04.02.2015 Views

+gil Eki Üzerine - Dil Arastirmalari

+gil Eki Üzerine - Dil Arastirmalari

+gil Eki Üzerine - Dil Arastirmalari

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>Dil</strong> Aratrmalar Dergisi<br />

Cilt: 1 Say: 1 Güz 2007, 21-29 ss.<br />

<strong>+gil</strong> <strong>Eki</strong> Üzerine<br />

Feyzi ERSOY 1<br />

On the Sufx of <strong>+gil</strong><br />

ÖZET<br />

Bu çalmada, Türkçe <strong>+gil</strong> eki ve onun kökeni üzerinde durulmutur. <strong>+gil</strong>, Türkçedeki tek ekilli<br />

eklerden biridir. Eklerdeki tek ekillilik, aratrmaclarca çeitli sebeplere balanmtr. <strong>+gil</strong>’in<br />

de sonradan ek hâline geldii düünülebilir. Çalmada, “ev, aile” manasna gelen Çuvaça kil ile<br />

Türkçedeki <strong>+gil</strong> ekinin ilikisi üzerinde durulmutur.<br />

Anahtar Kelimeler<br />

Türkçe, Çuvaça, <strong>+gil</strong>, kil “ev, aile”<br />

Abstract<br />

In this study, it was focused on Turkish sufx of <strong>+gil</strong> and its origin. The sufx of <strong>+gil</strong> is one of<br />

the single-formed sufxes in Turkish. The single-formness of the sufxes has been explained due to<br />

different reasons by the researchers. It can be thought that, <strong>+gil</strong> had changed into a sufx at a later<br />

time. In this work, it was focused on the relation between Turkish <strong>+gil</strong> and Chuvash kil which means<br />

“home, family”.<br />

Key Words<br />

Turkish, Chuvash, <strong>+gil</strong>, kil “home, family”<br />

Türkiye Türkçesinde baz eklerin tek ekilli olduklar ve ünlü uyumuna uymadklar<br />

bilinmektedir. Eklerdeki bu tek ekillilik, aratrmaclarca çeitli sebeplere<br />

balanmtr. Tek ekilli eklerimizden biri de, çounlukla isimden isim yapma<br />

ekleri içinde yer verilen ve annemgil, babangil, ablasgil gibi örneklerde görülen<br />

<strong>+gil</strong> olmutur.<br />

<strong>+gil</strong> ekinin niçin tek ekilli olduu ya da ekin kökeni hakkndaki görüler çok<br />

fazla deildir. Banguolu, Türkçenin Grameri adl eserinde eke ayr bir madde<br />

açmam; onu “-ler adlar” bal altnda incelemitir. Anadolu azlarnda ekin<br />

yaadn ifade eden yazar, onun -ler gibi aile, topluluk adlar yapmakta kullanld-<br />

n söylemitir. Banguolu, Tuzcugiller, ablamgiller gibi örneklerde gil’in çokluk<br />

ekiyle birlikte de kullanlabilirliine dikkat çekmitir (Banguolu 1995: 189).<br />

1 Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi ÇTLE Bölümü<br />

21


Feyzi Ersoy<br />

Muharrem Ergin, eki “-l, -gil, -ul, -gül, l, -kil, -ul, -kül” bal altnda<br />

ele almtr. Ergin, ilgi ifade ettiini ve ilek olmadn belirttii ek için u<br />

örnekleri verir: krkl, içkil, dörtgül “dört köeli”. <strong>Eki</strong>n “-gil” eklinin özellikle<br />

azlarda çok ilek olduuna deinen Ergin, her türlü ahs, akrabalk, unvan isminden<br />

aile ve ev ismi yapmak için gil’in geni ölçüde kullanldn söylemi ve<br />

Aligil, Yaargil, Hasangil, Ouzgil, Orhangil, Paagil, kaymakamgil örneklerini<br />

vermitir. <strong>Eki</strong>n, akrabalk isimlerinde genellikle iyelik ekinden sonra geldiini<br />

