Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
1959’dan beri...
Sigorta sektörünün belleği
www.sigortadunyasi.com.tr
SAYI 707 NİSAN 2020 YIL 61
Çalışma biçimi kalıcı olarak değişecek,
dijital dönüşüm hızlanacak
SEKTÖRÜN COVİD-19'LA İMTİHANI
S. 16
2019 teknik
sonuçları belli
oldu: 7,7 milyar TL
teknik kâr S. 12
Hayat dışı kulvarında
yeni bir şirket:
Ana Sigorta S. 15
Röportaj:
Kardiyolog ve
Dahiliye Uzmanı
Dr. Murat Kınıkoğlu:
“Doğa eninde sonunda
acımasızlığın
intikamını alır”S. 26
Ekonominin düzelebilmesi için
iki senaryo: İyi senaryo yıl sonu,
kötü senaryo 2021 2. çeyrek S. 30
Halk Emeklilik ile
birikimini bugünden yap,
gelecekte mutlu ol!
Şimdi Halk Emeklilik’e gelin, her biri alanında uzman kadromuzla
küçük tasarruflarınızı geleceğiniz için büyük birikimlere dönüştürelim.
Bireysel Emekllik Sistemi • 100 TL’nize 25 TL Devlet Katkısı • Avantajlı Emeklilik Planları
halkemeklilik.com.tr | 0850 800 44 00
YILDIR
KAYBETMEK YOK
DİYENLER KAZANDI
Anadolu Sigorta, bundan tam 95 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kuruldu.
95 yıldır “kaybetmek yok” diyerek bize ilham veren herkese teşekkürlerimizle…
4
İÇİNDEKİLER
8
Arşivden:
Tarihten bir yaprak:
Anadolu Sigorta'nın
50'nci kuruluş
yıldönümü
14
Devlet destekli ticari alacak
sigortasında kapsam genişledi
24
VHV Reasürans CEO'su
Maximillian Stahl:
"Sigortacılık pandemi sonrası
büyük değişim yaşayacak"
34Küresel salgının
iş dünyasına etkilerini
en aza indirgemek için üç
şifre: Otonomi, çeviklik ve
finansal sağlamlık
10. Executive Summary
40. Güneş Sigorta'dan Covid-19 tedavi ve masraflarına güvence
29. Anadolu Sigorta Covid-19'u kapsama aldı
41. Türk Nippon'dan Galatasaray yelken sporcusuna destek
33. Groupama'dan 7/24 uzaktan doktor hizmeti
43. TOBB SAİK toplantısı video konferansla yapıldı
36. Quick Sigorta İlkokulu inşaatı Mayıs'ta tamamlanıyor
45. Alerjik hastalıklar korona virüs için risk oluşturur mu?
37. BNP Paribas Cardif'ten korona virüsle mücadeleye destek
46. Euler Hermes 18 ülke ve 126 sektörün risk notunu düşürdü
38. AXA Sigorta acente toplantısını çevrimiçi yaptı
47. Wimbledon salgına karşı sigortalı
39. Generali Sigorta acentelerine destek paketi sağladı
48. İnsanlar eve çekilince yabani hayvanlar şehre indi
Sigorta Dünyası Nisan 2020
6
KÜNYE
NİSAN 2020, SAYI 707, YIL 61
HER AYIN 15’İNDE YAYIMLANIR
KURUCUSU:VEDAT URAS
Nesnel Medya San. ve Tic. Ltd. Şti.
adına Sahibi ve
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Celal Çelik
“Yeni Normal” Ne Zaman?
Yeni yıla girerken, müphem, yuvarlak ifadelerle her ihtimali dile getirip
bunlardan biri ucundan kıyısından tutunca ileriyi gördüğünü iddia eden
astroloji yazarları hariç, hiç kimse böyle küresel bir felaketin pençesine
düşeceğimizi beklemiyordu.
Editör
Nimet Kılıç
Foto Muhabiri
İlker Gürer
Abone ve Dağıtım Sorumlusu
Birsen Çelen
Yayın Danışmanları
Birant Yıldız
Hülya Türkmen
Emre Yazman
Çeviri
Contentus Dil Hizmetleri
contentus.com.tr
Basım Yeri
Renk Matbaası
İş Modern D Blok No:8 İkitelli
Başakşehir / İstanbul
Yayın Türü
Yerel süreli yayın
Yıllık Abonman
Yurtiçi
Yurtdışı (birinci bölge)
450 TL
500 TL
Banka Hesap Numarası ve IBAN
Numarası
T. İş Bankası Şişli Şubesi
Hesap No: 1051-1915687
IBAN: TR15 0006 4000 0011 0511
9156 87
Yönetim Yeri ve İletişim Bilgileri
19 Mayıs Mah.
Operatör Raif Bey Sk. No:30 D:3
Şişli 34363 İstanbul
Tel: (0212) 232 0 253
Fax: (0212) 232 0 353
sd@sigortadunyasi.com.tr
www.sigortadunyasi.com.tr
Yazılardaki görüşler yazarlarına
aittir. Yayın Kurulu, yazılar
üzerinde dil, anlatım ve yayım
tekniği açısından gerekli
değişiklikleri yapabilir.
Kendimizi bir anda hiç tanımadığımız, hiç beklemediğimiz, olabileceğine pek
ihtimal vermediğimiz sisli bir atmosferin içinde bulduk. İnsanlık adeta karanlık
bir denizde yolunu bulmaya çalışıyor. Kara hangi tarafta, oraya ne zaman,
nasıl ulaşacağız, kimse bilmiyor. Kesin olan, bu zor günlerin de geçeceği; ama
geçtiğinde kendimizi nasıl bir dünyada bulacağımız da şimdilik meçhul.
Salgının toplumsal yaşamı ve ekonomiyi nasıl değiştireceği, her şeyden
önce bu süreçten ne kadar zamanda ve ne kadar kayıpla çıkılacağına
bağlı. Olağanüstü dönem ne kadar uzayıp kayıplar ne kadar artarsa bütün
sistemler o kadar derinden etkilenip o derecede sarsılacak. Bazı bilim
insanlarının öngördüğü gibi, pandeminin etkisini önümüzdeki kışın sonuna
kadar sürdürmesi halinde halihazırdaki bütün dengeler sarsılacaktır. Bu
kötümser senaryoda her şeyi yeni baştan düşünmek, yeni baştan kurgulamak
gerekecektir.
İyimser senaryoda ise gerek devletlerin aldıkları önlemler gerek sağlık
emekçilerinin ve bilim insanlarının performansı gerekse de tarihteki bazı
salgınlarda görüldüğü gibi virüsün kendiliğinden yayılma hızını kaybetmesi
halinde durum birkaç ay içinde normale dönmeye başlayacaktır. Tabii bu
alıştığımız değil, 2008 küresel finans krizinde ortaya çıkan deyimle “yeni
normal” dönem olacaktır. Biz II. Dünya Savaşı sonrası kuşaklarının şimdi
yaşadığımızın benzeri küresel bir felaket tecrübemiz yok.
Ancak her iki senaryoda da eski dünya tam olarak geri gelmeyecek. Çalışma
biçimleri önemli ölçüde değişecek, işletmeler uzaktan çalışma seçeneklerini
daha çok dikkat alacak, dijital dönüşüm hızlanacak, seyahatler azalacak,
evler sadece bireysel yaşam alanı değil, birer bir mini ofis ve uzun süre dışarı
çıkmadan hayatı sürdürmeyi sağlayacak birer sığınak haline gelecek.
Dileğimiz tabii ki bir an önce iyi senaryonun işaretlerini görebilmek.
***
Korona virüs salgınında bütün iş kolları gibi sigorta sektörü de ağır bir sınavla
karşı karşıya kaldı. İnsanların evlerine kapanmak zorunda kaldığı, gelirlerinin
azaldığı ya da tümden kaybolduğu, hatta can derdine düştüğü bir dönemde,
operasyonlarını kalabalık ofislerde yürüten, ağırlıklı olarak yüz yüze iletişimle
pazarlama yapan bir sektör olarak yeni döneme uyum sağlayabilecek miydi?
Sektörün öncelikle operasyonlarını sürdürme konusunda başarılı olduğunu
söyleyebiliriz. Hemen ev-ofis sistemine geçildi, toplantılar dijital ortamlarda
yapılmaya başladı, uzaktan servis uygulamalarıyla müşterilerin acil sorunlarına
müdahale edildi.
Sınavın en önemli bölümü de Covid-19 tedavilerinin özel sağlık sigortası
tarafından karşılanıp karşılanmayacağı sorusu oldu. Sektör bu konuda önemli
bir fedakârlık yaparak poliçe kapsamında yer almasa bile tedavi giderlerini
karşılayacağını açıkladı. Böylece sigortacılar sigortanın sadece bir iş değil aynı
zamanda bir sosyal dayanışma aracı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Celal Çelik
celal@sigortadunyasi.com.tr
Sigorta Dünyası Nisan 2020
8
ARŞİVDEN
Tarihten bir yaprak:
Anadolu Sigorta’nın
50’nci
kuruluş
yıldönümü
Bugünlerde kuruluşunun
95’nci yılını kutlayan
Türk sigortacılığının
köşe taşlarından
Anadolu Sigorta’nın
1975’teki 50’nci kuruluş
yıldönümü hayli geniş
bir katılımla kutlanmış.
Sigorta Dünyası’nın 1975
yılı Haziran sayısında
tam 14 sayfa yer verdiği
yıldönümünde bir bayram
havasında üç ayrı etkinlik
düzenlenmiş.
Hilton Oteli’nde 1 Nisan 1975’te
yapılan ilk kutlama etkinliğinde
Anadolu Sigorta personeli ağırlanmış.
Anadolu Sigorta mensuplarının
eşleriyle birlikte katıldığı toplantı
kokteylle başlayıp yemekle devam
etmiş. Yine aynı otelde 21 Mayıs
1975’te yapılan ikinci etkinliğe İş
Bankası mensupları, diğer bankalardan
bazı bankacılar ve iş insanları katılmış.
Toplantıların en büyüğü ve görkemlisi
ise 28 Mayıs günü yapılan final
etkinliği olmuş. Bu toplantıda protokol
konukları, sigorta sektörünün önde
gelen yerli yabancı yöneticileri ve önde
gelen acenteler ağırlanmış. Etkinliğe
Anadolu Sigorta’nın kurucusu,
Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü
Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın yanı
sıra dönemin İstanbul valisi Namık
Kemal Şentürk ve Ticaret Bakanlığı
yetkilileri de katılmış.
Anadolu Sigorta Genel Müdürü
Celaleddin Aksoy’un ev sahipliğinde
düzenlenen toplantılar Sigorta Dünyası
Genel Yayın Yönetmeni Aslan Tufan
Yazman’ın deyimiyle “bayram”
havasında geçmiş.
“Türklerin sigortacılık
yapamayacakları zihniyetinin
hâkim olduğu bir
dönemde…”
Davetlilere “hoş geldin” konuşması
yapan Anadolu Sigorta Genel Müdürü
Celaleddin Aksoy, şunları söylemiş:
“Muhterem Kurucumuz, Sayın
Misafirlerimiz,
Anadolu Sigorta’nın ellinci kuruluş
yılı münasebetiyle tertip ettiğimiz bu
geceye teşriflerinizden dolayı hepinize
sonsuz teşekkürlerimi ve saygılarımı
sunar, sizlere hoş geldiniz derim. Bu
arada uzak ülkelerden sırf bu gecemize
katılmak üzere gelen dostlarımız
reasürörlere ve muhterem eşlerine de
ayrıca teşekkür etmek isterim.
Bundan elli yıl önce Türkiye’de
sigortacılığın yabancı ellerde
bulunduğu ve Türklerin sigortacılık
yapamayacakları zihniyetinin hâkim
ve propagandasının yapıldığı bir
devrede henüz sekiz aylık bir bebek
olan Türkiye İş Bankası, bankacılığın
yanında sigortacılığın da lüzum ve
ehemmiyetini görerek Şirketimizi
kurmuş ve o günden beri maddi ve
manevi desteklerini esirgemiyerek
Şirketimizin bugünkü kudretli duruma
gelmesinde başlıca âmil olmuştur.
Bu nedenle kurucumuz İş Bankası’na
borcumuz büyük, minnet ve
şükranlarımız hudutsuzdur.” SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
10
COVID-19: Implications for business
SUMMARY
The coronavirus outbreak is having a
growing impact on the global economy.
According to the report of McKinsey,
the financial system suffers significant
distress, but a full-scale banking crisis
is averted because of banks’ strong
capitalization and the macroprudential
supervision now in place. Fiscal and
monetary-policy responses prove
insufficient to break the downward
spiral.
The global economic impact is severe,
approaching the global financial
crisis of 2008–09. GDP contracts
significantly in most major economies
in 2020, and recovery begins only in
Q2 2021. (P.28)
Insurance industry records
7.7 billion TL technical profit
in 2019
The insurance industry ended last year
with a technical profit. Insurance and
private pension companies made a total
technical profit of 7.746 billion TL,
including 5 billion TL in non-life, 2.2
billion TL in life and 468 million TL
in the pension segment, according to
year-end data released by the Insurance
Association of Turkey.
The insurance industry generated
69.254 billion TL of premiums in this
period, having a technical profitability
ratio of 11.2 percent. Premiums rose
26.7 percent in nominal terms and
technical profitability increased 20
percent, compared to the previous year.
Branches recording the highest profits
were casualty insurance with 1.231
billion TL, health with 1.028 billion TL
and motor insurance with
1.866 billion TL. (P.10)
A new non-life company in
the industry: Ana Sigorta
A new company was established in the
insurance industry. The insurer named
Ana Sigorta and set up by domestic
and foreign trade company Detur
Holding, was licensed to operate in
non-life branches and is headed by
CEO Ali Ersoy, a very well-known
name in the industry. Ersoy began
his career in the Undersecretariat of
Treasury, Insurance Auditing Board
in 1990 and later on worked as CEO
of Demir Sigorta and Demir Hayat for
17 years. The insurer’s deputy CEO is
Tayfun Altıntaş, another well-known
name in the industry. (P.13)
Orhun Emre Çelik:
A Lost Year (?) 2020
“When the word Coronavirus first
echoed in the media, we were just
beginning to voice our complaints
about 2020 and the magnitude of the
problem had not yet been perceived.
“Afterwards everything developed very
rapidly and we almost found ourselves
as though we were amongst the extras
in a dystopian movie. Actually, what
is happening didn’t come as a surprise
at all. Let along being an expert on
the subject, the information that I
studied, or rather had to study on the
avian flu while I was working at a
health insurance company during the
years 2005 and 2006 was enough to
understand that the speech Bill Gates
gave a few years ago, warning people
against pandemics like the one we
are experiencing today was actually a
belated one. (P.21)
“In the end, nature
takes its revenge over
mercilessness”
When the agenda is also new type of
Coronavirus (Covid-19), we asked
an expert, Dr. Murat Kınıkoğlu, what
we wanted to find out. Kınıkoğlu said
the reason behind viral pandemics is
humankind’s insatiable appetite and
greed. “It’s not the viruses inside our
own bodies that cause diseases and
epidemics, it’s the viruses that we get
from other animals. Please note that I
use the verb “get” because they don’t
come to us on their own! We get those
viruses into our bodies by eating meats
and drinking milks of other animals.
It wouldn’t be fair to say ‘All animals
can suffer, we can kill all animals so
long as we humans don’t suffer’ and
nature will take its revenge over this
mercilessness in the end.” (P.24)
Stagnation to be followed by
recovery in the industry
Growth in the insurance industry will
be negatively affected by a slowdown
in production and demand over the
next few months, but the growth
curve is predicted to turn upward once
again amid measures taken by the
economy administration, the Insurance
Association of Turkey said in a
statement to our magazine. (P.30)
Coronavirus to cost
USD320bn of trade losses
every quarter
Allianz estimates that losses of trade
in goods and services could amount
to USD320bn per quarter of business
disruption. According to calculations
of Allianz, the ongoing containment
measures to respond to the
Covid-19 outbreak are already
equivalent to +0.7pp of additional
tariffs on goods — bringing the world
tariff average to a notional 6.5% at end
of Q1 2020. In other words, in one
quarter, global trade already suffered
from the equivalent of the full-year
trade war between the US and China in
2019. (P.44) SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
12
HABER
2019 teknik sonuçları açıklandı
Sektör 2019’u 7,7
milyar TL teknik
kârla kapattı
Sektör 2019’da bilanço
kârlılığını önceki yıla göre
yüzde 40 arttırarak 7,5
milyar TL’ye yükseltti.
TSB’nin açıkladığı 2019 yıl
sonu teknik sonuçlarına
göre, sigorta ve emeklilik
şirketleri toplam 7,7 milyar
TL de teknik kâr elde etti.
Sigorta sektörü 2019 yılını teknik
kârlılıkla kapattı. Türkiye Sigorta
Birliği’nin açıkladığı yıl sonu
verilerine göre, sigorta ve bireysel
emeklilik şirketleri, 5 milyar TL’si
hayat dışı, 2,2 milyar TL’si hayat, 468
milyon TL’si emeklilik branşlarından
olmak üzere toplam 7 milyar 746
milyon TL teknik kâr elde etti.
Sigorta endüstrisi bu dönemde 69
milyar 254 milyon TL tutarında prim
üretirken brüt teknik kârlılık oranı
yüzde 11,2 oldu. Önceki yıla göre,
prim üretimi nominal bazda yüzde
26,7, teknik kârlılık yüzde 20 arttı. En
çok kâr getiren branşlar 1 milyar 231
milyon TL ile kaza, 1 milyar 28 milyon
TL ile sağlık, 1 milyar 866 milyon TL
ile kasko oldu.
Trafikte 903 milyon TL teknik
zarar
Geçen yıl zorunlu trafik sigortasında
18,7 milyar TL’lik prim üretilirken
sigorta şirketleri bu dalda yılı 903
milyon TL teknik zararla kapattı. Genel
sorumluluk 259 milyon TL’lik teknik
zararla en çok zarar getiren ikinci,
oransal olarak ise en zararlı branş oldu.
Bu branşta teknik zarar oranı yüzde 15
olarak gerçekleşti.
Sigorta sektörü 2019’da 2 milyar
288 milyon liralık mali kâr elde etti.
Sektörün vergi sonrası (bilanço) kârı
ise 7 milyar 577 milyon TL oldu. Bu
dönemde sektörün özkaynakları 28
milyar 436 milyon TL’ye, özkaynak
Kaza
Hastalık - Saglık
Kara Araçları
Raylı Araçlar
Hava Araçları
Su Araçları
Nakliyat
Yangın ve Dogal Afetler
Genel Zararlar
Kara Araçları Sorumluluk
Hava Araçları Sorumluluk
Su Araçları Sorumluluk
Genel Sorumluluk
Kredi
Kefalet
Finansal Kayıplar
Hukuksal Koruma
Destek
Branslar
Hayat Dısı Toplam
1.231.678.107
1.028.330.212
1.866.525.196
5.194
-12.991.121
-22.187.696
300.463.532
835.172.842
523.085.777
-752.521.802
2.837.259
7.085.942
-259.489.951
11.690.364
15.283.086
84.158.501
167.684.333
31.796
5.026.841.571
Hayat Toplam 2.251.486.188
Emeklilik 468.084.976
Genel Toplam 7.746.412.735
Mali Kâr 2.288.165.741
Bilanço Kârı 7.577.652.753
Teknik Kâr (TL)
kârlılığı yüzde 26,6’ya yükseldi.
Aktifler toplamı ise 232 milyar TL’ye
yükselirken aktif kârlılığı yüzde 3,3
olarak gerçekleşti. SD
Brüt Teknik
Kâr Oranı (%)
51,9%
12,3%
19,8%
39,1%
-5,8%
-5,4%
31,6%
9,9%
8,9%
-4,0%
1,1%
15,8%
-15,1%
3,8%
16,6%
16,7%
84,8%
20,0%
8,7%
19,8%
11,2%
Brüt Yazılan
Primlerde
Degisim (%)
31,2%
33,8%
19,9%
0,0%
24,5%
37,7%
14,6%
21,1%
12,1%
18,0%
35,8%
42,9%
23,1%
22,5%
28,4%
46,2%
17,9%
29,7%
21,3%
64,1%
26,7%
Brüt Hasar
Prim Oranı (%)
12,5%
75,4%
67,0%
88,6%
232,9%
122,3%
52,5%
37,2%
38,7%
98,5%
24,5%
87,6%
149,3%
44,9%
95,3%
40,6%
3,6%
0,0%
70,2%
33,0%
63,6%
Özkaynaklar 28.436.549.610
Aktifler Toplamı 232.130.422.505
Sigorta Dünyası Nisan 2020
14
HABER
Devlet destekli ticari
alacak sigortasında
kapsam
genişledi
Devlet destekli ticari
alacak sigortasında yapılan
düzenlemeyle sistemin
kapsamı orta büyüklükteki
işletmeleri de kapsayacak
biçimde genişletildi.
Aynı konuyla ilgili
Cumhurbaşkanlığı kararıyla
da sisteme reasürans
desteği sağlandı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı, Küçük
ve Orta Ölçekli İşletmelere (KOBİ)
Yönelik Devlet Destekli Ticari Alacak
Sigortası Tarife ve Talimat Tebliği’nde
yapılan değişiklikle alıcılara sağlanan
kredi limitlerinin belirlenmesine ilişkin
usul ve esaslar yeniden düzenlendi.
Düzenlemeyle yıllık net satış hasılatı
25 milyon TL’nin altında olan mikro
ve küçük işletmeleri kapsayan sistemin
limitleri yıllık net satış hasılatı 125
milyon TL olan işletmeleri kapsayacak
biçimde genişletildi.
Aynı konuyla ilgili olarak 30 Martta
yayımlanan Devlet Destekli Ticari
Alacak Sigortası Sistemine Devlet
Tarafından Taahhüt Edilecek Reasürans
Desteğine Dair Cumhurbaşkanı
kararıyla da sisteme reasürans desteği
sağlandı.
Atilla Benli: Düzenleme
KOBİ’lere merhem olacak
Konuya ilişkin bir açıklama yapan
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı
Atilla Benli, yaşanan Covid-19
salgınının başta KOBİ'ler olmak üzere
tüm reel sektörü olumsuz etkilediğini
belirterek, ticari alacak sigortasında
yapılan son düzenlemelerin
salgın nedeniyle oluşabilecek
muhtemel olumsuzluklarına merhem
olacağını söyledi.
KOBİ’lere Yönelik Devlet Destekli
Ticari Alacak Sigortası Sisteminin
1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe
girdiğini, Sistemin geliştirilmesi için
hazırlanan yol haritası kapsamında
1 Nisan 2020 itibarıyla yeni bir
aşamaya geçildiğini belirten Benli,
Bu doğrultuda, ilk olarak 25 Martta
alacak sigortası tarife ve talimat
tebliğinde değişiklik yapıldığını,
ardından 30 Martta reasürans
desteğine dair Cumhurbaşkanı kararı
yayımlandığını hatırlattı. Benli,
"Mart ayında yayımlanan söz konusu
iki düzenlemeyle sistem daha geniş
kitlelere hitap ederek, dünyadaki
uygulamalarla uyumlu bir yapıya
kavuştu" dedi.
Benli, şirketlerin bilançolarının
yaklaşık yüzde 40’ını alacaklarının
oluşturduğu düşünüldüğünde alacak
yönetiminin her geçen gün çok daha
önemli hale geldiğini belirterek,
"Şirketlerin hayat sigortası olarak
adlandırabileceğimiz Alacak
Sigortası'nın önemi Covid-19 salgının
olduğu bugünlerde daha da artıyor"
dedi.
Yeni düzenlemeyle, mevcutta
yıllık net satış hasılatı 25 milyon
TL’nin altında olan mikro ve küçük
işletmeleri kapsayan sistemin, yıllık
net satış hasılatının 125 milyon TL’ye
artırılması ile orta büyüklükteki
işletmeleri de kapsayacak şekilde
genişletildiğine değinen Benli, alacak
sigortası talebinde bulunan işletmelerin
vadeli satışlardan elde ettiği cirosuna
göre alıcı başına 750 bin liraya kadar
teminat limitine sahip olabileceğini
belirtti.
Reasürans desteği de
sağlandı
KOBİ alacaklarına yönelik sağlanacak
reasürans desteğinin, 1 Nisan 2020 -
1 Nisan 2021 döneminde akdedilen
sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan
ancak reasürans ve retrosesyon
yoluyla transferi yapılamayan
riskleri kapsayacağını belirten Benli,
"Reasürans desteği ihtiyacı ortaya
çıktığında söz konusu tutar, merkezin
talebi üzerine Hazine ve Maliye
Bakanlığı bütçesinden karşılanacak,
ayrıca tanımlanan devlet desteğine ek
olarak, sunulan güvenceye yerli ve
uluslararası reasürans şirketleri de katkı
sağlayacak bu nedenle sistemin teminat
kapasitesi de arttırılmış oldu" diye
konuştu." SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
15
TSB’den Milli Dayanışma
Kampanyası'na 7,3 milyon TL
TSB, korona virüs
salgınının getirdiği riskleri
ve etkilerini yakından takip
ettiğini, bu konuda üzerine
düşen sorumluluklar
doğrultusunda gerekli
adımları attığını açıkladı.
