TÜRK EĞİTİM-SENTürkiye’nin <strong>Sen</strong>dikası 20 Yaşında20ZORUNLU EĞİTİM OKUL ÖNCESİ İLEBİRLİKTE 13 YIL OLMALIDIRTürkiye Kamu-<strong>Sen</strong> ve Türk Eğitim-<strong>Sen</strong>Genel Başkanı İsmail Koncuk’un 12Yıllık Kesintili Zorunlu Eğitim ile ilgiliyaptığı basın açıklamasıdır.ZORUNLU EĞİTİM OKULÖNCESİ İLE BİRLİKTE 13 YILOLMALIDIR, 1+5+3+4 ŞEKLİNDEUYGULANMALIDIRŞu anda ülkemizde 8 yıllık “kesintisiz”zorunlu eğitim yerine 12 yıllık “kesintili”zorunlu eğitim getiren yasa teklifi tartışılmaktadır.Bu teklifi birçok açıdan değerlendirmekgerekmektedir.Zorunlu eğitimin 8 yıldan, 12 yıla çıkarılmasıolumlu bir gelişmedir. Zorunlueğitim süresinin artırılması, çağ nüfusuntamamının okullu olması ve eğitimini sürdürmesiaçısından son derece önemlidir.Ancak, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyeterli değildir. Zorunlu eğitim okul öncesiile birlikte 13 yıl olmalıdır. Yasa teklifindefiziki alt yapının yetersiz olması gerekçesiyleokul öncesinin kapsam dışı bırakılmasıbüyük bir hatadır. Bilindiği gibi zatenMilli Eğitim Bakanlığı 71 ilde okul öncesinizorunlu hale getirmişti. Bu aşamada,bundan geri adım atılması Milli EğitimBakanlığı’nın havlu attığı ve AKP iktidarınınokul öncesi eğitimde başarısızlığınıkabullendiği anlamına gelecektir. Okulöncesi eğitimin önemini kavrayamayan, onyıllık iktidarı süresince bu konuda fiziki altyapıyı sağlamak için elinden geleni yapmakyerine, kolay yolu seçerek okul öncesi eğitimizorunlu eğitim kapsamından çıkaranzihniyeti kabul etmek mümkün değildir.Okullarda alt yapı yetersizliğinden yakınmakyerine ya da okul öncesinin zorunluolmasından vazgeçmek yerine çözüm üretmek,gücü ve mali imkânları elinde bulunduraniktidarın asli görevidir. Milli EğitimBakanlığı’nın Strateji Raporunda, 2013 yılındaokul öncesi eğitimin 81 ilde zorunluolacağı, hatta yabancı dil eğitiminin okulöncesinden başlatılacağı ifade edilmektedir.Hal böyleyken, bu teklif Milli EğitimBakanlığı’na sorulmadan mı hazırlanmıştır?Yoksa Bakanlık okul öncesi eğitiminzorunlu olmasından vaz mı geçmiştir? Busoruların cevabı verilmelidir.Öte yandan Avrupa Birliği ülkelerindeokul öncesi eğitime büyük öneme sahiptir.Zorunlu eğitim yılı ortalaması OECD ülkelerinde13 iken, Türkiye’de 8 yıldır. 2009itibariyle Türkiye’de 5-14 yaş arası okullaşmaoranı yüzde 91.3’tür. Oysa bu alandaOECD ortalaması yüzde 98.6 düzeyindedir.İlköğretim öncesi okullaşma oranıFransa, İngiltere, İtalya’da, Belçika’da,İspanya’da, Hollanda’da yüzde 100’dür.Bu rakamlar ışığında, okul öncesi eğitimdeAB ülkelerinin standardını yakalamakiçin çaba göstermesi gerekenlerin, mevcutdurumu daha da geriye götürecek uygulamalariçine girmesi son derece sakıncalıdır.Türk Eğitim-<strong>Sen</strong> olarak, zorunlu eğitiminkesintili olmasına karşı değiliz. Ancakbu model 4+4+4 şeklinde değil; 1+5+3+4şeklinde