18.02.2013 Views

11 haziran 2012 - Ekonomi Gazetesi

11 haziran 2012 - Ekonomi Gazetesi

11 haziran 2012 - Ekonomi Gazetesi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Ekonomi</strong> 2<br />

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu '<strong>2012</strong> yılı<br />

sonuna kadar Belçika kadar bir alanı<br />

ağaçlandıracağız. 2015 yılında bakanlığıma<br />

bağlı her genel müdürlük dünyadaki emsalleri<br />

arasında ilk 10'a girecek'' dedi.<br />

Eroğlu'ndan<br />

Belçika kadar<br />

ağaçlandırma<br />

sözü<br />

BORSA<br />

<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong><br />

Obama'dan<br />

Avrupa'ya<br />

mesaj<br />

Beyaz Saray'da ekonomiyle ilgili<br />

düzenlediği basın toplantısında<br />

Obama, ABD'nin ticarette en<br />

büyük partnerleri olması<br />

nedeniyle Avrupa'nın, yeni bir<br />

durgunluk tehdidiyle karşı karşıya<br />

olmasının kendileri için de önemli<br />

bir durum oluşturduğunu söyledi.<br />

Bu tehditlerle baş etmenin<br />

Avrupalı liderlerin elinde<br />

olduğunu ifade eden Obama,<br />

"(Avrupalı liderler) durumun<br />

ciddiyetinin ve acil harekete<br />

geçme ihtiyacının farkında" dedi.<br />

Obama, Avrupalı liderlerle sık sık<br />

iletişim halinde olduğunu<br />

belirterek, "Onların, bu durumun<br />

daha da kötüleşmesini önlemek<br />

için şu anda atabileceği spesifik<br />

adımlar olduğunu biliyorum" diye<br />

konuştu.<br />

"Büyüme ve istihdama da<br />

odaklanın"<br />

Avrupa'da yaşananın sadece bir<br />

borç krizi olmadığına, birçok<br />

unsurun bulunduğuna işaret eden<br />

Obama, tıpkı ABD'nin 2009-2010<br />

yıllarında yaptığı gibi, Avrupa'nın<br />

da bankacılık sistemini<br />

güçlendirmeye odaklanması<br />

gerektiğini vurguladı.Obama,<br />

Avrupa'nın kısa vadede finansal<br />

sistemi dengede tutması<br />

gerektiğini ifade ederek, Avrupalı<br />

liderlerin daha güçlü bir Avro<br />

Bölgesi için vizyon ve çerçeve de<br />

ortaya koyabileceklerini ve<br />

entegre olmuş Avrupa'nın<br />

sorumluluğu ve yararlarına dair<br />

taahhütlerinin güçlü bir adım<br />

olacağını dile getirdi.Uzun vadede<br />

de büyük borç yükü altındaki<br />

Avrupa ülkelerinin gerekli mali<br />

Muhasebe 5<br />

HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

ABD Başkanı Barack Obama,<br />

yeni bir ekonomik durgunluk<br />

tehdidi altındaki Avrupa'ya<br />

"mali reformlar uygularken,<br />

aynı zamanda büyüme ve<br />

istihdama da odaklanın"<br />

mesajını verdi.Obama,<br />

ülkesindeki istihdam sorunu<br />

için de Kongre'yi,<br />

yönetiminin gönderdiği<br />

istihdam planını tekrar<br />

gözden geçirmeye devam etti.<br />

reformları uygularken, bir yandan<br />

da ekonomik büyüme ve istihdamı<br />

artırması gerektiğinin önemine<br />

dikkati çeken Obama, Avrupalı<br />

liderler arasındaki müzakerelerin<br />

de bu yönde ilerlediğini, Almanya<br />

ve Fransa'nın bu iki unsuru bir<br />

araya yürütmeye dair hazırlık<br />

içinde olduğunu söyledi.Obama,<br />

"Bu problemlere çözümler bulmak<br />

zor ama çözümleri de var. Kararlar<br />

alınması gerekiyor ama<br />

Avrupa'nın bunu yapacak<br />

kapasitesi var ve onlara<br />

Amerika'nın da desteği var.<br />

Onların başarısı bizim için de iyi<br />

bir şey" dedi.ABD olarak yapmaya<br />

çalıştıklarının, Avrupa'ya "çıkışma<br />

veya ne yapacaklarını söyleme"<br />

değil, kendi deneyimlerini<br />

paylaşma ve önerilerde bulunma<br />

olduğunu dile getiren Obama,<br />

Yunanistan'daki seçimlere ilişkin<br />

olarak da ülkenin, bir yandan<br />

reforma dair taahhütlerde<br />

bulunurken, diğer yandan euro<br />

alanı içinde kalmasının herkesin<br />

yararına olduğunu belirtti.<br />

Kongre'ye istihdam planını<br />

yeniden gözden geçirme çağrısı<br />

Barack Obama attıkları adımlar<br />

sayesinde, ABD'de finansal<br />

sistemin, Atlantik ötesinden<br />

gelebilecek bazı şoklara hazır<br />

olduğunu ve bunları atlatabilece<br />

ğini ama Avrupa'nın durgunluğa<br />

girmesi halinde, bunun ABD'nin<br />

ekonomik toparlanmasına da bazı<br />

etkiler yaratacağını ifade ederek,<br />

sadece Avrupa değil, dünya<br />

genelinde görülen ekonomik<br />

zayıflık nedeniyle ülkesinin<br />

ekonomisini güçlendirecek.<br />

Noterler<br />

gözünü mülk<br />

satışına dikti!<br />

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, eski Adalet Bakanı<br />

Hikmet Sami Türk’ün Diyanet İşleri Başkanlığı’na ilişkin<br />

yaptığı açıklamalarla ilgili olarak, “Devletin buradaki görevi<br />

kişilere bireylere neye inandıkları, nasıl düşündükleri,<br />

düşündüklerini ifade etmeleri.<br />

Gündem 8<br />

Başlıktaki sözler dün internette yayınlandı. Sesin<br />

sahibinin İstihbarat Albay Yavuz Arıcıoğlu olduğu iddia<br />

ediliyor. Ses TV Twitter hesabından yayına koyulan<br />

kayıt yaklaşık 5 dakika sürüyor. Arıcıoğlu olduğu ileri<br />

sürülen kişinin konuşmasından, kaydın, ortam<br />

dinlemesi olduğu anlaşılıyor.<br />

şirket<br />

Yeni TTK<br />

dostu<br />

İş dünyasının itirazlarını dikkate alan hükümet Türk Ticaret Kanunu’nda<br />

(TTK) 55 maddeyi değiştirdi. Buna göre; ortaklar şirketten borç para alabilecek, bilançolar<br />

internetten yayınlanmayacak, hiçbir şekilde hapis cezası olmayacak.Hükümet, 1 Temmuz’da<br />

yürürlüğe girecek olan Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) iş dünyasının ısrarı üzerine radikal<br />

değişiklikler gerçekleştirdi. Değişikliklere göre, bağlı şirketlerle ilgili rapor tutmayanlar başta<br />

olmak üzere 2 yıla kadar hapis öngören cezalar, 4 bin liraya kadar para cezasına çevrildi.<br />

Hükümetin, muhalefete gönderdiği 55 maddelik<br />

yasa teklifinde 2 yılı kadar olan hapis cezaları 2 bin<br />

ile 4 bin TL arasında değişen para<br />

cezalarına çevrildi.İşadamlarının<br />

korktuğu hapis cezalarında<br />

yapılan değişikliğe göre,<br />

“İşletme defteri tutmayanlar,<br />

her türlü belgenin<br />

fotokopisini tutmayanlar,<br />

defterlerini notere<br />

onaylatmayanlar, defter ve<br />

kayıtlarını Türkçe<br />

tutmayanlar, her faaliyet<br />

döneminin açılış ve<br />

kapanışında envanter<br />

çıkarmayanlar, bilgisayar<br />

ortamındaki defter ve<br />

kayıtları denetim sırasında<br />

basılı olarak hazır tutmayanlar”<br />

4 bin lira idari para cezası<br />

çarptırılacak. Kanunda bu işlemleri<br />

yapmayanlar için 200 günden az<br />

olmamak üzere adli para cezası<br />

öngörülüyordu.<br />

Eker, gıdada sağlıksız ya da yanıltıcı<br />

ürün üreten ve satanların teşhirine<br />

devam edeceklerini belirterek,<br />

“Türkiye gıda güvenliği açısından<br />

artık başka bir ülke.3’de<br />

Yine 100 günden 300 güne kadar adli para cezası<br />

öngörülen, “defter ve kayıtlarını Türkiyemuhasebe<br />

standartlarına uygun tutmayanlara” 4 bin lira<br />

idari para cezası verilecek.“Bağlı şirketlerle<br />

ilgili rapor tutmayanlara” 200 günden az<br />

olmamak üzere adli para cezası<br />

uygulanacak. Kanunda rapor<br />

tutmayanlar için 2 yıla kadar hapis<br />

cezası isteniyordu. “Defter, kayıt<br />

ve belgeler ile bunlara ilişkin<br />

bilgileri denetim elemanına<br />

sunmayan ve denetimi<br />

engelleyenlere” 300 günden az<br />

olmamak üzere adli para cezası<br />

verilecek. Kanun bu işlemlere 2<br />

yıla kadar hapis öngörüyordu.<br />

“İnternet sitesini oluşturmayan<br />

şirket yöneticilerine” 100 günden<br />

300 güne kadar adli para cezası<br />

isteniyor.<br />

Gıdada teşhir<br />

sürecek,<br />

Kanunda bu durumdaki şirket<br />

yöneticileri<br />

için 6 aya kadar hapis, 100 günden 300 güne kadar<br />

adli para cezası öngörülüyordu.Teklifte, “İnternet<br />

sitesine konulması gereken içeriği koymayanlar”<br />

için 100 güne kadar adli para cezası hükmü<br />

getiriliyor. Kanunda bu durum için 3 ay hapis vardı.<br />

İnternet sitesi şartı kaldırıldı<br />

Şirket kuruluşu, sermaye artırımı, ana sözleşmede<br />

değişiklik işlemleri için işlem denetçisinden rapor<br />

alma şartını içeren hükümler TTK’dan tamamıyla<br />

çıkarıldı.Bir başka değişiklikle küçük şirketlere<br />

internet sitesi kurma zorunluluğu<br />

kaldırıldı. İşadamlarının en çok itiraz<br />

ettiği konulardan biri olan, internet<br />

sitesinde yayınlanacak bilgilere de<br />

sınırlandırma getirildi. Yapılan<br />

değişiklikle, şirketlerin her türlü<br />

finansal tabloları ve bunlara ilişkin<br />

raporları artık internet sitesinde<br />

yayınlanmayacak.‘Borç alınamaz’<br />

hükmü çıkarıldı<br />

TTK’nın şirket ortaklarının<br />

borç para alınmasını<br />

engelleyen, “şirkete<br />

boçlanma yasağı”<br />

başlıklı 358.<br />

maddesi ciddi<br />

değişikliğe uğradı.<br />

Bu maddenin<br />

ortakların şirketten<br />

borç alamayacağı<br />

yasağını getiren 2., 3. ve<br />

4. fıkraları metinden<br />

çıkarıldı. Böylece<br />

yönetim kurulu<br />

üyeleri ile bunların<br />

yakınlarının<br />

şirketten<br />

borçlanması ve<br />

ortaklar ile yönetim<br />

kurulu üyelerine<br />

şirketler tarafından<br />

garanti, kefalet ve teminat<br />

verilmesi yasağından geri adım<br />

atılmış oldu.Gümrük Bakanı Yazıcı, ortakların<br />

şirketten borç almaları konusunda geri adım<br />

sinyalini vermiş, Uzanlar’ın yaptığı gibi şirketlerin<br />

içinin boşaltılmaması için, “kâr payı avansı”nı<br />

getireceklerini açıklamıştı. İş dünyasının ısrarıyla<br />

bu uygulamadan da vazgeçildi.16’da


2 HERKES<br />

<strong>Ekonomi</strong><br />

Orman ve Su İşleri Bakanı<br />

Veysel Eroğlu, <strong>2012</strong> yılı<br />

sonuna kadar Belçika kadar<br />

bir alanı ağaçlandıracaklarını<br />

bildirdi. Eroğlu, Manisa'nın<br />

Kula ilçesinde yaptırılan içme<br />

suyu arıtma tesisinin<br />

açılışında yaptığı konuşmada,<br />

içme suyu arıtma tesisi<br />

yapmak yerel yönetimlerin<br />

sorumluluğunda olmasına<br />

karşın, AK Parti Genel Başkan<br />

Yardımcısı ve Manisa<br />

Milletvekili Hüseyin<br />

Tanrıverdi'nin ricasını<br />

kıramayarak, bir yıldan az bir<br />

zamanda Kula'yı içme suyu<br />

arıtma tesisine<br />

kavuşturduklarını ifade etti.<br />

Ağaçlandırma çalışmalarıyla<br />

bu yıl sonuna kadar 2<br />

milyar fidanı toprakla<br />

buluşturacaklarını kaydeden<br />

Eroğlu, ''<strong>2012</strong> yılı sonuna<br />

kadar Belçika kadar bir<br />

alanı, yani 24 milyon<br />

dekar alanı<br />

ağaçlandıracağız'' dedi.<br />

İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

İLK<br />

10’a girecek<br />

Sağlıklı gıda tüketimi, şişmanlıkla mücadele ve hijyenin artırılması amacıyla hazırlanan<br />

ekmeğe ilişkin yeni düzenleme yirmi gün sonra yürürlüğe giriyor. 1 Temmuz'dan itibaren<br />

ekmeğin gramajı düşerken tuz miktarı azalacak, kepek oranı artacak.<br />

Ekmeğe 1 Temmuz<br />

standardı geliyor<br />

Sağlıklı gıda tüketimiyle<br />

ilgili düzenleme 1 Temmuz<br />

<strong>2012</strong>'den itibaren yürürlüğe<br />

giriyor. Yeni düzenlemeye<br />

göre kasap ve manav gibi<br />

yerlerde ekmek satışı<br />

yasaklanırken, vatandaş<br />

ekmeğe elini süremeyecek.<br />

Ekmeğin gramajı düşerken<br />

tuz miktarı azalacak, kepek<br />

oranı ise artacak. Fırın ve<br />

bakkal, ekmeği<br />

ambalajlayarak ya da<br />

poşetin içine koyarak<br />

tüketiciye verebilecek. Tebliğ<br />

kapsamında ambalajsız<br />

olarak piyasaya sürülen<br />

ürünlerin satıldığı ekmek<br />

dolapları veya tezgâhları<br />

açıkta bırakılmayacak<br />

şekilde kapalı bir ortama<br />

konulacak.<br />

Ekmeğin bakkala taşınması<br />

ve tüketiciye sunulmasının<br />

tüm aşamalarında hijyen<br />

kuralları ihlal edilemeyecek.<br />

Örneğin bir bakkal eline<br />

eldiven geçirmeden satış<br />

yapamayacak. Ekmeği<br />

arabayla fırından getiren<br />

kişi de eldiven takacak.<br />

Ürünlerin üretiminde,<br />

dağıtımında ve satışında<br />

çalışan tüm personelin<br />

hijyen eğitimi almasına<br />

ilişkin getirilen mecburiyet<br />

kapsamında Gıda, Tarım ve<br />

Hayvancılık Bakanlığı ile<br />

Türkiye Fırıncılar<br />

Federasyonu arasında<br />

ekmek üretiminde,<br />

dağıtımında ve fırınlarda<br />

ekmek satışında çalışan<br />

personelin gıda hijyeni<br />

eğitimlerine ilişkin protokol<br />

imzalanmıştı. Protokol<br />

kapsamında yapılan<br />

eğitimler devam ediyor.<br />

Tebliğin getirdiği<br />

yükümlülüklere aykırı<br />

davrananlara ise cezaî<br />

yaptırımlar öngörülüyor.<br />

Gıda, Tarım ve Hayvancılık<br />

Bakanlığı'nın ekmek tebliği<br />

ambalajsız olarak piyasaya<br />

sürülen ürünlerin üretim,<br />

depolama, dağıtım ve satış<br />

aşamalarının taşıması<br />

gereken tüm kuralları<br />

yeniden belirliyor. Tebliğ<br />

kapsamında ambalajsız<br />

olarak piyasaya arz edilen<br />

ürünlerle temas eden<br />

malzeme, alet ve ekipman;<br />

gıda ile temasa uygun,<br />

yeterli temizlik ve<br />

dezenfeksiyona izin veren<br />

madde ve malzemeden<br />

yapılacak. Bulaşma riskini<br />

engelleyecek biçimde<br />

üretilecek, kullanıma hazır,<br />

bakımlı ve iyi şartlarda<br />

tutulacak. Ambalajsız olarak<br />

piyasaya arz edilen ürünler,<br />

kasap, manav ve pazar gibi<br />

yerlerde satılamayacak. Gıda<br />

işletmecileri ekmeğin ürün<br />

özellikleri ve tebliğde<br />

belirlenen kimyasal<br />

özelliklerine 1 Temmuz <strong>2012</strong><br />

AK Parti iktidarı döneminde<br />

Türkiye'nin itibarlı bir ülke haline<br />

geldiğini, ekonomik olarak da<br />

güçlendiğini ifade eden Eroğlu,<br />

dünyanın 26. büyük ekonomisi<br />

olarak aldıkları Türkiye'yi, 16.<br />

büyük ekonomisi haline<br />

getirdiklerini söyledi.<br />

Bu gelişimi yeterli görmediklerini<br />

dile getiren Eroğlu, şöyle devam<br />

etti: ''Şanlı bir tarihin varisleri<br />

olarak, şahsen beni 16. sırada<br />

olmak tatmin etmiyor. Sizi de<br />

tatmin etmiyor. Dolayısıyla bizim<br />

de büyük hedefimiz var, bizim de<br />

kızıl elmamız var. Hedef 2023;<br />

cumhuriyetimizin kuruluşunun<br />

100. yılında dünyanın ilk 10<br />

ekonomisi arasına gireceğiz.<br />

Bakanlık olarak da dünyadaki en<br />

büyük bakanlıklarla yarışıyoruz.<br />

2015 yılında bakanlığıma bağlı her<br />

genel müdürlük, dünyadaki<br />

emsalleri arasında ilk 10'a girecek.<br />

Bütün kurum ve kuruluşlarımız bu<br />

hedefe kilitlenmeli.''<br />

Eroğlu, bir Egeli olarak Manisa'yı<br />

çok sevdiğini, en büyük yatırımcı<br />

bakanlıklardan biri olarak<br />

Manisa'da önemli yatırımları<br />

hayata geçirdiklerini, bu çerçevede<br />

kendilerinden önce 76 yıl sonra<br />

bitirilmesi öngörülen Gördes<br />

Barajı'nı tamamladıklarını<br />

kaydetti. Manisa'da yaptıkları<br />

hizmetlere ''yıldırım harekatı''<br />

adını verdiklerini ifade eden<br />

tarihinden itibaren uyacak.<br />

Obezite ile mücadeleye de<br />

destek verecek çalışma<br />

kapsamında sofraların<br />

vazgeçilmezi ekmek az<br />

tuzlu, bol kepekli olacak.<br />

Kepekli ekmek, tam buğday<br />

unlu ekmek, tam buğday<br />

ekmeği ve ekşi hamur<br />

ekmekleri 300 gram yerine<br />

en az 250 gram ağırlıktan<br />

başlayarak 50'şer gram<br />

artırılmak suretiyle piyasaya<br />

arz edilecek. Ekmekteki<br />

azami tuz oranı yüzde 1,5'e<br />

indirilirken kepek oranı da<br />

artırılıyor. Tebliğe göre<br />

ekmek Türk Gıda Kodeksi<br />

buğday unu tebliğinde yer<br />

alan tip 650 ve daha yüksek<br />

kepek içeren ekmeklik<br />

buğday unlarından<br />

yapılacak. Türkiye Fırıncılar<br />

Federasyonu verilerine göre<br />

Türkiye'de günlük üretilen<br />

82 milyon ekmeğin, 77<br />

milyon adedi tüketilirken,<br />

günlük 5 milyon<br />

ekmek israf ediliyor. Üretim<br />

aşamasında 1,5 milyon<br />

ekmek zayi olurken,<br />

Türkiye'de bir yılda israf<br />

edilen ekmek ortalama 450<br />

bin ton buğdaya karşılık<br />

geliyor.<br />

<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong><br />

Eroğlu'ndan<br />

Belçika kadar<br />

ağaçlandırma<br />

sözü geldi<br />

Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu '<strong>2012</strong> yılı<br />

sonuna kadar Belçika kadar bir alanı ağaçlandıracağız.<br />

2015 yılında bakanlığıma bağlı her genel müdürlük<br />

dünyadaki emsalleri arasında ilk 10'a girecek'' dedi.<br />

Eroğlu, ''Manisa'ya 500 milyon<br />

liralık yatırımı bu yıl sonuna kadar<br />

tamamlayacağız. Manisa için ne<br />

gerekiyorsa yapacağız. Geçmişte<br />

Manisa için bütçeden bütün<br />

ayrılan kaynak 300-500 bin lirayı<br />

bulmazdı. Şimdi, bugün bizim<br />

temelini attığımız yatırımların<br />

bedeli 57 milyon lira. Temelini<br />

atarken açılış tarihini ve saatini<br />

ilan ediyoruz'' diye konuştu.<br />

Eroğlu, Kula'ya bir tabiat parkı ile<br />

ihtiyaç duyulan 13 adet yeni<br />

tesisin kazandırılması yönünde de<br />

söz verdi. Törene katılan AK Parti<br />

Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin<br />

Tanrıverdi de Kula'nın kara<br />

talihinin değiştiğini, artık verilen<br />

sözlerin, belirlenen açılış<br />

tarihlerinde gerçekleştirildiğini<br />

söyledi.<br />

Bakan Eroğlu'na açılış töreninde,<br />

Kula Belediye Meclisi'nin kararıyla<br />

verilen ''fahri hemşehrilik beratı'',<br />

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı<br />

Tanrıverdi tarafından takdim<br />

edildi. AA<br />

- Piyasaya arz edilen ürünler<br />

ile temas eden malzeme,<br />

alet ve ekipman; gıda ile<br />

temasa uygun, yeterli<br />

temizlik ve dezenfeksiyona<br />

izin veren madde ve<br />

malzemeden yapılacak.<br />

- Ürünlerin ekmek kasaları<br />

ve ekmek taşıma araçlarının<br />

içine bulaşma riskini<br />

engelleyecek biçimde<br />

yerleştirilmesi gerekiyor.<br />

- Ekmeğin taşınmasında<br />

kullanılan aracın tavan,<br />

zemin ve duvarları su<br />

geçirmezken,<br />

mikroorganizmaların<br />

yerleşmesine imkân<br />

vermeyen pürüzsüz<br />

malzemeden yapılacak.<br />

- Ürünler satış noktasına<br />

getirildiğinde, ekmek<br />

kasaları açıkta<br />

bırakılmayacak, zemin ve<br />

dış ortamla teması<br />

engellenerek palet üzerinde<br />

olacak şekilde temiz bir<br />

ortama konulacak.<br />

- Satış yerlerinde alıcının el<br />

değmesini engelleyecek<br />

şekilde ekmek dolabında<br />

veya tezgâhında satış<br />

yapılacak.CİHAN


<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> <strong>Ekonomi</strong>3<br />

HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

Bakan<br />

Eker'den<br />

sert tepki:<br />

Teşhirler<br />

sürecek<br />

Gıda ve Tarım Bakanı Mehmet<br />

Mehdi Eker, etiket bilgilerine<br />

uymayan firmaların tepkilerini<br />

değerlendirirdi: “Yüzde 100 dana<br />

dediysen yüzde 100 dana olacak.<br />

Bunun içine tavuk eti<br />

katmayacaksın arkadaş, bunun lamı<br />

cimi yok...”<br />

Gıda ve Tarım Bakanı Mehmet<br />

Mehdi Eker, bakanlığın<br />

denetimlerinin şirketler tarafından<br />

eleştirilmesi üzerine sert<br />

açıklakmalarda bulundu. bir grup<br />

gazeteciylebir araya gelen Eker,<br />

etiket bilgisine uygun üretim<br />

yapmadıkları belirlenen ve bunun<br />

yanlışlık olduğunu iddia eden<br />

Apikoğlu, Pınar gibi firmaların<br />

itirazlarına da cevap verdi. Gıda<br />

denetimlerinin 4 bin 500-5 bin<br />

kişilik ekip tarafından belirli<br />

periyotlarla yapıldığını ifade eden<br />

Eker, “Apikoğlu’nun iyi bir firma<br />

olduğunu biliyorum tüketici olarak.<br />

Ama üretim etiketinde ‘yüzde 100<br />

dana demişsin. Pınar da öyle. Yüzde<br />

100 dana dediysen yüzde 100 dana<br />

olacak. Bunun içine tavuk eti<br />

katmayacaksın arkadaş. Bunun lamı<br />

cimi yok. Yüzde 100 dana deyip<br />

yüzde 30, 40, 50 tavuk eti<br />

koyacaksın. Bu tüketiciyi<br />

kandırmaktır. Bunun hijyenle,<br />

sağlıkla ilgisi yok. Ürüne<br />

katılmaması gereken bir şey<br />

katmaktır” diye konuştu.<br />

ALMAYIN DEMİYORUM<br />

Bakan Eker, ‘teşhir edilen firmaların<br />

ürünleri almayın’ gibi bir mesajları<br />

olmadığını da vurguladığı<br />

konuşmasında, “Ben demiyorum ki<br />

bu hastalık yapıyor, mikrop<br />

bulaştırıyor. Bu, etiket bilgisine<br />

uymuyor. Bu böyle bir suç” diye<br />

konuştu.<br />

Denetimlerde vebal duygusuyla son<br />

derece titiz ve hassas<br />

davrandıklarını belirten Eker,<br />

“Eskiden para cezası, faaliyetten<br />

men, toplatma gibi cezalar<br />

veriliyordu. Teşhir olmayınca<br />

TÜRKiYE<br />

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Toyota'nın Arifiye ilçesindeki<br />

fabrikasını ziyaret etti. Bakan Ergün, Toyota CEO'su Orhan Özer ve Toyota yöneticileri<br />

ile bir süre basına kapalı görüşme yaptı. Toplantının ardından açıklamalar yapan<br />

Bakan Ergün, Türkiye'deki Japon yatırımlarının son derece önemli olduğunu ifade<br />

etti. Ergün, Toyota'nın dünyada göstermiş olduğu büyüme ve gelişmeye paralel<br />

gelişme ve büyümeyi Toyota Türkiye'den de<br />

beklediklerini söyledi. Ergün, şöyle devam<br />

OPERASYONEL<br />

etti:'Türkiye'nin son yıllarda yükselen değer haline<br />

gelmesini herkes görüyor. Birçok yatırımcı artık<br />

Türkiye'yi sadece Türkiye olarak görmüyor. Türkiye<br />

sadece Türkiye değil. Türkiye çok stratejik bir<br />

konuma sahip, çok geniş pazarlara hitap edebilen,<br />

MERKEZ<br />

genç ve dinamik nüfusa sahip, yetişmiş insan<br />

gücüne sahip, son derece yüksek teknoloji kullanımı ve üretimine yatkın, potansiyeli<br />

olan bir ülke. Bu nedenle de Türkiye'yi birçok firma çok geniş bir coğrafyanın<br />

operasyonel merkezi olarak görüyor. Türkiye'de üretimi bulunan firmalar Avrupa'ya<br />

çok kolay şekilde hitap edebiliyorlar, Afrika'ya, Orta Doğu ve Yakın Asya'ya,<br />

Kafkasya'ya çok kolay bir şekilde hitap edebiliyorlar.”Bilal ÇETİN-EKONOMİ<br />

Bakan Bayraktar,<br />

Ereğli ilçesinde<br />

düzenlenen MÜSİAD<br />

77. Genel İdare<br />

Kurulu toplantısında,<br />

Avrupa'nın<br />

sanayileşmesini hızlı<br />

bir şekilde<br />

tamamladıktan<br />

sonra, zenginliğin<br />

verdiği imkanlarla şehirlerini<br />

ya düzgün<br />

kurduğunu ya da çok<br />

çabuk düzelttiğini<br />

söyledi.<br />

iddialara cevap verdi<br />

bilinmiyordu. Herkes kendine çeki<br />

düzen verecek. Teşhir edilen<br />

firmalar mesela üretim hatlarını<br />

değiştiriyorlar.<br />

Eskiden tavuk ve kırmızı et<br />

ürünlerini ayna bantta yapanlar,<br />

şimdi bulaşmasın diye ayırıyor.<br />

Böyle olmalı” dedi.<br />

HABER MERKEZİ<br />

Yerli otoya sağından solundan<br />

bakıyoruz ama gelişme yok<br />

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç,<br />

bazı gazetelerin ekonomi editörleriyle bir araya geldi.<br />

Gündeme ilişkin önemli<br />

değerlendirmelerde bulundu.<br />

Türkiye'nin iki büyük otomotiv<br />

üreticisinden biri olan Koç'un<br />

patronuna yöneltilen soruların<br />

başında ise yerli otomobil yer<br />

aldı. "Sağından solundan<br />

bakıyoruz ama gelişme yok."<br />

diyen Koç, sözü ortakları Fiat'a<br />

getirdi. Şirketin kriz sebebiyle<br />

kendi derdine düştüğünü ilginç<br />

bir örnekle aktardı. "Chrysler'i<br />

batmaktan kurtardı. Şimdi<br />

Chrysler Fiat'ı taşıyor."<br />

tespitinde bulundu.<br />

Bilderberg'in Türkiye temsilcisi<br />

Koç, Amerika'daki toplantıda<br />

aldığı bir teklifi ise şöyle<br />

aktardı: "Bir yatırım fonu<br />

uzmanı, 'Yerinde olsam<br />

Avrupa'yı satın alırım.' dedi.<br />

Aynı adam Ford hisseleri<br />

2006'da 4 dolarken, gel Ford'u<br />

alalım dediğinde dur,<br />

demiştim. Bugün 20 doları<br />

geçti."<br />

Koç Holding, Türkiye'nin<br />

devasa şirketlerine İstanbul<br />

Nakkaştepe'deki asude<br />

mekândan yön veriyor. İstanbul<br />

Boğazı'na hâkim, yeşili bol bu<br />

tepede iki katlı ahşap binaları<br />

her gördüğümde; şu soruları<br />

sorarım kendime: Parası,<br />

imkânı olduğu halde diğer<br />

holdingler niçin çok katlı cam<br />

kafeslerde gönüllü hapis hayatı<br />

yaşar? Mesaide teneffüs imkânı<br />

veren, moda tabirle çevre dostu<br />

zarif binalarda çalışanların<br />

verimliliği, motivasyonu daha<br />

yüksek olmaz mı? Yemeğe<br />

geçmeden önce<br />

meslektaşlarımızla huzur veren<br />

Nakkaştepe üzerine<br />

konuşuyorduk ki Koç Holding<br />

Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Mustafa Koç ve CEO Turgay<br />

