ayrı bir yer tuttuğuna inandığımız<br />

A Clockwork Orange<br />

(Otomatik Poartakal, 1971) filminden<br />

kısaca bahsedeceğiz. Devlet, toplum ve<br />

şiddet arasındaki ilişkiyi çarpıcı şekilde<br />

dile getiren bu film, her zaman insanın<br />

doğasında şiddetin yerinin olduğu, masum<br />

sorunsuz ya da mazlum olan insanların<br />

bile yeri geldiğinde şiddetin en<br />

katısını uygulayabileceğini göstermesi<br />

açısından önemlidir. Filmde şiddet<br />

düşkünü Alex, önce iktidar hırsı içinde<br />

yanıp tutuşan politikacının marifetiyle<br />

şiddete uzak duran bir otomat haline<br />

getirilir. Devlet ve ona bağlı doktorlar<br />

tarafından geliştirilen bir yöntemle şiddet<br />

eğilimi olan kişilere Beethoven’ın<br />

9. Senfonisi eşliğinde görsel ve işitsel<br />

şiddet uygulanır. Bu uygulamada amaç,<br />

kişinin şiddet olgusundan nefret etmesi<br />

dahası şiddete kalkışacağı zaman dayanılmaz<br />

bir bulantı isteği ile sarsılmasını<br />

sağlamaktır. Deney başarılı olur, Alex<br />

hapishaneden çıkarılır ve tekrar topluma<br />

kazandırılır. Politikacılar bu deneyle<br />

suçun tamamen ortadan kalkacağını<br />

iddia ederek iktidarlarını güçlendirme<br />

peşindedirler. İşler istedikleri gibi gitmez<br />

ve Alex’in insanlığının yok edildiği,<br />

bir otomata dönüştürüldüğü şeklinde<br />

toplumsal tepkiler doğmaya başlar<br />

ve politikacılar bundan zarar görürler.<br />

Filmin sonunda Hükümetin Bakanı<br />

eliyle beslenen Alex yeniden şiddete<br />

çağrılır. Bu kez şiddeti isteyenler hükümet<br />

görevlileridir ve Alex saldırgan bir<br />

hizmetkâra dönüşür.<br />

Sinemada Hastalık ve<br />

Hekim Algısı<br />

Sinema da diğer sanata dallarında olduğu<br />

gibi hayatın içinden izler taşır.<br />

Kişinin yaşantısından, ruh halinden,<br />

sevincinden, üzüntüsünden, öfkesinden<br />

beslenir. Sinema imge, hareket ve<br />

ses ile aslında gerçek olmayan bir şeyi<br />

gerçekmiş gibi sunabilme özelliğine<br />

sahiptir. Bu nedenle insan bilincine ve<br />

bilinçdışı alana diğer sanatlarda görülmeyecek<br />

şekilde etki edebilir. Sinemanın<br />

bu gücü propaganda sinemasında<br />

kendisini belirgin şekilde açık eder. Sinema<br />

politik olanın vazgeçemediği bir<br />

güçtür. Toplumları ya da kitleleri etkileyebilecek<br />

bir gücü barındırır ve aynı<br />

zamanda güncel olana da hizmet eder.<br />

Toplumsal denilen olgunun dinamik<br />

yapısına paralel olarak dönemsel bağlamda<br />

sinemanın sunumu ve değerleri<br />

de değişebilir.<br />

Sinemanın hayatı anlattığı gerçeğinden<br />

yola çıkarak, yaşam içindeki her konuya<br />

değinmeye çalıştığını da söyleyebiliriz.<br />

Hastalık, hasta ve hekim<br />

temalı filmleri de bu bağlamda<br />

değerlendirmek gerekir. Hastalık<br />

hayatın bir gerçeğidir. Susan<br />

Sontag’ın mükemmel şekilde<br />

ifade ettiği gibi “Hastalık, hayatın<br />

gece karanlığıdır; daha sıkıntılı<br />

süren bir yurttaşlıktır. Doğup<br />

hayata gelen herkes, biri ‘sağlıklılar’,<br />

diğeri ‘hastalar’ ülkesinde<br />

olmak üzere çifte vatandaşlığa<br />

sahiptir bu yeryüzünde. İstisnasız<br />

hepimiz, bize kalsa sadece ‘iyi’<br />

pasaportuyla yaşamayı tercih etmemize<br />

rağmen, günün birinde<br />

-en azından bir süreliğine- kendimizi<br />

öteki ülkenin hüviyetini<br />

taşıyor durumda bulmaktan kurtulamayız”.<br />

Sinema eğlence yönü olmakla<br />

beraber derdi de olan bir sanattır.<br />

İnsanlara kendi diliyle bir şeyler<br />

anlatmak, sunmak amacındadır.<br />

Bu anlatı yönetmenin birikimiyle<br />

ve bakışıyla değişebilen anlamlar<br />

taşımaktadır. Sinema ve<br />

hasta-hekim ilişkisi birçok kez<br />

kesişmiştir. Bu kesişmelerin içerdiği<br />

anlamlar filmin tarihi ile ilişkili olarak<br />

belirgin farklılıklar içermektedir.<br />

Türk sinemasında Doktor ve hastalık<br />

temasının incelendiği bir çalışmada,<br />

incelenen 100 Filmin %83’ü drama,<br />

%11’i komedi, %4’ü korku, %2’si macera<br />

türündeydi ve filmlerde %28,5<br />

oranında kanser, %23,8 psikiyatrik<br />

bozukluklar işlenmişti. Doktor karakterini<br />

%95 oranında erkek oyuncular<br />

canlandırıyordu.<br />

Bu çalışmada elde edilen sonuçlar şu<br />

şekilde sunulmuştur: Türk sinemasında;<br />

I 26 <strong>Toraks</strong> <strong>Bülteni</strong> I <strong>Haziran</strong> <strong>2013</strong>

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!