25.11.2014 Views

Uzaktan Algılama Ve Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Birlikte Kullanılması

Uzaktan Algılama Ve Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Birlikte Kullanılması

Uzaktan Algılama Ve Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Birlikte Kullanılması

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

UZAKTAN ALGILAMA ve COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİNİN<br />

BİRLİKTE KULLANILMASI İLE<br />

KAR ERİMESİ AKIŞ HİDROGRAFININ BENZETİMİ<br />

(SARIZ ÇAYI HAVZASI ÖRNEĞİ)<br />

GÖKHAN TAŞDEMİR<br />

YÜKSEK LİSANS TEZİ<br />

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ<br />

GAZİ ÜNİVERSİTESİ<br />

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ<br />

ŞUBAT 2009<br />

ANKARA


Gökhan TAŞDEMİR tarafından hazırlanan “UZAKTAN ALGILAMA VE<br />

COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİNİN BİRLİKTE KULLANILMASI İLE KAR<br />

ERİMESİ AKIŞ HİDROGRAFININ BENZETİMİ (SARIZ ÇAYI HAVZASI<br />

ÖRNEĞİ)” adlı bu tezin Yüksek Lisans tezi olarak uygun olduğunu onaylarım.<br />

Prof. Dr. İbrahim GÜRER<br />

Tez Danışmanı, İnşaat Müh. AD<br />

……………………………….<br />

Bu çalışma, jürimiz tarafından oy birliği ile İnşaat Mühendisliği Anabilim<br />

Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.<br />

Prof. Dr. Ünal ŞORMAN<br />

İnşaat Müh. AD, ODTÜ<br />

……………………………….<br />

Prof. Dr. İbrahim GÜRER<br />

İnşaat Müh. AD, Gazi Üniv.<br />

……………………………….<br />

Yrd. Doç. Dr. Önder KOÇYİĞİT<br />

İnşaat Müh. AD, Gazi Üniv.<br />

……………………………….<br />

Tarih: 10/02/2009<br />

Bu tez ile G.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü Yönetim Kurulu Yüksek Lisans<br />

derecesini onamıştır.<br />

Prof. Dr. Nail ÜNSAL<br />

Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü<br />

……………………………….


TEZ BİLDİRİMİ<br />

Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde<br />

elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak<br />

hazırlanan bu çalışmada bana ait olmayan her türlü ifade ve bilginin<br />

kaynağına eksiksiz atıf yapıldığını bildiririm.<br />

Gökhan TAŞDEMİR


iv<br />

UZAKTAN ALGILAMA ve COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİNİN<br />

BİRLİKTE KULLANILMASI İLE<br />

KAR ERİMESİ AKIŞ HİDROGRAFININ BENZETİMİ<br />

(SARIZ ÇAYI HAVZASI ÖRNEĞİ)<br />

(Yüksek Lisans Tezi)<br />

Gökhan TAŞDEMİR<br />

GAZİ ÜNİVERSİTESİ<br />

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ<br />

ŞUBAT 2009<br />

ÖZET<br />

Kar potansiyelinin fazla olduğu yüksek bölgelerdeki havzaların yıllık<br />

akış hacimlerinin büyük bir kısmı, kış aylarında oluşan kar örtüsünün<br />

ilkbaharda erimesi sonucu oluşmaktadır. Kardan beslenen havzalarda;<br />

karın birikme ve erime dönemlerinin modellenmesi, su kaynaklarının<br />

verimli ve sürdürülebilir olarak işletilmesi bakımından önemlidir. Bu<br />

amaç kapsamında; bu çalışmada Seyhan Havzasının bir alt havzası olan<br />

Sarız Çayı Havzasının, 2004 ve 2005 yılları kar erime dönemlerine ait<br />

(Mart-Nisan) hidrografların benzetimi üzerine çalışılmıştır. Çalışmada,<br />

kar akış hacminin belirlenmesinde yaygın olarak kullanılan Snowmelt<br />

Runoff Model (SRM) hidrolojik modelleme programı, uzaktan algılama<br />

ve Coğrafi <strong>Bilgi</strong> Sistemleri (CBS) ile birlikte uygulanmıştır. SRM<br />

programı günlük değişken olarak; sıcaklık, yağış ve karla kaplı alan<br />

(KKA) değişimlerine ihtiyaç duymaktadır. KKA değişimi, MODIS uydu<br />

görüntülerinin CBS ile sorgulanması sonucu belirlenmiştir. SRM’de<br />

kullanılan parametre değerleri ise mevcut verilerden elde edilmiştir.<br />

Benzetim çalışmasında iki durum ele alınmıştır. Durum 1’de doğrudan<br />

belirlenen parametre değerleri kullanılır iken, Durum 2’de bazı


v<br />

parametre değerleri düzeltilerek kullanılmıştır. Mevcut veriler dâhilinde<br />

benzetilen hidrograflar karşılaştırılmış ve genelde uyumlu olmakla<br />

beraber sapmalar da gözlenmiştir. Benzetim çalışmalarının daha iyi ve<br />

güvenilir sonuç vermesi için önerilerde bulunulmuştur.<br />

Bilim Kodu : 911.1.125<br />

Anahtar Kelimeler<br />

: Hidrolojik modelleme, Kar Erimesi Akış<br />

Modeli, SRM, MODIS, Aqua, Terra, CBS, Sarız<br />

Havzası<br />

Sayfa Adedi : 162<br />

Tez Yöneticisi<br />

: Prof. Dr. İbrahim GÜRER


vi<br />

SIMULATION OF THE SNOWMELT RUNOFF HYDROGRAPH<br />

BY USING OF<br />

REMOTE SENSING AND GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEMS<br />

(SARIZ CREEK WATERSHED CASE STUDY)<br />

(M.Sc. Thesis)<br />

Gökhan TAŞDEMİR<br />

GAZİ UNIVERSITY<br />

INSTITUTE OF SCIENCE AND TECHNOLOGY<br />

FEBRUARY 2009<br />

ABSTRACT<br />

The significant part of annual runoff volume of some basins, which are<br />

at high altitudes and have a great snow potential, is constituted by<br />

melting of the accumulated snow in spring months. Modeling of<br />

accumulation and melting of snow is important in view of operating of<br />

water resources as efficient and sustainable as possible in basins,<br />

which are recharged by snow melting. In this thesis, the simulation of<br />

hydrographs of Sarız Creek watershed was studied in Seyhan Basin, for<br />

2004 and 2005 snow melting seasons (March-April). In the thesis,<br />

Snowmelt Runoff Model (SRM) hydrological modeling program, which<br />

is used widely in determination of snowmelt runoff volume, was applied<br />

together with remote sensing and Geographic Information Systems<br />

(GIS) technologies. SRM program requires some daily climatological<br />

variables which are temperature, precipitation and snow covered area.<br />

Daily snow covered area values were determined by analyzing of<br />

MODIS satellite images with GIS. Parameter values which are used in<br />

SRM were obtained by using of observed data. In the simulation<br />

studies, two cases were assumed. While values of all parameters were<br />

used directly as determined in Case 1, calibrated values of some


vii<br />

parameters in Case 1 were used in Case 2. The simulated hydrographs<br />

were compared with observed hydrographs. While they are generally<br />

compatibility, some deviations were observed, too. Some<br />

recommendations are mentioned so that modeling studies can be<br />

better and more reliable in the future applications.<br />

Science Code : 911.1.125<br />

Key Words<br />

: Hydrologic modeling, Snowmelt Runoff<br />

Model, SRM, MODIS, Aqua, Terra, GIS, Sarız<br />

Watershed<br />

Page Number : 162<br />

Adviser<br />

: Prof. Dr. İbrahim GÜRER


viii<br />

TEŞEKKÜR<br />

Bu çalışmanın her türlü aşamasında öneri ve eleştirileriyle bana yol gösteren,<br />

yardımlarını esirgemeyen ve bilime olan tutkusuyla ufkumu genişleten,<br />

değerli hocam Prof. Dr. İbrahim GÜRER’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.<br />

Sevgili yardımsever arkadaşım Arş. Görevlisi İbrahim UÇAR’a, bu çalışma<br />

boyunca bana yaptığı yol arkadaşlığından dolayı çok teşekkür ederim.<br />

Bu çalışmaya; Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi ile Devlet<br />

Su İşleri Genel Müdürlüğü arasında gerçekleştirilen “Kar Erimesinden Oluşan<br />

Akım Hacminin Hidrolojik Modelleme ile Belirlenmesi” konulu projeye ait<br />

protokolle sağladıkları katkılardan dolayı; DSİ Genel Müdürlüğü’ne, DSİ<br />

Rasatlar Şube Müdürlüğü’nden Nurullah SEZEN’e (Rasatlar Şube Müdürü),<br />

Hakan AKSU’ya (Meteoroloji Müh.), Ali DOĞAN’a (Meteoroloji Müh.), arazi<br />

çalışmalarında her türlü imkânı seferber eden DSİ 12. Bölge Müdürlüğü’ne,<br />

ayrıca DMİ Genel Müdürlüğü’ne ve Sarız Meteoroloji Gözlem İstasyonu<br />

çalışanlarına çok teşekkür ederim.<br />

<strong>Ve</strong> Aileme; bana her zaman destek oldukları, sevgi ve güvenlerini benden<br />

hiçbir zaman esirgemedikleri için minnettarım.


ix<br />

İÇİNDEKİLER<br />

Sayfa<br />

ÖZET .............................................................................................................iv<br />

ABSTRACT....................................................................................................vi<br />

TEŞEKKÜR.................................................................................................. viii<br />

İÇİNDEKİLER ................................................................................................ix<br />

ÇİZELGELERİN LİSTESİ............................................................................. xiv<br />

ŞEKİLLERİN LİSTESİ.................................................................................. xvi<br />

RESİMLERİN LİSTESİ................................................................................. xix<br />

HARİTALARIN LİSTESİ................................................................................xx<br />

SİMGELER VE KISALTMALAR................................................................... xxi<br />

1. GİRİŞ ......................................................................................................... 1<br />

2. KAR ÖRTÜSÜ ........................................................................................... 4<br />

2.1. Giriş..................................................................................................... 4<br />

2.2. Kar Örtüsünün Oluşumu...................................................................... 4<br />

2.2.1. Kar örtüsü parametreleri............................................................ 6<br />

2.3. Kar Örtüsünün Erimesi ve Hesap Yöntemleri ...................................... 7<br />

2.4. Enerji Bütçesi Yöntemi ........................................................................ 9<br />

2.4.1. Radyasyon ................................................................................ 9<br />

2.4.2. Hissedilebilir ısı ....................................................................... 11<br />

2.4.3. Gizli ısı .................................................................................... 11<br />

2.4.4. Zeminden iletilen ısı ................................................................ 11<br />

2.4.5. Yağmurun ilettiği ısı................................................................. 12


x<br />

Sayfa<br />

2.4.6. İç enerji.................................................................................... 12<br />

2.5. Ampirik Yöntem ................................................................................. 13<br />

2.6. Derece-Gün Yöntemi (Sıcaklık İndeksi)............................................. 14<br />

3. HİDROLOJİK MODELLEME.................................................................... 17<br />

3.1. Giriş................................................................................................... 17<br />

3.2. Snowmelt Runoff Model (Kar Erimesi Akış Modeli) ........................... 17<br />

3.2.1. SRM’nin kullanım amaçları...................................................... 18<br />

3.3. Model Yapısı ..................................................................................... 19<br />

3.4. Modeli Oluşturmak İçin Gereken <strong>Ve</strong>riler............................................ 20<br />

3.5. Değişkenler ....................................................................................... 22<br />

3.5.1. Sıcaklık.................................................................................... 22<br />

3.5.2. Yağış ....................................................................................... 23<br />

3.5.3. Karla kaplı alan........................................................................ 24<br />

3.6. Parametreler...................................................................................... 26<br />

3.6.1. Akış katsayısı .......................................................................... 27<br />

3.6.2. Derece-gün faktörü.................................................................. 29<br />

3.6.3. Sıcaklık değişme oranı............................................................ 30<br />

3.6.4. Kritik sıcaklık ........................................................................... 31<br />

3.6.5. Yağmur katkı alanı .................................................................. 32<br />

3.6.6. Geri çekilme katsayısı ............................................................. 32<br />

3.6.7. Gecikme zamanı ..................................................................... 34<br />

3.7. Model Doğruluğunun Değerlendirmesi .............................................. 36


xi<br />

Sayfa<br />

4. UZAKTAN ALGILAMA ............................................................................. 37<br />

4.1 Giriş.................................................................................................... 37<br />

4.2. <strong>Uzaktan</strong> Algılamaya Genel Bakış ...................................................... 37<br />

4.3. <strong>Uzaktan</strong> Algılama ile <strong>Ve</strong>ri Toplama ................................................... 39<br />

4.4. Algılayıcı Aletlerle Kaydedilen Enerjinin Kaynağı .............................. 42<br />

4.5. <strong>Uzaktan</strong> Algılamada Atmosferik Etkiler.............................................. 45<br />

4.6. Nesnelerin Spektral Tepkileri............................................................. 46<br />

4.7. <strong>Uzaktan</strong> Algılamada Görüntü Çeşitleri............................................... 47<br />

4.8. Görüntülerin Çözünürlüğü ................................................................. 48<br />

4.8.1. Spektral çözünürlük................................................................. 48<br />

4.8.2. Zamansal çözünürlük .............................................................. 49<br />

4.8.3. Radyometrik çözünürlük.......................................................... 49<br />

4.8.4. Konumsal çözünürlük .............................................................. 49<br />

4.9. Karın Spektral Tepkisi ....................................................................... 49<br />

4.9.1. Gamma ışınları........................................................................ 50<br />

4.9.2. Görünen ve yakın kızıl ötesi ışınlar ......................................... 51<br />

4.9.3. Termal kızıl ötesi ışınlar .......................................................... 51<br />

4.9.4. Mikrodalga ışınları................................................................... 52<br />

4.10. Kar Örtüsünün <strong>Uzaktan</strong> Algılanması ............................................... 53<br />

4.11. Yeryüzünü Gözlemleme Sistemi (EOS)........................................... 53<br />

4.12. MODIS Algılayıcısı .......................................................................... 55<br />

4.13. MODIS Kar Ürünleri......................................................................... 57


xii<br />

Sayfa<br />

4.13.1. MOD10_L2 kar ürünleri ......................................................... 58<br />

4.13.2. MOD10_L2G kar ürünleri ...................................................... 59<br />

4.13.3. MOD10A1 kar ürünleri........................................................... 60<br />

4.13.4. MOD10A2 kar ürünleri........................................................... 61<br />

4.13.5. MOD10C1, MOD10C2 ve MOD10CM kar ürünleri................ 61<br />

4.14. Bulut Maskeleme Algoritması .......................................................... 61<br />

4.15. Kar Örtüsü Haritalama Algoritması.................................................. 63<br />

4.16. Oransal Kar Örtüsü Ürünleri ............................................................ 68<br />

4.17. MODIS Kar Ürünlerinin Doğruluk Değerlendirmesi ......................... 69<br />

4.18. MODIS <strong>Ve</strong>ri Arşivi ve Dağıtımı ........................................................ 70<br />

4.19. MODIS Görüntülerinin Alınması ve İşlenmesi ................................. 71<br />

5. SARIZ HAVZASI ÖRNEĞİ....................................................................... 72<br />

5.1. Çalışma alanı .................................................................................... 72<br />

5.1.1. Havzanın jeolojik ve hidrojeolojik yapısı .................................. 74<br />

5.1.2. Hidrometeorolojik ölçüm istasyonları....................................... 79<br />

5.1.3. Sarız Çayı sulaması ................................................................ 80<br />

5.2. Harita Çalışmaları.............................................................................. 80<br />

5.2.1. Havza karakteristikleri ............................................................. 86<br />

5.3. Değişkenler ....................................................................................... 87<br />

5.3.1. Sıcaklık.................................................................................... 87<br />

5.3.2. Yağış ....................................................................................... 89<br />

5.3.3. Karla kaplı alan değişimi ......................................................... 93


xiii<br />

Sayfa<br />

5.4. Parametreler...................................................................................... 98<br />

5.4.1. Akış katsayıları........................................................................ 98<br />

5.4.2. Sıcaklık değişme oranı.......................................................... 103<br />

5.4.3. Kritik sıcaklık ......................................................................... 104<br />

5.4.4. Yağmur katkı alanı ................................................................ 104<br />

5.4.5. Gecikme zamanı ................................................................... 104<br />

5.4.6. Geri çekilme katsayısı ........................................................... 105<br />

5.4.7. Derece-gün faktörü................................................................ 108<br />

5.5. SRM Koşturmaları ........................................................................... 112<br />

6. SONUÇLAR ve ÖNERİLER................................................................... 117<br />

KAYNAKLAR ............................................................................................. 125<br />

EKLER ....................................................................................................... 129<br />

EK-1. Sarız Çayı Havzası Haritası ............................................................. 130<br />

EK-2. 18-17 AGİ......................................................................................... 131<br />

EK-3. Hidrometeorolojik ölçüm istasyonlarının konumu............................. 132<br />

EK-4. Sarız Çayı Sulaması ........................................................................ 134<br />

EK-5. Sarız DMİ Toplam Yağış ve Sıcaklık <strong>Ve</strong>rileri.................................... 135<br />

EK-6. Sarız Çayı Havzasına Düşen Toplam Yağışın Karşılaştırılması ve<br />

Karla Kaplı Günlerin Sayısı .............................................................. 142<br />

EK-7 2004 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu....................................... 143<br />

EK-8 2005 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu...................................... 148<br />

EK-9 18-17 AGİ Toplam Hidrografları ........................................................ 156<br />

ÖZGEÇMİŞ................................................................................................ 162


xiv<br />

ÇİZELGELERİN LİSTESİ<br />

Çizelge<br />

Sayfa<br />

Çizelge 3.1. Kar örtüsü alanının belirlenmesinde kullanılan bazı uzaktan<br />

algılama örnekleri..................................................................... 25<br />

Çizelge 4.1. Çeşitli yüzeylerin albedosu....................................................... 44<br />

Çizelge 4.2. Spektral bandlar ve kar özellikleri arasındaki ilişki ................... 52<br />

Çizelge 4.3. Terra üzerindeki algılayıcılar .................................................... 54<br />

Çizelge 4.4. MODIS kar ürünlerinin oluşturulmasında kullanılan bantlar ..... 56<br />

Çizelge 4.5. MODIS/Terra kar verisi ürünleri ............................................... 58<br />

Çizelge 5.1. Sarız havzası eğim değişimi .................................................... 82<br />

Çizelge 5.2. Sarız havzası bakı değişimi ..................................................... 82<br />

Çizelge 5.3. Sarız havzasının kuzey ve güney yamaçları eğim değişimi ..... 82<br />

Çizelge 5.4. Sarız, Pınarbaşı ve Tomarza MGİ’ye ait uzun yılların ortalama<br />

yağış değerleri.......................................................................... 90<br />

Çizelge 5.5. Sarız, Pınarbaşı ve Tomarza MGİ’ye ait uzun yılların ortalama<br />

yağış değerlerine göre yağışın yükseklikle değişimi................. 90<br />

Çizelge 5.6. Zonların KKA değişiminde kullanılan MODIS görüntü listesi<br />

(2004)........................................................................................ 97<br />

Çizelge 5.7. Zonların KKA değişiminde kullanılan MODIS görüntü listesi<br />

(2005)........................................................................................ 97<br />

Çizelge 5.8. Erime dönemine ait kar akış katsayılarının belirlenmesi ........ 103<br />

Çizelge 5.9. Erime dönemine ait yağmur akış katsayılarının belirlenmesi . 103<br />

Çizelge 5.10. Geri çekilme katsayılarının belirlenmesi (2004) ................... 106<br />

Çizelge 5.11. Geri çekilme katsayılarının belirlenmesi (2004) ................... 106<br />

Çizelge 5.12. Geri çekilme katsayılarının belirlenmesi (2004) ................... 106


xv<br />

Çizelge<br />

Sayfa<br />

Çizelge 5.13. Geri çekilme katsayılarının belirlenmesi (2005) ................... 107<br />

Çizelge 5.14. Kar yoğunluğu değerleri ....................................................... 109<br />

Çizelge 5.15. Derece-gün faktörü değerleri ............................................... 110<br />

Çizelge 5.16. Kullanılan derece-gün faktörü değerleri ............................... 110<br />

Çizelge 5.17. Derece-gün faktörü değerleri, WMO .................................... 111<br />

Çizelge 5.18. Derece-gün faktörü değerleri, USACE ................................. 111<br />

Çizelge 5.19. Durum 1’de kullanılan parametreler ..................................... 113<br />

Çizelge 5.20. Durum 2’de kullanılan parametreler ..................................... 114<br />

Çizelge 6.1. Koşturmalardan elde edilen sonuçlar..................................... 117


xvi<br />

ŞEKİLLERİN LİSTESİ<br />

Şekil<br />

Sayfa<br />

Şekil 3.1. Yükseklik zonu ve alanların ayrılmasına bir örnek, Rio Grande<br />

Havzası, Colorado, ABD .............................................................. 21<br />

Şekil 3.2. Alan-yükseklik eğrisini kullanarak zonların ortalama hipsometrik<br />

kotlarının belirlenmesi, Rio Grande Havzası ................................ 21<br />

Şekil 3.3. Beş zona ayrılmış havzanın kar çekilme eğrilerinin zaman ile<br />

değişimine örnek, Felsberg Havzası ............................................ 26<br />

Şekil 3.4. Kar için ortalama akış katsayısı, Dischma ve Durance havzaları<br />

örneği........................................................................................... 28<br />

Şekil 3.5. Yağmur için ortalama akış katsayısı, Dischma ve Durance<br />

Havzaları örneği............................................................................ 28<br />

Şekil 3.6. Dischma, Dinwoody ve Durance havzaları için SRM modelinde<br />

kullanılan ortalama derece-gün faktörleri ..................................... 30<br />

Şekil 3.7. Geri çekilme, k değerinin belirlenmesinde kullanılan x ve y<br />

sabitlerinin bulunması, Dischma Havzası, İsviçre ........................ 34<br />

Şekil 3.8. Gecikme zamanının debi hesaplamalarına etkisi ......................... 35<br />

Şekil 4.1. Yeryüzünün elektromanyetik olarak uzaktan algılanması............. 38<br />

Şekil 4.2. Çeşitli yüksekliklerde işletilen uzaktan algılama platformları ........ 39<br />

Şekil 4.3. Elektromanyetik spektrum............................................................ 41<br />

Şekil 4.4. Elektromanyetik radyasyonun atmosferle olan etkileşimi ............. 45<br />

Şekil 4.5. Atmosferin geçirgenliği ................................................................. 46<br />

Şekil 4.6. Kar örtüsünün spektral tepkisi ...................................................... 50<br />

Şekil 4.7. MODIS bantlarının elektromanyetik spektrumdaki yeri ................ 57<br />

Şekil 4.8. MODIS sinüsoidal grid.................................................................. 60<br />

Şekil 4.9. Kar ve bulutun spektral özellikleri................................................. 62


xvii<br />

Şekil<br />

Sayfa<br />

Şekil 4.10. NDSI ile NDVI arasındaki ilişki ................................................... 66<br />

Şekil 4.11 NDSI ve NDVI değerlerine göre kar örtüsünü temsil eden alanlar67<br />

Şekil 5.1. Sarız Çayı Havzasının hipsometrik eğrisi..................................... 86<br />

Şekil 5.2. Sarız MGİ’ye göre zon A ve zon B ortalama sıcaklıklarının değişimi<br />

(1 Mart–12 Nisan 2004) ............................................................... 88<br />

Şekil 5.3. Sarız MGİ’ye göre zon A ve zon B ortalama sıcaklıklarının değişimi<br />

(1 Mart–17 Nisan 2005) ............................................................... 88<br />

Şekil 5.4. Sarız, Pınarbaşı ve Tomarza MGİ’ye göre yağışın yükseklikle<br />

değişimi........................................................................................ 90<br />

Şekil 5.5. Sarız MGİ’ye göre (1 Mart–12 Nisan) günlük toplam yağmur (mavi)<br />

ve kar (kırmızı) yağış yükseklikleri (2004).................................... 92<br />

Şekil 5.6. Sarız MGİ’ye göre (1 Mart–17 Nisan) günlük toplam yağmur (mavi)<br />

ve kar (kırmızı) yağış yükseklikleri (2005).................................... 92<br />

Şekil 5.7. Sarız Çayı Havzası KKA değişimi (2004 ve 2005) ....................... 94<br />

Şekil 5.8. Zon A ve zon B’nin KKA değişimi (2004)...................................... 95<br />

Şekil 5.9. Zon A ve zon B’nin KKA değişimi (2005)...................................... 96<br />

Şekil 5.10. Toplam hidrograf, baz akım ve yağış (2004).............................. 99<br />

Şekil 5.11. Toplam hidrograf, baz akım ve yağış (2005)............................ 100<br />

Şekil 5.12. 1 Mart-12 Nisan tarihleri arasındaki direkt akış ve kar akış<br />

hidrografı (2004) ...................................................................... 101<br />

Şekil 5.13. 1 Mart-17 Nisan tarihleri arasındaki direkt akış ve kar akış<br />

hidrografı (2005) ...................................................................... 101<br />

Şekil 5.14. Geri çekilme eğrisi (2004) ........................................................ 106<br />

Şekil 5.15. Geri çekilme eğrisi (2005) ........................................................ 107<br />

Şekil 5.16. Kar yoğunluğunun uzun yıllar ortalama değerleri ..................... 109


xviii<br />

Şekil<br />

Sayfa<br />

Şekil 5.17. Durum 1 koşturması sonucu ulaşılan hidrograf benzetimi<br />

(2004)........................................................................................ 115<br />

Şekil 5.18. Durum 1 koşturması sonucu ulaşılan hidrograf benzetimi<br />

(2005)........................................................................................ 115<br />

Şekil 5.19. Durum 2 koşturması sonucu ulaşılan hidrograf benzetimi<br />

(2004)........................................................................................ 116<br />

Şekil 5.20. Durum 2 koşturması sonucu ulaşılan hidrograf benzetimi<br />

(2005)........................................................................................ 116


xix<br />

RESİMLERİN LİSTESİ<br />

Resim<br />

Sayfa<br />

Resim 4.1. Türkiye’nin kış döneminde Terra/MODIS algılayıcısıyla elde<br />

edilen gerçek renklerdeki görüntüsü .......................................... 56


xx<br />

HARİTALARIN LİSTESİ<br />

Harita<br />

Sayfa<br />

Harita 5.1. Sarız Havzasının konumu .......................................................... 72<br />

Harita 5.2. Sarız Havzasının jeoloji haritası ................................................. 78<br />

Harita 5.3. Sarız Çayı Havzası topoğrafik haritası ....................................... 83<br />

Harita 5.4. Sarız Çayı Havzası eğim haritası ............................................... 84<br />

Harita 5.5. Sarız Çayı Havzası bakı haritası ................................................ 85


xxi<br />

SİMGELER VE KISALTMALAR<br />

Bu çalışmada kullanılmış bazı simgeler ve kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte<br />

aşağıda sunulmuştur.<br />

Simgeler<br />

A<br />

B<br />

C p<br />

C r<br />

D e<br />

D h<br />

D v<br />

F<br />

I i<br />

K<br />

L<br />

M<br />

P<br />

Q<br />

Q e<br />

Q g<br />

Q h<br />

Q i<br />

Q ’ i<br />

Q ort<br />

Q ln<br />

Q m<br />

Q n<br />

Açıklama<br />

Havza veya zonun alanı<br />

Karın ısı niteliği<br />

Özgül ısı<br />

Yağmurun özgül ısısı<br />

Gizli ısı transferi için Bulk transfer katsayısı<br />

Hissedilebilir ısı transferi için Bulk transfer katsayısı<br />

Benzetilen hidrograflar arasındaki toplam hacim farkı<br />

Ormanla örtülü alanın yüzdesi<br />

Yüzeye gelen kısa dalga radyasyon<br />

Zeminin ısı iletkenliği<br />

Gecikme zamanı<br />

Kar su eşdeğeri<br />

Günlük yağmur yağış yüksekliği<br />

Ortalama günlük debi<br />

Gizli ısı<br />

Zeminden iletilen ısı<br />

Hissedilebilir ısı<br />

Günlük ölçülen debi<br />

Günlük hesaplanan debi<br />

Çalışılan yıl veya kar erime mevsiminin ortalama ölçülen<br />

debisi<br />

Kar tarafından yayılan uzun dalga radyasyon<br />

Karın erimesi için gerekli enerji miktarı<br />

Karın erimesine neden olan net radyasyon


xxii<br />

Simgeler<br />

Q p<br />

Q sn<br />

S<br />

R 2<br />

T<br />

T a<br />

T b<br />

T kr<br />

T max<br />

T min<br />

T ort<br />

T r<br />

T s<br />

V R<br />

V ’ R<br />

α<br />

a<br />

c<br />

c S<br />

c R<br />

d s<br />

e a<br />

e s<br />

h ort<br />

h st<br />

k<br />

u z<br />

v<br />

Açıklama<br />

Yağmurun ilettiği ısı<br />

Kar örtüsüne etkiyen kısa dalga radyasyon<br />

Karla kaplı alan oranı<br />

Benzetilen hidrograflar arasındaki sapmayı ifade eden<br />

katsayı<br />

Derece gün sayısı (C.gün)<br />

Hava sıcaklığı<br />

Baz sıcaklık<br />

Kritik sıcaklık<br />

Maksimum hava sıcaklığı<br />

Minimum hava sıcaklığı<br />

Ortalama hava sıcaklığı<br />

Yağmur sıcaklığı<br />

Kar örtüsü sıcaklığı<br />

Ölçülen yıllık veya mevsimsel akış hacmi<br />

Hesaplanan yıllık veya mevsimsel akış hacmi<br />

Albedo<br />

Derece-gün faktörü<br />

Akış katsayısı<br />

Kar akış katsayısı<br />

Yağmur akış katsayısı<br />

Karın derinliği<br />

Hava buhar basıncı<br />

Kar yüzeyindeki buhar basıncı sıcaklığı<br />

Yükseklik zonlarına ait ortalama kotlar<br />

Sıcaklık ölçüm istasyonu kotu<br />

Geri çekilme katsayısı.<br />

Kar yüzeyi üzerinde seçilen bir yükseklikteki rüzgar hızı<br />

Bitki örtüsüne bağlı olarak değişen bir katsayı


xxiii<br />

Simgeler<br />

Açıklama<br />

dT s<br />

dz<br />

ΔQ i<br />

T<br />

γ<br />

δ<br />

ε<br />

ρ i<br />

ρ s<br />

ρ w<br />

Zeminden kar örtüsüne doğru sıcaklık değişimi<br />

Net ısı akısı<br />

Yüksekliğe bağlı sıcaklık farkı<br />

Sıcaklık değişme oranı<br />

Stefan Boltzmann sabiti<br />

Karın enerji yayma oranı<br />

Buz yoğunluğu<br />

Kar yoğunluğu<br />

Su yoğunluğu<br />

Kısaltmalar<br />

Açıklama<br />

AGİ<br />

Akım Gözlem İstasyonu<br />

AVHRR<br />

Advanced <strong>Ve</strong>ry High Resolution Radiometer<br />

AWOS<br />

Automated Weather Observing System<br />

CBS<br />

Coğrafi <strong>Bilgi</strong> Sistemleri<br />

DAAC<br />

Distributed Active Archieve Center<br />

DMİ<br />

Devlet Meteoroloji İşleri<br />

DSİ<br />

Devlet Su İşleri<br />

ED50 European Datum 1950<br />

EİEİ<br />

Elektrik İşleri Etüt İdaresi<br />

EOS<br />

Earth Observing System<br />

ESE<br />

Earth Science Enterprise<br />

FRA<br />

Fraction<br />

FSC<br />

Fractional snow cover<br />

GeoTIFF Geographic Tagged Image File Format<br />

HDF<br />

Hierarchical Data Format<br />

KGİ<br />

Kar Gözlem İstasyonu<br />

KKA<br />

Karla kaplı alan


xxiv<br />

Kısaltmalar<br />

Açıklama<br />

MGİ<br />

Meteoroloji Gözlem İstasyonu<br />

MOD…<br />

Terra uydusundan elde edilen görüntüler<br />

MODIS<br />

Moderate Resolution Imaging Spectroradiometer<br />

MOD10A1 Terra/MODIS Seviye 3, (500 m) günlük kar ürünleri<br />

MYD…<br />

Aqua uydusundan elde edilen görüntüler<br />

MYD10A1 Aqua/MODIS Seviye 3, (500 m) günlük kar ürünleri<br />

NASA<br />

National Aeronautics and Space Administration<br />

NCSA<br />

National Center for Supercomputing Applications<br />

NDSI<br />

Normalized Difference Snow Index<br />

NDVI<br />

Normalized Difference <strong>Ve</strong>getation Index<br />

NOAA<br />

National Oceanic and Atmospheric Administration<br />

NSIDC<br />

National Snow and Ice Data Center<br />

RCA<br />

Yağmur katkı alanı<br />

SRM<br />

Snowmelt Runoff Model<br />

USACE<br />

Birleşik Devletler Ordusu Mühendisler Teşkilatı<br />

UTM<br />

Universal Transverse Mercator<br />

WGS84 World Geodetic System 1984<br />

WMO<br />

Dünya Meteoroloji Örgütü


1<br />

1. GİRİŞ<br />

Dünya’da küresel ısınmanın etkisiyle suyun kullanımı daha da önem<br />

kazanmıştır. Bu değişimin etkileri hem Türkiye’de hem de Dünyada kuraklık,<br />

taşkın, su kirliliği gibi çeşitli felaketlerin yaşanmasına neden olmaktadır. Bu<br />

nedenle insanoğlu; bu değişimi yavaşlatmak ve durdurmak için çaba<br />

harcamanın yanında, bu süreç içerisinde suyu daha kontrollü ve planlı<br />

kullanmayı öne çıkararak, su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamalıdır.<br />

Su kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından öncelikle bu kaynakların<br />

belirlenmesi ve teknik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Ancak bu<br />

şekilde ülkenin su potansiyeli doğru yönde kullanılabilir ve sürdürülebilir bir<br />

kaynak haline getirilebilir. Kar hidrolojisi de bu noktada su kaynakları yönetimi<br />

ve işletimi açısından önem kazanmaktadır. Kar hidrolojisi; karın oluşumu,<br />

birikimi ve erimesi süreçlerini konu edinmektedir [1]. Bu açıdan bakıldığında<br />

Türkiye’nin kar potansiyeli bakımından özellikle Doğu Anadolu, Güney Doğu<br />

Anadolu ve Orta Anadolu Bölgeleri kar örtüsü oluşumu ve akışa katkısı<br />

yönünden incelenmesi gereken alanlardır. Örneğin yapılan çalışmalarda<br />

bazı barajların yıllık su hacimlerinin büyük bir kısmının; Keban Barajı için<br />

%60 [2], Karasu Barajı için %75 [3] ve Seyhan Barajı için ise %62 [4], kış<br />

aylarında meydana gelen yağışlardan ve ilkbahar aylarında da kar<br />

erimesinden ve kar örtüsü üzerine düşen yağmurdan kaynaklandığı<br />

belirlenmiştir. Bu çalışmalar da kar örtüsünün su kaynakları açısından<br />

önemini göstermektedir.<br />

Bir havzada kar suyundan beslenimi belirlemek ve tahmin etmek için pek çok<br />

yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler; derece-gün korelâsyonlarını, akım geri<br />

çekilme eğrisi analizlerini, enerji dengesi veya değişik indeks eşitliklerini<br />

içermektedir [5]. Bu yöntemlerin çoğu kar erimesi fiziksel süreçlerini<br />

kapsamaktadır. Yaygın olarak kullanılan kar erimesi yüzeysel akış modelleri;<br />

enerji dengesi ve sıcaklık indekslerine dayalı yöntemlerdir [6]. Bu yöntemlerin<br />

çoğu bilgisayar destekli olarak çalışmalarda kullanılmaktadır. Ayrıca uzaktan


2<br />

algılama ve Coğrafi <strong>Bilgi</strong> Sitemlerinin (CBS) de kar hidrolojisi çalışmalarında<br />

kullanılması daha sağlıklı sonuçların alınmasına yardım etmektedir. Buradan<br />

elde edilen bilgiler de modelleme programlarında girdi olarak kullanılmaktadır<br />

[7].<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılama tekniklerinin kullanılması ile gerekli olan parametreler; karla<br />

örtülü alan, kar-su eşdeğeri gibi, doğru olarak ve daha geniş alanları da içine<br />

alarak elde edilebilmektedir. Bu amaç için kullanılan uydu görüntüleri<br />

sayesinde kar erimesi gibi dinamik bir sürecin incelenmesi daha hızlı ve<br />

doğru bir şekilde gerçekleştirilmektedir [8].<br />

Uydu görüntüleri ile birlikte CBS teknolojisinin de kullanılması; elde edilen<br />

verilerin depolanmasını, işletilmesini ve sorgulanmasını sağlamaktadır. CBS<br />

ile birlikte incelenen bir su havzasının 3 boyutlu modeli oluşturulmakta ve<br />

çeşitli sorgulamalar ile havzanın eğim ve bakı haritaları, sınırları, drenaj ağı<br />

gibi pek çok topoğrafik özelliklerine ulaşılmaktadır.<br />

Bu çalışmada da uzaktan algılama, CBS ve kar erime akış modeli (SRM)<br />

kullanılarak Seyhan Havzası’nda bulunan Kayseri-Sarız alt havzası<br />

incelenmektedir. Sarız Çayı üzerinde Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından<br />

işletilen Darıdere (18-17) Akım Gözlem İstasyonunu baz alan, 2004 ve 2005<br />

yılı Mart-Nisan aylarını kapsayan erime dönemi için akım hidrografı benzetimi<br />

yapılmaktadır. Çalışmanın 2004 ve 2005 yıllarının kar erime dönemlerinde<br />

yapılması, bu yıllara ait kar yağışı miktarının ve hidrografların diğer yıllara<br />

göre daha yüksek değerlerde olması ile ilişkilidir.<br />

Kar erimesi akışı hesaplamaları için Snowmelt Runoff Model (SRM) programı<br />

kullanılmaktadır. SRM programı sıcaklık indeksi yöntemine göre kar erimesini<br />

hesaplamaktadır. Kar erimesi akış modelleme çalışmalarında yaygın olarak<br />

kullanılan SRM programı hakkında bilgi verilerek, bu programın kar erimesi<br />

hesabında kullandığı yöntem incelenmektedir.


3<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılama teknikleri kullanılarak, Sarız Havzası’nın 2004 ve 2005<br />

yıllarına ait kar erime dönemi olan Mart-Nisan aylarındaki karla kaplı alan<br />

değişimi incelenmektedir. Karla kaplı alanın değişimi özellikle SRM programı<br />

için gerekli bir girdidir. Bu belirlemeyi yapmak için ise Terra ve Aqua<br />

uydularında bulunan MODIS (Moderate Resolution Imaging<br />

Spectroradiometer) algılayıcılarından elde edilen görüntülerden<br />

faydalanılmaktadır.<br />

CBS programı olarak ise ArcInfo programı kullanılmaktadır. Bu program<br />

sayesinde de havzanın haritası sayısal hale getirilerek sorgulama<br />

yapılabilmektedir.<br />

Sonuç olarak çalışmanın amacı; mevcut veriler dâhilinde hidrolojik<br />

modelleme çalışmalarında kullanılan SRM programının, uzaktan algılama ve<br />

CBS teknolojileri ile birlikte kullanılarak, Sarız Havzasında 2004 ve 2005 yılı<br />

Mart-Nisan ayları için kar erimesi sonucu oluşan direkt akım hidrografının<br />

benzetilmesidir.


