mevzubahisbitir

More documents

Recommendations

Info

Röportaj Genç İHH’sı diyebileceğimiz bir gençlik örgütünün başkanı temsil ediyor. Bu 5 kişilik heyet 2013’ten itibaren belirlenen bu anlaşmaların yerine getirilip getirilmediğini takip edip ve raporlamalar yapıyorlar. İHH adına da süreci ben takip etmeye çalışıyorum. Bu sürecin ciddi bir aşama kat etmesi için yapılan bu anlaşmanın kanunlaşması gerekiyor. 2012’den bu yana süreçle alakalı ciddi sıkıntılar yaşandı. Ama Filipinlerin yeni devlet başkanı Duterte barış süreciyle alakalı insiyatif alarak süreci tamamlayacağının sözünü verdi. Meclis üzerindeki gücünü kullanarak Temmuz ayında anlaşmayı meclisten geçirmeyi başardı. Tabi bazı maddeler kabul edilmedi ama Moro İslami Kurtuluş Cephesi bunu bir başlangıç olarak kabul ettiklerini açıkladı ve eksik geçmesine rağmen süreci başlattılar. Önümüzdeki süreçte, 21 Ocak’ta bir referandum yapılacak ve halka, yeni kurulacak bu özerk yapıya dâhil olup olmayacakları sorulacak. Referandumdan evet çıktığı takdirde yeni Bangsamoro kurulmuş olacak. 2022 yılına kadarda Moro İslami Kurtuluş Cephesi’nin belirleyeceği bir geçiş hükümeti oluşacak. 1521 den itibaren başlayan bir çatışma ortamı ve çok fazla insanın hayatını kaybettiği bir mücadele sürecinden bahsettiniz. Peki, Moro da yaşanan bu sürecin dünya gündeminde neredeyse hiç yer almamasını nasıl yorumluyorsunuz? Moro, Türkiye’den 10.000 km uzaklıkta hep coğrafyamızın çok dışında olmuş bir ülke. Geliş gidişler çok sınırlı, kendilerini anlatmak noktasında da çok başarılı olmamışlar. Birde Selamet Haşimi’nin koyduğu çok temel iki prensip var. Biri, mücadeleyi tamamen yerli yapma, başkasını karıştırmama prensibi. Yardım almışlar, ülkelerden de yardım almışlar, ama hiçbir yabancının gelip te orada etkin olmasına müsaade etmemişler. Çok az yabancı savaşçı var. O da tanınmayı azaltmış. Bir diğer prensibi de, kendi kendine yetme prensibi. Kurduğu sistemin hiçbir devlete mahkûmiyeti yok. Malezya bölgenin en önemli İslam ülkesi, bölgedeki Müslümanların abisi konumunda. Bölgede ciddi yardımları oldu ama Malezya yardımlarının tamamını kesse de Moro Müslümanları mücadelelerini devam ettirecek bir pozisyondalar. 14 Aynı kendi kendine yetme mücahitler içinde geçerli. Bu mücadele içerisinde olan hem askeri hem siyasi hem de toplumun hangi alanında olursa olsun hiç kimse teşkilattan bir şey almamış. Herkes teşkilata vermiş. Bu kocaman yapı içerisinde teşkilatın maaş ödediği insanlar o kadar az ki, herhâlde birkaç yüz kişiden fazla değildir. Sadece askeri teşkilatı 50 binin üzerinde olan ve kurulacak yeni siyasi yapılanmada 10 binlerce insanın sorumluluk alacağı ortamda herkes kendi imkânıyla mücadelesini devam ettiriyor. Herkes önceliklerinin ilk sırasına mücadelesini koymuş. Gitmiş evinde iki ay geçimini sağlayacak çalışmasını yapmış, parasını kazanmış, ailesini bırakmış gelmiş mücadelesine devam etmiş. Bir vergi sistemi oluşturmamışlar. Hiç