11.06.2020 Views

TOURMAG SAYI 22

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Nisan•Mayıs•Haziran 2020 | Yıl: 6 Sayı: 22 | Fiyat: 20 TL

İSTANBUL’A BİR DE

EDİRNEKAPI’DAN BAKIN

MEDENİYETLERİN,

DİNLERİN, KÜLTÜRLERİN

BULUŞTUĞU HATAY’DAYIZ

SİZE NE İSTERSENİZ

ONU VEREN ŞEHİR:

LONDRA

CHRONICLES OF

FIJET TÜRKİYE

LAODİKYA’NIN

ANTİK TİYATROSUNDA

RESTORASYON SÜRÜYOR

Koronavirüs’ün

sosyolojik, psikolojik, ekonomik

etkileri yıllarca sürecek



Do it with passion


Editör

Yaşadıklarımızı gelecek kuşaklar

daha iyi anlayacak...

CANAN TOPRAKKAYA

tourmag@tourmag.com.tr

Dünya genelinde 500 bine yaklaşan

bir ölüm oranı, ekonomik sıkıntılar,

sosyal yaşamın psikolojik travmalarla

kolkola girdiği bir dönem... Sanki

açık hava sinemasında fantastik bir

film kurgusundayız, dünyadaki tüm

insanlarla birlikte fantastik bir filmi

şaşkınlıkla izliyoruz.

Üstelik bu ne olduğunu anlayamadığımız,

onlarca profesörün her gün

yeni bir bulguyu yorumladığı hastalık

verileriyle psikolojimiz alt üst olmuş

durumda.

Sorun küresel, çözüm ulusal...

Yeni bir dalga gelir mi? Tatile gitmeli mi, evimizin balkonunda mı güneşlenmeli?

Okullar eylül ayında açılır mı? Aşı ne zaman hayata geçer?

Hepimizin kafasında bu sorular var ve sosyolojik, psikolojik, ekonomik

etkileriyle yıllarca sürecek bir pandemi ile baş etmeye çalışıyoruz.

Kısıtlamalar neticesinde doğal olarak geç kaldık ve yeni sayımızın ucundan

yakalayarak, sizlerin yine karşısında olmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz.

Özgürlüğün değerini dünya genelinde geniş kapsamlı bir duraklama ile

anlamış olmanın farkındalığında kapak dosyamız Covid-19... Hiçbir zaman

böylesini beklemediğimiz bir salgın karşısında tüm dünya olarak nasıl bir

şok yaşadığımızı, yapımcılar en kapsamlı şekilde aktaracak gelecek kuşaklara.

Biz de Tourmag Ailesi olarak geleceğe not düştük ve dünya genelinde

ağırlığı 5 gram olduğu söylenen ‘koronavirüs’ü sayfalarımıza taşıdık.

***

Koronavirüs salgınıyla karşı karşıya olduğumuz bugünlerden kuşkusuz

en çok etkilenen sektör turizm oldu. Her bölgesi ayrı kültürel ve doğal

zenginliklere sahip olan ülkemizde, iç turizmi tekrar canlandırmak adına

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş ile bir araya

geldik. Özellikle Hatay’ın gastronomi kültürünün tanıtımında büyük katkıları

olan “Hatay Gastronomi Evi” ve yakında adını daha sık duyacağımız

“EXPO 2021 Hatay” projesine dair önemli detayların aktarıldığı röportajımızda,

keyifli bir Doğu Akdeniz turuna çıkacaksınız.

Saffet Emre Tonguç’un artık imzası olan bir cümle var:

“İstanbul’da yaşamayın, İstanbul’u yaşayın!” Yıllardır bıkmadan

bizlere İstanbul’un kıymetini, özel bir şehirde yaşamanın

ayrıcağını hissettirmeye çalışır. Ne kadar başarılı oldu bilinmez

çünkü bizler o kadar tembel öğrencileriz ki :)... Gezmiyoruz,

hiç olmazsa okuyalım ve İstanbul’a Saffet Emre tadıyla bir de

Edirnekapı’dan bakalım.

Pandemi ile mücadelede sınıfta kalan ülkelerden biri olan

Londra’ya yakın bir zamanda kaç kişi gitmek ister bilemeyiz

ama ünlü turizmci Ayça Kerimoğlu’nun kaleminden size ne

isterseniz onu veren şehir tanımlamasıyla Londra’yı gezmeye

ne dersiniz?

Kerimoğlu, “Birçok ruhu vardır bu şehrin; aristokrattır ama bir

o kadar da özgürdür. Eğlencelidir, tüm renklerini sunar size.

Değişik değişik kapılar açar her caddesinde, her sokağında.

Büyük kitabevleri, gurme marketleri birer müzedir sanki,

saatler geçirebilirsiniz. ‘Carnaby’ bambaşka bir kapısıdır

bu şehrin size açtığı. Her zaman sizi eğlendirecek sürprizler

yapar ve mutlaka çok mutlu olarak çıkarsınız o kapıdan” diyor

Londra’ya dair...

Sayfalarımızı çevirin ve birlikte gezip tozmaya

başlayalım. Her şey gönlünüzce olsun,

sağlıkla kalın...

TOURMAG TURİZM DERGİSİ

Üç ayda bir yayınlanan yaygın süreli dergi

Haber, Aktüel, Turizm, Magazin

Yayıncı

K-İletişim Basın Yayın Hizmetleri

Kuşdili Cad. Misk-i Amber Sok. No: 44/6

Kadıköy - İstanbul

Tel: (0216) 550 11 17 / (0532) 266 82 43

tourmag@tourmag.com.tr

www.tourmag.com.tr

ftourmag.com.tr Ltourmagcomtr

itourmagturkey

ISSN: 2149-8768

Nisan-Mayıs-Haziran 2020 // Sayı: 22

İmtiyaz Sahibi

Kadir Toprakkaya

Genel Yayın Yönetmeni

Canan Toprakkaya

Sorumlu Yazı İşleri

Müdürü

İrem Toprakkaya

Haber Müdürü

Cenay Toprakkaya

Reklam Müdürü

Tulu Evrensel

0 532 266 82 43

reklam@tourmag.com.tr

Yayın Kurulu

Ahmet Vefik Alp

Barbaros Kon

Delal Atamdede

Hüseyin Kurtoğulları

Nilgün Şirin

Sema Kutlu

Sertaç Kayserilioğlu

Yonca Atamdede

Editörler

Ayça Kerimoğlu

Emre Gezgin

Pınar Baltacı

Yiğit Uygun

Çeviri

Melike Küçükosman

Görsel Yönetmen

Kubilay Şenyiğit

Kapak Tasarımı

Kadir Toprakkaya

Katkıda Bulunanlar

Barış Kadıoğlu

Melih Daşgın

Melih Uslu

Oğulcan Tatar

Saffet Emre Tonguç

Serda Büyükkoyuncu

Selen Özcan

Sidal Yaşar

Yaprak Gürdal

Basım

K-İletişim Grafik Tasarım

Bölümü’nde online olarak

hazırlanıp yayınlanmıştır.

Yayın Tarihi:

10 Haziran 2020

4 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


İçindekiler

08

16

10

08

10

12

16

20

MEDENİYETLERİN, DİNLERİN, KÜLTÜRLERİN

BULUŞTUĞU HATAY’DAYIZ

OĞULCAN TATAR: Her bölgesi ayrı kültürel ve doğal zenginliklere

sahip olan ülkemizde, iç turizmi tekrar canlandırmak

adına mikrofonu Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.

Dr. Lütfü Savaş’a uzattık. Özellikle Hatay’ın gastronomi kültürünün

tanıtımında büyük katkıları olan “Hatay Gastronomi

Evi” ve yakında adını daha sık duyacağımız “EXPO 2021

Hatay” projesine dair önemli detayların aktarıldığı röportajımızda,

keyifli bir Doğu Akdeniz turuna çıkacaksınız.

CROATIA’S ESSENTIALS

SERDA BÜYÜKKOYUNCU: A country that experienced a

major earthquake in 1667 and besides eluded a war in the

early 1990s. But by choosing the difficult one, it has managed

to preserve its history, renew itself and became a center

of tourism.

İSTANBUL’A BİR DE EDİRNEKAPI’DAN BAKIN

SAFFET EMRE TONGUÇ: Benim imzam gibi olan bir cümlem

var; “İstanbul’da yaşamayın, İstanbul’u yaşayın!” Yıllardır

bıkmadan usanmadan tekrarlarım. Çünkü bu şehir hâlâ

izini bulamadığımız, göz önünde duran ama kıymeti fark

edilmeyen öyle çok adresle dolu ki! Gelin bugün birkaçını

birlikte dolaşalım. Size içinde hem yenilerin hem eskilerin

olduğu bir rota hazırladım.

KORONA VİRÜS’ÜN SOSYOLOJİK,

PSİKOLOJİK VE EKONOMİK ETKİLERİ

YILLARCA SÜRECEK

KADİR TOPRAKKAYA: Hiçbir zaman böylesini beklemediğimiz

bir salgın karşısında tüm dünya olarak nasıl bir şok

yaşadığımızı, ilerleyen yıllarda yapımcılar en kapsamlı

şekilde aktaracak gelecek kuşaklara. Yaklaşık üç ay boyunca

evlerimizde kaldığımız ve kalmak zorunda bırakıldığımız

günlerin sosyolojik, psikolojik ve de ekonomik etkilerinin

maalesef yıllarca süreceğine değinmek isteriz.

Size ne isterseniz onu veren şehir:

LONDRA

AYÇA KERİMOĞLU: Soğuk bir imajı vardır Londra’nın, havası

karanlık derler. Sisli, puslu, kasvetli... Bu büyük bir ön

yargıdır aslında. Ziyaret ettiğimiz ilk gün işte bu sebeple pek

farkına varamayız ama etrafı saran yemyeşil parklar, bizi bu

şehrin içine almaya başlamıştır bile...

27

30

20

12

Olimpos'ta

kültür mirası

ESKİSİNDEN DAHA

FAZLA KORUNACAK

HABER MERKEZİ: Antalya'daki

dünyaca ünlü

Olimpos Antik Kenti için

hazırlanan ‘Koruma Amaçlı

İmar Planı'nın bölgedeki

kazı çalışmalarına olumlu

etki ederek, kültür mirasının eskisinden daha fazla korunmasını

sağlaması bekleniyor.

Bozkırın ortasındaki yeşil cennet;

SULTAN SAZLIĞI

HABER MERKEZİ: Türkiye'nin göçmen kuşlara ev sahipliği

yapan en önemli alanlarından Sultan Sazlığı Milli Parkı, adeta

yeşil bir cenneti andıran doğal güzellikleriyle misafirlerini

bekliyor. Kayseri'nin Develi, Yahyalı ve Yeşilhisar ilçeleri

sınırlarında yer alan ve kesin korunacak hassas alan ilan

edilen Sultan Sazlığı, 250'den fazla kuş türüne konaklama,

üreme ve beslenme imkânı sağlıyor.

30

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

5


Destinasyon

Medeniyetlerin, dinlerin,

kültürlerin buluştuğu şehir:

HATAY

OĞULCAN TATAR

Koronavirüs salgınıyla karşı karşıya

olduğumuz bugünlerden kuşkusuz en çok

etkilenen sektör turizm oldu ve olacak. Her

bölgesi ayrı kültürel ve doğal zenginliklere

sahip olan ülkemizde, iç turizmi tekrar canlandırmak

adına mikrofonu Hatay Büyükşehir

Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş’a

uzattık. Özellikle Hatay’ın gastronomi

kültürünün tanıtımında büyük katkıları olan

“Hatay Gastronomi Evi” ve yakında adını

daha sık duyacağımız “EXPO 2021 Hatay”

projesine dair önemli detayların aktarıldığı

röportajımızda, keyifli bir Doğu Akdeniz

turuna çıkacaksınız.

Başkanım, öncelikle salgın sürecine

değinmek istiyorum. Salgından

sonra turistlerin kendilerini güvende

hissetmeleri için belediye olarak nasıl

önlemler almaya devam edeceksiniz?

Hatay Büyükşehir Belediyesi olarak, ülkemizde

ilk koronavirüs vakasının görüldüğü

günden bugüne dek salgın hastalığın

yayılmasını önleyecek her türlü önlemi aldık.

Resmi kuruluşlar, ortak kullanım alanları,

parklar ve bankamatikler gibi sık kullanılan

noktalarda dezenfeksiyon çalışmalarımıza

aralıksız devam ettik. Gönüllü ordumuzla

üretimini yaptığımız maskeleri, resmi

görevde bulunan çalışanlara dağıttık. Hizmet

binalarımızda büyük güvenlik önlemleri

alarak, hem çalışanlarımızın hem de vatandaşlarımızın

sağlığını güvence altına almaya

çalıştık. İl Hıfzısıhha Kurumu’nun aldığı tüm

kararları uygulayarak, vatandaşlarımızı bu

kararlara uymaları konusunda uyardık. Şu

an ilimiz, vaka sayısının az olduğu illerden

biri. Salgının kontrol altına alınmasını takip

eden normalleşme sürecinde dahi aldığımız

önlemlere devam edeceğiz. Kamuya açık

alanlarda dezenfeksiyon çalışmalarımızı kararlılıkla

sürdüreceğiz. İlimize turistik amaçlı

gelen misafirlerimizi ve halkımızın sağlığını

her şeyin üzerinde tutarak, ilk günkü hassasiyetle

salgın hastalık risklerine karşı gerçekleştirdiğimiz

çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

EXPO 2021 Hatay hakkında

bilgi verebilir misiniz?