Sigorta sektörü Milli
Dayanışma Kampanyasına
da 7,3 milyon TL bağışta
bulundu.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB)
yayınladığı açıklamada, üyeleriyle
birlikte korona virüs salgınının
getirdiği riskleri ve etkilerini yakından
takip ettiğini ve konuda üzerine
düşen sorumluluklar doğrultusunda
gerekli adımları atmakta olduğunu
belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın başlattığı Milli Dayanışma
Kampanyasına 7 milyon 295 bin TL
destekte bulunulduğunun da ifade
edildiği açıklamada, ayrıca, Türkiye
sigorta sektörüne ve sigortalılara
olumsuz yansımalarını mümkün olduğu
ölçüde sınırlı düzeyde tutabilmek,
sağlık çalışanlarına destek olabilmek
amacıyla, tavsiye niteliğinde kararlar
alındığını ve bu kararların aşağıda
kamuoyunun bilgisine sunulduğu
bildirildi.
Açıklamaya göre, genel uygulamada
prim ödemeleri peşin veya kredi
kartına genellikle 3 taksit şeklinde
tahsil edilen DASK ve zorunlu trafik
sigortalarında, üye şirketlere primlerin
5 taksitte tahsili tavsiye edildi.
Bankaların/kredi kuruluşlarının
kredilerini yeniden yapılandırması/
geri ödemelerin ertelenmesine yönelik
aldıkları tedbirlerle uyumlu olarak da
hayat sigortası şirketlerinin, bireysel
kredilerle bağlantılı olarak akdedilmiş
olan hayat sigortaları kapsamındaki
riskler için, kredi süresinin uzadığı
poliçelerde erteleme süresi boyunca
teminat vermeye devam etmeleri
önerildi.Ayrıca, sigortalıların Nisan
ayı ve devam eden sigorta prim
tahsilatlarının ek maliyet alınmadan bir
ay ertelenmesi, sağlık sektöründe
hizmet veren sağlık çalışanlarına
destek olabilmek amacıyla sigorta
ürünlerinde prim indiriminde
bulunulması tavsiye edildi. SD
Sektörde yeni bir hayat dışı
şirket: Ana Sigorta
Sigorta sektöründe yeni bir şirket
daha kuruldu. Ana Sigorta adıyla
hayat dışında lisans alan ve iç ve dış
turizm alanında faaliyet gösteren
Detur Holding tarafından kurulan
şirketin genel müdürlük görevini
sektörün yakından tanıdığı bir isim
olan Ali Ersoy üstlendi.
İş yaşamına 1990 yılında Hazine
Müsteşarlığı Sigorta Murakabe
kurulunda başlayan Ersoy, Demir
Sigorta ve Demir Hayat’ta 17
Ali Ersoy
Sigorta sektörüne yeni
bir oyuncu giriyor. Devlet
destekli alacak sigortaları
ve sağlık alanında
yoğunlaşmayı hedefleyen
Ana Sigorta kuruldu.
yıl genel müdür olarak çalıştı.
Şirketin genel müdür yardımcısı
ise yine sektörün yakından
tanıdığı yöneticilerden Tayfun
Altıntaş. Altıntaş, 1992 yılında
meslek hayatına başladığı Başak
Sigorta’da yaklaşık 15 yıl teknik
bölümde uzman ve müdür olarak
çalıştıktan sonra Güneş Sigorta’da
12 yıl teknik ve hasar bölümlerinde
grup müdürlüğü ve genel müdür
yardımcılığı görevlerini üstlendi.
Merkezi İstanbul Maslak’ta olan
Ana Sigorta, özellikle devlet
destekli alacak sigortaları ve sağlık
alanında aktif olmayı planlıyor. SD
Gayrimenkul
Değerleme Mesleki
Sorumluluk Sigortası
Genel Şartları
yayımlandı
Uzun zamandır gündemde
olan Gayrimenkul Değerleme
şirketlerini yakından ilgilendiren
ve bu işi yapanlara yönelik Mesleki
Sorumluluk Sigortası Genel Şartları
yayımlandı.
Sigorta, Sermaye Piyasasında
Gayrimenkul Değerlemesi Yapmaya
Yetkili Kuruluşlar listesinde yer
alan gayrimenkul değerleme
kuruluşlarına, müşterilerinin talebine
istinaden hazırladığı gayrimenkul
değerleme raporunun hazırlanması
sırasında yapabileceği hata, ihmal
ve kusur sonucu gerçeğe aykırı
bir değer takdiri yapılması ya da
değeri etkileyecek bir bilginin
verilmemesinden ötürü doğacak
zararlar nedeniyle üçüncü şahısların
kendisine karşı ileri süreceği tazminat
taleplerine karşı teminat sağlıyor.
Sigorta Dünyası Nisan 2020
16
KAPAK
SEKTÖRÜN
COVİD-19'LA
İMTİHANI
Çalışma biçimi kalıcı
olarak değişecek,
dijital dönüşüm hızlanacak
Sigorta sektörü Covid-19 pandemisinin vurduğu ekonomik
ortamda yeni koşullara uyum sağlamaya çalışıyor. Şirketler
bu dönemde bir yandan çalışma biçimlerini değiştirerek
çalışmalarını kesintisiz olarak sürdürmeyi bir yandan da
sigortalılarına karşı sorumluluklarını eksiksiz olarak yerine
getirmeyi hedefliyor.
Geçen yıl sonunda Çin’de ortaya çıkıp
kısa sürede bütün dünyaya yayılarak
pandemi halini alan yeni tip korona
virüsü (Covid-19) salgını gündelik
yaşamı ve ekonomik süreçlerde
dengeleri kökünden sarsarken sigorta
sektörü de bu kaotik ortamda yönünü
belirlemeye çalışıyor.
Her ev bir ofis
Salgın, birçok sektörde olduğu
gibi sigorta sektöründe de iş yapış
biçimlerini değiştirdi. Enfeksiyon
riskine karşı şirketler zorunlu haller
dışında çalışanlarını evden çalışmaya
yönlendirerek devamlılığı sağlamaya
çalışıyor, ancak üretim tarafında işlerin
nasıl rayına gireceği büyük bir
soru işareti…
Üretimde en büyük
sorun sahada
İnsanların gündelik yaşamlarını
sürdürebilme mücadelesine girdiği,
gelirlerinin azaldığı, harcamalarını
kısmak zorunda kaldığı, sosyal mesafe
kuralı gereği insanların birbirine
yaklaşamadığı, çoğu zaman sokağa bile
çıkamadığı bir dönemde onlara poliçe
satmak ya da poliçelerini yeniletmek
kolay değil. Bu da hem şirketlerin hem
de ana üretim kanalı olan acentelerin
kısa ve orta vadede önündeki en önemli
sorunu.
Sağlık poliçeleri
Covid-19'u kapsıyor mu?
Sigortalılar açısından en önemli merak
konusu ise özel sağlık poliçelerinin
Covid-19’u kapsayıp kapsamadığı
oldu. Halihazırda özel sağlık poliçeleri
Covid-19 tanısı konulana kadar
yapılan tüm tetkik giderlerini ve test
sonucu belirlenene kadar süren tedavi
giderlerini kapsıyor. Covid-19 tanısı
konulduktan sonraki tedavi giderleri ise
durum poliçede kapsam dahilindeyse
ödeniyor. Ancak sigorta şirketleri bu
dönemde toplumsal dayanışma adına
genellikle kapsam dahilinde olmasa
bile sigortalılarının tedavi giderlerini
de karşılıyor.
Araştırmamızda “Sigorta sektörü
krizde nasıl hareket ediyor?”, “İş
süreçlerini nasıl değiştirdi?”, “Şirketler
müşterilerine ne gibi kolaylıklar
sağlıyor?”, “Acentelerin sigorta
şirketlerinden talepleri neler?”,
“Şirketler acentelerine yönelik ne gibi
Sigorta Dünyası Nisan 2020
17
TSB Başkanı Atilla Benli:
"Dayanışma ruhuyla
bu zor günlerden
üreterek çıkacağız"
Sigorta sektörünün sigortalılarının
her zaman yanında olduğunu
belirten TSB Başkanı Atilla Benli;
“Mevcut durumda sigorta şirketleri,
sağlık kurumlarına başvuran tüm
sigortalılarının Covid-19 tanısı
konulana kadar yapılmış tüm
tetkik giderlerini ve test sonucu
belirlenene kadar süren tedavi
giderlerini üstleniyor. Covid-19
teşhisi pozitif olarak konduktan
sonra oluşan tedavi giderleri ise
poliçe teminat kapsamına bağlı
olarak ödenmektedir” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından
pandemi olarak ilan edilen Covid-19
enfeksiyonu ülkemizi de olumsuz
etkiliyor. Ancak, Türkiye’nin güçlü
sağlık yapısı ve Sağlık Bakanlığı’nın
sağduyusu ile küresel soruna karşı
ve sigortalıların hak mahrumiyeti
yaşamaması için Hazine ve Maliye
Bakanlığı ile yakın temas halinde
çalışmaktadır. Yaygın acente
ağına sahip olan sigorta sektörü,
dağıtım kanallarının hizmetlerini
sürdürebilmeleri için de gerekli
düzenlemeleri devreye almış olup
kesintisiz devam etmektedir.
Sağlık poliçeleri tanı
konulana kadar tüm
giderleri karşılıyor
Sigorta şirketleri, poliçe özel
şartlarında yazılı olduğu şekilde
sağlık kurumlarına başvuran tüm
sigortalılarının Covid-19 tanısı
konulana kadar yapılmış tüm
tetkik giderlerini ve test sonucu
belirlenene kadar süren tedavi
destekleme önlemleri aldı; alacak?”
sorularının yanıtlarını aradık.
Dijital uygulamalar
Sektör yetkilileri, pandeminin
iş yapış biçimlerini kalıcı olarak
değiştireceğinin altını çizerken,
sektörde dijital dönüşümün
hızlanacağını vurguluyor. Şirketler
müşterilerini dijital uygulamalarını
kullanmaya yönlendirerek
hizmetlerdeki aksamaları önlemeye
çalışıyor. Yetkililer, salgının özel sağlık
sigortalarında teminat değişikliklerini
gündeme getireceğini aktarıyor.
Acentelerin talepleri
Acenteler ise şirketlerden acente
protokol hedeflerinin ertelenmesini,
acentelerin tahsilat ve ödeme
sorunlarına destek olunması, iş seçim
kriterlerinin esnetilmesini isterken,
Hükümetten de tüm acentelerin
Ekonomik İstikrar Kalkanı programı
kapsamına alınmasını talep ediyor.
Covid-19 salgınıyla ilgili bir
basın açıklaması yayınlayan
TSB Başkanı Atilla Benli,
sigorta sektörünün her
zaman sigortalıların yanında
olduğuna değinerek, birlik,
beraberlik, ve dayanışma
ruhuyla bu zor günlerden
üreterek çıkılacağını söyledi.
verilen bu ulusal
mücadele, Sağlık
Bakanlığı ve
Bilim Kurulu’nun
önerileri doğrultusunda alınan
tedbirlerle güçlü bir şekilde
yürütülüyor.
Sigorta ve emeklilik sektörü
de hizmetlerin devamlılığı ve
çalışanların sağlığı için Covid-19
salgınına karşı Sağlık Bakanlığı’nın
önerileri doğrultusunda tüm
önlemleri almış ve sigortalılarına
kesintisiz hizmet sunmak için
aralıksız çalışmaya devam
etmektedir. Sektör sürecin
başından bu yana iş sürekliliği
giderlerini üstlenmektedir. Covid-19
teşhisi pozitif olarak konduktan
sonra oluşan tedavi giderleri ise
poliçe teminat kapsamına bağlı
olarak ödenebilmektedir.
Türk sigorta ve emeklilik sektörü,
bu zor dönemde de üretmeye,
Sigortacılık Sektörü ilgili tüm
paydaşlar ve kamu otoritesi ile
işbirliği içinde, birlik beraberlik
ve dayanışma ruhuyla, ülke
ekonomisine katkıda bulunmaya
devam etmektedir.
Sigorta Dünyası Nisan 2020
18
KAPAK
Türkiye Sigorta Birliği:
"Aksiyonlar sektörün tüm paydaşları
düşünülerek alınıyor"
Hayat dışı sigorta şirketleri için güçlü
bir acente ağına sahip olmanın büyük
önem arz etiğinin vurgulandığı TSB
açıklamasına şöyle devam edildi:
"15.000’i aşkın sigorta acentesi
Türkiye’nin tüm bölgelerinde aktif
olarak çalışıyor ve farklı müşteri
kitlelerine ulaşabiliyor. Biliyoruz ki
acenteler sektörümüzün en önemli
dağıtım kanalı. Pandemi kararıyla
birlikte ilk aksiyonumuz acenteler
için kanuni zorunluluk olan “Statik
IP (statik internet protokolü adresi)”
uygulamasının acentelere kolaylık
olması açısından 15 gün süreyle
kaldırılması oldu. Bu sürecin gidişata
göre daha da uzatılabilmesi konusunda
çalışıyoruz. Öte yandan en öncelikli
konulardan biri durumunda olan
uzaktan çalışma ile ilgili birçok
şirketimiz acentelerini bilgilendirirken,
acentelerin teknolojik altyapılarını
geliştirme yönünde hızla adımlar
atıldı ve atılmaya devam ediyor.
Sektörümüzün tüm paydaşlarının
"Bugün salgın nedeniyle
üretilen zaruri çözümlerin
bundan sonra çalışma
biçimlerinin dönüşümüne
etki etme ihtimali yüksek."
yaşanan süreçten en az zararla
çıkabilmeleri adına başta Hazine ve
Maliye Bakanlığı Sigortacılık Genel
Müdürlüğü, Türkiye Sigorta Birliği ve
tüm şirketlerimizin yoğun bir şekilde
çalışıyor.”
Artık her ev birer ofis
Salgına karşı alınan önlemlerin iş
hayatını son birkaç haftada hızla
değiştirmeye başladığının altının
çizildiği Birlik açıklaması şu şekilde
tamamlandı: “Pek çok sektör kendi
ihtiyaçları doğrultusunda çözümler
geliştiriyor ancak hem ülkemize
hem de dünya geneline baktığımızda
ortaklaşan bazı uygulamalar söz
konusu. Bunların başında elbette ki
evden çalışma uygulaması geliyor.
Kurumlar bugüne kadar ofislerden ve
merkezden yürüttükleri çalışmaları
kesintiye uğratmama hedefiyle evlere
taşımak durumunda kaldı. Pek çok
şirket için her çalışanın evi artık birer
ofis ve her ofiste işlerin aksamadan
yürümesi hedefiyle çalışılıyor,
toplantılar yapılıyor. Fiziksel olarak
bir arada olma ihtiyacının daha az
hissedildiği ya da en azından bu
ihtiyacı ortadan kaldıracak teknolojik
çözümlerin daha sık kullanıldığı bir
dönemden geçiyoruz.
Bugün salgın nedeniyle üretilen bu
zaruri çözümlerin, bundan sonra
çalışma biçimlerinin dönüşümüne etki
etme ihtimalinin yüksek olduğunu
söyleyebiliriz. Artık bilgiye her
yerden erişmenin mümkün olması,
faaliyetlerin sürdürülebilirliğini
mekândan bağımsız hale getiriyor.
Bu yöndeki eğilimlerin artmasıyla
uzaktan çalışmaya yönelik dijitalleşme
yatırımlarının da artacağı, IT tarafında
şirketlerin buna özel çözümlere daha
fazla kaynak ayıracağı ve teknolojik
gelişmelerin bu yönde de güçlenerek
devam edeceği öngörülebilir.
Toplantıların dijitale taşınabilirliği
normal zamanlarda da zaman, efor
yönetimi, iklim değişikliğine karşı
fiziksel mobilitenin azalmasına
dair ilham verici gelişmeler olarak
değerlendirilebilir.”
Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek:
"Covid-19 tanı ve tedavilerini karşılıyoruz"
Dünyayı etkisi altına alan Covid-19
pandemisiyle ilgili bir açıklama
yapan Katılım Emeklilik Genel
Müdürü Ayhan Sincek, “Şimdiye
dek geçirmiş olduğumuz salgın
hastalıkların tamamı, devlet
hastanelerinin yeterlilikleriyle
bertaraf edilmişti ancak ilk
kez bazı özel hastanelerin de
Sağlık Bakanlığı tarafından
yetkilendirildiği bir salgın
hastalık süreci yaşıyoruz. Katılım
Emeklilik olarak bu süreçte
de sigortalılarımıza her türlü
desteği vermeyi sürdürdüğümüzü
bilmelerini istiyoruz” dedi.
Covid-19 belirtileri gösteren
sigortalıların sükunetlerini
“Katılım Sağlık olarak
koronavirüs salgını
sürecinde tam desteğimizle
tüm sigortalılarımızın
yanındayız. Covid-19
tanı ve tedavilerinde
sigortalılarımızın giderlerini
poliçe limitleri dahilinde
karşılıyoruz.”
koruyarak koruyarak, 184’ü
arayabileceğini, yetkilendirilmiş
devlet hastanelerine hastanelere ya
da immünoloji birimi olan, hızlı test
kiti dağıtılmış, pandemi hastanesi
olarak belirlenmiş anlaşmalı özel
hastanelere başvurabileceğini belirten
Sincek, "Covid-19 hastalığı ve tedavisi
kapsamında oluşacak olası tedavi
giderleri, özel ve tamamlayıcı sağlık
sigortalarımız kapsamındaki pandemi
hastanesi olarak belirlenmiş anlaşmalı
Sigorta Dünyası Nisan 2020
19
Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mehmet Şencan:
"Salgın tüm sektörleri testten geçiriyor"
Anadolu Sigorta Genel Müdürü
Mehmet Şencan, yaşanan zorlu
dönemde, Anadolu Sigorta’nın her
zaman olduğu gibi acentelerinin
yanında olduğunu söyledi. Bu
süreçte acentelere destek olmak
ve kazançlarındaki olası kayıpları
engellemek amacıyla kapsamlı bir
Anadolu Destek Paketi ve Özel Sağlık
Hizmet Paketi hazırladıklarını bildiren
Şencan, “Kısa vadede acentelerimizin
gelirlerini artırıcı önlemler alarak,
üretim sürecinin etkilenmemesi için
gerekli geliştirmeleri yaptık. Ayrıca
acentelerimiz ve çalışanlarının,
sağlıkla ilgili ihtiyaçlarında ilk anda
sağlık kuruluşlarına gitme gereksinimi
olmaksızın 7/24 Sağlık Danışmanlığı
Hizmeti alabilecekleri ve acil
durumlarda ambulans hizmetinden
faydalanabilecekleri ücretsiz ‘Acil
Sağlık Hizmeti’ uygulamamızı
başlattık” dedi.
Şencan salgının orta ve uzun
vadede sigortacılığa ve iş hayatına
etkileriyle ilgili olaraksa şunları
dile getirdi: “Yaşanan salgın, etkin
planlamanın önemini bir kez daha
bizlere hatırlatmış, iş sürekliliğinin
sağlanabilmesi için tüm sektörlerin ani
özel hastanelerde, salgın hastalıklar
kapsam dışı olarak belirtilmiş
olmasına rağmen, poliçedeki
mevcut şartlar ve limitler
dahilinde (güncel istisnai ve
hassas durum gözetilerek özel
sağlık kuruluşlarının imkânları
doğrultusunda) bu döneme özel
olarak karşılanacaktır. Yeni
düzenlenen poliçeler de, söz konusu
rahatsızlığın poliçe başlangıç tarihi
öncesinde gerçekleşmemiş olması
şartıyla bu uygulama kapsamında
olacaktır. Sigortalılarımızın her
zaman yanlarında olduğumuzu
bilmelerini isteriz. Onlar yalnızca
sağlıkları ve aileleriyle ilgilensinler,
bir de maddi endişe taşımasınlar
istiyoruz. İnanıyorum ki Sağlık
Bakanlığı’nın almış olduğu önlemler
ile bu zor günler en kısa zamanda
atlatılacaktır” dedi.
“Önümüzdeki yıllarda da
bu tip kaotik problemlerle
daha fazla karşı karşıya
kalma ihtimalimiz var. Bu
varsayımla, bir sonraki
aşamada olabilecekleri
tasarlayarak kurumlarının ani
gelişmeler karşında vereceği
tepkileri aktif olarak kontrol
edebilen, çözüm odaklı takım
ağlarını hızla oluşturabilen
ve ekiplerinin yaşamlarında
pozitif fark yaratabilen
kuruluşlar, ekonomik
sürdürülebilirliklerini
sağlayacaktır.”
ve beklenmedik senaryolar karşısında
hazırlık yapmaları gereğini ortaya
koymuştur. Dolayısıyla, iş sürekliliği
planlarının daha da önem kazanacağını
ve çeşitleneceğini; planların sadece
yerel risklere karşı değil küresel riskler
çerçevesinde zenginleşeceğini; siber
olaylar, enerji tedarik sıkıntıları, iklim
değişikliğine bağlı doğa olayları gibi
senaryoların da gündeme geleceğini
düşünüyoruz.”
Evden çalışma testi başarılı
Salgının yavaşlaması için alınan
izolasyon tedbirlerinin, özellikle
çok sayıda beyaz yakalının aynı
anda işyerlerine uzaktan erişimle
çalışmasının test edilmesine vesile
olduğunu söyleyen Şencan, “Sonuç
itibarıyla teknolojik altyapının ve
uygulamaların bu yeni iş modeli için
yeterli olduğu, ayrıca işgücünün yeni
ortama hızla uyum sağlayabildiği
görüldü. Çalışma hayatının bir anda
kitlesel olarak dijital platformlara
taşınması, siber risklere karşı da etkin
önlem alınması gerekliliğini bir kez
daha hatırlattı. Bu nedenle, siber risk
sigortalarına talebin artmasın kuvvetli
bir ihtimal olarak değerlendiriyoruz”
dedi.
Salgının öne çıkardığı bir başka
sıkıntılı unsurunsa, faaliyetlerini geçici
olarak durdurmak zorunda kalan
ticari işletmelerin uğradığı finansal
kayıplar olduğunu söyleyen Şencan,
sermaye sahiplerinin ve yatırımcıların
salgın sonrasında kâr kaybı poliçelerine
ilgilerinin artmasıyla bu alanda
sigorta pazarının büyüme potansiyeli
gösterebileceğini sözlerine ekledi.
Şencan, korona virüs salgınının
yarattığı şok sonrasında insanların
bilerek ve isteyerek bazı kişisel
bilgilerini kamu otoritesi, sağlık
kurumları, sigorta şirketleri gibi üçüncü
partilerle daha sıklıkla paylaşacaklarını
öngörerek, “Buna bağlı olarak, kişilerin
sağlık verilerini ölçüp izleyerek, bu
verilere göre uyarı veya öneri yapan,
onları sağlık hizmet sağlayıcılarına
yönlendirebilen uygulamaların
yaygınlaşmasını da muhtemel
görüyoruz" dedi. Şencan, salgın
sonrasında pek çok sektörün tedarik ve
dağıtım kanalı stratejilerinin dijital iş
modelleriyle yeniden şekillenebilecğini
belirtti.
Salgının bilinmezlik ve öngörülemezlik
haliyle her sektörü test ettiğini söyleyen
Şencan sözlerini şöyle noktaladı:
“Önümüzdeki yıllarda da bu tip kaotik
problemlerle daha fazla karşı karşıya
kalma ihtimalimiz var. Bu varsayımla,
bir sonraki aşamada olabilecekleri
tasarlayarak kurumlarının ani
gelişmeler karşında vereceği tepkileri
aktif olarak kontrol edebilen, çözüm
odaklı takım ağlarını hızla oluşturabilen
ve ekiplerinin yaşamlarında pozitif
fark yaratabilen kuruluşlar, ekonomik
sürdürülebilirliklerini sağlayacaktır.”
Sigorta Dünyası Nisan 2020
20
KAPAK
Mapfre Sigorta CEO’su Stefan Jensen:
"Dijital dönüşüm hızlanacak,
eski sistemler devre dışı kalacak"
Mapfre Sigorta CEO’su Stefan Jensen,
bu sıradışı ve eşi görülmemiş olay
sırasında toplumun desteklenmesi
gerektiği bilincine dayanarak, Kovid-
19'u kapsamaya ve karşılamaya
karar verdiklerini söyledi. Bu
özel uygulamanın Mapfre Özel
ve Tamamlayıcı Sağlık Sigortası
ile bireysel ve kurumsal sağlık
sigortası poliçe sahipleri için geçerli
olduğunu bildiren Jensen, “Burada
sigortalılarımızın, Sağlık Bakanlığı
tarafından pandemi hastanesi olarak
belirlenen tüm özel hastanelerde,
Kovid-19 tedavisi ile sınırlı olmak
üzere, ortaya çıkacak fark ücretleri
ve tedavi giderlerini mevcut poliçe
teminat, network ve limitleri dâhilinde
ödüyoruz” dedi.