(day-m-gil, ana-n-gil, hala-s-gil...) belirten Ergin, gil’in bu ekilde iyelikten<br />

sonra kullanlmasn onun çok ilek olmasna balamaktadr. Son zamanlarda gil<br />

yerine aile ve ev ifade etmek için çokluk ekinin kullanlmaya baladna dikkat<br />

çeken Ergin, Perihanlar, Bekirler, yüzbalar gibi örnekler vermitir. Ergin, ekin<br />

ünlü ve ünsüz uyumlarna uymadan tek ekilli olarak kullanldn da belirtmitir<br />

(Ergin 1999: 178).<br />

Bu konuda Ergin’le hemen hemen ayn bilgileri veren Korkmaz da konuma<br />

dilinde ve halk aznda ekin çok kullanldn belirtir. Korkmaz, yaz dilinde gil<br />

yerine +lAr çokluk ekinin kullanldn ifade etmitir. Korkmaz, ayrca Türkçeletirme<br />

çabalarnda botanik ve zooloji alanna giren bitki ve hayvan ailelerini<br />

gösteren terimlerde ekin asl varln gösterdiini belirtmi ve abonozgiller, ananasgiller,<br />

cevizgiller, atgiller, aygiller... gibi örnekler vermitir (Korkmaz 2003:<br />

47). Hamza Zülkar da, Terim Sorunlar ve Terim Yapma Yollar adl eserinde<br />

“-gil, -giller” bal altnda ele ald ekin kelimeye “grup, aile, familya” anlam<br />

kattn söylemi; ananasgiller, aslangiller, baklagiller, zambakgiller... gibi örnekler<br />

vermitir (Zülkar 1991: 90, 91). <strong>Eki</strong>n bu tür kullanmnn Türkiye Türkçesine<br />

has bir özellik olduunu Sevortyan da söylemitir (Sevortyan 1960: 123).<br />

Deny, ekin Asya’da olduu gibi Balkanlarda da kullanldn belirterek eki<br />

“tara tâbiri” olarak nitelemitir. <strong>Eki</strong>n etimolojisi üzerinde de duran Deny, onun<br />

yarn-ki vb. örneklerde görülen -ki nispet ekinin ki+l biçiminde birleik bir çeidi<br />

olduunu düünmütür (Deny 1941-1945: 332).<br />

“Türkçede ‘Sra D Ekler’ ve Eklerin Tasnif Sorunu Üzerine” balkl bildirisinde<br />

meseleye temas eden Gülsevin, <strong>+gil</strong>’in, aslnda bir ek deil de eklemi<br />

bir edat olduundan bahsetmitir. O, buna dayanak olarak, ekin ünlü uyumuna uymamasn,<br />

üçüncü teklik ahs iyelik ekinden sonra kullanlrken araya zamir n’si<br />

almamasn ve vurguyu kendinden önceki heceye atmasn göstermitir (Gülsevin<br />

2004: 1273). Gülsevin’in yukardaki görülerine büyük oranda katlyor olmakla<br />

birlikte ekin edat kökenli olup olmad üzerinde durmak istiyoruz. Acaba, eskiden<br />

beri ek olmayp sonradan ekletii düünülen <strong>+gil</strong>, Gülsevin’in belirttii gibi<br />

bir edat mdr yoksa müstakil baka bir kelime midir Gülsevin, ekin eklemi bir<br />

edat olabileceinden bahsederken onun nasl bir edattan ekletii üzerinde durmamtr.<br />

<strong>+gil</strong>, bize göre de kelimeden ek hâline dönümütür. Fakat bu bir edat<br />

deildir. Kanaatimize göre, Çuvaçada “ev, aile” anlam veren (ÇRS, s. 175) kil<br />