Durak, hızlı adımlarla yaklaştı.<br />

Herkesle tokalaşırken, "Hoş<br />

geldiniz." deyip salona davet<br />

ettiğinde, yuvarlak masanın<br />

büyüklüğü dikkatimizi çekti.<br />

Divan Oteli'nden getirilen iki<br />

masa birleştirilerek sohbetin<br />

yüz yüze olması için emek sarf<br />

edilmiş. Sandalyeler masanın<br />

cesametine nazaran hayli<br />

narindi. Mustafa Bey'in, "Aman<br />

fazla yüklenmeyin sandalyeler<br />

sakat görünüyor." uyarısıyla<br />

fasıl açılmış oldu. 'Hâlâ<br />

esrarengiz yanları var' denilen<br />

Bilderberg'in Amerika'da geçen<br />

hafta yapılan toplantısı...<br />

Davos'un İstanbul ayağı...<br />

Derken yabancılardan gelen<br />

görüşme taleplerinden bizim<br />

toplantıya kadar geçen süre...<br />

Kendisi için hayli yorucu bir<br />

hafta olduğunu söyledi. Aynı<br />

zamanda Bilderberg'in Türkiye<br />

temsilcisi olan Mustafa Bey, bu<br />

seneki zirveye; Ali Babacan,<br />

Serpil Timuray, Enis Berberoğlu<br />

ve Fuat Keyman ile gitmişti.<br />

İzlenimlerini bizimle paylaştı:<br />

"Bilderberg'de Avrupa ile ilgili<br />

çok karamsarlık vardı.<br />

Avrupa'da acilen bir şeyler<br />

yapılması gerektiği konusunda<br />

herkes hemfikir. Seçimlerin<br />

olması işi biraz zora sokuyor.<br />

Bir de herkes Almanya'dan bir<br />

şeyler bekliyor. ABD<br />

seçimlerinden ötürü bir<br />

tedirginlik yok. ABD'de<br />

ekonomi bu şekilde devam<br />

ettiği sürece kuvvetle<br />

muhtemel Obama kazanacak.<br />

Ali Babacan da çok iyi bir<br />

konuşma yaptı toplantıda."<br />

dedi. HABER MERKEZİ<br />

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan<br />

Bayraktar, ''20 yıllık periyot içerisinde 6.5 milyon<br />

konutu revize edeceğimizi hesap ediyoruz'' dedi.<br />

Diğer sosyalist blok ülkelerinde de<br />

her şey devlet eliyle yapıldığı için<br />

meydanlar ve yolların yine düzgün<br />

kurulduğunu ifade eden Bayraktar,<br />

''Nüfusumuzun 13 milyon olduğu<br />

cumhuriyetin ilk kurulduğu<br />

yıllarda, şehir nüfusumuz yüzde<br />

10'du. 1950'lerde yüzde 35'lere<br />

geldi. Şimdi nüfusun yüzde 76-77'si<br />

şehirlerde yaşıyor ve şehirler<br />

Avrupa'nın aksine içinden<br />

çıkılamaz halde. İstanbul'da,<br />

Zonguldak'ta, Batman'da,<br />

Diyarbakır'da, Trabzon'da, Van'da<br />

böyle'' diye konuştu.<br />

Bayraktar, Türkiye'deki çarpık<br />

yapılaşmayla mücadele için<br />

geçmişte çeşitli kanunlar<br />

çıkarıldığını hatırlatarak, buna<br />

rağmen işin içinden çıkılamadığını<br />

belirtti. Yurt dışındaki<br />

banliyölerdeki zenginlerin yeşili,<br />

bahçesi olan, az katlı evlerde<br />

ikamet ettiğini aktaran Bayraktar,<br />

şöyle konuştu:<br />

''Bizdeki büyükşehirlerde ise<br />

İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa'da<br />

şehrin kenarlarına baktığımızda,<br />

gecekondularla dolu, yağ lekesi<br />

gibi. Köylerden gelenler kıt kanaat<br />

imkanlarla gelip derme çatma ilk<br />

etapta gecekondu yapmışlar. Bizde<br />

yağ lekesi gibi şehrin gelişmesini<br />

tıkayan bir yapı var.<br />

Son 10 senede Türkiye'de bir gayret<br />

oldu, 5 milyonun üzerinde konut<br />

yapıldı. Bunun 500 binini devlet<br />

eliyle ürettik, 4.5 milyonunu özel<br />

sektör üretti. Göreceli olarak bu<br />

konutlar sağlam konutlar. Özellikle<br />

Gölcük ve Düzce depremlerinin<br />

getirdiği travmadan sonra daha<br />

ciddi şekilde yapı denetim sistemi<br />

getirerek, daha ince eleyip sık<br />

dokuyarak, yönetmelikleri daha<br />

revize etmek suretiyle iyi bir yola<br />

girdik. İyi bir konut stoğu elde<br />

ettik. ''<br />

Nüfusun yüzde 76-77'sinin ikamet<br />

ettiği belde, ilçe ve illerdeki konut<br />

sayısının 20 milyon civarında<br />

olduğuna değinen Bayraktar,<br />

bunların 4'te 1'ini yenilediklerini<br />

vurguladı. Bayraktar, şöyle devam<br />

etti: ''Geriye kalan 15 milyon<br />

konutun büyük bir bölümünün<br />

elden geçmesi gerekir. Hele hele 1<br />

ve kısmen 2. derece fay hattında<br />

bulunan konutların, bu 15 milyon<br />

konutun yarısından birazından<br />

daha azı, acil elden geçirilmeli,<br />

taranmalı. “AA


4 Borsa & Finans<br />

HERKES<br />

Avrupalı sanayici fındığa<br />

alternatif arıyor<br />

rdu Ticaret Borsası (OTB)<br />

O Başkanı Nejdet Gürsoy,<br />

yurt dışındaki sanayici fındık<br />

fiyatlarındaki istikrarsızlıktan<br />

dolayı alternatif aradığı bilgisini<br />

verdiOrdu Ticaret Borsası<br />

(OTB) Başkanı Nejdet Gürsoy,<br />

''Yurt dışındaki sanayici fındık<br />

fiyatlarındaki istikrarsızlıktan<br />

dolayı son yıllarda çikolatada<br />

kullanılan fındığa alternatif<br />

ürün arayışı içerisinde'' dedi.<br />

Gürsoy, yaptığı açıklamada,<br />

fındığın Türkiye için çok<br />

önemli bir tarım ürünü<br />

olduğunu, özellikle çikolata<br />

sanayisinde hammadde olarak<br />

kullanıldığını söyledi.<br />

Çikolatanın ana maddesinin<br />

kesinlikle fındık olduğunu<br />

savunan Gürsoy, ''Fındığın<br />

çikolataya verdiği aromayı<br />

kolay kolay diğer ürünlerin<br />

veremeyeceğini biliyoruz'' diye<br />

konuştu.<br />

Önemli bir sanayi ürün olan<br />

fındıktaki fiyat istikrarsızlığının<br />

bazı sorunlara neden<br />

olduğunu vurgulayan Gürsoy,<br />

şöyle devam etti:<br />

''Yurt dışındaki sanayici fındık<br />

fiyatlarındaki istikrarsızlıktan<br />

dolayı son yıllarda çikolatada<br />

kullanılan fındığa alternatif<br />

ürün arayışı içerisinde. Özellikle<br />

Avrupalı sanayici fındıktaki<br />

istikrarsızlıktan kesinlikle<br />

hoşnut değil. Örneğin Avrupalı<br />

fındık alıcısı bu yıl 8 dolara<br />

aldığı fındığı bir sonraki yıl 4<br />

dolara alıyor. Aynı şekilde<br />

diğer yıllarda da fındığı çok<br />

farklı fiyatlardan satın almak<br />

zorunda kaldığı için fiyat istikrarını<br />

yakalayamıyor. Haklı<br />

olarak da fındığın istikrarsız<br />

fiyatından hoşnut olmuyor.<br />

Avrupalı bu belirsizlikten ve<br />

sistemsizlikten dolayı adeta<br />

bezmiş durumda.''<br />

HABER MERKEZİ<br />

Curado: Türkiye temel<br />

tedarikçimiz olabilir<br />

ünyanın en büyük dört<br />

D yolcu uçağı üreticisi<br />

içerisinde yer alan Brezilyalı<br />

Embraer'in (Empresa<br />

Brasileira de Aeronautica-<br />

Brezilya Havacılık Şirketi) Üst<br />

Yöneticisi (CEO) Frederico<br />

Fleury Curado, Dünya<br />

<strong>Ekonomi</strong> Forumu'nun İstanbul'da<br />

düzenlenmiş olmasının<br />

Türkiye'nin gücünü gösterdiğini<br />

belirerek, ''Türkiye<br />

pazarına giriş yapmak istiyoruz,<br />

Türkiye bizim üretim<br />

açısından da temel tedarikçi<br />

ülkelerimizden olabilir'' dedi.<br />

Dünya <strong>Ekonomi</strong> Forumu'nda<br />

soruları yanıtlayan Curado,<br />

''Türkiye coğrafi olarak bulunduğu<br />

noktada son derece<br />

önemli bir pozisyona sahip,<br />

bunca iç karışıklığın ve<br />

ekonomik krizin ortasında<br />

adeta istikrar çıpası rolü var.<br />

Dünya <strong>Ekonomi</strong> Forumu'nun<br />

Türkiye'de yapılıyor olması,<br />

Türkiye'nin gücünün açık bir<br />

göstergesi'' dedi.<br />

Dünya <strong>Ekonomi</strong> Forumu'nun<br />

42 yıllık tarihinde ilk kez en<br />

geniş bölgesel toplantısını İstanbul'da<br />

düzenlenmesinin<br />

birçok yatırımcı için ''cesaretlendirici''<br />

olduğunu belirten<br />

Curado, ''Biz dünyanın<br />

en önde gelen uluslararası<br />

hava yolları için jet ve yolcu<br />

uçağı üretiyoruz. 20 ülkeden<br />

toplam 50 havayolu şirketi<br />

bizim uçaklarımızı kullanıyor.<br />

Avrupa'da neredeyse uçaklarımızı<br />

kullanmaya ülke yok<br />

gibi. Türkiye ile çok yakından<br />

ilgileniyoruz. Türkiye'yi küresel<br />

büyüme stratejimizin<br />

parçası olarak görüyoruz''<br />

dedi. Yaklaşık <strong>11</strong> binden fazla<br />

kişinin çalıştığı ve yıllık satışı<br />

3,5 milyar doları aşan Embraer,<br />

bölgesel uçak pazarının<br />

ekonomik ve yüksek performanslı<br />

uçaklarını imal ederken<br />

Türkiye'den de üretim<br />

desteği almak istiyor.<br />

HABER MERKEZİ<br />

İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

İrlanda'da kriz<br />

göçmenleri<br />

vurdu<br />

rlanda'da yapılan bir araştırma,<br />

İülkeyi 2008'de vuran ekonomik krizin<br />

göçmenleri daha fazla etkilediğini ortaya<br />

koydu.<br />

İrlanda <strong>Ekonomi</strong>k ve Sosyal Araştırmalar<br />

Enstitüsü (ESRI) ile Entegrasyon<br />

Merkezi'nin yayımladığı raporda, 2008-<br />

20<strong>11</strong> arası dönemde iş hayatındaki göçmenlerin<br />

sayısının yüzde 40 oranında<br />

azaldığı, bu oranın İrlandalılar için<br />

yüzde 10 olduğu belirtildi.<br />

Rapora göre, 20<strong>11</strong> yılında göçmenlerin<br />

işsizlik oranı yüzde 18, İrlandalıların işsizlik<br />

oranıysa yüzde 14 civarındaydı.<br />

İrlanda'daki göçmenlerin sorunlarıyla<br />

ilgilenen sivil toplum kuruluşlarının<br />

yayımladığı diğer raporlar da özellikle<br />

krizle birlikte büyüyen işsizlik sorununun,<br />

sıkıntılı bir dönemden geçen İrlandalıların<br />

göçmenlere karşı tavrının<br />

değişmesine de neden olduğunu ortaya<br />

koyuyor.<br />

Krizin ülkede yabancı düşmanlığı ve<br />

ırkçılık gibi sorunları gündeme getirdiğine<br />

işaret eden sivil toplum kuruluşları,<br />

halk nazarında "iş<br />

imkanlarından ve kamu hizmetlerinden<br />

yararlanan göçmenlerin İrlandalılar<br />

için tehdit oluşturduğuna"<br />

yönelik algının giderek derinleşmesinden<br />

endişe ediyor.<br />

Yaklaşık 4,5 milyon nüfuslu İrlanda'da<br />

kriz öncesinde yüzde 5'in üstüne çıkmayan<br />

işsizlik oranı son yıllarda<br />

yüzde 14'ün altına inmiyor.<br />

HABER MERKEZİ<br />

ürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK),<br />

T<strong>2012</strong> yılı Nisan ayı sanayi üretim<br />

endeksi sonuçlarını açıkladı. Sanayi<br />

üretimi 29. ayda da artarak beklentilerin<br />

aştı...<br />

Sanayi üretim endeksi Nisan ayında,<br />

geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,8<br />

arttı. Türkiye İstatistik Kurumu<br />

(TÜİK), <strong>2012</strong> yılı Nisan ayı sanayi<br />

üretim endeksi sonuçlarını açıkladı.<br />

Buna göre, Nisan ayında 20<strong>11</strong> yılının<br />

aynı ayına göre, madencilik ve taşocakçılığı<br />

sektörü endeksinde yüzde<br />

1,7 azaldı, imalat sanayi sektörü endeksinde<br />

yüzde 1,8 ve elektrik, gaz,<br />

buhar ve iklimlendirme üretimi ve<br />

dağıtımı sektörü endeksinde yüzde<br />

2,4 artış kaydedildi.<br />

Takvim etkisinden arındırılmış endeks<br />

de Nisan ayında, bir önceki<br />

yılın aynı ayına göre yüzde 4,5,<br />

mevsim ve takvim etkilerinden<br />

arındırılmış sanayi üretim endeksi<br />

ise bir önceki aya göre yüzde 1,0<br />

artış gösterdi.<br />

Sanayi üretimi Nisan ayında geçen<br />

yılın aynı ayına göre yüzde 1,8 arttı,<br />

bir önceki aya göre ise yüzde 4,4<br />

oranında azaldı.Türkiye İstatistik<br />

Anayasa Mahkemesi geçtiğimiz<br />

perşembe günü çok geniş kitleleri<br />

yakından ilgilendiren bir karar<br />

verdi.<br />

Karar Anayasa Mahkemesi'nin internet<br />

sitesinden kamuoyuna<br />

duyuruldu. Karar ile; Vergi Usul<br />

Kanunu'nun mükerrer 49. maddesinin<br />

(b) fıkrasının üçüncü<br />

paragrafında yer alan "Takdir<br />

komisyonlarının bu kararlarına<br />

karşı kendilerine karar tebliğ<br />

edilen daire, kurum, teşekküller<br />

ve ilgili mahalle ve köy muhtarlıkları<br />

on beş gün içinde ilgili vergi<br />

mahkemesi nezdinde dava açabilirler"<br />

hükmü iptal edildi.<br />

Konu nedir?<br />

Konu, Emlak Vergisi'ne konu arsa<br />

ve arazi birim değer takdirleriyle<br />

ilgilidir. Emlak Vergisi'ne konu<br />

arsa ve arazi metrekare birim<br />

değerleri il ve ilçelerde oluşturulan<br />

takdir komisyonlarınca her<br />

dört yılda bir yeniden takdir<br />

edilir.<br />

Takdir edilen bu değerler baz alınarak<br />

ilgili belediyelerce<br />

mükelleflere Emlak Vergisi tarh<br />

olunur. Takip eden yıllarda ise<br />

Bakanlar Kurulu'nca bir karar<br />

alınmazsa bu değerler yeniden<br />

değerleme oranının yarısı kadar<br />

artırılarak yeni vergileme<br />

hesabında dikkate alınır.<br />

Bakanlar Kurulu bir karar alırsa<br />

bir önceki yıl değerleri alınan bu<br />

karar doğrultusunda artırılarak<br />

yeni vergi değeri hesaplanır.<br />

Takdir komisyonlarının arsa<br />

ve arazi değerlerine hak sahibi<br />

herkes itiraz edebilecek<br />

Çünkü Bakanlar Kurulu'nun<br />

yeniden değerleme oranını aşmamak<br />

üzere yeni yılda uygulanacak<br />

değerleri farklı bir oranda artırma<br />

yetkisi bulunmaktadır.<br />

Her dördüncü yılda ise bir önceki<br />

yıl değerlerinden bağımsız olarak<br />

yasaya göre oluşturulan takdir<br />

komisyonlarınca arsa ve arazi<br />

metrekare birim değerleri<br />

yeniden belirlenir.<br />

Bu değerlere ise yukarıda belirttiğimiz<br />

ve Anayasa Mahkemesi'nce<br />

iptal edilen kanun hükmü<br />

çerçevesinde ancak karar kendisine<br />

tebliğ edilen daire, kurum ve<br />

kuruluşlar ile muhtarlıkların itiraz<br />

hakkı bulunmaktaydı.<br />

<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong><br />

Sanayi üretimi<br />

29 aydır<br />

kesintisiz artıyor<br />

Kurumu (TÜİK), <strong>2012</strong> yılı Nisan ayı<br />

sanayi üretim endeksi sonuçlarını<br />

açıkladı. Buna göre, Nisanda, 20<strong>11</strong><br />

yılının Nisan ayına göre, sanayinin<br />

alt sektörlerinden madencilik ve taş<br />

ocakçılığı sektöründe yüzde 1,7<br />

azaldı, imalat sanayinde yüzde 1,8,<br />

elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme<br />

üretimi ve dağıtımı sektöründe<br />

de yüzde 2,4 artış görüldü.<br />

Takvim etkisinden arındırılmış endeks,<br />

Nisan ayında geçen yılın aynı<br />

ayına göre yüzde 4,5, mevsim ve<br />

takvim etkilerinden arındırılmış<br />

sanayi üretim endeksi de bir önceki<br />

aya göre yüzde 1 artış kaydetti.<br />

En yüksek artış ara malı imalatında<br />

Ana Sanayi Grupları Sınıflamasına<br />

göre, Nisan ayında geçen yılın aynı<br />

ayına göre en yüksek artış yüzde 2,9<br />

ile ara malı imalatında görüldü.<br />

Bunu, yüzde 2,2 ile dayanıklı tüketim<br />

malı imalatı, yüzde 2 ile<br />

dayanıksız tüketim malı imalatı,<br />

yüzde 0,9 ile sermaye malı imalatı<br />

izlerken, enerji üretimi ise yüzde 0,8<br />

azaldı.<br />

İmalat sanayi alt sektörlerine<br />

bakıldığında artışta ilk sırayı yüzde<br />

<strong>11</strong>8,5 ile diğer ulaşım araçlarının<br />

imalatı aldı. Bunu, 41,9 ile bilgisayarların,<br />

elektronik ve optik ürünlerin<br />

imalatı, 27,6 ile tütün ürünleri<br />

imalatı takip etti. AA<br />

Osman ARIOĞLU<br />

Yasa hükmü ile itiraz edebilecek<br />

olanlara bir sınırlama getirilmişti.<br />

Anayasa Mahkemesi bu kararı ile<br />

yasa ile getirilen bu sınırlayıcı<br />

hükmü iptal etmiştir.<br />

Yasa ile getirilen bu sınırlayıcı<br />

hükmün iptali sonrasında ne olacaktır?<br />

Anayasa Mahkemesi'nin bu<br />

kararı ne anlama gelecektir?<br />

Bundan böyle takdir komisyonu<br />

kararlarına karşı kimse itiraz edemeyecek<br />

mi, yoksa tam tersine<br />

artık herkes itirazda bulunabilecek<br />

midir?<br />

Bunun için genel kurallara bakılması<br />

gerekmektedir. Genel kurallar<br />

için ise Anayasa hükmüne<br />

bakılması gerekir.Anayasa'nın<br />

125. maddesi "İdarenin her türlü<br />

eylem ve işlemlerine karşı yargı<br />

yolu açıktır" demektedir.<br />

Bu durumda takdir komisyonlarının<br />

söz konusu takdir kararlarına<br />

karşı sadece iptal edilen<br />

maddelerde sayılanlar değil,<br />

hakkı zarar gören tüm vatandaşlar<br />

yargı yoluna başvurabilecektir.<br />

Bu başvuruların ne şekilde<br />

yapılacağı ise özel kanundaki<br />

hüküm iptal edildiğine göre<br />

konuya ilişkin uygulamayı<br />

düzenleyen 2577 Sayılı İdari<br />

Yargılama Usulü Kanunu<br />

çerçevesinde olacaktır.<br />

Buna göre dava açma süresi<br />

Danıştay ve idare mahkemeleri<br />

için 60 gün, vergi mahkemeleri<br />

için ise 30 gündür. Bu davalar<br />

vergi mahkemesinde açılacağı<br />

için dava açma süresi 30 gün olacaktır.<br />

Sonuç olarak, Anayasa<br />

Mahkemesi'nin bu kararı sonrasında<br />

ilk takdir işlemi 2014 yılı<br />

değerlerine ilişkin olarak 2013<br />

yılında yapılacağı için, bu tarihe<br />

kadar yasa ile yeni bir hüküm<br />

konulmaması durumunda, bu<br />

yeni takdir komisyonu kararlarına<br />

karşı tüm vatandaşlar 30<br />

gün içerisinde vergi mahkemesine<br />

dava açabileceklerdir.<br />

BUGÜN 8 Haziran <strong>2012</strong>


<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> Muhasebe5<br />

HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

Gümrük ve Ticaret<br />

Bakanı Hayati Yazıcı,<br />

eski Adalet Bakanı<br />

Hikmet Sami Türk’ün<br />

Diyanet İşleri<br />

Başkanlığı’na ilişkin<br />

yaptığı açıklamalarla<br />

ilgili olarak, “Devletin<br />

buradaki görevi kişilere<br />

bireylere neye<br />

inandıkları, nasıl<br />

düşündükleri,<br />

düşündüklerini ifade<br />

etmeleri. İnandıkları her<br />

neyse inançlarını icra<br />

edecekleri özgür ortamı<br />

hazırlamak. Bu<br />

güvenliği sağlamak<br />

önemlidir. Bunun<br />

ötesinde devlet<br />

müdahale etmez. Laik<br />

devlet hiçbir dine içerik<br />

belirleyemez” dedi.<br />

ISSN 1308 7606<br />

Yıl: 68 <strong>11</strong> Haziran <strong>2012</strong> Pazartesi Sa yı:<strong>11</strong>7003<br />