İş ortaklarına destek paketi
Jensen, acentelerin iş süreçlerinin
devamlılığını sağlamak için ticari
ve sosyal olmak üzere hayata
geçirdikleri eylem planıyla ilgili
şunları aktardı: “Yüz yüze toplantılar,
saha ziyaretleri yapamasak da
mümkün olduğunca telefon, Skype
vb. dijital olanakları tercih ediyor
ve kesinlikle yalnız bırakmıyoruz.
Bununla birlikte acentelerimizi
satış kanallarımızın süreçlerini
“Tüm dünya artık online
yaşıyor. Onun için
bu sürecin sonunda
tüm şirketlerin, dijital
dönüşümde hızlanacağını,
eski sistemleri bırakacağını
ve verimliliği önceliğe
koyarak iş süreçlerini
gözden geçireceğini
öngörüyoruz.”
hızlandırmak, iş akışına destek
olmak ve şirketin tüm sistemlerine
7/24 kolaylıkla erişmesini mümkün
kılacak bir platform olarak hayata
geçirdiğimiz Mapfre Sigorta Acente
Portalı’na (MAP) yönlendiriyoruz.
MAP ile en son haberlere, tüm işlevlere
erişebilir ve işlerini ofislerinden
veya evlerinden herhangi bir mobil
platformda yürütmeye devam
edebilirler. Müşterilerimize aynı kalite
ve bağlılıkla hizmet vermeye devam
ettikçe, bu imkânın acentelerimiz
tarafından çok takdir edileceğine
inanıyoruz. Ek olarak tüm değerli iş
ortaklarımız için bir destek paketi
açıkladık. Bu kapsamda çok sayıda
hizmeti de devreye aldık. Örneğin
Turkcell Akademi’nin tüm eğitimlerini
acentelerimiz için ücretsiz sunuyoruz,
komisyon ödemeleri için haftalık
ödemeye geçiyoruz ya da kasko
müşterilerine olası hasar durumunda
çekici ile anlaşmalı servise aracını
gönderme hizmeti sunuyoruz.”
Mapfre Sigorta’nın, Kovid-19 ile
ilgili gelişmeleri ilk andan itibaren
yakından takip ettiğini belirten
Stefan Jensen, Kovid-19’un yarattığı
hasarın küresel anlamda ekonomiyi
olumsuz etkilediğinin artık çok iyi
bilindiğini söyledi. Bunların yanı
sıra Kovid-19 virüs salgını sebebiyle
uygulanan sosyal mesafe ve evden
çalışma modelinin hem dünyada hem
Türkiye’de günlük yaşam tarzlarını
değiştirdiğini ifade eden Jensen
şunları söyledi: “Bu noktada da
yaşam pratikleri, alışkanlıklar ve iş
yapma biçimleri her geçen gün kabuk
değiştirdi. Bugünlerde dijitalleşmenin
önemi bir kez daha öne çıkarken evden
çalışma modelini bizim gibi şirketler
biraz daha erken keşfetse de tüm dünya
aynı anda deneyimlemeye başladı.
Buna ek olarak; çalışanların katılımını,
iletişimin sürekli ve açık olmasını
ve çalışanların refahını sağlamak da
büyük önem taşıyor. Artık bu yeni
ortamda operasyonel verimliliğin ve
süreçlerin akılda kalıcı olacağı çok
açık ve dahası, bu yeni çalışma/yaşam
tarzına uyum sağlamamız gerektiği de
aşikâr.”
Müşteri deneyimi değişiyor
Müşteri deneyimlerinin de değişim
gösterdiğine dikkat çeken Jensen
sözlerini şöyle tamamladı: “Online
alışverişler hız kazanıyor, ödemeler
temassız kartlarla gerçekleştiriliyor,
tüm ödemeler markaların müşterilerine
sunduğu online platformlar üzerinden
tamamlanıyor. Tüm dünya artık
online yaşıyor. Onun için bu sürecin
sonunda tüm şirketlerin, dijital
dönüşümde hızlanacağını, eski
sistemleri bırakacağını ve verimliliği
önceliğe koyarak iş süreçlerini gözden
geçireceğini öngörüyoruz. En önemlisi
minimum can kaybıyla ve sağlıkla
bu dönemi atlatabilmek… Birlikte
daha güçlü olacağımızı ve geri kalan
her şeyi yerine koyabileceğimizi
biliyoruz.”
Sigorta Dünyası Nisan 2020
21
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen:
"Önümüzdeki dönemde sağlıkta
teminat kapsamı değişebilir"
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen,
Covid-19 salgınının yaşamı ve iş yapış
biçimlerini değiştirdiğini söyleyerek,
“Geçtiğimiz yıllarda zemini hazırlanan
dijitalleşme, şu anda iş sürekliliğini
bozmadan müşterilerimize hizmet
verebilmemizi sağlıyor” dedi. Tüm iş
süreçlerinin dijital altyapı sayesinde
hızlı ve başarılı bir şekilde evden
yürütüldüğünü ifade eden Gülen şöyle
devam etti:
“Bu süreçte müşterilerimiz için devreye
aldığımız ilk uygulama, acil tıbbi
yardım hizmetleri oldu. Evlerimizde
kalmamızın hayati önem teşkil ettiği
bu zorlu süreçte, Aksigorta olarak
müşterilerimizin her ihtiyaçlarında
bir telefon uzaklarında olmaya
devam ediyoruz. Covid-19 sebebiyle
hastaneye gitmekten imtina eden
müşterilerimiz, 444 27 27 numaralı
hattı aradıklarında doktorlarımız
ve sağlık personelimiz tarafından,
rahatsızlıklarına ilişkin olarak bilgi
ve yönlendirme alabiliyorlar. Ayrıca
mevcut klinik bilgiler ve vaka
hakkında alınan bilgilere bağlı olarak,
hastalığın kontrolü aşamasında da tıbbi
destek hattı oldukça yardımcı oluyor,
hastalarımız hastaneye gitmek zorunda
hissetmiyorlar.”
Müşterilere sağlanan
kolaylıklar
Aksağlık mobil uygulamasından da
bahseden Gülen, "Aksağlık mobil
uygulamamız, zaten mevcutta
müşterilerimize nöbetçi eczanelerden
canlı desteğe, poliçe bilgilerinden
anlaşmalı kurumlara kadar ihtiyaç
duyulabilecek pek çok bilgi ve
hizmete ulaştırıyordu. Aynı zamanda
acil durumlarda tek tıkla ambulans
çağırma, anlaşmalı sağlık kurumlarının
adres bilgisi ve yol tarifine de
erişilebiliyor, poliçe bilgileri 7/24
görüntülenebiliyordu. Covid-19
sebebiyle uygulamada birtakım
güncellemeler gerçekleştirdik. Artık
kullanıcılar, anlaşmalı kurumlarda
yaptığı muayenelerde provizyon
aşamalarını uygulama üzerinden takip
“Şu anda konu, kamu
hastaneleriyle birlikte
pandemi hastanesi haline
gelen özel hastaneler
tarafından ücretsiz olarak
yönetiliyor. İlerleyen
süreçte bu ve benzer
salgın hastalıklara karşı
kişilerin sağlık sigortalarına
ihtiyaç duyması
bekleniyor. Bu sebeple
önümüzdeki dönemde
özel sağlık sigortalarının
teminat kapsamında
değişikliğe gidilebilir.”
edebiliyorlar. Ayrıca, müşterilerimiz
anlaşmasız bir kuruma gittikten sonra
şirketten geri ödeme alabilmek için
uygulama üzerinden hızlıca faturanın
fotoğrafını yükleyerek başvurularını
gerçekleştirebiliyorlar. Böylece 20.000
TL’ye kadar olan sağlık harcamalarının
fatura asıllarını şirkete gönderme
zorunluluğunu da ortadan kaldırdık”
dedi.
Ayrıca, bu süreçte sağlık sigortası
yaptırmak isteyen müşteriler için de
işlemleri online olarak yürütme kararı
aldıklarını aktaran Uğur Gülen, poliçe
oluşturma süreçlerinde müşterilerden
online onay aldıklarını ve bu süreçte
ıslak imza şartı aramadıklarını ilave
etti.
Hasar süreçlerinde de değişiklikler
yaptıklarını aktaran Aksigorta Genel
Müdürü bu konuda şunları söyledi:
“Aksigorta olarak, oto ve oto dışı
ekspertiz çalışmalarını uzaktan
yapacak şekilde organize ederek online
ekspertiz programı başlattık. Whatsapp
üzerinden eş zamanlı paylaşım ve
evrak temini, gerek görülen hallerde
video ile uzaktan ekspertiz yöntemleri
sunuyoruz. ‘Kapıdan al, Kapıya teslim
et’ uygulamasıyla, hasar gören araç
sahiplerine ücretsiz vale ve çekici
hizmeti sunuyor, gerekli servis bakım
ve onarımı sağlıyoruz. Bu kritik ve
hassas dönemde müşterilerimizin evde
kalmasını istiyor, yaşadıkları sıkıntıları
gidermek konusunda elimizden gelen
her türlü desteği sunmaya devam
ediyoruz.”
Sağlık sigortasında
değişiklik olabilir
Salgın hastalıkların sigorta sektörüne
etkilerine de değinen Gülen sözlerini
şöyle tamamladı: “Covid-19 gibi
salgın hastalıkların özellikle sağlık
sigortacılığında orta ve uzun vadede
birtakım değişiklikler yaratabileceğini
düşünüyoruz. Şu anda salgın hastalıklar
özel sağlık sigortası kapsamında
yer almıyor. Sektör olarak dünyada
ve Türkiye’de yaşanan gelişmeleri
yakından takip ediyoruz. Şu anda
konu, kamu hastaneleriyle birlikte
pandemi hastanesi haline gelen özel
hastaneler tarafından ücretsiz olarak
yönetiliyor. İlerleyen süreçte bu ve
benzer salgın hastalıklara karşı kişilerin
sağlık sigortalarına ihtiyaç duyması
bekleniyor. Bu sebeple önümüzdeki
dönemde özel sağlık sigortalarının
teminat kapsamında değişikliğe
gidilebilir.”
Sigorta Dünyası Nisan 2020
22
KAPAK
TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut:
"Tüzel kişi acenteler de
ekonomi kalkanına dahil edilmeli"
Bloomberg kanalındaki Fokus
programına konuk olan TOBB Sigorta
Acenteleri İcra Komitesi (SAİK)
Başkanı Levent Korkut, Kovid-19
salgınının tüm sektörleri olduğu gibi
sigortacıları da olumsuz etkilediğini
söyledi. Küresel bir sorunla ulusal
bir mücadele sergilendiğini belirten
Korkut sözlerine şöyle devam etti:
“Biz acenteler açısından değerlendirme
yapacak olursak; hasar ve tüm sigorta
konularında 7/24 işyerlerimizde
veya home ofis olarak evlerimizde
kesintisiz hizmet veriyoruz. SAİK
olarak yönetim kurulu ve sektör
meclisi olarak teyakkuz halindeyiz.
Biz acentelerin tabii ki bu dönemde
ciddi sıkıntıları var. Bunların en
önemlisi ise, ’Ekonomik İstikrar
Kalkanı’ programı kapsamının
dışında kalmamız. TOBB Başkanımız
Rifat Hisarcıklıoğlu’na bu sorununu
aktardık. Kendisi tüm sektörlerin
sorunları ve çözüm önerileriyle
ciddi bir şekilde 7/24 ilgilenmekte
olup, ilgisi ve çabası neticesi ikincil
düzenlemelerde bizim açımızdan
bir iyileştirme oldu. Gelir vergisi
mükellefi olan 6782 şahıs acentesi
arkadaşımız program kapsamına dahil
edildi.Bu konuda Hazine ve Maliye
Bakanımız Sayın Berat Albayrak’a
şükranlarımızı sunarız. Ancak,9255
“16 bin acenteden, 9.255 tüzel kişi
acente kapsam dışı, 6.782 şahıs
acente kapsam içi. Yani sadece
Anayasal eşitlik ilkesi açısından
dahi baksanız iki acenteden şahıs
olan içeride, tüzel kişi acente
dışarıda. Günahı ise kurumsal
olmak, istihdama daha fazla katkı
sağlamak.”
adet tüzel kişi acente meslektaşımız
ekonomik istikrar kalkanı dışında
kalmış oldu.Başka bir deyişle,16.000
acenteden,9255 tüzel kişi acente
kapsam dışı,6782 şahıs acente kapsam
içi. Yani sadece Anayasal eşitlik ilkesi
açısından dahi baksanız iki acenteden
şahıs olan içeride, tüzel kişi acente
dışarıda.Günahı ise kurumsal olmak,
istihdama daha fazla katkı sağlamak.
akanımız Sayın Berat Albayrak’ın
sigorta sektörüne verdiği önemi
yakinen bilen biriyim ve 2019 Şubat
ayında TOBB’da düzenlediği Sektörel
Ekonomik Şura’da sektör temsilcisi
olarak Kürsü konuşmamda kendilerine
bu husustaki takdirlerimi aktarmıştım.
16 bin acente, 60 bin direkt istihdam
ve toplamda dolaylı olarak 200 bin
insanın omuzlarındaki sorumluluğu
adına taleplerimiz var:”
Acentelerin sigorta
şirketlerinden talepleri
“Korona virüsü vakalarının muayene,
tanı, teşhis ve tedavilerinin sağlık
sigortası kapsamında değerlendirilmesi
sektöre duyulan güveni üst noktalara
çıkaracak ve biz acentelerin sağlık
sigortası yeni iş ve mevcut işlerimizin
takibi ve yenilenmesinde önümüzü
açacaktır. Biz acentelere kira ve
personel maaşı konusunda destek
verilmeli. 16 Nisan 2016 tarihinde yarı
yarıya azalan trafik komisyonlarımızın
şu an yeni çıkan ve Resmi Gazete’de
yayınlanan genel şartlardaki
iyileştirmeler nedeniyle eski oranlarına
çıkartılması için komisyonlarının
arttırılması biz acentelere bu dönemde
can suyu olacaktır. Acentelerin borçları
ertelenmeli ve bu borçlar ortalık
düzeldikten sonra taksitlerle vade
farksız geri alınmalı. Dijitalleşmemiz
açısından altyapı desteği verilmeli.
Acente hedefleri esnetilmeli ve
iyileştirilmeli. Tahsilat sorumluluğu
biz acenteler üzerinde bırakılmamalı.
Riziko kabul kriterleri esnetilmeli onay
süreçleri hızlandırılmalı. Komisyon
ödemeleri haftalık yapılmalı. Sigorta
şirketleri 2020 yurt içi ve yurt dışı
seyahatlerini iptal edip, bütçeleri
acentelerine üretimleri nispetinde
destek olarak dağıtmalı.” SD
Dijital ortamda
ekspertiz
Sigorta Eksperleri İcra
Komitesi, geçici bir süre
fiili ekspertize ara verdi.
Buna göre, kamu güvenliğini
ilgilendiren, suistimal
şüphesi bulunan ya da niteliği
itibariyle fiziki ekspertiz
gerektiren hasarlar haricindeki
dosyalarda, fiili ekspertiz
yapılmamasına, hasar
tespit işleminin elektronik
ortamda doküman, ses,
görüntü ve video transferi
yöntemiyle yapılmasına,
fiili ekspertiz yapılmaması
halinde keyfiyetin ekspertiz
raporunda belirtilmesine,
yukarıda belirtilen hallerde
yapılacak fiili ekspertizlerde
ise, eldiven, maske, tulum
gibi güvenlik tedbirlerinin
alınmasına karar verildi. Söz
konusu Karar, Hazine ve Maliye
Bakanlığı tarafından uygun
görüldü.
Sigorta Dünyası Nisan 2020
23
Kayıp Yıl (?) 2020
Orhun Emre Çelik
“Sigortacılık sektörünü
belirsizliği yüksek bir dönem
bekliyor. Hayatın normale
dönmesine kadar geçecek
süreçte oto sigortalarındaki
düşen riske maruziyet
dönemsel sonuçlarda
bir miktar rahatlama
sağlayabilir. Ancak bunun
dışındaki birçok branşı
ekonominin seyrine paralel
olarak farklı güzergahlarda
gidebilecek çeşitli senaryolar
bekliyor.”
Koronavirüs sözcüğü medyaya
ilk yansıdığında 2020 yılıyla ilgili
şikayetlerimize daha yeni başlamıştık
ve başımızdaki derdin büyüklüğü
henüz tam anlaşılamamıştı.
Sonrasında her şey çok hızlı bir
şekilde gelişti ve kendimizi adeta
distopik bir filmin figüranları arasında
bulduk.
Aslında bu tip konuları takip edenler
için yaşananlar hiç de sürpriz
değil. Bırakın konunun uzmanı
olmayı, 2005-2006 yıllarında bir
sağlık sigortası şirketinde görev
aldığım dönemde incelediğim
daha doğrusu incelemek zorunda
kaldığım kuş gribiyle ilgili bilgiler,
Bill Gates’in birkaç yıl önce yaptığı
ve insanları bugün bir örneğini
yaşadığımız pandemilere karşı
uyaran konuşmasının aslında geç
bile kalınmış bir uyarı olduğunu
anlayabilmek için yeterliydi.
Ancak bilimsel gerçekler ile pratik
uygulamalar, ekonomik şartlar ve
sosyal ilişkiler her zaman uygun
şekilde kesişmiyor. Nitekim salgın
ülkemizde de hızlı bir şekilde
yayılmaya başladı ve imkânı olanların
kendi OHAL’ini ilan etmek zorunda
kaldığı, maskeleri eczaneden mi
alalım, PTT mi göndersin gibi
tartışmaların yaşandığı, işe gitmek
zorunda kalanlar için hukuken
dayanağını tam anlamadığım yaş
grubu bazındaki sokağa çıkma
yasağına sınırlamaların getirildiği ve
her akşam maç sonucu izler gibi vaka
sayısı takip ettiğimiz bir sürecin içinde
bulduk kendiSmizi.
Okulların tatil süreci, kurulacağı
açıklanan hastanelerin hizmete
giriş tarihleri gibi veriler yan yana
konduğunda yaz aylarına kadar
bir rahatlama beklememek makul
görünüyor. Ne yazık ki bu süreçte
birçok insanın ölümüne tanık
oluyoruz. Onları geri getirme şansımız
yok. Normal hayatımızdan da en
iyi ihtimalle birkaç aylık bir süreyi
kaybettiğimiz anlaşılıyor. Yine de bu
kayıp gibi gözüken süreyi (en azından
iş yoğunluğu bir nebze azalmış kendi
OHAL’inde yaşamaya çalışan beyaz
yakalılar olarak) çeşitli aktivitelerle
yararlı bir sürece dönüştürme çabasını
kendi çevremde yaygın şekilde
görüyorum.
Sigortacılık sektörünü ise belirsizliği
yüksek bir dönem bekliyor. Hayatın
normale dönmesine kadar geçecek
süreçte oto sigortalarındaki düşen
riske maruziyet dönemsel sonuçlarda
bir miktar rahatlama sağlayabilir.
Ancak bunun dışındaki birçok branşı
ekonominin seyrine paralel olarak
farklı güzergahlarda gidebilecek çeşitli
senaryolar bekliyor.
İlan edilen, tarihin en büyük
ekonomik paketlerine rağmen
işsizlik başvurularının rekor kırdığı
ABD ekonomisinde tarihin en büyük
ekonomik küçülmesi bekleniyor.
Ekonomik sorunların üstesinden
nasıl gelineceği bir tarafa, en
büyük ticari ortağımız olan Avrupa
Birliği’ni nasıl bir geleceğin beklediği
tartışılıyor. Türkiye’nin de bu süreçten
etkilenmeden çıkması mümkün değil.
Bu, özellikle yılın ikinci yarısında
sektörün ciddi bir küçülme riskiyle
karşı karşıya kalması anlamına geliyor.
Diğer taraftan kâr kaybı, işsizlik
ve üçüncü şahıs sorumluluk gibi
teminatlardan gelebilecek tazminat
taleplerinin boyutunu tahmin etmek
çok kolay değil.
Sigorta sektörü, teminat altında
olmasa bile sağlık sigortası poliçesi
sahiplerinin Covid-19’la ilgili sağlık
giderlerini karşılayacağını söyleyerek
böyle bir zaman için sigortacılığın
temel prensibi olan “azami hüsnü
niyet” kavramının ne olduğunu çok
güzel bir örneğini verdi. Ancak
bu, reel küçülme riskini ortadan
kaldırmıyor.
Umarım, iyimser senaryolarda
öngörülen, yılın ikinci yarısında
salgının sona erdiği ve hızlı bir
ekonomik toparlanma sürecinin
yaşandığı bir 2020 bizi bekliyordur. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
24
KAPAK
"Sigortacılık
pandemi sonrası
büyük değişim
yaşayacak”
VHV Reasürans CEO’su
Maximilian Stahl, tüm
dünyayı etkisi altına alan
korona virüs salgınının
sigorta sektörünü de
etkilediğini belirterek,
“Sigortalanabilir risklerin
güvencesi olarak
sektörümüz, bu süreçte
oluşacak ihtiyaçlara
yönelik hızlı aksiyonlarla
sigortalıların yanında
olmayı sürdürmeli." dedi.
2020'ye sağlık ve huzur dolu bir yıl
olması umuduyla girdiklerini fakat
yılın ilk günlerinden bu yana olumsuz
gelişmelerin peşi sıra geldiğini belirten
VHV Reasürans CEO’su Maximilian
Stahl, "Yeni umutlarla başlayan bir
yıl maalesef gayet zorlu geçiyor. Tüm
dünyayı etkileyen yeni tip koronavirüs
salgını, birçok ülkenin hem sosyal
hayatında hem de ekonomisinde büyük
hasarlara yol açıyor. Türkiye'nin en
büyük ticari partneri durumundaki
Avrupa pandeminin merkezi hâline
gelirken, kıtada tüm dengeler kökten
değişiyor. Yaşananlar şunu bizlere
çok net gösteriyor ki var oluş sebebi
risk olan sigortacılık, yaşanan tüm bu
olumsuzluklardan sıyrılarak yaşanan
köklü değişimden en büyük payı alacak
sektörlerden biri olacak" diye konuştu.
Türkiye özelinde, yılın ilk iki ayında
hem sektör hem de VHV Reasürans
olarak olumlu bir performans
gösterdiklerini belirten Maximilian
Stahl, tüm dünyayı etkisine
alan pandemi sonrası oluşacak
sosyoekonomik
konjonktürle birlikte tüm şirketlerin
hem hedeflerini hem de risklerini
gözden geçireceklerinin de altını çizdi.
Stahl, "Ülkelerin merkez bankaları
vasıtasıyla açıkladıkları ekonomik
paketler gösteriyor ki koronavirüs
pandemisi eşi az görülen bir ekonomik
durgunluğu (resesyon) tetikleyecek ve
bu durumun etkileri bertaraf edilmeye
çalışılıyor. Tüm bu önlemlerin olumlu
yöndeki etkilerinin önümüzdeki
aylarda hissedileceğini öngörüyoruz"
diye konuştu.
Salgın risk değişimini farklı
bir boyuta taşıyacak
Global ölçekte risk tanımının
sürekli değişmekte olduğunu,
Dünya Ekonomik Forumu’nun
her yıl yayınladığı Global Riskler
Raporu’nda açıkça görülebildiğinin
altını çizen Maximilian Stahl, iklim
değişikliği ve doğal afetlerin risk
tanımındaki değişiklikte ilk sıralarda
yer aldığını belirterek, "Koronavirüs
salgını ise bu değişimi farklı bir
“
boyuta taşıyacak" şeklinde konuştu.
Stahl sözlerini şöyle sürdürdü:
"Koronavirüs pandemisi hiç kimsenin
tahmin edemediği şekilde dünyada
dengeleri değiştirdi. Ekonomilerin
büyük hasar aldığını görüyoruz.
Ülkeler arası ticaret, insan dolaşımı
durma noktasına geldi. Karantina
uygulamaları nedeniyle sosyal hayatın
durmasıyla birlikte birçok küçük
ticari işletmenin ekonomik kayıplar
yaşadığını görüyoruz. En son beş
yıl önce Global Riskler Raporu’nda
yer bulan bulaşıcı hastalıkların,
değişen risk algısıyla bir kez daha ve
belki de uzunca bir süre listede yer
alacağını söylemek mümkün. Bir nevi
sigortalanabilir risklerin güvencesi
olarak sektörümüz ise tüm bu süreçte
hızlı aksiyonlarla oluşacak ihtiyaçlara
yönelik sigortalılarının yanında olmayı
sürdürmeli" dedi. SD
Hızlı aksiyon alabilme kabiliyetine sahip bir şirketiz
Türkiye sigorta sektöründeki uluslararası sermayeli tek reasürans
şirketi olmanın her daim gururunu ve sorumluluğunu taşıdıklarını
belirten Maximilian Stahl, reasürans ve sigorta pazarında en önemli
göstergelerinin başında kredi derecelendirme notunun geldiğinin altını
çizdi. Notu yüksek olan şirketlerin, güçlü sermaye yapıları sayesinde
tüm dünyayı esir alan pandemiden en az hasarla çıkacaklarını
umduklarını ifade eden Stahl, "VHV Grubu olarak pandemiyle ilgili tüm
tedbirlerimizi aldık. Kapasite sağladığımız tüm sigorta şirketlerimizin
ve paydaşlarımızın yanındayız ve iletişim halindeyiz. 100 yılı aşan
tecrübemiz, sermaye gücümüz ve A+ notumuzla yaşanan her türlü
olumsuzluğa karşı hızla aksiyon alabilme kabiliyetine sahip bir
şirketiz” diye konuştu.