4<br />

2. KAR ÖRTÜSÜ<br />

2.1. Giriş<br />

Depolanabilen bir yağış şekli olan kar hem birikme hem de erime<br />

dönemlerinde bazı değişimlere uğramaktadır. Bu değişimlere neden olan<br />

enerji değişimi ve bunların tanımlanması, kar erimesinden oluşan akışın<br />

modellenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle bu bölümde; havza<br />

kar örtüsü oluşumu ve erimesi, kar örtüsünde meydana gelen enerji değişimi<br />

ve kar erimesi hesap yöntemleri hakkında genel bilgiler verilmektedir.<br />

2.2. Kar Örtüsünün Oluşumu<br />

Hidrolojik çevrim içerisinde gelişen; suyun atmosferden yeryüzüne doğru<br />

hareketi bulutlarda depolanan nem içeriğinin yoğunlaşarak yağış haline<br />

geçmesi ile gerçekleşmektedir. Yağışlar yağmur, kar veya yağmur-kar<br />

karışımı şeklinde oluşmaktadırlar. Bu yağış şekillerinden kar yağışı, özellikle<br />

yağmur yağışından farklı bir şekilde, yağdığı alan üzerinde çeşitli etkenlere<br />

bağlı olarak belli bir süre yeryüzünü kaplayan bir örtü oluşturur. Bu örtünün<br />

oluşturduğu belli bir derinliğe sahip kar kütlesi “kar örtüsü“ olarak<br />

adlandırılabilir.<br />

Kar örtüsünü oluşturan karın yağması için öncelikle meteorolojik koşulların bu<br />

duruma uygun olması gerekmektedir. Atmosferde bulunan bir miktar su<br />

buharı, meydana gelen ani soğumalar sonucu atmosferin üst tabakalarından<br />

başlayarak alt tabakalara doğru doygunlaşmaya başlar. Bu doygunlaşma<br />

hava sıcaklığının 0C’den yüksek olduğu yerlerde yağmur veya sise neden<br />

olur iken, sıcaklığın 0C’den daha düşük olduğu durumlarda ise bulut<br />

içerisinde buz kristallerinin oluşmasına neden olur. Oluşan bu buz kristalleri<br />

birbirleri ile birleşerek yer çekimi etkisi ile düşmeye başladıktan sonra, kısmi<br />

erime ile birlikte diğer buz kristalleri ile birleşerek daha büyük kar taneleri


5<br />

oluştururlar. Yeryüzünde depolanmaya başladıktan sonra ise kar tanelerinin<br />

çeşitli hava hareketleri ve sıcaklık nedeni ile bu kristal yapıları değişime<br />

uğramaktadır [9].<br />

Kar kristalleri çok sayıda yüzeye sahip olduğundan ve bir kar tanesinin bile<br />

sayısız buz kristallerinden meydana gelmesinden dolayı kar örtüsü yüzeyine<br />

çarpan güneş ışınları tam anlamı ile difüzyona uğrar ve kar örtüsü beyaz<br />

renkte gözükür [10]. Kar örtüsünün bu özelliğinden dolayı güneş ışınlarını<br />

geri yansıtma oranı (albedo) da oldukça yüksektir.<br />

Bir havzada oluşan kar örtüsünün dağılımı, yoğunluğu ve derinliği<br />

meteorolojik ve topoğrafik etkenler ile yakından ilişkilidir [11]. Özellikle dağlık<br />

havzalardaki hava şartlarının ve topoğrafyanın değişim göstermesi nedeni ile<br />

bu alanlardaki kar örtüsü özellikleri farklılık gösterebilir. Meteorolojik etkenler;<br />

hava sıcaklığı, rüzgâr, yağış miktarı, cephe hareketleri ve hava kütlesinin<br />

dengesi olarak sıralanabilir. Topoğrafik etkenler ise; havzanın rölyefi, eğimi,<br />

bakısı, genişliği ve bitki örtüsü olarak ele alınabilir [12].<br />

Kar yağışının her ne kadar yağmur yağışına göre, daha homojen olarak<br />

yağmasına rağmen, karın birikmesinden sonra meteorolojik ve topoğrafik<br />

etkenlerden ötürü bu homojen yapı kar örtüsünün oluşumunda<br />

bozulmaktadır. Özellikle rüzgârın etkisi ile savrulan kar çukurlarda birikir.<br />

Ayrıca arazinin dik yamaçlarında karın tutunamamasından dolayı düzlüklere<br />

göre daha az kar derinliği oluşur. Bu oluşumlar sonucu çukurlarda depolanan<br />

kar miktarının havzanın diğer kısımlarına göre fazla olduğu söylenebilir [13].<br />

Kar örtüsünün kalınlığı havzanın ağaçlıklı olup olmamasına göre de<br />

değişmektedir. Kuru dere yatakları ve çukurluklarda karın depolanma miktarı<br />

çıplak alanlara göre daha fazla olmaktadır. Bunun en önemli nedeni de<br />

rüzgârın yüzey pürüzlülüğünden dolayı çukur kısımlarda hızının azalması ve<br />

karın yığılmasını kolaylaştırmasıdır. Bu nedenle en homojen kar depolanması<br />

orman açıklıklarında meydana gelmektedir [13].


6<br />

2.2.1. Kar örtüsü parametreleri<br />

Kar yağışının ve örtüsünün havza boyunca konumsal dağılımlarının ve<br />

miktarlarının bilinmesi; kar örtüsü oluşumu ve erimesi dönemlerinin<br />

modellemesinde gereklidir. Bu yüzden kar örtüsüne ait parametreler arazi<br />

çalışmaları ile veya otomatik ölçümler ile belirlenebilmektedir [12].<br />

Kar yağışını ve örtüsünü belirlemek amacı ile kullanılan parametreler<br />

şunlardır:<br />

Kar derinliği<br />

Kar-su eşdeğeri<br />

Kar yoğunluğu<br />

Kar örtüsünün alansal genişliği<br />

Kar derinliği; gerçekleşen kar yağışının ne kadar derinlikte olduğunu<br />

belirlemek amacı ile ölçülmektedir. Erime sonrası oluşacak su hacminin<br />

belirlenmesinde yararlı bilgiler sağlar. Arazide ölçümü, havza bazında bir<br />

ortalama değer vermesi açısından, pek çok gözlem istasyonunda<br />

yapılmalıdır.<br />

Kar yoğunluğu; karın birim hacmine düşen ağırlığı olarak tarif edilir. Arazide<br />

ölçüm yapılarak bu değer belirlenir. Yeni yağan bir kar örtüsünün yaklaşık<br />

yoğunluğu 0,1-0,2 gr/cm 3 arasında değişim göstermektedir.<br />

Kar-su eşdeğeri; kar örtüsünün erimesi sonucu oluşacak su derinliği olarak<br />

tanımlanmaktadır. Kar su eşdeğeri, kar örtüsü derinliği boyunca değişim<br />

gösterebilir. Yeni yağmış ve daha önceden yağmış kar tabakaları için kar-su<br />

eşdeğeri farklı değerlerde olabilir. Kar yoğunluğu ile kar örtüsü derinliğinin<br />

çarpımına eşittir.


7<br />

Kar örtüsünün alansal genişliği; genelde kar örtüsü ile kar örtüsü olmayan<br />

bölgeleri ayırt edebilen uzaktan algılamalı veri kullanımı ile belirlenir. Esas<br />

amaç kar erimesinin havzanın ne kadarlık bir kısmını kapsadığını<br />

belirlemektir [12].<br />

2.3. Kar Örtüsünün Erimesi ve Hesap Yöntemleri<br />

Kış mevsiminde biriken kar, sıcaklıkların artması ile beraber havza alt<br />

kotlarından başlayarak üst kotlara doğru erimeye başlar. Dünya’nın kuzey<br />

yarım küresinde karla kaplı alanların güney yamaçları kuzey yamaçlarına<br />

göre daha çabuk erimektedir [13].<br />

Kar erimesi, sonuçta buzun suya dönüşümüdür. Bu dönüşümün<br />

gerçekleşebilmesi için de ısı alış-verişine gereksinim vardır. Bu ısı alış-verişi;<br />

kar örtüsü ile çevresi arasında gelişen çok farklı ısı transferleri sonucu<br />

gerçekleşir [12]. Kar örtüsünün erimesi süreçlerinde de meteorolojik,<br />

topoğrafik, jeolojik ve bitki örtüsü gibi çok fazla etken söz konusudur. Bu<br />

nedenle kar erimesi hesaplamaları karmaşık bir yapıya sahiptir, fakat pratik<br />

hesaplamalar için basitleştirici kabuller kullanılmaktadır [11].<br />

Kar örtüsü derinliği boyunca erime homojen değildir. Karın orta derinlikte<br />

bulunan kısmı; havanın ve yerin ısı iletimlerinden uzakta olduğundan kar<br />

örtüsünün daha soğuk bölgelerini bu kısım oluşturur. Bu da erimenin kar<br />

örtüsünün en üst ve en alt ara yüzlerinde oluştuğu anlamını taşımaktadır [14].<br />

Karın erimesine neden olan ısı transferi işlemlerinin önemi; zamana ve<br />

konuma göre farklılık göstermektedir. Bu farklılıktan ötürü kar erimesini<br />

hesaplamak için tek bir indeksin ve yöntemin olmayışı her yerde her zaman<br />

aynı tür hesabın uygulanamamasına neden olur [11].<br />

Kar örtüsünün erimesine neden olan enerji kaynakları şunlardır [12]:


8<br />

Kısa dalga radyasyon (emilen güneş radyasyonu, Q sn )<br />

Uzun dalga radyasyon (çevre ile kar örtüsü arasında, Q ln )<br />

Hissedilebilir ısı (havadan kaynaklanan ısı iletimi, Q h )<br />

Gizli ısı (su buharının yoğunlaşması, Q e )<br />

Zeminden iletilen ısı (Q g )<br />

Yağmurun ilettiği ısı (Q p )<br />

Her ne kadar karın erimesine neden olan etkenler zaman ile ve konum ile<br />

değişiklik gösterir ise de, bu enerji kaynaklarından en önemlilerinin<br />

radyasyon, hissedilebilir ısı ve gizli ısı kaynakları olduğu söylenebilir [11].<br />

Karın erimesi için gerekli enerji miktarı Q m ve kar örtüsünün birim alanında<br />

karda depolanan iç enerjideki değişim oranı ΔQ i ise enerji dengesi şu şekilde<br />

ifade edilebilir [11]:<br />

Q =Q +Q +Q +Q +Q +Q ±ΔQ (2.1)<br />

m<br />

sn ln h e g p i<br />

ΔQ i terimi; kar örtüsünün buz kısmını eritmek, kardaki sıvı suyu dondurmak<br />

ve karın sıcaklığını değiştirmek için gereken enerjiyi ifade eder. Yani ısınma<br />

döneminde kar örtüsünün kazandığı net ısı akısı olur iken, soğuma<br />

döneminde ise kar örtüsünden dışarı doğru olan net ısı akısıdır. Bu nedenle<br />

kar örtüsüne giren enerji miktarına bağlı olarak, kar örtüsünün erimesi için<br />

gereken enerji miktarı dinamik bir yapıdadır [12].<br />

Karın erimesi için gerekli enerji miktarının (Q m ) kullanılması ile oluşacak kar<br />

erimesi miktarı şu şekilde ifade edilebilir:<br />

Q<br />

m<br />

M= (2.2)<br />

334,9ρ B<br />

W<br />

M= Karın erimesi ile oluşan su yüksekliği (mm)<br />

Q m = kJ/m 2


9<br />

B= Karın ısı niteliği (0C’ deki karın birim ağırlığının erimesi için gerekli ısının<br />

oransal ifadesi)<br />

334,9= Buzun erime ısısı (kJ/kg)<br />

ρ w = Su yoğunluğu (kg/m 3 )<br />

Isı niteliği kar örtüsü içerisinde sıvı suyun bulunup bulunmamasına göre<br />

değer almaktadır. Kar örtüsü serbest halde su içermiyor ise ısı niteliği 1,<br />

içiriyor ise 1’ den küçüktür. 1 gr buzun erimesi için gereken ısı miktarı 80<br />

cal/gr veya 334,9 kJ/kg değerindedir [12].<br />

2.4. Enerji Bütçesi Yöntemi<br />

“Eş. 2.1”i kapsayan ısı transferleri değerlerinin bulunarak, “Eş. 2.2” de Q m<br />

değerinin yerine konulması ile eriyen kar miktarı bulunabilir. Bu yöntem ile<br />

kar örtüsünün erimesinin hesaplanması enerji bütçesi veya enerji dengesi<br />

olarak isimlendirilir.<br />

2.4.1. Radyasyon<br />

Yeryüzünde ana enerji kaynağı radyasyondur. Bu enerji kısa ve uzun dalga<br />

radyasyon olarak ele alınmaktadır. Bu ayrımın nedeni güneşten gelen ve<br />

yeryüzünden geri yansıyan dalga boylarının farklı olmasıdır. Kısa dalga boyu<br />

(güneş radyasyonu) 0,2–2,2 μm aralığında iken, uzun dalga boyu (karasal<br />

radyasyon) 6,8–100 μm aralığındadır [12].<br />

Kısa ve uzun dalga radyasyon; yani yer tarafından emilen ve yansıtılan enerji<br />

miktarları, arasındaki fark karın erimesine neden olan net radyasyonu (Q n )<br />

verir:<br />

Q<br />

n<br />

= Qsn- Q<br />

ln<br />

(2.3)


10<br />

Kısa dalga radyasyon<br />

Kısa dalga radyasyon; enleme, mevsime, günün saatine ve atmosferik<br />

koşullara göre farklı değerler alabilir. Ayrıca güneşten gelen enerjinin tümü<br />

kar örtüsü tarafından tutulmaz, bir kısmı karın albedo özelliğinden dolayı<br />

atmosfere doğru geri yansıtılır [12].<br />

Kısa dalga radyasyon sonucu oluşacak enerji miktarı albedoya bağlıdır. Bu<br />

enerji şu şekilde ifade edilir:<br />

Q =(1-α)I (2.4)<br />

s<br />

i<br />

Q s = Kar örtüsüne etkiyen kısa dalga radyasyon (kJ/m 2 )<br />

α= Albedo<br />

I i = Yüzeye gelen kısa dalga radyasyon (kJ/m 2 gün)<br />

Uzun dalga radyasyon<br />

Güneşten yeryüzüne gelen radyasyonun bir kısmı dalga boyunu değiştirerek<br />

atmosfere geri dönmektedir [11]. Bu geri yansıma durumu Stefan kanunu ile<br />

açıklanmaktadır. Bu kanuna göre siyah cisimden yayılan bütün uzun dalga<br />

yansımalar cismin sıcaklığının bir parçasıdır [11,15].<br />

Q =εσT (2.5)<br />

ln<br />

4<br />

s<br />

Q ln = Kar tarafından yayılan uzun dalga radyasyon (kJ/m 2 s)<br />

ε= Karın enerji yayma oranı, temiz kar için 0.99<br />

δ= Stefan Boltzmann sabiti (5.735*10 -11 kJ/m 2 s K 4 )<br />

T s = Kar yüzeyi sıcaklığı (K, Kelvin)


11<br />

2.4.2. Hissedilebilir ısı<br />

Hissedilebilen veya ölçülebilen olarak da tanımlanan hissedilebilir ısı; bir<br />

madenin fiziki yapısını değiştirmez iken, sıcaklığını değiştiren ısı miktarıdır<br />

[12].<br />

Q<br />

h<br />

=Dhu z(Ta -T<br />

s) (2.6)<br />

Q h = Hissedilebilir ısı transferi (kJ/m 2 gün)<br />

D h = Hissedilebilir ısı transferi için Bulk transfer katsayısı (kJ/m 3 C)<br />

u z = Kar yüzeyi üzerinde seçilen bir yükseklikteki rüzgar hızı (m/s)<br />

T a = Hava sıcaklığı (C)<br />

T s = Kar sıcaklığı (C)<br />

2.4.3. Gizli ısı<br />

Kar yüzeyine yakın nemin neden olduğu ısı transferidir. Bir maddenin<br />

sıcaklığı aynı kalır iken, maddenin fiziki yapısını değiştiren ısı miktarıdır [12].<br />

Q<br />

e<br />

=Deu z(ea -e<br />

s) (2.7)<br />

Q e = Gizli ısı transferi (kJ/m 2 gün)<br />

D e = Gizli ısı transferi için Bulk transfer katsayısı (kJ/m 3 Pa)<br />

u z = Kar yüzeyi üzerinde seçilen bir yükseklikteki rüzgar hızı (m/s)<br />

e a = Hava buhar basıncı (Pa)<br />

e s = Kar yüzeyindeki buhar basıncı (Pa)<br />

2.4.4. Zeminden iletilen ısı<br />

Kar örtüsünün zeminden iletilen ısı ile karın erime miktarı; özellikle radyasyon<br />

ve hissedilebilir ısı transferinden eriyen miktarlara göre oldukça küçüktür. Bu<br />

ısı akışı zemin üzerinde kar olmadığı zamanlarda emilen enerjinin kar<br />

örtüsünün alt tabakasına doğru hareket etmesinden kaynaklanır [11,12]. Bu<br />

ısı kaynağı kar yüzeyinde erime olmadığı kış ve baharın ilk dönemlerinde kar


12<br />

tabanının altında erimeye neden olabilir [16]. Kar örtüsünün erime<br />

döneminde zeminden kaynaklı erimenin 0.05 cm/gün olduğu önerilir [11].<br />

dT<br />

s<br />

Q<br />

g<br />

=K (2.8)<br />

dz<br />

Q g = Zeminden iletilen ısı (kJ/m 2 gün)<br />

K= Zeminin ısı iletkenliği (kJ/K m gün) (K=Kelvin)<br />

dT s<br />

dz<br />

Zeminden kara doğru sıcaklık değişimi (K/m)<br />

2.4.5. Yağmurun ilettiği ısı<br />

Kar örtüsünün üzerine yağmur veya kar yağışı gerçekleştiğinde, kar örtüsü ile<br />

yağış arasında bulunan sıcaklık farkından dolayı bir ısı transferi oluşacaktır<br />

[12].<br />

( Tr<br />

Ts)<br />

Q<br />

p<br />

=C<br />

rwPr<br />

(2.9)<br />

1000<br />

Q p = Yağmurdan iletilen ısı (kJ/m 2 gün)<br />

C r = Yağmurun özgül ısısı (kJ/kg C)<br />

ρ w = Su yoğunluğu (kg/m 3 )<br />

P= Yağmur miktarı (mm/gün)<br />

T r = Yağmur sıcaklığı, hava sıcaklığına eşit olduğu kabul edilir (C)<br />

T s = Kar sıcaklığı (C)<br />

2.4.6. İç enerji<br />

Kar örtüsünün içeriği soğuk ise veya kar örtüsünde ısı farkı var ise kar<br />

örtüsünün sıcaklığı düşer ve donma oluşur. Yağan yağmur ve eriyen kar ile<br />

birlikte kar örtüsünün sıcaklığı, bu sıvı su oluşumlarını dondurmaya<br />

çalışacaktır. Bu da kar örtüsünün sıcaklığının 0C’ye yükselmesine neden<br />

olacaktır [12,17].


13<br />

Q=d(ρC<br />

i s i pi+ρwC pw<br />

+ρvC pv)T s<br />

(2.10)<br />

Q i = İç enerji (kJ/m 2 gün)<br />

d s = Karın derinliği (cm)<br />

ρ i = Buz yoğunluğu (922 kg/m 3 )<br />

ρ w = Su yoğunluğu (1000 kg/m 3 )<br />

C p = Özgül ısısı (kJ/kgC)<br />

C pi = 2,1 kJ/kgC<br />

C pw = 4,2 kJ/kgC<br />

T s = Ortalama kar sıcaklığı (C)<br />

i, w ve v alt indisleri sırası ile buz, sıvı ve buhar fazlarını temsil etmektedir.<br />

Buharın katkısı ihmal edilebilir [12].<br />

2.5. Ampirik Yöntem<br />

Kar örtüsünün erimesi hesabını; enerji bütçesi yöntemi ile yapmak her yerde<br />

ve her zaman mümkün değildir. Yöntemde kullanılan verilerin elde edilirliği<br />

güç olduğundan pratik uygulamalarda daha basit ampirik denklemler<br />

geliştirilmiştir. Bazı ampirik denklemler şöyledir:<br />

Yağmurlu günler için:<br />

M = 0.24vuzT a+0.013PT a+1.3T a+ 2.3 (2.11)<br />

M= Karın erimesi ile oluşan su yüksekliği (mm/gün)<br />

u z = Rüzgar hızı (km/saat)<br />

T a = Hava sıcaklığı (C)<br />

P= Günlük yağış yüksekliği (mm/gün)<br />

v= Sık ormanlık bölgeler için 0,3, açık bölgeler için 1 alınan katsayı<br />

Denklemin birinci terimi; havanın ısısı ve havadaki nemin yoğunlaşması ile<br />

meydana gelen erimeyi, ikinci terim yağmurun etkisini, son iki terim ise güneş


14<br />

ışınları ve zeminden gelen ısının etkisi ile oluşan erimeyi ifade etmektedir<br />

[18].<br />

Güneşli günler için:<br />

M = 0.24vuzT a+1.3FT a+ 0.1(1-F)l<br />

i(1- α )<br />

(2.12)<br />

M= Karın erimesi ile oluşan su yüksekliği (mm/gün)<br />

u z = Rüzgar hızı (km/saat)<br />

T a = Hava sıcaklığı (C)<br />

F= Orman ile örtülü alanın yüzdesi<br />

I i = Yüzeye gelen kısa dalga radyasyon (cal/cm 2 .gün)<br />

α= Albedo<br />

v= Sık ormanlık bölgeler için 0,3, açık bölgeler için 1 alınan katsayı<br />

Bu denklemin, F< 0,60 olduğu durumlar için kullanılması önerilmektedir [18].<br />

Bu denklemlerde kullanılan verilerin de ölçümü ve elde edilebilirliği güç<br />

olduğundan veri ve hesaplama yönünden daha basitleştirilmiş olan derecegün<br />

(sıcaklık indeksi) yöntemi pratikte kullanmak için tercih edilmektedir.<br />

2.6. Derece-Gün Yöntemi (Sıcaklık İndeksi)<br />

Kar erimesinin toplam akış hacmi üzerindeki katkısının büyük olduğu<br />

alanlarda, kar erimesinden oluşan hacmin hesaplamalarında basitleştirici<br />

olmasından dolayı indeksler kullanılmaktadır. Çünkü konunun karmaşık ve<br />

gerekli verilerin elde edilmesi güç olduğundan (enerji bütçesi) hidrolojik ve<br />

meteorolojik açıdan ölçülmesi ve tarif edilmesi daha kolay veriler ile çalışmak<br />

çoğu zaman tercih edilir [11].


15<br />

İndeks değerler, nokta ölçümlerinden yararlanılarak havza ortalama<br />

değerlerini elde etmede kullanılabilir. İndekslerin doğruluğu; ölçülen<br />

değişkenin, fiziksel süreci ne kadar iyi yansıttığına, ölçümün rasgele<br />

değişimine, nokta değerleri ile havza ortalamaları arasındaki değişime ve<br />

ölçülen değerin temsil edilebilirliğine bağlıdır [11].<br />

Kar erimesi hesaplamalarında indeks olarak sıcaklık değerleri yaygın olarak<br />

kullanılmaktadır. Sıcaklık değerleri, kar erimesi sürecindeki ısı transferini en<br />

iyi yansıtan indekstir. Ayrıca sıcaklığın güvenilir ve düzenli olarak<br />

ölçülebilmesi de indeks olarak kullanılmasını desteklemektedir [11,12].<br />

Kar erimesi hesaplarında yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biri Derece-<br />

Gün yöntemidir. Bu yöntem de sıcaklığı indeks olarak kullanmaktadır.<br />

Yöntem; kar örtüsünün toplam günlük su eşdeğerinin azalışını, günlük<br />

ortalama hava sıcaklığı ile baz sıcaklık (erime sıcaklığı) arasındaki sıcaklık<br />

farkına ilişkilendirir. Yöntem şu şekilde ifade edilebilir:<br />

M = a(T - T ) (2.13)<br />

a<br />

b<br />

M= Karın erimesi ile oluşan su yüksekliği (cm/gün)<br />

a= Derece-gün faktörü (cm/Cgün)<br />

T a = Hava sıcaklığı (C)<br />

T b = Baz sıcaklık (C)<br />

Denklemdeki sıcaklık farkı T a - T b < 0 olur ise kar erimesi gerçekleşmez.<br />

Erime yalnız T a > T b durumunda oluşur. T a günlük ortalama sıcaklığı<br />

hesaplanır iken gün içerisindeki minimum ve maksimum sıcaklık değerleri<br />

kullanılır. Bu durumda baz sıcaklık genelde 0C olarak alınmaktadır. Fakat T a<br />

hava sıcaklığı; maksimum sıcaklıklar indeks olarak kullanılır ise, baz sıcaklık<br />

da buna göre daha yüksek (4 C gibi) alınabilir.


16<br />

Derece-gün faktörü kar erime dönemi boyunca değişim göstererek, 1,8 – 3,7<br />

mm/C arasında değerler alabilir. Yöntemin en önemli değişkeni olduğu<br />

söylenebilir. Derece-gün faktörünün tümü ile kar erimesine neden olan enerji<br />

kaynaklarını temsil ettiği söylenemez. Kısa dalga radyasyon ve gizli ısı enerji<br />

kaynakları ile doğrudan ilişkili değildir, diğer enerji bileşenlerini ise kısmen<br />

temsil etmektedir [12].<br />

Derece-gün yönteminin açık alanlara göre ormanlık alanlarda kullanılması<br />

daha iyi sonuçlar vermektedir. Çünkü ormanlık alanlardaki erime; kısa dalga<br />

radyasyon ve rüzgârın etkisini kaybetmesinden dolayı sıcaklık erime üzerinde<br />

daha etkili olmaktadır. Sıcaklık, sık ormanlık alanlarda enerji akısının iyi bir<br />

indeksi olarak kullanılabilir. Açık alanlarda ise; kısa dalga radyasyon ve<br />

rüzgârın etkisi ormanlık alanlara göre daha fazla olduğundan, sıcaklık indeks<br />

olarak kullanılırken derece-gün faktörünün zaman ile değişimi de göz önüne<br />

alınmalıdır [11,12].


17<br />

3. HİDROLOJİK MODELLEME<br />

3.1. Giriş<br />

Hidrolojik modelleme; bir taşkın yatağının düzenlenmesi, bir hidrolik yapının<br />

tasarlanması, mevcut su tesislerinin işletilmesi gibi pek çok alanda<br />

kullanılmaktadır. Hidrolojik modellemelerde çalışılan alanın doğa olması ve<br />

birbirine bağlı olan ve olmayan pek çok etkenin mevcudiyetinden dolayı bu<br />

tür modellemeler; deneysel veya analog modellerden ziyade matematiksel<br />

modeller olarak oluşturulurlar.<br />

Matematiksel model ise; bir sürecin veya olayın miktarsal ifadesini<br />

gözlemlemek, analiz etmek veya tahmin etmek olarak tanımlanmaktadır [19].<br />

Matematiksel modellerin karmaşık işlemlerinin ve algoritmalarının hızlı ve<br />

doğru bir şekilde çözülebilmeleri için ise bilgisayar ve bilgisayar programları<br />

kullanılmaktadır. Bu tür bilgisayar programlarından olan SRM hidrolojik<br />

modelleme programı da kar birikimi ve erimesi süreçlerini modelleyebilen bir<br />

programdır. Bu bölümde, SRM programı hakkında bilgi verilmektedir.<br />

3.2. Snowmelt Runoff Model (Kar Erimesi Akış Modeli)<br />

SRM programı; kar erimesi kaynaklı beslenimin önemli olduğu dağlık<br />

havzalarda, günlük akımın benzetimi (simülasyon) ve tahmini için<br />

tasarlanmıştır. Ayrıca; değişen iklimin, mevsimsel kar örtüsü ve kar erimesi<br />

üzerindeki etkisini değerlendirmek için de kullanılmaktadır.<br />

SRM, Martinec (1975) tarafından küçük Avrupa havzaları için geliştirilmiştir.<br />

Kar örtüsünün uydular ile uzaktan algılanması sayesinde, SRM günümüzde<br />

büyük havzalar için de uygulanmaktadır. Örneğin SRM, alanın 917 444 km 2<br />

ve havza kot farkının 8840 m olduğu Ganj nehri havzasına uygulanmıştır.


18<br />

SRM programı kar hidrolojisi çalışmalarında yaygın olarak (29 ülkede 100’ ün<br />

üzerinde havzada) kullanılmaktadır [20].<br />

3.2.1. SRM’nin kullanım amaçları<br />

SRM, herhangi alana ve kot değişimine sahip olan dağlık havzalara<br />

uygulanabilir. Bir havzanın SRM’de modellenebilmesi için; bir başlangıç debi<br />

değeri ile programa girdi olarak girilen değişken ve parametrelere ihtiyaç<br />

vardır.<br />

Girdi değişkenlerine ek olarak, havzanın alan-kot eğrisi de gereklidir. Eğer<br />

diğer havza karakteristikleri de mevcut ise (ormanlık alan, zemin şartları,<br />

önceki yağış ve akım verisi) bunlar model parametrelerinin belirlenmesini<br />

kolaylaştırmak açısından kullanışlı olur.<br />

SRM aşağıdaki amaçlar için kullanılabilir [20]:<br />

1. Bir kar erime mevsiminde, bir yılda veya ardıl yıllarda günlük akımların<br />

benzetilmesi için kullanılabilmektedir. Çıkan sonuçlar, modelin performansını<br />

değerlendirmek ve model parametre değerlerinin doğruluğunu saptamak için<br />

ölçülen akımlar ile karşılaştırılabilir. Benzetimler ayrıca; kar örtüsü alanının<br />

uydu görüntüsü kullanılarak ve yakın istasyonlardan sıcaklıkların ve yağışın<br />

ekstrapole edilmesi ile ölçüm yapılmayan havzalarda akım gidişatının<br />

değerlendirmesine de hizmet edebilir.<br />

2. Kısa dönem ve mevsimsel akım tahminleri için kullanılabilmektedir.<br />

Sıcaklık, yağış ve kar örtüsünün değişimi tahmin edilerek günlük ortalama<br />

akım değerleri tahmin edilebilir. Modelin performansı, tahmin edilen hava<br />

sıcaklığının ve yağışın gözlenen değerlerle arasındaki benzerliğe bağlıdır.<br />

3. SRM iklim değişikliğinin mevsimsel kar örtüsü ve akım üzerindeki<br />

potansiyel etkisini değerlendirmede de kullanılabilmektedir.


19<br />

3.3. Model Yapısı<br />

Her gün için kar erimesi ve yağmurdan oluşan debi hesaplanarak, geri<br />

çekilme akımı ile süperpoze edilir ve “Eş. 3.1”’ e göre havzadan çıkan günlük<br />

debiye çevrilir [20].<br />

A.10000<br />

Q = [c .a (T + ΔT ).S +c .P ]. .(1-k )+Q .k<br />

86400<br />

n+1 Sn n n n n Rn n n+1 n n+1<br />

(3.1)<br />

Q= ortalama günlük debi (m 3 /s)<br />

c= oran olarak kayıpların ifade edilmesi, akış katsayısı (Akış / Yağış). c S kar,<br />

c R yağmur akış katsayısı<br />

a= Derece gün faktörü (cm/ C.gün)<br />

T= Derece gün sayısı (C.gün)<br />

T= Yüksekliğe bağlı sıcaklık farkı (C)<br />

S= Karla kaplı alan / Toplam alan<br />

P= Akışa katılan yağış (cm)<br />

A= Havza veya zonun alanı (km 2 )<br />

k= Geri çekilme katsayısı.<br />

Q<br />

k= Q<br />

m+1<br />

m<br />

n= Gün sıralaması<br />

T, S ve P değişkenlerinin her gün için ölçülmesi veya belirlenmesi<br />

gerekmektedir. c R , c S , sıcaklık değişme oranı (γ), kritik sıcaklık (T kr ), k ve<br />

gecikme zamanı (L) bir havza ve daha genel olarak bir iklim için karakteristik<br />

olan parametrelerdir.<br />

SRM’nin model yapısı (Eş. 3.1), kot farkının yüksek olduğu dağlık havzalarda<br />

“Eş. 3.2”’e göre çalışmaktadır. Yükseklik zonlarına ayrılan havzanın,


20<br />

ortalama günlük debi miktarını belirlemek amacıyla, her bir yükseklik<br />

zonundan akıma katılan debi miktarı ayrı olarak hesaplanmaktadır [20].<br />

A<br />

A.10000<br />

Q<br />

n+1<br />

= {[c SAn.a An(T An<br />

+ΔT<br />

An).S An<br />

+c<br />

RAn.P An].<br />

<br />

86400<br />

A<br />

B.10000<br />

[c<br />

SBn.a Bn(T Bn<br />

+ ΔT<br />

Bn).S Bn<br />

+c<br />

RBn.P Bn].<br />

<br />

86400<br />

A<br />

C.10000<br />

[c<br />

SCn.a Cn(T Cn<br />

+ ΔT<br />

Cn).S Cn<br />

+c<br />

RCn.P Cn]. }.(1-k )+Q n.k<br />

86400<br />

n+1 n+1<br />

(3.2)<br />

A, B ve C indisleri sırası ile yükseklik zonlarını ifade etmektedir.<br />

3.4. Modeli Oluşturmak İçin Gereken <strong>Ve</strong>riler<br />

SRM programı, modellenecek havzanın bazı topoğrafik karakteristiklerine<br />

ihtiyaç duymaktadır. Bu havza karakteristikleri; havza sınırının belirlenmesini,<br />

havza toplam kot farkına göre havzanın yükseklik zonlarının belirlenmesini ve<br />

oluşturulan yükseklik zonlarına ait (alan-yükseklik eğrisi yardımıyla) alanların<br />

ve ortalama kotların belirlenmesini kapsamaktadır (Şekil 3.1). Yükseklik<br />

zonlarının ortalama kotları; h ort , bu kotun altında ve üstünde kalan alanların<br />

eşit olacak şekilde bölünmesiyle, alan – yükseklik eğrisinden belirlenebilir<br />

(Şekil 3.2). Ortalama kotlar (h ort ), yükseklik zonlarına ait derece gün<br />

sayılarının hesaplanması için kullanılmaktadır.<br />

Havzanın yükseklik zonlarına ayrılması, her bir zonda kar erimesi akış hesabı<br />

için o zona ait model değişkenlerinin ve parametrelerinin kullanımını<br />

gerektirmektedir. Model değişkenleri; sıcaklık, yağış ve karla kaplı alan<br />

günlük değerlerinden, parametreler ise; akış katsayıları, derece-gün faktörü,<br />

geri çekilme katsayısı, gecikme zamanı, kritik sıcaklık, sıcaklık değişme oranı<br />

ve yağmur katkı alanından oluşmaktadır.


21<br />

Zon A<br />

Zon B<br />

Zon C<br />

Toplam<br />

Şekil 3.1. Yükseklik zonu ve alanların ayrılmasına bir örnek, Rio Grande<br />

Havzası, Colorado, ABD [20]<br />

Şekil 3.2. Alan-yükseklik eğrisini kullanarak zonların ortalama hipsometrik<br />

kotlarının belirlenmesi, Rio Grande Havzası [20]


22<br />

3.5. Değişkenler<br />

SRM programına girdi olarak girilen 3 değişken mevcuttur:<br />

— Sıcaklık (T)<br />

— Yağış (P)<br />

— Karla Kaplı Alan (S)<br />

3.5.1. Sıcaklık<br />

Modellenen havzada günlük kar erime miktarını hesaplamak için sıcaklık<br />

değerlerine ihtiyaç vardır. SRM’ye girilen sıcaklık değerleri, ortalama günlük<br />

sıcaklık olarak kullanılmaktadır.<br />

SRM programına sıcaklık değerleri, doğrudan ortalama sıcaklık (T ort ) olarak<br />

veya günlük minimum (T min ) ve maksimum (T max ) sıcaklık değerleri şeklinde<br />

girilebilmektedir. T min ve T max sıcaklık değerleri girildiği takdirde, program<br />

ortalama sıcaklık hesabını “Eş. 3.3”’e göre yapmaktadır.<br />

T<br />

ort<br />

<br />

T<br />

min<br />

T<br />

2<br />

max<br />

(3.3)<br />

SRM, yükseklik ile sıcaklık arasındaki ilişkiyi de göz önüne alarak, sıcaklığın<br />

ölçüm istasyonlarından yükseklik zonu ortalama kotlarına taşınmasında “Eş.<br />

3.4”’ü kullanmaktadır.<br />

T= (h h<br />

st<br />

ort )<br />

1<br />

100<br />

(3.4)<br />

γ= sıcaklık değişme oranı (C/100 metre)<br />

h st = sıcaklık ölçüm istasyonu kotu (m)<br />

h ort = yükseklik zonu ortalama kotu (m)


23<br />

“Eş. 3.3” ve “Eş 3.4” denklemlerinin kullanılması sonucunda, bir yükseklik<br />

zonuna ait günlük ortalama sıcaklık (T ort +ΔT) belirlenir. Bu günlük ortalama<br />

sıcaklık pozitif değer aldığında kar erime hesabı yapılmaktadır. Günlük<br />

ortalama sıcaklık (T ort +ΔT) bir yükseklik zonu için eksi değere sahip<br />

olduğunda ise, o yükseklik zonu için o güne ait kar erime hesabı SRM<br />

tarafından “0” olarak alınmaktadır.<br />

Sıcaklık verileri SRM’ye, havza çapında veya yükseklik zonlarına göre ayrı<br />

olarak girilebilmektedir. Sıcaklık değerleri; modellenen havzadaki sıcaklık<br />

ölçüm istasyonu sayısına, dağılımına ve havza veya yükseklik zonu<br />

sıcaklıklarını temsil kabiliyetine bağlı olarak SRM’ye girilebilir.<br />

3.5.2. Yağış<br />

Havzanın büyüklüğüne ve topoğrafik rölyefine bağlı olarak, yağış değerleri<br />

çok değişken olabilmektedir. Bu değişkenliği yansıtabilmek için modellenen<br />

havzada; ölçüm istasyonlarının, alan ve yükseklik bakımından, havzayı temsil<br />

etme kabiliyetlerinin yüksek olması gerekmektedir. Eğer havzada yeterince<br />

ölçüm istasyonu yoksa bu durumda yağış değerlerinin yükseklikle değişimi<br />

gibi veya havzanın her yerinde eşit yağış değerlerinin gerçekleştiği gibi<br />

kabuller yapılabilir. SRM’nin yağış veri girişi de bu tip uygulamalara yönelik<br />

seçenekler sunmaktadır. Yağış veri girişi de sıcaklık verisi gibi SRM’ye havza<br />

çapında veya yükseklik zonlarına göre ayrı olarak girilebilmektedir. Yağış<br />

verilerinin havza çapında girilmesi, tüm yükseklik zonlarının aynı yağış<br />

değerleri ile temsil edildikleri anlamını taşımaktadır. Yükseklik zonlarına göre<br />

girilen yağış verileri ise, yükseklik zonlarına göre farklı değerlere sahiptir.<br />

SRM’ye girilen yağış verileri, bir günde yağmış olan toplam yağış yüksekliği<br />

olarak girilmektedir. Yağış şekli (kar, yağmur) ile ilgili ise herhangi bir veri<br />

girişi söz konusu değildir. Bunun yerine, SRM yağışın şeklini belirleyebilmek<br />

amacı ile bir kritik sıcaklık (T kr ) değeri kullanmaktadır. Bu kritik sıcaklık<br />

değeri, yağış olan herhangi bir güne ait ortalama sıcaklık ile karşılaştırılarak


24<br />

yağış şekli SRM tarafından belirlenmektedir. Örneğin; T ≥ T kr ise yağış<br />

yağmur veya T < T kr ise yağış kar şeklindedir. Bu yolla belirlenen yağış şekli,<br />

karsız alana veya kar örtüsüne yağmasına göre, SRM tarafından hemen<br />

(yağmur) veya depolanarak (kar) yeterli derece-gün sayısı oluştuğunda akışa<br />

katılır.<br />

Ayrıca SRM, şiddetli yağmur yağışları sonrasında oluşan akış piklerini daha<br />

iyi benzetebilmek amacıyla (havzanın yağışa hızlı tepki vermesi), eşik bir<br />

yağış değerini kullanmaktadır. Bu değerden fazla yağışın gerçekleştiği<br />

günlerde pik akımı benzetebilmek amacı ile geri çekilme katsayısı SRM<br />

tarafından otomatik olarak azaltılmaktadır.<br />

3.5.3. Karla kaplı alan<br />

SRM’nin günlük değişken olarak kullandığı bir diğer veri ise karla kaplı alan<br />

(KKA) değişimidir. Kar erimesinin akıma katıldığı alanın belirlenmesi<br />

bakımından, özellikle dağlık havzalarda günlük KKA değişimlerinin<br />

belirlenmesi gerekmektedir.<br />

KKA değerleri SRM’ye her gün için girilmelidir. Yerden veya havadan<br />

fotoğraflamayla veya görüntülemeyle belirlenen KKA değerleri, verinin<br />

alınamadığı günlerdeki KKA değerlerini belirlemek için kullanılabilir. Böylece<br />

KKA değişimi tüm bir kar erime dönemine yansıtılabilir.<br />

Uydu teknolojisinin gelişmesiyle KKA değişimi; uzaktan algılama aletleriyle,<br />

özellikle büyük havzalar için, daha iyi belirlenebilmektedir. Tabii KKA’daki<br />

değişimleri uydu görüntülerinden belirlerken, uydu teknik özellikleri de önem<br />

kazanmaktadır. KKA değişimini gözlemede kullanılan bazı uydu ve teknik<br />

özellikleri Çizelge 3.1’de gösterilmektedir.


