03.01.2018 Views

1

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

o tarafında da dolaşmayın” der ve gider.<br />

Elhamdülillah Beşşar’ın ordusu içinde<br />

Suriye halkını korumaya çalışan böyle<br />

komutanlar da mevcuttur.<br />

diğini yapmaya muktedir olan sadece<br />

Yüce Allah’tır.<br />

İran’ın Konumu<br />

Cihadın ilk günleriydi. Mescitten çıktım,<br />

eve geldim. Evdekiler misafir odasında<br />

Hımıs’lı bir kadının benimle görüşmek istediğini<br />

söyledi. Odaya gittim. Kadını tanıyordum.<br />

Saliha, zahide bir hanımefendiydi.<br />

Fakat yaşadıkları onu şoka sokmuştu.<br />

Beni görünce, yüksek bir sesle, “sizler burada<br />

yiyin, oturun, bizler Hımıs’ta öldürülelim,<br />

bizi doğrasınlar.” diye çıkıştı. Ben de<br />

kendisine “kardeşim! sakin ol, durum nedir,<br />

elimden geldiği ölçüde sana yardımcı<br />

olayım.” dedim. Biraz sakinleşince sesini<br />

yükselttiği için özür diledi ve dışardaki bir<br />

otobüste kadın ve çocuktan oluşan elli kişinin<br />

olduğunu söyledi. “Hımıs’tan geldik.<br />

Bize barınacak yer lazım. Artık benim yapabileceğim<br />

bir şey yok. Ben onları tecavüz<br />

ve katliamdan kurtararak buraya getirebildim”<br />

dedi. Ben de evimi onlara tahsis<br />

ettim ve ailemi başka bir eve götürdüm.<br />

Daha sonra kadın başından geçen ve onu<br />

şok eden hadiseyi şu şekilde anlattı. “Biz<br />

Hımıs’ta falan mahallede oturuyorduk.<br />

Şebbiha ve rejimin askerleri mahallemizi<br />

kuşattı. Evlere girip insanları katlediyorlardı.<br />

Bir ara evimden çıkıp yakın komşumun<br />

evine gittim. Kapıyı açtığımda bir de ne<br />

göreyim çoluk çocuk demeden hepsi öldürülmüş<br />

ve vücutları lime lime doğranmıştı.<br />

Gördüğüm manzaranın dehşetiyle bir<br />

süre baygınlık geçirdim. Ayıldıktan sonra<br />

çıkıp kız kardeşimin evine gittim. Kardeşimin<br />

beş çocuğu vardı. Ne yazık ki onları<br />

da aynı şekilde katletmişlerdi. Hunharca<br />

katledilen yeğenlerimin minik bedenlerini<br />

görünce yine kendimi kaybettim. Daha<br />

sonra toparlanıp eve gitmek için oradan<br />

ayrıldım. Yolda katliamı yapan askerleri<br />

gördüm. Hepsinin elinde otomatik silahlar<br />

ve kemerlerinin her iki taraflarında<br />

büyük bıçaklar asılıydı. Başlarında da “ya<br />

Hüseyin!” yazan bantlar vardı. Sordum,<br />

öğrendim ki onlar İran’dan ve Hizbullah<br />

kanalıyla Lübnan’dan gelen Şii milislerdi.<br />

Bunların herkesi öldüreceklerini anladım<br />

ve ne yapabilirim diye düşündüm. Aklıma<br />

siz geldiniz. Mahallede ne kadar kadın ve<br />

çocuk varsa bir otobüse bindirdim ve buraya<br />

getirdim.<br />

Cihadın Arkasındaki Güç<br />

Hüküm: Efendim! Bazı çevreler<br />

tarafından Suriye’deki cihadın arkasında<br />

Avrupa, Amerika hatta Siyonistlerin<br />

olduğu iddia edilmektedir. Bu<br />

konuda neler söylemek istersiniz?<br />

Usame er-Rifâ’î: Şunu özellikle<br />

vurgulamak isterim ki Suriye’deki inkılabın<br />

arkasında ne Amerika, ne Avrupa<br />

ne de herhangi bir ülke vardır. Bu inkılabın<br />

arkasında sadece ve sadece Allah’ın<br />

kudreti ve lütfu vardır. Bu inkılabın sebebi<br />

ise insanların elli yıldır yaşadıkları<br />

zulümdür. Her ne kadar bazı insanlar<br />

bu olayların arkasında hâkim güçleri<br />

arasalar da samimi olanlar batılıların<br />

Suriye’deki bu harekete karşı olduğunu<br />

kısa zamanda fark etmektedir. Çünkü<br />

bu mücadelenin yegâne amacı Allah’ın<br />

rızasını kazanmaktır. O’nun dinini<br />

hâkim kılmaktır. Batılıların bizim yanımızda<br />

olmadığının en büyük göstergesi<br />