Hatay’ımız, dünyada Olimpiyat Oyunları ve

FIFA Dünya Kupası’nın ardından üçüncü

büyük organizasyon olarak kabul edilen

EXPO’yu, Antalya’dan sonra Türkiye’ye getiren

ikinci şehir oldu. Dev fuar için Avustralya

ve Çin gibi ülkelerin şehirleriyle yarışan

6 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Destinasyon

kadim şehrimiz, rakiplerini geride bırakarak

büyük bir başarıya imza attı. Almanya’nın

Düsseldorf şehrinde yaptığımız tanıtım

sunumunun ardından “B1 kategorisi” olarak

adlandırılan Botanik EXPO’sunu 2021 yılında

düzenlemeye hak kazandık. 8 bin 500 yıllık

tarihinde dünyada yaşayan 23 medeniyetin

13’üne ev sahipliği yapan ve 3 semavi dinin

yıllarca sevgi, barış, huzur ve kardeşçe yaşadığı

topraklar olan şehrimiz, bu kez EXPO

ile uluslararası arenada kendini bir kez daha

kanıtlayacak. Hatay, hem medeniyetleri hem

de zengin bir bitki örtüsüne ev sahipliği yapmış

bir şehir. Bu nedenle EXPO 2021, “Medeniyetler

Bahçesi” temasıyla hazırlanacak.

Gastronomi turizminin pazarlanmasına

yönelik yeni çalışmalarınız neler olacak?

Hatay mutfağı birçok kültürün izlerini taşıyor.

Ara sıcaklardan ana yemeklere, mezelerden

tatlılara yüzlerce eşsiz lezzeti hem gelecek

nesillerimize aktarmak hem de dünyanın her

köşesinden insanla paylaşmak için büyük

çaba harcıyoruz. Yakın zaman önce de Türkiye’de

UNESCO Gastronomi Şehri unvanını

alan ikinci şehir olduk. Bunun farkındalığıyla

hem Gastronomi Evi’mizin şehrimize kazandırılmasına

vesile olduk hem de şehrimizde

birçok gastronomi etkinliği düzenledik.

Bununla birlikte ülkemizde düzenlenen

gastronomi festivallerine de konuk olduk.

Önümüzdeki süreçte koronavirüs salgınının

ardından kentimizde de önemli bir gastronomi

festivali düzenlemeyi planlıyoruz. Aynı

zamanda EXPO 2021 fuar alanının içerisinde

de bir gastronomi köyü inşa ederek, şehrimize

dünyanın her köşesinden gelen konuklara

eşsiz lezzetlerimizi deneyimleme imkânı

sağlayacağız. Bunun yanı sıra fuar alanımızda

yemeklerimizi lezzetlendiren zeytinyağı,

nar ekşisi, salça gibi yöresel ürünlerimizi

tanıtacağımız kalıcı alanlar da oluşturacağız.

Hatay Gastronomi Evi, kısa sürede büyük

bir başarı sağlayarak kentin tanıtımında

büyük rol oynadı. Evin işleyişi hakkında

bilgi verebilir misiniz?

Hatay gastronomisini şehrimize gelen konuklarımızla

paylaşmak amacıyla hizmete sunduğumuz

Hatay Gastronomi Evi’miz, Aslanlı

Konak olarak adlandırılan eski bir Antakya

evinin içerisinde yer alıyor. Hem ülkemiz içerisinden

hem de yurtdışından birçok misafirimizi

ağırladığımız konağımız, mimarisiyle de

konuklara şehrimizi kültürüyle ilgili ipuçları

sunuyor. Roma, Selçuklu, Osmanlı, Cumhuriyet

ve modern temalı yemek odalarının

bulunduğu konak, bu yönüyle bir zamanda

yolculuk deneyimi de yaşatıyor.

Hatay Gastronomi Evi gibi gastronomi

turizminin tanıtılmasına yönelik önemli

çalışmalarınız olacak mı?

Hatay Gastronomi Evi’miz, yemek kültürümüzü

tanıtmakta önemli bir adım oldu.

Samandağ’a bağlı Hıdırbey Mahallesi’ndeki

“Anıt Ağaç” olarak tescil edilen Hıdırbey

Çınarı/Musa Ağacı’na yakın bir mesafede

bulunan tescilli taşınmaza ilişkin projemizin

Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmasının

akabinde restorasyon uygulamaları

başlattık. Turistik bir noktada yer alan

tarihi yapımızı da Gastronomi Evi olarak

şehrimize kazandıracağız. Bunun yanı sıra

koronavirüs salgının kontrol altına alınmasıyla

birlikte çeşitli festival programları

düzenleyerek, hem şehrimizi hem de yemek

kültürümüzü yerli ve yabancı konuklarımıza

tanıtacağız.

Genel anlamda Hatay’ın tanıtımına

yönelik neler yapıyorsunuz?

Şehrimiz geçmişte önemli ticaret yollarının

üzerinde yer alan, dünyanın en eski yerleşim

yerlerinden biridir. Tarihinde birçok medeniyetin

izlerini taşıyan şehrimiz, önemli

bir kültür hazinesidir. Aynı zamanda Anadolu’nun

ilk camii olan Habib-i Neccar Camii

de Hatay’dadır. Hristiyanlığı kabul eden

bir kişinin isminin verildiği cami, Hatay’ın

kardeşlik anlayışının en anlamlı temsilidir.

Bunun yanı sıra dünyanın ilk mağara kilisesi

de şehrimizde yer almaktadır. Hristiyan kelimesinin

ilk telaffuz edildiği yer de Hatay’dır.

Dünyanın ilk mağaraa kilisesi olan St. Pierre,

Hristiyanların hac merkezidir. Bu sebeple

şehrimiz, inanç turizmi anlamında önemli

bir yerde durmaktadır. Hatay Büyükşehir

Belediyesi olarak nadide kentimizin her

yönüyle tanınırlığını arttırmak için hem

ülke içerisinde hem de ülke dışında birçok

etkinliğe katılım gösteriyoruz. Dünyanın her

yerinden insanı şehrimize gelmeye ve bu

benzersiz kültürü tanımaya davet ediyoruz.

EXPO 2021 vesilesiyle şehrimizin tanıtımına

büyük katkı sağlayacağımıza inanıyoruz.

Hatay’a pek az şehirden direkt uçuş

var ve sefer saatleri turistler için bazen

sorun olabiliyor. Bu konuyla ilgili

havayollarıyla görüşüyor musunuz?

Geçen yıl İzmir’de gerçekleştirilen ve Hatay

Büyükşehir Belediyesi’nin onur konuğu

olarak katılım gösterdiği Gastrofest’in

başlamasından 4 gün sonra dünyaca ünlü

bir havayolu firması olan Sun Express,

yaptığı açıklama ile 2 Haziran’dan itibaren

İzmir’den Hatay’a karşılıklı olarak haftada

3 sefer başlattıklarını duyurdu. Firma, bu

açıklamaya ek olarak Hatay için planlanan

seferlerin Amsterdam (Hollanda), Düsseldorf,

Berlin, Münih, Frankfurt, Stuttgart

(Almanya) ve Paris (Fransa) havalimanlarına

uçuş bağlantısı olan seferler olduğunu

açıkladı. Biz yerel yöneticiler, bu gelişmelerin

şehrimiz için olumlu olarak değerlendiriyoruz.

Diliyoruz ki koronavirüs salgınının

ardından bu süreçlerde aksaklık olmadan,

seferler planlanlar dâhilinde gerçekleşir.

Hatay’ı daha önce ziyaret etmemiş

kişilere bu güzel coğrafyayı kendi

üslubunuzla nasıl anlatırsınız?

Her mevsimde Hatay ruhunu anlamak için

önce eski Antakya sokaklarında yürümek

gerek. Türkiye haritasının en güneyine uzanıyor

Hatay… Bir yerden diğerine giderken

uğrayacağınız bir şehir değil burası. Geçerken

göz ucuyla bakacağınız, “Acaba burada

ne yapılır ki?” diyeceğiniz bir yer hiç değil.

Keşfedecek öyle çok şey var ki bu şehirde;

kendinizi “nereden başlasam, ne yesem,

orayı da görebilir miyim?” gibi soruların

ortasında bulabilirsiniz. Fakat şundan emin

olabilirsiniz; aradığınız ne ise onu bu kentte

bulacaksınız. Yeter ki siz gelmek istediğiniz

mevsimi bilin ve bu kadim şehre yeterli

zamanı ayırın. O zaman Hatay da size tüm

cömertliğini gösterecektir. Hatay; medeniyetlerin,

dinlerin, kültürlerin buluştuğu;

her sokağında sevginin, çok renkliliğin, hoş

ezgilerin yükseldiği bir şehir... Bunu görmek

için Hatay’da nefes almanız, tarih kokan

sokaklarında dolaşmanız gerekir. Bu şehirde

ezan sesi çan sesine, ilahiler deyişlere

karışır; ancak kimse kimsenin özgürlüğüne,

inancına karışmaz. Onun içindir ki cami,

kilise ve havra sırt sırta durur. Tüm bunları

hissetmek ve deneyimlemek için sağlıklı

günlerde Hatay’da buluşmayı diliyorum.

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

7


Europe

Ban Jelacic Square

Tkalciceva Street

Croatia’s

essentials

Dolac Market

SERDA BÜYÜKKOYUNCU

A country that experienced a major earthquake in 1667 and

besides eluded a war in the early 1990s. But by choosing the

difficult one, it has managed to preserve its history, renew

itself and became a center of tourism. The population of the

country that gave the name of the ''tie'' (kravata) word is less

than the big cities in our country; it is not even 4.5 million.

But the number of tourists is three times more than the

population. Croatia will be the address of 16 million tourists

by attracting foreign guests which Turkey has lost this year.

Croatia is a place where you can find everything you are looking

for a great vacation; from lush nature to brilliant beaches,

from historic buildings to taste stops. It has essentials like

everywhere.

YOU MUST SEE THE CAPITAL

Country’s capital is Zagreb... Some

love this city, some find it very boring;

i think you cannot decide without

travelling. Ban Jelacic Square is one

of the city's main spots. Tkalciceva

Street is one of the most vivid places

with its bars and restaurants, especially

in evenings. Another address

is Mirka Bogovica Street which raises

the city's energy with dozens of side-by-side coffee houses.

Dolac Market, Zagreb Cathedral, Markov Square and St. Mark's

Church should be in your list. There is an extraordinary museum

in Zagreb; Museum of Completed Relationships. Many

people from different parts of the world have sent their objects

about their ending relationships and shared their stories. It is

also a good idea to go out to the Medieval Lotrscak Tower and

watch the city bird's eye view.

Plitvice Lakes National Park

Every season is more beautiful than the other; the winter view

is also great, everywhere is white. You need to walk for miles in

the park, so choose proper shoes and keep in mind that there

may be precipitation in all seasons, including summer. It is a

1.5 hour drive from Zagreb.

SPLIT AND ITS

1700-YEAR-OLD

PALACE

Think of the surrounding

of Diocletian's Palace

as the center, life flows

here. Witnessing how

the 1700-year-old palace

is preserved to this day

is an experience you will

always remember. Diocletian, who built the palace and gave

its name, was the first emperor to resign from administration.

In the palace there are elegant shops and very nice restaurants

like Augubio. Diocletian has also built a palace in Izmit but we

have destroyed it.

VIS ISLAND WITH WONDERFUL COVES

In the Second World War, the island where Tito's resistance to

occupation and that the British navy has anchored is a bit distant,

but you know it will be worth going there. It is one of the

Vis Island

PARKS WHICH MAKE YOU FORGET THE TIME

Plitvice Lakes National Park is located in the first place of the

the travelling list. It has 16 large and small lakes in it. Breathe

the fresh air between the waterfalls and the parallel trees.

8 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Europe

most beautiful addresses to get into the sea

thanks to great coves. Split is a very peaceful

and pleasant place with its church on the

seashore, the historic buildings and the

cute houses that surround the island from

all sides. The moment you feel hungry, you

should meet the tastes of Kalyope Restaurant

located in a magnificent garden.

ENTERTAINMENT CENTER HVAR

Hvar Island is the heartland of fun in Croatia. Bars and cafes

are overcrowded espacially in summer nights. Main square

Hvarska Pjaca; the climbing stairs on the narrow streets drag

on but the historic atmosphere is so impressive that it takes a

long time to feel tired. Its castle and the dungeons inside are

interesting. Garifu Restaurant which is located in the coast side

is my favorite.