22


<strong>+gil</strong> <strong>Eki</strong> Üzerine<br />

ismi, <strong>+gil</strong> ekinin kaynan tekil etmektedir.<br />

Aratrmaclar, Çuvaça kil’in kökeni üzerine çeitli görüler öne sürmülerdir.<br />

Kelime, Kâgarl’da ve Clauson’un etimoloji sözlüünde kil eklinde geçmemektedir.<br />

Bununla birlikte hem Kâgarl’da (1991, 331) hem de Clauson’da<br />

(1972: 739) yer alan kirde “bir avluda beraber oturan komu” kelimesi, dikkat<br />

çekicidir.<br />

Eren, etimoloji sözlüünün “ev” maddesinde, Çuvaçada “ev” manasnda kil<br />

sözünün de kullanldn; fakat kelimenin kökeninin kark olduunu belirtmitir.<br />

Samoyloviç, Munkácshi, Yegorov, Räsänen, Ramstedt, Kononov gibi isimlere<br />

atfta bulunarak, kelimenin Türkçe <strong>+gil</strong> ekiyle birletirilmesinin yanl olduunu<br />

söyleyen Eren, bu yanln sebebini açklamamtr (Eren 1999: 141).<br />

Yegorov, hazrlam olduu Çuvaçann etimoloji sözlüünde, kil’in “ev, aile,<br />

aile üyeleri” anlamna geldiini belirttikten sonra kelimenin Hazar lehçesindeki<br />

–kel ile ayn olduunu, bunun da Sarkel ehrinin isminde görüldüünü söylemitir.<br />

Samoyloviç’in 1924 tarihli, bizim göremediimiz, yazsna da deinen Yegorov,<br />

onun, kelimenin Türkiye ve Azerbaycan Türkçesinde görülen gil ile ayn<br />

olmad görüünü aktarmtr. Munkácshi ise Çuvaçadaki kil’in, “Kavkazskokyurinskim”deki<br />

kel, kval ile ayn olduunu düünmütür (Yegorov 1964: 112).<br />

Kelimenin “ev, avlu, mesken” anlamlarna geldiini, Çuvaçann son yaymlanan<br />

etimoloji sözlüünde Fedotov da belirtmitir. Fedotov, Eski Bulgarcada geçen<br />

es-kil eklini Ramstedt’in “eski köy”, Räsänen’in ise “eski ehir” diye tercüme<br />

ettiini söylemitir. Sarkel ehir adnn ise urÉ-kil şurÉ-kil “beyaz ev” den geldiini belirten<br />

Fedotov, ekin eski eklinin *kel olduunu düünmütür. Yer isimleri yapan<br />

bu ekin Mikukel, Yvakel, Tuskel, Pütrekel gibi isimlerde korunduunu belirten<br />

yazar, Gombocz’un da Sar-kel kelimesine temas ettiini bildirmitir. Gombocz,<br />

Hazarca Sarkel’in Eski Çuvaçadaki ar-kel (= orÉ şorÉ / urÉ şurÉ kil)<br />

kelimesini yansttn<br />

düünmütür. Ayrca, Orta Evenkicede “mesken, kulübe, ev” manasna<br />

gelen guule ile Yakutçadaki küle “bir binann giriindeki kapal yer” de dikkat<br />

çekici kelimelerdir (Fedotov 1996 I: 291, 292) 2 .<br />

Sarkel ismi üzerinde Hazar Çalmalar adl eserinde Golden de durmutur<br />

(Golden 2006: 274-280). Németh ve Pelliot’nun Sarkel’i Ourca olarak deerlendirdiklerini<br />

belirten Golden (Golden 2006: 279), kelimenin Hazarcadaki anlamnn<br />

Constantinus Porphyrogenitus tarafndan “beyaz konak” eklinde verildiini<br />

söylemitir (Golden 2006: 276). Golden, öncelikle kelimenin ilk hecesiyle ilgili<br />

görüleri bize sunmu; sonra, konumuzla asl ilgili olan ikinci hece üzerinde<br />

2 Yakutça kelime, Pekarskiy’nin sözlüünde küle, P.A.Sleptsova’nn sözlüünde ise küüle eklinde geçmektedir (Pekarskiy<br />

