58 YAMUK BAKMAKlık zeminimizi sarsan bir Şey'in zuhur etmiş olduğu bilgisiyle yaşamaktır.Yani Çernobil'le ilişkimiz, SOa şeklinde yazılabilir: Dünyamızıntemelinin kendi kendini çözüyormuş gibi göründüğü o temsiledilemez noktada, özne en mahrem varlığının çekirdeğini görmekdurumundadır. Yani, dünyanın bu "açık yarası", son tahlilde, insanınkendisinden -ölüm dürtüsünün tahakkümü altında olduğu sürece,Şey'in boş yeri üzerindeki takıntısı onu çığnndan çıkardığı, yaşamsüreçlerinin düzenliliği içinde dayanaktan yoksun bıraktığı sürece insandan-başka nedir ki? İnsanın ortaya çıkışı bile zorunlu olarak, hayatsüreçlerine özgü doğal dengenin, homeostasisin kaybedilmesinigerektirir.Genç Hegel insanın olası bir tanımı olarak, bugün ekolojik krizinortasında yeni bir boyut kazanan bir formül önermiştir: "Ölümcülhasta doğa." İnsan ile doğa arasında yeni bir denge kurmaya, insanfaaliyetinden aşırı karakterini çıkarıp onu doğanın düzenli dengesinedahil etmeye yönelik bütün girişimler, kökensel ve kapatılmaz birmesafeyi dikmeye yönelik bir dizi çabadan başka bir şey değildirler.Gerçeklik ile insanın dürtü potansiyeli arasındaki nihai uyumsuzluktanbahseden klasik Freudcu tez işte bu anlamda kavranmahdır. Freud'uniddiası, bu kökensel, kurucu uyumsuzluğun biyolojiyle açıklanamayacağıdır;söz konusu uyumsuzluğun, "insanın dürtü potansiyelinin,insanı hayatın döngüsel hareketinden sonsuza dek dışlayan veböylece o içkin radikal felaket olasılığını, "ikinci ölüm" olasılığınıaçan bir Şey'e, boş bir yere yönelik travmatik bağlılıkları yüzündençoktan doğallıklarını kaybetmiş, çığnndan çıkmış dürtülerden oluşmasınınsonucu olduğudur.Freudcu bir kültür teorisinin temel öncülünü belki de burada aramamızgerekir: Her türlü kültür, son kertede, insanlık durumununkendisine özgü korkunç, son derece gayri insani bir boyuta verilenbir tepkiden, bir taviz oluşumundan başka bir şey değildir.Bu Freud'un Michelangelo'nun Musa heykeline duyduğu takıntıyıda açıklar: Freud bu heykelde, ölüm dürtüsünün yıkıcı öfkesineteslim olmanın eşiğinde olduğu halde yine de öfkesine hâkim olupTanrı'nın emirlerinin kaydedildiği tabletleri parçalamaktan kurtulacakgücü bulan bir insan görüyordu 16(tabii ki yanlış bir bakıştı bu,16. Krş. Sigmund Freud, "The Moses of Michelangelo", SE, cilt 13.GERÇEK VE MARUZ KALDIĞI DEĞİŞİMLER 59uma asıl önemli olan bu değil). Bilim söyleminin gerçekliğe çarpmasıylauğradığı kırınımın mümkün kıldığı felaketler karşısında, tekıınıudumuz Musa'nın bu jestini yapmaktır belki de.Demek ki, bildik ekolojik tepkinin temel zaafı, takıntılı libidinalekonomisidir: Her şeyi doğal denge korunabilsin diye, korkunç birkargaşa doğanın yerleşik düzenliliğini bozmasın diye yapmamız gerekiyordunKendimizi bu yaygın takıntılı ekonomiden kurtarmakiçin, bir adım daha atıp "ölümcül hasta doğa" olarak insanın müdahalesiylebozulduğu varsayılan "doğal bir denge" olduğu fikrininkendisini reddetmemiz gerekir. Lacancı "Kadın yoktur" önermesinebenzer biçimde, belki de Doğa yoktur dememiz gerekir: İnsanın dikkatsizliğiyüzünden yolundan çıkan periyodik, dengeli bir döngü