30.01.2020 Views

bi'mola3

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

bi’mola

Herkese merhaba, yine bir yazı ile karşınızdayım.

Daha sık yazmak isterim ama hem okul hem iş

hayatını birlikte götürmeye çalışan biri olarak,

maç izlemek bile benim için çok büyük lüks. Ama

neyse ki Eczacıbaşı VitrA - Fenerbahçe Opet

maçını izleme şansım oldu. Öncelikle kaybeden

taraf olarak, kazanan tarafı tebrik etmek isterim.

Voleybol başka hiç bir camiaya benzemeyecek

kadar elit ve fair play ruhuna sahiptir. Bunu oluşturan

yegane şey ise kesinlikle spor bilincine sahip

taraftarlardır.

Maça dönecek olursak, bu iki takımın arasındaki

maçlar kesinlikle çok özel ve hikayesi bol olan

maçlar oluyor. Bu maçta belki seviye olarak bizi

tatmin etmedi ama heyecan ve set içinde değişen

dengeler bize ayrı bir heyecan verdi. Kaybeden

taraf hakkında konuşmak istiyorum çünkü kazanınca

bireysel performansların pek bi önemi

kalmıyor.

Fenerbahçe sezona başlarken kendi bütçeleri

doğrultusunda iyi kadro kurdu ama her zamanki

alışkanlık olsa gerek, puzzle’ın bir parçasını yine

eksik bıraktılar. Evet ne demek istediğimi çoktan

anladınız.. Alınmayan orta oyuncudan bahsediyorum.

Mesela geçen sene Eczacıbaşı, bu yüzden lig kupasını

kaybetti. Dicle’de yaz ortası ameliyat olunca,

forma Bahar ve genç Beliz’e kaldı. Terzic çok inat

ve eski kafalı antrenör. Belli bir kalıpları var ve

istisnai durumlar dışında, onun dışına çıkmıyor.

Mesela gençlik güzeldir; atletizm getirir, enerji getirir

ve eminim sahada oynayan oyuncudan daha

fazla katkı verir. Risk al be adam! Ya da yönetime

bastır ve yeni bir orta oyuncu aldır. Daha kaç maç

kaybetmemiz gerekiyor anlamıyorum..

Gelelim diğer kanayan yaraya..

Sezon başında başka bir sayfada yazmıştım. Aylin

harika bir karakter, müthiş ötesi defansı var ama

asla 2 kişi manşet karşılayabilecek libero değil.

Manşet hatalarını bir kenara koyalım, hatalar bu

oyunun bir parçası ama en az 6 7 topu dışarıda

diye bıraktı. Bu seviyede çok amatör bir hata

değil mi ama bu işte psikolojik olarak ne kadar

yıprandığını gösteriyor. Artık kenar yönetimin

de uyanma vakti geldi, ya başka bir libero olarak

ki Mihailovic’in alanını kapatacak kadar iyi

libero olan sadece Gizem var ve o da kontratlı ya

da 2017’de ki sisteme döneceğiz. Melis’in manşeti

Aylin’e göre bir tık daha iyi ve Melis biraz momentum

ile oynayan oyunculardan. Marcello’’nun

yaptığı gibi ona o güveni verip sahaya atmalıyız.

Aylin’i de defansta kullanıp, her iki oyuncumuzu

da saha içinde tutmamız gerekiyor.

Vargas’a dönecek olursak, tekniği değil atletizmi

ile oynayan oyunculardan.. Skor yükünü çekiyor

ama daha saha içinde lider oyuncu profiline dönmedi.

Bu da biraz zaman alacak, mutlaka bu süre

içerisinde Ceren’in de Vargas’ı iyi desteklemesi

lazım.

Eda kaptan için yazacak bir şey yok.. Komple

oyuncu diye tabir ettiğim oyunculardan. Ne kadar

önemli olduğunu yazın bizzat gördük! Yorucu

sezonun ardından şimdi rölantide götürüyor,

oynaması gerektiği yerde çıkıp mutlaka oynayacaktır.

Güvenimiz, sevgimiz tam!

Ve bir parantez de Boskovic’e..

O nasıl dominant bir oyun! Fizik, teknik, soğukkanlılık

her şey onda var. Izlemek o kadar keyif

verici ki.. İyi ki ligimizde. Dünyanın en iyi pasör

çaprazına sahip olmak, büyük lüks olsa gerek.

Bu keyifli derbi için, her iki takıma da teşekkürler.

Avrupa voleyboluna son yıllarda damga vurmuş

olan Türk takımlarına da ilerisi için başarılar

diliyorum. Umarım kulüplerimiz bu başarıları kazanırken,

daha fazla Türk oyuncu, ön planda olur.

Sevgiyle kalın!

Yağmur A.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!