End Risk Dergisi, Sayı 6 - Allianz Emeklilik
End Risk Dergisi, Sayı 6 - Allianz Emeklilik
End Risk Dergisi, Sayı 6 - Allianz Emeklilik
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
SAYI 6 2007<br />
“<strong>Risk</strong>, Paylaflt›kça Azal›r”<br />
Dikkat yüksek voltaj<br />
Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Seçimi<br />
Bu kaza pahalıya patladı
İçindekiler<br />
3<br />
Bireysel <strong>Emeklilik</strong><br />
Seçimi<br />
Çalışanların en büyük<br />
endişelerinden biri, kuşkusuz<br />
kendilerini nasıl bir emeklilik<br />
döneminin beklediğidir. Bu<br />
endişeyi yaşlanmaya başlamadan<br />
önce hissedenler, bu<br />
dönemlerinde rahat etmek için<br />
çeşitli önlemler alarak bir çözüm<br />
bulmaya çalışmaktadır.<br />
Dikkat yüksek<br />
voltaj!<br />
Elektrik enerjisi nasıl<br />
oluyor da bu kadar çok<br />
sayıda yangına neden<br />
olabiliyor<br />
5<br />
Bu kaza pahalıya<br />
patladı<br />
28 Şubat 2001 gününün<br />
erken saatlerinde, Land Rover<br />
marka bir aracın sürücüsü,<br />
otobanda giderken direksiyon<br />
başında uyuyakaldı. Bu olay<br />
10 kişinin ölümüne ve<br />
50.000.000 Euro'yu aşan<br />
hasara sebep oldu.<br />
9<br />
13<br />
Normal ikizler<br />
mi, yoksa<br />
siyam ikizleri<br />
mi<br />
Dünyada kısaca 9/11<br />
olarak anılan, 11 Eylül 2001<br />
tarihinde New York'taki<br />
Dünya Ticaret Merkezi'nin<br />
İkiz Kuleler’ine yapılan<br />
terörist saldırısındaki<br />
sigortalı hasarın tazminat<br />
konusu, dünya sigorta<br />
sektöründe “örnek vaka”<br />
oldu.<br />
İnşaat / Montaj<br />
sigortalarıyla<br />
temelinizi<br />
güçlendirin<br />
İnşaat All <strong>Risk</strong>s Sigortası'nın<br />
gerekliliği; projenin<br />
devamlılığının sağlanması,<br />
sermaye, işgücü ve zaman<br />
kayıplarının önüne geçilmesi<br />
konularında ortaya<br />
çıkmaktadır.<br />
11<br />
Koç <strong>Allianz</strong> Adına İmtiyaz Sahibi: Nurgül F. Akten<br />
Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Müdür: Melda Saya<br />
Yapım: Bcom<br />
Tasarım: Bcom<br />
Baskı: Cemturan Ofset<br />
KOÇ ALLIANZ SİGORTA A.Ş.<br />
endrisk@kocallianz.com.tr<br />
Bağlarbaşı, Kısıklı Cad. No: 11 Altunizade, 34662 İstanbul<br />
Tel: (216) 556 66 66 Faks: (216) 556 67 77<br />
www.kocallianz.com.tr<br />
Bu yayının tamamı ya da bir bölümü yayıncısının yazılı izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayımlanamaz. Aksi halde hukuki işlem uygulanacaktır.<br />
1
Değerli “<strong>End</strong> <strong>Risk</strong>” Okurları,<br />
<strong>End</strong> <strong>Risk</strong> dergisinin yeni sayısını sizlerle paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Dergi, kurumsal müşterilerimize sigorta<br />
sektöründeki en son gelişmeler hakkında bilgi sağlamayı amaçlamaktadır. Bu sayıda; Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemi, elektrik enerjisinin<br />
neden olduğu yangın hasarları, sorumluluk poliçelerinde limit tespitinin önemi, inşaat/montaj sigortaları ve 11 Eylül terör<br />
saldırısında yıkılan ikiz kulelerin dünya sigorta tarihine geçen davası ile ilgili makaleler bulacaksınız.<br />
Türkiye’de bulunduğum altı aylık süre içerisinde, Koç <strong>Allianz</strong>’da olmaktan çok keyif aldığımı ve Türkiye’nin şimdiye kadar<br />
gördüğüm en heyecan verici pazarlardan biri olduğunu belirtmeliyim. Ülke, şüphesiz önemli bir ekonomik istikrar ve büyüme<br />
sürecinden geçiyor. Her ne kadar yolumuz üzerinde bazı engellerin olabileceğini bilsek de, Türk pazarının girişimciliği ve esnekliği<br />
konusunda iyimseriz.<br />
Sigorta sektörü, ekonomideki hızlı değişimi yansıtan önemli bir evrim geçirmektedir. Hızla değişen bu ortam içinde riskleri<br />
tanımlama, yönetme ve azaltma, ekonomik başarının temelini oluşturuyor. Koç <strong>Allianz</strong> olarak, <strong>Allianz</strong> Grubu’nun küresel risk<br />
yönetim danışmanlarına ulaşabilir olmanın da sağladığı katkılarla müşterilerimize sunduğumuz başarılı risk yönetimi konusundaki<br />
liderliğimizle gurur duyuyoruz.<br />
Gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok farklı sigorta pazarında çalışmış biri olarak, Türkiye’deki sigorta sektörünün de benzer bir<br />
evrim içinde olmasını ilgiyle izliyorum. Gelişmekte olan diğer ekonomilerde olduğu gibi, müşterilerimizin yeni ve daha karmaşık<br />
risklere karşı korunma gereksinimlerinde hızlı bir artış beklemekteyiz.<br />
Sorumluluk sigortaları, büyüme göstereceğini beklediğimiz önemli alanlardan biri. Türk işletmeleri, ihracat faaliyetlerini artırdıkça<br />
ve kendi kategorilerinde kurumsal yönetişim standartlarının en iyisini sağlamak için karşılaştırmalı değerlendirme yaptıkça,<br />
üçüncü şahıslara karşı oluşabilecek kayıplar ve zararlar için de sigortalama ihtiyacı artacaktır.<br />
Türkiye’de zorunlu sorumluluk sigortalarının en yaygını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası<br />
olmasına rağmen diğer ülkelerde zorunlu olan birçok sorumluluk poliçesi türü bulunmaktadır. Bunlara örnek olarak; mesleki<br />
sorumluluk, ürün sorumluluk, işveren sorumluluk sigortalarını gösterebiliriz.<br />
<strong>Risk</strong> yönetim süreçleri ve teknikleri, hasar oluşumunun azaltılmasında giderek daha önemli bir rol oynayacak ve yenilikçi sigorta<br />
ürünleri ile kombine edildiklerinde işletmelerin varlıkları için en uygun korumayı sağlayacaklardır.<br />
Sizler iş hedeflerinize ulaşmaya odaklanırken, biz Koç <strong>Allianz</strong> olarak huzurla çalışmalarınıza devam etmenizi sağlayacak çözümler<br />
geliştiren ortağınız olmaya devam edeceğiz.<br />
İşlerinizde başarılar diler, en içten saygılarımı sunarım.<br />
George D. Sartorel<br />
Genel Müdür<br />
2
Ercüment Kepkep Kurumsal <strong>Emeklilik</strong> Pazarlama Departmanı<br />
Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Seçimi<br />
Geride bıraktığımız üç buçuk yıla, başarılı bir başlangıç yapılmış olmasına ve<br />
1.200.000 katılımcıya ulaşılmasına rağmen, sektörde hâlâ katılımcılar tarafından<br />
cevabı net olarak bilinmeyen çok önemli bir konu bulunmaktadır: Sistemin doğası<br />
gereği uzun süreli yatırım ve sabırlı bir bekleyiş gerektiren bu yolculuğa, hangi<br />
şirket ya da emeklilik planı ile çıkmak en doğrusu olacaktır<br />
3<br />
