You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
“<br />
DİLARA KARABEKMEZ • 2013 birincisi • Edirne • 7. sınıf öğrencisi<br />
Herkes biliyordu ki, Berfin sınıftaki nefretin odak noktasıydı. Neden mi<br />
Çünkü onlar güçlüydüler, her ne kadar küfürlü konuşsalar da, konuşmaları<br />
onunkinden daha iyiydi, ten renkleri daha açıktı, “köy gibi” kokmuyorlardı,<br />
ayakkabıları markaydı; en önemlisi de omuzları düşük, gözleri mahzun<br />
değildi. Tüm bunlar onları güçlü kılıyor, Berfin’in canını yakma arzularını<br />
körüklüyordu. Bütün ağızlar aynı anda açıldı, Berfin’le ilgili suçlamalar,<br />
iftiralar havada uçuşmaya başladı... (Işık Yağmuru öyküsünden)<br />
“<br />
NİHAL DENİZ KÖKSAL • 2011 ikincisi • Ankara • 7. sınıf öğrencisi<br />
Çöplüğün şehre en uzak yerine gelmişlerdi. Adımları gitgide yavaşlıyordu.<br />
Kocaman açılmış bir çukurun başında durdular. Karar verilmişti bir<br />
kez. Dilan’ın kaderi kocaman bir çukurdu. İki kardeş sımsıkı sarıldılar.<br />
Mehmet cebinden silahı çıkardı. Çöplük iki el silah sesiyle inledi. Silah<br />
sesiyle birlikte havalandı çöplükteki bütün kuşlar kara bulutlarla dolu inceden<br />
yağan yağmurlu gökyüzüne doğru... (Çukur öyküsünden)<br />
“<br />
BEYZA ÇELİK • 2013 üçüncüsü • İstanbul • 8. sınıf öğrencisi<br />
Gideceği yere fazla kişi gelmezdi. O yüzden rahat olacağını düşündü ve<br />
yemyeşil kırlara doğru koşmaya başladı. Koştu... Koştu... Çok yorulduğundan<br />
hemen oturacak gölgelik bir yer arıyordu. Sonunda meyvelerini<br />
olgunlaştırmış bir şeftali ağacının altına oturdu. Artık güneş kendisine<br />
dokunamıyor, uzaklardan hissettiriyordu varlığını. Başladı mızıkasını<br />
çalmaya. Tüm kuşlar birer birer konmaya başladı dallara. Sesle birlikte<br />
rüzgâr nereye savurursa, bir o yana bir bu yana sallanarak dans ediyordu<br />
çimenler... (Mızıka öyküsünden)<br />
“<br />
SIDIKA SELİN ÇOLAK • 2013 ikincisi • Mersin • 6. sınıf öğrencisi<br />
Yaşlı balıkçı eski sandalla denizden döndüğünde, deniz feneri onu karanlığı<br />
altın bir hançer gibi yaran parlak ışığıyla karşıladı. Sandalı görmeye<br />
çalıştı. Sandal yorgun bir şekilde, onun için yavaşça denizde sallandı.<br />
Bunu fark eden deniz feneri daha istekli bir şekilde döndü, hep<br />
onu tekrar görebilmek için döndü. Sabaha kadar sessizce anlaştılar. Onları<br />
gören insanlar, rüzgârın kuvvetli estiğini düşünüp paltolarına sarındılar.<br />
Sıcak, güvenli evlerine doğru yol aldılar...<br />
(Bir Deniz Feneri Vardı: Yalnız... öyküsünden)<br />
48