25<br />

Çizelge 3.1. Kar örtüsü alanının belirlenmesinde kullanılan bazı uzaktan<br />

algılama örnekleri [20]<br />

Platform<br />

Alıcısı<br />

Spektral Bandlar<br />

Konumsal<br />

Çözünürlük<br />

Minimum Alan<br />

Büyüklüğü<br />

(km 2 )<br />

Tekrarlama<br />

Zamanı<br />

Uçak<br />

Ortofoto<br />

Görünür/YKÖ 2 m 1 Değişken<br />

IRS<br />

Pan<br />

LISS-II<br />

WiFS<br />

Yeşilden YKÖ’e<br />

1–3 Yeşilden YKÖ’ye<br />

1 Kırmızı/ 2 YKÖ<br />

5,8 m<br />

23 m<br />

188 m<br />

2<br />

2,5 – 5<br />

10 – 20<br />

24 gün<br />

24 gün<br />

5 gün<br />

SPOT<br />

HRVIR 1–3 Yeşilden YKÖ’ye 2,5 – 20 m 1 – 3 26 gün<br />

Landsat<br />

MSS<br />

TM<br />

ETM-Pan<br />

Terra/Aqua<br />

ASTER<br />

MODIS<br />

1–4 Yeşilden YKÖ’ye<br />

1–4 Yeşilden YKÖ’ye<br />

Görünür/YKÖ<br />

1–3 Yeşilden YKÖ’ye<br />

1 Kırmızı/ 2 YKÖ<br />

3–8 Maviden OKÖ’ye<br />

80 m<br />

30 m<br />

15 m<br />

15 m<br />

250 m<br />

500 m<br />

10 – 20<br />

2,5 – 5<br />

2 – 3<br />

2 – 3<br />

20 – 50<br />

50 – 100<br />

16 – 18 gün<br />

16 – 18 gün<br />

16 – 18 gün<br />

16 gün<br />

1 gün<br />

1 gün<br />

NOAA<br />

AVHRR 1 Kırmızı/ 2 YKÖ 1,1 km 10 – 500 12 saat<br />

Meteosat<br />

1–3 Kırmızıdan YKÖ’e<br />

SEVIRI<br />

12 Görünür<br />

YKÖ: Yakın kızıl ötesi, OKÖ: Orta kızıl ötesi<br />

3 km<br />

1 km<br />

500 – 1000<br />

10 – 500<br />

30 dakika<br />

30 dakika<br />

Kar çekilme eğrilerinin oluşturulmasında kullanılan KKA değerlerinde, kar<br />

yağışlarının yağış dönemleri de önem kazanmaktadır (Şekil 3.3). Kar erime<br />

döneminin sonlarında gerçekleşen kar yağışının, çekilme eğrilerine<br />

yansıtılmasında dikkat edilmelidir. Fazla bir kar su eşdeğerine ve derinliğe<br />

sahip olmayan bu tür yağışların, tüm havzayı kar örtüsü ile kaplaması<br />

durumunda oluşturulacak çekilme eğrisine yansıtılmaması daha iyi sonuç<br />

verecektir.


26<br />

NİS MAY HAZ TEM AĞUS EYL<br />

Şekil 3.3. Beş zona ayrılmış havzanın kar çekilme eğrilerinin zaman ile<br />

değişimine örnek, Felsberg Havzası [21]<br />

3.6. Parametreler<br />

SRM programına girdi olarak girilen 8 parametre mevcuttur:<br />

— Kar Akış Katsayısı (c S ) — Kritik Sıcaklık (T kr )<br />

— Yağmur Akış Katsayısı (c R ) — Yağış Katkı Alanı (RCA)<br />

— Derece Gün Faktörü (a) — Geri Çekilme Katsayısı (k)<br />

— Sıcaklık Değişme Oranı (γ) — Gecikme zamanı (L)<br />

Parametre değerleri; havzada ölçümü yapılan çeşitli veriler arasındaki<br />

ilişkilerden yola çıkılarak elde edilebilir. Parametre kalibrasyonun yapılması<br />

durumunda ise, havza karakteristikleri ile parametrelerin alabileceği değer<br />

sınırları arasında uyum olması gerekmektedir.


27<br />

3.6.1. Akış katsayısı<br />

Akış katsayısı; toplam yağış yüksekliğinden (kar erimesi+yağmur)<br />

evapotranspirasyon, sızma gibi çeşitli kayıpların oluşması sonucunda, akışa<br />

geçen yağış yüksekliğinin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Bu katsayı; akışa<br />

geçen miktarın, toplam yağış miktarına oranı olarak ifade edilebilmektedir.<br />

SRM, yağmur ve kar akış katsayıları olmak üzere iki çeşit akış katsayısı<br />

kullanmaktadır. Yağmur (c R ) ve kar (c S ) akış katsayıları, havzanın fiziki<br />

koşullarına göre zamanla değişiklik göstermektedir (Şekil 3.4 ve Şekil 3.5).<br />

Özellikle kar erime döneminin başlangıcında yüksek olan akış katsayıları,<br />

erime dönemi ortasına doğru KKA’nın azalması ve yerden gerçekleşen<br />

buharlaşma miktarının artması ile azalma gösterebilir. Bazen çok düşük<br />

sıcaklıklar nedeniyle, havzada meydana gelebilecek don olayları, zeminin<br />

sızma kapasitesini azaltacağından akış katsayısının artmasına da neden<br />

olabilir. Akış katsayısına etki eden bu olayların, havzanın yağış-akış ilişkisini<br />

temsil etme derecesinin arttırılması için, arazide takip edilmesi ve belli<br />

aralıklarla kar derinliğinin, yoğunluğunun ölçülmesi gerekmektedir.<br />

Akış katsayısı, SRM ile modeli oluşturulan bir havzada, kontrol edilmesi<br />

gereken parametrelerin başında yer almaktadır.


28<br />

c S<br />

NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS<br />

Şekil 3.4. Kar için ortalama akış katsayısı, Dischma ve Durance havzaları<br />

örneği [22]<br />

c R<br />

NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS<br />

Şekil 3.5. Yağmur için ortalama akış katsayısı, Dischma ve Durance<br />

Havzaları örneği [22]


29<br />

3.6.2. Derece-gün faktörü<br />

SRM; derece-gün faktörü değerlerini (a cm/C.gün), derece-gün değerleri (T<br />

C.gün) ile birlikte kullanarak, günlük eriyen karın su eşdeğerini (M cm)<br />

hesaplamakta kullanmaktadır.<br />

M=a.T (3.5)<br />

Bir havzanın derece-gün faktörü değerlerinin, arazide kar örtüsü<br />

parametrelerinin (yoğunluk, derinlik) zamanla değişimlerine bağlı olarak<br />

belirlenmesi, benzetim çalışmalarının daha tutarlı sonuçlara ulaşmasında<br />

yardımcı olur. Derece-gün faktörünün zamanla değişmesinin en önemli<br />

nedeni; kar erimesine neden olan enerji değişimlerini tam olarak temsil<br />

etmemesidir. Özellikle kısa dalga radyasyonun, rüzgâr hızının ve gizli ısının<br />

etkisini kar erimesine yansıtamamaktadır.<br />

Derece-gün faktörünün belirlenmesinde, arazi ölçümlerinin yetersiz olduğu<br />

havzalarda ise, benzer özellikteki havzalara ait derece-gün faktörü<br />

değerlerinin kullanılabileceği gibi, ölçümü yapılan veya hesaplanan verilerin<br />

birbirleri ile olan ilişkilerinden de (birikmiş akış yüksekliği-birikmiş ortalama<br />

sıcaklık gibi) faydalanılabilmektedir.<br />

Detaylı verinin yokluğunda derece-gün faktörünün belirlenmesinde kullanılan<br />

diğer bir yol da ampirik bir denklemdir (Martinec 1960) [23].<br />

S<br />

a=1.1 (3.6)<br />

W<br />

a= derece-gün faktörü (cm/C.gün)<br />

ρ S = kar yoğunluğu<br />

ρ W = su yoğunluğu<br />

“Eş. 3.6”’ya göre kar yoğunluğunun artış göstermesi ile birlikte derece-gün<br />

faktörü değeri de artmaktadır. Tabii bu durumun nedeni; yoğunluğu artan kar<br />

örtüsünün güneşten gelen radyasyonu daha az yansıtmasına bağlı olarak kar


30<br />

örtüsüne giren enerji miktarının artması ile ifade edilebilir. Kar erime<br />

mevsiminin sonuna doğru kar örtüsü yoğunluğu giderek artacağından,<br />

derece-gün faktörü de erime dönemi sonuna doğru artış gösterecektir (Şekil<br />

3.6).<br />

Kar erime dönemlerinin sonuna doğru kar yağışları gerçekleşebilir. Bu gibi<br />

durumlarda derece-gün faktörü değeri daha küçük bir değer alacağı için,<br />

modelin oluşturulmasında bu gibi değişimlere dikkat edilmesi gerekmektedir.<br />

SRM’ye; derece-gün faktörü günlük olarak girilebilmektedir. Modellenen bir<br />

havza için belirlenen derece-gün faktörü değerlerinin kalibre edilmesinden<br />

önce, diğer değişken ve parametre değerlerinin kontrol edilmesi daha doğru<br />

bir yaklaşım oluşturmaktadır.<br />

a<br />

(cm/C.gün)<br />

NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS<br />

Şekil 3.6. Dischma, Dinwoody ve Durance havzaları için SRM modelinde<br />

kullanılan ortalama derece-gün faktörleri [22]<br />

3.6.3. Sıcaklık değişme oranı<br />

Sıcaklık değişme oranı, yükseklik ile beraber sıcaklığın azalma miktarını<br />

ifade etmektedir. Bu parametre değeri, havzadan havzaya farklı topoğrafik ve


31<br />

iklim özelliklerinden dolayı değişmektedir. Özellikle zamanla değişen havanın<br />

nem durumuna bağlı olarak dönem dönem farklı değerler alabilir. Sıcaklık<br />

değişme oranının geneldeki ortalama değeri ise nemli havalar için geçerli<br />

olan 0.65 C/100 m değeridir [20].<br />

Modellenen havzada bulunan sıcaklık ölçüm istasyonları yükseklik olarak<br />

homojen bir yapıda ise, sıcaklık değişme oranı geçmiş verilerden<br />

faydalanılarak belirlenebilir. Modellenen havzanın ölçüm istasyonlarının veya<br />

verisinin yetersiz olması durumunda ise; sıcaklık değişme oranı bilinen,<br />

benzer özellikteki havzalardan benzeştirme yolu ile belirlenebilir.<br />

Sıcaklık değişme oranının olması gereken değerden yüksek veya az olarak<br />

kullanılması, benzetimde sapmalara neden olmaktadır. Kullanılan sıcaklık<br />

değişme oranı değerlerinin doğruluğunun, kar örtüsünün çekilme eğrileri ile<br />

uyumu incelenerek, kabul edilebilir sınırlar içinde olup olmadığı da kontrol<br />

edilebilir.<br />

SRM’ye sıcaklık değişme oranı; havza çapında veya yükseklik zonlarına ayrı<br />

olarak girilebilmektedir.<br />

3.6.4. Kritik sıcaklık<br />

Kritik sıcaklık (T kr ), havzada veya yükseklik zonlarında meydana gelen yağış<br />

şeklinin belirlenmesinde kullanılan bir parametredir. Bu parametre, kar<br />

örtüsünün erimesinde ve birikmesinde SRM için oldukça önemli yer<br />

tutmaktadır. Günlük ortalama sıcaklık (T ort ) ile T kr arasındaki ilişkiye göre<br />

yağış şekli SRM tarafından belirlenmektedir.<br />

Kritik sıcaklık değeri, havzadaki meteoroloji istasyonlarının geçmiş yağış ve<br />

sıcaklık kayıtlarından belirlenebilir. Meydana gelen yağışlar ile aynı<br />

zamandaki sıcaklık değerleri karşılaştırılarak kritik sıcaklık değerinin<br />

alabileceği değer bulunabilmektedir.


32<br />

Kritik sıcaklık kar birikme döneminin başlangıcında daha büyük bir değer alır<br />

iken, erime dönemi sonlarına doğru 0C’ye yakın değerler almaktadır. Bu<br />

açıdan da T kr parametresinin uzun dönem modelleme çalışması yapılan<br />

havzalar için zamanla değişiminin SRM’ye girilmesi gerekmektedir.<br />

3.6.5. Yağmur katkı alanı<br />

Karla kaplı bir havza üzerine yağan yağmurun akışa hemen katılabilmesi için<br />

kar örtüsünün doygun hale gelmiş olması gerekmektedir. Doygun hale gelmiş<br />

olan kar örtüsünün boşlukları su ile dolacağından; yağmurdan gelen su kısa<br />

bir zaman içinde akışa geçmektedir. Yeni oluşmuş bir kar örtüsü ile kaplı olan<br />

havzada meydana gelen yağış ise, belli bir gecikme ile akışa katılmaktadır.<br />

Kar örtüsü yoğunluğunun az olmasından dolayı boşluklar hava ile doludur ve<br />

yağmurdan gelen yağışın akışa geçebilmesi için öncelikle bu boşlukların<br />

doldurulması gerekmektedir.<br />

SRM de yağmur yağışının meydana geldiği günlerde, kar örtüsünden de<br />

akışa katılım olup olmadığını belirlemek amacı ile yağmur katkı alanı<br />

parametresine (RCA) ihtiyaç duymaktadır. Kar örtüsünün olgunlaşmasından<br />

önce (RCA=0) yağmurun akışa katkısı yalnızca karsız alanlarla sınırlıdır.<br />

Fakat kar örtüsünün olgunlaştığı (RCA=1) dönemden sonra, yağmur tüm bir<br />

havza üzerinden akışa katılmaktadır.<br />

Yağmur yağışının akışa katılımı yalnızca yağış yüksekliği, yağmur akış<br />

katsayısı (c R ) ve yağmur katkı alanına (havza alanı, karla kaplı alan) bağlıdır.<br />

Yağmurun kar örtüsünü eritme etkisi, küçük olduğu kabul edildiğinden, SRM<br />

hesaplamalarında kullanılmamaktadır.<br />

3.6.6. Geri çekilme katsayısı<br />

Geri çekilme katsayısı; bir güne ait debi değerinin, bir sonraki günle olan<br />

ilişkisini belirleyen bir parametredir. SRM’nin en önemli parametre


33<br />

değerlerinden biri olan geri çekilme katsayısı; geçmiş akım ve yağış<br />

verilerinden faydalanılarak elde edilebilir. Geri çekilme katsayısı belirlenirken,<br />

geri çekilme eğrilerinin yağış ve kar erimesi oluşmamış ardıl debi değerlerinin<br />

kullanılması gerekmektedir.<br />

Geri çekilme katsayısının; sabit bir değer yerine, debi değerine göre değişen<br />

değerler alması, geri çekilme eğrisinin daha doğru oluşturulmasını<br />

sağlamaktadır. Bu amaçla, SRM geri çekilme katsayını “Eş. 3.8”’e göre<br />

belirlemektedir. Bu denklemde bulunan “x” ve “y” değerleri pozitif ve sabit<br />

sayılardır. Yüksek debilerde geri çekilme katsayısı küçük iken, debi değerleri<br />

küçüldükçe geri çekilme katsayısı artış gösterir.<br />

Ayrıca; Q n ve Q n+1 değerlerinin birbirilerine karşı noktalanmasıyla oluşan tüm<br />

noktaların en düşük zarf eğrisi, k değerlerini vermektedir (Şekil 3.7).<br />

k<br />

<br />

Q<br />

Q<br />

n+1<br />

n<br />

(3.7)<br />

-y<br />

kn+1<br />

= x.Q (3.8)<br />

n<br />

k<br />

k<br />

1<br />

=<br />

1<br />

2<br />

-y<br />

1<br />

-y<br />

2<br />

= x.Q2<br />

logk<br />

logk<br />

x.Q<br />

=<br />

=<br />

logx - ylogQ<br />

logx - ylogQ<br />

1<br />

2<br />

(3.9)


34<br />

ORTALAMA EĞRİ<br />

ZARF EĞRİSİ<br />

1:1 EĞRİSİ<br />

Şekil 3.7. Geri çekilme, k değerinin belirlenmesinde kullanılan x ve y<br />

sabitlerinin bulunması, Dischma Havzası, İsviçre [22]<br />

3.6.7. Gecikme zamanı<br />

Gecikme zamanı (L) parametresi; kar erimesinden ve yağmurdan meydana<br />

gelen debinin günler bazında nasıl dağıldığını belirlemek amacıyla kullanılan<br />

bir değerdir (Şekil 3.8). Parametrenin değeri; modellenen havzada, sıcaklığın<br />

yükselmeye başladığı zaman ile hidrografın yükselmeye başladığı zaman<br />

arasındaki farktır.<br />

Kar erimesinden beslenen havzalarda, hidrografların dalgalı olarak<br />

şekillendiği düşünülürse, bu parametre değerinin belirlenebilmesi için ayrıntılı<br />

hidrograflara ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıntılı hidrografların mevcut olmaması<br />

durumunda veya memba tarafında hidrografı etkileyebilecek bir yapının<br />

olmasından dolayı gecikme zamanı belirlenemiyor ise, gecikme zamanı<br />

havza büyüklüğüne göre, diğer havzalar ile benzeştirilerek, tahmin edilebilir.


35<br />

Çeşitli havzalarda gerçekleştirilen çalışmalarda havza alanları ile gecikme<br />

zamanları arasındaki ilişkiler şöyledir [20]:<br />

Havza W-3 (8,42 km 2 ) : 3.0 saat<br />

Dischma (43,3 km 2 ) : 7.2 saat<br />

Dunajec (680 km 2 ) : 10.5 saat<br />

Durance (2170 km 2 ) : 12.4 saat<br />

L = 6 saat : 0.5I 0.5I Q (3.10)<br />

n n+1 n+1<br />

L =12 saat : 0.75I 0.25I Q (3. 11)<br />

n n+1 n+1<br />

L =18 saat : I Q (3.12)<br />

n n+1<br />

L = 24 saat : 0.25I 0.75I Q (3.13)<br />

n n+1 n+1<br />

Şekil 3.8. Gecikme zamanının debi hesaplamalarına etkisi [22]


36<br />

3.7. Model Doğruluğunun Değerlendirmesi<br />

SRM programı, ölçülen hidrograf ile hesaplanan hidrografın görsel olarak<br />

karşılaştırılmasını sağlayan bir ara yüze sahiptir. Programın bu özelliği<br />

sayesinde, hidrograflar arasındaki sapmalar daha net olarak<br />

belirlenebilmekte ve sapmalara neden olan etkenlerin (parametre, değişken),<br />

modellenen havzayı ne derece temsil ettikleri anlaşılabilmektedir.<br />

SRM, bu görsel kıyaslama özelliğine ek olarak; ölçülen ve hesaplanan<br />

hidrografların benzerlik derecesinin değerlendirilmesinde kullanılan, sayısal<br />

değer olarak ifade edilen bir benzerlik kıstasına da sahiptir. Bu benzerlik<br />

kıstası; ölçülen ve hesaplanan hidrograflar arasındaki sapmayı ifade eden,<br />

katsayı (R 2 ) ile ölçülen ve hesaplanan hidrograflar arasındaki toplam hacim<br />

farkını ifade eden katsayıdan (D v ) oluşmaktadır [20].<br />

Ölçülen ve hesaplanan hidrograflar arasındaki sapmayı ifade eden katsayı şu<br />

şekilde hesaplanmaktadır [20]:<br />

R =1-<br />

n<br />

<br />

2 i=1<br />

n<br />

<br />

i=1<br />

<br />

Q-Q<br />

i<br />

i<br />

Q-Q<br />

'<br />

i<br />

ort<br />

<br />

2<br />

<br />

2<br />

Q i = günlük ölçülen debi<br />

Q ’ i= günlük hesaplanan debi<br />

Q ort = çalışılan yıl veya kar erime mevsiminin ortalama ölçülen debisi<br />

n= günlük debi değerlerinin sayısı<br />

(3.13)<br />

Ölçülen ve hesaplanan hidrograflar arasındaki toplam hacim farkını ifade<br />

eden katsayı şu şekilde hesaplanmaktadır [20]:<br />

V -V<br />

'<br />

R R<br />

D<br />

v<br />

= .100<br />

VR<br />

V R = ölçülen yıllık veya mevsimsel akış hacmi<br />

V ’ R= hesaplanan yıllık veya mevsimsel akış hacmi<br />

(3.14)


37<br />

4. UZAKTAN ALGILAMA<br />

4.1 Giriş<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılama teknolojisi, pek çok bilimsel ve mühendislik amaçlı<br />

çalışmalarda kullanılmaktadır. Hidroloji alanında da su kaynaklarının<br />

yönetilmesi, işletilmesi ve çeşitli tahmin çalışmalarında yaygın olarak<br />

kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle kar hidrolojisi çalışmalarında, kar<br />

örtüsünün havza içerisindeki dağılımını ve zamanla değişimini belirlemek<br />

amacıyla uydu görüntülerinden faydalanılmaktadır. Bu tez çalışmasında da<br />

kullanılan SRM hidrolojik modelleme programına, karla kaplı alan bilgilerinin<br />

veri olarak girilmesi gerekmektedir. Bu tez çalışmasında, SRM’ye veri olarak<br />

girilen günlük karla kaplı alan değerlerini belirlemek amacıyla; MODIS kar<br />

ürünlerinden (MOD10A1, MYD10A1) elde edilen görüntülerden<br />

faydalanılmaktadır. Bu kapsamda; kar örtüsü alanı ve değişimi, uzaktan<br />

algılama yöntemi ile belirleneceğinden, bu bölüm uzaktan algılama ve<br />

MODIS ile ilişkili olarak genel bilgiler içermektedir.<br />

4.2. <strong>Uzaktan</strong> Algılamaya Genel Bakış<br />

Pek çok açıdan uzaktan algılama bir okuma işlemi olarak düşünülebilir.<br />

Çeşitli algılayıcıları kullanarak araştırılan nesneler, alanlar veya olaylar<br />

hakkında bilgi edinmek için uzaktan toplanan veriler analiz edilebilir. <strong>Uzaktan</strong><br />

toplanan veri; akustik dalga dağılımları veya elektromanyetik enerji<br />

dağılımları gibi pek çok algılama şekliyle elde edilebilmektedir [24].<br />

Bu veri toplama şekillerinden elektromanyetik enerji; yeryüzü kaynaklarını<br />

görüntüleme, inceleme ve haritalama çalışmalarında kullanılmaktadır. Bunun<br />

için elektromanyetik enerjiyi kaydedebilen algılayıcılar çeşitli uzay araçlarına<br />

monte edilmektedir. Bu algılayıcılar; yeryüzü özelliklerine göre<br />

elektromanyetik enerjiyi emme ve yansıtmalarına bağlı olarak veriyi


38<br />

toplamaktadır. Toplanan veriler ise, araştırılan konular hakkında bilgi<br />

edinmek amacı ile kullanıcılar tarafından analiz edilmektedir (şekil 4.1) [24].<br />

Şekil 4.1. Yeryüzünün elektromanyetik olarak uzaktan algılanması [24]<br />

Bu kapsamda uzaktan algılama; yeryüzünden belirli uzaklıklara, atmosfere ya<br />

da uzaya, yerleştirilen platformlara monte edilmiş ölçüm aletleri ile<br />

yeryüzünün doğal ve yapay nesneleri konusunda bilgi alma ve değerlendirme<br />

tekniği olarak tanımlanmaktadır [25].<br />

1960’dan önce uzaktan algılama aletleri uçaklara monte edilirken, uzay<br />

teknolojisinin gelişmesi sayesinde pek çok uzaktan algılama sistemleri<br />

uzaydan işletilebilmektedir [26].<br />

En çok uzayda bulunan platformlardan elde edilen uzaktan algılama verisi,<br />

insansız uyduların kullanılmasıyla elde edilmektedir. Meteorolojik amaçlar<br />

için kullanılan uydular, 1000 km ile 36000 km yükseklikte yer almaktadır<br />

(Şekil 4.2). Yeryüzü kaynaklarını araştıran uydular ise genelde 1000 km veya<br />

daha az yükseklikte işletilmektedir. 1972’den beri yeryüzü kaynaklarını<br />

inceleyen çok sayıda uydu uzaktan algılama çalışmalarında kullanılmaktadır<br />

[26].


39<br />

Şekil 4.2. Çeşitli yüksekliklerde işletilen uzaktan algılama platformları [26]<br />

4.3. <strong>Uzaktan</strong> Algılama ile <strong>Ve</strong>ri Toplama<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılama yöntemleri ile Dünya’ya ait geniş boyutta veriler elde<br />

edilmektedir. Böylece uzaktan algılama tekniklerinin kullanılmasıyla, geniş<br />

alanlara yayılan çalışmalar yapılabilmektedir.<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılamayla elde edilen verilere genel olarak “görüntü” denilmektedir.<br />

Görüntü; fotoğraf vasıtasıyla veya tarayıcı aletle kaydedilen nesnenin bir<br />

temsilidir. Tarayıcı, nesnenin özelliğini betimleyen (yansıtma değeri gibi)


40<br />

sayısal numaraları kaydetmektedir. Bir tarayıcı sistem, bir kamera sistemi ile<br />

algılanamayacak elektromanyetik dalga boylarının, algılanabilmesi amacıyla<br />

kullanılmaktadır [26].<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılama ile elde edilen görüntüler; elektromanyetik alanlar ve kuvvet<br />

alanları içerisinde oluşan farklılıkların ölçülmesiyle elde edilmektedir.<br />

Elektromanyetik alanlarda meydana gelen farklılıklar; spektral (ışık<br />

dağılımına ait), konumsal ve zamansal farklılıklardır. Elektromanyetik<br />

alanlarda oluşan bu farklılıkların ölçümü; yine bu elektromanyetik alanın<br />

kapsamında bulunan çeşitli algılama sistemleri tarafından yapılmaktadır [25].<br />

Sonuçta, uzaktan algılama ile oluşturulan veriler; elektromanyetik enerjinin,<br />

elektromanyetik alanda zamansal ve konumsal değişiminden elde edilen<br />

görüntülerden sağlanmaktadır.<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılamayla görüntü elde edilebilmesinin ana kaynağı; Güneş’ten<br />

Dünya’ya doğru gelen elektromanyetik radyasyondur [25]. Bu<br />

elektromanyetik radyasyon dalgalar halinde hareket etmekte ve tüm dalga<br />

boyları boşlukta aynı hızda yol almaktadır. Bu hız ışık hızıdır ve değeri 3x10 8<br />

m/s’dir [26]. Her dalganın bir frekansı, genişliği ve dalga boyu vardır.<br />

Elektromanyetik radyasyon dalgalarının, dalga boylarına göre<br />

düzenlenmeleriyle elektromanyetik spektrum (tayf) elde edilmektedir (Şekil<br />

4.3) [25].


41<br />

Şekil 4.3. Elektromanyetik spektrum [24]<br />

Elektromanyetik spektrumda gama ışınları, X- ışınları ve mor ötesi ışınları,<br />

görünen ışıktan daha küçük dalga boyuna sahipken; kızıl ötesi, mikrodalga<br />

ve radyo dalgaları daha büyük dalga boyuna sahiptir. İnsan gözünün ayırt<br />

edebildiği kısım olan görünen kısım, elektromanyetik spektrumun çok küçük<br />

bir kısmını oluşturmaktadır. Görünen kısım kendi içinde de Kırmızı, Yeşil ve<br />

Mavi (RGB) renklere ayrılmaktadır. Her üç renk de ayrı bir dalga bölgesini<br />

temsil etmektedir [26].<br />

Elektromanyetik spektrum, uzaktan algılama çalışmalarında iki kısma<br />

ayrılmaktadır [25]:<br />

1. Optik dalga boyları, 0,3 μm – 15 μm arasında değişen dalga boyu<br />

değerlerine sahip olan bölgedir.<br />

a. Yansıma dalga boyu bandları<br />

Mor ötesi : 0,3 μm – 0,4 μm<br />

Görünen bölge : 0,4 μm – 0,7 μm<br />

Yakın kızıl ötesi : 0,7 μm – 3 μm<br />

b. Yayılma dalga boyu bandları<br />

Termal kızıl ötesi: 3 μm – 15 μm


42<br />

2. Mikro dalga boyları, 1 mm – 1m arasında değişen dalga boyu değerlerine<br />

sahip olan bölgedir.<br />

a. Pasif mikrodalga: 1mm – 1cm<br />

b. Aktif mikrodalga (Radar)<br />

SHF (Super High Frequency) : 1 cm – 10 cm<br />

UHF (Ultra High Frequency) : 10 cm – 1 m<br />

Elektromanyetik enerjinin pek çok özelliği; dalga teorisiyle kolayca<br />

tanımlanmasına rağmen, bir diğer teori de elektromanyetik enerjinin madde<br />

ile etkileşimini konu almaktadır. Bu teori – atom (zerre) teorisi -<br />

elektromanyetik enerjinin pek çok farklı birimden (foton veya kuanta)<br />

oluştuğunu kabul etmektedir. Bu teoriye göre; uzun dalga boylu<br />

elektromanyetik enerji, kısa dalga boylu elektromanyetik enerjiye göre daha<br />

az enerjiye sahiptir. Bu da yeryüzündeki nesnelerden yayılan, uzun dalgalı<br />

radyasyonun (mikrodalga), kısa dalgalı radyasyona (termal kızıl ötesi)<br />

nazaran uzaktan algılama aygıtı tarafından algılanmasının daha zor<br />

olduğunu göstermektedir [24].<br />

Yeryüzü nesneleri de radyasyon kaynağıdır ve güneşten farklı büyüklükte ve<br />

spektral birleşimde radyasyon yayarlar. Bir nesnenin ne kadar enerji<br />

yayabileceği, nesnenin sıcaklığı ile doğru orantılıdır. Ayrıca, bir nesnenin<br />

sahip olduğu sıcaklığa göre oluşturacağı maksimum dalga boyu da birbiri ile<br />

ters orantılıdır. Yani sıcaklık yükseldikçe nesnenin yaydığı dalga boyu<br />

kısalmaktadır [24].<br />

4.4. Algılayıcı Aletlerle Kaydedilen Enerjinin Kaynağı<br />

Güneşin yaydığı enerjinin yeryüzüne ulaşması ile bir kısım enerji yansıma ile<br />

uzaktan algılama aletine iletilir. Enerjinin bir kısmı ise yeryüzü tarafından<br />

emilerek depolanır ve yeryüzünün sıcaklığı artar. Sonra yeryüzünde<br />

depolanan enerji, yeryüzü tarafından yayılarak uzaktan algılama aletine


43<br />

ulaşmaktadır. <strong>Uzaktan</strong> algılamanın temel çalışma prensibi, bu enerji alışverişine<br />

dayanmaktadır. Böylece; uzaktan algılamada elektromanyetik<br />

enerjinin yeryüzünden yansıması ve yayılması sonucu görüntü elde<br />

edilmektedir [25].<br />

Yansıyan enerji; Güneşten gelen enerji yeryüzünden yansırken yansımanın<br />

özellikleri; yüzeyin yapısına, gelen enerjinin dalga boyuna, geliş açısı gibi<br />

etkenlere bağlıdır. Güneş tarafından oluşturulan kısa dalga boylu<br />

elektromanyetik radyasyon, yeryüzünden yansıdıktan sonra uzaktan algılama<br />

aletine ulaşmaktadır. Yansıma; ayna yüzeyi yansıma ve dağınık yansıma<br />

olarak iki kısımda incelenmektedir [25].<br />

Ayna yüzeyi yansımada; düzgün ve pürüzsüz yüzeylere gelen radyasyonun<br />

yaptığı açı, yansıyan radyasyonun yaptığı açıya eşittir. Durgun su yüzeyleri,<br />

parlak boyalı maddeler bu durum için örnek verilebilir [25].<br />

Dağınık yansıma; düzgün olmayan yüzeylerde oluşmaktadır. Yüzeyin pürüzlü<br />

olmasından dolayı radyasyon tek bir yönde yansımaz [25].<br />

Enerjinin yeryüzünden yansıması albedo ile açıklanabilir. Bir yüzeyin<br />

albedosu; yüzeye etki eden toplam elektromanyetik radyasyonun, yansıtılan<br />

elektromanyetik radyasyona oranı olarak Çizelge 4.1’de verilmiştir. Dünya,<br />

atmosfer dâhil, %34 dolayında albedoya sahiptir. Bu değerin %75’ini<br />

bulutlardan yansıyan radyasyon oluşturmaktadır. Çizelge 4.1’den görüldüğü<br />

üzere suyun albedosu geniş bir aralıkta değişim göstermektedir. Bunun<br />

nedeni enerjinin su yüzeyine etkidiği açı ile ilgilidir. Su düşük geliş açılarında<br />

düşük albedoya sahiptir [26].


44<br />

Çizelge 4.1. Çeşitli yüzeylerin albedosu [26]<br />

Yüzey Tipi Albedo (%)<br />

Çimen 25<br />

Beton 20<br />

Su 5-70<br />

Taze kar 80-100<br />

Orman 5-10<br />

İnce bulut 75<br />

Koyu toprak 5-10<br />

Yayılan enerjinin kaynağını ise; Güneş tarafından oluşturulan kısa dalga<br />

boylu elektromanyetik radyasyonun, yeryüzü tarafından emilmesi (yeryüzü<br />

sıcaklığı artar) oluşturmaktadır [25]. Yeryüzü tarafından emilen enerji, sonra<br />

daha uzun dalga boylarında yayılmaktadır. Bu yayılan enerji de termal kızıl<br />

ötesine duyarlı olan algılayıcılar tarafından ölçülebilmektedir [26].<br />

Yeryüzüne ulaşan enerji yaklaşık olarak gelen enerjinin yarısıdır. Bu gelen<br />

enerjinin %50’si yeryüzü tarafından emilirken, yalnızca %4’ü yansıtılmakta ve<br />

saçılmaktadır. Yaklaşık olarak %6’sı uzay içerisinde saçılırken (veya<br />

atmosfer yüzeyinde ), %20’lik kısım bulutlardan yansıtılmaktadır. Ayrıca<br />

gelen enerjinin %5’i bulutlar tarafından emilmektedir (Şekil 4.4) [26].


45<br />

Şekil 4.4. Elektromanyetik radyasyonun atmosferle olan etkileşimi [26]<br />

4.5. <strong>Uzaktan</strong> Algılamada Atmosferik Etkiler<br />

Güneşten yayılan ışık enerjisi Dünya’ya ulaşmadan önce yoğun bir atmosfer<br />

tabakasından geçer. Bu geçiş sırasında enerjinin bir kısmı soğurularak<br />

yeryüzüne ulaşır. Yeryüzüne ulaşan enerji yansır ve tekrar atmosferden<br />

geçerek uzaktan algılama aygıtına ulaşır. Bu sırada yine, yansıyan enerjinin<br />

bir kısmı atmosfer tarafından soğurulmaktadır. Yayılan enerji ise (ışık<br />

enerjisinin sıcaklığa dönüşmüş hali) atmosferden bir kez geçtiğinden daha az<br />

etkilenmiş olarak, uzaktan algılama aygıtına ulaşmaktadır. Atmosferin bu<br />

enerji akışında oynadığı rolü, enerjinin saçılması ve soğurulması olarak ikiye<br />

ayırmak mümkündür [25].<br />

Saçılma; atmosferde bulunan aerosoller (su–buz damlacıkları, toz, duman<br />

parçacıkları gibi) tarafından radyasyonun yansıtılması sonucu oluşmaktadır.<br />

Saçılma miktarı; atmosferde bulunan aerosollerin boyutları ve miktarı,<br />

elektromanyetik enerjinin dalga boyu ile yakından ilişkilidir [25].