olmalıdır. Çünkü; 4+4+4 şeklindekimodel binlerce sınıf öğretmenininorm fazlası durumuna düşürecektir. Sınıföğretmenleri norm fazlası duruma düşerken,bunun karşılığında binlerce branşöğretmeni ihtiyacı doğacaktır. Resmi rakamlaragöre Milli Eğitim Bakanlığı’nınşu anda 126 bin öğretmen açığı vardır.4+4+4 şeklindeki model öğretmen ihtiyacınıdaha da artıracak ve okullar öğretmensizkalacak, Bakanlık öğretmen açığınıücretli öğretmen istihdamına ağırlık vererekgidermeye çalışacaktır. Bu da okullardaeğitim-öğretimin kalitesinin düşmesi, veriminazalması, öğrencilerimizin dünya yarışındaçok gerilerde kalmasına neden olacaktır.4+4+4 şeklinde kademeli bir sistemigetirenler, birinci ve ikinci kademe 4 yılıpedagojik açıdan değerlendirmişler midir?Ülkemizin 5 yıllık ilkokul eğitimi üzerinebunca tecrübesi varken; birinci kademeeğitiminin 1 yıl azaltılarak 4 yıla düşürülmesi,2. kademe eğitiminin 3 yıldan 4 yılaçıkarılması izaha muhtaç bir durumdur.Kesintili eğitim öğrencileri meslekive teknik eğitime yönlendirmesi açısındanönemli ancak 4’üncü sınıftan sonraaçık öğretime karşıyızKesintili eğitim öğrencilerin mesleki veteknik eğitime yönlendirilmesi açısındanolumlu sonuçlar doğurabilecektir. Çünküülkemizde mesleki eğitime gereken önemverilmemekte, mesleki eğitim son sıralardayer almaktadır. Öğrencilerin mesleki anlamdaistediği okula gidebilmesi olumlubir yaklaşımdır. Ancak ilköğretim 4’üncüsınıftan sonra öğrencilerin eğitimlerineaçık öğretim yoluyla devam edebilmesineyönelik bir düzenleme yapılmasına kesinliklekarşıyız.Çocukların okul havasını soluması,eğitimlerini öğretmenlerin gözetimindesürdürmesi, kız çocuklarının okula gönderilmesiçok önemlidir. Ne yazık ki buteklifle çocuk gelinlerin sayısı artacak,çocuk işçiliğine meşru zemin kazandırılacaktırBu düzenleme kız öğrencileri okulagitmesi önünde büyük bir engel olacaktır.Bilindiği gibi bazı bölgelerde aileler çocuklarınıokula göndermemek için elindengeleni yapmaktadır. Çocuklarını okutmakyerine tarlada çalıştırmak ya da evlendirmekonlar için en büyük seçenektir. Bu durumdakız çocuklarının okula gönderilmesiiçin bugüne kadar yapılan kampanyalarınhiçbir anlamı kalmayacaktır. Bu düzenlemehayata geçirildiğinde; çocuk gelinlerinsayısı hızla artacak, çocuk işçiliği dolaylıolarak meşru bir zemine kavuşmuş olacakve en önemlisi özellikle kız çocukları evehapsedilecektir. Ayrıca bu düzenleme kızçocuklarını hayattan koparmak anlamınada gelmektedir. Bir yandan kadınlarınçalışma hayatında yer almasını isterken,diğer yandan böyle bir düzenlemenin yapılmasıtezat oluşturmaktadır.Diğer yandan eğitim-öğretim okuldayapılır. Eğitim öğretimi sadece ders kitaplarındanibaret görmek sağlıklı bir yaklaşımdeğildir. Öğrencilerin okul havasınısoluması, arkadaşları ile birlikte olması,eğitimini yüz yüze ve öğretmenleriningözetiminde