10.04.2021 Views

ENDÜSTRİ+(SAYI2)

Necmettin Erbakan Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ekibi olarak Endüstri+’ın Nisan ayı sayısını sizlerin beğenisine sunmanın gururunu ve sevincini yaşıyoruz. Bir süre önce bu hedeflerimize içerik olarak hem bizi hem okuyucularımızı besleyebilecek bir proje olarak Endüstri+’ı dahil ettik ve daha önce sahada faaliyetlerde bulunduğumuz akademik çalışmaları ; bilim, kültür, sanat ,teknoloji ve daha birçok alandan konuları dergimizde işledik. Bu sayımızın hazırlanmasında bizi kırmayıp yazılarını bizlerle paylaşan yazarlarımıza ekip olarak çok teşekkür ediyoruz. Dergimizin tüm içeriğini siz değerli okuyucularımıza değer katabilme arzusuyla tüm ekibimizin emek ve gayretiyle hazırladık. Büyük bir keyifle okuyacağınızı düşündüğümüz dergimizin bir sonraki sayısında görüşmek üzere !

Necmettin Erbakan Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ekibi olarak Endüstri+’ın Nisan ayı sayısını sizlerin beğenisine sunmanın gururunu ve sevincini yaşıyoruz.
Bir süre önce bu hedeflerimize içerik olarak hem bizi hem okuyucularımızı besleyebilecek bir proje olarak Endüstri+’ı dahil ettik ve daha önce sahada faaliyetlerde bulunduğumuz akademik çalışmaları ; bilim, kültür, sanat ,teknoloji ve daha birçok alandan konuları dergimizde işledik.
Bu sayımızın hazırlanmasında bizi kırmayıp yazılarını bizlerle paylaşan yazarlarımıza ekip olarak çok teşekkür ediyoruz.

Dergimizin tüm içeriğini siz değerli okuyucularımıza değer katabilme arzusuyla tüm ekibimizin emek ve gayretiyle hazırladık. Büyük bir keyifle okuyacağınızı düşündüğümüz dergimizin bir sonraki sayısında görüşmek üzere !

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

+

Endüstri

NİSAN 2021/2.SAYI

NEDİR YAPAY ZEKA?

YAPAY ZEKA SEVEBİLİR, VİCDAN VE

ŞUUR SAHİBİ OLABİLİR Mİ?

SAYFA-8/9

SERKAN UĞURTAY:AMOZON

CATALOG MANAGER İLE

RÖPORTAJ

SAYFA-10/11

NEDEN İNGİLİZCE VE EXCEL

ÖĞRENMELİYİZ?

SAYFA-12/13

EKONOMİDE HOLLANDA

HASTALIĞI NEDİR?

HOLLANDA HASTALIĞI NASIL

ÖNLENİR?

SAYFA-16/17

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ

ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ TOPLULUĞU



EDİTÖR

Ayşenur BİKA

Fehime Beyza KAYAALP

TASARIMCI

Ayşenur BİKA

Fehime Beyza KAYAALP

Oğuzhan TANRIVERDİ

YAZARLAR

Mehmet AKTAN

Büşra AKDAĞ

Serkan UĞURTAY

Oğuzhan ÇOLAK

Zafer EMERCAN

Ceren DEMİR

Bilge TANDOĞAN

Fehime Beyza KAYAALP

Ayşenur BİKA

Aylık EMT Dergisi /Sayı 2

İletişim:

emtneu

neuemk@gmail.com

Değerli ENDÜSTRİ + okurları,

Necmettin Erbakan Üniversitesi Endüstri Mühendisliği ekibi olarak Endüstri+’ın

Nisan ayı sayısını sizlerin beğenisine sunmanın gururunu ve

sevincini yaşıyoruz.

Ekibimiz akademik alanlar başta olmak üzere ; bilim, kültür, sanat vb.

alanlarda eğitim-öğretim faaliyetlerinde bulunmak, çeşitli sektörlerdeki

iş alanlarına geziler organize etmek, sosyal sorumluluk projeleri

gerçekleştirmek ve farklı disiplinlerdeki çalışmalar hakkında konferanslar

düzenleyerek öğrencilerin hem kendi bölümlerinde hem de

diğer disiplinlerde ki kavramları anlamaları ve disiplinler arası sınırların

kaldırılarak yeni düşünceler ve üretimler yapmalarını hedeflemektedir.

Pandemi sebebiyle yüz yüze olan birçok eğitim ve etkinliklerimize

online olarak devam ediyoruz. Bizlere bu konuda tecrübe ve bilgilerini

aktaran bütün eğitmen ve konuşmacılarımız adına okulumuz tarafından

topluluğumuza ayrılan ağaçlandırma sahasında bir fidan dikiyoruz.

Yarınlara umutla bakmak, geleceğimiz için küçükte olsa katkıda bulunabilmek

bizlere bu konuda daha çok çabalamak için güç veriyor.

Yukarıda saydığımız hedeflerimizin içinde ulusal ve küresel anlamda

bilinçlenmeyi ve harekete geçmeyi teşvik etmeyi nokta olarak ekleyebiliriz.

Bir süre önce bu hedeflerimize içerik olarak hem bizi hem okuyucularımızı

besleyebilecek bir proje olarak Endüstri+’ı dahil ettik ve daha önce

sahada faaliyetlerde bulunduğumuz akademik çalışmaları ; bilim, kültür,

sanat ,teknoloji ve daha birçok alandan konuları dergimizde işledik.

Bu sayımızın hazırlanmasında bizi kırmayıp yazılarını bizlerle paylaşan

yazarlarımıza ekip olarak çok teşekkür ediyoruz.

Dergimizin tüm içeriğini siz değerli okuyucularımıza değer katabilme arzusuyla

tüm ekibimizin emek ve gayretiyle hazırladık. Büyük bir keyifle

okuyacağınızı düşündüğümüz dergimizin bir sonraki sayısında görüşmek

üzere !

REFERANSLAR

kozmikanafor.com

www.derindusunce.org

alialtugkoca.com

https://www.matematiksel.org/

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ

ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ KULÜBÜ YÖNETİM KURULU


Bir çalışanın,çalıştığı

bölümden bağımsız

olarak öğrenmesi gereken

en önemli iki konu

Excel ve İngilizce’dir.

BÖLÜM TANITIM KÖŞESİ - p. 6

Zeka tarif edilmesi kolay

bir şey olmadığı için yapay

zekanın da sınırları biraz

bulanık. Nedir yapay zeka?

Okulumuzun Endüstri Mühendisliği

bölüm başkanının yazmış

olduğu yazı ve bölümümüz

öğrencimiz ile röportaj.

YAPAY ZEKA- p. 8

SERKAN UĞURTAY - p. 10

Neden İngilizce ve - p. 12

Excel Öğrenmeliyiz?

ENDÜSTRİYEL TERİMLER - p. 14

Girişimcilik bir çok bilinmezlik

ve yüksek risk ile birlikte- eğer

fikriniz iyiyse ve doğru zamanda

hayata geçirdiyseniz-daha

ölçeklenebilir bir maddi getiri ve

özgürlük sağlıyor.

Endüstriyel terimleri kapsayan

bu köşemizde bir çok

konuyu ele almaya çalıştık.

04 Endüstri+ NİSAN 2021


EKONOMİDE HOLANDA HASTALIĞI p. 16

Bir süpernova patlaması

nasıl oluşur?

Hollanda hastalığının bir

başka ismi de aşırı sıcak

para hastalığıdır. Aslında

bir diğer ismi ile bu hastalığın

ekonomide nasıl bir

sıkıntı yarattığına da işaret

ediyor.

SÜPERNOVA PATLAMASI - p. 18

Yaşamımızda bizim

de bir kadının meyvesi

olduğumuzu unutmadan...

PABLO PICASSO GUERNICA- p. 20

EMT İLE 8 MART - p. 22

MART-NİSAN ETKİNLİK TAKVİMİ- p. 24

“Her zaman, yapamayacağım

şeyler üzerinde çalışıyorum ki,

nasıl yapabileceğimi öğreneyim...”

EMT olarak geride bıraktığımız

Mart-Nisan ayı

etkinlik takvimi.

