You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Renkli Düşler… Günümüzde insanların<br />
aklında bir din adamı profili var. Bu profilden<br />
dışarı çıkan imamlar ayıplanıyor.<br />
Medyada böyle olaylara şahit oluyoruz.<br />
Bizim belgeselimizde resim ve<br />
heykelle uğraşan bir imam var. Evinin<br />
arkasındaki mağarasında bir sergi<br />
salonu var ve kendi yaptığı sanat eserlerini<br />
orada sergiliyor. Biz bu belgeselde<br />
bir din adamının sanatla uğraşabildiğini<br />
göstermeye çalıştık, ne kadar başarılı<br />
olduk orasını bilemem.<br />
Sence hızla gelişen teknolojinin, kısa<br />
filme, belgesele ne gibi katkıları olabilir?<br />
Neler götürür?<br />
Kendimden örnek vereyim. Kısa<br />
filmlerimi ve belgesellerimi fotoğraf<br />
makinesiyle çekiyorum. Bundan iki<br />
yıl kadar önce 1995 yılında alınmış<br />
kameralar kullanmak zorundaydık. O<br />
kameraları da bulabilmemiz çok zordu.<br />
Diğer arkadaşların çekimi olurdu,<br />
hocalar vermezdi falan<br />
filan. Şimdiyse kendi fotoğraf<br />
makinemle çok iyi çekimler elde<br />
edebiliyorum. Farklı objektifler<br />
kullanabiliyorum. Hızla gelişen<br />
teknoloji sayesinde filmler estetik<br />
açıdan iyi olmaya başladı.<br />
Ucuzlaması sayesinde herkes<br />
bu teknolojiyi elde edebilmeye<br />
başladı. Bu da kısa filmciler<br />
açısından sevindirici bir durum.<br />
Ancak hızla gelişen bu teknolojiyi<br />
takip etmek çok zor. Her gün<br />
yeni bir kamera çıkıyor. Bana<br />
göre bir filmi çekmek için illa ki<br />
son teknoloji kameralara pahalı<br />
ekipmanlara gerek yok. Eğer bir<br />
şey çekmek istiyorsanız elinizdeki<br />
ekipmanlarla çekin.<br />
Örnek aldığın, sinemasını<br />
sevdiğin, yerli ve yabancı yönetmenler<br />
kimler? Hangi oyuncularla<br />
çalışmak isterdin?<br />
Stanley Kubrick en sevdiğimdir.<br />
Martin Scorsese, Alfred Hithcock,<br />
Wolfgang Petersen, David<br />
Lynch sinemasını sevdiğim<br />
yabancı yönetmenlerden.<br />
Yerli yönetmenlerden Nuri<br />
Bilge Ceylan ve Reha Erdem’i<br />
beğeniyorum.<br />
Türkiye’deki film festivalleri<br />
ve kısa filmcilere yaklaşımları<br />
konusunda neler söylemek<br />
istersin?<br />
Film festivallerinin sayısı gün<br />
geçtikçe artıyor. Bu benim gibi<br />
kısa filmciler için sevindirici bir<br />
durum. Filmini bir jüri karşısına<br />
çıkarabiliyorsun, insanlara<br />
izletebiliyorsun. İsmini duyurabiliyorsun,<br />
ödül alıp bunu<br />
diğer filmlerin için kullanabiliyorsun.<br />
İnsanlar artık yavaş yavaş<br />
kısa filmi sevmeye başladı,<br />
festivaller sayesinde. Ancak<br />
kısa filmcilere gereken önemin<br />
verilmediği kanaatindeyim. Bir<br />
arkadaşım çektiği kısa filminden<br />
30 a yakın festivalde<br />
finale kaldı, ödül aldı ancak<br />
şu an piyasaya gidip çalışsa<br />
kablo taşır. Film çekmek istese<br />
yapımcı bulamaz… Festivaller<br />
kısa filmcilerde destek<br />
sağlıyor ama bu tek başına<br />
yeterli olmuyor.<br />
Peki belgesele yeteri kadar<br />
değer veriliyor mu sence?<br />
Verilmiyor… Belgesel sinema<br />
olarak kabul edilmiyor<br />
neredeyse. Yapımcı, sponsor<br />
bulmak çok zor. Sinema<br />
salonlarının belgesele kapısı<br />
kapalı.<br />
Son olarak gelecek<br />
planlarından bahsedelim…<br />
Hayatımı sinemayla<br />
uğraşarak devam ettirmek,<br />
sinemadan ekmek kazanmak<br />
istiyorum. En çok istediğim<br />
şey iyi bir filmin içinde görev<br />
almak ve filmin sonunda ismimin<br />
geçmesi.