15.04.2020 Views

SIGORTA DUNYASI NİSAN 2020

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

1959’dan beri...

Sigorta sektörünün belleği

www.sigortadunyasi.com.tr

SAYI 707 NİSAN 2020 YIL 61

Çalışma biçimi kalıcı olarak değişecek,

dijital dönüşüm hızlanacak

SEKTÖRÜN COVİD-19'LA İMTİHANI

S. 16

2019 teknik

sonuçları belli

oldu: 7,7 milyar TL

teknik kâr S. 12

Hayat dışı kulvarında

yeni bir şirket:

Ana Sigorta S. 15

Röportaj:

Kardiyolog ve

Dahiliye Uzmanı

Dr. Murat Kınıkoğlu:

“Doğa eninde sonunda

acımasızlığın

intikamını alır”S. 26

Ekonominin düzelebilmesi için

iki senaryo: İyi senaryo yıl sonu,

kötü senaryo 2021 2. çeyrek S. 30


Halk Emeklilik ile

birikimini bugünden yap,

gelecekte mutlu ol!

Şimdi Halk Emeklilik’e gelin, her biri alanında uzman kadromuzla

küçük tasarruflarınızı geleceğiniz için büyük birikimlere dönüştürelim.

Bireysel Emekllik Sistemi • 100 TL’nize 25 TL Devlet Katkısı • Avantajlı Emeklilik Planları

halkemeklilik.com.tr | 0850 800 44 00


YILDIR

KAYBETMEK YOK

DİYENLER KAZANDI

Anadolu Sigorta, bundan tam 95 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kuruldu.

95 yıldır “kaybetmek yok” diyerek bize ilham veren herkese teşekkürlerimizle…


4

İÇİNDEKİLER

8

Arşivden:

Tarihten bir yaprak:

Anadolu Sigorta'nın

50'nci kuruluş

yıldönümü

14

Devlet destekli ticari alacak

sigortasında kapsam genişledi

24

VHV Reasürans CEO'su

Maximillian Stahl:

"Sigortacılık pandemi sonrası

büyük değişim yaşayacak"

34Küresel salgının

iş dünyasına etkilerini

en aza indirgemek için üç

şifre: Otonomi, çeviklik ve

finansal sağlamlık

10. Executive Summary

40. Güneş Sigorta'dan Covid-19 tedavi ve masraflarına güvence

29. Anadolu Sigorta Covid-19'u kapsama aldı

41. Türk Nippon'dan Galatasaray yelken sporcusuna destek

33. Groupama'dan 7/24 uzaktan doktor hizmeti

43. TOBB SAİK toplantısı video konferansla yapıldı

36. Quick Sigorta İlkokulu inşaatı Mayıs'ta tamamlanıyor

45. Alerjik hastalıklar korona virüs için risk oluşturur mu?

37. BNP Paribas Cardif'ten korona virüsle mücadeleye destek

46. Euler Hermes 18 ülke ve 126 sektörün risk notunu düşürdü

38. AXA Sigorta acente toplantısını çevrimiçi yaptı

47. Wimbledon salgına karşı sigortalı

39. Generali Sigorta acentelerine destek paketi sağladı

48. İnsanlar eve çekilince yabani hayvanlar şehre indi

Sigorta Dünyası Nisan 2020



6

KÜNYE

NİSAN 2020, SAYI 707, YIL 61

HER AYIN 15’İNDE YAYIMLANIR

KURUCUSU:VEDAT URAS

Nesnel Medya San. ve Tic. Ltd. Şti.

adına Sahibi ve

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Celal Çelik

“Yeni Normal” Ne Zaman?

Yeni yıla girerken, müphem, yuvarlak ifadelerle her ihtimali dile getirip

bunlardan biri ucundan kıyısından tutunca ileriyi gördüğünü iddia eden

astroloji yazarları hariç, hiç kimse böyle küresel bir felaketin pençesine

düşeceğimizi beklemiyordu.

Editör

Nimet Kılıç

Foto Muhabiri

İlker Gürer

Abone ve Dağıtım Sorumlusu

Birsen Çelen

Yayın Danışmanları

Birant Yıldız

Hülya Türkmen

Emre Yazman

Çeviri

Contentus Dil Hizmetleri

contentus.com.tr

Basım Yeri

Renk Matbaası

İş Modern D Blok No:8 İkitelli

Başakşehir / İstanbul

Yayın Türü

Yerel süreli yayın

Yıllık Abonman

Yurtiçi

Yurtdışı (birinci bölge)

450 TL

500 TL

Banka Hesap Numarası ve IBAN

Numarası

T. İş Bankası Şişli Şubesi

Hesap No: 1051-1915687

IBAN: TR15 0006 4000 0011 0511

9156 87

Yönetim Yeri ve İletişim Bilgileri

19 Mayıs Mah.

Operatör Raif Bey Sk. No:30 D:3

Şişli 34363 İstanbul

Tel: (0212) 232 0 253

Fax: (0212) 232 0 353

sd@sigortadunyasi.com.tr

www.sigortadunyasi.com.tr

Yazılardaki görüşler yazarlarına

aittir. Yayın Kurulu, yazılar

üzerinde dil, anlatım ve yayım

tekniği açısından gerekli

değişiklikleri yapabilir.

Kendimizi bir anda hiç tanımadığımız, hiç beklemediğimiz, olabileceğine pek

ihtimal vermediğimiz sisli bir atmosferin içinde bulduk. İnsanlık adeta karanlık

bir denizde yolunu bulmaya çalışıyor. Kara hangi tarafta, oraya ne zaman,

nasıl ulaşacağız, kimse bilmiyor. Kesin olan, bu zor günlerin de geçeceği; ama

geçtiğinde kendimizi nasıl bir dünyada bulacağımız da şimdilik meçhul.

Salgının toplumsal yaşamı ve ekonomiyi nasıl değiştireceği, her şeyden

önce bu süreçten ne kadar zamanda ve ne kadar kayıpla çıkılacağına

bağlı. Olağanüstü dönem ne kadar uzayıp kayıplar ne kadar artarsa bütün

sistemler o kadar derinden etkilenip o derecede sarsılacak. Bazı bilim

insanlarının öngördüğü gibi, pandeminin etkisini önümüzdeki kışın sonuna

kadar sürdürmesi halinde halihazırdaki bütün dengeler sarsılacaktır. Bu

kötümser senaryoda her şeyi yeni baştan düşünmek, yeni baştan kurgulamak

gerekecektir.

İyimser senaryoda ise gerek devletlerin aldıkları önlemler gerek sağlık

emekçilerinin ve bilim insanlarının performansı gerekse de tarihteki bazı

salgınlarda görüldüğü gibi virüsün kendiliğinden yayılma hızını kaybetmesi

halinde durum birkaç ay içinde normale dönmeye başlayacaktır. Tabii bu

alıştığımız değil, 2008 küresel finans krizinde ortaya çıkan deyimle “yeni

normal” dönem olacaktır. Biz II. Dünya Savaşı sonrası kuşaklarının şimdi

yaşadığımızın benzeri küresel bir felaket tecrübemiz yok.

Ancak her iki senaryoda da eski dünya tam olarak geri gelmeyecek. Çalışma

biçimleri önemli ölçüde değişecek, işletmeler uzaktan çalışma seçeneklerini

daha çok dikkat alacak, dijital dönüşüm hızlanacak, seyahatler azalacak,

evler sadece bireysel yaşam alanı değil, birer bir mini ofis ve uzun süre dışarı

çıkmadan hayatı sürdürmeyi sağlayacak birer sığınak haline gelecek.

Dileğimiz tabii ki bir an önce iyi senaryonun işaretlerini görebilmek.

***

Korona virüs salgınında bütün iş kolları gibi sigorta sektörü de ağır bir sınavla

karşı karşıya kaldı. İnsanların evlerine kapanmak zorunda kaldığı, gelirlerinin

azaldığı ya da tümden kaybolduğu, hatta can derdine düştüğü bir dönemde,

operasyonlarını kalabalık ofislerde yürüten, ağırlıklı olarak yüz yüze iletişimle

pazarlama yapan bir sektör olarak yeni döneme uyum sağlayabilecek miydi?

Sektörün öncelikle operasyonlarını sürdürme konusunda başarılı olduğunu

söyleyebiliriz. Hemen ev-ofis sistemine geçildi, toplantılar dijital ortamlarda

yapılmaya başladı, uzaktan servis uygulamalarıyla müşterilerin acil sorunlarına

müdahale edildi.

Sınavın en önemli bölümü de Covid-19 tedavilerinin özel sağlık sigortası

tarafından karşılanıp karşılanmayacağı sorusu oldu. Sektör bu konuda önemli

bir fedakârlık yaparak poliçe kapsamında yer almasa bile tedavi giderlerini

karşılayacağını açıkladı. Böylece sigortacılar sigortanın sadece bir iş değil aynı

zamanda bir sosyal dayanışma aracı olduğunu bir kez daha gösterdi.

Celal Çelik

celal@sigortadunyasi.com.tr

Sigorta Dünyası Nisan 2020



8

ARŞİVDEN

Tarihten bir yaprak:

Anadolu Sigorta’nın

50’nci

kuruluş

yıldönümü

Bugünlerde kuruluşunun

95’nci yılını kutlayan

Türk sigortacılığının

köşe taşlarından

Anadolu Sigorta’nın

1975’teki 50’nci kuruluş

yıldönümü hayli geniş

bir katılımla kutlanmış.

Sigorta Dünyası’nın 1975

yılı Haziran sayısında

tam 14 sayfa yer verdiği

yıldönümünde bir bayram

havasında üç ayrı etkinlik

düzenlenmiş.

Hilton Oteli’nde 1 Nisan 1975’te

yapılan ilk kutlama etkinliğinde

Anadolu Sigorta personeli ağırlanmış.

Anadolu Sigorta mensuplarının

eşleriyle birlikte katıldığı toplantı

kokteylle başlayıp yemekle devam

etmiş. Yine aynı otelde 21 Mayıs

1975’te yapılan ikinci etkinliğe İş

Bankası mensupları, diğer bankalardan

bazı bankacılar ve iş insanları katılmış.

Toplantıların en büyüğü ve görkemlisi

ise 28 Mayıs günü yapılan final

etkinliği olmuş. Bu toplantıda protokol

konukları, sigorta sektörünün önde

gelen yerli yabancı yöneticileri ve önde

gelen acenteler ağırlanmış. Etkinliğe

Anadolu Sigorta’nın kurucusu,

Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü

Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın yanı

sıra dönemin İstanbul valisi Namık

Kemal Şentürk ve Ticaret Bakanlığı

yetkilileri de katılmış.

Anadolu Sigorta Genel Müdürü

Celaleddin Aksoy’un ev sahipliğinde

düzenlenen toplantılar Sigorta Dünyası

Genel Yayın Yönetmeni Aslan Tufan

Yazman’ın deyimiyle “bayram”

havasında geçmiş.

“Türklerin sigortacılık

yapamayacakları zihniyetinin

hâkim olduğu bir

dönemde…”

Davetlilere “hoş geldin” konuşması

yapan Anadolu Sigorta Genel Müdürü

Celaleddin Aksoy, şunları söylemiş:

“Muhterem Kurucumuz, Sayın

Misafirlerimiz,

Anadolu Sigorta’nın ellinci kuruluş

yılı münasebetiyle tertip ettiğimiz bu

geceye teşriflerinizden dolayı hepinize

sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı

sunar, sizlere hoş geldiniz derim. Bu

arada uzak ülkelerden sırf bu gecemize

katılmak üzere gelen dostlarımız

reasürörlere ve muhterem eşlerine de

ayrıca teşekkür etmek isterim.

Bundan elli yıl önce Türkiye’de

sigortacılığın yabancı ellerde

bulunduğu ve Türklerin sigortacılık

yapamayacakları zihniyetinin hâkim

ve propagandasının yapıldığı bir

devrede henüz sekiz aylık bir bebek

olan Türkiye İş Bankası, bankacılığın

yanında sigortacılığın da lüzum ve

ehemmiyetini görerek Şirketimizi

kurmuş ve o günden beri maddi ve

manevi desteklerini esirgemiyerek

Şirketimizin bugünkü kudretli duruma

gelmesinde başlıca âmil olmuştur.

Bu nedenle kurucumuz İş Bankası’na

borcumuz büyük, minnet ve

şükranlarımız hudutsuzdur.” SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020



10

COVID-19: Implications for business

SUMMARY

The coronavirus outbreak is having a

growing impact on the global economy.

According to the report of McKinsey,

the financial system suffers significant

distress, but a full-scale banking crisis

is averted because of banks’ strong

capitalization and the macroprudential

supervision now in place. Fiscal and

monetary-policy responses prove

insufficient to break the downward

spiral.

The global economic impact is severe,

approaching the global financial

crisis of 2008–09. GDP contracts

significantly in most major economies

in 2020, and recovery begins only in

Q2 2021. (P.28)

Insurance industry records

7.7 billion TL technical profit

in 2019

The insurance industry ended last year

with a technical profit. Insurance and

private pension companies made a total

technical profit of 7.746 billion TL,

including 5 billion TL in non-life, 2.2

billion TL in life and 468 million TL

in the pension segment, according to

year-end data released by the Insurance

Association of Turkey.

The insurance industry generated

69.254 billion TL of premiums in this

period, having a technical profitability

ratio of 11.2 percent. Premiums rose

26.7 percent in nominal terms and

technical profitability increased 20

percent, compared to the previous year.

Branches recording the highest profits

were casualty insurance with 1.231

billion TL, health with 1.028 billion TL

and motor insurance with

1.866 billion TL. (P.10)

A new non-life company in

the industry: Ana Sigorta

A new company was established in the

insurance industry. The insurer named

Ana Sigorta and set up by domestic

and foreign trade company Detur

Holding, was licensed to operate in

non-life branches and is headed by

CEO Ali Ersoy, a very well-known

name in the industry. Ersoy began

his career in the Undersecretariat of

Treasury, Insurance Auditing Board

in 1990 and later on worked as CEO

of Demir Sigorta and Demir Hayat for

17 years. The insurer’s deputy CEO is

Tayfun Altıntaş, another well-known

name in the industry. (P.13)

Orhun Emre Çelik:

A Lost Year (?) 2020

“When the word Coronavirus first

echoed in the media, we were just

beginning to voice our complaints

about 2020 and the magnitude of the

problem had not yet been perceived.

“Afterwards everything developed very

rapidly and we almost found ourselves

as though we were amongst the extras

in a dystopian movie. Actually, what

is happening didn’t come as a surprise

at all. Let along being an expert on

the subject, the information that I

studied, or rather had to study on the

avian flu while I was working at a

health insurance company during the

years 2005 and 2006 was enough to

understand that the speech Bill Gates

gave a few years ago, warning people

against pandemics like the one we

are experiencing today was actually a

belated one. (P.21)

“In the end, nature

takes its revenge over

mercilessness”

When the agenda is also new type of

Coronavirus (Covid-19), we asked

an expert, Dr. Murat Kınıkoğlu, what

we wanted to find out. Kınıkoğlu said

the reason behind viral pandemics is

humankind’s insatiable appetite and

greed. “It’s not the viruses inside our

own bodies that cause diseases and

epidemics, it’s the viruses that we get

from other animals. Please note that I

use the verb “get” because they don’t

come to us on their own! We get those

viruses into our bodies by eating meats

and drinking milks of other animals.

It wouldn’t be fair to say ‘All animals

can suffer, we can kill all animals so

long as we humans don’t suffer’ and

nature will take its revenge over this

mercilessness in the end.” (P.24)

Stagnation to be followed by

recovery in the industry

Growth in the insurance industry will

be negatively affected by a slowdown

in production and demand over the

next few months, but the growth

curve is predicted to turn upward once

again amid measures taken by the

economy administration, the Insurance

Association of Turkey said in a

statement to our magazine. (P.30)

Coronavirus to cost

USD320bn of trade losses

every quarter

Allianz estimates that losses of trade

in goods and services could amount

to USD320bn per quarter of business

disruption. According to calculations

of Allianz, the ongoing containment

measures to respond to the

Covid-19 outbreak are already

equivalent to +0.7pp of additional

tariffs on goods — bringing the world

tariff average to a notional 6.5% at end

of Q1 2020. In other words, in one

quarter, global trade already suffered

from the equivalent of the full-year

trade war between the US and China in

2019. (P.44) SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020



12

HABER

2019 teknik sonuçları açıklandı

Sektör 2019’u 7,7

milyar TL teknik

kârla kapattı

Sektör 2019’da bilanço

kârlılığını önceki yıla göre

yüzde 40 arttırarak 7,5

milyar TL’ye yükseltti.

TSB’nin açıkladığı 2019 yıl

sonu teknik sonuçlarına

göre, sigorta ve emeklilik

şirketleri toplam 7,7 milyar

TL de teknik kâr elde etti.

Sigorta sektörü 2019 yılını teknik

kârlılıkla kapattı. Türkiye Sigorta

Birliği’nin açıkladığı yıl sonu

verilerine göre, sigorta ve bireysel

emeklilik şirketleri, 5 milyar TL’si

hayat dışı, 2,2 milyar TL’si hayat, 468

milyon TL’si emeklilik branşlarından

olmak üzere toplam 7 milyar 746

milyon TL teknik kâr elde etti.

Sigorta endüstrisi bu dönemde 69

milyar 254 milyon TL tutarında prim

üretirken brüt teknik kârlılık oranı

yüzde 11,2 oldu. Önceki yıla göre,

prim üretimi nominal bazda yüzde

26,7, teknik kârlılık yüzde 20 arttı. En

çok kâr getiren branşlar 1 milyar 231

milyon TL ile kaza, 1 milyar 28 milyon

TL ile sağlık, 1 milyar 866 milyon TL

ile kasko oldu.

Trafikte 903 milyon TL teknik

zarar

Geçen yıl zorunlu trafik sigortasında

18,7 milyar TL’lik prim üretilirken

sigorta şirketleri bu dalda yılı 903

milyon TL teknik zararla kapattı. Genel

sorumluluk 259 milyon TL’lik teknik

zararla en çok zarar getiren ikinci,

oransal olarak ise en zararlı branş oldu.

Bu branşta teknik zarar oranı yüzde 15

olarak gerçekleşti.

Sigorta sektörü 2019’da 2 milyar

288 milyon liralık mali kâr elde etti.

Sektörün vergi sonrası (bilanço) kârı

ise 7 milyar 577 milyon TL oldu. Bu

dönemde sektörün özkaynakları 28

milyar 436 milyon TL’ye, özkaynak

Kaza

Hastalık - Saglık

Kara Araçları

Raylı Araçlar

Hava Araçları

Su Araçları

Nakliyat

Yangın ve Dogal Afetler

Genel Zararlar

Kara Araçları Sorumluluk

Hava Araçları Sorumluluk

Su Araçları Sorumluluk

Genel Sorumluluk

Kredi

Kefalet

Finansal Kayıplar

Hukuksal Koruma

Destek

Branslar

Hayat Dısı Toplam

1.231.678.107

1.028.330.212

1.866.525.196

5.194

-12.991.121

-22.187.696

300.463.532

835.172.842

523.085.777

-752.521.802

2.837.259

7.085.942

-259.489.951

11.690.364

15.283.086

84.158.501

167.684.333

31.796

5.026.841.571

Hayat Toplam 2.251.486.188

Emeklilik 468.084.976

Genel Toplam 7.746.412.735

Mali Kâr 2.288.165.741

Bilanço Kârı 7.577.652.753

Teknik Kâr (TL)

kârlılığı yüzde 26,6’ya yükseldi.

Aktifler toplamı ise 232 milyar TL’ye

yükselirken aktif kârlılığı yüzde 3,3

olarak gerçekleşti. SD

Brüt Teknik

Kâr Oranı (%)

51,9%

12,3%

19,8%

39,1%

-5,8%

-5,4%

31,6%

9,9%

8,9%

-4,0%

1,1%

15,8%

-15,1%

3,8%

16,6%

16,7%

84,8%

20,0%

8,7%

19,8%

11,2%

Brüt Yazılan

Primlerde

Degisim (%)

31,2%

33,8%

19,9%

0,0%

24,5%

37,7%

14,6%

21,1%

12,1%

18,0%

35,8%

42,9%

23,1%

22,5%

28,4%

46,2%

17,9%

29,7%

21,3%

64,1%

26,7%

Brüt Hasar

Prim Oranı (%)

12,5%

75,4%

67,0%

88,6%

232,9%

122,3%

52,5%

37,2%

38,7%

98,5%

24,5%

87,6%

149,3%

44,9%

95,3%

40,6%

3,6%

0,0%

70,2%

33,0%

63,6%

Özkaynaklar 28.436.549.610

Aktifler Toplamı 232.130.422.505

Sigorta Dünyası Nisan 2020



14

HABER

Devlet destekli ticari

alacak sigortasında

kapsam

genişledi

Devlet destekli ticari

alacak sigortasında yapılan

düzenlemeyle sistemin

kapsamı orta büyüklükteki

işletmeleri de kapsayacak

biçimde genişletildi.

Aynı konuyla ilgili

Cumhurbaşkanlığı kararıyla

da sisteme reasürans

desteği sağlandı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı, Küçük

ve Orta Ölçekli İşletmelere (KOBİ)

Yönelik Devlet Destekli Ticari Alacak

Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği’nde

yapılan değişiklikle alıcılara sağlanan

kredi limitlerinin belirlenmesine ilişkin

usul ve esaslar yeniden düzenlendi.

Düzenlemeyle yıllık net satış hasılatı

25 milyon TL’nin altında olan mikro

ve küçük işletmeleri kapsayan sistemin

limitleri yıllık net satış hasılatı 125

milyon TL olan işletmeleri kapsayacak

biçimde genişletildi.

Aynı konuyla ilgili olarak 30 Martta

yayımlanan Devlet Destekli Ticari

Alacak Sigortası Sistemine Devlet

Tarafından Taahhüt Edilecek Reasürans

Desteğine Dair Cumhurbaşkanı

kararıyla da sisteme reasürans desteği

sağlandı.

Atilla Benli: Düzenleme

KOBİ’lere merhem olacak

Konuya ilişkin bir açıklama yapan

Türkiye Sigorta Birliği Başkanı

Atilla Benli, yaşanan Covid-19

salgınının başta KOBİ'ler olmak üzere

tüm reel sektörü olumsuz etkilediğini

belirterek, ticari alacak sigortasında

yapılan son düzenlemelerin

salgın nedeniyle oluşabilecek

muhtemel olumsuzluklarına merhem

olacağını söyledi.

KOBİ’lere Yönelik Devlet Destekli

Ticari Alacak Sigortası Sisteminin

1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe

girdiğini, Sistemin geliştirilmesi için

hazırlanan yol haritası kapsamında

1 Nisan 2020 itibarıyla yeni bir

aşamaya geçildiğini belirten Benli,

Bu doğrultuda, ilk olarak 25 Martta

alacak sigortası tarife ve talimat

tebliğinde değişiklik yapıldığını,

ardından 30 Martta reasürans

desteğine dair Cumhurbaşkanı kararı

yayımlandığını hatırlattı. Benli,

"Mart ayında yayımlanan söz konusu

iki düzenlemeyle sistem daha geniş

kitlelere hitap ederek, dünyadaki

uygulamalarla uyumlu bir yapıya

kavuştu" dedi.

Benli, şirketlerin bilançolarının

yaklaşık yüzde 40’ını alacaklarının

oluşturduğu düşünüldüğünde alacak

yönetiminin her geçen gün çok daha

önemli hale geldiğini belirterek,

"Şirketlerin hayat sigortası olarak

adlandırabileceğimiz Alacak

Sigortası'nın önemi Covid-19 salgının

olduğu bugünlerde daha da artıyor"

dedi.

Yeni düzenlemeyle, mevcutta

yıllık net satış hasılatı 25 milyon

TL’nin altında olan mikro ve küçük

işletmeleri kapsayan sistemin, yıllık

net satış hasılatının 125 milyon TL’ye

artırılması ile orta büyüklükteki

işletmeleri de kapsayacak şekilde

genişletildiğine değinen Benli, alacak

sigortası talebinde bulunan işletmelerin

vadeli satışlardan elde ettiği cirosuna

göre alıcı başına 750 bin liraya kadar

teminat limitine sahip olabileceğini

belirtti.

Reasürans desteği de

sağlandı

KOBİ alacaklarına yönelik sağlanacak

reasürans desteğinin, 1 Nisan 2020 -

1 Nisan 2021 döneminde akdedilen

sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan

ancak reasürans ve retrosesyon

yoluyla transferi yapılamayan

riskleri kapsayacağını belirten Benli,

"Reasürans desteği ihtiyacı ortaya

çıktığında söz konusu tutar, merkezin

talebi üzerine Hazine ve Maliye

Bakanlığı bütçesinden karşılanacak,

ayrıca tanımlanan devlet desteğine ek

olarak, sunulan güvenceye yerli ve

uluslararası reasürans şirketleri de katkı

sağlayacak bu nedenle sistemin teminat

kapasitesi de arttırılmış oldu" diye

konuştu." SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


15

TSB’den Milli Dayanışma

Kampanyası'na 7,3 milyon TL

TSB, korona virüs

salgınının getirdiği riskleri

ve etkilerini yakından takip

ettiğini, bu konuda üzerine

düşen sorumluluklar

doğrultusunda gerekli

adımları attığını açıkladı.