sürdürmesi, sosyalleşebileceğibir ortama sahip olması gibi unsurlarlabirlikte eğitim öğretimi değerlendirmekgereklidir. Bundan dolayı okulda eğitimşarttır. Zorunlu eğitim çağındaki çocuklarımıziçin açık öğretim, ancak, sağlıkdurumu müsait olmayan ve çalışmak içinbaşka bölgelere giden geçici tarım işçisi ailelerinçocukları için uygulanabilir. Bunundışındaki tüm çağ nüfusunun okula mutlakagitmesi sağlanmalıdır. Şayet uygulamateklif edildiği şekilde hayata geçirilirseülkemizde okullaşma oranları yüzde 100’eulaşamayacağı gibi daha da geriye gidecekve eğitimsiz bir nesil yetişecektir. Böylemantık dışı bir uygulamanın hayata geçirilmesi,eğitimin temeline dinamit konulmasıile eşdeğerdir.Ayrıca belirtmek isteriz ki, teklifte katsayıeşitleme düzenlemesi ve meslek liseleriyledüz liseler arasındaki katsayı farkınınkaldırılmasını büyük bir memnuniyetlekarşılamaktayız. Yıllardır hiçbir bilimselve pedagojik yönü olmayan katsayı zulmününkaldırılması, meslek lisesi öğrencilerimizirahatlatacak ve onların da üniversiteliolabilmesi için eşit koşullarda yarışmasınısağlayacaktır.Görüşlerimiz doğrultusunda yasa teklifininyeniden gözden geçirilmesi ülkemizineğitim geleceği açısından büyük önemtaşımaktadır.
TÜRK EĞİTİM-SENTürkiye’nin <strong>Sen</strong>dikası 20 YaşındaESENLER 2012 BULUŞMASI YAPILDITürk Eğitim-<strong>Sen</strong> İstanbul 5 No’luŞube, ‘Esenler 2012 Buluşması’ gerçekleştirdi.Birlik ve beraberlik gecesine TürkEğitim-<strong>Sen</strong> Genel Sekreteri Musa Akkaş,İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Fuat Yiğitve Yönetim Kurulu üyeleri, İstanbul 9No’lu Şube Başkanı Enver Demir ve YönetimKurulu, Esenler İlçe Temsilcisi SelçukEngin ve yönetimi katıldı.Toplantıda Esenler İlçe Temsilcisi SelçukEngin’in açılış konuşmasının ardındanİstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Fuat Yiğitve İstanbul 9 No’lu Şube Başkanı EnverDemir birer konuşma yaptı.Daha sonra kürsüye gelen Türk Eğitim-<strong>Sen</strong> Genel Sekreteri Musa Akkaş şunlarısöyledi: “Anayasa referandumunun üzerinden18 ay geçmesine rağmen toplu sözleşmeninnasıl yapılacağına dair kanun tasarısıhala alt komisyonlarda görüşülmektedir.Memurlar Cumhuriyet tarihinde ilk kez2012 yılına zamsız maaşla girmiştir. Hükümetkamu görevlilerini kaderiyle baş başabırakmıştır. Bunun tek sorumlusu TopluSözleşme Kanunu çıkarmayan hükümettir.Dilediği anda kanun çıkaran hükümet,sıra memurlara gelince kanun çıkarmaktaağır davranmakta, kamu çalışanlarını yoksaymaktadır. Bu kabul edilebilir bir durumdeğildir. Çalışma hayatımızla ilgili sorunlarbunlarla sınırlı değildir. Kamu çalışanlarınıngeleceğini tehdit eden bir konu daiş güvencemizdir. İş güvencemiz elimizdenalınmak ve bu bağlamda Anayasa’nın128. maddesi değiştirilmek istenmektedir.Kamu çalışanlarının iş üretmediği bahaneedilmektedir. Devletin çarkını