Ç<br />
alışanların en büyük endişelerinden biri,<br />
kuşkusuz kendilerini nasıl bir emeklilik<br />
döneminin beklediğidir. Bu endişeyi<br />
yaşlanmaya başlamadan önce hissedenler, bu<br />
dönemlerinde rahat etmek için çeşitli önlemler<br />
alarak bir çözüm bulmaya çalışmaktadır. Sosyal<br />
devlet anlayışının geliştiği ekonomilerde,<br />
kişilerin bireysel çaba ve çözümlerinin yanısıra,<br />
devletler de vatandaşlarının bu endişelerini<br />
giderecek uygulamalar geliştirmeye ve bunları<br />
teşvik etmeye çalışır.<br />
Dünyada bu amaçla geliştirilen sistemlerin<br />
ortak adı “Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemleri”dir.<br />
Devletlerin Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemleri'ni<br />
kurmasının ve teşvik etmesinin başlıca üç<br />
nedeni bulunmaktadır.<br />
Bunlardan ilki, vatandaşların harcamak yerine<br />
tasarruf ederek gelirlerinden bir bölümünü<br />
sisteme aktarmalarının, devletlerin enflasyonla<br />
mücadele amacına yardımcı olmasıdır.<br />
İkincisi, sisteme katılanların yaptığı ödemeler<br />
ile oluşacak fonların, devletlerin borçlanma<br />
gereksinimi duyduğunda müracaat edebileceği<br />
en kolay ve maliyeti en düşük kaynaklar<br />
olmasıdır.<br />
Üçüncü neden ise sosyal devlet olmanın<br />
getirdiği bir yükümlülüktür. Sosyal devletler<br />
vatandaşlarına, sadece çalıştıkları ve vergi<br />
ödedikleri sürece değil, emeklilik dönemlerinde<br />
de sahip çıkmak zorundadır. Bu anlayıştaki bir<br />
devlet, vatandaşlarının emeklilik dönemlerine<br />
kendilerinin hazırlanmasını bugün teşvik etmez<br />
ise, yarın çok daha büyük bir maliyeti karşılamak<br />
zorunda kalacaktır.<br />
Ülkemizde, 07.10.2003 tarihinde çeşitli teşvikler<br />
ile hayata geçirilen Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemi’nin<br />
işleyişi özetle şöyle açıklanabilir:<br />
• <strong>Emeklilik</strong> hakkını kazanabilmek için en az<br />
10 yıl sistemde bulunmak, 56 yaşını<br />
tamamlamak ve en az 10 yıllık asgari katkı<br />
payını sisteme yönlendirmiş olmak<br />
gerekmektedir.<br />
• Emekliliğe hak kazanıldığında, kısmen veya<br />
defaten, toplu ödeme ya da yıllık gelir sigortası<br />
ile maaş bağlatmak mümkündür.<br />
• Sistemden istenildiği zaman ayrılmak<br />
mümkün olup, geri ödemede uygulanacak<br />
stopaj kesintileri, süreye bağlı olarak<br />
değişmektedir.<br />
• Herhangi bir nedenle memnun<br />
olunmaması halinde, emeklilik süresi içerisinde,<br />
hizmet alınan emeklilik şirketini değiştirebilmek<br />
mümkündür.<br />
• Sisteme katılımı artırıcı en önemli unsur,<br />
vergi uygulamalarındaki teşviktir. Bu kapsamda<br />
katılımcılara, ödenen katkı paylarında ve yatırım<br />
sürecinde olmak üzere iki aşamalı vergi avantajı<br />
sağlanmıştır. Buna göre, aylık bazda brüt<br />
ücretlerinin %10'u, yıllık bazda asgari ücretin<br />
yıllık tutarı kadar vergi avantajından, çalışanlar<br />
olduğu kadar, çalışanları adına katkı payı<br />
ödemesi yapan işverenler de yararlanabilmekte<br />
ve direkt gider olarak yazabilmektedirler. Ayrıca<br />
yatırım süresi boyunca BES yatırım fonlarının<br />
kazançları, her türlü vergiden muaf<br />
tutulmuştur.<br />
Ülkemizde Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemi’nin<br />
başlangıcının üzerinden bugün itibariyle<br />
yaklaşık üç buçuk yıl geçmiş bulunuyor.<br />
Sektörün hedefleri açısından baktığımızda,<br />
sistemdeki katılımcı sayısının 1.200.000'e,<br />
katılımcıların ödediği katkı payları ile oluşan<br />
fon büyüklüğünün ise 3,3 milyar YTL'ye<br />
ulaştığını görüyoruz.<br />
Kısa sürede yakalanan bu başarının en önemli<br />
etkenleri arasında, sistemin Türkiye'de<br />
uygulamasına başlanmasından önceki hazırlık<br />
döneminde, diğer ülkelerdeki uygulamaların<br />
başarısızlık sebeplerinin ayrıntısı ile<br />
incelenmesinin ve hayat sigortacılığı<br />
sektöründeki köklü ve tecrübeli şirketlerin görüş<br />
ve önerilerinin dikkate alınmasının<br />
bulunduğunu söylemek yanlış olmaz.<br />
Yönetmeliğin oluşmasında ciddi katkıları olan<br />
hayat sigorta şirketleri ve bu şirketlerin<br />
bazılarının bağlı bulunduğu bankalar, Bireysel<br />
<strong>Emeklilik</strong> Sistemi'nin hayata geçmesiyle birlikte<br />
yepyeni bir sektörün yaratıcıları olmalarının<br />
verdiği heyecanla, bu sektörü sahiplenmiş ve<br />
başarılı olması için tüm olanaklarını seferber<br />
etmiştir.<br />
Geride bıraktığımız üç buçuk yıla, başarılı bir<br />
başlangıç yapılmış olmasına ve 1.200.000<br />
katılımcıya ulaşılmasına rağmen, sektörde hâlâ<br />
katılımcılar tarafından cevabı net olarak<br />
bilinmeyen çok önemli bir konu bulunmaktadır:<br />
Sistemin doğası gereği uzun süreli yatırım ve<br />
sabırlı bir bekleyiş gerektiren bu yolculuğa,<br />
hangi şirket ya da emeklilik planı ile çıkmak en<br />
doğrusu olacaktır<br />
Bir başka deyişle, doğru şirket ve doğru emeklilik<br />
planı seçiminin kriterleri nelerdir<br />
Gerçekten de en az on yıl düzenli yatırım<br />
yapmamız ve bazı durumlarda otuz sekiz yıl<br />
süreyle sistemde kalmamız gerektikten sonra<br />
bizleri, mutlu bir emeklilik imkânına hangi<br />
şirketin veya hangi planların ulaştıracağını<br />
bugünden kestirebilmek, belki de sistemle ilgili<br />
verilecek kararların en zoru ve en önemlisidir.<br />
Ancak şunu da hemen belirtelim ki, bu konuda<br />
ne yaparsak yapalım, hatasız ve kesin bir<br />
öngörüde bulunmanın sihirli bir formülü<br />
bulunmamaktadır. Aktarmaya çalışacağımız<br />
kriterler, belki hata yapma ihtimalimizi çok<br />
azaltacak ama hiçbir zaman tam olarak ortadan<br />
kaldırmayacaktır.<br />
Doğru bir değerlendirme yapabilmek için<br />
öncelikle Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemi'nde ödenen<br />
katkı paylarının yönlendirildiği yatırım<br />
enstrümanı olan <strong>Emeklilik</strong> Fonları'nın,<br />
ülkemizde 1987 yılından bu yana var olan ve<br />
bugüne kadar yaklaşık 16,5 milyar USD<br />
büyüklüğe ulaşan çeşitli yatırım fonları ile aynı<br />
cinsten olduğunu hatırlamakta fayda var.<br />
Ancak Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Fonları'nın<br />
alışageldiğimiz yatırım fonlarından en önemli<br />
farkı, her türlü vergiden muaf olmalarıdır.