Sigorta sektörü Milli

Dayanışma Kampanyasına

da 7,3 milyon TL bağışta

bulundu.

Türkiye Sigorta Birliği (TSB)

yayınladığı açıklamada, üyeleriyle

birlikte korona virüs salgınının

getirdiği riskleri ve etkilerini yakından

takip ettiğini ve konuda üzerine

düşen sorumluluklar doğrultusunda

gerekli adımları atmakta olduğunu

belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip

Erdoğan’ın başlattığı Milli Dayanışma

Kampanyasına 7 milyon 295 bin TL

destekte bulunulduğunun da ifade

edildiği açıklamada, ayrıca, Türkiye

sigorta sektörüne ve sigortalılara

olumsuz yansımalarını mümkün olduğu

ölçüde sınırlı düzeyde tutabilmek,

sağlık çalışanlarına destek olabilmek

amacıyla, tavsiye niteliğinde kararlar

alındığını ve bu kararların aşağıda

kamuoyunun bilgisine sunulduğu

bildirildi.

Açıklamaya göre, genel uygulamada

prim ödemeleri peşin veya kredi

kartına genellikle 3 taksit şeklinde

tahsil edilen DASK ve zorunlu trafik

sigortalarında, üye şirketlere primlerin

5 taksitte tahsili tavsiye edildi.

Bankaların/kredi kuruluşlarının

kredilerini yeniden yapılandırması/

geri ödemelerin ertelenmesine yönelik

aldıkları tedbirlerle uyumlu olarak da

hayat sigortası şirketlerinin, bireysel

kredilerle bağlantılı olarak akdedilmiş

olan hayat sigortaları kapsamındaki

riskler için, kredi süresinin uzadığı

poliçelerde erteleme süresi boyunca

teminat vermeye devam etmeleri

önerildi.Ayrıca, sigortalıların Nisan

ayı ve devam eden sigorta prim

tahsilatlarının ek maliyet alınmadan bir

ay ertelenmesi, sağlık sektöründe

hizmet veren sağlık çalışanlarına

destek olabilmek amacıyla sigorta

ürünlerinde prim indiriminde

bulunulması tavsiye edildi. SD

Sektörde yeni bir hayat dışı

şirket: Ana Sigorta

Sigorta sektöründe yeni bir şirket

daha kuruldu. Ana Sigorta adıyla

hayat dışında lisans alan ve iç ve dış

turizm alanında faaliyet gösteren

Detur Holding tarafından kurulan

şirketin genel müdürlük görevini

sektörün yakından tanıdığı bir isim

olan Ali Ersoy üstlendi.

İş yaşamına 1990 yılında Hazine

Müsteşarlığı Sigorta Murakabe

kurulunda başlayan Ersoy, Demir

Sigorta ve Demir Hayat’ta 17

Ali Ersoy

Sigorta sektörüne yeni

bir oyuncu giriyor. Devlet

destekli alacak sigortaları

ve sağlık alanında

yoğunlaşmayı hedefleyen

Ana Sigorta kuruldu.

yıl genel müdür olarak çalıştı.

Şirketin genel müdür yardımcısı

ise yine sektörün yakından

tanıdığı yöneticilerden Tayfun

Altıntaş. Altıntaş, 1992 yılında

meslek hayatına başladığı Başak

Sigorta’da yaklaşık 15 yıl teknik

bölümde uzman ve müdür olarak

çalıştıktan sonra Güneş Sigorta’da

12 yıl teknik ve hasar bölümlerinde

grup müdürlüğü ve genel müdür

yardımcılığı görevlerini üstlendi.

Merkezi İstanbul Maslak’ta olan

Ana Sigorta, özellikle devlet

destekli alacak sigortaları ve sağlık

alanında aktif olmayı planlıyor. SD

Gayrimenkul

Değerleme Mesleki

Sorumluluk Sigortası

Genel Şartları

yayımlandı

Uzun zamandır gündemde

olan Gayrimenkul Değerleme

şirketlerini yakından ilgilendiren

ve bu işi yapanlara yönelik Mesleki

Sorumluluk Sigortası Genel Şartları

yayımlandı.

Sigorta, Sermaye Piyasasında

Gayrimenkul Değerlemesi Yapmaya

Yetkili Kuruluşlar listesinde yer

alan gayrimenkul değerleme

kuruluşlarına, müşterilerinin talebine

istinaden hazırladığı gayrimenkul

değerleme raporunun hazırlanması

sırasında yapabileceği hata, ihmal

ve kusur sonucu gerçeğe aykırı

bir değer takdiri yapılması ya da

değeri etkileyecek bir bilginin

verilmemesinden ötürü doğacak

zararlar nedeniyle üçüncü şahısların

kendisine karşı ileri süreceği tazminat

taleplerine karşı teminat sağlıyor.

Sigorta Dünyası Nisan 2020


16

KAPAK

SEKTÖRÜN

COVİD-19'LA

İMTİHANI

Çalışma biçimi kalıcı

olarak değişecek,

dijital dönüşüm hızlanacak

Sigorta sektörü Covid-19 pandemisinin vurduğu ekonomik

ortamda yeni koşullara uyum sağlamaya çalışıyor. Şirketler

bu dönemde bir yandan çalışma biçimlerini değiştirerek

çalışmalarını kesintisiz olarak sürdürmeyi bir yandan da

sigortalılarına karşı sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine

getirmeyi hedefliyor.

Geçen yıl sonunda Çin’de ortaya çıkıp

kısa sürede bütün dünyaya yayılarak

pandemi halini alan yeni tip korona

virüsü (Covid-19) salgını gündelik

yaşamı ve ekonomik süreçlerde

dengeleri kökünden sarsarken sigorta

sektörü de bu kaotik ortamda yönünü

belirlemeye çalışıyor.

Her ev bir ofis

Salgın, birçok sektörde olduğu

gibi sigorta sektöründe de iş yapış

biçimlerini değiştirdi. Enfeksiyon

riskine karşı şirketler zorunlu haller

dışında çalışanlarını evden çalışmaya

yönlendirerek devamlılığı sağlamaya

çalışıyor, ancak üretim tarafında işlerin

nasıl rayına gireceği büyük bir

soru işareti…

Üretimde en büyük

sorun sahada

İnsanların gündelik yaşamlarını

sürdürebilme mücadelesine girdiği,

gelirlerinin azaldığı, harcamalarını

kısmak zorunda kaldığı, sosyal mesafe

kuralı gereği insanların birbirine

yaklaşamadığı, çoğu zaman sokağa bile

çıkamadığı bir dönemde onlara poliçe

satmak ya da poliçelerini yeniletmek

kolay değil. Bu da hem şirketlerin hem

de ana üretim kanalı olan acentelerin

kısa ve orta vadede önündeki en önemli

sorunu.

Sağlık poliçeleri

Covid-19'u kapsıyor mu?

Sigortalılar açısından en önemli merak

konusu ise özel sağlık poliçelerinin

Covid-19’u kapsayıp kapsamadığı

oldu. Halihazırda özel sağlık poliçeleri

Covid-19 tanısı konulana kadar

yapılan tüm tetkik giderlerini ve test

sonucu belirlenene kadar süren tedavi

giderlerini kapsıyor. Covid-19 tanısı

konulduktan sonraki tedavi giderleri ise

durum poliçede kapsam dahilindeyse

ödeniyor. Ancak sigorta şirketleri bu

dönemde toplumsal dayanışma adına

genellikle kapsam dahilinde olmasa

bile sigortalılarının tedavi giderlerini

de karşılıyor.

Araştırmamızda “Sigorta sektörü

krizde nasıl hareket ediyor?”, “İş

süreçlerini nasıl değiştirdi?”, “Şirketler

müşterilerine ne gibi kolaylıklar

sağlıyor?”, “Acentelerin sigorta

şirketlerinden talepleri neler?”,

“Şirketler acentelerine yönelik ne gibi

Sigorta Dünyası Nisan 2020


17

TSB Başkanı Atilla Benli:

"Dayanışma ruhuyla

bu zor günlerden

üreterek çıkacağız"

Sigorta sektörünün sigortalılarının

her zaman yanında olduğunu

belirten TSB Başkanı Atilla Benli;

“Mevcut durumda sigorta şirketleri,

sağlık kurumlarına başvuran tüm

sigortalılarının Covid-19 tanısı

konulana kadar yapılmış tüm

tetkik giderlerini ve test sonucu

belirlenene kadar süren tedavi

giderlerini üstleniyor. Covid-19

teşhisi pozitif olarak konduktan

sonra oluşan tedavi giderleri ise

poliçe teminat kapsamına bağlı

olarak ödenmektedir” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından

pandemi olarak ilan edilen Covid-19

enfeksiyonu ülkemizi de olumsuz

etkiliyor. Ancak, Türkiye’nin güçlü

sağlık yapısı ve Sağlık Bakanlığı’nın

sağduyusu ile küresel soruna karşı

ve sigortalıların hak mahrumiyeti

yaşamaması için Hazine ve Maliye

Bakanlığı ile yakın temas halinde

çalışmaktadır. Yaygın acente

ağına sahip olan sigorta sektörü,

dağıtım kanallarının hizmetlerini

sürdürebilmeleri için de gerekli

düzenlemeleri devreye almış olup

kesintisiz devam etmektedir.

Sağlık poliçeleri tanı

konulana kadar tüm

giderleri karşılıyor

Sigorta şirketleri, poliçe özel

şartlarında yazılı olduğu şekilde

sağlık kurumlarına başvuran tüm

sigortalılarının Covid-19 tanısı

konulana kadar yapılmış tüm

tetkik giderlerini ve test sonucu

belirlenene kadar süren tedavi

destekleme önlemleri aldı; alacak?”

sorularının yanıtlarını aradık.

Dijital uygulamalar

Sektör yetkilileri, pandeminin

iş yapış biçimlerini kalıcı olarak

değiştireceğinin altını çizerken,

sektörde dijital dönüşümün

hızlanacağını vurguluyor. Şirketler

müşterilerini dijital uygulamalarını

kullanmaya yönlendirerek

hizmetlerdeki aksamaları önlemeye

çalışıyor. Yetkililer, salgının özel sağlık

sigortalarında teminat değişikliklerini

gündeme getireceğini aktarıyor.

Acentelerin talepleri

Acenteler ise şirketlerden acente

protokol hedeflerinin ertelenmesini,

acentelerin tahsilat ve ödeme

sorunlarına destek olunması, iş seçim

kriterlerinin esnetilmesini isterken,

Hükümetten de tüm acentelerin

Ekonomik İstikrar Kalkanı programı

kapsamına alınmasını talep ediyor.

Covid-19 salgınıyla ilgili bir

basın açıklaması yayınlayan

TSB Başkanı Atilla Benli,

sigorta sektörünün her

zaman sigortalıların yanında

olduğuna değinerek, birlik,

beraberlik, ve dayanışma

ruhuyla bu zor günlerden

üreterek çıkılacağını söyledi.

verilen bu ulusal

mücadele, Sağlık

Bakanlığı ve

Bilim Kurulu’nun

önerileri doğrultusunda alınan

tedbirlerle güçlü bir şekilde

yürütülüyor.

Sigorta ve emeklilik sektörü

de hizmetlerin devamlılığı ve

çalışanların sağlığı için Covid-19

salgınına karşı Sağlık Bakanlığı’nın

önerileri doğrultusunda tüm

önlemleri almış ve sigortalılarına

kesintisiz hizmet sunmak için

aralıksız çalışmaya devam

etmektedir. Sektör sürecin

başından bu yana iş sürekliliği

giderlerini üstlenmektedir. Covid-19

teşhisi pozitif olarak konduktan

sonra oluşan tedavi giderleri ise

poliçe teminat kapsamına bağlı

olarak ödenebilmektedir.

Türk sigorta ve emeklilik sektörü,

bu zor dönemde de üretmeye,

Sigortacılık Sektörü ilgili tüm

paydaşlar ve kamu otoritesi ile

işbirliği içinde, birlik beraberlik

ve dayanışma ruhuyla, ülke

ekonomisine katkıda bulunmaya

devam etmektedir.

Sigorta Dünyası Nisan 2020


18

KAPAK

Türkiye Sigorta Birliği:

"Aksiyonlar sektörün tüm paydaşları

düşünülerek alınıyor"

Hayat dışı sigorta şirketleri için güçlü

bir acente ağına sahip olmanın büyük

önem arz etiğinin vurgulandığı TSB

açıklamasına şöyle devam edildi:

"15.000’i aşkın sigorta acentesi

Türkiye’nin tüm bölgelerinde aktif

olarak çalışıyor ve farklı müşteri

kitlelerine ulaşabiliyor. Biliyoruz ki

acenteler sektörümüzün en önemli

dağıtım kanalı. Pandemi kararıyla

birlikte ilk aksiyonumuz acenteler

için kanuni zorunluluk olan “Statik

IP (statik internet protokolü adresi)”

uygulamasının acentelere kolaylık

olması açısından 15 gün süreyle

kaldırılması oldu. Bu sürecin gidişata

göre daha da uzatılabilmesi konusunda

çalışıyoruz. Öte yandan en öncelikli

konulardan biri durumunda olan

uzaktan çalışma ile ilgili birçok

şirketimiz acentelerini bilgilendirirken,

acentelerin teknolojik altyapılarını

geliştirme yönünde hızla adımlar

atıldı ve atılmaya devam ediyor.

Sektörümüzün tüm paydaşlarının

"Bugün salgın nedeniyle

üretilen zaruri çözümlerin

bundan sonra çalışma

biçimlerinin dönüşümüne

etki etme ihtimali yüksek."

yaşanan süreçten en az zararla

çıkabilmeleri adına başta Hazine ve

Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel

Müdürlüğü, Türkiye Sigorta Birliği ve

tüm şirketlerimizin yoğun bir şekilde

çalışıyor.”

Artık her ev birer ofis

Salgına karşı alınan önlemlerin iş

hayatını son birkaç haftada hızla

değiştirmeye başladığının altının

çizildiği Birlik açıklaması şu şekilde

tamamlandı: “Pek çok sektör kendi

ihtiyaçları doğrultusunda çözümler

geliştiriyor ancak hem ülkemize

hem de dünya geneline baktığımızda

ortaklaşan bazı uygulamalar söz

konusu. Bunların başında elbette ki

evden çalışma uygulaması geliyor.

Kurumlar bugüne kadar ofislerden ve

merkezden yürüttükleri çalışmaları

kesintiye uğratmama hedefiyle evlere

taşımak durumunda kaldı. Pek çok

şirket için her çalışanın evi artık birer

ofis ve her ofiste işlerin aksamadan

yürümesi hedefiyle çalışılıyor,

toplantılar yapılıyor. Fiziksel olarak

bir arada olma ihtiyacının daha az

hissedildiği ya da en azından bu

ihtiyacı ortadan kaldıracak teknolojik

çözümlerin daha sık kullanıldığı bir

dönemden geçiyoruz.

Bugün salgın nedeniyle üretilen bu

zaruri çözümlerin, bundan sonra

çalışma biçimlerinin dönüşümüne etki

etme ihtimalinin yüksek olduğunu

söyleyebiliriz. Artık bilgiye her

yerden erişmenin mümkün olması,

faaliyetlerin sürdürülebilirliğini

mekândan bağımsız hale getiriyor.

Bu yöndeki eğilimlerin artmasıyla

uzaktan çalışmaya yönelik dijitalleşme

yatırımlarının da artacağı, IT tarafında

şirketlerin buna özel çözümlere daha

fazla kaynak ayıracağı ve teknolojik

gelişmelerin bu yönde de güçlenerek

devam edeceği öngörülebilir.

Toplantıların dijitale taşınabilirliği

normal zamanlarda da zaman, efor

yönetimi, iklim değişikliğine karşı

fiziksel mobilitenin azalmasına

dair ilham verici gelişmeler olarak

değerlendirilebilir.”

Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek:

"Covid-19 tanı ve tedavilerini karşılıyoruz"

Dünyayı etkisi altına alan Covid-19

pandemisiyle ilgili bir açıklama

yapan Katılım Emeklilik Genel

Müdürü Ayhan Sincek, “Şimdiye

dek geçirmiş olduğumuz salgın

hastalıkların tamamı, devlet

hastanelerinin yeterlilikleriyle

bertaraf edilmişti ancak ilk

kez bazı özel hastanelerin de

Sağlık Bakanlığı tarafından

yetkilendirildiği bir salgın

hastalık süreci yaşıyoruz. Katılım

Emeklilik olarak bu süreçte

de sigortalılarımıza her türlü

desteği vermeyi sürdürdüğümüzü

bilmelerini istiyoruz” dedi.

Covid-19 belirtileri gösteren

sigortalıların sükunetlerini

“Katılım Sağlık olarak

koronavirüs salgını

sürecinde tam desteğimizle

tüm sigortalılarımızın

yanındayız. Covid-19

tanı ve tedavilerinde

sigortalılarımızın giderlerini

poliçe limitleri dahilinde

karşılıyoruz.”

koruyarak koruyarak, 184’ü

arayabileceğini, yetkilendirilmiş

devlet hastanelerine hastanelere ya

da immünoloji birimi olan, hızlı test

kiti dağıtılmış, pandemi hastanesi

olarak belirlenmiş anlaşmalı özel

hastanelere başvurabileceğini belirten

Sincek, "Covid-19 hastalığı ve tedavisi

kapsamında oluşacak olası tedavi

giderleri, özel ve tamamlayıcı sağlık

sigortalarımız kapsamındaki pandemi

hastanesi olarak belirlenmiş anlaşmalı

Sigorta Dünyası Nisan 2020


19

Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Şencan:

"Salgın tüm sektörleri testten geçiriyor"

Anadolu Sigorta Genel Müdürü

Mehmet Şencan, yaşanan zorlu

dönemde, Anadolu Sigorta’nın her

zaman olduğu gibi acentelerinin

yanında olduğunu söyledi. Bu

süreçte acentelere destek olmak

ve kazançlarındaki olası kayıpları

engellemek amacıyla kapsamlı bir

Anadolu Destek Paketi ve Özel Sağlık

Hizmet Paketi hazırladıklarını bildiren

Şencan, “Kısa vadede acentelerimizin

gelirlerini artırıcı önlemler alarak,

üretim sürecinin etkilenmemesi için

gerekli geliştirmeleri yaptık. Ayrıca

acentelerimiz ve çalışanlarının,

sağlıkla ilgili ihtiyaçlarında ilk anda

sağlık kuruluşlarına gitme gereksinimi

olmaksızın 7/24 Sağlık Danışmanlığı

Hizmeti alabilecekleri ve acil

durumlarda ambulans hizmetinden

faydalanabilecekleri ücretsiz ‘Acil

Sağlık Hizmeti’ uygulamamızı

başlattık” dedi.

Şencan salgının orta ve uzun

vadede sigortacılığa ve iş hayatına

etkileriyle ilgili olaraksa şunları

dile getirdi: “Yaşanan salgın, etkin

planlamanın önemini bir kez daha

bizlere hatırlatmış, iş sürekliliğinin

sağlanabilmesi için tüm sektörlerin ani

özel hastanelerde, salgın hastalıklar

kapsam dışı olarak belirtilmiş

olmasına rağmen, poliçedeki

mevcut şartlar ve limitler

dahilinde (güncel istisnai ve

hassas durum gözetilerek özel

sağlık kuruluşlarının imkânları

doğrultusunda) bu döneme özel

olarak karşılanacaktır. Yeni

düzenlenen poliçeler de, söz konusu

rahatsızlığın poliçe başlangıç tarihi

öncesinde gerçekleşmemiş olması

şartıyla bu uygulama kapsamında

olacaktır. Sigortalılarımızın her

zaman yanlarında olduğumuzu

bilmelerini isteriz. Onlar yalnızca

sağlıkları ve aileleriyle ilgilensinler,

bir de maddi endişe taşımasınlar

istiyoruz. İnanıyorum ki Sağlık

Bakanlığı’nın almış olduğu önlemler

ile bu zor günler en kısa zamanda

atlatılacaktır” dedi.

“Önümüzdeki yıllarda da

bu tip kaotik problemlerle

daha fazla karşı karşıya

kalma ihtimalimiz var. Bu

varsayımla, bir sonraki

aşamada olabilecekleri

tasarlayarak kurumlarının ani

gelişmeler karşında vereceği

tepkileri aktif olarak kontrol

edebilen, çözüm odaklı takım

ağlarını hızla oluşturabilen

ve ekiplerinin yaşamlarında

pozitif fark yaratabilen

kuruluşlar, ekonomik

sürdürülebilirliklerini

sağlayacaktır.”

ve beklenmedik senaryolar karşısında

hazırlık yapmaları gereğini ortaya

koymuştur. Dolayısıyla, iş sürekliliği

planlarının daha da önem kazanacağını

ve çeşitleneceğini; planların sadece

yerel risklere karşı değil küresel riskler

çerçevesinde zenginleşeceğini; siber

olaylar, enerji tedarik sıkıntıları, iklim

değişikliğine bağlı doğa olayları gibi

senaryoların da gündeme geleceğini

düşünüyoruz.”

Evden çalışma testi başarılı

Salgının yavaşlaması için alınan

izolasyon tedbirlerinin, özellikle

çok sayıda beyaz yakalının aynı

anda işyerlerine uzaktan erişimle

çalışmasının test edilmesine vesile

olduğunu söyleyen Şencan, “Sonuç

itibarıyla teknolojik altyapının ve

uygulamaların bu yeni iş modeli için

yeterli olduğu, ayrıca işgücünün yeni

ortama hızla uyum sağlayabildiği

görüldü. Çalışma hayatının bir anda

kitlesel olarak dijital platformlara

taşınması, siber risklere karşı da etkin

önlem alınması gerekliliğini bir kez

daha hatırlattı. Bu nedenle, siber risk

sigortalarına talebin artmasın kuvvetli

bir ihtimal olarak değerlendiriyoruz”

dedi.

Salgının öne çıkardığı bir başka

sıkıntılı unsurunsa, faaliyetlerini geçici

olarak durdurmak zorunda kalan

ticari işletmelerin uğradığı finansal

kayıplar olduğunu söyleyen Şencan,

sermaye sahiplerinin ve yatırımcıların

salgın sonrasında kâr kaybı poliçelerine

ilgilerinin artmasıyla bu alanda

sigorta pazarının büyüme potansiyeli

gösterebileceğini sözlerine ekledi.

Şencan, korona virüs salgınının

yarattığı şok sonrasında insanların

bilerek ve isteyerek bazı kişisel

bilgilerini kamu otoritesi, sağlık

kurumları, sigorta şirketleri gibi üçüncü

partilerle daha sıklıkla paylaşacaklarını

öngörerek, “Buna bağlı olarak, kişilerin

sağlık verilerini ölçüp izleyerek, bu

verilere göre uyarı veya öneri yapan,

onları sağlık hizmet sağlayıcılarına

yönlendirebilen uygulamaların

yaygınlaşmasını da muhtemel

görüyoruz" dedi. Şencan, salgın

sonrasında pek çok sektörün tedarik ve

dağıtım kanalı stratejilerinin dijital iş

modelleriyle yeniden şekillenebilecğini

belirtti.

Salgının bilinmezlik ve öngörülemezlik

haliyle her sektörü test ettiğini söyleyen

Şencan sözlerini şöyle noktaladı:

“Önümüzdeki yıllarda da bu tip kaotik

problemlerle daha fazla karşı karşıya

kalma ihtimalimiz var. Bu varsayımla,

bir sonraki aşamada olabilecekleri

tasarlayarak kurumlarının ani

gelişmeler karşında vereceği tepkileri

aktif olarak kontrol edebilen, çözüm

odaklı takım ağlarını hızla oluşturabilen

ve ekiplerinin yaşamlarında pozitif

fark yaratabilen kuruluşlar, ekonomik

sürdürülebilirliklerini sağlayacaktır.”

Sigorta Dünyası Nisan 2020


20

KAPAK

Mapfre Sigorta CEO’su Stefan Jensen:

"Dijital dönüşüm hızlanacak,

eski sistemler devre dışı kalacak"

Mapfre Sigorta CEO’su Stefan Jensen,

bu sıradışı ve eşi görülmemiş olay

sırasında toplumun desteklenmesi

gerektiği bilincine dayanarak, Kovid-

19'u kapsamaya ve karşılamaya

karar verdiklerini söyledi. Bu

özel uygulamanın Mapfre Özel

ve Tamamlayıcı Sağlık Sigortası

ile bireysel ve kurumsal sağlık

sigortası poliçe sahipleri için geçerli

olduğunu bildiren Jensen, “Burada

sigortalılarımızın, Sağlık Bakanlığı

tarafından pandemi hastanesi olarak

belirlenen tüm özel hastanelerde,

Kovid-19 tedavisi ile sınırlı olmak

üzere, ortaya çıkacak fark ücretleri

ve tedavi giderlerini mevcut poliçe

teminat, network ve limitleri dâhilinde

ödüyoruz” dedi.

