Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Lale Devri’nde Kadın Giyimi<br />
aynı zamanda zarafetin, zenginliğin <strong>ve</strong> statünün sembolü olduğu için bu kadar<br />
değerli hale gelmiştir. Evlerinin bahçelerinde lale tarhları oluşturmak; lale fidelerinin<br />
çiçek açtıkları o kısacık dönemde padişahı, sadrazamı, devlet yöneticilerini bu<br />
bahçelerde ağırlamak, konuk etmek için herkes birbiriyle yarışmıştır. Erkeklerin<br />
zenginlik <strong>ve</strong> zarafet sembolü olan laleye bu derece kıymet <strong>ve</strong>rmeye başlamaları,<br />
kadınların da bu zenginlik <strong>ve</strong> gösteriş düşkünlüğünü başka mecralara taşımalarına<br />
neden olmuştur. Laleye <strong>ve</strong> güzelliğe olan bu iltifat sadece zenginler arasında değil<br />
sıradan halkta da görülmektedir. Bu onlar içinde bir övünç <strong>ve</strong> statü sembolüdür.<br />
Döneme ait kaynaklarda adı laleyle birlikte en çok anılan unsurlardan bir tanesi<br />
de Sa’dâbâd Sarayı’dır. Sa’dâbâd Sarayı; 1721-1722 (1134) tarihinde Kağıthane<br />
deresi üzerine Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından yaptırılır (Erol Canca<br />
1999: 170, Eldem 1977). Sa’dâbâd, sadece bir mesire yerinin ismi, ya da bir sarayın<br />
adı değildir. Büyük bir yapı kompleksinin adıdır. Kağıthane deresinin yatağı<br />
değiştirilmiş, mermer döşenerek oluşturulan <strong>ve</strong> “ced<strong>ve</strong>l-i sîm ” adı <strong>ve</strong>rilen bir kanala<br />
akması sağlanmıştır. Bu kanalın her iki yanından dönemin önde gelen devlet<br />
adamlarından 170 kişiye yerler <strong>ve</strong>rilerek buraya birbirinden güzel köşkler yaptırmaları<br />
istenmiştir. Bunun dışında Sultan III. Ahmed için Sa’dâbâd adında bir saray<br />
yaptırılmış, bu yapıların hemen yanı başındaki mesire de bu isimle anılmıştır.<br />
Sa’dâbâd <strong>ve</strong> o dönemde yapılan çırağan eğlenceleri Lale Devri’nde sosyal hayatın<br />
canlanmasındaki en önemli unsurlardandır. Dönemin en dikkat çekici simalarından<br />
olan Nedim Sa’dâbâd’la birlikte hayatının değiştiğini şöyle ifade etmektedir:<br />
….<br />
Şimdi Sa’d-âbâda bak ev<strong>ve</strong>lkinden a’lâ mıdır<br />
Gör hele dünyâyı eski bildiğin dünyâ mıdır<br />
Bu görünen bir müzeyyen kasr-ı müstesnâ mıdır<br />
Yohsa nehr-i cennet üzre cisr-i nev-peydâ mıdır<br />
....<br />
Nedim D, s.312<br />
Kâmî’nin aşağıdaki dizelerinde de yaşanılan hayata dair bazı ipuçlarını bulmak<br />
mümkündür:<br />
Cennet-i rûy-ı zemîn olmış bu her dâğ üsti bâğ<br />
Gel salın serv-i revânum bağ-ı Sa’d-âbâd’a gel<br />
Sen güzeller şâhısın olmaz sana hergiz yasag<br />
Gel salın serv-i revânum bâğ-ı Sa’d-âbâda gel<br />
Gonce-i ra’nâya benzer zînet-i kasr-ı cinân<br />
Dergeh-i vâlâsına yüzler sürer âb-ı revân<br />
Bunda şimdi hep güzeller cil<strong>ve</strong>gâh-ı dil-berân<br />
Gel salın serv-i revânum bâğ-ı Sa’d-âbâd’a gel<br />
...<br />
Kâmî D, s.76<br />
149<br />
21. Yüzyılda <strong>Eğitim</strong> <strong>ve</strong> <strong>Toplum</strong> Cilt 1 <strong>Sayı</strong> 1 Bahar 2012