Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Şeyh Muhammed bin Abdullah el-Hasım
Uhud savaşı hakkında da Allah’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “(Bedir’de
müşriklerin başına) iki misli gelen bir musibet (Uhud’da) sizin başınıza
gelince mi: “Bu nereden çıktı?” dediniz? De ki: “O (musibet) sizin yanınızdandır/günahlarınız
sebebiyledir.” Şüphesiz ki Allah, her şeye güç yetirendir.”
81
İkinci olarak: Müslüman mağlubiyetin önünde tam bir iman ve tam bir
kesinlikle durur. Bu mağlubiyet onu sarsmaz, gerisin geriye döndürmez, zayıf
düşmez ve küçük düşmez, düşmana karşı zelil olmaz ve cihadını bırakmaz.
Nitekim Allah’u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
“Nice nebiyle beraber birçok Rabbani (âlim ve mücahid) savaştı. Allah
yolunda başlarına gelen sıkıntılar nedeniyle gevşekliğe düşmediler, zayıflamadılar
ve (düşman karşısında) alçalmadılar. Allah, sabredenleri sever.
(Başlarına gelen sıkıntılarda) sadece şöyle söylemekle yetindiler: “Rabbimiz!
Günahlarımızı ve işlerimizde var olan aşırılıklarımızı bağışla! Ayaklarımızı
sabit kıl! Kâfirler topluluğuna karşı bize yardımcı ol.” 82
Üçüncü olarak: İmanla yükselmek. Bunun anlamı, mü’min imanıyla teselli
olur ve onunla kalkınır. Böylece musibetlere aldırış etmez ve uzuvlarından
öteye geçmez... Kendisinin mü’min olduğunu ve düşmanın kâfir olduğunu,
hak üzere ve düşmanın batıl üzere olduğunu, akıbetinin cennet ve düşmanın
ise cehennem olduğunu düşündüğünde imanı ile gurur duyar, başına gelen
musibetler hafifler ve hüzünleri yok olur. Eğer her şeyini kaybeder ve imanı
kalırsa kazanan odur ve güzel akıbet er ya da geç O’nundur.
Allah’u Teâlâ, Uhud savaşından sonra mü’minleri teselli ederek şöyle buyurdu:
“Gevşemeyin, üzülmeyin! Şayet inanıyorsanız üstün olan sizlersiniz.”
83
81 Âl-i İmrân sûresi, 165. ayet meali
82 Âl-i İmrân sûresi, 146-147. ayetler meali
83 Âl-i İmrân sûresi, 139. ayet meali
59