Endüstri+ NİSAN 2021 05


BÖLÜM TANI

ENDÜSTRİ MÜ

İngilizce eğitim veren az sayıdaki devlet üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümlerinden

biri olarak 2013 yılında ilk öğrencilerini kabul eden bölümümüz, Konya’nın yüksek hızlı

tren, kara yolu ve hava yolu ulaşımlarını kolaylıkla sağlayan merkezi

konumu ile ülkemizin tüm bölgelerindeki gençlerimiz tarafından

talep görmektedir. Sistemlerin verimli çalıştırılmasını sağlayacak

endüstri mühendislerini 21. yüzyılın şartlarına ve ihtiyaçlarına

uygun şekilde yetiştirebilmek üzere müfredatını yapılandıran

bölümümüzde akademik kadromuzun güçlenmesi devam etmektedir.

Türkiye’ de pek çok alanda dinamik ve öncü konumda

yer alan Konya’nın üretim ve hizmet sektörlerinde çalışarak

kendilerini yetiştirebilmeleri için öğrencilerimizin haftalık

ders programlarını düzenlemeye özen gösteriyoruz. 4 yıllık

eğitimin son dönemi boyunca öğrencilerimizin seçecekleri bir

şehirde ve firmada çalışıp deneyimlerini artırarak mezun olmaları

için müfredat güncelleme çalışmalarımız başlamış durumda.

Öğrencilerimizin kendilerini pek çok açıdan geliştirmelerine yardımcı

olan Endüstri Mühendisliği Topluluğu (EMT) faaliyetlerine üniversite öğrencilerimizin katılmalarının

çok faydalı olacağına inanıyorum. EMT sayesinde bölümümüz geçen yıl üniversite

çapında en çok faaliyet gösteren üç bölüm arasında yer aldığı için rektörlük tarafından düzenlenen

yemekli bir ödül törenine katılmıştı. Bu sene büyük ihtimalle üniversitemizde en çok

sosyal faaliyet gösteren bölüm olmamızı sağlayacak olan aktivitelerde özveriyle çalışan EMT

üyelerine ve faaliyetlere katılan öğrencilerimize çok teşekkür ediyorum.

RÖPORTAJ

1)Büşra AKDAĞ kimdir? Kısaca kendinden bahsedebilir

misin?

Merhabalar. Necmettin Erbakan Üniversitesi Endüstri

Mühendisliği 4. Sınıf öğrencisiyim. Öğrencilik

hayatım boyunca hep aktif bir öğrenci olmaya

çalıştım. Yaklaşık 4 senedir EMT’nin yönetim

kurulunda yer almakla birlikte son 2 yıldır da

başkan yardımcılığı görevini devam ettiriyorum.

Okul dışında ise benim yaşlarımdaki her genç arkadaşım

gibi gezmeyi, doyasıya eğlenmeyi seven,

elimden geldiğince hayatın tadını çıkarmaya çalışan

biriyim.

Prof. Dr. Mehmet AKTAN

Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı

Endüstri Mühendisliği Topluluğu Akademik Danışmanı

2)Neden Endüstri Mühendisliği?

Tercih dönemi, her öğrenci gibi benim içinde

oldukça zorlu bir dönemdi. Karar aşamasında

oldukça düşündüm ve çok araştırdım. İlgi alanlarıma,

yeteneklerime ve isteklerime en çok uyan

benimle bütünleşecek mesleği bulmaya çalıştım.

Bu mesleği icra eden insanlardan mesleğin artı

ve eksiklerini dinledim, en sonunda bana en çok

uyan bölümün Endüstri Mühendisliği olduğuna

karar verdim. Tabii ki işin mutfağına girene kadar

doğru seçim yapıp yapmadığım konusunda endişelerim

vardı fakat öğrencilik yıllarımda elde ettiğim

iş deneyimleri ve aldığım eğitimler sonunda

kararımın doğruluğunu anlamış oldum.

06 Endüstri+ NİSAN 2021


TIM KÖŞESİ

HENDİSLİĞİ

3)Necmettin Erbakan Üniversitesi Endüstri

Mühendisliği bölümüne gelirken ne

umuyordunuz, ne buldunuz?

Bu üniversiteyi tercih etmemin en büyük

sebeplerinden biri bölümümüzün %100 İngilizce

eğitim veriyor olmasıydı. Eğitimimi

İngilizce tamamlamam benim için üniversitenin

bana en büyük katkısı oldu diyebilirim,

bunun dışında çoğunlukla diğer üniversitelerde

görülmeyen ders programımızdaki düzenleme

dolayısıyla okuluma devam ederken

stajyer mühendis olarak çalışma fırsatı elde

edebildim. Bu sayede teoride öğrendiğim bilgilerin

pratikteki karşılıklarını deneyimleyerek,

uygulamalı bir eğitim alma fırsatına sahip

oldum. Tüm bu açılardan değerlendirince

umduğumdan fazlasını buldum diyebilirim.

4)Erasmus değişim programından yararlandığını

biliyoruz, yurt dışında da eğitim

görmüş biri olarak Necmettin Erbakan Üniversitesi

ve Erasmusta aldığın eğitimi karşılaştırabilir

misin?

Birçok konuda farklılıklar mevcut. Benim

adıma en göze çarpanı öğrenciyi değerlendirme

biçimi. Bizdeki sınav sisteminin aksine

Letonya’da eğitim aldığım üniversitede öğrencinin

ders içeresindeki performansı, başarıyı

belirleyen en büyük faktörlerden biriydi.

Müfredat benzer olsa da dersleri işleyiş ve konuyu

ele alış biçimi de oldukça farklı. Letonya’

da ki üniversitede Türkiye’deki sıkıştırılmış

müfredatın aksine geniş bir zaman aralığında

konuyu birçok farklı açıdan ele almayı hedefleyen

bir eğitim sistemi mevcut. Tüm bunlar

orada alınan eğitimin benim açımdan kalitesini

arttıran faktörler.

5)Erasmus programı sana neler kazandırdı?

İngilizcemi geliştirmemin dışında; birçok

farklı ülkeden ve kültürden arkadaşlar edinmemi,

sosyal kimliğimi güçlendirmemi ve

hayalim olan birçok ülkeyi gezerek farklı kültürlere

ve tarihlere tanıklık etmemi sağladı.

6)Erasmusta seni en çok zorlayan şey neydi?

Zaman zaman karşılaştığım zorluklar oldu

fakat alışkın olmadığım yemek kültürü kadar

beni zorlayan bir konu olmadı. Eğer sizde benim

gibi Türk yemeklerine sevdalı biriyseniz,

bu konunun sizi oldukça üzeceğini söyleyebilirim.

7)Üniversite hayatın boyunca iyi ki yapmışım

dediğin şeyler neler ve bu deneyimler

sana ne kazandırdı?

Geriye dönüp baktığımda sosyal yaşamımda

edindiğim tecrübeler, Erasmus deneyimim,

EMT ekibinin bir parçası olmak, okurken çalışma

fırsatı elde etmem gibi üniversite hayatımı

kendi adıma verimli geçirdiğimi düşünmemi

sağlayan birçok farklı konu var. Hepsi

farklı konularda kişisel gelişimimi hızlandırmamda,

sosyal kimliğimi güçlendirmemde,

network ağımı genişletmemde, bugünkü beni

oluşturmamda bana yardımcı

oldu.

Büşra AKDAĞ

Endüstri Mühendisliği Öğrencisi


Yapay Zeka:Tehditler

Ve Fırsatlar

• İşportadan alacağınız bir hesap makinesi bile 8 haneli

sayıların karekökünü 1 saniyede alabilirken matematik doktorası

yapmış bir adam aynı hesap için çok daha fazla uzun

bir zaman harcar. Ama bu ucuz hesap makinesine “Yapay

Zekâ” demek kimsenin aklına gelmez.

• Oysa karekök almayı veya asal çarpanlara ayırmayı

öğrenmek kolay değildir. Zeki olmayan insanların altından

kalkması zordur. Peki nedir yapay zekâ?

• Yapay kalp kan pompalar ama yapay uyduların görevi

mehtapsız geceleri aydınlatmak değildir. Bu “yapaylık” meselesinde,

yapay zekâ diye insanımsı/ insanlara yakışır işlere

diyoruz.

