1Gerçeklikten GerçeğeObjet Petit A'nın ParadokslarıZENON'UN PARADOKSLARINA YAMUK BAKMAKTeorik motiflere "<strong>yamuk</strong> bakma" girişiminde söz konusu olan, sadeceyüksek teoriyi "örnekleme"ye, onu "kolayca ulaşılabilir" ve böylecebizleri sıkı düşünme zahmetinden kurtarmaya yönelik zorlamabir çaba değildir. Mesele daha çok, teorik motiflerin bu şekilde örneklenişinin,bu şekilde sahnelenişinin, aksi takdirde dikkati çekmeyecekyönleri görünür kılıyor olmasıdır. Bu işlemin Wittgenstein'ınikinci döneminden Hegel'e saygın felsefi öncelleri vardır zaten. Hegel'inTinin Fenomenolojisi'nm temel stratejisi, verili bir teorik konumu,onu öznel bir varoluşsal tavır (çilecilik tavrı, "güzel ruh"un tavrı,vb.) olarak sahneleyerek ve böylece başka türlü gizli kalan tutarsızlıklarımaçığa çıkararak, yani tam da öznel sözceleme konumununkendi "sözcelediği" şeyi, kendi pozitif içeriğini nasıl baltaladığınıteşhir ederek baltalamak değil midir?Böyle bir yaklaşımın ne kadar doğurgan olabileceğini göstermekiçin, gelin gerçek anlamdaki ilk filozofa, Varlığın Bir olduğunu ilerisürmüş olan Parmenides'e dönelim. Burada, Parmenides'in müridiZenon'un efendisinin tezini a contrario, çokluk ve hareketin varlığıhipotezinin yol açtığı saçma, çelişkili sonuçlan açığa çıkararak kanıtlamayaçalışırken başvurduğu ünlü paradokslarla ilgileniyoruz. Buparadokslar ilk bakışta -tabii ki geleneksel felsefe tarihçisine ait bakıştırbu- saf, içi boş, yapay laf salatasının numunelik örnekleri, barizbir saçmalığı, en temel deneyimlerimize aykırı bir şeyi kanıtlamayaçalışan zorlama mantık oyunları gibi görünürler. Ama Jean-ClaudeMilner, "Zenon'un Paradokslarının Edebi Tekniği" adlı parlak yazı-
16 YAMUK BAKMAKsında 1 , bu paradoksları bir biçimde "sahneleme"yi başarır: Bize, Zenon'unhareketin imkânsız olduğunu kanıtlamaya çalışırken başvurduğudört paradoksun da aslında edebi klişelere göndermede bulunduğusonucuna varmamızı sağlayacak gerekçeler sunar. Üstelik, buparadoksların geleneğimizin bir parçası haline geldiği form, trajik,soylu bir konuyu, Rabelais'nin son dönemlerini hatırlatır bir tarzda,kaba saba, bayağı muadiliyle yan yana getiren tipik karnaval-burleskişleminin ürünüdür. Zenon'un paradokslarının en ünlüsünü, Akhilleusve kaplumbağayla ilgili olanı ele alalım. Bu paradoks ilk olarak,îlyada'nm Akhilleus'un Hektor'u yakalamak için boşuna uğraştığıXXII. Kitabının 199.-200. satırlarına göndermede bulunur. Daha sonrabu soylu gönderme, popüler muadiliyle, Ezop'un tavşan ve kaplumbağaylailgili fablıyla çaprazlanır. Yani bugün herkesin bildiği"Akhilleus ve kaplumbağa" versiyonu aslında bu iki edebi modelindaha sonra iç içe geçirilmiş halidir. Milner'ın savının ilginçliği sadeceZenon'un paradokslarının, salt bir mantıksal akıl yürütme oyunuolmak şöyle dursun, tam olarak tanımlanmış bir edebi türe ait olduğunu,yani, soylu bir modeli onun karşısına sıradan, komik muadiliniçıkartarak alt üst etmeyi sağlayan yerleşik bir edebi tekniği kullandıklarınıkanıtlamasından gelmez. Bizim -Lacancı- perspektifimizdenasıl önemli olan, Zenon'un edebi göndermelerinin içeriğidir. Oilk, en ünlü paradoksa dönelim; daha önce de belirtildiği gibi, bu paradoksaslen îlyada'nm şu satırlarına göndermede bulunur: "Bir rüyadaolduğu