11.07.2015 Views

6. Arkeometri Sonuçları Toplantısı [1990] - Kültür ve Turizm Bakanlığı

6. Arkeometri Sonuçları Toplantısı [1990] - Kültür ve Turizm Bakanlığı

6. Arkeometri Sonuçları Toplantısı [1990] - Kültür ve Turizm Bakanlığı

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Not Bildiriler bildiri sahiplerinden geldiği şekliyle <strong>ve</strong> sunuş sırasına göreyayınlanmıştır.ANKARA ÜNivERSİTESi BASIMEVİ-ANKARA/1991


içiNDEKİLER~ Claudio CANEVA, Kemal SERTOK, Alberto M. PALIMERJMalatya Çevresindeki Bakır Cevherlcri <strong>ve</strong> Ergitme Deneyleri .rı.. Eşref DENİz, Kadir SUNGUROGLU, Orhan CANPOLAT,Mustafa AKPOYRAZAcemhöyük ,KazılarındaÇıkan<strong>ve</strong> Türü Tükenmekte Olan Bir HintFili (Elephus Maxima) Dişi Üzerinde Arkeobiyolojik-<strong>Arkeometri</strong>kEtüdler 132 İbrahim TEKKAYAOrta Sinap'taki Yeni BirProtoryx Türü (Protoryx CapricornisTEKKAYA) 211 Beril TUGRUL, Sait BAŞARANEnez Cam Buluntularının Tahribatsız Muayene Metodlarıylaİncelenmesi 29D Erguu KAPTANTürkiye Madencilik Tarihine Ait Koyulhisar-Kurşunlu KöyüYöresindeki Buluntular . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 4i~ Oktay ÇETİN, Ay Melek ÖZER, H. Yeter GÖKSU, En<strong>ve</strong>r BULUR,Engin MERİçHa1iç <strong>ve</strong> Güney Boğaziçi'nden Alınan MoIlusk Kavkılannın ElektronSpin Rezonans (ESR) Yöntemiyle Tarihlendirilmesi 511"-. En<strong>ve</strong>r BULUR, Ay Melek ÖZER, N. Yeter GÖKSU, Oktay ÇETİN,G. ÜNALYarım burgaz Mağarası Tra<strong>ve</strong>rtenleri <strong>ve</strong> DişMinelerinde ESRÇalışmaları 59III


'? Alaaddin ÇUKUR, Şeref KUNÇElmah-Bayındır Tümülüsü (c) BuluntularınınKimyasal Analizleri 69-9 Zehra YEGİNGİL, G. BIGAZZI, M. ÖZDOGAN, M. ODDONE,T. ERCANKuzeybatı Anadolu Obsidiyen Buluntularının Fizyon İz TarihlendirmeYöntemi Kullanılarak Kaynak Belirleme Çalışmaları 7310 K. Aslıhan YENER, I. Lynus BARNES, Emile JOEL, Edward SAYRE1989-<strong>1990</strong> Kurşun Isotop Analiz Sonuçları..................... 87n A. Emel GEÇKİNLİ, V. GÜRKAN, Y. TAPTIK, S. BAŞARANÇavuştepe Demir Buluntularınm Metalografik Etüdü I 9712.- Gülsün TANYELİ, A. Emel GEÇKİNLİ, Ali ATAOsmanlı Mimarisinde Kullanılan Demir Öğelerinin Üretim Teknolojisi 10913 Peter Ian KUNIHOLMAegean Dendrochronology Project: 1989-<strong>1990</strong> ResultsEge'deki Dendrokrono1oji Projesi: 1989-<strong>1990</strong> Sonuçları 127


MALATYA ÇEVRESİNDEKİ BAKıR CEVHERLERİ VEERGİTME DENEYLERİClaudio CANEVA*Kemal SERTOKAlberto M. PALMIERIM.Ö. IV. binin ikinci yarısıyla III. binin başlangıcı arasına tarihlenenAslantepe bakır eşya <strong>ve</strong> curuf buluntuları, iyi gelişmiş yerel bir ınadenciIiğinvarlığını göstermiştir.Bu bulgularla bağlantılı araştırmaınız; çevredeki eskiden işletilebilmesiolası cevherleşme alanlarının saptanması <strong>ve</strong> o dönemlerdeki basit koşullarauygun yapılan deneyler yoluyla eski ergitme yöntemlerinin ortaya çıkarılmasıolmak üzere iki bölümden oluşmuştur.Aslantepe buluntularına dayalı analizler; arsenik minerali katkısı yada arsenik içeren bakır çevherleri kullanımına dayalı bir arsenikli bronzvarlığıııı göstermiştir. Buluntulardaki yüksek arsenik oranı, bulunan bakırminerallerindeki arsenik değerleriyle karşılaştırıldığında; arsenikli bronzüretiminin bilinçli bir tercihin sonucu olduğu düşünülür.Bu hipotezin daha iyi doğrulanması için, bu yıl Malatya çevresindekibakır cevherleşmelerinden örnekler toplanmaya devam edildi. (Harita: i)Bunun için en küçük ölçekli cevherleşme alanları dahi gözönünde bulunduruldu.Hatta metalik bir cevherleşnıenin varlığını gösteren sedimanter <strong>ve</strong>kayaç mineraller de dikkate alındı.Örnekler toplanırken öncelikle bu yılki ergitme deneylerinde kullanılmaküzere Çayırköy <strong>ve</strong> Ergani-Maden (Anayatak) den yeterli cevher alındı.Ayrıca Ergani-Maden'in batısındaki Hacan, Kundikan <strong>ve</strong> Sanisi cevherleş-(0) Prof. Dr. Claudlo CANEVA, Via Eudossiana, 18-00184 ROMAKemal SERTOK, Anıtlar <strong>ve</strong> Müzeler Genel Müdürlüğü Ulus i ANKARAAlberto M. PALMlER!; Area della rjcerca di Roma Via Salaria Km. 29300 Cas. Post. 100061 Monterotondu Stazione i ROMA1


melerinden örnekler toplandı. Elazığ'ın yaklaşık iS km güneydoğusundakiGurbetmezrası'ndanalınan örnekler mikroskop altmda incelendiğinde çoğununametalik oldukları görüldü.Daha önce görülerek eski işletme kalıntıları (galeri-fınn kalıntılan, curufyığınları) <strong>ve</strong> kalkopiritli cevher örnekleri saptanan Poluşağı'rıa bu yılyaptığımız ikinci ziyarette; gezilen iki alandan birinde doğal bakır, ınalahit<strong>ve</strong> azurit; ikincisinde hcmatitçkırnnzı<strong>ve</strong>sarıokr gibi demir içerikli mineralörnekleri toplandı. '. . .Fırat <strong>ve</strong> kollan yoluyla Malatya ovasıyla doğal bağlantıları olan <strong>ve</strong> oldukçabol <strong>ve</strong> çeşitli cevherleşmelere sahip Sivas yöresine yaptığunız günü birlikgezi; ancak bakır <strong>ve</strong> arsenik mineralleri açısından genel bir bilgi edinmemizisağladı. Bu geziden yalnızca Koyulhisar'dan alınan bir kalkopirit örneğiyledönüldü. Bu yıl gczilen alanlardan Peluşağı dışmda hiçbirinde arke0­lojik bir <strong>ve</strong>riye rastlanmamıştır,Toplanan mineral örneklerini bunca uğraş <strong>ve</strong>rilmeden maderı işletınelerininmerkezbürolarındanya da Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü v.b,kuruluşlardan temin etmek olasıdır. Fakat fazla bir arkeolojik <strong>ve</strong>riye rastlarımasada; cevherleşmelerin arazide tanmması, yüzeylenırıelerinin, işletilebilirliklerinin,kent merkezlerine taşınabilirliklerinin, doğal yolların kuilanımuunaraştırmarmza konu olan dönem gözönünde bulundurarakirdelenmesibize değerli pratik bilgiler kazandırdı. .Ergitmo işlemlerinde kullanılan fırın tipi, üf'iencn hava, yakıt, J.SI, katkımaddeleri <strong>ve</strong> mineralter gibi değişkenleri yapılan deneyler boyunca yakındanizleme olanağı bulduk. Buaşamada mineral <strong>ve</strong> katkı maddeleri karışınurunuygun ölçülerde hazırlanabilrriesi <strong>ve</strong> ısmın istenen düzeyde <strong>ve</strong> sürede tutulabilmesiyleilgili güçlükler henüz aşılamadı. Bunlarmutlaka eski ustalarm dakarşılaştıkları, onları uzun süre uğraştırarı başlıca sorunlardı. Yıllar boyusüren sayısız tekrarlar, sınama yanılmalar sonucu uygunkoşullar saptanmış'olmalıdır.1). AyrıcaBu yıl geçmişte uygulanmış olduğu düşünülen çalışma 'koşu1Iarına olabildiğinceyaklaşmak <strong>ve</strong> o koşullarda ergitme için gerekli ısı düzeyine ulaşılabilirliğikarurlamukiçineski .tipte bir el körüğü kullandık(Resim:sülf'itli cevherlcrin ergitıne öncesi kavrulması, çeşitli oranlarda <strong>ve</strong> farklı katkımaddelerinin sınanması(Tablo: 1), doğrudan mineralin yadailkürünün ikinccil ergitmesinde pota kullauımıgibi işlemlerde bu yıl gerçekleştirildi(Resim: 2)Bu nedenle iki tip frrın inşa edildi. Doğrudan ergitmel~idekııllanilmakiçin yapılan ilk fırında Tiruna'daki Kalkolitik Devir fırınının ölçülerindenesinieniidi (yük: 80 cm, çap: 22 cm). Taban ısı kaybını önlemek için ortada2


KatkıErgitrneNo Mineraller Kavrulma Miktar maddesi Isı Zaman Pota Ürüni Çayırköy bornite yapıldı 3,400 kg katkı mad- >1.250 pre 3h kullarulrnadı curuf <strong>ve</strong> bakır tanecalcosirıemineral, desi yok sm.2.30 cikleriematite <strong>6.</strong>000calcoplritecharcoalmalachiteazurritecloriteepidotosericlrecatbonatoquartzII Çayırköy " Yapılmadı 3 kg min. kavrulmuş pr3h kullanilmadı curuf6kg chalc. Kalkopirit 1240 sm4h rnatteI6kg kömürbakırtanecikleriILI Çayırköy " yapılmadı Ikg min. ? 3h kullanıldı kısmen ergimişIV Çayırköy " yapıldı 2kg min. ematite sm 2.30 euruflkg ematite 1200V Maden chalcop. yapıldı ]3kg min. quartz 1200- i sm 2.30 kullanılınadı curufpyrite, 2kg quartz kumtaşı 1250 matte, bakırelor ete.tanecikleriVI Çayırköy curuf lsm yapılmadı 1,500 kg kemik 1250 pr.2h kullanıldı curuf birçok bakırmin. sm. 411 tanecikleriVU Çayırköy mineral yapılmadı lkg min. odun 1100 4h kullamldı0,400 kömürü0,300 kem.vııı Maden V sm. yapıldı 1,300kg quartsandcuruf 600g quartz 1200 3h kullanıldı siyah carnsı cunıf200g eharc.IX Çayırköy mineral yapılmadı J.500kg qua. sund 3h kullanıldı0.250qs 1200 bakır tanecikleri0.200ch.X Çayırköy yapıldı J.OOOkg sandst. ]]50 3h curufJ.5OOkg 1250 bakır tanecikleriXI Maden chalcop. yapıldı J.ooOkg sandst. ]]50 3h kullanıldı birçok bakır tanecikleriJ.500kg0.200kg


Tablo: II"IIINERALSAı sı li c.'"F. So C. In A. Cr PbAn4yata\ x20,. 7.U 8.85 11.1~ 3<strong>6.</strong>66 e.47 . 2<strong>6.</strong>94 14.37 e.12A~,ayatak x21!, 7.12 ~.6B lB.8S 313.36 0.5~ 2<strong>6.</strong>89 14.39 U9Cayrkay x20 ı.98 4.21 31.21 15.8lı . 0.76 1<strong>6.</strong>17 29.311Cayrkay x20 3.8e 7.84 30.17 11.47 0.~9 IB.SB 2<strong>6.</strong>B5 - ,Sanisi x20 13.25 1.40 19.83 0.44 U8 0.24 77.68 0.08Sanisi x20 1.53 17.S9 <strong>6.</strong>46 0.12 0.21 79.68 0.l0Sanisi x2B 0.30 4<strong>6.</strong>79 M6 0,15 51.72 0.119Sanisi x20 43,87 1.33 O,15 54.59 0.06Sanisi g.x20 0.53 3.59 <strong>6.</strong>45 19.10 0,23 2.04 67,99 UBSanisi ç.x250 1.84 3.59 21!.U UB 1./ı9 72.06 13.12Sanisi x20 M0 2.09 1.90 0.20 94.83 0.IIBSivas x20 1.43 1.15 4.22 4U~ 0.0B 3<strong>6.</strong>22 12.77 e.ıı3Sivas x188 0.23 1.73 1.22 40.92 0.02 28.2~ 27.5B USKun~igan x20 1.05 7.04 24.27 0.52 0.54 1.04 65.44 0.UPOIU~igi x4'3 4,63 15.73 SUL 3.33 3,24 12.57 IU0Polusagi .20 0.53 3.31 S.15 11 ,51 0.36 6<strong>6.</strong>02 10.11PoluSagi x20 2.44 7.34 ı1.01 il.2S 0.46 0.H 0.19 62.55 10.21 4.~3 0,12Polusagi x28 3.03 B.70 9.70 0.32 0.48 0.49 13.16 60.41 12.71 3.~1 .11.03Palusaçi 9 x2e B.87 11'.74 0,32 0.45 8.53 62.05 12.22 4.78Polusaçi 9 All x20 2.06 lı.n 10.98 0.22 e.37 8.,41 63.7B 11'.22 5.20Polusagi v ALL x20 20.46 61.B8 O,17 1\.16 0.1l5 2;96 2.13 12.04 B.UPolusagi slag .20 B.18 21\.57 1'.46 0.42 0.56 68.49 0.10 O,42 0.04 . 0.1,6 v..Higan x20 2.33 5.23 51.22 22.64 US 0.04 18.03 11.36 0.09DuzBahce ,x2i! 1.09 31.B6 ı9,56 0.37 .- US '3.41 22.01 0.30 2,58 0.90 0.11.. 1'.75'nuı' B.ihce:x20 1.01 3[.69 39.44 0.32 C.06 : B.35 22.67 0.36 2.31 0.71 1.05Gurbet tler.12.x2~ 0.75 1.19 lı1.86 0.22 ' 0;06: : ~.54 17.25 1<strong>6.</strong>56 US 11.137 U4Gurbet lter.12 x20 1.01 1.86 6B.67 e.ıı 11.06 1.41 13.59 12.ıs 0.65 1I.1B 0.02Gurbet lIer,10 x20 e.s4 0.50 37.67 0.16 0.05 8.39 1.33 29.46 21.66 0.18 '3.05Gurtıet ller,R3 xi0 15.Sı 5B,BIl 0,14 5.86 8.23 20.06Surbet tler.59 x40 4,99 Ilı.6b 55,74 3.8'1 !!;4b SA6 1.11 10.62 0.07 0.84 U6Gurllet l'ler.R1hi0 7.b2 1b.!!3 3.68 0.84 US 0.39 71.2~ 0.0'1Gurbet "er.S1 x20 0. ~3 15,68 4U5 l'i'.01 <strong>6.</strong>92 ~ .~6 '1.96' 0.69 <strong>6.</strong>13 e.u 0,24 U36urbet H~r.R6 x20 1.84 21.'i'4 60.26 4.50 ı.ss 0.56 8.74 5.22 2.e4 e.7'i' '0.23 0.B4Gurb~t Her ,7 e.Be 8.48 3S.51 ~.20 9.81 1.32 31.59 20.13 .o.16,"Gurbet H~r,6 3.12 39,16 0.12,"1.17 1.33 5,42 48.88 8:27üurbet Her.n x2B 3e.78 10.71 14,89 B.07 '3.'11' Mb 40.13 2.41 0.25'6


Tablo: nı".'1 Si li C.""DENEY CURUFLARIF. C" i" A, C, pb Ni CLs~elt. cl ," 3.62 1~.17 38.38 0.61 2.35 8.24 32.54 8,17 10.16 1.47 UI: 8.86 11.16seett, c2,"<strong>6.</strong>93 5.Q9 19.57 14.32 (.21 0.16 31.e4 'US 13,44 <strong>6.</strong>84 U, 8.10seeıt. c3 ." ',19 14.98 3U3 e.34 2.67 e.46 '3.8S 9,n 20.45 <strong>6.</strong>78 8.18 <strong>6.</strong>1\5 U8sıelt. c4,"i:.i\~ 9.68 Se.H 2.84 2.ae ~.7B 1<strong>6.</strong>4' a,13 ıa.Se 2.112 11.05 U4 0.11 B.B4seett, eS,"11.44 11.14 38.30 3.46 1.84 1\.06 ıs.eı 11.02 12.82 3.10 0.111eaett, c<strong>6.</strong>" 4.98 11.68 '<strong>6.</strong>33 2.24 2.32 8,31\ 14.77 8,23 4.32 2.68 M3 U3 11.18ssett, c7." 4.45 11.13 '4.S1 0.14 2.16 1l,21 ıı. 5~ B.24 11.22 3.29 B.16seett, c8."12.17 11,95 c.sı 0.61 1.97 0.15 24.61 2.07 3,98 U4 USseett, c9," 8.24 13.87 61.15 2.29 0.9Q US Ml B,13 /:,lll: 2.94 US B.B4seett, c10 x20 10.96 9.83 37.11 B.98 2.58 US 28.26 1l,lB 8.09 1.54 U7 il.19 U4snlt. en x2B 13,Bll 11.75 39.24 2.24 1.62 B.16 25.52 M4 1.19 8.15Tablo: LVARSLANTEPE CURUFLARIsl.arsl 1. .50 0.25 32.89 0.64 US 8.20 ı. 94 US 53.59 1.34 a.12 0.B4 8.27et.eraı s .50 L,6l 3.n 22.111 1.77 1,61\ B.36 34.22 UB 27.39 4.B6 B.7B UB 0.47sl.arsl 4 .SO 0.47 5.97 3U0 S.84 1.83 B.26 5.93 11.04 2B.86 1<strong>6.</strong>41 8.42 U7 11.04 0.66sl.ars.! S 'SO 5.96 28.115 2.53 8.97 1.46 53.79 7.24sl.ars! 6 'SO <strong>6.</strong>56 4.89 23.55 1\.4B ~ .b5 B.12 9.3B ı. 91\ 47.32 4,41 11.09 0.13 B.68si.us! B .SO 1.05 13.118 45.75 ı.s: 1.35 11.08 8.73 2<strong>6.</strong>68 1.36 M3st.eeaı II ~59 3.20 2B.05 2.26 8.63 1.4B ~,211 59.28 4.33 1\,11 US 0.05 a.33sl.arsl 10 ~50 4.55 7.61 64,B8 2.21 1\.41 0.11 Ll2 il.B4 17.98 0.87 U6 B.I\B•.arsl 1 .SO B.'i6 45,41 11.12 B.47 B.BS 4.784],]8 ~.34 M6 US U6usl 7 .SO 91,79 B.16 US 5.32 1.72 0.12 8.367


Tablo: VCiCL C3 C4 C6 cı C6 cı cuDUARIONOGANlTEAımRTNITEENSTATlTECUPROSPINEllOSPINEllONOllASTONI TESANIDINONAGNESIO fERRlTEHERCllIITEfAYAlITEGEHLENITEHUNTlTEAKERNANlTEC.305C.G.Si02CaO.A1203WUSTlTECAlClTEOOlOKllEK2C03fORSTENlTEKAISi04TlllEYlTENAGHEIIlTEOIOPSIOEC.IAIOIIGElAfOSSlTENAGNETITEC,2Si04KFe5i3040CuAI2G4xXX8


Resim: 1Resim: 210


Resim: 3Resim: 411


ACEMHÖYÜK KAZıLARıNDA ÇıKAN VE TÜRÜ TÜKENMEKTEOLAN BİR HİNT FİLİ (ELEPHVS MAXİMA) Dİşİ ÜZERİNDEARKEOBİYOLOJİK-ARKEOMETRİKETÜDLER xEşref DENİz*Kadir SUNGUROGLUOrhan CANPOLATMnstafa AKPOYRAZGirişFildişinin çok eskidenberi işlenerek çeşitli güzel sanat eserleri yapımında,ya bütün ya da aksesuar fildişi kakrna işleıneli biçimde kullanılması nedeniyle,yeryüzündeki filler her geçen yıl hızla <strong>ve</strong> geniş ölçüde azalmaktadır.Öte yandan Fillerin piregnansi (hamilelik) süresinin 2 yılolması da bu olayınegatif etkilemektedir. Bu hızla tüketimin önlenmesi için fillerin korunmasıamacıyla Dünya ölçüsündedoğayıkorumaya yönelik çeşitli kararlar alınmaktadır.Buna paralelolarak, fosilleşrniş fildişleri de arkeolog, arkeobiyolog.<strong>ve</strong> arkeozoologların dikkatini çekrneğe başlamıştır (Reesse, 1989)5.Filler, pleistocene devrinden beri yeryüzünde Afrika, Asya <strong>ve</strong> Amerika'mnkuzeyinde Palaeloxodon antiquus adıyla yaşatılıruşlardır(Römer, 1936)6,3.Ülkemizdeyapılan kazılarda bulunan fildişleri biraz aşağıda sergilenecektir.Bu bildiride, 1982 yılında, Prof. Dr. Nimet Özgüç başkanlığında gerçekleştirilenAcemhöyük Sarıkaya Saray kazılarında elde" edilen <strong>ve</strong> o tarihtenbuyana Arkeobiyoloji müzemizde saklanan bir adet Hintfili (Elephusmaxima). dişiarkeobiyolojik <strong>ve</strong> arkeometrik yönden değerlendirilmiştir.İlgili dişin pulpa'sının biokimyasal kalitatif analizi de A.ü. Tıp Fakültesi(*) Pi"of.-nr. Eşref DENİZ, A.ü.··tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı BaşkanıDr. Kadir SUNGUROGLU, Dr. Orhan CANBOLAT, Prof. Dr. Mustafa AKPOYRAZ,_. _..A.D.. Tıp. .F~kültesi_Biyokjmya Anabilim .Dalı Öğretim Elemanları(X) Bu kıymetli materyalin incelenmek üzere bize teslim edilmesinden' dolayı Prof. Dr. SayınNimet özoüc-e burada özellikle teşekkür ederiz.13


Biokimya Anabilim Dalı öğretim üyelerince araştırılmıştır (Sunguroğlu,Canbolat, Akpoyraz, <strong>1990</strong>)7. Burada, kıymetli katkılarından dolayı kendilerineteşekkür ederim.Sözü geçen materyal, ilk kez İngiltere'de Southamptorı'da yapılan Arkeolojitoplantısında bilim dünyasına duyurulmuştur (Deniz, 19861• M.Ö.2000~1750 olarak tarihlenen bu Hint fildişi ile, bugünün Anadolu arkeolojisinekatkıda bulunmak amacı güdülmüştür,Fillerin Zoohiyolo]! <strong>ve</strong> ZooekolojisiFiller ungulata (Tırnaklılar) takımının Proboscidae (Hortumlu memeliter)alt takımının Elephantidae (Elephas) familyasına bağlıdırlar. Arıavatanları,normal habitatları Afrika Ye Asya'dır. Bu görüşü paylaşan bilgi,en eski fositlerinin Asya'da, Hindistan'da Geç miocene <strong>ve</strong> Pilocen dönemindeSwalik yataklarında bulunmasıdır-»,Fillerin bilinen türleri aşağıdasıralanmıştır''.I. Elephas africanus (Loxcdonta): Bunun iki alt türü vardır. Loxodontacyclotis: Yuvarlak kulaklı f'il, Yaşam boyutu 80 yıl, neonatali 90 kg ağırlığında<strong>ve</strong> 90 cm yüksekliktedir. Adult tipi 5-7 tondur. Fildişi (Maxillar incisivdiş) hem erkek. hem dişisinde bulunup 3 metre boyunda, 15-20 kg ağırlığındadır.2. Elephus maxima (Hindistan Fili): Loxodonta'nın ikinci alt türü olanE. Maxima (E. indicus), Afrika filine kıyasla başı daha büyük, kulaklarıdaha uzundur. Bu türün fildişleri yaIruz erkeğinde bulunur; Fildişi 1.60 mboyunda, 20 kg ağırlığındadır.3. Elaphus primigenius: Bu türünyeryüzünde halen yaşayanı kalmamıştır.Ancak Sibirya'nın kuzeyinde donmuş tundralarda fosillerine rastlarunaktadır.Fil dişleri 4 m uzunluğunda <strong>ve</strong> 80 kg ağırlığındadır.Yakındoğuda bulunmuş <strong>ve</strong> Dr. Reese (1989)5 tarafından toplanmış,henüz yayınlanmamış bir çalışmaya göre halen dünyada mevcut çeşitli müze<strong>ve</strong> depolarda saklanmaktaolan fil dişleri <strong>ve</strong> kısa özellikleri aşağıda sıralanmıştır.yaşı,.India (Hindistan): Mohenjo Dare'da küçük bir fiLdişibelirsiz).ucu (zamanı,Pakistan: Mehrgarh'da kırık, corpus parçası <strong>ve</strong> iki ucu, kesitlerinde tekbii uzun kanatlı.14


Ku<strong>ve</strong>yt (Kuwait): Failaka adasında, Dilinun Tell F6, Palace'da, BronzAge'den bir fildişi (zamanlaması ?).Traque (Irak): Early Dynastic 1. yüzyılB.C. Fil molar dişi.Syria (Suriye): Chagar Bazar'da, Jezzirch'de 2000 B.C.Alalach: Molar <strong>ve</strong> fildişi.Tsrael (İsrail): Megiddo, 12. yüzyıl, RC. Birkaç fildişi.Egypt (Mısır): a) Fayum çölü, Neolithic, 2 molar dişle birlikte, sol Mandibula.b) Dakhleh Oasis, Neolithic, Mauhoub, Loxodonta africana, molar<strong>ve</strong> fildişi.Greece (Yunanistau): Zakro Sarayı, Crete, 1450 Re. 4 fildişi, HerakleonMüzesi'nde saklanıyor.Turkey (Türkiye): Türkiye'de bulunan fildişleri aşağıda listelenmiştir.i. Hatay: Neolithic, uçlarında expose olmuş, Cancellous (Süngersi)doku taşıyan bir rectangular (dört köşeli) palet (parça).2. Çatalhöyük: 7. yüzyıl RC. Kalammu Sarayı'nda fildişi <strong>ve</strong> diğer fildişleri.3. Aslantepe'de 14-12. yüzyıl B.e. Elaphus maxima, üst sağ molar(Bökönyi).4. AcemhöyükPalace: 2000 RC. ya da 19-1<strong>6.</strong> yüzyıl B.C. (M.J. Mellink).AJA 89/4 Archaeology in Anatolia'da bildirilmiştir,. 5. Acemhöyük Sarıkaya Saray Kazıları: 2000-1750 RC. ile tarihlenen<strong>ve</strong> Prof. Dr. Nimet Özgüç'ün bulduğu <strong>ve</strong> E. Deniz'in araştırdığı en yeni <strong>ve</strong>enson buluntu,Acemhöyük Saray kazılannda Prof. Dr. Nimet Özgüç başkanlığındayapılan kazı çalışmaları sırasında 1982 yılında elegeçen, kısmen işlenmiş,daha doğrusu bir ucu düzgün biçimde kesilmiş bir fildişi (incisiv diş) arkeobiyolojik,arkeometrik yöntemlerle incelenmiştir (Resim: 1-4)."1986 Southamptorı'dakikongrede yapılan bir blıdiride bufildişi ilk kezElaphantus primigenius olarak takdim edilmiştir. Şimdi Bökönyi <strong>ve</strong> Reese(l989)5nin çalışmalannagöre bu tanını E. maxima(indicus) 'olarak düzeltilmiştir.Prof. Özgüç tarafından 2000-1750 B.C. diye tarihlenen bu bir yüzükesilmiş, fakat henüz işlenmemiş f'ildişiAC80 III'le işaretli <strong>ve</strong> Batı Çukurundabulunmuştur-,15.