Ya yın Sa hi bi<br />

İmaj İç ve Dış Tic. A.Ş. adı na<br />

HA SAN TAŞ KIN<br />

İcra Kurulu Başkanı<br />

Emin ERENER<br />

Sorumlu Ya zı İş le ri Mü dü rü<br />

Yavuz AYDIN<br />

Haberler Müdürü Sayfa Editörü İnternet Site Editörü<br />

Şüheda YILDIRIM Gülşan KURT Ca ner ER DO ĞAN<br />

İda ri Mer kez<br />

Tev fik Bey Mah. Tah sin Te koğ lu Cad. No:2<br />

Se fa köy/ Kü çük çek me ce/İST.<br />

Tel :0212 540 40 45 Fax 0212 540 39 99<br />

www.eko no mi ga ze te si.net . in fo@eko no mi ga ze te si.net<br />

An ka ra Tem sil ci li ği<br />

İŞKUR ile Tempo Çağrı Merkezi<br />

işbirliğiyle geliştirilen proje kapsamında "Müşteri<br />

Asistanı Programı ve Çağrı Merkezi Elemanı Programı"nı<br />

başarıyla bitiren katılımcılar iş sahibi olacak.<br />

500 gence<br />

istihdam<br />

projesi<br />

ŞKUR ile Tempo Çağrı<br />

İMerkezi, işbirliğiyle<br />

gerçekleştirilen istihdam<br />

projesi sayesinde<br />

Afyonkarahisar'da 500 genç iş<br />

sahibi olacak.<br />

Bir yıl sürecek proje<br />

kapsamında İŞKUR'a<br />

başvuranlar Tempo Çağrı<br />

Merkezi'nde verilecek<br />

eğitimlere katılacak. 40 gün<br />

süren Müşteri Asistanı<br />

Programı ya da 68 günlük<br />

Çağrı Merkezi Elemanı<br />

Programı'nı başarıyla bitiren<br />

kursiyerler, Tempo Çağrı<br />

Merkezi'nde Müşteri<br />

Temsilcisi olarak işe<br />

başlayacak.<br />

Afyonkarahisar Vali<br />

Yardımcısı Ahmet Ertürk,<br />

Tempo Çağrı Merkezinde<br />

düzenlenen basın<br />

toplantısında yaptığı<br />

konuşmada, Tempo Çağrı<br />

Merkezi ile İŞKUR'un birlikte<br />

gerçekleştirdikleri projeyle<br />

yetişmiş eleman açığını<br />

kapatacağını ve<br />

Afyonkarahisarlı gençlere<br />

büyük yarar sağlanacağını<br />

söyledi.Tempo Çağrı Merkezi<br />

Genel Müdürü Cemal Akar da,<br />

projeyle ilgili yaptığı<br />

açıklamada, Müşteri Asistanı<br />

ve Çağrı Merkezi Elemanı<br />

yetiştirmek üzere 25'er kişilik<br />

iki sınıfın 9 Temmuz'da<br />

eğitime başlayacağını<br />

vurguladı.<br />

Kursları başarıyla bitiren<br />

kursiyerlerin Tempo Çağrı<br />

Merkezi'nde işlerinin hazır<br />

olduğunu belirten Akar,<br />

"Başvurular İŞKUR'un<br />

www.iskur.gov.tr adresli<br />

internet sitesinde yayınlanan<br />

ilanlar üzerinden<br />

yapılabilecek. Eğitimler hafta<br />

içi 9.00 ile 18.00 saatleri<br />

arasında yapılacak. 1 yıl<br />

boyunca periyodik olarak yeni<br />

sınıflar açacağız" dedi.<br />

Tüketiciyle ürün ya da hizmet<br />

arasındaki bağın o ürün ya da<br />

hizmetin satın alındığında<br />

bitmediğini tam tersine o<br />

andan itibaren başladığını<br />

ifade eden Akar, şunları<br />

kaydetti:<br />

"Bu noktada çağrı merkezleri<br />

çok büyük önem taşıyor.<br />

Tüketiciyle ürün ya da hizmet<br />

arasında sadakat köprüsü<br />

oluşturan çağrı merkezleri<br />

gençler için değerli bir kariyer<br />

fırsatı sunuyor. Önceleri<br />

gençlerin eğitim hayatları<br />

sırasında harçlıklarını<br />

çıkarmak üzere belli bir<br />

dönem için çalışmak<br />

istedikleri çağrı merkezleri,<br />

sunduğu mesleki eğitimler,<br />

kişisel gelişim fırsatları<br />

sayesinde hak ettiği yere<br />

kavuşuyor. Gençler artık bu<br />

işin bir meslek olduğunu<br />

kabul etmeye başladılar. Biz<br />

de Tempo Çağrı Merkezi<br />

olarak gençlerimizi sektöre<br />

kazandırmak, onlara parlak<br />

bir kariyer sunmak için<br />

çalışıyoruz. “AA<br />

Noterler gözünü mülk satışına<br />

dikti<br />

Ma cun Mah.3. Cad de No:2 Ye ni ma hal le /ANK.<br />

Tel :0312 397 91 40 41 Fax 0312 397 41 5254<br />

REK LAM PA ZAR LA MA VE DA ĞI TIM İS TAN BUL<br />

Mis bah Mu hay yeş Dam ga ve Ne şet Ömer Sok.<br />

No:23-25 Ka dı köy/İST.<br />

Tel: 0216 348 99 22 Fax: 0216 449 10 64<br />

AN KA RA<br />

Ata türk Bul va rı Palas İş Mer ke zi B Blok<br />

Kat:6 D:<strong>11</strong>4 Kı zı lay/AN KA RA<br />

Tel: 0312 425 99 63 Fax: 0312 425 99 76<br />

İs tan bul Da ğı tım An ka ra Da ğı tım<br />

REK DAĞ Ltd.Şti. GENÇ LER DA ĞI TIM<br />

Ya yın Tü rü:Ye rel Sü re li<br />

Ba sıl dı ğı Yer İs tan bul<br />

Alkım Basım Yayın Dağıtım Tic.A.Ş.<br />

Tev fik Bey Mah. Tah sin Te koğ lu Cad. No:2<br />

Se fa köy/ İS TAN BUL Tel : 0212 540 40 45<br />

Resmi ilanlarınızı internet sitemizden de<br />

görebilirsiniz (www.ekonomigazetesi.net)<br />

EKO NO Mİ Ba sın Mes lek il ke le ri ne uy ma ya söz ver miş tir.<br />

Türkiye Noterler Birliği (TNB) 41. Olağan<br />

Kongresi, Türkiye Noterler Birliği’nde<br />

gerçekleştirildi. Kongreye Gümrük ve<br />

Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, eski Adalet<br />

Bakanı Hikmet Sami Türk, Adalet Bakanı<br />

Yardımcısı Veysi Kaynak, Türkiye<br />

Noterler Birliği Başkanı Fahri Köse, TESK<br />

Başkanı Bendevi Palandöken ve çok<br />

sayıda noter katıldı.<br />

Yazıcı, güvenlik<br />

kavramının 3 başlığa<br />

ayrıldığını belirterek,<br />

bunlardan birincisinin<br />

sosyal güvenlik,<br />

ikincisinin ekonomik<br />

güvenlik ve üçüncüsünün<br />

ise hukuksal güvenlik<br />

olduğunu söyledi.<br />

Noterlerin ürettiği<br />

hizmetin kaliteli<br />

olmasının işlemlerdeki<br />

çekişmelerin bir o kadar<br />

azaldığını söyleyen Yazıcı,<br />

Türkiye’de çok şeyin<br />

değiştiğini ve teknolojinin<br />

her gün geliştiğine dikkati<br />

çekti. Bu sürece bütün<br />

kuruluşların ayak<br />

uydurması gerektiğini<br />

anlatan Yazıcı, noterlerin<br />

de bu süreç için stratejik<br />

plan yapması gerektiğine<br />

işaret etti.<br />

Elektronik imza, eticaretin<br />

devreye<br />

girmesinin noterlerin<br />

yakından takip ettiğini<br />

hatırlatan Yazıcı, halkın<br />

çıkarının gözetilmesinde<br />

hiçbir zaman duraksama<br />

olmadığını bildirdi. Yazıcı,<br />

anayasa değişikliğine<br />

ilişkin, 1982 Anayasa’nın<br />

değiştirilmesi noktasında<br />

görüş veren kamu kurum<br />

ve kuruluşlarının, Türkiye<br />

yaşayan insanların<br />

sosyolojik ideolojik olarak<br />

farklı gruplar görüşler<br />

oluşturmasına rağmen<br />

1982 Anayasası’nın<br />

mutlaka değiştirilmesi<br />

noktasında ittifak<br />

oluşturduklarını söyledi.<br />

Yazıcı, anayasa yapım<br />

sürecinde, ilk defa millet<br />

kendisiyle alakalı,<br />

bireylere hak ve<br />

özgürlüklerinin güvence<br />

altına alacağı, anayasa<br />

denilen metni doğrudan<br />

doğruya yapma imkanı<br />

bulduğunu söyledi.<br />

Bu ülkenin en önemli<br />

kazanımının cumhuriyet<br />

olduğunu belirten Yazıcı,<br />

“Bu hiçbir zaman kanun<br />

olmaz. O insanlar bir<br />

metnin şartıyla<br />

kayıtlamak bana göre<br />

hukuki değildir. İnsanlar<br />

gelsin şartsız otursun, 3<br />

madde vardır o şarttır.<br />

Bayrağımızın şekli,<br />

cumhuriyetin nitelikleri<br />

var mıdır buna aykırılık.<br />

Varsa söylesin, biri bir şey<br />

söylesin diye onun ağzını<br />

tıkamak. Hakaret<br />

içermesin, kişilik<br />

haklarına saldırmasın”<br />

diye konuştu.<br />

“Diyanet İşleri’nin<br />

durumu bellidir. Şunu da<br />

anlamam ‘uhrevidir’”<br />

diyen Yazıcı, şunları<br />

kaydetti:“Uhreviyi biz<br />

bilmeyiz onun ne<br />

olacağını bilmiyoruz.<br />

İnsanlar neye inanıyorsa o<br />

inancının gereği ile alakalı<br />

bir yerlere bir şeyler<br />

sorabiliyoruz. Adli veriler<br />

ona cevap veriyor. Bir<br />

yerlere uyar ya da uymaz.<br />

Dini tebliği bireylere ait.<br />

Sivil toplum kuruluşları<br />

onların yaptıklarıyla<br />

alakalı.<br />

Devletin buradaki görevi<br />

kişilere bireylere neye<br />

inandıkları, nasıl<br />

düşündükleri,<br />

düşündüklerini ifade<br />

etmeleri. İnandıkları her<br />

neyse inançlarını icra<br />

edecekleri özgür ortamı<br />

hazırlamak. Bu güvenliği<br />

sağlamak önemlidir.<br />

Bunun ötesinde devlet<br />

müdahale etmez. Laik<br />

devlet hiçbir dine içerik<br />

belirleyemez.”<br />

Yazıcı, Türk Ticaret<br />

Kanunu’na ilişkin, Türk<br />

Ticaret Kanunu’nun 1<br />

Temmuz’a kadar<br />

yetişmesini<br />

hedeflediklerini söyledi.<br />

TNB Başkanı Köse ise,<br />

noterin devlet tarafından<br />

irade özgürlüğünün<br />

sağlanması ve bireylerin<br />

haklı çıkarlarının<br />

korunmasıyla<br />

görevlendirilen yasal<br />

yetkili olduğunu ifade etti.<br />

Köse, noterlerin<br />

üstlenmiş olduğu<br />

görevlerin basit<br />

doğrulama eylemlerini<br />

aşan görevler olduğunu<br />

belirterek, “Nitekim<br />

noterler vatandaşlara<br />

hukuki belgelerin<br />

kabulüne ilişkin farklı<br />

seçenekler sunar ve<br />

bunların sonuçları<br />

hakkında tavsiyelerde<br />

bulunurlar” dedi.<br />

Yapılacak çalışmada,<br />

Türkiye gibi 35 Avrupa<br />

ülkesindeki noterlik<br />

uygulamaları ve bu<br />

uygulamaların yargı<br />

katkıların özellikle dikkate<br />

alınmasının gerektiğini<br />

anlatan Köse, bu<br />

bağlamda önerilerini<br />

sunarak konuşmasını<br />

şöyle sürdürdü:<br />

“İcra ve İflas Kanunu’nun<br />

38. Maddesinde<br />

düzenlenen kayıtsız ve<br />

şartsız, yani tek taraflı<br />

para borcu ikrarını içeren<br />

düzenleme biçimindeki<br />

noter senetlerinin ilam<br />

gücü gibi diğer noter<br />

senetlerini de içerecek<br />

şekilde genişletilmelidir.<br />

Miras ve Aile Hukuku’da<br />

dahil olmak üzere Adalet<br />

sisteminde yargılamayı<br />

gerektirmeyen çekişmesiz<br />

tüm hizmetler noterler<br />

tarafından<br />

verilmelidir.”AA


6 Dış Haberler<br />

HERKES<br />

KKTC<br />

Derviş Eroğlu’nun<br />

Özel Temsilcisi Kudret<br />

Özersay’ın<br />

görevini iade<br />

etmesini Rum<br />

basınında yankı<br />

buldu. Rum medyası,<br />

Özersay’ın istifasının<br />

Kıbrıs müzakere<br />

prosedürünü<br />

öldürdüğünü iddia<br />

etti.<br />

Gazete, son günlerde<br />

“Toparlanıyoruz”<br />

hareketine dahil olması,<br />

Eroğlu’nun da<br />

bunu onaylamaması<br />

nedeniyle aralarında<br />

anlaşmazlık olduğunun<br />

saptanmasına<br />

karşın kimsenin<br />

böyle bir istifayı beklemediğini<br />

belirtti.<br />

CİHAN<br />

Kırgızistan<br />

Türkmenistan<br />

ile Kırgızistan<br />

arasında direkt<br />

uçak seferlerinin<br />

başlatılması<br />

yönünde çalışmalar<br />

başlatıldı.<br />

Kırgızistan<br />

Başbakanı Omurbek<br />

Babanov’un Aşkabat<br />

ziyaretinde bu konunun<br />

görüşüldüğü<br />

belirtildi.<br />

Kırgız basınına göre,<br />

Aşkabat ile Bişkek<br />

arasında direkt uçak<br />

seferlerinin yapılması<br />

kararlaştırıldı.<br />

Kırgız Başbakanı Babanov,<br />

Aşkabat’ta<br />

yapılan BDT<br />

Başbakanlar Zirvesi<br />

kapsamında Devlet<br />

Başkanı Gurbanguli<br />

Berdimuhamedov ile<br />

bir araya gelmişti.<br />

CİHAN<br />

Japonya<br />

Japon hükumetinin<br />

yayınladığı rapora<br />

göre, ülkede<br />

geçtiğimiz yıl intihar<br />

eden üniversite<br />

öğrencilerinin sayısı<br />

bini geçti. İntiharın<br />

toplumsal bir problem<br />

olduğu<br />

Japonya'da, üniversiteli<br />

gençlerin de intihara<br />

yöneldiği<br />

ortaya çıktı.<br />

Hükumetin yayınladığı<br />

'İntiharı Engelleme<br />

Raporu'na<br />

göre geçen yıl<br />

içerisinde intihar<br />

eden üniversiteli<br />

gençlerin sayısı bin<br />

29'u buldu. Bu rakam<br />

bir önceki yıla göre<br />

ise 101 kişi daha<br />

fazla. İntihar<br />

sayısının yüksek<br />

olduğu Japonya'da<br />

günde ortalama 79<br />

kişi intihar ediyor.<br />

CİHAN<br />

Çin<br />

Çin’in başkenti<br />

Pekin’in merkezinde<br />

bir polis aracı,<br />

arkadan gelen yolcu<br />

otobüsünün altında<br />

kaldı. Kazada ezilen<br />

araçtaki bir polis öldü.<br />

Yolda seyir halindeki<br />

belediye otobüsünün<br />

arkasında yer alan<br />

polis aracı, arkadan<br />

50 kilometre hızla<br />

gelen bir turizm şirketine<br />

ait yolcu otobüsünün<br />

çarpmasıyla<br />

iki otobüsün arasında<br />

kaldı. Arkadaki otobüs,<br />

göreve giden<br />

polis aracının üstüne<br />

çıktı polis aracı hurdaya<br />

dönerken, otobüs<br />

sürücüsünün<br />

gözaltına alındı<br />

kaydedildi.<br />

CİHAN<br />

BM gözlemcileri<br />

katliam yapılan<br />

köyde delil<br />

topladı<br />

BM gözlemcilerinin Hama<br />

yakınlarında 100'den fazla<br />

sivilin katledildiği Kubeyr<br />

köyüne girmesine izin verildi.<br />

Yerel yetkililerle saatler süren<br />

görüşmelerin ardından köye<br />

girmelerine izin verilen gözlemciler,<br />

boşaltılan köyde konuşacak<br />

hiçbir görgü tanığı bulamadı.<br />

Komşu köylerden gelenler,<br />

katliamla ilgili duyduklarını gözlemcilere<br />

anlattı.<br />

Gözlemciler tank mermileri ile<br />

evlerin duvarlarında açılan<br />

gedikleri ve odalardaki kan izlerini<br />

fotoğraflayarak delil<br />

topladı. BM yetkilileri, tüm köyde<br />

yanık et kokusu olduğunu tespit<br />

etti. Katliamda kaç kişinin hayatını<br />

kaybettiği ise hâlâ tam<br />

olarak tespit edilemedi. Gözlemciler,<br />

köye önceki gece girmek istemiş<br />

fakat Suriye ordusunun ve<br />

bazı sivillerin oluşturduğu kontrol<br />

noktalarından geri<br />

çevrilmişti. Gözlemcilere, köye<br />

girmeleri halinde hayatlarının<br />

tehlikeye gireceği uyarısı<br />

yapılmıştı. CİHAN<br />

İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

Rus<br />

Rus Ortodoks<br />

Kilisesi Patriği<br />

Kirill,<br />

RumBaşpiskop<br />

osu<br />

Hrisostomos’u<br />

n daveti<br />

üzerine, Güney<br />

Kıbrıs’a geldi.<br />

Rum Alithia gazetesi “Kıbrıs ve<br />

Rusya Kiliseleri Birlikte”<br />

başlığıyla yayımladığı haberinde,<br />

Patrik Kirill'in ziyaretinin, iki kilise<br />

arasındaki oldukça yakın olan ilişkileri<br />

teyit ettiğini yazdı. Gazete, Kirill'in<br />

“Kutsal mirasa saygı duyulması<br />

konusunda sesini yükselttiğini, aynı<br />

zamanda Kıbrıs genelindeki Hıristiyan<br />

varlığının korunmasını amaçlayan<br />

eylemleri tartışmaya hazır olduğunu"<br />

söylediğini kaydetti.<br />

Partik Kirill, Rusya Ortodoks Kilisesi'nin<br />

38 yıldır KKTC’deki "Ortodoks<br />

Hıristiyanlar aleyhindeki ayrımcılıklar<br />

ve adanın bölünmesinin kapanmayan<br />

yarası yüzünden” Rum halkının derdine<br />

kalbi acıyarak ortak olduğunu<br />

söyledi. Rum Kilisesi’nin istikrarlı bir<br />

şekilde gelişmesi aynı zamanda metro-<br />

politliklerinin artmasından dolayı duyduğu<br />

memnuniyeti de dile getiren Kirill,<br />

Rum Kilisesi’nin Orta Doğu bölgesi<br />

aynı zamanda Orta Doğu ile Kuzey<br />

Afrika kiliseleri arasındaki işbirliğinin<br />

artması hususunda oynadığı role de<br />

atıfta bulundu.<br />

HRİSOSTOMOS: BİZİ ANNAN PLANI’N-<br />

DAN KURTARDI<br />

Gazeteye göre, Rum Ortodoks Kilisesi<br />

Başpiskoposu Hrisostomos ise konuşmasında,<br />

Annan Planı’na ilişkin raporun<br />

BM Güvenlik Konseyi’nde kabul<br />

YENİ BULUŞLAR-TEKNOLOJİ<br />

Siber suçlar devletleri korkutuyor<br />

Uluslararası Siber Suçlar Konferansı”nda bir araya<br />

gelen uzmanlar, internet üzerinde faaliyet yürüten<br />

suç örgütlerinin devletler ve şirketler kadar<br />

bireyler için de tehdit oluşturmaya başladığını vurguladı.<br />

Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi tarafından<br />

düzenlenen konferansta ilgi çeken bir sunum gerçekleştiren<br />

Kaspersky internet güvenlik şirketi, 20<strong>11</strong> yılında<br />

dünya genelinde kötü niyetli yazılımlar (malware) kullanılarak<br />

toplam 946 milyon 393 bin 693 saldırı gerçekleştirildiğinin<br />

saptandığını bildirdi. Kaspersky verilerine<br />

göre bu saldırılar en çok ABD (240 milyon), Rusya (138<br />

milyon), Hollanda (92 milyon), Almanya (82 milyon),<br />

Ukrayna (47 milyon), Çin (46 milyon), İngiltere (44 milyon),<br />

Virgin Adaları (26 milyon), Kanada (19 milyon) ve<br />

İsveç’i (15 milyon) hedef aldı. Mobil telefonlar platformunda<br />

en fazla saldırının 2001 yılında Android işlemcisini<br />

hedef aldığına işaret eden Kaspersky, cep<br />

telefonları üzerinden veri hırsızlığında da olağanüstü<br />

artış kaydedildiğini bildirdi. Kaspersky tarafından konferansa<br />

sunulan bir belgede internet üzerinde faaliyet<br />

gösteren suç örgütlerinin geçen yıl Japonya’yı vuran deprem<br />

ve tsunamiyi kullandıkları da belgelendi. Söz<br />

konusu suç örgütlerinin depremin gerçekleştiği <strong>11</strong> Mart<br />

ile 28 Mart tarihleri arasında özellikle sosyal medya platformlarını<br />

kullanarak sahte tsunami görüntüleri yaydıkları,<br />

ABD ve İngiliz Kızılhaç’ları adına sahte yardım<br />

kampanyaları başlattıkları, bu çerçevede internet üzerinde<br />

“spam” içeren mesajlar dağıttıkları ve bu sayede<br />

milyonlarca dolarlık bağış topladıkları belirtildi.<br />

Avrupa Konseyi, siber suçların yeni platformunun<br />

sosyal medya olduğuna vurguda bulundu. Avrupa Konseyi<br />

tarafından hazırlanan bir belgede ise siber suçların<br />

dünya ekonomisine zararının artık milyarlarca dolarla<br />

ifade edildiği ve devletlerin güvenliğini tehdit eder hale<br />

geldiği bildirildi. Siber suçların kredi kartı verilerinin<br />

çalınması, offshore bankacılık hizmetleri, virüs, spam<br />

ve kötü niyetli yazılım yayarak zarar verme, sahte ilaç<br />

pazarlama, bir ülkeden bir başka ülkedeki bilgisayarları<br />

veya şebekeleri kontrol altına alma gibi çok geniş alanları<br />

kapsadığına işaret eden Avrupa Konseyi, bu suçların<br />

yeni platformunun sosyal medya olduğuna vurguda bulundu.<br />

Sosyal medya aracılığıyla spam ve kötü niyetli<br />

yazılım şikâyetinde bulunan şirketlerin sayısının son iki<br />

yılda yüzde 70 arttığına dikkat çeken Avrupa Konseyi’nin<br />

raporunda, terör örgütlerinin de siber suçlar<br />

sayesinde kendilerine gelir kaynağı yarattıkları not<br />

ediliyor. Rapora göre, sadece ABD’de 2009 yılında internet<br />

üzerinden dolandırılan birey ve şirketlere ödenen<br />

meblağ 1 milyar 700 milyon doları aştı, kredi kartı<br />

dolandırıcılığı nedeniyle sigorta şirketlerinin İngiltere’de<br />

aynı yıl ödemek zorunda kaldıkları meblağ ise 440 milyon<br />

sterlini geçti. Almanya'da 2009 yılında kredi kartı<br />

dolandırıcılığı dışında resmi olarak 50 bin siber suç<br />

tespit edildi.<br />

<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong><br />

Ortodoks Kilisesi Patriği<br />

Kirillios'tan Rumlara ziyaret<br />

edilmemesi için Moskova’nın 2004<br />

yılında kullandığı vetonun, kendisinin<br />

o dönemin Moskova patriği nezdindeki<br />

girişimi sonucunda gerçekleştiğini<br />

savundu.<br />

"Rum düşmanlarının, Annan Planı’nı<br />

BM Güvenlik Konseyi vasıtasıyla empoze<br />

etmek istediklerini" ileri süren<br />

Hrisostomos, dönemin Moskova Patriği<br />

Aleksio’ya, Rusya Devlet Başkanı<br />

Vladimir Putin’e yönelik müdahalede<br />

bulunması ve BM Güvenlik Konseyi'nde<br />

bu konuda veto kullanması için ricada<br />

bulunduğunu anlattı. CİHAN<br />

Mübarek:<br />

Ölürsem<br />

torunumun<br />

yanına<br />

gömün<br />

Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan<br />

Mısır devrik lideri Hüsnü<br />

Mübarek, torununun yanına<br />

gömülmesini vasiyet etti. Ahram<br />

gazetesindeki habere göre, sağlık durumu<br />

gittikçe kötüleşen Mübarek, aile<br />

üyelerinden, üç yıl önce ölen torunu<br />

Muhammed’in yanına gömülmesini<br />

istedi.<br />

Ay başında cezası açıklanan ve devrim<br />