kimseden, ne Müslümandan ne Müslüman olmayandan zorla bir şey almamışlar. Bütün bu tip örgütlerde, Müslüman olanlarda ya da olmayanlarda bir devrim vergisi vardır. Devrim vergisi olmayan, zorlama olmayan tek yer Moro’dur. Mücadele tamamen insanların gönüllü olarak verdikleri zekâtlarla yürütülmüş. Bu durum bizim gördüğümüz mücadele alanlarının hiç birisinde görmediğimiz güçte ve özünü kaybetmemiş, kimsenin oyuncağı haline gelmemiş bir yapıyı ortaya çıkarmış. Bir taraftan baktığımızda tanınmaması canımızı acıtıyor ama başka bir taraftan baktığımızda da bir nimet olarak gözüküyor. Uzun yıllardır süren bu çatışma ortamından iki tarafta barış çıkmasını bu kadar çok istiyorken, barış sürecinin 6 yılı aşkın süredir devam etmesini neye bağlıyorsunuz? Özellikle barış için bir olgunluk gerekiyor. Belli bir noktada iki tarafında kendi ideallerinden bir adım geriye gitmesi gerekiyor. Devlet, ben bu ayaklanmayı silahlı olarak ordumla bastırabilirim, bunların tamamını yok ederim diye düşünürse bunu sonuna kadar kullanıyor. Direniş örgütlerinin tamamının da kendi topraklarıyla ilgili idealleri var, haklarını savunuyorlar ve birlikte yaşamak gibi bir şey düşünmüyorlar. Diyorlar ki, bu topraklar bizim ve biz burada bağımsız olacağız. Bu oldukça uzun bir süre devam ediyor. Ne zaman ki taraflar durumun vahametinin farkına varıp bir orta yol bulma çabasına girişirse ancak o zaman barış için adım atılıyor. Burada şunun altını da çizmek lazım, barışı devletler değil direniş örgütleri isterlerse yapıyorlar. Filipinler hükümeti çok uzun bir süre oyalamayla, bu oyalamalar içerisinde karşı tarafı bölme oyunlarıyla direnişi bitirmek istedi. Bir keresinde de başarılı oldu zaten. 1996 yılındaki barış görüşmeleri sonucunda Nur Misuari’yi yetkileri olmayan bir valilik görevine getirdiler ve doğal olarak çok başarısız bir vali olup bırakmak zorunda kaldı. Bu neticeyle birlikte barış görüşmelerinin hiçbir zaman başarılı olamayacağı imajı verilmeye çalışıldı. Ama cephe bunu yapmadı. Moro İslami Kurtuluş Cephesi ne istiyorsa onun anlaşmanın içerisine konulmasını sağladı. 21 Ocak 2019’da gerçekleşecek olan referandumda olumlu bir sonuç çıkarsa ve genel bir anlaşma sağlanıp neticelenirse, bu süreç dünya üzerindeki diğer çatışma bölgeleri için bir umut ve çözüm süreçleriyle alakalı bir örneklik teşkil edebilir mi? Aslında Moro İslami Kurtuluş Cephesi çok önemli bir adım attı ve birlikte yaşamayla ilgili duruma sıcak baktığını söyledi. Aynı zamanda beraber yaşamanın sınırlarını da belirledi. Yukarıda bahsettiğimiz haklar verildiği zaman, biz Müslümanlar olarak bölgede çoğunluk olsak ta, tarihsel olarak bu topraklar önceden bizim olmuş olsa da, merkezi devletin altında bir özerklik olarak yaşamaya razı oluruz dedi. Filipinler devleti de bir adım geri attı ve dedi ki, hiç kimsenin olmadığı kadar özerk bir yapıyı kabul ediyorum. Bu gelişme birçok çatışma bölgesine ilham olacak nitelikte. Keşmir için, Myanmar’ın