PLUNGE INTO TROGIR

STREETS WITH ICE-

CREAM IN YOUR HAND

Trogir Island, which is

connected by bridges to

the mainland, distinguish

with its historical

texture. It is already

on the UNESCO World

Cultural Heritage List. In

the middle of it, there is a beautiful square and a wonderful

St. Lovre Cathedral. The narrow streets have challenged to

centuries, it looks like it was built yesterday. Its ice cream

sellers are so famous, they are the most delicious side of

getting lost in the streets, absolutely try it. Also, you should

have dinner in Dondino restaurant. One of the most important

advantages of Trogir is that it is 10 minutes away from

Split Airport.

MARCO POLO’S ISLAND KORCULA

It is believed that the famous traveler-writer Marco Polo is

from this island. The house which thought to be Marco Polo

was born has been transformed into a museum, a frequent

destination for tourists who come to the island. Walk along

stony streets between houses dating from the 15th and 16th

centuries, and go into the sea at Lumbardo. Memorize the

unforgettable tastes in the famous Cukarin Pastry.

Marco Polo’s Island Korcula

St. Blaise Church

Rector's Palace

Sponza Palace

Church. You should Include in your list the Franciscan Monastery,

where one of the oldest pharmacies in Europe is located.

Do not come back without seeing the mosque of Fatih Sultan

Mehmet, where the ahdname is exhibited.

PALACE WHERE THE RECTORS ARE IMPRISONED

Visit the Rector's Palace, where you will witness the glory of the

gothic architect and do not forget to visit the Sponza Palace in

Dubrovnik opposite the Column of Orlando. The city was the

capital of the Republic of Ragusa and was ruled by the rectors

at that time. They were not allowed to meet even with their

families so they could not act through their emotions and they

could be neutral, their feelings of justice does not harm in this

way. They were living prison life in the palace. In this region

you can try Mea Culpa for Italian cuisine, Taj Mahal for Bosnian

cuisine, and Skola to suppress your hunger.

BIRD’S-EYE VIEW DUBROVNIK:

RAMPARTS AND CABLE CAR

Dubrovnik is a city that deserves to be

watched from the top. You have two

alternatives. You can get on a cable car,

watch the lights of the city while swing

in the space and have a break at the

Panaroma Restaurant. If you want, you

can walk long along the world famous city walls surrounding

the city. You will prefer Aquarius, Proto or

Arsenal for food, which you will encounter between

the ramparts that you can go up from three different

points. One important note; In Dolce Vita, the best of

Dubrovnik in the area, eat ice cream and pancakes.

THE GAME OF THRONES SHIP

Those who say I am curious about Dubrovnik from the sea can

do a panoramic tour with Karaka boat. The tour is 45 minutes

but you can prefer full day tours or dinner cruises at sunset.

If you keep in mind that the boat is used in The Games of

Thrones and The Borgias series, the journey can be more fun.

CROATIAN CUISINE

Croatian cuisine is dominated by the Italian tastes with the

influence of geography. They are also very successful in marine

products. Especially you should absolutely taste the ''Lignje''

octopus.The oysters of Stone Gulf are as delicious as to win

prizes at international competitions. In Dubrovnik they call

risotto to rizot. They say manistra to a vegetable soup known

as minestrone. ''The bevanda'' is the beverage that they mix

red wine and water and ''gemist'' is one of their famous drinks

made by blending white wine and soda.

CATHEDRAL, CHURCH, MONASTERY, MOSQUE,

SYNAGOGUE

There are important religious buildings that you should see

in Dubrovnik. See the church dedicated to Blaise, a saint from

Sivas, and then the cathedral of the city. Go to the Dominican

Monastery not only to visit a religious building but also to see a

special collection of paintings of 15th and 16th century artists'

paintings. Pay attention to the icons of the Serbian Orthodox

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

9


Bir Seyyahın Gözünden

İstanbul’a bir de

Edirnekapı’dan

bakın

SAFFET EMRE TONGUÇ

tonguc@saffetemretonguc.com

Benim imzam gibi olan bir cümlem var; “İstanbul’da

yaşamayın, İstanbul’u yaşayın!” Yıllardır bıkmadan

usanmadan tekrarlarım. Çünkü bu şehir hâlâ izini

bulamadığımız, göz önünde duran ama kıymeti fark

edilmeyen öyle çok adresle dolu ki! Gelin bugün

birkaçını birlikte dolaşalım. Size içinde hem yenilerin

hem eskilerin olduğu bir rota hazırladım.

YENİ BİR SARAY, YENİ BİR MÜZE

Edirnekapı’daki Tekfur Sarayı, restore edilerek ziyarete

açıldı. İstanbul yeni bir saray, yeni bir Çini Müzesi

kazandı. Aslında saray ve müze deyince görkemli bir

yapı, çok zengin bir koleksiyon beklemeyin. Fakat burası

çok önemli, çünkü çatısıyla birlikte ayakta kalan

tek Bizans Sarayı… Tarihi 11. yüzyıla uzanıyor. Metruk

bir yapı olarak duruyordu, uzunca bir restorasyondan

sonra artık yeni bir kültür adresi oldu. Maalesef restorasyonunda

içime sinmeyen detaylar var. Öncelikle

pencereler için yapıya daha uygun seçim yapılabilirdi,

ben yakıştıramadım. Bir de dışarıya yapılan asansör,

yapının orijinalliğini bozmuş. Aslına uygun kalmasını

tercih ederdim. Fakat konuştuğum yetkililer,

UNESCO’nun izniyle engellilerin de ziyaret edebilmesi

için yapıldığını söyledi. Yapının erişilebilir olması

açısından eklenmiş. Müzede fazla bir şey yok ama

teknolojinin kullanılmasını ve interaktif bir müze olmasını

sevdim. Belediyeye ait olduğu için Müze Kart

şimdilik geçerli değil, ileriye dönük böyle bir anlaşma

yapılmasına dair plan varmış. Bence şehrimizdeki çok

önemli noktalardan biri… Mutlaka görün, oradan da

İvaz Efendi Camii’ne geçin derim.

MİMAR SİNAN’IN AZ BİLİNEN HARİKASI

İvaz Efendi Camii, bence İstanbul’un en güzel

camilerinden biri. Fakat öyle az kişi biliyor ki…

Sosyal medya hesabımda bu tür az bilinen yerleri

önerirken söylemiştim, burası bir Mimar Sinan eseri

ama İstanbul’daki diğer Mimar Sinan camileri kadar

konuşulmaz. 1585 yılında yapılmış. İlk baktığınızda

surların arkasında, etrafını saran şekilsiz beton yığınları

arasında boynu biraz bükük kalmış gibi gelebilir. Ancak

karşısına geçtiğinizde, hele de içine girdiğinizde yüzyıllardır

asaletinden ödün vermeden ayakta kaldığını

görürsünüz. Caminin en etkileyici kısmı iç mekânı...

Çünkü mücevher değerinde el işçilikleriyle süslenmiş.

Mihrap, 16. yüzyıl sanatının tüm renklerini, motiflerini

ve güzelliğini yansıtan İznik çinileri ile döşeli. Mermerden

yapılan minberi ve ahşap vaaz kürsüsü ise daha

sade. Hem beyaz rengin hâkimiyeti hem de pencere

sayısının çokluğu ile çok büyük bir cami olmasa da iç

mekân gayet ferah duruyor. Aydınlık ortama altın rengin

asaleti ve yeşilin huzur veren tonları eklenince, tüm

dertleri dış dünyada bırakıyor insan. O yüzden şimdiye

kadar görmediyseniz, büyük kayıp! Benim şehirdeki en

sevdiğim camiler arasındadır, mutlaka gidin. Komşusu

Anemas Zindanları’nı da mutlaka görün…

ANEMAS ZİNDANLARI

Anemas Zindanları, Blachernae Saray Kompleksi’nin

bir parçası aslında. Restorasyon çalışmaları

yakın zamanda

tamamlandı. Orijinal

binada zindanın üç

kata dağılmış, 42

hücresi varmış. İlginç

ismini burada yatan

tutsaklardan biri olan

Michael Anemas’tan

almış. Girit Adası’nın

Arap emirinin soyundan

gelen Michael

Anemas, 12. yüzyılda

İstanbul’a mahkûm

olarak getirilmiş.

Cesur davranışları

sayesinde Bizans im-

10 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Bir Seyyahın Gözünden

paratorunun saygısını kazanmış. Anemas, Alexius Komnenus’a

karşı bir ayaklanmaya karışmış. Sakalları yolunarak

paçavra kıyafetler içinde, sokaklarda gezdirilme cezasına

çarptırılmış. Şanslıymış, imparatoriçe ona acımış ve kocasına

onu kör yapmaması için yalvarmış. O da bugün bizim

onun adıyla andığımız zindana atılmış. Bu zindana çok kişi

atılmış, birçok trajik olay yaşanmış. Aralarında burada öldürülen

imparatorlar 2. Isaac Angelus ve 4. Alexius Angelus

da var. Mutlaka ziyaret edin, bakalım duvarların sakladığı

acılar size neler hissettirecek?

6. TEPENİN EN GÜZELİ

İstanbul’un çok iyi bilinen, üzerine romantik bir masal bile

yazılan camisi Mihrimah Sultan, Edirnekapı’nın mutlaka

görülmesi gerekenlerinden. Aynı adı taşıyan diğer cami,

şehrin karşı kıyısında Üsküdar’ı süslüyor. İstanbul’un 7

tepesinin 6’sında birbirinden güzel camiler vardır. İşte

onlardan biridir 6. tepedeki Mihrimah Sultan Camii… İçeri

adım atıp, başınızı yukarı doğru kaldırdığınızda bir süre

hareketsiz kalabilirsiniz. Baş döndüren bir etkisi var; hem

mimarisinin güzelliği hem de yerden 25 metre yükseklikten

başlayan 20 metre çapındaki kubbesi nedeniyle. Aslında

Mimar Sinan, burada farklı bir tasarım anlayışı uygulamış.

Alışıldık biçiminde sadece kasnağa oturtulan kubbeyi,

kasnak ve onları taşıyan kemerlerle birlikte yapının ana

gövdesinin üzerine oturtmuş. Bu sayede ana mekânla

bütün hâlinde yükselen bir kubbe görüntüsü elde etmiş.

Pencereler de görkemli atmosferi destekleyecek biçimde

yerleştirilmiş. Camideki 204 pencereden 161 tanesi, kubbe

ve kemer içlerinde yer alıyor. Galerileri taşıyan ve Bizans

döneminden kaldığı öngörülen granit sütunlar, özel dikkati

hak ediyor. Zira bu ebatta başka sütun görme olasılığınız

çok az. 1766 ve 1894 depremlerinde büyük hasar gören

cami, 2009’da kapsamlı bir restorasyondan geçmişti.

bulunduğu bir

mozaiğe ekletmiş.

1511 yılında kilise,

camiye dönüştürülmüş.

2. Beyazıd’ın

Sadrazamı Ali Atik

Paşa tarafından

mihrap ve minare

eklenmesiyle

Kariye Camii olmuş.

İçindeki mozaik ve

fresklerin üzeri ise alçıyla kaplanmış. Yapıya 1947 yılında

müze statüsü kazandırılmasıyla kaderi de değişmiş. Amerikan

Bizans Enstitüsü tarafından 1948’de başlatılan ve 10 yıl

süren çalışmayla da mozaik ve freskler yeniden ortaya çıkarılmış.

Bu süreci merak edenler için Kariye restorasyonu

çalışmalarında görev alan Paul A. Underwood tarafından

yazılan 4 ciltlik “Kariye Camii” eserini önerebilirim.

DÜNYADAKİ 3 DEMİR KİLİSEDEN BİRİ

Listeye bir de bonus ekleyeyim: Haliç kıyısına kadar inip,

tamamen demirden inşa edilen ve bu özelliğe sahip

dünyadaki 3 yapıdan biri olan (diğer ikisi Arjantin ve Avusturya’da)

Aziz Stephen Bulgar Kilisesi’ni görün. 9 yıl kapalı

kalan kilise, geçirdiği restorasyonun ardından geçtiğimiz yıl

açılmıştı. Vitray pencereleri ve süslemelerdeki detaycılığı

ile oldukça etkileyici bir yapı. Öyküsünü düşününce yaşadığınız

etki bir kat daha güçleniyor. İstanbul’da yaşamını

sürdüren Bulgar azınlık, aslında 19. yüzyıla kadar Rum Ortodoks

Kilisesi’ne bağlıymış. 18. yüzyıl sonlarında başlayan

milliyetçilik akımının etkisi ve Rusların desteğiyle, Bulgarlar

kendi dillerinde ibadet etme isteklerini Osmanlı sarayına

iletmiş. Padişah talebi kabul etmiş ve ilk olarak Haliç

kıyısında küçük ahşap bir kilise yapılmış. Fakat meşhur

İstanbul yangınlarından nasibini alarak harabeye dönmüş.

Aynı yere bu kez daha büyük bir kilise yapılması gündeme

gelmiş, planı da Ermeni mimar Hovsep Aznavur çizmiş.