olarukdoğa yoktur. En nihayet, doğanın dengeli döngüsü karşısındakibir "aşırılık" olarak insan anlayışının kendisinden vazgeçmek gerekir.Son dönemdeki kaos teorilerinin verdiği ders şudur: "Doğa" zatenkendi içinde, çalkantılıdır, dengesizdir; doğanın "kuralı" sabit birçekim noktası etrafındaki dengeli bir salınım değil, kaos teorisinin"tuhaf çekimci" (attractof) dediği şeyin, yani kaosun kendisini yönlendirenbir düzenliliğin sınırları içindeki kaotik bir dağılmadır.Kaos teorisinin başarılarından biri, kaosun ille de karmaşık, nüfuzedilmez bir nedenler ağı içermesinin gerekmediğidir: Basit nedenler"kaotik" davranışlar üretebilir. Nitekim kaos teorisi, klasik fiziğin,kendi başına bırakıldığında her sürecin bir tür doğal dengeye(bir durma noktasına ya da düzenli bir harekete) ulaşacağını iddiaeden "sezgisi"ni alt üst eder. Bir sistemin "kaotik", düzensiz bir biçimdedavranması, yani bir önceki duruma hiçbir zaman dönmemesive yine de onu düzenleyen bir "çekimci" sayesinde formelleştirilebilmesimümkündür - "tuhaf" bir çekimcidir bu, yani bir nokta ya da simetrikbir figür formunu değil, belli bir figürün konturları içinde sonsuzcabirbirine dolanmış yılanların, "anamorfotik bir biçimde" deformeedilmiş bir dairenin, bir "kelebek"in formunu alır.İnsanın içinden, "normal" bir çekimci (bozulmuş bir sistemin döneceğivarsayılan bir denge ya da düzenli salınım durumu) ile "tuhaf"bir çekimci arasındaki karşıtlık ve haz ilkesinin ulaşmaya çalıştığıdenge ile keyfi cisimleştiren Freudcu Şey arasındaki karşıtlık arasındabir benzeşim kurmak geliyor. Freudcu Şey, psişik aygıtın düzenliişleyişini bozan, onun bir dengeye ulaşmasını önleyen bir tür "ölüm-
60 YAMUK BAKMAKcül çekimci" değil midir? "Tuhaf çekimci" denen formun kendisi, Lacancıobjet petit a'nm bir tür fiziksel metaforu değil midir? BuradaJacques-Alain Miller'in objet a'nm saf form olduğu tezinin bir başkadoğrulanışını buluyoruz: Bizi kaotik salınıma çeken bir çekimcininformudur bu. Kaos teorisinin sanatı, tam da kaosun formunu görmemizeizin vermesi, normalde şekilsiz bir düzensizlikten başka bir şeygörmediğimiz yerde bir örüntü, bir desen görmemize izin vermesidir.Böylece "düzen" ile "kaos" arasındaki geleneksel karşıtlık askıyaalınır: Borsadaki iniş çıkışlar ve salgın hastalıkların gelişiminden girdaplarınoluşumu ve bir ağaçtaki dalların yayılışına kadar kontroledilemeyen bir kaos görüntüsü veren şey belli bir kuralı izlemektedir:kaos bir "çekimci" tarafından düzenlenir. Mesele "kaosun ardındakidüzeni saptamak" değil, kaosun kendisinin, onun düzensiz dağılımınınformunu, örüntüsünü saptamaktır. Tekbiçimli yasa (düzenlineden-sonuç bağları, vb.) kavramı üzerine odaklanan "geleneksel"bilimin tersine, bu teoriler müstakbel bir "gerçek bilimi"nin, yanisimgesel otomatlar yerine olumsallık, tuche üreten kurallar geliştirenbir bilimin ilk taslaklarını sunarlar. Çağdaş bilimdeki gerçek "paradigmakayması", sözde eski "mekanik" dünya görüşünün yerine geçecekyeni bir bütüncü, organik yaklaşımı öne çıkarmayı amaçlayanve parçacık fiziği ile Doğu mistisizmi arasında bir "sentez"den demvuran karanlıkçı denemelerde değil, burada aranmalıdır. 