-Bu. fildişinin Arkcometrik-Osteometrik ölçümleri aşağıda <strong>ve</strong>rildiğigibidir.Ortalama maximal boyuMaximal üst/ön) kenar uzunluğuMaximal alt (arka) kenar uzunluğu­Proximal çevresi (circumfererıce)Distal çevresiFildişinin ağırlığı45 cm48.5 cm44 cm51. 5 cm42 cm13 kgProximal üstdüzgün kesit yüzünün, küçük <strong>ve</strong> büyük çapları:14.5x 1<strong>6.</strong>5 cm'dir.Gerekiisi düzgün kesilen yüzde <strong>ve</strong> gerekse distal uç yüzünde yer alandelikler pulpal kanala ait deliklerdir. Bu deliklerden apical'deki (alt delik)32. mm çapında, pulpal kanalın (canalis pulpa) boyu ise 23 cm kadardır.Pulpa cavitesiplaster benzeri (plasterlike)bir kitle ile dolu idi. Sözü geçenkitlederi alınan örneklerden A.Ü. Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim DalındaDr. Kadir Sunguroğlu, Dr. Orhan Canbolat <strong>ve</strong> Prof. Dr. Mustafa Akpoyraztarafından kalitativ bir analiz yapılmıştır. Bu parçaların porselenhavanda öğütülmüş örneğinin ısuılmca erimediği, yanmadığı, dolayısıylaorganik bir yapı taşı örneğini <strong>ve</strong>rmediği, suda çözülmediği, HN0 3 <strong>ve</strong> HCl'de kısmen çözüldüğü görülmüş- <strong>ve</strong> analiz sonucunda ôrnekteNltjt <strong>ve</strong> ağırmetal katyonları bulunmuştur. Ayrıca Sülfat, Karbonat, Fosfat, Klorür-<strong>ve</strong>()kzalat gibi anyonları içermediği tesbit edilmiştir. Materyal NaOH, NH 40Hgibi bazik ortamda jel halinde çökmüştür. Elde edilen jel, NaOH'ün fazlasındasodyum ahiminat halinde çözülmüştür. Yapıda Al+3 iyonu tesbit edilmişayrıca asitle çözülmeyen kısınıda da silikat'a rastlanmıştır.Bu analiz sonuçlarına göre, incelenen pulpa kanalından_dökülen fosilkalıntı materyalin Alüminyum Silikat (Kaolin) yapısında bir bileşik olduğukanısına varılınıştır. -Sonuç olarak, bir Elephus maxima fosilleşmiş incisiv dişi üzerinde yapılanarkeobiyolojik-arkeometrik analizlerle Anadolu'nun M.Ö. 2000 liyıllarını, bugüne, belli ölçülerde bağlamak olanağı kısmen de olsa, sağlarımışbulunmaktadır.1985 yılında yapılan <strong>Arkeometri</strong> toplantısında sunduğumuz Acemhöyükkazıları ile ilgili ilk.bildirimizde-, kazıdan elde edilen tüm animal.<strong>ve</strong> humarıbulgular<strong>ve</strong>rilirken i adet fildişinden söz edilmişti. Aynı bildiride Acernhöyükbeyinin sarayında ele geçen fildişi eserlerin benzerlerinin Amerika'da New-16


York, Metropolitan Museum'da bulunduğu, bunların Mr. George Pratt<strong>ve</strong> eşi tarafından ınüzeye hediye edildiği, benzeri fildişi bullelerin Acemhöyükkazılarında da ele geçtiği Prof. Dr. Nimet Özgüç'edayanarak beyanedilmişti. Burada aynı konuya birkez daha değinerek Acemhöyük beyininSarıkaya sarayında M.Ö. 2000-1750 yıllarında Fildişi işletmeciliğinin varlığınıbirkez daha vurgulamanın yerinde. olacağı kanısındayız.ÖZETAcemhöyük Kazılarında. Çıkan <strong>ve</strong> Türü Tüke~mekteolan bir Hint Fili (Elephns Maxima) Dişi ÜzerındeArkeobiyololik - <strong>Arkeometri</strong>k EtütlerFildişinin işle11ınesi nedeniyle yeryüzündeki fillerin avlandıkları içinnesIinin giderek tükenıneye başlaması bir yandan fillerin korunma altınaalınması sonınunu ön plana çıkarırken, öte yandan fosil fildişleri de arkeologlarmdikkatini çekrneğe başlamıştır (Reese 1989). ..' Prof. Dr. Ninı.et Özgüç başkanlığında 1982.yılında gerçekleştirilen AcemhöyükSarıkaya Saray kazılarından elde edilen bir Hint [ili dişi (Elephusmaxima). arkeobiyolojik yönden incelenmiştir..t.ö. 2000-1750 yıllarına tarihlenenbu incisiv dişle ilgili arkeometrik-biometrik ölçüler <strong>ve</strong>rilmiş <strong>ve</strong> kısmenişlendiği anlaşılan 13 kg ağırlığındaki bu fil dişi parçasının kesilmişyüzüIcut surface} <strong>ve</strong> dental kanalın (pulpa) içeriği biyokimyasal yapısıylabirlikte değerlendirilmiştir.İ~~elemelerden, o zaman'İ. Ö. 2000 yıllarında Anadolu'da.Acemhôyük'defildişi işletmeciliğinin başlamış olduğu, elde edilen bu fil dişinin kazılardabulunan diğer fildişi eserler <strong>ve</strong> Newyork Metropolitan Museum'da sergilenen,Acemhöyük'den Amerika'ya götürüldüğü tesbit edilen fildişi materyellerinbirlikte değerlendirilmesiyle anlaşılmış bulunmaktadır.Archaeobiological, Archaeometrical and BiochemicalStudies on an Indian Elephant (E. maxima) TuskReco<strong>ve</strong>red from Acemhöyük ExcavationsRecently serious environmental protection measures ha<strong>ve</strong> been undertakenin all the world to stop the rapid decrease ofelephants caused by huntersand poachers. On the other hand, parallel to this, the fossil remnant-tusksof elephants begin to take more attention of the archaeologists (Reese 1989).,-17


In this paper, a partially worked eIephant tusk reco<strong>ve</strong>red during theAcemhöyük Palace exeavation in 1982 from Prof. N. Özgüç was in<strong>ve</strong>stigatedarchaeobiologically, archaeorrıetrically and biochemically. The archaeometricalmeasurements and biochemical results found after a qualitati<strong>ve</strong>analysis of the pulpal content of the tusk are both reported.It has been determined that the fossilized pulpal mass consisted mainlyof aluıninium silicate (Kaolin).KAYNAKCA1. DENİz, E. (1986): Archaeobiological Studies on the Osseous Remnants Found İn AcemhöyükExcavations in: Cultural Attitudes to Animals Including Birds, Fish an In<strong>ve</strong>rtebratesVol. ı. The World Archaeological Congress, Alien and Vrwin. London.2. DENİz, E. (1985): AcemhöYllk Saray Kazılarında Çıkan Kemik Kalıntıları Üzerinde ArkeobiyolojikAraştırmalar. i. <strong>Arkeometri</strong> Sonuçları Toplantısı. 79-91, Başbakanlık Basımevi,Ankara.3. EHRENBERG, K. (1960)': Palaozoclogie. Wien, Springer Verlag., Austria.4. ÖZGÜç, N. (1966): Acemhöyük Kazıları. Anatolia X, 2-28, 29-52, Türk Tarih Kurumu,Ankara.5. REESE, D. (1989): Unworked or Partially Worked Elephant Remains İn the Near East.Personel communications (Unpublished).<strong>6.</strong> RÖMER, S., A. (1936): Vertebrate Paleontology, The Uni<strong>ve</strong>rsity of Chicago Press, Chicago­Illinois.7. SUNGUll.OGLU, K., CANBOLAT, O., AKPOYRAZ, M. (<strong>1990</strong>): Acemhöyük kazdarındabulunan fildişinin dentat pulpa içeriği ile ilgili kalitatif Analiz Raporu. Ankara Üniv. -TtpFakültesi Biyoklmya Anabilim Dalı, Ankara.8. TOLUNAY, M.A. (1955): Özel Zooloji. Şirketi Mürettibiye Basırrıevi, A.Ü. Fen FakültesiYayını, Ankara.18


Resim: 1 - Acemhöyük kazılarından çıkan (AC 80 Batı Çukuru Işaretli) yarı işlenmiş bir fosilfildişi (E. maxima). Lateral (yanal) görünüş a) Kırık distal ucu, b) düzgün kesilmişproximal ucu.Resim: 2 - Aynı materyalin, proximo-Iateral'den görünüşü.19


Resim: 3,- Distal-apikal uçtan gorıınıım. Pulpa kanalınındelikleri görülmektedir.Resim: 4 - Fcsil fildişinin proximal (üst) kesit yüzünden birgörünüş. Daha geniş, pulpa kanalı delikleri.20


ORTA SİNAP'TAKİ YENİ BİR PROTORYX TÜRÜ(protoryx eaprieomis TEKKAYA)İbrahimTEKKAYA*GirişSinaptepe serileri, Ankara'nın Yenimahalle ilçesi Kazan bucağına bağlıYassıören köyünün kuzeyinde yer alır (Şekil: 1). 1967 <strong>ve</strong> 1969 yıllarında buserilerde, bilhassa Orta sinap seviyesinde yapılan paleontolojik kazılardazengin bir karasal omurgalı fosil fauna gurubu ele geçmiştir. Bu fosil faunagurubu içinde 8 cins <strong>ve</strong> 13 türle temsil edilen oldukça geniş yayılımlı fosilBovidae temsilcileri bulunmaktadır. Bu temsilcilerden bir kısmı klasiktürlerin temsilcileri olup, Türkiye'yi de içine alan Asya-Avrupa karasal fosilmemeli cins <strong>ve</strong> tür birliğini kurabiimiştir. Diğerleri ise Anadolu'ya has yenitürlerdir. Bunlar içinde Protoryx capricornis TEKKAYA'da bulunmaktadır(Tekkaya, 1974).Sistematik İncelemeFamilia: Bovidae Gray, 1821Subfamilia: Hippotraginae Brooke, 1876Genus: Protoryx Major, 1891Espes: Protoryx capricornis TEKKAYAMateryel: Sağ taraftaki boynuzu nisbeten tam, diğeri kaideye yakınyerden kırık bir kafa parçası.Seviye: Orta Sinap üst seviyeBu1untu Yeri: Yassıören köyü Sinatepe serileri (Şekil: 1).Espes (Tür) Tanınıı(*) Dr- İbrahim TEKKAYA, Maden Tetkik <strong>ve</strong> Arama Genel Müdürlüğü, Tabiat Tarihi Müzesi,ANKARA21


Kafa parçasında frontal <strong>ve</strong> pariatal kemikleri kısmen mevcuttur. Solboynuz kaideden 62 mm uzunluktadır. Sağ boynuz nisbeten tarndır. Buboyrıuzun kaideden itibaren uzunluğu 183 mm olup üzerinde yer yer aşmma<strong>ve</strong> kırılma izleri görülür. Boynuzlar tamamiyle orbit'lerin üzerinde olmayıpöne doğru ilerlemişlerdir. Bunlar, frontal'den çıktıktan sonra süratle birbirlerindenuzaklaşırlar. Boynuzların lateral yüzleri nispeten yas sı medialyüzleri ise hafif dışbükeydir. Boynuz kesiti arkada geniş olup öne doğrudaralan bir elips'tir. Frontal ile frontopariatal sutur hemen hemen silinmiş.Orbit'ler boynuzların orta gerisinde yer alır. Fossa post orbitalis'ler,boynuzlarm arka lateral'inde fakat, orbitlerin üzerine doğru bir kayış yaparakyer alır. Foramen supraorbitalis'ler ise lacrimal'e doğru uzananbir çukurluk içinde yanlardan basık fakat, batık değildir (Resim: 1).Mukayese <strong>ve</strong> FarklarSinap'taki bu nnmuneye ait boynuzlar, frontal'den çıkış şekilleri <strong>ve</strong>frontal ile boynuz ekseninin yaptığı açı yönünden Protoryx hentscheli SCH­LOSSER (Schlosser, 1904; Andree, 1926), Protoryx hentscheli SCHLOSSERvar. Tenuicornis (Andree, 1926; Pilgrim and Hopwood, 1928),Protoryx longicepsPİLGRİM and HOPWOOD (Pilgrim and Hopwood, 1928), Protoryxlaticeps ANDREE (Pilgrim and Hopwood, 1928) <strong>ve</strong> Protoryx crassicornisANDREE'den (Andree, 1926) ayrılarak daha ziyade Protoryx carolinaeMAJOR'e yaklaşır (Major, J891; Schlosser, 1904; Mecquenem, 1924; Andree,1926). Keza, boynuz kesiti (Şekil: 2) bakımmdan da diğerlerinden çokProtoryx carolinae MAJOR'e benzer. Sinap fosildeki (Resim: 1). orbit'lerindurumu, boynuzların birbirinden ayrılışı <strong>ve</strong> boynuzların lateral <strong>ve</strong> medialyüzlerinin yapısı bakımından da Protoryx carolinae MAJOR'den <strong>ve</strong> boynuzlarınmkesiti ile orbit'lerin durumundaki özellikler bakımından da ?Protoryxyushensis TEILHARD and TRASSAERT Teilhard and Trassaert, 1938),?Protoryx bohlini TEILHARD and TRASSAERT (Teilhard and Trassaert,1938), Protoryx planifrons BOHLIN (Bohlin, 1935),? Protoryx shansiensisBOHLIN (Bohlin, 1935) <strong>ve</strong> Kuzey Çindeki? Protoryx sp.'den de kesin olarakayrılmaktadır.Sinap numunesinin biometrik olarak karakteristik noktalarındanbazıları noksan olduğu için boynuz kaidesinde aldığımız longitudinal<strong>ve</strong> trans<strong>ve</strong>rsal çap ölçüleri de tam değildir (Çizelge: i <strong>ve</strong> 2). Bu sebeptenbu boynuzun biometrik, grafik <strong>ve</strong> istatistik yönden diğer Protoryx türleri ilemukayesesini yapmak imkanını bulamadık. Ancak, morfolojik mukayeseile yetinmek zorunda kaldık.Orta Sinap'ın üst seviyesinde ele geçen bu fosil gerek boynuz <strong>ve</strong> gerekseorbitlerinin durumu itibariyle Protoryx türleri arasında farklı bir yapı göstermesibakımından ayrı bir tür olarak nitelendirilmiştir.22


SonuçOrta Sinap seviyesinde, Paleontolojik kazılarda ele geçen omurgalıfosiller arasında Bovidae ailesine ait temsilciler 8 cins <strong>ve</strong> 13 türle temsil edilmektedir.Bunlar arasında klasik <strong>ve</strong> Anadolu'ya has yeni türler de bulunmaktadır.Bu yeni türlerden biri olan Protoryx capricornis TEKKAYA boynuzununmorfolojik özellikleri diğer Protoryx türlerinden farklılık göstermektedir.Bu tür Anadolu da dahil olmak üzere Asya-Avrupa cins <strong>ve</strong> tür birliğininzenginleşmesine katkıda bulunmaktadır.DEGİNİLEN BELGELERI. ANDREE, J. 1926, Neue Cavicomier aU5 dem Plicsen von Samos, Palaeontographica,Stuttgart, 67, 135-175.2. BüHLIN, R, 1935, Cavicornier der Hipparion-fauna Nord Chinas, PaL. Sinica Ser. C, 9,4, Pekin.3. MAJOR, F.J. 1891, Le geeement ossifere de Mitylini, Etude Geo1. Paleon. et Botanique ,94.Laussanne.4. MECQUENEM, de R., 1924, Contribution a J'etude des fossiles de Maragha, Ann. PaL.,13, 28 Paris.5. OZANSOY, F. 1951, Muğla Pontien memeli faunası, T.J.K., 3, 1, Ankara<strong>6.</strong> PILGRIM, G.E.,-HüPWOOD, A,T., 1928, Catalogue of the Paniten Bovidae of Burope,Br. Mus. Nat. Hist., 307. SCHLOSSER, M., 1904. Die fossilen Cavicornİs von Samcs, Beitrage zur Palaeon. und Geol.,17, 21-118.8. TEILHARD de CHARDIN, P.-TRASSAERT, M., 1938, Cavicornia of South EasternShansi, PaL. Sinica, New Series C, 6, 98, Pekin.9. TEKKAYA, İ., 1974, The Bovidae fauna of Middle Sinap of Tuıkey, T.J.K. Bull, 17, I, 173­186, Ankara23


SinoptepeKazanx :\,ss örenSirkellN1iIyokut•Keçiören•t---1. ~ km."---LŞekil: 1 - Yer bulduru haritasıÖniçdışarka24Şekil: 2 - Protoryx capricornis TEKKAYA'nınboynuz kaidesindekiboynuz kesiti


Reslmı i - Protoryx capricornis TEKKAYA boynuzunun önden görünüşü25


N'"Kaidede ön-arka Kaidede le-dış Rabu_tu_ Uzunluk -Genisli kçap. çap. Kıymeti endisiProtoryx eer oünee Maj. n. var. 47.90 31. 90 ı~99.27 65.34Protoryx loogicep! Pilc;ırim Hop wood Sa~ 48.70 31.00 1509.70 63.65n. var.i No.lu numune. Sol 49.95 31.60 1578.42 63.26Protoryx lcnqtceps Pilgrim ondHop,wocd n. var.49.25 31.402 No.lu nu mune154<strong>6.</strong>45 63.75Protorp longiceps Pilgrim and Hepwoodn. Yar. 5<strong>6.</strong>10 38. ıs 2140.21 68.033.No.lu NumuneProtoryx copricornis tek'kayo Sağ - 32.70 - --Sol 52.50 - - --Çizelge: ı


Protoryx türlerine ait boynuz ölçülerinin mukayesesiUıunluk-xeıeeee Koidede Robu'lusön orka çap iç - dış çap .KıymetiGenişlikendisiProtoryı. ~oroli n Ot Maj. n. vo'Sinop' don47.90" .sc 1499.27 6:1 ·34Prota'yx oo.ollnoı Mal.er .00Moro


ENEZ CAM nULUNTULARININ TAHRİBATSIZ MUAYENEMETODLARIYLA İNCELENMESİÖZETBeril TUGRUL*Sait BAŞARANBu çalışmada, Prof. Dr. Afif Erzen başkanlığında yapılan Enez kazısınaait bir kısım cam buluntu üzerinde çalışılarak, restorasyon konservasyonişlemi görmeden önce buluntuların değerlendirilmesi amaçlanmıştır. RomaDönemine ait olan söz konusu cam buluutuların hemen hepsi kırık <strong>ve</strong>ya yıpranınışdurumda bulunmaktadırlar. Kimi eserler transparant, kimileri iseopakdır. Fazla olarak, kimilerinin üzerinde patina tabakalarıile süsleme, yaldız<strong>ve</strong> boya tabakası olduğu düşünüıen bölgeler bulunmaktadır. Çalışmada,X ışını Radyografi tekniği <strong>ve</strong> mikroskopik incelemeler geniş ölçüde uygulanmıştır.Ayrıca, morötesi (ultraviolet) ışınlarla da çalışılarak cam buluntularüzerindeki bilgiler derinleştirilmeye çalışılınıştır. Son olarak, nötron aktivasyonanalizi ile cam buluntuların analizine gidilmiştir. İ.T.ü. TRIGA Mark­II Araştırma <strong>ve</strong> Eğitim Reaktörü'ndeki ışınlamayı takiben çokkanallı analizörleyapılan incelemeler sonunda, buluntularda çeşitli elementlerin varlığıtesbit edilmiştir. Bu çalışmayla, hepsi Enez buluntusu olan cam eserler,Tahribatsız Muayene Metodlarıyla incelenmiş <strong>ve</strong> değerlendirmeler bilimsel<strong>ve</strong>rilerle yapılabilmiştir.In<strong>ve</strong>stigations of Enez Glass Artefacts By The Non-Destructi<strong>ve</strong> TestingMethodsIn this study, it is aimed to evaluation of same glass artefacts whichwere found by Prof. Dr. Afif Erzen's team from Enez exeavation site, before(ıl


the restcration and conservation procedures. All the artefaers that are belongto Roman age, are broken or worıi out. Same of them are transparent andthe others opaque, Moreo<strong>ve</strong>r, same glasses ha<strong>ve</strong> patinas, ornaments orpainting layers on them. In here, X-ray radiography technique and microscopicinspections ha<strong>ve</strong> been applied on all o<strong>ve</strong>r the artefacts. The knowledgeon the glasses ha<strong>ve</strong> been supporting by the ultraviolet radiography. Lastly,the analysis of the glasses ha<strong>ve</strong> been obser<strong>ve</strong>d by the neutron activationanalysis. Various elements could be deterrnined after the irradition of thesamples in the lTU TRIGA Mark-II Research and Training Reactor. Withthis study, Enez glass artefacts could be in<strong>ve</strong>stigated by the non-destructi<strong>ve</strong>testing methods.Giriş, Bu çalışma, çoğu kırık <strong>ve</strong> yıpraumış durumda bulunan bir kısım cam'bulun.tu üzerinde Tahribatsız Muayene Metodlarıyla gerçeklenmiştir. Cambuluntularmhepsi, Prof. Dr. Afif Erzen başkanlığında yapılan Enez kazısınaait buluntulardır.Roma Dönemi'ne ait bu buluntular, çok çeşitli cam, eşyanın parçaları­Kimi cam buluntular transperant, kimileri ise renkli <strong>ve</strong>ya opak .camdırlar.niteliğindedir. Bazılannın üzerinde ise patina tabakaları ile süsleme, yaldız<strong>ve</strong> boya tabakası olduğu düşünülen bölgeler bulunmaktadır.KullanılanYöntemlerCam parçalarm nitelikleri <strong>ve</strong> özelliklerine ilişkin optik-görsel tekniklegözlenenlere ila<strong>ve</strong>ten ileri bilgilerin elde edilebilmesi için çeşitli <strong>ve</strong> farklı yöntemlerleçalışılması yoluna gidilmiştir.İncelememizde ilk uygulanan yöntem X-ışını radyograf'i tekniğidir. Bilindiğiüzere, bu teknik; X.ışmlan ile malzeme içi yapısına ilişkin görüntüalma tekniğidir--t-'.. Xsışınlan, elektromagnetik radyasyon ailesine mensup olup, malzemeyenüfuz etme özelliği "hayli" yüksek ışmlardır. Bu nedenle, örneğin; 5 Cmye kadar çeliklerin radyografilerinin alınmasmda başarıyla uygulanmaktadır., Öte yandan cam, çeliğe oranla "hayli" az yoğun malzemedir <strong>ve</strong> bu nedenledeXaşmları için uygulamanın alt sınırında yer almaktadır. Ancak opak<strong>ve</strong>ya renkli camların içindeki opaklaştırıcı <strong>ve</strong>ya renklendirici malzemelerinvarlığı bu tip camları X-ışınlan ile incelemeye daha el<strong>ve</strong>rişli hale getirmektedir.Bir başka deyişle, cama katılan metal oksit gibi malzemeler bu tip par-30


çaları, X-ışını radyografisinin uygulama sınırları içine sokmaktadır-->,Böylelikle, Xvışım radyografi tekniği ile cidar kalınlığı <strong>ve</strong> önemli malzemehataları ile imalat hataları hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Bununiçin de X-ışını radyografi tekııiği uygulanırken, tekniğin "kalite faktörü"ile "kantite faktörü"nün dikkatle seçilmesi gerekmektedir'. Bu çalışmada,X-ışını kaynağı olarak endüstriyel tipte bir X-ışını cihazı kullanılmıştır.X-ışınlarının camlar için genelde "hayli' yüksek giricilikte olmalarınedeniyle, bu çalışmada, dalıa farklı bir teknikle çalışılına yolunagidilmiştir.Bu da yeni bir teknikoları ultraviolet (VV) radyografisidir.Bilindiği üzere, VV ışınlar da elektromagnetikradyasyon ailesinemensupışınlar olup.. görünür.ışık bölgesi ile X-ışınları bölgesi arasında yer almaktadırlar3.Bu ışınların rijit malzemelere nüfuziyeti hayli". az olmaklabirlikte uygun şartlarda cam gibi malzemelere nüfuziyeti söz konusudur. iştebu özellikden yararlanılarak VV radyografisi ile camlar hakkında dahaileri <strong>ve</strong> tamamlayıcı bilgiler edinilebilmektedir.VV radyografisinin uygulanmasında 10 W'lık bir ultraviolet lamba ilenokta kaynak tipinde ışık kaynağı elde etmekiçin gerekli ilgili düzenektenyararlanılmıştır. .Bunlardan ayrı olarak, camların incelenmesinde mikroskopi tekniğindende yararlanılmıştır. Bu teknikle daha çok X ışını <strong>ve</strong> U'V.radyografisindeiyi netice alınamayan camlarda, enteresan yapı özelliklerine sahip <strong>ve</strong> / <strong>ve</strong>yasahip olabileceği düşünülen yerler üzerinde çalışılmıştır.Mikroskopik incelemeler için iki farklı mikroskoptan yararlanılınıştır.Bı;nlardan biribinocular tipte, diğeri ise farklı büyütmo oranlarıyla çalışılabilenbir mikroskoptur. .. Son olarak nitelik olarak malzeme incelemesi yapmak üzere NötronAktıvasyon Analizi yapılmıştır. Nötron Aktivasyon analizi iTÜ TRIGAMark-Il Araştırma<strong>ve</strong> Eğitim Reaktörüu'de yapılan ışınlamayıtakiben gamaspektrumlarıuın alınmasıyla gerçeklerımiştir.'yapılanincelemelerEnez camları üzerinde, yukarıda tanıtılan yöntemlerle çok çeşitli çalışmalargerçeklellıiıiştir. Burada hepsini <strong>ve</strong>rmek zaman kısıtlaması nedeniylemümküngörülmemektedir. Ancak, ilginç <strong>ve</strong> yapılan çalışmalara tipik örnekoluşturacak olanlar <strong>ve</strong>rilmeye çalışacaktır.ilk olarak; açıkyeşilrenkli bir cam parçası üzerinde çalışılmıştır. Bucamırıüzerine öncelikle X-ış11l1 radyografi tekniği 'uygulanmıştır. Resim:31


I'de bu cam parçasının Xvışmı radyografı görülmektedir. Radyografincelendiğinde kenarlarda iki önemli çatlak ile cam içinde kimi (koyubenekler) gözenekler görülmektedir.Aynı parça üzerinde UV radyografisi ile de çalışılmıştır. Resim: 2'dekiVV radyografındaki carna ilişkin arızalar "hayli" detaylı olarak görülmektedir.X-ışiııı tekniği ile önemli olan gözeneklerin tesbit edilmesine karşırıburada gözenekler daha yoğun <strong>ve</strong> belirgin olarak tesbit edilebilmektedir.X-ışını radyografları ile UV radyografları arasmda "önemli" bir görüntüfarkıtlığı mevcuttur. Bu da keskin kenar <strong>ve</strong>ya bombelenme durumlarındaUV ışmların cama nüfuziyet yerine yansıınası söz konusu. olduğundan görüntükontrastında farklılıklar olmaktadır. Bu nedenle camın kırık kenarlarıile çatlaklar X-ışıııı radyografındagöre farklı görüntü <strong>ve</strong>rmişlerdir. Fazla olarak,camın optik-görsel olarak da gözlenen bombeliğirıe ilişkin bilgi; X-ışınıradyografında yok, ancak UV radyografında vardır. Buna karşın,X-ışııu radyografında görülen üst kenardaki çatlak UV radyografında görülmemekte<strong>ve</strong> aynı yerdeki cam kalınlığındaki farklılığın yarattığı yansıma bölgesiiçinde kalmaktadır. Böylelikle UV ile X ışını radyograf'i teknikleriylebirbirini tamamlar mahiyette bilgi edinilmiş olmaktadır._UV radyografında özellikle parçanın alt yarısında görülen kontrastfarklılıkları aynı zamanda cam haınurununinhomojenitesini de göstermektedir.Bu açıdan camın yüksek kaliteli olduğu söylenemez.İkinci olarak sarımsı yeşil, ortası delik cam bir düğme görünümündekibir eser üzerinde çalışılmıştır. Bu cam düğmenin Resim: 3'de Xvışmı radyografıgörülmektedir. Delik çevresinde cüruf izinden başka önemli bir hatafarkedilmemektedir.Öte yandan aynı cam düğmenin Resim: 4'de görülen UV radyografıincelendiğinde haleli bir görüntü görülmektedir. Bu görüntü cam düğmeninimalat tekniği hakkında fikir <strong>ve</strong>rmektedir. Ayrıca, bu radyograftan, X-ışınıradyografında görülenden farklı bazı arızalar da farkedilebilmektedir.Bir başka örnek ise laci<strong>ve</strong>rt bir şişe ağzı ile kulpudur. Söz konusu buparçaların Resim: S'de X-ışmı radyografı görülmektedir. Radyograftan cidarkalınlığı tayini yapılabildiği gibi simetri kontrolu da yapılabilmektedir.Laci<strong>ve</strong>rt şişe cidar kalınlığı radyograf üzerinden yapılan ölçüme göre i mmdir <strong>ve</strong> cidar kalınlıkları şişenin tüm boyun bölgesinde hemen aynıdır. Öteyandan yine radyograftan şişe boynurıda simetriııin tam olarak sağlanamadığıgörülmektedir. Kulpta ise hafif gerilim çatlağı izleri gözlenmektedir.Aynı laci<strong>ve</strong>rt cam şişe parçalarının UV radyografı ise Resim: ô'da görülmektedir.Burada, konkav parçalardaki yansunalar nedeniyle oluşan yarı32


gölge nedeniyle cidar kalınlığı tayini yapılamamakta ancak gerilim izleri dahanet olarak görülebilmektedir. Kimi anzaları da görülmektedir.Öte yandan radyograf'i tekniği ile net görüntü elde edilemeyen kulpluküçük bir cam buluntu için mikroskopi tekniği uygulanmıştır. Buluntu, laci<strong>ve</strong>rtcam üzerine beyaz bezemelere sahiptir. Resim: Tde bu buluntununfarklı bölgelerine ilişkin mikroskopik görüntüler görülmektedir. Bu görüntülerbinoküler rnikroskopla elde edilmiştir. Bezernenin sivrileşen bölgesineilişkin farklı büyütmelere ilişkin görüntüler ise Resim: 8 de görülmektedir.Bu görüntüler ise esas itibariyle farklı büyütme oranlarına sahip bir mikreskoplagerçeklerımiştir. Bu durumda binoküler rnikroskopla birlikte 20x,28x, 40x <strong>ve</strong> GOx büyütme oranlarıyla 4 farklı büyütme oranı için incelemeleryapılabilın.iştir. Bu parça üzerinde gereeklenen nı.ikroskopik çalışmalarsonunda buluntunun esasını oluşturan cam ile bezernenin çok farklı yapıdaolduğu <strong>ve</strong> bezernenin soğuk cama sıcak aplike şeklinde yapıldığı söylenebilir..Bir başka mikroskopik çalışma ise yer yer parlak görünümlü bir şişedibi parçası üzerinde yapılmıştır. İncelemeler sonucunda, yapının ("birmiktar" doğrudan görselolarak da farkedildiği üzere) "hayli" yapı değişikliklerinesahip olduğu <strong>ve</strong> kimi imalat hatası olarak nitelenebilecek arızalarınbulunduğu söylenebilir. Bu çalışmaya ilişkin mikrosımpik görüntülerise Resim: 9'da <strong>ve</strong>rilmiştir.Son olarak parçaların patina <strong>ve</strong> i <strong>ve</strong>ya bezerne katmanlarının nitel analizinötron aktivasyon analizi ile yapılmıştır. Işınlama İTÜ TRIGA Mark-IIEğitim <strong>ve</strong> Araştırma Reaktörü'nde tam güçte (250 KW) çalışırken gerçeklenmiştir.Işınlama için tavşan sisteminden yararlanılmıştır.Çeşitli parçalardan alınan kırıntıların nötron aktivasyon analizi ile eldeedilen gama spektrumları değerlendirilerek; gümüş, civa, kalay, sodyum,çinko, mangan, bakır, baryum. <strong>ve</strong> potasyum. olduğu tespit edilmiştir. Civa<strong>ve</strong> gümüş daha çok yaldız elemanı olarak kullanıldıklarındanbu kırıntı parçalarınsadece patina değil, bezeme <strong>ve</strong> yaldız kırmtısı olduğu görüşünevarılnuştır.Bunlardan ayrı olarak daha önce X <strong>ve</strong> VV teknikleriyle boyun <strong>ve</strong> kulpbölgesi üzerinde çalışılan laci<strong>ve</strong>rt şişe parçası Nötron Aktivasyon Analiziile incelenmiş <strong>ve</strong> nitel olarak içinde kobalt bulunduğu tesbit edilmiştir. Birbaşka deyişle, şişeye mavi rengi <strong>ve</strong>ren element kobalttır.SonuçBu çalışmada hepsi Enez buluntusu olan Roma Dönem.i'ne ait cam parçalarçeşitli tekniklerle incelenmiştir. Tümü tahribatsiz olan bu yöntemlerleyapılan çalışmalar restorasyon öncesi bir ön çalışma niteliğindedir.33


