24.07.2018 Views

Egeyön 4. sayı

Egeyön Dergisi 4. sayısı ile okurlarının karşısından. 24 Haziran seçimlerinin ardından Ege'de ekonomik faaliyetler devam ediyor. Ege'nin paranoması için Egeyön Dergisi Temmuz sayısını okuyabilirsiniz.

Egeyön Dergisi 4. sayısı ile okurlarının karşısından. 24 Haziran seçimlerinin ardından Ege'de ekonomik faaliyetler devam ediyor. Ege'nin paranoması için Egeyön Dergisi Temmuz sayısını okuyabilirsiniz.

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

EgeYöN Dergisi<br />

Temmuz 2018<br />

Rum ahali Eğirdir’e sürülürse, Yunanlılar<br />

şehri işgal ettiğinde halka büyük zulüm<br />

yapar. Bu nakil engellensin” derler.<br />

Aslında, Denizli’nin bir kısım önde gelen<br />

eşrafı ve Belediye Başkanı, Kuvayı Milliye’den<br />

de, efelerden de pek haz etmemektedirler. Padişahı<br />

dinlemenin daha uygun olacağına<br />

inanmaktadırlar. Müftü Efendi’yi çağırıp,<br />

“Yanlış yapıyorsun” derler.<br />

Hatta içlerinden biri hiddetlenip, “Bak<br />

müftü efendi” der, “Böyle giderse, Yunan askeri<br />

gelme-den seni sarığından tutar biz sürükleriz,<br />

durdur bu nakil işini”. Müftü Efendi<br />

Kuvayı Milliye yanlısı İtti-hatçıdır. Müftü<br />

Efendi’yi suçlayanlar ise Padişah yanlısı Hürriyet<br />

ve İtilaf Partisi’ne mensupturlar.<br />

Şehirde bir kargaşa başlar. Müftü Efendi<br />

ailesini alıp Tavas’a gider. Vali, Ağır Ceza Reisi<br />

ve Muhasebe Müdürü ile birlikte Muğla’ya<br />

doğru yola çıkar. Şehir yöneticisiz kalır bir<br />

anda. Bu arada Zeybekler de gelip Rumları<br />

tren vagonlarına doldurur, Eğirdir’e gönderirler.<br />

Eşraf temsilcileri, yanla-rına bazı gayrimüslim<br />

zenginleri de alarak, Belediye<br />

Reisi’ne giderler. Belediye’de bir toplantı yapılır.<br />

Toplantıda, Kuvayı Milliye’ye, Zeybeklere<br />

karşı ağır sözler sarf edilir. Hatta,<br />

eşraftan biri “Yunan as-kerleri çok zalimce<br />

davranıyormuş, Antalya’ya gidip İtalyan komutanı<br />

buraya davet edelim. İtalyan askerleri<br />

daha medeni imiş. Denizli’yi onlara teslim<br />

edelim” der.<br />

Kuvayı Milliye’den ve efelerden rahatsızlık<br />

duyan bazı kişiler Delikliçınar Meydanı’ndaki<br />

Me-serret kahvesinin önünde toplanıp “Kuvayı<br />

Milliye istemiyoruz. Kalpaklıları istemiyoruz.<br />

Efeleri iste-miyoruz. Yaşasın<br />

Padişahımız” diye slogan atarlar. Rumları<br />

Eğirdir’e gönderen zeybeklerin lideri du-rumundaki<br />

Sökeli Ali Efe ve birkaç diğer zeybek<br />

öldürülür.<br />

Olayın bundan sonrası, yürekleri burkan<br />

bir manzara içinde gelişir. Denizli’ye 9 km.<br />

uzaklıktaki Goncalı istasyonunda bulunan<br />

karargâhında olanları duyan Demirci Mehmet<br />

Efe, tüm zeybekleri ile ve intikam hisleri ile<br />

dolu olarak, 9 Temmuz 1920 günü Denizli’yi<br />

basar. Hükümet Konağı’nda ka-rargâh kuran<br />

Demirci Mehmet Efe, suçlu suçsuz ayırt etmeden,<br />

yolda sokakta görülüp yakalanan onlarca<br />

kişinin kafasını, Hükümet Konağı’nın<br />

arkasından geçen Başpınar suyu kenarında,<br />

kestirerek öldürür. Katledilenler arasında Belediye<br />

binasında yapılan toplantıda bulunanlar<br />

olduğu gibi, Sivas Kongresi’nde Denizli<br />

temsilcisi olarak görev yapan Dalamanzade<br />

Mehmet Bey gibi, konuyla hiç ilgi-si olmayanlar<br />

da vardır. Katliam sonrası şimdi İlbadı<br />

Mezarlığı denilen eski kabristanı ateşe veren<br />

Demirci Efe, Sarayköylü Şeyh Tahir Efendi tarafından<br />

ikna edilerek daha büyük bir katliamın<br />

önüne geçilir. Olaylardan sonra Demirci<br />

Mehmet Efe, Büyük Millet Meclisi Reisi Gazi<br />

Mustafa Kemal Pa-şa’ya da bir telgraf çekerek,<br />

“Denizli halkı Milli Mücadele’ye başkaldırdı,<br />

ihanet etti. Gereken cezala-rını verdim”<br />

der.<br />

Olay Ankara’da büyük yankı bulur. Mustafa<br />

Kemal Paşa’nın emriyle, Konya’daki Kolordu<br />

Komutanı Fahrettin (Altay) Paşa olayı<br />

askerî yönden, Söke Sorgu Yargıcı Sındırgılı<br />

Süreyya (Örge Evren) Bey hukukî yönden, Denizli<br />

Milletvekili Yusuf (Başkaya) Bey de idarî<br />

yönden ince-leyip birer rapor hazırlarlar.<br />

Büyük Millet Meclisi Hükümeti olayın<br />

üzerine fazla gitmez. Bir süre sonra, düzenli<br />

ordu kurulur ve Demirci Mehmet Efe’nin görevine<br />

son verilir. Konu kapatılır. Mustafa<br />

Kemal Paşa, Meclis’de, Denizli Vakası’ diye<br />

adlandırılan bu olay görüşülürken, yaptığı konuşmada;<br />

“…..Denizli’de tedibi istilzam edecek (cezalandırılmayı<br />

gerektirecek) hareket olmuştur.<br />

An-cak, bu muamelei tedibiye<br />

(cezalandırma şekli) bizim ve cümlenizin (hepinizin)<br />

takdir etmeyeceği ve tensip etmeyeceği<br />

(uygun bulmayacağı ve onaylamayacağı)<br />

bir şekilde olmuştur” diyerek, De-nizli eşrafının<br />

davranışlarının yanlış olduğunu, cezalandırılması<br />

gerektiğini, ancak Efe’nin<br />

cezalan-dırma şeklinin de onaylanmasının<br />

mümkün olmadığını belirtir.<br />

Rivayet edilir ki; “..…Cumhuriyet’i kuranlar,<br />

Milli Mücadele’nin en civcivli zamanında<br />

ve Kuvayı Milliye’ye en çok destek verilmesi<br />

gerektiği bir anda, Denizli eşrafının, Kuvayı<br />

Milli-ye’ye karşı gelip, içine girdiği bu hatalı<br />

davranışı affetmediler. Denizli’nin üzerine<br />

Osman-lı’dan sonra ikinci kırmızı çizik<br />

atıldı”.<br />

88 egeyondergisi.com

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!