İnsan'sız Sinema Olur mu? - Derin Düşünce
İnsan'sız Sinema Olur mu? - Derin Düşünce
İnsan'sız Sinema Olur mu? - Derin Düşünce
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
İnsan’sız <strong>Sinema</strong> <strong>Olur</strong> <strong>mu</strong>?<br />
etmeyiz bile. Bizi biz kılan küçük ayrıntılar. Kaçsak da ondan, onun yerini hep biliriz. Aramamız<br />
gerektiğinde, aradığımız yerde bulmamızdır güzelliği eskiye dair küçük hayatımızın alışkanlıklarını.<br />
Bildik olmalarıdır güvencemiz, bizi bir yere ait kılan, bize bizi anlatan, değişsek de zaman içinde,<br />
düştüğümüz kuyudan çıkamasak da, eski sarar bazen bizi emniyetiyle, huzuruyla, bildikliğiyle…<br />
Ama unutulmamalıdır, dönse de Yusuf evine, bir parçası hep uzağında kalacaktır döndüğü yere. İçinde<br />
olmadığı yerdir bıraktığı, vakti gelince oradan kaçtığı yerdir; farklı parçalarını, anılarını bıraktığı yer<br />
olsa da, değişmiştir her bir parça.<br />
Semih Kaplanoğlu’nun Yu<strong>mu</strong>rta, Süt, Bal üçlemesinin ilk filmi Yu<strong>mu</strong>rta. İçinde diğer parçalara ait<br />
göndermelerle dolu. Süt, Bal, eskiye ait nesneler, hikayelerle… Sadeliğin eşlik ettiği bir film bu. Tek<br />
plan sahnelerle, acelesi olmayan, doğaya ait seslerle, müziğini görüntüye eşlik eden seslerden alan,<br />
yabancılaşmayı anlatırken yabancılaştığına yaklaşmaya çalışan bir film. Ama onun içinde midir, hayır.<br />
Yusuf, dönse de geriye, bıraktığı eski yer değildir. Kendisi de eski Yusuf değildir. İzlediği hayatlar,<br />
aktardığı, onun içinde olmadığı, artık inanmadığı bir dünyaya aittir. Eski bir tanıdığına selam<br />
gönderirken, daha birkaç gün önce selam gönderdiğinin yanı başında olduğunu fark edemeyecek<br />
kadar yabancıdır artık bu hayata. Kuyunun içindedir Yusuf. Kaybol<strong>mu</strong>ştur. Kendisini bulana değin de,<br />
yolculuğu devam edecektir, eskiden gününe, gününden eskiye, inşa ettiği ve edeceği yeni parçalarıyla<br />
o kuyudan çıkana değin.<br />
Kuyu metaforunun rüyayla karşımıza çıktığı filmde, bu sahnenin birkaç sahne daha kullanılması<br />
gerekirdi. Tek sahneyle yetinilmeseydi, izleyici, rüya rüya Yusuf’un kuyudaki ıstırabını, çabasını,<br />
tutunma telaşını izlerken onun iç dünyasını daha iyi gözlemleyebilirdi. Filmdeki en güzel sahneyse -<br />
benim için-, ilk sahneydi. Annenin yolculuğunun tek plan çekimle verildiği sahne. Tek başına yürüyen,<br />
kimsenin olmadığı bir yola dönen ve yürümeye devam eden anne. Sessizce uzaklaşmak hayattan,<br />
kimsesiz, kendince… her gün gittiği yolu yürüyor<strong>mu</strong>ş gibi.<br />
İlk film, sonu anlatsa da, aslında başlangıçtır izleyici için. Eksik parçalar vardır tamamlanması gereken.<br />
Ve bu parçalar, film film tamamlanacaktır. Öyleyse izleyiciye düşen, sırasıyla bu parçaları<br />
tamamlamaktır. Yu<strong>mu</strong>rta, Süt ve Bal.<br />
www.derindusunce.org Fikir Platfor<strong>mu</strong><br />
46