Yapılan çalışmalarla cam hamuruniteliği <strong>ve</strong> anzalarına ilişkin bilgi edi.nilmiştir. Fazla olarak imalat tekniğihakkmda da fikir sahibi de olunulabilmiştir.Ayrıca, nitel analize yönelik çalışmalar da gerçeklerımiştir. Böylelikle;söz konusu canı. buluntular üzerinde farklı açılardan bilgi sahibi olunabilmiştir.REFERANSLARı. HALMSHAW, R. "Industrial Radiology Techuiques", The Wykeham Tcchnologlcal Series,Wykeham Publications, London, 197L2. Mİx,·P.E., "Introduction To Nondestructi<strong>ve</strong> Testing" John WiIey and Sons, New -York,ISBN 0-471-83126-3, 1987.3. BİLGE, A.N., TUGRUL, B., "Endüstriyel Radyograf'inin Esaslari"; İstanbul Teknik Üni<strong>ve</strong>rsitesiNükleer Enerji Enstitüsü', Genel Yayın, No: 20; İstanbul <strong>1990</strong>.4. TUGRUL, B., ATİK, Ş., "Evaluation of Ancient Opaque Glasses By" X-Ray Radiography.Science and Archaeology ConferenceçGlasgow-İôk.O'ÇyA (24-26 Eylül 1987). Prcceeding;BAR British Series 196, ISBN O 86054 581 4 1988. s: 145-152.5. TUGRUL, R, ATiK, Ş. "Bazı Antik Anadolu Opak Cam Eserlerinin Xcışuu RadyografiTekniği ile Değerlendirilmesi", ı. Uluslararası Anadolu Cam Sanatı Sempozyumu, 26:-27Nisan 1988, Bildiri Kitabı, s: 37-39. 109-110.34


Resim: 1 - Açık Yeşil Cam Parçasının X Işını RadyografıResim: 2 - Açık Yeşil Cam Parçasının UV Işını Radyografı35


Resim: 3 - Cam Düğmenin X Işını RadyografıResim: 4 - Cam Düğmenin VV Işını Radyografr36


Resim: 5 - Laci<strong>ve</strong>rt Şişe <strong>ve</strong> Kulpunun X IşınıRadyografıResim: 6 - Laci<strong>ve</strong>rt Şişe <strong>ve</strong> Kulpunun VV IşıntRadyografı37


.-.ı ı


~Resim: 9 - Şişe Dibi Parçasının Farklı Bölgelerinin Mikroskopilc Görüntüleri


TÜRKİYE MADENeİLİK TARİHİNE AİT KOYULHİSAR­KURŞUNLU KöYÜ YÖRESİNDEKİ BULUNTULARErgün KAPTAN"GirişTürkiye madencilik tarihi kapsaulina giren araştırmalar i 985 yılındaöncelikle kalay içerikli çinko-kurşun cevherlcşmesinin saptanmış olduğuBolkardağ Sulucadere mevkiinde yapılmış <strong>ve</strong> ikinci aşaması Sivas-Koyulhisar,Kurşunlu köyü yöresinde tamamlanmıştır. Araştırmalar, MTA TabiatTarihi Müzesi <strong>ve</strong> Boğaziçi Üni<strong>ve</strong>rsitesi Tarih-Kimya Bölümleri ile TübitakArkeornetri Ünitesi'niıı işbirliğiyle gerçekleşti. Koyulhisar ilçesi Kurşunluköyü yöresindeki çalışmalara ait materyalleriıı laboratuvar analizlerinin gecikmişolması, yapılması gerekli <strong>ve</strong> sonuca ulaşacak irdelemeleriıı 1988­1989 yılları içinde yapılmasına neden olmuştur.Kurşunlu (Muradın) köyü yöresinin günümüzde bilinen madencilik etkinlikleriJ. cihan savaşı öncesine aittir. Üretilen cevherlerin Giresun'a ulaştırılıpdeniz yoluyla Marsilya'ya gönderilmiş olduğu bilinmektedir. AncakJ. cihaıı savaşının başlamasıyla dışsatım <strong>ve</strong> dolayısıyle üretim durmuştur(Stchepinsky, 1945). Koyulhisar-Ortakent (Sisorta), Kurşunlu köyü yöresindeyerbilimciler tarafından yapılan biIimsel araştırmalar i 940 yılından 1978yıllarına değin devam etmiştir (Stchepinsky, 1945., Kaaden, 1962., Özgüneylioğlu<strong>ve</strong> Okabe, i 98il.Yöreye ait ilk antik buluntularla ilgili bilgiler, Maden çamı mevkiindeyapılımş olan maden aramaları sırasında açılan yarmalarla saptanan antikmaden galerisi içindeki madenci araç <strong>ve</strong> gereçlerine aittir. Menka madencilikşirketinin 1974 yılında yeni maden yataklarımbulma çalışmaları sırasındasaptanmıştır. Sözü edilen antik yeraltı maden işietmesinin kuyu görünümündedüşey bir girişi <strong>ve</strong> 7-8 metrelik eğimli bir galeriden oluştuğu belirtilmektedir.Bu antik yeraltı maden işletmesinde yapılmış olan temizlik çalış-(*) Ergun KAPTAN, Madeıı Tetkik <strong>ve</strong> Arama Genel Müdürlüğü, Tabiat Tarihi Müzesi, ANK.41


maları sırasında bir ağaç kütüğündenoyularak-yöntularak yapılmış madenciküreği, ccvher taşıma teknesi <strong>ve</strong> boyutları küçük muhtemelen bir el arabasıtekerleği ile madenci merdi<strong>ve</strong>nine ait kırık bir parça bulunmuştur. Madenciliktarihine yönelik araştırmalar bu tarihlerde yapılmadığı için anılanantik madenci araç <strong>ve</strong> gereçleri korunamamış <strong>ve</strong> yok olmuştur. Gözlemlerimizegöre, anlatıını yapılan eski yeraltı maden işletmesinintekrar doldurulmuşolduğu saptanmış <strong>ve</strong> eski işletmenin temizlenmesi sırasında etrafa saçılancevher parçaları ile bazı işlenmiş ağaç kalıntılarının -pasaların arasmdaolduğubelirlenmiştir.Eski dönemlerin madencilik etkinliklerine ait <strong>ve</strong> günümüzde var olankalıntılar, MTA Enstitüsü'nün 1977-i 978 yıllarında Koyulhisar-Ortakentbucağı Kurşunlu köyü yöresinde, Menka madencilik şirketi adına rezerviartırmak amacı ile yapılan çalışmalar sırasinda Çamlık tepe mevkiindesaptanmıştır. Yörede eski metalurjiyi kapsayan kalınnlara darastlandığıvurgulanmıştır (Özgüneylioğlu<strong>ve</strong> Okabe, 1981). Araştırmalarmuz süresincesadece Çarnlık tepe antik yeraltı madenişletmelerindedeğil, eski dönemlereait.cüruf depolarmda da incelemeler yapılmıştır. Özellikle Ortakent'ın güneydoğusunda1830 m kotundaki Üsküf tepenin güney yamacında doğal nedenlerledağılmış birbirinden farklı yapıda olan cüruflarin son derece ilginç görünümdeoldukları belirlenmiştir. Cüruf'Iarın bir kısmı CamSI, yan.caınsı,diğerleri isemat siyah renkli olup gözeneksiz ağır <strong>ve</strong> gözenekli haf'ifcüruflardır.Kmldıkları zaman içlerinden 1-0.5 cm tane" boyunda odurıkömürüparçacıkları elde edilmiştir, Kırılan cüruflann içinden toplanan odun kömürlerininC-14 analizleri 1986 yılından bu güne değin tamamlanmamışur.Cüruf'lann farklı yapıda olması belirli bir dönem içinde <strong>ve</strong> fakat zaman zamanara <strong>ve</strong>rilerek yapılmış bir ergitmenin kalıntıları olduğunu kanıtlar. Analizsonuçlarının tamamlanması, Üsküf tepe cürufları ile ergitme fırmına aitkalmtıların yeniden irdelenme olanağını sağlayacaktır. Ayrıca Üsküf tepeile Eski Köy'ün yaklaşık400 m batısında giriş kısmı göçük yamaç galerilerisaptanmıştır.KurşunluKöy Yöresindeki BulunmlarKurşunlu (Muradın) köy, Sivasilinebağlı Koyulhisar ilçesininyaklaşık65 km kuzeydoğusundadır (Şekil: 1). Kurşunlu köyünün kuşuçumu 350,,­400 m güneydoğusunda Çamlık tepe mevkiinde 1977 Yılmda kurşun-çinkorezervini artırmak amacı ile yapılan maden aramaları sırasında iki adet antikmaden galerisi saptanmıştır (Şekil: 2). Araştırmalarunız süresince antikgaleri i <strong>ve</strong> antik galeri II olarak belirlenen bu yeraltı maden işletmeleri, Atölentepenin yaklaşık 800 m güneybatısındadır (Şekil: 2).Sözii edilen yeraltı42


ınaden işletmelerinde eski madencilere ait iki adet madenci merdi<strong>ve</strong>ni bulunmuştur.İki ayrı döneme ait olan bu maderıci merdi<strong>ve</strong>nleri, yapım tekniği<strong>ve</strong> kullarnın amacı bakımından Türkiye madencilik tarihi için önemli sayılanbuluntulardır.Antik Galeri iYamaç galerisi olup 178<strong>6.</strong>97 m kotundadır (Resim: 1). Bulunduğu tarihtegaleri girişinin 50-70 cm boyutlarındaolduğu <strong>ve</strong> galeri içinde günümüzmaderıcilerinin güçlükle hareket edebildiği belirtilmiştir. Galeri girişindenyaklaşık 30 m sonra daha alt seviyedeki bir galeriye bağlanan kör koyu görünümündebir geçiş yolunun, göçük sonunda çöküntü dolgusu ile dolmuşolduğu saptanmıştır. Bu göçük dolgusunun üstünde bir adet madenci merdi<strong>ve</strong>niele geçmiştir (Resim: 2). Antik madenci merdi<strong>ve</strong>rıi büyük bir olasılıklasözü edilen dolgunun eskimadenciler tarafından temizlenmesi sırasındakullanılmıştır.Günümüzde antik galeri I, yeniden işletilrnek için temizlenerek, genişletilipağaç tahkimatlarla takviye edilmiştir (Resim: 1). Bu nedenle ilk bubulunduğuzamanki bütün özelliklerini kaybetmiştir. Kurşun-çinko üretimiiçin işletilip 68 111 ilerlenmiş <strong>ve</strong> daha sonra üretimin yetersizliğinden 1984yıhnda işletmeye son <strong>ve</strong>rilmiştir.Antik MadeııciBuluntu yeriDevriİsmiMerdi<strong>ve</strong>ni IAntik galeri I'in 30.metresi (Resim: 2).M.Ö.948 ± 56 (Kış, 1984) C-14 yöntemi ile saptanandüzeltilmiş takvim yaşı.Antik madenci merdi<strong>ve</strong>ni (Resim: 3).Boyutları a) Boyu: 134 cmb) çapı: 1<strong>6.</strong>7-9.9 cmc) Basamak sayısı: 2d) Basamaklar arası: 41-40 cme) Basamakların uzun kenan: 15-9 cmf) Basamaklarm -kısa kenarı: 4-3.5 cmÖzelliği: Karaçam (Pinus nigra Arnold) ağacına ait 134 cm uzunluğundaolan direğin sadece bir yüzü yöntularak merdi<strong>ve</strong>rı basamağı şekline dönüştürülmüştür,Diğer yüzü işlenmemiş olduğu için doğal görünümdedir.Üç basamaklı yapılmıştır, Arıcak çok kullanıldığı için tepe noktasına yakmolan merdi<strong>ve</strong>n basamağı tahrip olarak yok olmuştur: Bu nedenle günümüzde43


'---",-----iki basamaklı görünümdedir. Taşmabilir olup kaba bir işçiliği vardır. Boyueksik değildir. Çok kullanılmış olduğu belirlenmiştir.Antik GaleriİsmiBoyutlarıLIAntik galeri l'in yaklaşık 50 ın kuzeydoğusundadır (Şekil: 2). Bir yamaçgalerisi olup 1790.71 m kotundadır. Saptanmış olduğu tarihte galeri girişiningöçük olduğu belirtilmiştir. Göçük açıldıktan sonra günümüzdeki görünümüalmıştır (Resim: 4). Temizleme çalışmalarında bir insanın güçlükle hareketedebildiği bu galerinin 22 ın uzunluğunda olduğu belirlenmiştir.Sözü edilen çalışmalar sırasında 20 metrede göçük kalıntıları arasında biradet ınadenci merdi<strong>ve</strong>ni bulunmuştur. Bu antik galerinin yeniden üretimiçin yetersiz olduğu saptanmış <strong>ve</strong> daha fazla genişletilrnemiştir. Dolayısıylaağaç tahkinıatla takviye edilmemiştir. Bu nedenle araştırmalarımız süresince,ele geçen antik madenci merdi<strong>ve</strong>ninin galeri içindeki işlevi saptanamamıştır.Büyük bir olasılıkla eski ınadencilerin alt seviyede açılacak yeni bir galeriyeinmek-çıkabilmek için göçükten önce buraya getirmiş oldukları bir madencimerdi<strong>ve</strong>ni olmalıdır.Antik Madenci Merdi<strong>ve</strong>ni IIBuluntu yeriDevriAntik galeri ll'nin 20. metresiM.S. 350 ± 50 (C-14 yöntemiyle saptanan düzeltilmiştakvim yaşı)Antik madenci merdi<strong>ve</strong>ni (Resim: 5)a) Boyu: 154.5 cmb) Çapı: 11.3-10 cmc) Basamak sayısı: 5d) Basamaklar arası: 29.5-23.5 cme) Basamakların uzun kenan: 10.5-9 cmf) Basamaklarm kısa kenarı: 5 cmÖzelliği: Karaçam (Pinus nigra Arnold) ağacına ait 154.5 cm boyundaolan ağaç direğin sadece bir yüzü yöntularak basamak şekline getirilmiştir.Özen gösterilerek yapılmış, işçiliği güzel bir ınateryeldir, Kısa bir süre kullanılmışya da kullanılmamış olmalıdır.Benzer ÖrneklerBenzer buluntulara yine Koyulhisar bölgesinde rastlanmıştır, ÖrneğinEskiköy'ün (Şekil: 1) batısında küçük bir tepenin güney yamacında 1976-44


1977 yıllarında bir yamaç galerisi saptanmıştır. Galeri girişinden 5-6 m sonrabir kör kuyu içinde antik madenei ınerdi<strong>ve</strong>ni bulunmuştur. Günümüzdeyok olan bu beş basamaklı madenci merdi<strong>ve</strong>ni hakkındaki bilgilerimiz bulunduğuzaman alınan fotoğraflarından sağlanmıştır (Resim: 6). Benzer örneklerineMaden çaıııı mevkiğirıdeki antik maden galerisi içinde rastlanmıştır.Niğde-Ulukışla,Madenköy'ün doğusunda Balkardağı'ndakiSelamsızlarantik maden galerisinde üç adet madenei merdi<strong>ve</strong>rıi bulunmuştur. Yapınıtekniği <strong>ve</strong>tipi aynı olmasına karşın sözü edilen antik madenei merdi<strong>ve</strong>nleri,galeri içerisinde düşey geçiş yanarında (kelebe) sabit olarak kullanılnuşlardır(Kaptan, 1989). Bu madenci merdi<strong>ve</strong>nleri MıS, 8. yüzyıla aittir.Günümüzde kul1aıulıp terk edilen örneklere de tesadüf edilmiştir. ÖrneğinÇankırı-Kurşunlu ilçesi, Dalkoz köyünde 1940-1953 yılları arasında2-2.50 m uzunluğundaki ağaç direklerin bir yüzü basamak haline getirilerekköyevlerinin çatılarına çıkabilmek <strong>ve</strong> ağaçlardan mey<strong>ve</strong> toplamak içinkullanılmıştır. Ancak kullanun amacı farklı olan bu merdi<strong>ve</strong>nler sonrakiyıllar kullanılmamıştır'. Günümüzden bir başka örnek de Kastamonu­Araç ilçesinin yayla evlerinde saptanmıştır. Sözü edilen merdi<strong>ve</strong>nlerin ikiüçadeti birleştirilerek kullanılmaktadır.Ayrıca günümüzden bir başka örnek de yurt dışından olup Pakistan'aaittir. Chitral yöresindeki vadi içinde yer alan köyevlerinin çatılarına çıkabilmekiçin kullanılan merdi<strong>ve</strong>nler anlatımı yapılan merdi<strong>ve</strong>n tiplerindedirler.SonuçKoyulhisar-Ortakent, Kurşunlu köyü yöresinde yer alan antik madengalerisi i <strong>ve</strong> II, kurşun cevheri üretiminde kullanılmıştır. Sözü edilen antikyeraltı maden işletmelerinin ilk üretim evresi ile son üretim evreleri, galerileriçinde ele geçen antik madenci merdi<strong>ve</strong>ıılerinin saptanmış olduğu tarihi kapsar.Anlatınu yapılan antik galerilerin küçük olması <strong>ve</strong> göçükten sonra terkedilmesi, bunların daha sonraki çağlarda yeniden üretime açılmadığını belirler.Tarihlenen antik madeııci ınerdi<strong>ve</strong>nleri, yapım tekniği <strong>ve</strong> kullanım işlevibakımından eski Anadolu yeraltı maden işletmelerinde kullanılmış kendineözgü son derece ilginç bulurıtulardır, Ülkemizde ilk defa bu yörede bulunmuştur,Milattan önceki devirlerde maden galerilerinde kullanılmış olan bumadend merdi<strong>ve</strong>n tipi milattan sonraki dönemlerde de şekil değişikliğine(1) Bu bilgi MTA Genel MÜdiirlÜğü'nde görevli ~e Dalkoz kö)'ünden (Çankırı) olan C~I~l Mete'den alınmıştır.45


'uğramadan kullanılmiştır.devam etmiş olduğu belirlenmiştir.Bu nedenle eski bir geleneğin sonraki çağlarda daKurşunlu köyü yöresindeki antik maden galerilerinde ele geçen bulun-·tular, bu güne değin az bulunan örnekler arasında yer alır. Bu materyaller,özellikle Sivas bölgesinde yapılacak Türkiye madencilik tarihi araştırmalarınakatkı sağlayacak önemli buluntulardır.Bundan böyle çeşitli bölgelerdeki eski yeraltı madenciliğini tanıtan <strong>ve</strong>·şimdilik az sayıda bulunan, işlevi biribirinden farklı antik rnadenci araç <strong>ve</strong>gereçleri muhtemelen yeni buluntularIa eski Anadolu madenciliğinin gelişim<strong>ve</strong> değişiminin aydınlanmasını sağlamış olacaktır.KatkıBeliıtmeKurşunlu köyü yöresindeki antik rnaderı galerilerini 1977-1978 yılla­bulan <strong>ve</strong> antik madenci merdi<strong>ve</strong>nierini MTA Tabiat Tarihi Müzesi'nerındaarmağan eden <strong>ve</strong> ayrıca adı geçen yörede ı 985 yılındaki arazi çalışmalarıınızakatılarak çeşitli katkılarda bulunan Jeolog Atilla Özgüncylioğlu'na, an­.tik madenci merdi<strong>ve</strong>nIerinin ksilolojik incelemelerini yapan t.ü, Orman FakültesiOrman Botaniği'ndenProf. Dr. Burhan Aytuğ'a, yeraltı maden işletmeciliğihakkında açıklayıcı teknik bilgiler <strong>ve</strong>ren Maden Müh, GültekinGüngör <strong>ve</strong> Neval Aydın'a, önceki araştırmalarımda olduğu gibi yerbilimleri·ile ilgili bilgi aktarunmda bulunan Jeolog Zafer Bomba'ya. Ressam FarukAtabek'e, çalışmalarımamüzede desteğini esirgemeyen Dr. Ülker Özdemir'eiçtenlikle teşekkür ederim.KAYNAKLARBARUTOOLU, H.O., 1961, Muradın Köy Kurşunlu Çinko Yatağı. Madencilik, T.tvLM.O.B.Maden Müh. Odası Dergisi, sayı; 3; s. 165-175, Ankara.KAADEN, G.V.d., 1962, Report on the Lead-Zinc Prospcct of the Area of Muradm Mahallesi­Kanköy. MTA Enst. Rap. no -2959 (yayınlanmamış), s. 13, Ankara.KAPTAN, E., 1989, Türkiye Madencilik Tarihine ait Balkardağdaki Sulucadere <strong>ve</strong> SelamsızlarBuluntulan., Tübitak-Aksay Ünitesi Bilimsel Toplantı Bildirileri I, s. 165-179,-Ankara."KIŞ, M., GÜLER, R. 1984, Anadolu'nun Farklı Bölgelerinden Değişik Orijinli ÖrnckleriüRadyokarbonTarihlernesi., Tübitak-Arkecmetri Ünitesi Bilimsel Toplantı Bildirileri IV, s. 177­ıS2,İstanbul.ÖZGüNEYLİOGLU,A.-OKABE, K., 1981, Sivas-Koyulhisar-Sisorta-Kurşunlu Köy <strong>ve</strong> CivarıKurşun-Çinko-Bakır Madeni Ayrıntılı Jeoloji <strong>ve</strong> Sondaj Çalışmaları Raporu, MTA Enst.Ral? no. 7625 (yayınlunrrıarıuş) s. 38, Ankara.STCHEPINSKY, V., 1945, Yukaı-ı Çelkir çayı Havzasısun Jeoloji <strong>ve</strong> Mineral Varhklan., MTA.Enst. Rap. no. -1617 (yaymlanırıamış), s. 83, Ankara.46


.ÜZELYU"Te-Mad.n «amıMvk.S"'YDE"I!:s~"'H ..O'kOf T.IIIESKiKÖYGiRESUN, onA'ENT{Si,arta iDUELiKA".........çD04"'NSAftŞekil: 1 - (I :SOO.OOO'tik ölçekten kliçültülmüştür)OL.ÇfK:I/SOOOOO47


illiSekil: 2N4KURŞUNLUKÖY(Muradın )ÇAMLIKT"EPEATÖLEN..TEPE ~ANTiK MADEN GALERiLERi !////o~'bo//"..t... "",' / .'~ /v....O, .,0' /"o ;' ,f'\"~O~


Resim: 249


Resim: 3Resim: 4soResim: 5Resim: 6


HALİç VE GÜNEY BOGAZİçİ'NDEN ALINAN MOLLUSK.KAVKıLARININ ELEKTRON SPİN REZONANS (ESR)YÖNTEMİYLE TARİHLENDİRİLMESİ(X)ÖzetOktay ÇETİN*Ay Melek ÖZERH. Yeter GÖKSUEn<strong>ve</strong>r BULUl,l.Engin MERİçBu çalışmada, Haliç'te <strong>ve</strong> Üsküdar iskelesi açıklarında yapılan sondajlardanelde edilen mollusk kavkılan incelenerek son Akdeniz-Karadeniz bağ­Iantısının ne zaman gerçekleşmeye başladığının araştırılması amaçlanmıştır.İncelenen mollusk kavkılarınııı yaşları G.Ö. 5100-7400 yılları arasında değişmekte,bu da en son Akdeniz-Karadeniz su bağlantısının İstanbul Boğazıyolu ile Pleyistosen de gerçekleştiği fikrinin doğru olmadığını açıkça kanıtlaınaktadır.Bu bağlantının ESR sonuçlarına göre çok daha genç olduğu <strong>ve</strong>Geç Kuvaterner'de gelişerek bu günkü durumuna ulaştığı anlaşılmaktadır.Fikirtepe (Kadıköy) <strong>ve</strong> Yanmburgaz (Küçükçekmece) buluntularının Holosen'de,İstanbul <strong>ve</strong> yakın çevresinde en eski insan yaşamına ait olduğu bilinmektedir.Arkeolojik araştırmalarla Fikirtepe kültürünün M.Ö. 5000 yıl,Yarımburgaz'ın ise M.Ö. 4800 yılolduğu saptaıunıştır (Özdoğan, 1985).Bu durumda günümüzden yaklaşık 7000 yıl önce İstanbul Boğazı girişi <strong>ve</strong>Haliç civarmda bu çalışma ile saptanan ortamsal değişikliklerin yöredevarolan insan yaşamı ile birlikte meydana geldiği anlaşılmaktadır.(l) Oktay ÇETİN, O.D.T.Ü., Fen Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, 06531, ANKARAProf. Dr. Ay Melek ÖZER, O.D.T.Ü., Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, 06531, ANICEn<strong>ve</strong>r BULUR, O.D.T.Ü., Fen-Edebiyat Fakültesi, Fizik Bölümü, '06531, ANKARAH, Yeter GÖKSU, Gesellschaft für Stralılen und Umweltforschung (GSF) Munchen,1115t1tut für Strahlenschutz, D-S042 Neuherberg.. F.R.G.Prof. Dr Engin MERİç, İ.T.Ü., Maden Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, 80686,İSTANBUL(X) Bu çalışma "İstanbul Boğaz: güneyi <strong>ve</strong> Haliç'Irı Halasen tortullan" isimli çalışmanın bir kısmıdır.Çalışma Prof. Dr. Engin Meriç'in editörlüğünde oluşturulan <strong>ve</strong> aynı adı taşıyan kitabınbir bölümüdür. Kitap basımdadır.51


GirişTarihlendirme yöntemlerini "radyoaktif olan" <strong>ve</strong> "radyoaktif olmayan"diye kabaca iki bölüme ayırmak mümkündür. Radyoaktif olan yöntemleryine kendi içinde iki ayrı bölümde incelenir. Bunlardan birincisi radyoaktifmaddelerin miktarının zamanla azalmasına dayanan C, i 4 <strong>ve</strong> K i Ar gibiyöntemlerdir. İkincisi ise, radyoaktiviteden dolayı çıkan enerjinin maddeiçinde birikmesi olayına dayanır ki ESR bu tür tarihlendirme yöntemlerinebir örnektir. ESR yöntemi, uzun zamandır yaş tayininde kullanılagelen buguruptaki Termolüminesans (TL) yöntemiyle aynı prensibi paylaşmaktadır.ESR yöntemi tarihlendirme tekniği olarak, ilk kez Ikeya tarafından 1975yılında kullanılmıştır (Ikeya, 1975). Bu tarihten itibaren değişik alanlardanörnekler ESR yöntemi ile çalışılmış <strong>ve</strong> tarihlerıdirilmiştir. Kuvaterner dönemeait deniz kabukları, foraminiferler <strong>ve</strong> mercanlar bu örnekler arasındadır<strong>ve</strong> birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır (Ikeya <strong>ve</strong> Ohmura, 1984; Molodkov<strong>ve</strong> Hütt, 1985; Radtke <strong>ve</strong> Grün, 1988; Barabas <strong>ve</strong> ark., 1988).Haliç <strong>ve</strong> Güney Boğaziçi civarında 1Tsi deniz <strong>ve</strong> 4'ü karada yapılantoplam 21 sondajdan (Şekil: 1) elde edilen çökel örneklerinin sedimcntolojik<strong>ve</strong> paleontolojik çalışmalarından ortaya çıkan bulgular (Meriç E., basıında)çökellere yaş <strong>ve</strong>rilmesi için yeterli değildir. Bu nedenle Haliç'te A7 <strong>ve</strong> Üsküdariskelesi açıklarında ise TB-116 sondajlarından elde edilen deniz kabuklarınınESR yöntemi ile tarihlendirilmesi bu çalışınanın amacı olmuştur.ESR ÇalışmalarıÖrnekler önce çeşitli sulandırılmış asitlerle temizlendi <strong>ve</strong> öğütüldü. 80­250 iLm arasında kalan örnekler 20-8000 Gy arasında radyasyona tutuldu.Radyasyon işlemleri 60CO gama kaynağı kullanılarak yapıldı. Örneklerin ESRspektrumlarının alınmasında Varian E-12 model ESR spcktrometresi kullanıldı.Yıllık dozun hesaplanınasında kullanılan D, Th <strong>ve</strong> K değerleri iseGSF (Almanya)'de ölçüldü.Tüm doğal <strong>ve</strong> radyasyona tutulmuş örneklerde gözlenen tipik ESR spektrumuŞekil: 2a'da <strong>ve</strong>rilmiştir. Spektrum aragonit yapısındaki deniz kabuklarınıntipik bir örneğidir (Radtke <strong>ve</strong> ark., 1985). Spectrum, g-değerlerigı = 2.0039, gz=2.0032, g3 =2.0022, g4=2.0017, gs=2.0008 <strong>ve</strong> g6=1.9973olan 6 sinyalden oluşmuştur. Tüm sinyallerin sinyal yoğunluklarıııın laboratuvarradyasyon dozu ile farklı oranlarda arttığı gözlenmiştir (Şekil: 2b).Örneklerin ESR yaşlarıA e =gAD(Gy)(PGy i yrı52


ağıntısı kullanılarak hesaplanır. Burada, AD örneklerin oluşumundan bugünekadar alınış oldukları radyasyon doz miktarı, P ise örneklerin içlerindebulunan D, Th <strong>ve</strong> K gibi radyoaktif elementler <strong>ve</strong> kozmik<strong>ve</strong> etraflarındaışınlar nedeniyle örneklerin bir yılda alabilecekleri radyasyon doz miktarıdır.Bu çalışmada AD değerleri eklemedoz yöntemi (Aitken, 1985) kullanılarakhesaplandı. Bu yöntemde 80~250 i"m aralığındaki örnekler yapayolarak bilinen farklı dozlarda ışınlarla ışınlandı. S-metodu (Molodkov <strong>ve</strong>Hütt, 1985) kullanılarak hesaplanan ESR sinyal yoğunluklannın (Şekil:2b) yapay doza göre grafikleri çizildiğinde elde edilen eğrileriny(x)=a(l-exp(b(X-AD)))fonksiyonu ile tanıınlandığı görüldü (Şekil: 3) <strong>ve</strong> her örneğin AD değeribulundu. AD değerleri, D, Th <strong>ve</strong> K miktarları kullanılarak hesaplanan yıllıkdoz (P) değerlerine bölünerek örneklerin yaşları hesaplandı. SonuçlarTablo: i'de özetlendi.Tartışma Ye SonuçMollusk kavkılarının ESR yöntemi kullanılarak elde edilen yaş değerleriHaliç <strong>ve</strong> Boğaz çökelleri için günümüzden önce 7400 yılolarak saptanmıştır.Buna göre, yaşı bilinen mollusk kavkılarının yanında yeralan diğerorganizma gruplarının özellikleri bölgede ilk denizel etkinin yukarıda belirtilenzamanda başladığını<strong>ve</strong> günümüzden 5700 yıl önce de yöreye tamamenegemen olduğunukanıtlamaktadır.Holosen'de İstanbul <strong>ve</strong> yakın çevresinde en eski insan yaşamının Fikirtepe(G.Ö. 7000 yıl) buluntuları olduğu bilinmektedir (Özdoğan, 1985).Fikirtepe kültüründen sonra Marmara ile Karadeniz'in çekiciliğini uzun birsüre için sağlamadıkları, yüzeyaraştırmasında kıyı bölgelerindeki buluntuazlığı ile belli olmakta <strong>ve</strong> derin deniz dip burguları Marmara'da ekolojikdengenin G.Ö. 5. bin yıl başında sağlandığını göstermektedir (Özdoğan,1985). Yüzeyaraştırmaları da G.Ö. 5. bin yıldan sonra Marmara kıyı şeridininyoğun olarak iskarı edildiğini göstermiştir.Boğazdaki genç çökellerin incelenmesiyle, jeolojik evrimde şu gelişmeninolduğu görülmektedir; Boğazın açılmasından önce bölgede karasal birortam vardır. Bunu izleyen dönemde buzulların erimesi deniz seviyesininyükselmesine bu ise günümüzden önce 12000-9500 yılları arasında Akdenizsularının Çanakkale Boğazı'ndan giderek artan ölçüde geçmesine yolaçmıştır(Stanley <strong>ve</strong> Blanpied, 1980; Özdoğan, 1985). Deniz düzleminin ÇanakkaleBoğazı'nı aşacak kadar yükselmesi <strong>ve</strong> Akdeniz sularının sürekli olarak boğazdangeçişi G.Ö. 9000 yıllarında mümkün olmuştur (Özdoğan, 1985).53