Ve bulunduğu zeminin zayıf olması nedeniyle betonarme

yerine demir iskelet tercih edilmiş. Gotik mimari özellikleri

taşıyan kilise, 1871 yılında Viyana’da yapılmış ve parçalar

halinde Tuna Nehri üzerinden gemilerle getirtilip, Haliç kıyısındaki

küçük bir bahçeye kurulmuş. 1870 yılında Sultan

Abdülaziz’in fermanıyla patrikhaneden bağımsız statüye

geçen kilisenin yönetimi için de bir de Eksarh (Bulgar Ortodoks

Kilisesi’nde önder, başpapaz) görevlendirilmiş.

KİLİSEDEN CAMİYE, CAMİDEN MÜZEYE

Bizans’tan günümüze ulaşan eşsiz miraslardan olan ve ibadethane

değil, müze kimliğiyle yaşayan Kariye, turistlerin

Edirnekapı’ya geliş nedeni... Yapı, 1315-1321 yılları arasında

yapılan yenileme ve genişleme çalışmalarından sonra fazla

bir değişikliğe uğramadan günümüze ulaşmış. Dışarıdan

baktığınızda şehirde gördüğünüz diğer Bizans yapılarından

pek farklı gelmeyen Kariye’nin esas etkisi içinde. Duvarlardaki

mozaik ve freskler, Kariye’den kat be kat büyük olan

Ayasofya’dakilerden hem daha görkemli hem de sayıca

daha fazla. Bu muhteşem işçilik, İmparator 2. Palaiologus’un

zengin ve güçlü danışmanı Theodore Metochites

sayesinde yapılmış. Hatta kendi resmini de Hz. İsa’nın

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

11



Aktüel

Yeni normal,

farklı konseptlerin

öne çıktığı bir turizm...

Bu yıl ve gelecek yıl, tatil anlayışımız farklı olacak. Öncelikle

hijyen kurallarının ve sosyal mesafenin öne çıktığı bir turizmden

söz edeceğiz. ‘Her şey dahil' turizm konsepti, gündemimizin

dışında kalacak gibi görünüyor. Plajlarda belirli

kurallar geçerli olacağından çoğu insanın bakir koylara,

kamp alanlarına ve tekne tatiline yöneleceği söyleniyor.

Küçük gruplarla yapılan mavi turlar, butik oteller, kamp ve

karavan tatilleri, bu yaz daha çok talep görecek. Arabayla

yakın mesafelere yapılabilecek seyahatler de artacak.

Günübirlik veya iki-üç günlük kısa kültür turlarına da

yönelme olacağı yine konuşulanlar arasında.

Oda sayısı yüksek tesisler yerine en fazla 10-15

odalı, hijyen açısından güvenilir, kişisel alanı geniş,

bahçesi, özel havuzu olan tesisler tercih edilecek.

Kendi mutfağı olan apart oteller ve villalar da öne

çıkan yerler arasında. Ayrıca kültür turları yanında

dalış turları, kuş gözlemciliği, köy ve mağara turizmine

ilgi de artacak.

AYŞE KAYNARCALI: Ege sahilleri,

Ayvalık, Kaz Dağları, Datça, Selimiye,

Fethiye, Dalyan, milli parkların olduğu

ormanlık bölgeler, Karadeniz yaylaları...

Hepsi tatil planlarınız için harika

yerler...

SAFFET EMRE TONGUÇ: Kuzey

Ege’nin çok gündemde olacağını

düşünüyorum. Örneğin, Adatepe ve

Assos...

FİRUZ BAĞLIKAYA: Salgın, insanların

stres düzeyini arttırdı. Ayrıca tatile, gezip

görmeye yönelik bir özlem oluştu


Kapak

Koronavirüs’ün

Sosyolojik, psikolojik,

ekonomik etkileri

yıllarca sürecek

KADİR TOPRAKKAYA

Hiçbir zaman böylesini beklemediğimiz bir

salgın karşısında tüm dünya olarak nasıl bir

şok yaşadığımızı, ileriki yıllarda yapımcılar en

kapsamlı şekilde aktaracak gelecek kuşaklara.

Yaklaşık üç ay boyunca evlerimizde kaldığımız

ve kalmak zorunda bırakıldığımız günlerin sosyolojik,

psikolojik ve de ekonomik etkilerinin

maalesef yıllarca süreceğine değinmek isteriz.

ÖZGÜRLÜĞÜN DEĞERİNİN

FARKINA VARDIK

Öncelikle bu sürecin psikolojik etkisinin derin

izler bırakacağının altını çizmek gerekiyor.

Zira çok iyi biliyor olmamıza rağmen, insan

doğasının en kıymetli unsurunun özgürlük

olduğunun farkına vardık. Hatta sık sık sözlerimizle

ifade ettiğimiz özgürlük kelimesinin

ne denli kıymetli olduğunu gördük; görmekle

kalmadık, iliklerimize kadar hissettik.

DÜNYA GENELİNDE

GENİŞ KAPSAMLI DURAKLAMA

Büyük umutlarla karşıladığımız 2020 yılı

itibariyle Türkiye ve dünya genelinde turizm

sektörü, tarihinin en büyük duraklama dönemlerinden

birini yaşıyor. Çünkü bir şehir

ya da bir ülke değil, dünyanın tamamında

etkin olan büyük bir sıkıntı söz konusu.

Yaşanan durum, milyonlarca kişinin günlük

hayatını etkiledi ve seyahat planlarını ya

iptal etmesine ya da ertelemesine sebep

oldu. Önümüzdeki süreçte bu duraksamanın

getireceği sonuçları doğru tahmin

edebilmek mümkün görünmüyor.

14 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Kapak

OYSA NE BÜYÜK UMUTLARIMIZ VARDI

Gerek sağladığı istihdam gerekse çok

ihtiyacımız olan döviz rezervlerinin artışı

açısından son derece kritik bir öneme sahip

turizm sektörü için öylesine büyük, öylesine

güzel umutlarımız vardı ki... 2019 yılında 52

milyon turist sayısı ve 35 milyar dolarlık gelir

ile gerçekleştirdiğimiz rekor büyüme rakamları,

2020 yılına yönelik beklentilerimizi hayli

yukarılara çıkarmıştı. Alınan rezervasyonlar

ile birlikte uluslararası tur operatörlerinin

Türkiye’yi yakın takibe almış olmaları, hem

turist sayısında hem de kişi başı harcamalarda

çok daha iyi rakamlara ulaşılacağını

müjdeliyordu.

Cem Polatoğlu

KİTLE TURİZMİ

POPÜLARİTESİNİ YİTİRECEK

Yaşanan gelişmeler karşısında en olumsuz

düşüncelere sahip isimlerden biri de turizm

dünyasının tanınan isimlerinden Cem Polatoğlu…

Aynı zamanda Tur Operatörleri Platformu

sözcüsü de olan Polatoğlu, konu ile

ilgili dergimize yaptığı açıklamada Covid-19

sonrası butik otellere ciddi talep olacağını

söylerken, kitle turizminin popülaritesini

yitireceğini belirtti ve hijyen şartlarının öne

çıktığı bir konseptin turizm sektörü için de

kaçınılmaz hâle geleceğini ifade etti.

PLAJLARDA DA SOSYAL MESAFE

UYGULAMASI OLACAK

"15-20 kişilik masalar artık olmayacaktır,

bunların yerine en fazla 6 kişilik aile masaları

olacaktır. Plajlara da artık istenildiği

gibi girilip çıkılamayacak. Şezlonglar arası

mesafe olacak. Plajlarda da sosyal mesafe

uygulaması olacak. Bunların hepsi artı

maliyet demek" diyen Polatoğlu, sözlerini

şöyle sürdürdü: “Kruvaziyer turizmi de

değişimden etkilenecek. Gemide kaçacak

yeriniz yok. Bir yolcunun hasta olması

sonucunda, bütün gemi çok kısa sürede

hasta olabilir. Bu virüsün çözümü bulunsa

dahi insanların içinde sürekli korku olacak.

İki senede bir yeni virüs çıkıyor. İnsanlar

biraz daha hijyenik yaşama zorunluluğu

hissedecek. Artık kalabalıklar hâlinde

yapılan geziler, seyahateler bitti diye

düşünüyorum."

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

15


Kapak

BUTİK OTELLER

ALTIN ÇAĞINI YAŞAYACAK

Kongre turizminin de süreçten ciddi ölçüde

etkileneceğini dile getiren Polatoğlu,

özellikle artan video konferans uygulamalarıyla

kongre turizminin de rafa kalkacağını

aktararak; “Online uygulamalar daha az

maliyetli olacağı için şirketlerce tercih edilecektir.

Covid-19 ile tüketici alışkanlıkları

yeni bir boyut kazanacak. Bu salgınlar butik

otellere talebi artıracak. Bu oteller altın

çağını yaşayacak. İnsanlar artık parası olsa

da büyük otelleri tercih etmeyecek” dedi.

HER ŞEY DÂHİL RAFA KALKIYOR

Çeşme Turistik Otelciler Birliği (ÇEŞTOB)

Başkanı Yakup Demir ise, salgın sonrası

en büyük değişimi turizm sektöründe

beklediklerini dile getirdi. Değişimin tahmin

edilemeyecek boyutlara ulaşabileceğini vurgulayan

Demir, şu açıklamalarda bulundu:

"Seyahatten konaklamaya kadar sektörde

ciddi değişiklikler olacak. En önemlisi de

otelcilik sektörü. Çoğunluğun ve yoğunluğun

bulunduğu bir sektör... Virüsler de

yoğun olan noktaları çok seviyor. Bizler

Kültür ve Turizm Bakanlığı’na virüs sonrası

tedbirleri şimdiden alalım diye taleplerimizi

ilettik. Büyük restoranlar da bu değişimden

etkilenecek. Öncelikle her şey dâhil sistemi

biraz rafa kalkacak ve ilgi görmeyecek.

Ülkelerin her şey dâhilden uzaklaşacağını

düşünüyorum. Bunun biteceğinden eminiz.

Çamaşırlar 30-40 derecede yıkanıyordu,

60'ın üzerine çıkacak. Temizlik personeli

maske ve eldiven kullanacak. Yine servis

ve mutfak personelinde maske ve eldiven

kullanımı zorunlu hâle gelecek."

GELECEK YIL VE SONRASINDA

TOPARLANMA BEKLENTİSİ

Yapılan tüm rezervasyon iptalleri ile birlikte

personel yönetimi ve finansman yapılandırmalarının

yanı sıra gelecek döneme ilişkin

sağlık kurallarının belirlenmesi ve bunların

nasıl uygulanacağına ilişkin yönetmeliklerin

hazırlanmasıyla birlikte gelecek yıl ve

sonrasında az bir kıpırdanma olabileceği

öngörülüyor. Birleşmiş Milletler Dünya

Turizm Örgütü (UNWTO), Covid-19 salgınından

dolayı kapatılan ülke sınırlarının

açılıp, seyahat sınırlamalarının kaldırılmaya

başlanması ile birlikte dibe vuran turizm

sektöründe temmuz ayından itibaren küçük

çaplı hareketlenmelerin olacağını açıkladı.

Bununla birlikte bazı uzmanlar, iç turizme

yönelik taleplerin dış turizme kıyasla daha

erken artmasını beklediklerini ve 2021'de

turizm sektörünün toparlanma sürecine

girebileceğini kaydediyor.

SAĞLIK TURİZMİ

AMİRAL GEMİSİ OLABİLİR

Geride bıraktığımız 2019 yılını 720 bin hasta

ile kapatan Türkiye’nin 2020 hedefi 1 milyon,

2023 hedefi ise 1 milyon 500 bin hasta

idi. Yetkililer, doğru stratejiler izlendiği tak-

Yakup Demir

16 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Kapak

dirde sağlık turizminin, turizm sektörünün

ve bağlantılı olarak da ekonominin “amiral

gemisi” olabileceği uyarısında bulunuyor.

Zira sağlık turizmi, sektörün diğer alanlarının

aksine sezonluk olmayan ve yılın 12

ayına yayılan bir turizm türü olarak büyük

önem taşıyor.

AVRUPA’DA BİRİNCİ SIRADA

DEĞERLENDİRİLİYOR

Türkiye, sağlık turizminde dünyanın önde

gelen birkaç ülkesi arasında yer alıyor.

Avrupa’da ise son 3 yıldan bu yana birinci

sırada değerlendirilen Türkiye; medikal

turizm, termal turizm, SPA-wellness turizmi,

engelli turizmi, saç ekimi, obezite cerrahisi

gibi farklı alanları kapsayan konularda lider

konumda görülüyor. Özellikle salgın sürecinin

ardından yabancı ülkelerden gelebilecek

taleplere yanıt verecek kapasiteye sahip

olmasının iyi değerlendirilmesi, Türk turizminin

yaşadığı kayıpların az da olsa telafisi

adına yerinde bir çaba olarak gösteriliyor.