17Gerçek Nasıl Verilir ve Nasıl Bilir?GERÇEĞİ VERMEKLacancı gerçeğin muğlaklığı, simgesel düzende travmatik "geri dönüşler"ve "cevaplar" formuna bürünerek birdenbire zuhur ediverensimgeselleştirilmemiş bir çekirdekten ibaret değildir. Gerçek aynı zamandatam da bu simgesel form içinde içerilir: Gerçek bu form tarafındandolaysız olarak verilir (rendered). Bu can alıcı noktayı netleş-17. Bkz. James Gleick, Chaos: Making of a New Science, New York, VikingPress, 1987,5. bölüm (Türkçesi: Kaos, Ankara: Tübitak, 2003) ve lan Stevvart, DoesGodPlay Dice? The Mathematics of Chaos, Cambridge, Mass.: Basil Blackwell,1989.GERÇEK VE MARUZ KALDIĞI DEĞİŞİMLER 61I irmek için, Lacan'ın Encore seminerinin, "standart" Lacancı teoriısısından biraz tuhaf görünen bir özelliğini hatırlayalım. Yani, "stantlnıt"Lacancı gösteren teorisinin bütün çabası, simgeselleştirme süıtvininbağlı olduğu saf olumsallığı görmemizi sağlamak, yani anlamınbir dizi olumsal karşılaşmanın sonucu olduğunu, her zaman "üstbelirlenmiş"olduğunu göstererek anlam etkisini "doğallığından annclırmak"tır.Gelgelelim, Lacan Encore'da. şaşırtıcı bir şey yaparak,Ifösterge kavramını, tam da gösterene karşıtlığı içinde, yani gerçekleolan sürekliliği koruyacak biçimde tasarlanan gösterge kavramını relıabiliteeder. aBu hamleyle ne yapılmak istenmiştir - tabii bununImsit bir teorik "gerileme" olması olasılığını göz ardı edersek?Gösterenin düzeni bir farklılaşma kısır döngüsüyle tanımlanır:I ler bir unsurun eklemlenişi tarafından üstbelirlendiği, yani her un-Nurun, gerçek içinde herhangi bir dayanağı olmaksızın diğerleriyleıırasındaki farktan ibaret "olduğu" bir söylem düzenidir bu. Lacan"gösterge" kavramını rehabilite ederek, gösteren boyutuna indirgenemeyen,yani söylem-öncesi olan, hâlâ keyif tözüyle dolu olan birmektup statüsüne işaret etmeye çalışır. Lacan 1962'de "jouissance,konuşana yasaktır," 19derken, şimdi maddileşmiş keyiften başka birşey olmayan paradoksal bir mektubu teorileştirmektedir.Bunu açıklamak için, yine film teorisine gidelim, çünkü MichelChion rendu kavramıyla tam da bu mektup-keyfin statüsünü sınırlandırmaktadır.Rendu, (imgesel) simulakrum ve (simgesel) kodun karşısına,sinemada gerçekliği vermenin üçüncü bir yolu olarak konur:imgesel bir taklit ya da simgesel olarak kodlanmış temsil yoluyla değil,dolaysız "verme" yoluyla. 20Chion öncelikle, sadece "özgün","doğal" sesi tam manasıyla yeniden üretmemizi değil, aynı zamandakendimizi filmin kaydettiği "gerçeklik" içinde bulsaydık kaçacakolan ayrıntıları da işitilir hale getiren çağdaş ses tekniklerinden bahsetmektedir.Bu tür bir ses bize nüfuz eder, bizi dolaysız-gerçek düzeyindeyakalar; tıpkı Philip Kaufman'ın The Invasion of the BodySnatchers versiyonunda insanların uzaylıların klonlarına dönüşürken18. Bkz. Jacques Lacan, Le seminaire, livre XX. Encore, Paris: Seuil, 1975.19. Jacques Lacan, Ecrits: A Selection, Londra: Tavistock, 1977, s. 319.20. Bkz. Michel Chion, "Revolution douce", La toile trouee içinde, Paris: Cahiersdu Cinema/Editions de l'Etoile, 1988.