Karadeniz'den gelen tatlı su ile tuzlu Akdeniz suyunun İstanbul civarındakarışması ilc bölgede önce acısu ortamı oluşmuş (G,Ö, 7400 yıl) <strong>ve</strong> denize!ortam yaklaşık olarak G,Ö. 5700 yıl önceyöreye tamamen egemen olmuştur.Bu tarihler arasında Marmara bölgesindeki arkeolojik buluntuların azlığı dabu dönemde bölgenin ekolojisinin sürekli olarak değiştiğini göstermektedir.Karadeniz sedimentleri üzerine yapılan çalışmalar, Karadeniz'de ilk denizeletkinin G.Ö. 7000 yıllarında başladığmı, G.Ö. 3000 yıllarında da denizelortamın yöreye egemen olduğunu göstermiştir (Degens <strong>ve</strong> Ross, 1974). G.Ö.3000 yıllarından itibaren Karadeniz çevresindeki kıyı yerleşmelerinin çoğalmasıda Karadeniz'de bu tarihlerde ekolojik dengenin sağlandığını göstermektedir.Bu durumda G.Ö. 7400 yıllarında Haliç <strong>ve</strong> İstanbul Boğazı'nı,G. Ö. 7000 yıllarında ise Karadcniz'i etkilemeye başlayan Akdeniz sulannınG. Ö. 5700 yıllarında Haliç <strong>ve</strong> İstanbul Boğazı yörelerine, G. Ö. 3000 yıllarındaise Karadeniz'e egemen olduğu anlaşılmaktadır.TeşekkürMarmara bölgesi jeolojisi hakkında bizleri aydırılatan AS. Derman'a,bu çalışmada kullamlan örnekleri bizlere sağlayan Sezai Türkeş-Fevzi Akkayaşirketine (STFA) <strong>ve</strong> Demiryolu, Liman <strong>ve</strong> Hava Meydanı İnşaatı GenelMüdürlüğü'ne teşekkür ederiz. Bu çalışma Türkiye Bilimsel<strong>ve</strong> Teknik AraştırmaKurumu (TÜBİTAK) <strong>ve</strong> Türkiye Turing <strong>ve</strong> Otomobil Kurumu tarafındandesteklenmiştir.KAYNAKLARAITKEN M.I. (1985) Therınoluminescencc daring. Academic Press, London, pp, 359.BARABAS M., BACH A. <strong>ve</strong> MANGINI A. (1988) An analytical model for the growth of ESRsignals.NucL. Tracks 14, 231-235.DEGENS E.T. <strong>ve</strong> ROSS D.A. (1974) in The Black-Sea-Geology, Chcmistry and Biolcgy Metu.20 (American Association of Petroleum Geologists, Tulsa, 1974). .TKEYA M. (1975) Duting a staldctite by electron spin rcsonance. Nature (London) 255, 48-50:IKEYA, M. <strong>ve</strong> OHMURA K. (1984) ESR age of Plelstoccnc sheells measured by radiatiou nssessmentGecehem. J. 18, 11-17.MERİç, E., editör, basımda, İstanbul Boğazı güneyi <strong>ve</strong> Haliç'in Holoscn (güncel) tcrtullan.MOLODKOV A. <strong>ve</strong> uürr G. (1985) ESR dating of subfossil shells: Same rcfirıements. in ESRDating and Dosimetry. (Eds. Ikeya M. <strong>ve</strong> Miki T.), 145-J55, IONıes, Tokyo.ÜZDOÖAN, 'M. (t985) Marmara bölgesinde kültür tarihi ilc ilgili bazı sorunlar <strong>ve</strong> bunların çözümünejeomorfoloji araştırmalarının katkısı. ı. Arkcoırıetri Sonuçları Toplantısı, Ankara,pp. 139-142.RADTKE U. <strong>ve</strong> GRÜN R. (1988) ESR dating of oorals. Quat. ScL Rev. 7, 465-470.RADTKE U., MANGlNI A. <strong>ve</strong> GRÜN R. (1985) ESR dating offossil matine shells.Nuc!. Tracks10, 879-884.STANLEY D.J. <strong>ve</strong> BLANPIED C. (1980) Late Quatemary water exchange between the easternMediterranean and the Black Sea. Nature 285, 537-541.54


Tablo: 1 - Radyoaktif ôlçürnlerin sonuçları <strong>ve</strong> örneklerin ESR~yaşlan.A7-45Örnek Derinlik-... (m)--1-14.2Kiç(ppm)70yillık doz (P)'(mOy i ka)4021AD(Oy)23 ± 7Yaş(yıl)5700 ± 1800A7-5120.22.74 i 12.43 i 15240 i 0.81 i 2.99 i 1204065A7-6938.71.86 i 14.95 i 15960 i 1.00 i 3.82 i 1104256TB-I16-3TB-ll6-4TB-1l6-517.4-1<strong>6.</strong>6 i 2.72 112.12 i 16010 i 0.79 i 3.00 i 210 25±7 6100 ± 160015.2-14.8i113.4-13.02.62 i 10.89 i 16310 i 0.75 i 2.67 i 602.97 i ıo.19 i 15120 i 0.80 i 2.46 i 20041033925386220 ± 91510o + 220022 ± 7 5600 ± 1900... Yıllık doz hesabındaBeli Çeviri Tablosu kullanılmıştır. Kozmik ışınlar nedeniyle örneklerin bir yılda aldıkları radyasyon dozmiktarı 0.15 mGy olarak kabul edilmiştir.'" ~.


(o)0 l= 2.003902 =2.003203 =2.002204 =2.0017Q5 = 2.00080e


00 '"~i-'"-.'" -'>::Lll(f)'


ÖzetYARIMBURGAZ MAGARASI TRAVERTENLERİ VEDİş MİNELERİNDE ESR ÇAqŞMALARIEn<strong>ve</strong>r BULUR*Ay Melek ÖZERH. Yeter GÖKSUOktay ÇETİNG. ÜNALYarımburgaz Mağarası'ndan alınan tra<strong>ve</strong>rten örneklerine Elektron SpinRezonans (ESR) yöntemi uygulandı. X-ışını kırınımı çalışmaları tra<strong>ve</strong>rtenlerinçoğunun apatit yapısında olduğunu gösterdi. Apatit örnekleriuin ESRspektrumları ise g-değerIeri gl=2.002±O.OOI <strong>ve</strong> gl=1.988±O.OOI olan(C03 3 - merkezine ait) sinyaller <strong>ve</strong>rdi. Bu örneklerin toplam doz değerleri,eklemeli ışinlama yöntemi kullanılarak hesaplandı <strong>ve</strong> yaşlannın 42-146 kaarasmda olduğu bulundu.Aynı çalışma kapsammda mağaradan alınan dişminelerinin ESR çalış­.maları da planlanmıştı, fakat sadece bir örnek için bu gcrçekleştirilebildi.Bu yöndeki çalışmalar devam etmektedir.GirişMağaralar, eski zamanlara ait, kimyasal yolla oluşmuş sedimanlarm çalışılınasıiçin korunurnlu <strong>ve</strong> kararlı. ortamlar sunarlar. Son zamanlarda mağaradepozitleri, özellikle kimyasaloluşumlar, hem mağara hem de yüzeyyeryüzü şekillerinin iklimsel <strong>ve</strong> oluşumsal tarihlerinin çalışılması konusundaoldukça önem kazanmışlardır. Bir çok mağara ortamında evaporitler, nit-(') Envcı' BULUR, ODTÜ, Fizik Bölümü, 06531 ANKARAProf. Dr. Ay Melek ÖZER, ODTÜ, Fizi!e Bölümü, 06531, ANKARAH. Yeter GÖKSU, GeseUschaft für strahlen und Umweltforsch 9(GSF) Ingollstradter Landstr,1. D~8042 Neuherberg, Mürıcherı, ALMANYAOktay ÇETiN, ODTÜ, Fizik Bölümü, 06531 ANKAIlAG. ÜNAL, Keııedi Cad. 11J ! 30 Kavaklidere IANKARA.59


atlar, <strong>ve</strong> oksitIere rastlanmasına rağmen en çok bulunan mağara depositlerikarbonatlardır. Karbonatlarm içinde ise en iyi bilineni kalsitlerdir, Tra<strong>ve</strong>rten,kaynak sularından organik ya da inorganik yollarla oluşmuş bir kalsitbirikimidir.Arkeolojik alanlardan alınmış tra<strong>ve</strong>rtenlerin yaş tayininin yapılması,oluşum zamanlarının floral <strong>ve</strong> faunal bilgilerini taşıması açısından da önemlidir.Literatürde tra<strong>ve</strong>rtenlerle ilgili ESR çalışmasıoldukça azdır. Grün <strong>ve</strong>ark. (1988), kaynak sularından birikmiş tra<strong>ve</strong>rtenlerde yapılmış ESR çalışmalarınıözetlemiş <strong>ve</strong> yüksek manganez miktarı ile, asitte çözünmeyen ka­Iıntılann spektrumları karmaşık hale getirmesi nedeniyle, tra<strong>ve</strong>rtenleriuESR ile yaş tayini için ideal bir malzeme olmadığını rapor etmişlerdir.Bu çalışinanın amacı mağararun doğal forıııasyonu <strong>ve</strong> tabakalanmasınınanlaşılması çalışmalarına katkıda bulunabilmek ümidiyle, mağaradanalman tra<strong>ve</strong>rten örneklerini ESR spektroskopisi yöntemiyle incelemekti.Yapılan X-ışııııkırınımı çalışmaları tra<strong>ve</strong>rtenlerin apatit yapısında olduğunu,başka bir deyişle fosfatlaşmış olduklarını gösterdi. Bu şu şekilde açıklanabilir:kazı sırasında hayvanlara ait iskelet parçaları gibi bir çok organikartıklar bulunmuştur (Arsebük, 1988). Bu organik materyallerdeki fosfatsuda çözünerek var olan sedimanları (kalsit tra<strong>ve</strong>rtenler) değişime uğratmış<strong>ve</strong> fosfatlaşmış tra<strong>ve</strong>rtenlerin oluşmasına yol açmış olabilirler. Apatit sedimanlaraait ESR ile yaş tayini çalışması yok denecek kadar azdır. Yijian <strong>ve</strong>ark. (1989) tarafından yapılan çalışma diş minesindeki hidroksiapatitin Grün<strong>ve</strong> In<strong>ve</strong>rnati (1985) tarafmdanESR ile yaş tayini için uygun olduğunun gösterilmesindensonra yapılan ilk çalışmadır. Yijian <strong>ve</strong> ark. yapay <strong>ve</strong> doğal 15örneği incelemiş, yapay örneklerde g değerleri 2.0025 <strong>ve</strong> 1.9990 olan radyasyonaduyarlı sinyaller gözlemlemişler, doğal örneklerde ise g=2.0025 dekisinyalin g=2.0045 deki daha geniş bir sinyaIin üzerine binmiş olduğunu <strong>ve</strong>her iki sinyalin de radyasyona duyarlı olduğunu rapor etmişlerdir. Diş minesiiçerdiği mineral hidroxiapatitin çok iyi kristalize olmasından dolayı ESRile yaş tayini için oldukça iyi bir malzemedir. Diş minesiyle yapılan yaş tayiniçalışmaları Grün <strong>ve</strong> ark. (1987), tarafından özetlenmiştir. Bu çalışmada, tra<strong>ve</strong>rtençalışmalarma destek olması amacıyla aynı mağaradan alınmış dişminelerinde de ESR çalışması yapılmış planlanmış,ama bu, sadece bir örnektegerçekleştirilebilmiştir. Bu yöndeki çalışmalar devam etmektedir.Deneysel YöntemESR çalışması için mağaradan on üç tra<strong>ve</strong>rten örneği almdı, Bazı örneklerdekikatmanlar ayrıldıktan sonra, toplam yirmi bir örnek elde edildi.60


X ışını kırımını sonuçları, örneklerin üç ana grupta toplanabileceğinigösterdi.Bunlar, içerdikleri minerailere göre quartz, kalsit <strong>ve</strong> apatit içeren gruplardı.Quartz içeren örnekler radyasyona cevap <strong>ve</strong>rmediklerinden <strong>ve</strong> kalsitbir çok kişi tarafından yoğun olarak çalışıldığından, bu çalışma apatit örneklerüzerinde yoğunlaştırıldı.Bu örneklerin arasından dört tanesi rastgele seçildi. Bunlar sırasıylaYB-6, YB-8B;YB-15A, YB-20numaralıörneklerdir. Tra<strong>ve</strong>rtenler, önce, öğütülüp80-250 mikron arasında olan kısmı elenerek ayrıldı, daha sonra, yüzeyetkilerini minimize etmek için 2 %lik hidroklorik asitle yıkandı. ESR çalışmasıiçin i 50 miligramlık parçalara ayrıldıktan sonra kuvars tüplere yerleştirildi.ESR ölçümleri oda sıcaklığında X-bandında çalışan bir spektrometreile yapıldı.Yapay ışınlama deneyleri hızı yaklaşık 7.28 Gy / dak. olan bir 60COgama-ışını kaynağında yapıldı.Örneklerdeki U <strong>ve</strong> Th miktarlarınınölçümü için deneysel çalışma Özer<strong>ve</strong> Ark. (1989) tarafından detaylı bir şekilde anlatılınıştır. U <strong>ve</strong> Th miktarlarıTablo: i de gösterilğmiştir. Bunlara ek olarak %i K miktarının varlığıdüşünülerek hesaplanan doz değerlerine de aynı tabloda yer <strong>ve</strong>rilmiştir.Sonuçlar <strong>ve</strong> TartışmaFosfatlaşmış tra<strong>ve</strong>rtenlerin ESR spektrumlarında diş minesindeki hidroksiapatitdekiC02 3 - merkezinde tuzaklanmış elektronderı kaynaklandığıvarsayılan (Cevc <strong>ve</strong> ark., 1972) <strong>ve</strong> g-değerleri gı=2.002±0.001 <strong>ve</strong> gı=L.988::EO.OOl olan sinyaller gözlendi. Tra<strong>ve</strong>rtenlerin <strong>ve</strong> diş minesinin ESRspektrumları Şekil: 1 de gösterilmiştir.Toplanmış doz değerlerini bulmakiçin eklemeli doz yöntemi (örnekleriO-LL kGy arasında değişik dozlarda ışınlayarak) kullanıldı. ESR sinyallerininyeğinlikleri, spektrumların bir bilgisayar programı aracılığıyla iki kez integralialmarakhesaplandı <strong>ve</strong> her örnek için büyüme eğrileri sinyal yeğinliğinigama dozuna karşı çizerek elde edildi. Bu büyüme eğrileri Şekil: 2 de <strong>ve</strong>rilmiştir.ESR sinyalinin dozla büyümesi aşağıda <strong>ve</strong>rilen doyum fonksiyonuylaifade' edilir:Y(x)=Yo[l-exp(~c(x+ED))]burada, Y OESR sinyal yeğinliğinin doyum değeri, c örneğin doz duyarlılığı,ED eşdeğer doz değeri <strong>ve</strong> x de yapay ışınım dozudur. Elde edilen büyümeeğrileri, bu fonksiyona bir bilgisayar programı (Grün <strong>ve</strong> Macdonald, 1989)(i)61


aracılığıyla fit edildi <strong>ve</strong> yukarıda bahsedilen parametreler hesaplandı. Buparametreler, toplanmış doz değerini <strong>ve</strong> yaşı hesaplamak için Barabas <strong>ve</strong>ark. (1988) önerdiği modelde kullanıldı. Toplanmış doz değeri (TD) şu şekildeifade edilir:TD= - - i In ( i - -- FY N )cFburada YN, doğal örneğin ESR sinyal yeğinliğidir <strong>ve</strong> F, aşağıdakinımlanır:F=I+icP~Y O(2)gibi ta-burada, P yıllık doz, ~, ise tuzaklanmış elektronların yaşam süresidir. Fosfatlaşmıştra<strong>ve</strong>rtenlerin yapısı diş minesine çok benzediğinden (apatit yapısı)-r ·değeri olarak diş minesi için alınan değer (i 0 7 yıl) alınmıştır (Schwarcz,1985).Bu model yardımıyla hesaplanan toplam doz <strong>ve</strong> yaş değerleri yıllık dozile birlikte Tablo: 2 de <strong>ve</strong>rilmiştir.değerleri.Tablo: 2'de de görüleceği gibi, hesaplanan yaş değerleri zaman cet<strong>ve</strong>lindePleistosen dönemine düşmektedir. Bu yaşlar, eğer tra<strong>ve</strong>rtenler fosfatlaşmışsa,fosfatlaşmasının başlangıç yaşı olarak kabul edilebilir.(3)YorumX-ışını kırınımı <strong>ve</strong> ESR çalışmaları, tra<strong>ve</strong>rtenlerin çoğunun apatit yapısındaolduğunu gösterdi. Apatit örneklerin dördünde yapılan yaş tayiniçalışması sonucunda, örneklerin yaşının 42-146 ka olduğu bulundu. Diş minesindeise yıllık doz belirleme çalışmaları henüz bitmemiş olduğundan, sadeceeşdeğer doz değeri lıesaplandı.Bu çalışmada kullanılan örneklerin sayısı, mağaradaki tra<strong>ve</strong>rtenler <strong>ve</strong>diş minelerinin yaşları hakkında kesin yorumlar yapmak için yeterli değildir.Bu nedenle, çalışmanın diğer örneklerde de tamamlanması için çalışmalarımızdevam etmektedir.TeşekkürBu çalışma Türkiye Bilimsel <strong>ve</strong> Teknik Araştırma Kurumu tarafındandesteklenmiştir. Örneklerin sağlanmasındaki yardımlarından dolayı G. Arsebük<strong>ve</strong> M. Özdoğan'a teşekkür ederiz. ESR spektrometresinin kullanımınaizin <strong>ve</strong>rdikleri için H.D. Fizik Mühendisliği Bölümü'ne teşekkür ederiz.62


ARSEBÜK, G., (1988), Yarımburgaz 1988.KAYNAKÇABARABAS M., BACH A. <strong>ve</strong> MANGINI A. (1988) An analytical model for the growth Ol ESRsignals., NucL. Tracks Radiat. Meas. 14. 231-235.CEVC P., SCHARA M. <strong>ve</strong> RAVNIK M. (1972) Eleetron para magnetic resonance study ofirradiated tooth enameI. Rad. Research 51. 581-589.ORÜN R. <strong>ve</strong> INVERNATI C. (i 985) Uranium accumulation in teeth and its effect on ESRdaring- A detailed study of a mammoth tooth. Nucl. Tracks 10, 869-877.GRÜN R. <strong>ve</strong> MACDONALD P.D.M. (1989) Non-linear fittingcur<strong>ve</strong>s. AppJ. Radiat. Tsot. 40, 1077-1080.of TL/ESR dose responseGRÜN R., SCHWARCZ H.P., FORD D.C. <strong>ve</strong> HENTZSCH B. (1988) ESR dating of springdeposited tra<strong>ve</strong>rtines. Quat. SeL Rev. 7, 429-432.GRÜN. R., SCHWARCZ H.P., <strong>ve</strong> ZYMELA S. (1987) Eleotron spin resonance dating of toothenamel. Can. J. Barılı Sci. 24, 1022-1037.1022-1037.ÖZER A.M., WIESER A., GÖKSU H,Y., MÜLLER P., REGULLA D.F., <strong>ve</strong> EROL O.(1989) ESR and TL age determination of caliche nodules. Appl. Radiat. Isot, 40, (l0-12),\159-1162.SCHWARCZ H.P. (1985) ESR studies of tooth enamel. Nuci. Trakcs 10, 865-867.SCHWARCZ H.P., GRÜN R., LATHAM A.G., MANIA D., <strong>ve</strong> BRUNNACKER K. (1988)The Bilzingsleben archaeological site: New dating evidence. Arehaeometry 30, 5-17.YUIAN C. ARAKEL A.V. <strong>ve</strong> J1NFEN Lu (1989) In<strong>ve</strong>stigation ofsensitiye signals due to gammaray irradiation ofehemical precipitates. A feasibility study for ESR dating of gypsyum, phosphaleand calcrete deposits. Appl. Radiat. Isot. 40, (10-12), 1163-1170.63


.--140.o;:J 120'--"....~100YB-B-ı::;b'n


60 YB~A,c~505,00 11.00Gama dozu (kGy)Şekil : 2 c - Örneklerin büyüme eğrileri (u.b. uygun birim), YB-ISA~,cii~So20~,s'bD~;>.~10'MCIL30 YB-20;CIL-1.00 "'5.00 11.00Gama dozu (kGy)Şekil: 2 d - Örneklerin büyüme eğrileri (u.b. uygun. birim). YB-2040~,cii....30'bD~ .bD~20o;.S10m;m"'J)işmineriO"'"----,-,----,-r---::=----,-r--=-;20 1.80 3,80 5.80 7,80Gama dozu (kGy)Şekil: 2 e - Örneklerin büyüme eğrileri (u.b. uygun birim). Diş MinesiQBO67


ELMALI-BAYINDIR TÜMÜLÜSÜ (c) BULUNTULARININ. KİMYASAL ANALİzLERİ .Alaaddln ÇUKUR*Şeref KUNÇGirişAntalya Bayındır köyü çevresinde bulunan tümülüslerin kazıları 1984yılında başlatılmıştır. 1986 yılında C tümülüsü kazıları gerçekleştirilmişolupbu tümülüsler M.Ö. 8. yüzyıl sonu ile 7. yüzyıl başı olarak tarihlendirilmiştir.Bu tümülüsten çıkan buluntuların yangın geçirmiş olması, ölülerin eşyalarıylaberaber yakıldıktan sonra gömüldüklerini göstermektedir (I). Örneklerkremasyon çukuru olarak tanımlanan yerden alınmıştır. Alınan örneklerintamamı 18 parça olup bunları üç grupta toplamak mümkündür.I. Örnek numaraları 1-10 arasında olanlar, organik kısmı yanma sonucuuzaklaşmış yuvarlak boncuk muhtemelen bitki tohumundan yapılınış(Örnek no 3-10), kemik (Örnek no 2) <strong>ve</strong> cıırufa benzer gözenekli toprak(Örnek no i) tir.2. Metalik örnekler (Örnek no ll-18) iki gruba ayrılmaktadır.a) Bakır yüzdesi yüksek, bakırdan ziyade bronz renginin hakim olduğu(11-14) no'lu örnekler ile yeşil renkli tamamenkorrozyona uğramış 15 noluörneklerdir.b) Parlak gümüş renkli yüksek sıcaklık nedeniyle şeklini kaybederekdamlacık halini almış 16-18 no'lu üç örnek, metalik gümüş rengindedir. 16no'lu örnek yarınicel analiz sonuçlarınagöre yaklaşık %70.1 oranında bakır<strong>ve</strong> gümüş, % 29.9 oranında da altın içermektedir.(*) Yard. Doç. Dr. Alüaddin ÇUKUR, Fırat Üni<strong>ve</strong>rsitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü,ELAZIGProf. Dr. Şeref KUNÇ, Fırat Üni<strong>ve</strong>rsitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, ELAZIG69


Materyal <strong>ve</strong> MetotElmalı-Bayındır örnekleri laboratuvarımıza aynı isim altında gruplarhalinde <strong>ve</strong> her birinin ne olduğu belirtilmeden gönderildiğinden, bunlarıngenel bir sınıflandırmasını yapmak için önce çözünürlük denemeleri yapıldı.Çözünürlük denemelerinde sırasıyla asitler, asit karışıınları, bazlar <strong>ve</strong> eritişyöntemleri kullanıldı. Bu denemeler sonucu örneklerin bir kısmının inorganikkökenli olmadığı sonucuna varıldı. Buna rağmen inorganik örnekmiş gibidüşünülerek önce mekanik temizlerneye tabi tutuldu. Sıcak saf su <strong>ve</strong> sonraseyreltik HCl ile temizlendikten sonra etüvde IIO'C de 2 saat kurutuldu. Herbirinden yaklaşık 0.200 gr lık kısımlar koparılarak alındı. Dalıa önce belirlenençözücüsünde çözülerek hacimleri 50 ml'ye tamamlandı.Demir (Fe) <strong>ve</strong> Bakır (Cu) analizleri için bir kısım ayrılıp üzerine uygunmiktarlarda NH 3 ila<strong>ve</strong> edilerek NH 3 / NH 4 + tamponunda ayrıldı. Böylece,2Fe+ 3 + 21- -> 2Fe+ 2 + lıreaksiyonuna göre Fe+ 3'ün Cu tayinini bozmasına engelolundu. Demir tayinleri,önce gerekli işlemler yapılarak (2) Fe+2 haline getirilerek,6Fe+ 2 + Crı07~reaksiyonuna göre, Cu tayinleri de2Cu+ 2 + 41- -+ 2Cul + lı+ 14H+ -+ 6Fe+ 3 + 2Cr+3 + 7HıOreaksiyonuna göre açığa çıkan lı'nin Lı + 2Sı0 3 = -+ 21- + SP6 =reaksiyonuna göre tiyosülfat titrasyonu ile yapıldı. Örneklerdeki Fe <strong>ve</strong> Cudışııı.daki elementlerin tayinleri Alevii atomik absorpsiyon (AAS) yöntemiile yapıldı/S). Konsantrasyonu fazla olan (absorbaıı.sları standartların konsantrasyonaralığına düşmeyen) örnekler uygun hacme dikkatlice seyreltildi.Herbir metalin standart çözeltileri saf metallerinden, saf metali bulunmayanlarınki ise uygun tuzlarından hazırlandı.Örnekler arasııı.da bulunan elekıra <strong>ve</strong>ya diğer adı ile elektrurn örneklerininçok küçük olması nedeniyle sadece bir tanesinin kaba gravimetrik analizleriyapıldı. Elektrumlarda bulunan Altın (Au), Gümüş (Ag) <strong>ve</strong> Bakır (Cu)miktarları kabaca tayin edildi. Bu elektrum örneklerinin (Örnek 11.0 17, 18)kurşun izotop analizleri Oxford Üni<strong>ve</strong>rsitesi laboratuvarlarında geliştirilenThermal Ionization Mass Spectroıneter kullanılarak yapıldı. Aynı örneklerinana <strong>ve</strong> eser element içeriklerini kabaca tayin etmek <strong>ve</strong> Kütle spektrometresineuygun olup olmadığına karar <strong>ve</strong>rebilmek için X-Ray Fluoressans(XRF) analizleri de yine Oxford Üni<strong>ve</strong>rsitesi laboratuvarlarında geliştirilenXRF'de yapıldı.70


Bulgular <strong>ve</strong> TartışmaOrganik kökenli süs eşyası olarak tanımlananI-lOno'lu örneklerin analizsonuçları Çizelge: I'de <strong>ve</strong>rilmektedir. Bu örnekler yanma sonucu sadeceinorganik tuzlar içeren yuvarlak <strong>ve</strong>ya toz halinde buluntulardır. Analiz edilenelementlerden eser miktarda içerınektedirler. Bunlar, kalsiyum (Ca),magnezyum (Mg) <strong>ve</strong> sodyum (Na) kökenli tuzlardır.11-15 no'lu örnekler yangın geçirmesi nedeniyle aşırı korrozyona uğramışbakır kökenli süs eşyası artıklarıdır. Bakır oranı % 39.05-82.16 arasındadeğişmektedir. Bu örneklerden 11-14 no 'lu örneklerde kurşun (Pb)<strong>ve</strong> Kalay (Sn) oranları da kısmen yüksek bulunmuştur. Analizleri yapılandiğer elementler daha az, eser ıniktarda bulunmaktadır. Yukarıda belirttiğimizüç elektrum örneğindenikisi miktarlannın çok küçük olması nedeniyleyaş kimyasal analize tabii tutulmamış kurşun izotop analizleri için saklanmıştır.Bunlardan biri altİn <strong>ve</strong> gümüş, öteki ise saf gümüş örneğidir. Kurşunizotop analizlerinde kullanılabilecek örneklerin i x i 0- 6 gr kadar kurşunihtiva etmesi <strong>ve</strong> demirin fazla olmaması gerekmektedir. % O.OI'lik bir örnekten50 mg. alınırsa bunun içindeki kurşun miktarı 5 X 10- 6 gr olur ki buda analiz için yeterli olanın çok üstündedir. Num.ınedeki demir'in bozucuetkisi çok zaman alıcı <strong>ve</strong> uzun bir yöntemle tamamen ortamdan ayrılmaksureti ile önlenınektedir. Oysa bu örneklerin her ikisi de X-ışınları Fluoresans(XRF) sonuçlarınagöre yukarıda <strong>ve</strong>rilen miktarlardan daha az kurşunihtiva ettiği için kurşun izotop analizleri yapılamadı. Dolayısı ile kaynağıhakkında herhangi birşey söylemek mümkün olmamıştır.KAYNAKLAR1. K. DÖRTLÜK, 1989, "Blmalı-Bayındır Tümülüsleri Kurtarma Kazılan" 1 ı. UluslararasıKazı, Araştırma <strong>ve</strong> Arkcomctrl Sempozyumu, 18-23 Mayıs 1989. Antalya Türkiye., T.C.Kültür Bakanlığı,' Kültür <strong>ve</strong> Tabiat Varlıklarıııı Koruma Başkanlığı.2. T. GÜNDÜZ,_ 1987, "Kantitatif Analiz Laboratuvar Kitabı"; Ankara Üni<strong>ve</strong>rsitesi Basımevi,Sayfa 1893. S. KUNÇ., A. ÇUKUR., 1989, Analysts of Tepecik and Tülintepe Metal Artlfacts",Anatolları Studies, XXXIX, pp. 113-120.7l


