03.05.2021 Views

YENİ MASONİK DÜZEN

YENİ MASONİK DÜZEN

YENİ MASONİK DÜZEN

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dikkat çekmiş ve "İslam'ın kanlı sınırları" olduğundan söz etmişti. (Bu "kanlı sınırlar"dan ise,

Müslümanları sorumlu tutuyordu, temsilcisi olduğu Batı medeniyetini temiz göstermek için.)

Bazı yorumcular ise Yeni Dünya Düzeni'nin pembe tablosunu savunmaya devam ettiler.

Onlara göre, ortada büyük bir çatışma yoktu ve olmayacaktı da. Bosna'da ve diğer İslam

coğrafyalarında akan kanlar, yerel bir takım saldırganlıkların sonucuydu ve Yeni Dünya

Düzeni'nin bir parçası değildiler. Yeni Dünya Düzeni, bu olumsuzlukları ortadan kaldırmayı

amaçlıyordu.

Bu iki farklı yorum karşısında durup düşünmek gerekir. Gerçekten yakın gelecekte Batı

ve İslam arasında bir çatışma yaşanacak mıdır? Daha da önemlisi, Batı, bu çatışmayı

gözönünde bulundurarak şimdiden rakip tarafa kaşı eyleme mi geçmiştir? İslam'ın "kanlı

sınırlar"a sahip olmasının nedeni bu mudur? Yeni Dünya Düzeni, dünyaya barış ve adalet

dağıtmak için mi tasarlanmıştır? Yoksa bu süslü laflar arkasında yeni bir cephe mi

oluşturulmaktadır? Yeni Dünya Düzeni'ni kurmaya soyunan medeniyet, kendinden

olmayanlara, yani en başta Müslümanlara karşı dostluk daveti mi, yoksa bir "komplo" mu

içermektedir. Bunlar çok kişinin zihnini meşgul eden önemli sorulardır.

Ancak biz, bu soruları cevaplandırmak için farklı bir yol izleyeceğiz. Eğer Yeni Dünya

Düzeni'nin gerçek içeriğini merak ediyorsak, öncelikle yapılması gereken Yeni Dünya

Düzeni'ni ilan eden medeniyeti tanımaktır. Eğer bu medeniyetin kimliğini ve yöneticilerini

doğru tespit edebilirsek, niyetlerini, özellikle de karşı tarafa yönelik niyetlerini daha iyi

belirleyebiliriz.

Bugün pek çok insan Batı'yı çok iyi tanıdığını iddia edebilir. Oysa dünya kimi zaman

göründüğünden, gösterildiğinden çok daha farklı olabilmektedir. Bu nedenle, Batı'yı tanımak

için, öncelikle Batı'nın resmi tarihini ve resmi görüntüsünü aşmak gerekmektedir.

Resmi Tarih ve Resmi Görüntü

Bir resmi, bir de gerçek tarihin olduğu herkesçe bilinir. Resmi tarih, tarihi yazanların—

daha doğrusu yazdıranların—olayları istedikleri gibi yorumlamalarından ve çarpıtmalarından

doğar. Bir ülkenin tarihini yazdıranlar, ki bunlar o ülkeyi yönetenlerdir, kimi zaman tarihi

resmi ideolojiyi sağlamlaştıracak bir araç olarak görürler. Öyle ki iki ülke arasında geçmiş olan

bir savaşın, her iki ülkede de "zafer bayramı" olarak kutlandığı durumlar bile vardır: Her iki

tarafın tarih kitapları da savaşı kendilerinin kazandığını yazmaktadır...

"Resmi"lik yalnızca tarih için değil, bugün için de geçerlidir. Resmi tarihi tarihçiler

yazarken, resmi görüntüyü de devlet ve medya belirler. Buna, çoğu ülkede çok sayıda medya

kuruluşu olduğu ve bunların farklı konularda farklı yorumlar yaptığı noktasından yola çıkarak

itiraz edilebilir. Ama dikkat edilirse, medyanın büyük çoğunluğu, aralarında başka konularda

ne anlaşmazlık olursa olsun, "düzen" konusunda konsensüse varmış durumdadır. Düzene

alternatif olanlar ise, dışlanırlar ve belki daha da önemlisi güvenilir kaynak olarak kabul

edilmezler.

Ünlü Amerikalı dilbilimci ve siyasi yorumcu Noam Chomsky, Necessary Illusions:

Thought Control in Democratic Societies (Gerekli İlüzyonlar: Demokratik Toplumlarda Düşünce

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!