“
Sigorta Dünyası Nisan 2020
25
AvivaSA’dan yaş ayrımcılığına
karşı proje
AvivaSA, Türkiye’de
yaşlanma ve yaşlılık
konularında farkındalık
oluşturmak ve yaşlılık
kavramıyla ilgili toplumdaki
negatif algıyı değiştirmek
hedefiyle sürdürdüğü
“Her Yaşta” Kurumsal
Sosyal Sorumluluk
(KSS) projesinin portalı
www.heryasta.org’da,
Koronavirüs sürecinde
gündemde oldukça yer
tutan “yaş ayrımcılığı”
konusuna değiniyor.
Konu ile ilgili AvivaSA CEO’su
Fırat Kuruca, hem projelerinin odak
noktası hem de korona virüs’ün, en
çok etkilediği yaş gruplarından olan
65 yaş ve üstü insanların durumuna
dikkat çekmenin öncelikleri olduğunu
hatırlatarak, şunları söyledi: “Bilindiği
gibi virüsün en çok etkilediği gruplar
65 yaş ve üstü insanlardır. Biz de geçen
sene başlattığımız
“Her Yaşta”
kurumsal sosyal
sorumluk projemiz
kapsamında
öncelikli bu
yaş grubunun
hayatlarını
kolaylaştırmak
için projeler
geliştirmeyi
hedeflemiştik.
Bu amaçla
hizmete sunduğumuz www.heryasta.
org sitesinde, 65 yaş ve üstü insanlar
öncelikli olmak üzere her yaş grubu
için faydalı, güncel ve pratik bilgileri
bir arada sunuyoruz. Korona virüs
sürecinde Türkiye’nin en önemli
gündemlerinden biri haline gelen,
“sokağa çıkan yaşlılar” konusunun
sosyal medya aracılığıyla bir ayrımcılık
unsuruna dönüşmesi gözleminden
yola çıkarak hem yaşlılarla hem
de gençlerle yaptığımız röportajlar
ile onların duygu, düşünce ve
ihtiyaçlarını duyurmalarına katkıda
Fırat Kuruca
bulunduk. Her Yaşta portalımızda
ayrıca, projemizin ilk adımı olan
“Türkiye’nin Yaşlılık Tahayyülleri ve
Pratikleri” araştırmasında da işbirliği
yaptığımız Akdeniz Üniversitesi
Gerontoloji Anabilim Dalı’nın değerli
öğretim üyesi Doç. Dr. Özgür Arun ile
gerçekleştirdiğimiz özel röportaj da
yer alıyor. İlerleyen günlerde de Her
Yaşta sitesinde hem 65 yaş üstü hem
de orta yaş grubuna bu zor süreçte
destek sağlamak hedefiyle faydalı
bilgiler ve “yaş ayrımcılığı” konusunda
bilinçlendirici içerikler sunmaya
devam edeceğiz.” SD
Şirketler Covid-19 tedavilerini
teminat kapsamında olmasa bile karşılıyor
Dünyada hayatı durduran yeni tip
korona virüs (Covid-19) salgınında
özel sağlık sigortası sahiplerinin
en çok merak ettiği konulardan biri
de poliçelerinin tedavi giderlerini
kapsayıp kapsamadığı oldu.
Normal koşullarda özel sağlık
sigortalarında tanı giderleri teminat
kapsamında ancak hastalığın
Sigorta şirketleri toplumsal
dayanışma adına, korona
virüs tedavi giderlerini
poliçe teminat dahilinde
olmasa dahi karşılama
kararı aldı.
pandemi ilan edilmesi halinde
tedavi giderlerini kapsamıyor.
Ancak Covid-19 salgınında sigorta
şirketleri toplumsal dayanışma
adına, düzenledikleri özel sağlık
poliçelerinde bu duruma ilişkin
teminat bulunmasa dahi tedavi
giderlerini karşılama kararı aldı.
Özel sağlık sigortası satan sigorta
şirketleri Sağlık Bakanlığı
tarafından hastalığın Türkiye’de
de ortaya çıktığı ve yayılmaya
başladığının ilan edilmesinden
sonra birbiri ardına yaptıkları
açıklamalarla Covid-19 tanı
giderlerinin yanı sıra tedavi
giderlerini de teminat kapsamında
olmasa bile karşılayacaklarını
açıkladı. Tedavi giderleri genelde
“pandemi hastanesi” olarak
belirlenmiş anlaşmalı özel
hastanelerde, poliçedeki mevcut
şartlar ve limitler dahilinde bu
döneme özel olarak karşılanıyor.
Covid-19 salgınının özel sağlık
sigortasında hasar seviyelerini
yükselteceğine kesin gözüyle
bakılırken önümüzdeki dönemde
sağlık sigortasının kapsamının
yeniden ele alınması bekleniyor. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
26
KONUK
Kardiyolog ve Dahiliye
Uzmanı Dr. Murat Kınıkoğlu:
“Doğa eninde
sonunda acımasızlığın
intikamını alır”
Tüm dünyada olduğu gibi, sigorta sektöründe de gündem yeni
tip korona virüs (Covid-19) olunca, biz de merak ettiklerimizi
bir uzmana, Dr. Murat Kınıkoğlu’na yönelttik. Viral pandemilerin
asıl nedeninin insanoğlunun bir türlü doymak bilmeyen iştahı
ve açgözlülüğü olduğunu söyleyen Kınıkoğlu, sorunu temeline
inerek değerlendiriyor: “Hepimizin vücudunda trilyonlarca virüs
var ve bunlar bizi hasta etmiyor. Diğer canlılar için de bu geçerli.
Hastalıkların ve salgınların nedeni kendi içimizdeki virüsler değil,
başka hayvanlardaki virüsleri almamızdır. Dikkat edin, ‘Almamız’
diyorum, çünkü onlar kendiliğinden bize gelmiyor! Başka
hayvanların etini yiyerek, sütünü içerek o virüsleri vücudumuza biz
alıyoruz. Korona virüs de böyle çıktı. ‘Bütün hayvanlar acı çeksin,
bütün hayvanları öldürebiliriz, yeter ki biz insanlar acı çekmeyelim’
derseniz, bu adil olmaz ve doğa eninde sonunda bu acımasızlığın
intikamını alır.”
Sigorta Dünyası
Nisan 2020
27
Röportaj: Birant Yıldız
Fotoğraflar: Afgan Karahan
Murat Hocam tüm dünyanın
gündeminde yeni tip korona virüs,
yani Covid-19 var. Farklı bilimsel
perspektiflerden söz konusu
virüsle ilgili farklı yorumlar
gelebiliyor. Siz ne düşünüyorsunuz
bu virüsle ilgili?
Söze şöyle başlayabilirim: Sadece
bizim değil tüm canlıların temel amacı
acıdan kaçınmak ve mutlu olmaktır.
Dalay Lama, kendisine hayatın amacı
nedir diye soranlara “acıdan kaçınmak
ve mutluluk aramaktır” cevabını
veriyor. Korona virüs, bize “acı
çekme” ihtimalimizin o kadar da düşük
olmadığını hatırlattı. Kendimizi sağlıklı
sanırken birden ölümle yüzleşiverdik.
Korkumuzdan evlerimize kapandık, pür
dikkat salgının gelişimini izliyoruz.
Peki ne olacak, bu böyle devam
edecek mi?
Elimizdeki bilgiler çoğumuzun
önümüzdeki bir iki yıl içinde öyle
veya böyle bu virüsle karşılaşacağını
gösteriyor. Kronik hastalıkları
olanların önünde iki yol var, ya
hayat boyu kendilerini izole ederek,
kimseyle görüşmeden yaşayacaklar
ya da tansiyon, şeker gibi mevcut
hastalıklarından kurtulmaya çalışacaklar.
Koronavirüsün daha çok, sigara içen,
şişman, astımı veya KOAH’ı olanları,
şeker, böbrek yetmezliği, karaciğer
yetmezliği gibi kronik hastalıkları
olanları, özellikle de tansiyonu yüksek
kalp damar hastalarının hayatını
tehdit ettiğini hepimiz biliyoruz. Bu
saydığım kronik hastalıkların hepsinin
ortak özelliği enflamasyonla birlikte
seyretmeleridir.
Nedir hocam enflamasyon? Hep
duyarız ama tam olarak bilmeyiz
ne olduğunu...
Enflamasyon, vücudun rahatsız olan
bölgeyi onarma çabasıdır. Hasta
bölgeye, kan, savunma hücreleri ve
bağışıklık enzimleri yığılmasıyla
kızarıklık ve hararetle seyreden bir
nevi mikropsuz iltihap ortaya çıkar.
Enflamasyonun Türkçe karşılığı
“yangı”dır. Yangı, “yangın, yanmak”
kelimelerinden geliyor.
Enflamasyonun azı yarar, çoğu zarardır.
Daha iyi anlamak için enflamasyonu
mangaldaki ateşe benzetebiliriz.
Hafifse işimize yarar, ellerimizi
ısıtırız, üzerinde kahve, yemek
pişiririz. Fazlaysa, etrafa kıvılcımlar
atıyorsa, duman çıkarıyorsa zararlıdır.
Vücudumuzdaki enflamasyon da
böyledir, azı vücudun savunması için
faydalıdır, fazlası vücuda zararlı hale
gelir.
Vücutta enflamasyon olunca kanda
CRP (C reaktif protein) dediğimiz değer
yükselir. Bütün bu saydığım kronik
hastalıklar yani kalp damar hastalıkları,
KOAH, astım, böbrek hastalığı,
karaciğer hastalığında, hepsinde CRP
değeri az veya çok yükselmiştir. Korona
virüs de vücuda girdiğinde nereyi
tutarsa o bölgede enflamasyona neden
olur. Nefes darlığı oluşması, akciğer
filmlerinde ve tomografide gördüğümüz
sıvı birikimi korona virüsünün yaptığı
enflamasyona bağlıdır.
Yapılan çalışmalar hastalığın
başlangıcında enflamasyonu olmayan
yani CRP değeri düşük olanların (kronik
hastalığı olmayanların) hastalığı daha
kolay atlattıklarını göstermektedir.
CRP değeri yüksek olanların solunum
cihazına bağlanma ihtimali daha yüksek
olmaktadır. O halde hepimizin amacı
CRP değerimizi yani vücudumuzdaki
enflamasyonunu düşürmek olmalıdır.
“
Hayvan
yediğimiz
müddetçe
salgınların arkası
kesilmez
Korona virüs salgını
da sona erecek. Ama
şunu unutmayalım ki
hayvan eti yediğimiz
müddetçe bu tip
pandemilerle tekrar
tekrar karşılaşacağız.
2009’da Meksika’dan
başlayıp ABD ve oradan
da tüm dünyaya yayılan
H1N1 virüsünün farklı
bir özelliği vardı: Daha
çok bebekleri ve hamile
kadınları etkiliyordu.
Günümüzdeki
Koronavirüs ve H1N1
antijenik shift yapıp
yeni bir virüs ortaya
çıkarırsa, bu virüs
hem çocukları hem de
yaşlıları etkileyebilir.
Böyle bir durumda
dünyanın ne kadar
büyük bir felaketle
karşılaşacağını
tahmin edemezsiniz.
Dünyanın böyle
büyük bir pandemiyle
karşılaşmaması için
hepimizin daha az et ve
yumurta yemesi, daha
az süt ürünü tüketmesi
gerekiyor.
“
Sigorta Dünyası Nisan 2020
28
KONUK
CRP değerini nasıl düşüreceğiz?
1- Sigara içenlerde CRP yükselir,
içiyorsanız lütfen sigarayı bırakın.
2- Şişmanlarda CRP yükselir, lütfen
fazla kilolarınızdan kurtulun. Özellikle
eve kapandığımız bu günlerde çok
dikkatli olun, her gün tartılın.
3- Yağın her türlüsü, bitkisel bile
olsa enflamasyonu artırır. Buna
karşılık az yağlı ve “vegan” yani
bitkisel beslenirseniz vücudunuzdaki
enflamasyon azalır. Çalışmalar
gösteriyor ki ne kadar çok sebze, meyve
yerseniz CRP değeriniz o kadar düşer.
Aynı şekilde yulaf, tam buğday unu ve
diğer tahıllar da CRP seviyesini düşürür.
4- Ne kadar çok, et, yumurta, peynir,
tatlı, yağ yerseniz, ne kadar çok
fast food yerseniz vücudunuzdaki
enflamasyon o kadar artar, CRP
değeriniz o kadar yükselir. Bilimsel
çalışmalar vegan olanlarda CRP
değerinin yüzde 30 daha düşük
olduğunu göstermektedir. Burada
önemli olan şudur: Sadece fazla sebze
meyve yemek yetmez, CRP değerinde
ciddi bir düşme sağlamak için hayvansal
gıdaların tam olarak kesilmesi gerekir.
“Bütün hayvanları
öldürebiliriz (!), yeter ki
biz acı çekmeyelim”
Bu arada işin etik/ahlaki boyutunun
olduğunu unutmayalım. Corona
belasının kökeninde hayvan eti yeme
ihtirasımız vardır. Kendimiz hastalıktan
bu kadar korkarken, acı konusunda
bu kadar dikkatliyken başka canlıların
acılarını hiç dikkate almamak ne
derece doğru, bilmiyorum. Mezbahada
kesilmeyi bekleyen ineklerin,
boyunlarının uçurulmasını bekleyen
tavukların da bizim gibi beyni, acı
duygusunu hisseden sinir sistemleri
Dr. Murat Kınıkoğlu kimdir?
var. Onlar da hasta olduklarında veya
öldürülürken aynı bizim gibi acı
çekerler. “Bütün hayvanlar acı çeksin,
bütün hayvanları öldürebiliriz, yeter ki
biz insanlar acı çekmeyelim” derseniz
bu adil değildir ve doğa eninde sonunda
bu acımasızlığın intikamını alır. Gelin,
bu salgından ders alalım, vegan olalım,
hem daha sağlıklı olalım hem de
elbirliğiyle hayvanların yaşam hakkına
saygılı, çevreye duyarlı yeni bir dünya
kuralım.
Hocam bu tip hastalıklara
baktığımız zaman hep
hayvanlardan bulaştığını
görüyoruz. Kuş gribi, domuz gribi,
şarbon hastalığı, deli dana, AIDS...
Evet.... Viral pandemilerin asıl nedeni
bizim bir türlü doymak bilmeyen
iştahımız ve açgözlülüğümüzdür.
Maalesef acıma duygusu olmayan
insanlar olarak canlıları öldürüp yiyoruz.
Kendi türümüz dışındaki çoğu canlıya
yaşam hakkı vermiyoruz. Şu anda da
1955 yılında Malatya’da doğan Dr. Kınıkoğlu, 1984 yılında Ankara
Üniversitesi Tip Fakültesi’nde İç Hastalıkları ihtisası aldı. 1986
yılında ayni fakültede Kardiyoloji üst ihtisasını tamamladı.
Kınıkoğlu, 30 yıldır Intermed Sağlık Merkezi bünyesinde serbest
hekimlik yapıyor. Kınıkoğlu Diyeti, Vegan Beslenme, Vegan Sağlık,
Kalbinize Sahip Çıkın isimli mesleki kitapları bulunan Murat
Kınıkoğlu, Bozkırın Efendisi ve Ölmeden Önce
adlı iki de romana imzasını attı.
hepimizin vücudunda trilyonlarca virüs
var ve bunlar bizi hasta etmiyor. Diğer
canlılar için de bu geçerli. Hastalıkların
ve salgınların nedeni kendi içimizdeki
virüsler değil, başka hayvanlardaki
virüsleri almamızdır. Dikkat edin,
“Almamız” diyorum, çünkü onlar
kendiliğinden bize gelmiyor. Başka
hayvanların etini yiyerek, sütünü içerek
o virüsleri vücudumuza biz alıyoruz.
Koronavirüs de böyle çıktı: Çin’in
Vuhan bölgesindeki yarasalarda yaşayan
bir virüs, yine o bölgede yaşayan
pangolin adlı bir hayvana ve daha sonra
wet marketlerde satılan bu hayvanı
yiyen bir kişi vasıtasıyla insanlara
bulaştı. Evet, sorduğunuz sorunun
cevabı da burada: Bugüne kadar çıkan
bütün virüs salgınlarının arkasında
hayvan çiftlikleri vardı. 1918 yılında
çıkan ve 50 milyon kişinin ölümüne
yol açan İspanyol gribi H1N1 virüsü
tarafından yapıldı. Salgın Teksas’ta bir
tavuk çiftliğinde başladı. 1968 Hong
Kong salgınında tam 1 milyon kişi
öldü. Bu salgına neden olan virüs de
H3 kuş virüsü ile H2N2 virüsünün
genetik kodlarını taşıyordu. MERS
salgını Suudi Arabistan’daki develerden
insana geçen bir korona virüsten oluştu.
2003 yılında 29 ülkeyi etkileyip tam 8
bin kişiyi öldüren SARS hastalığı da
Çin’de ortaya çıktı. Yine yarasadan
misk kedisine, ondan da insanlara
geçti. Bu hayvanlar parfüm imalatı
için kullanılıyorlar. AIDS hastalığının
sebebi de bir virüstür ve Kamerun
ormanlarında şempanze yakalayıp yiyen
insanlardan bulaşmıştır. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
29
Anadolu Sigorta
Covid-19’u
kapsama aldı
Anadolu Sigorta da
pandemi ilan edilmesi
nedeniyle sağlık sigortaları
kapsamında olmayan yeni
tip korona virüs hastalığını
teminat kapsamına aldı.
ŞİRKETLERDEN
Anadolu Sigorta’nın acentelerine
yaptığı duyuruda, bu zor dönemde
de müşterilerinin yanında olduğu
ve kapsam dahilinde olmasa da
Covid-19’a istisnai olarak teminat
verileceği kaydedildi. Açıklamada,
“Sağlık poliçelerimizin tamamında
Sağlık Bakanlığı tarafından pandemi
hastanesi olarak belirlenmiş tüm sağlık
kurumlarında Covid-19 hastalığına
bağlı tedavi giderleri poliçe teminat
ve limitleri kapsamında şirketimizce
kapsanacaktır” dendi. SD
7/24 görüntülü sağlık danışmanlığı hizmeti
Anadolu Sigorta, Türkiye’de
bir ilki gerçekleştirerek,
sağlık sigortası sahiplerine
7/24 canlı ve görüntülü sağlık
danışmanlığı hizmeti veriyor.
Anadolu Sigorta’nın “7/24 Sağlık
Danışmanlığı” hizmeti kapsamında,
bireysel ve kurumsal sigortalılar,
Sağlığım Cepte uygulamasından
veya Anadolu Sigorta online şubesi
üzerinden canlı ve görüntülü görüşme
yapabiliyorlar.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de
de korona virüs salgınına bağlı olarak
olağanüstü bir dönem yaşandığını
hatırlatan Anadolu Sigorta Genel
Müdür Yardımcısı Erdinç Gökalp, bu
süreçte hızlıca pek çok uygulamayı
hayata geçirdiklerini belirtti. Gökalp
şunları söyledi: “Virüsün yayılmasını
mümkün olduğunca önleyebilmek
adına bu dönemi hep birlikte
gerekli önlemleri alarak geçirmek
durumundayız. Bu nedenle ilk günden
itibaren hem müşterilerimizin hem de
çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği
için hızlıca pek çok önlem hayata
geçirdik. Öncelikle süreçlerimiz
gereği şirket binalarında bulunması
zorunlu çalışanlarımız haricinde,
tüm çalışanlarımızın evden çalışma
uygulamasına geçmesi kararı aldık.
Bunu yaparken iş sürekliliğimizi
korumak ve hizmetlerimizi
sigortalılarımıza aksatmadan
iletebilmek adına teknolojik
altyapımızdan faydalandık. Anadolu
Sigorta olarak gerek müşterilerimiz
gerekse çalışanlar arası iletişim için
tüm altyapıya sahip durumdayız. Bu
süreçte de Türkiye'nin sigortası olmaya
devam ederek, tüm sigortalılarımızın
yanında olmayı sürdüreceğiz.”
Sağlık Bakanlığı öncülüğünde
başlatılan "Evde Kal!" çağrısını
desteklemek için çalıştıklarını dile
getiren Erdinç Gökalp, “2017 yılında
Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek
online ve ücretsiz "Görüntülü Doktor
Hizmeti"mizi faaliyete almıştık.
Zorunlu kalmadıkça hastaneye
gidilmemesi tavsiye edilen yaşadığımız
kritik dönemde, "Görüntülü
Doktor Hizmeti" ile tüm sağlık
sigortalılarımızın 7/24 hizmetindeyiz”
dedi.
Personel evden çalışıyor
Anadolu Sigorta, korona virüs salgınını
önleme ve çalışanlarının sağlığını
koruma amacıyla evden çalışma
uygulamasına geçtiği bu dönemde,
müşterilerine verdiği hizmetin
aksamadan devam etiğini duyurdu. SD
Anadolu
Sigorta 95’inci
yılını kutluyor
1 Nisan 1925'te
kurulan Anadolu
Sigorta 95’inci yaşını
kutluyor.
Türk sigorta sektörünün önde
gelen şirketlerinden Anadolu
Sigorta 95’inci kuruluş
yıldönümün gururunu yaşıyor.
Sosyal medyada yapılan
paylaşımlarda konuya ilişkin
şu ifadelere yer verildi:
“Anadolu Sigorta bundan tam
95 yıl önce bugün Mustafa
Kemal Atatürk’ün talimatı
ile 1 Nisan 1925 de kuruldu.
95 yıldır #KaybetmekYok
diyerek bize ilham veren
herkese teşekkürlerimizle…
#AnadoluSigorta95Yaşında ” SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
30
Ekonominin düzelebilmesi için iki senaryo:
ARAŞTIRMA
İyi senaryo yıl sonu,
kötü senaryo 2021 2. çeyrek
yarımkürede mevsimsellik gösteriyor
ve havaların ısınmasıyla birlikte
yayılma hızı düşüyor. Sonbaharda virüs
yeniden aktive oluyor ancak ciddi bir
mutasyon geçirmiyor ve elde edilen
deneyim sayesinde sosyal ve ekonomik
hareketlilik sağlanıyor.
McKinsey, belirsizliğini koruyan Covid-19 sürecine dair
iki farklı senaryo üzerinden salgının ekonomiye muhtemel
etkilerini araştırdı. İyi senaryoya göre düzelme üçüncü
çeyrekte başlayacak, fakat yıl sonu büyüme tahminlerine
yine de ulaşılamayacak. Kötü senaryoda ise düzelme
için 2021’in ikinci çeyreğini, yani bundan 1 yıl sonrasını
beklemek gerekecek.
Küresel yönetim danışmanlığı firması
McKinsey & Company, korona
virüsün yarattığı Covid-19 hastalığının
ekonomiye ve iş dünyasına etkilerini
analiz etti. Bu kapsamda McKinsey,
65’i aşkın ülkedeki deneyimiyle,
belirsizliğini koruyan Covid-19
sürecine dair iki farklı senaryo
üzerinden salgının ekonomiye
muhtemel etkilerini araştırdı. Aynı
zamanda liderler için zorlu bir süreç
olan kriz yönetiminde başarı getirecek
uygulamalara dair bilgi ve verileri
açıkladı.
Geçmiş dönem vakaları incelenerek
orta ve uzun vadeli iyileşme
senaryolarına odaklanılan bu analizler,
belirtilen senaryonun gerçekleşmesi
durumuna göre yapılmış birer tahmin
niteliği taşıyor.
İyimser Senaryo:
Orta vadede iyileşme
Bu senaryoda Avrupa ve Amerika’da
Nisan ayı ortasına dek vaka
sayısı artmaya devam ediyor.
Asya ülkelerinde vakalar zirve
yapıp azalmaya başlıyor, Afrika
ve Okyanusya’da salgın sınırlı
kalıyor. Yerel ve ulusal karantina,
evden çalışma ve eğitim gibi
fiziksel izolasyon uygulamaları
sayesinde hastalığın artışı önleniyor.
