21.06.2013 Views

Sayı 1 - Eğitim ve Toplum Dergisi

Sayı 1 - Eğitim ve Toplum Dergisi

Sayı 1 - Eğitim ve Toplum Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

21. Yüzyılda <strong>Eğitim</strong> <strong>ve</strong> <strong>Toplum</strong> Cilt 1 <strong>Sayı</strong> 1 Bahar 2012<br />

Yalçın YILMAZ / Mevlüt KAYA<br />

Türk toplumunun öz kimliğiyle istikbalinin sağlanması için göstermiştir. Türkiye<br />

Cumhuriyeti’nin kuruluşunun onuncu yılında da aynı çabaların Mustafa Kemal<br />

Atatürk tarafından gösterildiğini görüyoruz 12 :<br />

“Bugün Cumhuriyetimiz onuncu yılını doldurdu. En büyük bayramdır, kutlu olsun!<br />

Şu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak bu kutlu güne kavuşmanın en<br />

derin sevinci <strong>ve</strong> heyecanı içindeyim…<br />

Yurttaşlarım! Az zamanda çok büyük işler başardık… Çünkü Türk milleti çalışkandır.<br />

Türk milleti zekidir… Ne Mutlu Türk’üm Diyene!”<br />

Avrupalılar Türkleri,“medeniyete hiçbir katkısı olmayan bozkır insanları; yağmacı,<br />

şeh<strong>ve</strong>t düşkünü <strong>ve</strong> ortadan kaldırılması gereken bir millet” 13 olarak tanımlamalarına<br />

rağmen Mustafa Kemal Atatürk, uygar bir Türkiye yaratmak için gelişmiş<br />

batı uygarlığının çağdaş <strong>ve</strong> topluma yararlı uygarlık unsurlarından faydalanılması<br />

gerektiğini çoğu zaman belirtmiştir. Ötekileştirilen bir toplumun objektif fikriyattaki<br />

bir lideri olan Mustafa Kemal Atatürk, Batı’nın yanı sıra gelişmiş doğu ülkelerinden<br />

de alınması gereken kalkınımsal faydalı uygulama <strong>ve</strong> uygarlık unsurlarının<br />

mutlak gerekliliğine işaret etmiştir.<br />

Mustafa Kemal Atatürk, Türk kimliğini 14 <strong>ve</strong> ulusal bilinci, çağdaş değerler doğrultusunda<br />

yeniden oluşturmak için Avrupa kültürünün “iyi”lerini Türk kültürüne<br />

dahil etme gerekliliğini Fransız gazeteciye <strong>ve</strong>rdiği demeçte şu şekilde dile<br />

getirmektedir 15 :<br />

“Ülkeler çeşitlidir fakat uygarlık birdir. Ve bir milletin ilerlemesi için de bu tek<br />

uygarlığa dahil olması gerekir. Osmanlı İmparatorluğu’nun gerilemesi, Batı’ya karşı<br />

elde ettiği başarılardan çok gururlanması sonucunda kendini Avrupa milletlerine<br />

bağlayan ilişkileri kestiği gün başlamıştır. Bu bir hata idi, bunu tekrar etmeyeceğiz.”<br />

12 Mustafa Kemal Atatürk, Onuncu Yıl Nutku, 29 Ekim 1933.<br />

13 “Kültür” sözcüğü Latince’de “toprağı işlemek” anlamına gelen “agriculture” sözcüğünden türetilmiştir.<br />

“Yüksek genel bilgi” anlamında kullanılmaktadır. Türk sosyolog Z. Gökalp ise kültür sözcüğü<br />

yerine, Türkçe “hars” sözcüğünü kullanmıştır. Medeniyet sözcüğü ise Arapça “Medine(m+d+n<br />

kökü)”den türetilmiştir. Medine; Türkçe anlamıyla “şehir” <strong>ve</strong> “medeniyet” ise “şehircilik” anlamına<br />

gelmektedir. Bedevi(=çöl halkı, göçebe) kavramının tersi olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada<br />

medeniyet sözcüğü yerine “uygarlık” ya da “çağdaş” sözcükleri kullanılacaktır. Kültür <strong>ve</strong> uygarlık<br />

kavramları <strong>ve</strong> birbirileriyle olan ilişki <strong>ve</strong> farklılıkları incelemek için bkz: Şerafettin Yamaner,<br />

Atatürk Öncesi <strong>ve</strong> Sonrası Kültürel Değişim, Değişimin Felsefesi <strong>ve</strong> <strong>Toplum</strong>sal Özü, <strong>Toplum</strong>sal<br />

Dönüşüm yay., İstanbul, 1999, s. 25-30.<br />

14 Burada şu hususu hatırlatmak yerinde olacaktır: Millet, milli, milliyetçi kavramları bağımsızlık<br />

savaşı boyunca <strong>ve</strong> sonrasında, milliyetçiden çok vatanper<strong>ve</strong>r, dışlayıcıdan çok bütünleştirici anlamlarında<br />

kullanılmıştır. Bu terimler, Anadolu’nun tüm insani unsurlarını –Türkleri, Kürtleri,<br />

Çerkezleri, Arapları <strong>ve</strong> Lazları- kapsıyordu <strong>ve</strong> her birinin benlikleri vardı. “Mustafa Kemal: …<br />

Bu hudut sırf askeri mülahazat ile çizilmiş bir hudut değildir, hudut-u millidir… Fakat bu hudut<br />

dahilinde tasavvur edilmesin ki, anasır-ı İslamiye’den yalnız bir cins millet vardır. Bu hudut dahilinde<br />

Türk vardır, Çerkez vardır <strong>ve</strong> anasır-ı saire İslamiye vardır. Milli Misak’ı 17 Şubat 1920’de<br />

tamamıyla kabul eden son Osmanlı meclisinde, bundan iki gün sonra Türk <strong>ve</strong> millet kavramları<br />

tartışılmış <strong>ve</strong> Türk kavramının tüm farklı Müslüman unsurları içine kattığına karar <strong>ve</strong>rilmişti.<br />

Kemalist vatandaşlık anlayışı asla etnik olmamıştır; F. Ahmad, a.g.e., s. 99-100.<br />

15 Mustafa Kemal Atatürk, Atatürk’ün Söylev <strong>ve</strong> Demeçleri, II, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,<br />

1952, s. 67.<br />

122

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!