gibi, takip eden kişi peşine düştüğü kaçağı yakalamayı hiçbirzaman başaramaz, keza kaçak da peşindeki kişiden hiçbir zamantam manasıyla kurtulamaz; işte Akhilleus da o gün Hektor'u yakalamayıbaşaramadı, Hektor da ondan tam olarak kaçamadı." Yani burada,rüya görürken hepimizin yaşadığı özne-nesne ilişkisiyle karşı karşıyayız:Nesneden hızlı olan özne ona gittikçe yaklaşır, ama hiçbirzaman yakalayamaz - rüyada kendisine sürekli yaklaşıldığı halde yinede sabit bir mesafeyi koruyan nesnenin paradoksudur bu. Lacanmeselenin Akhilleus'un Hektor'u (ya da kaplumbağayı) geçemeyecekolması değil -Hektor'dan hızlı olduğuna göre, onu kolayca geride bırakabilir-daha çok onu yakalayamayacak olması olduğunu vurgularken,nesnenin bu ulaşılmazlığının can alıcı özelliğine hoş bir biçim-GERÇEKLİKTEN GERÇEĞE 17de dikkat çekmiştir: Hektor her zaman ya çok hızlı ya da çok yavaştır.Bununla Brecht'in Üç Kuruşluk Opera'smdaki şu ünlü paradoksarasında açık bir paralellik vardır: Şansın peşinden fazla ateşli koşma,zira onu sollayabilirsin, o zaman da şans arkanda kalır. BuradaAkhilleus ve kaplumbağa vakasının libidinal ekonomisi netlik kazanır:Söz konusu paradoks, özne ile arzusunun hiçbir zaman yakalanamayacakolan nesne-nedeni arasındaki ilişkiyi sahnelemektedir. Nesne-nedenher zaman elden kaçırılır; tek yapabileceğimiz onu bir daireiçine almaktır. Kısacası, Zenon'un bu paradoksunun topolojisi,onu elde etmek için ne yaparsak yapalım elimizden kaçan arzu nesnesininparadoksal topolojisidir.Diğer paradokslar için de aynı şey söylenebilir. Bir sonrakine geçelim:Belli bir anda mekânda belli bir noktayı işgal ettiği için hareketetmesi mümkün olmayan okla ilgili olanına. Milner'a göre, bu paradoksunmodeli Odysseia'nm XI. Kitabının 606.-607. satırlarındaanlatılan bir sahnedir, Herakles'in yayıyla sürekli ok attığı sahne. Heraklesbu eylemi tekrar tekrar yapar, ama sürekli bu faaliyeti yapmasınarağmen, ok hareketsiz kalır. Bunun da rüyalarda sık yaşanan"hareketli hareketsizlik" deneyimine ne kadar benzediğini hatırlatmakneredeyse ayıp kaçacak: Çılgınca debelenmemize rağmen, aynıyere çakılıp kalırız ya hani. Milner'ın işaret ettiği gibi, bu Herakleslisahnenin en önemli özelliği geçiiği yerdir: Odysseus'un, sürekli aynıhareketi yapmaya mahkûm edilmiş -aralarında Tantalos ile Sisyphos'un da bulunduğu- birkaç acılı şahsiyetle karşılaştığı yeraltı dünyasındageçer bu sahne. Tantalos'un* çektiği eziyetlerin libidinal ekonomisidikkate değer: Bu eziyetler Lacan'm ihtiyaç, talep ve arzu arasındayaptığı ayrımı; yani, ihtiyaçlarımızdan birini karşılaması beklenensıradan bir nesnenin, talep diyalektiğine yakalanır yakalanmazbir tür dönüşümden geçip arzu üretir hale gelmesini örneklerler. Birindenbir nesne talep ettiğimizde, o nesnenin "kullanım değeri" (bazıihtiyaçlarımızı karşılamaya hizmet ediyor olması), eo ipso, "değişimdeğeri"ni ifade etmenin bir biçimi haline gelir; söz konusu nesnebir öznelerarası ilişkiler ağının bir göstergesi işlevini görür. Taleptebulunduğumuz kişi isteğimize uyduğunda bize karşı belli bir tavırsergilemiş olur. Demek ki belli bir nesneyi talep etmemizin nihai1. Jean-CIaude Milner, Detections fictives, Editions du Seuil, 1985, s. 45-71.* 2i2ek, burada Midas'ı Tantalos'la karıştırmış, (ç.n.)
