62 YAMUK BAKMAKçıkan o müstehcen, yapış yapış, iğrenç seslerin, cinsel eylem ile doğumeylemi arasındaki belirsiz bir şeyleri çağrıştıran seslerin yaptığıgibi. Chion'a göre ses kaydının (soundtrack) statüsündeki bu kayma,günümüz sinemasında sürmekte olan yavaş ama çok kapsamlı bir"yumuşak devrime" işaret eder. Artık sesin görüntü akışına "eşlik ettiğini"söylemek uygun değildir, çünkü öyküsel (diegetic) mekândayön bulmamızı sağlayan temel "gönderme çerçevesi" işlevini seskaydı görmektedir artık. Ses kaydı, bizi farklı yönlerden ayrıntılarlabombardımana uğratarak (dolby stereo teknikleri, vb.), giriş çekiminin(establishing shot) işlevini devralır. Ses kaydı bize temel perspektifi,durumun "harita"sını verir ve sürekliliğini garanti altına alır,bu arada görüntüler ses akvaryumunun evrensel mecrası içinde serbestçeyüzüp gezen yalıtılmış parçalara indirgenir. Psikoz için bundandaha iyi bir metafor icat etmek zor olurdu: Gerçeğin bir eksik,simgesel düzenin ortasındaki bir delik (Rothko'nun resimlerinin ortasındakikara leke gibi) olduğu "normal" durumun tersine, burada yalıtılmışsimgesel adacıklarının etrafını kuşatan bir gerçek "akvaryumu"ylakarşı karşıyayızdır. Başka bir deyişle, anlamlandırıcı şebekeninetrafında oluştuğu merkezdeki bir "kara delik" işlevini görerekgösterenlerin çoğalmasını "yönlendiren" keyif değildir artık; tam tersine,simgesel düzenin kendisi yüzer-gezer gösteren adacıkları, yumurtaşansı konumundaki keyif denizi içindeki beyaz îles flottantes(yüzen adalar) statüsüne indirgenir. 21Bu şekilde "verilen" gerçeğin, Freud'un "psişik gerçeklik" adınıverdiği şey olduğunu, David Lynch'in Fil Adam filminin, fil adamınöznel deneyimini, deyim yerindeyse, "içeriden" aktaran esrarengizdenecek ölçüde güzel sahneleri de göstermektedir. "Dışsal", "gerçek"ses ve gürültülerin matrisi askıya alınır ya da en azından arka planaatılır; tek duyduğumuz, kalp atışını ya da bir makinenin düzenli ritminiandıran, ne idüğü belirsiz ritmik bir vuruştur. Burada en saf haliylerendu ile, hiçbir şeyi taklit etmeyen ya da simgelemeyen, amabizi hemen "yakalayan", şeyi hemen "veren" bir nabızla karşı karşı-21. Bu yüzden Nazizmin, psikotik libidinal ekonomisi bakımından, Dünya'nmetrafında sonsuz bir boş alan bulunan bir gezegen değil, tam tersine sonsuz buzunortasındaki yuvarlak bir tutamak, etrafı pıhtılaşmış keyifle çevrili bir simgesel adasıolduğunu savunan kozmolojik teoriye niye meylettiği açıkça ortada olmalıdır.GERÇEK VE MARUZ KALDIĞI DEĞİŞİMLER 63vıyı/dır - iyi de nedir bu şey? Onu tasvir etmeye en çok, yine "rü-Kcyın halindeki hayatla ağır ağır zonklayan gri ve şekilsiz sis"in ritmiolduğunu söyleyerek yaklaşabiliriz. Görünmez ama yine de maddiışınlar gibi içimize nüfuz eden bu sesler "psişik gerçekliğin" gerileğidirler.Bu seslerin baskın mevcudiyeti, bildik "dış gerçekliği" askıyaalır. Fil adamın "kendi kendini duyma" şeklini, öznelerarası "kamusaliletişim"den dışlanınca kendi otistik dairesinin kapalılığına nasılyakalandığını verir bize bu sesler. Filmin şiirsel güzelliği, gerçekçianlatımın bakış açısından bakıldığında, bütünüyle gereksiz ve anlaşılmazolan, yani tek işlevi gerçeğin nabzını görselleştirmek olanhir dizi çekim içermesinden gelir. Mesela dokuma tezgâhının işleyişinigördüğümüz gizemli çekimi düşünün; işittiğimiz tempoyu ritmikhareketi sayesinde bu tezgâh üretiyordur sanki. 