sırasında 850 kişinin ölümünden<br />

dolaylı yollardan sorumlu tutularak<br />

ömür boyu hapis cezasına çarptırılan<br />

Mübarek, tedavi gördüğü lüks hastaneden<br />

çocuklarının da tutuklu<br />

olduğu Tora Hapishanesi’ne<br />

nakledilmişti.<br />

Ancak hapishanede durumunun<br />

kötüleştiği iddia edilen Mübarek’in<br />

(84) sözleri üzerine eşi Suzan’ın<br />

gözyaşlarına boğulduğu da ileri<br />

sürülüyor.<br />

Oğlu Alaa’dan olan torunu<br />

Muhammed 3 yıl önce gıda zehirlenmesi<br />

sonucu hayatını kaybetmiş, bu<br />

olayın Mübarek üzerinde derin bir etki<br />

bıraktığı, hatta devrik liderin beyninin<br />

kısmen işlevini görmediği iddia<br />

edilmişti.<br />

Muhalifler, Mübarek ile ilgili bu tür<br />

haberlerin sık sık yapılmasının, onu<br />

askeri hastaneye nakletme planlarının<br />

bir parçası olduğunu öne sürüyor.<br />

Hükümet yanlısı gazeteler de doktorlarının<br />

Mübarek’in askeri hastaneye<br />

nakledilmesi gerektiği yönünde<br />

tavsiyelerde bulunduğunu yazıyor.<br />

Mübarek’in oğlu Ala’nın bir oğlu, Cemal’in<br />

de bir kızı bulunuyor. Her ikisi<br />

de yolsuzluklardan dolayı yargılandıkları<br />

mahkemede suçsuz bulunarak beraat<br />

etmişti. Ancak iki kardeşe yönelik<br />

başka suçlamaların da yapılması bekleniyor.<br />

CİHAN


<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> Politika 7<br />

HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

Çiçek'ten<br />

''Shopping<br />

Fest''<br />

eleştirisi<br />

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, pek<br />

çok kurum ve kuruluşun<br />

katkılarıyla düzenlenen<br />

''Ankara Shopping Fest''in ismini<br />

eleştirerek, ''Biz Afrika'ya, Avrupa'ya,<br />

okyanus ötesine, Asya'ya<br />

kendi dilimizi anlatmaya, benimsetmeye<br />

çalışırken başka kültürlerin<br />

taşeronluğunu yapmamamız<br />

gerekir'' dedi. ''13. Uluslararası Beypazarı<br />

ve Yöresi Festivali''ne katılan<br />

Çiçek, yaptığı konuşmada festivalde<br />

emeği geçenlere teşekkür etti.<br />

Şenliklerin amaçlarından bir<br />

tanesinin tanıtım olduğunu belirten<br />

Çiçek, Türk kültürünün korunması<br />

ve gelecek nesillere aktarılmasının<br />

önemine değindi. Şenliklerin<br />

ekonomik olarak da yapıldıkları bölgelere<br />

katkı sağladığını ifade eden<br />

Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:<br />

''Bunu yaparken bizim değerlerimize,<br />

bizim kültürümüze, anlayışımıza<br />

ters düşen ifade beyan ve<br />

gösterilerden mümkün olduğu kadar<br />

kaçınmak gerekir. Çünkü bu, toplulumuzda<br />

birtakım değerlerin aşınmasına<br />

sebebiyet verir. Bunun<br />

bedelini sonra toplum başka türlü<br />

Orman ve Su İşleri Bakanı<br />

Veysel Eroğlu, hükümetin<br />

yaptığı yatırımlar sebebiyle<br />

Manisa'da AK Parti'nin yüzünün<br />

ak olduğunu söyledi. Eroğlu, Manisa'ya<br />

hükümetin büyük önem<br />

verdiğini belirtti. Bakan Eroğlu,<br />

toplu temel atma ve açılışlar için<br />

geldiği Manisa'da, partisinin il<br />

başkanlığını ziyaret etti.<br />

Burada konuşan Eroğlu,<br />

Manisa'ya her defasında heybeyi<br />

doldurarak geldiklerini,<br />

seçimden önceki gelişinde<br />

temelini attıkları barajların ve<br />

tesislerin hızla ilerlediğini kaydetti.<br />

Bugün de altı tane tesisin temelini<br />

atacaklarını ifade eden Eroğlu,<br />

Gördes Barajı'nın sadece İzmir'e su<br />

vermekle kalmayacağını, Manisa'nın<br />

ovalarının sulanmasında<br />

da fayda sağlayacağını söyledi.<br />

Bakanlığının Manisa'da yaptıkları<br />

ve yapılacaklarıyla ilgili broşürler<br />

hazırlandığını aktaran Veysel<br />

Eroğlu, bunların teşkilat üyelerine<br />

dağıtılacağını ifade etti. Manisa'ya<br />

verdikleri önemin, Doğa Koruma<br />

ve Milli Parklar Bölge Müdürlüğü<br />

açmalarından da belli olduğunu<br />

söyleyen Eroğlu, "Manisa'da ilk<br />

defa bir bölge müdürlüğü açıldı.<br />

Bizim açtığımız bölge müdürlüğüne<br />

İzmir de bağlı." dedi.<br />

AK Parti hükümetinin çeşitli<br />

bakanlıklarının Manisa'ya<br />

yaptığı hizmetlerle ilgili istatistiki<br />

bilgiler de veren Eroğlu bu<br />

konuda Ulaştırma Denizcilik ve<br />

Haberleşme Bakanlığı ile yarıştıklarını<br />

belirti. Eroğlu, "Seçimlerden<br />

önce Manisa'ya gelmiştim. Seçimden<br />

sonra gördüm ki burada<br />

destan yazdınız. Şu anda Manisa'da<br />

iki kişiden birisi AK partili,<br />

diğeri ise AK Partili namzeti. İnşallah<br />

2014 yerel seçimlerinde de<br />

Manisa'nın genelinde büyük<br />

başarı sağlanacak. Manisa<br />

Büyükşehir Belediyesi'nde AK Partili<br />

bir belediye başkanı olacak."<br />

diye konuştu. Çevre ve Orman<br />

Bakanlığı döneminde belediyelere<br />

sıkıntılarla öder ki onu parayla da<br />

telafi etme imkanımız yoktur.''<br />

Ankara'da ilk kez alışveriş günleri<br />

düzenlendiğini hatırlatan Çiçek,<br />

etkinliğin ilanlarında ''Shopping<br />

Fest'' ifadesinin kullanıldığını belirtti.<br />

Ankara'da aynı zamanda 135<br />

ülkenin katıldığı Türkçe Olimpiyatları'nın<br />

düzenlendiğini kaydeden<br />

Çiçek, ''Biz Afrika'ya, Avrupa'ya,<br />

okyanus ötesine, Asya'ya kendi dilimizi<br />

anlatmaya, benimsetmeye<br />

çalışırken başka kültürlerin taşeronluğunu<br />

yapmamamız gerekir. Ben<br />

buradan sorsam 'Shopping Fest'i<br />

bilen kaç tane Beypazarlı çıkar?<br />

Ama alışveriş günleri dediğimiz<br />

zaman bunu herkes anlayacaktır''<br />

dedi.<br />

Ankara'da birçok yerin adının yabancı<br />

olduğuna dikkati çeken Çiçek,<br />

Türkiye'nin bir dil ve kültür erozyonuna<br />

maruz kaldığını söyledi.<br />

Etkinliğe katılan Ankara Vali<br />

Yardımcısı Yıldırım Uçar da dünyada<br />

her yıl 1 milyar kişinin seyahat ettiğini<br />

ve bu insanların yıllık 8 milyar<br />

dolar harcama yaptığını belirtti.<br />

Beypazarı'nın Anadolu'nun diğer<br />

kentlerin sahip olduğu potansiyele<br />

sahip olduğunu anlatan Uçar, ''Ama<br />

bu sahipliğin farkında olmak<br />

önemli'' diye konuştu.<br />

Beypazarı Kaymakamı Mustafa Kaya<br />

da ilçenin önemli ticaret yolları üzerinde<br />

bulunduğunu kaydederek,<br />

festival ile ilçenin tarihi ve beşeri<br />

zenginliklerini geniş kitlelerle paylaşmayı<br />

amaçladıklarını dile getirdi.<br />

Belediye Başkanı Cengiz Özalp ise<br />

ilçenin tarihi hakkında bilgi verdiği<br />

konuşmasında, Beypazarı'nın<br />

geçmiş ile gelecek arasında bir<br />

köprü oluşturduğunu ifade<br />

etti.Konuşmaların ardından Çiçek,<br />

etkinliğe katılan AK Parti Genel<br />

Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz ve<br />

beraberindekilerle festival kortejine<br />

katıldı.<br />

İlçe merkezindeki esnafla da selamlaşan<br />

Çiçek, gözleme yapan bir<br />

bayan esnafla sohbet etti. Çiçek, esnafa<br />

Salih Kapusuz'un sakalını kastederek,<br />

''Buradan bir siyah bir beyaz<br />

kopar, işlerin rast gider'' dedi. Bu<br />

arada festival kapsamında yöresel<br />

kıyafetlerin tanıtıldığı bir defile ile<br />

halk dansları gösterisi de sunuldu.<br />

CİHAN<br />

katı atık bertaraf tesislerini yapmaları<br />

durumunda yüzde 45'e<br />

kadar hibe vereceklerine, atık su<br />

arıtma tesislerininse üçte birini<br />

karşılayacaklarına dair söz verdiklerini<br />

anlatan Eroğlu, çöplük sıkıntısı<br />

yaşanmaması için Manisa'ya<br />

özel bir kanun çıkararak ormandan<br />

yer verilmesine imkân tanıdıklarını<br />

hatırlattı.<br />

AK Parti Genel Başkan<br />

Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi<br />

de Bakan Eroğlu'na,<br />

Manisa’ya yaptığı katkılardan<br />

dolayı teşekkür etti. Manisalıların<br />

bu hizmetlerin karşılığını sandıkta<br />

her zaman verdiğini ve yapılacak<br />

ilk seçimde de vereceğine<br />

inandığını ifade eden Tanrıverdi,<br />

Manisalıların AK Parti hükümetinin<br />

ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın<br />

kendi illerine verdiği özel<br />

önemin farkında olduğunu<br />

söyledi. Manisa'nın çöp toplama<br />

konusunun kendilerini rahatsız ettiğini<br />

belirten Genel Başkan<br />

Eroğlu<br />

Hükümet Manisa'ya büyük önem veriyor<br />

Yardımcısı Tanrıverdi, bununla ilgili<br />

zamanında çalışmalar<br />

yürütüldüğünü ancak dava engeliyle<br />

karşılaşıldığını söyledi. Bu<br />

konuyu çözecek olanın yerel yönetimler<br />

olduğunu ifade eden Tanrıverdi,<br />

Manisa Belediyesi'nin<br />

çözüm için üç yıldır hiçbir şey yapmadığını<br />

kaydetti:<br />

"Bunun üç yıldır çözüme<br />

ulaştıramaması bir eksikliktir.<br />

Manisa'ya da bir haksızlıktır.<br />

İnşallah bunun çözümü için<br />

Orman ve Su İşleri Bakanımız devreye<br />

girecek, Çevre ve Şehircilik<br />

Bakanlığımız'la birlikte Manisalıları<br />

rahatsız eden bu konuyu<br />

da çözüme kavuşturacaktır. Manisalılar<br />

bu konuyu, 2014'te AK Partili<br />

bir belediye çözecek diye<br />

beklemektedir ancak ne var ki<br />

seçimlere 1,5 sene vardır. O nedenle<br />

sorunun bir an önce<br />

çözülmesi gerekir. Henüz yer<br />

tespiti bile yapılamamış. Daha<br />

önceden Akgedik diyorlardı, şimdi<br />

başka bir yerden bahsediyorlar. AA<br />

Millete rağmen<br />

bir şeyin<br />

olmasından<br />

yana hiç<br />

olmadık, olmayız<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı<br />

Faruk Çelik, hükümetin 250.<br />

Madde ile ilgili yapacağı değişiklikle<br />

ilgili toplumda duyulan endişeleri<br />

değerlendirdi. Çelik, “Millete rağmen bir<br />

şeyin olmasından yana hiçbir zaman olmadık,<br />

olmayız. Bunun üzerine basa<br />

basa söylüyorum.” dedi. Bakan Çelik,<br />

Bursa’da mezun olduğu Yıldırım İmam<br />

Hatip Lisesi’nde sınıf arkadaşları ile bir<br />

araya geldi. Burada gazetecilerin gündeme<br />

ilişkin sorularını cevaplayan<br />

Çelik, 250. Maddede yapılmak istenen<br />

değişikliğe açıklık getirdi. Henüz gerçekleşen<br />

bir durum olmadığını belirten<br />

Çelik şöyle konuştu: “Ama bu konular<br />

çok farklı şekilde tartışılıyor. İşte yetkili<br />

mahkemeler diyor. Bunlar yetkili<br />

mahkemeler değil, yetkilendirilmiş<br />

mahkemeler. Yani devlete karşı işlenen<br />

suçlarlar, darbeler, çeteler, işkenceler<br />

gibi yaşanan süreçlere dönük ağır ceza<br />

mahkemelerinin görevlendirilmesi şeklinde<br />

anlaşılmasının doğru olacağı<br />

kanaatindeyim. Yargı sistemimiz bütün<br />

insanlık için, insanımız için çok önemli.<br />

Çünkü onlar adalet dağıtıyorlar. Ama<br />

adaletin dağıtımında bir endişe söz<br />

konusu ise sorunlar yaşanıyorsa,<br />

yasama görevini yerine getirir ve<br />

oradaki aksaklıkları ortadan kaldırır.<br />

Ama 'efendim darbeciler yargılanmasın,<br />

işkenceciler yargılanmasın, millete zulmedenler,<br />

milleti hiçe sayanlar yargılanmasın'<br />

gibi bir yaklaşım kesinlikle kabul<br />

edilebilir bir yaklaşım olamaz. Ama sistemimizde<br />

eksiklikler arızalar var ise<br />

onlarla ilgili düzenlemeyi her zaman<br />

yaptık, her zaman da yapmamız<br />

gerekiyor. Çünkü çünkü amaç adaletin<br />

tesisidir.<br />

Bu yönüyle olaya bakmak doğru olur<br />

inancındayım.” Bakan Çelik, bir<br />

gazetecinin, “250 madde ile ilgili bir<br />

toplumda ciddi kaygılar var, bunları<br />

paylaşıyor musunuz? şeklindeki sorusu<br />

üzerine şunları kaydetti: “Millete rağmen<br />

bir şeyin olmasından yana hiçbir<br />

zaman olmadık, olmayız. Bunun üzerine<br />

basa basa söylüyorum. Ama milletin<br />

vicdanında yer bulmayan konular varsa<br />

onlarla ilgili değişiklikler gündeme<br />

gelebilir. CİHAN<br />

AKP<br />

Güler: İnsanlar el ele<br />

oldu mu sorun kalmaz<br />

Muammer Güler,<br />

Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'nın<br />

sloganını beğendiğini<br />

söyledi. Güler, "Bizim dilimizi<br />

konuşanlar, bizi anlar. İnsanlar<br />

el ele oldu mu sorun kalmaz."<br />

dedi. Ankara Kapalı Spor Salonu'nda<br />

gerçekleştirilen 10.<br />

Uluslararası Türkçe Olimpiyatları<br />

Ankara ödül törenine<br />

katılan Güler, "Ben de Mardin'den<br />

koştura koştura geldim. İstanbul'da<br />

bundan önceki<br />

yıllarda gerçekleştirilen Türkçe<br />

Olimpiyatları'nın bütün etkinliklerine<br />

katılmıştım. Bu yılkine<br />

de katılmamazlık yapamazdım.<br />

Bu yılki 'insanlık el ele' sloganı<br />

çok güzel. İnsanlar el ele oldu<br />

mu sorun kalmaz. İnsanlığa çok<br />

büyük hizmet yapıyor. 135 ülkeden<br />

bizim dilimizi konuşan insanlar<br />

burada. Bizim dilimizi<br />

konuşanlar bizi anlar. İnsanların<br />

bizi anlaması demek<br />

dünyada barışı ve sevgiyi getirir."<br />

diye konuştu. CİHAN<br />

CHP<br />

CHP, 4+4+4 yasasının iptali için<br />

Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu<br />

CHP, zorunlu eğitimi<br />

kademeli bir şekilde 12 yıla<br />

çıkaran ve kamuoyunda<br />

'4+4+4 yasası' olarak bilinen<br />

kanunun esas bakımından iptali<br />

için Anayasa Mahkemesi'ne<br />

başvurdu. Başvuru<br />

dilekçesini mahkemeye CHP<br />

Grup Başkanvekili Emine<br />

Ülker Tarhan sundu.<br />

Tarhan, mahkeme çıkışında<br />

gazetecilere yaptığı açıklamada<br />

sözkonusu yasanın Birleşmiş<br />

Milletler Çocuk Hakları<br />

Sözleşmesi'ne, Anayasa'nın<br />

10, 24, 42 ve 90'ıncı maddelerine<br />

ve ayrıca devletin laiklik,<br />

eşitlik ve hukuk devleti olmasına<br />

ilişkin maddelere<br />

aykırı olduğunu söyledi.<br />

CHP daha önce aynı yasanın<br />

şekil bakımından iptali için<br />

başvurmuş ancak mahkeme<br />

bu başvuryu reddetmişti.<br />

CİHAN<br />

MHP<br />

Vural'dan Başbakan'a '<strong>2012</strong><br />

model Führer' benzetmesi<br />

Meclis'te basın<br />

toplantısı düzenleyen Vural,<br />

Başbakan'ın 'partili cumhurbaşkanı'<br />

sözlerini eleştirerek,<br />

"Ne yardan ne serden<br />

vazgeçiyor.<br />

Yok öyle 25 kuruşa simit.<br />

Neredeyse anayasa değişikliği<br />

talebinde bulunacak. Kefene<br />

cep koyayım talebinde<br />

bulunacak.<br />

Başbakan kal o zaman,<br />

partin zaten eriyecek.<br />

Başbakan, '<strong>2012</strong> model<br />

Führer olursam ancak partiyi<br />

bir arada tutabilirim'<br />

diyor.<br />

Dünya onun etrafında<br />

dönüyor zannediyor. Bu milletin<br />

Başbakanı olmak yetmiyor<br />

mu sana?" dedi.<br />

CİHAN<br />

BDP<br />

BDP'li Kaplan'dan<br />

hükümete 10. yıl karnesi<br />

BDP Grup Başkanvekili<br />

Hasip Kaplan, Meclis'te düzenlediği<br />

basın toplantısında<br />

hükümete 10. yıl karnesi verdi.<br />

Kaplan, hükümetin karnesi ile ilgili<br />

"Bugün öğrenciler karnelerini<br />

aldılar. Ben de BDP olarak<br />

hükümete 10. Yıl karnesini veriyorum.<br />

Sınıfta çakan tembel bir<br />

öğrenci. Üstelikte ustalık döneminde<br />

bu karneyi alıyor. İnsan<br />

hakları, dış politika ve özgürlük,<br />

güvenlik konularında sıfır.<br />

Özelleştirme, ayrımcılık konularında<br />

10. Suni gündem yaratmada<br />

yıldızlı pekiyi." dedi. AK<br />

Parti'nin 'P' planı olduğunu öne<br />

süren Kaplan, "Ustalık dönemindeki<br />

planları P harfine kadar<br />

geldi. Muhalifleri terörist ilan<br />

etmek, özel güvenlik<br />

mahkemeleri açmak bu planın<br />

bir parçası." dedi. CİHAN


8 Gündem<br />

HERKES<br />

OSTİM'de, kamu<br />

personelini<br />

soruşturma<br />

talebi izne<br />

takıldı<br />

STİM ve İvedik Organize Sanayi<br />

Obölgelerinde 3 ve 4 Şubat 20<strong>11</strong><br />

tarihlerinde meydana gelen ve 20<br />

kişinin ölümüne yol açan 2 ayrı<br />

patlamayla ilgili önemli bir ayrıntı<br />

ortaya çıktı. Oksijen tüplerinden<br />

kaynaklandığı belirlenen<br />

patlamalarda, denetimden sorumlu<br />

olan kamu kurumlarının<br />

yetkililerinin yargılanabilmesi için<br />

mahkemeye izin verilmediği<br />

öğrenildi.<br />

Duruşmanın ardından müşteki<br />

aileler, patlamalarla ilgili kamu<br />

görevlileri hakkında soruşturma<br />

yürüten Cumhuriyet Savcısı<br />

Abdülarif Akgüç ile görüştü.<br />

Aileler adına gazetecilere bir<br />

açıklama yapan Demet Gürer,<br />

savcının, kamu görevlileri<br />

hakkında soruşturma<br />

izni istediğini,<br />

ancak ilgili<br />

kurumların<br />

bu izni<br />

vermediğini iddia etti. İzin talebinin,<br />

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile<br />

Çalışma ve Sosyal Güvenlik<br />

Bakanlığı'nın işyerlerinin<br />

denetimiyle ilgili bürokratları<br />

hakkında olduğu belirtiliyor.<br />

Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki<br />

duruşmaya tutuklu<br />

sanıklar Kasım Ersoy, Bahadır<br />

Esendik ve Burhan Koç ile 6<br />

tutuksuz sanık katıldı. Duruşmada,<br />

sanıklar ile diğer kamu<br />

kurumlarının, patlamalarda kusurlu<br />

olup olmadıklarının, kusurluysalar<br />

ne oranda olduğunun belirlenmesi<br />

için alınmasına karar verilen<br />

bilirkişi heyeti raporunun henüz<br />

dosyaya gönderilmediği belirtildi.<br />

Tutuklu sanıkların avukatları,<br />

müvekkillerinin tahliyelerini talep<br />

etti. Cumhuriyet savcısı<br />

ve müşteki<br />

İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

OSTİM ve İvedik'teki işyerlerinde<br />

meydana gelen ve 20 kişinin ölümüne<br />

sebep olan patlamalarla ilgili davanın<br />

görülmesine devam edildi. Duruşmayı<br />

izleyen aileler, Cumhuriyet Savcısı<br />

Abdülarif Akgüç'ün, olayda ihmali olduğu<br />

düşünülen kamu görevlileri hakkında<br />

yargılama izni istediğini ancak bunun<br />

kabul edilmediğini açıkladı.<br />

avukatları ise sanıkların<br />

tutukluluklarının devamını istedi.<br />

Mahkeme, bilirkişi heyeti raporunun<br />

beklenmesine ve tutuklu sanıkların<br />

bu durumlarının devamına karar<br />

vererek duruşmayı erteledi.<br />

Bu duruşma öncesinde de<br />

patlamada yakınlarını kaybedenler<br />

adliye önünde basın açıklaması<br />

yaptı. İvedik'teki patlamada hayatını<br />

kaybeden Dilek Gürer'in kız kardeşi<br />

Demet Gürer, 'Duruşmalarda<br />

herkesin birbirini sorumlu<br />

tutmasını, denetim görevi olan<br />

kurumlarca hiçbir denetim<br />

yapılmamasını dinlediklerini' ifade<br />

ederek, 'esef, acı, elem ve keder<br />

duyduklarını' belirtti.<br />

"Gaz şirketi çalışanlarından sağırdilsiz<br />

bir işçinin, işverenlerce hiçbir<br />

iş ve işçi güvenliği önlemlerine<br />

bakılmaksızın, yıllardır tehlikeli<br />

işler gördürdüğünü dinledik."<br />

diyen Gürer, OSTİM ve İvedik'te<br />

sevdiklerini kaybedenler olarak,<br />

başka canların yanmamasını,<br />

başka anne ve babaların<br />

ağlamamasını istediklerini aktardı.<br />

Gürer, "Bir araya gelerek, bu<br />

memleketin geleceği için, iş<br />

güvenliği için, sağlıklı yaşam<br />

koşulları için, kanun dışı çalışma<br />

koşullarını sona erdirmek için<br />

davalarımızın takipçisi olmaya<br />

devam ediyoruz." dedi. CİHAN<br />

Özel yetkili mahkemeleri<br />

kaldırıp ne yapacaksınız?<br />

AK Parti millevekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı<br />

Prof. Dr. Burhan Kuzu, özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına yönelik bir<br />

değişikliğin olumsuz sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu: "Normal<br />

mahkemelere mi dağıtacaksınız o davaları? Yani bir hakim cinayete bakacak,<br />

hırsızlığa bakacak, sıra gelirse o davalara da bakacak. Mümkün mü böyle bir<br />

şey? O zaman o davalara sıra gelir mi? Yargı, Ergenekon süreciyle hatırlandı<br />