- Page 3: Slavoj ZizekYamuk BakmakPopüler K
- Page 6 and 7: ÖnsözWALTER BENJAMIN teorik açı
- Page 8 and 9: TeşekkürlerBazı malzemelerin ilk
- Page 12 and 13: 18 YAMUK BAKMAKamacı, o nesneye ba
- Page 14: 22 YAMUK BAKMAKzeyen bir hayat yaş
- Page 19 and 20: 32 YAMUK BAKMAK"ÇOK ŞÜKÜR, SADE
- Page 21 and 22: 36 YAMUK BAKMAKtözünü ete kemiğ
- Page 24 and 25: 42 YAMUK BAKMAKbu haliyle Keyfin-B
- Page 26 and 27: 46YAMUK BAKMAKnin böyle tecrit edi
- Page 28 and 29: 50 YAMUK BAKMAKRendell'ın son roma
- Page 30 and 31: 54 YAMUK BAKMAKBu "gerçeğin cevab
- Page 32 and 33: 58 YAMUK BAKMAKlık zeminimizi sars
- Page 34 and 35: 62 YAMUK BAKMAKçıkan o müstehcen
- Page 36 and 37: 66YAMUK BAKMAKBu filmlerde işbaş
- Page 38 and 39: 70YAMUK BAKMAKdakini etkiler, ama b
- Page 40 and 41: 74 YAMUK BAKMAKma"ya dayalı klasik
- Page 42 and 43: 78 YAMUK BAKMAKoysa bir rüya, saç
- Page 44 and 45: 82 YAMUK BAKMAK"patolojik" nedenler
- Page 46 and 47: 86 YAMUK BAKMAKtifin "anlam garant
- Page 48 and 49: 90 YAMUK BAKMAKnet eden bütün öz
- Page 50 and 51: 94 YAMUK BAKMAKnu anladığında, k
- Page 52 and 53: 4Külyutmazlar Nasıl Yanılır?"Bi
- Page 54 and 55: 102 YAMUK BAKMAKkural ve âdetler a
- Page 56 and 57: 106 YAMUK BAKMAKbir iç dünyayla,
- Page 58 and 59: 110 YAMUK BAKMAKolan büyük amaç
- Page 60 and 61:
114 YAMUK BAKMAKDemek ki can alıc
- Page 62 and 63:
118 YAMUK BAKMAKbir çeşitleme ola
- Page 64 and 65:
HİTCHCOCKÇU LEKE 1235Hitchcockçu
- Page 66 and 67:
126 YAMUK BAKMAKsayılır. Yerleşi
- Page 68 and 69:
130 YAMUK BAKMAKrada nesne tam da o
- Page 70 and 71:
134 YAMUK BAKMAKAnnesel SüperegoKU
- Page 72 and 73:
138 YAMUK BAKMAK(Otuz Dokuz Basamak
- Page 74 and 75:
142 YAMUK BAKMAKten de betimlemeler
- Page 76 and 77:
PORNOGRAFİ, NOSTALJİ, MONTAJ 1476
- Page 78 and 79:
150 YAMUK BAKMAKza sunduğu varsay
- Page 80 and 81:
154 YAMUK BAKMAKgibi görürüz. "4
- Page 82 and 83:
158 YAMUK BAKMAKHitchcockçu KesmeM
- Page 84 and 85:
162 YAMUK BAKMAKkü, Lacan'ın Hitc
- Page 86 and 87:
166 YAMUK BAKMAKsına izin verir. S
- Page 88 and 89:
170 YAMUK BAKMAKşey olarak çerçe
- Page 90 and 91:
174 YAMUK BAKMAKpule etmeye, yorgun
- Page 92 and 93:
178 YAMUK BAKMAKcan'ın bu terimler
- Page 94 and 95:
1.82 YAMUK BAKMAKİDEOLOJİK SINTHO
- Page 96 and 97:
186 YAMUK BAKMAKLacan'ın, XI. Semi
- Page 98 and 99:
Postmodemist KopuşMODERNİZME KAR
- Page 100 and 101:
194 YAMUK BAKMAKtından bir Alman d
- Page 102 and 103:
198 YAMUK BAKMAKlet sarayının gir
- Page 104 and 105:
202 YAMUK BAKMAKmaşırcı kadınla
- Page 106 and 107:
BİÇİMSEL DEMOKRASİ VE HUZURSUZL
- Page 108 and 109:
210 YAMUK BAKMAKdine özgü bir tar
- Page 110 and 111:
214 YAMUK BAKMAKmediği şeyi, gün
- Page 112 and 113:
218 YAMUK BAKMAKnak olmadığına,
- Page 114 and 115:
222 YAMUK BAKMAKtergesi değildir,
- Page 116 and 117:
Sözlükanamorfoz (Y. anamorphosis)
- Page 118 and 119:
230 YAMUK BAKMAKgeniş bir yelpazey