26.09.2017 Views

KADIKOY LIFE 77 DIGITAL

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Duayen<br />

Sizin için nasıl bir çalışma oldu? Keyif<br />

aldınız mı bütün bu süreçlerde? Öte<br />

yandan zorlukları oldu mu?<br />

Keyif almazsan zaten bu işi yapma. Bir de<br />

yaratıcı olmak gerek... Her ne kadar yaratıcılık<br />

Allah’a mahsussa da, insanlara da o<br />

yetiyi vermiş. Sen doğaya geldiğin zaman,<br />

doğaya faydalı olacaksın, zararlı olmayacaksın.<br />

Adamlar doğayı kirletiyorlar. Bombalar<br />

atıyorlar, insanları öldürüyorlar. Hep<br />

canavarlık. Biliyorsun, insanoğlu dünyanın<br />

en vahşi yaratığı. Akıllı geçinir ama akıl yok.<br />

Hırs ve elde etme uğruna, öyle bir klibim<br />

vardı benim. Bir şeyler vereceksin bu dünyaya.<br />

Diyorlar ki ülkeler şunu yapıyor, bunu<br />

yapıyor, bilmem ne yapıyor. Ya kardeşim,<br />

bir şey yapıyor, ortaya bir şey bırakıyor mu<br />

sana? Bırakıyor. Ben hiçbir partiye mensup<br />

değilim bak. CHP, sen Atatürk’ün partisisin.<br />

Soyadımı Atatürk koymuş. Ben senden çok<br />

Atatürkçüyüm ama Atatürkçülük bu değil.<br />

Bir şey yapacaksın. Ortaya bir şey çıkaracaksın.<br />

Benim yaptığım tarihi eser binalara beş<br />

sene garanti vermişim. Onbeş sene oldu. Binalar<br />

hâlâ tertemiz, pırıl pırıl duruyor. Böyle<br />

bir şey yapacaksın.<br />

Bu parçalar 1952’de yapılmış. 52’den 78’e<br />

kadar olan parçalar, plak olarak çıkıyor. Gitar<br />

var, cassio... İçindeki bilgisayarda 380<br />

tane ses... Ses var ama sen çalacaksın, o<br />

çalmayacak. Ben suların içine sololar koyuyordum.<br />

Kaptan Nemo’un Nautilus filmi<br />

vardı. Onun efektlerini yapıyordum, kaydediyordum.<br />

Onları çalıyorduk. O günlerden<br />

bugünlere geldik. Yani şimdi gençler neler<br />

yapıyor; sen çalmıyorsun bir şeyi, her şeyi<br />

makine yapıyor. Açıyor, dört tane düğmeye<br />

basıyor, oksijen çıkıyor ortaya. Çocuklara<br />

öğretiyor bir de onları. “Al sen de bir Jüpitel,<br />

şunlara şu saniyede bas” diyor, onlardan<br />

para kazanıyor.<br />

Önümüzdeki dönem için başka<br />

planlarınız var mı?<br />

Olmaz olur mu? Daha bekleyenler var. 2003<br />

yılında 2050 yılı ritim ve armonisiyle, hicaz<br />

makamında bir dizi parçalar besteledim.<br />

Altyapıları hazır. Dünyada öyle bir şey yok.<br />

Parçaya başlıyor; kanunlar, neyler, Türk sazları<br />

bir dizi, arkada ben... Altyapı başlıyor.<br />

Kanunlar canlı çalıyor. Dansöz çıkıyor, başlıyor<br />

şıkıdak şıkıdak göbek atmaya. Arkadan<br />

beş-on saniye geçiyor, tulum ve kemençe<br />

giriyor, aynı melodiyi çalıyor. Karadeniz horon<br />

ekibi çıkıyor. Horon tepiyor. Hip-hop ve<br />

horon, aynı anda. Dünyanın neresine götürürsen<br />

götür. İrlanda’ya gayda giriyor.<br />

Adamlar çıkıyor, İrlanda gaydası yapıyor.<br />

Ama hepsi bir arada yapıyor bunları. Böyle<br />

bir parça var mı?<br />

Bakalım yakında toplantım var Red-Bull’la.<br />

Söz verdiler. Yapamadılar geçen sene. Çok<br />

şey var aslında ama benim gidip Turizm<br />

Bakanlığı’ndan kapital almam lâzım ki onları<br />

meydana getireyim. Çünkü çalan adam<br />

burada yok. Yurtdışından getireceğim onları.<br />

Zorlu Center’da bir performansınız olacak.<br />

Bununla ilgili bilgi aktarır mısınız bize?<br />

Plak lansmanı gibi oluyor. Esas lansman 27<br />

Ekim’de olacak. Barlar sokağında Bina adında<br />

bir mekân var. Orada olacak lansman.<br />

Zorlu’da olan da canlı lansman. Hem plağın<br />

satışı yapılacak, hem de birazı workshop<br />

gibi olacak. 15 Eylül Cuma günü saat 9’da<br />

başlayacak performans.<br />

Size bir Kadıköylü olarak ve bir mimar<br />

gözüyle şunu sormak istiyorum.<br />

Kadıköy’ün bugüne kıyasla farklılıkları<br />

var mıdır? O dönemki Kadıköy’ü arıyor<br />

musunuz yoksa bugünün Kadıköy’ü daha<br />

mı yaşanılır bir yer?<br />

O zamanki Kadıköy, pırıl pırıldı. Medeniyet<br />

çok çok ileri değildi. Çünkü savaştan çıkmışız.<br />

Daha yeni yeni toparlanıyoruz ve şimdi<br />

düşünebiliyor musun, Moda İskelesi oniki<br />

metredir. Madeni parayı atıyorsun suya, tıngır<br />

tıngır gittiğini görüyorsun. Hem yosunları,<br />

hem dibindeki kumu görüyorsun. Bak<br />

dikkat et oniki metre. Şimdi yarım metre<br />

sonrasını görmüyorsun. O sularda yüzüyoruz<br />

biz burada. Plaj diyorlar, altı katran ve<br />

mazot kaynıyor. Altını kaldırdığın zaman<br />

mazot çıkıyor içinden. Duman ettiler. İşte<br />

küresel kirlenme o zamanlardan başladı.<br />

Kalamış sahillerinde shell tarak var ya, satıyorlar<br />

böyle. Kırmızı kırmızı, limonu sıkıyorsun<br />

yiyorsun. Sahilde kumların içi leb-i<br />

derya shell tarak doluydu. Pinalar büyük<br />

büyüktü. Pendik’e, hatta İzmit’e kadar sahiller<br />

pina doluydu. Bunların hepsi yok oldu<br />

gitti. Pavli adasının olduğu yeri tersane<br />

yaptılar. Bitirdiler her şeyi. Her yeri berbat<br />

ettiler. İşte o zamanki Türkiye, o zamanki<br />

İstanbul; medeniyetten, teknolojiden yoksun<br />

ama özverili, pırıl pırıl insanların yaşadığı<br />

bir yerdi.<br />

İllüstrasyon: Sadi Güran<br />

Eylül & Ekim 2017 kadikoylife.com : 107

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!