Yeterli testlerle salgının boyutları
ölçümleniyor. Mayıs ayı ortasında
genel olarak toplumlarda iyimserlik
hâkim oluyor. Güney yarımkürede
kış aylarıyla birlikte virüs çoğalma
eğilimi gösterse de ülkeler bu döneme
hazırlıklı olduğu için kontrol daha
kolay sağlanıyor. Ayrıca virüs Kuzey
Bu iyimser tabloda dahi, geniş
kapsamlı karantina uygulamaları,
seyahatlerin kısıtlanması ve fiziksel
izolasyon önlemleri bireysel ve
kurumsal harcamalarda keskin
bir düşüş yaratıyor ve ekonomide
ikinci çeyrek sonuna dek durgunluk
yaşanması bekleniyor. Bu dönem
sonunda salgın kontrol altına alınmış
olsa da durgunluğun yarattığı
ekonomik etkiler, üçüncü çeyrek
sonuna dek kendini gösteriyor. Bu
durumda tüketiciler evde kalmaya
devam ederken, şirketler gelir
kaybediyor, yatırımlar yavaşlıyor ve
istihdam oranlarında azalma yaşanıyor.
Düşük faiz oranlarının korunmasıyla
birinci çeyrekteki para politikalarındaki
iyileştirmeler olumlu ancak sınırlı
etki yaratıyor ve ikinci ve üçüncü
çeyrekteki ekonomik kaybın önüne
geçilmesinde yeterli olmuyor. Bu
senaryoda, Avrupa ve Amerika’da
ekonominin iyileşmesinin son çeyrekte
gerçekleşmesi beklenirken, 2020
yılı küresel GSYİH’de yıl başındaki
beklentilerin altında bir büyüme
sağlanıyor.
Kötümser Senaryo:
Uzun vadede iyileşme
Bu senaryo, Covid-19 testlerinin
toplumda yaygın bir şekilde
yapılmasının gecikmesi, fiziksel
izolasyonun yeterli düzeyde
yapılmaması ile halk sağlığının
yeterince korunamaması sonucu
salgının Amerika ve Avrupa’da
Mayıs ayı ortasına dek çoğalarak
artması koşullarına dayanıyor. Aynı
zamanda virüsün yıl boyunca mevsim
Sigorta Dünyası Nisan 2020
31
şartlarından etkilenmeden varlığını
sürdürmesi olasılıkları ele alınıyor.
Bu durumda Afrika, Okyanusya ve
bazı Asya ülkelerinde de salgının
yayılabileceği ancak genç nüfusta ölüm
oranlarının çok daha düşük olabileceği
tahmin ediliyor. Virüsün sene sonuna
doğru geçirebileceği mutasyon sonucu,
Çin gibi salgını kontrol etmede başarılı
olan ülkeler dahi hastalıkların yeniden
artmaması için sıkı önlemler almak
zorunda kalıyor.
Bu koşullarda, tüketici talepleri yıl
boyunca düşük kalıyor. Bu senaryoda
küresel ekonomik durgunluk, küçük
ve orta ölçekli şirketleri çok daha
derinden etkiliyor. Havacılık, seyahat,
turizm gibi hizmet sektörlerine etki
uzun süreli oluyor ve bu sektörler
başta olmak üzere en çok etki altında
bulunan sektörlerde iflaslar ve
birleşmeler yaşanıyor; yıl boyunca
işten çıkarmalar ve iflaslar kartopu
etkisiyle tüm sektörlerin zayıflamasına
neden oluyor. Ancak bu şartlar altında
dahi, bankaların güçlü sermaye yapıları
ve makro ihtiyati denetim sayesinde
geniş çaplı bir bankacılık krizi
beklenmiyor.
Bu senaryoda, küresel ekonomide
2008-09 küresel finansal krizine benzer
sert bir etki görülmesi bekleniyor.
Pek çok ülkede 2020 yılı ekonomisi
küçülüyor ve iyileşmenin başlaması
2021 yılı ikinci çeyrek dönemine
sarkıyor.
Çin’in toparlanmaya
başlamasına rağmen
tedarik zincirinde
devam eden zorluklar
Dünya çapında pek çok şirket için
Covid-19, Çin’den gelen ya da buradan
geçerek nakliyesi yapılan ürünlerdeki
aksamalar ve bunun tedarik zincirine
olan etkileri dolayısıyla önem taşıyor.
İlk çeyrekte Çin’de fabrikaların
durması, tedarik zincirinde birtakım
yıkıcı etkiler yarattı ancak bunun
şirketlerin performansına ve küresel
ekonomiye tam olarak nasıl etki
edeceği henüz belirsiz.
Çin’in Covid-19’dan en çok
etkilenen bölgesi olan Hubei iyileşme
aşamasında, vaka sayısı azaldı ancak
ölüm oranı halen yüksek. İkinci çeyrek
döneme dek sıkı önlemler bu bölgede
devam edecek. Çin’in geri kalanında
ise 1 Mart itibarıyla şirketler ortalama
yüzde 90 kapasiteyle çalışmaya
başladıklarını rapor ediyorlar.
Ürünlerin fabrikadan limana nakliyesi
normale göre yüzde 60-80 seviyesinde
gerçekleştiriliyor. Bu nakliyelerde 8-10
gün arasında gecikme yaşanıyor.
Gelecek dönemde Hubei dışındaki
fabrikaların kademeli olarak üretime
başlamasıyla birlikte kritik parçaların
temininde birtakım zorluklar
yaşanacak. Stokların hızla azalması
sonucu parçaların temin
“
Accenture’ın salgın
sonrası tahminleri
Covid-19 tüm dünyada insan
hayatının en önemli olayı
haline gelirken, tüketici,
vatandaş, çalışan ve insan
olarak deneyimlerimizdeki
değişiklikler tutum ve
davranışlarımızı da
değiştirecek gibi görünüyor.
Küresel danışmanlık şirketi
Accenture, salgının ilk ve
güçlü etkileri geçtikten
sonra davranış ve düşünce
biçimimizdeki değişikliklerin
ihtiyaç ve istekleri nasıl
etkileyeceğini masaya
yatırdı. Accenture’ın insan
davranışlarında bundan sonraki
dönemde olmasını beklediği
beş etki şöyle:
Güven maliyeti: Kendine
güvende yaşanan erozyon,
bundan sonra güven kavramını
eskiye göre çok daha önemli
hale getirecek ve her kanaldan
güven yaratma üzerine
odaklanılacak
Sanal yüzyıl: Sanal olarak
yapılabilen her şey hayatta
kalacak. Konuyla ilgili yaratıcı
yöntemleri bulup test edenler
gelecek dönemin kazananları
olacak.
Her iş sağlık işi olacak:
Herkesin dahil olabileceği
bir sağlık ekonomisi ortaya
çıkacak.
Güvenli alana geri çekilme:
İzole olmak için topluluktan
ayrılarak eve çekilme hayatın
merkezinde olacak.
Otoriterliğin yeniden
keşfi: Devletler aldıkları
önlemlerde başarılı olurlarsa
otoriter yönetim yeniden
popüler olabilir. Ama başarılı
olamazlarsa tersini beklemek
gerekir.
“
Sigorta Dünyası Nisan 2020
32
ARAŞTIRMA
edilememesi Çin’de üretimi yavaşlatan
bir diğer etken olacak. Aynı zamanda
Çin’den ürün tedarik eden dünyadaki
pek çok şirket, ülkede duran üretimin
etkilerini henüz yaşamadılar ancak
gelecek birkaç haftada stok sorunları
yaşayabilirler.
Sigorta sektöründe
önce duraklama
sonra toparlanma
Türkiye Sigorta Birliği’nden dergimize
yapılan açıklamada, önümüzdeki
birkaç ay boyunca üretimde ve
talepteki yavaşlamaya bağlı olarak
sigorta sektörünün büyümesinin
olumsuz etkileneceğini, ancak
sonrasında ekonomi yönetiminin aldığı
önlemlerle büyüme eğrisinin tekrar
yukarı yönlü olacağı öngörüsünde
bulunuldu.
Türkiye Sigorta Birliği’nin Sigorta
Dünyası’nın sorularına verdiği
yanıtlarda, virüsün bulaşma riskini
bertaraf edebilmek için hükümetlerin
aldığı tedbirler neticesinde yapılan
sosyal izolasyon uygulamalarının,
birçok sektörün faaliyetini dramatik
bir şekilde etkilediği vurgulandı.
Açıklamaya şöyle devam edildi: “Bu
azalmanın etkisiyle krediye olan
talepte bir düşüş beklenmektedir.
Hayat sigortası branşı yaklaşık yüzde
70 seviyesinde kredi bağlantılı hayat
ürünlerinden oluşmaktadır ve kredi
hacmine etki eden tüm faktörler dolaylı
olarak hayat sigortası prim üretimini
de etkilemektedir. Dolayısıyla hayat
sigorta prim üretiminde yavaşlama
beklemekteyiz. Diğer taraftan,
bireylerin bir süre devam etmesi
beklenen durağan piyasa ortamında
ihtiyaçlarını karşılayabilmek için
ihtiyaç kredisine taleplerinin artması
bu etkiyi azaltabilir. Konut kredilerinde
belirgin azalış beklense de hükümetin
tedbirleriyle talebin belirli bir düzeyde
kalması sağlanmaya çalışılmaktadır. Bu
durum da gerek hayat sigortası gerekse
konut sigortası prim büyümesini stabil
kılabilecektir.”
Sağlıkta tazminat
artışı bekleniyor
Birlik açıklamasında salgının büyüme
dışındaki diğer etkileriyle ilgili
şu hususlara değinildi: “Ülkemiz
sigorta mevzuatına göre, pandemik
hastalıklardan kaynaklı riskler hayat
sigortaları teminatı kapsamındadır.
Sigortalı dağılımına bakıldığında;
risk grubunun arttığı 60 yaş ve üstü
sigortalı sayısı, tüm sigortalıların
%16’sını oluşturmaktadır. Bu virüs
nedeniyle enfekte olan hastalardan
bazı kayıplar olduğunu dikkate
aldığımızda tazminat artışları
beklenmektedir. Sağlık prim üretimi
açısından bakıldığında alınan seyahat
tedbirleri nedeniyle yabancı sağlıkta ve
seyahat sağlıkta düşüş beklenmektedir.
Tamamlayıcı sağlık ve sağlık branşında
olası ekonomik daralma nedeniyle
kayıp beklense de sağlık algısının
yükselmesiyle oluşacak ilave talep
nedeniyle kayıp öngörülmemektedir.
Yangın Sivil poliçelerde, ticari ve sınai
poliçelerde, sürecin uzamasına bağlı
olarak bir daralma yaşanabilecektir.”
Kaskoda üretim düşer
Evden çalışmanın giderek
yaygınlaşmasının satın alma
alışkanlıklarında da değişikliğe
yol açtığının belirtildiği açıklama
şu şekilde son buldu. “Bu
kapsamda özellikle kasko sigortası
prim üretiminde düşüş eğilimi
görülmektedir. Trafik sigortasının
zorunlu bir sigorta olması nedeniyle
prim üretimindeki düşüş daha
az olmakla birlikte söz konusu
ürünün prim artışında da azalma
gözlemlenmektedir. Beklentilerin
ötesinde olağanüstü bir gelişme
olarak kabul edilen 2020 yılı Covid
19 (Korona) virüs salgını, mal ve
hizmet talebini sınırlandırması ve
buna bağlı olarak mal üretimini
daraltması özellikle dış ticaret
hacmini yavaşlatarak, küresel ticareti,
dolayısıyla ulusal ticareti- dolayısıyla
uluslararası ticareti izleyen Türk
nakliyat sigorta piyasasını, olumsuz
yönde etkilemesi beklenmektedir.” SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
33
Groupama’dan
7/24 uzaktan
doktor hizmeti
ŞİRKETLERDEN
Groupama, 7/24 Doktorum
hizmetiyle sağlık poliçesi
sahibi müşterilerine
dijital çözüm geliştirdi.
Uygulamayı kullananların
memnuniyet oranı yüzde 96.
Groupama’nın özel sağlık veya
tamamlayıcı sağlık sigortası
sahibi müşterileri, 7/24 Doktorum
hizmetiyle online olarak şirketin
anlaşmalı doktorlarından randevu
alıp şikayetlerini dijital olarak
uzman hekimlere iletiyor ve tıbbi
yönlendirmeler alıyor.
7/24 Doktorum adı verilen
uygulamayla Groupama’nın özel sağlık
ve tamamlayıcı sağlık sigortasına sahip
müşterileri, markanın internet sitesi
veya sağlık mobil aplikasyonu Healpy
üzerinden, hiçbir ek ücret ödemeden
poliçeleri kapsamında doktorlardan
danışmanlık alabiliyor.
7/24 Doktorum hizmetiyle hastaneye
gitmeye gerek kalmadan doktora
ulaşmanın ve tavsiye almanın oldukça
kolay olduğunu belirten Groupama
Sigorta Pazarlama, Kurumsal İletişim
ve Çağrı Merkezi Genel Müdür
Yardımcısı Frederique Guegan Tayar,
“Covid-19 sebebiyle herkesin evde
kaldığı, kendini karantinaya aldığı bir
dönemden geçiyoruz. Sigortalılarımız
bu dönemde hastaneye gitmek yerine
7/24 Doktorum hizmetiyle sağlık
sorunlarıyla ilgili alanında uzman
hekimlerden yönlendirme alabilir”
dedi. Sundukları hizmetin tüketici
Frederique
Guegan Tayar
tarafından da takdir edildiğini belirten
Tayar, “Uygulamamızı kullananların
memnuniyet oranı yüzde 96. Çok
olumlu geri dönüşler alıyoruz.
Bazı sigortalılarımız, ‘uzaktan bu
kadar kolay doktorla görüşmeyi hiç
beklemiyordum’ bile diyebiliyor.
Sunduğumuz hizmetle bu zor günlerde
hem hastanelere gitmeye çekinen
müşterilerimizi kolayca doktorlarla
buluşturuyoruz hem de hastanelerde
oluşacak kalabalığın bir nebze de olsa
önüne geçiyoruz” diye konuştu.
Doktorlarla online olarak ister
görüntülü ister mesajlaşarak görüşen
poliçe sahipleri, ufak yaralanmalar,
bebeklerde diş çıkarma, ishal,
kabızlık, dermatid, sinüzit, faranjit,
reflü, kas ağrıları, psikosomatik gibi
rahatsızlıklarda yönlendirme ve rapor
okuma gibi danışmanlık hizmeti
alabiliyor. SD
Sigorta Cini ve Atlas Mutuel’den
işbirliği
Sigorta Cini, kooperatif sigorta şirketi
Atlas Mutuel Sigorta’yla birlikte
anlaşmalı olduğu şirket sayısını 24’e
yükseltti. Sigorta Cini, Atlas Mutuel
Sigorta ile; ağır ticari, otobüs, servis
araçları kasko sigortaları, filo kasko,
kısa süreli ve uzun süreli kiralama
araçları kasko sigortaları, zorunlu
ve zorunlu olmayan koltuk sigortası
gibi oto ve kefalet sigortası, nakliyat,
mühendislik, yangın gibi oto dışı
sigorta branşlarındaki ürünleriyle
müşterilerinin sigorta ihtiyaçlarını
karşılayacak.
Perakende sigorta mağaza
zinciri Sigorta Cini,
müşterilerine sunduğu
karşılaştırmalı hizmet
anlayışını geliştirmek
amacıyla Atlas Mutuel
Sigorta ile işbirliği yaptı.
Sigorta Cini’nde yapılan açıklamada
şu hususlara yer verildi: “Her ailenin
hayatını beklenmedik olaylarına karşı
güvence altında olması gerektiğine
inanan Sigorta Cini, Atlas Mutuel
Sigorta ile iş birliği yaparak gücüne
güç katmanın yanı sıra Türkiye
ekonomisinin büyümesine katkıda
bulunmaya da devam ediyor.
Sigorta Cini, müşterilerinin sigorta
ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak
için geliştirdiği sigorta ürünlerini Atlas
Mutuel Sigorta’nın da arasında olduğu
anlaşmalı sigorta firmaları ile ürün
faydalarıyla ilgili şeffaf karşılaştırma
ve profesyonel tavsiye hizmetlerimizle
müşteri odaklı bir hizmet anlayışı
sunuyor.” SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
34
Küresel salgının
iş dünyasına etkilerini
en aza indirgemek için üç şifre:
DOSYA
Otonomi,
çeviklik ve
finansal
sağlamlık
Toplum yaşamını dünya çapında krize sokan Kovid-19
salgını iş dünyasını da tehdit ediyor. Sosyal yaşamın
küresel olarak durmasıyla nakit akışının kesildiği birçok
sektörde gelecek endişeleri artıyor. McKinsey Covid-19'un
etkilerini yönetebilmek için kriz yönetim modeli hazırladı.
Buna göre, şirketler çevik yöntemle takım liderlerine
otonomi sağlayıp, aynı zamanda finansal sağlamlığını
koruyarak bu darboğazdan çıkabilecek.
Olanca hızıyla yayılmaya devam
eden Covid-19 salgını, sosyal ve
ekonomik boyutta da kaygı yaratıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün korona
virüsü küresel salgın ilan etmesinin
de etkisiyle tüm dünyada geniş çaplı
önlemler alınmaya başlandı. Salgın
dolayısıyla karantina ve sokağa çıkma
kısıtlamaları gibi önlemlerden dolayı
iş hayatı küresel olarak olumsuz
anlamda etkilendi ve bir müddet
daha etkilenmeye devam edecek gibi
görünüyor. Hal böyleyken iş dünyası
bir kriz olarak nitelendirilebilecek bu
salgının etkilerini hafifletebilmek için
çözümler arıyor.
Covid-19 için etkin bir
yönetim modeli
Yönetim danışmanlığı firması
McKinsey & Company, Covid-19
salgınının küresel ekonomiye etkilerini
yönetmek ve şirketlerin başarılı bir
kriz yönetimiyle direncini artırmak
üzere yeni bir model tasarladı. ‘Entegre
yönetim modeli’ olarak adlandırılan
yöntem, McKinsey’nin 90 yılı aşkın
deneyimi, 65’ten fazla ülkedeki
çalışmaları ve farklı şirketlerle
gerçekleştirdiği işbirliklerinin sonucu
olarak geliştirildi.
McKinsey’nin Covid-19 şartları
altında efektif bir kriz yönetimi
gerçekleştirmek üzere sunmuş olduğu
stratejik yaklaşım, şirketin kalbi olan
yönetim merkezinin 5 temel takımdan
oluşan entegre bir yapıda inşa
edilmesine dayanıyor. Çevik modelde
tasarlanan bu yapı, entegrasyon takımı
tarafından koordine edilse de tüm
takım liderlerine darboğazlardan çıkışı
ve oluşan koşullara hızlı bir şekilde
yanıt vermelerini sağlayacak derecede
otonom alan tanıyor.
Takım 1: Yönetim
entegrasyonu
Bu takım, diğer dört ekibin de içinde
bulunduğu yönetim merkezinin
koordinasyonunu sağlıyor. Salgın
ve buna yönelik çalışmalarda tüm
bilgi ve aksiyonların doğru ve gerçek
zamanlı paylaşılması için tek kaynak
olan bu merkezin temel amacı, genel
çerçeveyi belirlemek. McKinsey’in
yöntem önerisi şu şekilde devam
ediyor: “Bu doğrultuda tüm ekiplerle
iki yönlü, yakın bir iletişim kurmalı.
C-seviyesi liderler tarafından yönetilen
bu ekipte epidemiyoloji uzmanı, proje
koordinatörü ve senaryo planlama
analisti de bulunmalı. Bu takımın
diğer ekiplerin çalışmalarını entegre
edebilmeleri ve başarıya ulaşabilmeleri
için ihtiyaç duydukları tüm kaynakları
kullanma yetkileri olmalı. Ekibin
temel sorumlulukları ise şu şekilde
sıralanabilir:
Sorunların çözümü ve karar
alınmasında yetkili olmak
İhtiyaç duyulan yerde ve zamanda
yeterli kaynakların sunulmasını
sağlamak
Senaryolara ve koşullara göre,
tüm ekiplerin iş akışları çerçevesinde
aksiyonlara dayalı bir portföyün
koordinasyonunu gerçekleştirmek
Toplantı, eğitim gibi ihtiyaç duyulan
araçlardan yararlanarak senaryolara
göre ekip liderlerini eş bilgi ve
deneyim seviyesine ulaştırmak
Takım 2: İşgücünün
korunması
Şirketlerin, çalışanlarını sağlık ve iş
güvenliği uygulamalarıyla uyumlu
bir şekilde desteklemek için planlar
geliştirmeleri gerekiyor. Bu plan, salgın
süresince ortaya çıkabilecek ihtiyaçlara
göre değiştirilebilecek, esnek bir
yapıda olmalı. Etkili bir işgücü koruma
modelini tasarlamak için Dünya Sağlık
Örgütü ve ulusal sağlık örgütlerinin
belirlediği prensiplerden yararlanmak,
Sigorta Dünyası Nisan 2020
35
net ve sade bir dil kullanmak önem
taşıyor. Bu model, yöneticilere oluşan
acil durumlarda hızlı hareket etmelerini
sağlayacak bir otonomi de sağlamalı.
Özgür ve iki yönlü iletişim sayesinde
de yöneticiler uygulamaları kolaylıkla
aktarabilir ve kontrol edebilir,
çalışanlar da kişisel güvenlikleri ve
diğer konulardaki görüşlerini güvenle
paylaşabilir.
İşgücü koruma ekibinde yer alması
önerilen uzmanlar; İK lideri, güvenlik
birimi yetkilileri, hukuk uzmanı,
iletişim uzmanı ve kamu denetçisinden
oluşuyor. Bu ekibin görev kapsamında
ise şunlar bulunuyor:
İletişim modelleri ile önleyici
eylemler de dahil olmak üzere aksiyon
planlarını hazırlamak.
Gizli geribildirim ve raporlama da
dahil olmak üzere çok kanallı iletişimi
yönetmek.
Üçüncü partiler için uygulama ve
teşvikleri uyumlu hale getirmek.
Çalışanların evden çalışmalarına
olanak tanıyan iletişim platformlarını
kurmak ve sürekliliklerini sağlamak.
Bu platformlara görüntülü ve sesli
konferans, ekran paylaşımı, rapor
paylaşımı, anket, sohbet ve diğer
interaktif özellikleri mümkün kılacak
yazılım araçlarını entegre etmek.
Çapraz çalışma saatleri gibi
uygulamalardan yararlanarak ve
aynı zamanda fiziksel izolasyon
normlarına saygı göstererek ve sağlık
taramaları gerçekleştirerek üretkenliğin
korunmasına hizmet etmek.
Takım 3: Tedarik zincirinde
dengenin sağlanması
Şirketlerin salgınla birlikte tedarik
zincirindeki mevcut aksaklıkları,
stok durumlarını ve genel olarak
da tedarikçilerin bu süreçten nasıl
etkileneceğini belirlemesi gerekiyor.
Bu tesislerin yeniden çalışmaya
başlamalarını desteklemenin yanı sıra
şirketler, köprü stratejiler oluşturmalı
ve talep yönetimi, lojistik için ön
rezervasyon, satış sonrası stoklarının
kullanımı ve tedarikçilerin öncelikli
müşterileri arasında yer almak gibi
yöntemlerden faydalanmalı. Bu
dönemde şirketler, talep planlarını
güncellemek, tedarik ağlarını optimize
etmek ve yeni tedarikçiler belirlemek
zorunda kalabilir. Bu yöntemler, kriz
sürecinden bağımsız olarak her zaman
tedarik zincirini dirençli ve sağlam
kılmak için kullanılabilir.
Takım 4: Müşteri ilişkileri
yönetimi
Genelde şirketler, temel müşteri
segmentlerine yaptıkları yatırımlar
ve onların ihtiyaç ve davranış
değişikliklerini öngörme kabiliyetleri
sayesinde yıkıcı süreçleri başarıyla
aşıyorlar. Örneğin; Çin’de müşteri
talepleri düştü ancak yok olmadı.
Bunun aksine tüketiciler büyük
oranda online alışverişe yöneldiler
ve başta gıda olmak üzere her türlü
ihtiyaçları için sipariş vermeye devam
ediyorlar. Dolayısıyla şirketler çok
kanallı dağıtım stratejilerinin bir
parçası olarak online kanallara daha
fazla yatırım yapmalılar. Bu yatırım
online satışı gerçekleştirilen ürünlerin
kalitesi ve teslimatlarını en iyi şekilde
gerçekleştirmeyi kapsamalı. Aynı
zamanda şirketler, değişen tüketici
tercihlerinin kalıcı olabileceğini,
salgın öncesi dönemdeki normlara
dönmeyebileceğini göz önünde
bulundurmalılar.
Takım 5: Finansal sağlamlık
Şirketler kendi şartlarına özel
tasarlanmış senaryolar geliştirmeli.