Yani “yapay zekâ” terimini

insan zekâsını hatırlatan

işleri yapan bilgisayar

programları için kullanırız.

Meselâ bir yüzü tanımak,

satranç oynamak, robotların

“görmesi ve yürümesi” gibi.

Yazılım mesleğini uzak insanlar

yapay zekânın insandan

üstün olup olmadığını

08 Endüstri+ NİSAN 2021

sorgular. Onlara bir soruyla

cevap verelim: Buzdolabı

insandan üstün değil midir?

Hatta bir tornavida tornavidalıkta

insandan üstündür.

• Bütün aletler ve yapay

sistemler kendi sahalarında

insandan ve hayvan gibi

doğal imkânlardan üstündür.

Aksi takdirde yapılmaları

gereksiz olurdu. Attan daha

yavaş giden, katırdan daha

az yük taşıyabilen bir otomobil

icat etmenin âlemi var mı?

Yapay zekâ programlarının

gerçekten düşünüp düşünmediği,

hatta sevmek ve

inanmak gibi kapasitelere

sahip olması bile tartışılır. Bu

bize “Şuur nedir?” sorusunu

sordurur.

Yapay zekânın “Ben” algısı

olabilir mi? Özgür irade,

mes’uliyet hissi, vicdan azabı

programlanabilir mi?

Bu soruyu şöyle cevaplayalım:

Hiç Çince bilmeyen bir

adamı bir perdenin arkasına

saklayalım. Sonra sadece

çok kültürlü Çinlilerin bilebileceği

20 soru hazırlayalım

ve bunları doğru cevaplarını

işaretlenmiş olarak perde

arkasındaki adamın önüne

koyalım.

Soru sordukça dışarıdaki

Çinliler de cevap vermeye

çalışsın. Perde arkasındaki

adam tek kelime Çince bilmediği

halde bütün Çinlileri

yenecektir ve hileyi bilmeyen

biri içerde de çok bilgili

bir profesörün olduğunu

düşünebilir.

İşte yapay zekânın insana

“üstünlüğü” budur. Gerçek

manada benlik veya şuur

yokken adına zekâ dediğimiz

bazı işlevleri bilgisayar

bizden çok daha iyi

gerçekleştirebilir. Öğrenmek

de buna dahildir!

Bu bilgisayarın bir şuur veya

şahsiyet sahibi olduğunu

göstermez. Yapay sistemlerin

ahlaki tercihleri yoktur.

Ancak programlama yoluyla

bilgisayarın şuuru varmış gibi

davranmasını sağlayabiliriz.

Yapay zekâ son tahlilde bir

bilgisayar programıdır ama

fatura kesme, hesap kitap

yapan, resim çizmeye

yarayan programlardan

farklıdır. Neden?

Yapay zekâ programları

öğrenme kapasitesine sahip

olacak şekilde tasarlanabilir.

Yani etraftan gelen bilgiler ve

yapay zekânın verdiği karar-


Zekânın tarif edilmesi kolay bir şey olmadığı için yapay

zekânın da sınırları biraz bulanık. Nedir yapay zekâ?

Normal yazılımdan farkı nedir? Bir program öğrenebilir

mi? Yapay zekâ sevebilir, vicdan ve şuur sahibi olabilir mi?

ların doğurduğu sonuçlar,

belli bir formatta kaydedilebilir

ve program her seferde

daha farklı ve daha zekice

(amaçlara daha uygun)

davranabilir.

• Meselâ Prolog dilindeki

“assert()” komutu, yeni kuralların

eklenmesini sağlar. Not:

Bu öğrenme kapasitesi yeni

bir şey değil En az 50 yıldır

akademisyenlerin üzerinde

çalıştığı çok sayıda mekanizma

var. Ancak iş dünyasına

ve bireysel tüketim araçlarına

girmesi yeni.

• Bugün, bilimsel buluşların

modellenmesi

(tümevarım), yazılım destekli

tercüme, ses ve görüntü

tanıma, sigorta/kaza hasar

tahmini, Vergi kaçaklarını,

sigortaya yalan beyan yapanları

yakalama gibi birçok

alanda yapay zekâ başarıyla

kullanılıyor.

• Son olarak şunu

söyleyelim, bugünkü yapay

zekâ uygulamaları, gerçek

potansiyelin çok gerisinde.

“Öğrenen algoritmalar” diye

şirketlere satılan çözümlerin

çoğu “multiplelinearregression”

gibi lineer modellerin

ötesine geçmiyor.

• Oysa gerçek yapay zekâ,

sayısal yaklaşım hesaplarının

çok ötesinde, tamamen

analog verileri işleyip sonuç

çıkartabilen modeller içeriyor

ve bu modeller uzun yıllardır

akademik ortamlarda olgunlaşmakta.

• 5 yıl içinde doğal dil

işleme, lineer ve non-lineer

yaklaşımlar, öğrenen algoritmalar

ve görüntü/ses tanıma

mekanizmaları birlikte çalışacak.

Bunu başarabilen şirketler,

doğru zamanda doğru

ürünü doğru fiyata sunarak

diğer firmaları yok edecek

veya yutacaklar. Silahlı kuvvetler

için de aynı şey olacak.

Endüstri+ NİSAN 2021 09


SERKAN UĞURTAY

AMAZON CATALOG MANAGER

RÖPORTAJ

1)Serkan Uğurtay kimdir?

2013 yılında Orta Doğu

Teknik Üniversitesi Elektrik

Elektronik Mühendisliği

bölümünden mezun oldum.

Mühendislik mezunu olmama

rağmen hep mühendislik

ile birlikte iletişim becerilerimi

de kullanabileceğim

bir işte çalışmak istedim. Bu

yüzden, kariyerimde – çoğunlukla

- teknoloji ve iletişimin

kesiştiği alanlarda ilerledim.

Üniversite’nin son yıllarında

kısa bir süre Turkcell Kuzey

Kıbrıs’ta çalıştıktan sonra

sırasıyla Apple ve Uber gibi

çok uluslu şirketlerde görev

alma fırsatı buldum. Son 3

yıldır Amazon’da Katalog

Yöneticisi olarak çalışıyorum.

2)Çok prestijli bir firmada

çalışıyorsunuz, bu gibi büyük

firmaların sağladığı avantajlar

ve dezavantajlar nelerdir?

Çok uluslu şirketlerde

çalışmanın en büyük

avantajı büyük bir ekibin

parçası olmanın yanı sıra

farklı kültürlerin ve çalışma

şekillerinin zenginliğini hissetmek

oluyor. Bununla

10 Endüstri+ NİSAN 2021

birlikte, geliştirdiğimiz teknolojiyle

dünyaya yenilik getiren,

müşteri deneyimini farklı bir

yere taşıyan bir işin parçası

olmak gerçekten keyif veriyor.

3)Bizim için tavsiye edeceğiniz

kitap/film/belgesel var

mı?

Son dönemde ünvanların,

şirket isimlerinin, kazanılan

maaşların yeni mezun gençler

arasında –iş arayışındaki kriterlerde

– çok önemli olduğunu

görüyorum ve bunun yanlış

olduğunu düşünüyorum. Ben

her zaman – ünvanlardan ve

kazanılan paradan ziyadene

yaparsanız yapın önemli

olanın sizin kendinize ve insanlığa

olan katkınız olduğunu

düşünüyorum. Sevmediğiniz

bir işi yapıyorsanız ne kadar

para kazandığınızın bir önemi

yok. Her gün istemediğiniz bir

işe gitmenin verdiği huzursuzluğu

hiç bir para veya

ünvan telafi edemez. Eğer

sevmediğiniz bir işi yapıyorsanız,

başarılı olma şansınız

da yok. Ama sevdiğiniz bir

işi yapıyorsanız başarılı olma

yolunda en azından ilk adımı

doğru atmışsınız demektir.

Çok sevdiğim bir yöneticimin

hediye ettiği, bu düşüncemi

pekiştiren ve bende yeni bir

ufuk açan Robin Sharma’nın

“Ünvansız Lider” kitabını

öneririm. Bununla birlikte

zamanında keyifle okuduğum

Irmak Özkaşıkçı Orman’ın

“20’li Yaşlarda İş Hayatı”

kitabını da öneriyorum.