İş ortaklarına destek paketi

Jensen, acentelerin iş süreçlerinin

devamlılığını sağlamak için ticari

ve sosyal olmak üzere hayata

geçirdikleri eylem planıyla ilgili

şunları aktardı: “Yüz yüze toplantılar,

saha ziyaretleri yapamasak da

mümkün olduğunca telefon, Skype

vb. dijital olanakları tercih ediyor

ve kesinlikle yalnız bırakmıyoruz.

Bununla birlikte acentelerimizi

satış kanallarımızın süreçlerini

“Tüm dünya artık online

yaşıyor. Onun için

bu sürecin sonunda

tüm şirketlerin, dijital

dönüşümde hızlanacağını,

eski sistemleri bırakacağını

ve verimliliği önceliğe

koyarak iş süreçlerini

gözden geçireceğini

öngörüyoruz.”

hızlandırmak, iş akışına destek

olmak ve şirketin tüm sistemlerine

7/24 kolaylıkla erişmesini mümkün

kılacak bir platform olarak hayata

geçirdiğimiz Mapfre Sigorta Acente

Portalı’na (MAP) yönlendiriyoruz.

MAP ile en son haberlere, tüm işlevlere

erişebilir ve işlerini ofislerinden

veya evlerinden herhangi bir mobil

platformda yürütmeye devam

edebilirler. Müşterilerimize aynı kalite

ve bağlılıkla hizmet vermeye devam

ettikçe, bu imkânın acentelerimiz

tarafından çok takdir edileceğine

inanıyoruz. Ek olarak tüm değerli iş

ortaklarımız için bir destek paketi

açıkladık. Bu kapsamda çok sayıda

hizmeti de devreye aldık. Örneğin

Turkcell Akademi’nin tüm eğitimlerini

acentelerimiz için ücretsiz sunuyoruz,

komisyon ödemeleri için haftalık

ödemeye geçiyoruz ya da kasko

müşterilerine olası hasar durumunda

çekici ile anlaşmalı servise aracını

gönderme hizmeti sunuyoruz.”

Mapfre Sigorta’nın, Kovid-19 ile

ilgili gelişmeleri ilk andan itibaren

yakından takip ettiğini belirten

Stefan Jensen, Kovid-19’un yarattığı

hasarın küresel anlamda ekonomiyi

olumsuz etkilediğinin artık çok iyi

bilindiğini söyledi. Bunların yanı

sıra Kovid-19 virüs salgını sebebiyle

uygulanan sosyal mesafe ve evden

çalışma modelinin hem dünyada hem

Türkiye’de günlük yaşam tarzlarını

değiştirdiğini ifade eden Jensen

şunları söyledi: “Bu noktada da

yaşam pratikleri, alışkanlıklar ve iş

yapma biçimleri her geçen gün kabuk

değiştirdi. Bugünlerde dijitalleşmenin

önemi bir kez daha öne çıkarken evden

çalışma modelini bizim gibi şirketler

biraz daha erken keşfetse de tüm dünya

aynı anda deneyimlemeye başladı.

Buna ek olarak; çalışanların katılımını,

iletişimin sürekli ve açık olmasını

ve çalışanların refahını sağlamak da

büyük önem taşıyor. Artık bu yeni

ortamda operasyonel verimliliğin ve

süreçlerin akılda kalıcı olacağı çok

açık ve dahası, bu yeni çalışma/yaşam

tarzına uyum sağlamamız gerektiği de

aşikâr.”

Müşteri deneyimi değişiyor

Müşteri deneyimlerinin de değişim

gösterdiğine dikkat çeken Jensen

sözlerini şöyle tamamladı: “Online

alışverişler hız kazanıyor, ödemeler

temassız kartlarla gerçekleştiriliyor,

tüm ödemeler markaların müşterilerine

sunduğu online platformlar üzerinden

tamamlanıyor. Tüm dünya artık

online yaşıyor. Onun için bu sürecin

sonunda tüm şirketlerin, dijital

dönüşümde hızlanacağını, eski

sistemleri bırakacağını ve verimliliği

önceliğe koyarak iş süreçlerini gözden

geçireceğini öngörüyoruz. En önemlisi

minimum can kaybıyla ve sağlıkla

bu dönemi atlatabilmek… Birlikte

daha güçlü olacağımızı ve geri kalan

her şeyi yerine koyabileceğimizi

biliyoruz.”

Sigorta Dünyası Nisan 2020


21

Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen:

"Önümüzdeki dönemde sağlıkta

teminat kapsamı değişebilir"

Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen,

Covid-19 salgınının yaşamı ve iş yapış

biçimlerini değiştirdiğini söyleyerek,

“Geçtiğimiz yıllarda zemini hazırlanan

dijitalleşme, şu anda iş sürekliliğini

bozmadan müşterilerimize hizmet

verebilmemizi sağlıyor” dedi. Tüm iş

süreçlerinin dijital altyapı sayesinde

hızlı ve başarılı bir şekilde evden

yürütüldüğünü ifade eden Gülen şöyle

devam etti:

“Bu süreçte müşterilerimiz için devreye

aldığımız ilk uygulama, acil tıbbi

yardım hizmetleri oldu. Evlerimizde

kalmamızın hayati önem teşkil ettiği

bu zorlu süreçte, Aksigorta olarak

müşterilerimizin her ihtiyaçlarında

bir telefon uzaklarında olmaya

devam ediyoruz. Covid-19 sebebiyle

hastaneye gitmekten imtina eden

müşterilerimiz, 444 27 27 numaralı

hattı aradıklarında doktorlarımız

ve sağlık personelimiz tarafından,

rahatsızlıklarına ilişkin olarak bilgi

ve yönlendirme alabiliyorlar. Ayrıca

mevcut klinik bilgiler ve vaka

hakkında alınan bilgilere bağlı olarak,

hastalığın kontrolü aşamasında da tıbbi

destek hattı oldukça yardımcı oluyor,

hastalarımız hastaneye gitmek zorunda

hissetmiyorlar.”

Müşterilere sağlanan

kolaylıklar

Aksağlık mobil uygulamasından da

bahseden Gülen, "Aksağlık mobil

uygulamamız, zaten mevcutta

müşterilerimize nöbetçi eczanelerden

canlı desteğe, poliçe bilgilerinden

anlaşmalı kurumlara kadar ihtiyaç

duyulabilecek pek çok bilgi ve

hizmete ulaştırıyordu. Aynı zamanda

acil durumlarda tek tıkla ambulans

çağırma, anlaşmalı sağlık kurumlarının

adres bilgisi ve yol tarifine de

erişilebiliyor, poliçe bilgileri 7/24

görüntülenebiliyordu. Covid-19

sebebiyle uygulamada birtakım

güncellemeler gerçekleştirdik. Artık

kullanıcılar, anlaşmalı kurumlarda

yaptığı muayenelerde provizyon

aşamalarını uygulama üzerinden takip

“Şu anda konu, kamu

hastaneleriyle birlikte

pandemi hastanesi haline

gelen özel hastaneler

tarafından ücretsiz olarak

yönetiliyor. İlerleyen

süreçte bu ve benzer

salgın hastalıklara karşı

kişilerin sağlık sigortalarına

ihtiyaç duyması

bekleniyor. Bu sebeple

önümüzdeki dönemde

özel sağlık sigortalarının

teminat kapsamında

değişikliğe gidilebilir.”

edebiliyorlar. Ayrıca, müşterilerimiz

anlaşmasız bir kuruma gittikten sonra

şirketten geri ödeme alabilmek için

uygulama üzerinden hızlıca faturanın

fotoğrafını yükleyerek başvurularını

gerçekleştirebiliyorlar. Böylece 20.000

TL’ye kadar olan sağlık harcamalarının

fatura asıllarını şirkete gönderme

zorunluluğunu da ortadan kaldırdık”

dedi.

Ayrıca, bu süreçte sağlık sigortası

yaptırmak isteyen müşteriler için de

işlemleri online olarak yürütme kararı

aldıklarını aktaran Uğur Gülen, poliçe

oluşturma süreçlerinde müşterilerden

online onay aldıklarını ve bu süreçte

ıslak imza şartı aramadıklarını ilave

etti.

Hasar süreçlerinde de değişiklikler

yaptıklarını aktaran Aksigorta Genel

Müdürü bu konuda şunları söyledi:

“Aksigorta olarak, oto ve oto dışı

ekspertiz çalışmalarını uzaktan

yapacak şekilde organize ederek online

ekspertiz programı başlattık. Whatsapp

üzerinden eş zamanlı paylaşım ve

evrak temini, gerek görülen hallerde

video ile uzaktan ekspertiz yöntemleri

sunuyoruz. ‘Kapıdan al, Kapıya teslim

et’ uygulamasıyla, hasar gören araç

sahiplerine ücretsiz vale ve çekici

hizmeti sunuyor, gerekli servis bakım

ve onarımı sağlıyoruz. Bu kritik ve

hassas dönemde müşterilerimizin evde

kalmasını istiyor, yaşadıkları sıkıntıları

gidermek konusunda elimizden gelen

her türlü desteği sunmaya devam

ediyoruz.”

Sağlık sigortasında

değişiklik olabilir

Salgın hastalıkların sigorta sektörüne

etkilerine de değinen Gülen sözlerini

şöyle tamamladı: “Covid-19 gibi

salgın hastalıkların özellikle sağlık

sigortacılığında orta ve uzun vadede

birtakım değişiklikler yaratabileceğini

düşünüyoruz. Şu anda salgın hastalıklar

özel sağlık sigortası kapsamında

yer almıyor. Sektör olarak dünyada

ve Türkiye’de yaşanan gelişmeleri

yakından takip ediyoruz. Şu anda

konu, kamu hastaneleriyle birlikte

pandemi hastanesi haline gelen özel

hastaneler tarafından ücretsiz olarak

yönetiliyor. İlerleyen süreçte bu ve

benzer salgın hastalıklara karşı kişilerin

sağlık sigortalarına ihtiyaç duyması

bekleniyor. Bu sebeple önümüzdeki

dönemde özel sağlık sigortalarının

teminat kapsamında değişikliğe

gidilebilir.”

Sigorta Dünyası Nisan 2020


22

KAPAK

TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut:

"Tüzel kişi acenteler de

ekonomi kalkanına dahil edilmeli"

Bloomberg kanalındaki Fokus

programına konuk olan TOBB Sigorta

Acenteleri İcra Komitesi (SAİK)

Başkanı Levent Korkut, Kovid-19

salgınının tüm sektörleri olduğu gibi

sigortacıları da olumsuz etkilediğini

söyledi. Küresel bir sorunla ulusal

bir mücadele sergilendiğini belirten

Korkut sözlerine şöyle devam etti:

“Biz acenteler açısından değerlendirme

yapacak olursak; hasar ve tüm sigorta

konularında 7/24 işyerlerimizde

veya home ofis olarak evlerimizde

kesintisiz hizmet veriyoruz. SAİK

olarak yönetim kurulu ve sektör

meclisi olarak teyakkuz halindeyiz.

Biz acentelerin tabii ki bu dönemde

ciddi sıkıntıları var. Bunların en

önemlisi ise, ’Ekonomik İstikrar

Kalkanı’ programı kapsamının

dışında kalmamız. TOBB Başkanımız

Rifat Hisarcıklıoğlu’na bu sorununu

aktardık. Kendisi tüm sektörlerin

sorunları ve çözüm önerileriyle

ciddi bir şekilde 7/24 ilgilenmekte

olup, ilgisi ve çabası neticesi ikincil

düzenlemelerde bizim açımızdan

bir iyileştirme oldu. Gelir vergisi

mükellefi olan 6782 şahıs acentesi

arkadaşımız program kapsamına dahil

edildi.Bu konuda Hazine ve Maliye

Bakanımız Sayın Berat Albayrak’a

şükranlarımızı sunarız. Ancak,9255

“16 bin acenteden, 9.255 tüzel kişi

acente kapsam dışı, 6.782 şahıs

acente kapsam içi. Yani sadece

Anayasal eşitlik ilkesi açısından

dahi baksanız iki acenteden şahıs

olan içeride, tüzel kişi acente

dışarıda. Günahı ise kurumsal

olmak, istihdama daha fazla katkı

sağlamak.”

adet tüzel kişi acente meslektaşımız

ekonomik istikrar kalkanı dışında

kalmış oldu.Başka bir deyişle,16.000

acenteden,9255 tüzel kişi acente

kapsam dışı,6782 şahıs acente kapsam

içi. Yani sadece Anayasal eşitlik ilkesi

açısından dahi baksanız iki acenteden

şahıs olan içeride, tüzel kişi acente

dışarıda.Günahı ise kurumsal olmak,

istihdama daha fazla katkı sağlamak.

akanımız Sayın Berat Albayrak’ın

sigorta sektörüne verdiği önemi

yakinen bilen biriyim ve 2019 Şubat

ayında TOBB’da düzenlediği Sektörel

Ekonomik Şura’da sektör temsilcisi

olarak Kürsü konuşmamda kendilerine

bu husustaki takdirlerimi aktarmıştım.

16 bin acente, 60 bin direkt istihdam

ve toplamda dolaylı olarak 200 bin

insanın omuzlarındaki sorumluluğu

adına taleplerimiz var:”

Acentelerin sigorta

şirketlerinden talepleri

“Korona virüsü vakalarının muayene,

tanı, teşhis ve tedavilerinin sağlık

sigortası kapsamında değerlendirilmesi

sektöre duyulan güveni üst noktalara

çıkaracak ve biz acentelerin sağlık

sigortası yeni iş ve mevcut işlerimizin

takibi ve yenilenmesinde önümüzü

açacaktır. Biz acentelere kira ve

personel maaşı konusunda destek

verilmeli. 16 Nisan 2016 tarihinde yarı

yarıya azalan trafik komisyonlarımızın

şu an yeni çıkan ve Resmi Gazete’de

yayınlanan genel şartlardaki

iyileştirmeler nedeniyle eski oranlarına

çıkartılması için komisyonlarının

arttırılması biz acentelere bu dönemde

can suyu olacaktır. Acentelerin borçları

ertelenmeli ve bu borçlar ortalık

düzeldikten sonra taksitlerle vade

farksız geri alınmalı. Dijitalleşmemiz

açısından altyapı desteği verilmeli.

Acente hedefleri esnetilmeli ve

iyileştirilmeli. Tahsilat sorumluluğu

biz acenteler üzerinde bırakılmamalı.

Riziko kabul kriterleri esnetilmeli onay

süreçleri hızlandırılmalı. Komisyon

ödemeleri haftalık yapılmalı. Sigorta

şirketleri 2020 yurt içi ve yurt dışı

seyahatlerini iptal edip, bütçeleri

acentelerine üretimleri nispetinde

destek olarak dağıtmalı.” SD

Dijital ortamda

ekspertiz

Sigorta Eksperleri İcra

Komitesi, geçici bir süre

fiili ekspertize ara verdi.

Buna göre, kamu güvenliğini

ilgilendiren, suistimal

şüphesi bulunan ya da niteliği

itibariyle fiziki ekspertiz

gerektiren hasarlar haricindeki

dosyalarda, fiili ekspertiz

yapılmamasına, hasar

tespit işleminin elektronik

ortamda doküman, ses,

görüntü ve video transferi

yöntemiyle yapılmasına,

fiili ekspertiz yapılmaması

halinde keyfiyetin ekspertiz

raporunda belirtilmesine,

yukarıda belirtilen hallerde

yapılacak fiili ekspertizlerde

ise, eldiven, maske, tulum

gibi güvenlik tedbirlerinin

alınmasına karar verildi. Söz

konusu Karar, Hazine ve Maliye

Bakanlığı tarafından uygun

görüldü.

Sigorta Dünyası Nisan 2020


23

Kayıp Yıl (?) 2020

Orhun Emre Çelik

“Sigortacılık sektörünü

belirsizliği yüksek bir dönem

bekliyor. Hayatın normale

dönmesine kadar geçecek

süreçte oto sigortalarındaki

düşen riske maruziyet

dönemsel sonuçlarda

bir miktar rahatlama

sağlayabilir. Ancak bunun

dışındaki birçok branşı

ekonominin seyrine paralel

olarak farklı güzergahlarda

gidebilecek çeşitli senaryolar

bekliyor.”

Koronavirüs sözcüğü medyaya

ilk yansıdığında 2020 yılıyla ilgili

şikayetlerimize daha yeni başlamıştık

ve başımızdaki derdin büyüklüğü

henüz tam anlaşılamamıştı.

Sonrasında her şey çok hızlı bir

şekilde gelişti ve kendimizi adeta

distopik bir filmin figüranları arasında

bulduk.

Aslında bu tip konuları takip edenler

için yaşananlar hiç de sürpriz

değil. Bırakın konunun uzmanı

olmayı, 2005-2006 yıllarında bir

sağlık sigortası şirketinde görev

aldığım dönemde incelediğim

daha doğrusu incelemek zorunda

kaldığım kuş gribiyle ilgili bilgiler,

Bill Gates’in birkaç yıl önce yaptığı

ve insanları bugün bir örneğini

yaşadığımız pandemilere karşı

uyaran konuşmasının aslında geç

bile kalınmış bir uyarı olduğunu

anlayabilmek için yeterliydi.

Ancak bilimsel gerçekler ile pratik

uygulamalar, ekonomik şartlar ve

sosyal ilişkiler her zaman uygun

şekilde kesişmiyor. Nitekim salgın

ülkemizde de hızlı bir şekilde

yayılmaya başladı ve imkânı olanların

kendi OHAL’ini ilan etmek zorunda

kaldığı, maskeleri eczaneden mi

alalım, PTT mi göndersin gibi

tartışmaların yaşandığı, işe gitmek

zorunda kalanlar için hukuken

dayanağını tam anlamadığım yaş

grubu bazındaki sokağa çıkma

yasağına sınırlamaların getirildiği ve

her akşam maç sonucu izler gibi vaka

sayısı takip ettiğimiz bir sürecin içinde

bulduk kendiSmizi.

Okulların tatil süreci, kurulacağı

açıklanan hastanelerin hizmete

giriş tarihleri gibi veriler yan yana

konduğunda yaz aylarına kadar

bir rahatlama beklememek makul

görünüyor. Ne yazık ki bu süreçte

birçok insanın ölümüne tanık

oluyoruz. Onları geri getirme şansımız

yok. Normal hayatımızdan da en

iyi ihtimalle birkaç aylık bir süreyi

kaybettiğimiz anlaşılıyor. Yine de bu

kayıp gibi gözüken süreyi (en azından

iş yoğunluğu bir nebze azalmış kendi

OHAL’inde yaşamaya çalışan beyaz

yakalılar olarak) çeşitli aktivitelerle

yararlı bir sürece dönüştürme çabasını

kendi çevremde yaygın şekilde

görüyorum.

Sigortacılık sektörünü ise belirsizliği

yüksek bir dönem bekliyor. Hayatın

normale dönmesine kadar geçecek

süreçte oto sigortalarındaki düşen

riske maruziyet dönemsel sonuçlarda

bir miktar rahatlama sağlayabilir.

Ancak bunun dışındaki birçok branşı

ekonominin seyrine paralel olarak

farklı güzergahlarda gidebilecek çeşitli

senaryolar bekliyor.

İlan edilen, tarihin en büyük

ekonomik paketlerine rağmen

işsizlik başvurularının rekor kırdığı

ABD ekonomisinde tarihin en büyük

ekonomik küçülmesi bekleniyor.

Ekonomik sorunların üstesinden

nasıl gelineceği bir tarafa, en

büyük ticari ortağımız olan Avrupa

Birliği’ni nasıl bir geleceğin beklediği

tartışılıyor. Türkiye’nin de bu süreçten

etkilenmeden çıkması mümkün değil.

Bu, özellikle yılın ikinci yarısında

sektörün ciddi bir küçülme riskiyle

karşı karşıya kalması anlamına geliyor.

Diğer taraftan kâr kaybı, işsizlik

ve üçüncü şahıs sorumluluk gibi

teminatlardan gelebilecek tazminat

taleplerinin boyutunu tahmin etmek

çok kolay değil.

Sigorta sektörü, teminat altında

olmasa bile sağlık sigortası poliçesi

sahiplerinin Covid-19’la ilgili sağlık

giderlerini karşılayacağını söyleyerek

böyle bir zaman için sigortacılığın

temel prensibi olan “azami hüsnü

niyet” kavramının ne olduğunu çok

güzel bir örneğini verdi. Ancak

bu, reel küçülme riskini ortadan

kaldırmıyor.

Umarım, iyimser senaryolarda

öngörülen, yılın ikinci yarısında

salgının sona erdiği ve hızlı bir

ekonomik toparlanma sürecinin

yaşandığı bir 2020 bizi bekliyordur. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


24

KAPAK

"Sigortacılık

pandemi sonrası

büyük değişim

yaşayacak”

VHV Reasürans CEO’su

Maximilian Stahl, tüm

dünyayı etkisi altına alan

korona virüs salgınının

sigorta sektörünü de

etkilediğini belirterek,

“Sigortalanabilir risklerin

güvencesi olarak

sektörümüz, bu süreçte

oluşacak ihtiyaçlara

yönelik hızlı aksiyonlarla

sigortalıların yanında

olmayı sürdürmeli." dedi.

2020'ye sağlık ve huzur dolu bir yıl

olması umuduyla girdiklerini fakat

yılın ilk günlerinden bu yana olumsuz

gelişmelerin peşi sıra geldiğini belirten

VHV Reasürans CEO’su Maximilian

Stahl, "Yeni umutlarla başlayan bir

yıl maalesef gayet zorlu geçiyor. Tüm

dünyayı etkileyen yeni tip koronavirüs

salgını, birçok ülkenin hem sosyal

hayatında hem de ekonomisinde büyük

hasarlara yol açıyor. Türkiye'nin en

büyük ticari partneri durumundaki

Avrupa pandeminin merkezi hâline

gelirken, kıtada tüm dengeler kökten

değişiyor. Yaşananlar şunu bizlere

çok net gösteriyor ki var oluş sebebi

risk olan sigortacılık, yaşanan tüm bu

olumsuzluklardan sıyrılarak yaşanan

köklü değişimden en büyük payı alacak

sektörlerden biri olacak" diye konuştu.

Türkiye özelinde, yılın ilk iki ayında

hem sektör hem de VHV Reasürans

olarak olumlu bir performans

gösterdiklerini belirten Maximilian

Stahl, tüm dünyayı etkisine

alan pandemi sonrası oluşacak

sosyoekonomik

konjonktürle birlikte tüm şirketlerin

hem hedeflerini hem de risklerini

gözden geçireceklerinin de altını çizdi.

Stahl, "Ülkelerin merkez bankaları

vasıtasıyla açıkladıkları ekonomik

paketler gösteriyor ki koronavirüs

pandemisi eşi az görülen bir ekonomik

durgunluğu (resesyon) tetikleyecek ve

bu durumun etkileri bertaraf edilmeye

çalışılıyor. Tüm bu önlemlerin olumlu

yöndeki etkilerinin önümüzdeki

aylarda hissedileceğini öngörüyoruz"

diye konuştu.

Salgın risk değişimini farklı

bir boyuta taşıyacak

Global ölçekte risk tanımının

sürekli değişmekte olduğunu,

Dünya Ekonomik Forumu’nun

her yıl yayınladığı Global Riskler

Raporu’nda açıkça görülebildiğinin

altını çizen Maximilian Stahl, iklim

değişikliği ve doğal afetlerin risk

tanımındaki değişiklikte ilk sıralarda

yer aldığını belirterek, "Koronavirüs

salgını ise bu değişimi farklı bir

boyuta taşıyacak" şeklinde konuştu.

Stahl sözlerini şöyle sürdürdü:

"Koronavirüs pandemisi hiç kimsenin

tahmin edemediği şekilde dünyada

dengeleri değiştirdi. Ekonomilerin

büyük hasar aldığını görüyoruz.