Bu kapsamda uzmanlar analitiklerden
yararlanarak gelir ve gideri
etkileyecek kritik faktörleri
belirleyebilir ve bunların
değerlemelerini yapabilir. Aynı
zamanda her bir senaryoya göre
finansal modellemeler yapılmalı ve
likiditeye etki edebilecek etkenler
belirlenmeli. Bunlara yönelik olarak
da şirket aksiyonları planlanmalı. Bu
aksiyonlar gelir-gider hesaplarının
optimize edilmesi, maliyet yönetimi,
belirli yatırımlardan çekilme ve şirket
satın alma-birleşmeyi içerebilir.
Bu ekip içerisinde CFO, strateji ve iş
geliştirme lideri, maliye yöneticisi,
hukuk departmanından bir temsilci ve
bir ya da daha fazla finansal analist
yer almalı. Temelde ise iki iş akışını
yönetmeliler:
Güncel epidemiyolojik ve ekonomik
görünüm kapsamında +senaryolar
geliştirmek
Farklı senaryolara göre finansalları
ve işletme sermayesini yönetmek SD
Evden çalışırken şirket
verileriniz çalınmasın
Kurum çalışanlarının evden çalışırken,
şirket verilerine bilgisayar ve
telefonlarından uzaktan erişim
sağlamasının şirketler için risk
yarattığını ifade eden Aksigorta Genel
Müdür Yardımcısı Fahri Altıngöz,
şirket verilerini güvenle korumak
için pek çok tedbirin alınabileceğini
ifade ederek şöyle konuştu:
“Yazılımlarınızı güncelleştirmeye
dikkat edin. Hacker’lar siber
saldırı gerçekleştirmek için sistem
açıklarını kollarlar. Bu nedenle ilk
kural, yazılımları güncel tutmaktır.
Güncelleştirilmiş yazılımların yanı
sıra kurum içinde de güvenlik ve
gizlilik politikanızı oluşturmalısınız.
Şirket dosyalarında erişim
kuralları belirlemeli ve herkesin
her dosyaya ulaşmasını
engellemelisiniz. Evden çalışma
sisteminin yaygınlaşmasıyla beraber
işverenlere de VPN’le uzaktan
güvenli bağlantı sağlanması, iş
bilgisayarlarından kişisel verilerinin
paylaşımını engelleyecek sistemlerin
oluşturulması, bilgisayarların
düzenli şifre yenilemelerine yönelik
çalışmaların arttırılması gibi güvenlik
tedbirlerini arttırmaları yönünde
birçok görev düşmektedir.’’
Sigorta Dünyası Nisan 2020
36
ŞİRKETLERDEN
Quick Sigorta’dan
#EvdeKal
#HayattaKal
vurgulu
reklam filmi
Quick Sigorta’nın, Kayseri
Acentesi Mehmet Selvi’nin
oğlu Anıl Selvi tarafından
seslendirilen ‘Hayatta Kal’
şarkısı, televizyon reklam
filmi olarak yayına girdi.
Quick Sigorta’nın HayattaKal temalı
televizyon reklam filmi yayına girdi.
Reklam filminde kullanılan “Hayatta
Kal” şarkısının sahibi olan Anıl
Selvi’nin Quick Sigorta Kayseri
Acentesi Mehmet Selvi’nin oğlu
olduğunu belirten Quick Sigorta
Genel Müdürü Ahmet Yaşar; “İçinden
geçtiğimiz zor günlerde acentelerimize
ve topluma onların duygularını
paylaştığımızı, evde kalarak hayata
bağlanmaları mesajını vermek istedik.
Bunu bir acentemizin oğlunun
çalışmasıyla yapmış olmak bizim için
ayrıca önemliydi” dedi.
"150 acentemiz
artık bir online
satış kanalına sahip"
Ahmet Yaşar, acentelerinin ve tüm
sigortalılarının sağlığını düşünerek
Mart ayında devreye aldıkları “Evdeyiz
Hizmetinizdeyiz” çalışmasının
vurgusunu da bu filmde yaptıklarını
söyledi. Yaşar, “Sigortalılarımız ve
acentelerimiz evlerinden çıkmadan,
www.quicksigorta.com adresi
üzerinden poliçelerini alabilir;
acentelerimizle iletişime geçebilir.
Tüm acentelerin sosyal medya
hesaplarından gerçekleşen online
satışlarımız, acentelerimizin satışı
olarak gerçekleşiyor. Kısacası bu
sadece bizim online satış kanalımız
değil acentelerimizin satış kanalı oldu
aslında. 2150 acentemiz artık bir online
satış kanalına sahip” diye konuştu.
İsmail Kızılbay: Şarkı
vurucu ve duygusal
Dikkat çekici bir şarkı eşliğinde
ilerleyen 1 dakikalık reklam filminin
kısa bir süre içinde hazırlandığını
belirten Maher Holding, Pazarlama
ve İletişim Başkanı Dr. İsmail
Kızılbay, “Şarkı vurucu ve duygusal.
Anıl genç bir üniversite öğrencisi
ve içinden geçenleri söze ve müziğe
dökmüş. Çok beğendik ve hızlıca
reklam filmi çalışmasını tamamladık.
Temel yaklaşımımız samimi olmak,
duygulara tercüman olmak ama aynı
zamanda evde kalmanın hayatta
kalmanın önemine vurgu yapmaktı.
Bunu başardığımızı düşünüyorum”
dedi. Kızılbay filmin geniş bir
planlamayla yayınlanacağını ve aynı
zamanda sosyal medya üzerinden farklı
çalışmaların kullanılacağını belirtti. SD
Quick Sigorta İlkokulu'nun inşaatı Mayıs’ta tamamlanıyor
Geçen yıl Aralık ayında
Alanya Mahmutlar
Beldesi’nde temeli atılan
Quick Sigorta İlkokulunun
inşaat çalışmaları tüm
hızıyla sürüyor.
Alanya’nın Mahmutlar Beldesinde
yapılmakta olan 32 derslikli Quick
Sigorta İlkokulu’nun inşaatı hızla
devam ediyor. Yapım çalışmalarını
denetleyen Matger İnşaat Genel
Müdürü Ahmet Babacan çalışmaların
planlanan takvim çerçevesinde
sürdüğünü belirterek, “Mayıs ayı
içinde tamamlanmasını öngörüyoruz.
Bugüne kadar planlanan inşaat
takviminde bir aksama olmadı” dedi.
Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet
Yaşar ise çalışmaları yakından takip
ettiğini belirterek, “Eğitime verdiğimiz
önemin sözde kalmaması için kararını
aldığımız ve tüm acentelerimizin adına
yapımına başladığımız okul kullanıma
hazır hale geldiğinde yine hep birlikte
bunu kutlamak için Alanya’da
buluşacağız” dedi. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
37
Maher Holding’den istihdamı
koruma ve geliştirme sözü
Levent Uluçeçen
Maher Holding CEO’su Levent
Uluçeçen yaptığı açıklamada dünyanın
ve Türkiye’nin zor bir süreçten
geçtiğini belirterek kamu ve özel
sektörün bir bütün olarak bu süreçte
mücadele etmesi gerektiğini belirtti.
Uluçeçen, “Faaliyetlerimiz ve iş
süreçlerimiz aksamadan ve salgın
süreciyle mücadeleye destek verecek
şekilde devam edecektir. Maher
Holding’e bağlı tüm şirketlerimizde
çalışan arkadaşlarımızın özlük
haklarında bir kısıtlama ve değişime
BNP Paribas Cardif
iş ortakları aracılığıyla
kredisini yeniden
yapılandıran müşterilerinin
kredi koruma
sigortasından ilave prim
talep etmiyor.
BNP Paribas Cardif, Ekonomik
İstikrar Kalkanı paketi kapsamında
gündeme gelen kredilerin yeniden
yapılandırılması sürecinde, kredi
Levent Uluçeçen,
“Faaliyetlerimiz İstihdamı
koruyarak iş süreçlerimiz
aksamadan ve salgın
süreciyle mücadeleye
destek verecek şekilde
devam edecektir” diyerek,
şirketlerinde çalışanların
özlük haklarında bir
kısıtlama ve değişime
gitmeden faaliyetlerini
sürdüreceklerini söyledi.
gitmeden ve devletimizin sağladığı
kısmi çalışma desteğini kullanmadan
istihdamı koruyacak ve faaliyetlerimize
devam edeceğiz. Bu topraklarda
faaliyet gösteren her şirketin bu
süreçte bu mücadeleye destek olması
gerekiyor” dedi.
“Ödemelerimiz kesintisiz ve
aksatmadan yapılacaktır”
Uluçeçen, zorlu süreçte sadece holding
çalışanlarını değil iş ortaklarını da
korumaları gerektiğini söyleyerek,
“Acentelerimizin, iş yaptığımız, mal ve
hizmet aldığımız tüm iş ortaklarımızın
ödemelerini aksatmadan ve birçoğunu
öne çekerek yapıyoruz. Bu zor süreci
en az hasarla atlatmak için tüm büyük
yapıların benzer bir uygulama yapması
koruma sigortalarında yeniden
yapılandırma ile meydana gelen ilave
prim ödemelerini talep etmeyeceğini
duyurdu.
Yaşanan süreçte üzerine düşen
sorumluluğun bilinciyle harekete geçen
BNP Paribas Cardif yönetimi, mevcut
kredi ödeme planlarında vade ve tutar
değişikleri olsa dahi kredi koruma
lazım. Kısacası hep birlikte ayakta
kalmamız lazım” dedi.
Holding bünyesinde bulunan sigorta
şirketlerinin TSB’nin öncülük ettiği
kampanyaya maddi olarak katkıda
bulunduğunu belirten Uluçeçen, “Bu
anlamda her türlü çalışmanın içinde
bulunmak bizim görevimizdir” dedi.
Maher Holding çatısı altında bulunan
Quick Sigorta ve Corpus Sigorta’nın
hem çalışanlar hem de acente ve diğer
iş ortaklarının sağlığı ve iş süreçlerini
düşünerek dijital projeleri devreye
aldığını belirten Levent Uluçeçen,
“Özellikle Quick Sigorta dijital bir
anlayışla kurulduğu için bu projeleri
hızlıca devreye aldı. “Evdeyiz-
Hizmetinizdeyiz” kampanyası ile
online ortamda acentelerimizin
müşteriler ile bir araya gelmesini
sağladı. Birçok üründe süreçlerin
dijital ortamda hızlı ve aksamadan
sürmesi için projeler devreye alındı.
Hasar süreçlerindeki iş ortaklarımızın,
servis ve tamirhanelerin ödemelerini
dosya tamamlandığı gün, bekletmeden
yapıyoruz. Sigorta grubumuzdaki
ekibimizin tamamı 7/24 online hizmet
vermeye devam ediyor. Quick Sigorta
bu zorlu süreçte dahi icra kurulu
toplantılarını online olarak yapmaya
devam ediyor” dedi. SD
BNP Paribas Cardif’ten korona virüsle mücadeleye
destek
sigortalarında ilave sigorta prim
ödemesi talep edilmeyeceğini, bu
uygulamanın üç aya kadar olan vade
uzatımları için geçerli olacağını
açıkladı.
Şirket ayrıca, mevcut sigorta poliçe
teminatlarının yeni belirlenecek
kredi vadesi boyunca geçerli
olacağını bildirdi. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
38
ŞİRKETLERDEN
AXA Sigorta acente
toplantısını çevrimiçi yaptı
AXA Sigorta, acenteleri
ve çalışanlarıyla bir araya
geldiği geleneksel bölgesel
buluşmalarını korona virüs
salgını nedeniyle dijital
ortama taşıdı.
AXA Sigorta acenteleri ve
çalışanlarıyla bir araya geldiği
geleneksel bölge toplantısını
dijital ortama taşıdı. Acente ve
çalışanlarına #evdekal mesajı vermek
ve sosyal mesafeyi korumak adına
önlem alınarak çevrimiçi olarak
gerçekleştirilen toplantıya katılan 2300
acente ve 700 çalışanla şirketin gelecek
öngörüleri, planları ve iş süreçlerinin
kesintisiz bir şekilde devam etmesi için
alınan önlemler paylaşıldı. Toplantıda
ekran karşısına AXA Sigorta CEO’su
Yavuz Ölken ve Satış ve Pazarlama
Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Firuzan
İşcan geçti.
Sigorta 4.0
AXA Sigorta CEO’su Yavuz Ölken,
“İlk online acente toplantımızı özellikle
7 Nisan Dünya Sağlık Günü’nde
yapmayı tercih ettik. Bu zorlu dönemde
öncelikle hayatımızı kolaylaştıran
sağlık çalışanlarına emekleri için çok
teşekkür ediyoruz. Pandeminin tüm
dünyada hayatları, iş yapış şekillerini
ve gelecek ön görülerini etkilediği
günlerden geçiyoruz. İki yıl önce yine
bu tarihlerde bir araya geldiğimizde
‘Sigorta 4.0’ yaklaşımımızla ilk kez
acentelerimizin karşısına çıkmış
teknolojinin insanlar için olduğunun
altını çizmiş, bir araç olarak tüm
süreçlerimizin bir parçası olacağından
bahsetmiştik. Attığımız adımların
doğruluğunu bu dönemde daha
iyi görüyoruz. Salgın döneminde
acentelerimiz ve çalışanlarımıza evde
kaldıkları bu süreçte hiçbir işlerini
yarım bırakmayarak müşterilerimizin
ihtiyaç duyduğu her an yanlarında
oldukları için ayrıca teşekkür
ediyorum. Acentelerimize inisiyatif
vermeye, onların teknolojiyi ve
veriyi en etkili şekilde kullanmasını
sağlamaya, müşterileriyle devamlı
iletişim kurmalarına yardımcı
olmaya devam ediyoruz ve edeceğiz.
Önümüzdeki dönem için dengeli bir
planlama yaptık. Ayrıca AXA Sigorta
olarak özel sağlık kurumlarının
ayakta kalabilmesi için hastanelere ön
finansman modellerimizi çalıştık ve
yürütüyoruz” dedi.
Satış ve Pazarlama Başkanı ve
İcra Kurulu Üyesi Firuzan İşcan
ise geçen yılki başarılı sonuçlar
için acentelere teşekkür ederek
şunları aktardı: “Tamamlayıcı sağlık
sigortaları alanında son 1,5 yıllık
dönemde sigortalı sayımızı hep
birlikte iki katına çıkardık. Sağlık
Yıldızları ile hem acentelerimizin
hem de müşterilerimizin hayatlarını
kolaylaştıracak uygulamalarımızı
hayata geçirdik. Start-uplara
verdiğimiz desteklerle ürünlerimizin
içine ek hizmetler dahil ederek
müşterilerimizin günlük hayatlarına
dokunduk. Dünya Dostu Sigortacılık
anlayışımızla dünyadaki karbon ayak
izimizi azaltmak için çalıştık. Bu
hareketimize acentelerimizi de dahil
edip, hep birlikte yol aldık. Pazarlama
iletişiminde de güzel işlere imza
attık; 100 milyondan fazla izlemeye
ulaşan reklam filmlerimiz ve diğer
çalışmalarımızla sayısız ödül kazandık.
Tüm çalışmalarımızla marka sağlığı
performansında marka bilinirliği ve
satın alma eğiliminde art arda 3 yıl 1.
sırada olmayı başardık” diye konuştu.
"Gerekli önlemleri aldık"
İşçan, KOVİD-19 salgınına odaklanan
çalışmalarıyla ilgili olarak yaptığı
değerlendirmede ise ülkemizde
ilk vakanın açıklanmasıyla gerekli
önlemleri aldıklarını, devamında
evden çalışmaya başladıklarını,
bu süreçte 12 binden fazla acente
görüşmesi yapıldığını söyledi.
İşcan, “Acentelerimizin kazançlarını
destekleyecek şekilde komisyon
kampanyalarımızı revize ettik,
bu döneme özel sürdürülebilir
gelirlerini ve iş yapış süreçlerini
destekleyici önlemlerimizi kendileri
ile paylaştık. Müşterilerimizi evlerinde
kalmaları konusunda destekleyerek
onlara Ücretsiz Çekici ile Hasar
Onarım hizmetlerimizi duyurduk.
Müşterilerimize ödeme kolaylığı
sağlamak üzere ürünlerimizde taksit
sayısını arttırdık” dedi. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
39
Generali Sigorta acentelerine
destek paketi sağladı
Generali Sigorta,
korona virüsün etkili
olduğu kritik dönemde
acentelerinin yanında
olmak ve iş sürekliklerini
sağlamak amacıyla destek
önlemlerini hayata geçirdi.
Generali Sigorta, acentelerinin
iş sürekliklerini sağlamak, gelir
kayıplarını minimum düzeyde
tutabilmek için çeşitli önlemler aldı.
Şirket, bu kapsamda acentelerin
pazarlama faaliyetlerini desteklemek
için sosyal medya mecralarında
kullanılmak üzere özel iletiler
hazırladı. Acentelerin komisyon
ödemelerini haftalık olarak yapma
kararı alan Generali Sigorta,
ayrıca acentelerin boş vakitlerini
değerlendirmesine olanak sunmak
amacıyla internet televizyonu BluTV
üyeliği hediye etti. SD
Aksigorta'dan ‘Evde Kal’ çağrısına dijital destek
Soner Akkaya
Aksigorta, evde kalmanın hayati
önem taşıdığı bu günlerde
devreye aldığı yeni uygulamalarla
evde kalmayı teşvik ediyor.
Müşterilerinin evde kalmalarını
Covid-19 salgını hastalığı
kapsamında, kamu
otoriteleri tarafından
yapılan “Evde Kal”
çağrılarına bir destek de
Aksigorta’dan geldi.
teşvik etmek ve müşterilerinin mevcut
ve olası sıkıntılarını gidermek üzere,
birtakım yeni uygulamalar devreye
aldıklarını söyleyen Aksigorta
Genel Müdür Yardımcısı Soner
Akkaya, şunları aktardı: “Whatsapp
üzerinden eş zamanlı paylaşım ve
evrak temini, gerek görülen hallerde
video ile uzaktan ekspertiz yöntemleri
sunuyoruz. ‘Kapıdan al, Kapıya
teslim et’ uygulamamızla hasar
gören araç sahiplerine ücretsiz
vale ve çekici hizmeti sunuyor,
gerekli servis bakım ve onarımını
sağlıyoruz. Ayrıca uzaktan hasar
inceleme limitlerimizi yükselterek,
evde kalan müşterilerimize daha
hızlı hizmet vermek ve hayatlarını
kolaylaştırmak için bambaşka
deneyimler sunmaya devam
ediyoruz. Bu kritik ve hassas
dönemde müşterilerimizin evde
kalmasını istiyor, yaşadıkları
sıkıntıları gidermek konusunda
elimizden gelen her türlü desteği
sunmaya devam ediyoruz” dedi. SD
AXA’dan yerinde cam değişimi ve ücretsiz vale çekici kolaylığı
AXA Sigorta, sunduğu
yerinde cam değişimi ve
çekiciyle ücretsiz vale
hizmetleriyle müşterilerinin
servise gitme
zorunluluğunu ortadan
kaldırıyor.
AXA Sigorta, kasko müşterilerine
yönelik önemli kolaylıklar sağlıyor.
Sigortalılarını sosyal mesafeyi
sağlamak için evde kalmaya çağıran
şirket, bu dönemde araçlarını tamire
götürmek durumunda kalacak
müşterileri için ücretsiz vale
hizmeti sağlayarak sigortalılarının
araçlarını evlerinden alıp tamire
götürüyor. Araçlarının yürür durumda
olup olmadığına bakılmaksızın,
çekiciyle vale hizmeti almak isteyen
sigortalıların talepleri aynı ilde
olması koşuluyla ücretsiz olarak
gerçekleştiriliyor. Yerinde cam
değişimi ve onarımı hizmeti sunan
AXA Sigorta, müşterilerinin cam
hasarlarını istedikleri adreste ve
istedikleri gün ve saatte kolaylıkla
çözmelerini sağlıyor. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
40
ŞİRKETLERDEN
Güneş Sigorta’dan
Covid-19 tedavi ve
fark masraflarına
güvence
Güneş Sigorta Genel
Müdürü Atilla Benli:
“İçinde bulunduğumuz
bu zor günleri bir an önce
aşmak ve halkımıza destek
olmak için var gücümüzle
çalışıyoruz.
Bu doğrultuda Covid-19
tedavi ve fark ücretlerini
özel sağlık ve tamamlayıcı
sağlık poliçelerimizin
kapsamına aldık.”
Güneş Sigorta mevcut özel sağlık ve
tamamlayıcı sağlık sigortalılarının
Covid-19 tedavi ve fark ücretlerini jest
ödemesi olarak karşılama kararı aldı.
Bireysel ve Kurumsal sigortalı
ayrımı yapılmaksızın mevcut tüm
Özel Sağlık ve Tamamlayıcı Sağlık
sigortalılarının Covid-19 tedavi ve fark
ücretleri; poliçe özel şartlarında salgın
hastalığın kapsam dışında belirtilmiş
olmasına rağmen, poliçelerindeki
mevcut şartları, geçerli hastane dağıtım
ağı ve limitleri dâhilinde Sağlık
Bakanlığı’nın pandemi hastanesi
olarak ilan ettiği tüm özel hastanelerde
jest ödemesi olarak karşılanacak.
Yeni talepte bulunacak özel sağlık ve
tamamlayıcı sağlık sigortalıları için de,
mevcut rahatsızlığın poliçe başlangıç
tarihinden öncesine dayandığı vakalar
hariç olmak üzere Covid-19 tedavi
ve fark ücretleri de poliçe kapsamı
dahilinde değerlendirilecek.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde
bulunan Güneş Sigorta Genel Müdürü
Atilla Benli; “Koronavirüse karşı
verilen mücadelede kamu sigorta
şirketlerinden biri Güneş Sigorta olarak
devletimizin ve halkımızın yanındayız.
İçinde bulunduğumuz bu zor günleri
bir an önce aşmak ve halkımıza destek
olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
Bu doğrultuda Covid-19 tedavi ve fark
ücretlerini özel sağlık ve tamamlayıcı
sağlık poliçelerimizin kapsamına
aldık. Sağlık Bakanlığımızın pandemi
hastanesi olarak ilan ettiği tüm özel
“Sigortacılık durmaz”
Güneş Sigorta;
Koronavirüs (Covid-19)
pandemisi nedeniyle
yaşanan zorlu süreçte
sağlık çalışanlarının,
sigortalılarının ve satış
kanallarının yanında
olduğunu 1 Nisan
itibarıyla devreye aldığı
uygulamalarla gösterdi.
Ülkemizin ve dünyanın koronavirüs
(COVID-19) ile mücadele ettiği
bu dönemde sağlık çalışanlarına,
sigortalılarına ve satış kanallarına
desteğini sürdüren Güneş Sigorta;
Güneş Dost Kasko, Konut,
Ferdi Kaza ve Kritik Hastalıklar
ürünlerinde tüm müşterilere yüzde
5, bu zor dönemde fedakârlık
yaparak görevlerine devam eden
sağlık çalışanlarına da ayrıca yüzde
15 ek indirim avantajı sağladı.
Kampanya döneminde VakıfBank
hastanelerde tedavi ve fark ücretleri
poliçe mevcut şartları ve limitleri
dahilinde karşılanacaktır. Birlik,
beraberlik ve dayanışma ile bu
süreci en kısa sürede atlatacağımıza
inanıyorum” dedi. SD
kredi kartı ile yapılan sigorta prim
ödemeleri ise bir hesap özeti dönemi
ertelenecek. Ayrıca 1 Nisan – 31
Mayıs tarihleri arasında Güneş
Sigorta Kasko müşterilerine RS
Servis’te yapılacak detaylı araç içi
temizlik ve ozon temizliğine de %50
indirim sağlanacak.
Düzenlenen kampanyalar ile
ilgili açıklamalar yapan Güneş
Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli,
“Sigortacılık zor zamanların işidir.
Biz de Güneş Sigorta olarak bunun
bilincindeyiz ve “Sigortacılık
Durmaz” diyoruz. Hayata
geçirdiğimiz bu uygulamalarla
sağlık çalışanları başta olmak üzere
hem sigortalılarımızın hem de satış
kanallarımızın yanında olduğumuzu
göstermek istedik. Özellikle içinde
bulunduğumuz bu zor süreçte
bizim için fedakârca çalışan
sağlık sektörü çalışanlarına %5
indirime ek %15 indirim ile destek
oluyoruz. Bireysel ve toplumsal
sorumluluklarımızı yerine getirerek,
bu zorlu süreci sigortalılarımız,
dağıtım kanalımız ve tüm
paydaşlarımızla dayanışmayla
içerisinde atlatacağımıza yürekten
inanıyorum” dedi. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
41
Türk Nippon’dan
Galatasaray
yelken sporcusuna
destek
Türk Nippon Sigorta Genel
Müdürü Dr. E. Baturalp
Pamukçu, Galatasaray
Yelken Şubesi’nin
olimpiyatlarda yer alacak
ilk kadın sporcusu
olan Güzel’e sponsor
olmalarının en büyük
nedeninin, Ecem Güzel’in
azmi ve çalışkanlığı
olduğunu belirtti.