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

17


Rota

Size ne isterseniz onu veren şehir:

LONDRA

Soğuk bir imajı vardır Londra’nın, havası karanlık

derler. Sisli, puslu,kasvetli... Bu büyük bir ön yargıdır

aslında. Ziyaret ettiğimiz ilk gün işte bu sebeple pek

farkına varamayız ama etrafı saran yemyeşil parklar,

bizi bu şehrin içine almaya başlamıştır bile...

AYÇA KERİMOĞLU

Sabahları genelde çok erken kalkılır bu şehirde. Şehrin

enerjisinden midir bilinmez, insan hemen sokaklara

atmak ister kendini ve bir daha da içeri girmesi

zordur artık. Sabah kahvaltıdan sonra bir yürüyüş

yapıp dönerim diye çıkılır otelden ya da kalınan yerden.

İlk önce parklar ve parklardaki çimenin kokusu,

etrafta bizimle saklambaç oynayan sincaplar, bizi

daha ilk saatlerde neşelendirmeye yeter de artar bile.

O soğuk kasvetli dediğimiz şehir, ufak ufak tebessüm

ettirmeye başlamıştır bizi.

Birçok ruhu vardır bu şehrin; aristokrattır ama bir o

kadar da özgürdür. Eğlencelidir, tüm renklerini sunar

size. Değişik değişik kapılar açar her caddesinde,

her sokağında. Büyük kitabevleri, gurme marketleri

birer müzedir sanki, saatler geçirebilirsiniz. “Carnaby”

bambaşka bir kapısıdır bu şehrin size açtığı. Her

zaman sizi eğlendirecek sürprizler yapar ve mutlaka

çok mutlu olarak çıkarsınız o kapıdan.

Her sokağı, caddesi ayrı bir müzikal sahnesi gibidir.

Ruhunuz zenginleşir ve en büyük zenginliğin de bu

olduğunu anlarsınız. Karton kutuların içinde yaşayan

aileler görürsünüz. İlk bakışta üzülürsünüz ama

bu şehirde yaşayan karton evli aileler,

sanılanın aksine mutludur ve kendi

seçimleridir. “Piccadilly Circus”, şehrin

atan kalbidir. Sokaktaki müzisyene

eşlik eden insanlara, dev reklam panoları ışık tutar.

Her şey akışında gelişir. Şehir o bitmek tükenmek

bilmeyen enerjisini bonkörce yayar etrafa.

Londra Soho’su bir başkadır. Gösterişten uzak, özgür

ruhlu ve çok renklidir. Bahaneye ihtiyacınız yoktur bu

sokakta vakit geçirmek için. Şehrin mutlu eden sürpriz

kapılarından biridir sadece, gece gündüz hareketlidir.

Tarihin izlerini taşır bu semt; kendi payına düşen,

kendi yaşanmışlıklarıyla... Soho’da güvenle gezebilirsiniz.

Köklü tiyatro salonları vardır. Yıllardır devam

eden klasikleşmiş oyunlar ve müzikaller devam eder

bu salonlarda. Küçük küçük dükkânları vardır. Eski

plaklar, müzik aletleri ve eski film afişleri, ayrı bir

hayal dünyasına götürür sizi. Keşifler devam eder

bu büyülü sokakta. Yemek molası vermek isterseniz,

yaşanmışlıkların izlerini taşıyan birçok mekânı vardır.

Çokça şair ve yazara misafirlik etmiştir bu restoranlar.

18 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Rota

Soho’da keşifler bitmez. Yeni bir sürpriz Çin İmparatorluğu,

nam-ı diğer Çin Mahallesi... Binaları süsleyen Uzakdoğu

esintileri, sokağın ortasında üstünde ejderhalar olan havalı

sütunlar, belki fotoğraflamak için güzel bir anı olabilir ama

sizi çok da etkilemeyebilir. Anlık bir mutluluk yaşatır. Çin

Mahallesi’nde bulunan restoranlarda Uzakdoğu’ya özgü

lezzetler bulabilirsiniz.

Oxford Street… Daima genç diyebiliriz bu cadde için.

Yüksek enerji depolarından biridir şehrin. Sizin de enerjiniz

yüksekse, ruh eşinizi buldunuz demektir. Bağımlılık yapar,

şehirde kaldığınız her gün mutlaka sabah akşam uğrarsınız.

Herkese uygun bir mağazası vardır.

Londra’daki en büyük Topshop mağazası buradadır, özelliği

en alt katında tasarımcılara ayrılan bölümüdür. Alışveriş

yapmak istiyorsanız, bu caddede aradığınız her şeyi bulabilirsiniz.

Regents Street, Hyde Park, Green Park, Piccadilly

Circus gibi noktalara yürüme mesafesindedir.

Covent Garden... Genelde çiçeklerle süslenmiştir sokakları.

Sokaktaki emekçi sanatçılar, gösterilerini bize sergiler

ve bizler de gösteriye dâhil oluruz. Renkli dondurmacı

dükkânları, hediyelik eşya satan minik mağazalar, elişi

tezgâhları, bu semtin kendine has ruhunu yansıtır. Ayrıca

birçok tiyatro ve müzikalin de merkezidir. Bu şehrin mutlaka

ziyaret edilmesi gereken kapılarından biridir.

Notting Hill… Londra’nın bohem, renkli, kendine has en

ünlü semtlerindendir. Sağlı sollu dizilmiş, bahçeli, üçgen

çatılı rengârenk evleri, doğal bir film stüdyosudur. Zaten

hepimizin bildiği o meşhur film de burada çekilmiştir. O

romantik ve bohem havası, bizi hemen içine alır. Portobello

Road boyunca vintage mağazalar, kafeler sıralanmıştır.

Sokakta çalan müzikle ahenk içindedir. Havada etraftaki

ağaçlardan yayılan harika temiz ve rahatlatıcı bir koku vardır.

Mutlaka ziyaret edilmelidir. Burada yaşadığımız anlar,

ilerde bizi mutlu edecek çok güzel anılara dönüşür.

Londra; görülmesi, hissedilmesi ve yaşanması gereken

en güzel şehirlerden biridir. Kısacası, size ne isterseniz

onu verir!

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

19



OFFERING HOSPITALITY WITH SIMPLICITY,

ELEGANCE & COMFORT

All rooms are spacious and enjoy plenty of natural Mediterranean sunlight. They have all been subtly

finished with considerable attention to detail, using relaxing earth tones with a small plant in each room

that adds a touch of nature. The location of light fixtures has been purposely chosen to create a calming and

soothing ambience both for daytime and nighttime.

Enjoying 5 different types of rooms on each floor, our guests’ requirements may be met more efficiently.

All accommodations are equipped with ample power sockets, free Wi-Fi, various comfortable bathroom

amenities and different bed and pillow types to satisfy our clients’ expectations.

Our rooms have been furnished with all necessary comforts to make your dream stay one to remember!


Medikal Turizm

Turizm ekonomisinde

koronavirüs etkisi

UZM. DR. SİNAN İBİŞ

Medikal Turizm Derneği

Başkanı

Koronavirüs salgını yakın ve iç içe yaşamın getirdiği

bulaşma tehlikesi karşısında bir arada olmaktan imtina

eden insanlar, zorunlu veya isteğe bağlı olarak evlerine

hapsolmuşlardır. İnsanların eve kapanmaları ile

uluslararası korunmada alınan önlemler gereği seyahat

olanaklarında da kısıtlamaya gidilmesi karşısında turizm

ekonomisi, en çok etkilenen birkaç alandan birisi haline

gelecektir. Dünyada turizm örgütünün yayınladığı en son

verilere göre; yaşanan salgın ile birlikte ülkelerin aldığı

turist kapasitelerinde yüzde 20-30 arasında bir düşüş

olacağı, bunun ise dünyanın turizm geliri olan 1.5 trilyon

dolarlık getiri üzerinde 300-450 milyar dolarlık bir gelir

kaybını doğuracağı ifade edilmektedir.

2003 yılındaki Sars salgınında yüzde 0,4 düzeyinde,

2009’daki global krizde yüzde 4 düzeyinde olduğu

görülen turizm ekonomisindeki düşüşlerin, Covid-19

salgınında ise yüzde 20-30’un altında olmayacağı öngörülmektedir.

Sayısal öngörüler, 2003 yılında dünyanın

yaşadığı Sars salgınındaki ekonomik göstergeler ve

2009 yılında yaşanan global krizde gerçekleşen turizm

kazanımları üzerinden yapılmıştır. Ancak Covid-19’un

seyrindeki bilinmezlikler ve sürprizler, önümüzdeki

turizm ekonomisindeki olası kayıplar üzerindeki etkinin

çok daha farklı seyredebileceğini düşündürmektedir.

Bu kayıpların oluşması halinde gerçekleştirilebilecek

uluslararası turizm girdilerinin ise 2012-2014

yıllarında gerçekleşen turizm gelirleri

seviyesine kadar azalabileceği öngörülmektedir.

Bu demektir ki Covid-19 salgını ile

uluslararası turistlerin 290-440

milyon kişi olarak azalabileceğini,

bunun da dünyadaki turist sayısını

5-7 yıl önceki turist sayılarına

kadar düşüreceği anlamı taşıdığını,

2019’da gerçekleşen 1,5 trilyon

dolarlık küresel turizm gelirlerinin

ise 1/3 oranında azalmaya karşılık

300 ile 440 milyar USD arasında kayba

uğrayacağını göstermektedir.

KRİZİN SONU

Covid-19 krizinin seyri hakkında;

ne zaman sonlanacağı,

sonlanıp sonlanmayacağı,

hafiflemiş olarak kalacağı

ya da artarak süreceği,

ya da dalgalanmalar göstererek

veya farklılaşarak

devam edeceği gibi birçok

belirsiz öngörü söz konusudur.

Bu belirsizliklerin

global ekonominin birçok

alanında olduğu gibi

turizm sektörü ile turizm sektörünü besleyen

2000 üzerindeki çeşitli alt sektörlerde de çok

büyük bir iş ve çalışan kaybına neden olduğu

görülmektedir ve bu kayıplar gün geçtikçe de

derinleşmektedir.

Turizm, küresel ekonomilerde en önemli iş

kaynaklarından birisidir ve diğer sektörleri de

destekleyen çok önemli bir motordur. Aynı zamanda

turizm, istihdam açısından bakıldığında

ise kadınlar ve gençler için de hassas bir endüstridir.

Küçük işletmeler, kendi işini yapanlar, aile

şirketleri, kadınlar ve işçiler, bu iş krizinde en fazla

korunması gereken grupları oluşturmaktadır.

Oluşan ve artan bu iş krizinden korunmak veya

küçük sektörleri korumak için; bunlara yönelik

alınması gereken tedbirlerin de daha büyük ve

daha çok çeşitlilikte olması gerektiği gerçeği göz

ardı edilmemelidir. Burada öne çıkan önlemlerin

başında ise, sektörel ekonomik likiditenin

sağlanması gelmektedir.

Turizm sektörünü desteklemek, ekonomiyi

desteklemek demektir. 2019 yılında dünyada 1,5

milyar turizm gezgini ile 2018 yılında 1,7 trilyon

dolarlık turizm gelirleri, turizmin başarı karnesindeki

dikkat çekici rakamlardır. Görüldüğü

üzere turizm ekonomisi son derece hassastır ve

global sorunlardan çok çabuk etkilenmektedir.

Şu ana kadar dünyada yaşanan global krizler ile

bölgesel ve ülkesel krizlerden turizm ekonomisi

çok hızlı kayıplar yaşayabilmektedir. Covid-19

konusunda ise bu kayıpların nereye varacağı, ne

kadar süreceği, turizmin geleceğindeki etkilerinin

nasıl olacağı maalesef kesin olarak öngörülememektedir.

TURİZMİN KALDIRAÇ ETKİSİ

Turizm sektörü, hızlı düşüşler karşısında tırmanışları

da hızlı yaşama dinamiğine sahiptir.

2009 yılı global ekonomik krizinden sonra 2010

ve 2018 yılları arasında yapılan bir değerlendirmede;

bütün sektörlerde ortalama istihdam

oranı yüzde 11 düzeyinde büyürken, otel ve

restoran sektöründe istihdamdaki bu büyümenin

yüzde 35 düzeyinde gerçekleştiği görülmektedir.

Bu demektir ki global krizlerden sonra

ekonomik kalkınmanın kaldıraçlarından birisi

kesinlikle turizm olacaktır. Dünyanın artık eskisi

gibi özgürlüklerle yaşanmayacağı gerçeğinin

referans alındığı yeni turizm yaklaşımlarının turizm

profesyonellerinin daha çok dikkatlerinde

olması gerektiği açıktır. Turizm hareketinde ve

turizm ürünlerinde olası krizleri öngören bakış

açısını işlerine katan profesyoneller için başarı

her zaman var olacaktır.