22Bu rendu efekti, şu anda sinemada gerçekleşmekte olan "yumuşakdevrim"le sınırlı değil elbette. Dikkatli bir analiz, bu efektin klasikHollywood sinemasında, daha doğrusu bu sinemanın, 1940'larınsonlarıyla 1950'lerin başlarında çekilmiş ve ortak bir özelliğe sahipfilın-noir türü bazı uç ürünlerinde çoktan mevcut olduğunu gösterecektir- buradaki üç filmin üçü de sesli bir filmin "normal" anlatı yolununtemel bir bileşeni konumundaki biçimsel bir unsurun yasaklanmasıüzerine kuruludur:• Robert Montgomery'nin Göldeki Kadın filmi, "nesnel" çekiminasaklanması üzerine kuruludur. Detektifin (Philip Marlovve) doğmankameraya bakıp olayların sunuşunu ve yorumunu yaptığı giriş ve.sonuç bölümleri dışında, geçmişe-dönüşlü (flashback) hikâyenin tamamıöznel çekimlerle anlatılır, yani sadece baş karakterin gördüklerinigörürüz (mesela onun yüzünü ancak aynada kendine baktığızaman görürüz).• Alfred Hitchcock'un İp filmi ise montajın yasaklanması üzerinekuruludur. Bütün film tek bir uzun çekimden ibaretmiş izlenimini veir;teknik sınırlar yüzünden bir kesme şart olduğunda bile (1948'de22. Resim alanında, rendu'ye. tekabül eden şey, soyut dışavurumculuğun uyguadığıbiçimiyle action painting'dir. Seyircinin resme, onun karşısındaki "nesnelmesafe"sini yitirip dolaysızca ona "çekileceği" kadar yakından bakması gerekir.Resim gerçekliği ne taklit eder ne de simgesel kodlar yoluyla temsil eder: seyirciyi"yakalayarak" gerçeği "verir".
64 YAMUK BAKMAKçekilebilecek en uzun sahne on dakika sürüyordu), fark edilmemesineözen gösterilmişti (mesela biri doğrudan kameranın karşısına geçerve bütün görüntüyü bir anlığına karartır).• Russell Rouse'un bu üç film arasında en az tanınan ve manevibaskı altında en sonunda çözülüp kendini FBI'a teslim eden bir komünistajanın (Ray Milland) hikâyesini anlattığı Hırsız filmi ise sesinyasaklanması üzerine kuruludur. Sessiz film değildir bu; arka plandakibildik sesleri, insanların ve arabaların yaptığı gürültüleri, vb. sürekliişitiriz, ama uzaklardan gelen birkaç mırıltı dışında, hiç konuşmasesi, konuşulan tek bir kelime duymayız (film diyaloga başvurmakzorunda kalınacak bütün durumlardan uzak durur). Bu sessizliğinamacı, komünist bir ajanın toplumdan tecrit edilmişliğini veümitsiz yalnızlığını hissetmemizi sağlamaktır.Bu üç filmin hepsi de yapay, zorlama biçimsel deneyler olarakkalmıştır; iyi de, inkâr edilemeyecek başarısızlık hissi nereden kaynaklanıyor?Bunun ilk nedeni hepsinin bir hapax* olması, hepsinintürünün tek örneği olmasıdır. Hiçbirindeki "numara" tekrar edilemez,çünkü etkili bir biçimde ancak bir kere kullanılabilir. Ama daha derinbir başarısızlık kaynağı da bulunabilir. Her üç filmin de aynıklostrofobik kapanmışlık hissini uyandırması rastlantı değildir. Sankikendimizi simgesel açıklığı olmayan psikotik bir evrende bulmuşgibiyizdir. Hepsinde hiçbir şekilde aşılamayan belli bir bariyer vardır.Bu bariyer devamlı hissettirir varlığını ve böylece film boyuncaneredeyse dayanılmaz bir gerilim yaratır. Göldeki Kadırida, olayı ennihayet "özgür", nesnel bir bakış açısından