20.01.2022 Views

İTÜ DENARK SİRİUS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

RÖPORTAJ

Dr. Özkan POYRAZ

ile Röportaj

Erhan Çakır ve Süleyman Kayhan’ın Röportajı

Öncelikle çocukluğunuzun Beykoz’da geçtiğini

ve denizciliğe olan ilgi ve merakınızın henüz

çocukken başladığını biliyoruz. Günümüzde

çoğu insan ailesinden bir kişinin denizde

çalışmasını istemiyor. Siz Kabataş Erkek Lisesi’nden,

o dönemdeki adıyla Denizcilik Yüksek

Okulu’na, yani YDO’ya (İTÜ Denizcilik Fakültesi)

geçerken ailenizden nasıl bir tepki gördünüz?

Denizci olmaya nasıl karar verdiniz?

Evet, ben İstanbul’un boğaz kıyısında yer alan ormanı,

denizi ve balıkçılığı ile ünlü ilçesi Beykoz’da büyüdüm.

Ailemde profesyonel denizci yoktu. O dönemki

denizciliğim, arkadaşlarımla beraber kiraladığımız sandallarda

kürek çekmekten ibaretti. Beykoz iskelesine

yanaşan şehir hatlarına ait vapurları ve onların yanaşma

manevralarını izlerdim. Bana göre insanların suratı gibi

onların da her birinin bodoslaması ve sehimi farklı bir

kişilik taşırdı. Sonraki yıllarda Kabataş Erkek Lisesi’ne

başladım. Beykoz ile Ortaköy arasındaki günübirlik

yolculuğumu o yıllarda dilenci vapuru olarak tabir edilen

bu şehir hatları vapurlarında geçirdim. Vapurların

manevralarını beynimde adeta ben yapıyor hale gelmiştim.

İstanbul limanında gördüğüm çift çapalı baca

forsu taşıyan, sarı kuşaklı, bembeyaz boyalı, Akdeniz,

Karadeniz ve Samsun gemilerinin çekiciliği ise beni

bu mesleğe davet eden en önemli itici güç olmuştur.

Ayrıca Beşiktaş civarında rastladığım üniformalı YDO

öğrencilerinin de bu okulu seçmem de yadsınamaz bir

katkısı olmuştur. Ailem, Denizcilik Yüksek Okulu’nu

kazandığımı öğrendiğinde ilk tepki olarak tehlikeli ve

hasreti bol bir meslek algısıyla pek çok ebeveyn gibi

üzüntü yaşadı.

Deniz hizmetlerinizin yanında yurt içi ve

yurt dışı eğitimlerle beraber kendinizi çok iyi

geliştirdiğiniz konusunda ülkemizde sanıyoruz

ki kimsenin şüphesi yoktur. Bu süre zarfında

sizi motive eden neydi? Karada bir yaşam

mı hedefliyordunuz, yoksa Türk denizciliğine

eğitim ve yönetim alanında mı hizmet etmek

istediniz? Hedeflerinizi ne zaman belirlediniz?

YDO’daki eğitimim sırasında gemi kaptanı olmaktan

başka bir hedefim yoktu. Aslında bu bana özgü

bir durum değildi. Denizcilikte karada iş imkânları

çok kısıtlı olduğu için sınıf arkadaşlarımın da karada

çalışmak gibi bir düşüncesi yoktu. O yıllarda Devlet

iktisadi işletmelerinden DB Deniz Nakliyat 70 parça

gemisi ile Türkiye’de denizcilik piyasalarını yönlendiriyordu.

Bizler de okuldan mezun olur olmaz mecburi

hizmetimize karşılık bu şirkette göreve başlıyorduk.

Bugün adını çok duyduğumuz armatörlük şirketleri o

tarihlerde yoktu. Ben bir süre devlet şirketlerinde ve bir

süre de armatörlük şirketlerinde görev yaptıktan sonra,

Türkiye’de Kambiyo Mevzuatında yenilikler olmaya

başladı. Artık bir armatörün gemisi ipotek gösterilerek

kredi alınabilir hale gelmişti. Dış ticaret ve bankacılık

çok gelişti. Koster armatörleri kısa sürede büyük gemi

işletmeleri haline dönüşmeye başladılar. Ben de denizde

çalışarak elde ettiğim kazancı öncelikle kendi gelişimime

tahsis etmek istedim. Yatırım için ev almak gibi

hedeflerim hiç olmadı. İngiltere’ye gittim. Genel İngilizce

ve uluslararası ticaret yöntemleri üzerine kurslara

katıldım. Southampton ve Londra City Üniversitelerinin

açık tartışma ve kariyer günlerine katıldım. Okulumuzdan

1987 yılında bölüm birincisi olarak derece ile

mezun olmuştum. Süreç içinde analitik ve algoritmik

düşünce yapısına sahip olduğumu fark ettim sanırım.

İTÜ’de ilk defa açılan Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği

yüksek lisansına başvurdum. Bu arada Ortaköy

Denizcilik Meslek Lisesi’nde yapmakta olduğum gü-

@itudenark 31

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!