Diğer yatırım fonlarının kuruluşu aşamasında<br />
alınan Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi ve<br />
Damga Vergisi ile, kurulduktan sonraki<br />
dönemde fonun değer artışlarına istinaden<br />
yapılan Gelir Vergisi kesintileri, Bireysel <strong>Emeklilik</strong><br />
Fonları'nda uygulanmamaktadır. Böylece<br />
Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Fonları'nın getirilerinin diğer<br />
aynı cinsten yatırım fonlarına göre daha kısa<br />
zamanda daha fazla birikim sağlaması<br />
amaçlanmıştır.<br />
Ancak, Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Fonları'na tanınan bu<br />
ayrıcalık, her zaman bu fonların diğer yatırım<br />
fonlarından daha kısa sürede daha fazla birikim<br />
sağlamasını garanti etmemektedir. Zira bir<br />
fonun getiri performansı, o fon üzerinden<br />
yapılacak kesintilerin yanısıra, o fonun ne<br />
derece başarılı yönetildiği ile de ilişkilidir.<br />
Bir başka deyişle, vergi uygulamaları veya diğer<br />
masraf payları itibariyle üzerinde daha fazla<br />
kesinti bulunan bir yatırım fonu, sürekli, istikrarlı<br />
ve kalıcı bir şekilde iyi yönetilebiliyor ise, tüm<br />
vergi avantajı ve daha düşük masraf payı<br />
kesintilerine rağmen, kötü yönetilen bir Bireysel<br />
<strong>Emeklilik</strong> Fonu’na göre daha avantajlı olabilir.<br />
Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Fonları, öteden beri ülkemizde<br />
var olan yatırım fonları ile aynı cinsten fonlar<br />
olduğuna göre, emeklilik şirketini seçerken,<br />
öncelikle o emeklilik şirketinin fonlarını<br />
yönetecek portföy yönetim şirketinin geçmiş<br />
yıllar boyunca elde ettiği yatırım fonu<br />
performansına bakmak, mantıklı bir yaklaşım<br />
olmaz mı<br />
Üstelik söz konusu dönemlerde ülkemizde, iç<br />
ve dış piyasaların etkisiyle, ekonomik ve siyasi<br />
anlamda bir çok risk ve olumsuzluklar<br />
(enflasyon, devalüasyon, vs.) yaşanmış<br />
olmasına rağmen, bu süreçlerin hepsinden de,<br />
diğerlerine göre daha başarılı sonuçlarla çıkmış<br />
olan bir portföy yönetim şirketinin, bundan<br />
sonra da aynı başarıyı elde etme olasılığı,<br />
diğerlerinden daha fazla değil midir<br />
Bireysel <strong>Emeklilik</strong> Sistemi'nin diğer birikim amaçlı<br />
yatırım enstrümanlarından bir diğer önemli farkı<br />
da zaman faktörüdür.<br />
Ülke olarak daha önce hiç alışık olmadığımız<br />
üzere en az on yıl ve bazı durumlarda otuz<br />
sekiz yıla kadar uzayabilen süreler boyunca<br />
düzenli ve disiplinli ödeme yapmamız<br />
sözkonusu olabileceğinden, bu kadar uzun süre<br />
devam edecek bir oyunun kurallarını oyun<br />
devam ederken değil, oyuna başlamadan önce<br />
ve tüm ayrıntıları ile bilmek, sonradan<br />
yaşanabilecek pişmanlıkları en aza indirebilmek<br />
için ideal olanıdır.<br />
Ancak, pratikte bu ideale ulaşmak nerdeyse<br />
olanaksızdır. Zira ne sistemin detaylarını<br />
başlangıçta tümüyle aktarmak için aracıların,<br />
ne de bu detayları kolayca kavrayabilmek için<br />
katılımcıların yeterli zamanı veya bilgi birikimi<br />
hiçbir zaman tam anlamıyla yoktur. Bazen de<br />
bu ideale ulaşamamanın nedeni gelecekle ilgili<br />
belirsizliktir.<br />
İşte bu nedenle bireyler bir başka önemli<br />
değere daha gereksinim duymaktadır: Güven<br />
<strong>Emeklilik</strong> hakkını kazanana kadar geçecek tüm<br />
süreci düşündüğümüzde, sisteme girerken<br />
yerine getirilmesi gereken formaliteler, bu<br />
sürecin çok küçük bir bölümünü<br />
oluşturduğundan, genelde işin başlangıç<br />
bölümü farkında olarak ya da olmayarak hızla<br />
geçilmektedir. Ancak zaman geçtikçe<br />
başlangıçta bilinemeyen veya öngörülemeyen<br />
bazıları katılımcılardan, bazıları ülkemizden<br />
hatta bazıları da dış piyasalardan<br />
kaynaklanabilecek çeşitli sorunlarla<br />
karşılaşıldığında, yola hangi şirketin kolunda<br />
çıkıldığı, bir anda en önemli husus olacaktır.<br />
Böyle zamanlarda insan dayandığı kola biraz<br />
daha sıkı tutunma ihtiyacı duymaktadır. Bu<br />
nedenle başlangıçtan itibaren güçlü, sağlam<br />
ve güvenilir bir kola girmek her zaman dikkate<br />
alınması gereken bir husustur. Hele bu yolculuk<br />
onlarca yıl sürebilecek ise...<br />
Bu noktada da size tavsiyemiz, yine seçeceğiniz<br />
şirketin geçmişte böyle durumlarda<br />
müşterilerine nasıl bir anlayış ve davranışla<br />
güven aşıladığına bakmanızdır.<br />
Unutmayın ki, şirketlere duyulan güven, şirketin<br />
kendisiyle özdeşleşen kültürünün ve kendine<br />
özgü iş yapma prensiplerinin hiç kesintiye<br />
uğramadan çok uzun süreler boyunca toplum<br />
tarafından olumlu karşılanması sonucunda<br />
kazanılabilir ve aksine, en küçük bir yanlış<br />
algılama ile çok kısa bir sürede de kolayca<br />
kaybedilebilir.<br />
Öyleyse istikrar ve kalıcı başarı adına bu kadar<br />
ağır bir bedel ödeyerek elde edilen güvene<br />
itibar etmek gerekmez mi<br />
Son bir ipucu daha...<br />
<strong>Emeklilik</strong> şirketinizi seçerken, varsa bu şirketin<br />
bağlı bulunduğu grubun kendisini de<br />
değerlendirin.<br />
Unutmayın ki çocuklar, asıl anne ve<br />
babalarından gördükleri terbiye ve eğitimle<br />
kişiliklerini oluştururlar. Şirketler de böyledir.<br />
Bağlı bulundukları grubun iş ahlakı, anlayış ve<br />
tecrübelerinden mutlaka etkilenirler ve onların<br />
izlerini taşırlar.<br />
Bu değerlendirmeyi yaparken başka kriterleri<br />
de göz önünde bulundurabilirsiniz. Örneğin,<br />
emeklilik şirketinizin bağlı bulunduğu grubun<br />
faaliyet gösterdiği diğer sektörlerde size<br />
sağlanabilecek ne gibi yan faydalar olabileceğini<br />
hiç düşündünüz mü Çağımız müşteri odaklılık<br />
çağı. Aynı gruba bağlı şirketler, birbirlerinin<br />
müşterilerine türlü türlü avantajlar yaratmıyor<br />
mu Neden sizin seçeceğiniz emeklilik şirketi<br />
de bu konumda bir şirket olmasın<br />
4
Cihan Hazinedar Riziko Kontrol ve Yönetim Departmanı<br />
Dikkat yüksek voltaj!<br />
Günlük hayatı bizim için kolaylaştıran elektrik enerjisi, gerekli önlemler<br />
alınmadığında veya hatalı kullanım halinde elektrik çarpmaları ile insan hayatının<br />
sonlanmasına, ısınma ve kısa devre ile işletmelerde ya da evlerde yangınların<br />
çıkmasına neden olabilir. Bu yangınlar, küçük çapta maddi zararlar ve ufak<br />
yaralanmalarla sonuçlanabileceği gibi büyük maddi kayıplara ve ne yazık ki<br />
ölümlere dahi yol açabilmektedir.<br />
5<br />
F<br />
ırtınalı bir havada arabanızla yoldasınız,<br />
yağmur o kadar şiddetli ki sileceklerinizin<br />