1945: 596; Sleptsova 1972: 202).<br />

23


Feyzi Ersoy<br />

durmutur. Yazar, ayrca, gil’in ran meneli olduu hususundaki Harmatta’nn<br />

görülerini de aktarmtr. Buna göre kelime, Güneybat ranilerin gil, Kuzeybat<br />

ranilerin ise *grda-, *gird-, *guli/*gali eklinde ürettikleri Eski rani *grda “ev,<br />

yaam yeri, aile, ev halk”ndan gelimitir. Harmatta’ya göre yukardaki deiiklikler<br />

Sâsâniler döneminde gerçeklemi ve kelime Türkçeye 6-10. yüzyllar arasnda<br />

girmitir. Harmatta, kel/kil’in Türkçeye (Yazar, Osmanlca gil ve Çuvaça<br />

kil’in bu kelimeyi içerdiini belirtmitir) bir Güneybat ran dilinden, muhtemelen<br />

Farsçadan, geçtiini söylemitir (Golden 2006: 277).<br />

Räsänen’in, kelimeye Ural-Altay dil grubu etimolojilerine yönelik aratrmasnda<br />

yer verdiini belirten Golden, gil’in ran meneli mi yoksa Ural-Altay<br />

kökenli mi olduu sorusu üzerinde durmu; bu sorunun bugün için cevaplanamayacak<br />

baka sorular ortaya çkardn belirtmitir (Golden 2006: 277). Golden’e<br />

göre kelimenin hem Ural hem de Altay dillerindeki varl, onun ran meneli<br />

olabileceine izin vermemektedir. Çünkü -rd->-l deiimi, farazi Ural-Altay birliinin<br />

(hatta Altay birliinin bile) dalmasndan çok sonra, III-VIII. yüzyllarda,<br />

Orta Perslerde vuku bulmutur (Golden 2006: 278). Yazara göre kelimenin Ural<br />

ve Altaycadaki varl ran meneli ise sadece MS. 3. yüzylda ödünç alnm olabilir.<br />

Golden, bu noktada “kelimenin nasl olup da çok geni bir corafyaya yaylabildii”<br />

sorusunu sormaktadr.<br />

Altay dillerinden Moolcada da (Hem Klasik hem de Çada Moolcada)<br />

“ev” anlamnda bir ger kelimesi mevcuttur. Moolca sözlüklerde ger “yurt, çadr,<br />

keçe çadr; yerleim yeri, ikametgah, mesken; ev” (MTS, s. 603); ger “ev, çadr”,<br />

ger ayl “ev, aile”, ger bül “aile” gibi kelimeler bulunmaktadr (MED, s. 109). Clauson<br />

Türkçe kirde “bir avluda beraber oturan komu” kelimesi üzerinde dururken<br />

kelimenin kökünü *kér ve *kir olarak düünmü ve bunun da Moolca ger “ev”<br />

ile ilgili olabileceini söylemitir (Clauson 1972: 739). 3 Son seste bir r~l deiimi<br />

dikkate alnrsa Çuvaça kil’in de Clauson’un verdii *kér /*kir kökleriyle ve<br />

Moolcadaki ger ile ilikili olduu düünülebilir.<br />

Bu açklamalardan sonra, Türkçe <strong>+gil</strong> ekini Çuvaça kil ile elememizin sebepleri<br />

üzerinde durmak istiyoruz:<br />

1. <strong>+gil</strong> eki, aratrmaclarn çounun da belirtildii gibi tek ekillidir. Türkçe<br />

gibi ünlü uyumunun çok salam olduu ve eklerin ikili, dörtlü ve sekizli (hatta<br />

Yakutça gibi baz lehçelerde daha fazla) ekillerinin bulunduu bir dilde uyuma<br />

girmeyen bir ek için “istisna” deerlendirmesi yaplp geçilemeyecei ortadadr.<br />

