You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
SİNEMA<br />
savaşı anlatmasa da en azından temiz ve<br />
tarafsız denebilecek bir örnek olarak sinema<br />
tarihindeki yerini aldı.<br />
“Gladyatör” (Gladiator, 2000), “Akıl<br />
Oyunları” (A Beautiful Mind, 2001), “Man<br />
of Steel” (2013), “Nuh: Büyük Tufan”<br />
(Noah, 2014) gibi büyük yapıtlarla dünya<br />
çapında tanınan Oscar’lı aktör Russell<br />
Crowe, bir süredir Türkiye’ye ilişkin<br />
attığı tweet’lerle de bizimle yakın bir ilişki<br />
kurduğunu belli ediyordu. İlk kez uzun<br />
metrajlı film yönetmek üzere koltuğa oturan<br />
Crowe, Çanakkale Savaşı’na Avustralya’dan<br />
katılan Anzaklar’ın hikayesine odaklanıyor.<br />
Üstelik konuya dair bugüne dek ayrılmış<br />
en büyük bütçeyle ve Türkiye’den yıldız<br />
oyuncuların katkısıyla…<br />
yola koyulur. İstanbul’da yolu tesadüfen<br />
salaş bir otele düşen Connor, burada<br />
kocasını savaşta kaybetmiş, küçük oğluyla<br />
ayakta kalma savaşı veren otel sahibesi<br />
Ayşe (Olga Kurylenko) ile tanışır. Bir<br />
şekilde Gelibolu’ya ulaştıktan sonra ise<br />
oğullarının başına ne geldiğini araştırmaya<br />
başlar. Bölgenin binlerce ölü askerle dolu<br />
TÜRKLER’LE KURDUĞU EMPATİ VE SAVAŞA<br />
‘AKIL’ YOLUYLA BAKMASI AÇISINDAN ÖNEMLİ<br />
BİR YERDE DURAN “SON UMUT”, GELECEK<br />
SENE 100. YILDÖNÜMÜNE GİRECEK OLAN<br />
ÇANAKKALE SAVAŞI’NA DAİR ÖNEMLİ YAPIT.<br />
Savaşa akıl ve vicdan gözüyle bakıyor<br />
Aslen Yeni Zelandalı olan Crowe, bir<br />
Hollywood starı olmanın ötesine geçerek,<br />
mütevazı kişiliği ve sanatçı duyarlılığıyla<br />
Çanakkale’de yaşananlara gerçek bir<br />
hikayeden yola çıkarak bakmayı deniyor.<br />
Üstelik Mel Gibson’lı “Gelibolu”<br />
(Gallipoli) filminin bittiği yerden<br />
anlatmaya başlıyor diyebiliriz. Yani iki<br />
arkadaşın Gelibolu’ya gelmeleri ve savaşın<br />
ortasına düşmeleriyle biten “Gelibolu”nun<br />
devamında neler olduğunu izliyoruz<br />
bir nevi… Asıl öykü 1919’da geçerken,<br />
flashback’lerle savaşın ortasına da gidip<br />
geliyoruz ara ara…<br />
Avustralya’da çiftçilik yapan Joshua<br />
Connor’la (Russell Crowe) tanışıyoruz<br />
önce… Tarlası için kuyu kazıp su bulmaya<br />
çalışan Connor, evde karısının derin<br />
mutsuzluğu ve sitemiyle baş etmeye<br />
çalışmaktadır. Dört yıl önce Çanakkale<br />
Savaşı’nda kaybolan üç oğlundan haber<br />
alamayan karısı, ölmüş olsalar dahi<br />
evlatlarının mezarlarının olmamasının<br />
acısını yaşamaktadır. Nihayet intihar<br />
ederek acılarına son veren karısını defneden<br />
Connor, kendisini oraya bağlayan hiçbir<br />
şeyin kalmadığına hükmederek, oğullarının<br />
akıbetini öğrenmek üzere İstanbul’a doğru<br />
7 www.mybilet.com