Ülkeler arası ticaret, insan dolaşımı

durma noktasına geldi. Karantina

uygulamaları nedeniyle sosyal hayatın

durmasıyla birlikte birçok küçük

ticari işletmenin ekonomik kayıplar

yaşadığını görüyoruz. En son beş

yıl önce Global Riskler Raporu’nda

yer bulan bulaşıcı hastalıkların,

değişen risk algısıyla bir kez daha ve

belki de uzunca bir süre listede yer

alacağını söylemek mümkün. Bir nevi

sigortalanabilir risklerin güvencesi

olarak sektörümüz ise tüm bu süreçte

hızlı aksiyonlarla oluşacak ihtiyaçlara

yönelik sigortalılarının yanında olmayı

sürdürmeli" dedi. SD

Hızlı aksiyon alabilme kabiliyetine sahip bir şirketiz

Türkiye sigorta sektöründeki uluslararası sermayeli tek reasürans

şirketi olmanın her daim gururunu ve sorumluluğunu taşıdıklarını

belirten Maximilian Stahl, reasürans ve sigorta pazarında en önemli

göstergelerinin başında kredi derecelendirme notunun geldiğinin altını

çizdi. Notu yüksek olan şirketlerin, güçlü sermaye yapıları sayesinde

tüm dünyayı esir alan pandemiden en az hasarla çıkacaklarını

umduklarını ifade eden Stahl, "VHV Grubu olarak pandemiyle ilgili tüm

tedbirlerimizi aldık. Kapasite sağladığımız tüm sigorta şirketlerimizin

ve paydaşlarımızın yanındayız ve iletişim halindeyiz. 100 yılı aşan

tecrübemiz, sermaye gücümüz ve A+ notumuzla yaşanan her türlü

olumsuzluğa karşı hızla aksiyon alabilme kabiliyetine sahip bir

şirketiz” diye konuştu.

Sigorta Dünyası Nisan 2020


25

AvivaSA’dan yaş ayrımcılığına

karşı proje

AvivaSA, Türkiye’de

yaşlanma ve yaşlılık

konularında farkındalık

oluşturmak ve yaşlılık

kavramıyla ilgili toplumdaki

negatif algıyı değiştirmek

hedefiyle sürdürdüğü

“Her Yaşta” Kurumsal

Sosyal Sorumluluk

(KSS) projesinin portalı

www.heryasta.org’da,

Koronavirüs sürecinde

gündemde oldukça yer

tutan “yaş ayrımcılığı”

konusuna değiniyor.

Konu ile ilgili AvivaSA CEO’su

Fırat Kuruca, hem projelerinin odak

noktası hem de korona virüs’ün, en

çok etkilediği yaş gruplarından olan

65 yaş ve üstü insanların durumuna

dikkat çekmenin öncelikleri olduğunu

hatırlatarak, şunları söyledi: “Bilindiği

gibi virüsün en çok etkilediği gruplar

65 yaş ve üstü insanlardır. Biz de geçen

sene başlattığımız

“Her Yaşta”

kurumsal sosyal

sorumluk projemiz

kapsamında

öncelikli bu

yaş grubunun

hayatlarını

kolaylaştırmak

için projeler

geliştirmeyi

hedeflemiştik.

Bu amaçla

hizmete sunduğumuz www.heryasta.

org sitesinde, 65 yaş ve üstü insanlar

öncelikli olmak üzere her yaş grubu

için faydalı, güncel ve pratik bilgileri

bir arada sunuyoruz. Korona virüs

sürecinde Türkiye’nin en önemli

gündemlerinden biri haline gelen,

“sokağa çıkan yaşlılar” konusunun

sosyal medya aracılığıyla bir ayrımcılık

unsuruna dönüşmesi gözleminden

yola çıkarak hem yaşlılarla hem

de gençlerle yaptığımız röportajlar

ile onların duygu, düşünce ve

ihtiyaçlarını duyurmalarına katkıda

Fırat Kuruca

bulunduk. Her Yaşta portalımızda

ayrıca, projemizin ilk adımı olan

“Türkiye’nin Yaşlılık Tahayyülleri ve

Pratikleri” araştırmasında da işbirliği

yaptığımız Akdeniz Üniversitesi

Gerontoloji Anabilim Dalı’nın değerli

öğretim üyesi Doç. Dr. Özgür Arun ile

gerçekleştirdiğimiz özel röportaj da

yer alıyor. İlerleyen günlerde de Her

Yaşta sitesinde hem 65 yaş üstü hem

de orta yaş grubuna bu zor süreçte

destek sağlamak hedefiyle faydalı

bilgiler ve “yaş ayrımcılığı” konusunda

bilinçlendirici içerikler sunmaya

devam edeceğiz.” SD

Şirketler Covid-19 tedavilerini

teminat kapsamında olmasa bile karşılıyor

Dünyada hayatı durduran yeni tip

korona virüs (Covid-19) salgınında

özel sağlık sigortası sahiplerinin

en çok merak ettiği konulardan biri

de poliçelerinin tedavi giderlerini

kapsayıp kapsamadığı oldu.

Normal koşullarda özel sağlık

sigortalarında tanı giderleri teminat

kapsamında ancak hastalığın

Sigorta şirketleri toplumsal

dayanışma adına, korona

virüs tedavi giderlerini

poliçe teminat dahilinde

olmasa dahi karşılama

kararı aldı.

pandemi ilan edilmesi halinde

tedavi giderlerini kapsamıyor.

Ancak Covid-19 salgınında sigorta

şirketleri toplumsal dayanışma

adına, düzenledikleri özel sağlık

poliçelerinde bu duruma ilişkin

teminat bulunmasa dahi tedavi

giderlerini karşılama kararı aldı.

Özel sağlık sigortası satan sigorta

şirketleri Sağlık Bakanlığı

tarafından hastalığın Türkiye’de

de ortaya çıktığı ve yayılmaya

başladığının ilan edilmesinden

sonra birbiri ardına yaptıkları

açıklamalarla Covid-19 tanı

giderlerinin yanı sıra tedavi

giderlerini de teminat kapsamında

olmasa bile karşılayacaklarını

açıkladı. Tedavi giderleri genelde

“pandemi hastanesi” olarak

belirlenmiş anlaşmalı özel

hastanelerde, poliçedeki mevcut

şartlar ve limitler dahilinde bu

döneme özel olarak karşılanıyor.

Covid-19 salgınının özel sağlık

sigortasında hasar seviyelerini

yükselteceğine kesin gözüyle

bakılırken önümüzdeki dönemde

sağlık sigortasının kapsamının

yeniden ele alınması bekleniyor. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


26

KONUK

Kardiyolog ve Dahiliye

Uzmanı Dr. Murat Kınıkoğlu:

“Doğa eninde

sonunda acımasızlığın

intikamını alır”

Tüm dünyada olduğu gibi, sigorta sektöründe de gündem yeni

tip korona virüs (Covid-19) olunca, biz de merak ettiklerimizi

bir uzmana, Dr. Murat Kınıkoğlu’na yönelttik. Viral pandemilerin

asıl nedeninin insanoğlunun bir türlü doymak bilmeyen iştahı

ve açgözlülüğü olduğunu söyleyen Kınıkoğlu, sorunu temeline

inerek değerlendiriyor: “Hepimizin vücudunda trilyonlarca virüs

var ve bunlar bizi hasta etmiyor. Diğer canlılar için de bu geçerli.

Hastalıkların ve salgınların nedeni kendi içimizdeki virüsler değil,

başka hayvanlardaki virüsleri almamızdır. Dikkat edin, ‘Almamız’

diyorum, çünkü onlar kendiliğinden bize gelmiyor! Başka

hayvanların etini yiyerek, sütünü içerek o virüsleri vücudumuza biz

alıyoruz. Korona virüs de böyle çıktı. ‘Bütün hayvanlar acı çeksin,

bütün hayvanları öldürebiliriz, yeter ki biz insanlar acı çekmeyelim’

derseniz, bu adil olmaz ve doğa eninde sonunda bu acımasızlığın

intikamını alır.”

Sigorta Dünyası

Nisan 2020


27

Röportaj: Birant Yıldız

Fotoğraflar: Afgan Karahan

Murat Hocam tüm dünyanın

gündeminde yeni tip korona virüs,

yani Covid-19 var. Farklı bilimsel

perspektiflerden söz konusu

virüsle ilgili farklı yorumlar

gelebiliyor. Siz ne düşünüyorsunuz

bu virüsle ilgili?

Söze şöyle başlayabilirim: Sadece

bizim değil tüm canlıların temel amacı

acıdan kaçınmak ve mutlu olmaktır.

Dalay Lama, kendisine hayatın amacı

nedir diye soranlara “acıdan kaçınmak

ve mutluluk aramaktır” cevabını

veriyor. Korona virüs, bize “acı

çekme” ihtimalimizin o kadar da düşük

olmadığını hatırlattı. Kendimizi sağlıklı

sanırken birden ölümle yüzleşiverdik.

Korkumuzdan evlerimize kapandık, pür

dikkat salgının gelişimini izliyoruz.

Peki ne olacak, bu böyle devam

edecek mi?

Elimizdeki bilgiler çoğumuzun

önümüzdeki bir iki yıl içinde öyle

veya böyle bu virüsle karşılaşacağını

gösteriyor. Kronik hastalıkları

olanların önünde iki yol var, ya

hayat boyu kendilerini izole ederek,

kimseyle görüşmeden yaşayacaklar

ya da tansiyon, şeker gibi mevcut

hastalıklarından kurtulmaya çalışacaklar.

Koronavirüsün daha çok, sigara içen,

şişman, astımı veya KOAH’ı olanları,

şeker, böbrek yetmezliği, karaciğer

yetmezliği gibi kronik hastalıkları

olanları, özellikle de tansiyonu yüksek

kalp damar hastalarının hayatını

tehdit ettiğini hepimiz biliyoruz. Bu

saydığım kronik hastalıkların hepsinin

ortak özelliği enflamasyonla birlikte

seyretmeleridir.

Nedir hocam enflamasyon? Hep

duyarız ama tam olarak bilmeyiz

ne olduğunu...

Enflamasyon, vücudun rahatsız olan

bölgeyi onarma çabasıdır. Hasta

bölgeye, kan, savunma hücreleri ve

bağışıklık enzimleri yığılmasıyla

kızarıklık ve hararetle seyreden bir

nevi mikropsuz iltihap ortaya çıkar.

Enflamasyonun Türkçe karşılığı

“yangı”dır. Yangı, “yangın, yanmak”

kelimelerinden geliyor.

Enflamasyonun azı yarar, çoğu zarardır.

Daha iyi anlamak için enflamasyonu

mangaldaki ateşe benzetebiliriz.

Hafifse işimize yarar, ellerimizi

ısıtırız, üzerinde kahve, yemek

pişiririz. Fazlaysa, etrafa kıvılcımlar

atıyorsa, duman çıkarıyorsa zararlıdır.

Vücudumuzdaki enflamasyon da

böyledir, azı vücudun savunması için

faydalıdır, fazlası vücuda zararlı hale

gelir.

Vücutta enflamasyon olunca kanda

CRP (C reaktif protein) dediğimiz değer

yükselir. Bütün bu saydığım kronik

hastalıklar yani kalp damar hastalıkları,

KOAH, astım, böbrek hastalığı,

karaciğer hastalığında, hepsinde CRP

değeri az veya çok yükselmiştir. Korona

virüs de vücuda girdiğinde nereyi

tutarsa o bölgede enflamasyona neden

olur. Nefes darlığı oluşması, akciğer

filmlerinde ve tomografide gördüğümüz

sıvı birikimi korona virüsünün yaptığı

enflamasyona bağlıdır.

Yapılan çalışmalar hastalığın

başlangıcında enflamasyonu olmayan

yani CRP değeri düşük olanların (kronik

hastalığı olmayanların) hastalığı daha

kolay atlattıklarını göstermektedir.

CRP değeri yüksek olanların solunum

cihazına bağlanma ihtimali daha yüksek

olmaktadır. O halde hepimizin amacı

CRP değerimizi yani vücudumuzdaki

enflamasyonunu düşürmek olmalıdır.

Hayvan

yediğimiz

müddetçe

salgınların arkası

kesilmez

Korona virüs salgını

da sona erecek. Ama

şunu unutmayalım ki

hayvan eti yediğimiz

müddetçe bu tip

pandemilerle tekrar

tekrar karşılaşacağız.

2009’da Meksika’dan

başlayıp ABD ve oradan

da tüm dünyaya yayılan

H1N1 virüsünün farklı

bir özelliği vardı: Daha

çok bebekleri ve hamile

kadınları etkiliyordu.

Günümüzdeki

Koronavirüs ve H1N1

antijenik shift yapıp

yeni bir virüs ortaya

çıkarırsa, bu virüs

hem çocukları hem de

yaşlıları etkileyebilir.

Böyle bir durumda

dünyanın ne kadar

büyük bir felaketle

karşılaşacağını

tahmin edemezsiniz.

Dünyanın böyle

büyük bir pandemiyle

karşılaşmaması için

hepimizin daha az et ve

yumurta yemesi, daha

az süt ürünü tüketmesi

gerekiyor.

Sigorta Dünyası Nisan 2020


28

KONUK

CRP değerini nasıl düşüreceğiz?

1- Sigara içenlerde CRP yükselir,

içiyorsanız lütfen sigarayı bırakın.

2- Şişmanlarda CRP yükselir, lütfen

fazla kilolarınızdan kurtulun. Özellikle

eve kapandığımız bu günlerde çok

dikkatli olun, her gün tartılın.

3- Yağın her türlüsü, bitkisel bile

olsa enflamasyonu artırır. Buna

karşılık az yağlı ve “vegan” yani

bitkisel beslenirseniz vücudunuzdaki

enflamasyon azalır. Çalışmalar

gösteriyor ki ne kadar çok sebze, meyve

yerseniz CRP değeriniz o kadar düşer.

Aynı şekilde yulaf, tam buğday unu ve

diğer tahıllar da CRP seviyesini düşürür.

4- Ne kadar çok, et, yumurta, peynir,

tatlı, yağ yerseniz, ne kadar çok

fast food yerseniz vücudunuzdaki

enflamasyon o kadar artar, CRP

değeriniz o kadar yükselir. Bilimsel

çalışmalar vegan olanlarda CRP

değerinin yüzde 30 daha düşük

olduğunu göstermektedir. Burada

önemli olan şudur: Sadece fazla sebze

meyve yemek yetmez, CRP değerinde

ciddi bir düşme sağlamak için hayvansal

gıdaların tam olarak kesilmesi gerekir.

“Bütün hayvanları

öldürebiliriz (!), yeter ki

biz acı çekmeyelim”

Bu arada işin etik/ahlaki boyutunun

olduğunu unutmayalım. Corona

belasının kökeninde hayvan eti yeme

ihtirasımız vardır. Kendimiz hastalıktan

bu kadar korkarken, acı konusunda

bu kadar dikkatliyken başka canlıların

acılarını hiç dikkate almamak ne

derece doğru, bilmiyorum. Mezbahada

kesilmeyi bekleyen ineklerin,

boyunlarının uçurulmasını bekleyen

tavukların da bizim gibi beyni, acı

duygusunu hisseden sinir sistemleri

Dr. Murat Kınıkoğlu kimdir?

var. Onlar da hasta olduklarında veya

öldürülürken aynı bizim gibi acı

çekerler. “Bütün hayvanlar acı çeksin,

bütün hayvanları öldürebiliriz, yeter ki

biz insanlar acı çekmeyelim” derseniz

bu adil değildir ve doğa eninde sonunda

bu acımasızlığın intikamını alır. Gelin,

bu salgından ders alalım, vegan olalım,

hem daha sağlıklı olalım hem de

elbirliğiyle hayvanların yaşam hakkına

saygılı, çevreye duyarlı yeni bir dünya

kuralım.

Hocam bu tip hastalıklara

baktığımız zaman hep

hayvanlardan bulaştığını

görüyoruz. Kuş gribi, domuz gribi,

şarbon hastalığı, deli dana, AIDS...

Evet.... Viral pandemilerin asıl nedeni

bizim bir türlü doymak bilmeyen

iştahımız ve açgözlülüğümüzdür.

Maalesef acıma duygusu olmayan

insanlar olarak canlıları öldürüp yiyoruz.

Kendi türümüz dışındaki çoğu canlıya

yaşam hakkı vermiyoruz. Şu anda da

1955 yılında Malatya’da doğan Dr. Kınıkoğlu, 1984 yılında Ankara

Üniversitesi Tip Fakültesi’nde İç Hastalıkları ihtisası aldı. 1986

yılında ayni fakültede Kardiyoloji üst ihtisasını tamamladı.

Kınıkoğlu, 30 yıldır Intermed Sağlık Merkezi bünyesinde serbest

hekimlik yapıyor. Kınıkoğlu Diyeti, Vegan Beslenme, Vegan Sağlık,

Kalbinize Sahip Çıkın isimli mesleki kitapları bulunan Murat

Kınıkoğlu, Bozkırın Efendisi ve Ölmeden Önce

adlı iki de romana imzasını attı.

hepimizin vücudunda trilyonlarca virüs

var ve bunlar bizi hasta etmiyor. Diğer

canlılar için de bu geçerli. Hastalıkların

ve salgınların nedeni kendi içimizdeki

virüsler değil, başka hayvanlardaki

virüsleri almamızdır. Dikkat edin,

“Almamız” diyorum, çünkü onlar

kendiliğinden bize gelmiyor. Başka

hayvanların etini yiyerek, sütünü içerek

o virüsleri vücudumuza biz alıyoruz.

Koronavirüs de böyle çıktı: Çin’in

Vuhan bölgesindeki yarasalarda yaşayan

bir virüs, yine o bölgede yaşayan

pangolin adlı bir hayvana ve daha sonra

wet marketlerde satılan bu hayvanı

yiyen bir kişi vasıtasıyla insanlara

bulaştı. Evet, sorduğunuz sorunun

cevabı da burada: Bugüne kadar çıkan

bütün virüs salgınlarının arkasında

hayvan çiftlikleri vardı. 1918 yılında

çıkan ve 50 milyon kişinin ölümüne

yol açan İspanyol gribi H1N1 virüsü

tarafından yapıldı. Salgın Teksas’ta bir

tavuk çiftliğinde başladı. 1968 Hong

Kong salgınında tam 1 milyon kişi

öldü. Bu salgına neden olan virüs de

H3 kuş virüsü ile H2N2 virüsünün

genetik kodlarını taşıyordu. MERS

salgını Suudi Arabistan’daki develerden

insana geçen bir korona virüsten oluştu.

2003 yılında 29 ülkeyi etkileyip tam 8

bin kişiyi öldüren SARS hastalığı da

Çin’de ortaya çıktı. Yine yarasadan

misk kedisine, ondan da insanlara

geçti. Bu hayvanlar parfüm imalatı

için kullanılıyorlar. AIDS hastalığının

sebebi de bir virüstür ve Kamerun

ormanlarında şempanze yakalayıp yiyen

insanlardan bulaşmıştır. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


29

Anadolu Sigorta

Covid-19’u

kapsama aldı

Anadolu Sigorta da

pandemi ilan edilmesi

nedeniyle sağlık sigortaları

kapsamında olmayan yeni

tip korona virüs hastalığını

teminat kapsamına aldı.

ŞİRKETLERDEN

Anadolu Sigorta’nın acentelerine

yaptığı duyuruda, bu zor dönemde

de müşterilerinin yanında olduğu

ve kapsam dahilinde olmasa da

Covid-19’a istisnai olarak teminat

verileceği kaydedildi. Açıklamada,

“Sağlık poliçelerimizin tamamında

Sağlık Bakanlığı tarafından pandemi

hastanesi olarak belirlenmiş tüm sağlık

kurumlarında Covid-19 hastalığına

bağlı tedavi giderleri poliçe teminat

ve limitleri kapsamında şirketimizce

kapsanacaktır” dendi. SD

7/24 görüntülü sağlık danışmanlığı hizmeti

Anadolu Sigorta, Türkiye’de

bir ilki gerçekleştirerek,

sağlık sigortası sahiplerine

7/24 canlı ve görüntülü sağlık

danışmanlığı hizmeti veriyor.

Anadolu Sigorta’nın “7/24 Sağlık

Danışmanlığı” hizmeti kapsamında,

bireysel ve kurumsal sigortalılar,

Sağlığım Cepte uygulamasından

veya Anadolu Sigorta online şubesi

üzerinden canlı ve görüntülü görüşme

yapabiliyorlar.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de

de korona virüs salgınına bağlı olarak

olağanüstü bir dönem yaşandığını

hatırlatan Anadolu Sigorta Genel

Müdür Yardımcısı Erdinç Gökalp, bu

süreçte hızlıca pek çok uygulamayı

hayata geçirdiklerini belirtti. Gökalp

şunları söyledi: “Virüsün yayılmasını

mümkün olduğunca önleyebilmek

adına bu dönemi hep birlikte

gerekli önlemleri alarak geçirmek

durumundayız. Bu nedenle ilk günden

itibaren hem müşterilerimizin hem de

çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği

için hızlıca pek çok önlem hayata

geçirdik. Öncelikle süreçlerimiz

gereği şirket binalarında bulunması

zorunlu çalışanlarımız haricinde,

tüm çalışanlarımızın evden çalışma

uygulamasına geçmesi kararı aldık.

Bunu yaparken iş sürekliliğimizi

korumak ve hizmetlerimizi

sigortalılarımıza aksatmadan

iletebilmek adına teknolojik

altyapımızdan faydalandık. Anadolu

Sigorta olarak gerek müşterilerimiz

gerekse çalışanlar arası iletişim için

tüm altyapıya sahip durumdayız. Bu

süreçte de Türkiye'nin sigortası olmaya

devam ederek, tüm sigortalılarımızın

yanında olmayı sürdüreceğiz.”

Sağlık Bakanlığı öncülüğünde

başlatılan "Evde Kal!" çağrısını

desteklemek için çalıştıklarını dile

getiren Erdinç Gökalp, “2017 yılında

Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek

online ve ücretsiz "Görüntülü Doktor

Hizmeti"mizi faaliyete almıştık.

Zorunlu kalmadıkça hastaneye

gidilmemesi tavsiye edilen yaşadığımız

kritik dönemde, "Görüntülü

Doktor Hizmeti" ile tüm sağlık

sigortalılarımızın 7/24 hizmetindeyiz”

dedi.

Personel evden çalışıyor

Anadolu Sigorta, korona virüs salgınını

önleme ve çalışanlarının sağlığını

koruma amacıyla evden çalışma

uygulamasına geçtiği bu dönemde,

müşterilerine verdiği hizmetin

aksamadan devam etiğini duyurdu. SD

Anadolu

Sigorta 95’inci

yılını kutluyor

1 Nisan 1925'te

kurulan Anadolu

Sigorta 95’inci yaşını

kutluyor.

Türk sigorta sektörünün önde

gelen şirketlerinden Anadolu

Sigorta 95’inci kuruluş

yıldönümün gururunu yaşıyor.

Sosyal medyada yapılan

paylaşımlarda konuya ilişkin

şu ifadelere yer verildi:

“Anadolu Sigorta bundan tam

95 yıl önce bugün Mustafa

Kemal Atatürk’ün talimatı

ile 1 Nisan 1925 de kuruldu.

95 yıldır #KaybetmekYok

diyerek bize ilham veren

herkese teşekkürlerimizle…

#AnadoluSigorta95Yaşında ” SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


30

Ekonominin düzelebilmesi için iki senaryo:

ARAŞTIRMA

İyi senaryo yıl sonu,

kötü senaryo 2021 2. çeyrek

yarımkürede mevsimsellik gösteriyor

ve havaların ısınmasıyla birlikte

yayılma hızı düşüyor. Sonbaharda virüs

yeniden aktive oluyor ancak ciddi bir

mutasyon geçirmiyor ve elde edilen

deneyim sayesinde sosyal ve ekonomik

hareketlilik sağlanıyor.

McKinsey, belirsizliğini koruyan Covid-19 sürecine dair

iki farklı senaryo üzerinden salgının ekonomiye muhtemel

etkilerini araştırdı. İyi senaryoya göre düzelme üçüncü

çeyrekte başlayacak, fakat yıl sonu büyüme tahminlerine

yine de ulaşılamayacak. Kötü senaryoda ise düzelme

için 2021’in ikinci çeyreğini, yani bundan 1 yıl sonrasını

beklemek gerekecek.

Küresel yönetim danışmanlığı firması

McKinsey & Company, korona

virüsün yarattığı Covid-19 hastalığının

ekonomiye ve iş dünyasına etkilerini

analiz etti. Bu kapsamda McKinsey,

65’i aşkın ülkedeki deneyimiyle,

belirsizliğini koruyan Covid-19

sürecine dair iki farklı senaryo

üzerinden salgının ekonomiye

muhtemel etkilerini araştırdı. Aynı

zamanda liderler için zorlu bir süreç

olan kriz yönetiminde başarı getirecek

uygulamalara dair bilgi ve verileri

açıkladı.

Geçmiş dönem vakaları incelenerek

orta ve uzun vadeli iyileşme

senaryolarına odaklanılan bu analizler,

belirtilen senaryonun gerçekleşmesi

durumuna göre yapılmış birer tahmin

niteliği taşıyor.

İyimser Senaryo:

Orta vadede iyileşme

Bu senaryoda Avrupa ve Amerika’da

Nisan ayı ortasına dek vaka

sayısı artmaya devam ediyor.

Asya ülkelerinde vakalar zirve

yapıp azalmaya başlıyor, Afrika

ve Okyanusya’da salgın sınırlı

kalıyor. Yerel ve ulusal karantina,

evden çalışma ve eğitim gibi

fiziksel izolasyon uygulamaları

sayesinde hastalığın artışı önleniyor.