Tek ekilliliin, –yor imdiki zaman ekinde olduu gibi, baz sebeplere dayanabilecei<br />

Türkologlarca bilinmektedir.<br />

3 Kelimeye, “Mongolizm u Mahmuda Kagarskogo” balkl yazsnda A. V. Dbo da yer vermitir (Dbo 2005: 53).<br />

24


<strong>+gil</strong> <strong>Eki</strong> Üzerine<br />

2. Hatrlanaca gibi Genel Türkçede, Çuvaça dnda, isim çekiminde “çokluk<br />

eki + iyelik eki + hâl eki” sras mevcuttur. Hâl böyle iken baz aratrmaclarca<br />

+lAr çokluk eki yerine kullanld ifade edilen <strong>+gil</strong> ekinin annemgil, babasgil<br />

örneklerinde olduu gibi iyelik eklerinden sonra gelmesi oldukça dikkat çekicidir.<br />

Çuvaçadaki çokluk eki +sem’in de ayn ekilde iyelik eklerinden sonra kullanld<br />

bilinmektedir (Ör. aça+m+sen+çe “çocuklarmda”).<br />

3. Gülsevin’in belirttii gibi, üçüncü ahs iyelik eklerinden sonra <strong>+gil</strong> eki<br />

getirildiinde zamir n’sinin kullanlmad görülmektedir. (kap-s-n-dan fakat<br />

day-s-gil) (Gülsevin 2004: 1273).<br />

4. Yine Gülsevin tarafndan belirtilen, ekin, vurguyu kendinden önceki heceye<br />

atmas da doru bir tespittir: annemgil, daysgil (Gülsevin 2004: 1273).<br />

5. <strong>Eki</strong>n, “çokluk” ve “aile, topluluk” anlam tamas, “ev, aile” anlam veren<br />

Çuvaça kil’in manasna semantik açdan da uygun dümektedir.<br />

6. Bugün, Türkiye Türkçesinde tonsuzlam olan Eski Türkçe kelime ba<br />

baz t ve k’ler, Çuvaçada tonsuz ekilde karmza çkmaktadr. Bu bakmdan<br />

bizde g’li olan ekin Çuvaçada k’li ekilde olmas, görüümüz için fonetik açdan<br />

bir problem oluturmamaktadr.<br />

7. <strong>+gil</strong>’in bugün sadece Ouz grubu lehçelerinde (Türkmence dnda) görülmesi<br />

de eki, Çuvaça kil ile elememize bir baka dayanak noktasdr. 4 Çünkü<br />

Çuvaça, baz aratrmaclarca Eski Bat Türkçesinin bir devam olarak görülmektedir.<br />

Azerbaycan Türkçesinde de görülen ekin bu lehçede de tek ekilli olmas<br />

dikkat çekicidir: Ceyrankil “Ceyrangil”, Kübrakil “Kübragil”, Ehmedkil “Ahmetgil”,<br />

daymkil “daymgil”, bibibsikil “halasgil” (ADG, 37-38). 5<br />

8. “benim adam”, “bizim çocuk”, “sizin ev” gibi iyelik eksiz tamlamalarn<br />

bugün Türkiye Türkçesinde oldukça yaygn olduu bilinmektedir. Tamlayan<br />

isim+ilgi hâli eki, tamlanan ise isim’den oluan bu tür isim tamlamalarna, çok<br />

yaygn olmasa da, Eski Türkçede de rastlanmaktadr.<br />

Yigen Silig beging kedimlig toru at (KT; D)<br />

“Yigen Silig Beg’in giyimli doru at()”<br />

yelik eksiz isim tamlamalar, Moolca ve Çuvaçada da sklkla görülmektedir.<br />

Aada her iki gruptan da örnekler verilmitir.<br />

4 Çuvaça, baz aratrmaclarca Eski Bat Türkçesinin bir devam olarak görülmektedir (Gülensoy 2000: 25).<br />

