17.11.2020 Views

abece Dergisi Sayı 366-367

EĞİT DER abece Dergisi

EĞİT DER abece Dergisi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

derinleştiği ve bu derinleşmenin öğrencilerin

öğrenmesi üzerinden etki ettiği anlaşılmaktadır.

Bütün veriler dikkate alındığında sağlıklı

olduğumuz zamanda bile durum geleceğe

yönelik umut vermemektedir.

Sorumluluk YÖK’te Mi, Üniversite

Senatolarında Mı?

Bu aralar Yükseköğretim Kurulu (YÖK)’ten peş

peşe gelen yazılar gelmekte ve basına

yansıyan bilgiler derslerin %40 online yapılması

yönünde. Anladığımız kadarı ile ve YÖK

üzerinden gelen bilgiler ışığında pandemi

kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Ancak

süreç devam ettiği için eğitim ve öğretimi biraz

online biraz da yüz yüze veya ikisinin karışımı

bir yapı ile eğitim yapılsın denilmektedir. Son

gelen yazılarda da lisansüstü dersler içinde

benzer öneri getirilmiştir. Ayrıca genel derslerin

online olarak yapılması önerilirken uzmanlık

alan dersleri ve seminerlerin ise yüz yüze

yapılması önerildiği belirtiliyor. Ayrıca YÖK

üniversitelerin kendi durumuna göre karar

almasını da önererek adeta sorunu

üniversitelere havale etmiş durumdadır.

YÖK’ün 13.08.2020 tarihli toplantısında alınan

“Salgının bölgesel ve yerel seyrine göre farklı

programlar için yapılacak olan uygulamalara

yönelik hususlarda üniversitelerimizin ilgili

kurulları karar verecektir”. YÖK,

"Üniversitelerimizin eğitim öğretim takvimlerini 1

Ekim 2020 tarihi sonrasında başlayacak şekilde

planlamaları istenmiştir" denildi. Ayrıca YÖK

"Üniversitelerimizin fakülte ve program bazında

farklı uygulamalar yapabilmeleri mümkün hale

gelmiştir" denilmektedir. Türkiye’de 45 bine

yakın program bulunduğu için her birinin

alacağı karar faklı olacaktır.

YÖK’ün açıklaması sonrası rektörlükler,

birimlerden ders işleme şekli hakkında talep

toplama yaklaşımı bölümden bölüme, öğretim

üyesinden öğretim üyesine farklılıklar

oluşturacağı kaygısını oluşturmaya başlamıştır.

Yani kısacası YÖK ve kurumlarımız bizlerden

görüş almaları çok kıymetli. Keşke YÖK her

zaman bizlerin görüşünü sorsa. Ancak bu sağlık

konusu teknik bir konu ve konunun uzmanları

gelişmelere göre eğitim kurumlarının ne tür

tedbir almaları gerektiği konusunda uyarmaları

gerekir. Bu tür konularda alınacak kararların

kişisel keyfiyeti olmayacağı bilinci ile kamusal

düzeyde bir kararın alınması gerekir.

Keşke hastalık ülkemizde yurt geneline

yayılmasaydı. Hâlbuki salgın konusu bütünlüklü

olarak bir ortam ile ilgili olduğu için tek tek karar

almak değil birlikte karar almayı gerektiriyor.

Bulaşıcılığın kontrolü zor olduğu için bütünlüklü

yaklaşım şart gibi görülüyor. Diğer taraftan ders

almasını önereceğim herhangi bir öğrencinin

sınıfta diğer bir arkadaşından virüs kaparak

hastalanması durumunda sorumluluk kimde

olacak? YÖK konunun hassasiyetinin farkında

ancak sorumluluğu üniversitelerin birimlerinin

dikkatine bırakmış görülüyor.

Üniversite senatoları bölgedeki sağlık kurulları

ile birlikte karar alabilir ama bu durumda da tüm

salgın bilgilerinin açık olması gerekir ki, sağlıklı

bir karar alınabilsin. Mevcut sistemde bilgiler

açık olmadığı konusunda yapılan bütün

eleştiriler cevapsız kalırken, karar ve

sorumluluk da merkezi otoriteden

beklenmektedir.

abece Eğitim ve Ekin Dergisi Sayı: 366-367 Sayfa 8

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!