-ı""Tablo: 1 - Elmalı-Bayındır Buluntuları Kimyasal Analiz SonuçlarıCu As Pb Sn Sb zn Ni Co Mn Fe Cr CdÖrnek No (%) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm) (ppm)---------------i


KUZEYBATI ANADOLU OBSİDİYEN BULUNTULARININFİZYON İz TARİHLENDİRME YÖNTEMİ KULLANILARAKKAYNAK BELİRLEME ÇALIŞMALARIxÖzetZehra YEGİNGİL*G. BIGAZZIM. ÖZDOGANM.ODDONET. ERCANYapılan çalışmada Kuzeybatı Anadolu'da İstanbul bölgesinde yapılanDomalı yüzey toplaması; Fikirtepe <strong>ve</strong> Pendik kazılarından elde edilen obsidiyenbnluntuları fizyon izi tarihlendirme yöntemi kullamlarak analiz edilmiştir.Sonuçlar, Akdeniz havzası <strong>ve</strong> onu çevreleyen bölgelerdeki kaynaklardanelde edilen obsidiyen örneklerinin yaşları ile karşılaştırılmıştır. Gruplarınkarşılaştırılması için ayrıca INAA sonuçları da kullanılmıştır.İtalya, Ege Denizi <strong>ve</strong> Karpathiyan bölgesindeki mümkün obsidiyenyatakları ile yapılan kaynak belirleme çalışmaları hemen hemen tamamlanmışolmasına rağmen Anadolu'daki bu tip çalışmalar henüz başlangıçtadır<strong>ve</strong> obsidiyerı kaynaklarının yaşları ile ilgili yayınlanmış çok az eser vardır.Bu nedenle elimizdeki az sayıdaki <strong>ve</strong>riye dayanarak buluntuların kesin kaynağınıbelirlemek zordur. Ancak bazı varsayımlarda bulunulabilinir.Fizyon izi sonuçları-kendiliğinden oluşan <strong>ve</strong> yapayolarak oluşturulaniz yoğunlukları <strong>ve</strong> yaşlar-farklı kaynakları tanımlamayı mümkün kılmıştır.(*) ZehraYEÖİNGİL. Çukurova Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Fen-Edebiyat Fak. Fizik Bölümü 01330ADANAG. BIGAZZI, Istituto di Geoeronologia a Geochimiea Isotopica, CNR. Pisa, ıTALYAM. ÖZDOGAN, İstanbul Uni<strong>ve</strong>rsitesi, Edebiyat Fak., Prehistorya Bölümü, iSTANBULM. ODDONE. Dipartimento di Chimica Generale, Uni<strong>ve</strong>rsira di Pavia, İTALYAT. ERCAN, Maden Tetkik Arama Enstitüsü, MTA, ANKARA(x) Bu çalışma TÜBİTAK <strong>ve</strong> CNR (ıtalyan Ulusal Araştırma Konseyi) tarafından TÜBİTAK!CNR-3 kontratı ile desteklenmiştir.73


Üzerinde çalışılan bulun.tu kaynaklarının hepsinin Türkiye'de olduğu düşünülmektedir.Dört ana gruba ayrılan bn buluntuların %60'ını teşkil eden örneklerinOrta Anadolu obsidiyen kaynaklarından gelme ihtimali büyük tür(Çiftlik bölgesi). Fakat böyle bir sonuca varmadan önce buluntuların elegeçtiği kazı bölgesi civarındaki küçük kaynakların çok iyi çalışılması gerekmektedir.Sadece bir örnek diğerlerinden çok yüksek bir yaş <strong>ve</strong>rerek ayrılmıştır.Bu örnek büyük bir ihtimalle K uzey Anadolu'dan gelmektedir.Çalışılan buluntulardaıı ikisinin çok yüksek FT yaşı <strong>ve</strong>rmelerinden dolayı Kuzey Anadolu'dan geldiği düşünülmektedir.Bazı gruplar, analizi yapılan Anadolu kaynaklannınhiçbirisi ile benzerlikgöstermemiştir. Eğer bölgesel kaynaklarla da benzerlik göstermezse bunlarmDoğu Anadolu kaynakları ile ilgisi araştırılmalıdır.PROVENANCE STUDIES of OBSIDIAN ARTIFACTS FROMNORTH-WESTANATOLIA BY USING FT DATING METHODAbstractSome artifacts from Domalı sur<strong>ve</strong>y; Fikirtepe and Pendik excavations(Northwest Turkey, Istanbul region) were analyzed by fission track datingmethod. The analytical results ha<strong>ve</strong> been cornpared with the ages of the geologicalobsidian samples from the possible sources in Mediterranean basinand the sourrounding region. INAA results for the same samples ha<strong>ve</strong>beenalso used for the cornparesion of the groups.The possible obsidian sources of prehistoric artifacts loeated in ltaly,Aegean sea and Carpathian area are well known but Anatolian obsidiansource studies that ha<strong>ve</strong> been put under in<strong>ve</strong>stigation until noware just atthe beginning. Only a few published data areavailable. That İs the reasonwhy it is <strong>ve</strong>ry difficult to identify the exact location of the sources of theartifacts studied but it is possible to make some hypotheses.The fission track results-spontoneous and induced track derısities andages-made it possible to identify different groups, each of them representinga source, By comparison with published data on obsidians from MediterraneanBasin and from Central Europe, one can conc1ude that all the sourcesofthe analyzed artifacts are located in Anatolia. 60 %of the sarnples belongsto four main groups. By the experimental data some of the sources are <strong>ve</strong>ryprobably, located in Central Anatolia, Çiftlik region. But beforesuch a conclusionthe local sources should be in<strong>ve</strong>stigated, '74


Because of their <strong>ve</strong>ry high age, two of the analyzed samples probablycome from North-Anatolia, where sirnilar <strong>ve</strong>ry high FT ages were measured.Because some of the groups do not show similarity to the analyzed Anatoliansources, a pro<strong>ve</strong>nance from Eastern-Anatolia (if not from local sources)can be suggested. In that region many sources exploited by prehistoricmen are present.TanıtmaFizyon izleriyle tarihlendirme yöntemi, radyoınetrik tarihlendirmeyöntemlerinden birisidir. Bu teknik, bir örnek içerisinde bulunan U 238 miktarınınne kadarının kendiliğinden fizyona uğradığının belirlenmesi esasınadayanmaktadır. Örnek içerisindeki kendiliğinden fizyon olayı sonucu açığaçıkan izler kimyasal yıkama işleminden geçirilerek bir optik mikroskobuylagözlenecek büyüklüğe ulaşırlar. Herbir iz bir um atomunun fizyon olayınıgöstermektedir. Birim alana düşen bu sayı, ps; T yaşı <strong>ve</strong> birim hacimdekiU ns atomlarının sayısı N238 ile orantılıdır;ps = )'F N238burada AF fizyon parçalanma sabitidir.TEğer örnek bir nükleer reaktörde, thermal nötronlarla radyasyoııatutulacakolursa (thermal nötron dozu =


Bu teknik volkanik cama (obidiyen) <strong>ve</strong> mineranere (sphene, zircon,apatite) yaygın olarak uygulanmakta <strong>ve</strong> örneklerin oluşum yaşları belirlenmeyeçalışmaktadır. Bu jeolojik uygulamanın yanında, arkeolojik obsidiyenbuluntularnun tarihlendirilmesinde de kullanılmaktadır. Arkeolojik örneklereuygulandığı zaman ya obsidiyenin oluşum yaşını <strong>ve</strong>ya eğer buluntukullanımı sırasında herhangi bir nedenle ısıtılıp fizyon izi saati sıfırlanmışsa,bu kullanıımn yaşını <strong>ve</strong>rir.Bu çalışmada kullanılan arkeolojik obsidiyen buluntular İstanbul bölgesindeyapılan Fikirtepe, Pendik kazıları <strong>ve</strong> Domalı yüzey toplamasmaaittir (Şekil: I). Fikirtepe kazısı 1952-1954 yılları arasmda İstanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi<strong>ve</strong> Türk Tarih Kurumu, Pendik kazısı ise 1981 yılmda İstanbul ArkeolojiMüzesi <strong>ve</strong> İstanbul Üni<strong>ve</strong>rsitesi, Prehistorya Anabilim Dalı'nın birlikteyaptıkları çalışmalar ile gerçekleştirilmiştir. Fikirtepe <strong>ve</strong> Pendik Son Neolotik,Domalı ise Epipaleolitik dönemlerini kapsamaktadır.Yapılan çalışmanın jeolojik örneklerle ilgili olan kısmı KarpathiyanBölgesi, Akdeniz Havzası <strong>ve</strong> Anadolu'dan alman çeşitli obsidiyen örnekleriüzerinde gerçekleştirilmiştir. Sözü edilen bölgelerdeki bilinen obsidiyen kaynaklarışöyle belirtilebilir;Karpathiyan Kaynakları: İki ana gruba ayrılır: Zemplin Tepesi, (DoğuSlovakya) obsidiyenleri <strong>ve</strong> Tokaj dağı (Kuzeydoğu Macaristan) obsidiyenleriAkdeniz Havzası Kaynaklarn. İtalyan kaynakları (Partelleria adası,Palmarola adası. Lipari adası, Monte-Arci, Sardinia adası) Ege kaynakları(Giali adası, Milas Adhamas, Milas Demenegaki, Milas adası)Anadolu Kaynakları: Bu bölgede çalışan örnekler beş ayrı grup halindetoplanabilir. Bunlar Acıgöl kalderasının sınırı <strong>ve</strong> kalderanın içi (Nevşehir),Çiftlik bölgesi (Niğde), Orta Kazan (Çankırı); Gerede (Bolu) dir (Şekil: 2).Acıgöl, Nevşehir-Aksaray yolu üzerinde yer alan bir bucak merkezidir.Doğusunda bir kaldera yer almaktadır. Kaldera büyük bir volkanik oluşumdansonra, mağmadan bol volkanik malzeme gelmesi, bu ınalzemeninpatlama ile dışarı atılması sonucu yeraltında bir büyük boşluk oluşması ileyüzeyden bu boşluğa bir çökme olması <strong>ve</strong> bir çöküntü havzasının meydanagelmesiyle oluşur. Acıgöl yakınındaki bu kaldera yaklaşık 100 km2 lik biralan kaplayan <strong>ve</strong> 8 X12 km boyutlarında elips biçimindedir. Acıgöl bölgesindekiobsidiyenlerin bir kısmı daha kaldera oluşmadan önce volkanlarınsakin evrelerinde, akıntılar şekliride meydana gelmiştir. Daha sonra bu alariçökmüş <strong>ve</strong> kaldera meydana gelmiştir. Çöküntü alanı oluştuktan sonra76


alttaki mağma tekrar hareketlenmiş<strong>ve</strong> çeşitli yerlerde küçük tepeler, domlarşeklinde yüzeye çıkmıştır. Bu gelen malzeme içinde de obsidiyenler vardır.Oluşan bu domların hepsi eş zamanlı değildir. Güllüdağ ise, Acıgöl bölgesininyaklaşık 20 km güneyinde yer almaktadır (Şekil: 3)2. .SonuçlarBu çalışmada kullanılanjeolojik obsidiyen örneklerini 5 ana gruba ayırmakmümkündür (Şekil: 2):i. Acıgöl kalderasınınsınınndanolanlar (Acıgöl i) (NI, N2, N3 <strong>ve</strong> N7)2. Acıgöl kalderasının içindeki domlardan alınanlar (Acıgöl Il) (N4,N5, N6, N8, N9, Nlü <strong>ve</strong> Nl1)3. Çiftlik ölgesi obsidiyenleri (NI2, N13, Nl4, NI5 <strong>ve</strong> N16)4. Orta Kazası (Çankırı) obsidiyenleri5. Gerede (Bolu) obsidiyenleriYapılan çalışmada kullanılan obsidiyen buluntular ise Fikirtepe (la,Ic, Id, If), Domalı (2a) <strong>ve</strong> Pendik (3b, 3c, 4a, 4b, 4c, 4f, 4g, 4h, 4j, 5a, 5b,6a, 7a, 7c, 8b, 9a, 10a, lüb, lIa, l1b, l1c, ııa, 12a, 14a, 14b, 15b, 15d, 17a,17b, 18a) kazılarından elde edilmiştir.Orta Anadolu'dan <strong>ve</strong> Kuzey Anadolu'dan alınan jeolojik obsidiyen örnekleriiçin fizyon izleriyle tarihlendirıne yöntemi ile elde edilen analitik sonuçlarTablo: la, Ib <strong>ve</strong> 2 de <strong>ve</strong>rilmektedir. Obsidiyen buluntular üzerindeyapılan çalışmaların sonuçları da Tablo: 3 de <strong>ve</strong>rilmektedir.Orta Anadolu obsidiyenleri için elde edilen FT yaşları dört gruba ayrılmaktadır.N6, N8 <strong>ve</strong> NI i çok genç obsidiyenlerdir. Bunların yaşı birkaç onbinyıldır N9 <strong>ve</strong> Nlü numaralıörnekler içerisinde çok sayıda ("inCıusion" bulunduğuiçin asitle yıkama sonucunda bu değişik maddeler <strong>ve</strong> yüzeydeki bozukluklargerçek izlerle karışmış <strong>ve</strong> bu örnekleri tarihlendirrnek mümkünolmamıştır. NI <strong>ve</strong> N5'in aynı yaşı <strong>ve</strong>rdikleri gözlenmiştir (75000--8000b yıl);N4 <strong>ve</strong> N15, yukarıda belirtilen nedenlerle fizyon izleriyle tarihlendirilemediler.N2, N3 <strong>ve</strong> N7 örnekleri için 130000 yıla yakın yaşlar bulunmuştur. Buyaşlarda yapılan düzeltme ile bulunan yaşlar 154000 yıl ile 187000 yıl arasındadeğişmektedir. .Çiftlik bölgesinden alınan örneklerin (NI2, N13, N14, <strong>ve</strong> N16) i milyonyıla yakın yaş <strong>ve</strong>rdi ği gözlenmiştir. Plato düzeltnıe tekniği ile bulunanyaşlar 1-1.36 Myıl arasında değişmektedir.77


Daha önce bu bölge obsidiyenleri ile yapılan çalışmalar sonucunda eldeedilen sonuçlar şöyledir: Acıgöl kalderasmdan alınan bir örnek G. Bigazzitarafmdan tarihlendirilmiştir- <strong>ve</strong> yaş 15500 yılalarak bulunmuştur. Diğertaraftan Çiftlik bölgesinden alınan bir örnek G.A. Wagner' tarafından tarihlendirilmiş~0.9 Myıl elde edilmiştir. Fakat bu örneklerin yerleri kesinolarak belirlenmiş değildir. Bu sonuçlar Tablo: la, i b deki örnekler için eldeedilen yaşlarla oldukça uygunluk göstermektedir. Buna rağmen, bu bölgeninörneklenmesinin bütünü tamamlanmış değildir. Bu arada, diğer bazıyayınlarda<strong>ve</strong>rilen, bu bölgede ait yaşların hepsiyle uygunluk sağlandığı söylenemez.Bu nedenle kesin bir karşılaştırma yapmak zordur.Bizim çalıştığımız jeolojik örnekler Orta Anadolu'nun bütününü temsiletmemesine rağmen büyük bir kısmı için çalışıldığı söylenebilir <strong>ve</strong> bu örneklerinalıııdığı yerler kesin olarak bilinmektedir.Orta Kazası (Çankırı) obsidiyenleri çok eski obsidiyenlerdir. Tablo: 2de görüldüğü gibi 2 <strong>ve</strong> 3 numaralı örnekler için ~ i 6 Myıl i <strong>ve</strong> 4 numaralıörnekler için ~18 Myıl elde edilmiştir. Bu arada Gerede (Bolu) da alınan birobsidiyen için i 1000 yıl bulunmuştur. G.A. Wagner Orta Sarkaçlıobsidiyenleriiçin 25 Myıl elde etmiştir>. Orta Kazası (Çankırı) için elde edilen yaşlar,bu yaşlar ile büyük benzerlik göstermektedir.üzerinde çalışılan Fikirtepe, Domalı <strong>ve</strong> Pendik buluntuları için FTyöntemi ile birkaç grup elde edilmiştir.78A,B,C,D,E,F,G,H,I,L,M.Bu gruplara giren örnekleri şöyleA: la, 3c, 15b, 18a <strong>ve</strong> 16bB: Ic, 17bC: Id, 2a, 4a, 8d, 14a, 15dD: If, 4b, 5a, IldE: 3b, 7c, IObF: 4c, 4jG: 4f, 4gH: 4hi: 5b, 6a, 7a, 9a, 10a, IlcL: Ila, 17aM- 12a, 14bbelirleyebiliriz,


(Bu buluntuiarın hepsi büyük yaş <strong>ve</strong>rdikleri için aynı gruba sokulmuşturfakat uranyum miktarları birbirinden farklıdır. Bunlar büyük bir olasılıklaaynı bölgede bulunan farklı patlamalardandır).TartışmaYapılan çalışma sonucunda aşağıdaki noktalar belirlenmiştir:i) Üzerinde çalışılan arkeolojik buluntulardan hiç birisi Karpathiyanbölgesi <strong>ve</strong>ya Akdeniz havzası kaynaklı değildir. Büyük bir olasılıkla hepsiAnadolu'dan gelmiştir.2) B, F, G, H,I <strong>ve</strong> L grup obsidiyenleri üzerinde çalışılan Anadolu kay"nak obsidiyenlerinin hiçbirisi ile benzerlik gösterınemiştir.3) G grubu obsidiyenleri N2, N3 <strong>ve</strong> N7 obsidiyenleri ile benzerlik göstermiştir.Bu buluntu ların yaşları sözü edilen kaynak obsidiyenlerin yaşlarındanbiraz daha büyüktür. Bu fark az da olsa önemlidir.4) A grubu <strong>ve</strong> C grubu obsidiyenleri, Çiftlik bölgesi obsidiyenleri ilebenzerlik göstermektedir. Yukarıda belirtildiği gibi bu obsidiyenler de kaynakobsidiyenlerinden (NI2, N13, NI4 <strong>ve</strong> N16) çok az daha büyüktür. ÖzellikleC grubu obsidiyenleri bu farkı göstermektedir.5) E grubu <strong>ve</strong> özellikle D grubu obsidiyenleri, çok büyük bir olasılıklaÇiftlik bölgesinden gelmektedir.6) 12a numaralı buluntunun analitik <strong>ve</strong>risinin; G.A Wagner tarafındantarihlendirilen Orta Sakaçlı obsidiyenin <strong>ve</strong>rilerine çok yakın olduğu gözlerımiştir.7) M grubu obsidiyenler bir olasılıkla Kuzey Anadolu'dan gehnektedir.Bu çalışmada, fizyon izi tekniğinin yanısıra, obsidiyen örneklerindeki izelement miktarını belirtmek için Nötron Aktivasyon Analizi (INAA)yön~temi de kullanılmıştır. Orta Anadolu'dan alınanjeolojikobsidiyenlerin INAAsonuçları daha önce <strong>ve</strong>rilmiştir-, Çalışılan arkeolojik buluntuların INAAsonuçları ise "Cıuster" analizi tekniği ile bilgisayar kullanılarak gruplandırılmayaçalışılmıştır. Bu iki yöntem birarada, tarih öncesi obsidiyen buluntularına<strong>ve</strong> jeolojik örneklere uygulanacak olurlarsa ticari <strong>ve</strong>. kültürelyolların çizilmesi çalışmalarında önemli roloynayacakları kesin olarak bilinmektedir.Genelolarak, bu çalışmada aynı örneklere uygulanan INAA sonuçlarıile FT sonuçlarının birbirleri ile uygunluk gösterdiğini söyleyebiliriz. Bu aradaaşağıdaki noktalar üzerinde durmak gerekmektedir.79


Orta Anadolu obsidiyenleri için elde edilen lNAA grupları ile aynı örneklereFT uygulayarak belirlenen gruplar birbirleri ile uygunluk göstermektedir.Yanlız NI, bu gruplamanın dışında kalmıştır. Bu örnek N2 <strong>ve</strong> N3 <strong>ve</strong>N7 den daha gençtir. lNAA gruplamasmda bunlarm hepsi aynı grupta toplanmıştır.N15, N4 <strong>ve</strong> N5 numaralı örnekler, hem lNAA ile hem de FT ile gruplarınhiçbirinin içerisine düşmemişlerdir. Bu örnekler INAA ile bakıldığında,Acıgöl i örnekleri ile, FT ile bakıldığmda NI numaralı örnek ile benzerlikgöstermektedir. (Burada N15, içerisindeki değişik yapıdaki maddeler nedeniile FT ile tarihlendirilememiştir ama U miktarı belirlenmiştir. Benzerlik Umiktarı nedeni ile saptanmıştır).lNAA <strong>ve</strong> FT sonuçları Orta Kazası (Çankırı) obsidiyenleri için iki küçükgrup <strong>ve</strong>rdi: I, 4 <strong>ve</strong> 2, 3.Jeolojik örneklere olduğu gibi arkeolojik buluntulara da hem INAAhem de FT yöntemleri uygulanmıştır. Bulurıtuların bazılarının boyutlarınınçok küçük olması nedeni ile bunlara sadece FT <strong>ve</strong>ya sadece INAA uygulanmıştır.Bu arada iki tekniğin bir arada uygulandığıörnekler için şunlar söylenebilir(Tablo; 3. de altı çizili örnekler).· Grup G obsidiyenleri Acıgöl i obsidiyenleri ile FTyöntemi ile bir ilişkigösterdiği halde lNAA ile bu grup Anadolu örneklerden farklı yere rastlamıştır.· Grup i obsidiyenleri, INAA ile Karpathiyanobsidiyenleri ile <strong>ve</strong> MonteArci obsidiyenleri ile benzerlik gösterdiği halde FT sonuçlarıiki bölgeyede ait olmadığını <strong>ve</strong>rmiştir.· INAA ile A grubu <strong>ve</strong> C grubu obsidiyenlerinin Acıgöl i grubu obsidiyenıeriile benzerlik gösterdiği gözlenmiştir. FT ile de bunların Orta Anadolu'ya ait olabileceği saptanmıştır.· D <strong>ve</strong> E grubu obsidiyenleri için INAA ile <strong>ve</strong> FT ile Çiftlik bölgesi kaynakolarak belirlenmiştir.Anadolu'daki jeolojik kaynaklar hakkındaki bilgi tam olmadığı içinFikirtepe, Domalı <strong>ve</strong> Pendik buluntuları için şunları söyleyebiliriz:.. BuluntularIa çok belirgin II grup ayrılmıştır. Buna rağmen buluntuların% 60'ı A, C, D <strong>ve</strong> i gruplarına aittir... Akdeniz havzası <strong>ve</strong> Karpathiyan bölgesi kaynakları oldukça iyiçalışılmıştır. Buna göre buluntuların hiçbirisi bu kaynaklardan gelmemiştir.80


.. Buluntuların çoğunun yaşları <strong>ve</strong> kimyasal kompozisyonları nedeniile Orta Anadolu kaynaklı olduğu söylenebilir... M grubu obsidiyenlerin Kuzey Anadolu'dan geldiği düşünülebilir... F, G, H <strong>ve</strong> i grubu obsidiyenlerin Anadolu'nun başka bir bölgesindekikaynaklardan geldiği söylenebilir (Doğu Anadolu gibi)... D <strong>ve</strong> E grubu obsidiyenlerin kaynakları büyük bir olasılıkla OrtaAnadolu'dur (Çiftlik bölgesi)... Yukarıdaki sonuçları kesiııleştirebilmekiçin üzerinde çalışılan kazıolan kaynak obsidiyenlerini belirleyip bu örnekler üze­gerekmektedir.bölgeleri civarındarinde çalışmak.. i c <strong>ve</strong> 17 b buluntuları için birkaç bin yıllık arkeolojik FT yaşlarıbulunmuştur. Fakat bu örneklerdeki kendiliğinden oluşan fizyon izi sayısınınçok düşük olınası nedeni ile yapılan çalışmadaki deneysel hata çok büyüktür.Pratikte bir arkeotojik obsidiyen buluntusu için FT yöntemi ile arkeologlarındüşündüğü bir kaç bin yıllık yaşı kesin olarak <strong>ve</strong>rmek bu düşükiz yoğunluğu nedeni ile mümkün değildir. Örnek olarak, üzerinde çalışılandurumda bu obsidiyen buluntularının ideal sayıda iz elde edilip hatanın% 3 e düşürülebilınesi için 50 cm 2 lik bir yüzey üzerinde sayım yapılmasıgerekmektedir.Bu yaşların birbirine çok yakın olduğu düşünülürse çok genç bir örneğigösterdikleri de söylenebilir.Yukarıdaki varsayımlar, hernekadar tamam olmasa da, iki farklı prensibedayanan, iki farklı tekniğin birlikte aynı işte kullanılmaları açısındançok önemlidir <strong>ve</strong> bu iki tekniğin birlikte işlerliğini göstermektedir. Böyle birçalışma, şüpheye düşülen noktalar için aydınlatıcı görev yapmaktadır.KAYNAKLAR1. P.B. PRICE and R.M. WALKER, 1963, Fossil tracks of charged particles İn ınica and ageof minerals, J. Geophys. Res. 68, 4847-4862.2. ERCAN, T., YEGİNGİL, Z. and BIGAZZI, G., 1989, obsidiyen, tanımı <strong>ve</strong> özellikleri, Anadolu'dakidağılımı <strong>ve</strong> Orta Anadolu obsidiyenlerinin jeokimyasal nitelikleri, Jeomorfolojidergisi, s., 71-83.3. INNOCENn, F., MAZZUOLI, R., RASQUARE, G., RADICAn, F. and YILLARI, L.,1975, The Neogene calealkaline volcanism of Central Anatolla. Geochronological data onKayseri-Niğde area; GeoI. Mag., 112/4, 349-360.4. WAGNER, G.A., STORZER, D. and KELLER, J., 1976, Spalt-Spurendatierung quartarerGesteinsglaser aus dem Mittelmeerraum; Neu. Jahr. für. Min. Monat., 1976/2. 86-94.5. Deutsches Archdologisches Institut Demircihôyük-die Ergebenisse Der ausgrabungen 1975­1978 Herausgegeben von Manfred Korfmann Band II NatumissenschaftIiche Untersuchungen(1987) Verlag Philipp von Zabern Mainz am Rhein-pp 26-28.81


ı8SO" 10'1 Oa"S (2bSI) OOOl..EE (EE!::) O"Ll Jo052 SLl" 91/N 98LO" \;2'1 oa's. (1o"!21> 000861 (LoO'» 0':'2t :ı.osa Sl.iE "i IN 98LO" 9E' ı: 02"S (2+,12) 0002{.2 (061;) 088. JoQ!:;2 sLlE ElIN 9890" at- t ca"E: (EgEl) ooczea (Q!;;") eELı :ı.osa !oLiS alıN 98L.OO· 020' at "S (05.,2) 0006L.1 cs ı er ::ıoesa 542 BIN 98'>20' va ı ' a r "S ('>901 ) oeca6c! (E9) a-caa "42 lo/N 98900' IcW' 81 "S (L.96) 000882 ( EIl oe 'L':ıo052 S4E ÇIN 98120' .,Ç;I" "S"S cvara ı 000882 (.,S) at a ::ı.o!::a !>LlE EIN 98610' z.a r ' "S"S (+,L61) OOCSOE (SOt) :ı0052 "'llE 2/N 98'L'., .., (TU) ("'U) euq ,sı >ıau..lO• 'o "oqıOIGEOlEO' :;:L'"EO" oa's (89.,2) oooas.ç (6991) 0., ı:2 91/N 98(btEl OOOL8Eoa'E !ilIN 98(952) OOOB9ESO' :;: :: (89'» 0>::'>2>::0' :;: ... (.:.092) 0008>::'> (>::9>::) OIEi;!ı s- 02"E 21/N 98>::0' :;: '>0'1 (9':'':'1) 00080>:: (.:.t>::) 00':'2>::00" :;: 120" (8'>02) 000'>'>9 (>::1) 8902"E IlIN 98EOO' :;: 910" "" (O>::EI) 000':''>9 (OE) 'S(2':'E) 000':'2981 'E OtlN 98::t'» OOOLb>::'>00" :;: 210' (L20S) 000"0'> (00 S,S8" 81"E 8/N 98>::00' :;: 810" (>::SSI) 000009 ( vı ı 'S>::10' :;: E'>l' (2'>~ t L 0000'>" ('>Ot) 108LB" BI'E ':'/N 98EIO' :;: ':'21' 1) 000>::9'> (201) EOEEOO" :;: 9W' ( 1802l OOO'>LS (>::2)L'EL" 81'E 9/N 98EOO' :;: SIO' roer t ) 000S89 (9El E''>10' '+ bLO' ('>IS2) 000'>'>2 ('>E) E'so" '>E'E SIN 9B210' '+ '>':'0' (b221l 000E2E (bEl S1E'E '>IN 98(992) OOOEBE210' '+ E'>I' (EO':'l) 00082'> (':''>1) 8",>E'E EIN 98no' :;: 8EI" "" (9S91) 0009':''> (bSI) O'ESIO' '+ SS, ' (SOS2) 00028'> nııı E9E'B" '>E"E 2/N 98210' '+ EEl' (2981) 0009ES (.,EI) E'E'>tO" '+ 9':'0' ('>8':', L 00022E (2E) ,1E'E lIN 98910" '+ ':'':'0' (8.,.,) 0009'>E ('>2) OElew - GPA a/,sa ('W)• '6 ,