4) Öğrencilik hayatınıza geri

dönseniz neyi değiştirmek

isterdiniz?

Dersler nedeniyle yarım

bıraktığım iki girişimim

vardı. Belli bir yere kadar da

ölçeklendirebilmiştim. Geri

dönüp baktığımda, keşke

bırakmasaydım ve mezuniyet

sonrasında o iki girişimi büyütmeye

devam edebilseydim

diyorum. Bence iyi bir fikriniz

olduğunu düşünüyorsanız,

ufak bir sermaye ile bunu denemenin

en iyi zamanı üniversite

yıllarınız. Siz fikrinize

inanıyorsanız ve çevrenizden

de olumlu geri bildirimler

alıyorsanız durmayın. En kötü

ihtimalle ufak bir para kaybedersiniz

ama karşılığında

–ileriki yıllarınızda - “keşke”

demeyeceğiniz iyi bir deneyim

kazanırsınız. Cesur kararlar

almaktan korkmayın.

5) Uluslararası ve herkesin

oldukça hayran olduğu

bir firmada çalışıyorsunuz.

Sizin gibi başarılı firmalarda

çalışmak isteyen genç arkadaşlarımız

kariyer planlamalarını

yaparken nelere dikkat

etmelidir?

Üniversite yıllarında boş

geçirdiğiniz bir yazınız

olmasın. Yurtdışı dil okulu


Girişimcilik birçok bilinmezlik ve yüksek risk ile birlikte

– eğer fikriniz iyiyse ve doğru zamanda hayata

geçirdiyseniz – daha ölçeklenebilir bir maddi getiri

ve özgürlük sağlıyor. Dolayısıyla biri diğerinden iyidir

veya kötüdür diyemeyiz. İkisinin de faydaları kişinin

risk alabilme ve konfor alanında çalışabilme yetkinliklerine

göre değişiyor. Özetle şunu söyleyebiliriz: Eğer bir hayaliniz

veya fikriniz varsa – ne olursa olsun – risk alın ve gerçekleştirin.

veya sertifika programı da

buna dahil, yurt içi veya yurt

dışı yapacağınız stajlar da.

Stajlarınız ve edineceğiniz

çalışma deneyimleriniz size

neyi sevdiğinizi de gösterebilir,

neyi sevmediğinizi de.

En azından ileride ne yapmak

istediğinizi fark etme fırsatınız

olur. İlk önce neyi sevdiğinizi

keşfedin. Bununla birlikte

yapacağınız stajlarda önemi

artan veya azalan sektörleri

gözlemleme fırsatınız olacak.

Bu da size hangi alana zaman

yatırımı yapmanız gerektiğini

size gösterecek. Sevdiğiniz

ve trend olan konularda

donanımınızı arttırın. Örneğin

Makine Öğrenmesi konusuna

ilgi duyuyorsanız Python dilini

çalışmaya şimdiden başlayın.

6) Şu anki görevinizde

mezun olduğunuz bölümle

alakalı bir iş yapmıyorsunuz.

Kariyerinizi bu yönde değiştirmenizin

belirli bir sebebi var

mıydı?

Çocukluğumdan başlayarak

üniversite hayatımın

sonuna kadar amatör tiyatro

oyunculuğu ile ilgilendim.

Mühendislik okusam dahi,

hep bir yanımın sosyal bir

işte çalışmamı istediğini biliyordum.

Başarılı olabileceksem

ancak sosyal yönü olan

bir işte çalışarak olabileceğimi

hem çevremden ve ailemden

gelen geri bildirimlerle

hem de stajlarımda anladım.

Hiçbir zaman salt mühendislik

yapmak planımda olmadı ama

içinde teknolojinin olduğu her

konuya heyecan duydum.

7) Kurumsal bir firmada

çalışmak ve girişimcilik, birçok

genç arkadaşımızın kariyerlerini

planlarken yol ayrımına

düştüğü iki ana başlık. Siz

kurumsal bir firmada çalışan

biri olarak bu seçeneğin

avantajlarından ve dezavantajlarından

bahsedebilir

misiniz?

Dünyayı girişimciler ve cesur

kararlar alabilenler değiştiriyor.

Ama buradan herkes girişimci

olmalı, kurumsal hayat kötüdür

gibi bir sonuç çıkmasın :)

Kurumsal bir şirkette çalışmak,

büyük bir ekibin parçası

olmanın yanı sıra hali hazırda

kurulmuş bir organizasyonun

yarattığı konfor alanı, sabit

bir maddi getiri ve daha az

risk gibi faydaları beraberinde

getiriyor. Bununla birlikte

girişimcilik birçok bilinmezlik

ve yüksek risk ile birlikte–

eğer fikriniz iyiyse ve doğru

zamanda hayata geçirdiyseniz–daha

ölçeklenebilir

bir maddi getiri ve özgürlük

sağlıyor. Dolayısıyla biri

diğerinden iyidir veya kötüdür

diyemeyiz. İkisinin de faydaları

kişinin risk alabilme ve konfor

alanında çalışabilme yetkinliklerine

göre değişiyor. Özetle

şunu söyleyebiliriz: Eğer bir

hayaliniz veya fikriniz varsa

– ne olursa olsun – risk alın

ve gerçekleştirin. Mümkünse

bunu kurumsal şirkette çalışmaya

başlamadan önce yapın

çünkü kurumsal şirkette

çalışırken aynı zamanda girişiminiz

için çalışmaya zamanınız

kalmıyor ve verimli bir çalışma

olmuyor her iki taraf için de.

8) Sizin kariyer planlamanızda

ulaşmak istediğiniz

belirli bir nokta var mı? Ve bu

hedefinize ulaşmak için kendinizi

nasıl motive ediyorsunuz?

Çalıştığım süre içerisinde

kendime ara sıra şu soruyu

soruyorum: Ben yaptığım işten

memnun muyum ve yaptığım

işle bulunduğum topluma

ufak da olsa bir katkı sağlayabiliyor

muyum? Belirlediğim

daha özel kilometre taşları

olmakla beraber nihai hedefim

bu iki soruya her zaman “evet”

cevabını verebilmek. Diğer kilometre

taşları bu yolda giderken

izlediğim küçük hedefler, onlar

bana kalsın :)

9)Üniversite okumamızın

yanında bize en çok katkı sağlayacak

şey nedir? İş hayatına gi -

rerken bizi diğer insanların önüne

atabilecek en önemli şey nedir?

Üniversite size “ne olduğunuzu”

değil “ne olabileceğinizi”

söylüyor ve onun

lisansını veriyor. Bir diğer

anlatımla Elektrik Mühendisliği

mezunuysanız, artık “Elektrik

Mühendisi” olduğunuzu değil

eğer isterseniz artık “Elektrik

Mühendisliği” olabileceğinizi

gösteren bir lisans diploması

veriyor ve sizinle birlikte bunu

alan dünyada yüz binlerce kişi

oluyor. Bunun için bir yerde

kendinizi ayrıştırmanız ve ve

farklılaşmanız gerekiyor. Burada

fark yaratacak yetkinlikler her iş

grubuna, mezuna ve sektöre göre

değişmekle beraber genel olarak

bahsedecek olursak çalışmayı

düşündüğünüz sektörde işinize

yarayabilecek ikinci bir yabancı

dil – ki İngilizce’ye zaten çok iyi

hakim olduğunuzu varsayıyorum

– gerçekten iş hayatında

faydalı olabilecek iletişim ile ilgili

sertifika programaları (Project

Yönetimi, Ağ Güvenliği gibi) ,

özellikle mühendisler için okulda

öğrendiğinizin üzerine farklı bir

programlama dili (Swift, Python

gibi). Bütün bunların yanında

iyi bir iş ağı oluşturabilmek

(“network” kelimesini yabancı

olduğu için kullanmak istemiyorum)

için üniversitedeki sosyal

klüplere katılmak, farklı okullardan

ve farklı organizasyonlardan

yeni arkadaşlar ve bağlantılar

edinmek ileride oldukça faydasını

göreceğiniz bir çalışma

olacak.

Endüstri+ NİSAN 2021 11


Neden İngilizce

ve Excel

Öğrenmeliyiz?