46<br />

Soğurma; atmosferde bulunan çeşitli moleküllerin (H 2 O, CH 4 , O 2 , CO 2 gibi)<br />

güneşten gelen enerji ile birlikte dönmeye ve titreşmeye başlaması sonucu<br />

oluşmaktadır. Atmosferin enerjiyi soğurması nedeniyle, elektromanyetik<br />

spektrumun %50’ye yakın kısmı uzaktan algılamada kullanılamamaktadır<br />

[25].<br />

Elektromanyetik spektrumun uzaktan algılama aletine ulaşmayan kısmı göz<br />

önüne alındığında, tasarlanan algılama aletleri belirli dalga boylarını<br />

algılayabilecek şekilde yapılmaktadır. Bu durum da “atmosferik pencereler”<br />

denilen bölgelerin belirlenmesini gerektirir [25].<br />

Şekil 4.5. Atmosferin geçirgenliği [24]<br />

Atmosferik pencereler; elektromanyetik enerjinin güneşten yeryüzüne<br />

gelmesinde kullanılan bölgelerdir. Dalga boyuna ve atmosferde bulunan<br />

bileşenlere bağlı olarak, bazı dalga boylarında yayılan enerji yeryüzüne<br />

ulaşırken bir kısmı soğurulmaktadır. Yeryüzüne ulaşabilen enerji bölgeleri;<br />

mor ötesi, görünen bölge, termal, mikro dalga ve radar bölgeleridir. <strong>Uzaktan</strong><br />

algılama için ideal bölgeler; görünen, kızıl ötesi ve termal dalga boylarından<br />

oluşan bölgelerdir [25].<br />

4.6. Nesnelerin Spektral Tepkileri<br />

Yeryüzünde farklı nesnelerin farklı renklerde olduğu görülür; çimen yeşil,<br />

gökyüzü mavi gibi. Çimen göze yeşil olarak görünür; çünkü mavi veya<br />

kırmızıdan daha çok yeşil rengi yansıtmaktadır. Bir nesnenin yansıtma<br />

özelliği; dalga boyuna bağımlıdır ve belirgin şekilde birkaç mikrometre


47<br />

aralığında değişebilir. <strong>Uzaktan</strong> algılama sistemleri görünüşte algılanamayan<br />

dalga boylarında çalışmaktadır. Algılayıcılardan elde edilen görüntüleri<br />

anlamak amacıyla; farklı nesnelerin, elektromanyetik radyasyonu yansıtma<br />

ve emme özelliklerinin bilinmesine ihtiyaç vardır [26].<br />

Bir yeryüzü parçasının uzaktan algılamayla elde edilen görüntüsünden;<br />

oradaki bitki örtüsü, toprak yapısı, su mevcudiyeti, zemin yapısı gibi<br />

özelliklerin yorumlanabilmesi için nesnelerin farklı yansıtma ve soğurma<br />

özelliklerinin bilinmesi gerekmektedir [26].<br />

4.7. <strong>Uzaktan</strong> Algılamada Görüntü Çeşitleri<br />

Yapılacak çalışmalarda uzaktan algılama teknolojisinden faydalanılacaksa,<br />

ne tür görüntünün çalışmada kullanılması gerektiğine karar vermek önem<br />

kazanmaktadır. <strong>Uzaktan</strong> algılama ile elde edilecek çok türde veri mevcuttur.<br />

Gerekli verilerin hangi tür görüntülerden elde edilebileceğinin bilinmesi,<br />

çalışmanın daha hızlı yapılmasını sağladığı gibi, çeşitli giderleri de azaltabilir<br />

[25].<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılamada en yaygın kullanılan görüntü çeşitleri şunlardır:<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

<br />

Pankromatik (Siyah – Beyaz) Görüntüler<br />

Kızılötesi Görüntüler<br />

Çok Bantlı (Multispectral) Görüntüler<br />

Doğal Renkli Görüntüler<br />

Ters Renkli (False Colour) Görüntüler<br />

Termal Görüntüler<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılama ile yeryüzündeki doğal ve yapay nesnelerden yansıyan ve<br />

yayılan enerjiler, bir fotoğrafik sistem veya görüntü işleme sistemi (tarayıcı)<br />

aracılığıyla görünür hale getirilmektedir [25]. <strong>Uzaktan</strong> algılamayla nesnelerin


48<br />

görüntüleri, fotoğrafik ve sayısal olmak üzere iki yöntemle elde edilmektedir<br />

[26].<br />

Fotoğrafik uzaktan algılamada; veri, yeryüzünden yansıyan enerjinin<br />

doğrudan doğruya bir fotoğrafik film üzerine düşürülmesiyle elde edilmektedir<br />

[25]. Filmin özellikleri kaydedilen veri şeklini belirlemektedir. Farklı filmler<br />

kullanılarak farklı türdeki uzaktan algılama fotoğrafları oluşturulabilir [26].<br />

Görüntülerin oluşturulmasında, kaydetme ortamı olarak filmler kullanıldığı<br />

gibi, nesnelerden gelen enerjilerin elektronik ortamda kaydedilerek, sayısal<br />

görüntüye dönüştürme teknikleri de kullanılabilir.<br />

Bir sayısal görüntü, karelerin veya dikdörtgenlerin düzenli olarak<br />

sıralanmasından oluşmaktadır. Sayısal görüntüler; uzaktan algılama<br />

sisteminin, her bir kareye bazı parametreler ile ilişkili olarak (yansıtma,<br />

yayılma gibi) belirlenen bir sayı atamasıyla oluşturulmaktadır [26].<br />

4.8. Görüntülerin Çözünürlüğü<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılamada 4 çeşit çözünürlükten söz edilebilir.<br />

Spektral çözünürlük<br />

Zamansal çözünürlük<br />

Radyometrik çözünürlük<br />

Konumsal çözünürlük<br />

4.8.1. Spektral çözünürlük<br />

Algılanan bantların genişliğinin ve sayısının ölçülmesidir. Pek çok uzaktan<br />

algılama sistemi çok bantlıdır ve dalga bandı sayısı kadar veri elde<br />

etmektedirler [26].


49<br />

4.8.2. Zamansal çözünürlük<br />

Bir uzaktan algılama sisteminin, aynı yeryüzü alanını ne kadar sıklıkta<br />

görüntülediğini temsil eden çözünürlüktür. Uydu sistemleri daha önceden<br />

belirlenen yörüngelere, belli yüksekliklere fırlatıldıklarından; bir alanın düzenli<br />

olarak görüntülenme sıklığı bilinmektedir [26].<br />

4.8.3. Radyometrik çözünürlük<br />

Bir uzaktan algılama sisteminin siyah ve beyaz arasında kaç tane gri<br />

seviyenin olduğunun ölçülmesi ile belirlenir. Radyometrik çözünürlük “bit”<br />

olarak ölçülendirilmektedir. Örneğin; 1 bit sistem (2 1 =2) yalnızca iki gri seviye<br />

ölçer ve bu görüntünün en basit şeklidir. Görüntüyü siyah – beyaz iki renkte<br />

kaydetmektedir. Bir 8 bit sistemde, 2 8 =256 gri seviyesi kaydedilebilir ve siyah,<br />

0 ve beyaz, 255 sayılarıyla temsil edilmektedir[26].<br />

4.8.4. Konumsal çözünürlük<br />

Bir uzaktan algılama sisteminde gözlenen nesnelerin görüntülerinin detayının<br />

ölçülmesidir. Örneğin; bir alanın 30 m çözünürlüğe sahip bir görüntüsü, 60 m<br />

çözünürlüğe sahip görüntüsüne göre daha fazla piksel (kare dizisi) ile ifade<br />

edildiğinden konumsal çözünürlüğü daha fazladır [26].<br />

4.9. Karın Spektral Tepkisi<br />

Kar çok ayırt edici bir spektral yansımaya sahiptir. Elektromanyetik<br />

spektrumun görünen dalga boylarında ve 0,80 μm’ye kadar olan yakın kızıl<br />

ötesi bölgede, kar yaklaşık %100 civarında yansıtıcı özellik taşımaktadır.<br />

0,80 μm’den daha uzun dalga boylarında kar yansıtması azalma gösterir ve<br />

aniden 1,5 μm’de sıfıra kadar yaklaşmaktadır. 1,5 μm’den daha büyük dalga<br />

boylarında, karın yansıtıcı özelliği ara ara artmakta, fakat genelde çok düşük<br />

değerler almaktadır (Şekil 4.6).


50<br />

Şekil 4.6. Kar örtüsünün spektral tepkisi [27]<br />

Islak kar, kuru kara göre daha az yansıtıcı özelliğe sahiptir. Bu yüzden kar<br />

örtüsünün olgunlaşma durumunun değerlendirmesini yapmak mümkündür.<br />

Bir kar örtüsünün; alt kotlara yakın sınırlarındaki erime, kar örtüsünün serbest<br />

su içeriğinin artmasına neden olmaktadır. Bu da alt kotlardaki kar örtüsünün,<br />

üst kotlara göre daha koyu görünmesine neden olmaktadır. Örneğin,<br />

elektromanyetik spektrumun görünen bölgesindeki yansıma tepkileriyle<br />

oluşturulmuş bir görüntüdeki karla kaplı alan; büyüklüğü 1,5 μm’den daha<br />

büyük dalga boylarındaki yansıma tepkileriyle oluşturulmuş bir görüntüdeki<br />

karla kaplı alandan daha büyük görünmektedir. Görüntülerden elde edilen<br />

karla kaplı alandaki bu farklılık, kar örtüsü erime miktarının<br />

değerlendirilmesinde kullanılabilmektedir [27].<br />

Kar örtüsünün; gamma, görünen, kızıl ötesi ve mikro dalga ışınlarına verdiği<br />

farklı spektral tepkilere bu bölümün devamında değinilmektedir.<br />

4.9.1. Gamma ışınları<br />

Kar, toprakta bulunan radyoizotoplar (potasyum, uranyum, toryum) tarafından<br />

yayılan gamma ışınlarını emer. Gamma ışının kullanımıyla, kar örtüsünün kar


51<br />

su eşdeğeri tahmin edilebilir [28]. Bu yöntem daha çok düz ve ormansız<br />

alanlar için uygulanabilmektedir [29].<br />

4.9.2. Görünen ve yakın kızıl ötesi ışınlar<br />

Spektrumun görünen ve yakın kızıl ötesi kısmında karın yüksek yansıtıcılığı,<br />

karın diğer yeryüzü özelliklerinden ayrılması için kullanılmaktadır. Yeni<br />

yağmış bir kar örtüsü, görünen bölgede çok yüksek yansıtma değerine sahip<br />

olabilir [30].<br />

Kar örtüsünü oluşturan kar danelerinin zamanla büyüklüğünün artması ve kar<br />

örtüsünün kirlenmesi sonucu karın yansıtıcılığı azalmaya başlamaktadır. Kar<br />

örtüsünün kirlenmesiyle, yansıtma oranı %40 civarına kadar düşebilir [29].<br />

0,95–1,4 μm arasındaki dalga boyları, dane büyüklüğü değişiminin<br />

(olgunlaşmanın) yansıtma üzerindeki etkisinin en iyi şekilde görüldüğü<br />

bölgeyi oluşturmaktadır.<br />

4.9.3. Termal kızıl ötesi ışınlar<br />

Termal algılama aletleri yeryüzünden yayılan enerjiyi ölçmek için<br />

kullanılmaktadır. Bu aletler aynı zamanda kar yüzeyi sıcaklığını<br />

ölçmektedirler [31]. Eğer kar yüzeyi hem gündüz hem de gece 0C’de sabit<br />

kalıyorsa, bu durumda kar örtüsünün izotermal durumda olduğu ve erimenin<br />

meydana geldiği söylenebilir [28].<br />

Görünen ve yakın kızıl ötesi görüntülerde olduğu gibi, bulutlar; termal kızıl<br />

ötesi görüntülerin kullanılabilirliğini de sınırlamaktadır. Eğer görüntüde bulut<br />

varsa, bulutun üstündeki sıcaklık algılanmaktadır [32]. Termal kızıl ötesi<br />

görüntüler bu nedenden dolayı, kar özelliklerinin belirlenmesinde kullanılırken<br />

dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir.


52<br />

4.9.4. Mikrodalga ışınları<br />

Mikrodalga enerjinin kar yüzeyinden yayılımı, kar örtüsü olmayan araziden<br />

yayılana göre daha azdır. Yani, kar örtüsünün fiziksel özellikleri ile<br />

mikrodalga ışınımı arasında bir ilişki mevcuttur. Kar örtüsünün mikrodalga<br />

ışınımı; kar örtüsünün derinliğine, kar-su eşdeğerine, sıvı su içeriğine,<br />

yoğunluğuna, dane büyüklüğüne ve şekline, sıcaklığına ve tabakalanmasına<br />

bağlı olarak değişim göstermektedir. Erime döneminde kar örtüsünün fiziksel<br />

özellikleri değişeceğinden, mikrodalga ışınımı da değişiklik gösterecektir.<br />

Mikrodalga ışınımının zamanla değişim göstermesi sayesinde, kar örtüsünün<br />

fiziksel özellikleri hakkında bilgi edinilebilmektedir [32].<br />

Büyük havzalarda, mikrodalga görüntüler; kar örtüsü ve derinliği analizi için<br />

kullanılmaktadır. Ancak; bu görüntülerin düşük konumsal çözünürlükleri<br />

dağlık havzalarda kullanımlarını engellemektedir [33].<br />

Kar örtüsünün fiziksel özelliklerinin, elektromanyetik spektrumun; görünen,<br />

yakın kızıl ötesi, termal kızıl ötesi ve mikrodalga bölgelerinde algılanabilme<br />

durumları Çizelge 4.2’de gösterilmektedir.<br />

Çizelge 4.2. Spektral bandlar ve kar özellikleri arasındaki ilişki [8]<br />

Özellik<br />

Görünen / Yakın Termal Kızıl<br />

Kızıl Ötesi Ötesi<br />

Mikrodalga<br />

Karla kaplı alan Evet Evet Evet<br />

Derinlik Çok sığ ise Zayıf Orta<br />

Kar-su eşdeğeri Çok sığ ise Zayıf Güçlü<br />

Stratigrafi Hayır Zayıf Güçlü<br />

Albedo Güçlü Hayır Hayır<br />

Sıvı su içeriği Zayıf Zayıf Güçlü<br />

Sıcaklık Hayır Güçlü Zayıf<br />

Tüm hava<br />

şartlarında<br />

Hayır Hayır Evet<br />

Uyduların<br />

100 metre Pasif: 30 – 150 km<br />

mevcut en iyi 10 metre civarı<br />

civarı Aktif: 10 metre civarı<br />

çözünürlükleri


53<br />

4.10. Kar Örtüsünün <strong>Uzaktan</strong> Algılanması<br />

Karla kaplı alanların belirlenmesinde çeşitli uydu platformlarından (NOAA,<br />

Landsat, Terra gibi) elde edilen görüntüler kullanılmaktadır (bkz. Çizelge 3.1).<br />

Karla kaplı alanların zamanla değişiminin belirlenmesinde kullanılan uydu<br />

görüntülerinin konumsal ve zamansal çözünürlükleri çok önemlidir. Çünkü kar<br />

örtüsü alanının günden güne nasıl değiştiğini belirlemek için zamansal<br />

çözünürlüğün, karla kaplı alanın da detaylı görüntülenebilmesi için konumsal<br />

çözünürlüğün yüksek olması gerekmektedir. Ayrıca konumsal ve zamansal<br />

çözünürlüğün yüksek olması; kar örtüsünün algılanmasında sorun oluşturan<br />

bulut engelinin azalmasını da sağlamaktadır [32].<br />

Bu tez çalışmasında, karla kaplı alanların belirlenmesi için Terra ve Aqua<br />

uyduları kullanılmaktadır. Terra ve Aqua uydularında bulunan MODIS<br />

algılayıcısıyla elde edilen görüntülerin kullanılma nedenleri; konumsal<br />

çözünürlüğün (500 m) ve zamansal çözünürlüğün (1 gün) yüksek olması, kar<br />

örtüsü ile bulut örtüsünün birbirinden ayırt edilmiş olarak görüntülenmesi ve<br />

karla kaplı alanların “oransal kar örtüsü” (fractional snow cover) içerikli veriye<br />

sahip olmasıdır.<br />

Bu bölümün devam eden kısmında; Terra ve Aqua uydularına ve MODIS<br />

algılayıcısı ile elde edilen görüntülerden nasıl kar ürünlerinin üretildiğine<br />

ilişkin genel bilgiler verilmektedir.<br />

4.11. Yeryüzünü Gözlemleme Sistemi (EOS)<br />

Earth Observing System (EOS), NASA tarafından yürütülen uluslar arası bir<br />

bilim programı olan Earth Science Enterprise (ESE)’nin kollarından biridir.<br />

ESE, yerküredeki doğa olaylarının etkilerini ve insan kaynaklı aktiviteleri<br />

değerlendirmek amacıyla; yer küreyi gözlemleme, anlama ve modelleme<br />

çalışmalarında kullanılmaktadır. Program, iklim değişimi hakkında bilgi<br />

edinmek amacı ile hem uzay hem de yeryüzü tabanlı algılama sistemlerini


54<br />

kullanmaktadır. Ayrıca, program gerekli verilerin toplanması, arşivlenmesi ve<br />

dağıtılması çalışmalarını da gerçekleştirmektedir [24].<br />

ESE’nin EOS kolu, uygulamalı gözlemleme sistemlerini içermektedir. EOS<br />

programı dâhilinde, çok sayıda platform ve algılayıcı alet kullanılarak,<br />

uzaktan algılama ile yeryüzü gözlemlenmektedir [24].<br />

EOS’un ilk iki algılama platformu Terra ve Aqua uzay araçlarıdır. EOS’un ilk<br />

uydusu Terra 18 Aralık 1999 tarihinde fırlatılmıştır. 14 Mayıs 2002 tarihinde<br />

ise Aqua uydusu fırlatılmıştır. Her iki platform da çoklu uzaktan algılama<br />

aletlerine sahip olan sistemlerdir [24].<br />

Terra uydusu üzerinde beş algılayıcı alet bulunmaktadır (Çizelge 4.3).<br />

ASTER: Advanced Spaceborne Thermal Emission and Reflection<br />

Radiometer<br />

CERES: Clouds and the Earth’s Radiant Energy System<br />

MISR: Multi-Angle Imaging Spectro-Radiometer<br />

MODIS: Moderate Resolution Imaging Spectro-Radiometer<br />

MOPITT: Measurements of Pollution in the Troposphere<br />

Çizelge 4.3. Terra üzerindeki algılayıcılar [24]<br />

Algılayıcı Genel Özellikler Başlıca Uygulamalar<br />

ASTER<br />

Görünen ve yakın, orta,<br />

termal kızıl ötesi bölgede<br />

üç tarayıcı, 15–90 m<br />

çözünürlük<br />

MISR<br />

MOPITT<br />

CERES(*)<br />

MODIS(*)<br />

Dört kanallı CCD dizileri<br />

dokuz ayrı görüntü açısı<br />

Üç kanallı yakın-kızıl ötesi<br />

tarayıcı<br />

İki geniş bant tarayıcı<br />

36 kanallı görüntüleme<br />

spektrometre, 250 m-1km<br />

çözünürlük<br />

(*) Terra ve Aqua uydularının her ikisinde mevcut<br />

Bitki, kaya tipleri, bulutlar, volkan çalışmalarında;<br />

sayısal harita oluşturulması, yüksek çözünürlüklü<br />

veri oluşturulması<br />

Yeryüzündeki nesnelerin çok açılı görüntülerini<br />

sağlar, bulutlar, aerosoller hakkında veri, ASTER<br />

ve MODIS elde edilen verilen atmosferik<br />

düzeltimi<br />

Atmosferde karbon monoksit ve metan gazlarının<br />

ölçülmesi<br />

Dünya’nın toplam radyasyon enerji dengesini<br />

gözlemlemek için atmosferin üstündeki parlaklık<br />

ölçümleri<br />

Yer ve okyanus çalışmalarında, bulut örtüsü,<br />

bulut özellikleri için kullanışlı


55<br />

Terra uydusu yaklaşık olarak 6,8 m boyunda, 3,5 m çapında, 5190 kg<br />

ağırlığındadır. Aqua uydusu ise 16,7 x 8 x 4,8 m boyutlarında ve 2934 kg<br />

ağırlığındadır. Uydular yakın-kutuplu, güneş-uyumlu yörüngelerde 705 km<br />

yükseklikte hareket etmektedirler [24].<br />

4.12. MODIS Algılayıcısı<br />

Terra ve Aqua uydularında bulunan MODIS algılayıcısı; yer, okyanus ve<br />

atmosferik süreçler hakkında kapsamlı veri sağlamak amacı ile<br />

kullanılmaktadır. MODIS’in tasarımı daha önceki algılayıcılara (NOAA<br />

uydusunda kullanılan AVHRR algılayıcısı gibi) kadar dayanmaktadır. Fakat<br />

önceki algılayıcılardan farkı, hem zamansal ve konumsal çözünürlülüğünün<br />

yüksek olması, hem de 36 ayrı spektral bantta; 0,4 μm’den 14 μmye kadar,<br />

veri toplayabilmesidir [34]. MODIS bant 1 ile bant 2; 250 m, bant 3 ile bant 7<br />

arası 500 m ve bant 8 ile bant 36 arası 1 km, konumsal çözünürlüğe sahiptir<br />

[24].<br />

Terra MODIS’ten işletimsel veri toplanması 24 Şubat 2000 tarihinde<br />

başlamıştır. Terra uydusunun ekvatoru geçiş zamanı saat 10:30 civarındadır.<br />

Aqua MODIS’ten işletimsel veri toplanması ise 24 Haziran 2002 tarihinde<br />

başlamıştır. Aqua uydusunun ekvatoru geçiş zamanı saat 13:30 civarındadır.<br />

Bu iki geçiş zamanıyla (Terra sabah, Aqua öğleden sonra), bulutların 3 saat<br />

içerisinde yerinin ve alansal dağılımının değişmesinden dolayı, daha açık kar<br />

örtüsü görüntülerinin elde edilme olasılığı artmaktadır [34].<br />

Resim 4.1’de Terra uydusunun MODIS algılayıcısı tarafından, 13 Ocak 2002<br />

tarihinde, gerçek renklerde görüntülenmiş Türkiye görüntüsü görülmektedir.<br />

MODIS algılayıcısı tarafından elde edilen bu görüntüler çeşitli yollarla<br />

işlenerek, kar ve bulut örtüsü birbirinden ayrılmakta ve karla kaplı alanlar<br />

belirlenmektedir.


56<br />

Resim 4.1. Türkiye’nin kış döneminde Terra/MODIS algılayıcısıyla elde<br />

edilen gerçek renklerdeki görüntüsü [visibleearth.nasa, 2002]<br />

MODIS’in kar örtüsünü görüntülemede kullandığı bantlar Çizelge 4.4’de<br />

gösterilmektedir. Şekil 4.7’de ise kar ürünleri için kullanılan MODIS<br />

bantlarının, elektromanyetik spektrumdaki dizilişleri gösterilmektedir.<br />

Çizelge 4.4. MODIS kar ürünlerinin oluşturulmasında kullanılan bantlar [34]<br />

Band Numarası Band Genişliği (μm) Terra/Aqua<br />

1 0,620 – 0,670 Terra ve Aqua<br />

2 0,841 – 0,876 Terra ve Aqua<br />

4 0,545 – 0,565 Terra ve Aqua<br />

6 1,628 – 1,652 Terra ve Aqua(*)<br />

7 2,105 – 2,155 Terra(**) ve Aqua<br />

31 10,78 – 11,28 Terra ve Aqua<br />

32 11,77 – 12,27 Terra ve Aqua<br />

(*) Kar örtüsü haritalamasında; bant 6, Aqua uydusunda kullanılmıyor.<br />

(**) Kar örtüsü haritalamasında; bant 7, Terra uydusunda kullanılmıyor.


57<br />

Şekil 4.7. MODIS bantlarının elektromanyetik spektrumdaki yeri<br />

İki uydudaki MODIS aletleri hemen hemen bant 6 (1.628 – 1.672 μm) hariç<br />

benzerdir. Aqua MODIS’deki bant 6 algılayıcısının %70’i bir teknik arıza<br />

nedeni ile işlevsizdir. MODIS bant 6, kar algılaması için çok önemli<br />

olduğundan; Aqua MODIS’deki bant 6 algılayıcılarının kar haritalama<br />

algoritmalarında kullanılamaması sorun yaratmaktadır. Bu nedenle Aqua kar<br />

örtüsü ürünlerinin elde edilmesinde, bant 6 değerleri yerine bant 7 değerleri<br />

kullanılmaktadır [34]. Bu durum da, Terra ve Aqua uydularından alınan<br />

görüntülerin birbirileri ile kıyaslanarak kullanılmalarını gerektirmektedir.<br />

MODIS kar ürünleri, farklı kullanıcı gruplarına hizmet vermek amacı ile farklı<br />

çözünürlüklerde ve projeksiyonlarda oluşturulmaktadır. Kar haritaları 500 m<br />

çözünürlükte sinüzoidal projeksiyonda ve 0.05 çözünürlükte enlem/boylam<br />

koordinat sisteminde üretilmektedir [34].<br />

4.13. MODIS Kar Ürünleri<br />

MODIS kar ürünü takımı; 500 m konumsal çözünürlükte, 2330x2030 km<br />

görüntü kapsama alanına sahip uydu görüntüsünden faydalanılarak üretilen,<br />

yedi adet kar örtüsü ürününden oluşmaktadır (Çizelge 4.5).


58<br />

Çizelge 4.5. MODIS/Terra kar verisi ürünleri [35]<br />

<strong>Ve</strong>rinin Tipi<br />

MOD10_L2<br />

MOD10_L2G<br />

MOD10A1<br />

MOD10A2<br />

MOD10C1<br />

MOD10C2<br />

MOD10CM<br />

Ürün<br />

Seviyesi<br />

L2<br />

L2G<br />

L3<br />

L3<br />

L3<br />

L3<br />

L3<br />

Görüntü<br />

Boyutu<br />

1354 km<br />

x2000 km<br />

1200 km<br />

x1200 km<br />

1200 km<br />

x1200 km<br />

1200 km<br />

x1200 km<br />

360’ye<br />

180 (global)<br />

360’ye<br />

180 (global)<br />

360’ye<br />

180 (global)<br />

Konumsal<br />

Çözünürlük<br />

Zamansal<br />

Çözünürlük<br />

500 m Swath<br />

Projeksiyon<br />

Yok. (Enlem,<br />

boylam ref.)<br />

500 m Sinüzoidal<br />

500 m Gün Sinüzoidal<br />

500 8 gün Sinüzoidal<br />

0,05 Gün Coğrafik<br />

0,05 8 gün Coğrafik<br />

0,05 Ay Coğrafik<br />

MODIS kar ürünleri, Seviye 2’den (L2) başlayarak çok sayıda farklı veri ürün<br />

seviyelerine sahiptir. MOD10_L2 ürünü hariç, diğer kar ürünleri; bir önceki<br />

kar ürününün altlık olarak kullanılmasıyla oluşturulmaktadır [35].<br />

4.13.1. MOD10_L2 kar ürünleri<br />

MOD10_L2 ürünü; MODIS düzeltilmiş parlaklık veri ürünlerinin (MOD02HKM<br />

ve MOD021KM), coğrafi konum ürününün (MOD03) ve bulut maskesi<br />

ürününün (MOD35_L2) girdi olarak kullanılması ile üretilmektedir [35].<br />

MOD02HKM ve MOD021KM veri ürünlerinin üretilmesinde çizelge 4.4’te<br />

gösterilen bant değerleri kullanılmaktadır.<br />

Bulutlar MOD35_L2 verisi ürünü tarafından maskelenmektedir. Eğer bulut<br />

maske algoritması MOD10_L2 görüntüsüne uygulanmazsa kar algoritması,<br />

pikselin bulut tarafından engellenmediği kabulünü yaparak işlemektedir.<br />

MODIS coğrafik konum ürünü MOD03, yer/su maskesi; okyanus ve iç su<br />

birikintilerini maskelemekte kullanılmaktadır. Okyanusu temsil eden pikseller


59<br />

kar analizinde kullanılmamaktadır. İç su birikinti pikselleri, başlıca göllerde<br />

karla kaplı su birikintisi durumu için analiz edilmektedir.<br />

MOD02HKM L1B verisi, kayıp ve kullanılmayan veriler için görüntü<br />

oluşturmaktadır. Kullanılmayan veriler; algılayıcı ışık yayma verisi, işlem<br />

boyunca kabul edilebilir kriter oluşmadığında üretilmektedir. Böyle bir piksel<br />

ile karşılaşılır ise, etkilenen piksel için “kararsız” (no decision) sonucu<br />

yazılmaktadır. Benzer olarak kayıp veri için de aynı durum söz konusudur.<br />

MOD10_L2 ürünü; görüntülenen arazinin kar örtüsü hakkında bilgi veren iki<br />

adet görüntüye sahiptir. Bu görüntülerden ilki; üzerinde bulut olmayan araziye<br />

ve su birikintilerine (göl veya akarsu gibi) ait piksellerin, karla kaplı veya<br />

karsız olarak sınıflandırılmasıyla oluşturulmaktadır. Daha sonra ilk<br />

görüntüden elde edilen verilerden, karla kaplı olan pikselin ne kadarlık<br />

kısmının karla kaplı olduğunu belirlemek amacıyla, her piksel için “oransal<br />

kar örtüsü” (Fractional Snow Cover) hesaplanmaktadır. Böylece MOD10_L2<br />

kar ürünü, iki adet 500 m konumsal çözünürlüklü kar örtüsü haritası<br />

içermektedir [35].<br />

4.13.2. MOD10_L2G kar ürünleri<br />

L2G ürünü, bir gün boyunca elde edilmiş tüm MOD10_L2 uydu görüntülerinin<br />

(swath); Sinüzoidal projeksiyonda, kare hücrelere haritalanması sonucu<br />

üretilmektedir. Böylece sinüzoidal projeksiyonun kullanılmasıyla, Dünya<br />

36x18 şeklinde eşit karelere (1200 km x 1200 km) bölünmektedir [35].<br />

L2G seviyesindeki ürünler kullanılarak kar örtüsü hesabı veya analizi<br />

yapılmamaktadır. MOD10_L2G; MOD10A1 ürününün oluşturulmasında<br />

kullanılan günlük kar örtüsü algoritmasına altlık oluşturan bir ara ürün olarak<br />

kullanılmaktadır [35].


60<br />

4.13.3. MOD10A1 kar ürünleri<br />

MOD10A1 kar örtüsü ürünleri; 500 m çözünürlüğe sahip, kare şeklinde<br />

bölümlenmiş görüntülerdir. MOD10A1; MOD10L2G kar ürününden türetilen<br />

bir kar örtüsü görüntü ürünüdür. MOD10A1 ürünleri, Dünya’nın sinüzoidal<br />

projeksiyonda coğrafik konumlarına göre haritalanması ile oluşturulmaktadır<br />

(Şekil 4.8). Bu ürünün, bir kare görüntüsü yaklaşık olarak 1200x1200 km<br />

alanı kapsamaktadır. Ürünün veri alanında; kar örtüsü haritası, oransal kar<br />

örtüsü (FSC), kar albedosu ve kalite değerlendirmesi olmak üzere dört kar<br />

verisi bulunmaktadır [35].<br />

Şekil 4.8. MODIS sinüsoidal grid [nsidc]<br />

Bu tez çalışmasında karla kaplı alanların belirlenmesinde, MOD10A1 (Terra)<br />

ve MYD10A1 (Aqua) kar ürünleri kullanılmıştır. MOD10A1 kar ürünleri ile<br />

MYD10A1 kar ürünleri arasındaki fark; MOD10A1’in Terra uydusundan,<br />

MYD10A1’in Aqua uydusundan elde edilmesidir.


61<br />

4.13.4. MOD10A2 kar ürünleri<br />

MOD10A2 kar ürünü, MOD10A1 günlük kar ürünlerinin kullanılmasıyla<br />

üretilmektedir. 8 güne ait MOD10A1 ürününün birlikte değerlendirilmesi<br />

sonucu, 8 gün için maksimum kar örtüsü alanı belirlenmektedir. MOD10A2<br />

ürünlerinin, 8 günlük zaman aralığında yapılma nedeni; Terra uydusunun tam<br />

güzergâh tekrarını 8 günde bir tamamlamasıdır [35]. Bu ürünlerin<br />

kullanılmasıyla, görüntünün bulut örtüsü tarafından engellenme olasılığı<br />

azalmaktadır [36]. MOD10A2 ürünün, bir kare görüntüsü yaklaşık olarak<br />

1200x1200 km alanı kapsamakta olup konumsal çözünürlüğü 500 metredir<br />

[35].<br />

4.13.5. MOD10C1, MOD10C2 ve MOD10CM kar ürünleri<br />

MOD10C1, coğrafik projeksiyonda günlük global kar örtüsü haritasıdır.<br />

MOD10A1 günlük kar ürünlerinin bir araya getirilmesi ve 500 metrelik<br />

konumsal çözünürlüğün, Climate Modeling Grid’de 0,05 konumsal<br />

çözünürlüğe dönüştürülmesi ile oluşturulmaktadır [35].<br />

MOD10C2 ürünü, MOD10A2 ürünü görüntülerinin bir araya getirilerek<br />

oluşturulmaktadır. MOD10A2’deki 500 metrelik konumsal çözünürlük Climate<br />

Modeling Grid’de 0,05 konumsal çözünürlüğe dönüştürülmektedir [35].<br />

MOD10CM aylık kar örtüsü ürünü ise; bir ayda elde edilen günlük MOD10C1<br />

ürün görüntülerinin birleştirilmesiyle, aylık maksimum kar örtüsü alanını<br />

haritalamak amacı ile üretilmektedir [35].<br />

4.14. Bulut Maskeleme Algoritması<br />

Bölüm 4.9’da değinildiği gibi, kar örtüsü, diğer yer yüzeyleri ile<br />

karşılaştırıldığında oldukça farklı spektral özelliklere sahiptir. Kar görünen


62<br />

spektral bölgede yüksek yansıtıcılığa sahip iken kızıl ötesi spektral bölgede<br />

güçlü emme özelliğine sahiptir. Bulutlar ise genellikle görünen ve yakın kızıl<br />

ötesi dalga boylarında yüksek yansıtıcılığa sahiptir (Şekil 4.9). Kar örtüsü ile<br />

bulutu birbirinden ayırmak için, kar ve bulutun yakın kızıl ötesi dalga<br />

boylarındaki farklı yansıma özelliklerinden faydalanılmaktadır.<br />

Şekil 4.9. Kar ve bulutun spektral özellikleri [37]<br />

Bazı bulutlar kar örtüsüyle çok benzer spektral özellikler göstermektedir. Bu<br />

da kar örtüsüyle bulutların ayrılmasında zorluk oluşturmaktadır. Özellikle<br />

bulut ve kar örtüsünün sıcaklıkları da eşit olursa, kar örtüsü ile bulut ayrımı<br />

daha da güçleşmektedir. Bu nedenden dolayı, bulutların nerelerde engel<br />

oluşturduğunu görmek ve bulutları kar olarak belirlemekten kaçınmak için,<br />

bulutların görüntü üzerinde belirlenmesi gerekmektedir. Bulutlar yeryüzünün<br />

görüntülenmesinde engel oluşturduğunda, yeryüzü örtüsü tam olarak<br />

algılanamamaktadır. Bulutların, kar olarak belirlenmemesi de yapılan kar<br />

örtüsü haritasının doğruluğunu arttırmaktadır [38].


63<br />

MODIS bulut maskeleme algoritması kullanılarak, bir pikselin bulutlu ya da<br />

açık veya muhtemelen açık olduğu raporlanmaktadır. Bu işlem, bir ürünün<br />

her pikseli için yapılmaktadır [38].<br />

4.15. Kar Örtüsü Haritalama Algoritması<br />

Kar haritalama algoritması, bir pikselin karla kaplı olup olmadığının<br />

belirlenmesinde kullanılmaktadır. Bir pikselin %50’sinden fazlasının karla<br />

kaplı olduğu belirlenir ise, o piksel karla kaplı olarak işlenmektedir. Pikselin<br />

%50’sinden daha az miktarının karla kaplı olması ise, o pikselin karsız olarak<br />

algılanması anlamına gelmektedir. Bu tür sınıflandırma “binary” olarak<br />

adlandırılmaktadır.<br />

MOD10_L2 ürününde, bulutlu ve bulutsuz pikseller belirlendikten sonra, bulut<br />

engeli olmayan her piksel için kar örtüsü haritalama algoritması<br />

uygulanmaktadır. Kar örtüsü haritalama algoritması uygulanacak piksellerin<br />

sahip olması gereken özellikler şunlardır:<br />

Seviye 1B ışık yayma verisine sahip olması.<br />

Gündüz görüntülenmiş olması.<br />

Araziyi veya su birikintisini (göl, akarsu gibi) temsil etmesi.<br />

Bulut örtüsü içermemesi.<br />

Tahmini sıcaklığın 283K’den (yaklaşık 10C) az olması.<br />

MODIS kar örtüsü haritalama algoritması, MODIS’in band 1, 2, 4 ve 6<br />

bölgelerindeki yansıma değerlerinin yanı sıra, termal bölgedeki bant 31 ve 32<br />

değerlerini de kullanmaktadır. Kar örtüsünü belirlemek amacıyla görüntü<br />

üzerinde pek çok değerlendirme yapılmaktadır [38].<br />

MODIS kar haritalama algoritması en başta, kar örtüsünün belirlenmesinde<br />

sayısal bir değer olarak kullanılan, NDSI’yı (Normalized Difference Snow


64<br />

Index) kullanmaktadır. NDSI, karın görünen ve yakın kızıl ötesi dalga<br />

boylarındaki yansıtma farkının oranı olarak tanımlanabilir. NDSI’in<br />

hesaplanması amacıyla; Terra MODIS, bant 4 (0.545 – 0.565 μm) ve bant<br />

6’da (1.628 – 1.652 μm) ölçülen yansıma değerlerini kullanırken (Eş. 4.1);<br />

Aqua MODIS, bant 4 ve bant 7’de (2,105 – 2,155) ölçülen yansıma<br />

değerlerini kullanmaktadır (Eş. 4.2) [34].<br />

band 4 -band 6<br />

NDSI = band 4 +band 6<br />

(4.1)<br />

band 4 -band 7<br />

NDSI = band 4 +band 7<br />

(4.2)<br />

NDSI, buz içeren bulutlar ve bazı belirsiz bulutlanma durumları (kar örtüsü ile<br />

benzer özelliklere sahip) hariç, buluta duyarsızdır [38]. Örneğin, NDSI;<br />

görüntüyü engelleyen kümülüs bulutlarından kar örtüsünü ayırabilmektedir.<br />

Fakat (optik olarak) ince sirrus bulutlarını, kar örtüsünden ayırt etmek daha<br />

güç olabilmektedir [39].<br />

Kar örtüsünün ormanlık alanlardaki haritalanmasında ise, NDVI (normalized<br />

difference vegetation index) değeri kullanılmaktadır. NDVI MODIS’in bant 1<br />

ve bant 2 değerlerini kullanmaktadır (Eş. 4.3). NDVI, NDSI ile birlikte<br />

kullanılmaktadır [38].<br />

band 2 -band 1<br />

NDVI = band 2+band 1<br />

(4.3)<br />

Kar belirleme işlemi, görünen ve yakın kızıl ötesi bölgelerdeki kar yansıtma<br />

özelliklerini kapsayan, iki kriter uygulamasının kullanılmasıyla yapılmaktadır.<br />

İlk kriter; seyrek ormanlık veya açık alanlarda, kar örtüsünün belirlenmesi için<br />

kullanılmaktadır. Bir pikselin kar olarak algılanabilmesi için aşağıdaki<br />

koşulların sağlanması gerekmektedir.


65<br />

NDSI≥0,4<br />

Bant 2 > %11<br />

Bant 4 > %10<br />

İlk kriterde, eğer MODIS bant 4 yansıma değeri %10’dan azsa, diğer kriterler<br />

uygun olsa bile piksel kar olarak haritalanmaz [40].<br />

İkinci kriter uygulaması, yoğun bitki örtüsüne (orman) sahip alanlardaki kar<br />

haritalamasında kullanılmaktadır. Orman örtüsünün, uydu görüşünü<br />

engellemesi nedeni ile orman altındaki kar belirlenememektedir. Bu nedenle<br />

ormanlık alanların karla kaplı olma durumunun incelenmesi için NDSI ve<br />

NDVI değerlerinin birlikte kullanılması gerekmektedir (şekil 4.10). Yoğun<br />

ormanlık alanlarda, bir pikselin kar olarak algılanması için aşağıdaki<br />

koşulların sağlanması gerekmektedir [37].<br />

Pikselin NDSI ve NDVI değerleri belirlenen alanlar içinde kalmalıdır (şekil<br />

4.11)<br />

Bant 1 >%10<br />

Bant 2 > %11<br />

İkinci kriter, bitki örtüsünün (ormanlık, tundra gibi) ne olduğuna bakılmaksızın<br />

uygulanmaktadır. Yani tüm elde edilen uydu görüntülerine uygulanmaktadır.<br />

Eğer pikselde NDVI=0,1 ise, NDSI < 0.4 olsa bile, piksel kar olarak<br />

haritalanabilir [40].


66<br />

Şekil 4.10. NDSI ile NDVI arasındaki ilişki [41]<br />

Ormanlık bölgelerde tam bir homojen kar örtüsü olmadığından, karın yüksek<br />

yansıtıcılığı ile toprağın, dalların, yaprakların düşük yansıtıcılığı arasında<br />

önemli bir farklılık oluşmaktadır. Bitki örtüsüne bağlı olarak kar örtüsü,<br />

ormanın orta kızıl ötesi bölgesindeki yansıtıcılığını azaltabilir. Ayrıca görünen<br />

dalga boylarındaki yansıtma, yakın kızıl ötesi yansıtma miktarına göre<br />

artmaktadır. Bu da NDVI değerinin azalmasına neden olmaktadır [40].