döndürenbu ülkenin kamu çalışanlarıdır. Ne yazıkSÜT İZNİ ÜYEMİZİN TALEBİDOĞRULTUSUNDA KULLANDIRILACAKSamsun İli Bafra İlçesi KızılırmakAnaokulu’nda Okul Öncesi Öğretmeni olarakgörev yapan üyemiz Dünya EROĞLU, yasalhakkı olan süt iznini kendi belirlediği saatlerdekullanmak istemiş, ancak talebi kabul edilmemiştir.Türk Eğitim-<strong>Sen</strong> olarak SamsunValiliği ve MEB’e gönderdiğimiz yazılarda bumağduriyetin giderilmesini talep etmiştik.Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafındangönderilen cevabi yazıda, konuyla ilgiliolarak Bafra İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne 20.09.2011 tarih ve 28669 sayılı yazı ile15.12.2011 tarih ve 40277 sayılı yazıların gönderildiği bildirilmiştir. 15.12.2011 tarihliyazıda ise Bakanlığın 02.12.2011 tarihli yazısının ilgi tutulmuş, bu yazıda yer alan“Okullarımızda görevli süt izni kullanan branş öğretmenlerinin ders programları, öğretmenlerinistekleri de göz önünde bulundurularak düzenlenmeli, sınıf öğretmenlerininise ikili öğretimde; sınıflarını hangi dönemde istediği göz önünde bulundurularakbelirlenmeli, tekli öğretimde ise; mümkünse öğle arası, bunun mümkün olmamasıhalinde müzik, din kültürü ve ahlâk bilgisi, beden eğitimi ve İngilizce gibi diğer branşöğretmenlerinin sınıfa girdiği zamanlarda yararlandırılarak eğitim-öğretimin aksatılmadanöğretmen yönetim işbirliği içinde yapılması gerekmektedir.” ifadeleri gereği işlemyapılması belirtilmiştir.ki kamu çalışanlarının yaptığı işleri görmeyenbir anlayışla karşı karşıyayız. Buanlayışı kınıyorum. Çalışma hayatımızlailgili sorunları biliyoruz. Yapılan haksızmuameleleri görüyoruz. Türk Eğitim-<strong>Sen</strong>olarak haklarımızı alana kadar mücadelemizisürdüreceğiz. Diğer yandan ülkemizibölmek isteyenlerle kendini aydın ve entelektüelgörenlerin işbirliğini görüyorum.Milli değerlere ve Atatürk’e karşı savaşaçılmış durumda. Andımız, milli bayramlar,Gençliğe Hitabe ve milli olan ne kadardeğerimiz varsa saldırıya maruz kaldı. Bunedenle herkes tehlikenin farkına varmalıdır.”Esenler 2012 Buluşması, İstanbul 9No’lu Şube Türk Sanat Musikisi Korosununkonseriyle sona erdi.SINAVA BAŞVURUYAPAMAYANLARINÜCRETLERİ İADEEDİLMELİDİRBakanlığınızca; Fen Liseleri,Sosyal Bilimler Liseleri, GüzelSanatlar Ve Spor Liseleri İle HerTürdeki Anadolu Liseleri ÖğretmenleriSeçme Sınavı kılavuzuyayınlanması ile birlikte sınavakatılmak için başvurular alınmayabaşlamıştır. Öncelikli olarak başvuruekranına girmek için adaylardan80 TL başvuru ücreti alınmaktadır.Ancak, başvurusu bir takım nedenlerlereddedilen öğretmenlerin yatırmışoldukları sınav ücretleri iadeedilmemektedir. Başvurusu reddedilenve sınava giremeyecek olaöğretmenlerden alınan ücretin iadeedilmesi talebi ile Türk Eğitim-<strong>Sen</strong>olarak Milli Eğitim Bakanlığı’nayazılı başvuruda bulunduk.21