5 <strong>Eki</strong>n, Azerbaycan Türkçesinde tek ekilli olduu hususuna Sevortyan da dikkat çekmitir (Sevortyan 1960: 123)<br />

25


Feyzi Ersoy<br />

26<br />

Klasik Moolcada<br />

minu aka “benim aa(m)”<br />

manu bagi “bizim hoca(mz)” (Poppe 1992: 172)<br />

Çuvaçada<br />

unÉn viíÏ vÉl vÉl viíÏ kin<br />

“onun üç oğl(u), ol(u), üç gelin(i)” (CM, s.202)<br />

ulÉpÉn tÉvatÉ aça aça “alpin “alpin dört dört çocuğ(u)” çocu(u)” (UHMEÇĐ, (UHMEÇ, s. 247) s. 247)<br />

manÉn puí “benim “benim ba(m)” baş(m)” (ÇS-8, (ÇS-8, s. 74) s. 74)<br />

Bu örnekler dikkate alndnda annemgil, babasgil gibi yaplarn “*annem<br />

kil(i)”, “*babas kil(i)” gibi ekillerden gelimi olma ihtimali elbette mümkündür.<br />

Burada, “lgi hâli ekine ne oldu” sorusu akla gelebilir. Bunun cevab, ilgi<br />

hâli ekinin kendine has özelliinde yatmaktadr. Karahan, “Yükleme ve lgi Hâli<br />

Ekleri Üzerine Baz Düünceler” balkl yazsnda, baz dönem metinlerinde<br />

iyelik ekli tamlayclarn ilgi hâli eki almadan birliktelik ifade etmeleri üzerinde<br />

durmutu. Çalmasnda, “Atam körmegenni min kördüm.” gibi örnekler veren<br />

Karahan, ilgi hâli ekinin yükleme hâli ekiyle birlikte münasebet eki olmadklarn<br />

belirtmi; ilgi hâli ekinin isme belirtme, sahiplik, mensubiyet, ilgi vb. anlamlar<br />

kazandran bir ek olduunu söylemitir (Karahan 1999: 608-610). Buradan hareketle,<br />

zaten belirtici bir fonksiyona sahip iyelik ekinin yannda ilgi hâli ekinin<br />

görülmemesinin bir problem tekil etmedii söylenebilir.<br />

Eski Türkçe döneminde, sadece ilgi hâli ekinin deil, hiçbir ekin kullanlmad<br />

taksz isim tamlamalar da zaten yaygndr. Benzer örnekler aada görüldüü<br />

gibi Moolcada da mevcuttur. Bu durum dikkate alndnda, balangçta<br />

“*annem kil(i)”, “*babas kil(i)” gibi ekillerden önce *anne kil, *baba kil gibi<br />

yaplar da düünülebilir.<br />

Eski Türkçede<br />

Ötüken y “Ötüken orman()”, antung yaz “antung ova(s)” (KT; D), Türk<br />

bodun “Türk millet(i)” (KT; G), Kadrkan y “Kadrkan orman()” (BK; D), tabgaç<br />

bodun “Çin millet(i)” (KT; G), antung balk “antung ehr(i)” (T, I; D), irti<br />

ögüz “rti nehr(i)”.<br />

Klasik Moolcada<br />

Taulay cil “tavan yl()”, konin cil “koyun yl()”, ulagan bagatur kota “Ulan<br />

Bator ehr(i)”, ong-un gool “Ongin nehr(i)” (Poppe 1992).<br />

Çuvaçada<br />

Rassvet fabrika “Rassvet fabrika(s)” (UÇYDR, s. 23)<br />

al arman’ “el deirmen(i)” (UHMEÇ, s. 349)<br />

9. Bizim, Çuvaça kil ile Türkçedeki <strong>+gil</strong>’i elememize “Çuvaçadaki l’lerin


<strong>+gil</strong> <strong>Eki</strong> Üzerine<br />

Türkçede olmas gerekmez miydi” eklinde baka bir itirazn gelmesi de mümkündür.<br />