Yeterli testlerle salgının boyutları

ölçümleniyor. Mayıs ayı ortasında

genel olarak toplumlarda iyimserlik

hâkim oluyor. Güney yarımkürede

kış aylarıyla birlikte virüs çoğalma

eğilimi gösterse de ülkeler bu döneme

hazırlıklı olduğu için kontrol daha

kolay sağlanıyor. Ayrıca virüs Kuzey

Bu iyimser tabloda dahi, geniş

kapsamlı karantina uygulamaları,

seyahatlerin kısıtlanması ve fiziksel

izolasyon önlemleri bireysel ve

kurumsal harcamalarda keskin

bir düşüş yaratıyor ve ekonomide

ikinci çeyrek sonuna dek durgunluk

yaşanması bekleniyor. Bu dönem

sonunda salgın kontrol altına alınmış

olsa da durgunluğun yarattığı

ekonomik etkiler, üçüncü çeyrek

sonuna dek kendini gösteriyor. Bu

durumda tüketiciler evde kalmaya

devam ederken, şirketler gelir

kaybediyor, yatırımlar yavaşlıyor ve

istihdam oranlarında azalma yaşanıyor.

Düşük faiz oranlarının korunmasıyla

birinci çeyrekteki para politikalarındaki

iyileştirmeler olumlu ancak sınırlı

etki yaratıyor ve ikinci ve üçüncü

çeyrekteki ekonomik kaybın önüne

geçilmesinde yeterli olmuyor. Bu

senaryoda, Avrupa ve Amerika’da

ekonominin iyileşmesinin son çeyrekte

gerçekleşmesi beklenirken, 2020

yılı küresel GSYİH’de yıl başındaki

beklentilerin altında bir büyüme

sağlanıyor.

Kötümser Senaryo:

Uzun vadede iyileşme

Bu senaryo, Covid-19 testlerinin

toplumda yaygın bir şekilde

yapılmasının gecikmesi, fiziksel

izolasyonun yeterli düzeyde

yapılmaması ile halk sağlığının

yeterince korunamaması sonucu

salgının Amerika ve Avrupa’da

Mayıs ayı ortasına dek çoğalarak

artması koşullarına dayanıyor. Aynı

zamanda virüsün yıl boyunca mevsim

Sigorta Dünyası Nisan 2020


31

şartlarından etkilenmeden varlığını

sürdürmesi olasılıkları ele alınıyor.

Bu durumda Afrika, Okyanusya ve

bazı Asya ülkelerinde de salgının

yayılabileceği ancak genç nüfusta ölüm

oranlarının çok daha düşük olabileceği

tahmin ediliyor. Virüsün sene sonuna

doğru geçirebileceği mutasyon sonucu,

Çin gibi salgını kontrol etmede başarılı

olan ülkeler dahi hastalıkların yeniden

artmaması için sıkı önlemler almak

zorunda kalıyor.

Bu koşullarda, tüketici talepleri yıl

boyunca düşük kalıyor. Bu senaryoda

küresel ekonomik durgunluk, küçük

ve orta ölçekli şirketleri çok daha

derinden etkiliyor. Havacılık, seyahat,

turizm gibi hizmet sektörlerine etki

uzun süreli oluyor ve bu sektörler

başta olmak üzere en çok etki altında

bulunan sektörlerde iflaslar ve

birleşmeler yaşanıyor; yıl boyunca

işten çıkarmalar ve iflaslar kartopu

etkisiyle tüm sektörlerin zayıflamasına

neden oluyor. Ancak bu şartlar altında

dahi, bankaların güçlü sermaye yapıları

ve makro ihtiyati denetim sayesinde

geniş çaplı bir bankacılık krizi

beklenmiyor.

Bu senaryoda, küresel ekonomide

2008-09 küresel finansal krizine benzer

sert bir etki görülmesi bekleniyor.

Pek çok ülkede 2020 yılı ekonomisi

küçülüyor ve iyileşmenin başlaması

2021 yılı ikinci çeyrek dönemine

sarkıyor.

Çin’in toparlanmaya

başlamasına rağmen

tedarik zincirinde

devam eden zorluklar

Dünya çapında pek çok şirket için

Covid-19, Çin’den gelen ya da buradan

geçerek nakliyesi yapılan ürünlerdeki

aksamalar ve bunun tedarik zincirine

olan etkileri dolayısıyla önem taşıyor.

İlk çeyrekte Çin’de fabrikaların

durması, tedarik zincirinde birtakım

yıkıcı etkiler yarattı ancak bunun

şirketlerin performansına ve küresel

ekonomiye tam olarak nasıl etki

edeceği henüz belirsiz.

Çin’in Covid-19’dan en çok

etkilenen bölgesi olan Hubei iyileşme

aşamasında, vaka sayısı azaldı ancak

ölüm oranı halen yüksek. İkinci çeyrek

döneme dek sıkı önlemler bu bölgede

devam edecek. Çin’in geri kalanında

ise 1 Mart itibarıyla şirketler ortalama

yüzde 90 kapasiteyle çalışmaya

başladıklarını rapor ediyorlar.

Ürünlerin fabrikadan limana nakliyesi

normale göre yüzde 60-80 seviyesinde

gerçekleştiriliyor. Bu nakliyelerde 8-10

gün arasında gecikme yaşanıyor.

Gelecek dönemde Hubei dışındaki

fabrikaların kademeli olarak üretime

başlamasıyla birlikte kritik parçaların

temininde birtakım zorluklar

yaşanacak. Stokların hızla azalması

sonucu parçaların temin

Accenture’ın salgın

sonrası tahminleri

Covid-19 tüm dünyada insan

hayatının en önemli olayı

haline gelirken, tüketici,

vatandaş, çalışan ve insan

olarak deneyimlerimizdeki

değişiklikler tutum ve

davranışlarımızı da

değiştirecek gibi görünüyor.

Küresel danışmanlık şirketi

Accenture, salgının ilk ve

güçlü etkileri geçtikten

sonra davranış ve düşünce

biçimimizdeki değişikliklerin

ihtiyaç ve istekleri nasıl

etkileyeceğini masaya

yatırdı. Accenture’ın insan

davranışlarında bundan sonraki

dönemde olmasını beklediği

beş etki şöyle:

Güven maliyeti: Kendine

güvende yaşanan erozyon,

bundan sonra güven kavramını

eskiye göre çok daha önemli

hale getirecek ve her kanaldan

güven yaratma üzerine

odaklanılacak

Sanal yüzyıl: Sanal olarak

yapılabilen her şey hayatta

kalacak. Konuyla ilgili yaratıcı

yöntemleri bulup test edenler

gelecek dönemin kazananları

olacak.

Her iş sağlık işi olacak:

Herkesin dahil olabileceği

bir sağlık ekonomisi ortaya

çıkacak.

Güvenli alana geri çekilme:

İzole olmak için topluluktan

ayrılarak eve çekilme hayatın

merkezinde olacak.

Otoriterliğin yeniden

keşfi: Devletler aldıkları

önlemlerde başarılı olurlarsa

otoriter yönetim yeniden

popüler olabilir. Ama başarılı

olamazlarsa tersini beklemek

gerekir.

Sigorta Dünyası Nisan 2020


32

ARAŞTIRMA

edilememesi Çin’de üretimi yavaşlatan

bir diğer etken olacak. Aynı zamanda

Çin’den ürün tedarik eden dünyadaki

pek çok şirket, ülkede duran üretimin

etkilerini henüz yaşamadılar ancak

gelecek birkaç haftada stok sorunları

yaşayabilirler.

Sigorta sektöründe

önce duraklama

sonra toparlanma

Türkiye Sigorta Birliği’nden dergimize

yapılan açıklamada, önümüzdeki

birkaç ay boyunca üretimde ve

talepteki yavaşlamaya bağlı olarak

sigorta sektörünün büyümesinin

olumsuz etkileneceğini, ancak

sonrasında ekonomi yönetiminin aldığı

önlemlerle büyüme eğrisinin tekrar

yukarı yönlü olacağı öngörüsünde

bulunuldu.

Türkiye Sigorta Birliği’nin Sigorta

Dünyası’nın sorularına verdiği

yanıtlarda, virüsün bulaşma riskini

bertaraf edebilmek için hükümetlerin

aldığı tedbirler neticesinde yapılan

sosyal izolasyon uygulamalarının,

birçok sektörün faaliyetini dramatik

bir şekilde etkilediği vurgulandı.

Açıklamaya şöyle devam edildi: “Bu

azalmanın etkisiyle krediye olan

talepte bir düşüş beklenmektedir.

Hayat sigortası branşı yaklaşık yüzde

70 seviyesinde kredi bağlantılı hayat

ürünlerinden oluşmaktadır ve kredi

hacmine etki eden tüm faktörler dolaylı

olarak hayat sigortası prim üretimini

de etkilemektedir. Dolayısıyla hayat

sigorta prim üretiminde yavaşlama

beklemekteyiz. Diğer taraftan,

bireylerin bir süre devam etmesi

beklenen durağan piyasa ortamında

ihtiyaçlarını karşılayabilmek için

ihtiyaç kredisine taleplerinin artması

bu etkiyi azaltabilir. Konut kredilerinde

belirgin azalış beklense de hükümetin

tedbirleriyle talebin belirli bir düzeyde

kalması sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu

durum da gerek hayat sigortası gerekse

konut sigortası prim büyümesini stabil

kılabilecektir.”

Sağlıkta tazminat

artışı bekleniyor

Birlik açıklamasında salgının büyüme

dışındaki diğer etkileriyle ilgili

şu hususlara değinildi: “Ülkemiz

sigorta mevzuatına göre, pandemik

hastalıklardan kaynaklı riskler hayat

sigortaları teminatı kapsamındadır.

Sigortalı dağılımına bakıldığında;

risk grubunun arttığı 60 yaş ve üstü

sigortalı sayısı, tüm sigortalıların

%16’sını oluşturmaktadır. Bu virüs

nedeniyle enfekte olan hastalardan

bazı kayıplar olduğunu dikkate

aldığımızda tazminat artışları

beklenmektedir. Sağlık prim üretimi

açısından bakıldığında alınan seyahat

tedbirleri nedeniyle yabancı sağlıkta ve

seyahat sağlıkta düşüş beklenmektedir.

Tamamlayıcı sağlık ve sağlık branşında

olası ekonomik daralma nedeniyle

kayıp beklense de sağlık algısının

yükselmesiyle oluşacak ilave talep

nedeniyle kayıp öngörülmemektedir.

Yangın Sivil poliçelerde, ticari ve sınai

poliçelerde, sürecin uzamasına bağlı

olarak bir daralma yaşanabilecektir.”

Kaskoda üretim düşer

Evden çalışmanın giderek

yaygınlaşmasının satın alma

alışkanlıklarında da değişikliğe

yol açtığının belirtildiği açıklama

şu şekilde son buldu. “Bu

kapsamda özellikle kasko sigortası

prim üretiminde düşüş eğilimi

görülmektedir. Trafik sigortasının

zorunlu bir sigorta olması nedeniyle

prim üretimindeki düşüş daha

az olmakla birlikte söz konusu

ürünün prim artışında da azalma

gözlemlenmektedir. Beklentilerin

ötesinde olağanüstü bir gelişme

olarak kabul edilen 2020 yılı Covid

19 (Korona) virüs salgını, mal ve

hizmet talebini sınırlandırması ve

buna bağlı olarak mal üretimini

daraltması özellikle dış ticaret

hacmini yavaşlatarak, küresel ticareti,

dolayısıyla ulusal ticareti- dolayısıyla

uluslararası ticareti izleyen Türk

nakliyat sigorta piyasasını, olumsuz

yönde etkilemesi beklenmektedir.” SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


33

Groupama’dan

7/24 uzaktan

doktor hizmeti

ŞİRKETLERDEN

Groupama, 7/24 Doktorum

hizmetiyle sağlık poliçesi

sahibi müşterilerine

dijital çözüm geliştirdi.

Uygulamayı kullananların

memnuniyet oranı yüzde 96.

Groupama’nın özel sağlık veya

tamamlayıcı sağlık sigortası

sahibi müşterileri, 7/24 Doktorum

hizmetiyle online olarak şirketin

anlaşmalı doktorlarından randevu

alıp şikayetlerini dijital olarak

uzman hekimlere iletiyor ve tıbbi

yönlendirmeler alıyor.

7/24 Doktorum adı verilen

uygulamayla Groupama’nın özel sağlık

ve tamamlayıcı sağlık sigortasına sahip

müşterileri, markanın internet sitesi

veya sağlık mobil aplikasyonu Healpy

üzerinden, hiçbir ek ücret ödemeden

poliçeleri kapsamında doktorlardan

danışmanlık alabiliyor.

7/24 Doktorum hizmetiyle hastaneye

gitmeye gerek kalmadan doktora

ulaşmanın ve tavsiye almanın oldukça

kolay olduğunu belirten Groupama

Sigorta Pazarlama, Kurumsal İletişim

ve Çağrı Merkezi Genel Müdür

Yardımcısı Frederique Guegan Tayar,

“Covid-19 sebebiyle herkesin evde

kaldığı, kendini karantinaya aldığı bir

dönemden geçiyoruz. Sigortalılarımız

bu dönemde hastaneye gitmek yerine

7/24 Doktorum hizmetiyle sağlık

sorunlarıyla ilgili alanında uzman

hekimlerden yönlendirme alabilir”

dedi. Sundukları hizmetin tüketici

Frederique

Guegan Tayar

tarafından da takdir edildiğini belirten

Tayar, “Uygulamamızı kullananların

memnuniyet oranı yüzde 96. Çok

olumlu geri dönüşler alıyoruz.

Bazı sigortalılarımız, ‘uzaktan bu

kadar kolay doktorla görüşmeyi hiç

beklemiyordum’ bile diyebiliyor.

Sunduğumuz hizmetle bu zor günlerde

hem hastanelere gitmeye çekinen

müşterilerimizi kolayca doktorlarla

buluşturuyoruz hem de hastanelerde

oluşacak kalabalığın bir nebze de olsa

önüne geçiyoruz” diye konuştu.

Doktorlarla online olarak ister

görüntülü ister mesajlaşarak görüşen

poliçe sahipleri, ufak yaralanmalar,

bebeklerde diş çıkarma, ishal,

kabızlık, dermatid, sinüzit, faranjit,

reflü, kas ağrıları, psikosomatik gibi

rahatsızlıklarda yönlendirme ve rapor

okuma gibi danışmanlık hizmeti

alabiliyor. SD

Sigorta Cini ve Atlas Mutuel’den

işbirliği

Sigorta Cini, kooperatif sigorta şirketi

Atlas Mutuel Sigorta’yla birlikte

anlaşmalı olduğu şirket sayısını 24’e

yükseltti. Sigorta Cini, Atlas Mutuel

Sigorta ile; ağır ticari, otobüs, servis

araçları kasko sigortaları, filo kasko,

kısa süreli ve uzun süreli kiralama

araçları kasko sigortaları, zorunlu

ve zorunlu olmayan koltuk sigortası

gibi oto ve kefalet sigortası, nakliyat,

mühendislik, yangın gibi oto dışı

sigorta branşlarındaki ürünleriyle

müşterilerinin sigorta ihtiyaçlarını

karşılayacak.

Perakende sigorta mağaza

zinciri Sigorta Cini,

müşterilerine sunduğu

karşılaştırmalı hizmet

anlayışını geliştirmek

amacıyla Atlas Mutuel

Sigorta ile işbirliği yaptı.

Sigorta Cini’nde yapılan açıklamada

şu hususlara yer verildi: “Her ailenin

hayatını beklenmedik olaylarına karşı

güvence altında olması gerektiğine

inanan Sigorta Cini, Atlas Mutuel

Sigorta ile iş birliği yaparak gücüne

güç katmanın yanı sıra Türkiye

ekonomisinin büyümesine katkıda

bulunmaya da devam ediyor.

Sigorta Cini, müşterilerinin sigorta

ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak

için geliştirdiği sigorta ürünlerini Atlas

Mutuel Sigorta’nın da arasında olduğu

anlaşmalı sigorta firmaları ile ürün

faydalarıyla ilgili şeffaf karşılaştırma

ve profesyonel tavsiye hizmetlerimizle

müşteri odaklı bir hizmet anlayışı

sunuyor.” SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


34

Küresel salgının

iş dünyasına etkilerini

en aza indirgemek için üç şifre:

DOSYA

Otonomi,

çeviklik ve

finansal

sağlamlık

Toplum yaşamını dünya çapında krize sokan Kovid-19

salgını iş dünyasını da tehdit ediyor. Sosyal yaşamın

küresel olarak durmasıyla nakit akışının kesildiği birçok

sektörde gelecek endişeleri artıyor. McKinsey Covid-19'un

etkilerini yönetebilmek için kriz yönetim modeli hazırladı.

Buna göre, şirketler çevik yöntemle takım liderlerine

otonomi sağlayıp, aynı zamanda finansal sağlamlığını

koruyarak bu darboğazdan çıkabilecek.

Olanca hızıyla yayılmaya devam

eden Covid-19 salgını, sosyal ve

ekonomik boyutta da kaygı yaratıyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün korona

virüsü küresel salgın ilan etmesinin

de etkisiyle tüm dünyada geniş çaplı

önlemler alınmaya başlandı. Salgın

dolayısıyla karantina ve sokağa çıkma

kısıtlamaları gibi önlemlerden dolayı

iş hayatı küresel olarak olumsuz

anlamda etkilendi ve bir müddet

daha etkilenmeye devam edecek gibi

görünüyor. Hal böyleyken iş dünyası

bir kriz olarak nitelendirilebilecek bu

salgının etkilerini hafifletebilmek için

çözümler arıyor.

Covid-19 için etkin bir

yönetim modeli

Yönetim danışmanlığı firması

McKinsey & Company, Covid-19

salgınının küresel ekonomiye etkilerini

yönetmek ve şirketlerin başarılı bir

kriz yönetimiyle direncini artırmak

üzere yeni bir model tasarladı. ‘Entegre

yönetim modeli’ olarak adlandırılan

yöntem, McKinsey’nin 90 yılı aşkın

deneyimi, 65’ten fazla ülkedeki

çalışmaları ve farklı şirketlerle

gerçekleştirdiği işbirliklerinin sonucu

olarak geliştirildi.

McKinsey’nin Covid-19 şartları

altında efektif bir kriz yönetimi

gerçekleştirmek üzere sunmuş olduğu

stratejik yaklaşım, şirketin kalbi olan

yönetim merkezinin 5 temel takımdan

oluşan entegre bir yapıda inşa

edilmesine dayanıyor. Çevik modelde

tasarlanan bu yapı, entegrasyon takımı

tarafından koordine edilse de tüm

takım liderlerine darboğazlardan çıkışı

ve oluşan koşullara hızlı bir şekilde

yanıt vermelerini sağlayacak derecede

otonom alan tanıyor.

Takım 1: Yönetim

entegrasyonu

Bu takım, diğer dört ekibin de içinde

bulunduğu yönetim merkezinin

koordinasyonunu sağlıyor. Salgın

ve buna yönelik çalışmalarda tüm

bilgi ve aksiyonların doğru ve gerçek

zamanlı paylaşılması için tek kaynak

olan bu merkezin temel amacı, genel

çerçeveyi belirlemek. McKinsey’in

yöntem önerisi şu şekilde devam

ediyor: “Bu doğrultuda tüm ekiplerle

iki yönlü, yakın bir iletişim kurmalı.

C-seviyesi liderler tarafından yönetilen

bu ekipte epidemiyoloji uzmanı, proje

koordinatörü ve senaryo planlama

analisti de bulunmalı. Bu takımın

diğer ekiplerin çalışmalarını entegre

edebilmeleri ve başarıya ulaşabilmeleri

için ihtiyaç duydukları tüm kaynakları

kullanma yetkileri olmalı. Ekibin

temel sorumlulukları ise şu şekilde

sıralanabilir:

Sorunların çözümü ve karar

alınmasında yetkili olmak

İhtiyaç duyulan yerde ve zamanda

yeterli kaynakların sunulmasını

sağlamak

Senaryolara ve koşullara göre,

tüm ekiplerin iş akışları çerçevesinde

aksiyonlara dayalı bir portföyün

koordinasyonunu gerçekleştirmek

Toplantı, eğitim gibi ihtiyaç duyulan

araçlardan yararlanarak senaryolara

göre ekip liderlerini eş bilgi ve

deneyim seviyesine ulaştırmak

Takım 2: İşgücünün

korunması

Şirketlerin, çalışanlarını sağlık ve iş

güvenliği uygulamalarıyla uyumlu

bir şekilde desteklemek için planlar

geliştirmeleri gerekiyor. Bu plan, salgın

süresince ortaya çıkabilecek ihtiyaçlara

göre değiştirilebilecek, esnek bir

yapıda olmalı. Etkili bir işgücü koruma

modelini tasarlamak için Dünya Sağlık

Örgütü ve ulusal sağlık örgütlerinin

belirlediği prensiplerden yararlanmak,

Sigorta Dünyası Nisan 2020


35

net ve sade bir dil kullanmak önem

taşıyor. Bu model, yöneticilere oluşan

acil durumlarda hızlı hareket etmelerini

sağlayacak bir otonomi de sağlamalı.

Özgür ve iki yönlü iletişim sayesinde

de yöneticiler uygulamaları kolaylıkla

aktarabilir ve kontrol edebilir,

çalışanlar da kişisel güvenlikleri ve

diğer konulardaki görüşlerini güvenle

paylaşabilir.

İşgücü koruma ekibinde yer alması

önerilen uzmanlar; İK lideri, güvenlik

birimi yetkilileri, hukuk uzmanı,

iletişim uzmanı ve kamu denetçisinden

oluşuyor. Bu ekibin görev kapsamında

ise şunlar bulunuyor:

İletişim modelleri ile önleyici

eylemler de dahil olmak üzere aksiyon

planlarını hazırlamak.

Gizli geribildirim ve raporlama da

dahil olmak üzere çok kanallı iletişimi

yönetmek.

Üçüncü partiler için uygulama ve

teşvikleri uyumlu hale getirmek.

Çalışanların evden çalışmalarına

olanak tanıyan iletişim platformlarını

kurmak ve sürekliliklerini sağlamak.

Bu platformlara görüntülü ve sesli

konferans, ekran paylaşımı, rapor

paylaşımı, anket, sohbet ve diğer

interaktif özellikleri mümkün kılacak

yazılım araçlarını entegre etmek.

Çapraz çalışma saatleri gibi

uygulamalardan yararlanarak ve

aynı zamanda fiziksel izolasyon

normlarına saygı göstererek ve sağlık

taramaları gerçekleştirerek üretkenliğin

korunmasına hizmet etmek.

Takım 3: Tedarik zincirinde

dengenin sağlanması

Şirketlerin salgınla birlikte tedarik

zincirindeki mevcut aksaklıkları,

stok durumlarını ve genel olarak

da tedarikçilerin bu süreçten nasıl

etkileneceğini belirlemesi gerekiyor.

Bu tesislerin yeniden çalışmaya

başlamalarını desteklemenin yanı sıra

şirketler, köprü stratejiler oluşturmalı

ve talep yönetimi, lojistik için ön

rezervasyon, satış sonrası stoklarının

kullanımı ve tedarikçilerin öncelikli

müşterileri arasında yer almak gibi

yöntemlerden faydalanmalı. Bu

dönemde şirketler, talep planlarını

güncellemek, tedarik ağlarını optimize

etmek ve yeni tedarikçiler belirlemek

zorunda kalabilir. Bu yöntemler, kriz

sürecinden bağımsız olarak her zaman

tedarik zincirini dirençli ve sağlam

kılmak için kullanılabilir.

Takım 4: Müşteri ilişkileri

yönetimi

Genelde şirketler, temel müşteri

segmentlerine yaptıkları yatırımlar

ve onların ihtiyaç ve davranış

değişikliklerini öngörme kabiliyetleri

sayesinde yıkıcı süreçleri başarıyla

aşıyorlar. Örneğin; Çin’de müşteri

talepleri düştü ancak yok olmadı.

Bunun aksine tüketiciler büyük

oranda online alışverişe yöneldiler

ve başta gıda olmak üzere her türlü

ihtiyaçları için sipariş vermeye devam

ediyorlar. Dolayısıyla şirketler çok

kanallı dağıtım stratejilerinin bir

parçası olarak online kanallara daha

fazla yatırım yapmalılar. Bu yatırım

online satışı gerçekleştirilen ürünlerin

kalitesi ve teslimatlarını en iyi şekilde

gerçekleştirmeyi kapsamalı. Aynı

zamanda şirketler, değişen tüketici

tercihlerinin kalıcı olabileceğini,

salgın öncesi dönemdeki normlara

dönmeyebileceğini göz önünde

bulundurmalılar.

Takım 5: Finansal sağlamlık

Şirketler kendi şartlarına özel

tasarlanmış senaryolar geliştirmeli.