büyük problem oluşturduğu Arakan Müslümanları için, yine Filipinlerin güneyinde Patani bölgesinde yaşayan Müslümanlar için ciddi bir çözüm imkânı olacak gibi gözüküyor. Bu bölgelerin bir kısmında da yavaş yavaş buna yönelik hareketler, görüşmeler başladı. İnşallah oradaki Müslümanların problemlerinin çözülmesinin bir vesilesi olacak, bir örnekliği olacak. İHH olarak 6 yıldır takip ettiğiniz sürecin aşamalarıyla alakalı öngörünüz nedir? Süreç neye doğru eviriliyor?
Trendtopic Röportaj Buna en iyi cevabı Hacı Murat ile yapmış olduğumuz en son görüşmede kendisi söyledi. Peygamber Efendimiz’in bir hadisinde olduğu gibi gülümseyerek dedi ki: “Küçük cihat bitti şimdi büyük cihat başlıyor.” Yani hiç bir şey bitmedi daha yeni başlıyor. Bu yeni süreçte çok kolay olmayacak. Yine Hacı Murat’a bir muhabir bu görüşmelerde niye bu kadar acele ediyorsunuz diye sorduğunda cevaben, “50 yıldır mücadele ediyorum, hayatımın tamamı savaşla geçti. Çocuklarımın da aynı şekilde oldu. Biraz daha bu mücadeleyi devam ettirirsek zaten ortada bir toplumda kalmayacak.” Zor olacak çünkü siyaset mücadeleden çok daha zor. Ama inşallah mücadelelerini bağımsız bir şekilde şimdiye dek yürüttükleri gibi devam ettirirlerse, siyasi mücadeleyi de aynı şekilde devam ettirebilirler diye dua ediyoruz. Ben bunun çok önemli göstergelerinden birine geçen yıl bu barış sürecine destek olmak için yaptıkları ve Filipinler devlet başkanı Duterte’nin de katıldığı büyük mitingde şahit oldum. Miting alanına vardığımızda, alana ulaşmak için insanların uzun kilometrelerce yürümek zorunda kaldığını gördük. Bizim araçlarımızı kalabalık yüzünden zorla geçirildiler. Filipinler devlet kaynakları 1,2 milyon insanın katıldığını söylediler. 4 milyon yaşayan nüfusun neredeyse 3’te 1’i oradaydı. Ayrıca bizdeki mitingler gibi birkaç saatlik mitingde değildi. Birkaç gün orada konaklamak zorunda kaldıkları bir toplantıydı. Aynı zamanda cephe, miting katılımcılarına hiç bir şey dağıtmadı, su bile vermedi. Herkes kendi imkânlarıyla geldi ve zirveye katıldılar. Ve şunu gösterdiler, biz bu barışı istiyoruz ve mücadelemize devam ediyoruz. Halkın arasına karıştığımda iki büklüm olmuş yaşlı bir teyzenin yanına gittim selam verdim ve ne işin var burada diye sordum. Kendini toparladı ve dedi ki, “bu da benim cihadım, bu yaşta bundan başka yapabileceğim bir şey yok benim, ancak burada durmam benim cihadım olurdu ve o sebeple geldim buradayım” dedi. En küçüğüne de baksanız, iki büklüm olmuş yaşlısına da baksanız mücadele ruhunu görüyorsunuz. Mutlaka sıkıntılar olacak, problemler yaşanacak ama inşallah ödenen bu bedeli ve doğru yolda ilerlemenin ödülünü Rabbim Moro Müslümanlarına çok daha iyi bir şekilde verecek. Son olarak eklemek istediğiniz ve süreçte sizi en çok etkileyen bir olayı paylaşır mısınız? Hacı Murat ile olan bir hatıramı paylaşmak isterim. Bizim bu heyete seçilmemiz biraz sıkıntılı oldu. Filipinler devleti bizi kabul etmekte biraz