22 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Marmara Bölgesi

Bursa, turizmde pandemi

sonrasına hazırlanıyor

Bursa Turizm Platformu üyeleriyle online

toplantıda bir araya gelen Bursa Büyükşehir

Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Covid-19 salgınıyla

birlikte doğa, sağlık, inanç ve kültür

turizmi çeşitlerinin dünyada önem kazandığını

belirterek, bu alanlarda zengin içeriğe

sahip Bursa’nın dünyaya anlatılması noktasında

yürütülen çalışmaları yoğunlaştırdıklarını

açıkladı. Başkan Aktaş, şehrin turizm

potansiyelinin değerlendirilmesine yönelik

kararların alındığı toplantıda, Bursa’nın

gelecek vizyonuna ilişkin düşüncelerini dile

getirdi ve Büyükşehir Belediyesi olarak bu

yönde yaptıkları hazırlıklara değindi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş,

konuşmasında Bursa turizmine katkı koymak

için yürüttükleri çalışmaların meyvelerini

vermesinin kendilerini daha da hırslı

olmaya yönlendirdiğini ifade etti. Gerek

yurtiçi gerekse yurtdışında sürdürülen

faaliyetlerin, yapılan alt ve üst yapı yenilemelerinin

Bursa’yı konaklama verilerinde

Türkiye’nin en fazla turist çeken 4. şehri

konumuna yükselttiğini dile getiren Aktaş,

şu açıklamalarda bulundu:

YENİ ROTA HAZIRLIKLARI BAŞLADI

“Allah’ın izniyle virüs tamamen yok

olduğunda, gayretimizin karşılığını daha

iyi şekilde alacağımıza inancımız tam. Bu

süreçte yeni rotalar belirliyor, yurtdışındaki

paydaşlarımız ile görüşmelerimizi artırarak

sürdürüyoruz. Pandemi sonrasında insanlar,

kalabalık yerlerden ziyade daha sakin ve

doğayla iç içe tatiller yapmayı isteyecek. İç

turizmin dış turizme tercih edileceği; sağlık,

arınma ve yenilenmede farkındalık olacağı

beklentisinden yola çıkarak yeni rota hazırlıklarına

başladık.

BASILI VE DİJİTAL ORTAMLAR

ÜZERİNDEN TANITILACAK

Bu kapsamda; Bursa’nın doğası, ormanları,

dağları, şifalı suları, denizi, gölleri, akarsuları

ve şelalelerinin vurgulandığı, doğa yürüyüşleri,

ekolojik turizm, dinlenme, piknik, aile

ile vakit geçirme gibi aktiviteler etrafında

şekillenen günübirlik, 2 günlük ve 3 günlük

rotalar hazırladık. Rotaların tanıtımları, basılı

ve dijital ortamlar üzerinden yapılacak.

Başta GÜMTOB ve TÜRSAB olmak üzere

turizm paydaşlarının tamamının desteğini

alarak, Bursa’ya turist gönderen ilk 20 ülkenin

en büyük acente ve tur operatörleri ile

seyahat acenteleri birliklerine, ülkemizin ve

Bursa’nın Covid-19 ile başarılı mücadelesi

hatırlatılacak. Bir yandan Bursa’nın kültürel

ve turistik önemli değerleri barındıran bir

şehir olduğu, diğer yandan da sağlığı iyileştirecek

doğal güzelliklere ve tesislere sahip

bulunduğu belirtilecek.”

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

23


Ege Bölgesi

Laodikya’nın antik tiyatrosunda

restorasyon sürüyor

Laodikya Antik Kenti’nde yer alan Helenistik

döneme ait 2 bin 200 yıllık tiyatroda kazı ve

restorasyon çalışmaları devam ediyor. Antik

kentin tiyatro bölümündeki çalışmaların

gelecek yılın mayıs ayında tamamlanması

öngörülüyor.

UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne giren

Laodikya Antik Kenti’nde kazı ve restorasyon

çalışmaları, 2008 yılından bu yana yılın

12 ayı devam ediyor. Pamukkale Üniversitesi

Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü

Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığındaki

ekip tarafından yürütülen çalışmalar,

antik tiyatro kısmında sürdürülüyor. Prof.

Şimşek, konu ile ilgili yaptığı açıklamada

tiyatroyu orijinalliğini koruyarak ayağa kaldırmaya

çaba gösterdiklerini söyledi. Yeni

tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle

gerekli tedbirleri aldıklarını vurgulayan

Şimşek, kazı ve restorasyon çalışmalarının

Denizli Büyükşehir Belediyesi ile Güney

Ege Kalkınma Ajansı’ndan alınan destekle

devam ettiğini hatırlattı.

ORİJİNALLİĞİ KORUNARAK

TURİZME KAZANDIRILACAK

Tiyatroyu ülke turizminin hizmetine sunmayı

hedeflediklerini anlatan Prof. Dr. Celal

Şimşek, şunları kaydetti: “M.Ö. 2. yüzyılda

yapıldığını tespit ettiğimiz bu tiyatro, 3.

yüzyılda yaşanan bir depreme bağlı bir

restorasyon geçirmiş. 5. yüzyılın başında da

sahne binası, kentin sur duvarının bir parçası

olarak kullanılmış. Tiyatronun alt kaveyası

mermerden, üst kaveyası ise travertenden

yapılmış. Yaptığımız çalışmalarda özellikle

alt kaveyada bulunan mermer basamakların

çok kırılmış olduğunu fark ettik. Burada

tamamlama yöntemine gidiyoruz. Eski,

düzgün kesilmiş moloz taşlarla tamamlama

yapıyoruz. Üst kaveyada ise çok az bir

eksik var. Analizini yaptırdığımız traverten

ocaklarından getirilen taşlarla bu kısımda

restorasyonu sürdürüyoruz.”

ÇALIŞMALAR TAM KAPASİTE SÜRÜYOR

Şimşek, tiyatrodaki çalışmaları yaklaşık 1

yıl sonra tamamlamayı planladıklarını dile

getirdi. Mayıs ayının ortalarından itibaren

çalışmalara tam kapasite devam ettiklerini

anlatan Prof. Şimşek; “Binlerce yıl öncesine

ait kültür varlıklarının ortaya çıkarılması ve

ayağa kaldırılması için çalışıyoruz. Haziran

ayının başından itibaren Laodikya Antik Kenti’ni

yeniden ziyarete açmayı planlıyoruz.”

24 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Akdeniz Bölgesi

Olimpos'ta kültür mirası

artık daha fazla

korunacak

Antalya'daki dünyaca ünlü Olimpos Antik

Kenti için hazırlanan Koruma Amaçlı İmar

Planı'nın bölgedeki kazı çalışmalarına

olumlu etki ederek, kültür mirasının eskisinden

daha fazla korunmasını sağlaması

bekleniyor.

Likya Antik Şehri'ne ev sahipliği yapan

Olimpos'un Kazı Başkanı Prof. Dr. Yelda

Olcay Uçkan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca

Antalya'nın Kumluca ilçesindeki Olimpos'a

yönelik hazırlanan Koruma Amaçlı İmar

Planı'na göre arkeolojik veri barındırmadığı

belirtilen 24 hektarlık bir alanda sit

statüsü değişikliği yapıldığını anımsattı.

Bölgede bungalov evlerin düzensiz şekilde

artmasıyla altyapı, ulaşım ve dere taşkınına

ilişkin sorunların ortaya çıkmaya başladığını

aktaran Uçkan, bunların çözümüne ilişkin

bölgeden gelen talebe karşı plan çalışması

başlatıldığını anlattı.

KAZI ÇALIŞMALARINA ENGEL DEĞİL

Öncelikle bölgenin jeoradar sistemiyle tarandığına

değinen Prof. Dr. Yelda Olcay Uçkan;

“Olimpos Antik Kenti'nde 36 parselde

81 noktada sondaj çalışması yapıldı. Buradan

çıkan sonuçlara göre rapor hazırlanıp,

koruma kuruluna iletildi. Kurul üyeleri de

o raporlar doğrultusunda belirli bir alanın

3. derece sit alanı olmasına karar verdi.

Yani bu karar, masa başında alınmış değil”

dedi. Uçkan, belirli bir alanın 3. derece sit

alanı ilan edilmesinin kazı çalışmalarına

herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığını

vurguladı.

DÜZENSİZ YERLEŞKENİN

ÖNÜNE GEÇİLECEK

Planla düzensiz yerleşkenin de önüne geçileceğini

belirten Kazı Başkanı Uçkan; "Sit

statüsü değişikliği, kazı çalışmalarına daha

da olumlu etki sağlayacak. Planla çarpık

yapılaşmanın önüne geçilecek, bungalov

tarzı evlerin yoğunluğu yüzde 50 oranında

düşürülecek. Kültür mirası, eskisinden

daha fazla korunacak” diye konuştu. Sosyal

medyada "Olimpos betonlaşacak, ranta

açılacak" gibi iddiaların ortaya atıldığını,

ancak bunların gerçeği yansıtmadığını ifade

eden Uçkan, planın bölge insanının genel

ihtiyaçları doğrultusunda yapılmış bir çalışma

olduğunu kaydetti.

KAZI ALANININ SINIRI

250 HEKTARA ÇIKARILDI

İçerisinde Bizans ve Roma'ya ait hamam, kilise,

liman, tapınak, saray, tiyatro, köprü ve

mezarların olduğu Olimpos Antik Kenti'nin

toplam 600 hektarlık sit bütünü olduğunu

dile getiren Prof. Dr. Yelda Olcay Uçkan;

"Milattan önce 167-168 yıllarında basılan

Likya Birlik sikkelerinde Olimpos'un adı

geçmekte. En son kazılarda M.Ö. 5. yüzyıla

ait eserler gün gün yüzüne çıkarıldı. Kentin

günümüze ulaşmış kalıntılarının çoğu,

orman içinde ağaç ve çalılarla örtülü. Planla

arkeolojik varlıkların bulunduğu antik kentte

kazı alanının sınırı, 200 hektardan 250

hektara çıkarıldı” açıklamasında bulundu.

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

25


Güneydoğu Anadolu Bölgesi

1600 yıllık Mor Kuryakus Manastırı

turizme kazandırılıyor

Batman'ın Beşiri ilçesindeki Mor Kuryakus

Manastırı'nda üç aşamalı olarak planlanan

restorasyon çalışmalarının ilk etabı

sona erdi. Kıra Dağı eteklerindeki Ayrancı

köyünde 5. yüzyılda Süryani Hristiyanlar tarafından

2 bin 500 metrekare alan üzerinde

2 katlı olarak inşa edilen manastırın 3 etap

hâlinde restore edilmesi planlanıyor.

İKİNCİ ETAP BAŞLIYOR

Yaklaşık 1 milyon 500 bin lira harcanan

restorasyonun ilk etabında manastırın giriş

kapısı, güney cephesinin tamamı, mezar

odası ve mezar odasının doğu cephesi

ile ikinci kattaki tüm odalar yenilendi.

Restorasyon çalışmalarının ikinci etabında

ise çevre duvarı yapılacak, kilise ve orta avlu

eski hâline dönüştürülecek.

“ÇOK ÖNEMLİ BİR

TURİZM MERKEZİ OLACAK”

Beşiri Kaymakamı Sinan Aşçı, konu ile ilgili

yaptığı açıklamada Mor Kuryakus Manastırı'nın

Hasankeyf ile çok önemli bir turizm

merkezi olacağını söyledi. Manastırın Süryani

Hristiyanlar tarafından geçmiş dönemlerde

önemli bir inanç merkezi olarak kullanıldığını

belirten Aşçı, yaklaşık 9 ay önce başlanan

restorasyonun ilk etabının tamamlandığını

dile getirdi. Kaymakam Sinan Aşçı, bu kapsamda

güney duvarı, iç güney ve mezar ile

rahip odalarının onarıldığını dile getirdi.

“İKİ FARKLI DİN, YÜZYILLARCA

HOŞGÖRÜ İÇİNDE YAŞAMIŞ”

Restorasyonun Batman Valiliği, Dicle Kalkınma

Ajansı, İl Özel İdaresi, Kültür ve Turizm

Müdürlüğü koordinasyonunda yürütüldüğünü

belirten Aşçı, şöyle konuştu: "Burası

yüzyıllarca iki farklı dine mensup vatandaşların

hoşgörü içinde yaşadığı bir yerleşim

birimi olmuş. Süryani Hristiyanlarının inanç

merkezi olan manastır ve hemen arka tarafında

da hoşgörünün nasıl iç içe olduğunu

bize gösteren camimiz mevcut. Köylülerimiz

de bu yapının restore edilmesinden memnun.

Bu tarihi yapının canlandırılmasını

sevinçle karşılıyorlar."

26 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Doğu Anadolu Bölgesi

Sultan Alparslan'ın şehrindeki milli park

turizmi canlandıracak

Sultan Alparslan'ın Türklere Anadolu'nun kapılarını açtığı Muş'un Malazgirt

ilçesinde yapılan Malazgirt Meydan Muharebesi Tarihi Milli Parkı’nın

tamamlanmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.

Bakanlar Kurulu kararıyla iki yıl önce Malazgirt

Ovası'nın "Malazgirt Meydan Muharebesi

Tarihi Milli Parkı" ilan edilmesiyle ilçenin

Danişmentgazi Mahallesi'ndeki alanda; giriş

kontrol ünitesi, 250 otobüslük otopark, 250

metre uzunluğundaki 1071 adımlık fetih

yolu, merasim ve hitabet alanı, 12 helikopter

pisti, namazgah, ikram alanı, şadırvan,

giriş takı ile dinlenme yerleri yapıldı.