Bu kapsamda uzmanlar analitiklerden

yararlanarak gelir ve gideri

etkileyecek kritik faktörleri

belirleyebilir ve bunların

değerlemelerini yapabilir. Aynı

zamanda her bir senaryoya göre

finansal modellemeler yapılmalı ve

likiditeye etki edebilecek etkenler

belirlenmeli. Bunlara yönelik olarak

da şirket aksiyonları planlanmalı. Bu

aksiyonlar gelir-gider hesaplarının

optimize edilmesi, maliyet yönetimi,

belirli yatırımlardan çekilme ve şirket

satın alma-birleşmeyi içerebilir.

Bu ekip içerisinde CFO, strateji ve iş

geliştirme lideri, maliye yöneticisi,

hukuk departmanından bir temsilci ve

bir ya da daha fazla finansal analist

yer almalı. Temelde ise iki iş akışını

yönetmeliler:

Güncel epidemiyolojik ve ekonomik

görünüm kapsamında +senaryolar

geliştirmek

Farklı senaryolara göre finansalları

ve işletme sermayesini yönetmek SD

Evden çalışırken şirket

verileriniz çalınmasın

Kurum çalışanlarının evden çalışırken,

şirket verilerine bilgisayar ve

telefonlarından uzaktan erişim

sağlamasının şirketler için risk

yarattığını ifade eden Aksigorta Genel

Müdür Yardımcısı Fahri Altıngöz,

şirket verilerini güvenle korumak

için pek çok tedbirin alınabileceğini

ifade ederek şöyle konuştu:

“Yazılımlarınızı güncelleştirmeye

dikkat edin. Hacker’lar siber

saldırı gerçekleştirmek için sistem

açıklarını kollarlar. Bu nedenle ilk

kural, yazılımları güncel tutmaktır.

Güncelleştirilmiş yazılımların yanı

sıra kurum içinde de güvenlik ve

gizlilik politikanızı oluşturmalısınız.

Şirket dosyalarında erişim

kuralları belirlemeli ve herkesin

her dosyaya ulaşmasını

engellemelisiniz. Evden çalışma

sisteminin yaygınlaşmasıyla beraber

işverenlere de VPN’le uzaktan

güvenli bağlantı sağlanması, iş

bilgisayarlarından kişisel verilerinin

paylaşımını engelleyecek sistemlerin

oluşturulması, bilgisayarların

düzenli şifre yenilemelerine yönelik

çalışmaların arttırılması gibi güvenlik

tedbirlerini arttırmaları yönünde

birçok görev düşmektedir.’’

Sigorta Dünyası Nisan 2020


36

ŞİRKETLERDEN

Quick Sigorta’dan

#EvdeKal

#HayattaKal

vurgulu

reklam filmi

Quick Sigorta’nın, Kayseri

Acentesi Mehmet Selvi’nin

oğlu Anıl Selvi tarafından

seslendirilen ‘Hayatta Kal’

şarkısı, televizyon reklam

filmi olarak yayına girdi.

Quick Sigorta’nın HayattaKal temalı

televizyon reklam filmi yayına girdi.

Reklam filminde kullanılan “Hayatta

Kal” şarkısının sahibi olan Anıl

Selvi’nin Quick Sigorta Kayseri

Acentesi Mehmet Selvi’nin oğlu

olduğunu belirten Quick Sigorta

Genel Müdürü Ahmet Yaşar; “İçinden

geçtiğimiz zor günlerde acentelerimize

ve topluma onların duygularını

paylaştığımızı, evde kalarak hayata

bağlanmaları mesajını vermek istedik.

Bunu bir acentemizin oğlunun

çalışmasıyla yapmış olmak bizim için

ayrıca önemliydi” dedi.

"150 acentemiz

artık bir online

satış kanalına sahip"

Ahmet Yaşar, acentelerinin ve tüm

sigortalılarının sağlığını düşünerek

Mart ayında devreye aldıkları “Evdeyiz

Hizmetinizdeyiz” çalışmasının

vurgusunu da bu filmde yaptıklarını

söyledi. Yaşar, “Sigortalılarımız ve

acentelerimiz evlerinden çıkmadan,

www.quicksigorta.com adresi

üzerinden poliçelerini alabilir;

acentelerimizle iletişime geçebilir.

Tüm acentelerin sosyal medya

hesaplarından gerçekleşen online

satışlarımız, acentelerimizin satışı

olarak gerçekleşiyor. Kısacası bu

sadece bizim online satış kanalımız

değil acentelerimizin satış kanalı oldu

aslında. 2150 acentemiz artık bir online

satış kanalına sahip” diye konuştu.

İsmail Kızılbay: Şarkı

vurucu ve duygusal

Dikkat çekici bir şarkı eşliğinde

ilerleyen 1 dakikalık reklam filminin

kısa bir süre içinde hazırlandığını

belirten Maher Holding, Pazarlama

ve İletişim Başkanı Dr. İsmail

Kızılbay, “Şarkı vurucu ve duygusal.

Anıl genç bir üniversite öğrencisi

ve içinden geçenleri söze ve müziğe

dökmüş. Çok beğendik ve hızlıca

reklam filmi çalışmasını tamamladık.

Temel yaklaşımımız samimi olmak,

duygulara tercüman olmak ama aynı

zamanda evde kalmanın hayatta

kalmanın önemine vurgu yapmaktı.

Bunu başardığımızı düşünüyorum”

dedi. Kızılbay filmin geniş bir

planlamayla yayınlanacağını ve aynı

zamanda sosyal medya üzerinden farklı

çalışmaların kullanılacağını belirtti. SD

Quick Sigorta İlkokulu'nun inşaatı Mayıs’ta tamamlanıyor

Geçen yıl Aralık ayında

Alanya Mahmutlar

Beldesi’nde temeli atılan

Quick Sigorta İlkokulunun

inşaat çalışmaları tüm

hızıyla sürüyor.

Alanya’nın Mahmutlar Beldesinde

yapılmakta olan 32 derslikli Quick

Sigorta İlkokulu’nun inşaatı hızla

devam ediyor. Yapım çalışmalarını

denetleyen Matger İnşaat Genel

Müdürü Ahmet Babacan çalışmaların

planlanan takvim çerçevesinde

sürdüğünü belirterek, “Mayıs ayı

içinde tamamlanmasını öngörüyoruz.

Bugüne kadar planlanan inşaat

takviminde bir aksama olmadı” dedi.

Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet

Yaşar ise çalışmaları yakından takip

ettiğini belirterek, “Eğitime verdiğimiz

önemin sözde kalmaması için kararını

aldığımız ve tüm acentelerimizin adına

yapımına başladığımız okul kullanıma

hazır hale geldiğinde yine hep birlikte

bunu kutlamak için Alanya’da

buluşacağız” dedi. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


37

Maher Holding’den istihdamı

koruma ve geliştirme sözü

Levent Uluçeçen

Maher Holding CEO’su Levent

Uluçeçen yaptığı açıklamada dünyanın

ve Türkiye’nin zor bir süreçten

geçtiğini belirterek kamu ve özel

sektörün bir bütün olarak bu süreçte

mücadele etmesi gerektiğini belirtti.

Uluçeçen, “Faaliyetlerimiz ve iş

süreçlerimiz aksamadan ve salgın

süreciyle mücadeleye destek verecek

şekilde devam edecektir. Maher

Holding’e bağlı tüm şirketlerimizde

çalışan arkadaşlarımızın özlük

haklarında bir kısıtlama ve değişime

BNP Paribas Cardif

iş ortakları aracılığıyla

kredisini yeniden

yapılandıran müşterilerinin

kredi koruma

sigortasından ilave prim

talep etmiyor.

BNP Paribas Cardif, Ekonomik

İstikrar Kalkanı paketi kapsamında

gündeme gelen kredilerin yeniden

yapılandırılması sürecinde, kredi

Levent Uluçeçen,

“Faaliyetlerimiz İstihdamı

koruyarak iş süreçlerimiz

aksamadan ve salgın

süreciyle mücadeleye

destek verecek şekilde

devam edecektir” diyerek,

şirketlerinde çalışanların

özlük haklarında bir

kısıtlama ve değişime

gitmeden faaliyetlerini

sürdüreceklerini söyledi.

gitmeden ve devletimizin sağladığı

kısmi çalışma desteğini kullanmadan

istihdamı koruyacak ve faaliyetlerimize

devam edeceğiz. Bu topraklarda

faaliyet gösteren her şirketin bu

süreçte bu mücadeleye destek olması

gerekiyor” dedi.

“Ödemelerimiz kesintisiz ve

aksatmadan yapılacaktır”

Uluçeçen, zorlu süreçte sadece holding

çalışanlarını değil iş ortaklarını da

korumaları gerektiğini söyleyerek,

“Acentelerimizin, iş yaptığımız, mal ve

hizmet aldığımız tüm iş ortaklarımızın

ödemelerini aksatmadan ve birçoğunu

öne çekerek yapıyoruz. Bu zor süreci

en az hasarla atlatmak için tüm büyük

yapıların benzer bir uygulama yapması

koruma sigortalarında yeniden

yapılandırma ile meydana gelen ilave

prim ödemelerini talep etmeyeceğini

duyurdu.

Yaşanan süreçte üzerine düşen

sorumluluğun bilinciyle harekete geçen

BNP Paribas Cardif yönetimi, mevcut

kredi ödeme planlarında vade ve tutar

değişikleri olsa dahi kredi koruma

lazım. Kısacası hep birlikte ayakta

kalmamız lazım” dedi.

Holding bünyesinde bulunan sigorta

şirketlerinin TSB’nin öncülük ettiği

kampanyaya maddi olarak katkıda

bulunduğunu belirten Uluçeçen, “Bu

anlamda her türlü çalışmanın içinde

bulunmak bizim görevimizdir” dedi.

Maher Holding çatısı altında bulunan

Quick Sigorta ve Corpus Sigorta’nın

hem çalışanlar hem de acente ve diğer

iş ortaklarının sağlığı ve iş süreçlerini

düşünerek dijital projeleri devreye

aldığını belirten Levent Uluçeçen,

“Özellikle Quick Sigorta dijital bir

anlayışla kurulduğu için bu projeleri

hızlıca devreye aldı. “Evdeyiz-

Hizmetinizdeyiz” kampanyası ile

online ortamda acentelerimizin

müşteriler ile bir araya gelmesini

sağladı. Birçok üründe süreçlerin

dijital ortamda hızlı ve aksamadan

sürmesi için projeler devreye alındı.

Hasar süreçlerindeki iş ortaklarımızın,

servis ve tamirhanelerin ödemelerini

dosya tamamlandığı gün, bekletmeden

yapıyoruz. Sigorta grubumuzdaki

ekibimizin tamamı 7/24 online hizmet

vermeye devam ediyor. Quick Sigorta

bu zorlu süreçte dahi icra kurulu

toplantılarını online olarak yapmaya

devam ediyor” dedi. SD

BNP Paribas Cardif’ten korona virüsle mücadeleye

destek

sigortalarında ilave sigorta prim

ödemesi talep edilmeyeceğini, bu

uygulamanın üç aya kadar olan vade

uzatımları için geçerli olacağını

açıkladı.

Şirket ayrıca, mevcut sigorta poliçe

teminatlarının yeni belirlenecek

kredi vadesi boyunca geçerli

olacağını bildirdi. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


38

ŞİRKETLERDEN

AXA Sigorta acente

toplantısını çevrimiçi yaptı

AXA Sigorta, acenteleri

ve çalışanlarıyla bir araya

geldiği geleneksel bölgesel

buluşmalarını korona virüs

salgını nedeniyle dijital

ortama taşıdı.

AXA Sigorta acenteleri ve

çalışanlarıyla bir araya geldiği

geleneksel bölge toplantısını

dijital ortama taşıdı. Acente ve

çalışanlarına #evdekal mesajı vermek

ve sosyal mesafeyi korumak adına

önlem alınarak çevrimiçi olarak

gerçekleştirilen toplantıya katılan 2300

acente ve 700 çalışanla şirketin gelecek

öngörüleri, planları ve iş süreçlerinin

kesintisiz bir şekilde devam etmesi için

alınan önlemler paylaşıldı. Toplantıda

ekran karşısına AXA Sigorta CEO’su

Yavuz Ölken ve Satış ve Pazarlama

Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Firuzan

İşcan geçti.

Sigorta 4.0

AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken,

“İlk online acente toplantımızı özellikle

7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nde

yapmayı tercih ettik. Bu zorlu dönemde

öncelikle hayatımızı kolaylaştıran

sağlık çalışanlarına emekleri için çok

teşekkür ediyoruz. Pandeminin tüm

dünyada hayatları, iş yapış şekillerini

ve gelecek ön görülerini etkilediği

günlerden geçiyoruz. İki yıl önce yine

bu tarihlerde bir araya geldiğimizde

‘Sigorta 4.0’ yaklaşımımızla ilk kez

acentelerimizin karşısına çıkmış

teknolojinin insanlar için olduğunun

altını çizmiş, bir araç olarak tüm

süreçlerimizin bir parçası olacağından

bahsetmiştik. Attığımız adımların

doğruluğunu bu dönemde daha

iyi görüyoruz. Salgın döneminde

acentelerimiz ve çalışanlarımıza evde

kaldıkları bu süreçte hiçbir işlerini

yarım bırakmayarak müşterilerimizin

ihtiyaç duyduğu her an yanlarında

oldukları için ayrıca teşekkür

ediyorum. Acentelerimize inisiyatif

vermeye, onların teknolojiyi ve

veriyi en etkili şekilde kullanmasını

sağlamaya, müşterileriyle devamlı

iletişim kurmalarına yardımcı

olmaya devam ediyoruz ve edeceğiz.

Önümüzdeki dönem için dengeli bir

planlama yaptık. Ayrıca AXA Sigorta

olarak özel sağlık kurumlarının

ayakta kalabilmesi için hastanelere ön

finansman modellerimizi çalıştık ve

yürütüyoruz” dedi.

Satış ve Pazarlama Başkanı ve

İcra Kurulu Üyesi Firuzan İşcan

ise geçen yılki başarılı sonuçlar

için acentelere teşekkür ederek

şunları aktardı: “Tamamlayıcı sağlık

sigortaları alanında son 1,5 yıllık

dönemde sigortalı sayımızı hep

birlikte iki katına çıkardık. Sağlık

Yıldızları ile hem acentelerimizin

hem de müşterilerimizin hayatlarını

kolaylaştıracak uygulamalarımızı

hayata geçirdik. Start-uplara

verdiğimiz desteklerle ürünlerimizin

içine ek hizmetler dahil ederek

müşterilerimizin günlük hayatlarına

dokunduk. Dünya Dostu Sigortacılık

anlayışımızla dünyadaki karbon ayak

izimizi azaltmak için çalıştık. Bu

hareketimize acentelerimizi de dahil

edip, hep birlikte yol aldık. Pazarlama

iletişiminde de güzel işlere imza

attık; 100 milyondan fazla izlemeye

ulaşan reklam filmlerimiz ve diğer

çalışmalarımızla sayısız ödül kazandık.

Tüm çalışmalarımızla marka sağlığı

performansında marka bilinirliği ve

satın alma eğiliminde art arda 3 yıl 1.

sırada olmayı başardık” diye konuştu.

"Gerekli önlemleri aldık"

İşçan, KOVİD-19 salgınına odaklanan

çalışmalarıyla ilgili olarak yaptığı

değerlendirmede ise ülkemizde

ilk vakanın açıklanmasıyla gerekli

önlemleri aldıklarını, devamında

evden çalışmaya başladıklarını,

bu süreçte 12 binden fazla acente

görüşmesi yapıldığını söyledi.

İşcan, “Acentelerimizin kazançlarını

destekleyecek şekilde komisyon

kampanyalarımızı revize ettik,

bu döneme özel sürdürülebilir

gelirlerini ve iş yapış süreçlerini

destekleyici önlemlerimizi kendileri

ile paylaştık. Müşterilerimizi evlerinde

kalmaları konusunda destekleyerek

onlara Ücretsiz Çekici ile Hasar

Onarım hizmetlerimizi duyurduk.

Müşterilerimize ödeme kolaylığı

sağlamak üzere ürünlerimizde taksit

sayısını arttırdık” dedi. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


39

Generali Sigorta acentelerine

destek paketi sağladı

Generali Sigorta,

korona virüsün etkili

olduğu kritik dönemde

acentelerinin yanında

olmak ve iş sürekliklerini

sağlamak amacıyla destek

önlemlerini hayata geçirdi.

Generali Sigorta, acentelerinin

iş sürekliklerini sağlamak, gelir

kayıplarını minimum düzeyde

tutabilmek için çeşitli önlemler aldı.

Şirket, bu kapsamda acentelerin

pazarlama faaliyetlerini desteklemek

için sosyal medya mecralarında

kullanılmak üzere özel iletiler

hazırladı. Acentelerin komisyon

ödemelerini haftalık olarak yapma

kararı alan Generali Sigorta,

ayrıca acentelerin boş vakitlerini

değerlendirmesine olanak sunmak

amacıyla internet televizyonu BluTV

üyeliği hediye etti. SD

Aksigorta'dan ‘Evde Kal’ çağrısına dijital destek

Soner Akkaya

Aksigorta, evde kalmanın hayati

önem taşıdığı bu günlerde

devreye aldığı yeni uygulamalarla

evde kalmayı teşvik ediyor.

Müşterilerinin evde kalmalarını

Covid-19 salgını hastalığı

kapsamında, kamu

otoriteleri tarafından

yapılan “Evde Kal”

çağrılarına bir destek de

Aksigorta’dan geldi.

teşvik etmek ve müşterilerinin mevcut

ve olası sıkıntılarını gidermek üzere,

birtakım yeni uygulamalar devreye

aldıklarını söyleyen Aksigorta

Genel Müdür Yardımcısı Soner

Akkaya, şunları aktardı: “Whatsapp

üzerinden eş zamanlı paylaşım ve

evrak temini, gerek görülen hallerde

video ile uzaktan ekspertiz yöntemleri

sunuyoruz. ‘Kapıdan al, Kapıya

teslim et’ uygulamamızla hasar

gören araç sahiplerine ücretsiz

vale ve çekici hizmeti sunuyor,

gerekli servis bakım ve onarımını

sağlıyoruz. Ayrıca uzaktan hasar

inceleme limitlerimizi yükselterek,

evde kalan müşterilerimize daha

hızlı hizmet vermek ve hayatlarını

kolaylaştırmak için bambaşka

deneyimler sunmaya devam

ediyoruz. Bu kritik ve hassas

dönemde müşterilerimizin evde

kalmasını istiyor, yaşadıkları

sıkıntıları gidermek konusunda

elimizden gelen her türlü desteği

sunmaya devam ediyoruz” dedi. SD

AXA’dan yerinde cam değişimi ve ücretsiz vale çekici kolaylığı

AXA Sigorta, sunduğu

yerinde cam değişimi ve

çekiciyle ücretsiz vale

hizmetleriyle müşterilerinin

servise gitme

zorunluluğunu ortadan

kaldırıyor.

AXA Sigorta, kasko müşterilerine

yönelik önemli kolaylıklar sağlıyor.

Sigortalılarını sosyal mesafeyi

sağlamak için evde kalmaya çağıran

şirket, bu dönemde araçlarını tamire

götürmek durumunda kalacak

müşterileri için ücretsiz vale

hizmeti sağlayarak sigortalılarının

araçlarını evlerinden alıp tamire

götürüyor. Araçlarının yürür durumda

olup olmadığına bakılmaksızın,

çekiciyle vale hizmeti almak isteyen

sigortalıların talepleri aynı ilde

olması koşuluyla ücretsiz olarak

gerçekleştiriliyor. Yerinde cam

değişimi ve onarımı hizmeti sunan

AXA Sigorta, müşterilerinin cam

hasarlarını istedikleri adreste ve

istedikleri gün ve saatte kolaylıkla

çözmelerini sağlıyor. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


40

ŞİRKETLERDEN

Güneş Sigorta’dan

Covid-19 tedavi ve

fark masraflarına

güvence

Güneş Sigorta Genel

Müdürü Atilla Benli:

“İçinde bulunduğumuz

bu zor günleri bir an önce

aşmak ve halkımıza destek

olmak için var gücümüzle

çalışıyoruz.

Bu doğrultuda Covid-19

tedavi ve fark ücretlerini

özel sağlık ve tamamlayıcı

sağlık poliçelerimizin

kapsamına aldık.”

Güneş Sigorta mevcut özel sağlık ve

tamamlayıcı sağlık sigortalılarının

Covid-19 tedavi ve fark ücretlerini jest

ödemesi olarak karşılama kararı aldı.

Bireysel ve Kurumsal sigortalı

ayrımı yapılmaksızın mevcut tüm

Özel Sağlık ve Tamamlayıcı Sağlık

sigortalılarının Covid-19 tedavi ve fark

ücretleri; poliçe özel şartlarında salgın

hastalığın kapsam dışında belirtilmiş

olmasına rağmen, poliçelerindeki

mevcut şartları, geçerli hastane dağıtım

ağı ve limitleri dâhilinde Sağlık

Bakanlığı’nın pandemi hastanesi

olarak ilan ettiği tüm özel hastanelerde

jest ödemesi olarak karşılanacak.

Yeni talepte bulunacak özel sağlık ve

tamamlayıcı sağlık sigortalıları için de,

mevcut rahatsızlığın poliçe başlangıç

tarihinden öncesine dayandığı vakalar

hariç olmak üzere Covid-19 tedavi

ve fark ücretleri de poliçe kapsamı

dahilinde değerlendirilecek.

Konuyla ilgili değerlendirmelerde

bulunan Güneş Sigorta Genel Müdürü

Atilla Benli; “Koronavirüse karşı

verilen mücadelede kamu sigorta

şirketlerinden biri Güneş Sigorta olarak

devletimizin ve halkımızın yanındayız.

İçinde bulunduğumuz bu zor günleri

bir an önce aşmak ve halkımıza destek

olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.

Bu doğrultuda Covid-19 tedavi ve fark

ücretlerini özel sağlık ve tamamlayıcı

sağlık poliçelerimizin kapsamına

aldık. Sağlık Bakanlığımızın pandemi

hastanesi olarak ilan ettiği tüm özel

“Sigortacılık durmaz”

Güneş Sigorta;

Koronavirüs (Covid-19)

pandemisi nedeniyle

yaşanan zorlu süreçte

sağlık çalışanlarının,

sigortalılarının ve satış

kanallarının yanında

olduğunu 1 Nisan

itibarıyla devreye aldığı

uygulamalarla gösterdi.

Ülkemizin ve dünyanın koronavirüs

(COVID-19) ile mücadele ettiği

bu dönemde sağlık çalışanlarına,

sigortalılarına ve satış kanallarına

desteğini sürdüren Güneş Sigorta;

Güneş Dost Kasko, Konut,

Ferdi Kaza ve Kritik Hastalıklar

ürünlerinde tüm müşterilere yüzde

5, bu zor dönemde fedakârlık

yaparak görevlerine devam eden

sağlık çalışanlarına da ayrıca yüzde

15 ek indirim avantajı sağladı.

Kampanya döneminde VakıfBank

hastanelerde tedavi ve fark ücretleri

poliçe mevcut şartları ve limitleri

dahilinde karşılanacaktır. Birlik,

beraberlik ve dayanışma ile bu

süreci en kısa sürede atlatacağımıza

inanıyorum” dedi. SD

kredi kartı ile yapılan sigorta prim

ödemeleri ise bir hesap özeti dönemi

ertelenecek. Ayrıca 1 Nisan – 31

Mayıs tarihleri arasında Güneş

Sigorta Kasko müşterilerine RS

Servis’te yapılacak detaylı araç içi

temizlik ve ozon temizliğine de %50

indirim sağlanacak.

Düzenlenen kampanyalar ile

ilgili açıklamalar yapan Güneş

Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli,

“Sigortacılık zor zamanların işidir.

Biz de Güneş Sigorta olarak bunun

bilincindeyiz ve “Sigortacılık

Durmaz” diyoruz. Hayata

geçirdiğimiz bu uygulamalarla

sağlık çalışanları başta olmak üzere

hem sigortalılarımızın hem de satış

kanallarımızın yanında olduğumuzu

göstermek istedik. Özellikle içinde

bulunduğumuz bu zor süreçte

bizim için fedakârca çalışan

sağlık sektörü çalışanlarına %5

indirime ek %15 indirim ile destek

oluyoruz. Bireysel ve toplumsal

sorumluluklarımızı yerine getirerek,

bu zorlu süreci sigortalılarımız,

dağıtım kanalımız ve tüm

paydaşlarımızla dayanışmayla

içerisinde atlatacağımıza yürekten

inanıyorum” dedi. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


41

Türk Nippon’dan

Galatasaray

yelken sporcusuna

destek

Türk Nippon Sigorta Genel

Müdürü Dr. E. Baturalp

Pamukçu, Galatasaray

Yelken Şubesi’nin

olimpiyatlarda yer alacak

ilk kadın sporcusu

olan Güzel’e sponsor

olmalarının en büyük

nedeninin, Ecem Güzel’in

azmi ve çalışkanlığı

olduğunu belirtti.

