03.05.2021 Views

YENİ MASONİK DÜZEN

YENİ MASONİK DÜZEN

YENİ MASONİK DÜZEN

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Yahudi inancına göre bu kehanetlerin başında ise, Yahudilerin tüm dünyaya yayılmış

olmaları şartı geliyordu. Encyclopaedia Judaica, bu inancı şöyle bildiriyor: "Mesih'in tekrar

gelişine dair olan kehanet, ancak Yahudilerin dünyanın dört bir yanına yayılmaları ile

gerçekleşebilecekti." 19

Evet, kehanetlere göre, Mesih geldiğinde Yahudiler dünyanın dört bir yanına dağılmış

durumda olacaklar ve Mesih onları çağırdığında da hepsi Vaadedilmiş Topraklar'a geri

döneceklerdir. (Bu kehanetin daha detaylı olarak açıklanışının Kabalacı Menasseh Ben Israel

tarafından yapıldığını ilerki sayfalarda göreceğiz.)

Kendilerine başlıca hedef olarak Mesih'in gelişiyle ilgili kehanetleri gerçekleştirmeyi

edinen Kabalacılar, kuşkusuz bu önemli kehanete karşı kayıtsız kalamazlardı. O dönemde

Yahudiler "dünyanın dört bir yanına" dağılmış durumda değildiler. Hatta Avrupa'nın pek çok

ülkesinde bile Yahudi yoktu. Doğu Avrupa'da Aşkenaz Yahudileri vardı. En yoğun Yahudi

nüfusu ise Kabala diyarı İspanya'da yaşayan Sefarad Yahudileriydi. Eğer Mesih'in gelişi için

gerekli olan kehanet yerine getirilecek, yani Yahudiler "dünyanın dört bir yanına" yayılacaksa,

bu İspanya'dan olmalıydı.

Ama bu iş nasıl olacaktı?... İspanya'da yaşayan Yahudiler, doğal olarak, sırf Kabalacılar

öyle istedi diye evlerini bırakıp "dünyanın dört bir yanına" gitmezlerdi ki. Hem Yahudiler

idealist davranıp böyle bir göçü kabul etseler bile, Kabalacıların isteğiyle gerçekleşecek bir

yayılma biraz dikkat çekici olmaz mıydı? Böyle bir yolculuğun ardındaki niyet ortaya çıkmaz

mıydı? Hem sonra hangi ülkenin hükümdarı durup dururken kapısında bitiveren Yahudileri

kabul ederdi? Yahudiler onlara "kehanet gereği dünyanın dört bir yanına yayılmamız

gerekiyor, bizi kabul eder misiniz" mi diyeceklerdi?

Bu "dünyanın dört bir yanına yayılma" projesi, olsa olsa farklı bir görünüm altında

olabilirdi. Sanki bu işi Kabalacılar istememişler de, Yahudiler mecbur kalmışlar gibi bir

görüntü, en iyisiydi. Başka bir deyişle, Yahudiler ancak İspanya'dan sürülürlerse plan istenen

biçimde işleyebilirdi.

İşte işin asıl ilginç yanı buydu. Çünkü Kolomb "Yahudiler için iyi bir yer" aramak üzere

yola çıkarken, İspanyol Yahudileri de Mesih'in dönüşüyle ilgili kehanete uygun olarak

İspanya'dan çıkıp "dünyaya yayılmak" üzereydiler: Sefaradlar, İspanya'dan sürülüyorlardı...

Şalom, bu "dramatik" sürgünü şöyle anlatıyor

1452'de (Yahudi tarihi) 2 Ağustos'u, 3 Ağustos'a bağlayan gece aslında olup bitenler

neydi? O gece 'Taşa be av' dı, yani Yahudilere İspanya'dan çıkmaları için tanınan sürenin son

günüydü... O gece Kristof Kolomb bilinmeyene yolculuğunun saatini hesaplamıştı... Amiral

gemisinde gizlenerek yola çıkan bu insanlar kimdi? Hangi umutların taşıyıcılarıydılar?

İspanya'dan kovulduktan sonra hangi yeni barınakları düşlüyorlardı? Hangi 'Gan-Eden'

(yeryüzü cenneti)di onları bekleyen?

Evet, Kolomb, Mesih'in gelmesinin bir şartı olan Süleyman Mabedi'nin inşası için denize

açılırken, Mesih'in gelmesinin bir başka şartı da yanıbaşında gerçekleşiyor, Sefarad Yahudileri

İspanya'dan sürgün edilerek "dünyanın dört bir yanına" dağılıyorlardı.

Bu Kabalacılar adına yalnızca mükemmel bir tesadüf müydü?

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!