Bir çalışanın, çalıştığı bölümden

bağımsız olarak öğrenmesi

gereken en önemli iki konu Excel ve

İngilizce ‘dir. Kariyer sitelerine baktığınızda

da neredeyse her ilanda bu iki özellik

aranmaktadır. Bu nedenle iş arayışına girdiğinizde

göreceksiniz ki bu iki konu olmadan olmuyor.

OĞUZHAN ÇOLAK

YouTube: https://www.youtube.com/channel/

UCu2XkqPWLnYHhibskI5WpJA

Instagram: @ileriexcel

12 Endüstri+ NİSAN 2021


1. Kariyer Sitelerinde En Çok Aranan İki

Konu Başlığı Olduğu İçin.

Bu iki konu başlığı neredeyse tüm ilanlarda aranan

özellikler olduğu için öğrenmek durumundayız. Kişisel

gelişimimiz ve çalıştığımız şirketin gelişimi açısından oldukça

önemli olduğundan mutlaka öğrenilmelidir. Eğer bilmiyorsak görüşmeye

dahi çağrılmadığınızı göreceksiniz.

2. Dünyada 508 Milyon Kişinin İngilizce Konuştuğunu Biliyor Muydunuz?

Yapılan son araştırmalara göre dünyada 508 milyon kişi İngilizce konuşmaktadır.

Bu da dünyanın neresine giderseniz gidin İngilizce konuşan birilerini mutlaka bulabilirsiniz

anlamına gelmektedir. İş seyahatlerine gidebilmek için ve gittiğiniz ülkede

anlaşabilmek için İngilizce‘yi mutlaka öğrenmelisiniz.

3. Excel Dünya’nın En Büyük Veri Analiz Aracıdır.

Excel’de yüz binlerce satırlık büyük verilerinizi analiz edebilir, verileriniz ile daha kolay

çalışabilirsiniz. Neredeyse Excel programını veri analiz aracı olarak kullanmayan

işletme yoktur Türkiye’de. Bu nedenle Excel programını iş hayatına atılmadan önce

öğrenirseniz eğer, oldukça büyük bir iş yapmış olursunuz.

4. Yurt Dışındaki Makaleleri Okuyabilmek İçin Önemlidir.

Yaptığınız iş ile ilgili yurt dışında yayınlanmış olan değerli kaynakları okuyabilmeniz

açısından İngilizce biliyor

olmanız oldukça önemlidir.

“Yahu ne işimiz var iş

hayatında yurt dışındaki

makale ile” demeyin, mutlaka

bir şeylere bakmanız

gerekebilir.

5. Excel, Günlük Rutin

İşlerinizi Yapabilmeniz İçin

Önemlidir.

Günlük olarak işlerinizi yapabilmeniz

ve verilerinize

anlam kazandırabilmeniz

için Excel bilmeniz gerekir. Başkalarına sorarak kendi raporunuzu hazırlamanız zor

olacaktır. Çünkü herkes sizin kadar yardımsever olmayabilir :) Ne demek istediğimi

iş hayatında olanlar anladılar, başlamayanlar da işe başladıktan sonra anlayacaklar

:) Umarım geç olmaz...

Endüstri+ NİSAN 2021 13


KAİZEN (MASAAKİ İMAİ) = SÜREKLİ GELİŞME

KAİZEN stratejisi, Japon yönetiminde başlı başına en önemli

kavramdır ve Japonya’nın rekabetteki başarısının anahtarıdır.

KAİZEN iyileştirme demektir. Dahası KAİZEN; iş, ev, özel

ve sosyal yaşamdaki sürekli iyileştirme faaliyetleridir.

Bir iş yerinde uygulandığında, KAİZEN yöneticiler ve işçiler

dahil olmak üzere herkesi içeren sürekli iyileştirmelerdir.

Kaliteyi neyin oluşturduğu konusunda çok az görüşbirliği

vardır. En geniş anlamda iyileştirilebilecek her şey kalitedir.

“Kalite”den bahsedildiğinde bunu ürün kalitesi olarak

değerlendirme eğilimi vardır. KAİZEN stratejisi içinde

düşünüldüğünde, en başta gelen “insan kalitesi”dir.

TAM ANINDA (JUST-IN-TIME)

Toyota üretim sisteminin bir parçası olan üretim

ve envanter kontrol tekniğidir. Toyota’da Taiichi

Ohno tarafından, özellikle üretimde israfı önlemek

üzere tasarlanmış ve geliştirilmiştir.

TKK (TOPLAM KALITE KONTROL)

Bir kuruluşta her düzeyde performansın iyileştirilmesine

yönelik, tamamiyle entegre olmuş çabalarla, yöneticiden

işçiye kadar herkesi kapsayan, düzenli KAİZEN faaliyetleridir.

Bu gelişmiş performans; kalite, maliyet, termin,

insan gücü geliştirme ve yeni ürün geliştirme gibi fonksiyonlar

arası hedefleri gerçekleştirmeye yöneliktir. Bu faaliyetlerle

müşterilerin tatmininin artacağı düşünülmektedir.

E

N

D

Ü

S

T

R

İ

Y

E

L

KK ÇEMBERLERİ

MRP:

İş Etüdü:

Etkinlik:

İşyerlerinde kalite kontrol

faaliyetlerini gönüllü olarak

gerçekleştiren,devamlı

olarak firma çapında kalite

kontrol,özgelişim, müşterek

eğitim, akış kontrolü ve

iyileştirme programlarını

yürüten küçük gruplardır.

Üretimin verimliliğini ve etkinliğini

artırmak amacıyla;

ihtiyaç duyulan anda, ihtiyaç

duyulan yerde, ihtiyaç

duyulan miktarda malzemenin

bulundurulması için

geliştirilmiş planlama

tekniğidir.

Verimliliği artırmak amacıyla

geliştirilmiştir,sürekli

olarak ve her teknolojik

düzeyde,mevcut işlemlerin

,süreçlerin ve yöntemlerin

etkenliğini artırmak amacıyla

kullanılan en önemli

tekniklerden biridir.

İşletme ölçülerinin ekstrem ölçülerle

uyumudur.İşletmenin

standartlarından aşağıda kalmaması

gerekir.Etkinlik planlanan

hedeflere en az çaba ve

kaynaklarla ulaşabilmektir.Bir

işletmenin etkili olması yetmez

, etkin olması da istenir.

14 Endüstri+ NİSAN 2021


KANBAN

T

E

R

İ

M

L

E

R

Kanban Toyota’da Taiichi Ohno tarafından geliştirilmiş

olan ve tam anında üretim ile envanter kontrol sistemlerinde

kullanılan bir iletişim aracıdır. Üretilen parçaların

üstüne, teslim edilen miktarın belirtildiği bir kanban veya

kart konur. Tüm parçalar kullanıldığında, aynı kart işleme

konulduğu ilk noktaya döner ve sonraki talebi oluşturur.

PUKÖ DÖNGÜSÜ

PUKÖ döngüsü - Planla, Uygula, Kontrol et, Önlem

al- Deming döngüsünün bir adaptasyonudur. Deming

döngüsü araştırma, tasarım, üretim ve satış sonrasında

sabit bir etkileşim ihtiyacını vurgular. PUKÖ döngüsü

ise bütün yönetim faaliyetlerinin “Planla, Uygula,

Kontrol et, Önlem al” sisteminin dikkatli uygulanmasıyla

iyileştirilebileceğini öngörür.

5 S :

1. SEIRI(Sınıflandırma)2. SEITON(Düzenleme)3. SEISO(Temizlik)4.

SEIKETSU(Standartlaştırma) 5. SHITSUKE(Eğitim)

5 Japonca kelimenin baş harflerinden oluşmuştur.Sistemi

organize ve standardize eden sistematik bir yaklaşımdır.

5 S güvenliğin artırılmasına,iyileştirilmiş iş akışının sağlanmasına,daha

iyi ürün kalitesinin elde edilmesine,stok savurganlığının

önlenmesine ve çalışma alanımızdaki kontrol ettiklerimiz

hakkında verimliliğimizin artmasına yardımcı olur.

ISO 9000:

ISO 9000 Standartlar Serisi

işletmenin koşullarına

uygun bir kalite güvence

sistemi geliştirmesinde ve

bir başka organizasyonun

Kalite güvence Sisteminin

değerlendirilmesinde esas

olarak kullanılabilecek bir

modeldir.