görebilelim diye detektifinbakışının "serası"ndan çıkmayı isteriz sürekli; Ip'te, bizi kâbusuandıran süreklilikten kurtaracak bir kesme bekleriz ümitsizce; Hırsız'da.,anlamsız seslerin temeldeki sessizliğinden, yani konuşulan kelimeeksikliğinin daha da elle tutulur hale getirdiği o kapalı, otistikevrenden bizi çekip çıkaracak bir ses duymayı iple çekeriz sürekli.Bu üç yasağın her biri kendine özgü bir psikoz yaratır: Üç filmireferans alarak, üç temel psikoz tipini içeren bir sınıflandırma yapabiliriz.Göldeki Kadın "nesnel çekim" yasağıyla paranoyak bir etkiyaratır (kamera açısı hiçbir zaman "nesnel" olmadığı için, görülenler* Sadece bir kere kullanılan söz. (ç.n.)GERÇEK VE MARUZ KALDIĞI DEĞİŞİMLER 65llum sürekli görünmeyenlerin tehdidi altındadır, nesnelerin kameraıyakınlıkları bile ürkütücü olur; bütün nesneler potansiyel olarakti lıditkâr bir niteliğe bürünürler, her yer tehlikeyle doludur - meselabir kadın kameraya yaklaştığında, bunu mahremiyet alanımıza yapılınısaldırgan bir müdahale olarak görürüz), ip, montaj yasağıyla psikolikbir passage â l'acte* yaratır (filmin adındaki "ip" son kertede"kelimeleri" ve "eylemleri" birbirine bağlayan "ip"tir elbette, yaniHmgesel'in adeta gerçeğin içine düştüğü ânı işaret eder: Daha sonralarıçekilen Trendeki Yabancılar filmindeki Bruno'da da aynı durumitiz konusudur: Cani eşcinsel çift kelimeleri "bire bir" anlamlarıylakavrayarak onlardan hemen "eylemlere" geçer, profesörün (JamesSlcwart'ın) tam da yasak diye bir şey olmadığı, "üstinsanlara", her şeyinmubah olduğu şeklindeki sözde-Nietzscheci teorilerini gerçeklesinitler. Son olarak, Hırsız psikotik bir otizmi, öznelerarasılığın söylemağından tecrit edilmişliği verir. Artık rendu boyutunun bu filmleım psikotik içeriklerinde değil, içeriğin tam da filmin biçimi tarafındım("tasvir edilmesi"nde değil) dolaysız olarak "verilmesi"nde yattığınıgörebiliriz - burada, filmin "mesajı" dolaysız olarak içeriğinkendisidir. 23* Lacan'ın "eyleme koyuş"tan ayırt ederek, "eyleme geçiş" anlamında kullandığıkavram; bu kitapta bkz. s. 187. (ç.n.)23. Hitchcock'un eserlerindeki en açık rendu örneği, şüphesiz Cinnet'teki ünlügeri kaydırmak çekimdir; burada hareketin başladığı apartmanın kapıları ardındaneler olduğunu, tam da kameranın bir kravatın üzerinden kavisli hareketlerle inip,sonra da dümdüz yukarı çıkan hareketi sayesinde anlarız: Bir "kravat cinayeti" dahilişlenmiştir. François Regnault, Hitchcock hakkındaki metni "Systeme formelıl'llitchcock"da (Cahiers du cinema, hors-serie 8: Alfred Hitchcock, Paris, 1980),"biçim" ile "içerik" arasındaki bu ilişkinin bize Hitchcock'un bütün eserleri için geçerlibir ipucu sunduğu varsayımında bulunmayı göze almıştır: "İçerik" her zamanbelli bir biçimsel özellikle {Yükseklik Korkusu'nda spiral halkalar, Sapık'ta kesişeneizgiler, vb.) verilir.Bir başka düzeyde, bu zamana kadarki bütün Hollywood tarihinde de vurgununİçerikten çerçeveye kaydırıldığı benzer bir aktarım görülür; burada çerçeve, olaylımonun perspektifinden gördüğümüz Hollywood kahramanına özgü öznellik biçimindenibarettir. Bu aktarım en kolay, Hollywood'un güncel, travmatik bir toplumda!temayı (ırkçılık, Üçüncü Dünya savaşları, vb.) ele aldığı durumlarda görülebilir:"Batı gazeteciliği ve Üçüncü Dünya" ile ilgili üç temsili film (Salvador, Ateş Allında,The Year ofLiving Dangerously), Üçüncü Dünya'nm müşkülatına sempatiyleyaklaşsalar da, yine de son tahlilde Üçüncü Dünya sorunlarıyla değil, ÜçüncüDünya'daki büyük kargaşaların (Somoza'nm devrilmesi, Endonezya'daki askeri