Tablo 2örnek\'''Orta. K.a z es 1( n eı(Cankırı)I>, (n ı) ip OıjD 1 Yaş - Maı. 40600 ( 1412) 409000 (1384 ) 2.912 .86 18. 1 ± .82. 37500 7a'G'860 ( 18) 155000 (244) 3.138 ı .07 ± .26 , i ,7c 'Z, 1910 (229) 465000 (1638) 3.138 .793 ± .056 'E>8b'G'2520 ( 153) 427000 (1177) 3.138 1.13 ± .10 'C,9a 'G' 880 l39' 153000 (362) 3.138 .92 1 . 1 1 ± .19 , i ,10a 'G> 127000 (129) 3.138 , i ,LQ9. IZ) 2180 {94) 501000 ( 1312) 3.138 .839 ± .090'E'l.lı. 'G' 1 ı o 115 ) 465000 ( 1455) 3.138 .85 .043 ± . 011 'L>.L.!B. 'G' 1330 ( 129) 393000 ( 1233) 3.138 .66 .650 ± .060'A'.!..k 'G' 770 (67) 126000 (497) 2.912 .97 1.09 ± .14 'Illld 'G' 2850 (496) 516000 ( 1623) 2.912 .80 .989 ± .051'D'12a 'G' 50700 ( 1322) 523000 (1346) 2.912 17.4 ± .7 'M'14a 'G' 2960 (360) 455000 (1074) 2.912 .86 ı. 16 ± .07 'C,14b (8, 29200 ( 1270) 321000 ( 1218) 2.912 .81 1<strong>6.</strong>3 ± .7 'M'1.9.Q. 'Z, 2240 (100) 372000 ( 1116) 2.912 1.08 ± .11'A'lSd 'Z' 2620 (304 ) 416000 (1686) 2.912 1. 13 ± .07 18a 'G' 2330 (223) 378000 II 191 ) 2.912 .92 ı. 10 ± .08 {A)83


~ "",---./--.r\.'._ror-'~•,.." "'.. Kaldera....yAcıgÖl


1989-<strong>1990</strong> KURŞUN İZOTOP ANALİz SONUÇLARIK. Aslıhan YENER*I. Lynus BARNESEmile .JOELEdward SAYREAnıtlar <strong>ve</strong> Müzeler Genel Müdürlüğü'nünizniyle yapılan arkcomctrikanalizlere Washington D.C.'de 1989-<strong>1990</strong> da devarn edildi, Kurşun izetopanalizler Washington da National Institute of Standards and Technology'deDr İ. Lynus Barnes. Smithsonian Institution Conscrvation Analytical Laboratory'daanalist Ernile Joel tarafından gerçekleştirildi. istatistiksel analizlerile bilgisayar işlemleri de aynı kurumda Dr. Edward Sayre <strong>ve</strong> Doç. Dr. K.Ashhan Yener tarafıııdan yapıldı. Projemiz 1983 yılından beri Ml'A GenelMüdürlüğü ile ortak olarak yürütülmüştür. Cevher <strong>ve</strong> curuf analizlerinde,arazide bilgilerinde, <strong>ve</strong> özellikle Torosların karınaşık yapısını açıklayan,yayıulayan <strong>ve</strong> çalışan Sn. A. çağatay, A. Özgüneylioğlu, M.Z. Ateş, S.Apaydın, M. Zaraloğlu, C. Göncüoğlu, T. Alpan, N. Pehlivan, H. Aral,O. Akıncı, Z. Öncel <strong>ve</strong> özellikle E. Kaptan'a candan teşekkür ederim. Atomsoğutma spektrometri yöntemi ile yapılan eser element analizler, Dr. HadiÖzbal tarafından yapılınıştır <strong>ve</strong> ayrıca yayımlanacaktır, kendisine teşekkürederim.Konumuz, Türkiye'nin önemli simli kurşun madenIerinden toplanancevher örneklerinin bu yıl yapılan kurşun izotop analizleri <strong>ve</strong> onların yorumlarıdır.1981 yılından beri projenin ana amacı bu örneklerin atomik soğurrnaspektrometresi yöntemi ile eser element analizlerini yapmak <strong>ve</strong> kütle spektrometresiile kurşun izotop oranlarını belirlemektir. Böylece, maden bölgelerininbelirgin parmak izlerini tanımlayarak arkeolojik eserlerin hammaddekaynaklarını amaçlanmaktadır.(") Doç. Dr. K. Aslıhan YENER, CorıservationAnalytical Laboratory, Smithsonian Institution,Washington D.C. 20560 ABDDr. ı. Lynus BARNES, National Institute of Standards and Technology WashingtonEmilc JOEL, Conscrvation Aualytical Laboratory, Smithsonian Institution Washington,D.C. 20560, ABDDr. Edward SAYRE, Conscrvation Analytical laboratory, Smithsonian Institution, WashingtonD.C. 20560, ABD87


Metalik malzeme, arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan en önemlibulgular arasındadır. Bulundukları ortamın durumuna göre, metalik buluntularınbüyük bir kısım orijinal özelliklerini korumaktadır. Kurşun izotopanalizi, altııı, gümüş, bakır, bronz <strong>ve</strong>ya kurşundan yapılmış her türlü paralara,heykelciklere, süs eşyalarına, savaş araç <strong>ve</strong> gereçlerine, cam <strong>ve</strong> sır gibimalzemelere uygulanabilir. Tüm bu metalik buluntular çok az da olsa kurşuniçerir. Kurşunun dört izotopundan üçünün yörelere göre farklılık gösterınesiradyoaktif bozuruna ürünleri olmalarındandır. Kurşun <strong>ve</strong> kurşuııiçeren gümüş eserlerin izotop oranlarıyla parmak izi gibi bir anahtar eldeedilebilmektedir.Arkeometti projemizde Orta Toros bölgesinden Bolkardağ, Aladağ<strong>ve</strong> Çamardı, İstanbul-Şile, Karadeniz, Sivas, Elazığ-Keban topladığımız <strong>ve</strong>analizlerini tarnamladığımız 1000 den fazla örneğin cevher izotop oranları<strong>ve</strong>risi olarak Conservation Analytical Laboratory'nin <strong>Arkeometri</strong> Bölümündekibilgisayara işledim. Ayrıca, çeşitli müzelerden elde ettiğimiz arkeolojikörnekler ile literatürde yayınlanan Orta Doğu'ya ait izotoplar da işlenmiştir.Brookha<strong>ve</strong>n Laboratuarlarında geliştirilen programların Smithsonian'daki Vax bilgisayarlarında kullanarak elde ettiğimiz değerlendirmeleri sizesunmak istiyorum.Göründüğü gibi, Toroslar dört ana gruba ayrılmıştır (Resim: I). Geçenyıl Toroslarla korelasyon gösteren arkeolojik buluntuları sunmuştum.Toplam olarak 50 ye yakın numune yayına sunulmuştur. Bu yıl yapılananalizler arasında Uluburun Kaş balığından çıkarılan lcurşundan yapılmışbalık ağı ağırlıkları da bulunmaktadır. Şu ana kadar tamamlanan altıörneğin analizinden ilginç sonuçlar elde edilmiştir. İkisinin (Yener <strong>ve</strong> Diğerleri,Yayında) izotop oranları Bolkardağ ile statistiksel uyum gösterirken,diğer üçü (AANSIl, S12, S13) Yunanistan'ın Lavrion bölgesi ile uyum gösterınektedir.Bu sonuçlardan, Orta Toros kaynaklarının dördüncü bin yılsonlarmdan birinci bin yılın başma kadar kullanıldığı anlaşılmaktadır.Orta Toroslarda Bolkardağ <strong>ve</strong> Sarıtuzla-Kestel'de kalayın bulunmasınınyanısıra gümüş <strong>ve</strong> diğer önemli madenierin varlığı saptanmıştır. Bundanböyle bu yazki programımızda bölgedeki atölye <strong>ve</strong> izabe fırınları ile arkeolojikyerleşim yeri olan Göltepe'de kazı yapılınası planlanmıştır. Amacımız,kalay <strong>ve</strong>ya gümüş madenierine ait galerileri saptamak değil, maden teknolojisininevrimini, boyutunu <strong>ve</strong> Anadolu'da bunları idare eden kurumlar ile yönetimmerkezlerini arkeomctrik <strong>ve</strong> arkeolojik yöntemler ile açıklamak olacaktır.Geleneksel arkeolojik yöntemler bu gibi karmaşık sorunlara çeşitliyaklaşımlar getirmiş olmasına rağmen, günümüze dek kesin cevaplar <strong>ve</strong>rememiştir.Amacımız maden kaynaklarınm tesbitini üretim teknolojisinin niteliğini,ticari ilişkiler <strong>ve</strong> kalayın bir bölgeye getirdiği ekonomik gücü sap-88


tayabilmemiz için, yüksek teknolojinin ön gördüğü analiz yöntemlerininönemini anlamış bulunuyoruz. İzotop analizler de önem sırasında başta gelmektedir.Toroslarm dışındaki ınaden bölgelerinin izotop oranları da bilgisayaraişlendiğinde bazı sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Değişik bölgelerden eldeedilen izotop oranları arasında cakışmalar görüldü. Orneğin Toros 2A grubuile Kıbrıs (Resim: 2a <strong>ve</strong> 2b) <strong>ve</strong> Çanakkale'nin (Resim: 3) bazı madenieriarasında bazı izotopik özellikler birbirine benzemektedir. Ancak çok değişgenliistatistiksel uygulamalarda üç boyutlu izotopik <strong>ve</strong>riler kullanılarak bazıkaynak bölgeleri kendi içinde izotopik gruplara ayrıştırılmış <strong>ve</strong> bu bölgelereistatistikselolarak uygun düşmeyen örnekler ayıklanarak bu maden yataklarınındaha belirgin <strong>ve</strong> küçük gruplar halinde belirlenebilmesi mümkünolmuştur. Bu sayede ınaden kaynakları arasında çok daha iyi bir ayrışımelde edilmiştir.Ayrıca, cevher gruplarının en az altı <strong>ve</strong>ya yedi örnek ile saptanabileceğineinanıyoruz. Çok değişgenli Hotellings "T" uygulamasıile küçük sayıdaörnek grubundan doğabilecek belirginsizlikleri tahmin etmek mümkün olmaktadır.Bu yöntemde bir örneğin o gruba ait olup olınadığını belirleyenolasılık saptamaları birbirine çok yakın çıkacaktır. Hesaplamalarınuzda heriki yöntemi de kullanmakta yarar görülmüştürzira bu sayede hem en iyimserhem de en kötümser değerlendirmeleri yapmamız mümkün olınaktadır. Çalışmamızdaolasılıkları parantez içinde iki rakam olarak (PN-PH) olarakbelirtmekteyiz. Burada PN, normal dağılım varsayımı yöntemi ile, PH iseHotellings "T" dağılımyöntemi ile saptanan olasılıklarıbelirtmektedir. Tümdeğerlendirmelerimizher iki sonuca göre yapılmıştır.Cevher gruplarının dışında, çok değişgerıli olasılık hesapları kullanarak,ayrıca iki arkeolojik eser grubu ortaya çıkartıldı. Bunlar Doğu Eser Grubui <strong>ve</strong> 2 olarak isimlerıdirildi(Resim: 4). Doğu Grubu i üçüncü bin yıldan birincibin yıla kadar tarihlenen gümüş, kurşun <strong>ve</strong> camdan yapılmış eserlerdenoluşmaktadır. Heidelberg-Max Planck tarafından yayınlarmuş olan <strong>ve</strong> Pirajman'danalınmış tek bir maden filizi örneğinin izotop oram bu grup ile yakınolarak göstermiştir (Resim: Sa). Grup 2 de ise ise 26 adet Kalkolitik'tenGeç Tunç'a kadar tarihlenen eser yakın korelasyon göstermektedir. Bugruba uygun en yakın cevher numunesi ise Aladağ'dandır <strong>ve</strong> eserlerin kaynağıbüyük bir olasılıkla burasıdır (Resim: Sb).Sonuç olarak, projemizin ilk aşamasında elde edilen bulgular şunlardır:İzotop analizlerine göre, Türkiye'nin çeşitli madenieri hem Anadolu kentlerihem de komşu bölgelerdeki merkezler tarafından sürekli kullanılmıştır.İlerde izotoplardanelde edilecek kentler ile hammadde arasmdaki bağlantılar<strong>ve</strong> Orta Toroslardaki arkeolojik çalışmalar, madenierin bu yörenin ekonomisineyaptığı katkı ortaya çıkacaktır. Böylece, çalışmalarımız, uluslararasımaden ticaretinin bu kadar yoğun oluğu bir dönemde, Anadolu'nunsosyo-ekonomik <strong>ve</strong> politik yapısını berraklaştımuş olacaktır.39


'ooTable: 1 - Lead Isotope Ratios of Unpublished SI-NIST Specimens (Non Tauı-us Sources-Toros Dışı Kaynaklar)SpecimenIdIsotope RatiosPb 208/ Pb 206 Pb 207/ Pb 206 Pb 204/ Pb 206Found AtiIsotopically Compatible \VitlıAONI66 2.04765 0.82032 0.052183 Kehan KebanAON167 2.04882 0.81930 0.052265 Keban KebarıAON241 2.07761 0.83891 0.053909 Sisorta Region Cyprus 2AON254 2.07478 0.83904 0.053805 Sisorta Region Cyprus 2AON328 2.07323 0.83735 0.053689 Ünye Region Cyprus 2AON335 2.07550 0.83859 0.053795 Giresun Region Cyprus 2AON412 2.07681 0.83829 0.053552 Giresun Region SiphnosAON435 2.07796 0.83790 0.053456 Kızıteahamam SiphnosAON447 2.06791 0.83417 0.053272 Balıkesir TroadAAN012 2.06996 0.83375 0.053156 Trcy Kythnos 1AANOIJ 2.07102 0.83374 0.053038 Troy Kythuos 1AAN022 2.07215 0.83496 0.053455 Troy Kythnos 2AAN024 2.06708 0.83214 0.053241 Troy ErganiAAN025 2.06798 0.83293 0.053254 Tray ErganiAAND26 2.07156 0.83474 0.053340 Trcy Kythnos 2 and Troad ıAAN032 2.07171 0.83548 0.053434 Troy Kythnos 2, Cyprus 2. Troad 1AAN033 2.07283 0.83639 0.053458 Troy Cyprus 2AANI69 2.06716 i 0.82341 0.052301 Kurban Höyük Eastern Artifaets 1AANI84 2.06973 0.83057 0.052812 AcerrıhöyükEastcrn Artifacts 2AAN286 2.06932 0.83485 0.053274 Acemhöyük Troad 2AAN297 2.06808 0.83348 0.053099 Karataş Kithnos 1AAN408 2.06620 0.83181 0.052872 Mahmatlar Eastern Artifaets 2AAN811 2.05931 0.83127 0.053072 Kuş-Uluburun LaurionAAN812 2.05944 0.83099 0.053109 Kuş-Uluburun LaurionAAN8IJ 2.06050 0.83135 0.053085 Kaş-Uluburn LaurionAAN919 2.07033 0.83007 0.052882 Judeidah Easterrı Artifacts 2AAN955 2.05986 0.83022 0.052955 Judeidah LaurionAAN956 2.11944 0.87253 0.055785 Judeidah Cyprus Lead ArtifactsMANI91 2.08043 0.84047 0.053626 Assur Taurus 2AMANI97 2.07528 0.83773 O 053443 Assur SiphnosMAN205 2.06063 0.83057 0.052976 Assur LauriorıMAN910A 2.07547 0.83729 0.053397 Khafajch SiphnosMAN915 2.06671 0.82319 0.052387 Asmar Eastern Artifacts 1MAN916 2.06858 0.82434 0.052337 Asmar Eastern Artifacts iMAN917 2.06902 0.82444 0.052311 Asmar Eastcrn Artifacts 1MAN942 2.08147 0.83842 0.053451 Khafajeh SiphnosSAN900 2.06644 0.82301 0.052220 Hamrrıam El-Turkman Easterrı Artlfacts 1SAN902 2.07480 0.83462 0.053143 Selenkahiyeh i AntiparosSAN903 2.07608 0.83590 0.053267 Selenkahiyeh Troad iSAN988 2.06906 0.82398 0.052316 El-Qitar Eastcı-n Artifacts 1i SAN989 2.06964 0.82980 0.052891 EI-Qitar L Eastcra Artlfaers 2i


Table: 2 - Elemental Concentratioııs in Unpublished SI-NIST Specimens (Detcrrnined by Dr. H. Özbal)Specimen IdElemental Concentrations İnPereenti Man-Lead Zinc Copper Iren Tın Sit<strong>ve</strong>r Arserıic Antimony ganase Nickel Cadmium Gold------AON166 0.32 2.09 0.30 49.7 0.0018 0.71 0.01 0.01 0.01 0.000039AON167 0.23 0.04 . 22.9 0.02 0.0054 0.14 0.15 0.01 0.00003


AAN012AAN013Catalcgue of Unpublished SI-NJST SpecimensArtifactsTROY,; sil<strong>ve</strong>r bracelet (se<strong>ve</strong>ral fused together with gold beads-sample from outerring). Istanbul Archaeological Museurrı no. 700M, sampled in 1982. SchliemannBxcavationsTROY; sil<strong>ve</strong>r bracelet (se<strong>ve</strong>ral fused together with gold beads-sample from inner ring).İstanbul Archaeologfcal Museum no. 700M, sampled in 1982.Schliemann Excavatlons.AAN022 TROY; sil<strong>ve</strong>r earrirıg with o<strong>ve</strong>rlapping ends. Istanbul Archaeological Museum no.6t4M, sarrıpled in 1982. Schliemanrı ExcavationsAAN024 TROY; sil<strong>ve</strong>r earring with o<strong>ve</strong>rlappings eııds (one of a pair). Istanbul ArchaeologicalMuseum no. 611 M, sampled in 1982. SchIiemann ExcavationsAAN025 TROY; sil<strong>ve</strong>r earring with o<strong>ve</strong>rlapping ends (one of a pair). İstanbul ArchaeologlcalMuseum no. 611M, sampled in 1982. Schlierrıann ExcavationsAAN026AAN032AAN033TROY; sil<strong>ve</strong>r Iunate earring. Istanbul Archaeological Museum no. 615 M, sampledin 1982. Schliemann ExcavationsTROY; sil<strong>ve</strong>r lunate earring (one of a pair), Istanbul Archaeological Museum no.938 M, sampled in 1982. Dorpfeld BxcavationsTROY; sil<strong>ve</strong>r Iunate earring (one of a pair), Istanbul Archaeclogical Museum no.938 M, sampled in 1982. Dorpfeld ExcavationsAAN169 KURBAN HÖYÜK;' Icad coil, Exeavation no. D-2301-012, Transition period, Iatethird millenium RC., sampled in 1984AAN184ACEMHÖYÜK; sil<strong>ve</strong>r fragment part of a hoard, Middle Bronze Age, Niğde Museurrı,sampled in 1984, (N. Özgüç 1963)AAN286 ACEMHÖYÜK; copper ingot; Exeavation no. Ac. ı. 54, Niğde Museum, sampled in1985, (N. Özgüç 1963)AAN297 KARATAS; sil<strong>ve</strong>r ri<strong>ve</strong>rt; Early Bronze Age, Antalya Museum, sampled in 1986AAN408 MAHMATLAR; sil<strong>ve</strong>r ingot; Early Bronze Age, Ankara, Anatolian CivilizationsMuseurn, no. 112-5-64, sampled in 1986AAN811 ULUBURUN~KAS SHIPWRECK; Lead f'ish-net weight, Exeavation no. KW 1085,Late Bronze Age, sample from C. Pulak, 1989AAN812 ULUBURUN-KAS SH1EWRECK; Lcad fish-net weight, Exeavation no. KW 1020,Late Brerıze Age, sample from C. Pulak, 1989AAN813 ULUBURUN-KAS SHIPWRECK; Lead fish-rıet weight; Exeavation no. KW 1l07,Late Bronze Age, sample from C. Pulak, 1989AAN919 AMUQ-G / JUDEIDAH, sil<strong>ve</strong>r torque from female figurine; Exeavation 110. x510Sx,Braidwood and Braidwood (1960: pl. 58), Oriental Institute Museum, sampled in 1987AAN95592AMUQ-Gi JUDEIDAH, copper pin with twisted shank; Exeavation no. x3316, JK3:19, Braidwood and Braidwood (1960: fig. 289: 12) Oriental Institute Museum, sampledin 1987


AAN956MANI9?AMUQ-J / JUDEmAH, bronze shafr-holc ax ; Exeavation na. T3374, Braidwoodand Braldwood (1960: fig. 351: 9, pl. 52:10), Oriental InstituteMuseum,sampledin 1987ASSUR, copper shaft-hole ax; Exeavation no. A22294, Third MilIennium RC., istanbulArchaeological Museum, sampled İn 1984.MAN20S ASSUR, Lead stele with cuneiform inscription dated Tukulti-Nirıurta, Middle AssyrianIshtar Temple(Andrea1935: pl. 21), IstanbulArchaeological Museum, sampled İn 1984.MAN910MAN915KHAFAJEH, sil<strong>ve</strong>r ingot; Exeavation no. KhIIIl76, P44; 1<strong>6.</strong>. Houses Ic<strong>ve</strong>l J, EDIIIb.Oriental Institute Museum,unpublished (cf Delougaz 1940, 1942, 1967), sampled in 1987TELL ASMAR, sil<strong>ve</strong>r and lapis bull figurine; Exeavation no. As. 32 905, (Frankfort]934: fig. 29; ED i Akkadian), OrientaI Institute Museum saıupled in 1988MAN9l6 TELL ASMAR, sil<strong>ve</strong>r and lapis (lion-headed eagle figurirıe; Exeavation rıo. As. 32908(Frankfort 1934: fig. 29; ED i Akkadian), Oriental Institute Museum, sampled in 1988MAN917TELL ASMAR, sil<strong>ve</strong>r tube bead spacer; Exeavation no. As. 32 878-9, (Frankfort1934: fig. 29; ED i Akkadian), Oriental Institute Museum, sampled in 1988MAN942 KHAFAJEH, sil<strong>ve</strong>r ring fragment; Exeavation no. KhIII754, K42;9, Gra<strong>ve</strong> no. 167,Houses lc<strong>ve</strong>l 2, sonre / b. unpublished (ei. Delougaz 1940, 1942, 1967), Oriental InstituteMuseum, sampled 1988SAN900 HAMMAM ET-TURKMAN, lead hook, Exeavation na. I-lMM84-SM27, LateBronze Age, sample from M. van Loon, J988SAN902 SELENKAHlYEH, sil<strong>ve</strong>r ring; Exeavation no. SLK 75-1444, Early Bronze IV (2400­1900 Re.), sample from M. van Loon, 1988SAN903SELRNKAHIYEH, sil<strong>ve</strong>r pendant; Excavation no. SLK 7S-M32, Early Bronze LV(2400-1900 B.C.), sample from M. van Loon, 1988SAN988 TELL EL~QITAR; Iump of sll<strong>ve</strong>r, part of hoard, Exeavation no. QIT316,Late Bronze Age, sampIe from T. McClellan, 1988SAN989AüN166AON167TELL EL-QITAR; sil<strong>ve</strong>r Iragment, part of hoard, Exeavation no. QIT23,Late Bronze Age, sample from T. McCIel1an, 1988DresKEBAN / DEREBACA, mine with massi<strong>ve</strong> galena deposits, reddish soft ere, sur<strong>ve</strong>y1984KEBANi ZEYTINDAG, mine with massi<strong>ve</strong> galena deposits, reddish soft ere, sur<strong>ve</strong>y1984AüN241 SIVAS i SISORTA, Sualn Ocak, galena and sphalerite, sur<strong>ve</strong>y 1985AüN254 SIVAS i SISORTA, Kavala Desendresi, galena deposits, sur<strong>ve</strong>y 1985AüN328 UNYE ıKARADEREMEVKi, Kumarlı Koy mines,galena and sphalerite,sur<strong>ve</strong>y 1986AüN335 GİRESUNi BULANCAK, Yukarı Tekıııezar Mevki! mines, galena and sphalerite,sur<strong>ve</strong>y 1986AON412 GlRESUN/TiREBOLU, mlnes, Pb are, MTA sample no. 375AON435 ANKARA/IŞIKDAÖ, Kızıleahamam, Jamesonite, MTA sample no. 49AON447 BALlKESIR/ AYVALıK, anglesite, MTA sample no. 43193


"r----(L, ''ı2.06D." 1.01•


2,077,,2,075 TROAD 1 ,c," ": LI•2.013e• f2.011 DALYAOulll.n .ALTINOUIKı.oıı2.0nı.015 .2.013.. "00'... ol".TROAD2.2.0110.132 O,ns 0.634 O,83S O.U& 0.831Pb 207 i Pb 20&Resim: 32..0iO2.0152.010• e2.015it2..0102.0',EASTfRN ARTl~ACTS 1: ~~.: ..iı, ·.01 ~ ~Oo0#11 ~ :. . ,o" o~TAURUS 2AEASTERN ARTII'ACTS 2.••• .f:0 '. i/: /f i •(.:..-2.0'0+------+------!-------I-----+-----0.122Resim: 40.127o.en 0.137Pb Z07 i Pb 2.0195


tarafından Çavııştepe'deki kazı çalışmaları, 1986 yılına dek sürdürülmüş <strong>ve</strong>kalenin hemen hemen tümü ortaya çıkarılmıştır.Çavuştepe, M.Ö. 8. yüzyılın ortalarında, Kral Sarduri II (M.Ö. 764-735) döneminde kurulduğu <strong>ve</strong> M.Ö. 7. yüzyılın sonlarına değin yaşamınısürdürdüğü, kazılar sırasında ele geçen yazılı belgelerden anlaşılmaktadır-.Bu çalışmada incelenen örnekler, Çavuştepe'de değişik kazı sezoıılarınaait demir buluntular arasından seçilmiştir. Bunlar, bir adet kalem keski <strong>ve</strong>üç adet okucu'dur. İncelenen buluntularla ilgili bilgiler aşağıda <strong>ve</strong>rilmiştir.İncelemeYöntemiİncelenen örnekler, patinaları temizlenınemiş eserlerden kıl testere ilekesilerek çıkarılmıştır. Ancak okuçlarının aşırı ölçüde korozyona uğramasınedeniyle buluntuların gevrek davranış göstermesi sonucu kesme işlemi esnasındayer yer kırılmalar meydana gelmiştir. Bu buluntularda incelenenörnekler kırık parçalardan seçilmiştir. Kesilerek çıkarılan <strong>ve</strong>ya kırık parçalardanseçilen numuneler reçineye almarak mekanik parlatmaya tabi tutulmuştur.Numuneler, dağlarımadan önce, normal <strong>ve</strong> polarize ışık altında metalınikroskobunda <strong>ve</strong> ayrıca cevher mikroskobunda incelenmiştir. Buluntularınkalitatif analizi, bütün halinde Spectrace 5000 Tracor marka EDXRFspektrometresi ile orijinal durumuna zarar <strong>ve</strong>rmeden gerçekleştirilmiştir.Bu cihaz sayesinde, miktarı 20 ppm üzerinde olan elementler tesbit edilebilmiştir.Mikro yapıda yeralan kalıntıların analizi ise, JEüL JSM-330 TaramaElektron mikroskobuna bağlı, enerji ayınruh x-ışınları (Tracor NortherııMicro Tracer, TN 5500 EDXS) çözümleyicisi ile yarı-kantitatif olarak <strong>ve</strong>sertlik ölçümleri, Vickers sertlik cihazı ile i kg lık yük uygulanarak yapılmıştır.İncelenenBuluntularAşağıda, incelenen buluntular ile her buluntuda tesbit edilen karekteristiklerayrı ayrı belirtilecektir. Örneklenmelerin kodlanması tarafınıızdanyapılmıştır.Kalem Keski (ÇD-7):Buluntunun şekli <strong>ve</strong> metalografik etüd için numunenin alındığı bölge,Şekil: la'da gösterilmiştir.Bu buluntuda, korozyonun sadece dış kısımda yeraldığı <strong>ve</strong> iç kısımlarının sağlam olduğu görülmüştür.Buluntunun Genel Bileşimi: Kalem keskinin bütününün Spectrace5000 Tracor marka EDXRF spektrometresi ile yapılan genel kalitatif ana-98


lizinde, Al, Ca, Cr, Fe, Cu, Ni, Au, As, Pb <strong>ve</strong> Sr pikIerine rastlanılmıştır(Şekil: 2'ye bakınız). Metalografik etüd için çıkarılan numunenin taramaelektron mikroskobuna bağlı enerji ayırım lı x-ışınları ile yapılan analizindeise sadece Fe pik'i elde edilıniştir.Buluntudaki Kalıntıların Bileşimi: % 0.81 Mg, % 3.95 AI, %20.02 Si,% 1.78 P, ~,,;; 12.56 K, % 9.18 Ca, % 2.66 Mn, % 49.05 Fe.Buluntunun Sertliği: Keskinin sertliğinin, Şekil: 1 b'de görüldüğü gibiher bölgede aynı olmadığı, uç kısma doğru sertliğin arttığı <strong>ve</strong> sertlik değer"lerinin 180-300 HV arasında değiştiği saptanmıştır.Mikroskobik İnceleme: Buluntunun cevher mikroskobu ile yağlıob·jektif <strong>ve</strong> yeşil filtre kullanılarak 1400x büyütmede yapılan etüdünde, ppmmertebesinde. nabit altına raslanmıştır. Nitekim, buluntırnun genel kalitatifanalizinde de Au pik' ine raslanarak, altın miktarının 20-50 ppm mertebesindeolduğu anlaşılmıştır. Eserin, enine <strong>ve</strong> boyuna kesidine ait dağlanmamışhaldeki içyapı mikrografları Şekil: 3'de gösterilmiştir. Kalıntılarınbiçiminden,. keskinin sıcakta .dövülerek şekillendirildiği anlaşılmaktadır,Keskinin dağlanmış haldekimikro yapısı ise ince perlit içermektedir. Perlityapısının sıcak şekillendirme için keskinin zaman zaman odun kömüründetutulması sonucu karbon emerek oluştuğu tahmin edilmektedir. Nitekimkeskinin uç kısmının sertliği bu nedenle yüksektir.Buluntunun şekli <strong>ve</strong> numunenin alındığı bölge Şekil 4'de gösterilmiştir.Bu buluntunun önemli ölçüde korozyona uğradığı <strong>ve</strong> sadece göbekkısmında ufak bir metalik bölgenin yer aldığı görülmüştür. Mikroskobiketüdte, korozyon kabuğunun çeşitli tabakalardan oluştuğu aniaşılmıştır.En dışta yer alan yaklaşık 1100 mikron kalınlığındaki oksit tabakası, süngergörünümünde olup yapısındaki Si, P, K, Ca, Mg <strong>ve</strong> Al bulunmaktadır.Bu kabuk bölgesinden merkeze doğru gidildiğinde demirin dışmda herhangibir elemente raslanılmamıştır. Kabuk bölgesinde, yüzeyden 300, 500 <strong>ve</strong>1050 mikron uzaklıklarda tesbit edilen yarı-kantitatif bileşimler Tablo:1'de <strong>ve</strong>rilmiştir. Buluntunun, cevher nıikroskobisi ile yapılan etüdünde,hematit, limonit <strong>ve</strong> geotit'e raslanılınıştır. Şekil: 5 de, Okucu'nun dağlarıdıktansonraki mikro yapısı yer almaktadır. Mikro yapıda ferrit <strong>ve</strong> perlitfazlarının yer aldığı <strong>ve</strong> perlit fazının temperlenme sonucu kısmen toparlaudığıgörülmektedir.Okucu (ÇD-2).:Buluntunun biçimi, Şekil: 6'da gösterilmiştir. Bubuluntunun, metalikkısım içermediği <strong>ve</strong> tamamen oksitlendiği tesbit edilıniştir. Bu nedenle,metalografik karekteristikleri tesbit etmek mümkün olınamıştır. Bulunttı-99


