You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Evet, sanırım bizler birçok hata yapan, hatalarından da ders
çıkarmayan cürümkârlar olarak -yaşıyor olsaydı- Küstehân Kapısı’ndan
girerdik gönül sultanın huzuruna.
Ama şunu bilmek biraz serinletiyor insanın yüreğini; “Ne olursan
ol yine gel!” değil miydi gönül sultanın düsturu? Bu hoşgörü, mekânın
her köşesine sirayet etmişti âdeta. Avluya girdiğiniz zaman tarifsiz bir
huzur, ince bir heyecan doluyordu insanın ruhuna. Zarif işçiliği ve ince
detaylarıyla bir şadırvan süslüyor mabedin bahçesini ve hemen
karşısında tedrisat hücreleri, semâheneler ve mescid bölümleri bu
mânevi ortamın tamamlayıcısı olarak yer alıyor. Şadırvanla arasında
kalan bölümde selsebil çeşmesi bambaşka bir hava katıyor bu
güzelliğe. Sonra o görkemli kapı karşılıyor sizi. Ahşabın asaleti,
ustaların maharetiyle işlenmiş desenleriyle, buyurun letâfete,
buyurun nezakete, buyurun muhabbete diyerek mânevi huzura
çağırıyor sanki kapıya gelenleri...
İçeriye girince hüzün ve sevinç arası bir duygu sağanağı yayılıyor
ruhunuza. Huzura çıkmanın sevinci, dönemine rast gelememenin
hüznü... Uzun uzun kalmak istiyor insan, hoşgörünün rayihası sinsin
diye benliğine. Ve aklımın bir köşesinden şunlar geçiyor; Nereden
nereye geldi insanlık... İç çekiyorum biraz derinden. Biz bu güzel
hasletleri ne zaman kaybettik? Zamanda ilerlerken, insanlığa dair
güzellik elbiselerini birer birer çıkardık. Muhabbete yönelmeyeli,
yoksul kaldı insanlığımız, çıplak kaldı vicdanımız, aç kaldı ruhumuz…
TARZ EDEBİYAT DERGİSİ TARZ EDEBİYAT KÜLTÜR VE SANAT DERNEĞİ (TEKSDER) YAYINIDIR.