- Page 3: Slavoj ZizekYamuk BakmakPopüler K
- Page 6 and 7: ÖnsözWALTER BENJAMIN teorik açı
- Page 8 and 9: TeşekkürlerBazı malzemelerin ilk
- Page 10 and 11: 1Gerçeklikten GerçeğeObjet Petit
- Page 12 and 13: 18 YAMUK BAKMAKamacı, o nesneye ba
- Page 14: 22 YAMUK BAKMAKzeyen bir hayat yaş
- Page 19 and 20: 32 YAMUK BAKMAK"ÇOK ŞÜKÜR, SADE
- Page 21 and 22: 36 YAMUK BAKMAKtözünü ete kemiğ
- Page 24 and 25: 42 YAMUK BAKMAKbu haliyle Keyfin-B
- Page 26 and 27: 46YAMUK BAKMAKnin böyle tecrit edi
- Page 28 and 29: 50 YAMUK BAKMAKRendell'ın son roma
- Page 30 and 31: 54 YAMUK BAKMAKBu "gerçeğin cevab
- Page 32 and 33: 58 YAMUK BAKMAKlık zeminimizi sars
- Page 36 and 37: 66YAMUK BAKMAKBu filmlerde işbaş
- Page 38 and 39: 70YAMUK BAKMAKdakini etkiler, ama b
- Page 40 and 41: 74 YAMUK BAKMAKma"ya dayalı klasik
- Page 42 and 43: 78 YAMUK BAKMAKoysa bir rüya, saç
- Page 44 and 45: 82 YAMUK BAKMAK"patolojik" nedenler
- Page 46 and 47: 86 YAMUK BAKMAKtifin "anlam garant
- Page 48 and 49: 90 YAMUK BAKMAKnet eden bütün öz
- Page 50 and 51: 94 YAMUK BAKMAKnu anladığında, k
- Page 52 and 53: 4Külyutmazlar Nasıl Yanılır?"Bi
- Page 54 and 55: 102 YAMUK BAKMAKkural ve âdetler a
- Page 56 and 57: 106 YAMUK BAKMAKbir iç dünyayla,
- Page 58 and 59: 110 YAMUK BAKMAKolan büyük amaç
- Page 60 and 61: 114 YAMUK BAKMAKDemek ki can alıc
- Page 62 and 63: 118 YAMUK BAKMAKbir çeşitleme ola
- Page 64 and 65: HİTCHCOCKÇU LEKE 1235Hitchcockçu
- Page 66 and 67: 126 YAMUK BAKMAKsayılır. Yerleşi
- Page 68 and 69: 130 YAMUK BAKMAKrada nesne tam da o
- Page 70 and 71: 134 YAMUK BAKMAKAnnesel SüperegoKU
- Page 72 and 73: 138 YAMUK BAKMAK(Otuz Dokuz Basamak
- Page 74 and 75: 142 YAMUK BAKMAKten de betimlemeler
- Page 76 and 77: PORNOGRAFİ, NOSTALJİ, MONTAJ 1476
- Page 78 and 79: 150 YAMUK BAKMAKza sunduğu varsay
- Page 80 and 81: 154 YAMUK BAKMAKgibi görürüz. "4
- Page 82 and 83: 158 YAMUK BAKMAKHitchcockçu KesmeM
- Page 84 and 85:
162 YAMUK BAKMAKkü, Lacan'ın Hitc
- Page 86 and 87:
166 YAMUK BAKMAKsına izin verir. S
- Page 88 and 89:
170 YAMUK BAKMAKşey olarak çerçe
- Page 90 and 91:
174 YAMUK BAKMAKpule etmeye, yorgun
- Page 92 and 93:
178 YAMUK BAKMAKcan'ın bu terimler
- Page 94 and 95:
1.82 YAMUK BAKMAKİDEOLOJİK SINTHO
- Page 96 and 97:
186 YAMUK BAKMAKLacan'ın, XI. Semi
- Page 98 and 99:
Postmodemist KopuşMODERNİZME KAR
- Page 100 and 101:
194 YAMUK BAKMAKtından bir Alman d
- Page 102 and 103:
198 YAMUK BAKMAKlet sarayının gir
- Page 104 and 105:
202 YAMUK BAKMAKmaşırcı kadınla
- Page 106 and 107:
BİÇİMSEL DEMOKRASİ VE HUZURSUZL
- Page 108 and 109:
210 YAMUK BAKMAKdine özgü bir tar
- Page 110 and 111:
214 YAMUK BAKMAKmediği şeyi, gün
- Page 112 and 113:
218 YAMUK BAKMAKnak olmadığına,
- Page 114 and 115:
222 YAMUK BAKMAKtergesi değildir,
- Page 116 and 117:
Sözlükanamorfoz (Y. anamorphosis)
- Page 118 and 119:
230 YAMUK BAKMAKgeniş bir yelpazey