hızı camı silmeye yetmiyor. Radyonun<br />
sesi arabanıza vuran yağmur damlalarının<br />
sesini bastırmakta zorlanıyor. Derken bir anda,<br />
arabanızın camlarını titreten bir gürültü ile<br />
yolun kenarındaki ağaca bir yıldırım düşüyor.<br />
İşte karşınızda elektrik enerjisinin muazzam<br />
gücü.<br />
İnsanoğlu, yıllar boyu kontrol edemediği bu<br />
gücün korkusuyla yaşamıştır. Bugün bile şiddetli<br />
bir gökgürültüsü zaman zaman bizi yerimizden<br />
zıplatmayı başarmaktadır. Elektrik enerjisi ile<br />
insanoğlu arasındaki dostluğun temelleri<br />
Yunanlı bilgin Thales'in, kehribarın kumaş<br />
parçasına sürtünmesi sonucu küçük kıvılcımlar<br />
çıkardığını gözlemlemesi ile atılmıştır. Benjamin<br />
Franklin'in 1752 yılı Haziran ayında yaptığı ünlü<br />
uçurtma deneyi ise insan ile elektrik enerjisinin<br />
daha da yakın ilişkiler içerisinde bulunmasına<br />
büyük katkı sağlamıştır. Franklin'in uçurtmasına<br />
düşen yıldırım, uçurtmanın alt kısmına nemli<br />
sicimle bağlanmış anahtardan, Franklin'in eline<br />
bağlı olan yalıtkan, ipek kurdeleye sıçradığında<br />
paratonerin temelleri atılmıştı.<br />
Şimdi ise çevrenize bir bakın, elektrik enerjisinin<br />
kullanılmadığı bir nokta yok denebilecek kadar<br />
azdır. Akşam işten çıkıp evinize gittiğinizde<br />
kapıdan girdikten sonra yaptığınız ilk iş ışığı<br />
açmak değil midir Sonra da oturma odasına<br />
gidip televizyonu mu açarsınız Yoksa mutfağa<br />
girip buzdolabından atıştıracak birşeyler mi<br />
alırsınız Peki, elektrikleriniz kesik, ortam<br />
karanlık ya da ışık kaynağı yetersiz ise İşte o
zaman bu yazıyı okumanız dahi olanaksız hale<br />
gelebilir. Bir de cep telefonunuzun şarjının<br />
bittiğini, ofisinizdeki bilgisayarın çalışmadığını,<br />
fabrikanızda üretimin durduğunu düşünün...<br />
Günlük hayatı bizim için kolaylaştıran elektrik<br />
enerjisi, gerekli önlemler alınmadığında veya<br />
hatalı kullanım halinde elektrik çarpmaları ile<br />
insan hayatının sonlanmasına, ısınma ve kısa<br />
devre ile işletmelerde ya da evlerde yangınların<br />
çıkmasına neden olabilir. Bu yangınlar, küçük<br />
çapta maddi zararlar ve ufak yaralanmalarla<br />
sonuçlanabileceği gibi büyük maddi kayıplara<br />
ve ne yazık ki ölümlere dahi yol açabilmektedir.<br />
“Elektrik kontağından çıktığı tespit edilen<br />
yangın, deponun tamamıyla yanmasına neden<br />
oldu” ya da “Elektrik motorundaki bir kısa devre<br />
ile başlayan yangında, alevler kısa sürede<br />
işletmeyi sardı” gibi sıkça karşılaştığımız haber<br />
başlıklarını bir araya getirdiğimizde, ülkemizde<br />
elektriğin neden olduğu yangınların ilk sıralarda<br />
yer aldığı açıkça ortaya çıkmaktadır. İstanbul<br />
İtfaiyesi'nin 2006 yılı istatistiklerine baktığımızda<br />
22.064 yangın olayının 3.273'ünün elektrik<br />
kontağından kaynaklandığı görülmektedir.<br />
Elektriğin neden olduğu yangınlar sadece<br />
Türkiye'de değil, dünya ülkelerinde de ilk<br />
sıralarda yer almaktadır. Özellikle evlerde çıkan<br />
yangınların büyük bir bölümü elektriğin yanlış<br />
kullanımından, ısıtıcı ya da pişirici cihazlardan<br />
kaynaklanmaktadır. Amerika'da NFPA (National<br />
Fire Protection Association) ve NFIRS (National<br />
Fire Incident Reporting System) verilerine göre<br />
1999-2002 yılları arasında evler dışındaki<br />
yapılarda çıkan yangınların, %14'ünün pişirici<br />
cihazlardan, %9'unun elektrik dağıtım ya da<br />
aydınlatma ekipmanlarından, %8'inin de ısıtma<br />
cihazlarından kaynaklandığı görülmektedir.<br />
İngiltere'de 2003 yılı istatistiklerine bakıldığında<br />
ise 49.266 yangından 19.710'u yine elektrik<br />
nedenli yangınlardır.<br />
Peki, elektrik enerjisi nasıl oluyor da bu kadar<br />
çok sayıda yangına neden olabiliyor<br />
Yangınlar, enerji hatlarından ya da kullanılan<br />
ekipmandan kaynaklanabileceği gibi, elektrikli<br />
aletlerin bakımsızlığı, iyi yapılmamış bağlantılar<br />
ve aşırı yüklenmiş elektrik tesisatı da yangına<br />
yol açabilir. Hatalı kullanılan uzatma kabloları<br />
ise başlı başına birer yangın nedenidir. Bakımsız<br />
kalan elektrik tesisatındaki eskiyen kablolar,<br />
gevşek kablo ve sigorta bağlantıları zamanla<br />
ısınacak ve kısa devre sonucu yanmaya neden<br />
olacaktır. Bu olaydan yakın konumdaki yanıcılığı<br />
yüksek malzemeler de etkilenecek ve yangın<br />
başlayacaktır.<br />
Yangınlara neden olan bir diğer elektrik türü<br />
de statik elektriktir. Bizi korkutan yıldırım, statik<br />
elektriğin en güçlü örneklerinden biridir. Sıkça<br />
karşılaşabileceğimiz bir başka örneği ise soğuk<br />
kış günü giydiğimiz yünlü kazağı çıkartırken<br />
duyduğumuz çıtırtılar, hatta oda karanlıksa<br />
görebileceğimiz ufak kıvılcımlardır. Her canlı<br />
ve cansız varlık üzerinde, atom özellikleri<br />
nedeniyle, negatif ve pozitif elektrik yükleri<br />
vardır. Sürtünme etkisiyle bu yüklerin<br />
değerlerinde artma ya da azalma meydana<br />
gelir. Farklı yüklerle yüklenmiş bir cisim, karşı<br />
yüke sahip başka bir cisme dokunduğunda ya<br />
da yaklaştığında, yük farkı nedeniyle cisimler<br />
arasında bir elektrik atlaması oluşur.<br />
İşte bu aşamada ortaya çıkan kıvılcım, yanıcı -<br />
parlayıcı sıvıların buharlarının ve patlayıcı<br />
gazların (özellikle hidrokarbon bileşiklerinin)<br />
bulunduğu ortamda patlama ve ardından<br />
yangınlara neden olabilir. Bu nedenle yanıcı -<br />
parlayıcı sıvıların buharlarının ve patlayıcı<br />
gazların bulunduğu işletmelerde (kimyasal<br />
tesisler, akaryakıt istasyonları, rafineriler vb.)<br />
statik elektrik konusunda mutlaka ek önlemler<br />
alınması gerekmektedir.<br />
Elektrik enerjisi vazgeçemeyeceğimiz enerji<br />
kaynaklarından biri olduğuna göre, önemli olan<br />
onu nasıl güvenli ve etkin bir şekilde<br />
kullanacağımızı bilmektir. Alınabilecek önlemler<br />
evler ve faaliyet kollarına göre işletmeler için<br />
farklı olabileceği gibi, birçok ortak noktada<br />
birleşmektedirler.<br />
6
Bir elektrik panosunun termal kamera ile çekilmiş görüntüsü. Sarı renk aşırı ısınmış kısımları göstermektedir.<br />
7<br />
• Elektrik tesisatınız şartnamelere ve<br />
yönetmeliklere uygun olmalıdır. Bu konuda<br />
başlıca dikkat etmeniz gereken noktalar<br />
şunlardır:<br />
a) Tesisatınızda kullandığınız ekipman<br />
(sigortalar, kablolar, aydınlatma armatürleri<br />
vb.) ihtiyaca ve kullanım alanına uygun olarak<br />
seçilmelidir. Ortamdaki toz, nem, yanıcı ve<br />