Üretkenlik:

İşletmenin tüm olanaklarını

kullanarak gerçekleştirceği

üretim miktarıdır. Örneğin;

işletmenin bir aylık üretimi

işletmenin bir aylık üretkenliğidir.

SUKÖ DÖNGÜSÜ

( Standartlaştır,

Uygula, Kontrol

et, Önlem al)

PUKÖ döngüsünün sadeleştirilmiş

şeklidir. Yönetim,

düzenli PUKÖ uygulamasından

önce standartları

belirlemelidir.

Ergonomi:

İnsanın biyolojik,psikolojik

özelliklerini gözönünde

bulundurarak İNSAN-

MAKİNE-ÇEVRE uyumunun

doğal ve teknolojik kurallarını

araştıran,disiplinlerarası

araştırma,geliştirme

çalışmaları topluluğu

olarak tanımlanabilir.

Endüstri+ NİSAN 2021 15


EKONOMİDE

HOLLANDA

HASTALIĞI

Ekonomi teorilerinde

bir de böyle bir tanımlama

var, literatürde:

Hollanda Hastalığı

(Dutch Disease).

Bu isme bakınca

aklınıza ister istemez tıp

veya biyoloji gibi alanlar

gelecektir. Ancak bu

da ekonomi teorilerindeki

enteresan isimlendirmelerden

sadece

bir tanesi. Temel bir

cümleyle neyi anlatıyor

diye sorarsanız da, bir

ülkenin zengin kaynaklar

keşfetmesi ile artık

tüm geleceğinin kurtulduğu

varsayımının

yanılgısını ele alıyor

diyebiliriz. Tıpkı sıkça

gördüğümüz büyük

ikramiyeyi kazanıp

sonra daha sefil hale

düşen insanlar gibi.

GSYİH artışlarını, para

akışını, doğal kaynakları

başarıyla yönetemeyince;

başlangıçta

çığlık atarak sevindiğimiz

gelişmeler,

sonumuzu getirebilecek

potansiyeller

de yaratır. ( Hollanda

Hastalığının adını

Hollanda’dan alması

da bir tesadüf değil

tabii. 1960’lı yıllarda

Hollanda’da yukarıda

bahsettiğimiz üzere

çığlık, coşku ile kutlanabilecek

doğal kaynak

keşfi ile başlayan bir

süreci temsil ediyor.

HOLLANDA HASTALIĞI NEDİR

Hollanda Hastalığının

bir başka ismi de Aşırı

Sıcak Para Hastalığıdır.

Aslında bu diğer isim ile bu

hastalığın ekonomide nasıl

bir sıkıntı yarattığına da işaret

ediyor. 1960’larda Hollanda’da

doğal gazın bulunması ve ardından

ulusal para birimlerinin aşırı

değerlenmesi süreci sandığımız

gibi olumlu ilerlemiyor. Doğal

kaynak ve benzeri yollarla ani

zenginlik kaynağına kavuşup

başta yararlı bir etki gösterip

sonra ülke için zararlı hale gelen

Hollanda Hastalığına göre,ekonomide

üretim yeni kaynak üzerinden

şekillenmeye başlıyor.

Diğer temel alanlarda üretim

düşüşe geçiyor. Bu da ardından

sanayisizleşmeye sebep oluyor.

(de-industrialization)

Paranın değerlenmesi ne

açıdan olumsuzluk yaratır?”

diyebilirsiniz.

Aşırı Sıcak Para Hastalığı

dediğimiz diğer adındaki ipucuna

göre durum şöyle gelişiyor.

Kaynak ülkeyi aniden zenginleştirir,

ülkenin ulusal parasının

değeri yükselir yani diğer

paralara karşı değer kazanır.

Ülkenin ithalatı daha ucuz hale

gelirken (sonuçta en değerlisi

kendi parası) ülkenin yabancı

sermaye akışı da artar. Ancak,

ithalat artışı ve salt o kaynağa

yönelik şekillenmeye başlayan

üretim anlayışı bir süre sonra

sanayiye ağır darbe vurup sa

nayisizleşme yaratır. Diğer üretimler

azalınca ihracat da azalma

riskine düşer.

16 Endüstri+ NİSAN 2021


Eğer ucuzlayan döviz sadece tüketimi güçlendiriyorsa, bu geçici muhteşem süreçler aynı

oranda tatsız dönemleri de alttan alta güçlendiriyor özünde. Ancak, yapılan deneysel çalışmalar,

işçi dövizleriyle dış yardımların ve yüksek özelleştirme gelirlerinin de benzer sonuçlar yarattığını

gösteriyor.

Yani, Hollanda Hastalığını tetikleyebilecek faktörlere her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Bu faktörlerden

herhangi birinin tetiklemesiyle ülkeye birden döviz yağmaya başlıyor. Ardından ülkenin

ulusal parası aşırı değerleniyor. Bu ise ülkenin uzmanlaştığı alana bağlı olarak sanayi ürünleri

ihracatını veya tarım ürünleri ihracatını veyahut her ikisini birlikte sekteye uğratıyor. Ve sonunda

başta tarım ve sanayi olmak üzere pek çok sektör çöküntüye gitmiş oluyor. (TOBB)

HOLLANDA HASTALIĞI NASIL ÖNLENİR?

Bir ekonomide Hollanda Hastalığı belirtisi varsa, reel döviz kurundaki yerel para biriminin değerinin

yükselişi sınırlamak (devalüasyon) gerekebilir. Örneğin Çin, nispeten Yuan’ın değerini daha

düşük tutmak için ABD tahvilleri satın alarak reel döviz kurunu kontrol altında tutma politikası

uygulamıştı. Çünkü Çin teknoloji üretiyor, ihracatı çok yüksek, dış ticaret fazlası veriyor. Kendi

para biriminin $ karşısında düşük olması, maliyet ve kazanç

bazında rekabetini güçlendiriyor.

Ekşi Sözlükte verilen örnek de kısaca açıklıyor: X bir malı

100 yuan’a mal ediyorlar. döviz kurunu da 1 yuan = 1 dolar

olarak alalım. Bu durumda bu malı 100 dolardan satıyorlar

demektir. 2 yuan = 1 dolar olduğu anda, bu malın dış

piyasada fiyatı 50 dolara düşer ki, bu fiyat üzerinden rekabet

avantajı yaratır.

Yukarıdaki duruma bağlı olarak yabancı sermaye akışlarını

azaltmak da Hollanda Hastalığı belirtileri için önlem olabilir.

Bu da olmazsa petrol gelirlerinin gelirlerini altyapı ve eğitime

harcamak etkili (hem de uzun vade için de etkili) olabilir.

Hükümet, bir ekonominin altyapısını iyileştirmek için harcanmak

üzere petrolden vergi ayırıp bunu daha iyi toplu taşıma, daha iyi eğitim, olumlu dışsallıkları

olan teknolojilere yatırım için sübvansiyonlar için kullanabilir. Tüm bunlar; imalatın, ihracatın,

rekabet gücünün artmasına ve daha yüksek ücretler oluşmasına yardımcı olur.

Lüks hizmetlere daha yüksek vergi konabilir veya dağıtım eşitliği sağlanabilir. Çünkü Dünya

Bankası çalışmaları da bu ani kaynak keşiflerinde, zenginliğin birkaç milyarderin elinde yoğunlaştığına

dikkat çekiyor.

Ama bir de Norveç gibi örnek ülkeler var. Petrol gelirlerinden elde edilen gelirin harcanmadığı,

ancak gelecekteki gelir akışının sağlaması için biriktirildiği bir devlet tasarruf planı yapılabilir.

Endüstri+ NİSAN 2021 17


BİR SÜPERNOVA PATLAMASI

NASIL OLUŞUR?

SÜPERNOVA PATLAMALARI, EVRENDEKİ EN GÖRKEMLİ YOKOLUŞ BİÇİMİDİR. AYNI

ZAMANDA BU YOKOLUŞ, YAŞAM OLUŞTURACAK ELEMENTLERİN UZAYA SAÇILMASINI

SAĞLADIĞINDAN, VAROLUŞU DA TETİKLER!