zorlandı. Bu sebeple heyetin toplanması 6 ay gecikti. Ama sonunda kabul ettiler. Çünkü Hacı Murat İbrahim, İHH mutlaka olacak demişti. Birçok konuda bu kadar ısrarcı değildi ama İHH konusunda çok ısrarcı oldu ve sonunda istediğini kabul ettirdi. Bizde ilk sorumluluğa, 2013 yılının Eylül ayında Hacı Murat İbrahim’le görüşmek üzere heyetle birlikte gittik. Heyetin tamamının katıldığı ilk resmi görüşmeyi gerçekleştirdik. Ben bir gün sonra özel bir randevu daha aldım, kendisini ziyaret ettim. Çünkü çok merak ettiğim bir soru vardı ve onu sormam gerekiyordu. Dedim ki, “Niye bu kadar çok ısrar ettiniz? İHH’nın bu projede olmasını neden bu kadar çok istediniz? Ve bu yüzden de süreç bu kadar çok gecikti.” Döndü dedi ki, “Bu gerekiyordu çünkü Mavi Marmara’yı organize ettiniz, bütün dünya Müslümanlarına yardım gönderiyorsunuz, bu yüzden de bütün dünya size saldırıyor. İHH’nın böyle bir sorumluluğa ihtiyacı vardı ki kendini koruyabilsin.” Benim hayatta kendimi en kötü hissettiğim anlardan bir tanesiydi o. Ben şunu bekliyordum açıkçası, İHH bu işleri çok iyi yapabilir, becerebilir der, İHH’yı ön plana çıkartan bir şeyler söyler, gururumuzu okşar. Ama 200 bin şehidin olduğu, dünyanın en güçlü direniş örgütünün lideri, kendi halkıyla alakalı en ufak bir beklentisi olmadan İHH’yı öne çıkarıyor ve son olarak da şunu ekledi, “İHH için değil, dünyadaki her Müslümana yardım ettiğiniz için bende size bu hediyeyi verdim” dedi. Bizde o emaneti en iyi şekilde taşımak için elimizden geleni yapıyoruz. İnşallah sonuna kadarda 2022 seçimi yapılıp, meclis oluşup, Bangsamoro gerçekten kurulup faaliyete geçtiği zaman son imzayı atacak 4 kişiden bir tanesi de İHH olacak. 2012 yılından beri takip edilen ve sona yaklaşan barış sürecinin neticelenip en kısa zamanda Moro halkının kendi topraklarında Müslümanca ve özgürce yaşayabilecekleri günleri bekliyoruz. 15
Page 3 and 4: Önsöz Yıl: 1 | Sayı:1 | Bahar 2
Page 5 and 6: İçindekiler
Page 7 and 8: Trendtopic @Mevlanaidris Her şey g
Page 9 and 10: Raptiye The Search - Arayış Sava
Page 11 and 12: Genç Sahabeler şerefini genç Mus
Page 13: Röportaj Filipinlere bağımsızl
Page 17 and 18: yine birkaç tane daha park var ve
Page 19 and 20: Teknoloji belirlediğiniz dakikada
Page 21 and 22: Sizden Gelenler Bahariye Ne zaman S
Page 23 and 24: Biyografi Abdulmetin Hoca denilince
Page 25 and 26: Makale 118 bin 482 olay meydana gel
Page 27 and 28: Makale 27
Page 29 and 30: Yeryüzü Notları ENDONEZYA Endone
Page 31 and 32: Başarı Öyküsü yürüttüğüm
Page 33 and 34: Gezi Günlüğü n n i’yona ge i-
Page 35 and 36: Gezi Seyr-i Günlüğü Alem biraz
Page 37 and 38: Dua Niyetine Guangxi Çin 37
Page 39 and 40: STK Tanıtımı Savaş şartları y
Page 41 and 42: sevgiye dâhil değil mi? Zira Sela
Page 43 and 44: Darb-ı Mesel SENA AKYOL DARB-I MES
Page 45 and 46: Röportaj Fotoğrafı çektiğiniz

mevzubahisbitir

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

Delete template?

Save as template?