Proje kapsamında 238 hektar alanda yüz

tanıma sistemli güvenlik kamerası, 160 bin

metrekare alanda ağaçlandırma ve çimlendirme

çalışması, idari bina, misafirhane, bin

metreküp su deposu, yürüyüş yolu, spor

sahaları ve çocuk oyun alanı yapımına da

başlandı. Malazgirt Zaferi'nin yıldönümü

olan 26 Ağustos'a yetiştirilmesi planlanan

parkta, sosyal mesafe kuralına uyularak

400'ün üzerinde personel ve onlarca iş

makinesiyle çalışma yürütülüyor.

TURİZME BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK

Malazgirt Kaymakamı Emre Yalçın, konu ile

ilgili yaptığı açıklamada ilçede yapımı süren

tarihi milli parkın 3. etap çalışmalarının

yeni tip koronavirüs (Covid-19) tedbirleri

kapsamında kontrollü şekilde devam

ettiğini söyledi. Milli park alanında ekiplerin

hummalı bir çalışma yürüttüğünü ifade

eden Yalçın; “Projemiz tamamlandığında

milli parkımız ilçemize maddi, manevi ve

turizme büyük katkı sağlayacaktır. Tarihi

ilçemiz Malazgirt'te milli parkın yapılmasına

vesile olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep

Tayyip Erdoğan'a, tüm Malazgirt halkı adına

teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

YEŞİL ALANLAR İÇİN DEV SU DEPOSU

Milli Park Saha Koordinatörü Ziraat Mühendisi

Felat Şengal ise, milli parkta yeşil

alanların sulanabilmesi için bin metreküp

su deposu, idari bina ve misafirhane

yapılacağını belirtti. Alandaki caminin

onarımı ve dekorasyonu için çalışmalara

başladıklarına işaret eden Şengal; "Yaklaşık

160 bin metrekarede ağaçlandırma ve çimlendirme

çalışması yürütülüyor. Sulama

sistemlerinin altyapısı tamamlandı. Alanın

tamamına yüz tanıma ve tarama sistemli

güvenlik kameraları yerleştirildi. Güvenlik

kamerası, ortalama 25 kilometre uzaklıktaki

bir aracın plakasını okuyabilecek

özellikte" şeklinde konuştu.

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

27


İç Anadolu Bölgesi

Bozkırın ortasındaki yeşil cennet:

Sultan Sazlığı

Türkiye'nin göçmen kuşlara ev sahipliği

yapan en önemli alanlarından Sultan Sazlığı

Milli Parkı, adeta yeşil bir cenneti andıran

doğal güzellikleriyle misafirlerini bekliyor.

Kayseri'nin Develi, Yahyalı ve Yeşilhisar

ilçeleri sınırlarında yer alan ve kesin korunacak

hassas alan ilan edilen Sultan Sazlığı,

250'den fazla kuş türüne konaklama, üreme

ve beslenme imkânı sağlıyor.

Tatlı su kaynaklarından beslenen yaklaşık

40 bin hektarlık sazlık, Anadolu'da "allı turna"

olarak bilinen flamingolar başta olmak

üzere birbirinden renkli güzelliklere sahip

birçok kuş ve yeşilin de büyüsüyle insanlara

adeta görsel şölen sunuyor. Erciyes Dağı'nın

eteğinde insanlara huzur veren sazlık; kuş

gözlemi, doğa gezileri ve doğa fotoğrafçılığı

imkânıyla da doğaseverlerin ilgisini çekiyor.

“ÖNEMLİ BİR NEFES ALMA YERİ”

Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve

Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Kayseri Temsilcisi

Prof. Dr. Osman Özsoy, konu ile ilgili yaptığı

açıklamada Sultan Sazlığı gibi önemli

yerlerde bölge halkının ve ziyaretçilerin

daha dikkatli olmaları gerektiğini söyledi.

Doğanın güzelliklerini korumanın önemli

olduğunu belirten Özsoy; "Sultan Sazlığı,

hem bizim için hem de diğer canlılar için

önemli bir nefes alma mekânı. Türkiye'de

emsalleri olan Seyfe Gölü ve Manyas Kuş

Cenneti'nden sonra kuşların en önemli

uğrak yerlerinden bir tanesi... Sultan Sazlığı,

iki önemli göç yolu üzerinde ve dolayısıyla

kuşlar için barınma, konaklama ve yavrularını

büyütme yeri. Oldukça büyük, yaklaşık

olarak 40 hektar bir alandan bahsediyoruz”

diye konuştu.

"BURALAR CAZİBE MERKEZİ OLACAK"

Kayseri için Sultan Sazlığı'nın önemli bir

yere sahip olduğuna dikkati çeken Prof. Dr.

Osman Özsoy, şöyle devam etti: "Sultan

Sazlığı, Erciyes'in eteğinde Develi, Yahyalı,

İncesu ve Yeşilhisar'ı beslemesi, Erciyes'e

destek vermesi için önemli bir destinasyon

merkezi. Bölgeyi başlı başına besleyen

bir yer ama etrafıyla düşünüldüğünde de

çok ideal bir merkez. Bu açıdan baktığımız

zaman da Kayseri ve Türkiye ekonomisine

son derece faydalı olacak. Son zamanlarda

hassas koruma alanı ilan edilen bölgelerin

birçok olumlu tarafı var. Turizm ve ekonomiye

olumlu katkısı var. Destinasyon noktasında

buralar cazibe merkezi olacak."

28 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Karadeniz Bölgesi

Sümela Manastırı için hedef

Unesco'da kalıcı olmak

Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı

Murat Zorluoğlu, Sümela Manastırı'nın

gelecek yıllarda UNESCO Dünya Mirası Kalıcı

Listesi'ne alınmasına yönelik çalışma

başlatmak istediklerini bildirdi. Zorluoğlu,

yaptığı yazılı açıklamada Kültür ve Turizm

Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un video konferans

yöntemiyle gerçekleştirdiği toplantıya

katıldığını belirtti. Toplantıda Trabzon'a

ilişkin projelerin değerlendirildiğini ifade

eden Başkan Murat Zorluoğlu, Bakan Ersoy'a

kentin turizm destinasyonlarıyla ilgili

bilgilendirmede bulunduğunu kaydetti.

Zorluoğlu, Uzungöl'ün yılda yaklaşık 3

milyon kişinin ziyaret ettiği Trabzon'un en

önemli turizm merkezlerinden olduğunu

vurguladı. Turizm sektörünün talebi

üzerine bölgede bir video çekimi yaptıklarını

belirten Zorluoğlu; "Şehir olarak

sezona hazır olduğumuzu ve turistleri

beklediğimizi belirten videomuzu, sektör

temsilcileri çeşitli mecralarda paylaşacak"

bilgisini verdi.

"GENİŞ ALANLARI OTOPARK OLARAK

DÜZENLEDİK"

Sümela Manastırı ve Altındere Vadisi'ndeki

çalışmalara da değinen Zorluoğlu, oradaki

en büyük sorunlardan birinin trafik olduğuna

işaret etti. Bölgede bulunan geniş

alanları otopark olarak düzenlediklerini

dile getiren Başkan, şu açıklamalarda

bulundu: “Hem büyük otobüsler hem de

küçük araçlar için park alanları oluşturduk.

Paralel bir yol alternatifimiz var. Dolayısıyla

burada tek yön uygulama yapacak

bir duruma geliyoruz. Aşağıda araçlar park

edecek, biz de Büyükşehir olarak ziyaretçilerimizi

kendi araçlarımızla yukarı çıkarmayı

planlıyoruz. Yine Büyükşehir olarak

sosyal tesislerin de yapımına başladık."

“BAKANLIĞIN TECRÜBESİNE

İHTİYACIMIZ VAR”

Türkiye’nin inanç turizmi yönünden

önemli merkezleri arasında bulunan ve

bölgeye gelen turistlerin ziyaret ettiği

mekânların başında yer alan tarihi Sümela

Manastırı’nın UNESCO Dünya Mirası Kalıcı

Listesi'ne alınması yönündeki düşüncelerini

de Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet

Nuri Ersoy'a ilettiğini vurgulayan Zorluoğlu,

şunları ifade etti:

"Sümela Manastırı'nın önümüzdeki yıllarda

UNESCO Dünya Mirası Kalıcı Listesi’ne

alınmasına yönelik bir çalışma başlatmak

istiyoruz. Bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığımızın

tecrübesine ihtiyacımız var.”

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

29


Art of meeting the highest expectations

Hotel Suadiye and its unique location combined with Istanbul’s cultural heritage of thousands of years, has a privileged

position in Istanbul metropolis. Istanbul Hotel Suadiye, being a mirror with its renovated and comfortable rooms to

Istanbul’s Asian side, will be happy to provide the best service with a creative and dynamic team.

Intersecting the shore of Suadiye and the famous Baghdad Street, Istanbul Hotel Suadiye presents a peaceful environment

using also its advantages of being in the center of Istanbul Asian side. For all guests at Hotel Suadiye on business or just as

tourists, Istanbul Hotel Suadiye is an ideal place to go to enjoy and travel along the capital of culture. The perfect location

enables our guests to visit as many places as they can reach, nothing stands between your sightseeing trip.

In a short while on foot, you are able to profit by all services around the hotel; which are famous restaurants, huge

shopping malls, clubs, railway and bus service, shipping traffic, travel agencies, cinema, theatre and much more. We

warmly invite you to discover a new world and for having unforgettable impressions.

Bağdat Caddesi Plaj Yolu Sokak No: 25 Suadiye 34740 İstanbul - Türkiye

Pbx: +90 216 445 84 24 Web: www.hotelsuadiye.com E-mail: info@hotelsuadiye.com



İnsan Kaynakları

Yeni dünya düzeninde

müşteri ilişkilerini ve

verilerini yönetmek

DR. BARBAROS KON

Humanica Yönetim

Danışmanlığı Yönetim

Kurulu Başkanı

Akdeniz Turizm Vakfı

Yönetim Kurulu Üyesi

İki-üç ay gibi çok kısa bir süre içinde Covid-19, hem günlük

hayatlarımızı hem de profesyonel anlamda işlerimizi,

ürün ve hizmetlerimizi, müşteri ilişkilerimizi, müşterilerimizin

ihtiyaçlarını kaçınılmaz bir şekilde değiştirdi.

Sizler de bu değişimin bir parçası olduğunuz için nelerin

yaşandığını değil, bundan sonra bizi nelerin beklediğini

ve bizlerin bu değişimi yönetmek için neler yapabileceğimizi

gelin bu yazımda inceleyelim.

Yazıma iki soru ile başlamak istiyorum: Artan rekabet ve

düşen gelir koşullarında, pazarlama stratejilerimizi nasıl

yenilemeliyiz? Müşterilerimizin fiziksel mesafe, temas

ve sosyal mekânlar konusundaki çekincelerine yönelik,

satış ve satış sonrası hizmetlerimizde ne tür yeni düzenlemeler

yapabiliriz?

Bu sorulara cevap vermeden önce iş dünyasını etki edecek

ana trendleri gözden geçirirsek ve farkında olursak,

bu sorulara daha sağlam cevaplar bulabiliriz diye düşünüyorum.

Bu trendlerden ilki, tüketicilerde güvensizliğin

ve tasarruf eğilimlerinin arttığı, bütçelerin kısıldığı,

piyasalarda dalgalanmaların olduğu, ulusal/uluslararası

siyasette belirsizliklerin ve değişimlerin arttığı, üretim,

tedarik zinciri ve lojistik süreçlerinde belirsizliklerin

olduğu, kriz sonrasında olası uluslararası gerginliklerin

ve ticari kısıtların oluşması ihtimalinin olduğu bir küresel

belirsizlik… Tüketimin öncelikli ihtiyaçlarda yoğunlaşacağı,

belirli sektörlerde satışlarda ve cirolarda azalmanın

olacağı, iflasların ve işsizliğin artacağı ve alım gücünün

düşeceği “Küçülme” trendi…

Küçülen pazarlarda hayatta kalabilme mücadelesi içinde

olunacağı, rakiplerin daha farklı ve görünebilir olma

çabası, müşterilerin değişen ihtiyaçları, beklentileri ve

tercihleri, yenilenmenin, değişim ve dönüşümün artan

aciliyeti olacağı “Agresif Rekabet” trendi… Sağlık ve

hijyen konusunda artan duyarlılık, özel alan, sosyal mesafe

konusundaki hassasiyet, bu doğrultuda mekânsal

düzenleme ihtiyacı, uzaktan iletişim kurabilme

ihtiyacı artışının getirdiği “Sosyal Mesafe Artışı”

trendi… Uzaktan evden çalışma yetkinliklerin

ve alışkanlıkların gelişimi, kurumlardan sosyal,

etik ve ekolojik duruş beklentilerinin artması,

kurumlardan milli çıkarlara uygun davranma

beklentisinin arttığı, dışa bağımlılığı azaltacak

yerli teknolojileri geliştirmenin öneminin artması

da en sonki önemli “Değişen Çalışma Kültürü”

trendi olarak karşımıza çıkıyor. İşte şirketlerinizde

bu trendlerin farkına vararak stratejik,

organizasyonel, kültürel, operasyonel ve finansal

dönüşümü Covid-19 sonrasına bırakmadan, bu

dönemde yapmanız önceliğiniz olmalıdır.