Türkiye'de. Ergenekon yargılaması sebebiyle, iddia olarak söylüyorum darbe<br />

yapmaya teşebbüsten yargılananlar sebebiyle hatırlandı."<br />

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı<br />

Prof. Dr. Burhan Kuzu, özel yetkili<br />

mahkemelerin kaldırılmasının<br />

olumsuz sonuçlar doğuracağı<br />

uyarısında bulundu. Kuzu, "Özel<br />

yetkili mahkemeleri kaldırıp ne<br />

yapacaksınız? Normal mahkemelere<br />

mi dağıtacaksınız o davaları? Yani<br />

bir hakim cinayete bakacak, adam<br />

yaralamaya bakacak, hırsızlığa<br />

bakacak, falana bakacak filana<br />

bakacak, sıra gelirse o davalara da<br />

bakacak. Mümkün mü böyle bir<br />

şey?<br />

O zaman o davalara sıra gelir mi?"<br />

diye konuştu. Danimarka'nın<br />

başkenti Kopenhag'da Danimarka-<br />

Türkiye İş Dünyası Federasyonu<br />

(DATİFED) tarafından organize<br />

edilen bir toplantıya katılan Prof.<br />

Dr. Kuzu, gündeme ilişkin önemli<br />

açıklamalarda bulundu.<br />

Özel yetkili mahkemelerin<br />

kaldırılacağı yönündeki iddiaları<br />

değerlendiren Kuzu, "Bunlar<br />

esasında ihtisas mahkemeleridir.<br />

Zannederim adındaki 'özel' ifadesi<br />

nedeniyle bir rahatsızlık<br />

oluşturuyor. Ancak kaldırılmaları<br />

kesinlikle iyi olmaz. Özel yetkili<br />

mahkemeleri kaldırıp ne<br />

yapacaksınız? Normal mahkemelere<br />

mi dağıtacaksınız o davaları?<br />

Yani bir hakim cinayete bakacak,<br />

adam yaralamaya bakacak,<br />

hırsızlığa bakacak, falana bakacak<br />

filana bakacak, sıra gelirse o<br />

davalara da bakacak. Mümkün mü<br />

böyle bir şey? O zaman o davalara<br />

sıra gelir mi?" diye konuştu.<br />

Türkiye'de yargının bağımsız<br />

olmadığına dair iddialara da<br />

değinen Burhan Kuzu, şu<br />

ifadeleri kullandı: "İnanın yargı<br />

en bağımsız dönemini yaşıyor.<br />

Açık konuşuyorum; ben<br />

yargının eski yıllarını da<br />

biliyorum. Yargı nasıl hatırlandı<br />

biliyor musunuz? Yargı,<br />

Ergenekon süreciyle hatırlandı<br />

Türkiye'de. Ergenekon yargılaması<br />

sebebiyle, darbe yapmaya<br />

teşebbüsten, iddia olarak<br />

söylüyorum,<br />

yargılananlar<br />

sebebiyle hatırlandı."<br />

Burhan Kuzu'nun gündemindeki bir<br />

diğer konu tutuklu gazetecilerdi.<br />

Şunları söyledi: "İçerde yatan<br />

gazeteciler arasında tecavüz var,<br />

gasp var, resmi evrakta sahtekarlık<br />

var; adı gazeteci adamın. Bir defa<br />

rakam 90 değil 62. Bunların<br />

içerisinde görüşünden dolayı yatan<br />

gazeteci hiç yok. Tarafsız<br />

gözlemciler geldi.<br />

Dediler ki 8 tanesi görüşünden<br />

yatıyor. Görüş dedikleri, terör<br />

örgütüne yardım,<br />

yataklık etmek.<br />

Yani yazısıyla<br />

destek<br />

olmaktan. Eğer<br />

bu, görüş<br />

olarak<br />

sayılırsa bir tek<br />

görüşten yatan<br />

bunlar." CİHAN<br />

İstihbaratçı<br />

Albay'dan şok<br />

sözler: Bunların<br />

sonu idam<br />

olacak<br />

Uludere<br />

klasörleri<br />

çuvalla<br />

TBMM'de<br />

iyarbakır Özel Yetkili Başsavcılığı<br />

DUludere'de 34 köylünün öldürüldüğü<br />

bombalamayla ilgili gizli soruşturmanın<br />

belgelerini Meclis İnsan Haklarını İnceleme<br />

Komisyonu'na gönderdi.<br />

Altı klasör içindeki belgelerin Meclis'e resmi<br />

giriş kaydı perşembe akşamı yapıldı.<br />

Komisyon Başkanı Ayhan Sefer Üstün, bir<br />

çuval içindeki belgeleri imzayla zimmetine<br />

aldıktan sonra odasındaki özel bir dolaba<br />

kilitledi.<br />

Belgeleri hiçbir komisyon üyesine<br />

göstermeyen Üstün, dün sabah Meclis<br />

Başkanı Cemil Çiçek'le Gürcistan seyahatine<br />

çıktı. Üstün'ün pazartesi akşamı döneceği<br />

açıklandı.<br />

MUHALEFET ÜSTÜN'Ü ELEŞTİRDİ<br />

Üstün'ün hafta sonunda Ankara'da<br />

olmaması ve dosyaların Üstün'ün<br />

makamında kilitli durması muhalefet partisi<br />

üyelerinin tepkisine neden oldu.<br />

Komisyon salonunda ışıklar söndürülürken,<br />

bitişik odaların kapıları bile kilitlendi.<br />

Komisyonun muhalefet partili üyeleri<br />

Üstün'ün tavrına tepki gösterdi. Muhalefetin<br />

<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong><br />

'belgeleri görme' talebinden bunalan bazı<br />

uzmanlar çeşitli gerekçelerle izin alıp<br />

Meclis'ten ayrıldı. Alt Komisyon Başkanı, AK<br />

Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener,<br />

belgelerin geldiğini dün telefonla<br />

öğrendiğini, komisyonu salı günü toplantıya<br />

çağıracağını söyledi.<br />

CHP Ankara Milletvekili Levent Gök de<br />

dosyaların TBMM'ye geldiğini medya<br />

mensuplarından öğrendiklerini belirtti.<br />

Gök, 'Gece dahi olsa belgeler geldiği anda<br />

derhal toplantı yapılması konusunda<br />

mutabakat oluşturmuştuk. Bütün<br />

kamuoyunun merakla beklediği bir konuda<br />

bu kadar duyarsızlığa ve belgelerin<br />

saklanmasına şaşırmamak mümkün değil'<br />

dedi.<br />

Vur emrini veren dosyalarda yok<br />

Diyarbakır Özel Yetkili Başsavcılığı'ndan<br />

<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong><br />

Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın<br />

34 sivilin öldüğü Uludere soruşturmasına ilişkin<br />

gönderdiği bir çuval belge ve bilgi TBMM'ye ulaştı.<br />

gelen belgeler arasında İçişleri Bakanlığı<br />

Mülkiye müfettişlerinin raporu,<br />

Genelkurmay Başkanlığı'nın raporu, terör<br />

örgütünün bölgedeki hareketliliğine ilişkin<br />

istihbarat bilgileri, Askeri Savcılığın konu<br />

hakkındaki ifadesine baş vurduğu kişilerin<br />

belgeleri, Heron görüntülerinin analizi,<br />

bilirkişi raporları ile Şırnak Valiliği'nin<br />

olayın meydana geldiği akşam gece saat<br />

23:30'da hazırladığı ve kriz yönetim planının<br />

yer aldığı raporun bulunduğu öğrenildi.<br />

Savcılığın belgeleri gönderirken gizlilik<br />

şartına kısmen uyduğu ve bombalamayı<br />

sağlayan yazılı emiri göndermediği ileri<br />

sürülüyor. Savcılığın, Meclis'e 'vur emri'ni<br />

kimin verdiği bilgisini ise göndermediği<br />

iddia edildi. Komisyon olayı aydınlatmak<br />

için TSK'dan de elindeki bilgileri<br />

göndermesini istemişti. Ancak<br />

Genelkurmay, Meclis'e 'belge' yerine 7<br />

sayfalık 'bilgi notu' göndermişti. CİHAN<br />

ayıttaki ses, Balyoz, Ergenekon ve özellikle 28<br />

KŞubat soruşturmalarına sert tepki gösteriyor.<br />

Hükümete yönelik ağır ifadeler kullanıyor.<br />

Yapılanların hesabının sorulacağını anlatıyor. Şu<br />

anda 1-0 yenik durumda olduklarını ancak maçın<br />

henüz bitmediğini söylüyor. 28 Şubat sürecinde<br />

yapılan illegal uygulamaları tek tek aktarıyor. Sivil<br />

kıyafetle camilere gittiğini, insanları fişlediğini<br />

anlatıyor. Bir astsubayın karısının nasıl giyindiğini<br />

öğrenmek için bir kişinin görevlendirildiğini<br />

söylüyor. Ve bütün bunların aslında illegal şeyler<br />

olduğunu itiraf ediyor. İşte İstihbaratçı Albay<br />

Arıcıoğlu olduğu iddia edilen kişinin sözleri:<br />

DARMADAĞIN OLDUK: "TSK'yı sempatik<br />

gösterecek her şey yasaklanıyor şu an. TSK'nın<br />

halkla iç içe olmasını engellemek için büyük bir<br />

gayret var. Genelkurmay Harekat Daire başkanlığı<br />

söndürüldü. Darmadağınık olduk yani...<br />

Bizim en büyük sıkıntımız ne biliyor musunuz? Bir<br />

sürü şeyler oluyor, ortalık kaynıyor. İçeride şu anda<br />

400 personel var, emekli ya da muvazzaf. Ortam<br />

karışık. Bir tane Allah'ın kulu size açıklama yaptı<br />

mı arkadaşlar? 'Çocuklar gelin bakalım... Şu anda<br />

bunlar oluyor. Temel sıkıntılar bunlar. Böyle bir<br />

durumda harekât tarzımız şöyle olmalı diyen var mı<br />

yaaa! Yok... Ne bilgilendiren var, ne yol gösteren."<br />

MAÇ DAHA BİTMEDİ: "Bu adamlara malzeme<br />

vermemek lazım.<br />

Ekmeklerine yağ<br />

sürmemek lazım. Bilgiyi<br />

mümkün olduğu kadar<br />

saklamak lazım.<br />

Hepimizin buna gayret<br />

göstermesi gerekiyor.<br />

Ama şu anda 1-0 mağlup<br />

durumdayız. Tabii maç 90<br />

dakika yani... Daha<br />

maçın ortalarındayız.<br />

Yani insanın<br />

kahrolmaması mümkün<br />

değil. Resmen<br />

kahroluyorsun. Ne<br />

diyeyim yani, ne hallere<br />

düştük."<br />

rgenekon, Balyoz, 12 Eylül, faili meçhuller,<br />

Eİnternet Andıcı davaları, Türkiye'nin<br />

gecikmiş hukuk mücadelesinin en önemli<br />

örnekleri. Bunun yanında Muhsin Yazıcıoğlu,<br />

Albay Kazım Çillioğlu ve Bahtiyar Aydın'ın<br />

kaza görünümlü ölümlerinin de planlı cinayet<br />

olduğunu doğrulayan soruşturmalar açıldı.<br />

Hukuki süreçler, büyük bir engellemeye<br />

uğramadan bugüne geldi. Ancak, kamuoyuna<br />

yansıyan CMK 250. maddenin değiştirileceğine<br />

yönelik haberler, büyük tereddütlere yol<br />

açıyor. Bazı gazetelere sızdırılan taslak doğru<br />

ise darbe davaları yeni kurulacak bir<br />

mahkemeye devredilecek. Bu, binlerce evrak<br />

ile yüzlerce klasörden oluşan dosyaların<br />

sıfırdan yeni yargıçlara verilmesi demek. Karar<br />

aşamasına gelen Balyoz davası da bunlardan<br />

biri. Eğer yasa belirtildiği gibi geçerse kritik<br />

davaların seyri tamamen değişecek.Asker,<br />

emniyet, siyaset ve mafya mensubu kişilerin<br />

içinde olduğu derin yapılanma Susurluk<br />

kazası ile açığa çıkınca etkin bir yargılama<br />

süreci başlatılamadı. Başlayan dava ise<br />

müdahaleler sonucu küçüldü, anlamsızlaştı<br />

ve bugün Mehmet Ağar'ın aldığı hapis<br />

cezasının 2 yıl içinde infaz da edilmesiyle<br />

tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı. Devlet<br />

içinde devleti koruyan bu yargı süreci, 2007<br />

yılında Ergenekon sürecinin başlamasıyla<br />

değişti. Bugün gelinen noktada içinde asker,<br />

bürokrat, siyasetçi, mafya mensubu kişilerin<br />

yargılandığı onlarca dava ve soruşturmalar<br />

haline geldi. Şimdi Ceza Muhakemesi Kanunu<br />

(CMK) 250 değişikliği ile bu dava ve<br />

soruşturmalara müdahale gündemde. Sadece<br />

Balyoz, Ergenekon davasıyla konuşulsa da, bu<br />

değişiklikten doğrudan ve derin şekilde<br />

etkilenecek dava ve soruşturma sayısı çok<br />

fazla. Hukukçulara göre, CMK 250 değişikliğini<br />

teyit eden Başbakan Yardımcısı Bekir<br />

HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

BU EKİBİN SONU İDAM:<br />

"Eskiden insanlara karamsar tablo çizmekten uzak<br />

şeyler söylüyordum. 'Merak etmeyin bir şey olmaz.<br />

Kontrolümüz altında her şey' falan diyordum.<br />

Başlıktaki sözler internette<br />

yayınlandı. Sesin sahibinin<br />

İstihbarat Albay Yavuz Arıcıoğlu<br />

olduğu iddia ediliyor. Ses TV<br />

Twitter hesabından yayına koyulan<br />

kayıt yaklaşık 5 dakika sürüyor. Ve<br />

Arıcıoğlu olduğu ileri sürülen<br />

kişinin konuşmasından, kaydın,<br />

ortam dinlemesi olduğu anlaşılıyor.<br />

Bozdağ'ın yaptığı 'suç ve cezayı kaldırmıyoruz'<br />

açıklamaları da bu noktada tatmin edici değil.<br />

CMK uygulamalarını yakından takip eden<br />

hukukçular, değişikliğin usul kanununda<br />

yapılmış gibi gözükse bile halen yürümekte<br />

olan birçok kritik dava ve soruşturmaya<br />

doğrudan etki edeceği uyarısında bulunuyor.<br />

İşte CMK'daki değişiklikler konuşulduğu<br />

şekliyle yapılırsa bundan etkilenecek davalar<br />

ve soruşturmalar şöyle:<br />

Yazıcıoğlu soruşturmasında<br />

sanıklara tahliye gelebilir<br />

Muhsin Yazıcıoğlu soruşturması: BBP Genel<br />

Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu, 26 Mart<br />

2009'da Kahramanmaraş'tan Yozgat'a götüren<br />

Cuntalara, yolsuzluklara ve çetelere karşı etkin<br />

mücadele veren özel yetkili mahkemelerin yetkilerinin<br />

kısıtlanacağına yönelik çalışma yapıldığı iddiası, tedirginliğe<br />

yol açtı. Eğer gazetelere sızan taslak yasalaşırsa, dosyalar<br />

yeni yargıçlara verilecek, tahliyeler gündeme gelecek.<br />

helikopter düştü. 29 Mart yerel seçimlerinden<br />

3 gün önce ve 2. Ergenekon iddianamesinin<br />

yayınlandığı gün düşen helikopterin enkazına<br />

2 gün boyunca ulaşılamadı. Malatya<br />

Cumhuriyet Başsavcılığı CMK 250 ile yetkili<br />

savcının yürüttüğü soruşturma kapsamında<br />

ulaşılan görüntülerde, helikopter düştükten<br />

hemen sonra olay yerine gidildiği tespit edildi.<br />

Bu olayla ilgili askerler tutuklandı. Eğer CMK<br />

250 değişirse, bu kişiler serbest kalacak. Milli<br />

Savunma Bakanlığı'ndan izin istenecek. 28<br />

Şubat darbe sanık ve aktörleri serbest kalır<br />

28 Şubat soruşturması: 28 Şubat 1997<br />

sürecinde yapılan postmodern darbe için 15 yıl<br />

sonra soruşturma süreci başladı. Dönemle<br />

ilgili emekli orgeneraller Çevik Bir, Teoman<br />

Koman gibi isimlerin de aralarında bulunduğu<br />

59 kişi tutuklandı. CMK 250 değişirse,<br />

soruşturma dosyası özel yetkili savcılıktan<br />

alınacak. Şüpheliler serbest bırakılıp<br />

soruşturma izni için başvuru yapılacak.<br />

Şimdi onu dediklerim bana, 'hani her şey kontrol<br />

altındaydı, çoğunuz içeride' diyorlar... Adam<br />

Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı için, Türkiye<br />

Cumhuriyeti'nin laikliği için, Atatürk ilkelerinin<br />

idamesi için çalışanlara<br />

terörist muamelesi yapıyor.<br />

Böyle bir şey kabul edilebilir<br />

mi? Bunların sonu idam<br />

arkadaşlar. Bu ekibin sonu<br />

idam, ben görmesem de<br />

sizler göreceksiniz inşallah."<br />

28 Şubat sürecinde<br />

yaptıklarımız illegal şeylerdi<br />

KISA VADEDE KAYBETMİŞ<br />

GÖZÜKÜYORUZ: "Ne hale<br />

geldik yaa... Tugay<br />

komutanımız gözaltında.<br />

İlginç. Bir istihbarat kurmay<br />

albayımız var. M. Albay... Ege<br />

Ordusu Harekat Başkanı.<br />

Adamın Batı Çalışma Grubu<br />

kimlik kartı var, yaka kartı var. O listede ismi var<br />

ama hakim, 'yapacak bir şey yok, bize bu şekilde<br />

talimat geldi.' demiş... Şu anda kısa vadede<br />

Çillioğlu ile ilgili faili meçhul<br />

soruşturması yarım kalacak<br />

Albay Kazım Çillioğlu soruşturması: Tunceli İl<br />

Jandarma alay komutanı iken lojmanında<br />

intihar ettiği iddia edilen Albay Kazım<br />

Çillioğlu'nun ölümüyle ilgili soruşturma,<br />

Malatya özel yetkili savcılığı tarafından devam<br />

ettiriliyor. Yıllar sonra elde edilen deliller<br />

intihar yerine cinayet şüphesini artırdı.<br />

Kamuoyunda faili meçhul diye bakılan bir<br />

davada yeni ve somut delillere ulaşıldı. Kazım<br />

Çillioğlu'nun oğlunu dinlemeye alan bir grup<br />

asker tutuklandı. Yasa değişikliği olursa, bu<br />

dosya da özel yetkili mahkeme kapsamından<br />

çıkmış olacak. Dinleme gerekçesiyle<br />

tutuklanan askerler için de izin talebi<br />

yapılacak.<br />

Zirve cinayetinin asker sanıklarına izin<br />

Zirve cinayeti soruşturması: 17 Nisan 2007'de<br />

Zirve Yayınevi çalışanı üç kişinin<br />

öldürülmesiyle ilgili süren soruşturmada asker<br />

ve akademisyenler tutuklu şüpheli olarak<br />

yargılanıyor. Muvazzaf askerler için bu<br />

soruşturmada da izin istenecek. Cinayetin<br />

Ergenekon davasıyla irtibatının konuşulduğu<br />

düşünüldüğünde kritik bir soruşturma daha<br />

akamete uğrayacak.<br />

27 Nisan bildirgesini<br />

yazanlara dokunulmayacak<br />

27 Nisan soruşturması: Sivil toplum kuruluları<br />

ve vatandaşların şikâyeti üzerine Ankara<br />

Cumhuriyet Başsavcılığı özel yetkili<br />

savcılığında başlamış bir soruşturma var. Bu<br />

soruşturmada ciddi bir aşama kaydedilmedi.<br />

CMK 250 değiştikten sonra bu yöndeki<br />

umutlar da zayıflamış olacak.<br />

Gündem 9<br />

kaybetmiş gibi gözüküyoruz. Şu anda kapının<br />

çalınıp, 'Yavuz gel' denmeyeceğinin de garantisi<br />

yok."<br />

KELLELERİYLE ÖDEYECEKLER: "Yeni Şafak<br />

gazetesi muhabiri (ağır küfürler var); '28 Şubat<br />

sürecinde yaptıklarının bedelini ağır ödediler'<br />

diyor. Dur bakalım daha yaa.. Daha ödeyen<br />

mödeyen yok... İnşallah böyle abuk sabuk şeyler<br />

artar. Hakimlerin savcıların yamuk kararları artar<br />

ki, yarın bir gün hesap sorulması kolay olsun.<br />

Hesap sorulacak da, daha sağlam dayanaklarla<br />

soralım. Ve ben söylüyorum dünden beri, belki bin<br />

defa söylemişimdir. Yani bu herifler, şu anda<br />

bunları bize çektirenler, bunu kelleleriyle<br />

ödeyecekler. Siz göreceksiniz bunu."<br />

ASTSUBAYIN EŞİNİ TAKİP ETTİK: "Bildiğiniz gibi<br />

bizim yetkimiz sadece kışla hudutları içindedir.<br />

Dışarıda takip ve kontrol görevimiz yoktur. Sivil<br />

kıyafet giyip adamı takip etmek, memleketine<br />

gitmek. Şimdi bir tane astbubay vardı. Evli,<br />

çocukları var ama eşini getirmiyor bulunduğu<br />

garnizona. Eşi memleketinde. Neden gelmiyor?<br />

Sağlık fişi çıkartmıyor. Askeri kimlik kartı yok.<br />

Karısını gören yok.”CİHAN<br />

CMK değişikliğinden hangi<br />

dava nasıl etkilenecek?<br />

Asker, emniyet, siyaset ve mafya<br />

mensubu kişilerin içinde olduğu derin<br />

yapılanma Susurluk kazası ile açığa<br />

çıkınca etkin bir yargılama süreci<br />

başlatılamadı. Başlayan dava ise<br />

müdahaleler sonucu küçüldü,<br />

anlamsızlaştı ve bugün Mehmet<br />

Ağar'ın aldığı hapis cezasının 2 yıl<br />

içinde infaz da edilmesiyle tarihin<br />

tozlu raflarındaki yerini aldı. Devlet<br />

içinde devleti koruyan bu yargı süreci,<br />

2007 yılında Ergenekon sürecinin<br />

başlamasıyla değişti. Bugün gelinen<br />

noktada içinde asker, bürokrat,<br />

siyasetçi, mafya mensubu kişilerin<br />

yargılandığı onlarca dava ve<br />

soruşturmalar haline geldi. Şimdi Ceza<br />

Muhakemesi Kanunu (CMK) 250<br />

değişikliği ile bu dava ve<br />

soruşturmalara müdahale gündemde.<br />

30 yıllık darbe davasının<br />

mahkemesi değişebilir<br />

12 Eylül davası: 12 Eylül 2010 referandumunun<br />

açtığı yoldan başlayan soruşturma sonucu<br />

1980'deki darbe ile ilgili Ankara özel yetkili<br />

mahkemede yargılama başladı. Eski<br />

Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'le birlikte<br />

üç sanığı bulunan dava da özel yetkili<br />

mahkeme kapsamından çıkacak.<br />

Ergenekon davası duracak mı?<br />

Ergenekon davası: Ergenekon davasında 61'i<br />

tutuklu 256 sanık yargılanıyor. Savcılık<br />

mütalaası aşamasına gelen dava da CMK 250<br />

değişikliğinden nasibini alacak. Yasa değişip,<br />

izin şartı gelirse, emekli orgeneraller başta<br />

eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ olmak<br />

üzere muvazzaf asker sanıklar ya da suç<br />

işlendiği tarihte muvazzaf olanlar için izin<br />

talebi olacak. Bu durumda yargı sürecini<br />

durduracak. Bu süreçte de tahliye yine<br />

gündeme gelebilir.<br />

Balyoz'da tahliye ihtimali<br />

Balyoz davası: İstanbul 10. Ağır Ceza<br />

Mahkemesi'nde görülen davada 2002-2003<br />

yılında yapılan bir darbe planına ilişkin 251'i<br />

tutuklu 365 muvazzaf ve emekli asker<br />

yargılanıyor. 16 Aralık 2010'da başlayan<br />

yargılama savcılığın mütalaa aşamasını geçti.<br />

Son savunmalar alındıktan sonra davada<br />

karar çıkacak. Bu dava da özel yetkili<br />

mahkeme kapsamından alınacak. İddiaya göre<br />

Ankara'daki farklı bir mahkemeye<br />

gönderilecek. İzin şartı gelirse, sanıklar için<br />

bu konuda başvuru yapılacak. Bu durumda<br />

yargılama duracak, tahliyeler gündeme<br />

gelebilecek.CİHAN


<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> PAZARTESİ<br />

En büyük kartondan at heykelini yaptılar<br />

Sivas’ta atık<br />

kartondan 5.5 m<br />

yüksekliğinde Truva<br />

atı yapan Üniversiteli<br />

öğrenciler dikkat çekti.<br />

Kendilerine ”Gereğini<br />

yapanlar genlik<br />

Kulübü” adını veren<br />

gençler, ‘Atıktan sanata<br />

geri dönüşüm’ adıyla<br />

Avrupa Birliği gençlik programları kapsamında proje<br />

hazırladı. Öğrenciler geri dönüşebilen atıklardan<br />

yaptıkları sanatsal çalışmalarla ilgi gördü. Kongre<br />

müzesi bahçesinde sergi açan gençler yaptıkları ilginç<br />

heykellerle ilgi gördü. Tellerden, şişe kapaklarından<br />

çeşitli şekiller yapan en önemlisi Kartondan Truva atı<br />

yapan Kulüp üyeleri çevre kirliliğinin önlenmesi<br />

açısından önemli bir görev üstlendi. Proje sorumlusu<br />

Ömer Lütfi Tütüncü yaptığı açıklamada, dönüşebilen<br />

atıklardan (karton koliler,plastik şişeler, gazete kağıtları,<br />

metal içecek kutuları ve kompozit atıklardan) sanat eseri<br />

ürettiklerini belirterek, Lise ve Üniversiteye geri<br />

dönüşüm kutuları yerleştirdiklerini, bu kutularda<br />

biriken atıklardan da çalışma grubuyla birlikte heykeller<br />

üreterek Sivas halkıyla paylaştıklarını dile getirdi.<br />

Atık kartonlardan Truva atı yapma fikrinin<br />

arkadaşlarıyla fikirler üzerinde tartışırken ortaya<br />

çıktığını aktaran Tütüncü, “Karton kutuların ne kadar<br />

fazla tüketildiği ve ne kadar fazla çöpe atıldığı<br />

konuşulurken bununla ilgili neler yapılabilir diye<br />

tartıştık. Tabi ki ilgi çekmemiz gerekiyordu. Bir<br />

arkadaşımız Truva atı olsun dedi ve çalışmaya başladık.<br />

5.5 metre uzunluğunda Truva atımız karton kolilerden<br />

oluştu.”dedi. Çalışmaya 2 ay öncesinden başladıklarını<br />

ve atı 20 günde 20 kişinin geceli gündüzlü çalışmasıyla<br />

yaptıklarını kaydeden Tütüncü, “3 ayda ise atıklarımızı<br />

topladık.Daha fazla eser oluşturacaktık ancak bizimde<br />

bir bütçemiz ve enerjimiz var, ancak bu kadar<br />

yapabildik” diye konuştu. Atı yaparak rekor kırdıklarını<br />

anlatan tütüncü, “Aslında bu at şöyle bir özellik taşıyor,<br />

internetten baktık, dünyanın en büyük karton heykeli.<br />

Boyutlarına baktık en fazla 3 m’ye kadar var, CİHAN<br />

Gerçekçi olmanın zamanı<br />

Kürt meselesinin çözümünde<br />

hayat yeni imkânlar sunuyor.<br />

Dünyanın karmaşık yapısı üretilen<br />

her acının paralelinde olumlu yönde<br />

kapıların açılmasına neden olabiliyor.<br />

Suriye'de Esed'den sonraki<br />

muhtemel siyasî yapının belirsizliği<br />

bölgede Şiilik üzerinden bir güç hattının<br />

oluşmasını sağladı. Rusya, Çin<br />

ve İran'ın destekleri, buna karşın<br />

ABD ve İsrail'in duruma razı gelen<br />

yaklaşımları bu hattın uzun vadeli<br />

olabileceğini söylüyor.<br />

Bu durum Irak'ın Şii Başbakanı Maliki'nin<br />

güç alanını genişletmesiyle<br />

sonuçlandı. Böylece Irak'ın iç<br />

siyasetindeki başlangıç dengesi<br />

bozulurken, Kürdistan'ın daha özerk<br />

bir siyaset izlemesi de meşru hale<br />

geldi.<br />

Deneyimli bir siyasetçi olan<br />

Barzani'nin bu fırsatı kaçırmayacağı<br />

ve Kürt dünyasında kendisini<br />

temsilî liderliğe taşıyacak adımları<br />

atmak isteyeceği açıktı. Öte yandan<br />

Kürdistan son dönemdeki sosyal ve<br />

ekonomik alandaki yeniden yapılanmasını<br />

siyasetteki kısmî liberalizmle<br />

de destekleyerek, bölgede 'örnek' bir<br />

konuma doğru evrilmekte.<br />

Dolayısıyla Barzani'nin Kürdistanı<br />

geleceğin Ortadoğu'su açısından<br />

Batı'nın istikrar ve özgürlükler adına<br />

güvenebileceği bir coğrafya. Ayrıca<br />

Suriye'deki gelişmelerin oradaki<br />

Kürtleri de aktörleştireceği ve bunun<br />

Batı açısından bir 'denetim ihtiyacı'<br />

yaratacağı hesaba katılırsa,<br />

Barzani'nin etkisinin artmasının Batı<br />

tarafından destekleneceğini<br />

öngörmek zor değil.<br />

Diğer taraftan Barzani'nin bu yeni<br />

role soyunabilmesi, hem Kürdistan<br />

siyasetini demokrasi içinde<br />

tutabilmesini, hem de Suriye Kürtleri<br />

üzerinde etkili olabilmesini gerektiriyor.<br />

Genel açıdan bakıldığında<br />

Barzani'nin yeni kariyerinin barış ve<br />

istikrarın bölgeye doğru yayılmasının<br />

sözcülüğünü yapmak olduğu<br />

söylenebilir. Ne var ki bu yolun üzerinde<br />

ciddi bir engel bulunuyor:<br />

PKK'nın silahlı mücadeleye devam<br />

etmesi ve en azından bir kanadıyla<br />

Esed'e destek vermesi...<br />

Bu noktada Barzani'nin gücü yetersiz<br />

kalıyor, çünkü PKK ile kimliksel bağ<br />

olsa da örgüt Barzani'nin ideolojik<br />

hükümranlığının parçası değil. Diğer<br />

bir deyişle Barzani açısından 'çözüm'<br />

PKK'nın Türkiye ile olan ilişkisi<br />

çerçevesinde silah bırakmayı kabul<br />

etmesinden geçiyor ki bu da<br />

Türkiye'nin Kürt meselesinde yeni bir<br />

adım atmasını ima ediyor.<br />

Nihayet böyle bir gelişme Batının ve<br />

özellikle ABD'nin de işine geliyor.<br />

Çünkü İsrail engeline takılmadan<br />

bölgeyi yeni bir dengeye getirmenin<br />

yolu, Kürt meselesinin çözümüyle ve<br />

böylece Suriye'ye tahammül<br />

edilebilen bir Ortadoğu üretilmesiyle<br />

sağlanabilir. İşin kritik yanı şu ki, bu<br />

tablo aynı zamanda Türkiye'nin de<br />

istediği doğrultuda... Suriye<br />

konusunda giderek yalnızlaşan ve<br />

duruma razı olmak zorunda<br />

bırakılan Türkiye, bu istikrarsızlık<br />

haliyle yaşamanın nasıl olabileceğini<br />

hesaplamak zorunda...<br />

Dostane olmayan bir Suriye komşuluğu<br />

ile birlikte sürdürülecek bir PKK<br />

mücadelesinin vahim sonuçları olabilir.<br />

Özellikle Esed yerini sağlamlaştırıp<br />

nisbi bir düzen sağladığı<br />

andan itibaren, Kürt siyasetinin en<br />

azından bir bölümünün daha 'derin'<br />

kanallara gireceğini tahmin edebiliriz.<br />

Bu aktörlerin, tüm yargı süreçlerine<br />

karşın ve belki de o sayede,<br />

ayakta kalan Türkiye'deki ulusalcı<br />

siyasetle ilişki kurmamasını ise hayal<br />

bile etmemek gerek...<br />

Türkiye'nin bu açmazdan hızla çıkmasının<br />

yolu Kürt meselesinde<br />

çözüme doğru ilerlenmesidir.<br />

PKK'nın buna yanaşmayacağı, sorun<br />

çıkartacağı, çıtayı sürekli yükselterek<br />

Dünya kan bağışı rekorunu kırmak için sıraya girdiler<br />

Va li li ğin ko or di ne sin de Türk Kı zı la yı Ada na Şu be si,<br />

dün ya kan ba ğı şı re ko ru kır ma de ne me sin de bu lun du.<br />

Biz Adanalıyık kan portakal meyvemiz yardımsever<br />

milletiz’ ve ‘kan ver hayat kurtar;<br />

kahraman ol’ sloganı ile hayata geçirilen projeye<br />

vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. İstasyon Meydanı’nda<br />

düzenlenen organizasyonda donörler<br />

kan bağışında bulunmak için sıraya girdi. Kurulan<br />

çadırlarda 25 bin ünite kan toplanarak, daha<br />

önce Hindistan'ın Mumbai kentinde gerçekleştirilen<br />

25 bin ünitelik 'dünya kan bağışı rekoru' kırılmaya<br />

çalışılıyor.<br />

Kurulan platformda Büyükşehir Belediyesi Bando<br />

ekibinin seslendirdiği müzikler eşliğinde ‘şölen’<br />

havasına bürünen etkinliğe destek veren Vali<br />

Hüseyin Avni Coş, Adana’da bir günde toplanan<br />

kan bağışında Türkiye rekoru kırmayı planladıklarını<br />

söyledi. Halkın kampanyaya büyük duyarlılık<br />

gösterdiğine işaret eden Coş, “Söz konusu<br />

olan yardımlaşma, dayanışma ve insani yardımsa<br />

Adanalı hemşerilerimiz fedakarlık gösterirler. Onlardan<br />

gelen istek doğrultusunda, STK’ların da<br />

katkılarıyla başlattığımız bu aktivitede bir günde<br />

toplanan kan ünitesi sayısında rekor kırmayı<br />

amaçlıyoruz.” dedi. Türkiye rekorunun yanı sıra<br />

süreci çıkmaza sürükleyeceği öne<br />

sürülebilir. Ama hükümetin çözüme<br />

doğru ilerleme iradesini açıkça<br />

göstermesi halinde, PKK'nın Kürtler<br />

nezdindeki etkisi ve prestiji de<br />

giderek örgütün çözüme ne denli<br />

katkıda bulunacağına bağlı hale<br />

gelecektir. Eğer hükümet<br />

samimiyetini ortaya koyabilirse,<br />

PKK'nın bu riski taşımakta zorlanacağını<br />

öngörebiliriz. Hele<br />

Barzani ve ABD'nin de aynı yönde<br />

tavır koymaları durumunda, PKK'nın<br />

siyaseti çok daha 'gerçekçi' bir konuma<br />

kayacaktır.<br />

Ne var ki bu 'gerçekçilik' PKK'nın üzerindeki<br />

baskıya teslim olacağını ima<br />

etmiyor. Aksine 'gerçekçilik' böyle bir<br />

durumda PKK'nın daha da<br />

sertleşmesine neden olabilir. Unutmamak<br />

gerek ki, bir aktörün gerçekçi<br />

davranabilmesi, hemen her zaman<br />

gücü ellerinde tutanların önerdiği<br />

çözümün ne denli gerçekçi<br />

olduğuyla da bağlantılıdır.<br />

Bu açıdan bakıldığında Erdoğan'ın<br />

"PKK silah bıraksın, operasyonlar<br />

durur" beyanı yeterince gerçekçi<br />

gözükmüyor. Çünkü bunun anlamı<br />

"Sen silah bırak, ben silahımı susturayım"<br />

demektir ve PKK'nın silah<br />

susturması halinde ne yapılacağı<br />

konusunu boş bırakmaktadır. Devlet<br />

silah bırakamayacağına ve çözüm<br />

için PKK'nın silah bırakmasının şart<br />

olduğuna göre, bunu sağlamanın<br />

yolu devlet ile PKK arasındaki<br />

asimetriyi kapatacak bir adımın atılmasıdır.<br />

Yani PKK'lıları sadece basit vatandaş<br />

kılmak değil, onları doğrudan<br />

siyasetin öznelerinden biri yapacak<br />

kapsamlı bir af... Başbakan'ın beyanı<br />

çözüm için yola çıkıldığını söylüyor.<br />

Eğer PKK tarafından da bir niyet<br />

beyanı gelirse, sonraki adım gerçekçi<br />

bir sürecin başlamasını sağlayabilir.<br />

Ortadoğu'nun çalkantılı ve istikrarsız<br />

hali, istikrarı özleyen herkesi işbirliğine<br />

davet ediyor. Yeter ki dar<br />

bakışlar ve kimliksel kibir gerçekçiliği<br />

engellemesin.<br />

Zaman 18 Mayıs <strong>2012</strong><br />

uluslararası bir derce elde etmeyi düşündüklerini<br />

hatırlatan Coş, “Esas amacımız, rekor kırmak<br />

değil. Bugüne kadar hiç kan vermeyen<br />

insanları da bu alışkanlığı kazandırmak istiyoruz.<br />

Bunun için kan vermek konusunda<br />

toplumun bütün kesimlerinde bir duyarlılık oluşturmaya<br />

gayret ediyoruz. İnsanlar ihtiyaç duydukları<br />

kanı bulsunlar; artık ‘kan anonsları<br />

olmasın’ diye, çabalıyoruz.<br />

İnşallah akşama bir dünya rekoruna imza<br />

atarız.” şeklinde konuştu. Büyükşehir Belediye<br />

Başkan Vekili Zihni Aldırmaz ise Adana’nın<br />

sadece kan bağışında değil, birlik ve beraberlikte<br />

de rekor kırdığını kaydetti. ‘Ortak akıl dediğimiz<br />

bu’ ifadesini kullanan Aldırmaz, kan bağışına<br />

gösterilen ilginin memnuniyet verici olduğunu<br />

vurguladı. Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’ni ziyareti<br />

dolayısı geldiği Adana’da kan bağışı programına<br />

katılan Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK)<br />

Başkanvekili Prof. Dr. Şaban Çalış ise kampa-<br />

Şüpheli çantadan<br />

makyaj malzemesi çıktı<br />

Cari açık ve finansmanı<br />

konusundaki yazılarımda,<br />

reel sektörün yüksek döviz<br />

pozisyonu açığı olduğuna dikkat<br />

çekmeye çalıştım.<br />

Dışa açık ekonomilerde, sektörlerin<br />

döviz varlıkları ile yükümlülükleri<br />

arasında büyük farklar<br />

oluşması sıkıntılar yaratır.<br />

Ülkeye yatırım yapan fon yöneticileri,<br />

kredi veren bankalar, şirketler<br />

kesiminin ve ekonomideki<br />

diğer sektörlerin döviz pozisyonlarını<br />

yakından takip ederler.<br />

Çünkü dış kaynaklı krizden ilk<br />

önce etkilenecek olanlar, en çok<br />

açık verenlerdir.<br />

2001 KRİZİNDE FİNANSAL SEK-<br />

TÖR<br />

2001 'de en büyük açık Hazine ve<br />

finansal sektördeydi. Hazine'nin<br />

döviz varlıklarının olmaması<br />

doğal.<br />

Portföyünde döviz varlığı tutması<br />

beklenmiyor. Buna karşılık kamunun<br />

dış borçlan nedeniyle<br />

döviz yükümlülükleri her zaman<br />

büyük.<br />

Krizin hemen öncesinde Kasım<br />

2000 tarihinde finansal sektörün<br />

döviz pozisyonu açığı 18.5 milyar<br />

dolar civarındaydı.<br />

Açığın milli gelire oranı yaklaşık<br />

yüzde 7. Döviz girişleri durunca<br />

sektörün başına gelenler henüz<br />

hafızalardan silinmedi. Birçok<br />

banka battı.<br />

Mevduat sahiplerine yapılan<br />

ödemeler dahil, Hazine'den milyarlarca<br />

lira kaynak aktarıldı, finansal<br />

sektör ayağa kaldırıldı.<br />

Amacım geçmişe dönerek nostalji<br />

yapmak değil,<br />

Merkez Bankası'nca yayımlanan<br />

aşağıdaki tabloda yer alan bilgi-<br />

leri bu bakış açısıyla değerlendirmek.<br />

ŞİMDİ REEL SEKTÖR<br />

Tablo, finansal kesim dışındaki<br />

firmaların döviz varlık ve yükümlülüklerini,<br />

diğer bir deyimle,<br />

reel sektörün net döviz pozisyonunu<br />

içeriyor.<br />

Rakamlar 20<strong>11</strong> yılında net döviz<br />

pozisyonunun 122.7 milyar dolar<br />

açık verdiğini gösteriyor. Milli<br />

gelirin yüzde 16'dan fazla.<br />

Önemli bir büyüklük.<br />

Şirketlerin varlıkları geçen yıl<br />

azalmış. En çok mevduatlarda<br />

değişim var.<br />

Firmalar yurtdışı bankalarda tut-<br />

tukları mevduatlarını yaklaşık<br />

12.7 milyar dolar küçültmüşler.<br />

Buna karşılık yurtiçi bankalardaki<br />

döviz tevdiat hesapları 5.2<br />

milyar dolar büyümüş.<br />

Yükümlülüklerindeki yıllık artış<br />

24 milyar dolardan çok.<br />

Görüldüğü gibi en büyük yükseliş<br />

yurtiçinden sağlanan kredilerde.<br />

2010 yılında kambiyo mevzuatında<br />

yapılan değişikliklerin<br />

etkisiyle şirketler dışarıda tuttukları<br />

mevduatı içeriye getirmişler<br />

ve döviz kredisi almışlar.<br />

İçerideki bankalardan aldıkları<br />

döviz kredilerinin tutarı, dışarıdan<br />

aldıklarını geçmiş.<br />

Geçen yıl net döviz pozisyonunda<br />

görülen yüzde 31 'lik değişim<br />

önemli.<br />

Ancak daha önemlisi kısa vadeli<br />

10<br />

nyanın başarıya ulaşmasını temenni etti. Bu tür<br />

girişimlerin toplumdaki kan bağışı bilincini daha<br />

da geliştireceğine dikkat çeken Çalış, üniversite<br />

personelinin de bu faaliyetlere iştirak etmesini<br />

istedi. Kızılay Adana Şube Başkanı Ramazan<br />

Saygılı ise kentte bir ilki denemek istediklerini<br />

dile getirdi. Kan bağışının 15 ilçe ve il merkezinde<br />

bir anda yapıldığını açıklayan Saygılı, şöyle<br />

devam etti:<br />

“Türkiye’de ilk kez dünya kan alma rekorunu kırmak<br />

için yola çıktık. Muradımız bu alanda dünya<br />

rekorunu kırmaktan öte bir farkındalık ve kan<br />

verme bilincini oluşturmaktır. Can kardeş olan<br />

halkımızın kan kardeşi olmasını istiyoruz. Bugün<br />

Adanalılar bugün kan kardeşi olduğuna herkes<br />

şahitlik ediyor. Klasmanımız 25 bin kan ünitesi.<br />

Ülkenin kan ihtiyacı 1.8 milyon ünite. <strong>2012</strong> yılı<br />

itibariyle 600 bin kan ünitesi açığı var. Festival<br />

havasındaki bu etkinliğimizle vatandaşlarımızı<br />

kan vereye özendirmek istiyoruz. CİHAN<br />

Bitlis’in Tatvan<br />

ilçesinde Tatvan Kaymakamlığı<br />

yakınlarına<br />

bırakılan şüpheli bir<br />

çanta paniğe yol açtı.<br />

Fünye ile patlatılan çantadan<br />

çıkan ürünler polisi<br />

şaşırttı. Olay, Tatvan’da<br />

meydana geldi. Yol kenarına<br />

bırakılan çantanın<br />

çevredeki vatandaşlar<br />

tarafından fark edilip<br />

polise haber verilmesi üzerine<br />

olay yerine gelen<br />

polis ekipleri çevrede<br />

önlem aldıktan sonra,<br />

Reel sektörün net döviz pozisyonu çok açılmış<br />

Etyen MAHÇUPYAN Hakan ÖZYILDIZ<br />

bomba imha ekibine<br />

haber verdi. Şüpheli çanta<br />

nedeniyle yol bir süreliğine<br />

trafiğe kapatıldı.<br />

Olay yerine gelen bomba<br />

imha ekipleri Cumhuriyet<br />

Caddesi üzerine bırakılan<br />

çantayı fünye ile patlattı.<br />

Fünye ile patlatılan çantanın<br />

içerisinde makyaj<br />

malzemesi olduğu anlaşıldı.<br />

Çantanın patlatılmasının<br />

ardından kısa<br />

süreli trafiğe kapatılan<br />

anayol tekrar trafiğe<br />

açıldı. CİHAN<br />

net döviz pozisyonunda görülen<br />

artış. Bir yılda 16 milyar dolardan<br />

fazla büyümüş. 2008 yılında<br />

yaşanan dünya krizinden de<br />

fazla. Rakam yine de diğerlerinin<br />

yanında çok büyük görünmüyor.<br />

Bu nedenle asıl bakılması<br />

gereken değişim oranı: Yüzde<br />

1.571. Çok büyük bir artış.<br />

Kısa vadeli döviz pozisyonu<br />

açığının bu kadar büyümesinin<br />

nedenini çok iyi tahlil etmek<br />

gerekiyor.<br />

İhracatta, turizmde veya diğer<br />

döviz getiren ekonomik<br />

faaliyetlerde bir sıkıntı olursa bu<br />

şirketlerin döviz yükümlülüklerini<br />

kapatmak için acil desteğe<br />

ihtiyaçları olabilir.<br />

Umarım, söylendiği gibi patronların<br />

yurtdışında ve kayıtdışında<br />

yeteri kadar parası vardır.<br />

Bu tabloyu görünce TC Merkez<br />

Bankası'nın dövizdeki oynaklığı<br />

neden bu kadar önemsediği daha<br />

iyi anlaşılıyor.<br />

Kurlar aniden yükselse şirketlerin<br />

çoğuna ucuz döviz bulmak<br />

görevi, eninde sonunda ona kalacak.<br />

Düşük kur aynı zamanda enflasyonun<br />

düşmesine de yardımcı<br />

olduğuna göre, Merkez Bankası<br />

haklı.<br />

Ama bankalar, şirketler, hanehalkı<br />

herkes ucuz borçlanmak<br />

için bu kadar dövize yönelirse,<br />

ister istemez fiyatlama ve diğer<br />

ekonomik kararlar da dövizle belirlenmeye<br />

başlar.<br />

Böylelikle dolar, euro yerel<br />

paranın yerini alır. Sonuç dolarizasyon<br />

ve ülke ekonomisinin<br />

sıcak paraya bağımlılığının her<br />

geçen gün artması demektir. Bu<br />

bağımlılığın sonuçlarını çoğumuz<br />

deneyimlerle biliyoruz.