- Page 3: Slavoj ZizekYamuk BakmakPopüler K
- Page 6 and 7: ÖnsözWALTER BENJAMIN teorik açı
- Page 8 and 9: TeşekkürlerBazı malzemelerin ilk
- Page 10 and 11: 1Gerçeklikten GerçeğeObjet Petit
- Page 12 and 13: 18 YAMUK BAKMAKamacı, o nesneye ba
- Page 14: 22 YAMUK BAKMAKzeyen bir hayat yaş
- Page 19 and 20: 32 YAMUK BAKMAK"ÇOK ŞÜKÜR, SADE
- Page 21 and 22: 36 YAMUK BAKMAKtözünü ete kemiğ
- Page 24 and 25: 42 YAMUK BAKMAKbu haliyle Keyfin-B
- Page 26 and 27: 46YAMUK BAKMAKnin böyle tecrit edi
- Page 28 and 29: 50 YAMUK BAKMAKRendell'ın son roma
- Page 30 and 31: 54 YAMUK BAKMAKBu "gerçeğin cevab
- Page 34 and 35: 62 YAMUK BAKMAKçıkan o müstehcen
- Page 36 and 37: 66YAMUK BAKMAKBu filmlerde işbaş
- Page 38 and 39: 70YAMUK BAKMAKdakini etkiler, ama b
- Page 40 and 41: 74 YAMUK BAKMAKma"ya dayalı klasik
- Page 42 and 43: 78 YAMUK BAKMAKoysa bir rüya, saç
- Page 44 and 45: 82 YAMUK BAKMAK"patolojik" nedenler
- Page 46 and 47: 86 YAMUK BAKMAKtifin "anlam garant
- Page 48 and 49: 90 YAMUK BAKMAKnet eden bütün öz
- Page 50 and 51: 94 YAMUK BAKMAKnu anladığında, k
- Page 52 and 53: 4Külyutmazlar Nasıl Yanılır?"Bi
- Page 54 and 55: 102 YAMUK BAKMAKkural ve âdetler a
- Page 56 and 57: 106 YAMUK BAKMAKbir iç dünyayla,
- Page 58 and 59: 110 YAMUK BAKMAKolan büyük amaç
- Page 60 and 61: 114 YAMUK BAKMAKDemek ki can alıc
- Page 62 and 63: 118 YAMUK BAKMAKbir çeşitleme ola
- Page 64 and 65: HİTCHCOCKÇU LEKE 1235Hitchcockçu
- Page 66 and 67: 126 YAMUK BAKMAKsayılır. Yerleşi
- Page 68 and 69: 130 YAMUK BAKMAKrada nesne tam da o
- Page 70 and 71: 134 YAMUK BAKMAKAnnesel SüperegoKU
- Page 72 and 73: 138 YAMUK BAKMAK(Otuz Dokuz Basamak
- Page 74 and 75: 142 YAMUK BAKMAKten de betimlemeler
- Page 76 and 77: PORNOGRAFİ, NOSTALJİ, MONTAJ 1476
- Page 78 and 79: 150 YAMUK BAKMAKza sunduğu varsay
- Page 80 and 81: 154 YAMUK BAKMAKgibi görürüz. "4
- Page 82 and 83:
158 YAMUK BAKMAKHitchcockçu KesmeM
- Page 84 and 85:
162 YAMUK BAKMAKkü, Lacan'ın Hitc
- Page 86 and 87:
166 YAMUK BAKMAKsına izin verir. S
- Page 88 and 89:
170 YAMUK BAKMAKşey olarak çerçe
- Page 90 and 91:
174 YAMUK BAKMAKpule etmeye, yorgun
- Page 92 and 93:
178 YAMUK BAKMAKcan'ın bu terimler
- Page 94 and 95:
1.82 YAMUK BAKMAKİDEOLOJİK SINTHO
- Page 96 and 97:
186 YAMUK BAKMAKLacan'ın, XI. Semi
- Page 98 and 99:
Postmodemist KopuşMODERNİZME KAR
- Page 100 and 101:
194 YAMUK BAKMAKtından bir Alman d
- Page 102 and 103:
198 YAMUK BAKMAKlet sarayının gir
- Page 104 and 105:
202 YAMUK BAKMAKmaşırcı kadınla
- Page 106 and 107:
BİÇİMSEL DEMOKRASİ VE HUZURSUZL
- Page 108 and 109:
210 YAMUK BAKMAKdine özgü bir tar
- Page 110 and 111:
214 YAMUK BAKMAKmediği şeyi, gün
- Page 112 and 113:
218 YAMUK BAKMAKnak olmadığına,
- Page 114 and 115:
222 YAMUK BAKMAKtergesi değildir,
- Page 116 and 117:
Sözlükanamorfoz (Y. anamorphosis)
- Page 118 and 119:
230 YAMUK BAKMAKgeniş bir yelpazey