Her şey, O-B tayf türünden dev kütleli bir yıldızın yakıtını tüketerek kırmızı dev aşamasına girmesiyle

başlar. O-B tipi yıldızlar, oldukça nadirdirler ve sayıca tüm yıldızların %0.1’inden azdırlar.

Kırmızı dev evresine girmiş yıldızın çekirdeğinde hidrojen, helyuma dönüşerek tükenmiş, çekirdekte

enerji üretimi durmuştur. Enerji üretiminin durması bir sorundur, çünkü yıldızı oluşturan maddenin

daha fazla sıkışmasını engelleyen tek şey, çekirdekte üretilen enerjinin oluşturduğu “ışınım basıncı“dır.

Işınım basıncı, kütleçekimine karşı koyarak yıldızın “hidrostatik denge” denilen denge halinde kalmasına

sebep olan şeydir. Yani, enerji üretebilen bir yıldızda kütleçekim yıldızı dıştan içe çökmeye zorlarken,

çekirdekte üretilen enerji, ışınım basıncıyla yıldızı içten dışa doğru iterek dengede tutar.

Yıldızı kendi kütlesi altında çökmekten koruyan ışınım basıncı sona erdiğinden, yıldız kütleçekimine

yenik düşerek kendi kütlesi altında ezilmeye başlar. Bu ezilme çekirdeğin aşırı basınca ve ısıya maruz

kalmasına neden olur. Aşırı basınç ve 100 milyon santigrat dereceyi geçen çekirdek sıcaklığı helyum

reaksiyonunu başlatmak için yeterlidir.

Helyum reaksiyonu hidrostatik dengeyi ışınım basıncı lehine bozarak yıldızın genişlemesini sağlar. Artık

kırmızı dev evresine girmiş olan yıldız şişer ve çapı büyük oranda artar. Ancak, yıldızın kütlesi çok büyük

olduğu için çekirdekteki basınç ve sıcaklık helyum reaksiyonunu yavaşlatacak kadar azalamaz.

Helyum reaksiyonu hızla devam ederken çekirdek daha da

ısınmasını sürdürür.

Artık yıldızın merkezinde demir birikimi gerçekleşmekte, üst

katmanlarda da reaksiyon bütün hızıyla sürmektedir. Milyarlarca

santigrat dereceyi bulan çekirdek sıcaklığı, bu reaksiyonların

çok hızlı biçimde gerçekleşmesini sağlar. Bir süre

sonra helyuma dönüşecek hidrojen tükenir. Ardından karbona

dönüşecek olan helyum da tükenir. Peşinden karbon atomları

da tükenirler. Sırasıyla oksijen, neon, magnezyum da tümüyle

biter. En nihayetinde silisyum atomlarının tamamı da demire

dönüşür. (Buradaki bitme tükenme, füzyonun bitmesi

tükenmesidir. Bu elementler büyük bir çoğunlukla

varlıklarını sürdürmeye devam eder.)

Demir oldukça kararlı bir atomdur. Hatta evrendeki

en kararlı atom nedir sorusunun cevabıdır. Yıldızın

çekirdeğindeki sıcaklık olursa olsun demir atomları

birleşemezler. Demirin birleşerek başka bir elemente

dönüşmesi için dışarıdan çok büyük bir enerjinin

verilmesi gerekir. Ancak yıldızda gerçekleşen nükleer

reaksiyonlar bu enerjiyi sağlamak için yetersizdir.

Üstelik, çekirdekteki tüm yakıt tükenmiş, her şey

demire dönüşmüş, enerji üretimi artık durmuştur.

Enerji üretimi durduğunda, artık çekirdeğin kütleçekimine

yenik düşerek kendi içine çökmesini engelleyen ışınım basıncı

da sona erer.

Kütleçekim ipleri yeniden eline alır ve yıldızın çekirdeğinin artık

neredeyse tümünü oluşturan milyarlarca derece sıcaklıktaki

demir sıkışmaya başlar. milyarlarca derece sıcaklıktaki demir

sıkışmaya başlar.

18 Endüstri+ NİSAN 2021


Bu noktada üretilen muazzam enerji yıldızın dış

katmanlarının büyük oranda şişirmiş, yıldızın çekirdek

haricindeki yoğunluğu önemli ölçüde düşmüştür.

Artık enerji üretmeyen çekirdek bir beyaz

cüceden çok daha sıcak ve neredeyse onun kadar

yoğundur. Ancak, bir sorun vardır: Çekirdeğin kütlesi

Chandrasekhar limiti denilen kritik bir eşiğin

üzerindedir. Chandresekhar limiti, 1.44 Güneş kütlesine

denk gelir. Bu kütleye sahip bir cisim kendi

üzerine çökmeye başladığında, beyaz cücelerde

olduğu gibi sıkışmayı durduracak olan dejenere

elektron basıncı etkili olamaz. Bu şu anlama gelir;

sıkışma devam edecektir.

Çekirdeğin kütlesi oldukça büyük olduğu için,

enerji üretimi durduğunda büzüşme çok hızlı

biçimde olur. Öyle ki, bu büzüşme saatte 100 bin

km’yi bulan bir hızda gerçekleşebilir. Yani yıldızın

çekirdeği saatte 100 bin km hızla kendi içine doğru

çöker. Demir atomları birbirine neredeyse değecek

kadar yaklaşırlar. Elektron basıncı bu tehlikeli

yakınlaşmayı önlemeye çalışsa da başarısız olur.

Her bir elektron, atom çekirdeklerindeki protonlar

tarafından yakalanırlar. Eksi yüklü elektronları

yakalayan artı yüklü protonlar, bu durum sonucunda

“yüksüz” nötronlara dönüşür. Çünkü eksi ve

artı yükler (lise fiziğinden bildiğiniz gibi) birbirlerini

etkisizleştirir.

Bu durumda yıldızımızın çekirdeği “demirden oluşuyor”

deme ihtimalimiz kalmaz. Çünkü tümüyle

nötronlardan oluşan bir yapı haline dönüşmüştür.

Özetle, yıldız artık dev bir nötron topu, pratik anlamda

dev bir atom çekirdeğidir.

Yukarıda elektron basıncının çökmeyi durduramadığını

söylemiştik. O halde yıldızın çöküşünü

hiçbirşey durduramayacak diye düşünebilirsiniz.

Ancak öyle değil; nötronlar birbirlerine çok yaklaştıklarında,

birleşip iç içe geçmelerini engelleyen bir

kuantum durumu söz konusudur. Nötron basıncı

diyebileceğimiz bu durum sayesinde nötronların

birleşmesi engellenir ve çökme sona erer. Çökmenin

devam edebilmesi için çöken çekirdek kütlesinin

daha büyük olması gereklidir. Zaten çekirdek

kütlesi daha

büyük ise, ortaya

çıkacak olan şey

bir nötron yıldızı

değil, karadelik

olacaktır.

Çekirdeğin bu ani

çöküşü çok güçlü

bir kütleçimsel

şok dalgası oluşmasına

neden

olur. Bu şok dalgası muazzam bir enerji halinde

yayılır ve yıldızın dış katmanları olağanüstü büyük

bir patlamayla uzay boşluğuna saçılır. Bu patlama

üretilen enerji öylesine büyüktür ki, dışa saçılan

dış katmanlardaki hidrojen, helyum, oksijen, neon,

karbon gibi elementler çok büyük hızlarla çarpışarak

birleşir ve üst üste birleşmeler devam eder.

Bu sırada oluşabilecek demir atomları dahi başka

atomlarla birleşmelerini sürdürürler. Sonuç; bugün

hepimizin bildiği demirden ağır elementlerin oluşumudur.

İşte bir

süpernova patlamasının

oluşum

dinamikleri

bu şekildedir.

Bu süpernova

patlaması,

yıldızın dış

katmanlarını o

kadar büyük

hızlara ulaştırır

ve ısıtır ki, çok büyük hızla ilerleyen bu gaz bulutları

zaman içinde ışık yıllarını aşan çapa sahip bir

bulut halinde çevreye saçılırlar. Tipik bir süpernova

kalıntısının çapı 2-3 ışık yılını aşan boyutlara

ulaşabilir. Ancak bulut genişledikçe seyrekleşir ve

birkaç yüzbin yıl içinde artık gözle görünmez hale

gelir ve nihayetinde galaksi içinde saçılarak gözden

kaybolur.