Sağlık kaygılarımızı ön planda tutarak satışları

kontrol etmeye çalışırken, müşterilerin dönüşen

ve değişen ihtiyaçlarını karşılamaya, yukarıdaki

trendlerde değişime uyum sağlamaya çalışma

önem kazanmaya başladı. Bu kriz sonrası bütün

dünya Çin’den öç almaya çalışacak. Aynı zamanda

ülkeler, tek tedarikçi ülke ile çalışmamak gerektiğinin

farkına vardı. İşte bunların hepsi bizim

için, ülkemiz için birer dönüşüm fırsatıdır.

Peki, şimdiden ne yapmalıyız? Özetle; müşterilerin

değişen ihtiyaçlarını önemsemeliyiz, bu

ihtiyaçları karşılamak için yaratıcı düşünmeliyiz

ve “yeni” düzende faydalı olacak metotlar

geliştirmeliyiz. Birazcık verilerle konuşursam,

ortamı daha iyi hissedebileceğimize inanıyorum.

İnsanların yüzde 18’inin ya bir aile üyesi

ya da bir arkadaşı etkilenirken, yüzde 5’inin bu

yakınları koronadan dolayı hayatlarını kaybetti.

Gerçekleştirilen bir anket çalışmasında katılımcıların

yüzde 71’i kârı, insan değerinin önüne

koyan markalara güvenlerini kaybedeceklerini

belirtmiş. Yeni normalimiz olan online alışverişe

32 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


İnsan Kaynakları

korona sonrasında da devam edeceğini

söyleyen katılımcıların oranı yüzde 30.

Üstelik bu katılımcılardan 65 yaş üzeri

olanlar dahi var. Salgının etkileri geçse dahi

katılımcıların yüzde 36’sı evden çalışmayı

tercih edeceklerini belirtmiş.

Müşterilerin gerçek zamanlı alımlarını etkilemek

için tercihlerine, alışveriş geçmişlerine,

ilgi duydukları ürün ve markalara yönelik

büyük veri (big data) dediğimiz bilgilere

ulaşan, depolayan ve yorumlayan, ardından

satışa çeviren firma sayıları giderek artacaktır.

Veri bilimciliği, siber güvenlik uzmanlığı

gibi sıfatları bundan sonra sıkça duyacağız.

Robotların sektörlerde kullanımı yüzde

13 oranında artmış. Daha önce günlük

hayatımızın bir parçası olan aktiviteleri artık

yapma özgürlüğümüzün olmaması, korona

sonrasında “sıradan” şeyleri yapabildikleri

için şükran duyacaklarını belirtmişler.

Bugünün dünyasında yukarıda da göreceğiniz

gibi teknoloji hemen hemen her dönüşümün

kalbidir, fakat yine de onun varlığı

tek başına yeterli değildir. Yeni teknolojiler

gelir, geçer ama müşteri odaklılık bakidir.

Yıkıma uğramış bir sektör, iş ya da şirkete

baktığımızda her zaman müşteri memnuniyetine

ilişkin bir problemin var olduğunu

göreceğiz. Bu nedenle bu dönemde müşteriyi/hedef

kitleyi satışa yöneltmeye sakın

çalışmayın; tüketicinin yanında olduğu

algısını verin ve duyguya dokunun. Böylece

marka ile tüketici bağını güçlendirin. Yani

kalp, paranın önünde kalsın.

Kâr kaygınız, özellikle böyle dönemlerde

marka imajınızı olumsuz etkileyebilir. Dijital

platformlarınız ve müşteriler ile doğrudan

iletişiminizde direkt satış ya da pazarlama

yaklaşımlı mesajlar yerine kitle ile empati

kurulan ve güven aşılayan içeriklerin paylaşımı

etkili olacaktır. Yalnızca ticaretinizi değil,

sosyal sorumluluk anlamında insanları bilgilendirmeyi

de dijital platformlar üzerinden,

kâr amacı gütmeden gerçekleştirebilirsiniz.

Bu nedenle müşterilerinize göndereceğiniz

sosyal medya ya da e-bültenlerinizde

müşterinizin yanında olduğunuz, duyguya

dokunduğunuzla ilgili yazıların olması önem

kazanacaktır. Empati gözlüğünüzü takmadan

pazara lütfen çıkmayın.

Yine değişen çalışma ve hizmet koşullarını

zamanında bildirmek, müşteri memnuniyeti

açısından doğru olacaktır. Gerçekçi ama pozitif

ve rahatlatıcı bir ton, müşterilerin kaygılarını

azaltma yönünde fayda sağlayacaktır.

Kurduğunuz online iletişimde ses tonunuz

bile ilişkinizin sürdürebilirliğinde önem

kazanacaktır. Kriz anlarında çalışanlarınıza

yönelik politikalarınız da müşterilerinizin

size olan tutumunu belirleyecektir. Çalışanınızı

önemsediğinizi gösterin ve bunu

müşterilerinize duyurularınızda hissettirin.

Online platformlarda olun, yani müşteri

neredeyse orada olun. Online platformlarla,

yüz yüze iletişime göre müşterilerinize

yüzde 56 daha fazla içerik sunma imkânınız

var. Son olarak da geçmişte müşteri ihtiyacını

yanlış yorumladığınız deneyimlerinize

odaklanın ve onlardan öğrenin. Öğrendiklerinizden

modellemeler yapın ve şirkette

fark yaratacak konuları belirleyerek, çevik

bir şekilde uygulanmasını sağlayın. Özetle;

her ne kadar “normalleşecek” olsa da

hayatımız, eski normale dönülmeyeceğini

kabul etmeli, müşterilerinizin yeni endişelerini

anlayıp, onlara bu tedbirlerle ürün ve

hizmet sunmalısınız.

Yukarıda anlattığım müşteri ilişkilerini yönetebilmek

için öncelikle müşteri verilerini

yönetmek gerekiyor. Peki, ne yapmalı? CRM

– Müşteri ilişkileri yönetimi sistemini şirketlerinizde

oluşturmalı. Satışçıları çok yönlü

takip etmeli, satışçı aksiyonlarını ve müşteri

ilişkilerini kayıt altında tutması sağlanmalı.

Satışçıların daha fazla müşteri ile ve sizinle

iletişimde olması sağlanmalı. Müşterilerle

ilgili veri tabanını – Big Data’yı oluşturmalı

ve çok yönlü analiz etmeli. Müşteri verilerini

kişiselleştirmeli ve müşteri deneyimlerine

odaklanmalı. Müşteri segmentasyonunu

yapmalı ve tiplerini ayırmalı. Yeni pazarları

araştırıp, analiz etmeli ve ürünün satışını o

pazara adapte etmeli.

Tüm bunları yaparken Hal Varian’ın dediğini

uygulamalı. Yani veriyi kullanabilmeli, onu

anlayabilmeli, işleyebilmeli, veriden bir değer

çıkarabilmeli, onu görselleştirebilmeli ve

başkalarına anlatabilmeli. Şunu unutmayalım;

“Müşteri değil, verisi velinimetimizdir.”

Dijital ekonomide en değerli şey müşteri

verisi… Şu an inanınki şirketinizdeki müşteriler

ile ilgili verilerin yüzde 80’ini kullanmıyorsunuz.

Büyük Veri (Big Data) üzerinden

trendleri ve eğilimleri analiz edip, mevcut

müşteri bilgileriyle harmanlayanlar; özele

indirgeyip, duygusal analiz yaparak değerlendirenler

mutlaka kazanacaktır. Çünkü

müşteriler, sadece sizin sattığınız ürün veya

servisle ilgilenmezler. Onların ilgilendikleri,

sadece ve sadece kendi ihtiyaç ve beklentilerinin

karşılanıp karşılanmadığıdır. Bunun

için de müşterilerinizin davranışlarını

analiz edebilme, müşteri davranışlarındaki

muhtemel değişimlere kendinizi hazırlayabilme,

her tür müşteri ve müşteri grubu için

özel yaklaşımlar geliştirebilme, kârlı kârsız

müşteriyi ayırt edebilme ve işletme için

pazarı yönlendirebilme önem kazanmaktadır.

Öyleyse kilit nokta, Covid-19 sonrası

müşteri ihtiyaçlarının belirlenip, buna göre

ürün veya hizmet sunmaktır.

Abraham Lincoln’ün dediği gibi; “Geleceği

tahmin etmenin en iyi yolu, onu yaratmaktır.”

Bu da ancak ve ancak yukarıda saydığım

ve her biri ayrı bir makale konusu olan

başlıklardaki gelişiminiz ile sizin geleceğinizi

belirleyecektir. Charles Darwin çok güzel

söylüyor; “Canlı türleri içinde hayatta kalan

ne en güçlü olan, ne de en zeki olandır.

Hayatta kalan, değişime en iyi cevabı veren

ve uyum sağlayandır.”

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

33


Fijet

Chronicles of

FIJET Türkiye - ATURJET

SİDAL YAŞAR

Many of our readers have been asking us

about FIJET and how the federation carries

out its activities during the Covid-19 pandemic.

A pandemic that hit numerous companies

from small and medium enterprises

to large organizations to the rock bottom

in the tourism sector. In the meantime,

one of the associations of FIJET, which we

are proud to be a part of, transformed its

contributions to the sector. The association

of FIJET Türkiye - ATURJET has initiated a

series of Instagram live broadcasts, where

the Chairman of ATURJET, Delal Atamdede

welcomes the most prominent names of

the tourism industry to bring forward the

current issues of the tourism industry.

During these dark days, in which every one

of us has been locked down in our homes,

the use of social media channels has

increased more than ever. Realizing the fact

that social media became the only possible

mean of human contact, the communication

team of FIJET Türkiye - ATURJET decided to

diversify their social media activities concentrating

on the new trend of going live on Instagram.

Starting from May 3, the association

of FIJET Türkiye - ATURJET holds fruitful live

Instagram broadcasts to discuss in detail the

current situation of the tourism industry in

Turkey and globally every Tuesday at 18:00.

34 Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June


Fijet

Starting his speech by thanking

every member of ATURJET,

Tijani Haddad expressed his

gratitude for ATURJET being the

most active member of FIJET

World Federation.

Until today, broadcasts welcomed the

following well-respected tourism personalities,

ÇetinGürcün the vice president of

UFTAA (United Federation of Travel Agent’s

Association); Çoşkun Aral, a worldwide

known photojournalist; Faruk Pekin, one of

the pioneers of cultural tourism in Turkey;

Tijani Haddad the president of FIJET World

Federation and the former Minister of Tourism

of Tunisia; and lastly, HüseyinKurtoğulları,

one of the masters of Turkish Tourism

and the recent winner of Mediterranean

Tourism Awards by MTF (Mediterranean

Tourism Foundation). On the other hand,

a wide range of topics was brought up

during the live sessions such as the impacts

of Covid-19 on international tourism, the

future of the global and Turkish tourism

sector, gastronomy and alternative tourism

opportunities, and cultural tourism.

In terms of Turkish Tourism, most of the

guests were agreed that mistakes were

made by decision-makers for heavily

investing in mass tourism in past and that

today we need to create our future tourism

master plans focusing on natural and

cultural tourism alternatives. Nevertheless,

Turkey as a Mediterranean country is very

suitable for mass tourism. At this point,

we just need to rebalance our attention

by taking it a bit away from the shores

into the hinterlands of Anatolia where

the richest treasures of human history lie.

Furthermore, the importance of domestic

tourism has come to the forefront after this

pandemic crisis. From a global perspective,

on the other hand, it is estimated that

the international tourism sector will fully

recover as late as 2022.

FIJET Türkiye - ATURJET will continue its

Instagram live broadcasts every Tuesday at

18:00, sharing solution suggestions for the

deadlock of the tourism industry.

Nisan / Mayıs / Haziran | 2020

April / May / June

35





Üzülmeyin, en mutlu gününüzde yanınızdayız...

Nikah, düğün, nişan, toplantı

tüm etkinlikler için şehrin kalbinde

üstelik bahçe içinde bir mekan var!

Kozyatağı BYOTELL’in 500 davetli kapasitesine

sahip dillere destan açık hava etkinlik alanında,

nikah, düğün, kına, sünnet ve mezuniyet

organizasyonlarınıza ev sahipliği yapıyoruz.

All Events Turizm Danışmanlık Eğitim

Saniye Ermutlu Sokak, No: 3 Kozyatağı - Kadıköy / İstanbul

Telefon: 0216 571 61 00 / 530 600 13 44

E-posta: info@allevents.com.tr

www.allevents.com.tr




Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!