24.07.2013 Views

S - GÜ SBE Elektronik Dergisi - Gümüşhane Üniversitesi

S - GÜ SBE Elektronik Dergisi - Gümüşhane Üniversitesi

S - GÜ SBE Elektronik Dergisi - Gümüşhane Üniversitesi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Ukrayna’da Turuncu Devrim’in Sonu Göktürk TÜYSÜZOĞLU<br />

takip ederek yeni ufuklara doğru yelken açan Ukrayna, aslında ABD’nin uygulamaya çalıştığı<br />

politikanın bir aracı haline gelmişti. ABD, Rusya’nın küresel yarışta yeniden yükselmeye<br />

başladığı bir dönemde bu ülkenin işini zorlaştırmak ve yakın çevresinden soyutlamak amacıyla<br />

önce Gürcistan, sonra da Ukrayna’da renkli devrimlerin gerçekleşmesine ön ayak olmuştur.<br />

ABD, Rusya’nın arka bahçesi denilen bölgeyi kontrol altına alabilmek için çok geniş<br />

kapsamlı bir stratejiyi uygulamaya koymuş durumdadır. Karadeniz ve Hazar Havzaları’na<br />

hâkim olmak ve bu bölgede en güçlü devlet haline gelebilmek Amerikan Dış Politikası’nın<br />

birinci önceliklerinden biridir. Soğuk Savaş sonrası dönemde ABD’nin askeri ve siyasal<br />

anlamda direkt olarak etki edemediği iki bölge Karadeniz ve Hazar Havzaları oldu. Zaten, ABD<br />

Yönetimi Karadeniz’de donanma bulundurmak amacıyla çeşitli hamleler de yapmaktadır.<br />

Romanya ve Bulgaristan’ın NATO’ya alınmaları ve bu ülkelerde birer Amerikan Donanma<br />

Üssü açılması düşüncesi bu adımlardan yalnızca biridir. Ne var ki, ABD’nin Karadeniz’e girme<br />

isteğine NATO müttefiki Türkiye karşı çıkıyor. Bu karşı çıkışın arkasında da Montrö<br />

Sözleşmesi’nin ortaya koyduğu statükonun değişmesi tehlikesi ve Karadeniz’de uzun yıllardır<br />

sürmekte olan barış ortamının bozulabileceği düşüncesi vardır (Oğan, 2010). Karadeniz’in<br />

Rusya ve ABD’nin mücadele alanı haline gelmesi, Ortadoğu ve Kafkaslar Bölgesi’nde zaten<br />

yeterince sorunla karşılaşmış olan Türkiye’nin, yeni bir sorunlar yumağı ile karşılaşması<br />

anlamına geliyor. Üstelik bu sorun çok daha ciddi bir mahiyet arz etmektedir. Zira sorunun<br />

tarafları ABD ve Rusya gibi iki küresel süper güç olacak.<br />

Karadeniz Havzası’na direkt etki edememenin yarattığı rahatsızlık bir yana, bölgenin<br />

Avrasya Coğrafyası’nın tam olarak ortasında yer alması ve doğu-batı, kuzey-güney yönlü ticaret<br />

ve enerji ulaştırma hatlarını kontrol ediyor olması da ABD’nin bu bölgeye neden önem<br />

verdiğini göstermektedir. Karadeniz Havzası’na hâkim olmak demek, Kafkasya, Balkanlar ve<br />

Hazar Coğrafyalarına egemen olma şansını ele geçirmek anlamına geliyor. Đşte, bu amaç<br />

doğrultusunda duruma göz atıldığında, 2000 sonrası ABD Dış Politikası’nın neden Gürcistan,<br />

Bulgaristan, Romanya, Moldova ve Ukrayna gibi ülkeler üzerinde yoğunlaştığını anlamak<br />

kolaylaşmaktadır. Dikkat edilirse, AB üyesi de olmuş olan Bulgaristan ve Romanya dışında<br />

Gürcistan, Moldova, Ukrayna gibi ülkelerin hepsinde siyasal ve etnik kamplaşmalar oluşmuş<br />

durumdadır. Bu kamplaşmaların en önemli sebebi de, daha önceleri Rus etkisinde kalmış ve<br />

66

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!