10.04.2020 Views

OLTACI DERGİSİ 108 SAYI

Dereden okyanusa .. Amatör sportif balıkçılık dergisi

Dereden okyanusa .. Amatör sportif balıkçılık dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

lesi ile kurtardı kendini… İşte o son

hamleye izin vermemek gerekiyordu,

olmadı… Neyseee demem o ki; o gün

avda özel bir tarihi kendim için daha

da özel yaptım…

Bu arada avlarım da yeni bir totem

yapıyorum, ciddi işe yarıyor… Ne

yakalamayı hayal ediyorsam onun

ismini sesleniyorum denize oltamı

atarken… “Palamutttt, palamuttt”

dıye seslendim geldiler, bir başka

avda da ”kuzuuuu , kuzuuu” dedim

işe yaradı… “gridaaaa” diye seslenişte

çok yakında bu sinemadaaa.

Aslında sizlere bir şey itiraf etmek

istiyorum, sizinle buluştuğum her

yazımda, bende kendi avcılık serüvenim

de level atlamış oluyorum. Yeni

bir şey öğrenmiş, yeni bir şey denemiş,

yeni bir başarıya imza atmış.

Bunları sizle paylaşmakta ayrı bir

zevk oluyor. Her insana ileriye doğru

bir adım için motive gerekli, benimki

de Oltacı Dergisi ve dergiye kaleme

aldığım yazılar oldu. Her yazıya farklı

konu gerekli düşüncesi ile hareket

edince bir baktım bu beni motive diyor

ve ufkum genişliyor. Bir sonra ki

yazı da bakalım neler olacak… Balina

yakalar mışım, zuuhaaahaaahaaa….

Tabii bu sadece espiri, hedefim

Orkinos… Ege’ye Bodrum’a gitmek

istiyorum. Orada ki dostum sevgili

Murat Terziler sürekli yaptığı avları

göndererek tahrik ediyor beni… “Senin

tuttuğun balığı, biz burada orkinosa

yem yapıyoruz” diyerek kışkırtıyor,

bildiğiniz… Çok feci gaza gelen

biriyimdir, sanırım yaradılış sırasında

ruh ile beden karıştı. Bu yüzden direniyorum

ve tahriklere kapılmamaya

çalışıyorum ama bakalım nereye kadar

dayanacağım. Eğer gidersem işte

en bomba avım o olacak, şimdiden

hissedebiliyorum bunu… Nasip herşey.

Hele balık tam nasip işi; birgün

sahile indik olta atmaya, Beldibi

Mandalina Beach’teyiz. Benimde pek

av yapasım yok, kurdum masayı sandalyeyi,

korladım mangalı keyfime

baktım… Millet at-çek yapıyor, yemliyor.

Belki 2-3 saat çaba ancak oltalar

boş. Güneş batmaya yakın ben “hadi

bari, elime yem kokusu geçmemiş olmasın.

Bir oltayı, iğneyi, yemi elleyeyim…”

deyip attım 3 dakika sonra bir

porsiyonluk çupra aldım, bir daha

yemledim oltaları, atmamla ikinci

vuruşum hadiii gene çupra… Bende

ki keyfi göreceksinizzz… Arkadaşlar

seviniyor görünüyor, ama bilirim içlerinden

küfürü bastılar. “Biz yemledik,

Funda aldı” diye. Nasip kardeşim

nasip…

Farkındaysanız, ben yazılarım da

hiç teknik bilgilere yer vermiyorum.

Sonuçta zaten her grup paylaşımında

yada yazıda bu bilgiler fazlası ile

var. Ama teknik olarak söyleyebileceğim

en önemli şey; kendinize uygun

ekipman. Çünkü size ağır gelen

bir jige aksiyon veremezsiniz, doğru

merada doğru yemi kullanmazsanız

balık alamazsınız, doğru kamışla

avlanmazsanız istediğiniz sonuca

ulaşamazsınız. Sizin için yanlış ekipmanla

başarabileceğiniz tek şey,

malzeme kaybıdır. Kendimden biliyorum

bunu. Kamış kırdım, rapalalarım

deniz dibinde, az buz yedek

taktırmadım, bi dolu kurşun… say

say bitmez.

Bu yüzden en iyi avlanma şekline;

deneyerek, yanılarak ve sonra doğruyu

bularak ulaşabilirsiniz.

Şimdilik başka sözüm yok hakim

bey… Söz savunmanın.

14

Şubat

15

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!