Tablo: ı - Okucu (ÇD·l)'c Ait Korozyon Tabakasınırı BileşimiıYüzeyden itibarenmesaf Si P K \ Ca Mg Ai Fe(mikron)% Ağırlık300 i 2.760.54 0.04 0.80 - - 95.86550 15.52 0.56i- 0.35 5.02 8.59 69.971050 1<strong>6.</strong>09 - 0.63 0.44 5.19 8.82 68.84nun tümünün spektral analizinde AI, K, Ca, Cr, Fe, Zn, Pb, <strong>ve</strong> Sr pik'lerikaydedilmiştir. (Şekil: 6 b'ye bakmız). Tarama elektron mikroskobundayapılan analizde AI, Si, S, Cl <strong>ve</strong> Ca elementleri <strong>ve</strong> cevher mikroskobundayapılan incelemede ppm ınertebesinde nabit altma raslanılınıştır.Buluntunun biçimi Şekil: 7a'da görülmektedir. Ucu kıvrık olan buokucunun sap kısmından alınan numune üzerinde incelemeler yapılmış,ancak metalik kısma rastlanılmamıştır. Tarama elektron mikroskobundayapılan yarı-kantitatif analizde, dış kısımda demirin yanısıra %0.41 Si,%0.78 P, %0.16 K <strong>ve</strong> %0.51 Ca elementlerine ait pik'ler kaydedilmiş,iç kısımda ise sadece demir pik'i saptanmıştır. Buluntunun, dış kısmındayer alan kabuk bölgesinde Şekil: 7b'de görüldüğügibi ağaç dokusuna raslanılmıştır,Bu bölgede yapılan analizde, demirin yanısıra % 0.57 Si <strong>ve</strong>%0.28 Ca olduğu tesbit edilmiştir. Bu gözlem, muhtemelen okucununsap kısmının ağaç içerisine gömüldüğünü göstermektedir.SonuçlarınTartışılınasıKalem keskinin çelik olduğu <strong>ve</strong> içersinde yer alan diğer elementlerincevherden geldiği anlaşılmaktadır. Yapıda yer alan silikat (curuf) kalıntılarınınbileşimleri günümüzde üretilen çelik curufundan farklı bir bileşimesahip olup, bileşim, modern curuf'Iara kıyasla Fe <strong>ve</strong> K yönündenzengin, Si, Ca <strong>ve</strong> AI yönünden fakirdir. Bu sonuç bize, üretim esnasındaf1aks kullanılmadığı <strong>ve</strong> curuf yapısında yer alan elementlerin cevher ileergitme esnasında kullanılan odun kömüründen geldiğini göstermektedir.Yapıda yer alan kalıntılarııı biçimi, keskinin sıcakta dövülerek şekillendirildiğiniortaya koymaktadır. Buluntunun, sertliğinin genelde yüksek olması,bileşiminde yer alan az miktardaki alaşım elementleri ile açıklamak nıümkündür(Alaşım sertleşmesi). Buluntunun uç kısmında elde edilen yükseksertlik değerinin, yekillendirme amacıyla odun kömüründe defalarcaısıtılması neticesi karbonca zenginleştiği <strong>ve</strong> dolayısıyla kolayca su aldığısonucu ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Kalem keskinin, diğer buluntularakıyasla korozyon direncinin yüksek olması da yine bileşimindeyer alan az miktardaki alaşım elementlerine bağlamak mümkündür.100


Okuçlarınm bileşiminde yer alan Pb, Zn, Cu, Au, As, Cr, Ni gibielementler, ergitme işleminin, bakır <strong>ve</strong> altın elde etmek amacıyla yapıldığmaişaret etmektedir. Okuçlarında saptanan Cr <strong>ve</strong> Ni elementleri geneJlikleofiyolitlere bağlı bakırlı pirit cevherleriyle ilgilidir. Zn <strong>ve</strong> As elementlerininise, özellikle Doğu Karadeniz <strong>ve</strong> İran'daki kompleks sülfürlü cevherler ileilişkili olduğu kanaatindeyiz. Dolayısıyla eserlerde kullanılan cevherlerinDoğu Karadeniz <strong>ve</strong> Güneydoğu Anadolu'da yeralan cevherlerin izlerinitaşıdığı söylenilebilirôv'.Anadolu'da M.Ö. 2000'den beri demir üretiminin varlığuıdan sözedilmekte <strong>ve</strong> ilk demir öğelerinin, muhtemelen bakır <strong>ve</strong>ya kurşun izabesisırasında yan ürün olarak elde edildiği öne sürülmektedir", Bilindiğiüzere, bakır <strong>ve</strong>ya kurşun cevherine demir oksit f1aks olarak katıldığındaFayalit (2 FeO. Si0 2 ) tipi curuf oluşmaktadır. Demirin ergime noktasıIS40'C olmasına rağınen, demir oksit 800'C de redüklenebilmektedir.Ancak, cevher saf olmadığından, katı halde redüklenerek elde edilen demir,sünger <strong>ve</strong>ya parçalar (bloom) halinde demirle curufun karışımı şeklindeüretilir. Curufun sıvı halinde yapıdan uzaklaşabilmesi için bileşimine bağlıolarak sıcaklığın JJSO'C'nin üzerine çıkartılması gerekir. Demirin yapısındayer alan curuf yeniden ısıtma <strong>ve</strong> dövme işlemleri sonucu tedricen yapıdanuzaklaşır. Demir, aşağıdaki reaksiyona göre;Fe203 + 3CO ...., 2Fe + 3C0 2kolayca bakır ergitıne f'ırınmdan elde edilebilir. Karbon monoksit, odunkömürünün kısmen yanması sonucu oluşur. Bu yöntemle elde edilen demirinyapısı karbon miktarı açısından heterojen olup bir miktar da fosfor içerir.Fosfor, cevherden <strong>ve</strong> kullanılan yakıtdan gelmektedir. Hematit cevherleriönemli miktarda fosfor içermektedir. Fosfor, ergitme koşullarına bağlıolarak hem ergimiş metale hem de curufa geçmektedir. Cevlıerdeki diğerbazı elementler örneğin, manganez tamamen curufa geçer <strong>ve</strong> bu nedenlekullanılan cevher hakkında önemli ipucu sağlar. Silis, kalsiyum oksit, alüminagibi diğer gang mineraller ergitme esnasında demirle birleşerek curufoluşturur. Demir içersinde yer alan kalıntı curuf, cevherle ilgili izler taşıdığından,buluntunun analizinin yanısıra, curufla ilgili kimyasal <strong>ve</strong> minerolojikanalizler araştırıcılara ışık tutmaktadır'', Bloomery prosesindecurufun yapısı esas olarak fayalit olup değişik oranlarda wüstit (FeO) <strong>ve</strong>camsı matriks içerir. Curufta, alkalilerin bulunması, Si-O-Si bağlarınınparçalanmasına sebeb olur <strong>ve</strong> viskozite düşer". Bu nedenle, kalmtı curuffazında fosforun yanısıra, potasyumun yer alması, demirin sıcakta işlenebilirliliközelliğini geliştirici yönde etki etmektedir.101


Genel Sonuçlar <strong>ve</strong> ÖnerilerÇavuştepe kazısından çıkarılan <strong>ve</strong> Urartu dönemine ait demir buluntulardanbir adet kalem keski ile üç adet okucunun incelenmesi sonucuaşağıdaki sonuçlar ortaya çıkmıştır.a) Curufun bileşimi, günümüz teknolojisinde elde edilen curuf bileşimindeafarklı olup, ergitrne esnasında fIaks kullanılmadığı anlaşılmıştır.b) Buluntularda yer alan fosfor miktarı yüksektir.c) Buluntulann sertliği <strong>ve</strong> korozyon diren.ci, içersinde yer alan fosforilc, cevherdcn gelen az miktardaki diğer alaşım elementleri ile ilişkili olduğusöylenebilir.d) Demir buluntularınm, demir cevherinden üretildiği gibi, bakır üretimininsonucu olarak bir yanürün olarak üretildiği ihtimali de mümküngörülmektedir.e) Demir buluntulann üretiminde kullanılan cevherlerin Anadolukökenli olduğuna dair belirtiler mevcurdur->. Ancak, bu çalışma, böylebir sonuca ulaşmak için henüz sayısal yönden yetersizdir.Bu çalışmadan ayrıca, tamamen korozyona uğramış buluntular üzerineyapılan analizlerden cevherle ilgili önemli bilgilerin temin edilmesininmümkün olabileceği <strong>ve</strong> buluntulann incelenmesinde muhakkak, esas elementlerinyanısıra tali <strong>ve</strong> iz elementlerini saprayabilecek farklı yöntemlerdenyararlanılmasmın gerekli olduğu ortaya çıkmıştır.TeşekkürBu çalışma, İ. T.Ü. Kimya-Metalarji Faküıtesi, Metalurji Bölümü<strong>ve</strong> İ. Ü. Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü tarafından dosteklenmiştir.Tayfun Gür'e, SEM çalışmalarmdaki. Mızrap Canıbeyaz'a mikrograflardakikatkılarından dolayı teşekkür ederiz.KAYNAKLAR1. A. ERZEN, ÇAVUŞTEPE I, Türk Tarih Kurumu Yayını 1978 Ankara. S. 1.. Vd. d.2. R. OVALIGGLU, ı. Türkiye Madencilik Bilimsel <strong>ve</strong> Teknik Kongresi, Bildiriler Kitabı,Şubat 1969, s. 1013. Türkiye Sİnai Kalkınma Bankası A.ş. Kimya Sektör Araştırması Yayın No: Kimya 9 Bakır,Kasım (1979)4. PRENTISS S. de Jesus, "Eski çağlarda Anadolu'da yapılmış olan metalurjik faaliyetler" MTAdergisi sayı 87, Ekim 1976, s. 55.5. R.F. TYLECOTE, The Prehistory of Metallurgy in the British Isles. The Inst. of Metnls (1986)<strong>6.</strong> R.E.M. HEDGES, CL SALTER, Archaeometry 21, 2 (1979), 161-175.7. E. RAASK, Mineral Impurities in Coal Combustion Behavior, Problems and RemcdialMeasures. Hemisphere Publishing Coop. 1985, s. 127.102


LırNum..ıne~~--~)(aL•••... ' .'.,~ .301 HV 232 HV184 HVCbıŞekil: i a _ Kalem keski (ÇD-7)'nin biçimi <strong>ve</strong> metalografik inceleme için örneğin çıkartldığı bölgeb - Sertlik dağıhmlrues VOLTAGE 25 KY FILTER USED z THINTU9E CURFcE:NT 0.10 /iLA LIYETIME 100 SEeATN05PMERE z AIRi i i 1 LT' Illi I .. ll' r 1 • r .. !! i !:. !"Iİ-ii j= J:\,) ri J {'iii 'ıIfı ,I. ij1, ıM'..j,' Iı \ t~ı}1i 1Ji c LIe I 11,'1 c i i. ,Il '~iiiS ıll~( L~~i ' i ('lı,i I' i Vi~ \' Iı ~ 'i \W~ \~ i\ 1\ II li ,) ~ : \'/l j ı \\:.I , l ii i n ,,f"": L, ! i \ ij L;"'i'j ,i, '( L~' ~ 1\ : ıi) 1)1 J~r" iL "VI•.•.,."..•.,,., "..... JIii, i illil li i li ı::IT]nlTfTIlTprrrrrmrrrrtprı LLL:! ll!i! :i':: :1::' li l !: fiIli Iii" li::rrpm;mıı f 1~ i" 2 3 4 5 6 7 ~ 9 ıa 11 12 13 14 15 16 17 L~ 19 20KEVŞekil: 2 - Kalem keski (ÇO-7)'nİn bütününün, Spectrace 5000 Tracor marka EDXRF spektrometresindeanalizi sonucu elde edilen pikler103


~~Şekil: 3 - Kalem keski (ÇD-7)'nin, dağlarımadan önceki mikroyapısı. Yapıda, sllikat (curuf)kalıntısı görülmektedir,


~......,...... .­.".' .'..............1 ....Şekil: 4 - Okucu (ÇD-I)'in şekli <strong>ve</strong> örneğin alındığı bölge (taralr alan)Şekil: 5 - Okucu (CD-I)'in, göbek kısmında yer alan metalik bölgenin enine kesit mikroyapısılOS


CO-2"111,,,,11,,11,,1111111111'1[111'11111111111,11'[11''1111'1111111111!llllı'II'I""IIII'!I1' 1''") 11 12 13 14 15 16 17 18 19 LŞekil: 6 a - Okucu (ÇD-2)'nin biçimiTUBE VOLTAGE ;TUElE CURRENTATl"IDSPHERE25 KVo. ıs mAAIRFILlER USED ıLIVETIMETHIN100 SEeF.S.... 512L ı ı ı ! 1111' i uulıuılıuılıııılıuılııı ıl ll! i!! IIII1111 lı!! ıluııluııluulıuılıu1111111 ll! ı luulııi il i )1 ıl l]J '1111 \ ~~ IIı Iı i i1 :c'j ıııııl p, i nıııı'j i ' l( ı Ii ı "ıi i I :i i-i j :jı i s )\1;1 1 1 \\i lı, 1'1 i b .h l1 ;1,1,;/ .,1 i,i!i'ii\ ~ 1"~ A ,', ili""ıd~i'\~1". r-)'(iı lil! i i'~ i L \ \/ ~i~L! i~ )1".(/'N\1 iııı) ) i!! 1..\1 i! iı !i~\: .j ii ' ı~., ıl 1 ~ ~~+~,.•r i1 J ....·r......... .-Ji ITT11nrmrrrmıı ıol IIi: ( II i LLL llTIJTii ıı rı ((ı \ll ii i i i II ı 11 ıı i i [ IIIII iiiii!Il:\ i iII i iiIII il ı 1ı;ı ı :::: :) ·1 5 "" 7 :21 s- 113 11 12 ı x 14 15 16 ı:' 1:=: 19 ~,'ı'ıKEVŞekil: 6 b - Bulunturıun, Spectrace 5000 Tracor marka EDXRF spektrometresi ile yapılananalizinde elde edilen pikler.106


ÇO-4111111111111111 ıı 1111 1111ıı 1111 111 11i1i11111111 ı 11 111'1 11111s 14 15 16 17 18 1!Şekil: 7 a - Okucu (ÇO-4)'ün biçimiŞekil: 7 b - Buluntunun sap kısmında yer alan ağaç dokusunun SEM görüntüsü107


osMANLı MİMARtsİNDE IttJLLANı:LANDEMİR ÖGELERİNİN üRETİM TEKNOLOJİsİGülsün TANYELİ*A. Emel GEçKİNLİAli ATAÖZETBu çalışmada, Osmanlı dönemi demir teknolojisini aydınlığa kavuşturmakamacıyla, 15-lS. yüzyıl Dsrnanlı mimarisinde kullanılan demiröğelerin karakteristikleri <strong>ve</strong> üretim teknolojileri saptanmıştır. İncelenenörnekler, Topkapı Sarayı II. Avlu <strong>ve</strong> Davutpaşa Medresesi'nden revakgergileri, Edirne Selimiye Camii'nden <strong>ve</strong> saray mutfaklarından kenet,Sultan Ahmet Camii'nden zıvana, Edirne'deki Tütünsüz Baba Türbesi'ndenonarım kuşaklaması <strong>ve</strong> Topkapı Sarayı Zülüflü Baltacılar Koğuşu'na aitparmaklık topu olmak üzere toplam yedi adettir.Örneklerin mikroyapısı, optik <strong>ve</strong> taramalı elektron rnikroskobundaincelenmiş ayrıca sertlik değerleri de ölçülmüştür. Yapıda yeralan kalıntılarınfosfor <strong>ve</strong> potasyum yönünden zengin olduğn <strong>ve</strong> parmaklık topu dışındademir öğelerin sıcakta dövülerek üretildiği, kalın parçaların üretimindeise katlama <strong>ve</strong> sıcakta dö<strong>ve</strong>rek birleştirme tekniğinin kullanıldığıtesbit edilıniştir.Bu çalışma, 15-IS. yüzyılOsmanlı demir üretim <strong>ve</strong> işleme teknoloji"sinin batıdan geri olmadığını göstermiştir.GİRİşOsmanlı mimarisinde demiri, kullanım biçimine göre strüktürel amaçlıolan <strong>ve</strong> olmayan şeklinde iki grup altında incelemek mümkündür. Sanayi(*) Gülsürı TANYELİ, tT.D. Mimarlık Fakültesi, RestorasyonAnabilim Dalı Taksim-İstanbulA. Emel GEÇKİNLİ İ.T.Ü. Kimya-Metalurji Fakültesi, Metalurji Mühendisliği BÖıennü,Ayazağa-İSTANBULAli ATA, tT.D. Kimya-Metalur]i Fakültesi, Metalurji Mühendisliği Bölümü, Ayazağa-fS­TANBUL.109


devrimi öncesi dönemi yaşayan bir kültürün mimarlığında demirin strüktürelkullanımından sözedildiğinde, burada demirin ana strüktüre katılan,ama, ona yalnızca yardımcı olan bir öğe olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.Osmanlı mimarisinde bu alanda, diğer mimari geleneklere göre şaşırtıcıbir kapsam genişliğinin yanısıra uzun bir evrim sürecinde oluşan büyükbir birikimle karşılaşılmaktadır. Kagir yapıların desteklenmesi için kullanılanstrüktürel demir ögeler çeşitli alt başlıklar altında toplanabilir.Bunlardan, kenetler, zıvanalar, gergiler,kirişler <strong>ve</strong> diğerleri gibi tekil öğeleryapı konstrüksiyonunun mesnetlenmesini sağlamak amacıyla kullanılmıştır..Kagir strüktürde, özellikle kubbe <strong>ve</strong> kubbeden gelen yüklerin karşılanacağıyerlerde yapı bünyesinde oluşan çekme gerilmelerini karşılamaküzere oluşturulan kuşaklama sistemleri <strong>ve</strong> yapıda çeşitli nedenlerle sonradanoluşan arızaların giderilmesi ya da önlenmesi için kullanılan tekil öğeler<strong>ve</strong> düzenekler de bulunmaktadır. Bunlara ek olarak sanayi çağı uygulamalarıylakoşut az sayıda demir kubbe uygulaması Osmanlı mimarlığındastrüktürel amaçlı demir kullanımının ana repertuvarını oluşturmaktadır.Strüktürel amaçlı olmayan, yani strüktüre katkıda bulunmayan ya da onunasli bir bileşeni olmayan öğelerse, toplu <strong>ve</strong> topsuz pencere parmaklıkları,kapı <strong>ve</strong> pencerelerin demir aksamı, rezeler, ökçe <strong>ve</strong> taban demirleri, mandal.kanca <strong>ve</strong> halkalar, köşebentler, kazık başlıkları, sütun <strong>ve</strong> başlık bilezikleri,çiviler <strong>ve</strong> zincirlerdir.AmaçOsmanlı mimarisinde demir kbllantmı konusu, bu metalin üretim <strong>ve</strong>işleme teknolojisiyle çok sıkı biçimde ilişkilidir. Konunun metalurjik açıdanincelenmesini gerekli kılan en önemli etken, 15. Yüzyılın ikinci yarısındaortaya çıkan <strong>ve</strong> 1<strong>6.</strong> yüzyılın başlarında 10*15 <strong>ve</strong> 9*16,5 cm lik kesitlere,yaklaşık 10 m uzunluğa ulaşan demir gergilerin mimaride kullanılınasıdır.Aynı yüzyıllarda diğer toplumlar böylesi boyutlara sahip demir öğeler üretememcktedirler,Dolayısıyla, Osmanlı kültürünün demirin üretim sürecine<strong>ve</strong> işleme tekniğine getirdiği katkılarm belirlenmesi gerekmektedir ki,bu konuda herhangi bir çalışma mevcut değildir. Bu çalışmada, yukarıdakiamaca yönelik olarak restorasyon esnasında ele geçen bazı demir öğelerüzerinde metalografik incelemeler yapılarak, 15-18. yüzyıl Osmanlı mimarisindekullanılan demir öğelerin karekteristikleri <strong>ve</strong> üretim teknolojilerisaptanmıştır.DENEYSEL ÇALIŞMALARİnceleme YöntemiEserlerden çıkarılan. ufak numuneler mekanik parlatmaya tabi tutularak,makroskobik <strong>ve</strong> mikroskobik olarak incelenmiştir. Eserlerin genelno


analizi ile mevcut kalıntılann analizi leol-JSM-T330 tarama elektrorımikroskobuna bağlı Tracor Northern TN 5500 enerji ayınmlı x-ışınlarıçözümleyleisi (ENXS) ile yarı-kantitatif olarak gerçekleştirilmiştir. Sertlikölçümleri, mikro sertlik cihazı ile 1 kg yük altında Vickers ucu kullanılarakyapılmıştır.İNCELENEN ESERLERBu çalışmada incelenen örnekler, yapıda kullanını yerleri açısındau,kenet, zıvana, gergi <strong>ve</strong> onarım kuşaklaması olarakadlandırılan strüktüreltekil öğelerdir. Bunlara ek olarak strüktürel bir öğe olmayan pencere parmaklıktoplarından bir örnek de karşılaştırma amacıyla çalışma kapsamınakatılmıştır. Kenetler, yanaşık derzli örgüde taşları, üst yüzeylerinde açılanyuvalar içinde yerleştiriterek birbirlerine yatayda bağlayan ögelerdir. Zıvanaise, benzer şekilde taşlan düşeyde bağlamak için kullanılır. Şekil: I'de heriki ögenin yapı içersindeki konumu şematik olarak gösterilmiştir. ÖzgünOsmanlı belgelerinde genellikle 'kiriş' olarak adı geçen <strong>ve</strong> strüktürde aldıklarırollere göre değişik gruplar oluşturan gergiler ise büyük kesitli<strong>ve</strong> metrelerce uzunluktaki demir ögelerdir. Demir gergilerin LS. yüzyılortalarında ilk kez Edirne'deki Üç Şerefeli Camii'de kullanıldığı bilinınektedir.Şekil: 2'de ise, demir gergilerin mesnetlenmesi ile ilgili, Osmanlımimarisinde rastlanan çeşitli mesnetleme sistemleri <strong>ve</strong>rilmiştir. İnceleneneserler hakkında genel bilgi ile bu eserlerde saptanan mikroyapı karekteristikleriayrı ayrı aşağıda belirtilmiştir.Örnek i: Kenet, Edirne Saray Mntfakları (15. Yüzyılın3. çeyreği)Saray içinde harap durumdaki Saray mutfakları, değişik kagir sistemlerinbir arada uygulandığı Erken-Osmanlımimarlığı örneklerinden biridir:Bu yapıda kullanılan sırur1ı sayıdaki demir öğeler, ayaklarm taş örgüsündekikenetler <strong>ve</strong> kemer açıklıklanndaki gergilerdir. Keııetler yaklaşık 19-22cm uzunlukta, 1.8-2. i cm genişliktedir <strong>ve</strong> uçları 3.5 cm kadar kıvrılmaktadır.Eserden alman örnekte yapılan makro incelemede kenetin, daha ince<strong>ve</strong> uzun bir parçanın ikiye katlanması ile elde edildiği anlaşılmaktadır.Kenetin mikroyapısı Şekil: 3'de yer almaktadır. Mikrograflardan görüldüğüüzere mikroyapı esas olarak ferritik karekterde olup yer yer perlit'çe zenginbölgelerunevcutdur. Bu durum muhtemelen kenetin üretimi aşamasındatekrarlanan yeniden ısıtma işlemleri esnasında karbon difüzyonunurı yeralmasından kaynaklanmaktadır. Yapıda ayrıca bol miktarda kalıntılar.mevcut olup, yapılan prob analizinde bunların Tablo: I'de . görüldüğü.gibi fosfor <strong>ve</strong> potasyum yönünden zengin olduğu saptanmıştır. KenetinIII


-'----,.~---,-_._----sertliği, heterojen mikroyapı dolayısıyla 92-179 Vickers arasında değişmektedir.Örnek 2: Revak Gergisi, İstanbul, Davutpaşa Medresesi (1485-?)Yapını teknikleri açısından ilk örnekle aynı özellikleri gösteren yapınınavlu revaklarında, kemer açıklıklarında kullanılmış gergilerin kesitleriyaklaşık 4 x <strong>6.</strong>5 cın boyutlarındadır. Ancak, 4.5 m uzunluğa ulaşan buöğelerin 1-1. 5 ın uzunluğunda <strong>ve</strong> 2 x <strong>6.</strong>5 cın kesitinde sırt sırta yerleştirilmişdemir çubuklardan sıcakta birleştirilerek oluşturulmuştur. İncelenenörnek, Şekil: 4'de gösterildiği üzere L biçiminde kıvrılarak sütun başlığıiçinde açılmış yuvaya giren kesiminden alınmıştır. Gergirıin mikroyapısınıntamamen ferritik olduğu, yer yer kalıntıların bulunduğu <strong>ve</strong> sertliğin 107­138 Vickers arasında değiştiği saptanmıştır.Örnek 3: Revak Gergisi, İstanbul, Topkapı Sarayı II. Avlu (l5. Yüzyılsonu-I<strong>6.</strong> Yüzyıl ?)Topkapı Sarayı'nın kuruluşunun ilk aşamasında gerçekleştirilmiş H.Avlu'nun Haliç yönündeki revaklarında kullaıulmış gergiler de yukarıdasözü edilenlerle aynı niteliktedir. Restorasyon çalışmaları sırasında yerindençıkarılan 4.1 x <strong>6.</strong>8 cın kesidindeki ögeden kügir duvar içine giren ucundanörnek alınmıştır. Gergiyi duvara ınesnetleyen kılıcın geçmesi için bırakılandeliğin Şekil: 5'de görüldüğü üzere, gergi gövdesinin U biçiminde kendiüzerine kıvrılarak yapıldığı ortaya çıkmıştır. Gerginiri mikroyapısının esasolarak ferritik olduğu, ancak yapıda yer yer karbonca çok zengin bölgelerinyer aldığı tesbit edilmiştir. (Şekil: 6'ya bakınız.) Karbonca zengin bölgelerdeferrit fazının dağılıını Widmanstatten yapısıııda olup parçanın takriben:::; 1000 oc sıcaklıktan havada soğutulduğunu göstermektedir. İncelenenörneğin sertliği, karbonca zengin bölgelerin mevcudiyeti nedeniyle 165~249 Vickers arasında değişmektedir.Örnek 4: Kenet, Edirne, Selimiye Camii (1569-1575)Yapının yanaşık derzli kesme taş örgüsünün hemen her yerinde kullanılmışkenetlerin bir örneği, binanın geçirdiği onarımlar sırasında yerindençıkarılarak kubbe yoluna çıkan merdi<strong>ve</strong>n sahanlığında bırakılmıştır. İncelenenbu örneğin standaıt boyutlarda olmadığı görülmüştür. Kenetin toplamuzunluğu yaklaşık 54 cm, genişliği 3.5-4 cm, kalınlığı ise 1-1.2 cm dir.Yaklaşık 6 cm kadar kıvrılan uelarının genişleyerek trapeze dönüşmesiyle,saraymutfaklarında kullanılandan farklı bir tip oluşturmaktadır. Kenetinmikroyapı karekteristikleri, Edirne saray mutfaklarında kullanılan kenetinyapısına tamamen benzerdir. (Şekil: Tde bakınız)112