<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> PAZARTESİ<br />

MEB, eğitim sorunlarını<br />

Van’dan cevaplayacak<br />

Milli Eğitim Bakanlığı<br />

İletişim Merkezi<br />

(MEBİM) Van’ın Erciş<br />

ilçesinde resmi törenle açıldı.<br />

Merkezde, 100 çağrı merkezi<br />

elemanı ve 20 destek elemanı<br />

görev yapıyor. 7 gün 24 saat<br />

ulaşılabilen merkez, hizmete<br />

başladığı 1 Mart tarihinden<br />

bu yana 450 bin çağrıya<br />

cevap verdi. Merkeze ortalama<br />

olarak günde 4 bin 800<br />

çağrı geliyor.<br />

Erciş’te açılan merkez, deprem<br />

sonrasında çalışanların<br />

kapalı alanda kalma korkusu<br />

da göz önünde bulundurularak<br />

tek katlı ve çelik konstrüksiyon<br />

olarak inşa edildi.<br />

800 metrekarelik hizmet binasında,<br />

MEB’in görev alanlarıyla<br />

ilgili gelen her türlü<br />

bilgi edinme, şikayet, ihbar,<br />

görüş-öneri ve talepleri etkin<br />

ve hızlı bir biçimde çözüme<br />

kavuşturmak amaçlanıyor.<br />

Milli Eğitim Bakanı Ömer<br />

Dinçer, çağrı merkezini depremden<br />

önce Karaman’a<br />

yapmayı düşündüklerini be-<br />

D<br />

Ü<br />

N<br />

K<br />

Ü<br />

Ç<br />

Ö<br />

Z<br />

Ü<br />

M<br />

Ç<br />

E<br />

N<br />

G<br />

E<br />

L<br />

B<br />

U<br />

L<br />

M<br />

A<br />

C<br />

A<br />

lirterek şunları söyledi:<br />

“Doğup büyüdüğüm memleketim<br />

Karaman’a yatırım<br />

olsun diye orada yapılmasına<br />

karar vermiştik ve ihalesi<br />

yapılmıştı. Depremden sonra<br />

buraya gelip durumu<br />

görünce Erciş’e yapmaya<br />

karar verdik. Türkiye’nin en<br />

ucuz hizmet veren, en fazla<br />

özürlü çalıştıran merkezi<br />

burası. Kimin aklında ne<br />

varsa Alo 147’yi arasın. Turkcell’le<br />

görüşmemizde telefon<br />

en fazla 3 kez çalıştığında<br />

cevap verilmesi gerektiğini<br />

aksi takdirde sözleşmeyi iptal<br />

edeceğimi şart koşmuştum.<br />

Şimdi telefon bir kez<br />

çaldığında hemen cevap veriliyor.”<br />

MEBİM’in kurulması<br />

sürecinde medyanın ve bazı<br />

sendikaların burayı öğretmen<br />

şikayet merkezi olarak<br />

tanımladığını belirten<br />

Dinçer, bu tesisin öğrencilerin<br />

öğretmenlerini şikayet<br />

edeceği yer olmadığını<br />

söyledi. Turkcell Genel<br />

Müdürü Süreyya Ciliv, 1<br />

Mart’ta geçici binasında<br />

hizmet vermeye başlayan<br />

MEBİM’in, Milli Eğitim<br />

Bakanlığı’nın talebi doğrultusunda<br />

Turkcell Global Bilgi<br />

ve Turksat iş birliği ile Van’ın<br />

en büyük nüfusa sahip ilçesi<br />

Erciş’te açıldığını söyledi.<br />

AA<br />

Dinçer’den 40 bin müjde<br />

Ağustos<br />

ayında 40<br />

bin öğretmen<br />

ataması<br />

yapılacağını<br />

açıklayan<br />

Dinçer, “Bu<br />

yıl 57 bin<br />

öğretmen<br />

kadrosu verilmiş<br />

oldu.<br />

Van’ın Erciş ilçesinde Milli<br />

Eğitim Bakanlığı İletişim<br />

Çağrı Merkezi’nin açılışına<br />

katılan Milli Eğitim Bakanı<br />

Ömer Dinçer, atama bekleyen<br />

öğretmen adaylarına müjde<br />

verdi. Dinçer, Ağustos ayında<br />

40 bin öğretmen ataması<br />

yapılacağını açıkladı. Dinçer,<br />

“Şubat ayında da 17 bin kadro<br />

tahsis etmiştik. Bunu da Doğu<br />

ve Güneydoğu için kullandık.<br />

Yani bu yıl 57 bin öğretmen<br />

kadrosu verilmiş oldu. Bu da<br />

Cumhuriyet tarihinde verilmiş<br />

en büyük kadrodur. Bunun<br />

için Başbakan Erdoğan’a<br />

teşekkür ediyorum. Maliye<br />

Bakanlığı tüm imkanlarını zorlayarak<br />

bu kadroları verdi”<br />

dedi. Bu arada Dinçer, okul<br />

planlamaları konusunda<br />

genelge yayımlayarak, 81 il<br />

valiliğine gönderdi. Dinçer,<br />

okul öncesi, ilkokul, ortaokul<br />

ve imam hatip ortaokullarını<br />

açma- kapama, ad değiştirme,<br />

planlama gibi işlemlerin<br />

valiliklerce yapılacağını belirterek,<br />

“Bu planlamalar<br />

acilen tamamlanarak, 8-15<br />

Haziran <strong>2012</strong> tarihleri arasında<br />

sisteme girişleri yapılacak”<br />

dedi. Genelgede, özetle şunlar<br />

kaydedildi: “<strong>2012</strong>- 2013 eğitim-<br />

öğretim yılında imam hatip<br />

ortaokullarının sadece 5’inci<br />

sınıfına öğrenci alınacak. <strong>2012</strong><br />

Eylül ayı itibariyle 5’inci sınıfa<br />

başlayacak öğrencilerin sadece<br />

ortaokul olarak belirlenen<br />

okula, e-okul üzerinden kayıtları<br />

yapılacak. Ancak, imam<br />

hatip ortaokuluna gitmek<br />

isteyen öğrencilerin velilerinin<br />

başvurusu üzerine bu okula<br />

kayıtları yapılacak, bu şekilde<br />

kaydı yapılan öğrencilerin eokul<br />

sisteminden ortaokula<br />

yapılan kaydı düşülecek. Aynı<br />

binada ilkokul ile ortaokulun<br />

bulunması ve ikili öğretim<br />

uygulamasının zorunlu olması<br />

durumunda ise ortaokul<br />

sabahçı, ilkokul ise öğlenci<br />

olacak.” AA<br />

Erdoğan Üniversitesi ilk mezununu verdi<br />

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi<br />

ilk mezunlarını verdi.<br />

Üniversitenin spor salonunda<br />

yapılan programa, Rize Vali vekili<br />

Hakan Burak Uz, AK Parti Rize Milletvekili<br />

Nusret Bayraktar, İl Garnizon<br />

Komutanı Albay Turhan Talu,<br />

Belediye Başkanı Halil Bakırcı,<br />

öğretim görevlileri, öğrenciler ve<br />

aileleri katıldı. Rektörü Prof. Yılmaz,<br />

törende yaptığı konuşmada,<br />

kaliteli eğitim, öğretim vermeyi<br />

amaçladıklarını, bunun için<br />

hizmetlisinden en üst kademeye<br />

kadar herkesin üzerine düşeni<br />

yaptığını belirtti. ''Başbakanımıza<br />

özellikle üniversiteleri demokratik<br />

ortama taşıdığı için teşekkür etmek<br />

istiyorum. Zira herkes burada<br />

kardeşçe fikrini zikrini açıkça ifade<br />

edebiliyor. Bu büyük bir başarıdır.<br />

Bu başarının alkışlanması gerekir.<br />

Millet olarak biz buna muhtaçtık.<br />

Üniversitelerde herkes konuşabilmeli,<br />

fikrini söyleyebilmeli<br />

ancak nerede durması gerektiğini<br />

de bilmeli. Üniversitemizin toplam<br />

öğrenci sayısı 12 bin, yaklaşık 600<br />

öğretim elemanı görev yapmakta.<br />

Bu kadar yoğun nüfus bir yerde ol-<br />

unca zaman zaman sorunlar olabilir.<br />

Ancak 20<strong>11</strong>-<strong>2012</strong> öğretim<br />

yılında bir öğrencimizin burnu<br />

kanamamıştır.'' 'Üniversiteler artık<br />

eski statik yapısından kurtulup dinamik<br />

bir yapıya kavuşmak<br />

zorunda. Üniversiteler, herkes üzerine<br />

düşen görevi yerine getirip<br />

çalışırsa yükselir. Üniversiteler<br />

kişilere bağımlı kuruluşlar değildir.<br />

Bağımlı olduğu taktirde alçalır seviye<br />

kaybederler. Bu nedenle gerek<br />

eğitim ve öğretimde gerek Ar-Ge<br />

çalışmalarında önemli planlar<br />

yaptık, uygulamaya koyuyoruz. AA<br />

Akgül'den, okul birincisine dizüstü bilgisayar<br />

LYS’de dereceye<br />

girecek Mamaklı<br />

öğrencilerin de ödüllendirileceği<br />

ifade eden<br />

Başkan Akgül,<br />

"Eğitime sunduğumuz<br />

destek artarak devam<br />

ediyor." dedi.<br />

Başkan Akgül, daha<br />

önce katıldığı mezuniyet<br />

şenliğinde<br />

Açıkalın İlköğretim<br />

Okulu’nu birincilikle<br />

tamamlayan Hüseyin<br />

Canbulat isimli öğrenciye<br />

bir dizüstü bilgisayar<br />

hediye etmek<br />

istediğini dile getirmişti.<br />

Başkan Akgül,<br />

Açıkalın İlköğretim<br />

Mamak Belediye<br />

Başkanı Mesut<br />

Akgül, başarılı<br />

öğrencileri ödüllendiriyor.<br />

Açıkalın<br />

İlköğretim<br />

Okulu’nun karne<br />

törenine katılan<br />

Başkan Mesut Akgül,<br />

okulu birincilikle<br />

bitiren öğrenciye bir<br />

dizüstü bilgisayar<br />

hediye etti.<br />

Okulu’nun düzenlediği<br />

karne törenine de katılarak<br />

8-C sınıfı öğrencisi Hüseyin<br />

Canbulat’a dizüstü bilgisayarı<br />

hediye etti.<br />

Karne töreninde öğrencilere<br />

hitap eden Başkan<br />

Akgül, yorucu bir eğitim<br />

öğretim sezonunun sonuna<br />

gelindiğine dikkat çekti.<br />

Başkan Akgül,<br />

"Sizlerin eğitimi<br />

için elimizdeki<br />

imkanları sonuna<br />

kadar<br />

kullanıyoruz.<br />

Sizler bizim<br />

geleceğimizsiniz.<br />

Başarının ödül-<br />

<strong>11</strong><br />

lendirilmesi gerektiğini<br />

düşünüyoruz. Bu nedenle<br />

okul birincisi olan<br />

Hüseyin’e bir dizüstü bilgisayar<br />

hediye etmek istedik.<br />

Önümüzdeki günlerde<br />

LYS'de Mamak’ta dereceye<br />

giren başarılı öğrencilerimize<br />

de hediyelerimiz olacak."diye<br />

konuştu.<br />

CİHAN


<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> PAZARTESİ<br />

Yine özellikle hanımların iyi anlayabileceği<br />

bir misal verelim.<br />

Diyelim ki çamaşır yıkayacaksınız.<br />

Tülleriniz var, beyazlarınız var, bir de<br />

ağır kirlileriniz var. Ve siz ağır<br />

kirlileri, beyazları ve tülleri aynı programda<br />

yıkamak üzere birlikte<br />

makineye atıyorsunuz. Sonra da istiyorsunuz<br />

ki makineniz tülü tüle<br />

göre yıkasın, beyazların rengini bozmasın,<br />

ağır kirlileri de tertemiz etsin!<br />

Hepimiz biliriz ki bu üç çamaşır<br />

türü, üç farklı program gerektirir.<br />

Mesela tüller, 30 derece sıcaklıkta,<br />

hassas programda yıkanır ve çoğu<br />

kere en düşük devirde sıkılır. Hatta<br />

bazen sıkılmaz bile. Eğer siz tülleri<br />

de ağır kirlilere uygulanan ön yıkamalı<br />

ve 1400 devirli sıkma programına<br />

bırakırsanız, o tülleri bir<br />

daha asamazsınız, çünkü topaç<br />

olurlar! Bu arada beyazlarınız artık<br />

bir daha ilk beyazlığında olamayacak<br />

kadar kirlenir. Çünkü ağır<br />

kirlilerin saldığı kirler, onların<br />

rengini bozar! Aynı bunun gibi, pek<br />

çoğumuz, midedeki hazım süreci 45<br />

dakika ile 1 saat arasında değişen<br />

karbonhidratlar ile en az 1 saat 45<br />

dakika gerektiren proteinleri aynı<br />

anda alıyoruz.<br />

Üzerine de yarım saat veya 45 dakika<br />

içinde hazmolunan meyve<br />

yendiğinde midenin hazım sistemi<br />

allak bullak olur. Midedeki bu duruma<br />

çoğumuz ekşime der geçeriz.<br />

Bu durumun teknik tanımı aslında<br />

şudur: Ediklerimizin hiçbirisi henüz<br />

hazmolunmamıştır, bu yüzden de<br />

midede tepkime ve asitlerime yapmıştır.<br />

Bu durum sık sık yaşanırsa,<br />

tıpkı mideniz fesada uğrayıp<br />

asitlendiği gibi kan da fesada<br />

uğrayıp asitlenecektir! Midemiz<br />

yediğimiz her bir şeyi önünde sonunda<br />

çürütüp mideden barsaklara<br />

gönderir. Tabii bu durumda yediklerimizin<br />

ciddi bir besin değeri de<br />

kalmaz. Güya besin değeri yüksek<br />

bir yemek yediğimizi zannederken<br />

aslında sadece kan renginde,<br />

besleyiciliği sıfıra yakın, zararı ise<br />

oldukça büyük bir maddeyi (asidi)<br />

damarlara zerketmiş oluruz. Pek<br />

çoğumuz, midedeki hazım süreci 45<br />

dakika ile 1 saat arasında değişen<br />

karbonhidratlar ile en az 1 saat 45<br />

dakika gerektiren proteinleri aynı<br />

anda alıyoruz. Üzerine de yarım saat<br />

veya 45 dakika içinde hazmolunan<br />

meyve yendiğinde midenin hazım<br />

sistemi allak bullak olur. İşte size her<br />

biri başlı başına besin kaynağı olan<br />

fakat birlikte yenildikleri takdirde<br />

mide fesadına sebep olacak yiyecek<br />

grupları: Karbonhidratlar ile proteinler.<br />

Süt ürünleri ile balık, Süt<br />

İSTANBUL<br />

Bugün<br />

<strong>11</strong> Haziran Pazartesi<br />

27<br />

24<br />

Mehmet Ali<br />

BULUT’un kaleminden<br />

CAN BOĞAZDAN ÇIKAR<br />

Mide Çamaşır Makinesine Benzer<br />

Rüzgar Nem<br />

14 %63<br />

ürünleri ile et, Birkaç inekten veya<br />

mizaçları farklı hayvanlardan<br />

sağılan karışık süt, Karışık et,<br />

(mesela aynı cinsten iki farklı hayvanın<br />

etinin karıştırılması, koyun eti<br />

ile inek etinin veya yağının karıştırması,<br />

kırmızı etle birlikte tavuk veya<br />

balık etinin yenilmesi veya aklınıza<br />

gelebilecek herhangi bir farklı et<br />

kombinasyonu. .. Midenizi bozduğunu<br />

fark etmeseniz bile bu<br />

karışımlar farklı enzimler gerektirdiği<br />

için midede çürümeye yol<br />

açar. Bu da kanın aside dönüşmesine<br />

sebep olur.) Karışık yağlar,<br />

(koyun ile tavuk yahut inek yağı)<br />

Katı yağ ile sıvı yağ gibi bileşkeler<br />

birbirine zıttır ve farklı enzimler<br />

gerektirdikleri için midede fesada<br />

uğrarlar. Bu da çürüme<br />

demektir.Farklı enzimler gerektiren<br />

yiyecekler birbiriyle yenildiği zaman,<br />

beyin hangi enzimi salgılatması<br />

gerektiğine ya karar veremez ya da<br />

hepsini birlikte salgılayarak o enzimlerin<br />

kimi durumda birbirini yok<br />

etmesine neden olur. "Yukarıda<br />

verdiğimiz çamaşır makinesi<br />

örneğini hatırlayın.<br />

Bir arkadaşınızın numarasını cep<br />

telefonunuza iki isimle kaydettiğinizi<br />

düşünün. Diyelim ki aynı numarayı<br />

telefonunuza hem M. Ali Bulut diye<br />

kaydetmişsiniz, hem de Mehmet Ali<br />

diye... Mehmet Ali Bulut sizi<br />

aradığında telefonunuz, hangi ismi<br />

getirmesi gerektiğini bilemediği için<br />

onu "tanınmayan bir numara"<br />

olarak ekranda gösterir. Oysa siz<br />

onun kayıtlı olduğunu bilirsiniz ve<br />

neden ismin görülmediğine<br />

şaşırırsınız. Benzer bir sistem beynimizde<br />

de vardır. Mesela aynı öğünde<br />

hem dana eti yiyorsunuz, hem<br />

koyun eti... Beyin bunların hangisine<br />

öncelik vereceğini bazen kestiremeyebilir<br />

veya ikisi için birden<br />

enzim salgılar. Bunlar da farklı<br />

asitler ve içerikler oldukları için<br />

dana etini üretmek için salgılanan<br />

enzim, koyun etini; koyun eti için<br />

üretilen enzim dana etini çürütebilir.<br />

Böylece iki gıda da bünyeniz açısından<br />

işlevsiz hale gelebilir Sonuçta<br />

mide onları sadece çalkalama ve<br />

sıkıştırıp bırakma usulüyle hazmetmeye<br />

çakşır. Bu da yiyeceklerin,<br />

doğal hazım sürelerinden daha uzun<br />

midede kalmalarına yol açar. Hazım<br />

tamamlanmadığı ve yiyecekler<br />

çürütülerek barsaklara geçecek hale<br />

getirildiği için, çürüme ve asitlenme<br />

barsaklarda da devam eder. Bu zehirli<br />

ve asitli atıklar, barsaklardaki<br />

emilim tüycüklerini yaktığı ve sinirleri<br />

tahrip ettiği için bağırsakların<br />

hareketini yavaşlatır.<br />

ANKARA<br />

Bugün<br />

<strong>11</strong> Haziran Pazartesi<br />

31<br />

13<br />

Rüzgar Nem<br />

13 % 76<br />

Doğanın yaz mucizeleri<br />

Enginar: İçeriğindeki sllimarin<br />

maddesi sayesinde karaciğeri<br />

temizliyor. Hazımsızlığa iyi geliyor.<br />

Büyük bir enginar 9 g lif içeriyor.<br />

Kan yağları üzerinde olumlu etkileri<br />

bulunuyor.<br />

Bamya: En önemli antioksidan<br />

olan glutatyon içeriyor. Lif içeriği<br />

açısından kurubaklagillerle<br />

yarışıyor.<br />

1 kase pişmiş bamyada 4 g lif bulunuyor.<br />

Sebze olmasına rağmen<br />

protein içeriği çok yüksek.<br />

Kalsiyum, magnezyum, potasyum,<br />

A ve K vitamini ile folik asitten zen-<br />

gin.<br />

Semizotu: Yeşil yapraklı herhangi<br />

bir sebzeden daha fazla omega-3<br />

içeriyor. içeriğinde ayrıca kalsiyum,<br />

magnezyum ve A vitamini bulunuyor.<br />

Kabak: Yüksek su ve lif içeriği nedeniyle<br />

zayıflama diyetlerinin<br />

vazgeçilmezi.<br />

Domates: Kansere karşı koruyucu<br />

likopen açısından çok zengin. Çok<br />

iyi bir C vitamini kaynağı. Göz<br />

sağlığı için önemli olan lutein<br />

içeriyor.<br />

Yemeyi frenleyen<br />

gen bulundu<br />

Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi'nde yapılan yeni bir araştırma,<br />

iştahı düzenlemede kilit rol oynayan bir beyin reseptörü keşfetti.<br />

Fareler üzerinde<br />

yapılan deneyler<br />

sonucu bulunan reseptörü<br />

“Gpr17” olarak adlandıran<br />

bilim insanları,<br />

farelerin iştahını azaltmayı<br />

ve artırmayı<br />

başardı. Araştırmayı<br />

yapan ekibin başında bulunan<br />

Dr. Domenico Accili,<br />

“Biz bu reseptöre<br />

yetim reseptör diyoruz.<br />

Çünkü bu reseptörü<br />

hangi maddenin etkinleştirdiğini<br />

henüz bulamadık”<br />

dedi. Dr. Accili<br />

geçmiş çalışmalardan<br />

edindikleri bilgilere<br />

dayanarak, bu reseptörü<br />

aktive edebileceğini tahmin<br />

ettikleri ilaçlar bulunduğunu,<br />

uzunca bir<br />

süre de tip 2 diyabet ve<br />

obezitenin sebebi olan<br />

Kayısı: Lif, A vitamini ve potasyumdan<br />

zengin. Ayrıca çeşitli<br />

faydalar sağlayan fitositerolleri<br />

içeriyor.<br />

Kiraz: Potasyum ve lif oranı yüksek.<br />

Kansere karşı etkili olan kuersetin<br />

ile bir başka koruyucu olan<br />

elajik asit içeriyor.<br />

Üzüm: Potasyum, magnezyum, C,<br />

A ve K vitamini içeriyor.<br />

Kabuğunda kırmızı şarap<br />

içerisinde bulunan ve kalp sağlığı<br />

için çok önemli olan resveratrol<br />

maddesi bulunuyor. Glisemik indeksi<br />

yüksek olduğu için porsiyonları<br />

az tutmak gerekiyor.<br />

Çekirdekleri ile yenildiğinden antioksidan<br />

bombasına dönüşüyor.<br />

Şeftali: Düşük kalorili bir meyve.<br />

Sağlık için faydalı antikanserojen<br />

ve antimikrobik öğeler içeriyor.<br />

Ananas: Hazımsızlığın giderilmesinde,<br />

yaraların kapanmasında,<br />

iltihaplanmaların<br />

azaltılmasında yardımcı olan<br />

insülin direnci ile ilgili<br />

araştırmalar yaptıklarını<br />

söyledi. Dr. Accili ayrıca<br />

birkaç ilacın zaten mevcut<br />

olduğunu ancak bu<br />

ilaçların şu andaki formları<br />

ile beyne etki etmeyeceğini<br />

belirtti. İlacın<br />

birkaç çalışma sonucunda<br />

kısa sürede<br />

piyasaya çıkabileceği belirtiliyor.<br />

Gpr17 isimli reseptörü<br />

harekete geçirmenin şu<br />

ana kadar bilinen bir yan<br />

etkisi yok. Üstelik reseptör<br />

aktive edildiğinde<br />

kalp hastalığı ve inme<br />

riski taşıyanlar için de<br />

faydalı. Bu iki hastalığın<br />

da risk grubunda bulunan<br />

obez insanlar için iyi<br />

bir haber. AA<br />

12<br />

bromealin isimli maddeyi içeriyor.<br />

1 kase ananasta, kan şekerini<br />

düzenleyen deri, kemik ve kıkırdak<br />

oluşumunu sağlayan manganezden<br />

yeterli miktarda bulunuyor.<br />

Çilek: Kalsiyum, magnezyum ve<br />

potasyum ve bol miktarda C vitamini<br />

içeriyor. İçerisinde tümör<br />

gelişimini engelleyen elajik asit<br />

mevcut. AA<br />

Astım hastaları<br />

canlı balık yutuyor<br />

Hindistan'da astım hastaları, solunum<br />

problemlerini gidermek için canlı balık<br />

yutuyor. Tedavi zamanı ise, astrologların belirlediği<br />

gün yapılıyor. Hindistan'ın güneyindeki<br />

stadyumda toplanan onbinlerce kişi, sarı<br />

renkte bir bitkisel macuna bulanmış canlı<br />

sardalyaları yutarak iyileşeceklerine inanıyor.<br />

Doktorların eleştirilerine rağmen Goud ailesi,<br />

170 yıl önce Hintli bir azizden aldıklarını iddia<br />

ettikleri gizli bitkisel balık formülünü hastalara<br />

uyguluyor. Haydarabad polisi,<br />

stadyumda bir adamın kalp krizi geçirerek<br />

öldüğünü ve bazılarının saatlerce bekledikten<br />

sonra solunum zorluğu çektiklerini açıkladı.<br />

Tedavi için 70 bin kişinin stadyuma akın ettiği<br />

bildirildi. Goud ailesi, her yıl tedaviyi, astrologların<br />

belirlediği günde yapıyor.<br />

Bu gün Do ğu Ka ra de niz'de şid det li yağ mur var ama<br />

Tür ki ye'de ar tık gü neş li gün ler baş lı yor. Pa zar dan iti -<br />

ba ren sı cak lık lar 35 de re ce ye doğ ru yük se le cek. Ge -<br />

le cek haf ta da ha aşı rı sı cak la rın et ki sin de ge çe cek.<br />

Beş büyük kentin hava koşullarına gelince, İstanbul 6 gün güneşli, hafta sonu poyraz sert esecek ama özellikle geceleri<br />

çok nemli bir hava olacak. Sıcaklık bugün 27, pazar günü 30 derece. Ankara'ya da güneşli günler geliyor, sıcaklık bugün<br />

26, pazar günü 31 derece. İzmir gölgede 31 derece, rüzgar ise fazla sert değil. Bursa 28, Adana güneşli gölgede 31 derece.<br />

Marmara'da güneşli günler başladı. Sıcaklık bugün 27-28 derece. Pazardan itibarden ise yeniden 33-34 derecelere çıkacak.<br />

Hafta sonu poyraz sert eserken, bölgede nem oranını da artıracak. İç Anadolu'da da 5 gün yağış yok, bugün de biraz<br />

serin geçecek, çoğu 21-24 derece. Pazardan itibaren ise sıcaklık ortalamaları çok aşacak, yeni hafta da 35 derecelere yakın.<br />

Ege'nin sıcak dönemi başlıyor. Manisa, Muğla, Aydın boyunca yarından itibaren sıcaklık 35 derece. Rüzgarın da zayıf<br />

olması ısı çarpması tehlikesini artıracak. Bodrum'da ki sert karayel yarın hafifliyor. Akdeniz'de 3 gün rüzgar dağlardan yani<br />

daha kuru esecek. 30 derecelerde hissedilen sıcaklıklar, pazardan itibaren gölgede 36 dereceyi bulacak. Güneydoğu'da<br />

sadece bugün sıcaklık 30- 33 derece, sonrasında yine 35 dereceyi geçecek. Doğu Anadolu'da bugünlerde sıcaklık serin<br />

rüzgarla biraz düşüyor. Erzurum-Kars arasında yağmur var. Van ise açık 23 derece. Doğu Karadenizliler dikkat, Trabzon,<br />

Rize, Artvin boyunca şiddetli yağmur olacak, düşen yağmur miktarı metrekarede 100 kilogramı bulabilir, dere kenarlarından<br />