67<br />

Şekil 4.11 NDSI ve NDVI değerlerine göre kar örtüsünü temsil eden alanlar<br />

[nsidc]<br />

Ormanlık alanlar için, NDSI’nın 0,4 eşik değerinde kullanılması, kar<br />

haritalamasında sınırlama getirmektedir. Çünkü karla kaplı ormanlarda NDSI<br />

değeri 0,4’den daha düşük değerler alabildiğinden, bu eşik değer ormanlık<br />

alanlar için uygun değildir. Bunun ile beraber, ormanlık alanlardaki NDVI<br />

değeri, diğer örtü tipinin olduğu alanlara göre daha büyüktür [37].<br />

Şekil 4.11’deki yamuk alanın karla kaplı olarak belirlemesinin nedeni,<br />

özellikle koyu yapraklı bitki örtüsünde, yakın kızıl ötesi bölgesindeki<br />

yansımanın küçük değerlerde olmasıdır. Bu değerin (Bant 6) küçük olması<br />

sonucu, görünen bölgedeki yansıma değeri (bant 4) de küçük değerlerde<br />

olsa bile NDSI değeri 0,4 eşik değerinden daha fazla değer alabilir. Bu<br />

durumda, karsız olan piksel, NDSI>0,4 olmasından dolayı karla kaplı olarak<br />

işlenebilir. Bu tip hataları önlemek amacı ile MODIS Kar haritalama


68<br />

algoritması, görünen bölge dalga boylarına bir sınır değer getirerek, görünen<br />

bölgede çok düşük yansıma değeri olan piksellerin karlı olarak işlenmesini<br />

engellemektedir. Bu değer MODIS bant 4’de %10 değeridir. Bant 4%11) sağlansa bile, piksel “kararsız”<br />

olarak belirlenmektedir. Bu sınırlama çok koyu alanların kar olarak<br />

algılanmasını engellemektedir [37].<br />

Kar haritalama algoritması özellikle koyu ve yoğun bitki örtüsünün<br />

algılanması durumunda, NDSI ve NDVI’daki küçük değişimlere hassastır. Bu<br />

durum hatalı kar belirlenmesine yol açabileceğinden, bir termal eşik (283K)<br />

kullanılmaktadır. Eğer yüzey sıcaklığının 283K’den daha fazla olduğu<br />

tahmin edilir ise, piksel kar olarak haritalanmayacaktır. Bu eşik değerin karın<br />

erime sıcaklığından oldukça yüksek olmasının nedeni; piksellerde ölçülen<br />

etkin parlaklık sıcaklığının, arazide bulunan farklı yer yüzeyleri (kaya gibi)<br />

tarafından veya ormanlık bölgelerde ağaçların üst kısımlarındaki sıcaklığa<br />

bağlı olmasıdır. Böylece bu eşik değerin kullanılması ile kar gibi benzer<br />

spektral özelliklere sahip parlak sıcak yüzeyler, kar haritalama algoritmasında<br />

devre dışı bırakılmaktadır.<br />

4.16. Oransal Kar Örtüsü Ürünleri<br />

Oransal kar örtüsü ürünleri (fractional snow cover, FSC), kar haritalama<br />

algoritması ile belirlenen karla kaplı piksellerin, yüzde olarak ne kadarının<br />

karla kaplı olduğunun belirlenmesi sonucu üretilmektedir. Oransal kar örtüsü<br />

ürününde, 500 m çözünürlüklü bir piksele 0-100 arasında bir değer<br />

verilmektedir. FSC’nin her piksel için belirlenebilmesiyle, bir pikselin karla<br />

kaplı olup olmadığından ziyade, ne kadarlık kısmının karla kaplı olduğu<br />

tahmin edilmektedir.<br />

Oransal kar örtüsü ürünleri, MODIS kar ürünlerinin en son çıkan serilerinde<br />

(version 5) bulunmaktadır.


69<br />

FSC’nin üretilmesinde NDSI değerlerinden faydalanılmaktadır. Yapılan<br />

çalışmalar ile NDSI değerleri ile oransal kar örtüsü (parçalı kar örtüsü)<br />

arasında bir regresyon ilişkisi oluşturulmuştur. Çalışmalardan çıkan sonuçlar;<br />

FSC ile NDSI arasında sağlıklı bir ilişkinin olduğuna işaret etmektedir.<br />

Belirlenen regresyon ilişkisiyle, tahmin edilen FSC değeri gerçek duruma<br />

göre, %10’dan daha az bir hata ile belirlenebilmektedir [42].<br />

Oransal kar örtüsü ürünleri hem Terra/MODIS hem de Aqua/MODIS için<br />

üretilebilmektedir. Aqua/MODIS’in NDSI için bant 7’yi kullanmasına rağmen,<br />

Terra/MODIS ile benzer FSC değerlerini vermesi, ürünün kullanılabilirliğini<br />

arttırmaktadır. Aqua FSC ürünleri ile Terra FSC ürünlerinin karşılaştırılması<br />

sonucu, ortalama olarak 0,90’lık korelasyon katsayısı elde edilmiştir [43].<br />

Karla kaplı alan oranı ile NDSI arasında belirlenen regresyon denklemi Terra<br />

uydusu için Eş. 4.4’de ve Aqua uydusu için Eş. 4.5’de gösterilmektedir [43].<br />

FRA= -0,01+1,45*NDSI (4.4)<br />

FRA= -0,64+1,91*NDSI (4.5)<br />

Bu tez çalışmasında, karla kaplı alanlar; MOD10A1 (Terra) ve MYD10A1<br />

(Aqua) kar ürünlerinin, “oransal kar örtüsü” değerlerinin kullanılmasıyla<br />

belirlenmiştir.<br />

4.17. MODIS Kar Ürünlerinin Doğruluk Değerlendirmesi<br />

MODIS kar örtüsü ürünlerinin doğruluğu; bu ürünlerden elde edilecek<br />

verilerin, gerçek durumu ne kadar yansıtıp yansıtmadığıyla ilişkilidir.<br />

MOD10A1 kar örtüsü ürünleriyle yapılan çalışmaların toplam mutlak<br />

doğruluğu %93 civarındadır, fakat bu değer arazi örtüsü çeşidi ve kar durumu


70<br />

ile değişiklik göstermektedir. Örneğin, ürünlerin doğruluk payının en yüksek<br />

olduğu (%99) yerlerin; ekili alanlar ve tarım arazileri olduğu görülmüştür.<br />

Kar örtüsü haritalamasında en sık karşılaşılan hatalar ise kar/bulut ayrımı<br />

problemlerinden dolayı oluşmaktadır. Ancak; MODIS bulut maskesi<br />

algoritmasında sağlanan gelişmeler ile bu durum iyileştirilmektedir. Çok ince<br />

kar örtüsünün algılanması (< 1 cm) da kar örtüsü haritalamasında problem<br />

oluşturabilmektedir [34].<br />

Kar haritalama algoritmasında hatalar, tundra ve çayırlık bölgelerde en az<br />

seviyededir. Maksimum olabilecek hatalar; ormanlar için %15, karışık tarım<br />

ve orman bölgesi için %10, diğer yer örtüleri için ise %5 civarındadır.<br />

Ormanlık bölgelerdeki kar örtüsünün belirlenmesi, ağaçların kısmen veya<br />

tamamen yerdeki örtünün görüntüsünü engellenmesinden dolayı oldukça<br />

zordur. Kar haritalamasında kuzey yarım küre için yapılan çalışmalarda,<br />

ortalama %7,5’lik bir maksimum hata payının olabileceği tahmin edilmektedir.<br />

Kuzey yarım küre için, oluşacak en büyük hatanın kuzey kutbuna yakın<br />

ormanlık bölgelerde (boreal), %9-%10 gibi, olacağı belirlenmiştir [39].<br />

4.18. MODIS <strong>Ve</strong>ri Arşivi ve Dağıtımı<br />

National Snow and Ice Data Center (NSIDC) MODIS algılayıcısı tarafından<br />

üretilen Seviye 2 (L2) ve Seviye 3 (L3) kar örtüsü ürünlerini arşivlemekte ve<br />

dağıtımını yapmaktadır. İstenen ürünler “http://nsidc.org/data/modis/index/”<br />

internet sitesinden belirlenip, talepte bulunulduğu takdirde ücretsiz olarak<br />

elde edilebilmektedir.<br />

MODIS kar ürünleri, National Center for Supercomputing Applications<br />

(NCSA) tarafından geliştirilen Hierarchical Data Format-Earth Observing<br />

System (HDF-EOS) dosya formatında sıkıştırılarak arşivlenmektedir. HDF<br />

dosya formatı ile veriler; tablolar halinde (kar örtüsü haritası, oransal kar<br />

örtüsü haritası, görüntü koordinat değerleri gibi) depolanmaktadır. <strong>Bilgi</strong>sayar


71<br />

ortamında, HDF uzantılı dosyalar çeşitli programlar ile işlenerek raster veri<br />

formatına (Geotiff gibi) dönüştürülebilir ve CBS programı ile<br />

sorgulanabilmektedir.<br />

4.19. MODIS Görüntülerinin Alınması ve İşlenmesi<br />

Bu tez çalışmasında kullanılan MOD10A1 ve MYD10A1 verileri internet yolu<br />

ile elde edilmiştir. MOD10A1 ve MYD10A1 görüntüleri sinüzoidal<br />

projeksiyonlu olup, çalışılan bölgenin koordinatı (sinüzoidal projeksiyona<br />

göre) h20v05’tir. İstenen görüntülerin özellikleri (görüntü tarihi, görüntü<br />

bölgesi gibi) internet ortamında girilerek, NSIDC’nin Distributed Active<br />

Archieve Center (DAAC) bölümünden sorgulama yapılmaktadır. Yapılan<br />

sorgulama sonucu mevcut olduğu görülen veriler için istekte bulunularak<br />

veriler elde edilmiştir.<br />

MOD10A1 ve MYD10A1 görüntülerinin alındığı dosya formatı HDF-EOS<br />

formatıdır. Bu dosya formatının çalışılan bölge için sorgulanabilmesi için<br />

görüntü dosya formatına dönüştürülmesi gerekmektedir. Bu da NSIDC’nin<br />

tasarladığı HEG Tool (HDF-EOS to GeoTIFF Conversion Tool) yazılım<br />

programı ile yapılmıştır. HEG Tool, HDF-EOS uzantılı dosyaların<br />

projeksiyonlarını değiştirmekte, piksel boyutlarını değiştirmekte ve<br />

mozaikleme gibi çalışmalar için kullanılmaktadır. Bu yazılım ile HDF uzantılı<br />

dosyalar GeoTIFF dosya formatına dönüştürülmüştür. Ayrıca aynı yazılım ile<br />

görüntülerin projeksiyonu, WGS84 datumunda UTM zon 37 projeksiyonuna<br />

ayarlanmıştır. Böylece çalışılan koordinat sistemine CBS ortamında (ED50<br />

UTM zon 37) dönüşümü gerçekleştirilmiştir.


72<br />

5. SARIZ HAVZASI ÖRNEĞİ<br />

5.1. Çalışma alanı<br />

Çalışma alanı, Seyhan Havzasının bir alt havzası olan Sarız Çayı Havzasıdır.<br />

Sarız Çayı Havzası, Kayseri ilinin doğusunda, şehir merkezine yaklaşık<br />

olarak 150 km mesafede, 3827’ - 3841’ kuzey enlemleri ile 3627’ - 3640’<br />

doğu boylamları arasında yer almaktadır (Harita 5.1).<br />

Harita 5.1. Sarız Havzasının konumu<br />

Sarız Havzasının sınırlarını; kuzeyde Sandıkdere Tepesi (2601 m),<br />

kuzeydoğuda Körsüleyman Tepesi (2119 m) ile Armutlu Tepesi, doğuda<br />

Kabak Tepesi (2200 m), Taşlıüğme Tepesi (2082 m), güneydoğuda


73<br />

Güneydağ Tepesi, Paşapınar Tepesi, Çağşak Tepesi (2161 m), güneybatıda<br />

Tıntınmağara Tepesi (2092 m), batıda Küçükzavrak Tepesi, Başçeşme<br />

Tepesi, Zavrak Tepeleri, kuzeybatıda ise Gövdeli Tepesi (2464 m)<br />

oluşturmaktadır (EK-1).<br />

Sarız Havzasının ana akarsu kolu ise Sarız Çayıdır. Sarız Çayı, Seyhan<br />

Havzasının iki ana akarsu kolundan (Zamantı ve Göksu) biri olan Göksu<br />

Nehrinin başlangıç kısmını oluşturmaktadır. Göksu nehri, Seyhan Havzasının<br />

kuzey doğusunda yer alan Sandıkdere tepesinin 1900 m yüksekliğindeki<br />

Şarlak pınarlarından doğar. Bu noktadan Sarız ilçesine kadar Şarlak, Ataltı,<br />

Eskiyayla ve Çağlak pınarlarının birleşmesi ile Sarız Çayı oluşur. Sarız Çayı<br />

güneybatı doğrultusunda akarak Adana ili sınırları içerisine girer ve bu<br />

bölgeden gelen yan kolları da alarak Göksu Nehri adını alır [44].<br />

Seyhan Havzasında iklim, topoğrafya özellikleri havza boyunca değiştiğinden<br />

farklılık göstermektedir. Seyhan Havzasının yukarı kesiminin İç Anadolu<br />

Bölgesi’nde, orta ve aşağı kesimlerinin ise Akdeniz Bölgesi’nde yer alması,<br />

havzada karasal ve Akdeniz ikliminin görülmesine neden olur. Bu durum göz<br />

önüne alındığında iklim özellikleri de bölgesel iklim özelliklerinin etkisindedir.<br />

Çalışılan Sarız Havzasının İç Anadolu bölgesinde yer alması da bu bölgede<br />

karasal iklimin etkin olmasına neden olmaktadır. Bu nedenle havzada yazlar<br />

sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır. Bahar dönemlerinde ise ağırlıklı<br />

olarak yağmur yağışları meydana gelmektedir [44].<br />

Havzanın, etkisinde olduğu karasal iklim nedeni ile havzada bozkır bitki<br />

örtüsü görülmektedir. Havza alt kotlarında sıcaklıkların artış gösterdiği<br />

dönemlerde otluk bölgeler oluşurken yüksek kotlarda ise çıplak bölgeler<br />

büyük yer tutmaktadır [44].<br />

Bu çalışmada, Sarız Çayının; Sarız ilçesinin 4 km güneyinde yer alan DSİ’ye<br />

ait Darıdere (18-17) Akım Gözlem İstasyonuna (AGİ) kadar olan kısmı<br />

incelenmektedir. Bu istasyon göz önüne alındığında Şarlak pınarı ile 18-17


74<br />

AGİ arasındaki akarsu kolu uzunluğu yaklaşık olarak 35 km, drenaj alanı ise<br />

206.5 km 2 civarındadır.<br />

5.1.1. Havzanın jeolojik ve hidrojeolojik yapısı<br />

Çalışılan Sarız Havzasının jeolojik yapısını; Paleozoik zamanın Devoniyen<br />

devresinden günümüze kadar oluşan kayaçlar oluşturmaktadır. Havzanın<br />

tümü tortul kayaçlarla kaplı olup, kireçtaşı oluşukları havzanın jeolojik<br />

yapısında büyük yer tutmaktadır (Harita 5.2).<br />

Havzanın jeolojik yapısını oluşturan kayaçlar; otokton ve allokton kayaç türü<br />

toplulukları olarak incelenebilir. Sarız Havzası otokton kayaç toplulukları;<br />

Gümüşali (Dg), Ziyarettepe (Cz), Yığılıtepe (Py), Katarası (Tk) ve Yüceyurt<br />

(Jky) formasyonları olarak sınıflandırılabilir. Allokton kayaç toplulukları ise<br />

Binboğa (Mzb), Andırın (Mza), Akdere (KTa), Demiroluk Başören üyesi (Tdb),<br />

Gövdelidağ (Tg), Evciköy (Te) ve alüvyon (Qa) formasyonları olarak<br />

sınıflandırılabilir.<br />

Gümüşali formasyonunu (Dg), karadan oluşmuş kayaçlar; kumtaşı, kiltaşı,<br />

şeyl ve resif kireçtaşı oluşturmaktadır. Paleozoik zamanın Devoniyen<br />

devresinde oluştuğu düşünülen formasyon, Sarız Havzasının güneybatısında<br />

küçük bir alanda yüzey vermiştir. Gümüşali formasyonu, üzerinde bulunan<br />

Ziyarettepe formasyonu ile uyum göstermektedir [45].<br />

Ziyarettepe formasyonu (Cz); makro fosil kavkıları taşıyan veya fosilsiz, milli<br />

kireçtaşı ve karbonlu şeyllerin düzenli sıralanmasından oluşmuştur. Bu<br />

durum göz önüne alındığında formasyonun, duraysız şelf ortamında sıcak<br />

deniz koşullarında oluştuğu düşünülmektedir. Ziyarettepe formasyonu,<br />

üzerinde bulunduğu Gümüşali ile altında olduğu Yığılıtepe formasyonu<br />

arasında uyum göstermektedir. Paleozoik zamanın Karbonifer devresinde<br />

oluştuğu düşünülen formasyon, Sarız Havzasının batı ve güneybatı<br />

kesimlerinde yüzey vermiştir [45].


75<br />

Yığılıtepe formasyonu (Py); bol algden, mikro fosilli kalın ve düzgün<br />

tabakalanmalı koyu gri veya kara renkli kireçtaşlarından oluşmaktadır.<br />

Formasyonun oluşum ortamının; ilk zamanlarda sığ ve sıcak litoral ortam,<br />

daha sonraki oluşumların ise sublitoral ortam olduğu düşünülmektedir.<br />

Yığılıtepe formasyonu, altında bulunan Ziyarettepe ve Gümüşali<br />

formasyonları ve üstünde olan Katararası formasyonu ile uyumluluk<br />

göstermektedir. Paleozoik zamanın Permiyen devresinde oluştuğu düşünülen<br />

formasyon, Sarız Havzasının batı, güneybatı ve kuzeyinde yüzeyler vermiştir<br />

[45].<br />

Katarası formasyonu (Tk); killi ve milli kireçtaşları, kireçli kiltaşı ve çamurtaşı<br />

gibi kırıntılı kayalardan oluşmaktadır. Katarası formasyonu, altında bulunan<br />

Yığılıtepe formasyonu ve üzerinde bulunan Yüceyurt formasyonu ile<br />

uyumluluk göstermektedir. Mezozoik zamanın Trias devresinde oluştuğu<br />

düşünülen formasyon, Sarız Havzasının kuzeyinde Yığılıtepe formasyonu<br />

çevresini sınırlayan tabaka şeklinde yüzeyleşmiştir [45].<br />

Yüceyurt formasyonu (Jky); kireçtaşı, mikrit, biyomikrit ve dolomitik ara<br />

düzeylerden oluşmaktadır. Formasyonun alt düzeyleri çoğunluk ile algli ve<br />

bentonik içerikli, orta ve üst düzeyleri ise bol oranda rudist kavkılıdır.<br />

Formasyon, karstik yapı (dolin, uvala ve polye) bakımından gelişmiştir.<br />

Yüceyurt formasyonu, altında bulunan Katarası formasyonu ile uyumludur.<br />

Mezozoik zamanın Jura-Kretase devresinde oluştuğu düşünülen formasyon,<br />

Sarız Havzasında yüzey veren en geniş alana sahiptir. Havzanın genelinde<br />

etkin bir yapıya sahip olduğu söylenebilir [46].<br />

Binboğa formasyonunu (Mzb); kumlu ve killi kireçtaşı, çörtlü kireçtaşı,<br />

kumtaşı, marn, şeyl ve kiltaşı oluşturmaktadır. Formasyonun yapısında en<br />

çok yer alan kayaçlar; kırıntılı kireçtaşı ve kumtaşı birimleridir. Formasyonun,<br />

Andırın kireçtaşı ile beraber bulunması en karakteristik özelliğidir. Binboğa<br />

formasyonu, Andırın kireçtaşı ile yanal ve dikey geçişlidir. Mezozoik zamanın


76<br />

Trias-Kretase devresinde oluştuğu düşünülen formasyon, Sarız Havzasının<br />

güneyinde Andırın kireçtaşı ile beraber yüzeyleşmiştir [46].<br />

Andırın kireçtaşı (Mza); resifal kireçtaşından oluşmaktadır. Resifal kireçtaşları<br />

yer yer mermer ve breşik yapıdadır. Kireçtaşları orta-kalın tabakalı, bol<br />

oranda kırıklı ve çatlaklı olup, çatlaklar kalsit ile dolguludur. Andırın kireçtaşı<br />

formasyonu, şiddetli deformasyonların etkisi ile oldukça kıvrımlı, kırıklı ve<br />

çatlaklı bir yapı kazanmıştır. Binboğa formasyonu ile yanal ve dikey geçişlidir.<br />

Mezozoik zamanın Jura-Kretase devresinde oluştuğu düşünülen formasyon,<br />

Sarız Havzasının güneyinde Binboğa formasyonu ile beraber yüzeyleşmiştir<br />

[46].<br />

Akdere formasyonu (KTa); ince kırıntılı kireçtaşı, çörtlü kireçtaşı, çakıltaşı,<br />

kumtaşı, kiltaşı, şeyl ve marndan oluşmaktadır. Alt düzeyler; mikrit-kalkarenit,<br />

orta düzeyler çörtlü kireçtaşı ara katkıları, üst düzeylerde ise polijenik ve<br />

breşik yapıda kalın kireçtaşı ara katkıları bulunur. Akdere formasyonu, altında<br />

bulunan Yüceyurt formasyonu ile uyumsuzluk göstermektedir. Mezozoik<br />

zamanın Kretase, Senozoik zamanın ise Tersiyer devrelerinde oluştuğu<br />

düşünülen formasyon, Sarız Havzasının güneyinde az bir alanda<br />

yüzeyleşmiştir [46].<br />

Demiroluk formasyonunun Başören üyesi (Tdb); sığ denizel kumtaşı, şeyl ve<br />

marndan oluşmaktadır. Demiroluk formasyonunun en üst katmanı olan<br />

birimin, Eosen çağda oluştuğu düşünülmektedir. Birim, üzerinde bulunan<br />

Gövdelidağ formasyonu ile uyumsuzluk göstermektedir. Sarız Havzasının<br />

kuzey ve güney kısımlarında yer yer yüzey vermiştir [46].<br />

Gövdelidağ formasyonu (Tg); çakıltaşı, kumtaşı ve silttaşı ardışımından<br />

oluşmuş olan alüvyon yelpaze ve akarsu oluşuklarıdır. Alt düzeyler iri çakıllı<br />

ve bloklu iken, orta ve üst düzeylerde orta ve ince taneli kırıntılı kayalar<br />

izlenir. Gövdelidağ formasyonu, Demiroluk formasyonu üzerine açılı<br />

uyumsuzluk ile gelmektedir. Birimin karasal ağırlıklı olarak akarsu ortamında


77<br />

oluştuğu söylenebilir. Miyosen çağda oluşan formasyon, Sarız havzasının<br />

kuzeyinde küçük bir alanda yüzey vermiştir [46].<br />

Evciköy formasyonu (Te); çakıltaşı, çakıllı kumtaşı ve gölsel karbonatlardan<br />

oluşmaktadır. Yer yer gölsel kireçtaşı ve yerel jips oluşukları da birimde<br />

bulunmaktadır. Alt düzeyler kaba kırıntılı kayalar, orta ve üst düzeyler ise<br />

ince taneli kırıntılı kayalar ve gölsel karbonatlardan oluşmaktadır. Yerel jips<br />

oluşukları ise alt ve orta düzeylerde izlenir. Formasyonun akarsu ve gölsel<br />

ortam kıyılarında oluştuğu düşünülmektedir. Evciköy formasyonu, Demiroluk<br />

formasyonu ile açılı uyumsuzluk göstermektedir. Pliyosen çağda oluşan<br />

formasyon, Sarız havzasının kuzey ve orta kısmında ve özellikle güneyde<br />

geniş bir alanda yüzey vermiştir [46].<br />

Alüvyon birimi, Sarız Çayının yatağı çevresinde yayılmıştır. Çalışma alanının<br />

en genç (Kuvaterner) oluşumu olan birim; kum, çakıl, mil şeklinde<br />

birikmelerden oluşmaktadır. Alüvyon katmanı, altında bulunan Evciköy<br />

formasyonu ile uyumsuzluk göstermektedir [47].<br />

Formasyonların hidrojeolojik özelliklerine bakıldığında ise otokton<br />

kayaçlardan; Gümüşali, Ziyarettepe ve Katarası formasyonları tamamen<br />

geçirimsiz birimlerden oluştuğundan akifer özelliği taşımazken, Yığılıtepe<br />

formasyonu ise çatlaklı ve kırıklı (yer yer kil dolgulu) kireçtaşından<br />

oluştuğundan akifer özelliği taşımaktadır. Sarız Çayı Havzasının en fazla<br />

yüzey veren formasyonu olan Yüceyurt formasyonu ise iyi gelişmiş karstik bir<br />

yapıya sahip olup, akifer özelliği taşımaktadır. Sarız Çayını da besleyen<br />

pınarların çoğu Yüceyurt formasyonundan kaynaklanmaktadır [48].<br />

Allokton kayaçlara bakıldığında ise, Yüceyurt formasyonundan sonra en fazla<br />

yüzey veren Evciköy formasyonunun da akifer özelliği taşıdığı söylenebilir.<br />

Diğer formasyonların ise genelde geçirimsiz ve killi-kumlu kireçtaşı<br />

tabakalarından oluşması, gelişmiş bir akifer özelliği taşımadıklarını<br />

göstermektedir.


Harita 5.2. Sarız Havzasının jeoloji haritası (MTA 1:100.000 jeolojik<br />

haritasından uyarlanmıştır)<br />

78


79<br />

5.1.2. Hidrometeorolojik ölçüm istasyonları<br />

Çalışma kapsamında kullanılan veriler; DSİ’nin Darıdere (18-17) AGİ, Devlet<br />

Meteoroloji İşleri’nin (DMİ) Sarız, Pınarbaşı ve Tomarza Meteoroloji Gözlem<br />

İstasyonları (MGİ) ve Elektrik İşleri Etüt idaresi’nin (EİEİ) Sarız (18-K10) ve<br />

Yedioluk (18-K11) Kar Gözlem İstasyonlarından (KGİ) elde edilmiştir (EK-2,<br />

3).<br />

Sarız Çayında oluşan akım değişimi, DSİ tarafından işletilen 18-17 Akım<br />

Gözlem İstasyonu (AGİ) verilerinden elde edilmiştir. İstasyon yaklaşık 1550<br />

m kotunda yer almaktadır. 18-17 AGİ 1979 yılında işletmeye açılmıştır. 1993<br />

yılında ölçümün yapıldığı akarsu en kesitinde meydana gelen bozulma<br />

nedeni ile istasyon şu anki konumuna taşınmıştır. 18-17 AGİ’de kullanılan<br />

akım ölçme aleti limnigraf tipindedir. Elektronik limnigraf olarak adlandırılan<br />

alet akarsu seviyesindeki değişimi belli zaman aralıklarında kaydetmektedir.<br />

Kaydedilen veriler daha sonra bir diz üstü bilgisayar yardımı ile alınıp, çeşitli<br />

programlar ile işlenerek kayda alınmaktadır.<br />

Sarız Havzasında bulunan tek meteoroloji istasyonu ise Sarız DMİ<br />

istasyonudur. İstasyon yaklaşık olarak 1591 m kotunda yer almakta olup,<br />

istasyonda; sıcaklık, buharlaşma, 2 m ve 10 m yükseklikteki rüzgâr hızı,<br />

yağış yüksekliği, kar derinliği, toprak sıcaklık ölçümleri yapılmaktadır.<br />

İstasyon 1950 yılından itibaren işletilmektedir. Bugüne kadar manüel olarak<br />

yapılan ölçümlerin, otomatik hava gözlem sisteminin (AWOS) 2008 yılında<br />

kurulması sonucu, 2009 yılından itibaren otomatik olarak toplanması<br />

planlanmaktadır. Pınarbaşı MGİ 1470 m, Tomarza MGİ ise 1397 m kotunda<br />

yer almaktadır. Pınarbaşı ve Tomarza MGİ’leri yağış verilerinin yükseklikle<br />

değişimini belirlemek amacıyla kullanılmıştır.<br />

Çalışma alanına yakın olan KGİ’ler, 18-K10 ile 18-K11 istasyonlarıdır. 18-K10<br />

KGİ 1670 m kotunda, 18-K11 KGİ ise 1760 m kotunda yer almaktadır. 1978<br />

yılından beri işletilen istasyonlarda; ocak, şubat, mart, nisan ve mayıs


80<br />

aylarında, ayda bir olmak üzere ölçüm (kar örtüsünün derinliği, su eşdeğeri,<br />

kar yoğunluğu) yapılmaktadır. Bu ölçümlerin yanı sıra, kar örtüsünün durumu<br />

(ıslak, kuru gibi) hakkında da bilgiler kayda geçirilmektedir.<br />

5.1.3. Sarız Çayı sulaması<br />

Sarız Çayı üzerinde civar köylerin talebi üzerine sulama amaçlı bir regülatör<br />

tesis edilmiştir. Regülatörün konumu 18-17 AGİ’den yaklaşık olarak 300 m<br />

membadadır. Tesisin sağ sahil sulaması 1971 tarihinde işletmeye açılmış<br />

olup, sol sahil sulaması da 1983 yılında devreye sokulmuştur. Bu<br />

regülatörden elde edilen su ile 1080 hektarlık arazinin sulanması<br />

amaçlanmıştır (EK-4). Tesisin işletimi çevre halkı tarafından sağlanmakta<br />

olup, su alımı; Nisan ortası ile Mayıs ayı başında gerçekleşmektedir. Bu<br />

açıdan bakıldığında, yapılan çalışmanın da Sarız Havzası kar erime dönemi<br />

olan Mart ve Nisan ayı döneminde gerçekleştirilmiş olmasından dolayı; tesis,<br />

kar erime döneminde 18-17 AGİ’de ölçülen debi değerlerini etkilememektedir.<br />

5.2. Harita Çalışmaları<br />

Çalışmanın yapıldığı Sarız Havzası, DSİ tarafından işletilmekte olan 18-17<br />

AGİ’nin drenaj alanıdır. Sarız havzasının ortalama hipsometrik kotunu<br />

bulmak, havzayı zonlara ayırmak, havzanın eğim, bakı haritalarını ve karla<br />

kaplı alanların değişimini belirlemek amacı ile bilgisayar ortamında Coğrafi<br />

<strong>Bilgi</strong> Sistemleri içerikli bir programla (ArcGIS) çeşitli sorgulamalar<br />

gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmaları yapabilmek amacıyla ölçeği 1/100 000 olan<br />

raster veri tipinde haritalar kullanılmıştır. Çalışmaya altlık olan bu raster tipi<br />

haritaların bilgisayar ortamında sorgulanabilmesi için vektör tipi verilere<br />

dönüştürülmesi, yani haritaların sayısallaştırılması, daha sonra da yeniden,<br />

sorgulanabilen raster veri tipine dönüştürülmesi gerekmiştir.<br />

Sarız havzasının 1/100 000 ölçeğindeki harita pafta numaraları K36, K37,<br />

L36 ve L37’dir. 1/100 000 ölçekli haritalarda eş yükselti eğrileri; 12,5 m, 25 m


81<br />

ve 50 m aralıklar ile geçmektedir. Havzayı temsil eden tüm eş yükselti eğrileri<br />

sayısallaştırılarak havzanın topoğrafyası oluşturulmuştur.<br />

Sarız havzasının alanı, 18-17 AGİ’ ye göre, yaklaşık olarak 206.50 km 2 ’ dir.<br />

Havza alanının 1/100 000 ölçekli harita üzerinden yapılması, eş yükselti<br />

eğrileri aralığının büyük olması nedeniyle hassaslık derecesi düşüktür. Buna<br />

rağmen DSİ verileri ile karşılaştırıldığında bulunan havza alanının, sınırının,<br />

akarsu kollarının tatmin edici düzeyde örtüştüğü görülmüştür. Harita 5.3’ de<br />

Sarız Havzasının topoğrafyası, havzada bulunan Sarız MGİ ve 18-17 AGİ,<br />

havzanın zon ayrımı ve Sarız Çayı gösterilmektedir.<br />

Harita 5.3’deki Sarız Çayı havzası genel topoğrafik haritasının yanında,<br />

havzanın bazı topoğrafik özelliklerini gösteren; eğim ve bakı haritaları da<br />

oluşturulmuştur (Harita 5.4, Harita 5.5). Böylece topoğrafyanın kar erimesi<br />

üzerine olan etkilerini dikkate almak ve topoğrafyayı tanımlayabilmek amacı<br />

ile havzanın eğim ve bakı haritaları üzerinde de çeşitli sorgulamalar<br />

yapılmıştır. Bu sorgulamalarda havzanın belli sınır değerlerindeki eğim<br />

durumu ve bakı değerleri belirlenmiştir. Bu değerler Çizelge 5.1, Çizelge 5.2<br />

ve Çizelge 5.3’de görülmektedir.


82<br />

Çizelge 5.1. Sarız havzası eğim değişimi<br />

Eğim Alan (km 2 ) Yüzde (%) Morfolojik Tanım<br />

0 - 2 38,51 18,65 Düz ve çukur<br />

2 - 5 26,66 12,91 Düz ve düze yakın<br />

5 - 15 94,82 45,92 Az eğimli<br />

15< 46,50 22,52 Dik ve çok dik<br />

Çizelge 5.2. Sarız havzası bakı değişimi<br />

Bakı Alan (km 2 ) Yüzde (%)<br />

Düz 22,72 11,00<br />

K 14,48 7,01<br />

G 24,37 11,80<br />

B 26,10 12,64<br />

D 18,17 8,80<br />

KD 9,46 4,58<br />

KB 31,43 15,22<br />

GD 41,30 20,00<br />

GB 18,48 8,95<br />

Çizelge 5.3. Sarız havzasının kuzey ve güney yamaçları eğim değişimi<br />

Eğim/Bakı Güney (%) Kuzey (%)<br />

0-5 23,66 25,10<br />

5-15 48,05 54,06<br />

15< 28,29 20,84


Harita 5.3. Sarız Çayı Havzası topoğrafik haritası<br />

83


Harita 5.4. Sarız Çayı Havzası eğim haritası<br />

84


Harita 5.5. Sarız Çayı Havzası bakı haritası<br />

85


86<br />

5.2.1. Havza karakteristikleri<br />

Oluşturulan sayısal haritanın CBS programıyla, sorgulanabilen raster veriye<br />

dönüştürülmesi ile havza zonlara ayrılmış ve hipsometrik eğrisi çizilmiştir<br />

(Şekil 5.1). Havzanın en alt ve en üst kotları sırasıyla; 1550 m ve 2600<br />

metredir. Yani toplamda 1050 m civarında bir kot farkı olduğu söylenebilir.<br />

Havzanın zonlara ayrılmasında; kar hidrolojisi çalışmalarında dağlık havzalar<br />

için önerilen 500 metrede bir zon oluşturulması önerisi göz önüne alınmıştır.<br />

Bu durumda 1050 metrelik kot farkı olan Sarız havzası iki zona ayrılmıştır. Bu<br />

iki zonun kot sınırları; zon A 1550 – 2050 m ve zon B 2050 – 2600 m (bkz.<br />

Harita 5.3) olarak belirlenmiştir. Zon A’nın alanı yaklaşık 168.50 km 2 , zon<br />

B’nin alanı ise 38 km 2 olduğu zonların hipsometrik eğrilerinin çizilmesiyle<br />

bulunmuştur. Havzanın ortalama hipsometrik kotunun 1885 m olduğu, zon<br />

A’nın ortalama hipsometrik kotunun 1837.60 m ve zon B’nin ortalama<br />

hipsometrik kotunun ise 2132 m olduğu belirlenmiştir. Zonların, havzanın ne<br />

kadarlık kısmını temsil ettiğine bakıldığında ise; zon A %82, zon B ise<br />

havzanın %18’lik kısmını oluşturmaktadır.<br />

2600<br />

2500<br />

2400<br />

2300<br />

2200<br />

Kot (m)<br />

2100<br />

2000<br />

1900<br />

1800<br />

1700<br />

1600<br />

1500<br />

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 110 120 130 140 150 160 170 180 190 200 210<br />

Alan (km2)<br />

Şekil 5.1. Sarız Çayı Havzasının hipsometrik eğrisi


87<br />

5.3. Değişkenler<br />

5.3.1. Sıcaklık<br />

Sıcaklık değerleri 2004 ve 2005 yılları için, Sarız MGİ’de ölçülen günlük<br />

minimum ve maksimum sıcaklık değerleri kullanılarak bulunmuştur. SRM<br />

programına sıcaklık verileri ortalama sıcaklık değeri olarak girilmiştir. Buna<br />

göre bir günün ortalama sıcaklığı o günkü minimum ve maksimum sıcaklık<br />

değerlerinin ortalamasıdır. Ortalama sıcaklık “Eş. 3.3” ile belirlenmiştir.<br />

SRM programı ortalama sıcaklığın 0C veya negatif değerde olmasına bağlı<br />

olarak; kar erimesi hesabında derece-gün değerlerini “0” alır ve kar erimesi<br />

hesabı yapmaz.<br />

Sarız MGİ’nin 1591 m kotunda olması ve Sarız havzası içerisinde başka<br />

meteoroloji istasyonunun bulunmaması, zonların derece-gün değerlerinin<br />

belirlenmesinde sıcaklık değişme oranının kullanılmasını gerektirmiştir. Sarız<br />

MGİ’nin havza ortalama ve zon A-B ortalama hipsometrik kotundan düşük<br />

kotta yer alması; zon sıcaklıklarının, istasyonda ölçülen sıcaklık<br />

değerlerinden daha az olmasına neden olmaktadır.<br />

Sıcaklık değerleri SRM’ye havza çapında ve zon çapında olmak üzere iki<br />

şekilde girilebilir. Bu çalışmada sıcaklık havza çapında girilmiştir. Sarız MGİ<br />

2004 ve 2005 yılı ortalama sıcaklık verileri Şekil 5.2 ve Şekil 5.3’de<br />

görülmektedir.