parlayıcı maddeler, gazlar vb. dikkate alınarak<br />
riskin derecesine göre tesisatınız etanj 1 ya da<br />
ex-proof 2 özellikte olmalıdır.<br />
b) Mümkün olduğu kadar kablolara ek<br />
yapmamaya özen gösterin. Mutlaka ek<br />
yapmanız gerekiyorsa kabloları klemens 3<br />
kullanarak ekleyin ve klemensi bir buat içine<br />
alarak ek noktasını dış ortamdan izole edin.<br />
Buatlara, elektrik panolarına, aydınlatma<br />
armatürlerine, elektrik motorlarına vb. elektrikli<br />
ekipmana yapılan kablo giriş ve çıkışlarında<br />
mutlaka kablo çapına uygun rekorlar kullanın.<br />
Elektrik panolarının kapaklarını, contaları takılı<br />
olacak şekilde daima kapalı tutun. Bu sayede<br />
pano içerisine girebilecek toz ve hav minimize<br />
edilmiş olur.<br />
c) Elektrik tesisatında kesinlikle 2x0,75 mm<br />
kesitli kablo kullanmayın. Bu kablolar<br />
sigortaların tanımlı olduğu akım değerlerine<br />
ulaşmadan ısınmaya ve erimeye<br />
uğrayacağından yangına sebebiyet verirler.<br />
• Yangın; yanıcı madde, oksijen ve ısı<br />
kaynağının bir arada bulunmasıyla<br />
oluştuğundan, yanıcı maddeleri elektrikten<br />
kaynaklanabilecek bir ısı kaynağından uzak<br />
tutmak gerekir. Elektrik ekipmanındaki bir<br />
yanmanın yakın çevredeki yanıcı maddelerin<br />
de yanmasına neden olacağı göz önüne<br />
alınarak, sigorta ve elektrik panoları, elektrikli<br />
ısıtıcılar, elektrik motorları, aydınlatma<br />
armatürleri vb. elektrikli ekipmanın yakın<br />
çevresinde yanabilecek malzeme<br />
bulundurmayın.<br />
• Aynı prize tesisattaki kablonun<br />
kaldırabileceğinden fazla fiş takmayın. Bu,<br />
özellikle evlerde sıkça karşılaşılan bir durumdur.<br />
Aynı prize elektrik sobası, televizyon, müzik seti,<br />
bilgisayar gibi aletler takılmakta, aşırı yüklenen<br />
tesisatta ısınma ve sonrasında yanma meydana<br />
gelmektedir. Bunun yanısıra, kullandığınız<br />
fişlerin prize tam olarak oturduğunu kontrol<br />
edin. Unutmayın, gevşek bağlantılar daima<br />
ısınmaya neden olurlar.<br />
• Kullanmadığınız zaman sigortalarınızı<br />
kapatın, sürekli fişte kalması gerekmeyen<br />
aletlerin fişlerini takılı bırakmayın.<br />
• Elektrik tesisatının geçtiği noktaların (kablo<br />
kanalları, duvarlardaki tesisat boşlukları) iyi<br />
şekilde yalıtılmaları önemlidir. Bu sayede<br />
kablolarda meydana gelebilecek yanmanın<br />
diğer bölümlere geçmesi engellenecektir.<br />
• Elektrikle ilgili bir önemli nokta da yeterli<br />
topraklamanın yapılmasıdır. Elektrik tesisatının<br />
topraklanması, elektrik çarpmasına karşı sizi<br />
koruyacağı gibi, oluşabilecek elektrik arklarının<br />
engellenmesi açısından da çok önemlidir.<br />
Özellikle yanıcı - parlayıcı sıvılarla ya da patlayıcı<br />
gazlarla ilgili bir iş yapıyorsanız topraklama<br />
konusunda daha da hassas davranmalısınız.<br />
Düzgün yapılmamış topraklama sonucu<br />
oluşabilecek bir elektrik arkı, ortamda uygun<br />
oranda yanıcı - parlayıcı madde buharı ya da<br />
patlayıcı gaz var ise patlamaya ve yangına<br />
neden olacaktır.<br />
• Fırtınalı havalarda yıldırım düşmesi de<br />
yangınlara ve patlamalara neden<br />
olabilmektedir. İşletmeniz ya da eviniz açık<br />
arazide ya da yüksek bir noktada ise yıldırımdan<br />
korunmak için uygun bir noktaya paratoner<br />
tesis edilmelidir.<br />
• Bütün bunların yanında, mutlaka belirli<br />
aralıklarla topraklama ölçümleri, elektrik tesisatı,<br />
elektrikli ekipman bakım ve temizlikleri<br />
yapılmalıdır. Elektrik sigortasındaki bir iki kablo<br />
bağlantı vidasının sıkılması bile yangının<br />
önlenmesinde büyük rol oynayabilir.<br />
Elektrik nedenli yangınların önlenmesi<br />
konusunda daha birçok madde sıralanabilir<br />
ancak yukarıda da belirtildiği gibi temelde<br />
yapılması gerekenler, uygun ekipman seçimi,<br />
doğru kullanım, gerekli bakımların yapılması<br />
ve ısı kaynağı ile yanıcı maddenin birbirleri ile<br />
etkileşiminin önüne geçilmesidir.<br />
Son yıllarda, elektrik tesisatının bakım<br />
kontrollerinde termal kameralar da<br />
kullanılmaktadır. Termal kameralar oldukça<br />
etkin çözümler sağlayarak elektrik tesisatında<br />
ısınan bölgelerin tespit edilmesine olanak<br />
sağlar. Bir iki ekipmanın değiştirilmesi ile<br />
problemli noktalar ortadan kalkmış olur. Termal<br />
kameraların yaygınlaşması ile elektrik<br />
tesisatındaki zafiyetlerin tespiti de günden güne<br />
kolaylaşmaktadır. Her gün geçen gelişen<br />
teknoloji sayesinde belki bir gün elektrik nedenli<br />
yangınlar da tarihe karışacaktır.
Kısa devrelerden ve kıvılcımlardan uzak günler<br />
geçirmeniz dileğiyle..<br />
(1) : Su, nem ve toz geçirmez özellikte olan<br />
elektrik tesisatı etanj tesisat olarak<br />
adlandırılmaktadır.<br />
(2) : Explosion Proof'un kısaltılmış şekli olan<br />
ex-proof elektrik tesisatı, yaşanabilecek bir<br />
patlamanın tesisatın kendi bünyesinde<br />
kalmasını sağlamaktadır. Örneğin ex-proof bir<br />
aydınlatma armatürü içine sızabilecek patlayıcı<br />
gaz, armatür içinde patlamaya neden olabilir<br />
ancak bu patlama armatürün kendi içinde<br />
yaşanacak ve dış ortamı etkileyecek boyutlara<br />
ulaşmadan etkisini yitirecektir.<br />
(3) : Kabloların eklenmesinde kullanılan plastik,<br />
porselen ve çeşitli tipleri bulunan bir tesisat<br />
ekipmanıdır. Klemensin karşılıklı ağızlarından<br />
girişi yapılan kablolar klemens üzerindeki<br />
vidaların sıkılmasıyla sabitlenir ve uç uca<br />
eklenmiş olur.<br />
2006 Yılı İstanbul İtfaiyesi İstatistikleri<br />
Yangın Sebepleri Adet %<br />
Sigara 10.527 48<br />
Baca 1.375 6<br />
Elektrik kontağı 3.273 15<br />
Kıvılcım sıçraması 913 4<br />
Ütü, ocak, elk. aletleri 911 4<br />
LPG, benzin parlaması<br />
doğalgaz, patlama 282 1<br />
Çocukların ateşle oynaması 1.294 6<br />
Kasıt (sebebi meçhul) 373 2<br />
Diğer 3.116 14<br />
TOPLAM 22.064 100<br />
8
Bu kaza pahalıya patladı...<br />
28 Şubat 2001 gününün erken saatlerinde, Land Rover marka bir aracın sürücüsü,<br />
otobanda giderken direksiyon başında uyuyakaldı. Bu olay 10 kişinin ölümüne ve<br />
50.000.000 Euro'yu aşan hasara sebep oldu.<br />
9<br />
“Münchener Rückversicherungs-Gesellschaft, München”<br />
A<br />
racı ile genellikle senede 100.000 km.<br />
yapan 37 yaşındaki Gary Hart, o gün<br />
yolculuğuna sabah saat 04:40'ta<br />
başlamıştı. Evinden iş yerine kadar 270 km. yol<br />
gidecekti. Aynı yolculuğu 24 saat içerisinde<br />
ikinci kez yapıyordu, ancak bu kez üzerinde<br />