uzak durulmalı. Bolu ise güneşli 26 derece.<br />

Bugün<br />

<strong>11</strong> Haziran Pazartesi<br />

34<br />

21<br />

İZMİR<br />

Rüzgar Nem<br />

22 % 96<br />

Bugün<br />

<strong>11</strong> Haziran Pazartesi<br />

35<br />

23<br />

Yaz<br />

mucizeleri<br />

olan enginar,<br />

kabak, çilek<br />

ve muz gibi<br />

besinlerin<br />

yararları.<br />

ANTALYA<br />

Rüzgar Nem<br />

20 % 72


<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> PAZARTESİ<br />

Şanlıurfa müzeler<br />

şehri oluyor<br />

Şanlıurfa'da iki büyük müze kuruluyor.<br />

Haleplibahçe’de yapılması kararlaştırılan<br />

müzelerin temelinin bu ay içerisinde Kültür ve<br />

Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Çalışma ve<br />

Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik tarafından<br />

atılması bekleniyor. Proje, toplamda 200<br />

bin metrekarelik alanda uygulanacak.<br />

Haleplibahçe’de 57 bin metrekare alanda mevcut<br />

arkeoloji müzesinin 10 katı büyüklüğünde<br />

24 bin metrekare kapalı alanda 3 katlı Şanlıurfa<br />

Arkeoloji Müzesi, 33 bin metrekarelik<br />

alanda ise Edessa Mozaik Müzesi mozaiklerin<br />

sergileneceği yer ve iki müze arası Arkeo Park<br />

yapılacağı kaydedildi. Şanlıurfa Müze Müdürü<br />

Müslüm Ercan, geri kalan 140 bin metrekarelik<br />

alanda da arkeoloji araştırma merkezi ve<br />

çok amaçlı tanıtım merkezi, amfi tiyatro,<br />

kültür ve sanat merkezi, hediyelik eşya reyonları,<br />

kafeterya, rekreasyon alanı ile 750 araçlık<br />

açık ve kapalı otopark yapılacağını ifade etti.<br />

AA<br />

Doğu'nun 'el emeği göz nuru'<br />

İstanbul'da görücüye çıktı<br />

Doğu bölgelerinde yaşayan kadınların<br />

yaptığı el işi ürünler, 'Doğu’dan İstanbul’a<br />

Kadın Eli 6. Sergisi'nde<br />

görücüye çıktı. Sergi kapsamında Adıyaman,<br />

Batman, Diyarbakır, Gaziantep,<br />

Kilis gibi illerden gelen kadınlar, ürünlerini<br />

pazarlama imkanı da bulacak. İstanbul<br />

Büyükşehir Belediyesi Kadın<br />

Koordinasyon Merkezi’nin katkılarıyla, T.<br />

C. Kalkınma Bakanlığı GAP Bölge<br />

Kalkınma İdaresi Başkanlığı'na bağlı Çok<br />

Amaçlı Toplum Merkezleri (ÇATOM)<br />

tarafından organize edilen 'Doğu’dan İstanbul’a<br />

Kadın Eli 6. Sergisi' düzenlenen<br />

törenle açıldı.<br />

Törene İstanbul Büyükşehir Belediye<br />

Başkanı Kadir Topbaş, AK Parti Diyarbakır<br />

Milletvekili Cuma İşler, T.C.<br />

Kalkınma Bakanlığı GAP Bölge Kalkınma<br />

İdaresi Başkanı Sadrettin Karahocagil ve<br />

Kadın Koordinasyon Merkezi Fahri<br />

Başkanı Özleyiş Topbaş katıldı.<br />

Törende konuşan İstanbul Büyükşehir<br />

Belediye Başkanı Kadir Topbaş, toplumların<br />

gücünün yetişmiş insanla<br />

ölçüldüğünü ifade etti. Topbaş "Burada<br />

bizi biz yapan renklerimiz buluştu.<br />

Toplumun her noktasındaki insanlarla<br />

iletişim kurulması gerekiyor. Dünyanın<br />

neresinde bir sorun olursa hep beraber<br />

çözmek zorundayız." dedi. Günümüzde<br />

tüm bireylerin kent hayatında aktif rol almaları<br />

gerektiğini anlatan Başkan Topbaş<br />

"Özellikle insanlığın geleceğini<br />

hazırlayan annelerin bu fırsatı olmalı. Bu<br />

yüzden biz de kadınların yanındayız. Burada<br />

bugün, her biri bir göz nuru ve emek<br />

sonucu oluşan objeler sergileniyor. Sultanahmet<br />

turistik bir merkez. Serginin<br />

burada daha iyi ifade edileceğini<br />

düşünüyorum." diye konuştu. CİHAN<br />

Günün Sözü<br />

Gözyaşının bile bir<br />

görevi varmış; ardından<br />

gelecek<br />

gülümseme için temizlik<br />

yaparmış. Mevlana<br />

Amerikan dergileri Türkiye'yi yazdı Turistler yaylaların<br />

Con de Nast Tra ve ler der gi si, ''20<strong>11</strong> En İyi ler Lis -<br />

te si'' özel sa yı sın da Tür ki ye'ye ge niş yer ayır dı.<br />

ABD'de yayımlanan üç<br />

dergi, Türkiye,<br />

Mevlana felsefesi ve İstanbul'u<br />

sayfalarına taşıdı.<br />

Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan<br />

yapılan yazılı<br />

açıklamaya göre, ABD'de<br />

yayımlanan 818 bin tirajlı<br />

Conde Nast Traveler dergisinin<br />

Mayıs'ta çıkan ''20<strong>11</strong><br />

Conde Nast Traveler En İyiler<br />

Listesi'' başlıklı özel<br />

sayısında Türkiye'ye geniş<br />

yer verildi. Derginin editör<br />

ve yazarlarından oluşan<br />

seçici heyet tarafından<br />

1986'dan itibaren her yıl<br />

yüzlerce yerin ziyaret<br />

edilmesi ve kişisel deneyimler<br />

sonucu belirlenen<br />

dünyanın en iyi otelleri,<br />

SPA merkezleri ve<br />

restoranlarının yer aldığı<br />

listede, bu yıl Türkiye de<br />

bulunuyor. Derginin editörü<br />

ve ikinci başkanı<br />

Carolyn Kremins, Türk<br />

Ateşeliği'ne gönderdiği<br />

tebrik mektubunda, ''En<br />

Buda'nın gençlik heykeli bulundu<br />

Afganistan'daki bir Buda manastırının<br />

kalıntılarında,<br />

Budizm inancının ulusu Buda'nın<br />

gençlik dönemi Siddhartha Gautama'nın<br />

heykelinin bulunduğu<br />

öne sürüldü. Arkeologlar, heykelin,<br />

Budizm'in ortaya çıkmasından<br />

önceki bir tarihe işaret ettiğini<br />

düşünüyor.<br />

Taş heykel, 2010 yılında Logar<br />

eyaletindeki Mes Aynak (küçük<br />

bakır kuyu) bölgesindeki harabe<br />

halindeki bir manastırda bulundu.<br />

Kabil’in 40 km güneyindeki<br />

bölgede araştırmalar yapan<br />

Fransa Üniversitesi akademisyeni<br />

Gérard Fussman, heykel ve man-<br />

Dünyaca ünlü sanatçıları<br />

sanatseverlerle buluşturmaya<br />

hazırlanan ‘51. Uluslararası<br />

Bursa Festivali’, 12<br />

Haziran Salı akşamı, Bursa<br />

Bölge Devlet Senfoni<br />

Orkestrası’nın açılış konseriyle<br />

başlayacak. Muhteşem konserde,<br />

Kerem Görsev Quartet<br />

sahneye çıkacak. Türkiye’nin en<br />

uzun soluklu kültürel etkinliği<br />

olan ‘Uluslararası Bursa Festivali’,<br />

bu yıl 51. kez sanatseverlerle<br />

buluşuyor. Dünyaca ünlü<br />

en sevilen sanatçıları Bursa’da<br />

ağırlayacak olan festival, bu<br />

yaza damgasını vuracak.<br />

Büyükşehir Belediyesi tarafından<br />

Bursa Kültür Sanat ve Turizm<br />

Vakfı (BKSTV)<br />

koordinasyonuyla gerçekleştirilen<br />

‘51. Uluslararası Bursa Festivali’,<br />

en özel isimleri Bursalı<br />

hayranlarıyla buluşturacak.<br />

Bursa’da yoğun ilgi gören festivalin<br />

12 Haziran Salı akşamı,<br />

İyiler Listesi'' için belirledikleri<br />

kriterlere bu yıl<br />

dünya çapında sadece 121<br />

otel, 35 SPA merkezi ve 20<br />

restoranın uyduğunu<br />

bildirdi. Kremins,<br />

Türkiye'nin bu listede, Bodrum'daki<br />

Amantuya Oteli,<br />

İstanbul'daki House Hotel,<br />

Bosphorus Oteli ve ESPA<br />

SPA Merkezi ile yer aldığını<br />

belirtti. Dergide, listeye<br />

Türkiye'den giren oteller ve<br />

SPA merkezi hakkında 3<br />

makale yayımlanarak, bu<br />

mekanlardan ve Türkiye'-<br />

astır hakkındaki çalışmalarını<br />

“The Early Iconography of Avalokitesvara"<br />

adlı çalışmasında<br />

yayımladı. 28 santimetre uzunluğundaki<br />

pul kayadan (şist)<br />

yapılma olan heykel, bir rahibin<br />

yanındaki prensi tasvir ediyor.<br />

Arkeologlar, heykelin yakınlarında<br />

bulunan bronz bir<br />

paradan yola çıkarak, heykelin<br />

1,600 yıl öncesine ait olduğunu<br />

düşünüyor.<br />

Siddhartha ise yaklaşık 2,500 yıl<br />

önce yaşamış biriydi. Prens, bir<br />

hasır tabure üzerinde oturuyor.<br />

Gözleri aşağı bakıyor, sağ ayağı,<br />

sol dizinin karşısında. Üzerinde<br />

Festival coşkusu<br />

12 Haziran'da başlıyor<br />

Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda<br />

gerçekleştirilecek<br />

olan açılış konserinde; BBDSO<br />

ile Kerem Görsev Quartet aynı<br />

sahneyi paylaşacak.<br />

BBDSO’nun şef Erol Erdinç’in<br />

yönetiminde sahneye çıkacağı<br />

konserde; usta sanatçı Kerem<br />

Görsev’e davulda Ferit Odman,<br />

kontrbasta Kağan Yıldız, saksafonda<br />

Engin Recepoğulları eşlik<br />

edecek. CİHAN<br />

den övgüyle bahsedildi.<br />

ABD'de yayımlanan 1 milyonu<br />

aşkın tirajlı Departures<br />

dergisinin Mayıs-Haziran<br />

sayısında da yazar Brad<br />

Gooch'un Konya ile ilgili<br />

makalesi yer aldı.<br />

''Türkiye'nin Sihirli ve<br />

Mistik Turu'' başlığıyla<br />

yayımlanan makalede,<br />

İslam ve tasavvuf<br />

dünyasında ünlü şair ve<br />

düşünce adamı Mevlana<br />

Celaleddin Rumi'nin hayatı<br />

ve felsefesi, onun özlü sözleri<br />

ve çeşitli şiirleriyle an-<br />

‘clad in a dhoti’ adı verilen bir<br />

giysi var. Ayrıca sarık, kolyeler,<br />

küpeler ve bilezikleri bulunuyor.<br />

İncir ağacının yapraklarının altında<br />

oturan prensin başından<br />

kollarına iki kurdela uzanıyor.<br />

Fussman, kitabında verdiği detaylarda,<br />

“Sarığın önüne süslemeler<br />

olduğunu ve hiçbir insan tasviri<br />

barındırmadığını” belirtti. Prensin<br />

yanında rahibin sağ eli havaya<br />

kalkmış. Rahip, sağ elinde ise bir<br />

lotus çiçeği veya artık kırılmış<br />

olan palmiye tutuyor. Sol elinde<br />

ise yuvarlak bir cisim var.<br />

Heykelin ikonografisine, özellikle<br />

de incir ağacının yapraklarına<br />

dayanarak, Fussman dikili taşın<br />

tasvir ettiği prensin Gautama Siddhartha<br />

Sakyamuni olduğuna<br />

inanıyor. Siddhartha, bilgelik ve<br />

üstün erdemlere ulaştığına<br />

inanılarak, Budizmi bulan insan<br />

olarak kabul ediliyor. Fusmann,<br />

heykelin Siddhartha'yı genç<br />

yaşlarında, aydınlanmasını<br />

sağlayan yolculuğa başlamadan<br />

önceki halini gösterdiğini<br />

düşünüyor. İnanışa göre, Siddhartha'nın<br />

babası onu maddiyatın<br />

öne çıktığı bir çizgide tutmak<br />

istedi ve oğlunu sarayda<br />

dünyadan uzak tutmayı amaçladı.<br />

latıldı. Mevlana'yı konu<br />

alacak üçüncü kitabı için<br />

araştırma yapmak, Rumi'nin<br />

yaşadığı toprakları<br />

görmek ve sufizm felsefesini<br />

doğduğu topraklarda<br />

tanımak üzere Konya'ya<br />

gelen yazarın makalesinde,<br />

semazen gösterisi, Mevlana<br />

Müzesi, Şeb-i Arus törenleri,<br />

Şems-i Tebrizi ve sufizm<br />

felsefesi hakkında<br />

açıklayıcı bilgiler yer aldı.<br />

ABD'nin seyahat alanında<br />

önde gelen dergilerinden<br />

Afar ise Mayıs sayısında İstanbul'un<br />

sanatsal ve<br />

kültürel gelişimini sayfalarına<br />

taşıdı. İstanbul'un<br />

eşsiz tarihi yarımada manzarası<br />

fotoğrafına da yer<br />

verilen dergide, Tophane'de<br />

yerli ve yabancı<br />

sanatçıların eserlerine ev<br />

sahipliği yapan ''Rodeo''<br />

adlı sanat galerisinin<br />

sahibi Sylvia Kouvali'nin,<br />

bölgede yaşamaya nasıl<br />

karar verdiği anlatıldı. AA<br />

Siddhartha'ya atfedilen antik<br />

yazıtlarda, "Babamın evinde<br />

sadece benim kullanmam için<br />

lotus gölleri yapılmıştı; bir<br />

tanesinde mavi lotuslar çiçek<br />

açmıştı, beyaz olan diğerinde ise<br />

kırmızı lotuslar vardı" yazar.<br />

Yazıtın devamında, "Gece-gündüz<br />

bana bir güneş perdeliği tutulurdu.<br />

Böylece soğuk, sıcak, toz,<br />

kum veya çiyden etkilenmezdim"<br />

ifadesi yer alıyor. LiveScience'e<br />

konuşan Fussman, "Ancak<br />

prensin hayata olan bakışı,<br />

sarayın dışına çıktığı ve dünyayı<br />

gördüğü zaman değişti.<br />

Sarayı terk eder etmez karamsar<br />

bir hale büründü... Çünkü insanları<br />

tanıdıkça, onların nasıl<br />

çalıştığını, hastalanabileceklerini<br />

ve bir gün öleceklerini gördü"<br />

dedi. Saraydaki hayatına devam<br />

etmek istemeyen Siddhartha,<br />

evini terk etti ve çile çeken bir<br />

insan haline geldi. Fussman, incelediği<br />

heykelin, Siddhartha'nın<br />

aydınlanmadan önceki hayatına<br />

adanmış bir manastır inancına<br />

işaret ettiğini düşünüyor. Bu<br />

düşünce, ilk olarak 2005 yılında,<br />

ABD'nin California Üniversitesi<br />

akademisyeni Gregory Schopen<br />

tarafından East and West dergi-<br />

tadını çıkarıyor<br />

13<br />

Türkiye'nin en önemli kış turizm<br />

merkezlerinden Uludağ'ı ziyaret eden<br />

yabancı turistler, ata binerek serin yaylaların<br />

keyfini çıkarıyor. Uludağ'da teleferik ile<br />

çıkışta birinci istasyon olan Kadıyayla'da<br />

verilen atla tur hizmeti, tatilcilerin ilgi odağı<br />

oldu.<br />

Atlar ile gezi yaptırdıklarını belirten at<br />

sahipleri, "Turistlere atlarla doğayı<br />

gezdiriyoruz. Engelli çocuklar da geliyor.<br />

Onları da gezdiriyoruz. Yeni teleferik inşaatı<br />

sebebiyle eski tesislerin yaz aylarında<br />

kapanması bizim işlerimizi etkiler.<br />

Teleferik kapanırsa burada her şey biter.<br />

Atlar Arap turistlerin dikkatini çekiyor. Yaz<br />

aylarını değerlendirmeliyiz" dedi. Fayton da<br />

bulunduran at sahipleri, Arapça, İngilizce,<br />

Almanca anonsları ile istasyonda serin<br />

havayı teneffüs eden yolcuları tura davet<br />

ediyor. AA<br />

CAN BOĞAZDAN ÇIKAR<br />

sine yayımlanan araştırmasında<br />

ortaya atılmıştı. Schopen,<br />

budizmin ilk öğretilerinden Mulasarvastivada<br />

vinaya'nın Tibet<br />

versiyonu üzerinde çalışırken<br />

manastır inancına dair kanıtlara<br />

ulaştı. ABD'li araştırmacı<br />

makalesinde, "Bu inanç, Siddhartha'nın<br />

resmini bölgede ve<br />

kasabada tören alayı şeklinde<br />

taşımaya odaklanırdı... İnananlar,<br />

Buda'nın hayatındaki 'dört an'<br />

için değil, Siddhartha'nın aydınlanmasından<br />

önceki dönem için<br />

kutlama yapıyordu" ifadelerini<br />

kullandı.<br />

Dört an, "Doğum travması,<br />

hastalık, ihtiyarlık ve ölüme yaklaşma<br />

(dört anın çilesini çekme)"<br />

olarak biliniyor. Schopen'e göre,<br />

öğretinin bir şartı da Siddhartha'nın<br />

resmini bir araba üzerinde<br />

taşımayı kapsıyor.<br />

Fussman, heykelin ahşap bir<br />

araba üzerinde törenlerde yer alıp<br />

almadığını bilmese de, Buda'nın<br />

aydınlanma dönemi öncesine<br />

işaret ettiğine inanıyor. Araştırmacılar<br />

ve yerel işçiler, bakır madenciliği<br />

yapılan bölgede kalıntılar<br />

daha fazla zarar görmeden Mes<br />

Aynak'taki kazılarını ilerletmeye<br />

çalışıyor. CİHAN<br />

KAN GRUBUNUZA GÖRE BESLENMENİN ÖNEMİ..<br />

Beslenme şeklimiz hasta ediyor<br />

Bir klinikte yapılan ankette “İnsan niçin hasta<br />

olur?” sorusuna; insanların yüzde yetmiş üçü<br />

“Allah sevdiğine hastalık verir!” şıkkını<br />

işaretlemiştir. Birçok insan hastalığı kaderimizin<br />

ya da genetik yapımızın kalıtsal bir sonucu<br />

olarak kabul eder. Bu nedenle beslenme<br />

şeklimizin bizi hasta edebileceğini aklımıza<br />

getirmeyiz! Motorların farklı yakıtla çalıştığı<br />

gibi… Hastalıklarımızın büyük bir kısmının<br />

yediklerimiz ve içtiklerimizden kaynaklandığı<br />

bilimsel anlamda da ispat edilmiştir. Kişilerin<br />

mizaçlarına uygun beslenmemesi, hastalıklara<br />

davetiye çıkarmaktadır. Yapılan bilimsel<br />

çalışmalarda, farklı motorlarda farklı yakıtlar<br />

kullanıldığı gibi; insanların da birbirinden farklı<br />

mizaç ve yapılara sahip<br />

olduğu, alınan gıdayı<br />

hazmettirecek enzimin her<br />

bünyede aynı güçte ifraz<br />

edilmediği<br />

belirlenmiştir.


14 HERKES<br />

TV-Magazin<br />

Bu gaf sosyal<br />

medyayı karıştırdı<br />

onser için İstanbul'a gelen<br />

KMadonna'nın Suada'da<br />

söyledikleri gündeme oturdu.<br />

Yemeğe gittiği Suada'nın<br />

restoran şefiyle ilginç bir diyalog<br />

gerçekleştiren Madonna'ya<br />

"Gaf yaptı" denildi.<br />

Çünkü, Madonna iddiaya göre<br />

Boğaz’ı göstererek “Burası<br />

yapay göl mü?” diye sordu.<br />

Bu olaya sosyal medyada tepkiler<br />

gelmeye başladı. Oyuncu<br />

Berna Laçin, orada bir tercüme<br />

hatası olduğunu iddia<br />

ederek, "Madonna Boğaz'ı<br />

yapay göl sanmamış, Suada<br />

yapay mı diye sormuş" dedi.<br />

Laçin, Madonna'yı farklı<br />

konularda eleştirdi. "Keşke<br />

Madonna 18'lik kız taklidi<br />

yapmasaydı" diyen Laçin,<br />

"Süs bebeğine dönüşmek yerine,<br />

kadını böyle gören sisteme<br />

karşı dursaydı. Ona bu<br />

yakışırdı. Kafamdaki<br />

Madonna imgesine<br />

yakıştıramıyorum şimdiki<br />

halini ve istiyorum ki benim<br />

için 'Özgü Madonna' kalsın"<br />

diye konuştu.<br />

MADONNA'YA TEPKİLER<br />

DEVAM EDİYOR<br />

Ceyhun Yılmaz:<br />

Madonna "peri bacalarini"<br />

görürse ne sanacak acaba<br />

Levent Üzümcü:Her Madonna<br />

bir yanlış anlamadır.<br />

Esra- Ceyda Ersoy kardeşler:<br />

Biz Akbil'i bilmeyince aptal<br />

sarışın oluyoruz. Madonna<br />

Boğaz'ı yapay göl sanınca...<br />

Neyse çılgın Madonna iyi ki<br />

de Türkiye'de doğmamışsın<br />

Demet Akalın:<br />

Ne derseniz deyin, Madonna<br />

kalbimin baş tacı, isterse göl<br />

zannetsin Boğaz'ı.<br />

İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

Barışmalarının ardından sevgilisi Sinem Kobal’la ilk kez el ele<br />

objektiflerin karşısına geçen Arda Turan, “Çok mutluyuz” dedi.<br />

Arda<br />

hayatının<br />

kararını<br />

verdi<br />

Yılmaz Erdoğan'ı<br />

çıldırtan dedikodu<br />

Berfin Erdoğan'ın oyuncu Fırat Çelik ile aşk<br />

yaşıdığı iddialarına baba Erdoğan'dan açıklama<br />

geldi.Yılmaz Erdoğan ve eşi Belçim Bilgin<br />

Erdoğan, önceki gecce bir yaş günü<br />

partisine katıldı.Yılmaz Erdoğan ve eşi<br />

Belçim Bilgin katıldıkları doğum günü partisinin<br />

çıkışında gazetecilerin sorularını<br />

yanıtladı.Bazı yayın organlarında çıkan, kızı<br />

Berfin Erdoğan'ın oyuncu Fırat Çelik ile beraber<br />

görüntülendiği haberlerine yanıt<br />

veren Yılmaz Erdoğan "Kızım bunları yapmak<br />

için daha küçük! Öyle bir şey yok"<br />

derken, araya giren Belçim Bilgin Erdoğan<br />

da "Berfin'in görüntülendiği kişi Fırat Çelik<br />

değil, benim kardeşimdi. Yanlış olmuş"<br />

dedi.HABER MERKEZİ<br />

Mehmet Ali<br />

Erbil hastaneye<br />

kaldırıldı<br />

Esra Erol’da evlen benimle Beni Affet<br />

06:30 Bakugan<br />

07:00 Ben 10<br />

07:30 Renkli Bir Gün<br />

09:15 Değişim Zamanı<br />

10:45 Magazin Dünyası<br />

12:30 Ömer Çelakıl'la<br />

Hayatın Şifreleri<br />

14:15 İzdivaç<br />

18:00 Çarkıfelek<br />

20:00 Bir Kadın Tanıdım<br />

22:30 Temizlikçi<br />

00:30 Meleklerin<br />

Ayak Sesleri<br />

02:10 Değişim Zamanı<br />

03:10 Ömer Çelakıl'la<br />

Hayatın Şifreleri<br />

04:20 Fraiser<br />

04:40 Fraiser<br />

Ekranlara hamile olarak veda eden Esra<br />

Erol yeni sezona anne olarak geri<br />

döndü.Evlilik programlarının yaratıcısı<br />

Esra Erol ve milyonların şahitliğinde hayatınızın<br />

en güzel "evet"i içinEsra Erol'da<br />

Evlen Benimle yepyeni dekoru, birbirinden<br />

özel adayları ile hafta içi her gün ATV’de.<br />

06:30 Cennet Mahallesi<br />

12:00 Saba Tümer<br />

ile Bugün<br />

15:00 Bugün Ne Giysem?<br />

18:00 Hayata Gülümse<br />

18:45 Show Ana Haber<br />

18:50 Spor Sayfası<br />

20:00 Survivor<br />

Ünlüler-Gönüllüler<br />

23:00 Hayata Gülümse<br />

23:15 Lig Özel<br />

01:45 Show Kulüp<br />

02:45 Bugün Ne Giysem?<br />

05:45 Saba Tümer<br />

ile Bugün<br />

06:30 KAHVALTI<br />

HABERLERİ<br />

08:30 ZERDA<br />

10:00 MÜGE ANLI İLE<br />

TATLI SERT<br />

13:00 YENİDEN<br />

BAŞLAYALIM<br />

15:45 ESRA EROL'DA<br />

EVLEN BENİMLE<br />

19:00 ATV ANA HABER<br />

20:00 SON<br />

22:45 KİM MİLYONER<br />

OLMAK İSTER?<br />

00:00 UÇURUM<br />

01:50 GÖNÜLÇELEN<br />

07.00 Bugün<br />

09.00 Beni Affet<br />

10.00 Melek<br />

13.00 Soframız<br />

14.00 Üstün Dökmen'le<br />

Küçük Şeyler<br />

15.00 Çemberimde<br />

Gül Oya<br />

16.30 İki Aile<br />

17.15 Beni Affet<br />

18.45 Star Haber Haber<br />

19.30 Yeni Bir Hayat<br />

20.00 Koyu Kırmızı<br />

22.45 İffet<br />

01.00 Taht Oyunları<br />

01.40 Yeni Bir Hayat<br />

02.10 Soframız<br />

03.00 Melek<br />

akın Doğu Üniversitesi (YDÜ) Has-<br />

Ytanesi Yönetim Kurulu Üyesi<br />

Ahmet Savaşan'dan alınan bilgiye<br />

göre, Erbil, gögüs ağrısı şikayetiyle<br />

şoförü tarafından hastaneye getirildi.<br />

Hastane bünyesindeki kalp<br />

merkezinde görevli 3 kardiyolog<br />

tarafından muayene edilen Erbil'e,<br />

şikayetinin sürmesi üzerine anjiyo<br />

yapılmasıne karar verildi.Anjiyonun<br />

ardından Erbil'in sağlık durumuna ilişkin<br />

açıklama yapılacağı<br />

bildirildi.HABER MERKEZİ<br />

Oktay Feride’ye sonunda ulaşmıştır. Ona<br />

nikah günü neden onu bırakıp kaçtığının<br />

hesabını sorar. Feride sonunda Oktay’a onunla<br />

evlenmek istemediğini itiraf eder. Oktay<br />

Feride’nin kendisini Cüneyt yüzünden terk ettiğini<br />

anlar. Oktay Feride’yi kaybetmemek için her<br />

şeyi yapmaya hazırdır.<br />

06:00 Ihlamurlar Altında<br />

06:45 Günaydın<br />

09:00 Doktorum<br />

<strong>11</strong>:15 Mutfağım<br />

12:30 Gün Arası<br />

12:45 Bana Her Şey Yakışır<br />

14:30 Evim Şahane<br />

15:40 Akasya Durağı<br />

17:15 Arka Sokaklar<br />

18:50Baba Haber Bülteni<br />

19:00Ana Haber Bülteni<br />

19:50 Spor<br />

20:00 Arka Sokaklar<br />

23:00 Kanıt Kanıt<br />

00:30 Evim Şahane<br />

02:00 Kayıp Hayatlar<br />

04:00Komikler<br />

06:00 Güne Başlarken<br />

09:00 Haber Merkezi*<br />

09:30 <strong>Ekonomi</strong> Notları<br />

10:00 Haber Merkezi*<br />

10:15 <strong>Ekonomi</strong> Piyasalar<br />

10:20 Spor Bülteni<br />

10:30 Haber Merkezi*<br />

10:40 <strong>Ekonomi</strong> Piyasalar<br />

10:45 Spor Bülteni<br />

<strong>11</strong>:00 Haber Merkezi<br />

<strong>11</strong>:15 <strong>Ekonomi</strong> Piyasalar<br />

<strong>11</strong>:20 Spor Bülteni<br />

<strong>11</strong>:30 Haber Merkezi<br />

<strong>11</strong>:40 <strong>Ekonomi</strong> Piyasalar<br />

<strong>11</strong>:45 Spor Bülteni<br />

12:00 Haber Merkezi<br />

12:15 <strong>Ekonomi</strong> Piyasalar<br />

12:20 Spor Bülteni<br />

12:30 Haber Merkezi<br />

12:35 <strong>Ekonomi</strong> Piyasalar<br />

12:40 Spor Bülteni<br />

<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong><br />

arışmalarının ardından sevgilisi<br />

BSinem Kobal’la ilk kez el ele objektiflerin<br />

karşısına geçen Arda Turan,<br />

“Çok mutluyuz. Evlilik hazırlıkları<br />

yapmaya başladık” dedi<br />

Milli futbolcu Arda Turan’la oyuncu<br />

sevgilisi Sinem Kobal, önceki akşam<br />

Bebek Balıkçısı’nda arkadaşlarıyla<br />

yemek yedi. İki ay süren ayrılığın<br />

ardından barıştıktan sonra Saffet Ulusoy’un<br />

düğününde birlikte görülen<br />

çift, önceki akşam da ilk kez el ele<br />

basın mensuplarının karşısına geçti.<br />

Mekan çıkışı soruları yanıtlayan<br />

Turan, “Çok mutluyuz. Evlilik hazırlıkları<br />

yapmaya başladık” dedi.<br />

Düğünün basına açık olup olmayacağı<br />

sorusunu Turan, “Onu düğün<br />

günü düşünürüz” diye yanıtladı.<br />

Kobal’ı yemeğin ardından evine<br />

bırakan Turan, geceye yakın arkadaşı<br />

Seda Sayan’ın oğlu Oğulcan<br />

Engin’le devam etti. Reina’nın yolunu<br />

tutan sıkı dostlar, geç saatlere<br />

kadar eğlendi.<br />

HABER MERKEZİ<br />

Rihanna güzel vücudunun<br />

sırrını açıkladı<br />

üzel şarkıcı Rihanna bir<br />

Gmeyve suyu markası içim<br />

objektiflerin karşısına geçti.<br />

Terry Richardson tarafından<br />

çekilen fotograflarda Rihanna'nın<br />

mükemmel vücudu<br />

dikkat çekiyor. Son zamanlarda<br />

da paparazzilerin objektifine de<br />

güzel vücunu gösteren pozlar<br />

vermekten kaçınmayan Rihanna,<br />

bu sefer güzellik sırrını<br />

açıkladı.<br />

Sırrı hindistan cevizi suyu<br />

yeteri kadar su içmediğini<br />

söyleyen Rihanna, bunun yerine<br />

hindistan cevizi suyu içtiğini<br />

ve vücudunun şekillenmesin-<br />

Arka Sokaklar<br />

00:05 Hayat Gezince Güzel<br />

02:55 Oklahoma City<br />

Thunder – Miami Heat<br />

03:00 Oklahoma City<br />

Thunder – Miami Heat<br />

06:00 Güne Merhaba 09:00<br />

10:00 Haber Toplantısı<br />

10:30 Spor Toplantısı<br />

<strong>11</strong>:00 Medya Mahallesi<br />

12:00 Bugün<br />

15:30 NBA Günlüğü<br />

16:15 Spor Masası<br />

16:45 Afiş<br />

17:00 360 Derece<br />

17:30 Paranın İzi<br />

17:45 Spor Vizyon<br />

18:00 Ana Haber<br />

19:00 Spor Bülteni<br />

19:30 beşN birK<br />

21:30 Tarafsız Bölge Ahmet<br />

23:45 Burada Laf Çok<br />

deki en büyük etkenin bu<br />

olduğunu açıkladı.<br />

Rihanna diyetinin diğer sırları<br />

Seksi şarkıcı, yeme alışkanlıklarında<br />

yaptığı ufak değişikliklerin<br />

ona çok faydası olduğunu<br />

söylüyor. Bu değişikliğin<br />

başında ise her öğün sebze<br />

tüketmek var.<br />

fotograflarda sarı saçları,<br />

biçimli vücudu ve dümdüz<br />

karnı ile göz dolduran Rihanna,<br />

bu yaz hayranlarının karşısına<br />

reklamlarda bol bol çıkacağa<br />

benziyor. HABER MERKEZİ<br />

Atv 15:45 Star 17.15 Kanal D 20:00<br />

Ekip, Pakize adlı bir kadının ölümünün<br />

arkasındaki sır perdesini kaldırmaya<br />

çalışıyor. Nezih ve Faruk, liderliğini<br />

Baha’nın yaptığı çetenin elemanlarıdır. İki<br />

adamı öldürürler. Faruk sokaklarda<br />

büyümüştür ve sokak çocuklarının hayatını iyi<br />

bilmektedir.<br />

03:30 Belgesel<br />

04:00 Ayna<br />

05:20 Hatm-İ Şerif<br />

06:00 Merhaba Yenigün<br />

08:30 Hayatın Nabzı<br />

10:00 Beşinci Boyut<br />

<strong>11</strong>:30 Tek Türkiye<br />

12:45 Türk Sineması<br />

14:20 Yeşil Elma<br />

16:40 Gereği Düşünüldü<br />

18:20 Ana Haber Bülteni<br />

19:30 Ve İnsan Aldandı<br />

21:30 Yabancı Sinema<br />

23:45 Türk Sineması


G.Saray TFF'ye<br />

itirazda bulundu<br />

Normal sezonu 2. sırada bitirip 2 milyon TL<br />

almaya hak kazandığı 'Centilmenlig'de,<br />

Süper Final da hesaba katılınca 10. sıraya düşen<br />

Galatasaray, bu durumun adil olmadığını savunarak<br />

TFF'ye itirazda bulundu. Türkiye Futbol<br />

Federasyonu ile Galatasaray bir kez daha karşı<br />

karşıya geliyor... Fair-Play'e uyan kulüpleri ödüllendirme<br />

amacıyla geçen sezonun ikinci<br />

yarısında devreye sokulan 'Centilmenlig'de,<br />

şampiyon kulübe 4 milyon Lira, ikinciye 2 milyon<br />

Lira, üçüncüye de 1 milyon Lira ödenmesi<br />

kararlaştırılmıştı.<br />

Normal sezon bittiğinde zirvede Gençlerbirliği,<br />

ikinci sırada Galatasaray, üçüncü sırada da Orduspor<br />

vardı. Ancak Süper Final başlayınca işler<br />

değişti... Sarı ve kırmızı kartlar, hak mahrumiyetleri,<br />

seyircisiz oynama, saha kapatma gibi<br />

kriterlerin belirli puanlarla çarpılarak değerlendirmeye<br />

alındığı ligde, Süper Final'in atmosferi<br />

devlere derin darbe vurdu.<br />

Bahar Kupası sayılmadı<br />

Galatasaray 10. sıraya kadar gerilerken, Beşiktaş<br />

sonuncu oldu, Fenerbahçe 17, Trabzonspor 16.<br />

sırada yer aldı. Bahar Kupası oynayan kulüplerin<br />

maçları ise lige yansıtılmadı. Ancak Sarı-<br />

Kırmızılılar'ın bu duruma itirazı var. TFF'ye<br />

başvuran Galatasaray Yönetimi, "Değerlendirmeyi<br />

17 maç üzerinden yapmalısınız. Biz<br />

hakkımız olan ödülü istiyoruz" talebinde bulundu.<br />

AA<br />

Trabzonspor yönetimi<br />

gaza bastı<br />

Daha önce UEFA'nın şike konusundaki açıklamasını<br />

bekleyeceğini duyuran yönetim,<br />

Dany'yi Galatasaray'a kaptırınca transfer çalışmalarını<br />

hızlandırma kararı aldı. Trabzonspor<br />

Yönetimi, Dany'den gelen şok haberle sarsıldı.<br />

Fenerbahçe ve Galatasaray başta olmak üzere<br />

zirve müdavimi takımlar transfer bombalarını bir<br />

bir patlatırken, Trabzonspor'da yaşanan sessizlik<br />

Bordo-Mavili taraftarı isyan noktasına getirdi.<br />

Sezon bittiğinden bu yana transfer listesinin üst<br />

sıralarında yer alan ve teknik direktör Şenol<br />

Güneş'in alınmasını istediği Gaziantepspor'un<br />

stoperi Dany'nin Galatasaray'la resmi sözleşme<br />

imzalaması da bardağı taşırdı.<br />

Fenerbahçe Dirk Kuyt, Galatasaray Dany transferleriyle<br />

ilk resmi imzalarını attırırken, Karadeniz<br />

ekibinin sıkı pazarlıklar yaptığı isimlerle ön protokol<br />

bile yapamaması sinirleri germeye başladı.<br />

Yönetimin, teknik direktör Şenol Güneş'le İstanbul'da<br />

yapılan zirvede transfer konusunda<br />

garanti vermesine rağmen sıkı pazarlıklar yapılan<br />

Dany'nin bile elden kaçırılması, eleştirilerin yüksek<br />

sesle dile getirilmesine neden olacak gibi.<br />

Yönetim harekete geçti<br />

Ancak Dany'nin Galatasaray'a imza atması yönetimi<br />

de harekete geçirdi. Küçük çaplı bir şok<br />

yaşayan Başkan Sadri Şener ve ekibi, yurt içindeki<br />

transferlerde elini çabuk tutma kararı aldı.<br />

Hedefteki isimlerden Eskişehirsporlu Alper Potuk<br />

ve Sivassporlu Eneramo için daha somut adımlar<br />

atma kararı alan Bordo-Mavililer, prensip anlaşmasına<br />

varılan Fildişili savunmacı Sol Bamba'ya<br />

da birkaç gün için de resmi imza attırma kararı<br />

aldı. AA<br />

Nihat’tan Beşiktaş'a şok<br />

UE FA'dan ala ca ğı olan 2 mil yon 800 bin Eu ro'luk öde me yi bek le yen Be şik taş lı yö ne ti ci ler, alt ya pı sın dan ye ti şen Ni hat Kah ve ci'nin ha ciz şo kuy la sar sıl dı...<br />