88<br />

16<br />

12<br />

8<br />

Sıcaklık (C)<br />

4<br />

0<br />

-4<br />

-8<br />

-12<br />

1 Mart 04<br />

3 Mart 04<br />

5 Mart 04<br />

7 Mart 04<br />

9 Mart 04<br />

11 Mart 04<br />

13 Mart 04<br />

15 Mart 04<br />

17 Mart 04<br />

19 Mart 04<br />

21 Mart 04<br />

23 Mart 04<br />

25 Mart 04<br />

Günler<br />

27 Mart 04<br />

29 Mart 04<br />

31 Mart 04<br />

2 Nisan 04<br />

4 Nisan 04<br />

6 Nisan 04<br />

8 Nisan 04<br />

10 Nisan 04<br />

12 Nisan 04<br />

Ortalama Sıcaklık 2004 Zon A Zon B<br />

Şekil 5.2. Sarız MGİ’ye göre zon A ve zon B ortalama sıcaklıklarının değişimi<br />

(1 Mart–12 Nisan 2004)<br />

15<br />

10<br />

Sıcaklık (C)<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

1 Mart 05<br />

3 Mart 05<br />

5 Mart 05<br />

7 Mart 05<br />

9 Mart 05<br />

11 Mart 05<br />

13 Mart 05<br />

15 Mart 05<br />

17 Mart 05<br />

19 Mart 05<br />

21 Mart 05<br />

23 Mart 05<br />

25 Mart 05<br />

27 Mart 05<br />

Günler<br />

29 Mart 05<br />

31 Mart 05<br />

2 Nisan 05<br />

4 Nisan 05<br />

6 Nisan 05<br />

8 Nisan 05<br />

10 Nisan 05<br />

12 Nisan 05<br />

14 Nisan 05<br />

16 Nisan 05<br />

Ortalama Sıcaklık 2005 Zon A Zon B<br />

Şekil 5.3. Sarız MGİ’ye göre zon A ve zon B ortalama sıcaklıklarının değişimi<br />

(1 Mart–17 Nisan 2005)


89<br />

2005 yılı benzetim çalışmalarında, bir günün (9 Mart) ortalama sıcaklığında<br />

değişiklik yapılmıştır. Bunun başlıca nedeni yağış tipinin SRM programına<br />

doğru olarak tanıtılmasıdır.<br />

2005 yılı 9 Mart gününde ortalama sıcaklıkta (2,20C) değişiklik yapılmıştır.<br />

Bu günde meydana gelen yağışın yağış-zaman verilerinden akşam<br />

saatlerinde (18:00-21:25) kar olarak yağdığı anlaşılmaktadır. Fakat 9 Mart<br />

ortalama sıcaklığının kritik sıcaklıktan fazla olması SRM programının<br />

bugünkü yağışı yağmur olarak algılamasına neden olmaktadır. Bu durumu<br />

düzeltmek amacıyla 9 Mart ortalama sıcaklığı, zon A ve zon B’de T kr<br />

sıcaklığın altında olacak şekilde, 1,50C olarak alınmıştır.<br />

5.3.2. Yağış<br />

Sarız MGİ’nin, zon A ve zon B hipsometrik kotlarının altında olması nedeni ile<br />

bu istasyonda ölçülen yağış değerlerinin havzayı tam olarak temsil etmediği<br />

söylenebilir. Havza üzerine yağan yağışın; tüm havzayı temsil edebilmesi için<br />

yağışın yükseklikle değişiminin belirlenmesi gerekmektedir. Bu amaçla; farklı<br />

yüksekliklerde bulunan MGİ’lerin uzun yıllar aylık toplam yağış değerlerinin<br />

birbirleriyle olan ilişkilerinden faydalanılabilir. Sarız Çayı Havzasına düşen<br />

yağışın tüm havzayı temsil edebilmesi için de yağışın yükseklikle değişimi;<br />

farklı yüksekliklerde bulunan MGİ’lerin yağış verileri arasındaki ilişkisinden<br />

belirlenmiştir. Başlıca Sarız MGİ olmak üzere, Pınarbaşı ve Tomarza<br />

MGİ’den elde edilen veriler kullanılarak yağışın yükseklikle değişimi zon A ve<br />

zon B için bulunmuştur. Kullanılan veriler; Sarız (1591 m) ve Pınarbaşı<br />

MGİ’de (1470 m) 1951-2005, Tomarza MGİ’de (1397 m) ise 1963-2005<br />

yılları arasını kapsamaktadır (Çizelge 5.4). Yağışın yükseklikle değişimi;<br />

yıllık; kış dönemi (Ocak, Şubat, Mart, Nisan), Şubat ayı ve kar erime dönemi<br />

(Mart-Nisan) yağışlarının ortalama değerlerine göre belirlenmiştir. Yağışın<br />

yükseklikle olan ilişkisi Şekil 5.4 ve Çizelge 5.5’de gösterilmektedir.


90<br />

Çizelge 5.4. Sarız, Pınarbaşı ve Tomarza MGİ’ye ait uzun yılların ortalama<br />

yağış değerleri (mm)<br />

MGİ Adı<br />

Yağış Dönemi<br />

MGİ Kot<br />

Yıllık Kış Şubat Mart-Nisan (m)<br />

Sarız 501,90 216,91 49,21 115,88 1591<br />

Pınarbaşı 419,83 174,81 37,83 101,29 1470<br />

Tomarza 405,20 168,07 34,55 96,96 1397<br />

600<br />

Ortalama Yağış, Port (mm)<br />

500<br />

Sarız<br />

400<br />

Tomarza<br />

Pınarbaşı<br />

300<br />

200<br />

100<br />

0<br />

1350 1400 1450 1500 1550 1600<br />

Yükseklik, h (m)<br />

Yıllık Kış Şubat Mart-Nisan<br />

Şekil 5.4. Sarız, Pınarbaşı ve Tomarza MGİ’ye göre yağışın yükseklikle<br />

değişimi<br />

Çizelge 5.5. Sarız, Pınarbaşı ve Tomarza MGİ’ye ait uzun yılların ortalama<br />

yağış değerlerine göre yağışın yükseklikle değişimi<br />

Yağış (mm) - Yükseklik (m)<br />

Yağış Dönemi<br />

İlişkisi<br />

R 2<br />

Yıllık P ort =0,5165.h-325,27 0,94<br />

Kış P ort =0,26145.h-201,89 0,94<br />

Şubat P ort =0,0774.h-74,53 0,97<br />

Mart-Nisan P ort =0,10.h-43,73 0,97<br />

Zonlara göre düşen yağış miktarı, Mart-Nisan dönemine ait yağış yükseklik<br />

ilişkisi kullanılarak belirlenmiştir. Sarız MGİ’nin Mart-Nisan yağış değerlerine<br />

göre; zon A ve zon B’ye düşen yağış miktarının, zon A için ortalama 2,4 cm<br />

ve zon B için ise 5,35 cm daha fazla olduğu “P ort =0,1h-43,73” yağışyükseklik<br />

ilişkisinden belirlenmiş olup, her 100 m yükseklik artışında ise yağış


91<br />

miktarı ortalama olarak %8,5 değerinde artmaktadır. Bu ortalama yağış artışı<br />

2004 ve 2005 yılları Mart-Nisan kar erime dönemine etkitilerek, zon A ve zon<br />

B yağış değerleri her zon için ayrı olarak bulunmuştur.<br />

Yağış verileri SRM’ye günlük toplam yağış olarak girilmiştir. Ayrıca yağışzaman<br />

verilerinden de yararlanarak, gerçekleşen yağışların gün içerisindeki<br />

dağılımları ve yağış tipleri belirlenmiştir. Bu verilerin birlikte kullanılmasıyla<br />

SRM’ye girilen yağış girdilerinin daha iyi sonuç vermesi sağlanmıştır. Bu<br />

kapsamda, hem 2004 (Şekil 5.5) hem de 2005 (Şekil 5.6) yılları için yağış<br />

verilerinde bazı günler için değişiklikler yapılmıştır.<br />

2 Nisan 2004 gününde meydana gelen kar yağışı 3 Nisan gününe<br />

taşınmıştır. Bunun nedeni; 2 Nisan ortalama sıcaklığının T kr sıcaklığından<br />

fazla olmasından dolayı, 2 Nisan’da oluşan kar yağışının program tarafından<br />

yağmur olarak algılanmasıdır. Yağışın program tarafından yağmur olarak<br />

algılanması, hidrografta pik oluşumuna neden olacağından ölçülen ve<br />

hesaplanan hidrograflar arasında büyük sapmalar meydana gelecektir. Bu<br />

durumu önlemek amacıyla, 2 Nisan ortalama sıcaklığının azaltılması yerine,<br />

yağış bir gün kaydırılmıştır. 3 Nisandaki ortalama sıcaklık ise T kr<br />

sıcaklığından düşüktür, bu da yağışın SRM programı tarafından kar olarak<br />

algılanmasını sağlayacaktır.<br />

2 Nisan 2005 gününde karla karışık yağmur yağışı meydana gelmiştir. Bu<br />

yağış sonrası havzanın karla kaplandığı Sarız MGİ’deki verilerden<br />

görülmektedir. SRM programına, bu yağışın karla karışık yağmur olarak<br />

tanıtılamamasından dolayı, yağış kar olarak kabul edilmiştir. 2 Nisan 2005<br />

gününde ölçülen ortalama sıcaklık değeri de zonlara göre T kr sıcaklığının<br />

altında bir değere sahip olduğundan, SRM yağışı kar olarak algılayacaktır.<br />

Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarının uzun yıllar ortalama toplam yağış<br />

miktarı ile 2004 ve 2005 yıllarında gerçekleşen toplam yağış miktarı


92<br />

karşılaştırıldığında; 2004 yılı, Ocak ayı dışında ortalama altında, 2005 yılı ise<br />

tüm aylar için ortalama üstünde yer almaktadır (EK-5,6).<br />

35<br />

30<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

01 Mart 04<br />

03 Mart 04<br />

05 Mart 04<br />

07 Mart 04<br />

09 Mart 04<br />

11 Mart 04<br />

13 Mart 04<br />

15 Mart 04<br />

17 Mart 04<br />

19 Mart 04<br />

21 Mart 04<br />

23 Mart 04<br />

25 Mart 04<br />

Günler<br />

27 Mart 04<br />

29 Mart 04<br />

31 Mart 04<br />

02 Nisan 04<br />

04 Nisan 04<br />

06 Nisan 04<br />

08 Nisan 04<br />

10 Nisan 04<br />

12 Nisan 04<br />

Sarız MGİ yağmur Sarız MGİ kar Zon A yağmur Zon A kar Zon B yağmur Zon B kar<br />

Şekil 5.5. Sarız MGİ’ye göre (1 Mart–12 Nisan) günlük toplam yağmur (mavi)<br />

ve kar (kırmızı) yağış yükseklikleri (2004)<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

65<br />

60<br />

55<br />

50<br />

45<br />

40<br />

35<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

01 Mart 05<br />

03 Mart 05<br />

05 Mart 05<br />

07 Mart 05<br />

09 Mart 05<br />

11 Mart 05<br />

13 Mart 05<br />

15 Mart 05<br />

17 Mart 05<br />

19 Mart 05<br />

21 Mart 05<br />

23 Mart 05<br />

25 Mart 05<br />

27 Mart 05<br />

29 Mart 05<br />

31 Mart 05<br />

02 Nisan 05<br />

04 Nisan 05<br />

06 Nisan 05<br />

08 Nisan 05<br />

10 Nisan 05<br />

12 Nisan 05<br />

14 Nisan 05<br />

16 Nisan 05<br />

Günler<br />

Sarız MGİ yağmur Sarız MGİ kar Zon A yağmur Zon A kar Zon B yağmur Zon B kar<br />

Şekil 5.6. Sarız MGİ’ye göre (1 Mart–17 Nisan) günlük toplam yağmur (mavi)<br />

ve kar (kırmızı) yağış yükseklikleri (2005)


93<br />

5.3.3. Karla kaplı alan değişimi<br />

Bu tez çalışmasında incelenen Sarız Çayı Havzası; Seyhan Havzasının kar<br />

potansiyeli bakımından en önemli alt havzalarından biridir. Öyle ki; Ocak ve<br />

Nisan ayları arasındaki zaman diliminin yaklaşık %70’inde havza karla<br />

kaplıdır (EK-6). Bu zaman aralığında havzanın karla kaplı gün sayısı Mart<br />

ayında azalmaya başlamakta ve Nisan ayında da kar örtüsü havzadan<br />

kalkmaktadır.<br />

SRM programının en önemli özelliklerinden birisi zamanla karla kaplı<br />

alanların (KKA) değişimini veri olarak kullanmasıdır. Özellikle dağlık<br />

havzalarda kar kenar çizgileri erime mevsiminin ilerlemesi ile üst kotlara<br />

doğru çekilme göstermektedir. Yani kar erimesi sonucu oluşan akışın<br />

kaynağı zamanla değişmektedir.<br />

Bu değişimi SRM’ye veri olarak girebilmek için havzanın karla kaplı alan<br />

değişimi, havzanın büyüklüğüne, topoğrafyasına ve teknik imkânlara bağlı<br />

olarak; karadan, havadan fotoğraflama yardımıyla veya günümüzde uzaktan<br />

algılama teknolojisinin gelişmesi ve kullanımının yaygınlaşması sonucu uydu<br />

görüntülerinin kullanılmasıyla belirlenebilir.<br />

Bu çalışmada KKA değişiminde Terra ve Aqua uydularında bulunan MODIS<br />

algılayıcısı tarafından elde edilen görüntüler kullanılmıştır. MODIS<br />

algılayıcısının karla kaplı alanlarını gösteren günlük bazdaki MOD10A1 ve<br />

MYD10A1 V05 ürününün “oransal kar örtüsü” (Fractional Snow Cover)<br />

görüntüleri kullanılmıştır. Bu görüntülerin en önemli özelliği her bir pikselin ne<br />

kadarının karla kaplı olduğunu belirleyen algoritmalarla oluşturulmuş<br />

olmasıdır. Bir pikselin karla kaplı olup olmadığı ve karla kaplı ise ne kadarının<br />

karla kaplı olduğu durumu her piksele 0-100 arasında değişen değerlerin<br />

verilmesi ile sağlanmıştır. Bu durumda bir pikselin değeri “0” ise karsız, “100”<br />

ise tamamen karla kaplı olduğunu göstermektedir. Önceki ürünlere göre yani;<br />

bir pikselin ya tamamen karla kaplı olduğu ya da tamamen karsız olduğu


94<br />

(binary) kabulü ile yapılan görüntülere nazaran, bu “oransal kar örtüsü”<br />

görüntüsünün KKA değişiminin belirlenmesinde daha iyi sonuç verdiği<br />

söylenebilir.<br />

Sarız Çayı Havzasının 2004 ve 2005 yıllarındaki KKA değişimi Şekil 5.7’de<br />

gösterilmektedir.<br />

KKA (%)<br />

100<br />

90<br />

80<br />

70<br />

60<br />

50<br />

40<br />

30<br />

20<br />

10<br />

0<br />

1 Mart<br />

3 Mart<br />

5 Mart<br />

7 Mart<br />

9 Mart<br />

11 Mart<br />

13 Mart<br />

15 Mart<br />

17 Mart<br />

19 Mart<br />

21 Mart<br />

23 Mart<br />

25 Mart<br />

27 Mart<br />

29 Mart<br />

31 Mart<br />

2 Nisan<br />

4 Nisan<br />

6 Nisan<br />

8 Nisan<br />

Günler<br />

2004 2005<br />

10 Nisan<br />

12 Nisan<br />

14 Nisan<br />

16 Nisan<br />

Şekil 5.7. Sarız Çayı Havzası KKA değişimi (2004 ve 2005)


95<br />

KKA (%)<br />

100<br />

90<br />

80<br />

70<br />

60<br />

50<br />

40<br />

30<br />

20<br />

10<br />

0<br />

1 Mart<br />

3 Mart<br />

5 Mart<br />

7 Mart<br />

9 Mart<br />

11 Mart<br />

13 Mart<br />

15 Mart<br />

17 Mart<br />

19 Mart<br />

21 Mart<br />

23 Mart<br />

25 Mart<br />

27 Mart<br />

29 Mart<br />

31 Mart<br />

2 Nisan<br />

4 Nisan<br />

6 Nisan<br />

8 Nisan<br />

Günler<br />

Zon A Zon B<br />

10 Nisan<br />

12 Nisan<br />

Şekil 5.8. Zon A ve zon B’nin KKA değişimi (2004)<br />

2004 yılı için KKA değişiminin belirlenmesinde kullanılan görüntüler 1 Mart –<br />

12 Nisan 2004 tarihleri arasını kapsamaktadır. Bölüm 4’de belirtildiği gibi<br />

KKA değişimini zorlaştıran en önemli durum o günkü görüntünün bulutluluk<br />

oranıdır. Bu durum göz önüne alındığında 1 Mart – 12 Nisan 2004 tarihleri<br />

arasındaki görüntülerin bir kısmı tamamen bulutsuz iken diğer kısmı bulutlu<br />

veya tamamen bulutludur (EK-7). 2004 yılı için zon A ve zon B KKA değişimi<br />

Şekil 5.8’de gösterilmiştir. 2 Nisan günü gerçekleşen kar yağışı nedeniyle<br />

havza tamamen karla kaplanmıştır.<br />

2005 yılı için ise KKA değişimi 1 Mart – 17 Nisan 2005 tarihleri arasında<br />

incelenmiştir (EK-8). 2004 erime döneminde olduğu gibi 2005 yılı erime<br />

dönemi de 1 Martta başlamış ve kar örtüsünün tamamen erime tarihi 17<br />

Nisanda son bulmuştur. 2005 yılı için zon A ve zon B KKA değişimi şekil<br />

5.9’da gösterilmiştir. 2 Nisan 2005 yılında gerçekleşen kar yağışının<br />

oluşturduğu kar örtüsünün, çok kısa sürede erimesi nedeniyle, KKA<br />

değişimini etkilemediği kabul edilmiştir.


96<br />

KKA (%)<br />

100<br />

90<br />

80<br />

70<br />

60<br />

50<br />

40<br />

30<br />

20<br />

10<br />

0<br />

1 Mart<br />

3 Mart<br />

5 Mart<br />

7 Mart<br />

9 Mart<br />

11 Mart<br />

13 Mart<br />

15 Mart<br />

17 Mart<br />

19 Mart<br />

21 Mart<br />

23 Mart<br />

25 Mart<br />

27 Mart<br />

29 Mart<br />

31 Mart<br />

2 Nisan<br />

4 Nisan<br />

6 Nisan<br />

8 Nisan<br />

Günler<br />

Zon A Zon B<br />

10 Nisan<br />

12 Nisan<br />

14 Nisan<br />

16 Nisan<br />

Şekil 5.9. Zon A ve zon B’nin KKA değişimi (2005)<br />

Kar çekilme eğrilerinin oluşturulmasında Terra uydusu görüntüleri ağırlıklı<br />

olarak kullanılmıştır. Aqua uydusu görüntüleri ise bazı günlerde Terra uydusu<br />

görüntüsüne göre daha az bulutlu olmasına bağlı olarak kullanılmıştır. Terra<br />

ile Aqua uyduları arasında yaklaşık olarak 2 – 3 saatlik bir zaman farkı vardır.<br />

Bu da Terra uydusunun sabah, Aqua uydusunun ise çalışılan alan üzerinde<br />

öğle vakitlerinde görüntü elde etmesini sağlamaktadır. Aqua görüntüleri<br />

özellikle sabah vakitlerinde bulutlu olup, öğlene doğru daha az bulutlu olan<br />

günlerde kullanılmıştır. Genel anlamda, Aqua görüntüleri sadece Terra<br />

uydusu görüntülerini bazı günlerde destekleme amaçlı kullanılmıştır. Bölüm<br />

4’de belirtildiği gibi, NDSI değeri için Aqua uydusunun MODIS algılayıcısının<br />

farklı band genişliğini (band 6 yerine band 7 kullanılıyor) kullanması<br />

nedeniyle; Aqua görüntüleri, Terra görüntüleriyle kıyaslanarak kullanılmıştır.<br />

Çizelge 5.6 ve Çizelge 5.7’de 2004 ve 2005 yılları kar erime döneminde KKA<br />

değişiminin belirlenmesinde kullanılan görüntülerin listesi gösterilmektedir.


97<br />

Çizelge 5.6. Zonların KKA değişiminde kullanılan MODIS görüntü listesi<br />

(2004)<br />

Gün Zon A Zon B<br />

1 Mart T T<br />

4 Mart T<br />

9 Mart T T<br />

12 Mart T T - A<br />

20 Mart T<br />

21 Mart T<br />

23 Mart T T<br />

25 Mart T T<br />

1 Nisan T<br />

3 Nisan T T<br />

4 Nisan T<br />

5 Nisan T T<br />

6 Nisan T - A<br />

7 Nisan T - A<br />

9 Nisan T T<br />

12 Nisan T<br />

Çizelge 5.7. Zonların KKA değişiminde kullanılan MODIS görüntü listesi<br />

(2005)<br />

Gün Zon A Zon B<br />

1 Mart T T<br />

2 Mart T T<br />

5 Mart T - A T - A<br />

9 Mart T - A T - A<br />

11 Mart T T<br />

13 Mart T - A T - A<br />

14 Mart T T<br />

15 Mart T - A<br />

18 Mart T - A T - A<br />

24 Mart T - A<br />

25 Mart T - A<br />

27 Mart T - A T<br />

30 Mart T - A<br />

5 Nisan T - A<br />

7 Nisan T T<br />

10 Nisan T<br />

11 Nisan T<br />

12 Nisan T<br />

15 Nisan T<br />

17 Nisan T<br />

(T) KKA’nın belirlenmesinde Terra uydusundan elde edilen görüntüler kullanılmıştır.<br />

(T-A) KKA’nın belirlenmesinde Terra ve Aqua uydularından elde edilen görüntüler<br />

kullanılmıştır.


98<br />

5.4. Parametreler<br />

SRM’de kullanılan parametreler Bölüm 3’te bahsedildiği üzere 8 tanedir. Bu<br />

parametrelerin belirlenmesinde; SRM kılavuzunda önerilen değerlerle Sarız,<br />

Pınarbaşı ve Tomarza MGİ, 18-17 AGİ, 18-K10 ve 18-K11 KGİ’den elde<br />

edilen veriler kullanılmıştır.<br />

5.4.1. Akış katsayıları<br />

SRM programı, yağan yağmurun veya eriyen karın ne kadarlık kısmının<br />

yüzeysel ve yüzey altı akışa geçtiğini belirlemek amacıyla, kar ve yağmur<br />

akış katsayılarını kullanmaktadır. Yağmurdan ve kardan akışa geçen miktar;<br />

zemin doygunluğu, topoğrafya, bitki örtüsü gibi çok sayıda etkene bağlı<br />

olarak değişmektedir. Özellikle, kar erime dönemlerinde, zemin<br />

doygunluğunun zamanla değişmesi, akış katsayılarının da zamanla<br />

değişmelerine neden olmaktadır.<br />

Kayıpların miktarının tam olarak belirlenmesi, çok sayıda etkene bağlı<br />

olduğundan güçtür. Çünkü bu etkenlerin (buharlaşma, terleme, sızma, bitkiler<br />

tarafından suyun tutulması gibi) belirlenebilmesi için arazide detaylı<br />

ölçümlerin yapılması gerekmektedir. Bu nedenle akış katsayıları; kapsamlı<br />

arazi ölçümlerinin ve ölçüm istasyonlarında elde edilen verilerin birlikte<br />

kullanılmasıyla belirlenebilir.<br />

SRM programı, akışa geçen miktarı; c S ve c R akış katsayılarıyla temsil<br />

ederek kayıpları ifade etmektedir (Eş. 5.1, Eş. 5.2). Kar erime dönemlerinde,<br />

havzada kar-su eşdeğerinin zamanla değişiminin elde edilmesi, özellikle c S<br />

katsayısının belirlenmesinde daha iyi sonuç alınmasını sağlamaktadır.<br />

Bu çalışmada c S ve c R akış katsayıları 18-17 AGİ’den, Sarız, Pınarbaşı ve<br />

Tomarza MGİ’den, 18-K10 ve 18-K11 KGİ’den elde edilen verilerin<br />

kullanılmasıyla belirlenmiştir. Havzadaki kar-su eşdeğerinin değişimi erime


99<br />

mevsimi süresince yeterli verinin olmamasından dolayı belirlenemediğinden,<br />

kar akış katsayıları (c S ) tüm bir erime dönemi boyunca ortalama değer olarak<br />

bulunmuştur.<br />

Yüzeysel akışa geçen kar hacmi<br />

c<br />

S<br />

<br />

(5.1)<br />

Toplam kar erime hacmi<br />

c<br />

R<br />

Yüzeysel akışa geçen yağmur hacmi<br />

<br />

(5.2)<br />

Toplam yağmur hacmi<br />

Debi (m 3 /s)<br />

20<br />

18<br />

16<br />

14<br />

12<br />

10<br />

8<br />

6<br />

4<br />

2<br />

0<br />

1 Ekim 03<br />

16 Ekim 03<br />

31 Ekim 03<br />

15 Kasım 03<br />

30 Kasım 03<br />

15 Aralık 03<br />

30 Aralık 03<br />

14 Ocak 04<br />

29 Ocak 04<br />

13 Şubat 04<br />

28 Şubat 04<br />

14 Mart 04<br />

29 Mart 04<br />

13 Nisan 04<br />

28 Nisan 04<br />

13 Mayıs 04<br />

28 Mayıs 04<br />

Günler<br />

Yağış Toplam Hidrograf Baz Akım<br />

12 Haziran 04<br />

27 Haziran 04<br />

12 Temmuz 04<br />

27 Temmuz 04<br />

11 Ağustos 04<br />

26 Ağustos 04<br />

10 Eylül 04<br />

25 Eylül 04<br />

0<br />

5<br />

10<br />

15<br />

20<br />

25<br />

30<br />

35<br />

40<br />

Yağış (mm)<br />

Şekil 5.10. Toplam hidrograf, baz akım ve yağış (2004)


100<br />

Debi (m 3 /s)<br />

20<br />

18<br />

16<br />

14<br />

12<br />

10<br />

8<br />

6<br />

4<br />

2<br />

0<br />

0<br />

10<br />

20<br />

30<br />

40<br />

50<br />

60<br />

70<br />

80<br />

90<br />

Yağış (mm)<br />

1 Ekim 04<br />

16 Ekim 04<br />

31 Ekim 04<br />

15 Kasım 04<br />

30 Kasım 04<br />

15 Aralık 04<br />

30 Aralık 04<br />

14 Ocak 05<br />

29 Ocak 05<br />

13 Şubat 05<br />

28 Şubat 05<br />

15 Mart 05<br />

30 Mart 05<br />

14 Nisan 05<br />

29 Nisan 05<br />

14 Mayıs 05<br />

29 Mayıs 05<br />

Günler<br />

13 Haziran 05<br />

28 Haziran 05<br />

13 Temmuz 05<br />

Yağış Toplam Hidrograf Baz Akım<br />

28 Temmuz 05<br />

12 Ağustos 05<br />

27 Ağustos 05<br />

11 Eylül 05<br />

26 Eylül 05<br />

Şekil 5.11. Toplam hidrograf, baz akım ve yağış (2005)<br />

Şekil 5.10 ve Şekil 5.11’den de görüldüğü gibi tüm bir yıl boyunca havzada<br />

bir akış söz konusudur. Diğer yıllardaki hidrograflar da incelendiğinde, Sarız<br />

Çayının bu anlamda düzenli bir rejime sahip olduğu söylenebilir (EK-9).<br />

Ayrıca mart ayı başından itibaren debinin artış göstermeye başlaması kar<br />

erimesinin başladığını göstermektedir. Mart ayı başından nisan ayı ortasına<br />

kadar debinin artış ve azalma göstermesinin, sıcaklıkların artış ve azalma<br />

göstermesi (kar örtüsünün erimesi) ile ilişkili olduğu belirlenmiştir.<br />

2004 yılı için Nisan ayı ortalarına kadar sıcaklık ve yağmur yağışı göz önüne<br />

alınarak 1 Mart – 12 Nisan arasındaki direkt akış ve kar hidrografı şekil<br />

5.12’de görüldüğü gibi elde edilmiştir. 12 Nisanın sınır olarak alınmasının<br />

nedeni, havzada kar örtüsünün tamamen erimiş olmasıdır. 2005 yılına ait kar<br />

hidrografı ile direkt akış hidrografı sıcaklık ve yağmur yağışı göz önüne<br />

alınarak 1 Mart – 17 Nisan arasında Şekil 5.13’de görüldüğü gibi elde<br />

edilmiştir. 17 Nisanın sınır olarak alınmasının nedeni, havzadaki kar<br />

örtüsünün tamamen erimiş olmasıdır.


101<br />

Debi (m 3 /s)<br />

16<br />

14<br />

12<br />

10<br />

8<br />

6<br />

4<br />

2<br />

0<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

-15<br />

-20<br />

-25<br />

-30<br />

1 Mart<br />

3 Mart<br />

5 Mart<br />

7 Mart<br />

9 Mart<br />

11 Mart<br />

13 Mart<br />

15 Mart<br />

17 Mart<br />

19 Mart<br />

21 Mart<br />

23 Mart<br />

25 Mart<br />

Günler<br />

27 Mart<br />

29 Mart<br />

31 Mart<br />

2 Nisan<br />

4 Nisan<br />

6 Nisan<br />

8 Nisan<br />

10 Nisan<br />

12 Nisan<br />

Direkt Akış Hidrografı Kar Erimesi Akış Hidrografı Zon A Sıcaklık Zon B Sıcaklık<br />

Şekil 5.12. 1 Mart-12 Nisan tarihleri arasındaki direkt akış ve kar akış<br />

hidrografı (2004)<br />

Debi (m 3 /s)<br />

16<br />

14<br />

12<br />

10<br />

8<br />

6<br />

4<br />

2<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

-15<br />

-20<br />

-25<br />

0<br />

1 Mart<br />

3 Mart<br />

5 Mart<br />

7 Mart<br />

9 Mart<br />

11 Mart<br />

13 Mart<br />

15 Mart<br />

17 Mart<br />

19 Mart<br />

21 Mart<br />

23 Mart<br />

25 Mart<br />

27 Mart<br />

29 Mart<br />

31 Mart<br />

2 Nisan<br />

4 Nisan<br />

6 Nisan<br />

8 Nisan<br />

10 Nisan<br />

12 Nisan<br />

14 Nisan<br />

16 Nisan<br />

Günler<br />

Direkt Akış Hidrografı Kar Erimesi Akış Hidrografı Zon A Sıcaklık Zon B Sıcaklık<br />

Şekil 5.13. 1 Mart-17 Nisan tarihleri arasındaki direkt akış ve kar akış<br />

hidrografı (2005)<br />

-30


102<br />

Şekil 5.12 ve 5.13’deki direkt akış hidrografı ve kar hidrografının elde<br />

edilmesi ile erime mevsiminde kar ve yağmur akış katsayılarını temsil eden<br />

c S ve c R değerlerinin belirlenmesi Çizelge 5.8 ve Çizelge 5.9’da<br />

gösterilmektedir.<br />

Kar akış katsayılarının hesaplanmasında hem 2004 hem de 2005 yılı için,<br />

öncelikle 18-K10 ve 18-K11 KGİ Şubat ayı başındaki kar su eşdeğer<br />

verilerinden yaralanılmıştır. 2004 yılı için Şubat ayı kar su eşdeğeri; 18-K10<br />

KGi’de 12,33 cm, 18-K11 KGİ’de 7,70 cm olarak, 2005 yılı için ise 18-K10<br />

KGi’de 11,90 cm, 18-K11 KGİ’de 8,50 cm olarak ölçülmüştür. 2004 yılı<br />

ortalama kar su eşdeğeri 10 cm (12,33 cm ile 7,70 cm ortalaması), 2005 yılı<br />

ortalama kar su eşdeğeri ise 10,2 cm (11,90 cm ile 8,50 cm ortalaması)<br />

olarak belirlenmiştir. Daha sonra ise zon A ve zon B’de Şubat, Mart ve Nisan<br />

aylarında gerçekleşen kar yağışlarının su eşdeğerleri, Şubat ayı başında<br />

ölçülen ortalama kar su eşdeğerine eklenerek, 2004 ve 2005 yıllarına ait<br />

toplam kar su eşdeğerleri elde edilmiştir. Şubat ayında gerçekleşen<br />

yağışların yükseklikle değişimi göz önüne alınarak (bkz. Çizelge 5.5), Sarız<br />

MGİ’de ölçülen yağış değerlerinin; zon A’da ortalama 1,85 cm, zon B’de ise<br />

ortalama 4,13 cm arttığı belirlenmiş olup, bu duruma göre her 100 m<br />

yükseklik artışında yağış miktarı ortalama olarak %15,40 değerinde<br />

artmaktadır. Bu ortalama yağış artışı 2004 ve 2005 yılları Şubat kar birikme<br />

dönemine etkitilerek, zon A ve zon B kar su eşdeğerleri her zon için ayrı<br />

olarak bulunmuştur.<br />

Akış katsayılarının hesaplanmasında; Sarız MGİ’de kaydedilen yağmur yağış<br />

şeklinin, zon A ve zon B’deki ortalama sıcaklık farkından dolayı, değişiklik<br />

gösterdiği kabul edilmiştir. Yani; zon A’da T ort >T kr ve zon B’de T ort


103<br />

Çizelge 5.8. Erime dönemine ait kar akış katsayılarının belirlenmesi<br />

Yıl<br />

2004<br />

2005<br />

Ay<br />

Kar-su eşdeğeri<br />

(cm)<br />

Zon A<br />

Zon B<br />

Potansiyel<br />

Erime<br />

hacmi (m 3 )<br />

Günlük<br />

Debi<br />

Toplamı<br />

(m 3 /s)<br />

Akış Hacmi<br />

(m 3 )<br />

Şubat<br />

Başı<br />

10 10 20 650 000 - -<br />

Şubat 2,90 3,86 6 353 300 - -<br />

Mart 1,10 1,86 2 560 300 68,25 5 896 800<br />

Nisan* 2,20 2,66 4 717 800 46,21 3 992 544<br />

Toplam 16,20 18,38 34 281 400 114,46 9 889 344<br />

Şubat<br />

Başı<br />

10,20 10,20 21 063 000 - -<br />

Şubat 5,30 7,07 11 617 100 - -<br />

Mart 8,26 16,56 20 210 900 62,64 5 412 096<br />

Nisan* 1,67 2,01 3 577 750 78,7 6 799 680<br />

Kar Akış<br />

Katsayısı<br />

c S<br />

0,29<br />

0,22<br />

Toplam 25,43 35,84 56 468 750 141,34 12 211 776<br />

(*) 2004 ve 2005 Nisan ayları için potansiyel erime hacmi; 2004 yılında 12 Nisan ve 2005<br />

yılında 17 Nisan tarihine kadar, günlük debi toplamı ve akış hacmi ise kardan oluşan akımın<br />

geri çekilme etkisini göz önüne alarak, 12 Nisan ve 17 Nisan günlerinden sonraki günlerde<br />

oluşan akım değerlerinin eklenmesi ile belirlenmiştir.<br />

Çizelge 5.9. Erime dönemine ait yağmur akış katsayılarının belirlenmesi<br />

Yıl<br />

Ay<br />

Yağan Yağmur<br />

(cm)<br />

Zon A Zon B<br />

Yağan<br />

Yağmur<br />

Hacmi (m 3 )<br />

Günlük<br />

Debi<br />

Toplamı<br />

(m 3 /s)<br />

Akış Hacmi<br />

(m 3 )<br />

Yağmur<br />

Akış<br />

Katsayısı<br />

c R<br />

01-06 Mart 2,26 2,73 4 845 500 23,56 2 035 584 0,42<br />

2004 29-30 Mart 0,92 0,58 1 770 600 3,43 296 352 0,17<br />

1-20 Mart 7,97 3,02 14 577 050 47,14 4 072 896 0,28<br />

2005<br />

21-27 Mart 0,25 0,31 539 050 3,53 304 992 0,57<br />

28 Mart -<br />

17 Nisan<br />

1,89 2,28 4 051 050 10,76 929 664 0,23<br />

5.4.2. Sıcaklık değişme oranı<br />

Havzada yükseklik ile birlikte sıcaklığın değişimini sorgulayabilecek, Sarız<br />

MGİ hariç bir meteoroloji istasyonu olmadığından, sıcaklık değişme oranı (γ)<br />

SRM kılavuzunda önerilen 0.65C/100 m değeri alınarak modellenmiştir.


104<br />

Ölçülen ve hesaplanan hidrograflar karşılaştırıldığında ve kar örtüsünün<br />

değişimi incelendiğinde bu değerin kabul edilebileceği görülmektedir.<br />

5.4.3. Kritik sıcaklık<br />

SRM, kritik sıcaklığı; baz alarak gerçekleşen yağışın tipini, yani; yağmur veya<br />

kar olup olmadığını belirlemekte kullanır. Bu durum göz önüne alındığında ve<br />

yağış-zaman verilerinden elde edilen bilgiler sonucunda 0.01C’nin kritik<br />

sıcaklık olarak kullanılmasının uygun olduğu görülmektedir.<br />

5.4.4. Yağmur katkı alanı<br />

18-17 AGİ’nin; 2004 yılı 1 Mart – 12 Nisan ve 2005 yılı 1 Mart – 17 Nisan<br />

tarihleri arasındaki değişimine bakıldığında yağmurlu günlerde hidrografta<br />

belirgin şekilde piklerin oluştuğu görülmektedir. Bu durumda kar örtüsünün<br />

olgunlaştığı ve yağan yağmurun direkt akışa geçtiği düşünülebilir. Bu nedenle<br />

her iki yıl ve zon için de; kar örtüsünün tüm bir erime dönemi boyunca olgun<br />

olması; yağmur yağışının tüm havza alanından akışa katkı sağladığı<br />

(RCA=1) anlamına gelmektedir.<br />

5.4.5. Gecikme zamanı<br />

Kar erimesi sonucu oluşan hidrografların gün içerisindeki dağılımları<br />

dalgalıdır. Yani gün içerisinde sıcaklığın artması ile debi değerleri de belli bir<br />

zaman sonra artış gösterir iken, sıcaklığın azalması ile de tersi gerçekleşir.<br />

Mevcut hidrograf verileri gün içerisindeki ortalama debi değerlerini göstermek<br />

ile sınırlıdır. Bu nedenle gecikme zamanının belirlenmesinde Dünya<br />

Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) karşılaştırmalı olarak yaptığı çalışmadan<br />

gecikme zamanı değeri belirlenmiştir. Bu çalışmaya göre Sarız Havzası<br />

gecikme zamanı 8 ila 9 saat arasında yer almaktadır. Koşturmalarda bu<br />

parametre 9 saat olarak kullanılmıştır.


105<br />

5.4.6. Geri çekilme katsayısı<br />

Geri çekilme katsayısı, 2004 ve 2005 yıllarına ait hidrograflardan<br />

faydalanılarak bulunmuştur. Yağmur yağışının ve kar erimesinin olmadığı<br />

günlere ait ardıl debi değerlerinin uygun şekilde kullanılması ile geri çekilme<br />

katsayıları elde edilmiştir. Geri çekilme katsayısı; zeminin nem durumu, bitki<br />

örtüsü, zemin yapısı gibi etkenlere bağlı olduğundan zaman ile değişme<br />

eğilimi göstermektedir. Bu amaç ile SRM kılavuzunda “k” geri çekilme<br />

katsayısı “k=xQ -y ” formülü ile tanımlanmıştır. Bu yaklaşıma göre, “k” değeri<br />

debi değeri azaldıkça artış gösterir iken, debinin artması ile azalma gösterir.<br />

Yaklaşımda yer alan “x” ve “y” değerleri sabit ve pozitif değerlerdir.<br />

2004 yılı için iki farklı “x” ve “y” değeri, farklı sınır koşullarının alınması<br />

sonucu bulunmuştur (Şekil 5.14). Bunun nedeni, havzanın yağmur yağışı<br />

sonrası oluşan pike verdiği hızlı tepkidir. Bu hızlı tepkiyi benzetebilmek amacı<br />

ile kullanılan debi sınır değerleri ve “x”, “y” katsayıları Çizelge 5.10’da<br />

gösterilmiştir. Havzanın kar erimesi sonucu oluşan akıma olan tepkisini<br />

benzetebilmek amacı ile de Çizelge 5.11 ve Çizelge 5.12’deki debi sınır<br />

değerleri kullanılmıştır. Çizelge 5.11’de üst debi sınırı Q 1 =2,54 m 3 /s ve<br />

Q 2 =2,21 m 3 /s (n=0) olarak alınarak diğer debiler ile olan ilişkilerinden “x” ve<br />

“y” katsayıları belirlenmiştir. Bu işlemlerde, üst debi sınırı geri çekilme<br />

katsayısının (k=0,87) diğer debilerin geri çekilme katsayısından küçük<br />

olmasına dikkat edilmiştir. Bu nedenden dolayı Q 1 =2,05 m 3 /s ve Q 2 =1,73<br />

m 3 /s (n=2) debileri işleme katılmamıştır. Çizelge 5.12’de ise üst debi sınırı<br />

Q 1 =2,05 m 3 /s ve Q 2 =1,73 m 3 /s (n=0) olarak alınarak diğer debiler ile olan<br />

ilişkilerinden “x” ve “y” katsayıları belirlenmiştir.