Patlamanın boyutuna göre, bu saçılan parçacıklar

çevredeki yıldızlar üzerinde de etkili olabilir. Ancak

bu etki çoğunlukla “yıpratma” şeklinde değil,

de radyasyon olarak kendini gösterir. Süpernova

sonucu ortaya saçılan parçacıklar çok büyük enerjilere

sahip oldukları için, eğer yaşam barındıran

bir gezegenin “üzerine yağar” ise, buradaki hayata

ciddi derecede zarar verebilir.

Hele ki, eğer süpernova patlaması yeterince

büyük, yani “hipernova” olarak tabir edilen boyutlarda

ise, yayılan gamma ışınları böylesi bir gezegende

hayatı tümüyle yok edebilir. Ancak gamma

ışınları yıldızın çekirdeğinden “kutupsal” halde

yayıldığı için, bu ışının bir gezegenin üzerine denk

gelme oranı düşer. Eğer bir gamma ışın patlamasının

kurbanı olan gezegende yaşıyorsanız, kendinizi

tavlada sürekli “hepyek” atan şanssız biri gibi

düşünebilirsiniz. Onca olasılık içinden size maalesef

yek gelmiştir. Hele ki, eğer süpernova patlaması

yeterince büyük, yani “hipernova” olarak

tabir edilen boyutlarda ise, yayılan gamma ışınları

böylesi bir gezegende hayatı tümüyle yok edebilir.

Ancak gamma ışınları yıldızın çekirdeğinden “kutupsal”

halde yayıldığı için, bu ışının bir gezegenin

üzerine denk gelme oranı düşer. Eğer bir gamma

ışın patlamasının kurbanı olan gezegende yaşıyorsanız,

kendinizi tavlada sürekli “hep yek” atan

şanssız biri gibi düşünebilirsiniz. Onca olasılık

içinden size malesef yek gelmiştir.

Zafer EMERCAN

Endüstri+ NİSAN2021 19


Her zaman, yapamayacağım

şeyler üzerinde

çalışıyorum ki, nasıl yapabileceğimi

öğreneyim.

PABLO PICASSO

20 Endüstri+ NİSAN 2021


PABLO PICASSO: GUERNICA

İspanya’nın en önemli ressamlarından Pablo

Picasso tarafından 1937 yılında sadece siyah

ve beyaz renkler kullanılarak yapılan Guernica

tablosu, hemen hemen herkes tarafından

bilinir. Şu anda Madrid’teki Reina Sofia Müzesi’nde

sergileniyor.

İç savaş sırasında Nazi’nin Bask kasabası

Guernica’da Pazar kurulduğu gün bütün

kasabanın toplandığı alanmış.26 Nisan 1937

Pazar günü kasabanın alanda toplandığı

sırada, Naziler tarafından bir anda bombardımana

tutuluyor. Ancak İspanya, o sırada

Almanya ile savaş halinde değil ve daha

sonra gerçekleşen İkinci Dünya Savaşı’na da

katılmıyor. Naziler, pazar alanındaki insanların

kaçabileceği bütün yolları bombalıyorlar

ve birçok insan, hiç beklemedikleri bir anda

acılar içinde ölüyor.

Picasso ise olay sırasında Paris’te yaşıyor

ve 1937 Dünya Fuarı kapsamında kendisine

ayrılan bölüme bir resim çizmeye hazırlanıyor.

Bombardımanı gazetelerden öğrenen

Picasso, çok etkileniyor ve 15 gün içinde

bu tabloyu hazırlayarak sergiliyor. Ressam,

özellikle siyah – beyaz renklerini kullanıyor ve

özellikle mat boyalar kullanıyor.

Guernica, savaşın trajedilerini ve bireylere,

özellikle masum sivillere verdiği acıyı gösteriyor.

Bu çalışma anıtsal bir statü kazanmış

ve bir savaş karşıtı sembol haline gelmiştir.

Gurnica tamamlandıktan kısa bir turla dünya

çapında gösterildi, ünlü oldu ve büyük

beğeni topladı. Bu tur İspanya İç Savaşı’nın

dünyanın dikkatini çekmesine yardımcı oldu.

Bu bağlamda, günümüze dek yapılan en

önemli politik tablolardan biri olarak önemini

korumaya devam ediyor.

Söylentiye göre Paris, Nazi kuşatması altındayken

Picasso gestapo tarafından sorgulanıyor.

Nazi subaylarından biri Picasso’ya

Guernica’yı işaret ederek “Bunu siz mi

yaptınız?” diye soruyor ve Picasso, o etkileyici

yanıtı veriyor: “Hayır, siz yaptınız!”

Endüstri+ NİSAN 2021 21


8 Mart Dünya Emekçi

Kadınlar Günü olarak

bildiğimiz dünyanın dört

bir yanında da, kadına ve

kadının dokunduğu her

şeye ithaf edilen bugünün

tohumlarını yine emekçi

kadınlarımız atmıştır.

Çağımızda gelişen teknoloji

ve endüstrileşme ile

beraber her geçen gün

çalışma hayatına katılan

kadınların sayısı sürekli

artış göstermektedir. Girişimcilik

yoluyla kendine

ekonomilerine, toplumlarına

ve istihdama önemli

katkı sağlayan, dünyadaki

aktif işgücünde

stratejik bir önemi sahip

olan kadınlarımızı daima

kutluyor ve destekliyoruz.

Necmettin Erbakan Üniversitesi

Endüstri Mühendisliği

Topluluğu olarak,

her yıl 8 Mart Dünya

Kadınlar Günü’nde ekip

arkadaşlarımızla birlikte

özveriyle çalışıyoruz.

Çalışmalarımız sonucunda

projemiz kapsamında

önceliğimiz anne olup

evlat yetiştirdin, abla olup

paylaşan, işçi olup çalışan

öğreten, seven, sağlığa,

bileme, tekniğe katkı

yapan, sanata, edebiyata,

müziğe bambaşka renkler

katan kadınlarımıza daha

sonra onlara hayatlarında

hep en özel hissettirecekleri

erkeklere veriyoruz.

Kulübümüzün kurulduğu

yıldan itibaren gerçekleştiriyor

olduğumuz projemizde;

her yıl 8 Mart’ta

kadınlara yine girişimci

kadın sponsorlarımız sayesinde

kurabiyeler dağıtıyoruz.

Proje erkeklere

ise hayatlarındaki değer

verdiği kadınlara;sevgisiyle

ekip büyütmesi için

tohum dağıtımı yapıyoruz.

Nasıl ki tohumlarbir

dönüşüm içerisinde fidana

hemen ardından ağaca

döndüğünde meyve

EMT İLE 8 MART

KADINLAR GÜ

veriyorsa, bizde kadınlarımızın

bu hayatta bir döngüsü

olduğunu düşünüyor

ve her başarısını birer

meyve olarak görüyoruz.

Yaşamımızda bizim de

bir kadının meyvesi olduğumuzu

unutmadan,

gelecek nesillere bu sevgiyi

aşılayarak ilerlemek

umuduyla… Her zaman

söylediğim gibi ‘Sevgi

Emektir’.

BİLGE TANDOĞAN

22 Endüstri+ NİSAN 2021


DÜNYA

NÜ

Endüstri+ MART NİSAN 2021 05 23


MART-NİSAN

ETKİNLİK TAKVİMİ

ENDÜSTRİ+ - SAYI 02

20 MART 2021 SEKTÖR SOHBETLERİ Kadir KÖYMEN ile Sektör Sohbetleri

23 MART 2021 EĞİTİM Alper AKYÜZ ile CV Hazırlama ve Mülakat Eğitimi

24 MART 2021 SAHA UZMANLIĞI Saha Uzmanlığı Projesi

31 MART 2021 SEKTÖR SOHBETLERİ M. Kemal ÇAKICI ile Sektör Sohbetleri

3-4 NİSAN 2021 EĞİTİM Ali TOPACIK ile Temel ve İleri Excel Eğitimi

08 NİSAN 2021 SEKTÖR SOHBETLERİ Burçak EROL ile Sektör Sohbetleri

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!