Yıldırım Demirören'den<br />

play-off'a şartlı evet<br />

Bu sez on ilk defa uygulanan<br />

Play-Off sonraki<br />

adıyla Süper Final'in akıbeti<br />

18 kulübün elinde... A Milli<br />

Takım'ın, Portekiz ve<br />

Ukrayna ile oynadığı hazırlık<br />

maçlarına davet edilen kulüp<br />

başkanlarına, 1.5 saat süren<br />

brifing veren yayıncı kuruluş<br />

Digitürk, mevcut sistemin<br />

devamı için destek istedi.<br />

Yayıncı kuruluşun yetkilileri,<br />

Süper Final'in maddi ve<br />

manevi olarak kulüplere<br />

olumlu yansıdığını savunarak,<br />

statların dolduğunu<br />

ve takımların kendilerine bir<br />

hedef koyduğunu belirttiler.<br />

Kulüp başkanlarına yapılan<br />

sunumda Süper Final<br />

Şampiyonluk<br />

Grubu, Avrupa<br />

Ligi Grubu<br />

dışında Play-Out<br />

ve Bahar Kupası<br />

gibi iki alternatif<br />

daha gündeme<br />

geldi. Ne var ki<br />

tüm ikna çabalarına<br />

karşın<br />

kulüp başkanları<br />

gelecek sezon<br />

için Play-Off sisteminiistemediklerini<br />

ifade etti.<br />

40 değil 34 maç<br />

Sol kanatta forma giyen 27<br />

yaşındaki yıldızın, İngiltere'den<br />

daha iyi bir öneri alamaması<br />

durumunda Dirk Kuyt gibi İstanbul'un<br />

yolunu tutacağı ifade<br />

edildi. Cimbom, Chelsea'li Salomon<br />

Kalou'nun transferinde<br />

mutlu sona yaklaştı. İngiliz Talk-<br />

Sport sitesi, Chelsea ile sözleşmesi<br />

bu ay bitecek olan<br />

Fildişili yıldızın önüne şu ana<br />

kadar en iyi teklifi getiren<br />

kulübün Galatasaray olduğunu<br />

açıkladı. Liverpool, Arsenal ve<br />

Aslan'ın istediği 27 yaşındaki<br />

üzerinden ödeme yapan<br />

yayıncı kuruluştan kulüpler<br />

ekstra para talep etti. Süper<br />

Final maçlarında Beşiktaş ve<br />

Trabzonspor kulüpleri zarar<br />

ederken, Galatasaray ve<br />

Fenerbahçe ise karlı çıkmıştı.<br />

Önümüzdeki hafta<br />

Ankara'da yeni başkanını<br />

seçecek olan Kulüpler Birliği'nin<br />

yaptığı son toplantıda<br />

18 kulüp imza vererek<br />

Play-Off'u sistemediklerini<br />

TFF'ye bildirmişti. Bu konu<br />

başkanlık seçimi sonrası bir<br />

kez daha gündeme gelecek.<br />

Son gelişmelerden sonra TFF<br />

Başkanı, mevcut sistemin devamını<br />

isteyen yayıncı kuruluşa,<br />

"Beni değil kulüpleri<br />

ikna edin. 18 kulüp de is-<br />

oyuncunun son talibininin Newcastle<br />

olduğunu belirten site,<br />

siyahbeyazlı ekibin şartları ne<br />

kadar zorlayacağının merak<br />

konusu olduğunu dile getirdi.<br />

Kalou'nun İngiltere'den daha iyi<br />

bir teklif almaması halinde Dirk<br />

Kuyt gibi İstanbul'un yolunu tutacağı<br />

kaydedildi.<br />

GEÇEN SEZON 26 MAÇTA, 5 GOL<br />

KAYDETTİ<br />

Feyenoord'dan 2006 yılında<br />

Chelsea'ye transfer olan Sa-<br />

temiyor. Onlar ikna olursa<br />

ben TFF olarak Play- Off'u<br />

devam ettiririm" dediği<br />

kaydedildi.<br />

KRİTİK GÜN 21 HAZİRAN ....<br />

CORNU İSTİFA ETTİ<br />

Play-Off'un seneye olup olmayacağı<br />

konusunda papatya<br />

falları açılırken,<br />

PFDK'dan sonra Tahkim Kurulu<br />

kararları da UEFA'ya<br />

gönderildi.<br />

UEFA yönetimi şikede adı<br />

geçen takımları bir kaç gün<br />

içinde Disiplin Komitesi'ne<br />

sevk edecek. Komitenin 20<br />

ila 21 Haziran tarihine kadar<br />

kararını açıklaması bekleniyor.<br />

Öte yandan UEFA<br />

Disiplin<br />

Başmüfettişi<br />

Pierre Cornu,<br />

sürpriz<br />

biçimde istifa<br />

etti.<br />

İngiliz Financial<br />

Times, Cornu'nun<br />

Türkiye'de<br />

"Persona non<br />

grata" (İstenmeyen<br />

adam)<br />

ilan edildiği<br />

vurgusunu<br />

yaptı. AA<br />

Galatasaray'a<br />

Kalou müjdesi<br />

lomon Kalou, Maviler'de 6 sezonda<br />

156 maça çıkarken, 36 gol<br />

attı. Geçen sezon 26 karşılaşmada<br />

görev alıp 5 kez fileleri<br />

havalandıran Kalou'nun 48 kez<br />

terlettiği Fildişi Milli Takımı'nda<br />

da 17 golü bulunuyor. Asıl mevkisi<br />

sol kanat olan oyuncu, ihtiyaç<br />

halinde forvet ve sağ kanatta da<br />

görev yapabiliyor. Teknik direktör<br />

Fatih Terim'in hem müthiş<br />

fiziği, hem de hücum hattındaki<br />

joker özelliği nedeniyle Kalou'nun<br />

transferini çok istediği<br />

bildirildi Haber Merkezi<br />

Beşiktaş'ın hesabına yatan<br />

para Nihat Kahveci'nin takibine<br />

takıldı. Siyah beyazlı kulübün<br />

alt yapısından yetişen futbolcu,<br />

1.7 milyon Euro'luk alacağına<br />

karşılık Beşiktaş'a UEFA'dan gelen<br />

2.8 milyon Euro'luk ödemeye el<br />

koydu.<br />

UEFA'dan alacağı olan 2 milyon<br />

800 bin Euro'luk ödemeyi<br />

bekleyen Beşiktaşlı yöneticiler, alt<br />

yapısından yetişen Nihat Kahveci'nin<br />

haciz şokuyla sarsıldı...<br />

UEFA'da birikmiş olan alacaklarını<br />

tahsil için çalışmalarını<br />

başlatan siyah beyazlı yöneticiler,<br />

UEFA mali işlerinden kulübe 2.8<br />

milyon Euro yatırılacağ haberini<br />

aldı. Buna oldukça sevinen yöneticilerin<br />

hevesi boğazlarında<br />

düğümlendi. Nihat ve avukatları,<br />

kulüpten alacakları olan 1 milyon<br />

700 bin Euro'yu ileri sürerek UE-<br />

FA'dan gelen 2 milyon 800 bin Euro'ya<br />

el koydu.<br />

600 bin Euro'luk faiz!<br />

Bursaspor'un anlaşmaya<br />

vardığı Ferhat Kiraz, yeşilbeyazlı<br />

takıma transferi<br />

hakkında konuştu. Boluspor'un<br />

yetenekli oyuncusu Ferhat Kiraz'ı<br />

renklerine bağlayan yeşil<br />

beyazlı ekip, resmi imzayı<br />

önümüzdeki günlerde attıracak.<br />

Bursaspor forması giymek için<br />

gün saydığını ifade eden Ferhat,<br />

"Yeşil beyazlı takımda oynamak<br />

büyük gurur. Ağırlığını taşıyacağıma<br />

inanıyorum. Kendime<br />

güveniyorum. Olmak istediğim<br />

yerdeyim" dedi. Yeşil beyazlı<br />

takımla anlaştığını, işin sadece<br />

imzaya kaldığını belirten Ferhat,<br />

<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> PAZARTESİ<br />

15<br />

Sİyah beyazlı yöneticiler ise<br />

yaşanan olay karşısında şaşkınlıklarını<br />

dile getirirken "Nihat<br />

Kahveci'nin 1 milyon 700 bin Euro<br />

alacağı vardı. Bunun yanı sıra 600<br />

bin Euro'luk faiz istemesi bizi<br />

üzdü. Bir de bu oyuncu Beşiktaş'ın<br />

alt yapısından yetişti" diyerek<br />

sitem ettiler. Yöneticiler<br />

Nihat ile konuşup ana paranın<br />

faizinden vazgeçmesini istediler.<br />

Fakat Nihat Kahveci mağdur<br />

olduğunu belirtti.<br />

Paraya nasıl el koydu?<br />

Bu arada siyah beyazlı bir yönetici<br />

ise "Nihat'a zorla 5 yıllık sözleşme<br />

imzalatılmış. Giderken Nihat 3 yıllık<br />

alacağından vazgeçti. Nihat<br />

Kahveci haklı ama faizi istemesi<br />

bizleri oldukça kırdı. Nihat'ın<br />

ayrıca Başkan Yıldırım<br />

Demirören'in evine de haciz<br />

işlemleri başlattığını duyduk. Biz<br />

en çok UEFA'dan gelen 2 milyon<br />

800 bin Euro'nun nasıl takip<br />

edilip el konulduğunu merak<br />

ediyoruz" dedi.<br />

Haber Merkezi<br />

Bursaspor ilk bombayı patlattı<br />

Bursaspor'da oynamanın büyük<br />

bir onur olduğunu belirterek,<br />

"Bursaspor'un büyüklüğünü<br />

biliyorum. Orada oynamak<br />

gerçekten çok büyük bir onur.<br />

Gelmek istediğim yere geldim.<br />

Yeşil Beyazlı formayı giymek<br />

için sabırsızlanıyorum. Büyük<br />

hedefleri olan bir kulüp. Ben de<br />

kendime güveniyorum, inanıyorum.<br />

Aksi halde bu teklifi kabul<br />

etmezdim. Ertuğrul Sağlam gibi<br />

çok önemli bir teknik adamla<br />

çalışacak olmak da beni ayrı<br />

heyecanlandırıyor. Taraftarın<br />

önüne çıkacağım günü bekliyorum"<br />

diye konuştu. CİHAN


HERKES İÇİN EKONOMİ POLİTİKA<br />

<strong>11</strong> HAZİRAN <strong>2012</strong> Pazartesi KDV dahil 25 Krş www.ekonomigazetesi.net<br />

Yeni TTK<br />

şirket dostu<br />

Hükümet, 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan<br />

Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK) iş dünyasının<br />

ısrarı üzerine radikal değişiklikler<br />

gerçekleştirdi. Değişikliklere göre, bağlı<br />

şirketlerle ilgili rapor tutmayanlar başta olmak<br />

üzere 2 yıla kadar hapis öngören cezalar, 4 bin<br />

liraya kadar para cezasına çevrildi.<br />

TÜSİAD'dan TTK'a destek<br />

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği<br />

(TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı<br />

Ümit Boyner, yeni Türk Ticaret<br />

Kanunu’nun şirketlerin şeffaflaşması,<br />

hesap verebilir bir hale gelmesi ve<br />

özellikle Türkiye’nin önemli<br />

sorunlarından biri olan kayıt dışı<br />

ekonomi ile mücadele adına<br />

reform niteliği taşıdığına<br />

inandığını bildirdi.Boyner,<br />

”TÜRKONFED 35. Girişim ve İş<br />

Dünyası Konseyi” toplantısında<br />

yaptığı konuşmada, geçen 10<br />

sene içinde ülkede makro<br />

ekonomik istikrarın büyük<br />

ölçüde tehdit edildiğini ifade<br />

etti.<br />

”10 sene öncesi<br />

bilançosuna baktığımız<br />

zaman dünyanın en hızlı<br />

büyüyen ekonomilerinden<br />

biri haline geldik” diyen Boyner, şöyle devam<br />

etti: ”Belki bunun da ön açıcı rolü karşısında<br />

aslında ekonomimizdeki yapısal sorunlar daha<br />

belirgin biçimde ortaya çıkmaya başladı. Kaldı<br />

ki 2008 krizinden bu yana dünyanın gelişmiş<br />

ekonomilerinin bile tekrar mikro ölçekte sanayi<br />

politikalarına odaklandığını görüyoruz. Bu<br />

aşamada Türkiye ekonomisinin de uzun ve<br />

başarılı bir büyüme ivmesine girmesini<br />

sağlayan makro reform sürecinin mikro<br />

reformlarla desteklenmesi ihtiyacı burada öne<br />

çıktı.”Boyner, ”Ülkemizin güçlü ekonomiler<br />

içerisinde yerini almasını, ancak mevcut ve<br />

gelecek yıllardaki iş gücü potansiyelini de göz<br />

önüne alarak, yüksek istihdam artışını<br />

üretkenlik temelli bir sürdürülebilir bir büyüme<br />

ile birleştiren politikalarla gerçekleştirebiliriz”<br />

dedi.<br />

TTK’ya destek<br />

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun her aşamasını<br />

takip ettiklerini vurgulayan Boyner, şöyle<br />

devam etti: ”Yeni TTK’ya verdiğimiz desteği bu<br />

vesileyle hatırlatmak istiyorum. Yeni kanun<br />

şirketlerimizin şeffaflaşması, hesap verebilir bir<br />

hale gelmesi ve özellikle Türkiye’nin önemli<br />

sorunlarından biri olan kayıt dışı ekonomi ile<br />

mücadele adına reform niteliği taşıdığına<br />

inanıyorum. Biz TTK’nın sadece içeriği ile ilgili<br />

sınırlı bir görevi olmadığına inanıyoruz. Bugün<br />

Cumhuriyet döneminde medeni kanunun<br />

değişikliğinden sonra en önemli yapısal geçişi<br />

sağlayacak düzenlemelerden birine gidiyoruz.<br />

Genel ilkelerde problem olduğu algısı, piyasaya<br />

ekonomisi ve kurumsallaşmaya zarar vereceği<br />

için değişiklik önerilerinin son derece sınırlı ve<br />

odaklı tutulması gerekiyor diye düşünüyorum.”<br />

-Kamu denetimi- Kamu denetiminde başarılı<br />

olmanın yolunun demokrasinin değişim<br />

sürecine paralel bir yaklaşımı benimsemekten<br />

geçtiğini dile getiren Boyner, sözlerini şöyle<br />

sürdürdü:"Ancak sivil toplum örgütlerinin<br />

kurumsal kararların alınmasında, seçilmişlerle<br />

birlikte rol almasıyla temsili demokrasiden<br />

İş dünyasının<br />

itirazlarını dikkate<br />

alan hükümet<br />

Türk Ticaret<br />

Kanunu’nda<br />

(TTK) 55<br />

maddeyi<br />

değiştirdi. Buna<br />

göre; ortaklar<br />

şirketten borç para<br />

alabilecek, bilançolar<br />

internetten<br />

yayınlanmayacak,<br />

hiçbir şekilde hapis<br />

cezası olmayacak.<br />

katılımcı demokrasiye geçebiliriz. Kamu<br />

yönetiminin toplumu sürekli ileriye taşıyacak<br />

bir idari kapasiteye sahip olması, pek çok<br />

unsuru aynı anda gözeten kapsamlı bir kamu<br />

yönetimi programının geliştirmesini gerekli<br />

kılar. Kamu yönetiminde insan kaynağının<br />

mümkün olan azami seviyede tutulması ve<br />

kalitenin arttırılması, kamu hizmetlerinde<br />

kalitenin başlıca unsurlarındandır.”<br />

”Ülkemizde politika üretmek ve yapmak<br />

kavramlarının iç içe geçmiş olması, önemli bir<br />

sorundur” ifadesini kullanan Boyner, şunları<br />

söyledi: ”Bu nedenle politika üretmek sadece<br />

seçilmişlerin görev ve yetki alanında<br />

görülmektedir, oysaki bu bakış açısı<br />

katılımcı ve çoğulcu demokrasiye geçişte<br />

bir engeldir. Zira politikaların<br />

oluşturulmasında yönetimin ve<br />

yönetilenlerin birlikte çalışması,<br />

toplumsal mutabakatı sağlamanın da en<br />

etkili ve verimli yoludur. Kamu<br />

politikalarının vatandaş odaklı ve etkili<br />

olabilmesi ancak bu şekilde sağlanabilir.”<br />

TTK'yı delik deşik etmedik<br />

Yeni TTK değişikliklerinde mutabakat<br />

sağlandı. Ortakların şirketten borçlanması<br />

cezai yaptırım kapsamından çıktı. Gümrük<br />

ve Ticaret Bakanı Yazıcı, "Kanunu<br />

delik deşik etmedik" dedi.<br />

Temmuzda yürür lüğe girmesi beklenen yeni<br />

Türk Ticaret Kanunu'na (TTK) yönelik<br />

değişikliklerde mutabakat sağlandı. Değişiklik<br />

taslağı 55 maddeden oluşuyor. Yapılan son<br />

revizyona göre, hapis cezaları, çoğunlukla adli<br />

veya idari para cezasına dönüştürüldü. Anonim<br />

ve limited şirket ortaklarının, şirkete borçlanma<br />

larına imkan sağlandı ve şirkete borçlanma<br />

cezai yaptırım kapsamından çıkarıldı. Gümrük<br />

ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, "Kanun delik<br />

deşik olmuyor" mesajı verdi.<br />

KÂR PAYI AVANSI<br />

Anonim ve limited şirket ortaklarının, şirkete<br />

borçlanmalarına imkan sağlandığını anlatan<br />

Yazıcı, "Yönetim kurulu üyeleri ve yakınlarının,<br />

ortağı oldukları şahıs şirketleri ve en az yüzde<br />

20'sine katıldıkları sermaye şirketlerinin de<br />

emsalleriyle aynı ve benzer şartlarda şirketin<br />

işletme konusu gereği satışa sunduğu mal ve<br />

hizmetleri diğer üçüncü kişiler gibi satın alarak<br />

borçlanmalarına imkan sağlandı. Bunun<br />

dışında, limited şirket ortaklarına da anonim<br />

şirket ortaklarında olduğu gibi kar payı avansı<br />

alma hakkı tanındı" dedi.<br />

İŞLEM DENETÇİSİ KALKIYOR<br />

Kanunun getirdiği işlem denetçisi müessesini<br />

kaldırdıklarını anlatan Yazıcı, "Yevmiye defteri<br />

ile yönetim kurulu karar defteri kapanış<br />

onayına tabi olacak" dedi. Yazıcı, yönetim<br />

kurulu üyelerinden veya limited şirket<br />

müdürlerinden en az birinin yerleşme yerinin<br />

Türkiye'de bulunması ve Türk vatandaşı olması<br />

şartı ile yönetim kurulu üyelerinin dörtte<br />

birinin yüksek öğrenim görmüş olma şartının<br />

da kaldırıldığını kaydetti. Denetime tabi olacak<br />

şirketleri; işletme büyüklükleri ve sektörler<br />

itibarıyla belirleme yetkisinin Bakanlar<br />

Kurulu'na verildiğini anlatan Yazıcı, işlem<br />

denetçiliğinin, şirket kuruluş sürecinin<br />

basitleştirilmesi ve şirketler üzerindeki<br />

maliyetlerin azaltılması amacıyla kaldırıldığını<br />

belirtti.<br />

Kömürden gaz üretilecek!<br />

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, uzun<br />

Esüredir üzerinde çalıştıkları kömürün gazlaştırılması<br />

projesinde önemli mesafe aldıklarını belirterek, projeyle<br />

yaklaşık 1 milyar metreküp sentetik gaz (SNG)<br />

üretilebilineceğini ve bu gazı ihtiyaç halinde BOTAŞ'ın<br />

hatlarına da verebileceklerini bildirdi.Bakan Yıldız,<br />

Türkiye'nin dışa bağımlı olduğu ham petrol ve doğalgazın<br />

yerine kömür gibi yerli kaynakları koyabilmesinin önemli<br />

olduğunu ifade ederek, bu doğrultuda ülkedeki linyit<br />

rezervlerinin daha etkin işletilmesi için çaba<br />

harcadıklarını söyledi.Kömürün başlı başına enerji<br />

kaynağı olarak kullanılmasının yanında teknoloji<br />

yardımıyla gazlaştırılarak kullanılmasının da mümkün<br />

olacağını vurgulayan Yıldız, Ar-Ge'ye yılda 8 milyon, proje<br />

toplamında ise 22 milyon lira kaynak ayıran Türkiye<br />

Kömür İşletmeleri Kurumu'nun (TKİ) uzun süredir bu<br />

yöndeki bir proje üzerinde çalıştığını açıkladı.<br />

9 EVDEN 1'İ SNG İLE ISINABİLECEK<br />

Manisa'nın Soma ilçesinde devam eden kömürden<br />

sentetik gaz (SNG) üretimiyle ilgili çalışmanın Türkiye'de<br />

ilk niteliğinde olduğuna dikkati çeken Bakan Yıldız, şu<br />

bilgileri verdi:<br />

''SNG, doğalgazın kullanıldığı her yerde rahatlıkla kullanılabilecek<br />

nitelikte bir gaz. Dünyada bu konuda farklı örnekler var. Amacımız<br />

bunu ülkemizde de ticari niteliğe kavuşturmak. Projeyle yaklaşık 1<br />

milyar metreküp sentetik gaz üretmeyi planlıyoruz. Daha sonra hibrit<br />

bir çevrim santrali kurarak, hem elde edeceğimiz gazı hem de yerli<br />

kömürü bu santralde elektriğe dönüştüreceğiz. Hepsinden önemlisi de<br />

istenildiği zaman burada ürettiğimiz gazı BOTAŞ'ın hattına<br />

verebileceğiz. Ülkemizde konutlarda yıllık 9 milyar metreküp doğalgaz<br />

tüketildiği dikkate alındığında, üretileceğimiz gazın tüm konutlarda<br />

kullanılan doğalgazın yaklaşık 9'da 1'ine karşılık gelmesi ayrıca<br />

önemli.''<br />

ETONOL VE METANOL DE ÜRETİLECEK<br />

Bakan Yıldız, yerli kömürün değerlendirilmesi için kurulacak diğer bir<br />

“204 bin 292 kişi KOSGEB'in faiz desteğinden yararlandı”<br />

Bakan Şimşek, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve<br />

Destekleme İdaresi Başkanlığı'nın (KOSGEB) girişimcilere<br />

verdiği desteklerin kendi hükümetlerinden önce 14,5 milyon<br />

lira iken, iktidarları döneminde bu desteğin 466 milyon liraya<br />

ulaştığını söyledi.2002'den önce KOSGEB desteğinden 4 bin<br />

kişinin faydalandığını anımsatan Şimşek, bu rakamın bugün 95<br />

bin 242 kişiye ulaştığını ifade etti. Şimşek, şöyle devam etti<br />

“Son 10 yılda KOSGEB desteği 32 kat arttı. Bunlar çok ciddi<br />

rakamlar. Yeterli mi? Değil. Daha da çalışmamız lazım. Bir de<br />

KOSGEB faiz desteği var. Daha önce yoktu. Şu ana kadar <strong>11</strong>,3<br />

milyar liralık faiz desteği sağladık. 204 bin 292 kişi bundan<br />

yararlandı. 2010-<strong>2012</strong> döneminde Batman'daki bin 689 şirketin<br />

yaklaşık 888'i bu desteklerden yararlandı. Geçtiğimiz hafta<br />

Meclis'te Maliye Bakanlığı'nın girişimciliğin artırılmasına<br />

yönelik çok önemli adımlar attığımız yeni bir tasarısı vardı.<br />

Bunlardan biri vergi destekleri. Özellikle girişim sermayesi<br />

yatırım fonlarına yönelik ki; bu çok modern bir uygulamadır ve<br />

dünyanın gelişmiş ülkelerinde de vardır. Dedik ki; 'eğer bir fon<br />

kurulur ve şirketlere girişim sermayesi olarak kaynak<br />

aktarılırsa bu aktarılan kaynak kurumlar vergisi ve gelir vergisi<br />

matrahından düşürülür'. Diyelim ki; bir işletmeye parayı<br />

koydunuz, başarılı oldunuz, sonra oradan bir kazanç elde<br />

ettiniz. Onda da vergiden muaf tutuyoruz. Dünyanın en iyi<br />

uygulamalarını örnek alarak çok önemli bir adım attık. Büyük<br />

tecrübeler ve bir miktar sermaye edinmiş, yeni şirketlerde<br />

tecrübesini ve parasını kullanmak isteyen birisi çıkarsa biz<br />

buna 'melek yatırımcı' diyoruz. Bunda da da yüzde 75 ila 100<br />

arasında vergi matrahından sermayeyi düşürmesine imkan<br />

sağlıyoruz. Kazancını da vergiden istisna tutuyoruz. Yani<br />

dünyada var olan çok etkin girişimcileri ve yeni kurulmuş<br />

şirketleri desteklemek için önemli adımlar atıyoruz.”<br />

“Sosyal güvenlik primi yüzde 19,5'e tekabül ediyor. Çok ciddi<br />

bir avantaj. Gençlerimiz için de benzer bir uygulamaya geçtik.<br />

Türkiye'de kurulan şirketlerin yüzde 85'i ilk 5 yılda kayboluyor.<br />

Yüzde 95'i ise ilk 10 yılda kayboluyor. Bunları engellemek için<br />

bir yandan destekler veriyor, bir yandan da yeni model<br />

mekanizmaları devreye sokuyoruz. Yeni bir teşvik sistemi<br />

açıkladık. Bu teşvik sisteminde bu bölge için aşağı yukarı hiçbir<br />

vergi istemiyoruz. Üstüne para da veriyoruz. Hep birlikte<br />

Batman'ı bölgemizi ve ülkemizi ayağa kaldırmalıyız. Bunun için<br />

de Batman'ın algısını hep birlikte değiştirmeliyiz.<br />

tesisle de ithalatın yoğun olduğu etanol ve metanol üretiminin<br />

hedeflendiğini bildirerek, ''Yaptığımız araştırmalara ve tütün-alkol<br />

piyasasından alınan bilgilere göre ülkemizde yaklaşık 650 milyon litre<br />

etanol ve metanol kullanılıyor. Daha da önemlisi bunun tamamına<br />

yakını ithal ediliyor. Planladığımız üretimle, etanol ve metanol ithalini<br />

büyük ölçüde düşürebiliriz'' diye konuştu.<br />

METANOLÜN TAMAMI, ETANOLÜN YÜZDE 70'İ İTHAL<br />

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) yetkililerinden<br />

alınan bilgiye göre, etanol (etil alkol) kozmetik, kimya, ilaç ve gıda<br />

sanayiyle (alkollü içki üretimi) birlikte tıbbi amaçlı da kullanılabiliyor.<br />

20<strong>11</strong>'de 105 milyon litre piyasaya arz edilen etanolün yüzde 70'i ithal<br />

edilirken yüzde 30'u yurt içinde üretildi.Başta ağaç ürünleri sanayi<br />

olmak üzere, kimya, döküm, boya ve ilaç sanayi gibi alanlarda<br />

kullanılan metanol (metil alkol) ise geçen yıl 650 milyon litre piyasaya<br />

arz edildi. Yerli üretimin olmadığı metanol, son yıllarda motorine<br />

katılan biyodizel üretiminde de kullanılıyor.<br />

Şimşek: "Türkiye ekmeğini<br />

taştan çıkaran bir ülke"<br />

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin<br />

ekmeğini taştan çıkaran bir ülke olduğunu söyledi.<br />

Bakan Şimşek, beraberinde Türkiye Odalar<br />

ve Borsalar Birliği (TOBB) Genç Girişimciler<br />

Kurulu Genel Başkanı ve Pegasus Hava Yolları<br />

Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı ile TOBB<br />

Genç Girişimciler Kurulu Batman Şubesi'nce<br />

düzenlenen “girişimcilik eğitimi” sertifika<br />

törenine katıldı.Kültür Merkezi'nde düzenlene<br />

törende konuşan Bakan Şimşek, eğitimini<br />

başarıyla bitiren gençleri kutlayarak,<br />

verecekleri desteklerle gençlerden bir<br />

bölümünün kendi işini kuracağını<br />

söyledi.Rızkın 10'da 9'unun ticarette<br />

ve cesarette olduğunu vurgulayan<br />

Şimşek, şöyle konuştu:<br />

“Toplum bünyesinde genç<br />

girişimciler kurulunun,<br />

kadın girişimciler<br />

kurulunun kurulmuş<br />

olmasını çok anlamlı<br />

buluyorum. Özellikle<br />

kadınların iş<br />

gücüne ve iş<br />

dünyasına<br />

katılımını çok<br />

önemsiyoruz. Bunu önemsediğimizin en önemli<br />

göstergesi eğitimde attığımız adımlardır. 2002<br />

yılında Türkiye'de ilköğretimde erkek öğrenci<br />

sayısı 100 iken kız öğrenci sayısı ise 91'di. Çok ciddi<br />

bir açık vardı. Bugün çok şükür erkek öğrenci<br />

sayısı 100 iken kız öğrenci sayısı 100,4'tür. Buna<br />

Sayın Başbakanımızın eşi Emine hanımefendinin<br />

başlattığı inisiyatifler, UNESCO ve bazı sivil toplum<br />

örgütlerinin çalışmaları ön ayak oldu.”<br />

Eğitime ayrılan bütçe<br />

Bakan Şimşek, Türkiye'de en büyük kaynağı<br />

eğitime ayırdıklarını belirterek, eğitime ayrılan<br />

bütçenin 10 yıl öncesine göre 5-6 kat arttığını<br />

söyledi. 10 yıl önce <strong>11</strong> milyar lira olan milli eğitim<br />

ve üniversitelerin bütçesinin bu yıl 56,5 milyar lira<br />

olduğunu ifade eden Şimşek, bu rakamın 60 milyar<br />

liraya doğru ilerlediğini belirtti.Türkiye'nin ham<br />

petrol ve doğalgaz açısından çok zengin<br />

olmamasının bir şansızlık değil bir fırsat olduğunu<br />

ifade eden Şimşek, “Bunda da bir hayır var.<br />

Türkiye ekmeğini taştan çıkaran bir ülke. Çok daha<br />

fazla çalışıyor. Verimlilik ve performans esaslı bir<br />

kültürle bu işleri götürmek zorunda” diye konuştu.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!