araç yüklü bir römorku, kendi arabası ile<br />
çekmesi gerekiyordu.<br />
Saat 06:00 sularında, Hart'ın Land Rover'ı Selby<br />
yakınlarında otobandan çıkıp, dik bir toprak set<br />
üzerinden kayarak aşağıya doğru sürüklendi<br />
ve sonunda durdu.<br />
Hart, aracından güçlükle çıkabildi ve aracın ön<br />
kısmının tren yolu üzerinde olduğunu gördü.<br />
Bu, Londra'dan İskoçya'ya giden hattı.<br />
Hart, cep telefonundan hemen Acil Servis'i<br />
aradı. Ancak kendisi telefonla konuşurken,<br />
saatte 200 km. hızla gelen bir tren Land Rover'a<br />
çarptı. Frenler devreye girince, tren<br />
devrilmeden ray üzerinde yoluna devam etti.<br />
Ancak bir süre sonra raydan çıktı ve karşıdan<br />
gelen bir yük treni ile çarpıştı. Yük vagonunda<br />
1.000 ton kadar kömür bulunuyordu ve yolcu<br />
trenine çarptığında hızı saatte 200 km.'den<br />
fazlaydı.<br />
Kayıplar<br />
Kazanın sonucunda; her iki trenin makinisti,<br />
görevlilerden iki kişi ve altı yolcu öldü.<br />
76 yolcu hastaneye kaldırıldı.<br />
Yolcu treninin on adet vagonunun hepsi de<br />
tamir edilemeyecek şekilde hasar gördü.<br />
Sadece, treni arkadan iten lokomotif onarılabilir<br />
durumdaydı.<br />
Kazadan altı hafta önce teslim alınan yük<br />
lokomotifi tümüyle hurdaya çıktı. Buna ilaveten<br />
kömür nakliyesi için kullanılan bazı vagonlar<br />
da zarar gördü.<br />
İngiltere Demiryolları altyapı sahibi olan kurum,<br />
kaza bölgesini temizlemek, hasar gören rayları<br />
ve sinyalizasyon sistemini onarmak zorunda<br />
kaldı. Ayrıca kaza bölgesinin iki hafta boyunca<br />
tamir işleri için kapalı olmasından dolayı<br />
uğradığı gelir kaybının yanı sıra, demir yollarını
işleten firmaların da yolcu gelir kayıplarını<br />
tazmin etmekle yükümlü tutuldu.<br />
Kaza Sebebini Saptama<br />
Polis, çok özenli bir şekilde çalışarak, Land<br />
Rover'ın demiryolu hattı boyunca dağılan<br />
enkazını 800 farklı noktadan toplayıp biraraya<br />
getirdi ve aracı baştan yapılandırdı. Aracın<br />
süspansiyon sisteminin parçalarını, detaylı bir<br />
analiz için Almanya'daki imalatçısına gönderdi.<br />
Ancak analiz sonucunda, ne Land Rover'ın<br />
kendisinde ve lastiklerinde ne de römorkta ani<br />
bir kontrol kaybına sebep olabilecek bir kusur<br />
veya noksanlık bulunabildi.<br />
Gary Hart, yapılan görüşmede, çarpışmadan<br />
önceki 24 saat içerisinde sadece 30-45 dakika<br />
kadar uyuduğunu itiraf etti.<br />
Hart, tehlikeli araba kullanmadan dolayı on<br />
kişinin ölümüne sebebiyet verdiği için suçlu<br />
bulundu. Beş yıl hapse mahkum edildi.<br />
Sonuç<br />
Otomobillerin yoldan çıkmasını engellemek<br />
için yol ve demiryolu raylarına yakın otoban<br />
kenarları boyunca bariyerlerin kurulması şarttır.<br />
Güvenlik bariyerleri ayrıca, yan eğimlere bağlı<br />
olarak üç metreden daha yüksek olan toprak<br />
set üzerlerine yapılmalıdır.<br />
Gary Hart'ın Land Rover'ı, toprak set<br />
yüksekliğinin 3,5 metre olduğu noktada<br />
otoyoldan çıkmıştır. Land Rover'ın otobanı<br />
terkettiği yer ile demiryolu hattı üzerine<br />
düştüğü nokta arasında 100 metre kadar<br />
mesafe vardı. Özellikle tehlikeli olan yolun bu<br />
kısmı boyunca güvenli bir bariyer olsaydı, kaza<br />
önlenebilirdi.<br />
Poliçenizin Limitlerine<br />
Dikkat...<br />
Türkiye’de zorunlu olarak her araç sahibinin<br />
yaptırdığı Trafik Sigortası Poliçesi limitleri, hususi<br />
kullanım tarzlı (otomobil) araçlar için 2007<br />
yılında:<br />
yaşanması durumunda Trafik Sigortası limitleri<br />
oldukça yetersiz kalmaktadır. Bu sebeple,<br />
aracınız için isteğe bağlı olarak yaptırdığınız<br />
kasko poliçelerinizde, 3. şahıslara<br />
verebileceğiniz hasarlar için İhtiyari Mali<br />
Mesuliyet limitlerinizin; araç içindeki kişilerin<br />
ve sürücünün riskleri için Ferdi Kaza ve Tedavi<br />
Ek Teminatı limitlerinizin yüksek tutulması, olası<br />
bir hasarda Trafik Poliçesi limitlerinin üzerinde<br />
doğacak olan maddi maliyeti, kasko poliçenizin<br />
karşılamasını sağlayacaktır. Kazalardan uzak<br />
günler dileriz ..<br />
Bu makale Münich Re Group yayını<br />
Schadensipegel’in 2/2002 numaralı<br />
sayısından alınmıştır.<br />
Maddi Zarar; Araç Başına: 6.000 YTL.<br />
Tedavi Gideri; Kişi Başına: 60.000 YTL.<br />
Tedavi Gideri; Kaza Başına: 300.000 YTL.<br />
Sakatlanma ve Ölüm; Kişi Başına: 60.000 YTL.<br />
Sakatlanma ve Ölüm; Kaza Başına: 300.000 YTL.<br />
Maddi Zarar; Kaza Başına: 12.000 YTL.<br />
olarak belirlenmiştir. Ancak yukarıda bahsi<br />
geçen türde kazalar, zincirleme trafik kazaları<br />
ve en vahimi, ölümle sonuçlanan kazaların<br />
“Münchener Rückversicherungs-Gesellschaft, München”<br />
10
Şela Barokas Bahar İnşaat Montaj Departmanı<br />
İnşaat / Montaj sigortalarıyla<br />
temelinizi güçlendirin<br />
Doğal afetlerin sıkça yaşandığı<br />
ülkemizde, yatırımların güvence altına<br />
alınması oldukça önem taşımaktadır.<br />
İnşaat All <strong>Risk</strong>s Sigortası'nın gerekliliği; projenin<br />
devamlılığının sağlanması, sermaye, işgücü ve<br />
zaman kayıplarının önüne geçilmesi<br />
konularında ortaya çıkmaktadır. İnşaat<br />
Sigortası'nı, doğrudan inşaat sahibi<br />
yaptırabileceği gibi, inşaatın tüm<br />
sorumluluğunu üstlenen yüklenici (müteahhit<br />
firma) ya da taşeron firma da yaptırabilir.<br />
Bu sigorta, inşaatın ön depolama safhasından<br />
başlayarak sigortaya konu olan faaliyeti, teminat<br />
süresi içinde, inşaat sahasında bulunduğu<br />
sırada aşağıda bir kısmı sıralanan risklere karşı<br />
teminat altına alır.<br />
Bunun yanısıra, günümüzün hızla gelişen<br />
teknolojisi ve insan gereksinimlerinin<br />
çeşitlenmesi, sanayicileri fabrika ve tesislerini<br />
yeni ekipmanlarla yenilemeye ve yeni yatırımlar<br />
yapmaya yöneltmektedir. Bu yatırımlar<br />
gerçekleştirilirken, olası maddi kayıpların önüne<br />
geçebilmek için Montaj All <strong>Risk</strong>s Sigortası da<br />
bir gereklilik olarak karşımıza çıkmaktadır.<br />
Montaj Sigortaları, çoğunlukla inşaatı<br />
tamamlanmış yapılara, mekanik ve elektrikli<br />
parçaların monte edilmesi ve tesisin kurulumu<br />
sırasında meydana gelebilecek kayıp ve<br />
hasarları tazmin edecek sigortalardır.<br />
11<br />
İnşaat / Montaj Sigortası ile<br />
neler teminat altına<br />
alınabilir<br />
İnşaat / Montaj Sigortaları ile inşaat ve montaj<br />
faaliyetlerinin başlangıcından bitimine kadar<br />
geçen süre içinde, bu faaliyetlere özgü ani ve<br />
beklenmedik sebeplerle ortaya çıkacak<br />