Türk Nippon Sigorta, 19 – 24

Temmuz 2019 tarihinde Japonya’da

gerçekleştirilen Laser Radial

Dünya Şampiyonası’nı 10. olarak

tamamlayan ve böylelikle korona

virüs nedeniyle 2021 yılına ertelenen

Tokyo Olimpiyatları’na katılmaya hak

kazanan Galatasaray Yelken Şubesi’nin

milli yelken sporcusu Ecem Güzel’e

sponsor oldu.

Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü

Dr. E. Baturalp Pamukçu, konuyla

ilgili şunları söyledi: “Bir Galatasaray

taraftarı olarak, tarihi başarılarla dolu

bir kulübün Yelken Şubesi sporcusu

Ecem Güzel’e sponsor olduğumuz için

gerçekten mutluyuz. Bu mutluluğun

yanında güçlü şekilde hissettiğimiz

bir diğer duygumuz ise şüphesiz ki

Baturalp Pamukçu

gurur. Ecem’in olimpiyat

sporcusu olabilmek

adına bu zamana kadar

geçirmiş olduğu aşamalar

şahsen beni oldukça

etkiledi. Ülke olarak her

spor dalında Ecem gibi

kendinden emin, azimli

sporculara ihtiyacımız var.

Ecem’in ve Galatasaray

Yelken Şubesi’nin gelecek

yıla ertelenen Tokyo

Olimpiyatlarında büyük başarı

göstereceğini düşünüyorum.’’

Galatasaray Yelken Şubesi

milli sporcusu Ecem Güzel ise,

olimpiyatlarda yarışmanın anahtarının

‘kendine inanmak, hayal etmek

ve çalışmak’ olduğunu belirterek,

“Amatör spor branşlarında sponsor

bulmanın çok kolay olmadığı bir

dönemde Türk Nippon Sigorta’nın

destekleriyle 2021’e ertelenen Tokyo

Olimpiyatları için aynı sıkı tempoyla

hazırlanmaya devam ediyorum. Tüm

bu hazırlık aşamalarında, her ne

kadar tekne üzerinden tek başıma gibi

görünsem de arkamda Türk Nippon

Sigorta’nın çok ciddi bir desteği var.

Başaramazsın diyenlere inat, kadının

isterse her şeyi başarabileceğine

inanıyorum” şeklinde konuştu.

'Maceraya 10 yaşında

başladım'

Yelkene 10 yaşında Bodrum’a gittiği

bir yaz tatilinde başlayan Güzel,

“10 yaşında bir çocuk için optimist

kursunun oldukça ilginç geldiğini

belirterek, “Kursa gidene kadar

yelkenli tekne olduğunu bilmiyordum.

Gittiğimde öğrendim ve benim yelken

maceram da bu şekilde başlamış

oldu” diye konuştu. 2009 yılında

yarışmalara katılmaya başladığını

söyleyen Güzel şunları kaydetti:

“O zaman kulübümüzde bulunan

antrenörümüz sporcuları karşısına

alarak eğer çok çalışırsanız siz de bir

gün olimpiyatlarda yer alabilirsiniz

demişti. Benim olimpiyat hedefim bu

motivasyon cümlesi ile başladı.”

'Galatasaray benim ailem'

2013 yılında Galatasaray Kulübü’ne

transfer olan Güzel, Galatasaray

Yelken Şubesi’nin ve Galatasaray

Kulübü’nün kendisi için vazgeçilmez

olduğunu belirterek, “Kulübe ilk

adımımı attığımdan beri bu sıcaklığı

ve samimiyeti hep hissettim.

Hissetmeye devam ediyorum. Hiç bir

zaman eksilmedi. Kısaca tanımlamak

gerekirse, Galatasaray benim ailem”

ifadelerini kullandı.

Türk Nippon Sigorta’nın vermis

olduğu desteğin kendisi için çok

önemli olduğunun altını çizen Güzel,

2021’e ertelense de Olimpiyatlar için

hız kesmeden çalışmalarına devam

ettiğini kaydetti. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


42

MAKALE

Dündar Kortan

"Sir John, işini kendisine

ait ilke ve yöntemler

doğrultusunda yönetmeye

çalışan, bilanço gereği

maddi varlıklarının yönetimi

yanında, maddi olmayanların

da değerlendirilmesi

gerektiğine inanan bir

yönetici örneğini vermiştir."

Geçen yüzyılda, Avrupa’nın ilk beş

büyük şirketi arasında yer almış

"Imperial Chemical Industries"(ICI)

şirketinin tekmil görev basamaklarını

tırmanarak başkanlığa yükselmeyi

başarmış ve 1986 - 1988 yıllarında,

İngiltere'de "Yılın Sanayicisi" seçilmiş,

Sir John Harvey- Jones (1924 -

2008), yönetim üzerine yaptığı bir

konuşmada şöyle diyordu: “Başarılı

bir yönetim ancak ürün ve hizmetlerin

değil, insanların iyi yönetilmeleriyle

elde edilebilir.” Organizasyonun,

işlerin yapımında açık ve rahatça

hareket edebilmesi için, tüm

işletmelerin bürokratik yapıya karşı

direnmesine ve her safhada - hazırlık,

değerlendirme uygulama- barış,

sevgi ve güven ortamının varlığının

gerekliliğine vurgu yapıyordu.

Harvey-Jones, iş yönetiminde, en

etkili özelliğinin şaka, rekabet, ısrar,

tutku, cesaret, dürüstlük gibi her türlü

insancıl duyguların dengeli, biçimde

kullanılması ve kontrol edilmesi

olduğunun da altını çiziyordu.

İnsanları yücelten bütün bu

niteliklerin, işlerin (ve sonuçta

Para Kazan, Eğlen ve

Ahlaklı Ol!

insanların) doğru yönetiminde gerekli

olduğunu savunmuştur. İngiltere'de

o dönemde "business" kavramının

toplum nezdinde yeterince itibar

görmemiş olmasını da bu insancıl

tutum ve yaklaşımların, işlerin

yapılış ve yönetim biçimlerinde yer

almamasından kaynaklandığını ileri

sürmüştür.

Geçmişteki süreçlerde iç dünyasıyla

sosyal yaşam karakterini oluşturan bu

insancıl değerler arasında karşılıklı

bir etkileşim var olmamıştır. Halbuki

bu insan odaklı tutum ve davranışlar,

yaşamın her alanında mevcuttur

ve iş dünyası da bu yaşamın bir

parçası olduğuna göre, eğitim, çevre

sorunları ve insanların yaşam kalitesi

faktörlerini geliştirme gibi çeşitli

iş projeleriyle toplumda birlikte

olumlu ilişkiler içinde olması amacını

benimsemek zorundadır.

The City’nin melon şapkalı

adamları

Geçmiş dönemlerde, Londra'nın

finans merkezi the City'nin iş

adamları fevkalâde parasal bir imaj

oluşturmuş. Melon şapkaları, gri renk

çizgileri, kendi okul veya derneklerini

simgeleyen kravatları ve her daim

ellerinde taşıdıkları şemsiyeleri ve

ağızlarından eksilmeyen pipoları,

koltuk altına sıkışmış "The Times"

yahut "Financial Times" gazeteleri,

çatık kaşları ve gülmeyen yüzleriyle,

kendilerini toplum içinde imtiyazlı,

farklı bir sınıfın

temsilcileri olarak

görüyorlardı. Hatta

yürüyüşlerinden,

bankacı yahut

sigortacı olduklarını

da sezinlemek

mümkündü. Bu iş

adamları, kendi

aralarında toplanırlar,

yemek yerler, iş

saatleri dışında da

kendi derneklerinde

vakit geçirirlerdi.

Bu iş adamlarının - o dönemde,

"the City"de kadın çalışanların

sayısı fevkalade düşüktü - bu

ayrıcalıklı tutumları ve toplumun

büyük kesimlerinden ayrıksı duran

davranışlarına rağmen, bu ülkede

sigorta bilincinin ve finans konularına

ilginin belirli bir düzeye ulaşmış

olmasında, hemen her il ve ilçede

var olan "sigorta enstitülerinin

"C.I.I." sağladığı eğitim, konferans,

seminer ve toplum üyeleriyle yapılan

soru - cevap söyleşilerinin büyük

etkisi olmuştur. (Ben de lisansüstü

öğrencilik yıllarımda, Londra, Hastings

ve Exeter şehirlerindeki bu enstitülerin

eğitim programlarından faydalanmış

ve özellikle, fevkalade zengin

kütüphanelerinden yararlanmıştım).

"Troubleshooter"

Bu bağlamda Sir John'ın, toplumun

tekmil üyeleri büyük ilgiye izlenen

BBC'de seri olarak yayımlanan

"Troubleshooter - Sorun Giderici"

söyleyişleri de insanların, iş

mekanizmalarının işleyişi hakkında

kolay anlaşılan bir lisanda

bilgilendirilmesine önemli bir katkı

sağlamıştır. Böylece bir zamanlar

toplumun çoğunluğundan ilgi

görmeyen "business" olgusu, işin

içine sokaktaki insanı dahil eden bir

yaklaşımla herkesin bilinçaltında bir

itibar kazanmıştır.

Sir John’ın bu söyleşilerinde sorun

yaşayan şirketlere yönelik çözüm

Sigorta Dünyası Nisan 2020


43

önerilerini şöyle özetleyebiliriz:

Müşteriyi memnun etmek için, ne

gerekiyorsa - hatta daha da fazlasınıyapmalısınız.

Bu tutumu, şirket

kültürünün temel yapısına yerleştirme

hünerini gösterebilmelisiniz.

Organizasyonda sadece belirli bölüm

ve aktivitelerin değil tekmil bünyenin,

müşterileri ayrı ve farklı ihtiyaçlarını

karşılayabilme yeteneğine sahip

olduklarından emin olmalısınız.

Tüm çalışanlar, müşterilerin tatmini

ve memnuniyetini eksiksiz yerine

getirebilecek deneyim ve bilgiyle

donanımlı olmalıdır. Deneyim ve

yenilikçi (en iyi değil en yeni) düşünme

tarzlarının bileşimi, becerilerin

zamanla geleneksel politikaların

da etkisiyle yetersiz ve uyum dışı

kalmalarını önleyecektir.

Her bir aktivite, müşterilerin güvenini

kazanma ve güçlendirme amacına

yönelik olmalıdır. Bu aktivitelerin

müşteri bazında kişilerin yaşantılarına

ve ekonomik refahları üzerine olumlu

etkilerini değerlendirirken, değer

yandan işletmenin toplum içinde

kabul edilme ve pozisyonu yükseltme

olanaklarını doğru saptamak da

gerekmektedir.

Sir John, işini kendisine ait ilke ve

yöntemler doğrultusunda yönetmeye

çalışan, bilanço gereği maddi

varlıklarının yönetimi yanında, maddi

olmayanların da değerlendirilmesi

gerektiğine inanan bir yönetici

örneğini vermiştir.

İyi yönetimin tanımı

İyi bir iş insanı olabilmenin ana

özelliğini, açık fikirli, şeffaf ve

insan odaklı, sosyal sorumluluk

farkındalığı yüksek ve adaletli

kuralların kutsallığına inanan

biri olarak tanımlamaktadır.

Sir John, politikalar oluşturmak

yerine, daima bilgi temelli diyalog

yoluyla işletme mekanizmalarının

doğru çalışabileceğine inanmıştır.

Yönetimlerin, insanları iyi yönetebilme

ve gelişmelerine yardımcı olabildikleri,

örgütün amaç ve hedefleriyle uyumlu

hale getirebildikleri ölçüde başarılı

olacaklarını söylüyor. Bu “iyi yönetme”

tanımını da organizasyonda yapılması

gerekli atılımların, belirgin bir şekilde

ortaya çıkmadan, sinyallerin doğru

değerlendirilmesi ve hızla harekete

geçilmesi şeklinde yapmaktadır.

Kendi meziyetlerini de fevkalade bir

konsantrasyon yeteneğine ve keskin

bir gözlemci olmasına bağlamaktadır.

Ne "the City"nin ne de borsanın iyi bir

iş insanının yetenek düzeylerini tartıya

vurabilecek bir uzmanlık birikimine

sahip olduklarına inanmamış ve

bu merkezdeki değerlendirmelerin

kısa vadeli olduklarını söylemiştir.

“"Geçmişteki süreçlerde

iç dünyasıyla sosyal yaşam

karakterini oluşturan

insancıl değerler arasında

karşılıklı bir etkileşim

var olmamıştır. Halbuki

bu insan odaklı tutum ve

davranışlar, yaşamın her

alanında mevcuttur ve iş

dünyası da bu yaşamın bir

parçası olduğuna göre,

eğitim, çevre sorunları ve

insanların yaşam kalitesi

faktörlerini geliştirme

gibi çeşitli iş projeleriyle

toplumda birlikte olumlu

ilişkiler içinde olması

amacını benimsemek

zorundadır."

Piyasaların kendi kurallarıyla

işlediklerini ve insanların kendi

işlerini istedikleri yönde, kısa dönemli

finansal meselelerin ötesindeki

değerlendirmelerle, özgür bir iş

planlarıyla yönetebilme olanaklarının

oluşmayacağını ileri sürmüştür.

“Bir şeyler yapın ve hızla

yapın”

Çalışanların sayısı yüz bini aşan ICI'nın

başkanı seçildikten üç yıl sonra Sir

John, tarihinde ilk defa, bir milyar

pound kâr oluşturmuştur. Şirketin

işleyişinde çalışanların beyinlerine şu

sloganı kazımıştır; "Doğru veya yanlış

olduğuna bakmadan bir şeyler yapın

ve hızla yapın."

Kariyerinde "the Economist" dergisinin

başkanlığı ve çeşitli sosyal yarar

güdümlü vakıfların yöneticiliği yer

almıştır. Çocukluğu Hindistan'da

geçmiş, İngiliz Deniz Harp Okulundan

diplomalı, Cambridge Üniversitesi’nde

Almanca ve Rusça dil eğitimi almış Sir

John, iş tutumu ve kişisel özellikleri

yönlerinden kendisini the City'nin tipik

yöneticilerinden saymamıştır. Ne o

dar çevrenin gri renkli giysilerinden

hoşlanmış ve ne de pek çok bürokratın

mevki kapma pahasına beğeni

oluşturduğu Başbakan Thatcher'in

serbest piyasa ve özelleştirme

politikalarını tasvip etmiştir.

Thatcher'in iş adamlarıyla yaptığı

toplantılarda birçok konuda "Hayır Sn.

Başbakan, bu doğru değil" diyebilen

tek iş adamı Sir John olmuştur.

Ve bu nedenle, Thatcher'in en az

sevdiği iş adamı olarak anılmasına

rağmen, 1985 yılında "Sir" unvanıyla

onurlandırılmıştır.

3 kural

Emeklilik dönemlerinde, 82 yaşında

şöyle konuşmuştur. “Bu dünyayı

değiştirebilme istek ve inancımı

artık kaybettim. Bundan sonra

yapabileceğim tek şey değişimlere

uymak ve belki de bu süreçte

oluşumların birkaç adım önünde

olabilmektir.”

Kendisinin iş ve özel yaşamında

benimsediği ilkeler, günümüzde en

etkili iş dünyası düşünürleri listesinde

yer alan ve müşteri odaklı stratejiler

konusunda otorite olarak kabul

edilen ekonomist Don Peppers'ın iş

dünyasında başarılı olmak için, eski

bir patronundan kulağına küpe olmuş

şu üç kuralla özdeşleşmiş gibidir:

"Para kazan, eğlen ve ahlaklı ol" SD

1982 - 87 arası ICI CEO’su İngiliz işadamı

“Troubleshooter”/Sorun Çözücü

Sir John Harvey-Jones

Sigorta Dünyası Nisan 2020


44

ACENTE DÜNYASI

TOBB SAİK Sektör Meclisi

toplantısını video konferansla yaptı

TOBB Sigorta Acenteleri Sektör Meclisi toplantısı video

konferans ortamında gerçekleştirildi. 4 saati aşan toplantıda

sektörü yakından ilgilendiren konular masaya yatırıldı.

TOBB SAİK’in Mart ayında yapılması

gereken Sektör Meclisi toplantısı,

korona virüs salgını nedeniyle 9

Nisanda video konferans yöntemiyle

yapıldı.

Toplantının ana gündem konusu Covid-

19 salgınının sektörel etkileri oldu.

TOBB SAİK Yönetiminin eksiksiz

olarak hazır bulunduğu toplantıya,

Sektör Meclisi üyeleri, TOBB Yönetim

Kurulu ve İcra Komitesi doğal Üyesi

Hakan Ülken, TOBB Sektörler

Girişimcilik Daire Başkanı Saygın

Baran da katıldı.

Sektör Meclis Başkanı Yavuz Özçağın

‘ın açış konuşmasının ardından, İcra

Komitesi Başkanı Levent Korkut söz

alarak, salgın sürecinin ilk günlerinden

itibaren, sigorta acentelerinin ve

müşterilerin süreçten olumsuz

etkilenmemesi için aralıksız olarak

çalıştıklarını bildirdi.

Korkut, SAİK’in bu dönemde yaptığı

çalışmaları şöyle özetledi: “Bu süreçte

hayata geçirdiğimiz ilk uygulama,

salgının bulaşıcı etkisinden acente

meslektaşlarımızı ve çalışanlarını

korumak adına yasal zorunluluk olan

Statik IP uygulamasının önce 31 Mart

tarihine kadar, ardından 30 Nisan’a

kadar kaldırılması oldu.

Sürecin ilk günlerinden itibaren Hazine

ve Maliye Bakanlığından aşağıdaki

taleplerde bulunduk:

Salgın sürecinin getireceği

ekonomik sıkıntılar öngörülerek,

yenilenmeyen zorunlu sigorta

poliçelerinde hasarsızlık indirimlerinin

belirli bir süre geçerli olmasının

sağlanması.

Acentelerin salgın sürecinde gelir

kaybına uğrayacağı öngörüsüyle, bu

kayıpları bir miktar önlemek adına

zorunlu trafik sigortaları branşında

taban komisyonun oranını yüzde 17’e

yükseltilmesini ve trafik sigortalarında

tüm şirketler bazında tek fiyat

uygulamasının sağlanması.

En az altı ay süreyle SGK ve

istihdam teşvikleri sağlanması, salgın

sürecinin uzaması halinde sürenin

uzatılması. Talebimiz sonrası şahıs

acenteleri için Mart, Nisan ve Mayıs

aylarına ait SGK ödemeleri altı ay

süreyle ertelendi.

Mevcut Vergi ödemelerinin altı ay

ötelenmesi ve vergi teşviki sağlanması.

Taleplerimiz sonrası şahıs acenteleri

için KDV ve muhtasar ödemeleri

ertelendi.

Salgın kapsamında uygulanacak

tüm teşviklerin kapsamına sigorta

acentelerinin dahil edilmesi,

acentelerin teşviklerden faydalanacak

sektörler arasına alınması.

Sigorta şirketleri tarafından tahsilat

süreçlerinin esnetilmesine yönelik

tedbirler alınmasının sağlanması,

salgın nedeniyle sorun yaşayan işletme

ve tüketicilere tahsilat için en az otuz

gün süre verilmesinin sağlanması, bu

süre sonuna kadar poliçelerin iptale

alınmamasının sağlanması.

SAİK’in şirketlerden talepleri

TOBB SAİK Yönetimi tarafından

sürecin ilk günlerinde, acenteler adına

TSB Yönetimi nezdinde de taleplerde

bulunulduğunu belirten Korkut, bu

talepleri de şöyle sıraladı:

Salgına yol açan virüs tedavilerinin

özel sağlık sigortaları tarafından

kapsam altına alınarak sigorta şirketleri

tarafından ödenmesinin sağlanması.

Sağlık sigortası satan sigorta

şirketlerinin tamamına yakını bu

masrafları ödeyeceğini açıkladı.

Acente hedefleri esnetilmeli ve

ertelenmelidir. Acente tahsilat

ödeme sorunlarına destek olunmalı,

tahsilat yapılamayan poliçeler

başlangıcından iptal edilmeli veya

tahsilat sorumluluğu acente üzerinde

bırakılmamalı, prim ödemeleri

ertelenmeli, daha sonra vade farksız

taksitler halinde alınmalıdır.

Komisyon ödemeleri haftalık olarak

yapılmalıdır. Birçok sigorta şirketi

bu talebimizi dikkate alarak erken

komisyon ödemeleri yapmaya başladı

Riziko kabul kriterleri esnetilmeli,

onay süreçleri hızlandırılmalı ve

şirket yetkililerine erişimde yaşanılan

sıkıntılardan dolayı, acente risk

kabul kriterleri güncellenerek

yükseltilmelidir.

Sigorta şirketlerinin acentelerine

yönelik yurt içi ve yurt dışı seyahat

programları iptal edilmeli, söz konusu

organizasyonların maliyeti acentelerine

ek teşvik olarak dağıtılmalıdır. SD

ACENTE DÜNYASI

Sigorta Dünyası Nisan 2020


45

Alerjik hastalıklar

korona virüs için

risk oluşturur mu?

Baharın gelmesiyle birlikte

polen alerjisi olanlar zor

günler yaşarken korona

Covid-19 salgınının bu

hastalığı nasıl etkilediği

henüz bilinmiyor. Ancak

uzmanlar alerjik nezle ve

göz alerjisi olanların korona

virüs enfeksiyonuna daha

kolay yakalanma ihtimali

olduğunu belirtiyor.

Yeni korona virüsün (Covid-19) alerjisi

olanları nasıl etkilediği henüz iyi

bilinmemekle birlikte, polen alerjisi

olanlarda özellikle polenlerin ortaya

çıktığı bu günlerde, sık sık elini burun

ve gözüne götürme ve hapşırmanın

korona virüs enfeksiyonuna yakalanma

olasılığını arttırdığı belirtiliyor.

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi

Çocuk Alerjisi ve İmmünoloji

Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet

Akçay, konuya ilişkin şu bilgileri verdi:

Koronavirüsün alerji

hastalıklarının üzerindeki

etkisi nasıldır?

Cep telefonu, kapı kolu, merdiven

korkuluğu gibi birçok yerde olabilen

korona virüse temas eden alerjik biri

elini daha sık gözüne ve burnuna

götürecektir. Bunun sonucu olarak da

korona virüs hastalığına yakalanma

riski daha fazla olacaktır. Aynı

zamanda koronavirüs taşıyan birisi de

sık hapşırma ve fazla burun akıntısı

olması nedeniyle de etrafa daha

fazla virüs bulaştıracaktır. Sonuç

olarak korona virüs alerjisi olanlara

daha kolay bulaşabilir ve alerjisi

olan hastalar etrafına da daha fazla

bulaştırabilir. Bu nedenle de polenlere

karşı alerjik nezlesi olanların dış

ortamda bulunmaması, ellerin daha sık

yıkaması ve maske takması, mümkünse

burun ve gözünü elinin dış kısmıyla

silmesi çok faydalı olacaktır.

Çin’de bildirilen vakalarda, yeni

korona virüs nedeniyle yatan hastalarda

astım, alerjik nezle ve besin alerjisi

gibi alerjik hastalıkların olmadığı

bildirilmiştir. Çok az sayıda ilaç alerjisi

ve ürtiker rahatsızlığı olan hastalar

olduğu bildirilmiştir.

Alerjisi olan hastalar korona

virüse karşı daha dirençli

midir?

Alerjisi olanların bağışıklığının daha

güçlü olduğu ve korona virüsünden

koruduğu bilgisi maalesef doğru

değildir. Alerjisi olanların mikroplara

karşı değil, alerjenlere karşı bağışıklık

sistemi daha fazla çalışmaktadır. Bu

nedenle de korona virüsten korunmada

herhangi bir etkisi yoktur.

Korona virüs hastalığı

belirtileri ile alerji belirtileri

birbirinden nasıl ayrılır?

Korona virüs hastalığında; öksürük,

nefes darlığı, ateş ve boğaz ağrısı ön

plandayken alerjik nezlede; sık sık

hapşırma, gözlerde sulanma, burun

akıntısı ön planda olup genelde ateş söz

konusu değildir. Ateş, baş ağrısı ve kas

ağrısı alerjik hastalıkların ayrımında

bize yardımcı olan belirtilerdir.

Alerjisi olanların

antihistaminik kullanması

bağışıklığı zayıflatır mı?

Zayıflatmaz. Tam tersine faydalı

olabilir. Özelikle polen alerjisi

olanlarda burun kaşınması, nezle

ve hapşırma virüsün daha kolay

yayılmasına neden olabilir. Bu

nedenle; alerjik nezle belirtileriniz

varsa mutlaka doktorunuza danışarak

antihistaminik kullanmanız faydalı

olacaktır. Burnunuzu silerken tek

kullanımlık mendil kullanın. Toplu

taşıma kullanırken maske kullanın, sık

sık elinizi sabunlayın.

Alerjisi olanlar ateş

düşürücü olarak ne

kullanmalıdır?

“İbuprofen” ile ilgili korona virüs için

risk oluşturduğuna yönelik bilgiler

olduğu için “parasetamol” içeren ateş

düşürücülerin kullanılması daha faydalı

olacaktır.

