00Trilye sayi22 - Trilye Restaurant

3 B‹N KAYAHa Long Körfezi, yaklaşık 3 bin irili, ufaklı kayadan oluşuyor.Kayaların üzerleri de ağaçlarla kaplı. Dikkatle baktığımızdakayaların kireç taşından ve katmanlar halinde olduklarınıanlayabiliyoruz. Birisi avucuna irili, ufaklı bu kayalardanalmış ve rastgele denize serpiştirmiş. Kimileri tek tek,kimileri ise toplu halde bulunuyorlar. Kıtanın zaman zamanalçalması ve yükselmesi sonucunda meydana gelen bu oluşum,250 milyon yılda gerçekleşmiş. Sonunda da bu muhteşemgörüntü ortaya çıkmış. Burada bulunabildiğimiz ve burayıgörebildiğimiz için ne kadar şanslıyız değil mi? Hepsibirbirinden farklı şekillerde ve mavi bir ipek üzerine serpiştirilmişparıldayan zümrütler gibi olan kayaları görmek heyecanverici.Ancak Uzak Doğu’da her şeyin bir hikayesi ve efsanesi var.Tabii ki Ha Long Körfezi’nin de var. Efsaneye göre, Vietnamlılarile Çinliler arasındaki süre gelen savaşta Vietnam’ın durumukötüye gidince tanrılar Vietnam’ı kurtarmak için birejderha gönderiyorlar. Ejderha da, Vietnamlıları kurtarıyorve onları çok da sevdiği için dünyada kalmak istiyor. KendisineHa Long Körfezi’ni mesken ediyor ve buraya yerleşiyor.Körfezdeki kayaların ejderhanın sırtı olduğu söyleniyor.Ha Long’un Türkçesi, “inen ejderha” manasına geliyor.Ha Long Körfezi’nin, 800’e yakın kayası UNESCO DünyaKültür Mirası Listesi’ne alınmış.Teknemiz ağır ağır ilerlerken biz de içkilerimizi alarak terasaçıkıyoruz. Hem bu güzelliği seyrederken ve hem de sessizliğinsesini dinlerken bu anın tadını çıkarmaya çalışıyoruz.Bazen teknemiz kayalara sürtünürcesine geçerken bazılarıda uzakta kalıyor. Etrafımızdan geçen tekneler bu güzelmanzaraya bir başka güzellik katıyorlar.Zaman sanki durdu, gerçekte biz durmasını istiyoruz. Bu anbitmesin diyoruz. Ancak ciddi bir program var. Buna da uymakmecburiyetindeyiz. Biraz ilerde iskele ve bu iskeleyebağlı birçok küçük ahşap tekne dikkatimizi çekiyor. Teknemiziskelenin biraz açığında demir atıyor. İlerdeki iskeleyetekneye ait küçük teknelere binip gideceğiz. Bunlar 15 kişialıyor. Bunlarla varillerden yapılmış dubalar üzerinde yüzeniskeleye ulaşıyoruz. Sonra da küçük ahşap teknelere aktarılıyoruz.Bunlar dörder kişi alıyor. Genelde bayanlar kullanıyor.Motorsuz. Kürekle kıçtan kullanılıyor. Bizim kayıkçımızçok sevimli ve Vietnam’a özel şapkalı çok şirin, genç birbayan. Yüzünden gülümseme hiç eksik olmuyor. Dar bir boğazdangeçerek etrafı kayalarla çevrili yüzen bir köye geliyoruz.Burasının bir balıkçı köyü olduğunu, gördüğümüz ağtakımlarından ve teknelerden anlıyoruz. Eğer bu boğazdangeçmesek kayalar arkasında ne olduğunu anlamak mümkündeğil. Buraları, eskiden korsanların yatağı imiş. Çok güvenlive sakin. Dışarıda kıyamet kopsa burada hiçbir şey olmaz.Adamlar işlerini biliyorlarmış.