hasarların yanısıra,<br />
•Doğal afetler (deprem, sel, seylap, fırtına vb.)<br />
• Yangın, yıldırım, infilak<br />
•Hırsızlık<br />
• Yer kayması<br />
nedeniyle oluşabilecek riskler de güvence altına<br />
alınır.<br />
Bazı riskler ise ek sözleşme ile teminat altına<br />
alınabilir:<br />
• Grev, Lokavt, Kargaşalık, Halk Hareketleri<br />
ve Terörizm<br />
• Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet<br />
• Mevcut Bina ve Tesisler<br />
• Yurtiçi Nakliyat<br />
• Şantiye Tesisleri<br />
• İnşaat / Montaj Makine ve Ekipmanları<br />
• İnşaat / Montaja Bağlı Kâr Kaybı<br />
Bu noktada, pek iyi bilinmeyen İnşaat / Montaja<br />
Bağlı Kâr Kaybı (Advanced Loss of Profit)<br />
teminatına değinmek faydalı olacaktır:<br />
Bu teminat, brüt kârı (net kâr + sabit masraflar<br />
veya ciro - değişken masraflar) temin etmek<br />
üzere dizayn edilmiştir.<br />
Net kâr, vergi öncesi elde edilen faaliyet kârıdır.<br />
Sabit Masraflar ise aktivite konusu işin<br />
yapılmaması durumunda dahi ödenmesi<br />
gereken masraflardır (ücretler, kira vb.).<br />
Sigortacı, projenin poliçede belirtilen<br />
sebeplerden ötürü hasara bağlı olarak<br />
gecikmesinden dolayı önceden belirlenen brüt<br />
kâr üzerinden tazminat öder.<br />
Kâr Kaybı (Advanced Loss of Profit) teminatında<br />
da İnşaat / Montaj poliçelerinde olduğu gibi<br />
muafiyet uygulaması mevcuttur ancak<br />
muafiyet bedel üzerinden değil, süre üzerinden<br />
uygulanır ve bu süre minimum 15 gündür.<br />
Sigortalı, poliçe tanzimi esnasında tahmini yıllık<br />
brüt kâr rakamından hareketle, Kâr Kaybı
teminatının limitini belirler. Bunun yanısıra, poliçe ile tazmin edilebilecek<br />
bir hasar nedenine bağlı olarak oluşabilecek gecikme süresini dikkate<br />
alarak tazminat süresini tayin eder.<br />
İnşaat / Montaja Bağlı Kâr Kaybı ek teminatını ilgilendiren bir hasarın<br />
oluşması durumunda, önce İnşaat / Montaj poliçesinde yazılı olan<br />
sürenin bitmesi beklenecektir. Şayet poliçede yazılı sigorta süresi<br />
sonunda iş programından hasara bağlı sebeplerden ötürü sapma,<br />
muafiyet süresinden fazlaysa bu durumda sigortalı tazminata hak<br />
kazanacaktır.<br />
Hem İnşaat hem de Montaj poliçeleri için aynı teminatlar<br />
sağlanabilmektedir. Bu sigortaları birbirinden ayıran sadece bir teminat<br />
bulunmaktadır. Montaj sigortalarında, dört haftaya kadar, ana teminat<br />
olarak verilen Test (Tecrübe) Devresi Teminatı inşaat sigortalarında<br />
geçerli değildir. Bu teminat, makinenin montajı tamamlandıktan sonra<br />
devreye girmekte ve makine ilk kez çalıştırıldığı sırada ortaya çıkabilecek<br />
hasarları tazmin etmektedir. Burada en önemli nokta teminatın yeni<br />
makineler için geçerli olmasıdır. Daha önceden kullanılmış olan<br />
makineler için test devresinde meydana gelebilecek hasarlar teminat<br />
dışındadır.<br />
Bu sigorta türlerinde, sigorta bedeli, işveren ile<br />
inşaat / montaj işlemini gerçekleştirecek müteahhit firma arasında<br />
yapılan sözleşme bedelidir ve inşaatta temin edilen makine, tesis, tesisat,<br />
malzeme donanım ile montajı yapılacak üniteler, nakliye, navlun, sigorta<br />
masrafları, varsa gümrük vergileri, resim ve harçlar, işçilik, montaj ve<br />
işletmeye alma giderlerinden oluşur.<br />
Sayılar ve Grafiklerle Dünya'da ve<br />
Türkiye'de İnşaat / Montaj Sigortaları<br />
Montaj Sigortaları ile teminat altına alınabilecek bazı kıymetler<br />
Cihazlar<br />
Türbin<br />
Jeneratör<br />
Buhar kazanı<br />
Kompresör<br />
Transformatör<br />
Asansörler<br />
Vinçler<br />
Kablo hatları<br />
Kâğıt ve tekstil makineleri<br />
Boru hatları<br />
Güç Merkezleri<br />
Bu kıymetler, riziko adresi içerisinde montajın yapılacağı yere taşınması,<br />
burada montajı, test edilmesi ve bakım devresi süreçlerinden geçer.<br />
Son on yılın istatistiklerine bakıldığında en çok hasarın test (tecrübe)<br />
döneminde, en az hasarın ise bakım devresi döneminde meydana<br />
geldiği görülmektedir.<br />
İnşaat Sigortaları ile teminat altına alınabilecek bazı kıymetler<br />
Konutlar<br />
İşyerleri<br />
Tüneller<br />
Karayolları<br />
Havaalanları<br />
Demiryolları<br />
Alt / Üst geçitler<br />
Boru Hatları<br />
Arıtma Tesisleri<br />
Limanlar<br />
Barajlar<br />
Köprüler<br />
Bu kıymetler de, ön depolama, inşaat ve bakım devresi aşamalarından<br />
geçer. Yine son on yılın istatistiklerine baktığımızda hasarın en çok<br />
inşaat döneminde, en az bakım devresinde yaşandığı görülmektedir.<br />
2004 yılında dünyadaki Mühendislik primi 7,522 milyon USD olarak<br />
belirtilmiştir. Bu üretimin % 43,6'sı İnşaat / Montaj Sigortaları'ndan<br />
oluşmaktadır.<br />
Tarih<br />
İnşaat / Montaj<br />
toplam prim üretimi (Bin YTL)<br />
Elektronik Cihaz:<br />
%12,2<br />
Kâr Kaybı:<br />
%5,1<br />
1999 yılı 14.059<br />
2000 yılı 27.691<br />
2001 yılı 46.521<br />
2002 yılı 64.845<br />
2003 yılı 76.465<br />
2004 yılı 103.244<br />
2005 yılı 115.691<br />
Makine Kırılması:<br />
%39,1<br />
İnşaat/Montaj:<br />
%43,6<br />
Yukarıdaki tablodan da görülebileceği üzere bu branşta prim üretimi<br />
her yıl artmaktadır. 2006 yılında da büyük bir artış göstererek<br />
153,293,457 YTL'ye ulaşmıştır. Ancak İnşaat / Montaj Sigortaları<br />
proje bazlı sigortalar olduğundan, poliçe yıllık olarak düzenlenmez,<br />
sigorta süresi ancak proje sonlandığında biter. Bu nedenle de belli<br />
bir istikrardan söz edilmesi mümkün değildir. İlgili prim üretimi<br />
ülkenin ekonomik koşullarına ve yatırım politikalarına bağlı olarak<br />
farklılık gösterebilmektedir<br />
12
David M. Kohen Kositaş Sigorta & Reasürans Brokerliği A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan<br />
Normal ikizler mi, yoksa<br />
siyam ikizleri mi<br />
Dünyada kısaca 9/11 olarak anılan, 11 Eylül 2001 tarihinde New York'taki Dünya<br />
Ticaret Merkezi'nin İkiz Kuleler’ine yapılan terörist saldırısındaki sigortalı hasarın<br />
tazminat konusu, dünya sigorta sektöründe “örnek vaka” oldu.<br />
13<br />
9/11 saldırısı, dünya sigorta sektöründe bir<br />
milat olarak kabul edildi.<br />
İkiz Kuleler’in sahibi ile onları sigortalayan<br />
17 sigorta şirketi arasındaki dava, 5 yıl sürdü. Bu<br />
davanın en önemli üç evresi kronolojik sıra<br />
ile şöyledir:<br />
Ekim 2003<br />
Dünya Ticaret Merkezi hasarının ödenmesi<br />
yılan hikayesine döndü<br />
DAVA: Saldırı sonucu yıkılan İkiz Kuleler’in<br />
hasarı ile ilgili henüz herhangi bir tazminat<br />
ödemesi yapılmadı. Kulelerin sahibi iki farklı<br />