106<br />

6<br />

5<br />

5.69<br />

Debi (m3/s)<br />

4<br />

3<br />

2<br />

3.37<br />

2.7<br />

2.54<br />

2.21<br />

2.05<br />

1.73<br />

1.59<br />

1.45<br />

1.33<br />

1<br />

0<br />

0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10<br />

Gün<br />

Geri Çekilme<br />

Şekil 5.14. Geri çekilme eğrisi (2004)<br />

Çizelge 5.10. Geri çekilme katsayılarının belirlenmesi (2004)<br />

n Q n Q n+1 k x y<br />

1 5,69 3,37 0,59<br />

1,6076 0,5736<br />

2 3,37 2,70 0,80<br />

Çizelge 5.11. Geri çekilme katsayılarının belirlenmesi (2004)<br />

n Q n Q n+1 k x y<br />

0 2,54 2,21 0,87 - -<br />

1 2,21 2,05 0,93 1,316 0,443<br />

2 2,05 1,73 0,84 - -<br />

3 1,73 1,59 0,92 0,988 0,1353<br />

4 1,59 1,45 0,91 0,955 0,0987<br />

5 1,45 1,33 0,92 0,949 0,0922<br />

x ort ve y ort 1,0520 0,1923<br />

Çizelge 5.12. Geri çekilme katsayılarının belirlenmesi (2004)<br />

n Q n Q n+1 k x y<br />

0 2,05 1,73 0,84 - -<br />

1 1,73 1,59 0,92 1,194 0,48<br />

2 1,59 1,45 0,91 1,046 0,2947<br />

3 1,45 1,33 0,92 0,9997 0,2318<br />

x ort ve y ort 1,0799 0,3355<br />

Bulunan “x” ve “y” katsayıları sonucunda en uygun değerlerin; Çizelge<br />

5.11’de n=3, n=4 ve n=5 sırasındaki debilerin, Çizelge 5.12’de ise n=3


107<br />

sırasındaki debinin olduğu belirlenerek bu değerlerin ortalamasından<br />

x ort =0,9729 ve y ort =0,1395 katsayıları 2004 yılı benzetiminde kullanılmıştır.<br />

2005 yılı için de aynı yaklaşım uygulanarak, 2005 yılına ait geri çekilme<br />

eğrisinden yararlanılmıştır (Şekil 5.15). Katsayıların belirlenmesinde üst debi<br />

sınırı olarak Q 1 =2,54 m 3 /s ve Q 2 =2,24 m 3 /s (n=0) değerleri alınmıştır (Çizelge<br />

5.13). Bulunan “x” ve “y” katsayıları sonucunda en uygun değerlerin;<br />

x ort =1,0007 ve y ort =0,1337 olduğu belirlenmiştir.<br />

3<br />

Debi (m3/s)<br />

2.5<br />

2<br />

1.5<br />

1<br />

2.54<br />

2.24 2.08<br />

1.94 1.83<br />

1.7<br />

1.56<br />

1.44<br />

1.32<br />

0.5<br />

0<br />

0 1 2 3 4 5 6 7 8 9<br />

Gün<br />

Geri Çekilme<br />

Şekil 5.15. Geri çekilme eğrisi (2005)<br />

Çizelge 5.13. Geri çekilme katsayılarının belirlenmesi (2005)<br />

n Q n Q n+1 k x y<br />

0 2,54 2,24 0,88 - -<br />

1 2,24 2,08 0,93 1,293 0,4106<br />

2 2,08 1,94 0,93 1,1453 0,2804<br />

3 1,94 1,83 0,94 1,113 0,2498<br />

4 1,83 1,70 0,93 1,022 0,159<br />

5 1,70 1,56 0,92 0,9672 0,099<br />

6 1,56 1,44 0,92 0,9623 0,0937<br />

7 1,44 1,32 0,92 0,939 0,067<br />

x ort ve y ort 1,0631 0,1942<br />

x ve y (*) 1,0007 0,1337<br />

(*) n=1 ve n=2 sırasındaki değerlerin hesaba katılmaması durumunda bulunan x ort ve y ort<br />

değerleridir.


108<br />

5.4.7. Derece-gün faktörü<br />

Derece gün faktörü parametresinin arazide yapılan çalışmalar sonrası<br />

belirlenmesi benzetim çalışmalarında daha doğru sonuçlar verecektir. Fakat<br />

bu çalışmada günlük arazi ölçümlerinin yapılamaması ve mevcut verilerin de<br />

günlük olarak havza genelindeki kar su eşdeğerlerini vermemesi sonucu;<br />

derece-gün faktörünün, ampirik yöntem ile belirlenmesi yoluna gidilmiştir.<br />

Derece-gün faktörünün, belirlenmesinde “Eş. 3.6” denklemi kullanılmaktadır.<br />

Bu denklemde kullanılan kar yoğunluğu (ρ S ) değerleri; EİEİ tarafından<br />

işletilen 18-K10 (Sarız) ve 18-K11 (Yedioluk) KGİ’lerden elde edilen uzun<br />

yılların (1978-2005) ortalamasından elde edilmiştir (Şekil 5.16). Su yoğunluğu<br />

(ρ W ) değeri ise 1,0 gr/cm 3 olarak kabul edilmiştir. Şekil 5.16’dan de görüldüğü<br />

üzere, kar yoğunluğu değerleri kar erime döneminin sonlarına doğru artış<br />

göstermektedir. Bu artış eğiliminden yola çıkarak, derece gün faktörünün de<br />

erime döneminin sonlarına doğru daha büyük değer alacağı söylenebilir (bkz.<br />

Bölüm 3.4.3.2).<br />

18-K10 ve 18-K11 KGİ’de uzun yılların ortalama kar yoğunluğu değerleri ile<br />

2004 ve 2005 yıllarına ait kar yoğunluğu değerleri ise Çizelge 5.14’de<br />

gösterilmektedir. Her iki sene için de Nisan ayı değerleri bulunmamaktadır.<br />

Bunun nedeni ise KGİ çevresinde kar örtüsünün eriyerek, istasyonun<br />

bulunduğu kotların üzerine doğru çekilmesidir. 2004 ve 2005 Mart aylarındaki<br />

kar yoğunluğu değerleri ise uzun yılların ortalama kar yoğunluğu değerlerine<br />

yakındır. Bu benzerlikten, 2004 ve 2005 yıllarına ait kar örtüsü yoğunluğu<br />

değerlerinin genel olarak ortalama kar yoğunluğu değerleri ile aynı eğilimde<br />

olduğu söylenebilir.


109<br />

Uzun Yılların Ortalaması<br />

Kar Yoğunluğu (gr/cm 3 )<br />

0.50<br />

0.40<br />

0.30<br />

0.20<br />

0.10<br />

0.00<br />

0.43<br />

0.39<br />

0.35<br />

0.27<br />

0.28<br />

0.30<br />

0.25<br />

0.26<br />

Ocak Şubat Mart Nisan<br />

Aylar<br />

18-K10 18-K11<br />

Şekil 5.16. Kar yoğunluğunun uzun yıllar ortalama değerleri<br />

Çizelge 5.14. Kar yoğunluğu değerleri (gr/cm 3 )<br />

Ay<br />

Uzun yılların<br />

ortalaması<br />

2004 yılı kar<br />

yoğunluğu<br />

2005 yılı kar<br />

yoğunluğu<br />

18-K10 18-K11 18-K10 18-K11 18-K10 18-K11<br />

Mart 0,35 0,30 0,31 0,31 0,35 -<br />

Nisan 0,39 0,43 - - - -<br />

18-K10 KGİ’deki kar yoğunluğu değerlerinin, 18-K11 KGİ’deki kar yoğunluğu<br />

değerlerinden daha büyük olmasının nedeni olarak; 18-K10’nun, 18-K11’den<br />

daha alt kotta yer almasından kaynaklandığı söylenebilir. Alt kotlarda<br />

sıcaklığın daha yüksek değer alma eğiliminde olması, kar örtüsünün daha<br />

çabuk erimesine neden olduğundan, alt kotlardaki kar yoğunluğu daha çabuk<br />

artış göstermektedir.<br />

Çizelge 5.14’e göre 2004 ve 2005 Mart-Nisan aylarındaki derece-gün faktörü<br />

değerleri Çizelge 5.15’de gösterilmektedir.


110<br />

Çizelge 5.15. Derece-gün faktörü değerleri (a, cm/C.gün)<br />

Ay 2004 2005<br />

Mart 0,34 0,36<br />

Nisan 0,45 0,45<br />

2004 yılının Mart ayına ait derece-gün faktörünün belirlenmesinde, o yılın<br />

Mart ayı kar yoğunluğu değerleri (0,31 gr/cm 3 ) kullanılmıştır. 2005 yılının<br />

Mart ayı derece-gün faktörü değeri ise 18-K10 KGİ’deki 0,35 gr/cm 3 değeri ile<br />

18-K11 KGİ’nin uzun yılların ortalama değeri olan 0,30 gr/cm 3 değerinin<br />

ortalamasının (0,325 gr/cm 3 ) kullanılmasıyla belirlenmiştir. Nisan ayına ait<br />

derece-gün faktörünün belirlenmesinde ise, uzun yılların ortalama<br />

değerlerinin (0,39 ve 0,43 gr/cm 3 ) ortalaması (0,41 gr/cm 3 ) kullanılmıştır.<br />

Derece-gün faktörü değerleri, KGİ’lerde ayda bir yapılan yoğunluk ölçümleri<br />

nedeniyle aylık olarak belirlenmiştir. Fakat derece-gün faktörü değerlerinin<br />

zamanla değişim göstermesi nedeniyle, değerlerin kar örtüsünü bir ay<br />

boyunca temsil etmesi oldukça güçtür. Bu nedenle Mart ayının ortalarına<br />

doğru derece-gün faktörü değerleri, artan hava sıcaklığı ve buna bağlı olarak<br />

artan kar örtüsü yoğunluğu ile birlikte artış göstermektedir. Bu artışı<br />

göstermek amacıyla Mart ve Nisan ayları arasındaki geçişi de sağlamak<br />

üzere, derece-gün faktörü değerleri Çizelge 5.16’daki gibi alınabilir.<br />

Çizelge 5.16. Kullanılan derece-gün faktörü değerleri (a, cm/C.gün)<br />

Yıl Tarih a<br />

1-19 Mart 0,34<br />

2004 20-31 Mart 0,40<br />

1-12 Nisan 0,45<br />

1-15 Mart 0,36<br />

2005 16-31 Mart 0,41<br />

1-17 Nisan 0,45


111<br />

Derece-gün faktörü değerlerindeki değişimin, 2004’de 20 Mart ve 2005’de 16<br />

Mart tarihlerinde gerçekleşmesinin nedeni olarak; bu tarihlerden itibaren hava<br />

sıcaklığının sürekli bir artış eğilimi göstermesiyle ilişkilendirilmiştir.<br />

Derece gün faktörünün, kar erime döneminin bahar aylarında alabileceği<br />

değerleri belirlemek amacıyla, Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Ordu<br />

Mühendisleri (USACE) çeşitli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Dünya Meteoroloji<br />

Örgütü’nün yaptığı çalışma Kuzey Amerika’nın orta enlemlerinde yer alan,<br />

çeşitli yer örtüsü özelliğine sahip çok sayıda dağlık arazi bölgelerinde<br />

gerçekleştirilmiştir (Çizelge 5.17). Ordu Mühendisleri tarafından yapılan<br />

çalışma ise, ABD’nin batısındaki dağlık bölgelerde yer alan, üç kar<br />

laboratuarından (Central Sierra Snow Laboratory, Upper Columbia Snow<br />

Laboratory, Willamette Basin Snow Laboratory) elde edilen verilere göre<br />

belirlenmiştir (Çizelge 5.18). CSSL 2103 m ila 2773 m kot aralığında yaklaşık<br />

10 km 2 drenaj alanına, UCSL 1371 m ila 2620 m kot aralığında yaklaşık 54<br />

km 2 drenaj alanına ve WBSL 610 m ila 1676 m kot aralığında yaklaşık 29<br />

km 2 drenaj alanına sahiptir. Yapılan her iki çalışmada da, derece gün faktörü<br />

değerlerinin belirlenmesinde ortalama sıcaklık değerleri temel alınmıştır.<br />

Çizelge 5.17. Derece-gün faktörü değerleri, WMO (cm/C.gün) [49]<br />

Ay<br />

Orta seviyede Kısmen<br />

ormanlık ormanlık Ormansız<br />

Nisan 0,20 0,30 0,40<br />

Mayıs 0,30 0,40 0,60<br />

Haziran 0,40 0,60 0,70<br />

Çizelge 5.18. Derece-gün faktörü değerleri, USACE (cm/C.gün) [11]<br />

Laboratuar<br />

Maksimum Minimum Ortalama<br />

erime erime erime<br />

CSSL 0,58 0,30 0,48<br />

UCSL 0,60 0,25 0,41<br />

WBSL 0,49 0,12 0,27<br />

Ortalama 0,56 0,22 0,39


112<br />

Sarız Çayı Havzası için ampirik olarak belirlenen derece-gün faktörü<br />

değerlerinin WMO ve USACE tarafından gerçekleştirilen çalışmalardan elde<br />

edilen değerlerle yakın sonuçlar vermesi, yaklaşımın kabul edilebilir sınırlar<br />

içerisinde olduğunu göstermektedir.<br />

5.5. SRM Koşturmaları<br />

SRM programı ile Sarız Çayı Havzasının 2004 ve 2005 yılı erime döneminde<br />

kar erimesi sonucu oluşan akım benzetiminde iki durum göz önüne alınarak<br />

koşturma yapılmıştır. Koşturmalardan ilki; Durum 1 adı altında incelenmiş<br />

olup direkt olarak belirlenen parametreler kullanılmıştır (Çizelge 5.19). Bu<br />

koşturma sonucu; 2004 yılı için ölçülen akış hacmi ile hesaplanan akış hacmi<br />

arasında toplamda %18,42 civarında bir hacim farkı mevcuttur ve ölçülen<br />

hidrograf ile hesaplanan hidrograf arasındaki belirleme katsayısı ise<br />

R 2 =0,4956 değerindedir (Şekil 5.17). Durum 1 koşturmasında 2005 yılı için<br />

ise ölçülen akış hacmi ile hesaplanan akış hacmi arasında toplamda %23,82<br />

civarında bir hacim farkı mevcuttur ve ölçülen hidrograf ile hesaplanan<br />

hidrograf arasındaki belirleme katsayısı ise R 2 =0,4905 değerindedir (Şekil<br />

5.18).<br />

İkinci koşturma ise Durum 2 adı altında incelenmiş olup, geri çekilme<br />

katsayıları ile kar akış katsayıları her iki yıl için de hidrolojik ve fiziki sınırlar<br />

içerisinde değiştirilerek uygulanmıştır (Çizelge 5.20). Durum 2’de kullanılan<br />

geri çekilme katsayıları; “x” ve “y”; 2004 ve 2005 yıllarında kullanılmış olan “x”<br />

ve “y” katsayılarının ortalama (x=0,9865 ve y=0,1366) değerleridir. 2005<br />

yılının 1-4 Mart arasında gerçekleşen pik debinin daha iyi benzetilebilmesi<br />

için de 2004 yılında belirlenen pik debi geri çekilme katsayıları (x=1.6076 ve<br />

y=0.5736) kullanılmıştır. 2004 yılı c S =0,29 ve 2005 yılı c S =0,22 olan kar akış<br />

katsayıları yerine c S =0,26 değeri, 2004 yılı için 20 Mart’a kadar, 2005 yılı için<br />

ise 16 Mart’a kadar ortalama kar akış katsayısı olarak kullanılmıştır. Ortalama<br />

kar akış katsayısı (c S =0,26); %60 kadar arttırılarak 2004 yılı için 20 Marttan<br />

itibaren 0.42, 2005 yılı için ise 16 Marttan itibaren 0.42 değerlerinde


113<br />

kullanılmıştır. Ayrıca 1-4 Mart 2004 ve 1-4 Mart 2005 tarihleri arasındaki<br />

mevcut yağmur akış katsayısı (c R ) değerleri yaklaşık %30 azaltılarak,<br />

sırasıyla 0,30 ve 0,20 olarak alınmıştır. Bu koşturma sonucunda 2004 yılı için<br />

ölçülen akış hacmi ile hesaplanan akış hacmi arasında %12,00 civarında bir<br />

hacim farkı ve ölçülen hidrograf ile hesaplanan hidrograf arasındaki belirleme<br />

katsayısı ise R 2 =0,7480 değerindedir (Şekil 5.19). Durum 2 koşturmasında<br />

2005 yılı için ise ölçülen akış hacmi ile hesaplanan akış hacmi arasında<br />

%9,00 civarında bir hacim farkı ve ölçülen hidrograf ile hesaplanan hidrograf<br />

arasındaki belirleme katsayısı ise R 2 =0,8282 değerindedir (Şekil 5.20).<br />

Çizelge 5.19. Durum 1’de kullanılan parametreler<br />

Yıl<br />

Tarih<br />

Aralığı<br />

Sıcaklık<br />

Değ.<br />

Oranı<br />

T kr<br />

(C)<br />

a<br />

(cm/C.<br />

gün)<br />

Gecikme<br />

zamanı<br />

(saat)<br />

c S c R RCA x y<br />

1-4 Mart 0,65 0,01 0,34 9 0,29 0,42 1 0,9729 0,1395<br />

5-6 Mart 0,65 0,01 0,34 9 0,29 0,42 1 1,6076 0,5736<br />

7-19<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,34 9 0,29 0,42 1 0,9729 0,1395<br />

2004 20-28<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,40 9 0,29 0,42 1 0,9729 0,1395<br />

29-31<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,40 9 0,29 0,17 1 0,9729 0,1395<br />

1-12<br />

Nisan<br />

0,65 0,01 0,45 9 0,29 0,17 1 0,9729 0,1395<br />

1-15<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,36 9 0,22 0,28 1 1,0007 0,1337<br />

16-20<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,41 9 0,22 0,28 1 1,0007 0,1337<br />

2005<br />

21-27<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,41 9 0,22 0,57 1 1,0007 0,1337<br />

28-31<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,41 9 0,22 0,23 1 1,0007 0,1337<br />

1-17<br />

Nisan<br />

0,65 0,01 0,45 9 0,22 0,23 1 1,0007 0,1337<br />

(*) RCA; yağmur katkı alanıdır.


114<br />

Çizelge 5.20. Durum 2’de kullanılan parametreler<br />

Yıl<br />

Tarih<br />

Aralığı<br />

Sıcaklık<br />

Değ.<br />

Oranı<br />

T kr<br />

(C)<br />

a<br />

(cm/C.<br />

gün)<br />

Gecikme<br />

zamanı<br />

(saat)<br />

c S c R RCA x y<br />

1-4 Mart 0.65 0,01 0,34 9 0,26 0,30 1 0,9865 0,1366<br />

5-6 Mart 0,65 0,01 0,34 9 0,26 0,42 1 1,6076 0,5736<br />

7-19<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,34 9 0,26 0,42 1 0,9865 0,1366<br />

2004 20-28<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,40 9 0,42 0,42 1 0,9865 0,1366<br />

29-31<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,40 9 0,42 0,17 1 0,9865 0,1366<br />

1-12<br />

Nisan<br />

0,65 0,01 0,45 9 0,42 0,17 1 0,9865 0,1366<br />

1-2 Mart 0,65 0,01 0,36 9 0,26 0,20 1 0,9865 0,1366<br />

3-4 Mart 0,65 0,01 0,36 9 0,26 0,20 1 1,6076 0,5736<br />

5-15<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,36 9 0,26 0,28 1 0,9865 0,1366<br />

2005<br />

16-20<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,41 9 0,42 0,28 1 0,9865 0,1366<br />

21-27<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,41 9 0,42 0,57 1 0,9865 0,1366<br />

28-31<br />

Mart<br />

0,65 0,01 0,41 9 0,42 0,23 1 0,9865 0,1366<br />

1-17<br />

Nisan<br />

0,65 0,01 0,45 9 0,42 0,23 1 0,9865 0,1366<br />

(*) RCA; yağmur katkı alanıdır.


115<br />

Şekil 5.17. Durum 1 koşturması sonucu ulaşılan hidrograf benzetimi (2004)<br />

Şekil 5.18. Durum 1 koşturması sonucu ulaşılan hidrograf benzetimi (2005)


116<br />

Şekil 5.19. Durum 2 koşturması sonucu ulaşılan hidrograf benzetimi (2004)<br />

Şekil 5.20. Durum 2 koşturması sonucu ulaşılan hidrograf benzetimi (2005)


117<br />

6. SONUÇLAR ve ÖNERİLER<br />

<strong>Uzaktan</strong> algılama ve CBS’nin birlikte kullanılarak, Sarız Çayı Havzasının<br />

2004 ve 2005 yılları kar erime döneminin benzetilme çalışması sonucu<br />

(Çizelge 6.1); bu yıllardaki, havzada oluşan yıllık akım hacminin ortalama<br />

%20’lik kısmının ve direkt akım hacminin ise ortalama %45’lik kısmının Mart-<br />

Nisan aylarındaki kar erimesi ve yağmur yağışları sonucu oluştuğu<br />

görülmüştür. Kar erimesinden oluşan akımın benzetiminde kullanılan SRM<br />

programı; değişken ve parametre veri girişine ihtiyaç duymaktadır.<br />

Değişkenler; yağış, sıcaklık ve KKA değişimi, parametreler ise; akış<br />

katsayıları (c S ,c R ), geri çekilme katsayıları (x,y), derece-gün faktörü (a),<br />

yağmur katkı alanı (RCA), gecikme zamanı (L), kritik sıcaklık (T kr ) ve sıcaklık<br />

değişme oranıdır.<br />

Çizelge 6.1. Koşturmalardan elde edilen sonuçlar<br />

Koşturma<br />

Durum 1 Durum 2<br />

R 2 V (%) R 2 V (%)<br />

2004 0,4956 18,42 0,7480 12,00<br />

2005 0,4905 23,82 0,8282 9,00<br />

Çizelge 6.1’deki değerlere bakıldığında mevcut veriler dâhilinde yapılan<br />

benzetimlerin; 2004 yılı için 7 Nisan, 2005 yılı için ise 10 Nisan tarihlerine<br />

kadar iyi sonuç verdiği söylenebilir. Tabii bu sonuçların elde edilmesinde<br />

kullanılan; değişkenlerin ve parametrelerin nasıl elde edildiği ve hesaplandığı<br />

önem kazanmaktadır. Bu değişken ve parametrelerin aldığı değerlerin<br />

olabildiğince gerçek arazi koşullarını yansıtması, yapılan modelleme<br />

çalışmalarının başarısının da bir göstergesidir.<br />

Sarız Havzasının kar erime döneminin benzetimi çalışmasında şu sonuçlara<br />

varılmıştır:


118<br />

Sarız Çayı Havzasının topoğrafyası incelendiğinde; havzanın %68.44’nün az<br />

eğimli, dik ve çok dik eğimli olduğu, %32’sinin ise düz veya düze yakın eğime<br />

sahip olduğu söylenebilir. Havzadaki kar örtüsünün erime zamanı ve oranını<br />

etkileyen bakı değerleri incelendiğinde ise; %40,75 güneye, %26,81 kuzeye,<br />

%21,44 doğuya ve batıya bakan yamaçlardan, %11 ise eğimsiz düzlüklerden<br />

oluşmaktadır. Güney yamaçlar, kuzeye bakan yamaçlara göre daha fazla<br />

güneşlenme süresine sahip olduğundan, kar örtüsü güney yamaçlarda daha<br />

erken akışa katılacaktır. Ayrıca, kuzey yamaçlardaki zemin neminin ise<br />

güney yamaçlara göre daha fazla olduğu söylenebilir. Bu durum da, özellikle<br />

yağmur yağışlarında, kuzeye bakan yamaçlardan daha fazla akışa katkı<br />

sağlanmasına neden olabilir [50].<br />

Sarız havzası 1550 m ila 2600 m kot aralığında yer almaktadır. Havzanın<br />

%82’lik kısmı 1550-2050 m aralığında (zon A), 2050-2600 m aralığında (zon<br />

B) ise %18’lik kısmı yer almaktadır. Bu durumda; zon A’nın zon B’ye göre,<br />

kar erimesi kaynaklı akıma daha fazla katkı sağladığı söylenebilir.<br />

Çalışılan 2004 ve 2005 yıllarında, havzada kar erime dönemi Mart-Nisan<br />

aylarını kapsamaktadır. Kar örtüsünün olgunlaşıp akıma katılış döneminin<br />

mart ayının ilk haftası olduğu, kar örtüsünün havzadan tamamen kalktığı<br />

dönemin ise nisan ayının ikinci ve üçüncü haftaları arasında gerçekleştiği<br />

söylenebilir.<br />

Kullanılan yağış verileri, yağışın yükseklikle değişme ilişkisinden<br />

faydalanılarak belirlenmiştir. Yağış-yükseklik ilişkisinden, Sarız MGİ’de<br />

ölçülen yağış değerlerinin; zon A ve zon B’de alacakları değerler<br />

bulunmuştur. Bu kabul doğrultusunda kar birikme ve erime dönemlerinde<br />

2004 yılında yaklaşık 34 milyon m 3 ve 2005 yılında ise yaklaşık 56 milyon m 3<br />

kar su eşdeğerine sahip kar yağışı gerçekleşmiştir. Yağışın havza üzerinde<br />

tam olarak nasıl dağıldığı, yağış ölçüm verileri ile desteklenemediğinden,<br />

kullanılan yağış değerleri olması gerekenden farklı değerler alabilir. Bu


119<br />

durum da, ölçülen hidrograf ile hesaplanan hidrograf arasında sapmalara<br />

neden olabilir.<br />

Sıcaklık verileri de Sarız MGİ’den alınmıştır. Sıcaklık değerleri gün içerisinde<br />

ölçülen maksimum ve minimum sıcaklıkların ortalaması olarak girilmiştir.<br />

Sıcaklık değerlerinde yükseklik arttıkça azalma görülür. Tabii bazı günler bu<br />

durumun tersi denebilecek sıcaklık tersimesi (enverziyon) olayları da<br />

gerçekleşebilir. Fakat genelde sıcaklığın azalma eğiliminde olduğu<br />

söylenebilir. SRM’ye girilen sıcaklık değişme oranı ise 0,65C/100 m<br />

değeridir. Bu değer ortalama olarak troposferde meydana gelen ortalama<br />

sıcaklık azalma miktarına eşittir. Bu parametre değerinin kullanılmasının<br />

nedeni; havza dâhilinde ve yakınında istasyon olmamasıdır. Sarız<br />

Havzasından ve Sarız MGİ’den uzakta olmasına rağmen 1350 m kotunda<br />

bulunan Tufanbeyli DMİ istasyonu ile sıcaklıkların karşılaştırılması sonucu bu<br />

parametrenin 0,80C/100 m ortalama değerinde sonuç verdiği görülmüştür.<br />

Fakat havzanın yüksekliği ve istasyonlar arasındaki mesafe düşünüldüğünde,<br />

ortalama değer olan 0.65C/100 m değeri sıcaklık değişme oranı olarak<br />

kullanılmıştır.<br />

Modelleme çalışmalarında bazı günlere ait sıcaklık değerlerinde değişiklik<br />

yapılmıştır. Bunun başlıca nedeni o günlerde oluşan yağış tipinin programa<br />

tanıtılmasıdır. Bu değişiklik benzetimde sapmalara neden olabilir. Çünkü gün<br />

içerisinde meydana gelen yağışlar, günün herhangi bir zamanında oluşabilir.<br />

Örneğin; sıcaklığın düşük olduğu bir gece, yağış kar şeklinde yağmış olabilir.<br />

Fakat ortalama sıcaklık o gün için pozitif ve yüksek bir değerde ise bu<br />

durumda program bu yağışı yağmur olarak algılamaktadır. Bu nedenle<br />

programın yağışı kar olarak algılaması için sıcaklığın T kr sıcaklık altına<br />

çekilmesi gerekir.<br />

SRM programında; kar ve yağmur akış katsayıları mevcuttur. Bu çalışmada<br />

kar akış katsayısı, 2004 ve 2005 seneleri için tüm kar erime döneminde tek


120<br />

değer olarak belirlenmiştir. 2004 yılı kar erime dönemi için c s =0,29, 2005 yılı<br />

kar erime dönemi için ise c s =0,22 olarak belirlenmiştir. Ortalama değer<br />

olarak kar akış katsayılarının uyumlu oldukları söylenebilir.<br />

Modelleme çalışmaları sonucu (Durum 1) hem 2004 hem de 2005 yılları için<br />

kar erime dönemi sonlarına doğru hidrograflarda sapmaların artış gösterdiği<br />

görülmektedir. Bu duruma neden olan en büyük etkenin kar akış katsayısının<br />

olduğu söylenebilir, çünkü Durum 2 koşturmasında ortalama kar akış<br />

katsayısının (c S =0,26) %60 arttırılmasıyla yapılan değişiklik (c S =0,42) sonrası<br />

hidrograflardaki benzerlik artış göstermiştir.<br />

Yağmur akış katsayılarının (c R ) belirlenmesinde, c S değerinin<br />

belirlenmesinden farklı olarak meydana gelen yağışın değeri belli olduğundan<br />

her bir yağmur yağışı için bu değerin zamanla değişimi yansıtılabilmiştir. Elde<br />

edilen değerler açısından, 2004 ve 2005 kar erime dönemine bakıldığında,<br />

erime dönemi başlangıcı ile sonunun benzer değerlerde olduğu söylenebilir.<br />

Tabii bu değerlerin havza için ortalama değer niteliğinde olabilmesi için, uzun<br />

seneler bu çalışmaların arazi çalışmalarıyla birilikte yapılması daha iyi<br />

sonuçlar verecektir.<br />

SRM’de kullanılan bir diğer sıcaklık parametresi olan kritik sıcaklık (T kr )<br />

değeri 0,01C olarak kabul edilmiştir. Kullanılan bu değer yağış ve sıcaklık<br />

verilerinin birlikte karşılaştırılmalı olarak yorumlanması ile belirlenmiştir.<br />

Değerin 0C yerine 0,01 C olması ise programın bu değerleri algılaması ile<br />

ilgilidir. Bu parametre meydana gelen yağışların belirlenmesinde baz sıcaklık<br />

olarak kullanılmaktadır.<br />

Gecikme zamanı parametre değeri ise 9 saat olarak kullanılmıştır. Bu<br />

parametre değeri, meydana gelen akışın günlere paylaştırılması bakımından<br />

önem kazanmaktadır. Genel olarak kullanılan değerin pik debilerin oluştuğu


121<br />

günlerde olması 9 saat değerinin havzanın gecikme zamanı için kabul<br />

edilebilir bir değer olduğunu göstermektedir.<br />

Yağmur katkı alanı parametresi 2004 ve 2005 yılları için kar erime dönemleri<br />

için RCA=1 alınmıştır. Yani kar örtüsünün kar erime dönem başlangıcı olan 1<br />

Mart tarihlerinde olgunluğa eriştiği kabul edilmiştir. Bu kabule temel olan en<br />

önemli durum, Şubat ayının sonunda meydana gelen yağmur yağışı ve<br />

sıcaklık artışıdır. Bu kabulün benzetimde iyi sonuç verdiği söylenebilir.<br />

SRM programının en önemli parametresi olarak nitelendirilen geri çekilme<br />

katsayıları, yağmur yağışının ve kar erimesinin olmadığı ardıl gün debi<br />

değerlerinin kullanılması ile elde edilmiştir. Sonuçta bulunan katsayılar (x,y)<br />

2004 ve 2005 yılları için ayrı ayrı incelenerek belirlenmiştir. Fakat her iki sene<br />

için belirlenen katsayıların ortalamalarının (x=0,9865 ve y=0,1366) Durum 2<br />

benzetiminde iyi sonuç vermesi, bu değerlerin havzanın tepkisini yansıtması<br />

bakımından önemlidir. Ayrıca 2004 senesinde belirlenen pik debiler için<br />

kullanılan x=1,6076 ve y=0,5736 katsayılarının 2005 yılında da Durum 2<br />

koşturmasında iyi sonuç vermesi ki, bu değerler hem 2004 hem de 2005<br />

yılında pik debinin oluştuğu gün ile bir sonraki günde kullanılmıştır, önemlidir.<br />

Derece-gün faktörü değerleri ise ayda bir ölçümü yapılan kar yoğunluk<br />

değerlerinin kullanılması ile belirlenmiştir. Derece-gün faktörü değerinin Mart<br />

ayı ortası ile Nisan ayı başındaki değişimini yansıtmak amacıyla, Mart ve<br />

Nisan aylarındaki derece-gün faktörü değerlerinin ortalaması alınmıştır. Elde<br />

edilen değerlerin, daha önce derece-gün faktörünün değişimi üzerine yapılan<br />

çalışmaların sonuçlarıyla uyumlu olduğu görülmüştür.<br />

Benzetimler sonunda elde edilen bu sonuçların ileriki çalışmalarda daha iyi<br />

sonuçlar vermesi açısından şu öneriler fayda sağlayacaktır:<br />

SRM programının kullandığı değişken ve parametre sayılarının arttırılması<br />

daha iyi sonuçlar alınmasını sağlayabilir. Örneğin; kar erimesi üzerinde etkili


122<br />

olan bakı değerlerinin ve zemin parametrelerinin girdi olarak girilmesi gibi.<br />

Tabii, değişken ve parametre sayılarının arttırılması; modelleme programının<br />

daha karmaşık olmasına neden olacağı gibi, havzaya ait hidrometeorolojik<br />

verilerin daha kapsamlı olarak ölçülmesi gerekliliğini de doğuracaktır.<br />

Sarız Havzasında yapılan bu çalışmada, eldeki verilerin zamanla<br />

değişimlerinin elde edilmesi sınırlı olduğundan, genelde kar erimesi<br />

dönemindeki ortalama değerlerin belirlenmesi yoluna gidilmiştir. Parametre<br />

değerlerinin belirlenmesi için de kar erime döneminde arazi çalışmalarına<br />

gereksinim duyulmaktadır. Çünkü söz konusu parametrelerin hemen hemen<br />

hepsi zamanla değişim göstermektedir. Özellikle zemin nem durumunun, kar<br />

su eşdeğerinin arazide haftada bir yapılacak ölçümler sonrası belirlenmesi,<br />

arazi koşullarını yansıtmak açısından önemlidir.<br />

Benzetimde kullanılan verilerin tüm havzayı temsil edecek nitelikte olması<br />

için, havza içindeki ve çevresindeki ölçüm istasyonlarının, alansal ve<br />

yükseklik bakımından homojen olarak kurulması ve veri akışının daha<br />

güvenilir ve hızlı hale getirilmesi gerekmektedir. Bu şekilde elde edilen veriler<br />

dâhilinde yapılacak modellemelerin yorumlanması daha iyi yapılabilir.<br />

KKA değişimi MODIS algılayıcı aletlerden elde edilen görüntülerden<br />

belirlenmiştir. Bu şekilde belirlenen KKA değerlerinin tam olarak gerçek<br />

durumu yansıttığı, ancak arazi çalışmaları veya daha iyi konumsal<br />

çözünürlüklü uydu görüntüleri ile birlikte yapılması ile söylenebilir. Her ne<br />

kadar KKA görüntülerinin sorgulanmasında iki uydudan elde edilen (Aqua,<br />

Terra) görüntüler ve oransal kar örtüsü (FSC) destekli görüntüler kullanılmış<br />

olsa da, bulunan değerlerin arazi çalışmaları ile desteklenmesi<br />

gerekmektedir. Gerçek durumu ne derece yansıttığı bu şekilde kontrol<br />

edilmelidir.<br />

Programda kullanılan akış katsayıları genel olarak, mevcut ölçülen<br />

hidrografın bileşenlerine ayrılması ile belirlenmektedir. Toplam hidrograftan


123<br />

öncelikle baz akım çıkarıldıktan sonra, kar ve yağmur yağış verilerinin,<br />

sıcaklık, KKA verileri ile birlikte yorumlanması sonucu hidrograf kar ve<br />

yağmur hidrografına ayrılmaktadır. Tabii bu belirlenen hidrograflara göre<br />

hesaplanan akış katsayısı değerlerinde hata payının olabileceği söylenebilir.<br />

Programa girilen sıcaklık değişme oranı değerinin arazi koşullarındaki<br />

değerinden büyük veya küçük olması, benzetilen hidrograflar arasındaki farkı<br />

arttırabilir. Bu nedenle sıcaklık oranı değerinin havzayı temsil edebilmesi için,<br />

havzanın yüksek kısımlarına ölçüm istasyonları kurulmalıdır. Ancak bu<br />

şekilde tüm zonlardaki sıcaklık değerleri gerçeğe yakın olarak ifade edilebilir.<br />

Havzanın sıcaklık ve yağış dağılımını belirlemek için CBS destekli bir jeoistatiki<br />

metot (Kriging gibi) kullanılabilir. Kriging metodu; ölçüm değerlerinin<br />

bilindiği noktalardan faydalanarak, ölçüm değeri olmayan bölgelere ait<br />

değerlerin tahmin edilmesinde kullanılmaktadır. Bu metot sayesinde alansal<br />

ve yükseklik olarak yağış ve sıcaklık değerleri her bir zon için elde edilebilir<br />

[51]. Bu metodun kullanılmasıyla elde edilecek sonucun başarı derecesi,<br />

ölçüm istasyonlarının kot dağılımlarıyla yakından ilişkilidir.<br />

Gecikme zamanı parametresinin belirlenmesi daha ayrıntılı yağış ve<br />

hidrograf verileri ile gerçekleştirilirse havza temsili artacaktır.<br />

Geri çekilme katsayılarının havzanın tepkisini daha iyi yansıtacak parametre<br />

değerlerine ulaşması için; tüm geçmiş ve gelecek yıllar için de benzer<br />

çalışmaların yapılması geri çekilmenin temsilinde olumlu olacaktır.<br />

Derece-gün faktörünün belirlenmesinde; haftada bir ve şiddetli ve uzun kar<br />

yağışları sonrası kar derinliği, yoğunluğu ve su eşdeğerinin arazide ölçülmesi<br />

iyi sonuç verecektir.<br />

Havzanın karstik yapısının, akarsu akımını ne derece etkilediği, Sarız Çayı<br />

kaynağını oluşturan pınarların (Şarlak, Ataltı, Eskiyayla ve Çağlak) akım


124<br />

ölçümlerinin yapılmasıyla daha iyi anlaşılabilir. Çalışmada kaynaktan<br />

kaynaklı akım her ne kadar baz akım olarak değerlendirilse de, bu akımın<br />

tam olarak belirlenmesi için pınarların beslendikleri havza sınırlarının ve<br />

karstik yapının incelenmesi daha güvenilir sonuçlar verecektir.<br />

Havzada meydana gelen çeşitli yağış ve kar erimesinin etkileri 2004-2005<br />

18-17 AGİ hidrograflarında kısa bir zaman içerisinde görülmektedir. Yani<br />

havza içerisindeki karstik yapının çok geciktirici bir özelliği olmadığı<br />

söylenebilir. Buna karşılık, benzetilen hidrograflarda görülen bazı sapmaların<br />

nedeninin; havza karstik yapısı ve pınarlardan katılan akım kaynaklı olduğu<br />

da söylenebilir.<br />

Elde edilen çalışma sonucu; Sarız Çayı Havzası su kaynağının önemli bir<br />

kısmının kar erimesi kaynaklı olduğu anlaşılmıştır. Kullanılan değişken ve<br />

parametre değerlerinin benzetimde iyi sonuç verdiği, fakat bu değerlerin arazi<br />

çalışmaları ile desteklenmeleri durumunda gelecekte yapılacak çalışmalar<br />

için daha işlevsel hale gelecekleri söylenebilir.<br />

Seyhan Havzasının kar potansiyeli bakımından en elverişli bölgesinden biri<br />

olan Sarız Çayı Havzasında belirlenen bu sonuçlardan yola çıkarak, tüm<br />

Seyhan Havzasının kar erimesi akış modelinin kurulması; ülke su<br />

kaynaklarının potansiyeli, işletimi ve sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır.