Türk Nippon Sigorta, 19 – 24
Temmuz 2019 tarihinde Japonya’da
gerçekleştirilen Laser Radial
Dünya Şampiyonası’nı 10. olarak
tamamlayan ve böylelikle korona
virüs nedeniyle 2021 yılına ertelenen
Tokyo Olimpiyatları’na katılmaya hak
kazanan Galatasaray Yelken Şubesi’nin
milli yelken sporcusu Ecem Güzel’e
sponsor oldu.
Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü
Dr. E. Baturalp Pamukçu, konuyla
ilgili şunları söyledi: “Bir Galatasaray
taraftarı olarak, tarihi başarılarla dolu
bir kulübün Yelken Şubesi sporcusu
Ecem Güzel’e sponsor olduğumuz için
gerçekten mutluyuz. Bu mutluluğun
yanında güçlü şekilde hissettiğimiz
bir diğer duygumuz ise şüphesiz ki
Baturalp Pamukçu
gurur. Ecem’in olimpiyat
sporcusu olabilmek
adına bu zamana kadar
geçirmiş olduğu aşamalar
şahsen beni oldukça
etkiledi. Ülke olarak her
spor dalında Ecem gibi
kendinden emin, azimli
sporculara ihtiyacımız var.
Ecem’in ve Galatasaray
Yelken Şubesi’nin gelecek
yıla ertelenen Tokyo
Olimpiyatlarında büyük başarı
göstereceğini düşünüyorum.’’
Galatasaray Yelken Şubesi
milli sporcusu Ecem Güzel ise,
olimpiyatlarda yarışmanın anahtarının
‘kendine inanmak, hayal etmek
ve çalışmak’ olduğunu belirterek,
“Amatör spor branşlarında sponsor
bulmanın çok kolay olmadığı bir
dönemde Türk Nippon Sigorta’nın
destekleriyle 2021’e ertelenen Tokyo
Olimpiyatları için aynı sıkı tempoyla
hazırlanmaya devam ediyorum. Tüm
bu hazırlık aşamalarında, her ne
kadar tekne üzerinden tek başıma gibi
görünsem de arkamda Türk Nippon
Sigorta’nın çok ciddi bir desteği var.
Başaramazsın diyenlere inat, kadının
isterse her şeyi başarabileceğine
inanıyorum” şeklinde konuştu.
'Maceraya 10 yaşında
başladım'
Yelkene 10 yaşında Bodrum’a gittiği
bir yaz tatilinde başlayan Güzel,
“10 yaşında bir çocuk için optimist
kursunun oldukça ilginç geldiğini
belirterek, “Kursa gidene kadar
yelkenli tekne olduğunu bilmiyordum.
Gittiğimde öğrendim ve benim yelken
maceram da bu şekilde başlamış
oldu” diye konuştu. 2009 yılında
yarışmalara katılmaya başladığını
söyleyen Güzel şunları kaydetti:
“O zaman kulübümüzde bulunan
antrenörümüz sporcuları karşısına
alarak eğer çok çalışırsanız siz de bir
gün olimpiyatlarda yer alabilirsiniz
demişti. Benim olimpiyat hedefim bu
motivasyon cümlesi ile başladı.”
'Galatasaray benim ailem'
2013 yılında Galatasaray Kulübü’ne
transfer olan Güzel, Galatasaray
Yelken Şubesi’nin ve Galatasaray
Kulübü’nün kendisi için vazgeçilmez
olduğunu belirterek, “Kulübe ilk
adımımı attığımdan beri bu sıcaklığı
ve samimiyeti hep hissettim.
Hissetmeye devam ediyorum. Hiç bir
zaman eksilmedi. Kısaca tanımlamak
gerekirse, Galatasaray benim ailem”
ifadelerini kullandı.
Türk Nippon Sigorta’nın vermis
olduğu desteğin kendisi için çok
önemli olduğunun altını çizen Güzel,
2021’e ertelense de Olimpiyatlar için
hız kesmeden çalışmalarına devam
ettiğini kaydetti. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
42
MAKALE
Dündar Kortan
"Sir John, işini kendisine
ait ilke ve yöntemler
doğrultusunda yönetmeye
çalışan, bilanço gereği
maddi varlıklarının yönetimi
yanında, maddi olmayanların
da değerlendirilmesi
gerektiğine inanan bir
yönetici örneğini vermiştir."
Geçen yüzyılda, Avrupa’nın ilk beş
büyük şirketi arasında yer almış
"Imperial Chemical Industries"(ICI)
şirketinin tekmil görev basamaklarını
tırmanarak başkanlığa yükselmeyi
başarmış ve 1986 - 1988 yıllarında,
İngiltere'de "Yılın Sanayicisi" seçilmiş,
Sir John Harvey- Jones (1924 -
2008), yönetim üzerine yaptığı bir
konuşmada şöyle diyordu: “Başarılı
bir yönetim ancak ürün ve hizmetlerin
değil, insanların iyi yönetilmeleriyle
elde edilebilir.” Organizasyonun,
işlerin yapımında açık ve rahatça
hareket edebilmesi için, tüm
işletmelerin bürokratik yapıya karşı
direnmesine ve her safhada - hazırlık,
değerlendirme uygulama- barış,
sevgi ve güven ortamının varlığının
gerekliliğine vurgu yapıyordu.
Harvey-Jones, iş yönetiminde, en
etkili özelliğinin şaka, rekabet, ısrar,
tutku, cesaret, dürüstlük gibi her türlü
insancıl duyguların dengeli, biçimde
kullanılması ve kontrol edilmesi
olduğunun da altını çiziyordu.
İnsanları yücelten bütün bu
niteliklerin, işlerin (ve sonuçta
Para Kazan, Eğlen ve
Ahlaklı Ol!
insanların) doğru yönetiminde gerekli
olduğunu savunmuştur. İngiltere'de
o dönemde "business" kavramının
toplum nezdinde yeterince itibar
görmemiş olmasını da bu insancıl
tutum ve yaklaşımların, işlerin
yapılış ve yönetim biçimlerinde yer
almamasından kaynaklandığını ileri
sürmüştür.
Geçmişteki süreçlerde iç dünyasıyla
sosyal yaşam karakterini oluşturan bu
insancıl değerler arasında karşılıklı
bir etkileşim var olmamıştır. Halbuki
bu insan odaklı tutum ve davranışlar,
yaşamın her alanında mevcuttur
ve iş dünyası da bu yaşamın bir
parçası olduğuna göre, eğitim, çevre
sorunları ve insanların yaşam kalitesi
faktörlerini geliştirme gibi çeşitli
iş projeleriyle toplumda birlikte
olumlu ilişkiler içinde olması amacını
benimsemek zorundadır.
The City’nin melon şapkalı
adamları
Geçmiş dönemlerde, Londra'nın
finans merkezi the City'nin iş
adamları fevkalâde parasal bir imaj
oluşturmuş. Melon şapkaları, gri renk
çizgileri, kendi okul veya derneklerini
simgeleyen kravatları ve her daim
ellerinde taşıdıkları şemsiyeleri ve
ağızlarından eksilmeyen pipoları,
koltuk altına sıkışmış "The Times"
yahut "Financial Times" gazeteleri,
çatık kaşları ve gülmeyen yüzleriyle,
kendilerini toplum içinde imtiyazlı,
farklı bir sınıfın
temsilcileri olarak
görüyorlardı. Hatta
yürüyüşlerinden,
bankacı yahut
sigortacı olduklarını
da sezinlemek
mümkündü. Bu iş
adamları, kendi
aralarında toplanırlar,
yemek yerler, iş
saatleri dışında da
kendi derneklerinde
vakit geçirirlerdi.
Bu iş adamlarının - o dönemde,
"the City"de kadın çalışanların
sayısı fevkalade düşüktü - bu
ayrıcalıklı tutumları ve toplumun
büyük kesimlerinden ayrıksı duran
davranışlarına rağmen, bu ülkede
sigorta bilincinin ve finans konularına
ilginin belirli bir düzeye ulaşmış
olmasında, hemen her il ve ilçede
var olan "sigorta enstitülerinin
"C.I.I." sağladığı eğitim, konferans,
seminer ve toplum üyeleriyle yapılan
soru - cevap söyleşilerinin büyük
etkisi olmuştur. (Ben de lisansüstü
öğrencilik yıllarımda, Londra, Hastings
ve Exeter şehirlerindeki bu enstitülerin
eğitim programlarından faydalanmış
ve özellikle, fevkalade zengin
kütüphanelerinden yararlanmıştım).
"Troubleshooter"
Bu bağlamda Sir John'ın, toplumun
tekmil üyeleri büyük ilgiye izlenen
BBC'de seri olarak yayımlanan
"Troubleshooter - Sorun Giderici"
söyleyişleri de insanların, iş
mekanizmalarının işleyişi hakkında
kolay anlaşılan bir lisanda
bilgilendirilmesine önemli bir katkı
sağlamıştır. Böylece bir zamanlar
toplumun çoğunluğundan ilgi
görmeyen "business" olgusu, işin
içine sokaktaki insanı dahil eden bir
yaklaşımla herkesin bilinçaltında bir
itibar kazanmıştır.
Sir John’ın bu söyleşilerinde sorun
yaşayan şirketlere yönelik çözüm
Sigorta Dünyası Nisan 2020
43
önerilerini şöyle özetleyebiliriz:
Müşteriyi memnun etmek için, ne
gerekiyorsa - hatta daha da fazlasınıyapmalısınız.
Bu tutumu, şirket
kültürünün temel yapısına yerleştirme
hünerini gösterebilmelisiniz.
Organizasyonda sadece belirli bölüm
ve aktivitelerin değil tekmil bünyenin,
müşterileri ayrı ve farklı ihtiyaçlarını
karşılayabilme yeteneğine sahip
olduklarından emin olmalısınız.
Tüm çalışanlar, müşterilerin tatmini
ve memnuniyetini eksiksiz yerine
getirebilecek deneyim ve bilgiyle
donanımlı olmalıdır. Deneyim ve
yenilikçi (en iyi değil en yeni) düşünme
tarzlarının bileşimi, becerilerin
zamanla geleneksel politikaların
da etkisiyle yetersiz ve uyum dışı
kalmalarını önleyecektir.
Her bir aktivite, müşterilerin güvenini
kazanma ve güçlendirme amacına
yönelik olmalıdır. Bu aktivitelerin
müşteri bazında kişilerin yaşantılarına
ve ekonomik refahları üzerine olumlu
etkilerini değerlendirirken, değer
yandan işletmenin toplum içinde
kabul edilme ve pozisyonu yükseltme
olanaklarını doğru saptamak da
gerekmektedir.
Sir John, işini kendisine ait ilke ve
yöntemler doğrultusunda yönetmeye
çalışan, bilanço gereği maddi
varlıklarının yönetimi yanında, maddi
olmayanların da değerlendirilmesi
gerektiğine inanan bir yönetici
örneğini vermiştir.
İyi yönetimin tanımı
İyi bir iş insanı olabilmenin ana
özelliğini, açık fikirli, şeffaf ve
insan odaklı, sosyal sorumluluk
farkındalığı yüksek ve adaletli
kuralların kutsallığına inanan
biri olarak tanımlamaktadır.
Sir John, politikalar oluşturmak
yerine, daima bilgi temelli diyalog
yoluyla işletme mekanizmalarının
doğru çalışabileceğine inanmıştır.
Yönetimlerin, insanları iyi yönetebilme
ve gelişmelerine yardımcı olabildikleri,
örgütün amaç ve hedefleriyle uyumlu
hale getirebildikleri ölçüde başarılı
olacaklarını söylüyor. Bu “iyi yönetme”
tanımını da organizasyonda yapılması
gerekli atılımların, belirgin bir şekilde
ortaya çıkmadan, sinyallerin doğru
değerlendirilmesi ve hızla harekete
geçilmesi şeklinde yapmaktadır.
Kendi meziyetlerini de fevkalade bir
konsantrasyon yeteneğine ve keskin
bir gözlemci olmasına bağlamaktadır.
Ne "the City"nin ne de borsanın iyi bir
iş insanının yetenek düzeylerini tartıya
vurabilecek bir uzmanlık birikimine
sahip olduklarına inanmamış ve
bu merkezdeki değerlendirmelerin
kısa vadeli olduklarını söylemiştir.
“"Geçmişteki süreçlerde
iç dünyasıyla sosyal yaşam
karakterini oluşturan
insancıl değerler arasında
karşılıklı bir etkileşim
var olmamıştır. Halbuki
bu insan odaklı tutum ve
davranışlar, yaşamın her
alanında mevcuttur ve iş
dünyası da bu yaşamın bir
parçası olduğuna göre,
eğitim, çevre sorunları ve
insanların yaşam kalitesi
faktörlerini geliştirme
gibi çeşitli iş projeleriyle
toplumda birlikte olumlu
ilişkiler içinde olması
amacını benimsemek
zorundadır."
“
Piyasaların kendi kurallarıyla
işlediklerini ve insanların kendi
işlerini istedikleri yönde, kısa dönemli
finansal meselelerin ötesindeki
değerlendirmelerle, özgür bir iş
planlarıyla yönetebilme olanaklarının
oluşmayacağını ileri sürmüştür.
“Bir şeyler yapın ve hızla
yapın”
Çalışanların sayısı yüz bini aşan ICI'nın
başkanı seçildikten üç yıl sonra Sir
John, tarihinde ilk defa, bir milyar
pound kâr oluşturmuştur. Şirketin
işleyişinde çalışanların beyinlerine şu
sloganı kazımıştır; "Doğru veya yanlış
olduğuna bakmadan bir şeyler yapın
ve hızla yapın."
Kariyerinde "the Economist" dergisinin
başkanlığı ve çeşitli sosyal yarar
güdümlü vakıfların yöneticiliği yer
almıştır. Çocukluğu Hindistan'da
geçmiş, İngiliz Deniz Harp Okulundan
diplomalı, Cambridge Üniversitesi’nde
Almanca ve Rusça dil eğitimi almış Sir
John, iş tutumu ve kişisel özellikleri
yönlerinden kendisini the City'nin tipik
yöneticilerinden saymamıştır. Ne o
dar çevrenin gri renkli giysilerinden
hoşlanmış ve ne de pek çok bürokratın
mevki kapma pahasına beğeni
oluşturduğu Başbakan Thatcher'in
serbest piyasa ve özelleştirme
politikalarını tasvip etmiştir.
Thatcher'in iş adamlarıyla yaptığı
toplantılarda birçok konuda "Hayır Sn.
Başbakan, bu doğru değil" diyebilen
tek iş adamı Sir John olmuştur.
Ve bu nedenle, Thatcher'in en az
sevdiği iş adamı olarak anılmasına
rağmen, 1985 yılında "Sir" unvanıyla
onurlandırılmıştır.
3 kural
Emeklilik dönemlerinde, 82 yaşında
şöyle konuşmuştur. “Bu dünyayı
değiştirebilme istek ve inancımı
artık kaybettim. Bundan sonra
yapabileceğim tek şey değişimlere
uymak ve belki de bu süreçte
oluşumların birkaç adım önünde
olabilmektir.”
Kendisinin iş ve özel yaşamında
benimsediği ilkeler, günümüzde en
etkili iş dünyası düşünürleri listesinde
yer alan ve müşteri odaklı stratejiler
konusunda otorite olarak kabul
edilen ekonomist Don Peppers'ın iş
dünyasında başarılı olmak için, eski
bir patronundan kulağına küpe olmuş
şu üç kuralla özdeşleşmiş gibidir:
"Para kazan, eğlen ve ahlaklı ol" SD
1982 - 87 arası ICI CEO’su İngiliz işadamı
“Troubleshooter”/Sorun Çözücü
Sir John Harvey-Jones
Sigorta Dünyası Nisan 2020
44
ACENTE DÜNYASI
TOBB SAİK Sektör Meclisi
toplantısını video konferansla yaptı
TOBB Sigorta Acenteleri Sektör Meclisi toplantısı video
konferans ortamında gerçekleştirildi. 4 saati aşan toplantıda
sektörü yakından ilgilendiren konular masaya yatırıldı.
TOBB SAİK’in Mart ayında yapılması
gereken Sektör Meclisi toplantısı,
korona virüs salgını nedeniyle 9
Nisanda video konferans yöntemiyle
yapıldı.
Toplantının ana gündem konusu Covid-
19 salgınının sektörel etkileri oldu.
TOBB SAİK Yönetiminin eksiksiz
olarak hazır bulunduğu toplantıya,
Sektör Meclisi üyeleri, TOBB Yönetim
Kurulu ve İcra Komitesi doğal Üyesi
Hakan Ülken, TOBB Sektörler
Girişimcilik Daire Başkanı Saygın
Baran da katıldı.
Sektör Meclis Başkanı Yavuz Özçağın
‘ın açış konuşmasının ardından, İcra
Komitesi Başkanı Levent Korkut söz
alarak, salgın sürecinin ilk günlerinden
itibaren, sigorta acentelerinin ve
müşterilerin süreçten olumsuz
etkilenmemesi için aralıksız olarak
çalıştıklarını bildirdi.
Korkut, SAİK’in bu dönemde yaptığı
çalışmaları şöyle özetledi: “Bu süreçte
hayata geçirdiğimiz ilk uygulama,
salgının bulaşıcı etkisinden acente
meslektaşlarımızı ve çalışanlarını
korumak adına yasal zorunluluk olan
Statik IP uygulamasının önce 31 Mart
tarihine kadar, ardından 30 Nisan’a
kadar kaldırılması oldu.
Sürecin ilk günlerinden itibaren Hazine
ve Maliye Bakanlığından aşağıdaki
taleplerde bulunduk:
Salgın sürecinin getireceği
ekonomik sıkıntılar öngörülerek,
yenilenmeyen zorunlu sigorta
poliçelerinde hasarsızlık indirimlerinin
belirli bir süre geçerli olmasının
sağlanması.
Acentelerin salgın sürecinde gelir
kaybına uğrayacağı öngörüsüyle, bu
kayıpları bir miktar önlemek adına
zorunlu trafik sigortaları branşında
taban komisyonun oranını yüzde 17’e
yükseltilmesini ve trafik sigortalarında
tüm şirketler bazında tek fiyat
uygulamasının sağlanması.
En az altı ay süreyle SGK ve
istihdam teşvikleri sağlanması, salgın
sürecinin uzaması halinde sürenin
uzatılması. Talebimiz sonrası şahıs
acenteleri için Mart, Nisan ve Mayıs
aylarına ait SGK ödemeleri altı ay
süreyle ertelendi.
Mevcut Vergi ödemelerinin altı ay
ötelenmesi ve vergi teşviki sağlanması.
Taleplerimiz sonrası şahıs acenteleri
için KDV ve muhtasar ödemeleri
ertelendi.
Salgın kapsamında uygulanacak
tüm teşviklerin kapsamına sigorta
acentelerinin dahil edilmesi,
acentelerin teşviklerden faydalanacak
sektörler arasına alınması.
Sigorta şirketleri tarafından tahsilat
süreçlerinin esnetilmesine yönelik
tedbirler alınmasının sağlanması,
salgın nedeniyle sorun yaşayan işletme
ve tüketicilere tahsilat için en az otuz
gün süre verilmesinin sağlanması, bu
süre sonuna kadar poliçelerin iptale
alınmamasının sağlanması.
SAİK’in şirketlerden talepleri
TOBB SAİK Yönetimi tarafından
sürecin ilk günlerinde, acenteler adına
TSB Yönetimi nezdinde de taleplerde
bulunulduğunu belirten Korkut, bu
talepleri de şöyle sıraladı:
Salgına yol açan virüs tedavilerinin
özel sağlık sigortaları tarafından
kapsam altına alınarak sigorta şirketleri
tarafından ödenmesinin sağlanması.
Sağlık sigortası satan sigorta
şirketlerinin tamamına yakını bu
masrafları ödeyeceğini açıkladı.
Acente hedefleri esnetilmeli ve
ertelenmelidir. Acente tahsilat
ödeme sorunlarına destek olunmalı,
tahsilat yapılamayan poliçeler
başlangıcından iptal edilmeli veya
tahsilat sorumluluğu acente üzerinde
bırakılmamalı, prim ödemeleri
ertelenmeli, daha sonra vade farksız
taksitler halinde alınmalıdır.
Komisyon ödemeleri haftalık olarak
yapılmalıdır. Birçok sigorta şirketi
bu talebimizi dikkate alarak erken
komisyon ödemeleri yapmaya başladı
Riziko kabul kriterleri esnetilmeli,
onay süreçleri hızlandırılmalı ve
şirket yetkililerine erişimde yaşanılan
sıkıntılardan dolayı, acente risk
kabul kriterleri güncellenerek
yükseltilmelidir.
Sigorta şirketlerinin acentelerine
yönelik yurt içi ve yurt dışı seyahat
programları iptal edilmeli, söz konusu
organizasyonların maliyeti acentelerine
ek teşvik olarak dağıtılmalıdır. SD
ACENTE DÜNYASI
Sigorta Dünyası Nisan 2020
45
Alerjik hastalıklar
korona virüs için
risk oluşturur mu?
Baharın gelmesiyle birlikte
polen alerjisi olanlar zor
günler yaşarken korona
Covid-19 salgınının bu
hastalığı nasıl etkilediği
henüz bilinmiyor. Ancak
uzmanlar alerjik nezle ve
göz alerjisi olanların korona
virüs enfeksiyonuna daha
kolay yakalanma ihtimali
olduğunu belirtiyor.
Yeni korona virüsün (Covid-19) alerjisi
olanları nasıl etkilediği henüz iyi
bilinmemekle birlikte, polen alerjisi
olanlarda özellikle polenlerin ortaya
çıktığı bu günlerde, sık sık elini burun
ve gözüne götürme ve hapşırmanın
korona virüs enfeksiyonuna yakalanma
olasılığını arttırdığı belirtiliyor.
İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi
Çocuk Alerjisi ve İmmünoloji
Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet
Akçay, konuya ilişkin şu bilgileri verdi:
Koronavirüsün alerji
hastalıklarının üzerindeki
etkisi nasıldır?
Cep telefonu, kapı kolu, merdiven
korkuluğu gibi birçok yerde olabilen
korona virüse temas eden alerjik biri
elini daha sık gözüne ve burnuna
götürecektir. Bunun sonucu olarak da
korona virüs hastalığına yakalanma
riski daha fazla olacaktır. Aynı
zamanda koronavirüs taşıyan birisi de
sık hapşırma ve fazla burun akıntısı
olması nedeniyle de etrafa daha
fazla virüs bulaştıracaktır. Sonuç
olarak korona virüs alerjisi olanlara
daha kolay bulaşabilir ve alerjisi
olan hastalar etrafına da daha fazla
bulaştırabilir. Bu nedenle de polenlere
karşı alerjik nezlesi olanların dış
ortamda bulunmaması, ellerin daha sık
yıkaması ve maske takması, mümkünse
burun ve gözünü elinin dış kısmıyla
silmesi çok faydalı olacaktır.
Çin’de bildirilen vakalarda, yeni
korona virüs nedeniyle yatan hastalarda
astım, alerjik nezle ve besin alerjisi
gibi alerjik hastalıkların olmadığı
bildirilmiştir. Çok az sayıda ilaç alerjisi
ve ürtiker rahatsızlığı olan hastalar
olduğu bildirilmiştir.
Alerjisi olan hastalar korona
virüse karşı daha dirençli
midir?
Alerjisi olanların bağışıklığının daha
güçlü olduğu ve korona virüsünden
koruduğu bilgisi maalesef doğru
değildir. Alerjisi olanların mikroplara
karşı değil, alerjenlere karşı bağışıklık
sistemi daha fazla çalışmaktadır. Bu
nedenle de korona virüsten korunmada
herhangi bir etkisi yoktur.
Korona virüs hastalığı
belirtileri ile alerji belirtileri
birbirinden nasıl ayrılır?
Korona virüs hastalığında; öksürük,
nefes darlığı, ateş ve boğaz ağrısı ön
plandayken alerjik nezlede; sık sık
hapşırma, gözlerde sulanma, burun
akıntısı ön planda olup genelde ateş söz
konusu değildir. Ateş, baş ağrısı ve kas
ağrısı alerjik hastalıkların ayrımında
bize yardımcı olan belirtilerdir.
Alerjisi olanların
antihistaminik kullanması
bağışıklığı zayıflatır mı?
Zayıflatmaz. Tam tersine faydalı
olabilir. Özelikle polen alerjisi
olanlarda burun kaşınması, nezle
ve hapşırma virüsün daha kolay
yayılmasına neden olabilir. Bu
nedenle; alerjik nezle belirtileriniz
varsa mutlaka doktorunuza danışarak
antihistaminik kullanmanız faydalı
olacaktır. Burnunuzu silerken tek
kullanımlık mendil kullanın. Toplu
taşıma kullanırken maske kullanın, sık
sık elinizi sabunlayın.
Alerjisi olanlar ateş
düşürücü olarak ne
kullanmalıdır?
“İbuprofen” ile ilgili korona virüs için
risk oluşturduğuna yönelik bilgiler
olduğu için “parasetamol” içeren ateş
düşürücülerin kullanılması daha faydalı
olacaktır.