Fakat unutulmamaldr ki Çuvaçadaki bütün l’ler Genel Türkçede ile<br />

karlanmamaktadr. *r² > z ve *l² > ile *r¹ > r ve *l¹ > l denklikleri Türkologlarca<br />

bilinmektedir 6 . Çuvaça l = Genel Türkçe l denkliine uyan pek çok kelime<br />

mevcuttur. Aada bu kelimelerden bazlarna (Eski Türkçe esasnda) örnekler<br />

verilmitir.<br />

Eski Türkçe<br />

Çuvaça<br />

al- “almak” il- (ÇRS, 110)<br />

öl- “ölmek” vÏl- (ÇRS, 79)<br />

kel- “gelmek” kil- (ÇRS, 175)<br />

kül- “gülmek” kul- (ÇRS, 191)<br />

bil- “bilmek” pÏl-<br />

(ÇRS, 287)<br />

bol- “olmak” pul- (ÇRS, 311)<br />

böl- “bölmek” pül- (ÇRS, 322)<br />

sil- “silmek” íÉl- (ÇRS, 401)<br />

tol- “dolmak” tul- (ÇRS, 491)<br />

kal- “kalmak” yul- (ÇRS, 639)<br />

bal “bal” pl (ÇRS, 323)<br />

Yukardaki örnekler, Çuvaça kelimenin Türkçede +gi deil de <strong>+gil</strong> eklinde<br />

görülmesini, yadrganacak bir durum olmaktan çkarmaktadr.<br />

Bütün bu anlatlanlardan hareketle; annemgil, dayngil, babasgil gibi yaplarda<br />

görülen ve bünyesinde çokluk anlam tayan Ouz grubu lehçelerindeki<br />

(Türkmence dnda) <strong>+gil</strong> ekinin Çuvaçada “ev, aile” manasna gelen kil ile ayn<br />

veya akraba bir kelimeden geldiini söylemek, kanaatimizce yanl olmayacaktr.<br />

Çuvaça eklin, Moolcadaki ger ile ilikisi ise ayrca düünülmelidir.<br />

KISALTMALAR<br />

ADG Azerbaycan <strong>Dil</strong>inin Grammatikas, Morfolokiya<br />

BK Bilge Kaan<br />

CM Chuvash Manuel, Bloomington, 1961 (KRUGER, J. G. )<br />

ÇRS Çuvasko-Russkiy Slovar’<br />

ÇS-8 : ÇÉva SÉmahÏ 8, upakar 2000 (O. . Peçnikov, M. N. Peçnikova)<br />

6 Özellikle, “Talat Tekin, Makaleler 1, Altayistik” adl çalmada konuyla ilgili ayrntl bilgilere ulamak mümkündür<br />

27


Feyzi Ersoy<br />

D Dou<br />

G Güney<br />

KT Köl Tigin<br />

MED Mongolian-English Dictionary<br />

MTS Moolca-Türkçe Sözlük<br />

T, I Tonyukuk I<br />

UÇYDR : Uçebnik Çuvaskogo Yazka Dlya Russkih, Çeboksar 1992 (. A.<br />

Andreyev)<br />

UHMEÇ : UlÉp HalapÏsem<br />

Metni Esasnda Çuvaçada sim, Ankara 2000<br />

(Yaymlanmam Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,<br />

Hazrlayan : Feyzi Ersoy, Danman : Prof. Dr. Ahmet B. Ercilasun).<br />

28<br />

KAYNAKÇA<br />

Azerbaycan <strong>Dil</strong>inin Grammatikas, Morfolokiya, Bak, 1960.<br />

ATALAY, Besim, Divanü Lûgat-it Türk Tercümesi IV (Endeks),(3.bask),<br />

TDK Yay., Ankara 1991.<br />

BANGUOLU, Tahsin (1995), Türkçenin Grameri, TDK Yay., Ankara.<br />

BAWDEN, Charles (1997), Mongolian-English Dictionary, London and<br />

New York.<br />

Çuvasko-Russkiy Slovar’ (ÇRS 1982), Moskova 1982.<br />

CLAUSON, Sir Gerard (1972), An Etymological Dictionary of Pre-<br />

Thirteenth-Century Turkish, Oxford.<br />

DENY, Jean, Türk <strong>Dil</strong>i Grameri (Osmanl Lehçesi), (Çev. Ali Ulvi Elöve),<br />