125<br />

KAYNAKLAR<br />

1. Gürer, İ., “Kar erimesi ve akımı (Uludağ Örneği)”, Doçentlik Tezi,<br />

Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Ankara, 1-5 (1982).<br />

2. Özçırpıcı, N., “Rezervuar işletme çalışmaları ve Keban Barajı’na ait<br />

örnekleme”, 1. Ulusal Hidroloji Kongresi, İstanbul, 359-368 (1979).<br />

3. Şorman, A.Ü., Kaya, H.I., Algün, O., Küpçü, R., “<strong>Uzaktan</strong> algılama ve<br />

coğrafi bilgi sistemleri ile kar model çalışmaları ve Karasu Havzasına<br />

uygulamalar”, 1. Ulusal Kar Kongresi, Erzurum, 169-182 (1998).<br />

4. Gürer, İ., Türksoy, M., “Seyhan Barajı yağış alanının aralık-nisan<br />

periyoduna ait aylık yağışların alansal dağılımı – temsili yağış<br />

istasyonlarının seçimi”, 1. Ulusal Meteoroloji Kongresi, İstanbul, 570-<br />

582 (1981).<br />

5. Wurbs, R.A., “Water management models”, Prentice Hall PTR, New<br />

Jersey, 215 (1995).<br />

6. Singh, V. P., “Computer models of watershed hydrology”, Water<br />

Resources Publications, Colorado, 1130 (1995).<br />

7. Baumgartner, M. F., Apfl, G., “Towards an integrated geographic analysis<br />

with remote sensing, GIS and consecutive modelling for snow cover<br />

monitoring”, Int. J. Remote Sensing, 1507-1517 (1994).<br />

8. Engman, E. T., Gurney, R. J., “Remote sensing in hydrology”, Chapman<br />

and Hall, London, (1991).<br />

9. Gürer, İ., “Kar ve ölçümü”, DSİ Teknik Dergisi, Ankara, 49:34-41 (1980).<br />

10. Ahrens, C. D., “Meteorology today”, West Publishing Company, New<br />

York, 581 (1988).<br />

11. USACE (United States Army Corps of Engineers), “Snow hydrology”,<br />

North Pacific Division, USA, 1-250 (1956).<br />

12. USACE (United States Army Corps of Engineers), “Runoff from<br />

snowmelt”, Engineer Manual 1110-2-1406, Washington, 2.1-2.6 (1998).<br />

13. Gürer, İ., “Hydrometeorological and water balance studies in Finland”,<br />

Helsinki University of Technology, 32-42 (1975).<br />

14. Male, D. H., Gray, D. M., “Snow cover ablation and runoff in handbook of<br />

snow: principles, processes, management and use”, Pergamon Press,<br />

340-436 (1981).


126<br />

15. Devonec, E., Barros, A. P., “Exploring the transferability of a land-surface<br />

hydrology model”, Journal of Hydrology, 265: 258-282 (2002).<br />

16. Essery, R., Yang, Z. L., “An overview of models participating in the snow<br />

model ıntercomparison project”, Snow MIP Workshop, 8. Scientific<br />

Assembly of IAMAS, Innsbruck, (2001).<br />

17. Gray, D. M., Prowse, T. D., “Handbook of hydrology”, McGraw Hill Book<br />

Company, New York, 350 (1992).<br />

18. Bayazıt, M., “Hidroloji”, Birsen Yayınevi, İstanbul, 121-123 (2003).<br />

19. USACE (United States Army Corps of Engineers), “Hydrologic modelling<br />

system HEC-HMS, Technical Reference Manual”, Davis, 5-10 (2000).<br />

20. Martinec, J., Rango, A., Roberts, R., “WinSRM 1.11-Snowmelt Runoff<br />

Model user’s manual”, edited Gomez-Landesa, E., 1-33 (2007).<br />

21. Baumgartner, M. F., Seidel, K., Martinec, J., “Toward snowmelt runoff<br />

forecast based on multisensor remote sensing information”, IEEE<br />

Transactions on Geosciense and Remote Sensing, Edinburgh, UK,<br />

GE-25 (6): 746-750 (1987).<br />

22. Martinec, J., Rango, A., “Parameter values for snowmelt runoff<br />

modelling”, Journal of Hydrology, 84: 197-219 (1986).<br />

23. Martinec, J., “The degree-day factor for snowmelt runoff forecasting”,<br />

IUGG General Assembly of Helsinki, IAHS Commission of Surface<br />

Waters, IAHS Publ. no. 51: 468-477 (1960).<br />

24. Lillesand, T. M., Kiefer, R. W., Chipman, J. W., “Remote sensing and<br />

image interpretation”, Wiley International Edition, USA, 1-12, 476-480<br />

(2004).<br />

25. Sesören, A., “<strong>Uzaktan</strong> algılamada temel kavramlar”, Mart Matbaacılık<br />

Sanatları Ltd. Şti., İstanbul, 11-22, 97-107 (1999).<br />

26. Gibson, P. J., Power, C. H., “Introductory remote sensing, principles and<br />

concepts”, Routledge, London, 1-25, 46-51 (2000).<br />

27. McCoy, R. M., “Field methods in remote sensing”, The Guilford Press,<br />

New York, USA, 110-114 (2005).<br />

28. Rango A., Walker A. E., Goodison B. E., “Snow and ice , in remote<br />

sensing in hydrology and water management”, Editors: Schultz G. A.,<br />

Engman E. T., 239-261 (2000).


127<br />

29. Bernier, P. Y., “Microwave remote sensing of snowpack properties”,<br />

Nordic Hydrology, 1-20 (1987).<br />

30. Hall D. K., Martinec J., “Remote sensing of ıce and snow”, Chapman and<br />

Hall Ltd., London, (1985).<br />

31. Collier P., Runacres A. M. E., McClatchey J., “Mapping very low surface<br />

temperatures in the Scottish high lands using NOAA_AVHRR data”<br />

International Journal of Remote Sensing, 10: 1519-1529 (1989).<br />

32. Tekeli A.E., “Operational hydrological forecasting of snowmelt runoff by<br />

remote sensing and geograhic ınformation systems integration”, Doktora<br />

Tezi, The Graduate School of Natural and Apllied Sciences of METU,<br />

Ankara, 46-53 (2005).<br />

33. Rango A., “Spaceborne remote sensing for snow hydrology applications”,<br />

Hydrological Sciences Journal, 41: 477-494 (1996).<br />

34. Hall, D. K.,Riggs, G. A., “Accuraccy assessment of the MODIS snow<br />

products”, National Snow and Ice Data Center, http://modis-snowice.gsfc.nasa.gov/publications.html,<br />

1534-1547 (2007).<br />

35. Riggs, G. A., Hall, D. K., Salomonson, V. V., “MODIS snow products user<br />

guide to collection 5”, National Snow and Ice Data Center, http://modissnow-<br />

ice.gsfc.nasa.gov/userguides.html., 3-8, 23-24 (2006).<br />

36. Tekeli A.E. ve diğerleri, “Using MODIS snow cover maps in modeling<br />

snowmelt runoff process in the eastern part of Turkey”,<br />

www.elsevier.com/locate/rse, Elsevier, Remote Sensing of<br />

Environment, 97: 228-229 (2005).<br />

37. Hall, D. K., J. L. Foster, D. L. <strong>Ve</strong>rbyla, A. G. Klein, veC. S. Benson,<br />

“Assessment of snow cover mapping accuracy in a variety of vegetation<br />

cover densities in Central Alaska”, Remote Sensing of the<br />

Environment, 66: 129-137, (1998).<br />

38. Riggs, G. A., Hall, D. K., “Reduction of cloud obscuration in the MODIS<br />

snow data product”, 59th Eastern Snow Conference, Stowe, <strong>Ve</strong>rmont<br />

USA., 1-8 (2002).<br />

39. Hall, D. K. ve Riggs, G., A., “Assessment of errors in the modıs suite of<br />

snow-cover products”, Hydrological Processes, in press (2006).<br />

40. Hall, D. K., Riggs, G. A., Salomonson, V. V., DiGirolamo, N. E., Bayr, K.<br />

J., “MODIS snow cover products”, Remote Sensing of Environment,<br />

181-194 (2002).


128<br />

41. Klein, A. G., Hall, D. K., Riggs, G. A., “Improving snow-cover mapping in<br />

forests through the use of a canopy reflectance model”, Hydrologic<br />

Processes, 1723-1744 (1998).<br />

42. Salomonson, V., V. ve Apel, I., “Estimating fractional snow cover from<br />

modıs using the normalized difference snow ındex (NDSI)”, Remote<br />

Sensing of the Environment, 89: 351-360, (2004).<br />

43. Salomonson, V., V. ve Apel, I., “Development of the aqua modıs ndsı<br />

fractional snow cover algorithm and validation results”, Transactions on<br />

Geoscience and Remote Sensing, 44 (7):1747-1756, (2006).<br />

44. <strong>Ve</strong>rbund-Plan ve diğerleri, “Yukarı Seyhan Master Planı”, Enerji ve Tabi<br />

Kaynaklar Bakanlığı DSİ Genel Müdürlüğü, Cilt 1 Metinler, 1.10-1.35<br />

(1984).<br />

45. Özgül, N. ve diğerleri, “Tufanbeyli dolayının Kambriyen-Tersiyer kayaları”,<br />

MTA Enstitüsü Jeoloji Dairesi, Ankara, 18-22 (1975).<br />

46. Yılmaz, A. ve diğerleri, “Doğu Toroslarda Uzunyayla ile Berit Dağı<br />

arasının jeolojisi”, MTA Enstitüsü Jeoloji Dairesi, Ankara, 30-40, 64-65,<br />

86-87, 90-91 (1992).<br />

47. Metin, S. ve diğerleri, “Tufanbeyli-Sarız-Göksun ve Saimbeyli arasının<br />

jeolojisi: Doğu Toroslar”, MTA Enstitüsü Jeoloji Dairesi, Ankara, 65<br />

(1982).<br />

48. Evsen, A., “Hidrojeolojik Havza Raporu”, DSİ 12. Bölge Müdürlüğü,<br />

Kayseri, (2003).<br />

49. World Meteorological Organization, “Guide to hydrological practices”,<br />

WMO No.168, Fifth Edition, 431-436 (1994).<br />

50. Turoğlu, H., Özdemir, H., “Bartın’da sel ve taşkınlar, sebepler, etkiler,<br />

önleme ve zarar azaltma önerileri” Çantay Kitap Kırtasiye Fotokopi<br />

Sanayi ve Tic. Ltd. Şti., İstanbul, 39-40 (2005).<br />

51. Marım, G., “Temporal evaluation of snow depletion curves derived for<br />

upper euphrates basin and applications of snowmelt runoff model (SRM)”,<br />

Yüksek lisans Tezi, The Graduate School of Natural and Apllied<br />

Sciences of METU, Ankara, 42-44 (2008).


EKLER<br />

129


130<br />

EK-1. Sarız Çayı Havzası Haritası<br />

Harita 1.1. Sarız Çayı Havzası haritası (K36, K37, L36 ve L37)


131<br />

EK-2. 18-17 AGİ<br />

Resim 2.1. 18-17 AGİ<br />

Resim 2.2. Sarız DMİ meteoroloji gözlem istasyonu


132<br />

EK-3. Hidrometeorolojik ölçüm istasyonlarının konumu<br />

Harita 3.1. Sarız Çayı Havzası ölçüm istasyonlarının konumu


133<br />

EK-3. (Devam) Hidrometeorolojik ölçüm istasyonlarının konumu<br />

Harita 3.2. Sarız Çayı Havzası ile MGİ’lerin konumu


134<br />

EK-4. Sarız Çayı Sulaması<br />

Resim 4.1. Sarız Çayı sulaması, regülatör ve su alma yapıları


135<br />

EK-5. Sarız DMİ Toplam Yağış ve Sıcaklık <strong>Ve</strong>rileri<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-15<br />

1 Ekim 93<br />

16 Ekim 93<br />

31 Ekim 93<br />

15 Kasım 93<br />

30 Kasım 93<br />

15 Aralık 93<br />

30 Aralık 93<br />

14 Ocak 94<br />

29 Ocak 94<br />

13 Şubat 94<br />

28 Şubat 94<br />

15 Mart 94<br />

30 Mart 94<br />

14 Nisan 94<br />

29 Nisan 94<br />

14 Mayıs 94<br />

29 Mayıs 94<br />

Günler<br />

Yağış Sıcaklık<br />

13 Haziran 94<br />

28 Haziran 94<br />

13 Temmuz 94<br />

28 Temmuz 94<br />

12 Ağustos 94<br />

27 Ağustos 94<br />

11 Eylül 94<br />

26 Eylül 94<br />

Şekil 5.1. Toplam yağış miktarı (1994)<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

-15<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-20<br />

1 Ekim 94<br />

15 Ekim 94<br />

29 Ekim 94<br />

12 Kasım 94<br />

26 Kasım 94<br />

10 Aralık 94<br />

24 Aralık 94<br />

7 Ocak 95<br />

21 Ocak 95<br />

4 Şubat 95<br />

18 Şubat 95<br />

4 Mart 95<br />

18 Mart 95<br />

1 Nisan 95<br />

15 Nisan 95<br />

29 Nisan 95<br />

13 Mayıs 95<br />

27 Mayıs 95<br />

Günler<br />

Yağış Sıcaklık<br />

Şekil 5.2. Toplam yağış miktarı (1995)<br />

10 Haziran 95<br />

24 Haziran 95<br />

8 Temmuz 95<br />

22 Temmuz 95<br />

5 Ağustos 95<br />

19 Ağustos 95<br />

2 Eylül 95<br />

16 Eylül 95<br />

30 Eylül 95


136<br />

EK-5 (Devam) Sarız DMİ Toplam Yağış ve Sıcaklık <strong>Ve</strong>rileri<br />

40<br />

25<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

35<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-15<br />

1 Ekim 95<br />

16 Ekim 95<br />

31 Ekim 95<br />

15 Kasım 95<br />

30 Kasım 95<br />

15 Aralık 95<br />

30 Aralık 95<br />

14 Ocak 96<br />

29 Ocak 96<br />

13 Şubat 96<br />

28 Şubat 96<br />

14 Mart 96<br />

29 Mart 96<br />

13 Nisan 96<br />

Günler<br />

28 Nisan 96<br />

13 Mayıs 96<br />

28 Mayıs 96<br />

12 Haziran 96<br />

27 Haziran 96<br />

12 Temmuz 96<br />

27 Temmuz 96<br />

11 Ağustos 96<br />

26 Ağustos 96<br />

10 Eylül 96<br />

25 Eylül 96<br />

Yağış<br />

Sıcaklık<br />

Şekil 5.3. Toplam yağış miktarı (1996)<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

-15<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-20<br />

1 Ekim 96<br />

16 Ekim 96<br />

31 Ekim 96<br />

15 Kasım 96<br />

30 Kasım 96<br />

15 Aralık 96<br />

30 Aralık 96<br />

14 Ocak 97<br />

29 Ocak 97<br />

13 Şubat 97<br />

28 Şubat 97<br />

15 Mart 97<br />

30 Mart 97<br />

14 Nisan 97<br />

Günler<br />

29 Nisan 97<br />

14 Mayıs 97<br />

29 Mayıs 97<br />

13 Haziran 97<br />

28 Haziran 97<br />

13 Temmuz 97<br />

28 Temmuz 97<br />

12 Ağustos 97<br />

27 Ağustos 97<br />

11 Eylül 97<br />

26 Eylül 97<br />

Yağış<br />

Sıcaklık<br />

Şekil 5.4. Toplam yağış miktarı (1997)


137<br />

EK-5 (Devam) Sarız DMİ Toplam Yağış ve Sıcaklık <strong>Ve</strong>rileri<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

-15<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-20<br />

1 Ekim 97<br />

16 Ekim 97<br />

31 Ekim 97<br />

15 Kasım 97<br />

30 Kasım 97<br />

15 Aralık 97<br />

30 Aralık 97<br />

14 Ocak 98<br />

29 Ocak 98<br />

13 Şubat 98<br />

28 Şubat 98<br />

15 Mart 98<br />

30 Mart 98<br />

14 Nisan 98<br />

Günler<br />

29 Nisan 98<br />

14 Mayıs 98<br />

29 Mayıs 98<br />

13 Haziran 98<br />

28 Haziran 98<br />

13 Temmuz 98<br />

28 Temmuz 98<br />

12 Ağustos 98<br />

27 Ağustos 98<br />

11 Eylül 98<br />

26 Eylül 98<br />

Yağış<br />

Sıcaklık<br />

Şekil 5.5. Toplam yağış miktarı (1998)<br />

40<br />

25<br />

35<br />

20<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-15<br />

1 Ekim 98<br />

16 Ekim 98<br />

31 Ekim 98<br />

15 Kasım 98<br />

30 Kasım 98<br />

15 Aralık 98<br />

30 Aralık 98<br />

14 Ocak 99<br />

29 Ocak 99<br />

13 Şubat 99<br />

28 Şubat 99<br />

15 Mart 99<br />

30 Mart 99<br />

14 Nisan 99<br />

29 Nisan 99<br />

Günler<br />

Yağış Sıcaklık<br />

14 Mayıs 99<br />

29 Mayıs 99<br />

13 Haziran 99<br />

28 Haziran 99<br />

13 Temmuz 99<br />

28 Temmuz 99<br />

12 Ağustos 99<br />

27 Ağustos 99<br />

11 Eylül 99<br />

26 Eylül 99<br />

Şekil 5.6. Toplam yağış miktarı (1999)


138<br />

EK-5 (Devam) Sarız DMİ Toplam Yağış ve Sıcaklık <strong>Ve</strong>rileri<br />

20<br />

30<br />

25<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

15<br />

10<br />

5<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

Sıcaklık (C)<br />

-15<br />

0<br />

-20<br />

1 Ekim 99<br />

16 Ekim 99<br />

31 Ekim 99<br />

15 Kasım 99<br />

30 Kasım 99<br />

15 Aralık 99<br />

30 Aralık 99<br />

14 Ocak 00<br />

29 Ocak 00<br />

13 Şubat 00<br />

28 Şubat 00<br />

14 Mart 00<br />

29 Mart 00<br />

13 Nisan 00<br />

28 Nisan 00<br />

Günler<br />

Yağış Sıcaklık<br />

13 Mayıs 00<br />

28 Mayıs 00<br />

12 Haziran 00<br />

27 Haziran 00<br />

12 Temmuz 00<br />

27 Temmuz 00<br />

11 Ağustos 00<br />

26 Ağustos 00<br />

10 Eylül 00<br />

25 Eylül 00<br />

Şekil 5.7. Toplam yağış miktarı (2000)<br />

20<br />

30<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

15<br />

10<br />

5<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-15<br />

1 Ekim 00<br />

15 Ekim 00<br />

29 Ekim 00<br />

12 Kasım 00<br />

26 Kasım 00<br />

10 Aralık 00<br />

24 Aralık 00<br />

7 Ocak 01<br />

21 Ocak 01<br />

4 Şubat 01<br />

18 Şubat 01<br />

4 Mart 01<br />

18 Mart 01<br />

1 Nisan 01<br />

15 Nisan 01<br />

29 Nisan 01<br />

Günler<br />

Şekil 5.8. Toplam yağış miktarı (2001)<br />

Yağış Sıcaklık<br />

13 Mayıs 01<br />

27 Mayıs 01<br />

10 Haziran 01<br />

24 Haziran 01<br />

8 Temmuz 01<br />

22 Temmuz 01<br />

5 Ağustos 01<br />

19 Ağustos 01<br />

2 Eylül 01<br />

16 Eylül 01<br />

30 Eylül 01


139<br />

EK-5 (Devam) Sarız DMİ Toplam Yağış ve Sıcaklık <strong>Ve</strong>rileri<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

45<br />

40<br />

35<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

-15<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-20<br />

1 Ekim 01<br />

15 Ekim 01<br />

29 Ekim 01<br />

12 Kasım 01<br />

26 Kasım 01<br />

10 Aralık 01<br />

24 Aralık 01<br />

7 Ocak 02<br />

21 Ocak 02<br />

4 Şubat 02<br />

18 Şubat 02<br />

4 Mart 02<br />

Şekil 5.9. Toplam yağış miktarı (2002)<br />

18 Mart 02<br />

1 Nisan 02<br />

15 Nisan 02<br />

29 Nisan 02<br />

Günler<br />

Yağış Sıcaklık<br />

13 Mayıs 02<br />

27 Mayıs 02<br />

10 Haziran 02<br />

24 Haziran 02<br />

8 Temmuz 02<br />

22 Temmuz 02<br />

5 Ağustos 02<br />

19 Ağustos 02<br />

2 Eylül 02<br />

16 Eylül 02<br />

30 Eylül 02<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

-15<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-20<br />

1 Ekim 02<br />

15 Ekim 02<br />

29 Ekim 02<br />

12 Kasım 02<br />

26 Kasım 02<br />

10 Aralık 02<br />

24 Aralık 02<br />

7 Ocak 03<br />

21 Ocak 03<br />

4 Şubat 03<br />

18 Şubat 03<br />

4 Mart 03<br />

18 Mart 03<br />

1 Nisan 03<br />

15 Nisan 03<br />

29 Nisan 03<br />

Günler<br />

Şekil 5.10. Toplam yağış miktarı (2003)<br />

Yağış Sıcaklık<br />

13 Mayıs 03<br />

27 Mayıs 03<br />

10 Haziran 03<br />

24 Haziran 03<br />

8 Temmuz 03<br />

22 Temmuz 03<br />

5 Ağustos 03<br />

19 Ağustos 03<br />

2 Eylül 03<br />

16 Eylül 03<br />

30 Eylül 03


140<br />

EK-5 (Devam) Sarız DMİ Toplam Yağış ve Sıcaklık <strong>Ve</strong>rileri<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

-15<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-20<br />

1 Ekim 03<br />

15 Ekim 03<br />

29 Ekim 03<br />

12 Kasım 03<br />

26 Kasım 03<br />

10 Aralık 03<br />

24 Aralık 03<br />

7 Ocak 04<br />

21 Ocak 04<br />

4 Şubat 04<br />

18 Şubat 04<br />

3 Mart 04<br />

17 Mart 04<br />

31 Mart 04<br />

14 Nisan 04<br />

28 Nisan 04<br />

Günler<br />

Şekil 5.11. Toplam yağış miktarı (2004)<br />

Yağış Sıcaklık<br />

12 Mayıs 04<br />

26 Mayıs 04<br />

9 Haziran 04<br />

23 Haziran 04<br />

7 Temmuz 04<br />

21 Temmuz 04<br />

4 Ağustos 04<br />

18 Ağustos 04<br />

1 Eylül 04<br />

15 Eylül 04<br />

29 Eylül 04<br />

80<br />

30<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

70<br />

60<br />

50<br />

40<br />

30<br />

20<br />

10<br />

0<br />

1 Ekim 04<br />

15 Ekim 04<br />

29 Ekim 04<br />

12 Kasım 04<br />

26 Kasım 04<br />

10 Aralık 04<br />

24 Aralık 04<br />

7 Ocak 05<br />

21 Ocak 05<br />

4 Şubat 05<br />

18 Şubat 05<br />

4 Mart 05<br />

18 Mart 05<br />

1 Nisan 05<br />

15 Nisan 05<br />

29 Nisan 05<br />

Günler<br />

Şekil 5.12. Toplam yağış miktarı (2005)<br />

Yağış Sıcaklık<br />

13 Mayıs 05<br />

27 Mayıs 05<br />

10 Haziran 05<br />

24 Haziran 05<br />

8 Temmuz 05<br />

22 Temmuz 05<br />

5 Ağustos 05<br />

19 Ağustos 05<br />

2 Eylül 05<br />

16 Eylül 05<br />

30 Eylül 05<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

-15<br />

-20<br />

Sıcaklık (C)


141<br />

EK-5 (Devam) Sarız DMİ Toplam Yağış ve Sıcaklık <strong>Ve</strong>rileri<br />

Toplam yağış miktarı (mm)<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

30<br />

25<br />

20<br />

15<br />

10<br />

5<br />

0<br />

-5<br />

-10<br />

Sıcaklık (C)<br />

0<br />

-15<br />

1 Ekim 05<br />

15 Ekim 05<br />

29 Ekim 05<br />

12 Kasım 05<br />

26 Kasım 05<br />

10 Aralık 05<br />

24 Aralık 05<br />

7 Ocak 06<br />

21 Ocak 06<br />

4 Şubat 06<br />

18 Şubat 06<br />

4 Mart 06<br />

18 Mart 06<br />

1 Nisan 06<br />

15 Nisan 06<br />

29 Nisan 06<br />

Günler<br />

Şekil 5.13. Toplam yağış miktarı (2006)<br />

Yağış Sıcaklık<br />

13 Mayıs 06<br />

27 Mayıs 06<br />

10 Haziran 06<br />

24 Haziran 06<br />

8 Temmuz 06<br />

22 Temmuz 06<br />

5 Ağustos 06<br />

19 Ağustos 06<br />

2 Eylül 06<br />

16 Eylül 06<br />

30 Eylül 06


142<br />

EK-6. Sarız Çayı Havzasına Düşen Toplam Yağışın Karşılaştırılması ve<br />

Karla Kaplı Günlerin Sayısı<br />

Toplam Yağış Miktarı (mm)<br />

140<br />

120<br />

100<br />

80<br />

60<br />

40<br />

20<br />

0<br />

138.40<br />

94.20<br />

62.76 63.20<br />

54.50 59.53<br />

40.08 40.90 42.49<br />

41.20<br />

32.20<br />

23.20<br />

Ocak Şubat Mart Nisan<br />

Aylar<br />

Uzun Yılların Ortalaması 2004 2005<br />

Şekil 6.1. Sarız Havzasına Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarında düşen<br />

toplam yağışın karşılaştırılması<br />

30<br />

27<br />

31<br />

31<br />

28<br />

29<br />

28<br />

Karla Kaplı Günler<br />

20<br />

10<br />

0<br />

22<br />

22<br />

20<br />

5<br />

2<br />

Ocak Şubat Mart Nisan<br />

1<br />

Aylar<br />

Uzun Yılların Ortalaması 2004 2005<br />

Şekil 6.2. Sarız Havzasının Ocak, Şubat, Mart ve Nisan aylarındaki karla<br />

kaplı günler sayısı


143<br />

EK-7 2004 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 7.1. 1 Mart ve 9 Mart Terra/MODIS görüntüleri<br />

Resim 7.2. 12 Mart Terra/MODIS ve 12 Mart Aqua/MODIS görüntüleri


144<br />

EK-7 (Devam) 2004 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 7.3. 20 Mart ve 21 Mart Terra/MODIS görüntüleri<br />

Resim 7.4. 23 Mart ve 25 Mart Terra/MODIS görüntüleri


145<br />

EK-7 (Devam) 2004 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 7.5. 31 Mart Terra/MODIS ve 31 Mart Aqua/MODIS görüntüleri<br />

Resim 7.6. 1 Nisan ve 3 Nisan Terra/MODIS görüntüleri


146<br />

EK-7 (Devam) 2004 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 7.7. 5 Nisan ve 6 Nisan Terra/MODIS görüntüleri<br />

Resim 7.8. 6 Nisan ve 7 Nisan Aqua/MODIS görüntüleri


147<br />

EK-7 (Devam) 2004 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 7.9. 7 Nisan ve 9 Nisan Terra/MODIS görüntüleri<br />

Resim 7.10. 11 Nisan Terra/MODIS görüntüleri


148<br />

EK-8 2005 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 8.1. 1 Mart ve 2 Mart Terra/MODIS görüntüleri<br />

Resim 8.2. 5 Mart Terra/MODIS ve 5 Mart Aqua/MODIS görüntüleri


149<br />

EK-8 (Devam) 2005 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 8.3. 9 Mart Terra/MODIS ve 9 Mart Aqua/MODIS görüntüleri<br />

Resim 8.4. 11 Mart ve 13 Mart Terra/MODIS görüntüleri


150<br />

EK-8 (Devam) 2005 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 8.5. 13 Mart Aqua/MODIS ve 14 Mart Terra/MODIS görüntüleri<br />

Resim 8.6. 15 Mart Terra/MODIS ve 15 Mart Aqua/MODIS görüntüleri


151<br />

EK-8 (Devam) 2005 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 8.7. 18 Mart Terra/MODIS ve 18 Mart Aqua/MODIS görüntüleri<br />

Resim 8.8. 24 Mart Terra/MODIS ve 24 Mart Aqua/MODIS görüntüleri


153<br />

EK-8 (Devam) 2005 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 8.11. 27 Mart ve 30 Mart Terra/MODIS görüntüleri<br />

Resim 8.12. 30 Mart ve 5 Nisan Aqua/MODIS görüntüleri


154<br />

EK-8 (Devam) 2005 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 8.13. 5 Nisan ve 7 Nisan Terra/MODIS görüntüleri<br />

Resim 8.14. 10 Nisan ve 11 Nisan Terra/MODIS görüntüleri


155<br />

EK-8 (Devam) 2005 MODIS Görüntülerinin Bulut Durumu<br />

Resim 8.15. 12 Nisan ve 15 Nisan Terra/MODIS görüntüleri<br />

Resim 8.16. 17 Nisan Terra/MODIS görüntüleri


156<br />

EK-9 18-17 AGİ Toplam Hidrografları<br />

4<br />

3<br />

Debi (m 3 /s)<br />

2<br />

1<br />

0<br />

1 Ekim 93<br />

16 Ekim 93<br />

31 Ekim 93<br />

15 Kasım 93<br />

30 Kasım 93<br />

15 Aralık 93<br />

30 Aralık 93<br />

14 Ocak 94<br />

29 Ocak 94<br />

13 Şubat 94<br />

28 Şubat 94<br />

15 Mart 94<br />

30 Mart 94<br />

14 Nisan 94<br />

Günler<br />

29 Nisan 94<br />

14 Mayıs 94<br />

29 Mayıs 94<br />

13 Haziran 94<br />

28 Haziran 94<br />

13 Temmuz 94<br />

28 Temmuz 94<br />

12 Ağustos 94<br />

27 Ağustos 94<br />

11 Eylül 94<br />

26 Eylül 94<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.1. Toplam Hidrograf (1994)<br />

5<br />

4<br />

Debi (m 3 /s)<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

1 Ekim 94<br />

16 Ekim 94<br />

31 Ekim 94<br />

15 Kasım 94<br />

30 Kasım 94<br />

15 Aralık 94<br />

30 Aralık 94<br />

14 Ocak 95<br />

29 Ocak 95<br />

13 Şubat 95<br />

28 Şubat 95<br />

15 Mart 95<br />

30 Mart 95<br />

14 Nisan 95<br />

Günler<br />

29 Nisan 95<br />

14 Mayıs 95<br />

29 Mayıs 95<br />

13 Haziran 95<br />

28 Haziran 95<br />

13 Temmuz 95<br />

28 Temmuz 95<br />

12 Ağustos 95<br />

27 Ağustos 95<br />

11 Eylül 95<br />

26 Eylül 95<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.2. Toplam Hidrograf (1995)


157<br />

EK-9 (Devam) 18-17 AGİ Toplam Hidrografları<br />

16<br />

14<br />

12<br />

Debi (m 3 /s)<br />

10<br />

8<br />

6<br />

4<br />

2<br />

0<br />

1 Ekim 95<br />

16 Ekim 95<br />

31 Ekim 95<br />

15 Kasım 95<br />

30 Kasım 95<br />

15 Aralık 95<br />

30 Aralık 95<br />

14 Ocak 96<br />

29 Ocak 96<br />

13 Şubat 96<br />

28 Şubat 96<br />

14 Mart 96<br />

29 Mart 96<br />

13 Nisan 96<br />

Günler<br />

28 Nisan 96<br />

13 Mayıs 96<br />

28 Mayıs 96<br />

12 Haziran 96<br />

27 Haziran 96<br />

12 Temmuz 96<br />

27 Temmuz 96<br />

11 Ağustos 96<br />

26 Ağustos 96<br />

10 Eylül 96<br />

25 Eylül 96<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.3. Toplam Hidrograf (1996)<br />

6<br />

5<br />

Debi (m 3 /s)<br />

4<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

1 Ekim 96<br />

16 Ekim 96<br />

31 Ekim 96<br />

15 Kasım 96<br />

30 Kasım 96<br />

15 Aralık 96<br />

30 Aralık 96<br />

14 Ocak 97<br />

29 Ocak 97<br />

13 Şubat 97<br />

28 Şubat 97<br />

15 Mart 97<br />

30 Mart 97<br />

14 Nisan 97<br />

Günler<br />

29 Nisan 97<br />

14 Mayıs 97<br />

29 Mayıs 97<br />

13 Haziran 97<br />

28 Haziran 97<br />

13 Temmuz 97<br />

28 Temmuz 97<br />

12 Ağustos 97<br />

27 Ağustos 97<br />

11 Eylül 97<br />

26 Eylül 97<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.4. Toplam Hidrograf (1997)


158<br />

EK-9 (Devam) 18-17 AGİ Toplam Hidrografları<br />

7<br />

6<br />

5<br />

Debi (m 3 /s)<br />

4<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

1 Ekim 97<br />

16 Ekim 97<br />

31 Ekim 97<br />

15 Kasım 97<br />

30 Kasım 97<br />

15 Aralık 97<br />

30 Aralık 97<br />

14 Ocak 98<br />

29 Ocak 98<br />

13 Şubat 98<br />

28 Şubat 98<br />

15 Mart 98<br />

30 Mart 98<br />

14 Nisan 98<br />

Günler<br />

29 Nisan 98<br />

14 Mayıs 98<br />

29 Mayıs 98<br />

13 Haziran 98<br />

28 Haziran 98<br />

13 Temmuz 98<br />

28 Temmuz 98<br />

12 Ağustos 98<br />

27 Ağustos 98<br />

11 Eylül 98<br />

26 Eylül 98<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.5. Toplam Hidrograf (1998)<br />

8<br />

7<br />

6<br />

Debi (m 3 /s)<br />

5<br />

4<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

1 Ekim 98<br />

16 Ekim 98<br />

31 Ekim 98<br />

15 Kasım 98<br />

30 Kasım 98<br />

15 Aralık 98<br />

30 Aralık 98<br />

14 Ocak 99<br />

29 Ocak 99<br />

13 Şubat 99<br />

28 Şubat 99<br />

15 Mart 99<br />

30 Mart 99<br />

14 Nisan 99<br />

Günler<br />

29 Nisan 99<br />

14 Mayıs 99<br />

29 Mayıs 99<br />

13 Haziran 99<br />

28 Haziran 99<br />

13 Temmuz 99<br />

28 Temmuz 99<br />

12 Ağustos 99<br />

27 Ağustos 99<br />

11 Eylül 99<br />

26 Eylül 99<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.6. Toplam Hidrograf (1999)


159<br />

EK-9 (Devam) 18-17 AGİ Toplam Hidrografları<br />

9<br />

8<br />

7<br />

6<br />

Debi (m 3 /s)<br />

5<br />

4<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

1 Ekim 99<br />

16 Ekim 99<br />

31 Ekim 99<br />

15 Kasım 99<br />

30 Kasım 99<br />

15 Aralık 99<br />

30 Aralık 99<br />

14 Ocak 00<br />

29 Ocak 00<br />

13 Şubat 00<br />

28 Şubat 00<br />

14 Mart 00<br />

29 Mart 00<br />

13 Nisan 00<br />

Günler<br />

28 Nisan 00<br />

13 Mayıs 00<br />

28 Mayıs 00<br />

12 Haziran 00<br />

27 Haziran 00<br />

12 Temmuz 00<br />

27 Temmuz 00<br />

11 Ağustos 00<br />

26 Ağustos 00<br />

10 Eylül 00<br />

25 Eylül 00<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.7. Toplam Hidrograf (2000)<br />

2<br />

Debi (m 3 /s)<br />

1<br />

0<br />

1 Ekim 00<br />

16 Ekim 00<br />

31 Ekim 00<br />

15 Kasım 00<br />

30 Kasım 00<br />

15 Aralık 00<br />

30 Aralık 00<br />

14 Ocak 01<br />

29 Ocak 01<br />

13 Şubat 01<br />

28 Şubat 01<br />

15 Mart 01<br />

30 Mart 01<br />

14 Nisan 01<br />

Günler<br />

29 Nisan 01<br />

14 Mayıs 01<br />

29 Mayıs 01<br />

13 Haziran 01<br />

28 Haziran 01<br />

13 Temmuz 01<br />

28 Temmuz 01<br />

12 Ağustos 01<br />

27 Ağustos 01<br />

11 Eylül 01<br />

26 Eylül 01<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.8. Toplam Hidrograf (2001)


160<br />

EK-9 (Devam) 18-17 AGİ Toplam Hidrografları<br />

5<br />

4<br />

Debi (m 3 /s)<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

1 Ekim 02<br />

16 Ekim 02<br />

31 Ekim 02<br />

15 Kasım 02<br />

30 Kasım 02<br />

15 Aralık 02<br />

30 Aralık 02<br />

14 Ocak 03<br />

29 Ocak 03<br />

13 Şubat 03<br />

28 Şubat 03<br />

15 Mart 03<br />

30 Mart 03<br />

14 Nisan 03<br />

Günler<br />

29 Nisan 03<br />

14 Mayıs 03<br />

29 Mayıs 03<br />

13 Haziran 03<br />

28 Haziran 03<br />

13 Temmuz 03<br />

28 Temmuz 03<br />

12 Ağustos 03<br />

27 Ağustos 03<br />

11 Eylül 03<br />

26 Eylül 03<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.9. Toplam Hidrograf (2003)<br />

9<br />

8<br />

7<br />

6<br />

Debi (m 3 /s)<br />

5<br />

4<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

1 Ekim 05<br />

16 Ekim 05<br />

31 Ekim 05<br />

15 Kasım 05<br />

30 Kasım 05<br />

15 Aralık 05<br />

30 Aralık 05<br />

14 Ocak 06<br />

29 Ocak 06<br />

13 Şubat 06<br />

28 Şubat 06<br />

15 Mart 06<br />

30 Mart 06<br />

14 Nisan 06<br />

Günler<br />

29 Nisan 06<br />

14 Mayıs 06<br />

29 Mayıs 06<br />

13 Haziran 06<br />

28 Haziran 06<br />

13 Temmuz 06<br />

28 Temmuz 06<br />

12 Ağustos 06<br />

27 Ağustos 06<br />

11 Eylül 06<br />

26 Eylül 06<br />

Toplam Hidrograf<br />

Şekil 9.10. Toplam Hidrograf (2006)


161<br />

EK-9 (Devam) 18-17 AGİ Toplam Hidrografları<br />

6<br />

5<br />

Debi (m 3 /s)<br />

4<br />

3<br />

2<br />

1<br />

0<br />

Ekim<br />

Kasım<br />

Aralık<br />

Ocak<br />

Şubat<br />

Mart<br />

Nisan<br />

Günler<br />

Mayıs<br />

Haziran<br />

Temmuz<br />

Ağustos<br />

Eylül<br />

Uzun yılların ortalaması 2004 2005<br />

Şekil 9.11. Uzun yıllar aylık ortalama debi değerleri<br />

18<br />

15<br />

12<br />

Debi (m 3 /s)<br />

9<br />

6<br />

3<br />

0<br />

Ekim<br />

Kasım<br />

Aralık<br />

Ocak<br />

Şubat<br />

Mart<br />

Nisan<br />

Günler<br />

Mayıs<br />

Haziran<br />

Temmuz<br />

Ağustos<br />

Eylül<br />

Uzun yılların ortalaması 2004 2005<br />

Şekil 9.12. Uzun yıllar günlük ortalama debi değerleri


162<br />

ÖZGEÇMİŞ<br />

Kişisel <strong>Bilgi</strong>ler<br />

Soyadı, adı<br />

: TAŞDEMİR, Gökhan<br />

Uyruğu<br />

: T.C.<br />

Doğum tarihi ve yeri : 28.06.1983 Almanya<br />

Medeni hali<br />

: Bekâr<br />

Telefon : 0 (537) 460 13 52<br />

Faks :<br />

e-mail<br />

: tasdemirgok@gmail.com.<br />

Eğitim<br />

Derece Eğitim Birimi Mezuniyet tarihi<br />

Lisans Gazi Üniversitesi MMF/ İnşaat Müh. Böl. 2006<br />

Lise Batıkent Lisesi 2001<br />

İş Deneyimi<br />

Yıl Yer Görev<br />

2006-2008 Bar-Su Proje ve İnş. Tic. Ltd. Şti. Teknik Ofis Mühendisi<br />

Yabancı Dil<br />

İngilizce<br />

Hobiler<br />

Müzik, motor sporları

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!