İnsan'sız Sinema Olur mu? - Derin Düşünce
İnsan'sız Sinema Olur mu? - Derin Düşünce
İnsan'sız Sinema Olur mu? - Derin Düşünce
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
İnsan’sız <strong>Sinema</strong> <strong>Olur</strong> <strong>mu</strong>?<br />
karakteri ise, akıllardan silinmeyecek bir çocuk-adam-asker tipinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.<br />
Rüyalarında çocuk, hayatın içinde adam, savaşın içinde asker ama her halukârda çocuk; korunanan,<br />
sevilen, değer verilen, seven, inat eden, sevgiyle, tekellüfsüz, sıcacık sarılan…<br />
Tarkovsky, savaşa dair bir filmi, hiçbir mücadele sahnesi olmadan çekmeyi başarabilen bir yönetmen<br />
ve bu yönüyle, diğerlerinden farklı. Savaştan çok, savaşın birey üzerindeki etkisine odaklanan, savaşın<br />
yıkımının bireyin yıkımıyla paralel verildiği bir film yapmış. Bu filmde dikkat çeken yönlerden bir diğeri<br />
de yönetmenin hep çekmek istediği yılın ilk karını, kurgusunun içinde gerçekleştirmiş olmasıdır.<br />
Savaşın karanlık atmosferinin kameranın atmosferine yansıdığı İvan’ın Çocukluğu, politik bir savaş<br />
filmi olmaktan çok, savaşın masaya yatırıldığı ve birey üzerinden savaşın etkilerinin aktarıldığı bir film.<br />
Ayna/The Mirror/Zerkalo:<br />
1975 yapımı Andrey Tarkovsky’nin 2. Dünya Savaşı öncesi çocukluğunu, savaş zamanını ve kırk yaşını;<br />
gününden geçmişine dönerek anlattığı, kahramanının rüya, anı ve belgesel niteliği taşıyan savaş<br />
görüntüleriyle iç içe geçmiş, kimi yerde sürrealist özellikler taşıyan filmi. Tarkovsky’nin en kişisel filmi<br />
denilebilecek bu film, onun hayatının izlerini en fazla taşıyan eseri olma özelliğine sahip.<br />
Annesiyle karısının görüntüleri iç içe geçen kahramanın geçmişine ait huzurlu ve <strong>mu</strong>tlu olduğu ve her<br />
şeyi baştan yaşayabileceği anlamına gelen, eski zamana ait anı-rüyaların filmin merkezine oturduğu,<br />
geçmiş ve şimdinin iç içe geçtiği, şiirsel dizelerle savaşın görüntülerinin eşlik ettiği bir bulmaca.<br />
Parça parça görüntülerin kahramanın farklı zaman dilimine ait anıların birbirine girdiği bu filmde anne<br />
figürünün kahramanın hayatına etkisi, annesiyle bozulan ilişkisini düzeltebilmek için çocukluğunun<br />
zamanına geri dönebilme isteği, tanıklık edilen zamanın yarattığı kırılma, savaş yüzünden babanın<br />
evden uzak oluşu, anne-eş’in tek bir kadın yüzüyle verilerek aşılamayan Oidipus kompleksi… kısacası<br />
belleğin diplerinde seyirciyi gezdiren bir yapıt, Ayna. Özellikle kırk yaşındaki kahramanın yüzünün hiç<br />
gösterilmeyip sesiyle soru-cevap şeklindeki diyaloglarla gününü/şimdiyi aktarımı, seyirciyi tek bir<br />
kahramandan/karakterden çok, bütün kahramanlarda ana kahramana ulaştıran bir işlev üstlenmiş.<br />
İzlenen tüm kahramanlar aslında ana kahramanın gördüğü ve bize göstermek istedikleri, onu o yapan<br />
parçalarıdır ve tüm parçaların toplamında ulaşılan kişi, anlatıcı-kahramandır.<br />
Rüya sahneleri ve insanın içinde yer aldığı tabiata ait <strong>mu</strong>hteşem görüntüler, belleğin gezindiği anıların<br />
aktarımı, zamanın geçmiş-gelecek sınırının ortadan kalkması, nesnelerin içinde yer aldığı evrenin<br />
içindeki hareketliliği… en dikkat çeken yönler filmde. Savaşın, aslında savaştan uzak korunaklı bir<br />
yerde, anne-baba-tabiat üçlüsüyle, bunlara dair bellekte yer etmiş algılarla -annenin yalnızlığı,<br />
babanın yokluğu, tabiatın apayrı bir varlık olarak hareketliliği…- verilişi, savaşa ait görüntülerin gerçek<br />
görüntülerden oluşan bir belgesel olarak sunuluşu, savaşın içinde ama dışında yaratılan ama ondan<br />
bağımsız kalamayan bir mekânın/çiftlik evinin merkez alınarak, aslında çocukluğun merkez alınması<br />
işlevini görür bu, kahramanın yaşadığı kırılmanın gününe, ilişkilerine etkisinin anlatıldığı bu film,<br />
görüntülere eşlik eden şiirlerle gerçek bir şiirsel yapıt.<br />
İvan’ın Çocukluğu savaşa bire bir tanıklık eden bir çocuğun gözünden savaşın kayıplarını aktarmada<br />
başarılı sayılsa da; Ayna, sadece savaşı değil, bellek-anı-rüya olgularını aktarımı, zamanı ân olarak<br />
işleyişi ve tüm bu parçalı bütünlüğü aktaran <strong>mu</strong>hteşem çekimleriyle çok daha başarılı bir film. İvan’ın<br />
çocukluğu savaşa dair daha genel bir perspektif sunma ve İvan’ın herhangi bir İvan olma özelliği<br />
taşıması, Ayna’da ise kahramanın daha kişisel özelliklerle tek bir karakter olarak sunu<strong>mu</strong> bu farkı<br />
doğursa da, tematik ve teknik anlamda da Ayna çok daha başarılı bir film olma özelliği taşımakta.<br />
www.derindusunce.org Fikir Platfor<strong>mu</strong><br />
10