de mücahitlere silah ulaştırılmasına engel<br />

olmalarıdır. Libya’dan bazı kardeşlerimiz<br />

gemiyle mücahitlere dağıtılmak<br />

üzere ağır ve hafif silahlar gönderdi. Ancak<br />

Amerikalılar Akdeniz’de gemilere<br />

el koydular ve silahların mücahitlerin<br />

eline geçmesine engel oldular. Silahları<br />

gasp edip Katar’daki üslerine götürdüler.<br />

Bu olay Amerika’nın Suriye’deki<br />

mücahidlere yaklaşımını açık bir şekilde<br />

ortaya koymaktadır. Şunu herkes bilsin<br />

ki Suriye’deki cihad ne Amerika’nın ne<br />

de başka bir gücün işaretiyle başlamıştır.<br />

Bu cihad Suriye’nin bir ucundan diğer<br />

ucuna “Allah’ın adıyla” başlamıştır,<br />

onun rızası için devam etmektedir.<br />

Hüküm: Bu olay, Batılı ülkelerin<br />

dolaylı olarak Suriye’deki Beşşar Esed<br />

rejimini desteklediğini göstermektedir.<br />

Usame er-Rifâ’î: Batılılar Esed’in<br />

yönetiminden ümitlerini kestiler. Açıkça<br />

destek vermiyor görünüyorlar. Özgür<br />

Suriye Ordusu’nu da karşılarına almıyorlar.<br />

Gelecek hesapları var; fakat Allah<br />

Teâla’nın da hesabı var. O’nun hesabı<br />

galip olacaktır. Unutmayalım ki Amerika<br />

bir şey ister, batı başka bir şey ister<br />

Allah ise dilediğini yapar. Çünkü dile-<br />

Hüküm: Hocam Beşşar Esed ve<br />

ailesinin Nusayri olduğunu, Nusayrilerin<br />

de gulat-ı Şia’dan olduğunu biliyoruz.<br />

Bu süreçte Şia’nın rolü nedir?<br />

Usame er-Rifâ’î: İran, Irak hükümeti<br />

ve Hizbullah denen örgüt bütün<br />

bu zulümlere rağmen Suriye’de ki mevcut<br />

rejimi desteklemeye devam ediyor.<br />

Hatta pek çok cinayeti onlar işliyor.<br />

Başımdan geçen bir olayı anlatarak bu<br />

ülkelerin konumunu somut bir şekilde<br />

ifade edeyim. Cihadın ilk günleriydi.<br />

Mescitten çıktım, eve geldim. Evdekiler<br />

misafir odasında Hımıs’lı bir kadının<br />

benimle görüşmek istediğini söyledi.<br />

Odaya gittim. Kadını tanıyordum. Saliha,<br />

zahide bir hanımefendiydi. Fakat<br />

yaşadıkları onu şoka sokmuştu. Beni<br />

görünce, yüksek bir sesle, “sizler burada<br />

yiyin, oturun, bizler Hımıs’ta öldürülelim,<br />

bizi doğrasınlar.” diye çıkıştı. Ben<br />

de kendisine “Kardeşim! sakin ol, durum<br />

nedir, elimden geldiği ölçüde sana<br />

yardımcı olayım.” dedim. Biraz sakinleşince<br />

sesini yükselttiği için özür diledi ve<br />

dışardaki bir otobüste kadın ve çocuktan<br />

oluşan elli kişinin olduğunu söyledi.<br />

“Hımıs’tan geldik. Bize barınacak yer lazım.<br />

Artık benim yapabileceğim bir şey<br />

yok. Ben onları tecavüz ve katliamdan<br />

kurtararak buraya getirebildim.” dedi.<br />

Ben de evimi onlara tahsis ettim ve ailemi<br />

başka bir eve götürdüm. Daha sonra<br />

kadın başından geçen ve onu şok eden<br />

hadiseyi şu şekilde anlattı: “Biz Hımıs’ta<br />

falan mahallede oturuyorduk. Şebbiha<br />

ve rejimin askerleri mahallemizi kuşattı.<br />

Evlere girip insanları katlediyorlardı.<br />

Bir ara evimden çıkıp yakın komşumun<br />

evine gittim. Kapıyı açtığımda bir de<br />

ne göreyim çoluk çocuk demeden hepsi<br />

öldürülmüş ve vücutları lime lime<br />

doğranmıştı. Gördüğüm manzaranın<br />

dehşetiyle bir süre baygınlık geçirdim.<br />

Ayıldıktan sonra çıkıp kız kardeşimin<br />

evine gittim. Kardeşimin beş çocuğu<br />

vardı. Ne yazık ki onları da aynı şekilde<br />

katletmişlerdi. Hunharca katledilen yeğenlerimin<br />

minik bedenlerini görünce<br />

yine kendimi kaybettim. Daha sonra<br />

toparlanıp eve gitmek için oradan ayrıl-<br />

11<br />

OCAK 2013<br />

www.hukumdergisi.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!