Mesele Fanzin (Haziran Sayısı)
- No tags were found...
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
ahır ve ağıllarına doğru
koşuyorlardı. Göz gözü
görmüyor, anne yavrusunu
tanıyamıyordu. Adam bu
karardı, midesi bulandı.
Nitekim, masaya bir iki adım
kala yere çakıldı ve kafasını
masanın köşesine vurdu.
Gözlerini açtığında çınar
ağacının gölgesindeydi ve
sırılsıklamdı. Ne kadar ağaç
korusa da adamı, yetmemişti.
Etrafına baktığında ne bir tay,
ne de bir kuş görmüştü. Ayağa
kalkmadan, emekliyerek çınar
ağacının en dibine gelip sırtını
ağaca yasladı. Yağmurdan
gözlerinin önüne düşmüş olan
saçlarını düzeltmek için ellerini
kısa bir süre kafasında gezdirdi.
Sonra gördüğü şey ise tam bir
felaketti ; her yer kan ve
revan... Yağmurun soğuk
damlalarıyla beraber bütün
kıyafetleri kıpkırmızı olmuştu.
Sağına soluna bakındı sonra,
ancak annesi orada değildi.
Ardından annesine yaptıkları
olanları seyretmeye daha fazla
dayanamadı ve masaya gitmek
için arkasını döndü. Bir anda
gözleri
geldi aklına. Yağmurun soğuk
damlaları, gözyaşının sıcaklığı
ile karışmıştı artık. Ayağa
kalkmaya yeltendi ama işlediği
suçlar öyle bir baskı
oluşturmuştu ki üzerinde,
kalkamadı. Fiziksel olarak ta
çok kötü durumdaydı.
Öksürmeye ve soğuk soğuk
terlemeye başladı. Zaman
algısını da yitirmişti. Belki
saatlerdir buradaydı, belki
günlerdir... Bilemiyordu. O acı
müzik şiddetini arttırarak
devam ediyordu. Bu müzik
adamın yüreğine o kadar ağır
geliyordu ki fiziksel acılarının
tamamını unuttu. Her acının
yaptığı gibi bütün vücudunu
uyuşturdu adamın. Elini,
ayağını hissetmiyordu. Ayağa
kalkmak istiyordu ancak bunun
için dinlenmesi gerekiyordu.
Sonunda yağmur ve ağacı
üstüne yorgan edip uyudu.
8