Özetle;
Alerjik hastalıklar korona virüs
riskini arttırmaz.
Alerjik nezle ve göz alerjisi
olanlar burun kaşınması ve göz
kaşınmasında ellerinin dış yüzeylerini
kullanmalıdırlar.
Hapşırma sırasında tek kullanımlık
mendil kullanılmalı yoksa kollarının iç
yüzeyini kullanmaları faydalı olacaktır.
Alerjik nezlesi olanların polen
alerjisi varsa burun kaşınması
ve hapşırmayı engellemek için
doktorunuza danışarak antihistaminik
ve burun spreyi kullanabilirsiniz.
Alerjik nezle nedeniyle kortizonlu
burun spreyi kullanıyorsanız
doktorunuza danışmadan kesmeyin.
Bağışıklığınızı yüksek tutmak için
beslenmenize, vitamin desteğine,
düzenli uykuya ve egzersiz yapmaya
dikkat edin. SD
SAĞLIK
Sigorta Dünyası Nisan 2020
46
DÜNYADAN
Euler Hermes 18 ülke ve 126
sektörün risk notunu düşürdü
Euler Hermes, 2020
yılında küresel ekonomik
büyümenin Covid-19
salgınının da olumsuz
etkisiyle önemli ölçüde
yavaşlayacağını ve
iflasların yüzde 14
artacağını tahmin ediyor.
Euler Hermes’in her üç ayda bir ticari
borçların vadesinde ödenmeme riskini
ölçerek hazırladığı ülke ve sektör risk
derecelendirme raporunda da Covid-19
salgınının yaratacağı olumsuz etkilere
vurgu yapıldı.
Euler Hermes 2020 yılında küresel
ekonomik büyümenin güçlü
bir yavaşlama kaydedeceği ve
iflasların yüzde 14 artacağı tahmini
doğrultusunda, 18 ülke ile 126
sektörün risk derecelendirme notunda
da indirime gitti. 2020 yılında dünya
ekonomisinde büyümenin yüzde
0,5’le sınırlı kalacağı ve uluslararası
ticarette yüzde 4,5 daralma olacağı
öngörüsünde bulunan Euler Hermes,
Ekvador, Tayland, Endonezya,
Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri,
Kuveyt, Fas, Kenya, Gana, Mauritius,
Çek Cumhuriyeti, Polonya, Romanya,
İrlanda, Slovakya, Japonya, Brezilya
ve Litvanya’nın risk derecelendirme
notunu düşürdü.
Sektör derecelendirmesinde
rekor değişiklik
Euler Hermes, 126 sektörün ise risk
derecelendirme notunu düşürdü.
Küresel ekonomideki yavaşlamadan
en çok otomotiv sektörünün
etkileneceğinin belirtildiği Euler
Moody’s’ten alacak sigortası
şirketlerini üzen rapor
Derecelendirme kuruluşu Moody’s,
Covid-19’un, ticari alacak ve kredi
sigortası şirketleri Coface, Atradius
ve Call’un performansını olumsuz
etkileyebileceğini söyledi.
Moody’s’in kullandığı stres testi
senaryosu, iş ve finans piyasalarında
uzun süre bozulma ve 2008/09 mali
krizinde gözlemlenenden daha yüksek
hasar oranları içeriyor.
Bununla birlikte, Euler Hermes ve
İsrail Kredi Sigorta Şirketi (ICIC) için
görünüm, kredi profilleri üzerindeki
etkilerini sınırlayacak olan Grup
şirketleri desteği nedeniyle sabit
kalıyor.
Korona virüsün hızla küresel
yayılması, dünya genelinde birçok
sektörde benzeri görülmemiş bir kredi
Moody’s, korona virüs
(Covid-19) salgını nedeniyle
ticari alacak ve kredi
sigortası şirketlerine yönelik
görünümünü istikrarlıdan
olumsuza revize etti.
şoku yaratarak, ekonomik görünümün
kötüleşmesine, petrol fiyatlarının
keskin bir şekilde düşmesine ve
geniş finansal piyasa kargaşasına yol
açtı. Kredi sigortacılarının önemli
ölçüde maruz kaldığı küçük ve orta
ölçekli işletmeler (KOBİ), mevcut
ortamda özellikle savunmasız ve etkili
hükümet desteği almazlarsa, birçoğu
işlerinin uzun süre kesintiye uğraması
durumunda iflas riski altında.
Moody’s, özellikle ticari kredi
sigortacılarının, küresel olarak çoğu
ülkede birçok sektör için ticari alacak
bakiyeleri sigortaları göz önüne
alındığında, iş ve finans piyasalarının
devam eden aksamalarına önemli
ölçüde maruz kalacağına inanıyor. SD
Hermes raporunda, bu sektörün 26
ülkede notunu düşürdü. Euler Hermes,
ulaştırma sektörünün 21, elektronik
sektörünün 14, perakende sektörünün
ise 12 ülkede notu indirdi. Raporda
Batı Avrupa 52 not değişikliğiyle
en çok notu düşen bölge oldu. Batı
Avrupa’yı 29 not indirimiyle Asya
Pasifik, 24 not indirimiyle Orta ve
Doğu Avrupa takip etti. Raporda
ayrıca ilaç, yazılım ve bilgi teknolojisi
sektörlerinin bu krizden en az etkilenen
sektörler olduğu vurgulandı. SD
Küresel
ticarette her
çeyrekte 320
milyar dolar
zarar
Alman sigorta devi Allianz,
koronavirüs salgınının bu
yıl ticaret için önemli bir
engel olmasını bekliyor.
Allianz tarafından yayınlanan
“Karantinaya Alınmış Ticaret”
başlıklı rapora göre, salgının
kontrol altına alınmasına yönelik
çalışmalar devam ederken, ilk
çeyrekte küresel ticaret zararının,
ticaret savaşının tümüne denk
düştüğü belirtildi. Allianz, mal ve
hizmet ticaretindeki kayıpların
iş kesintilerinin her çeyrek için
320 milyar dolar olabileceğini
tahmin ediyor. Bu ticaret şokunun
global ekonomi için 2020 yılının
ilk çeyreğinde yüzde 2,5, ikinci
çeyreği için ise yüzde 1 daralmaya
neden olabileceği kaydediliyor. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
47
Wimbledon salgına
karşı sigortalı
AM Best’ten
sigorta
şirketlerine
korona virüs
stres testi
Covid-19 salgını nedeniyle
iptal edilen 2020 Wimbledon
Tenis Turnuvasının iptal
riskine karşı sigortalı olduğu
açıklandı.
Dünyanın en önemli tenis
turnuvalarından 2020 Wimbledon
Tenis Şampiyonası'nın korona virüs
salgını nedeniyle iptal edildiğini
açıklayan The All England Lawn
Tennis Club (AELTC), kurumun risk
ve finans komitesinin salgın hastalık
teminatını sigorta poliçesine birkaç yıl
AXA CEO’su Buberl’den
pandemi risk havuzu önerisi
AXA’nın İcra Kurulu
Başkanı (CEO) Thomas
Buberl, şirketin pandemi
için bir risk havuzu
oluşturma programı
geliştirmek için
hükümetlerle birlikte
çalışmak üzere inisiyatif
almaya hazır olduğunu
söyledi.
AXA CEO’su Thomas Buberl, haftalık
Le Journal du Dimanche gazetesine
verdiği röportajda, sigorta endüstrisinin
korona virüs (Covid-19) salgını gibi
sağlık krizlerine eşlik edebilecek
bir havuz oluşturma mekanizması
oluşturmayı düşünmesi gerektiğini
söyledi.
önce dahil ettirdiği bilgisini verdi.
AELTC CEO'su Richard Lewis konuya
ilişkin olarak The Guardian'a yaptığı
açıklamada, "Sigortalı olduğumuz için
bizler şanslıyız” dedi. Sportsmail'de
kısa süre önce çıkan haberde, kurumun
risk ve finans komitesinin salgını
kapsam dahiline almakta ısrar ettiği
ve Wimbledon'un sigorta poliçesine
birkaç yıl önce söz konusu teminatın
eklendiği belirtilmişti. Bu arada The
Times ve The Guardian, iptal için
tahmini ödemenin 100 milyon pound
olduğunu bildirdi. SD
Thomas Buberl
AXA ve diğer firmaların, doğal afetler
için halihazırda mevcut olanlardan
esinlenerek bu sağlık felaketlerini
kapsayacak bir pandemik sigorta
şeması oluşturmak için Fransız
hükümeti ve diğer Avrupa devletleriyle
birlikte çalışabileceğini öneren Buberl,
“Bu yönde ilerlemek için inisiyatif
alacağım. Ancak önleme açısından
da çok daha fazlasının yapılması
gerekecek” diye konuştu. SD
AM Best, Covid-
19’un etkileriyle ilgili
sigorta sektörüne
yönelik bir stres testi
uygulayacağını duyurdu.
Küresel derecelendirme kuruluşu
AM Best, sigorta sektörüne
yönelik Covid-19 salgınının
riske göre ayarlanmış sermaye
düzeyleri, yatırım portföyleri,
rezerv yeterliliği ve diğer risk
faktörlerini ölçen bir stres testi
uygulayacağını duyurdu.
AM Best’ten yapılan açıklamada,
“Covid-19 virüsü, kapsamı ve
potansiyel kayıpların karmaşıklığı
bakımından benzersiz ve kısa
vadeli etkilere ilişkin belirsizlik
durumu daha da kötüleştirmekte.
Sonuç olarak, salgının doğrudan
ve dolaylı etkileri bir süredir tam
olarak anlaşılamayabilir. 11 Eylül
veya avro bölgesi krizi gibi daha
önce benzeri görülmemiş olayların
ardından da bu nitelikteki stres
testleri gerçekleştirdik” denildi.
AM Best, sigorta endüstrisinin
bugün 2008 mali krizinden daha
dayanıklı olduğunu da belirtti. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
48
EKOLOJİK
İnsanlar eve
çekilince yabani
hayvanlar
şehre indi
Korona virüs salgını bütün dünyada toplum yaşamını
alt üst ederken yabani hayvanların davranışlarını da
etkiledi. Dünyanın çeşitli bölgelerinde, normalde insanlara
yaklaşmayan yabani hayvanlar kent merkezlerine indi,
evlere girmeye çalıştı. Sokak hayvanları ise aç kalma
tehlikesi yaşadı.
Covid-19 pandemisi sadece insanları
değil hayvanların da rutin yaşamını
etkiledi. Kent merkezlerinde genelde
insanlar tarafından beslenen kedi,
köpek, güvercin gibi sahipsiz sokak
hayvanları insanların evlerine
çekilmesiyle aç kalma tehlikesi
yaşarken, kimi bölgelerde de sokakları
boş bulan yabani hayvanlar kent
merkezlerine indi.
Dağ keçileri kasaba
merkezinde
Kuzey Galler’in Llandudno
kasabasında bir grup yabani dağ
keçisi, insanların korona virüs salgını
nedeniyle evlerine çekilmesiyle
boş kalan kasaba merkezine indi.
Park ve bahçelerdeki çiçekleri, süs
bitkilerini ve yol kenarındaki çitleri
yerken, sokaklarda özgürce dolaşırken
görüntülenen bu beklenmedik sevimli
misafirler geceyi de bir kilisenin
bahçesinde geçirdi. Çatılara tırmanan,
bahçe duvarlarında yürüyen keçiler
eğlenceli görüntüler oluşturdu.
Twitter kullanıcısı Andrew Stuart’ın
görüntülediği dağ keçileri üç gün
boyunca kasabada gezindi. Daha sonra
polis, kasaba halkının ilgi odağına
yerleşen sevimli hayvanları kontrol
altına alarak güven içinde doğal yaşam
alanlarına doğru uzaklaşmalarını
sağladı.
Nesli tükenmekte olan misk
kedisi sokağa indi
Hindistan’da sokağa çıkma
yasaklarıyla birlikte 1990’lardan bu
yana nesli tükenme tehlikesiyle karşı
karşıya olduğu belirtilen Malabar misk
kedisi sokağa indi.
Gece yaşayan bir hayvan olan misk
kedisinin gündüz vakti Kerala
bölgesinde görülmesi, ayrıca ağzı
açık nefes alması hasta olabileceği
yorumlarına yol açtı.
Tayland’da boşalan sokakları
maymunlar istila etti
Tayland'da korona virüs (Covid-19)
sebebiyle boşalan sokakları maymunlar
istila etti. Doğal yaşam ortamlarında
yiyecek bulamayan yüzlerce maymun,
açlıktan Tayland'ın Lopburi kentinini
sokaklarında yiyecek aradı, birbirine
saldırdı.
Yüzlerce maymun, yiyecek bulmak
için kente indi. Maymunların yiyecek
için birbirine saldırdığı anlar,
kameralara yansıdı.
Görgü tanıkları, maymunları bu kadar
saldırgan görmediklerini, küçük muz
için onlarcasının saldırıya geçtiğini
söyledi.
Yetkililer, maymunların aç kaldığını,
bu yüzden doğal yaşam yerlerinden
kente indiklerini açıkladı. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
49
Himalayalar karantinanın etkisiyle
30 yıl sonra net olarak göründü
Hindistan’da Covid-19
salgını nedeniyle uygulanan
karantina sonucu hava
kirliliği önemli ölçüde
azalırken, kirlilikten dolayı
30 yıldır görülemeyen
Himalaya Dağları da görünür
hale geldi.
Yaklaşık 1,4 milyarlık nüfusuyla
dünyanın en kalabalık ülkelerinden
biri olan Hindistan’da korona virüs
nedeniyle uygulan 21 günlük karantina
nedeniyle hava kirliliği büyük
ölçüde azaldı. Himalaya dağları ise
30 yılın ardından ilk defa ülkeden
net bir şekilde görülmeye başlandı.
Hindistan’da Covid-19 önlemleri
kapsamında 24 Mart tarihinde 21
günlük karantina uygulaması başlatıldı.
Karantina kirli havayı
temizledi
Karantinanın ardından kirli havasıyla
ünlü olan ülkede havadaki kirli madde
oranları belirgin bir ölçüde azaldı.
2020 kışında sıcaklık rekoru kırıldı
Avrupa Birliği’nin Copernicus İklim
Değişikliği Servisi, 2020 Şubatının
tarihte görülmüş en sıcak ikinci Şubat
ayı olduğunu açıkladı. Avrupa'da Aralık
ayı başından Şubat sonuna kadarki tüm
kış dönemi boyunca sıcaklık 1981-
2010 ortalamasının 3,4 santigrat derece
üzerinde seyretti. Böylelikle bu kış
sıcaklık rekoru kırıldı.
Bilim insanları Kuzey Buz Denizi'nde
yılın bu zamanında beklenenden 850
bin kilometrekare daha az deniz buzu
Hindistan Merkez Kirlilik Kurulu, ülke
çapındaki karantinanın hava kalitesinde
önemli bir iyileşmeyle sonuçlandığını
açıkladı. Ardından dünyanın en yüksek
sıra dağları olan Himalayalar, uzun bir
sürenin ardından ilk defa Hindistan’dan
görülmeye başladı.
Pencap şehrinde yer alan ve
Himalayalardan yaklaşık 200
kilometre uzaklıkta bulunan Jalandhar
kasabasında yerliler, karla kapla
dağların etkileyici görüntülerini sosyal
medyada paylaştı.
Bu yılın Şubat ayı dünyada
tarihe geçen en sıcak ikinci
Şubat ayı oldu. Avrupa’da
bu kış sıcaklık ortalaması
son 30 yılın kış sıcaklığı
ortalamasının 3,4 santigrat
üzerine çıktı.
ölçtüklerini açıkladı. Bu alan Fransa ve
İtalya'nın toplam yüzölçümüne denk.
İsveç'in kuzeyindeki Abisko köyündeki
durumu gözlemleyen Copernicus
İklim Değişikliği Servisi uzmanları,
bölgede iklim değişikliği nedeniyle
yıllık sıcaklık ortalamasının alışıldık
ortalama olan sıfır sınırının üstüne
çıktığını açıkladı. Ölçümlere göre,
bölgede yıllık sıcaklık 1960 yılından
bu yana dalgalanıyor ancak kademeli
olarak da yükseliyor. Abisko köyünde
kışları ortalama sıcaklık -15 santigrat
Kasaba yerlilerinden, Sant Balbir
Singh Seechewal, “Karla kaplı dağları
çatılardan net bir şekilde görebiliyoruz.
Sadece Himayaları değil, geceleri
yıldızları da görebiliyoruz. 30 yıldır
böyle bir şey göremedik” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ye göre
hava kalitesi için güvenli sınırın 20mg
/ m 3 'ün altında partikül değeri içermesi
gerekiyor. Ancak, yılın çoğunda
Hindistan’ın değerleri küresel güvenli
sınırdan beş kat daha yüksek - 100mg /
m 3 – seyrediyor. SD
derecede seyrediyor. Bölgedeki
meteoroloji istasyonun verileri ve
ağaçlar ve Abisko'nun dünyanın geri
kalanından en az iki kat daha hızlı
ısındığını gösteriyor. İklimbilimciler
bunun geri bildirim döngülerinden
kaynaklandığını söylüyor. Kar ve
buz eridiğinde güneş ışınlarını daha
az yansıtıyor ve bu da daha hızlı
erimesine neden oluyor.
Ren geyikleri aç kaldı
Finlandiya, Norveç ve İsveç'in
kuzeyinde yaşayan Sami halkı, yerliler
için işlerin her yıl daha da zorlaştığını
söylüyor. Daha sıcak hava, daha
çok yağış anlamına geliyor, yağış
da buradaki likeni yere yapıştırarak
ren geyiklerinin aç kalmasına neden
oluyor. Bu nedenle bazı aileler bu yıl
ren geyiklerini toplayıp onları
elleriyle besledi. SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
50
MAKALE
Prof. Dr. Acar Baltaş
“Bir araştırmada sürücülerin
kullandıkları arabaların
fiyatlarıyla kuralları çiğneme
ve yasa dışı davranışlar
gösterme sıklığı arasındaki
ilişkiyi incelemişlerdir. Bunun
için araştırmanın yapıldığı
yerde yaya geçitlerinde
yayalara yol verme
davranışını kayıt altına
almışlardır. Araştırmacılar,
çok açık bir şekilde,
arabanın fiyatı arttıkça
sürücünün kural ihlali
yapma ihtimalinin arttığını
görmüştür.”
Beceri, yetenek ve şans insanın
hayatta başarılı olmasında önemli rol
oynar. Berkeley Üniversitesi’nden Paul
Piff adlı araştırmacı zarla oynanan
ve önemli ölçüde şansa dayanan
Monopoli oyununu 100 çift katılımcıya
oynatmıştır. Ancak oyun başlangıçta,
deneklerin çektikleri kura sonucu,
kazananın attığı zarların iki katı
hesaplanacağı şekilde oynanmıştır.
Monopoli oyununda yüksek zar
atan oyuncu paraya ve oyun tahtası
üzerindeki varlık ve imkanlara
çok daha kolay ve hızlı ulaşma
imkanına sahip olur. Araştırmacıların
kurguladığı şekliyle oynandığında,
oyunculardan biri hemen başlangıçta
öne geçmekte ve oyunun sunduğu
bütün imkanları elde etmektedir. İlginç
olan ayrıcalıklı konumda olan deneğin
davranışlarındaki değişikliklerdir.
“Zengin” oyuncular zar attıktan sonra
Zenginlik İnsanı Cimri ve
Acımasız Yapar Mı? - 1
masanın üzerindeki karelerde daha
sesli ilerlemekte, yumruğunu sıkarak
ve kolunu havaya kaldırarak başarısını
kutlamakta, ellerini başının arkasına
kavuşturarak geriye yaslanıp alanını
genişletmekte, masanın üzerine
konulan küçük kurabiyelere elini
daldırarak “fakir” deneğe kıyasla
çok daha fazla tüketmekte, rakibine
iğneleyici ve alaycı takılmalarda
bulunup maddi varlığını teşhir
etmektedir.
Araştırmanın çok değerli bir başka
bulgusu ise oyundan sonra yapılan
değerlendirmede ortaya çıkmıştır.
Ayrıcalıklı oyuncular başarılarını oyun
stratejilerine, attıkları adım ve isabetli
alım kararlarına bağlamışlardır.
Deneklerin hiçbiri, başarısının esas
nedeni olan, kendilerini ayrıcalıklı
konuma getiren ve bütünüyle tesadüfe
bağlı kura atışını dile getirmemiştir. Bu
sonuç insan zihninin kendi avantajına
olan durumu nasıl algıladığının bir
örneğini oluşturmaktadır. P. Piff
oynattığı hileli monopoli oyununun
toplumdaki hiyerarşik yapıyı temsil
eden iyi bir metafor olduğunu
düşünür. Toplumda da insanların
bir bölümü büyük miktarda varlığa
ve yüksek statüye sahipken, bazıları
da hem varlık hem de kaynaklara
ulaşmak açısından büyük ölçüde
dezavantajlıdır. Araştırmacıya
göre, insanlar refah ve maddi varlık
merdiveninde yükseldikçe empati ve
merhamet duyguları azalır ve sahip
olduklarını “hak ettikleri” konusunda
güçlü bir inanç geliştirirler.
Wall Street filminde Michael Douglas’ın
canlandırdığı unutulmaz karakter
Gordon Gekko’nun dile getirdiği, “aç
gözlülük iyidir” ifadesi bu araştırmada
doğrulanmakta ve ayrıcalıklı konumda
olanlar, kendi çıkarlarını düşünmenin
hem iyi hem de ahlaklı bir durum
olduğunu düşünmektedir.
Yardımseverlik genetiktir
Bu sonuçların toplum yaşamına
yansıma biçimleri üzerinde durmak
gerekir. İhtiyacı olana yardım etmenin
insanın evrimsel gelişimi içinde
genlerine kodlanmış olduğunu ortaya
koyan araştırmalar vardır. Sosyal
psikologlar yardım etme davranışına
“prososyal” davranış adını verirler.
Araştırmacı P. Piff bunu anlamak için
zenginlerin mi, yoksa fakirlerin mi
daha fazla yardım etme eğiliminde
olduğunu incelemiştir. Laboratuvara
davet ettiği zengin ve fakir insanlara
çeşitli tutarlarda para vererek,
bunu hiç tanımadığı ve bir daha hiç
karşılaşmayacağı birisiyle ne ölçüde
paylaşacağını araştırmış ve yıllık
geliri 15-25 bin dolar olanlarla, 150-
250 bin dolar olanları kıyaslamıştır.
Bunun sonucunda düşük gelir
grubunda olanların yüzde 44 daha
fazla paylaşma eğiliminde olduklarını
bulmuştur.
Piff, yaptığı bir başka çalışmada
zarla oynanan bir oyunda kazancını
artırmak için, hangi gelir grubunda
hileye sapma eğiliminin daha yüksek
olduğunu araştırmıştır. Bu uygulama
sonunda üst gelir grubundakilerin
50 dolarlık ödülü almak için 3-4
kat daha fazla hile yaptığı ortaya
çıkmıştır. Bir başka araştırmada,
çocuk gelişimi laboratuvarındaki
çocuklara ait olduğu özellikle belirtilen
şekerleme kavanozundan, üst gelir
grubundakilerin iki kat daha fazla
şeker aşırdıkları saptanmıştır.
Diğer bir araştırmada sürücülerin
kullandıkları arabaların fiyatlarıyla
kuralları çiğneme ve yasa dışı
davranışlar gösterme sıklığı arasındaki
ilişkiyi incelemişlerdir. Bunun için
araştırmanın yapıldığı yerde yaya
geçitlerinde yayalara yol verme
davranışını kayıt altına almışlardır.
Araştırmacılar, çok açık bir şekilde,
arabanın fiyatı arttıkça sürücünün
kural ihlali yapma ihtimalinin
arttığını görmüştür. Bu araştırmanın
ilginç olan bulgusu, en düşük fiyat
kategorisinde olan arabaların hiç
kural ihlali yapmamalarına karşılık, en
yüksek fiyat kategorisindeki arabaların
yarısının kural ihlali yapmış olmasıdır.
(devam edecek) SD
Sigorta Dünyası Nisan 2020
ALLIANZ’IM MOBİL
UYGULAMASIYLA İHTİYACINIZ OLAN
HER ŞEY ELİNİZİN ALTINDA!
Yenilenmiş tasarımıyla tüm poliçe ve sözleşmelerinizi görüntüleyebilir, hasar süreçlerinizi, sağlık
harcamalarınızı, birikimlerinizi ve fonlarınızı kolayca takip edebilirsiniz. Allianz’ım ile size en
yakın anlaşmalı sağlık ve oto servis kurumlarını görüntüleyebilir, olası bir hasar anında uygulama
üzerinden hızlıca hasar dosyanızı oluşturabilirsiniz. Üstelik Dr. Allianz, Sağlık Hattı, Hasar İhbar
Hattı ve daha fazlası Allianz’ım ile her an yanınızda.
www.allianz.com.tr