stanbul 1941-1945.<br />

DIBO, A. V. (2005), “Mongolizm u Mahmuda Kagarskogo”, Altaica X, s.<br />

51-60.<br />

EREN, Hasan (1999), Türk <strong>Dil</strong>inin Etimolojik Sözlüü, Ankara.<br />

ERGN, Muharrem (1999), Türk <strong>Dil</strong> Bilgisi, Bayrak Yay., stanbul.<br />

FEDOTOV, M. R. (1996), Etimologiçeskiy Slovar’ Çuvaskogo Yazka, Çeboksar,<br />

2 c.<br />

GOLDEN, Peter B. (2006), Hazar Çalmalar, (Çev. Egemen Çar Mzrak),<br />

Selenge, stanbul.<br />

GÜLENSOY, Tuncer (2000), Türkçe El Kitab, Akça Yaynlar, Ankara<br />

2000.<br />

GÜLSEVN, Gürer (2004), “Türkçede ‘Sra D Ekler’ ve Eklerin Tasnif-<br />

Tanmlanma Sorunu Üzerine”, V. Uluslar aras Türk <strong>Dil</strong>i Kurultay Bildirileri I,<br />

20-26 Eylül 2004, Ankara, s. 1267-1284.<br />

KARAHAN, Leylâ (1999), “Yükleme (Accusative) ve lgi (Genetive) Hâli<br />

Ekleri Üzerine Baz Düünceler”, Uluslar Aras Türk <strong>Dil</strong>i Kongresi 1996, Ankara<br />

1999, s. 605-611.<br />

KORKMAZ, Zeynep (2003), Türkiye Türkçesi Grameri (ekil Bilgisi),


<strong>+gil</strong> <strong>Eki</strong> Üzerine<br />

TDK Yay., Ankara.<br />

LESSING, Ferdinand D. (2003), Moolca-Türkçe Sözlük, (Çeviren: Günay<br />

Karaaaç), 2 Cilt, TDK Yay., Ankara.<br />

PEKARSKY, E. (1945), Yakut <strong>Dil</strong>i Sözlüü, C. 1, stanbul.<br />

POPPE, Nicholas (1992), Mool Yaz <strong>Dil</strong>inin Grameri, (Çev: Günay Karaaaç),<br />

EÜ Edebiyat Fakültesi Yay. Nu: 68, zmir, 1992, 254 s. (Grammar of<br />

Written Mongolian, 2. Bask, Wiesbaden, 1964, xv +195 s.)<br />

RÄSÄNEN, Martt (1969), Versuch Eines Etymologischen Wörterbuchs der<br />

Türksprachen, Helsinki : Suomalais-Ugrilainen Seura, 1969-1971.<br />

SEVORTYAN, E.V. (1960), Afksi mennogo Slovoobrazovaniya v Azerbayjanskom<br />

Yazke, Opt Sravnitelnogo ssleabvaniya, z.re Nauka, Moskova, 437 s.<br />

SLEPTSOVA, P.A. (1972), Yakutsko-Russkiyy Slovar’, Moskva.<br />

TEKN, Talat (2003), Makaleler 1, Altayistik, (Haz. Emine Ylmaz-Nurettin<br />

Demir), Ankara.<br />

YEGOROV, V. G. (1964), Etimologiçeskiy Slovar’ Çuvaskogo Yazka, Çeboksar.<br />

ZÜLFKAR, Hamza (1991), Terim Sorunlar ve Terim Yapma Yollar, TDK<br />

Yaynlar, Ankara, X+213 s.<br />

29

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!