Örnek 5: Zıvana, İstanbul, Sultanahmet Camii (1609-1617),Caminin son restorasyonunda çürüyen taşların değiştirilmesi sırasındaçıkarılan zıvanaların kullanım yerlerine göre boyutları 6-12 cm arasındadeğişmektedir. İncelenen zıvananın biçimi Şekil: 8'de görülmektedir. Makroyapıetüdünden zıvananın sıcakta katlanarak biçimlendirildiği, mikroyapınınise ferritik olduğu tesbit edilmiştir.Örnek 6: Onarım Kuşaklaması, Edirne Tütünsüz Baba Türbesi (1488/18. Yüzyılonarımı?)Onikigen planlı yapının çatlayan beden duvarlannın sağlama alınmasıiçin kubbenin oturduğu kotta çift sıra olarak uygulanmış bir sistemdir.s-ıo cm genişlikte, 0.6-1 cm kalınlıkta, değişik uzunluklarda yassı demiröğeler Şekil: 9'da gösterildiği gibi özel çivili pimlerle bağlanmışlardır. Yapınınuğradığı başka tahribatlar nedeniyle işlevini yitirmiş olan bu öğelerüzerinde mekanik çekiçle dövülerek biçimlerıdirildiğini gösteren 9 x 14cm boyutunda'izler bulunmaktadır. Mikroyapı karekteristikleri yönündendaha önce incelenen örneklere tamamen benzerdir. (Şekil: 10'na bakınız)Örnek 7: Pencere Parmaklık Topu, İstanbul, Topkapı Sarayı, ZülüflüBaltacılar Koğuşu (18. Yüzyıl)Osmanlı mimarisinde, strüktürel amaçlı olmayan <strong>ve</strong> ortaya çıktığıtarihten itibaren döküm olarak yapıldığı bilinen hemen hemen tek ögeparmaklık toplandır. 14. yüzyılın ortalarında Bursa yapılarında kullanılmayabaşlanan toplu demir pencere parmaklıklarının da, yine belgelerdenöğrenildiğine göre, eski <strong>ve</strong> yeni olarak tanımlanan biçimleri ortayaçıkmıştır. Yapının restorasyonu sırasında yerinden çıkartılan öğeninkenar boyutu 4.5 cm, delik çapı 2.2 cm. dir. Parmaklık topunun biçimi <strong>ve</strong>mikroyapısı Şekil: II 'de görülmektedir, Topun döküm yoluyla şekiilendirildiğidoğrulanmıştır.Tablo: 1 - Kenetdeki (Edirne Saray Mutfaldarı) İki Fazlı Kalıntıların Bileşimi..Yarı-Kantitatif Analiz)Element % Açık renkli faz Matrix Koyu leke OrtalamaMg 0.6' 0.53* 0.64* YokAl 2.94' 1.46* 2.63' 2.79*Si 15.73* 5.02* 12.15' 13.80'P 1 .81 * 0.55" 1.17* 1.68',CL 0.11 0.08 0.11 0.75K 2.60 0.70 i.76 1.49Ca 17.53 2.93 9.86 10.35rı 1.07 1.84 1.33 1.50Mn 1.08 0.62 0.54 0.70Fe 5<strong>6.</strong>54 8<strong>6.</strong>28 70.81 6<strong>6.</strong>94*..Yuksek absorbsıyonH3


SONUÇLARIN TARTIşILMASıİncelenen örneklerde saptanan müşterek karekteristikler aşağıdaözetlenmiştir.a) Demir öğeler esas olarak yumuşak (ferritik) demirden üretilmiştir.Yapıda, yer yer karbonca zengin bölgeler <strong>ve</strong> curuf bulnnmaktadır. Mikroyapıdayer alan curuf, tüm ögelerde aynı özelliklere sahip olup demir,potasynm <strong>ve</strong> fosfor yönünden modern teknoloji curuflarına kıyasla zengindir.Mikroyapıdaki tane boyutu dağılımının da heterojen olduğu gözlenmiştir.b) Demir. öğelerin üretim teknolojisi esas olarak sıcakta dövmeyedayanmaktadır. Diğer taraftan, kalın ögelerin üretiminde, dökümle şekillendirmeyerine dövülerek elde edilen şeritlerin kendi üzerine katlanarak<strong>ve</strong> bu katlı parçanın sıcakta yeniden dövülerek birbirine kaynaşması ileelde edildiği görülmüştür. Katlama <strong>ve</strong> kaynaştırma işlemi, şüphesiz parçanınistenilen boyuta ulaşıncaya kadar devam etmektedir.c) 15-18. Yüzyıl arasında, Osmanlı demir üretim teknolojisinde herhangibir fark göze çarpmaınaktadır,Sıcak işlemin yaygın olarak kullarulmasmın nedeni, demirin çok yumuşakolmasındandır. Diğer taraftan, yapıda yer alan bol miktarda fosforcazengin curuf demirin sıcak işlenebilirlik özelliğini arttırmaktadır. Romaöncesi <strong>ve</strong> Geç-Orta çağ dönemlerinde yüksek fosforlu demirin dövülerekelde edildiği bilinmektedir ı. Fosfor, demiri karbondan daha sert <strong>ve</strong>soğukta gevrek yapar. Bu nedenle fosfor, modern çelik bileşiminde istenmeyenbir elementtir. Buna karşılık, fosfor ila<strong>ve</strong>si demirin ergime sıcaklığırudüşürdüğünden ı, sıcakta işlenebilirlik özelliği artar. Nitekim,İngiltere'de Danebury buluntuları üzerine yapılan bir araştırmada, fosformiktarının, üretilen malzemenin kütlesi ile orantılı olarak arttığuu ortayaçıkarmıştır 3, Demir içersinde fosforun keşfi 1784 yılına dayanmaktadır.Diğer taraftan,I7. <strong>ve</strong> 18. yüzyıl harpsikord telleri üzerine yapılan iucelemede0.23 mm çapındaki tellerin %0.22 ye varan fosfor içerdiği saptanmıştır4. Dolayısıyla, bu yüzyıllarda fosforlu-demir kullanımımn yaygın olmasıbu dönemiu geleneksel demir üretim teknolojisi hakkında fikir <strong>ve</strong>rmektedir.Avrupa'da demirin Bloomery " yöntemiyle üretimi 13-14. yüzyıla kadarsürmüştür. Daha sonraları, düşey fırınlarda üretim yavaş yavaş 'bloomery'yönteminin yerini almıştır. Ancak, özellikle küçük üretirn merkezlerinde(*) Bu yöntemde ergitmo işlemi, toprağa kazılan birçukur içersinde, ccvhcr <strong>ve</strong> kömürün karıştırılınasıile gerçekleşmektedir.114


19. yüzyılortalarına kadar 'Bloomery' yöntemi ile üretim devam etmiştir.Katlama <strong>ve</strong> katlanan tabakaların birbirine sıcakta dövülerek kaynaştırılmasıişlemi, daha düşük sıcaklıklarda çalışma imkanı <strong>ve</strong>rdiği için avantajsağlamaktadır. Diğer taraftan, sürekli sıcakta dövme sonucu yapıda yeralan iri curuf kalıntılar bünyeden atılmakta, ufak kalıntıların ise yapıdadaha homojen bir şekilde dağılması mümkün olmaktadır. Katlama işlemininde bu yönde müsbet katkısının yanısıra, malzemeye kazandırdığılamelli yapı sayesinde tokluk <strong>ve</strong> muka<strong>ve</strong>met özelliklerini geliştirdiği bugünbilinen bir gerçektir.Kalıntıcuruf yapısında yer alan elementler, cevher <strong>ve</strong> i <strong>ve</strong>ya kullanılanyakıtla ilgilidir. Curuf bileşiminin, modern curuf bileşimlerine kıyaslaSi, Ca <strong>ve</strong> Al yönünden fakir olması, demir üretimi esnasında flakskullanılmadığınıgöstermektedir. Kalıntıda kükürdün 'olmayışı <strong>ve</strong> potasyumunbulunması, yakıt olarak odun kömürünün kullanıldığını <strong>ve</strong> ayrıca demircevherinin büyük bir olasılıkla karbonat (FeC03), hematit (Fe203) <strong>ve</strong>yalimonit (Fe203.H20 <strong>ve</strong>ya FeO.OH) kökenli olduğunu göstermektedir.Silikat curnflarında alkalilerin bulunması, Si-O-Si bağlarının parçalanmasınasebep olur <strong>ve</strong> viskozite düşer>, Bu nedenle, kalmtı fazda fosforunyanısıra potasyumun yer alması, demirin sıcak işlenebilirlik özelliğinigeliştirici yönde etki etmektedir.Osmanlı mimarisinde kullanılan strüktürel demir öğelerin üretimi,Osmanlı demir işleme teknolojisinin ileri bir düzeyde olduğunu göstermektedir.Nitekim, Batı Avrupa'da 100 kg lık bir demir parçasını dövmeyeyeterli güçte bir mekanik çekicin IS. yüzyıl öncesinde varolduğu çok kuşkuludurv,Oysa, İstanbul Bayezid Camisi'nin (1505-6) dövülerek işlenmişolan iç mekan ana gergilerinin herbiri yaklaşık 1.2 ton ağırlığındadır. Bunakarşılık, 17. yüzyıl İngiltere'sinde 10 x S.5 cm kesitli <strong>ve</strong> 3 m uzunluğundadövme kiriş yapılamadığı bilinmektedirv,TeşekkürKültür Bakanlığı, İstanbul Rölö<strong>ve</strong> <strong>ve</strong> Anıtlar Müdürlüğü'nden Y.Mimar İlban Öz, Topkapı Sarayı'ndan, İstanbul Vakıflar Bölge Müdürlüğü'ndenY. Mimar İ. Hakkı Yıldırım Sultanalımet Camisi'nden çeşitliörnekler sağlayarak yardımcı oldular. İ.T.D. Mimarlık Fakültesi'nden Dr.Uğıır Tanyeli ise alan <strong>ve</strong> arşivaraştırmalarında çalışmaya destek <strong>ve</strong>rdi,teşekkür ederiz.115


Bu çalışma, İ. T.Ü. Kimya-Metalurji Fakültesinde gerçekleşmiştir.Fakültenin değerli elemanlarından Tayfun Gür'e SEM çalışmalarındaki,Mizrap Canıbeyaz'a mikrograflardaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz.YARARLANILAN KAYNAKLAR1. R.F.TYLECOTE, The Prehlstory of Metallurgy in the British 151e5. The Inst. of Metals (l9SG)2. Mctals Handbcok Vol. 7 Phase Diagrarns 8. Edition3. R.M. EI-lRENREICH. Proo. of The 25. International Archaeoıuetry Symp. Ed. by Y.Maniatis, Elsevier (1989) 2614. M. GOODWAY, Science, 236 (1987) 9275. E. RAASK, Mineral Impurities İn Coal Combııstion Behavior, Problcms and RemedialMeasures. Hemisphere Publishing Coop. 1985 p. 127<strong>6.</strong> G.TANYELİ, Osmanlı Mimarhğuıda Demirin Strüktürel Kullaıuını (l5-1S. Yüzyıl) İ.T.Ü.Fen Bilimleri Enst. Doktora Tezi, Şubat, <strong>1990</strong>.116


17-- -fk --,grEa:5117


o: .L)•. '-'.~ ...ıııHiııı. LL)/)/,:Q,>• Q •····0o 050 ı.oom~Şekil: 2 - Mesnetleme sistemleri; (A). Simitli mesnetleme, (B). Açık kılıçlı mesnetleme,(C). Simitli mesnete kılıçlı bağlantı, (D), Yarı gizli kılıçlı mesnetleme.118


Şekil : 3- Edirne Saray Mutfaklarına ait kenetin mikroyapısı.a) Yüzeye yakın bölge, b) Iç kısım, c) Yapıdayer alan kalıntılar, (Dağlama reaktifi; Ni­W).119


Şekil: 4 c--İstanbul, Davutpaşa Medresesi revak gergilerinin mesnetleme sistemi <strong>ve</strong> incelenenörneğin alındığı bölge.120


LO cmŞekil: 5- İstanbul, Topkepı Sarayı LL. Avlu revak gergisinin kagir duvar içine mesnetlenenuc kısmı. (Ok, incelenen örneğin alındığı bölgeyi göstermektedir).Şekil: 6- İstanbul, Topkapı Sarayı LL. A vlu revak gergisinin mikroyapısı. Karbonca zenginbölgelerde yer alan Widmanstatten mcrfolojisi.121


Şekil:7- Edirne, Selimiye camii'ne ait kenetin mikroyapısı.Mikrograflar farklı bölgeleri göstermektedir.122


.,'I ! --\2 3 4 5Şekil: 8 - İstanbul, Sultanahmet Camii'ne ait zıvana.l~pH,... (0.6-1.0 • 1.0_10.0


124Şekil:IOO,Mm10- Edirne, Tütünsüz Baba Türbesi. onarım kuşaklamasınınmikroyapısı. Mikrograflar farklı bölgeleraittir.


2cm100.,«mŞekil: 11- İstanbul, Tnpkapı Saray! Zülüflü Baltacılar Knğuşuna ait pencere parmaklıktopu <strong>ve</strong> mikroyapısı. .Şekil: 12- Tablo I'de bileşimi <strong>ve</strong>rilen kalıntıya ait mikrograf (Edirne Saray Mutfaklan).125


-~~--~~~-


AEGEAN DENDROCHRONOLOGY PROJECT: 1989-<strong>1990</strong> RESULTSFGE'DEKI DENDROKRONOLOJİPROJESİ: 1989-<strong>1990</strong> SONUÇLARIThe Year's Work - 1989 Summer CollcetingPeter Ian KUNIHOLM*In 1989 we gathered 563 wood and charcoal samples from 49 sites .orseeters of sites. Two anonymous foundations, whom we thank, provideda replacement for the old minibus, and in it we tra<strong>ve</strong>lled 17,640 kms,Field collectors were Shana Tarter, this year's Fellow of the .Institute forAegean Prehistory, and Robert Pohl. Laboratory work was condııcted,under the supervision of Carol Griggs, by James Crozier, Esra Köseataç,Susan Kuniholm, Nancy Lin, Miles McCredie, Joan Ramage, and ShanaTarter. In a conservati<strong>ve</strong> accounting change from previous years, we ha<strong>ve</strong>stopped counting lumps. A bag filled with 21 pieces of charcoal counts asonlyone sample, although after measurement we may decide that se<strong>ve</strong>raltrees are represented. The complete list is presented at the end of thisreport. Since discussion of all 48 sites would wear through all but the mostfaithful reader's patience, selected comments follow on same of the. moresignificaııt material worked on o<strong>ve</strong>r the pastl2 months.Cedars & Junipers - From The Forests To The Dashur Boat And TheBent PyramidSections of Cedrus libani and Juniperus collected in 1974, 1988, and1989 from Çığlıkara Forest abo<strong>ve</strong> Elmalı, west of Antalya in Lycia, form619 and 629 year chronologies that extend respecti<strong>ve</strong>ly from 1370 and 1360to 1989. Carol Griggs has found that they crossdate not only with each otherbut with cedars from the forest of Feke, northeast of Adana, approximatelyequidistant from both Elmalı and northern Lebanon, and with cedars collectedat Bcharre in north Lebanon in 1965 by Prof. Bryant Barınister of(*) Prof. Peter Ian KUNIHOLM. Aegean Dentrochronology Project, B-48 Goldwin Smith"Hall, Cornell Uni<strong>ve</strong>rsity, Ithaca. New-York 14853-3201. ABD.127·


the Uni<strong>ve</strong>rsity of Arizona. Theyalsa crossdate with corıifers from the TroodosMountains of Cyprus to the south, with Erzurum and Malatya tothe east, with Eskişehir i Çatacık to the north, an with Florina in northwestGreece to the west. They e<strong>ve</strong>n crossdate well with Aegean oaks. The pointof all this is to see how well the living cedars, whether from Lebanon orthe Taurus, match other living trees from Anatolia. Ifthey do so consistently(and they do), and if the climate in antiquity was similar to taday's (andthere is rio demonstrable proof that it was not), then there is e<strong>ve</strong>ryreasorıtothink that ancient cedars found. in Egyptological colleciions will crossdateas well, and we will at last ha<strong>ve</strong> a secure basis for dentrochronologicaldating.oftimbersor other artifacts found in Egypt made of imported cedarof Lebanon or juniper.We are already at work on measuring cedars in a number of Egyptological·colIections. Last year i mentioned that Maryanne Newton was atwork on Egyption cedar artifacts, principally the tinı bers of the Dashur Boat(from the Pyramid of Sesostris III of Dynasty XII) in the Carnegie Museumin Pittsburg and that Shana Tarter was at workon cores taken from thePyramid of Sneferu (the first Pharaoh of Dynasty IV) alsa at Dashur butfrom approximately eight centuries earlier than Sesastris III. One of theDashur cedar cores is shown in Fig. i and the boat itself in Fig. 2.What was clear from the beginning was that many of these Old andMiddle Kingdem timbers iıad been cut from enormous cedar trees. Sameof tiıeIiving cedar trees at Elmalı, for example, are as tali as 42 nıeters and2.60 m. in diameter at the butt.The core shown in Fig. i has 248 rings. We do not yet know how manyyears are missing between the last preser<strong>ve</strong>d ring and the terminal ring which.grew just before the tree was cut down same time in the 19th century BC.The initial results show that sametimes the exterior rings of planks in theboat are centuries apart,... not because they were cut at different times bul'because the timbers came from different places within the tree trunk. With500 or 600 year ring-counts not uncommon, it is no wonder that attemptsto date Egyptian wood by radiocarbon ha<strong>ve</strong> been so une<strong>ve</strong>n,Other Forests: In 1989 we <strong>ve</strong>ntured for the first time ya Crete. The charcoalwhich attracted us there came from Bronze Age Knossos, Myrtos-Pyrgos,and from Iron Age Kata Syrne, In the future we plan to go back for'colIection atadditional sites, Since we had no assurance that Crete was go-.ing to crossdate with rnainland Greece and Anatolia, the first step was totest the forests, such as are left, notably the Samaria Gorge National Park128:


which has both Pinus brutia and Cupressus sempervirens, These measurementsshould be coıııpleted this summer,Burdur, Koca Oda (also known as the Çelikbaş Konağı or the Baki BeyKonağı):Two handsorne buildings in Burdur, thought to date from the 17th century,rcccntly restored by the Monuments Commission and the ArchaeologicalService had been shown to us in 1988,and we had been asked to helpdate them. We can report cutting dates for bothbuildings: the Koca Oda(Fig. 3) isbuilt on an all-wood support system, mostly juniper, and in oneinstance the bark of the i 669 ring is still present. In Fig. 4 Shana Tarterdrills a core from the central joist of the second story. A supporting joistdating to 1727 or slightly later may be a repair. We think that the buildingwas most likely ıııodified a number of times, thereby accounting for avariety of erıd-dates. The study of this building is still in progress.Burdur, Taş Oda: This neighboring building has a bark date of 1566foröne of its juniper support beams, Otherbeams, missinga few rings, approachthe 1566 terminal date. For crossdating purposes the Burdur junipermaster chronology is of considerable interest, for it spans 464 years between1103 and 1566 and thereby extends the juniper chronology of southwesternTurkey by 253 years, giving us a cornbined juniper chronology of 887 years.The quality of the crossdating is shown below.QUALITY OF PJT BETWEEN BURDUR .JUNIPER MASTER CHRONOLOGY ANDOTHER SITES:Site Distance t-score O<strong>ve</strong>rlap Trend D-scoreAntalya, Elmalı,Combined Junipers J30 kms. 7.82 n~207Antalya, Elmalı,68.9% D~148.0Llght Junipcrs 1'30 kms. <strong>6.</strong>58 n~207 67.0% D~lll.9Elmalı,Antalya,Dark Junipers 130 km'. 5.51 n=190 63.5% D~74.3Greece. Gre<strong>ve</strong>na,Pinus leukodennis 810 kms. 4.76 n~325 60.S(ı; D~51.4Eskişehir, Çatacık,Plnus ntgra 260 kms. 4.70 n~274 (55.7%) D~2<strong>6.</strong>7Itaiy, Mt. Pollino,Ptnus leukodermtsLebanon, Bcharrô,1230 km'. 3.84 n~419. 59.1% D~34.9Cedrus Hbani 630 km'. 2.60 n~70Malatya, Çavuşoğlu Kilise(59.4%) D~(24.5)Light junipers 690 km'. (2.20) n~204 60.6%. D~23.3Antalya, Elmalı,.Cedrus libani 130 kms. (J .91) n~197 58.2% D~15.6NüTE: Seeres ın parentheses ( ) are below the 99.5 % confidence le<strong>ve</strong>l.129


Various Islamic Monuments: A tie-beam from the revak of the GökMedrese in Tokat, collected fifteen years ago and untilnow not datable, canat last be dated to 1265 A.D. because of its fit with the Burdur wood. Timbersfrom alate building north of the içkaleat Alanya date from 1676ff.A set of stretchers from the Gök Medrese in Sivas collected last year do notdate from the primary phase of 1271 /1272 but with a last preser<strong>ve</strong>d ringat 1820 are probably from a reconstruction after the fire of 1824 whichdestroyed much of the superstructure of the medrese.Afyon, çay, Yusuf Bin Yakub Medrese: Measurements of 46 oak coresfrom this buildin.g sampled in 1989 form a 199-year long sequence that runsfrom 1070-1268. Early tra<strong>ve</strong>lers! noted that the inscription o<strong>ve</strong>r the portaleııded with the word "tarih", but no foundation years was gi<strong>ve</strong>n. Subsequentpublications- modified this inscription to read: "tarih: 677" [Hicri] or A.D.1278. Our best guess for this change is that the date of the adjoining kervansaraywhich reads eirher 657 (Sarre and Huart) or 677 (Erdrnann) was copiedinsomebody's notebook to include the medrese as well. At any rate, thedendrochronological date for the medrese with the bark preser<strong>ve</strong>d is 1268or ten years earlier (or latcr) than the inscriptional date(s) for the kervansaray-.Gordion: Now that the Uni<strong>ve</strong>rsity of Penssylvania excavations ha<strong>ve</strong>resumed after a hiatus of i 5 years, we were able to accomplish two thingswhich ha<strong>ve</strong> been in suspension at this important site siııce Professor RodneyYOUııg'S death in 1974. The first was a continuec1 examination of the logsfrom the Midas Mound Tumulus, and here three results are worthy ofmentiorı:1. We ha<strong>ve</strong> doubled to 24 the number of juniper logs samples, particularlyimportant for chronology-building siııce their a<strong>ve</strong>rage life-span was500-600 years. One of the newly-collected speciıııens was 918 years old whenit was cnt down in the Iate 8th century Re.(l)element Huart, "Epigraphie arabc d'Asie Mineure," Revue Sdnıitique d'Epigraplıie et d'HistoireAııcieııne 2 (894) pp. 74-75; Friedrich Sarre, Reise in Kleniasien (Berlin, 1896), p. 19.Both these early tra<strong>ve</strong>lers gi<strong>ve</strong> the date for the adjcining Haıı as 657 Hicri or J258. Wc thankProfessor David Powers, Department of Near Bastern Studies, Corncil Uni<strong>ve</strong>rsity, for conf'irmingthis reading on the medrese inscription.(2) Kurt Erdıuann, Das Anatolische Karavansaray des 13. Jahrlııınderts (Berlin, 19(1), p. 149with bibliography On p. 150. Here the datc for the adjoining han is gi<strong>ve</strong>n as 677 Hicri or 1278.(3) To makc matters evcn morc confusing, the camii vakfi has pIaecd II modern woodcn signon the front door of the medrese that reads 1258.130


2. We ha<strong>ve</strong> added l lZ years to the early end of the Gordion MasterChronology. The estimated gap between the Gordion Iron Age chronologyand the 677-year Middle Bronze Age chrolonogy is about 20-30 years. Whenthat is filled, we should ha<strong>ve</strong> a continuous chronology about 1625 yearslong, running from the 24th to the 8th centuries RC.3. Se<strong>ve</strong>ral new cores and cross-sections preser<strong>ve</strong> the bark, and we arecertain that MMT Relati<strong>ve</strong> Date 1764 is indeed the cutting year for the tumuluslogs (see the bar-graph in Fig. 5). The absolute dates are approximatelymid-17 th century to the 3rd / 4th quarter of the 8th century RC.Our second major accomplishment at Gordion, now that a full programof exeavation is underway, was the collection of substantial amounts (55bags) of charcoal from Terrace Building 2A, from the Burnt Reed and PlasterBuilding, and from the earliest Middle Phyrgian cellar. Terrace Building2A crossdates with the Iong Gordion master chronology and has a last preser<strong>ve</strong>dring i i i years before the cutting date of the big tumulus with an unknownnumber of rings lost to the action of the fire which destroyed the TerraceBuilding. The Gordion staff assure us that they will continue to sa<strong>ve</strong>all their fragile bits of charcoal on the chance that bark will some day appear.TB2A is now surely the most thoroughly sampled locus (at least dendrochronologically)on the entire Gordion city mound with 125crossdated fragınentsfrom 63 trees (out of 256 fragmcnts collected) forming a chronology333 years long.Porsuk: From the Old Kingdom Hittite period just at or before the beginningof the Gordion ring-sequence we ha<strong>ve</strong> 32 new charcoal sections, amix ofjuniper and cedar, from the French excavations at Porsuk / Ulukışlanorth of the Cilician Gates. The Porsuk sequence built during 1989-<strong>1990</strong>is 321 years long and is part of the Middle Bronze Age chronology as publishedin Studies in Honor of Tahsin Özgüç, o<strong>ve</strong>rlapping at its early end bothAcemlıüyük and Kü1tepe. At least 29 of the 54 dated pieces preser<strong>ve</strong> the bark.One ofthe parallel timbers in two rows which ser<strong>ve</strong>d as a foundation for thestones of the postern gate, surınounted by mudbrick, is shown in Fig, 6being wrapped in soft string at the time of collection and in Fig. 7 as it looksnow in the laboratory. The terminal ring is visible all along the arc on thetop of the picture, and the bark shows up as a matt black smudge next tothe shiny latewood. On a number of the Porsuk sections the last 6-7 yearsbefore the bark ha<strong>ve</strong> abnormally large growth, suggesting that a cutting andtherefore a? construetion program was underway se<strong>ve</strong>ral years before thepostern gate was built. The posterrı has two phases: the inner or eastern portionwas built i 69 years after the construction of the palaces at Acemhüyük,131


and the outer or western portian was built exactly 200 years after Acemhüyük(or 31 years after the ümer posterrı at Porsuk).Köşk Höyük: From this apparently Chalcolithic site cnough carbonizcdfragments were obtained in 1988 and 1989 to form a relati<strong>ve</strong>ly short 134yearsequence. Samples from Le<strong>ve</strong>l LI end in bark, The past preser<strong>ve</strong>d ring ofLe<strong>ve</strong>l T, but with no bark preser<strong>ve</strong>d, ends a minimum of 32 years later, butadditicnal sarnpling J11ay extend this difference. There is no erossdating withthe 212 year Chalcolithic Can Hasan 2B chronology. Further eollection atKöşk Höyük is worth pursuing as the excavations continue.JTALY:AEGEAN DENDROCHRONOLOGY PROJECT1989 SUMMER COLLECTING-SAMPLE LISTcoM -Corrunacchio, Roman ship, hull timbere (6) and cargo of'Iogs (17), cxcavations. of Fcde Bertl, 1st-century ne? 23GREECE:ELF Crete, Elaphonissos, Jıoıipertıs ınacrocarpaesoKSYi


BKOBTOBurdur, Koca Oda (alkla Baki Bey Konağı. Burdur, Taş Oda, 1566BOf Çelikbaş Konağı), 1669BYBYGORGORGORGORGORAfyon, çay, Yusuf bin Yakub Medrese, dendro. date 1268WKGordion, Midas Mound Tumulus, outer casing, 918 years wlth BnrkGordion, Midas Mound Tumulus, inner casingGordion, Manıaderesi TumulusGordion, Terracc Building 2A (Operation 1), 55 bags, 333 yearsGordion, Earliest Middle Phrygian CcIlar (original with Building 1) (Operation2), 1 bagGOR Gordion, Burnt Reed & Plaster Building (Operations 9 & 10) 6 bagsKAH Kırşehir, Kaman, Kalehöyük, excavations of Sachihiro OruuraKULAMRKayseri, Kültepe, Karum Le<strong>ve</strong>l If..exc. Tahsin Özgüç, 3 bagsAmasra, Kale, for species identification onlyTEP Elazığ, Altınova, Tepecik, excavations of Ufuk EsinHKF Mardin, Gercüş, Hasankeyf, Aşağı Camii (El Rizk Camii), 811 AHFEKFEKPORKOSAdana, Feke, Düşmüş Orman Deposu, Cedrus Iibani, J36 year chron.Adana, Feke, Ptnus nigra, 245 year chronologyPorsuk / Ulukışla, Old Kingdem Hittite, excavations of Olivier PclonNiğde, Köşk Höyük, Early Cha1colithic (?), exe. Uğur SilistreliACM Aeemhöyük, Le<strong>ve</strong>ls II? / III?, excavations of Aliye ÖztanALNALNAlanya, Iate building N of the İçkale, exe. OluşAlanya, Kızılkule, İnser. 1226Arık, 1676 ff.IZT İznik, Theatre, Iate Byzantinc / early Ottoman. exe. Bedri Yalman1574616i2551613151053291532TILAdıyaman, TilIc HUylik, LBA / lA?, cxcavations of David French25BULGARlA:KıTROPKiten, Early Bronze Age, excavations of KaIin PorozhanovRopotama Rivcr, Early Bronze Age, etc., exe. Ivan Karajotov699YUGOSLAVIA:SPXSPLLlBDUBSISCroatia, Slavonski Pozega, early 13th cent?, exeavations of Dubravka Sokaö­StimacCroatla, Slavonski Pozega, S<strong>ve</strong>ti Lovro, excavations of Marijo FuöiôSlo<strong>ve</strong>nia. Ljubljansko Barje, Resnik, Bronze Age, excavations of DragoSvoljsak and Neva Trampuz-OrelCroatia, Dubrovnlk, Palaöa Tudiziö, exe. Marijo Fuöiö & Ivan SrôaCroatia, Sisak, Roman pllings, exeavations of Aleksandar DurmanSAMPLE TOTAL AS OF 1 OcrOBER 1989:364116563133


Note:Special thanks go to all the exeavation directors and rcsponsible museum officials in thecountries in which wc worked, as well as to our eollaborators in the field: Maria IvanaPezzo in Italy who was instrumentai in our getting the wood from the Comacchio shipwreck,Aleksandar Durman in Yugoslavia who arranged for us to get the Dubrovnikwood and who sawcd the Sisak pilings himself,and Kate Paraskevopoulou of the GreekForestry Research Institute who accompanied us to Crete.The work of the Aegean Dendrochronology Project is supported by grants from the NationalEndowrrıent for the Humanitics, the Institute for Aegean Prehistory, the NationalGcographic Society, the Samuel H. Kress Foundation, the Wenner-Gren Foundation forAnthropological Rcsearch, and a number of private doners.134


-":c~~~~, .', .~~~~:g~'~~: .. :;~;;'~;;\y~~\\~~~~\'?~;i;;:~\~V~\\:. '::;ı~~~\\\\;;~\\\\\~\)I\\\\~\\\\'V~\\\\\\~Fig; 1 -Cedar core with 248 annual rings from the Dashur Boat in Pittsburgh, time of SesostrisIII. Dynasty XII~conservation and recon­Fig. 2·- The Dashur Boat, time of Sesostris III. Dynasty XII. befoıestruction


Pig. 3 - Burdur, Koca oda. after renovationFig, 4 -Shana Taner drills a core from the support system of the Koca Oda. The log wascut in 1669.136


o~ : e!o~•;•o~o!:,137


Fig, 6 -Collection of ehareoal from the inner postern gate at Porsuk.Fig. 7 -138Porsuk charcoal with the bark. The wood was eut 169 years after the eonstruetion ofthe palaces at Acemhöyük and 31 years before the wood in the outer pestera at porsuk.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!