Özetle;

Alerjik hastalıklar korona virüs

riskini arttırmaz.

Alerjik nezle ve göz alerjisi

olanlar burun kaşınması ve göz

kaşınmasında ellerinin dış yüzeylerini

kullanmalıdırlar.

Hapşırma sırasında tek kullanımlık

mendil kullanılmalı yoksa kollarının iç

yüzeyini kullanmaları faydalı olacaktır.

Alerjik nezlesi olanların polen

alerjisi varsa burun kaşınması

ve hapşırmayı engellemek için

doktorunuza danışarak antihistaminik

ve burun spreyi kullanabilirsiniz.

Alerjik nezle nedeniyle kortizonlu

burun spreyi kullanıyorsanız

doktorunuza danışmadan kesmeyin.

Bağışıklığınızı yüksek tutmak için

beslenmenize, vitamin desteğine,

düzenli uykuya ve egzersiz yapmaya

dikkat edin. SD

SAĞLIK

Sigorta Dünyası Nisan 2020


46

DÜNYADAN

Euler Hermes 18 ülke ve 126

sektörün risk notunu düşürdü

Euler Hermes, 2020

yılında küresel ekonomik

büyümenin Covid-19

salgınının da olumsuz

etkisiyle önemli ölçüde

yavaşlayacağını ve

iflasların yüzde 14

artacağını tahmin ediyor.

Euler Hermes’in her üç ayda bir ticari

borçların vadesinde ödenmeme riskini

ölçerek hazırladığı ülke ve sektör risk

derecelendirme raporunda da Covid-19

salgınının yaratacağı olumsuz etkilere

vurgu yapıldı.

Euler Hermes 2020 yılında küresel

ekonomik büyümenin güçlü

bir yavaşlama kaydedeceği ve

iflasların yüzde 14 artacağı tahmini

doğrultusunda, 18 ülke ile 126

sektörün risk derecelendirme notunda

da indirime gitti. 2020 yılında dünya

ekonomisinde büyümenin yüzde

0,5’le sınırlı kalacağı ve uluslararası

ticarette yüzde 4,5 daralma olacağı

öngörüsünde bulunan Euler Hermes,

Ekvador, Tayland, Endonezya,

Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri,

Kuveyt, Fas, Kenya, Gana, Mauritius,

Çek Cumhuriyeti, Polonya, Romanya,

İrlanda, Slovakya, Japonya, Brezilya

ve Litvanya’nın risk derecelendirme

notunu düşürdü.

Sektör derecelendirmesinde

rekor değişiklik

Euler Hermes, 126 sektörün ise risk

derecelendirme notunu düşürdü.

Küresel ekonomideki yavaşlamadan

en çok otomotiv sektörünün

etkileneceğinin belirtildiği Euler

Moody’s’ten alacak sigortası

şirketlerini üzen rapor

Derecelendirme kuruluşu Moody’s,

Covid-19’un, ticari alacak ve kredi

sigortası şirketleri Coface, Atradius

ve Call’un performansını olumsuz

etkileyebileceğini söyledi.

Moody’s’in kullandığı stres testi

senaryosu, iş ve finans piyasalarında

uzun süre bozulma ve 2008/09 mali

krizinde gözlemlenenden daha yüksek

hasar oranları içeriyor.

Bununla birlikte, Euler Hermes ve

İsrail Kredi Sigorta Şirketi (ICIC) için

görünüm, kredi profilleri üzerindeki

etkilerini sınırlayacak olan Grup

şirketleri desteği nedeniyle sabit

kalıyor.

Korona virüsün hızla küresel

yayılması, dünya genelinde birçok

sektörde benzeri görülmemiş bir kredi

Moody’s, korona virüs

(Covid-19) salgını nedeniyle

ticari alacak ve kredi

sigortası şirketlerine yönelik

görünümünü istikrarlıdan

olumsuza revize etti.

şoku yaratarak, ekonomik görünümün

kötüleşmesine, petrol fiyatlarının

keskin bir şekilde düşmesine ve

geniş finansal piyasa kargaşasına yol

açtı. Kredi sigortacılarının önemli

ölçüde maruz kaldığı küçük ve orta

ölçekli işletmeler (KOBİ), mevcut

ortamda özellikle savunmasız ve etkili

hükümet desteği almazlarsa, birçoğu

işlerinin uzun süre kesintiye uğraması

durumunda iflas riski altında.

Moody’s, özellikle ticari kredi

sigortacılarının, küresel olarak çoğu

ülkede birçok sektör için ticari alacak

bakiyeleri sigortaları göz önüne

alındığında, iş ve finans piyasalarının

devam eden aksamalarına önemli

ölçüde maruz kalacağına inanıyor. SD

Hermes raporunda, bu sektörün 26

ülkede notunu düşürdü. Euler Hermes,

ulaştırma sektörünün 21, elektronik

sektörünün 14, perakende sektörünün

ise 12 ülkede notu indirdi. Raporda

Batı Avrupa 52 not değişikliğiyle

en çok notu düşen bölge oldu. Batı

Avrupa’yı 29 not indirimiyle Asya

Pasifik, 24 not indirimiyle Orta ve

Doğu Avrupa takip etti. Raporda

ayrıca ilaç, yazılım ve bilgi teknolojisi

sektörlerinin bu krizden en az etkilenen

sektörler olduğu vurgulandı. SD

Küresel

ticarette her

çeyrekte 320

milyar dolar

zarar

Alman sigorta devi Allianz,

koronavirüs salgınının bu

yıl ticaret için önemli bir

engel olmasını bekliyor.

Allianz tarafından yayınlanan

“Karantinaya Alınmış Ticaret”

başlıklı rapora göre, salgının

kontrol altına alınmasına yönelik

çalışmalar devam ederken, ilk

çeyrekte küresel ticaret zararının,

ticaret savaşının tümüne denk

düştüğü belirtildi. Allianz, mal ve

hizmet ticaretindeki kayıpların

iş kesintilerinin her çeyrek için

320 milyar dolar olabileceğini

tahmin ediyor. Bu ticaret şokunun

global ekonomi için 2020 yılının

ilk çeyreğinde yüzde 2,5, ikinci

çeyreği için ise yüzde 1 daralmaya

neden olabileceği kaydediliyor. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


47

Wimbledon salgına

karşı sigortalı

AM Best’ten

sigorta

şirketlerine

korona virüs

stres testi

Covid-19 salgını nedeniyle

iptal edilen 2020 Wimbledon

Tenis Turnuvasının iptal

riskine karşı sigortalı olduğu

açıklandı.

Dünyanın en önemli tenis

turnuvalarından 2020 Wimbledon

Tenis Şampiyonası'nın korona virüs

salgını nedeniyle iptal edildiğini

açıklayan The All England Lawn

Tennis Club (AELTC), kurumun risk

ve finans komitesinin salgın hastalık

teminatını sigorta poliçesine birkaç yıl

AXA CEO’su Buberl’den

pandemi risk havuzu önerisi

AXA’nın İcra Kurulu

Başkanı (CEO) Thomas

Buberl, şirketin pandemi

için bir risk havuzu

oluşturma programı

geliştirmek için

hükümetlerle birlikte

çalışmak üzere inisiyatif

almaya hazır olduğunu

söyledi.

AXA CEO’su Thomas Buberl, haftalık

Le Journal du Dimanche gazetesine

verdiği röportajda, sigorta endüstrisinin

korona virüs (Covid-19) salgını gibi

sağlık krizlerine eşlik edebilecek

bir havuz oluşturma mekanizması

oluşturmayı düşünmesi gerektiğini

söyledi.

önce dahil ettirdiği bilgisini verdi.

AELTC CEO'su Richard Lewis konuya

ilişkin olarak The Guardian'a yaptığı

açıklamada, "Sigortalı olduğumuz için

bizler şanslıyız” dedi. Sportsmail'de

kısa süre önce çıkan haberde, kurumun

risk ve finans komitesinin salgını

kapsam dahiline almakta ısrar ettiği

ve Wimbledon'un sigorta poliçesine

birkaç yıl önce söz konusu teminatın

eklendiği belirtilmişti. Bu arada The

Times ve The Guardian, iptal için

tahmini ödemenin 100 milyon pound

olduğunu bildirdi. SD

Thomas Buberl

AXA ve diğer firmaların, doğal afetler

için halihazırda mevcut olanlardan

esinlenerek bu sağlık felaketlerini

kapsayacak bir pandemik sigorta

şeması oluşturmak için Fransız

hükümeti ve diğer Avrupa devletleriyle

birlikte çalışabileceğini öneren Buberl,

“Bu yönde ilerlemek için inisiyatif

alacağım. Ancak önleme açısından

da çok daha fazlasının yapılması

gerekecek” diye konuştu. SD

AM Best, Covid-

19’un etkileriyle ilgili

sigorta sektörüne

yönelik bir stres testi

uygulayacağını duyurdu.

Küresel derecelendirme kuruluşu

AM Best, sigorta sektörüne

yönelik Covid-19 salgınının

riske göre ayarlanmış sermaye

düzeyleri, yatırım portföyleri,

rezerv yeterliliği ve diğer risk

faktörlerini ölçen bir stres testi

uygulayacağını duyurdu.

AM Best’ten yapılan açıklamada,

“Covid-19 virüsü, kapsamı ve

potansiyel kayıpların karmaşıklığı

bakımından benzersiz ve kısa

vadeli etkilere ilişkin belirsizlik

durumu daha da kötüleştirmekte.

Sonuç olarak, salgının doğrudan

ve dolaylı etkileri bir süredir tam

olarak anlaşılamayabilir. 11 Eylül

veya avro bölgesi krizi gibi daha

önce benzeri görülmemiş olayların

ardından da bu nitelikteki stres

testleri gerçekleştirdik” denildi.

AM Best, sigorta endüstrisinin

bugün 2008 mali krizinden daha

dayanıklı olduğunu da belirtti. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


48

EKOLOJİK

İnsanlar eve

çekilince yabani

hayvanlar

şehre indi

Korona virüs salgını bütün dünyada toplum yaşamını

alt üst ederken yabani hayvanların davranışlarını da

etkiledi. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, normalde insanlara

yaklaşmayan yabani hayvanlar kent merkezlerine indi,

evlere girmeye çalıştı. Sokak hayvanları ise aç kalma

tehlikesi yaşadı.

Covid-19 pandemisi sadece insanları

değil hayvanların da rutin yaşamını

etkiledi. Kent merkezlerinde genelde

insanlar tarafından beslenen kedi,

köpek, güvercin gibi sahipsiz sokak

hayvanları insanların evlerine

çekilmesiyle aç kalma tehlikesi

yaşarken, kimi bölgelerde de sokakları

boş bulan yabani hayvanlar kent

merkezlerine indi.

Dağ keçileri kasaba

merkezinde

Kuzey Galler’in Llandudno

kasabasında bir grup yabani dağ

keçisi, insanların korona virüs salgını

nedeniyle evlerine çekilmesiyle

boş kalan kasaba merkezine indi.

Park ve bahçelerdeki çiçekleri, süs

bitkilerini ve yol kenarındaki çitleri

yerken, sokaklarda özgürce dolaşırken

görüntülenen bu beklenmedik sevimli

misafirler geceyi de bir kilisenin

bahçesinde geçirdi. Çatılara tırmanan,

bahçe duvarlarında yürüyen keçiler

eğlenceli görüntüler oluşturdu.

Twitter kullanıcısı Andrew Stuart’ın

görüntülediği dağ keçileri üç gün

boyunca kasabada gezindi. Daha sonra

polis, kasaba halkının ilgi odağına

yerleşen sevimli hayvanları kontrol

altına alarak güven içinde doğal yaşam

alanlarına doğru uzaklaşmalarını

sağladı.

Nesli tükenmekte olan misk

kedisi sokağa indi

Hindistan’da sokağa çıkma

yasaklarıyla birlikte 1990’lardan bu

yana nesli tükenme tehlikesiyle karşı

karşıya olduğu belirtilen Malabar misk

kedisi sokağa indi.

Gece yaşayan bir hayvan olan misk

kedisinin gündüz vakti Kerala

bölgesinde görülmesi, ayrıca ağzı

açık nefes alması hasta olabileceği

yorumlarına yol açtı.

Tayland’da boşalan sokakları

maymunlar istila etti

Tayland'da korona virüs (Covid-19)

sebebiyle boşalan sokakları maymunlar

istila etti. Doğal yaşam ortamlarında

yiyecek bulamayan yüzlerce maymun,

açlıktan Tayland'ın Lopburi kentinini

sokaklarında yiyecek aradı, birbirine

saldırdı.

Yüzlerce maymun, yiyecek bulmak

için kente indi. Maymunların yiyecek

için birbirine saldırdığı anlar,

kameralara yansıdı.

Görgü tanıkları, maymunları bu kadar

saldırgan görmediklerini, küçük muz

için onlarcasının saldırıya geçtiğini

söyledi.

Yetkililer, maymunların aç kaldığını,

bu yüzden doğal yaşam yerlerinden

kente indiklerini açıkladı. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


49

Himalayalar karantinanın etkisiyle

30 yıl sonra net olarak göründü

Hindistan’da Covid-19

salgını nedeniyle uygulanan

karantina sonucu hava

kirliliği önemli ölçüde

azalırken, kirlilikten dolayı

30 yıldır görülemeyen

Himalaya Dağları da görünür

hale geldi.

Yaklaşık 1,4 milyarlık nüfusuyla

dünyanın en kalabalık ülkelerinden

biri olan Hindistan’da korona virüs

nedeniyle uygulan 21 günlük karantina

nedeniyle hava kirliliği büyük

ölçüde azaldı. Himalaya dağları ise

30 yılın ardından ilk defa ülkeden

net bir şekilde görülmeye başlandı.

Hindistan’da Covid-19 önlemleri

kapsamında 24 Mart tarihinde 21

günlük karantina uygulaması başlatıldı.

Karantina kirli havayı

temizledi

Karantinanın ardından kirli havasıyla

ünlü olan ülkede havadaki kirli madde

oranları belirgin bir ölçüde azaldı.

2020 kışında sıcaklık rekoru kırıldı

Avrupa Birliği’nin Copernicus İklim

Değişikliği Servisi, 2020 Şubatının

tarihte görülmüş en sıcak ikinci Şubat

ayı olduğunu açıkladı. Avrupa'da Aralık

ayı başından Şubat sonuna kadarki tüm

kış dönemi boyunca sıcaklık 1981-

2010 ortalamasının 3,4 santigrat derece

üzerinde seyretti. Böylelikle bu kış

sıcaklık rekoru kırıldı.

Bilim insanları Kuzey Buz Denizi'nde

yılın bu zamanında beklenenden 850

bin kilometrekare daha az deniz buzu

Hindistan Merkez Kirlilik Kurulu, ülke

çapındaki karantinanın hava kalitesinde

önemli bir iyileşmeyle sonuçlandığını

açıkladı. Ardından dünyanın en yüksek

sıra dağları olan Himalayalar, uzun bir

sürenin ardından ilk defa Hindistan’dan

görülmeye başladı.

Pencap şehrinde yer alan ve

Himalayalardan yaklaşık 200

kilometre uzaklıkta bulunan Jalandhar

kasabasında yerliler, karla kapla

dağların etkileyici görüntülerini sosyal

medyada paylaştı.

Bu yılın Şubat ayı dünyada

tarihe geçen en sıcak ikinci

Şubat ayı oldu. Avrupa’da

bu kış sıcaklık ortalaması

son 30 yılın kış sıcaklığı

ortalamasının 3,4 santigrat

üzerine çıktı.

ölçtüklerini açıkladı. Bu alan Fransa ve

İtalya'nın toplam yüzölçümüne denk.

İsveç'in kuzeyindeki Abisko köyündeki

durumu gözlemleyen Copernicus

İklim Değişikliği Servisi uzmanları,

bölgede iklim değişikliği nedeniyle

yıllık sıcaklık ortalamasının alışıldık

ortalama olan sıfır sınırının üstüne

çıktığını açıkladı. Ölçümlere göre,

bölgede yıllık sıcaklık 1960 yılından

bu yana dalgalanıyor ancak kademeli

olarak da yükseliyor. Abisko köyünde

kışları ortalama sıcaklık -15 santigrat

Kasaba yerlilerinden, Sant Balbir

Singh Seechewal, “Karla kaplı dağları

çatılardan net bir şekilde görebiliyoruz.

Sadece Himayaları değil, geceleri

yıldızları da görebiliyoruz. 30 yıldır

böyle bir şey göremedik” dedi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ye göre

hava kalitesi için güvenli sınırın 20mg

/ m 3 'ün altında partikül değeri içermesi

gerekiyor. Ancak, yılın çoğunda

Hindistan’ın değerleri küresel güvenli

sınırdan beş kat daha yüksek - 100mg /

m 3 – seyrediyor. SD

derecede seyrediyor. Bölgedeki

meteoroloji istasyonun verileri ve

ağaçlar ve Abisko'nun dünyanın geri

kalanından en az iki kat daha hızlı

ısındığını gösteriyor. İklimbilimciler

bunun geri bildirim döngülerinden

kaynaklandığını söylüyor. Kar ve

buz eridiğinde güneş ışınlarını daha

az yansıtıyor ve bu da daha hızlı

erimesine neden oluyor.

Ren geyikleri aç kaldı

Finlandiya, Norveç ve İsveç'in

kuzeyinde yaşayan Sami halkı, yerliler

için işlerin her yıl daha da zorlaştığını

söylüyor. Daha sıcak hava, daha

çok yağış anlamına geliyor, yağış

da buradaki likeni yere yapıştırarak

ren geyiklerinin aç kalmasına neden

oluyor. Bu nedenle bazı aileler bu yıl

ren geyiklerini toplayıp onları

elleriyle besledi. SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


50

MAKALE

Prof. Dr. Acar Baltaş

“Bir araştırmada sürücülerin

kullandıkları arabaların

fiyatlarıyla kuralları çiğneme

ve yasa dışı davranışlar

gösterme sıklığı arasındaki

ilişkiyi incelemişlerdir. Bunun

için araştırmanın yapıldığı

yerde yaya geçitlerinde

yayalara yol verme

davranışını kayıt altına

almışlardır. Araştırmacılar,

çok açık bir şekilde,

arabanın fiyatı arttıkça

sürücünün kural ihlali

yapma ihtimalinin arttığını

görmüştür.”

Beceri, yetenek ve şans insanın

hayatta başarılı olmasında önemli rol

oynar. Berkeley Üniversitesi’nden Paul

Piff adlı araştırmacı zarla oynanan

ve önemli ölçüde şansa dayanan

Monopoli oyununu 100 çift katılımcıya

oynatmıştır. Ancak oyun başlangıçta,

deneklerin çektikleri kura sonucu,

kazananın attığı zarların iki katı

hesaplanacağı şekilde oynanmıştır.

Monopoli oyununda yüksek zar

atan oyuncu paraya ve oyun tahtası

üzerindeki varlık ve imkanlara

çok daha kolay ve hızlı ulaşma

imkanına sahip olur. Araştırmacıların

kurguladığı şekliyle oynandığında,

oyunculardan biri hemen başlangıçta

öne geçmekte ve oyunun sunduğu

bütün imkanları elde etmektedir. İlginç

olan ayrıcalıklı konumda olan deneğin

davranışlarındaki değişikliklerdir.

“Zengin” oyuncular zar attıktan sonra

Zenginlik İnsanı Cimri ve

Acımasız Yapar Mı? - 1

masanın üzerindeki karelerde daha

sesli ilerlemekte, yumruğunu sıkarak

ve kolunu havaya kaldırarak başarısını

kutlamakta, ellerini başının arkasına

kavuşturarak geriye yaslanıp alanını

genişletmekte, masanın üzerine

konulan küçük kurabiyelere elini

daldırarak “fakir” deneğe kıyasla

çok daha fazla tüketmekte, rakibine

iğneleyici ve alaycı takılmalarda

bulunup maddi varlığını teşhir

etmektedir.

Araştırmanın çok değerli bir başka

bulgusu ise oyundan sonra yapılan

değerlendirmede ortaya çıkmıştır.

Ayrıcalıklı oyuncular başarılarını oyun

stratejilerine, attıkları adım ve isabetli

alım kararlarına bağlamışlardır.

Deneklerin hiçbiri, başarısının esas

nedeni olan, kendilerini ayrıcalıklı

konuma getiren ve bütünüyle tesadüfe

bağlı kura atışını dile getirmemiştir. Bu

sonuç insan zihninin kendi avantajına

olan durumu nasıl algıladığının bir

örneğini oluşturmaktadır. P. Piff

oynattığı hileli monopoli oyununun

toplumdaki hiyerarşik yapıyı temsil

eden iyi bir metafor olduğunu

düşünür. Toplumda da insanların

bir bölümü büyük miktarda varlığa

ve yüksek statüye sahipken, bazıları

da hem varlık hem de kaynaklara

ulaşmak açısından büyük ölçüde

dezavantajlıdır. Araştırmacıya

göre, insanlar refah ve maddi varlık

merdiveninde yükseldikçe empati ve

merhamet duyguları azalır ve sahip

olduklarını “hak ettikleri” konusunda

güçlü bir inanç geliştirirler.

Wall Street filminde Michael Douglas’ın

canlandırdığı unutulmaz karakter

Gordon Gekko’nun dile getirdiği, “aç

gözlülük iyidir” ifadesi bu araştırmada

doğrulanmakta ve ayrıcalıklı konumda

olanlar, kendi çıkarlarını düşünmenin

hem iyi hem de ahlaklı bir durum

olduğunu düşünmektedir.

Yardımseverlik genetiktir

Bu sonuçların toplum yaşamına

yansıma biçimleri üzerinde durmak

gerekir. İhtiyacı olana yardım etmenin

insanın evrimsel gelişimi içinde

genlerine kodlanmış olduğunu ortaya

koyan araştırmalar vardır. Sosyal

psikologlar yardım etme davranışına

“prososyal” davranış adını verirler.

Araştırmacı P. Piff bunu anlamak için

zenginlerin mi, yoksa fakirlerin mi

daha fazla yardım etme eğiliminde

olduğunu incelemiştir. Laboratuvara

davet ettiği zengin ve fakir insanlara

çeşitli tutarlarda para vererek,

bunu hiç tanımadığı ve bir daha hiç

karşılaşmayacağı birisiyle ne ölçüde

paylaşacağını araştırmış ve yıllık

geliri 15-25 bin dolar olanlarla, 150-

250 bin dolar olanları kıyaslamıştır.

Bunun sonucunda düşük gelir

grubunda olanların yüzde 44 daha

fazla paylaşma eğiliminde olduklarını

bulmuştur.

Piff, yaptığı bir başka çalışmada

zarla oynanan bir oyunda kazancını

artırmak için, hangi gelir grubunda

hileye sapma eğiliminin daha yüksek

olduğunu araştırmıştır. Bu uygulama

sonunda üst gelir grubundakilerin

50 dolarlık ödülü almak için 3-4

kat daha fazla hile yaptığı ortaya

çıkmıştır. Bir başka araştırmada,

çocuk gelişimi laboratuvarındaki

çocuklara ait olduğu özellikle belirtilen

şekerleme kavanozundan, üst gelir

grubundakilerin iki kat daha fazla

şeker aşırdıkları saptanmıştır.

Diğer bir araştırmada sürücülerin

kullandıkları arabaların fiyatlarıyla

kuralları çiğneme ve yasa dışı

davranışlar gösterme sıklığı arasındaki

ilişkiyi incelemişlerdir. Bunun için

araştırmanın yapıldığı yerde yaya

geçitlerinde yayalara yol verme

davranışını kayıt altına almışlardır.

Araştırmacılar, çok açık bir şekilde,

arabanın fiyatı arttıkça sürücünün

kural ihlali yapma ihtimalinin

arttığını görmüştür. Bu araştırmanın

ilginç olan bulgusu, en düşük fiyat

kategorisinde olan arabaların hiç

kural ihlali yapmamalarına karşılık, en

yüksek fiyat kategorisindeki arabaların

yarısının kural ihlali yapmış olmasıdır.

(devam edecek) SD

Sigorta Dünyası Nisan 2020


ALLIANZ’IM MOBİL

UYGULAMASIYLA İHTİYACINIZ OLAN

HER ŞEY ELİNİZİN ALTINDA!

Yenilenmiş tasarımıyla tüm poliçe ve sözleşmelerinizi görüntüleyebilir, hasar süreçlerinizi, sağlık

harcamalarınızı, birikimlerinizi ve fonlarınızı kolayca takip edebilirsiniz. Allianz’ım ile size en

yakın anlaşmalı sağlık ve oto servis kurumlarını görüntüleyebilir, olası bir hasar anında uygulama

üzerinden hızlıca hasar dosyanızı oluşturabilirsiniz. Üstelik Dr. Allianz, Sağlık Hattı, Hasar İhbar

Hattı ve daha fazlası Allianz’ım ile her an yanınızda.

www.allianz.com.tr


Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!