hasar olduğunu iddia ediyor.<br />
Yıkılan İkiz Kuleler’in sahibi Larry Silverstein ile<br />
başta Swiss Re ve Travelers Indemnity olmak<br />
üzere sigorta şirketleri arasındaki dava iki yıldan<br />
beri sürüyor. Sigorta şirketlerini haklı bulan<br />
yargıç John Martin'in ilk kararının Manhattan<br />
mahkemesi tarafından teyidinden sonra,<br />
davanın şimdi de New York federal<br />
mahkemesine taşınma ihtimali belirdi. İki<br />
kuleye yapılan saldırının bir tek olay olduğuna<br />
hükmeden Manhattan mahkemesi, tarafların<br />
dinlenmesi için davayı federal mahkemeye<br />
aktardı. Larry Silverstein, 11 Eylül 2001<br />
saldırılarının iki farklı olay oluşturduğunu<br />
düşünüyor ve kendisine toplam 7,1 Milyar USD<br />
tazminat ödenmesi gerektiğini ileri sürüyor.<br />
Halbuki sigorta şirketleri bunun tek bir olay<br />
olduğunu, bu nedenle sadece poliçede<br />
öngörülen tavan rakam olan 3,5 Milyar USD'yi<br />
ödemeleri gerektiğini düşünüyorlar.<br />
Federal mahkemenin duruşma çağrısını<br />
beklerken, taraflar, sayıları 10'a varan poliçeyi<br />
ve bir o kadar sigorta şirketini ilgilendiren<br />
dosyayı aydınlığa kavuşturmak için tüm kanıt<br />
ve gerekçeleri ortaya koymaya hazırlanıyorlar.<br />
Aralık 2004<br />
Sigorta şirketleri ilk seti kaybettiler.<br />
KARAR: Halk jürisi iki saldırının farklı olaylar<br />
olduğuna hükmederek İkiz Kuleler’in sahibine<br />
hak verdi.<br />
Larry Silverstein sigorta şirketlerinden bir<br />
kısmına karşı zafer kazandı. New York<br />
mahkemesinin halk jürisi Dünya Ticaret<br />
Merkezi’nin sahibi olduğu İkiz Kuleler’in<br />
yıkılmasının iki farklı olay olduğuna hükmetti.<br />
Bu hüküm sigortalayan 17 sigorta şirketinden<br />
9 tanesini bağlıyor. <strong>Allianz</strong>'ın bağlı<br />
ortaklıklarından biri kararın kendisine fazladan<br />
80 Milyon USD (60 Milyon ∂)'ya mal olacağını<br />
bildirdi. Reasürans şirketi Scor, bu kararın<br />
yürürlükte olan poliçenin hüküm ve koşullarına<br />
aykırı olduğunu belirtti. Kararla birlikte Scor'un<br />
Borsa'daki hisselerinin değeri yaklaşık %7 düştü<br />
ve 1,4 ∂ seviyesine geriledi.<br />
Başta IRI (General Electric), Saint-Paul, Tokio<br />
Marine and Fire, Travelers ve Zurich olmak<br />
üzere teminat veren 9 sigorta şirketinin temyize<br />
gitmeleri bekleniyor. Ancak şirketler öncelikle<br />
kulelerin değerlendirmesinin yapılmasını<br />
bekliyorlar. Bu kritik aşamada, eksperler<br />
değerlendirmenin bir tek olay bazında<br />
öngörülen teminat tavanı olan 3,5 Milyar USD<br />
(2,6 Milyar ∂)'yu geçip geçmediğine karar<br />
verecekler. Eğer geçiyorsa ve temyiz<br />
aşamasında mahkemenin ilk hükmü teyit<br />
edilirse, Larry Silverstein bu tavan rakamını aşan<br />
değere karşılık gelen ek bir tazminat alabilecek.<br />
Ancak İkiz Kuleler’in reel değeriyle ilgili birtakım<br />
faklı bilgiler ağızdan ağza dolaşıyor. Larry<br />
Silverstein'a yakın kaynaklar bu rakamın 5 Milyar<br />
USD (3,7 Milyar ∂) civarında olduğunu<br />
söylüyorlar. Sigorta şirketleri ise yeniden inşa<br />
değerinin 3 Milyar USD (2,2 Milyar ∂)'yu<br />
geçmeyeceğini ileri sürüyorlar. Bu varsayıma<br />
göre temyiz aşamasında iki farklı olayın söz<br />
konusu olduğuna hükmedilse bile, sigorta<br />
şirketleri öngörülenin altında bir zarar<br />
yazabilecekler.<br />
Ekim 2006<br />
Sigorta şirketleri daha fazla ödeme yapacaklar<br />
TAZMİNAT: Amerikan yargısı kesin kararını<br />
verdi. Willis poliçesine göre iki farklı olay,<br />
Scor'un ana sigortacı olduğu poliçeye göre<br />
ise bir tek olay söz konusu.<br />
Beş yıl süren bir yargı sürecinden sonra New<br />
York istinaf mahkemesi, Dünya Ticaret<br />
Merkezi’ne yapılan saldırının tazminatı ile ilgili<br />
kararını verdi. Dava, kulelerin sahibi Larry<br />
Silverstein ile sayıları yirmiye varan ve aralarında<br />
Swiss Re'nin de bulunduğu sigorta şirketlerini<br />
karşı karşıya getiriyordu. Beklentilerin aksine,<br />
yargı iki terörist saldırının hem bir tek ve hem<br />
de iki farklı olay olduğuna hükmetti! Bu büyük<br />
fark iki farklı poliçeden kaynaklanıyor. Şanslılar<br />
arasında Swiss Re, Chubb, Lloyd's ve Dünya<br />
Ticaret Merkezi’nin işletme kayıplarını teminat<br />
altına almaya yönelik olarak ana sigortacı Willis<br />
tarafından akdedilen poliçeye taraf olan yedi<br />
sigorta şirketi bulunuyor. Üç New York’lu yargıç,<br />
bir hasarın meydana gelmesinin “bir dizi benzer<br />
nedenden” kaynaklanan zararlara bağlı olduğu<br />
hususunun belirtildiği poliçeye göre, kulelere<br />
yapılan iki terörist saldırının sadece bir tek olay<br />
oluşturduğuna hükmettiler. Swiss Re lehine<br />
verilen karar Larry Silverstein'in iddialarına kesin<br />
olarak son verdi. İsviçreli reasürans şirketinin<br />
bir üst düzey yetkilisi “Swiss Re'nin<br />
yükümlülüğü yazdığı azami 3,5 Milyar USD<br />
tavanı üzerinden %25'lik payı aşamaz” diye<br />
açıklamada bulundu.<br />
Scor'un şanssızlığı<br />
Buna karşılık, aynı mahkeme aynı davada<br />
Scor'un ana sigortacı olduğu poliçe bazında<br />
verdikleri ikinci bir karara göre, iki uçağın neden<br />
olduğu zararların ayrı ayrı tazmin edilmesi<br />
gerektiğine hükmetti. Scor'un yanısıra<br />
aralarında <strong>Allianz</strong>'ın da bulunduğu dokuz<br />
sigorta şirketi bu tazminatı ödeyecekler.
Başından beri, bu ikinci sözleşmenin yorumu<br />
yargıçlar arasında görüş ayrılığına neden oldu.<br />
2004 yılının ilkbaharında alınan ilk kararda bir<br />
tek olaydan söz ediliyordu, halbuki birkaç ay<br />
sonra bir başka mahkeme iki ayrı olay olduğu<br />
görüşüne katılmıştı.<br />
Toplamda, Larry Silverstein'a yargıçlar 3,7 Milyar ∂<br />
tazminat vermiş oldular. Bu tazminat tutarı,<br />
talep edilen 5,6 Milyar ∂'dan 1,9 Milyar ∂ eksik.<br />
Ancak, toplam fatura , sigorta şirketleri için<br />
876 Milyon ∂ daha yüksek oldu.<br />
Konu edilen tazminat bedelleri sadece binaların<br />
hasar tazminatıdır. 3.000 kişinin ölümü, bir o<br />
kadarının yaralanması, yüzlerce işyerinin kâr<br />
kaybı, mali sorumluluğu ve işyerlerinin<br />
muhteviyatı ile demirbaşının zararı da ayrıca<br />
tazmin edilmiştir<br />
Tazminatın ayrıntıları<br />
Willis Poliçesi<br />
1 olay<br />
2.6 Milyar ∂ tazminat<br />
10 sigorta grubu ilgili: Chubb, Employers, Lloyd's, Swiss Re (riskin %25'i), vs.<br />
Scor Re Poliçesi<br />
2 ayrı olay<br />
876 Milyon ∂ tazminat<br />
9 sigorta grubu ilgili: <strong>Allianz</strong>, Royal & Sun Alliance, St. Paul, Scor, Zurich, vs.<br />
14